SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 64
Farmasötik Kimya
Yrd. Doç. Dr. İbrahim BULDUK
FARMAKOLOJİ (İLAÇ BİLİMİ)
Farmakoloji için en geniş anlamda ilaç bilimidir
diyebiliriz. Taa eski zamanlarda Mısırlılar ve Çinliler
bitkilerden, hayvanlardan ve çeşitli minerallerden
faydalanarak bazı hastalıkları iyileştiriyorlardı. Modern
bilimin gelişmesinden farmakoloji de nasibini almıştır;
1897'de Felix Hoffman asetil salisilik asidi sentezledi,
1899'da da patentini aldı.
İLAÇ
Canlı hücre üzerinde meydana getirdiği tesir ile bir
hastalığın teşhis ve tedavisini veya bu hastalıktan
korunmayı mümkün kılan kimyasal preparatlara ilaç
denir.
Tıpta kullanılan ve biyolojik etkinliği olan saf kimyasal
madde veya ona eşdeğer bitkisel veya hayvansal
kaynaklı, standart miktarda aktif madde içeren bir
karışımdır.
İlaçların Kullanım Amaçları
İlâçlar
ÖNLEME (profilaksi)
TEDAVİ (sağaltım)
TEŞHİS (tanı) ve
DİĞER amaçlarla (kontrasepsiyon) kullanılırlar.
İlaç Etkisinin Temel Özellikleri

Seçicilik (selektivite)
Etkinin geçici olması
Etkinin doza (Doz: bir seferde verilen ilaç miktarı)
bağımlı olması
İlaçların Kaynakları
Bitkiler (rizom, kök, tohum, kabuk)
Hayvanlar
Mikroorganizmalar (penisilin)
Mineraller (çinko, magnezyum, demir vd)
İlaç Üretimi
İlaç aktif maddelerinin, yardımcı katkı maddeleri ile
belirli oranlarda karıştırılarak, çeşitli ürün formlarında
kullanıcıya sunulması ilaç üretimi olarak adlandırılır
İlaç Formları
Katı form(tablet, draje, kapsül, kuruşurup)

Yarı katı form(krem, merhem, süppozituar)

Sıvı form(ampul ve flakon, şurup, damla) şeklinde 3 farklı
formda üretilirler.
İlaç Araştırma ve Geliştirme
Süreci
İlaç araştırması ve geliştirmesi ile uğraşan ilaç endüstrisi
kuruluşlarında ve ayrıca akademik kuruluşlarda, yeni ilaçlar
bulmak için devamlı çalışmalar yapılır.
İlaç geliştirmede temel amaç, insanların yaşamında daha
iyiye doğru bir değişiklik yapabilmektir. Geliştirilen her
ilaç veya aşının kullanımı ile koruyucu, tedavi edici veya
hastalığın belirti ve bulgularını azaltıcı bir etkinin elde
edilmesi gerekmektedir.
İlaç Araştırma ve Geliştirme
Süreci
İlaç geliştirme süresi 4 ana bölümden oluşur:
1)
2)
3)
4)

Keşif ve araştırma
Preklinik çalışmalar
Klinik çalışmalar
Onay ve pazar sonrası denetim
İlaç Araştırma ve Geliştirme Süreci
Dünyada, biyomedikal olarak, yeni ilaç geliştirilmesi ve
değerlendirilmesi birbirini izleyen başlıca iki basmaktan
oluşur. Bunlar:
1. Klinik-öncesi (prekilinik) çalışma ve
değerlendirmeler
2. Klinik çalışma ve değerlendirmedir.
Klinik Öncesi Değerlendirme
Doğal kaynaklardan ortaya çıkarılan bir kimyasal
molekülün önce uygun deney hayvanları üzerinde
denenmesi ile insanlar üzerindeki olası yarar ve
zararlarının öngörülmeye çalışılması amaçlanır.
Binlerce molekül arasında tarama testleri ile ilaç
olmaya aday olan molekül ayrıştırılır ve sonuçta bu
aday moleküllerin farmasötik (ilacın şekli) şekil haline
getirilmesi araştırmaları yapılır.
Deneyler başlıca tarama ve toksisite testleri olarak
sürdürülür
Tarama testleri laboratuvar koşullarındaki araştırmalar
olarak sürdürülür.
Toksisite testleri de köpeklerde yapılır.
Klinik Denemeler
İnsan üzerinde kullanılabileceği öngörülen aday ilaç
molekülleri çeşitli farmasötik biçimlere getirilerek ve
ilgili etik kuruldan mutlaka izni alınarak gönüllü sağlam
ve hasta denekler üzerinde denenir.
Klinik denemeler başlıca dört basamaktaki dönemsel
çalışmalar ile gerçekleştirilir. Bunlar:
1.
2.
3.
4.

Faz
Faz
Faz
Faz

I (birinci dönem),
II (ikinci dönem),
III (üçüncü dönem) ve
IV (dördüncü dönem) çalışmalardır.
Klinik Denemeler
Faz I: Bu dönem daha önce sadece deney hayvanında
denenmiş ilacın ilk kez insanda denendiği dönemdir.
İnceleme genellikle sağlam gönüllü deneklerde ve 1015 kişilik ufak sayıdaki bir grup üzerinde yapılır.
Faz II: Bu dönemde kısıtlı sayıdaki hastada ilacın
terapötik (tedavi edici) ve profilaktik (koruyucu)
dozları araştırılır.
Faz III. Bu dönem çok merkezli, olası en fazla hasta
üzerinde terapötik etkinliği sağlamak için yapılan
çalışma dönemini kapsar.
Faz IV: Bu dönemde ilaç deneme amacıyla verilmez.
Sadece hasta için tıbbi bakım gerektiğinden, hastalara
rutin olarak kullandırılır. Sonuçlar bakımından ilacın
tedavi etkinliği ve yan etkileri izlenir, değerlendirilir
İlaçların Sınıflandırılması
Genel olarak ilaçların sınıflandırılmasında 4 ana özellikle
öne çıkmaktadır:
1.
2.
3.
4.

Farmakolojik Özellikleri
Kimyasal yapıları
Hedef sistemler
Etki ettigi bölge

Şimdi bu sınıflandırma özelliklerini teker teker
açıklamaya çalışalım.
Farmakolojik Özelliklere Göre
Sınıflandırma

Ilaçlarin etki etme özelligine göre sınıflandırılmasının en
büyük avantaji belki de, bir fizyolojik sorun için
kullanilabilecek
ilaçlarin
tümünü
gösterebilmesidir.
Fakat, şunun da vurgulanmasi gerekir ki bu şekilde
yapılan bir sınıflandırmada bulunan ilaçlar cok genis ve
degisik cesitlilik göstermektedir. Çünkü fizyolojik bir
bozuklugun tek bir bertaraf etme yöntemi yoktur.
Bu tür sınıflandırmada yasanan önemli bir sorun da, bazı
ilaçlarin
tek
bir
etkisinin
olmamasıdır.
Bu tür sınıflandırmaya örnek olarak ilaçlar, analjezikler,
antibiyotikler,
antiinflamatoriler,
antidepresanlar,
anabolikler, anestetikler vs.vs.
Kimyasal Özelliklere Göre
Sınıflandırma

Bir çok ilaç yapısına bakıldıgında da ayni organik iskelete
sahip oldugu görülmektedir ki bu da ilaçlari bu sahip
olduklari
iskelete
göre
isimlendirilmesi kolayligini
saglamaktadir.
Barbitüratlar, penisilinler, katekolaminler, steroitler.
Bu tür sınıflandırma, bazı durumlarda benzer yapılara
sahip olan ilaçların benzer etkiler göstermesinden
(penisilin türevleri olan amoksisilinler, ampisilinler,
okzasilinler, nafsilinler vs.) dolayi oldukca kullanışlıdır
ama bir o kadar da tehlikelidir ki bazen çok benzer
iskelete sahip olsalar bile ilaçların etkileri çok çok farkı
olabilmektedir. Örnegin barbitüratlar, birbirlerine çok
benzerler ama çok farkli kullanım alanları vardır.
Hedef Sisteme Göre Sınıflandırma
Bu durumda, ilaçlar vücutta etki ettikleri bölgelere
göre
sınıflandırılırlar.
Örneğin,
sinirileticiler,
antihistaminikler, kolinerjikler gibi.
Bu sınıflandırma diğer iki sınıflandırmaya göre daha
spesifik bir sınıflandırmadır ve vücutta nerelere etki
ettiği anlaşılmaktadır ilacin. Ancak yine de bu
sistematiğin de degisik yönleri vardir. Sonuçta etki
edilen bölge de kendi icinde bir sistemdir ve farklılıklar
gösterir. Örnegin tüm antihistaminiklerin benzer
moleküller olacagı düşünülebilir ama histamin sentezi
sırasında bir çok basamak oldugu icin değişik ilaçlar
degişik basamaklar icin etki gösterebileceginden
yapıları da farklı olacaktır.
Etki Ettiği Bölgeye Göre
Sınıflandırma
Bu yukarıdaki sınıflandırmaya göre daha spesifiktir ve
ilaçların özellikle hangi enzime, enzime grubuna ya da
alıcılara (receptor) etki ettigine göre gruplandırılırlar.
Örnegin, antikolinesterazlar, asetilkolinesteraz enzimini
durduran (inhibition) ilaçlar grubuna verilen isimdir.
Bu
sınıflandırmadaki
ilaçların
benzer
yapılar
bekleyebiliriz zira özellikle hangi alıcıya ve enzime etki
ettigi belirlidir.
İlaçların Aktif Özelliklerine Göre
Sınıflandırılması
Anabolikler (anabolics):
Bu tür ilaclar, anabolizmayi hizlandirmak icin kullanilir.
Anabolizma, metabolizmanin yapim kismina verilen
isimdir. Yikim kismi ise yani anabolizmanin tam tersi ise
katabolizma. Yani, Anabolizma, yapim, katabolizma da
yikim anlaminda. Anabolikleri de örnegin, vücut
gelistiricler ya da atletler daha cok kas sahibi olmak
icin kullanabilirler. Bir nevi doping maddesi olarak da
düsünebilirsiniz. Bu nedenle profesyonel sporcular icin
kullanimlari sikintilidir.
İlaçların Aktif Özelliklerine Göre
Sınıflandırılması
Anestetikler (anesthetics):
Ameliyatta hastayı bayıltmak için kullanılan ilaçlar.
Analeptikler (analeptics):
Merkezi sinir sistemini uyaran ilaçlar bütünü.
Analjezikler (analgesics):
Agri kesici ilaçlar.
Antihipertansiyonlar (antihypertensive):
Tansiyon düşürücü ilaçlar.
İlaçların Aktif Özelliklerine Göre Sınıflandırılması
Antialerjetikler (antiallergetics):
Allerjik

reaksiyonları

engelleyen

ilaçlar.

