Yalinosgb.com hong kong- i̇stanbul hattı - mehveş evin
1. Hong Kong- İstanbul hattı - Mehveş Evin
yalinosgb.com /haber/hong-kong-istanbul-hatti
Dünyada en çok gökdelenin bulunduğu Hong Kong, kelimenin tam manasıyla
tıknefes bir beton tarlası: 150 metreyi geçen bina sayısı şu anda 302. Ancak her
yer şantiye halinde ve birkaç yıl içinde bu rakam çok daha yükselecek... Aynı
listede New York 235 gökdelenle ikinci sırada, İstanbul ise 29.
Hong Kong’a bir basın gezisi vesilesiyle gittim. Şehirde birkaç gün geçirmek,
İstanbul’daki hızlı, yaygın, usulsüz ve dikine yapılaşma trendinin ne denli bir
felakete dönüşebileceğini daha iyi anlamama yetti.
Canım şehrim, İstanbul’um, on binlerce yıllık tarihi, dokusu ve kültürüyle,
sonradan yapılma finans merkezleriyle kıyas kabul etmez. Ama gidişat maalesef bu...
Hong Kong, limitsiz yapılaşmanın nasıl bir kâbusa dönüşebileceğinin en çarpıcı örneği. Sadece
görüntü olarak değil, insan yaşamının kalitesi anlamında...
NY benzetmesi yanlış
Sık yapılan yanlış benzetmelere düşmeyelim. Çünkü mesele bir şehirdeki “gökdelen sayısı”ndan ibaret
değil.
NY, Dubai ve Hong Kong’a özenen müteahhit ve siyasetçilerimiz, şehrin belirli bir bölgesinde planlı
olarak gökdelenlerin yükselmesiyle, coğrafyadan bağımsız, her boş buldukları alana bina dikmeyi
birbirine karıştırıyor.
Daha doğrusu, işlerine öyle geldiği için moderniteyi yüksek bina dikmek olarak sunuyorlar.
Oysa dünyanın finans merkezi New York’un sadece belirli bir bölgesinde, Manhattan yarımadasının üst
ve ortasında toplanmıştır. 1920’lerden bu yana gökdelen inşaatı, şehrin dokusunu bozmayacak şekilde
planlanıyor. Buna karşılık New York şehrinin asıl yerleşim alanları, Brooklyn, Queens, Harlem gibi
bölgeler. Manhattan’da ikamet edenler bile kat sayısı daha az, taş binalarda yaşıyor.
Ancak Hong Kong’da, özellikle İngilizlerden Çin’e devredildiği 1997 yılından sonra kat sınırı konmadan
yapılaşmaya gidilmiş.
İnşaatta ölen işçiler
Gökdelen inşaatı böylesine yoğun ve kontrolsüzken, iş cinayetlerinde de artış var: Hong Kong’da her
yıl ortalama 15-20 işçi inşaattan düşerek ölürken, 2012’de ölenlerin sayısı 31’i bulmuş...
Bizim “yükselen” bilançomuz, Hong Kong’un yanında bile yüz kızartan türden: Geçen yıl Türkiye
genelinde, sadece inşaat-yol sektöründe 423 insanımız can verdi. İstanbul’da ise 2014’te çoğu inşatta
toplam 94 işçi cinayeti kayda geçti. (Kaynak: İş Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi Raporu).
Bunlar maalesef “kaza” denip, tazminat verip geçiştirilecek hadiseler değil.
Acısı çok taze ama şimdiden üstü örtülüyor: Mecidiyeköy’de 10 işçinin hayatını kaybettiği Torun Center
asansör faciasında patronlar yargılanmazken tutuklu sanık kalmadı.
Gelişmeyi parayla eşdeğer tutanlar “kan parası” mantığıyla hareket ettiği ve cezalandırılmadığı sürece
bu ölümler ne yazık ki durmayacak, artacak.
DENİZİ DOLDURUP BİNA YAPIYORLAR
- Deprem riski olmayan Hong Kong’un nüfusu yedi milyon. Şehir, dik tepelerin yükseldiği adacıklardan
2. oluşan toplam 1000 km2’lik bir alana “sıkıştığı” için ha bire yükseliyor. (İstanbul ise 5.461 km2).
- Yer kalmadığı için ha babam denizi dolduruyorlar. Hong Kong’u çevreleyen adacıklar, bir zamanlar
rüya gibi bir doğaya sahipken bugün ortalama 50 katlı, birbirinin dibinde yükselen, güneşten, yeşilden
yoksun beton yığmalardan ibaret.
- Su sıkıntısı büyük. Sömürge döneminden kalma taş yapıları yıktıkları için şu anda çok pişmanlar,
geçmiş olsun.
METREKARESİ EN PAHALI ŞEHİR
- Metrekaresi 245 bin dolarla Hong Kong, emlak fiyatlarında dünya rekortmeni.
- Ancak ortalama bir Hong Konglu 30 ila 50 m2’lik kutu evlerde yaşayabiliyor.
- Hong Kong’da iş güvenliğinin gereklerini yerine getirmeyen inşaatçılara verilen en yüksek ceza 1 yıl
hapis ve 166 bin TL ceza.
- Ancak şimdiye kadar hapse giren ve bu bedeli ödeyen olmamış.
Milliyet