Antibiyotikler (antibiotics): Kısaca anti bakteriyel ilaçlar.
Biyolojik olarak bakteri hücresini öldürüp insan hücresini
koruyorlar. Iltihabi hastalıklarda kullanılır ama iltihap
bakteri ile olmalı, viral iltihapta kullanilamaz, sadece
bakteri hücrelerine karşı seçici özellikte ilaçlardır.
Antihistaminikler (antihistaminics): Histamin
önleyen
ilaçlar.
Histamin
allerji
yapan
maddelerdendir.
Yani
antihistaminimler
antialerjiklerin bir alt sınıfıdır.

salgısını
baslıca
aslında
İlaçların Aktif Özelliklerine Göre
Sınıflandırılması
Antidepresanlar (antidepressants):
Depresyona karşı olan ilaçlar. Beyindeki sinir ileticileri
kontrol ederler. Bu nedenle beyin fonksiyonlarını
baskılarlar genelde.
Antienflamatuar (anti-inflammatory):
Inflamasyon yani iltihap önleyici ilaçlar bütünüdür.
Analjezik ilaçlarin asagi yukarı yarısını oluşturur bu tür
ilaçlar.
Antipiretik (antipyretic): Ateşdüşürücü ilaçlara verilen
genel isim. En yaygin olarak kullanılanları, meşhur ilaç
aspirin ve parasetamol'dür.
İlaçların Adlandırılması
1. Jenerik (=genel) Adı : WHO tarafından standardize
edilen, dünyada sağlık iletişiminde kolaylık sağlayan,
yanlışlıkları
önlemeye
yarayan
adı
(örn.
Aspirin,
Parasetamol).
2. Ticari (=müstahzar) Adı : Firmaların kendi ürünlerine
verdikleri özel addır (örn. Ataspin, Dispril, Vermidon
gibi).
3. Kimyasal Adı: Uluslararası Kimya birliğinin saptadığı
kimyasal yapıyı tanımlayan addır ( ör. Asetil salisilik
asid).
İlaç Uygulama Yolları
İlacın etkilemesi istenilen yerin durumuna göre ikiye
ayrılır:
• Lokal uygulama yolları
• Sistemik uygulama yolları
Lokal İlaç Uygulama Yolları
Epidermal = Cilt üzerine = perkütan : Liposolübl ilaçlar
bu yolla uygulanabilir. Cildin absorpsiyon yeteneğini
azaltan tabakası stratum korneum’dur. Sıyrık, yanık ve
yara sonucu bu tabaka ve epidermis kalkmış ise ciltten
absorpsiyon artar.
Bölgelere göre cildin geçirgenliğinin değişmesinde S.
Korneum’un kalınlığı, kılların ve kıl foliküllerine açılan
yağ bezlerinin sıklığı ve bazı diğer faktörler rol oynar.
Cildin geçirgenliği şu sıraya göre azalır : skrotum >
kulak arkası (mastoid bölge) > koltuk altı > saçlı deri >
göğüs > ön kol > bacak
Lokal İlaç Uygulama Yolları
Cilt içine = intrakütan : Deri içine 0.1 ml’den az
miktarda,
Konjonktiva üzerine : Göze uygulamaya özgü ilaçlara kolir
denir. Bazen nazolakrimal kanaldan geçip emilen ilaç
miktarı da artabilir ve istenmiyen etkiler görülebilir
(atropin,timolol). Kolirler aseptik ve steril olmalıdırlar.
İntranazal : Burun içine uygulamadır. (oksitosin,
vasopressin, GnRH..vs),
Bukal (ağız- içi ) uygulama : Bazen sistemik etki içinde
kullanılır.
Gastrointestinal kanala uygulama : (antasidler, sukralfat,
kolloidal bizmut bileşikleri, sitoprotektif prostaglandin
türevleri, laksatif ve pürgatifler),
Lokal İlaç Uygulama Yolları
İntratekal uygulama : Bunun için subaraknoid aralığa
genellikle 3. – 4. lomber vertebralar arasındaki
aralıktan iğne ile girilir (= lomber ponksiyon),
İntravajinal Uygulanma : Vajina mukozası absorpsiyona
ciltten daha elverişlidir.
İntraplevral / intraperitoneal uygulama : Karın
boşluğuna injeksiyon göbek- pubis mesafesinin 1/3’ü
kadar altındaki bir noktadan (abdominal parasentez) ve
plevraya injeksiyon (torasentez) ise genellikle 7.
interkostal aralıktan girilerek yapılır.
İntraartiküler uygulama : Eklem iltihaplarında
kortikosteroid ve antibakteriyel ilaçların uygulanması,
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
a) Enteral Oral (tablet, draje, kapsül, şurup, kaşe)
Sublingual ve bukal (tablet, biyoadezif sistemler)
b) Parenteral
İntravenöz (ven içine)
İntraarteriyel (kemik iliği içine)
Subkütan (cilt altı)
İntramüsküler (kas içi)
c) İnhalasyon (gaz, buhar, aerosol)
d) Transdermal (pomad, disk, transdermal terapötik
sistemTTS)
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
İlacın kolaylıkla ulaşılamıyan bir dokuda, organda veya
tüm vücutta etki gösterebilmesi için yapılan
uygulamalardır.
1.Enteral Uygulama : İlacın sindirim kanalı içine
verilmesi ve bu kanalın mukozasından absorpsiyona
bırakılması demektir.
Oral = ağızdan = peros : En doğal ve en sık kullanılan
yoldur. Pratik, ekonomik, elverişli, güvenilirdir. Selfmedikasyona (kendi başına tedavi) uygundur. Bu yolun
en önemli absorpsiyon yeri ince barsaklardır.
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
Kalın barsaklardan emilim derecesi önemsizdir. En
önemli sakıncaları : Karaciğerden geçerken bazen önemli
ölçüde yıkılmaları, tamamen emilememeleri, sindirim
enzimleri veya mide asidlerinde yıkılmaları, besinlerle
emilimlerinin azalması, bilinci açık olmayan ve kooperatif olmayan hastalara verilememeleridir. Oral
uygulamada farmasötik şekillerin absorpsiyon oranları
şöyledir :
çözelti > emülsiyon > süspansiyon > kapsül > tablet
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
Sublingual uygulama : Ağız mukozası kan ve lenf
damarlarından zengin ve pH’sı 6.2 – 7.4 arasındadır.
Emilim yüzeyi ufak ve devamlı salya akışından dolayı
ilacın ortamdan uzaklaşması nedeniyle sadece ufak
miktarlarda etki gösteren , gravimetrik etki gücü fazla
olan , lipofilik ilaçlar bu yolla kullanılır. İlaç buradan
emilirken
karaciğerden
geçmediğinden
presistemik
eliminasyondan korunmuştur. Bu yoldan kullanılan bazı
ilaçlar şunlardır :
Organik nitratlar (izosorbit dinitrat), İzoprenalin,
Buprenorfin, Nifedipin, Bazı ergot alkaloidler
Steroid yapılı seks hormonları (metil testosteron)
Piroksikam
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
Rektal uygulama : Absorpsiyon için ince barsaktan daha
az elverişlidir. Emilim yüzeyi yaklaşık 0.05 m2’ dir.
Süppozituvar gibi katı form ilaçlar, rektumda su
miktarının az olması nedeniyle dissolüsyonları zordur.
Ancak buna karşılık; rektumun alt kısımlarını kanlandıran
alt ve orta hemoroidal venler, doğrudan vena cava
inferiora açıldıklarından karaciğere uğramazlar ve ilk
geçiş etkiden korunurlar.
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
Rektal yoldan uygulandıklarında önemli ölçüde emilen bazı
ilaçlar:
• Genel anestezikler (tiopental, metohekzital)
• Benzodiazepinler : diazepam, nitrazepam, Flunitrazepam
• Analjezikler (aspirin, parasetamol, Sodyum salisilat,
indometasin, naproksen, Ketoprofen, pentazosin,
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
2. Parenteral Uygulama:
Damar veya doku içine steril injektör ile yapılır.
Parenteral
uygulanan
ilaçların
biyoyararlanımları
genellikle
tamdır
(%100’dür).
Parenteral
ilaç
preparatlarının steril, vücut pH’ına eşit (7.4) veya buna
yakın, tercihen izotonik ve apirojen olmaları gerekir. i.m
ve s.c. uygulamada absorpsiyon hızını kısıtlayan faktör,
ilaç uygulanan bölgenin doku perfüzyonudur (kanlanması).
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
Şu şekillerde uygulanır :
İntravenöz injeksiyon ve infüzyon,
Ciltaltına (subkutan) injeksiyon,
İntramusküler injeksiyon,
İntraarteryel injeksiyon (anjiografi gibi görüntüleme
amacıyla)
Kemik iliği içine injeksiyon (bebeklerde venler küçük
olduğundan, yetişkinlerde venler büzüldüğünde yada kalın
yağ tabakasına gömülmüş ise)
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
3. Transdermal Uygulama (TTS): Bu yolla kullanılan
bazı ilaçlar şunlardır :
•
•
•
•
•
•

Nitrogliserin
Skopolamin
Klonidin
Fentanil
Testosteron
Estradiol
Sistemik İlaç Uygulama Yolları
4. İnhalasyon suretiyle Uygulama :
Gazlar veya buhar halindeki lipofilik ilaçlar (azot
protoksit, halotan, izofluran, enfluran gibi uçucu sıvı
genel anestezikler) bu yolla verilirler. Bunların lipid/ su
partisyon katsayıları genellikle büyük ve molekülleride
nispeten küçüktür. Akciğerlerin emilim yüzeyi çok
büyüktür (alveoller yaklaşık 200 m2 , kapiller çeperleri
90 m2 ‘yi bulur).
Yeni İlaç Bulma Yöntemleri
1. Halk ilaçları ve doğal kaynakların yapısını değiştirmek
veya taklit etmek
2. Bilinen bir ilacın modifikasyonu
3. Rastgele ilaç bulunması
4. Halen kullanımda olan ilaçların değişik aktivitelerinin
keşfi
5. Biyoteknolojinin gelişmesi
6. Endojen etkin maddelerin taklit edilmesi
İlaçların Biyolojik membranlardan
Geçişi
•İlaçların belirli bir doku veya organı etkileyebilmeleri için
o etki yerine belli bir konsantrasyonda ulaşmaları gerekir.
Bunun için ilacın önce emilmesi (absorbe olması) sonra da
vücutta dağılması gerekir.
• İlaç ağızdan uygulanmışsa ağız mukozası, burundan
uygulanmışsa burun mukozası aşılması gereken yapılardır.
• İlacın intravenöz uygulanmasında absorpsiyon olayından
bahsedilmez zira ilaç halihazırda kana karışmıştır.
FARMAKOKİNETİK
Farmakokinetik, ilaçların
Absorpsiyon (emilim),
Dağılım,
Metabolizma (biyotransformasyon) ve
Eliminasyonunu
kantitatif olarak ve özellikle zaman boyutları içinde
inceler.
Absorpsiyon ve Membranlardan
Geçiş:
İlaçların uygulandıkları yerlerden kan veya lenf dolaşımına
geçmeleridir.
Absorpsiyon hızı, yani birim zamanda emilen ilaç miktarı
aşağıdaki biyolojik faktörlere bağlıdır :
İlaçların Absorpsiyon Hızını Etkileyen
Faktörler:
1. İlaç molekülünün fizikokimyasal özellikleri :
a.)

Molekül büyüklüğü : Büyük moleküllü ilaçların
absorpsiyon hızı genellikle küçük moleküllü olanlardan
daha yavaştır.

Ancak bazen ufak moleküllü ilaçlar, yapımları sırasında etki
sürelerini uzatmak için inert maddelerle birleştirilerek
(dekanoat, enantat, sipionat, sikloheksilpropionat,
izoheksanoat esterleri yapmak gibi) absorpsiyonları
yavaşlatılır.
b) Lipofiliklik :
İlacın hücre membranının lipid ortamında çözünme eğiliminin
ölçüsü : (Lipid / Su) partisyon katsayısıdır.
Bu katsayı ne kadar büyükse hücre membranından
absorpsiyon hızı o kadar fazladır. Ortamın pH’ına bağlı
değişebilir.
İlaçların
sulu
ortamdaki
non-iyonize
(iyonizeolmamış) fraksiyonları lipofiliktir.
Asidik ilaçlar asidik ortamda, bazik ilaçlar bazik ortamda
non-iyonize haldedirler, yani absorpsiyonları daha fazladır.
2.) İlacın Farmasötik Şeklinin Fiziksel
Özellikleri:

Sıvı dozaj formları genellikle katı olanlardan daha hızlı
emilirler. Sıvı formlar arasında da farklar olabilir, şöyleki;
solüsyon>süspansiyon ≅ emülsiyon
Bazı ilaçlar kasten suda çözünmeyen esterleri haline
sokularak etki süreleri bir hayli uzatılabilir. Bunlar
genellikle kas içine uygulanan ilaçlardır (prokain penisilin ve
steroid hormon esterleri). Bazen injeksiyonluk solüsyonun
pH’sı interstisyel alanın pH’sından oldukça farklı yapılabilir.
Böyle solüsyonlar uygulandıklarında pH değişimi sonucunda
bünyelerindeki ilaç molekülleri çöker ve uzun süreli etki
oluşturulabilir.
Son zamanlarda kontrollü salınım sağlayan formülasyonlar
geliştirilmiştir. Örneğin, bazı kapsüller içinde farklı
zamanlarda salınım sağlayan birkaç çeşit kapsül içerirler.
İlaçların İyonizasyonu :
İlaçların çoğu kimyaca zayıf asid (genellikle karboksil
grubuna bağlı) veya baz niteliğinde (genellikle amino, -NH2 –
grubuna bağlı) maddelerdir. Amin türevi bazik bir ilaçla,
karbosil türevi asidik bir ilacın iyonizasyon formülü şöyledir :
Bazın iyonizasyonu :
R-NH2+ H+ ⇔ R- NH3+
Asidin iyonizasyonu :
R-COOH ⇔ R-C00- + H+
Kural olarak : Çevreye hidrojen iyonu veren maddeler
asidik, çevreden hidrojen iyonu alan maddeler baziktir.
Zayıf asid ve bazların sulu ortamda iyonize olma oranları,
ortamın pH’sı ve ilacın pKa (=iyonizasyon sabiti = -log Ka)
değeri ile ilgilidir . Bu oran Henderson- Hasselbach
denklemi ile saptanır
Asidler için :
pKa – pH = Log (iyonize olmamış ilaç kons. / iyonize
olmuş ilaç kons.)
Bazlar için :
pH- pKa = Log (iyonize olmamış ilaç kons./ iyonize olmuş
ilaç kons.)
İlacın pKa değeri, vücut sıvılarının pH’ına yakınsa, pH’daki
ufak bir değişme ilacın iyonizasyon derecesinde büyük
değişiklik yapar. Bu değişmeler şu cetvelden bulunabilir :
Kural olarak : Ortamın asiditesi artarsa (= pH’sı düşerse)
asetilsalisilik asid gibi zayıf asidlerin non- iyonize
kısımlarının oranı artar, bu nedenle absorpsiyonları
kolaylaşır. pH’nın yükselmesi ise ters yönde etki yapar.
Bazik maddeler ise bazik ortamda non- iyonize
durumdadırlar.
III. İlaç konsantrasyonu:
Uygulama yerindeki konsantrasyon yüksek olursa
absorsiyonu genellikle hızlı olur. Tok karna ilaç almak
ilacın konsantrasyonunu azaltır ve böylece emilimi
yavaşlayabilir.
IV. İlacın farmakolojik özelliği :
Örneğin, vazokonstriktörler uygulandıkları yerdeki kan
akımını azaltabilirler. Vazodilatörler ise kan akımını
artırırlar.
Lokal anesteziklere katılan vazokonstriktörler lokal
anesteziğin absorsiyonunu azaltırlar ve etki süresini
uzatabilirler.
İlaçların Dağılımı:
İlaçların kapillerlerden önce interstisyel sıvıya, daha
sonra da dokuların veya organların içine yayılmasına
(invasion) dağılım denir.
Genellikle pasif difüzyon ile olur. İnterstisyel sıvıya
geçiş, organın veya yapının içinden geçen kan akımının
hızına göre değişen hızda olur (Örn: kalp, akciğerler,
böbrekler, karaciğer gibi fazla kanlanan organlara geçiş
hızla, yağ, cilt, kemikler ve iskelet kası gibi az
kanlananlara geçiş yavaş olur).
İlaçların dağıldıkları fizyolojik sıvı kompartımanları :
Plazma : Vücut ağırlığının %4’ü, 3- 3.5 litre,
İnterstisyel sıvı (hücreler arası sıvı + BOS) kompartımanı:
Vücut ağırlığının %13’ü, 9litre,
İntraselüler sıvı kompartımanı : Vücut ağırlığının %41’i, 29
litre,
Plazma + interstisyel sıvıya birlikte ekstraselüler sıvı
kompartımanı da denir.
Dekstran , heparin sadece plazma kompartımanına dağılır
Alkol, antipirin ve üre gibi plazma proteinlerine hiç veya çok
az bağlanan ilaçlar tüm sıvı kompartımanlarına homojen
dağılırlar.
Plazma hacmı ölçümü : Evans mavisi. Radyoaktif albümin
Ekstraselüler sıvı hacmı : İnsülin
İntraselüler sıvı hacmı : Aminopirin, tridyum oksid,
Döteryum oksid
Kırmızı hücre völümü : İşaretli eritrositler
İlaçların
vücutta
plazma
konsantrasyonlarına
eşit
konsantrasyonda dağıldıkları varsayılan sıvı hacmına sanal
dağılım hacmı denir ve Vd ile gösterilir.
Vd = Vücuttaki ilaç
konsantrasyonu (C)

miktarı

/

O

andaki

plazma

Genellikle
ilaçların
dağıldıkları
fizyolojik
sıvı
kompartımanların toplamına karşılık gelmez.
İlaçların vücutta dokulara bağlanmaları (sekestrasyon)
sonucu ( C ) küçük bulunacağından sanal dağılım hacmı da
çok daha büyük bulunur. Örn. Digoksinin Vd’i yaklaşık 600
litredir. Ancak plazma proteinlerine fazla bağlanan ilaçların
plazma konsantrasyonları da yüksek bulunacağından bunların
sanal dağılım hacımları küçük bulunur.
Bazı ilaçların dağılım hacımları (litre /kg) :
Desipramin 34 (yaklaşık 2380 litre)
İmipramin 15
Digoksin 7.2 (yaklaşık 600 litre)
Propranolol 3.9
Tetrasiklin 1.3
Parasetamol 0.95
Gentamisin 0.25
Antipirin 0.48- 0.70
Heparin 0.06
*Özellikle Antipirin total vücut sıvı hacmı ölçümünde
kullanılır.
Kan İçine dağılım :
Kandaki ilaç molekülleri genellikle değişik oranlarda nonselektif ve reversibl olarak plazma proteinlerine
bağlanırlar.İlaç bağlama özelliği olan başlıca plazma
proteinleri şunlardır :
•
•
•
•

Albümin (%50- 60’ı) (özellikle asidik ilaçlar)
α1- asid glikoprotein(orosomukoid)(özellikle bazik ilaçlar)
Globülinler (α, β, γ)
Lipoproteinler (YDL; DDL; ÇDDL)
Bazı İlaçların Kan Proteinlerine Bağlanma
Yüzdeleri:
İlaçların Merkezi Sinir Sistemine Geçişi:
Beyin, ilaç etkisine karşı kendini koruyacak bir yapıya
sahiptir (kan- beyin engeli). SSS’ni etkileyen ilaçlar kural
olarak fazla lipofilik bileşiklerdir. Beyin dokusunun ve
menenjlerin infeksiyonu (ensefalit, menenjit), beyne
radyoterapi uygulanması, beyin arteri içine glukoz, mannitol
ve üre gibi hipertonik solüsyonların injeksiyonu, yüksek
konsantrasyonda alkol, sitotoksik ilaçlar gibi etkenler kanbeyin engelini gevşetirler ve kapillerlerin permeabilitesini
arttırırlar. Glukokortikoidler ise artmış permeabiliteyi
azaltırlar.
Beynin bazı bölgelerinde kan-beyin engeli bulunmaz :
İlaçların Merkezi Sinir Sistemine Geçişi:
İlaçların BOS’a geçişi :
BOS, beyin içindeki ventrikülleri, omurilikteki ependimal
kanalı ve subaraknoid aralığı doldurur.
Hacmi yaklaşık 150 ml’dir. Günde 3- 4 kere yenilenir.
BOS’un oluştuğu koroid pleksüslerin çeperi sıkı kavşaklı
endotel tabakasından ve tek sıralı koroid epitelinden
oluşmuştur (kan- BOS engeli).
Bu yapı sadece lipofilik maddelerin geçişine uygundur.
Lipofilik ilaçlar pasif difüzyonla, iyonize
bazı ilaçlar ise aktif transportla BOS içine girerler.
Sekestrasyon :
İlaçların dokularda bazı hücre içi veya hücre dışı yapılara
sıkı şekilde bağlanmalarıdır. Bu durum onların dokular
arasında eşitsiz dağılımına yol açar. İlaçların dokulara
bağlanması, ilaç rezevuarı (deposu) görevi yapabilir. Veya
tedavinin başlangıcında verilen ilacın büyük kısmı depolara
gideceğinden etki geç başlayabilir (amiodaron gibi). Bu
olaya bazı örnekler :
• Mepakrin’in bazofilik hücrelerde (karaciğer, düz kas )
birikmesi,
• Kısa ve çok kısa etkili barbitüratlar (tiopental): SSS ve
yağ dokusunda,
• İmipramin ve SSRI’lar : akciğerde,
• Tetrasiklinler : Kalsiyumla şelasyon yaparak kemik ve
dişlerde,
Sekestrasyon :
• Dışarıdan verilen noradrenalin : Adrenerjik sinir uçlarında
ve adrenal medulladaki kromafin
hücrelerde,
• Klorokin : Retina ve karaciğerde, ve melanin içeren
dokularda(cilt, iris),
• Kalp glikozidleri : Kalp, böbrek, çizgili kas, yağ dokusu,
karaciğer,
• İyod ve iyodürler : Tiroid bezi.
Redistribüsyon (yeniden dağılım):
Fazla liposolübl maddeler (genel anestezikler, tiopental)
alındıklarında , başlangıçta beyin, kalp, böbrek gibi fazla
kanlanan dokularda toplanırlar. Daha sonra daha az kanlanan
yağ dokusu, kas dokusu gibi dokulara çekilip toplanırlar.
Redistribüsyon yukarıdaki ilaçların etki yerlerinden
uzaklaşmasına ve etkinin sona ermesine neden olur.
İlaçların Biyotransformasyonu
(METABOLİZMA)
İlaçların enzimlerin etkisi ile kimyasal
uğramasına biyotransformasyon denilir.

değişikliklere

Biyotransformasyon sonucu ilaçlar genellikle daha az etkili
veya etkisiz bileşikler haline getirilir.
Bu yüzden biyotransformasyona, biyoinaktivasyon veya
detoksikasyon da denilir.
Biyoaktivasyon : Bazen ilaçlar biyotransformasyon sonucu
daha etkili (kodein’in morfine, difenoksilatın difenoksin’e
dönüşümü) ve/veya daha toksik (metil alkolün formaldehid
ve formik aside, asetaminofen’in N- asetil- pbenzokinonimin’e dönüşümü) bileşikler haline dönüşürler.
Farmasötik Kimya

Mais conteúdo relacionado

Mais procurados

Zehirlenmeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Zehirlenmeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )Zehirlenmeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Zehirlenmeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Biyobenzer Sunum (TR) 2015 sfkonca
Biyobenzer Sunum (TR)   2015 sfkoncaBiyobenzer Sunum (TR)   2015 sfkonca
Biyobenzer Sunum (TR) 2015 sfkoncaFurkan KONCA
 
Etik Kurul Çeşitleri ve Görevleri
Etik Kurul Çeşitleri ve GörevleriEtik Kurul Çeşitleri ve Görevleri
Etik Kurul Çeşitleri ve GörevleriLevent Sabah
 
Aula 3 Boas práticas de produção de produtos farmacêuticos
Aula 3   Boas práticas de produção de produtos farmacêuticosAula 3   Boas práticas de produção de produtos farmacêuticos
Aula 3 Boas práticas de produção de produtos farmacêuticosNome Sobrenome
 
-antibiyotik-ve-kemoterapotiklerin-sınıflandırılması (fazlası için www.tipfak...
-antibiyotik-ve-kemoterapotiklerin-sınıflandırılması (fazlası için www.tipfak...-antibiyotik-ve-kemoterapotiklerin-sınıflandırılması (fazlası için www.tipfak...
-antibiyotik-ve-kemoterapotiklerin-sınıflandırılması (fazlası için www.tipfak...www.tipfakultesi. org
 
Pazarlama arastirmasi sunum son
Pazarlama arastirmasi sunum sonPazarlama arastirmasi sunum son
Pazarlama arastirmasi sunum sonKeskin Bicak
 
Difference between calibration & validation
Difference between calibration & validationDifference between calibration & validation
Difference between calibration & validationSusmitaGhosh94
 
Introdução a farmacotécnica
Introdução a farmacotécnicaIntrodução a farmacotécnica
Introdução a farmacotécnicakaiorochars
 
SEPSİS VE SEPTİK ŞOK aralık-2022 SUNUM.pptx
 SEPSİS VE SEPTİK ŞOK aralık-2022 SUNUM.pptx SEPSİS VE SEPTİK ŞOK aralık-2022 SUNUM.pptx
SEPSİS VE SEPTİK ŞOK aralık-2022 SUNUM.pptxbizmar1
 
Febril afebril nöbete yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Febril afebril nöbete yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)Febril afebril nöbete yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Febril afebril nöbete yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Oral Mukoz Membranda Bozulma Sunum
Oral Mukoz Membranda Bozulma SunumOral Mukoz Membranda Bozulma Sunum
Oral Mukoz Membranda Bozulma Sunumnandacepte.org
 
Beta laktamazlar enzimler yapisi siniflandirilmasi bulma
Beta laktamazlar enzimler yapisi siniflandirilmasi bulmaBeta laktamazlar enzimler yapisi siniflandirilmasi bulma
Beta laktamazlar enzimler yapisi siniflandirilmasi bulmaDr Taoufik Djerboua
 
Akılcı ilaç kullanımı
Akılcı ilaç kullanımıAkılcı ilaç kullanımı
Akılcı ilaç kullanımıİsa Badur
 
Org&personnel 112070804003
Org&personnel 112070804003Org&personnel 112070804003
Org&personnel 112070804003Patel Parth
 
ATRİAL FİBRİLASYON (fazlası için www.tipfakultesi.org )
ATRİAL FİBRİLASYON (fazlası için www.tipfakultesi.org )ATRİAL FİBRİLASYON (fazlası için www.tipfakultesi.org )
ATRİAL FİBRİLASYON (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
36854375 apostila-pratica-farmacotecnica
36854375 apostila-pratica-farmacotecnica36854375 apostila-pratica-farmacotecnica
36854375 apostila-pratica-farmacotecnicaMarcia Cristina
 

Mais procurados (20)

Zehirlenmeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Zehirlenmeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )Zehirlenmeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Zehirlenmeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Biyobenzer Sunum (TR) 2015 sfkonca
Biyobenzer Sunum (TR)   2015 sfkoncaBiyobenzer Sunum (TR)   2015 sfkonca
Biyobenzer Sunum (TR) 2015 sfkonca
 
Akut Ağrı Sunum
Akut Ağrı SunumAkut Ağrı Sunum
Akut Ağrı Sunum
 
Etik Kurul Çeşitleri ve Görevleri
Etik Kurul Çeşitleri ve GörevleriEtik Kurul Çeşitleri ve Görevleri
Etik Kurul Çeşitleri ve Görevleri
 
Genel farmakoloji
Genel farmakolojiGenel farmakoloji
Genel farmakoloji
 
Aula 3 Boas práticas de produção de produtos farmacêuticos
Aula 3   Boas práticas de produção de produtos farmacêuticosAula 3   Boas práticas de produção de produtos farmacêuticos
Aula 3 Boas práticas de produção de produtos farmacêuticos
 
-antibiyotik-ve-kemoterapotiklerin-sınıflandırılması (fazlası için www.tipfak...
-antibiyotik-ve-kemoterapotiklerin-sınıflandırılması (fazlası için www.tipfak...-antibiyotik-ve-kemoterapotiklerin-sınıflandırılması (fazlası için www.tipfak...
-antibiyotik-ve-kemoterapotiklerin-sınıflandırılması (fazlası için www.tipfak...
 
Pazarlama arastirmasi sunum son
Pazarlama arastirmasi sunum sonPazarlama arastirmasi sunum son
Pazarlama arastirmasi sunum son
 
Difference between calibration & validation
Difference between calibration & validationDifference between calibration & validation
Difference between calibration & validation
 
Beyin ölümü ve etik
Beyin ölümü ve etikBeyin ölümü ve etik
Beyin ölümü ve etik
 
Sok
SokSok
Sok
 
Introdução a farmacotécnica
Introdução a farmacotécnicaIntrodução a farmacotécnica
Introdução a farmacotécnica
 
SEPSİS VE SEPTİK ŞOK aralık-2022 SUNUM.pptx
 SEPSİS VE SEPTİK ŞOK aralık-2022 SUNUM.pptx SEPSİS VE SEPTİK ŞOK aralık-2022 SUNUM.pptx
SEPSİS VE SEPTİK ŞOK aralık-2022 SUNUM.pptx
 
Febril afebril nöbete yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Febril afebril nöbete yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)Febril afebril nöbete yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Febril afebril nöbete yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Oral Mukoz Membranda Bozulma Sunum
Oral Mukoz Membranda Bozulma SunumOral Mukoz Membranda Bozulma Sunum
Oral Mukoz Membranda Bozulma Sunum
 
Beta laktamazlar enzimler yapisi siniflandirilmasi bulma
Beta laktamazlar enzimler yapisi siniflandirilmasi bulmaBeta laktamazlar enzimler yapisi siniflandirilmasi bulma
Beta laktamazlar enzimler yapisi siniflandirilmasi bulma
 
Akılcı ilaç kullanımı
Akılcı ilaç kullanımıAkılcı ilaç kullanımı
Akılcı ilaç kullanımı
 
Org&personnel 112070804003
Org&personnel 112070804003Org&personnel 112070804003
Org&personnel 112070804003
 
ATRİAL FİBRİLASYON (fazlası için www.tipfakultesi.org )
ATRİAL FİBRİLASYON (fazlası için www.tipfakultesi.org )ATRİAL FİBRİLASYON (fazlası için www.tipfakultesi.org )
ATRİAL FİBRİLASYON (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
36854375 apostila-pratica-farmacotecnica
36854375 apostila-pratica-farmacotecnica36854375 apostila-pratica-farmacotecnica
36854375 apostila-pratica-farmacotecnica
 

Semelhante a Farmasötik Kimya

Tıbbi Terminoloji 4 - İlaçlar ve Terimler
Tıbbi Terminoloji 4 - İlaçlar ve TerimlerTıbbi Terminoloji 4 - İlaçlar ve Terimler
Tıbbi Terminoloji 4 - İlaçlar ve Terimlerrgnksz
 
şIfalı bitliler ders 4
şIfalı bitliler ders 4şIfalı bitliler ders 4
şIfalı bitliler ders 4zeusundosu
 
dokap Tıbbı bitki analizleri.pdf
dokap   Tıbbı bitki analizleri.pdfdokap   Tıbbı bitki analizleri.pdf
dokap Tıbbı bitki analizleri.pdfSofvitalCosmetic
 
Humik maddelerin i̇laç olarak kullanımı ve i̇laç olarak kullanımı
Humik maddelerin i̇laç olarak kullanımı ve i̇laç olarak kullanımıHumik maddelerin i̇laç olarak kullanımı ve i̇laç olarak kullanımı
Humik maddelerin i̇laç olarak kullanımı ve i̇laç olarak kullanımımumindizman
 
Bitkisel tedavilere genel bakış ve tıbbi laboratuvar testlerine etkisi
Bitkisel tedavilere genel bakış ve tıbbi laboratuvar testlerine etkisi Bitkisel tedavilere genel bakış ve tıbbi laboratuvar testlerine etkisi
Bitkisel tedavilere genel bakış ve tıbbi laboratuvar testlerine etkisi Guler Bugdayci
 
Bir Hastanın Zihinsel Dönüşümü
Bir Hastanın Zihinsel DönüşümüBir Hastanın Zihinsel Dönüşümü
Bir Hastanın Zihinsel Dönüşümüufuk akdag
 
Fonksiyonel Yiyecekler
Fonksiyonel YiyeceklerFonksiyonel Yiyecekler
Fonksiyonel YiyeceklerDiyetkolik
 
Bulantı ve Kusma
Bulantı ve KusmaBulantı ve Kusma
Bulantı ve KusmaOguz Turkan
 
Akılcı İlaç Kullanımı Ne Demektir?
Akılcı İlaç Kullanımı Ne Demektir?Akılcı İlaç Kullanımı Ne Demektir?
Akılcı İlaç Kullanımı Ne Demektir?Erol Dizdar
 
Hayvan çalışmalarında planlama
Hayvan çalışmalarında planlamaHayvan çalışmalarında planlama
Hayvan çalışmalarında planlamaguldalgulsah
 
DR.BAHRİ YILDIZ
DR.BAHRİ YILDIZDR.BAHRİ YILDIZ
DR.BAHRİ YILDIZbahri
 
DR.BAHRİ YILDIZ
DR.BAHRİ YILDIZDR.BAHRİ YILDIZ
DR.BAHRİ YILDIZbahri
 
Kemoterapik maddeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kemoterapik maddeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kemoterapik maddeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kemoterapik maddeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Akılcı İlaç Kullanımı
Akılcı İlaç KullanımıAkılcı İlaç Kullanımı
Akılcı İlaç Kullanımımoridant
 

Semelhante a Farmasötik Kimya (20)

Tıbbi Terminoloji 4 - İlaçlar ve Terimler
Tıbbi Terminoloji 4 - İlaçlar ve TerimlerTıbbi Terminoloji 4 - İlaçlar ve Terimler
Tıbbi Terminoloji 4 - İlaçlar ve Terimler
 
şIfalı bitliler ders 4
şIfalı bitliler ders 4şIfalı bitliler ders 4
şIfalı bitliler ders 4
 
Bitkisel Kökenli İlaç Kullanımında Eczacının Danışmanlık Rolü
Bitkisel Kökenli İlaç Kullanımında Eczacının Danışmanlık RolüBitkisel Kökenli İlaç Kullanımında Eczacının Danışmanlık Rolü
Bitkisel Kökenli İlaç Kullanımında Eczacının Danışmanlık Rolü
 
dokap Tıbbı bitki analizleri.pdf
dokap   Tıbbı bitki analizleri.pdfdokap   Tıbbı bitki analizleri.pdf
dokap Tıbbı bitki analizleri.pdf
 
Van farmakope-2015 son
Van farmakope-2015 sonVan farmakope-2015 son
Van farmakope-2015 son
 
Yorum husniye
Yorum husniyeYorum husniye
Yorum husniye
 
Humik maddelerin i̇laç olarak kullanımı ve i̇laç olarak kullanımı
Humik maddelerin i̇laç olarak kullanımı ve i̇laç olarak kullanımıHumik maddelerin i̇laç olarak kullanımı ve i̇laç olarak kullanımı
Humik maddelerin i̇laç olarak kullanımı ve i̇laç olarak kullanımı
 
Bitkisel tedavilere genel bakış ve tıbbi laboratuvar testlerine etkisi
Bitkisel tedavilere genel bakış ve tıbbi laboratuvar testlerine etkisi Bitkisel tedavilere genel bakış ve tıbbi laboratuvar testlerine etkisi
Bitkisel tedavilere genel bakış ve tıbbi laboratuvar testlerine etkisi
 
Bir Hastanın Zihinsel Dönüşümü
Bir Hastanın Zihinsel DönüşümüBir Hastanın Zihinsel Dönüşümü
Bir Hastanın Zihinsel Dönüşümü
 
Fonksiyonel Yiyecekler
Fonksiyonel YiyeceklerFonksiyonel Yiyecekler
Fonksiyonel Yiyecekler
 
Bulanti ve Kusma
Bulanti ve KusmaBulanti ve Kusma
Bulanti ve Kusma
 
Bulantı ve Kusma
Bulantı ve KusmaBulantı ve Kusma
Bulantı ve Kusma
 
Akılcı İlaç Kullanımı Ne Demektir?
Akılcı İlaç Kullanımı Ne Demektir?Akılcı İlaç Kullanımı Ne Demektir?
Akılcı İlaç Kullanımı Ne Demektir?
 
Proloterapi̇
Proloterapi̇Proloterapi̇
Proloterapi̇
 
Hayvan çalışmalarında planlama
Hayvan çalışmalarında planlamaHayvan çalışmalarında planlama
Hayvan çalışmalarında planlama
 
DR.BAHRİ YILDIZ
DR.BAHRİ YILDIZDR.BAHRİ YILDIZ
DR.BAHRİ YILDIZ
 
DR.BAHRİ YILDIZ
DR.BAHRİ YILDIZDR.BAHRİ YILDIZ
DR.BAHRİ YILDIZ
 
Kemoterapik maddeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kemoterapik maddeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )Kemoterapik maddeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Kemoterapik maddeler (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Tanıtım sunumu farmakognozi (2)
Tanıtım sunumu farmakognozi (2)Tanıtım sunumu farmakognozi (2)
Tanıtım sunumu farmakognozi (2)
 
Akılcı İlaç Kullanımı
Akılcı İlaç KullanımıAkılcı İlaç Kullanımı
Akılcı İlaç Kullanımı
 

Mais de ibrahim bulduk

Suyun fiziksel analizleri
Suyun fiziksel analizleriSuyun fiziksel analizleri
Suyun fiziksel analizleriibrahim bulduk
 
Analiz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesi
Analiz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesiAnaliz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesi
Analiz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesiibrahim bulduk
 
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasıİş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasıibrahim bulduk
 
Fisyon füzyon reaksiyonları
Fisyon füzyon reaksiyonlarıFisyon füzyon reaksiyonları
Fisyon füzyon reaksiyonlarıibrahim bulduk
 

Mais de ibrahim bulduk (10)

Suyun fiziksel analizleri
Suyun fiziksel analizleriSuyun fiziksel analizleri
Suyun fiziksel analizleri
 
Analiz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesi
Analiz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesiAnaliz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesi
Analiz sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesi
 
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasıİş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
 
Bölüm 1
Bölüm 1Bölüm 1
Bölüm 1
 
Iş güvenliği
Iş güvenliğiIş güvenliği
Iş güvenliği
 
Kanun 6331
Kanun 6331Kanun 6331
Kanun 6331
 
Koruyucu malzemeler
Koruyucu malzemelerKoruyucu malzemeler
Koruyucu malzemeler
 
Tehlike sembolleri
Tehlike sembolleriTehlike sembolleri
Tehlike sembolleri
 
Nuclear chemistry
Nuclear chemistryNuclear chemistry
Nuclear chemistry
 
Fisyon füzyon reaksiyonları
Fisyon füzyon reaksiyonlarıFisyon füzyon reaksiyonları
Fisyon füzyon reaksiyonları
 

Farmasötik Kimya

  • 1. Farmasötik Kimya Yrd. Doç. Dr. İbrahim BULDUK
  • 2. FARMAKOLOJİ (İLAÇ BİLİMİ) Farmakoloji için en geniş anlamda ilaç bilimidir diyebiliriz. Taa eski zamanlarda Mısırlılar ve Çinliler bitkilerden, hayvanlardan ve çeşitli minerallerden faydalanarak bazı hastalıkları iyileştiriyorlardı. Modern bilimin gelişmesinden farmakoloji de nasibini almıştır; 1897'de Felix Hoffman asetil salisilik asidi sentezledi, 1899'da da patentini aldı.
  • 3. İLAÇ Canlı hücre üzerinde meydana getirdiği tesir ile bir hastalığın teşhis ve tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan kimyasal preparatlara ilaç denir. Tıpta kullanılan ve biyolojik etkinliği olan saf kimyasal madde veya ona eşdeğer bitkisel veya hayvansal kaynaklı, standart miktarda aktif madde içeren bir karışımdır.
  • 4. İlaçların Kullanım Amaçları İlâçlar ÖNLEME (profilaksi) TEDAVİ (sağaltım) TEŞHİS (tanı) ve DİĞER amaçlarla (kontrasepsiyon) kullanılırlar.
  • 5. İlaç Etkisinin Temel Özellikleri Seçicilik (selektivite) Etkinin geçici olması Etkinin doza (Doz: bir seferde verilen ilaç miktarı) bağımlı olması
  • 6. İlaçların Kaynakları Bitkiler (rizom, kök, tohum, kabuk) Hayvanlar Mikroorganizmalar (penisilin) Mineraller (çinko, magnezyum, demir vd)
  • 7. İlaç Üretimi İlaç aktif maddelerinin, yardımcı katkı maddeleri ile belirli oranlarda karıştırılarak, çeşitli ürün formlarında kullanıcıya sunulması ilaç üretimi olarak adlandırılır
  • 8. İlaç Formları Katı form(tablet, draje, kapsül, kuruşurup) Yarı katı form(krem, merhem, süppozituar) Sıvı form(ampul ve flakon, şurup, damla) şeklinde 3 farklı formda üretilirler.
  • 9. İlaç Araştırma ve Geliştirme Süreci İlaç araştırması ve geliştirmesi ile uğraşan ilaç endüstrisi kuruluşlarında ve ayrıca akademik kuruluşlarda, yeni ilaçlar bulmak için devamlı çalışmalar yapılır. İlaç geliştirmede temel amaç, insanların yaşamında daha iyiye doğru bir değişiklik yapabilmektir. Geliştirilen her ilaç veya aşının kullanımı ile koruyucu, tedavi edici veya hastalığın belirti ve bulgularını azaltıcı bir etkinin elde edilmesi gerekmektedir.
  • 10. İlaç Araştırma ve Geliştirme Süreci İlaç geliştirme süresi 4 ana bölümden oluşur: 1) 2) 3) 4) Keşif ve araştırma Preklinik çalışmalar Klinik çalışmalar Onay ve pazar sonrası denetim
  • 11. İlaç Araştırma ve Geliştirme Süreci Dünyada, biyomedikal olarak, yeni ilaç geliştirilmesi ve değerlendirilmesi birbirini izleyen başlıca iki basmaktan oluşur. Bunlar: 1. Klinik-öncesi (prekilinik) çalışma ve değerlendirmeler 2. Klinik çalışma ve değerlendirmedir.
  • 12. Klinik Öncesi Değerlendirme Doğal kaynaklardan ortaya çıkarılan bir kimyasal molekülün önce uygun deney hayvanları üzerinde denenmesi ile insanlar üzerindeki olası yarar ve zararlarının öngörülmeye çalışılması amaçlanır. Binlerce molekül arasında tarama testleri ile ilaç olmaya aday olan molekül ayrıştırılır ve sonuçta bu aday moleküllerin farmasötik (ilacın şekli) şekil haline getirilmesi araştırmaları yapılır. Deneyler başlıca tarama ve toksisite testleri olarak sürdürülür Tarama testleri laboratuvar koşullarındaki araştırmalar olarak sürdürülür. Toksisite testleri de köpeklerde yapılır.
  • 13. Klinik Denemeler İnsan üzerinde kullanılabileceği öngörülen aday ilaç molekülleri çeşitli farmasötik biçimlere getirilerek ve ilgili etik kuruldan mutlaka izni alınarak gönüllü sağlam ve hasta denekler üzerinde denenir. Klinik denemeler başlıca dört basamaktaki dönemsel çalışmalar ile gerçekleştirilir. Bunlar: 1. 2. 3. 4. Faz Faz Faz Faz I (birinci dönem), II (ikinci dönem), III (üçüncü dönem) ve IV (dördüncü dönem) çalışmalardır.
  • 14. Klinik Denemeler Faz I: Bu dönem daha önce sadece deney hayvanında denenmiş ilacın ilk kez insanda denendiği dönemdir. İnceleme genellikle sağlam gönüllü deneklerde ve 1015 kişilik ufak sayıdaki bir grup üzerinde yapılır. Faz II: Bu dönemde kısıtlı sayıdaki hastada ilacın terapötik (tedavi edici) ve profilaktik (koruyucu) dozları araştırılır. Faz III. Bu dönem çok merkezli, olası en fazla hasta üzerinde terapötik etkinliği sağlamak için yapılan çalışma dönemini kapsar. Faz IV: Bu dönemde ilaç deneme amacıyla verilmez. Sadece hasta için tıbbi bakım gerektiğinden, hastalara rutin olarak kullandırılır. Sonuçlar bakımından ilacın tedavi etkinliği ve yan etkileri izlenir, değerlendirilir
  • 15. İlaçların Sınıflandırılması Genel olarak ilaçların sınıflandırılmasında 4 ana özellikle öne çıkmaktadır: 1. 2. 3. 4. Farmakolojik Özellikleri Kimyasal yapıları Hedef sistemler Etki ettigi bölge Şimdi bu sınıflandırma özelliklerini teker teker açıklamaya çalışalım.
  • 16. Farmakolojik Özelliklere Göre Sınıflandırma Ilaçlarin etki etme özelligine göre sınıflandırılmasının en büyük avantaji belki de, bir fizyolojik sorun için kullanilabilecek ilaçlarin tümünü gösterebilmesidir. Fakat, şunun da vurgulanmasi gerekir ki bu şekilde yapılan bir sınıflandırmada bulunan ilaçlar cok genis ve degisik cesitlilik göstermektedir. Çünkü fizyolojik bir bozuklugun tek bir bertaraf etme yöntemi yoktur. Bu tür sınıflandırmada yasanan önemli bir sorun da, bazı ilaçlarin tek bir etkisinin olmamasıdır. Bu tür sınıflandırmaya örnek olarak ilaçlar, analjezikler, antibiyotikler, antiinflamatoriler, antidepresanlar, anabolikler, anestetikler vs.vs.
  • 17. Kimyasal Özelliklere Göre Sınıflandırma Bir çok ilaç yapısına bakıldıgında da ayni organik iskelete sahip oldugu görülmektedir ki bu da ilaçlari bu sahip olduklari iskelete göre isimlendirilmesi kolayligini saglamaktadir. Barbitüratlar, penisilinler, katekolaminler, steroitler. Bu tür sınıflandırma, bazı durumlarda benzer yapılara sahip olan ilaçların benzer etkiler göstermesinden (penisilin türevleri olan amoksisilinler, ampisilinler, okzasilinler, nafsilinler vs.) dolayi oldukca kullanışlıdır ama bir o kadar da tehlikelidir ki bazen çok benzer iskelete sahip olsalar bile ilaçların etkileri çok çok farkı olabilmektedir. Örnegin barbitüratlar, birbirlerine çok benzerler ama çok farkli kullanım alanları vardır.
  • 18. Hedef Sisteme Göre Sınıflandırma Bu durumda, ilaçlar vücutta etki ettikleri bölgelere göre sınıflandırılırlar. Örneğin, sinirileticiler, antihistaminikler, kolinerjikler gibi. Bu sınıflandırma diğer iki sınıflandırmaya göre daha spesifik bir sınıflandırmadır ve vücutta nerelere etki ettiği anlaşılmaktadır ilacin. Ancak yine de bu sistematiğin de degisik yönleri vardir. Sonuçta etki edilen bölge de kendi icinde bir sistemdir ve farklılıklar gösterir. Örnegin tüm antihistaminiklerin benzer moleküller olacagı düşünülebilir ama histamin sentezi sırasında bir çok basamak oldugu icin değişik ilaçlar degişik basamaklar icin etki gösterebileceginden yapıları da farklı olacaktır.
  • 19. Etki Ettiği Bölgeye Göre Sınıflandırma Bu yukarıdaki sınıflandırmaya göre daha spesifiktir ve ilaçların özellikle hangi enzime, enzime grubuna ya da alıcılara (receptor) etki ettigine göre gruplandırılırlar. Örnegin, antikolinesterazlar, asetilkolinesteraz enzimini durduran (inhibition) ilaçlar grubuna verilen isimdir. Bu sınıflandırmadaki ilaçların benzer yapılar bekleyebiliriz zira özellikle hangi alıcıya ve enzime etki ettigi belirlidir.
  • 20. İlaçların Aktif Özelliklerine Göre Sınıflandırılması Anabolikler (anabolics): Bu tür ilaclar, anabolizmayi hizlandirmak icin kullanilir. Anabolizma, metabolizmanin yapim kismina verilen isimdir. Yikim kismi ise yani anabolizmanin tam tersi ise katabolizma. Yani, Anabolizma, yapim, katabolizma da yikim anlaminda. Anabolikleri de örnegin, vücut gelistiricler ya da atletler daha cok kas sahibi olmak icin kullanabilirler. Bir nevi doping maddesi olarak da düsünebilirsiniz. Bu nedenle profesyonel sporcular icin kullanimlari sikintilidir.
  • 21. İlaçların Aktif Özelliklerine Göre Sınıflandırılması Anestetikler (anesthetics): Ameliyatta hastayı bayıltmak için kullanılan ilaçlar. Analeptikler (analeptics): Merkezi sinir sistemini uyaran ilaçlar bütünü. Analjezikler (analgesics): Agri kesici ilaçlar. Antihipertansiyonlar (antihypertensive): Tansiyon düşürücü ilaçlar.
  • 22. İlaçların Aktif Özelliklerine Göre Sınıflandırılması Antialerjetikler (antiallergetics): Allerjik reaksiyonları engelleyen ilaçlar. Antibiyotikler (antibiotics): Kısaca anti bakteriyel ilaçlar. Biyolojik olarak bakteri hücresini öldürüp insan hücresini koruyorlar. Iltihabi hastalıklarda kullanılır ama iltihap bakteri ile olmalı, viral iltihapta kullanilamaz, sadece bakteri hücrelerine karşı seçici özellikte ilaçlardır. Antihistaminikler (antihistaminics): Histamin önleyen ilaçlar. Histamin allerji yapan maddelerdendir. Yani antihistaminimler antialerjiklerin bir alt sınıfıdır. salgısını baslıca aslında
  • 23. İlaçların Aktif Özelliklerine Göre Sınıflandırılması Antidepresanlar (antidepressants): Depresyona karşı olan ilaçlar. Beyindeki sinir ileticileri kontrol ederler. Bu nedenle beyin fonksiyonlarını baskılarlar genelde. Antienflamatuar (anti-inflammatory): Inflamasyon yani iltihap önleyici ilaçlar bütünüdür. Analjezik ilaçlarin asagi yukarı yarısını oluşturur bu tür ilaçlar. Antipiretik (antipyretic): Ateşdüşürücü ilaçlara verilen genel isim. En yaygin olarak kullanılanları, meşhur ilaç aspirin ve parasetamol'dür.
  • 24. İlaçların Adlandırılması 1. Jenerik (=genel) Adı : WHO tarafından standardize edilen, dünyada sağlık iletişiminde kolaylık sağlayan, yanlışlıkları önlemeye yarayan adı (örn. Aspirin, Parasetamol). 2. Ticari (=müstahzar) Adı : Firmaların kendi ürünlerine verdikleri özel addır (örn. Ataspin, Dispril, Vermidon gibi). 3. Kimyasal Adı: Uluslararası Kimya birliğinin saptadığı kimyasal yapıyı tanımlayan addır ( ör. Asetil salisilik asid).
  • 25. İlaç Uygulama Yolları İlacın etkilemesi istenilen yerin durumuna göre ikiye ayrılır: • Lokal uygulama yolları • Sistemik uygulama yolları
  • 26. Lokal İlaç Uygulama Yolları Epidermal = Cilt üzerine = perkütan : Liposolübl ilaçlar bu yolla uygulanabilir. Cildin absorpsiyon yeteneğini azaltan tabakası stratum korneum’dur. Sıyrık, yanık ve yara sonucu bu tabaka ve epidermis kalkmış ise ciltten absorpsiyon artar. Bölgelere göre cildin geçirgenliğinin değişmesinde S. Korneum’un kalınlığı, kılların ve kıl foliküllerine açılan yağ bezlerinin sıklığı ve bazı diğer faktörler rol oynar. Cildin geçirgenliği şu sıraya göre azalır : skrotum > kulak arkası (mastoid bölge) > koltuk altı > saçlı deri > göğüs > ön kol > bacak
  • 27. Lokal İlaç Uygulama Yolları Cilt içine = intrakütan : Deri içine 0.1 ml’den az miktarda, Konjonktiva üzerine : Göze uygulamaya özgü ilaçlara kolir denir. Bazen nazolakrimal kanaldan geçip emilen ilaç miktarı da artabilir ve istenmiyen etkiler görülebilir (atropin,timolol). Kolirler aseptik ve steril olmalıdırlar. İntranazal : Burun içine uygulamadır. (oksitosin, vasopressin, GnRH..vs), Bukal (ağız- içi ) uygulama : Bazen sistemik etki içinde kullanılır. Gastrointestinal kanala uygulama : (antasidler, sukralfat, kolloidal bizmut bileşikleri, sitoprotektif prostaglandin türevleri, laksatif ve pürgatifler),
  • 28. Lokal İlaç Uygulama Yolları İntratekal uygulama : Bunun için subaraknoid aralığa genellikle 3. – 4. lomber vertebralar arasındaki aralıktan iğne ile girilir (= lomber ponksiyon), İntravajinal Uygulanma : Vajina mukozası absorpsiyona ciltten daha elverişlidir. İntraplevral / intraperitoneal uygulama : Karın boşluğuna injeksiyon göbek- pubis mesafesinin 1/3’ü kadar altındaki bir noktadan (abdominal parasentez) ve plevraya injeksiyon (torasentez) ise genellikle 7. interkostal aralıktan girilerek yapılır. İntraartiküler uygulama : Eklem iltihaplarında kortikosteroid ve antibakteriyel ilaçların uygulanması,
  • 29. Sistemik İlaç Uygulama Yolları a) Enteral Oral (tablet, draje, kapsül, şurup, kaşe) Sublingual ve bukal (tablet, biyoadezif sistemler) b) Parenteral İntravenöz (ven içine) İntraarteriyel (kemik iliği içine) Subkütan (cilt altı) İntramüsküler (kas içi) c) İnhalasyon (gaz, buhar, aerosol) d) Transdermal (pomad, disk, transdermal terapötik sistemTTS)
  • 30. Sistemik İlaç Uygulama Yolları İlacın kolaylıkla ulaşılamıyan bir dokuda, organda veya tüm vücutta etki gösterebilmesi için yapılan uygulamalardır. 1.Enteral Uygulama : İlacın sindirim kanalı içine verilmesi ve bu kanalın mukozasından absorpsiyona bırakılması demektir. Oral = ağızdan = peros : En doğal ve en sık kullanılan yoldur. Pratik, ekonomik, elverişli, güvenilirdir. Selfmedikasyona (kendi başına tedavi) uygundur. Bu yolun en önemli absorpsiyon yeri ince barsaklardır.
  • 31. Sistemik İlaç Uygulama Yolları Kalın barsaklardan emilim derecesi önemsizdir. En önemli sakıncaları : Karaciğerden geçerken bazen önemli ölçüde yıkılmaları, tamamen emilememeleri, sindirim enzimleri veya mide asidlerinde yıkılmaları, besinlerle emilimlerinin azalması, bilinci açık olmayan ve kooperatif olmayan hastalara verilememeleridir. Oral uygulamada farmasötik şekillerin absorpsiyon oranları şöyledir : çözelti > emülsiyon > süspansiyon > kapsül > tablet
  • 32. Sistemik İlaç Uygulama Yolları Sublingual uygulama : Ağız mukozası kan ve lenf damarlarından zengin ve pH’sı 6.2 – 7.4 arasındadır. Emilim yüzeyi ufak ve devamlı salya akışından dolayı ilacın ortamdan uzaklaşması nedeniyle sadece ufak miktarlarda etki gösteren , gravimetrik etki gücü fazla olan , lipofilik ilaçlar bu yolla kullanılır. İlaç buradan emilirken karaciğerden geçmediğinden presistemik eliminasyondan korunmuştur. Bu yoldan kullanılan bazı ilaçlar şunlardır : Organik nitratlar (izosorbit dinitrat), İzoprenalin, Buprenorfin, Nifedipin, Bazı ergot alkaloidler Steroid yapılı seks hormonları (metil testosteron) Piroksikam
  • 33. Sistemik İlaç Uygulama Yolları Rektal uygulama : Absorpsiyon için ince barsaktan daha az elverişlidir. Emilim yüzeyi yaklaşık 0.05 m2’ dir. Süppozituvar gibi katı form ilaçlar, rektumda su miktarının az olması nedeniyle dissolüsyonları zordur. Ancak buna karşılık; rektumun alt kısımlarını kanlandıran alt ve orta hemoroidal venler, doğrudan vena cava inferiora açıldıklarından karaciğere uğramazlar ve ilk geçiş etkiden korunurlar.
  • 34. Sistemik İlaç Uygulama Yolları Rektal yoldan uygulandıklarında önemli ölçüde emilen bazı ilaçlar: • Genel anestezikler (tiopental, metohekzital) • Benzodiazepinler : diazepam, nitrazepam, Flunitrazepam • Analjezikler (aspirin, parasetamol, Sodyum salisilat, indometasin, naproksen, Ketoprofen, pentazosin,
  • 35. Sistemik İlaç Uygulama Yolları 2. Parenteral Uygulama: Damar veya doku içine steril injektör ile yapılır. Parenteral uygulanan ilaçların biyoyararlanımları genellikle tamdır (%100’dür). Parenteral ilaç preparatlarının steril, vücut pH’ına eşit (7.4) veya buna yakın, tercihen izotonik ve apirojen olmaları gerekir. i.m ve s.c. uygulamada absorpsiyon hızını kısıtlayan faktör, ilaç uygulanan bölgenin doku perfüzyonudur (kanlanması).
  • 36. Sistemik İlaç Uygulama Yolları Şu şekillerde uygulanır : İntravenöz injeksiyon ve infüzyon, Ciltaltına (subkutan) injeksiyon, İntramusküler injeksiyon, İntraarteryel injeksiyon (anjiografi gibi görüntüleme amacıyla) Kemik iliği içine injeksiyon (bebeklerde venler küçük olduğundan, yetişkinlerde venler büzüldüğünde yada kalın yağ tabakasına gömülmüş ise)
  • 37. Sistemik İlaç Uygulama Yolları 3. Transdermal Uygulama (TTS): Bu yolla kullanılan bazı ilaçlar şunlardır : • • • • • • Nitrogliserin Skopolamin Klonidin Fentanil Testosteron Estradiol
  • 38. Sistemik İlaç Uygulama Yolları 4. İnhalasyon suretiyle Uygulama : Gazlar veya buhar halindeki lipofilik ilaçlar (azot protoksit, halotan, izofluran, enfluran gibi uçucu sıvı genel anestezikler) bu yolla verilirler. Bunların lipid/ su partisyon katsayıları genellikle büyük ve molekülleride nispeten küçüktür. Akciğerlerin emilim yüzeyi çok büyüktür (alveoller yaklaşık 200 m2 , kapiller çeperleri 90 m2 ‘yi bulur).
  • 39. Yeni İlaç Bulma Yöntemleri 1. Halk ilaçları ve doğal kaynakların yapısını değiştirmek veya taklit etmek 2. Bilinen bir ilacın modifikasyonu 3. Rastgele ilaç bulunması 4. Halen kullanımda olan ilaçların değişik aktivitelerinin keşfi 5. Biyoteknolojinin gelişmesi 6. Endojen etkin maddelerin taklit edilmesi
  • 40. İlaçların Biyolojik membranlardan Geçişi •İlaçların belirli bir doku veya organı etkileyebilmeleri için o etki yerine belli bir konsantrasyonda ulaşmaları gerekir. Bunun için ilacın önce emilmesi (absorbe olması) sonra da vücutta dağılması gerekir. • İlaç ağızdan uygulanmışsa ağız mukozası, burundan uygulanmışsa burun mukozası aşılması gereken yapılardır. • İlacın intravenöz uygulanmasında absorpsiyon olayından bahsedilmez zira ilaç halihazırda kana karışmıştır.
  • 41. FARMAKOKİNETİK Farmakokinetik, ilaçların Absorpsiyon (emilim), Dağılım, Metabolizma (biyotransformasyon) ve Eliminasyonunu kantitatif olarak ve özellikle zaman boyutları içinde inceler.
  • 42. Absorpsiyon ve Membranlardan Geçiş: İlaçların uygulandıkları yerlerden kan veya lenf dolaşımına geçmeleridir. Absorpsiyon hızı, yani birim zamanda emilen ilaç miktarı aşağıdaki biyolojik faktörlere bağlıdır :
  • 43. İlaçların Absorpsiyon Hızını Etkileyen Faktörler: 1. İlaç molekülünün fizikokimyasal özellikleri : a.) Molekül büyüklüğü : Büyük moleküllü ilaçların absorpsiyon hızı genellikle küçük moleküllü olanlardan daha yavaştır. Ancak bazen ufak moleküllü ilaçlar, yapımları sırasında etki sürelerini uzatmak için inert maddelerle birleştirilerek (dekanoat, enantat, sipionat, sikloheksilpropionat, izoheksanoat esterleri yapmak gibi) absorpsiyonları yavaşlatılır.
  • 44. b) Lipofiliklik : İlacın hücre membranının lipid ortamında çözünme eğiliminin ölçüsü : (Lipid / Su) partisyon katsayısıdır. Bu katsayı ne kadar büyükse hücre membranından absorpsiyon hızı o kadar fazladır. Ortamın pH’ına bağlı değişebilir. İlaçların sulu ortamdaki non-iyonize (iyonizeolmamış) fraksiyonları lipofiliktir. Asidik ilaçlar asidik ortamda, bazik ilaçlar bazik ortamda non-iyonize haldedirler, yani absorpsiyonları daha fazladır.
  • 45. 2.) İlacın Farmasötik Şeklinin Fiziksel Özellikleri: Sıvı dozaj formları genellikle katı olanlardan daha hızlı emilirler. Sıvı formlar arasında da farklar olabilir, şöyleki; solüsyon>süspansiyon ≅ emülsiyon Bazı ilaçlar kasten suda çözünmeyen esterleri haline sokularak etki süreleri bir hayli uzatılabilir. Bunlar genellikle kas içine uygulanan ilaçlardır (prokain penisilin ve steroid hormon esterleri). Bazen injeksiyonluk solüsyonun pH’sı interstisyel alanın pH’sından oldukça farklı yapılabilir. Böyle solüsyonlar uygulandıklarında pH değişimi sonucunda bünyelerindeki ilaç molekülleri çöker ve uzun süreli etki oluşturulabilir. Son zamanlarda kontrollü salınım sağlayan formülasyonlar geliştirilmiştir. Örneğin, bazı kapsüller içinde farklı zamanlarda salınım sağlayan birkaç çeşit kapsül içerirler.
  • 46. İlaçların İyonizasyonu : İlaçların çoğu kimyaca zayıf asid (genellikle karboksil grubuna bağlı) veya baz niteliğinde (genellikle amino, -NH2 – grubuna bağlı) maddelerdir. Amin türevi bazik bir ilaçla, karbosil türevi asidik bir ilacın iyonizasyon formülü şöyledir :
  • 47. Bazın iyonizasyonu : R-NH2+ H+ ⇔ R- NH3+ Asidin iyonizasyonu : R-COOH ⇔ R-C00- + H+ Kural olarak : Çevreye hidrojen iyonu veren maddeler asidik, çevreden hidrojen iyonu alan maddeler baziktir. Zayıf asid ve bazların sulu ortamda iyonize olma oranları, ortamın pH’sı ve ilacın pKa (=iyonizasyon sabiti = -log Ka) değeri ile ilgilidir . Bu oran Henderson- Hasselbach denklemi ile saptanır
  • 48. Asidler için : pKa – pH = Log (iyonize olmamış ilaç kons. / iyonize olmuş ilaç kons.) Bazlar için : pH- pKa = Log (iyonize olmamış ilaç kons./ iyonize olmuş ilaç kons.) İlacın pKa değeri, vücut sıvılarının pH’ına yakınsa, pH’daki ufak bir değişme ilacın iyonizasyon derecesinde büyük değişiklik yapar. Bu değişmeler şu cetvelden bulunabilir :
  • 49. Kural olarak : Ortamın asiditesi artarsa (= pH’sı düşerse) asetilsalisilik asid gibi zayıf asidlerin non- iyonize kısımlarının oranı artar, bu nedenle absorpsiyonları kolaylaşır. pH’nın yükselmesi ise ters yönde etki yapar. Bazik maddeler ise bazik ortamda non- iyonize durumdadırlar.
  • 50. III. İlaç konsantrasyonu: Uygulama yerindeki konsantrasyon yüksek olursa absorsiyonu genellikle hızlı olur. Tok karna ilaç almak ilacın konsantrasyonunu azaltır ve böylece emilimi yavaşlayabilir. IV. İlacın farmakolojik özelliği : Örneğin, vazokonstriktörler uygulandıkları yerdeki kan akımını azaltabilirler. Vazodilatörler ise kan akımını artırırlar. Lokal anesteziklere katılan vazokonstriktörler lokal anesteziğin absorsiyonunu azaltırlar ve etki süresini uzatabilirler.
  • 51. İlaçların Dağılımı: İlaçların kapillerlerden önce interstisyel sıvıya, daha sonra da dokuların veya organların içine yayılmasına (invasion) dağılım denir. Genellikle pasif difüzyon ile olur. İnterstisyel sıvıya geçiş, organın veya yapının içinden geçen kan akımının hızına göre değişen hızda olur (Örn: kalp, akciğerler, böbrekler, karaciğer gibi fazla kanlanan organlara geçiş hızla, yağ, cilt, kemikler ve iskelet kası gibi az kanlananlara geçiş yavaş olur).
  • 52. İlaçların dağıldıkları fizyolojik sıvı kompartımanları : Plazma : Vücut ağırlığının %4’ü, 3- 3.5 litre, İnterstisyel sıvı (hücreler arası sıvı + BOS) kompartımanı: Vücut ağırlığının %13’ü, 9litre, İntraselüler sıvı kompartımanı : Vücut ağırlığının %41’i, 29 litre, Plazma + interstisyel sıvıya birlikte ekstraselüler sıvı kompartımanı da denir. Dekstran , heparin sadece plazma kompartımanına dağılır Alkol, antipirin ve üre gibi plazma proteinlerine hiç veya çok az bağlanan ilaçlar tüm sıvı kompartımanlarına homojen dağılırlar. Plazma hacmı ölçümü : Evans mavisi. Radyoaktif albümin Ekstraselüler sıvı hacmı : İnsülin İntraselüler sıvı hacmı : Aminopirin, tridyum oksid, Döteryum oksid Kırmızı hücre völümü : İşaretli eritrositler
  • 53. İlaçların vücutta plazma konsantrasyonlarına eşit konsantrasyonda dağıldıkları varsayılan sıvı hacmına sanal dağılım hacmı denir ve Vd ile gösterilir. Vd = Vücuttaki ilaç konsantrasyonu (C) miktarı / O andaki plazma Genellikle ilaçların dağıldıkları fizyolojik sıvı kompartımanların toplamına karşılık gelmez. İlaçların vücutta dokulara bağlanmaları (sekestrasyon) sonucu ( C ) küçük bulunacağından sanal dağılım hacmı da çok daha büyük bulunur. Örn. Digoksinin Vd’i yaklaşık 600 litredir. Ancak plazma proteinlerine fazla bağlanan ilaçların plazma konsantrasyonları da yüksek bulunacağından bunların sanal dağılım hacımları küçük bulunur.
  • 54. Bazı ilaçların dağılım hacımları (litre /kg) : Desipramin 34 (yaklaşık 2380 litre) İmipramin 15 Digoksin 7.2 (yaklaşık 600 litre) Propranolol 3.9 Tetrasiklin 1.3 Parasetamol 0.95 Gentamisin 0.25 Antipirin 0.48- 0.70 Heparin 0.06 *Özellikle Antipirin total vücut sıvı hacmı ölçümünde kullanılır.
  • 55. Kan İçine dağılım : Kandaki ilaç molekülleri genellikle değişik oranlarda nonselektif ve reversibl olarak plazma proteinlerine bağlanırlar.İlaç bağlama özelliği olan başlıca plazma proteinleri şunlardır : • • • • Albümin (%50- 60’ı) (özellikle asidik ilaçlar) α1- asid glikoprotein(orosomukoid)(özellikle bazik ilaçlar) Globülinler (α, β, γ) Lipoproteinler (YDL; DDL; ÇDDL)
  • 56. Bazı İlaçların Kan Proteinlerine Bağlanma Yüzdeleri:
  • 57. İlaçların Merkezi Sinir Sistemine Geçişi: Beyin, ilaç etkisine karşı kendini koruyacak bir yapıya sahiptir (kan- beyin engeli). SSS’ni etkileyen ilaçlar kural olarak fazla lipofilik bileşiklerdir. Beyin dokusunun ve menenjlerin infeksiyonu (ensefalit, menenjit), beyne radyoterapi uygulanması, beyin arteri içine glukoz, mannitol ve üre gibi hipertonik solüsyonların injeksiyonu, yüksek konsantrasyonda alkol, sitotoksik ilaçlar gibi etkenler kanbeyin engelini gevşetirler ve kapillerlerin permeabilitesini arttırırlar. Glukokortikoidler ise artmış permeabiliteyi azaltırlar. Beynin bazı bölgelerinde kan-beyin engeli bulunmaz :
  • 58. İlaçların Merkezi Sinir Sistemine Geçişi:
  • 59. İlaçların BOS’a geçişi : BOS, beyin içindeki ventrikülleri, omurilikteki ependimal kanalı ve subaraknoid aralığı doldurur. Hacmi yaklaşık 150 ml’dir. Günde 3- 4 kere yenilenir. BOS’un oluştuğu koroid pleksüslerin çeperi sıkı kavşaklı endotel tabakasından ve tek sıralı koroid epitelinden oluşmuştur (kan- BOS engeli). Bu yapı sadece lipofilik maddelerin geçişine uygundur. Lipofilik ilaçlar pasif difüzyonla, iyonize bazı ilaçlar ise aktif transportla BOS içine girerler.
  • 60. Sekestrasyon : İlaçların dokularda bazı hücre içi veya hücre dışı yapılara sıkı şekilde bağlanmalarıdır. Bu durum onların dokular arasında eşitsiz dağılımına yol açar. İlaçların dokulara bağlanması, ilaç rezevuarı (deposu) görevi yapabilir. Veya tedavinin başlangıcında verilen ilacın büyük kısmı depolara gideceğinden etki geç başlayabilir (amiodaron gibi). Bu olaya bazı örnekler : • Mepakrin’in bazofilik hücrelerde (karaciğer, düz kas ) birikmesi, • Kısa ve çok kısa etkili barbitüratlar (tiopental): SSS ve yağ dokusunda, • İmipramin ve SSRI’lar : akciğerde, • Tetrasiklinler : Kalsiyumla şelasyon yaparak kemik ve dişlerde,
  • 61. Sekestrasyon : • Dışarıdan verilen noradrenalin : Adrenerjik sinir uçlarında ve adrenal medulladaki kromafin hücrelerde, • Klorokin : Retina ve karaciğerde, ve melanin içeren dokularda(cilt, iris), • Kalp glikozidleri : Kalp, böbrek, çizgili kas, yağ dokusu, karaciğer, • İyod ve iyodürler : Tiroid bezi.
  • 62. Redistribüsyon (yeniden dağılım): Fazla liposolübl maddeler (genel anestezikler, tiopental) alındıklarında , başlangıçta beyin, kalp, böbrek gibi fazla kanlanan dokularda toplanırlar. Daha sonra daha az kanlanan yağ dokusu, kas dokusu gibi dokulara çekilip toplanırlar. Redistribüsyon yukarıdaki ilaçların etki yerlerinden uzaklaşmasına ve etkinin sona ermesine neden olur.
  • 63. İlaçların Biyotransformasyonu (METABOLİZMA) İlaçların enzimlerin etkisi ile kimyasal uğramasına biyotransformasyon denilir. değişikliklere Biyotransformasyon sonucu ilaçlar genellikle daha az etkili veya etkisiz bileşikler haline getirilir. Bu yüzden biyotransformasyona, biyoinaktivasyon veya detoksikasyon da denilir. Biyoaktivasyon : Bazen ilaçlar biyotransformasyon sonucu daha etkili (kodein’in morfine, difenoksilatın difenoksin’e dönüşümü) ve/veya daha toksik (metil alkolün formaldehid ve formik aside, asetaminofen’in N- asetil- pbenzokinonimin’e dönüşümü) bileşikler haline dönüşürler.

Notas do Editor

  1. All branches of chemistry draw on the ideas and techniques of analytical chemistry