SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 28
Baixar para ler offline
Bilgi, Toplum, İktidar

                                                          Dr. Özgür Uçkan




  Yapı Kredi Kültür
  26 04 2007
  ________________________________________
  Türkiye için “Köşeyi Dönme” seçeneği:
  Türkiye’nin Bilgi Toplumu’na evrilme şansı var mı?
  Köstekler, Destekler ve Politikalar, Fırsatlar ve
  Şanslar.
  Bugün neredeyiz ve neleri aşmalıyız?


22 Ekim 2009 Perşembe
İletişim / Topluluk / Ağ




          “Topluluk (Community) ve İletişim (Communication) sözcükleri
          aynı köke sahiptir. Bir iletişim ağı kurduğunuz her yerde bir topluluk
          da kurarsınız ve ne zaman bu ağı yıkarsanız –yasadışı ilan
          ederseniz, çökertirseniz ya da erişilemeyecek kadar pahalı
          kılarsanız-, topluluğu da incitmiş olursunuz…”

                                                Bruce Strerling, “The Hacker Crackdown”




22 Ekim 2009 Perşembe
Teknoloji nötr




         “Net hakkında hala coşkuluyuz, tıpkı Walt Whitman’ın trenler ve
         telgraf hakkında duyduğu coşku gibi. O trenlerin ve telgrafın bizi
         birleştireceğini, bizden bir topluluk yaratacağını düşünüyordu.
         Trenlerin bir gün toplama kamplarına da gideceğini öngöremezdi
         elbette.”
                                                           Andrei Codresku




22 Ekim 2009 Perşembe
Teknolojik hayat



        Teknoloji hayatı daha yaşanabilir kılabileceği gibi,
         cehenneme de dönüştürebilir.

        Teknolojik hız, insani algı, mobil enformasyon yönetimi
         ve her biri kendi atalet gettosuna kapatılmış bireyler,
         iktidar ve çatışma networkleri…




22 Ekim 2009 Perşembe
Teknoloji / Simülasyon



        Savaş, sömürü, denetim, vahşet, yıkım, terör,
             bireylerin ataleti sayesinde
             gündelik yaşamı kaplayan bir sahne sisi gibi

        gerçekliğin yerini alan bir simülasyon evreni
         yaratabilir…

        Teknoloji, anlamı kendinde saklı bir nihai hedef değildir.
        Teknoloji, “araç”tır.

                             Peki ya bilgi ?



22 Ekim 2009 Perşembe
Bilginin paylaşımı



                 Bilgi özgürleştirir.

                 Ama sadece paylaşılan bilgi özgürdür…


                 Yönetimi katılıma kapalı bilgi,
                        toplumu pazar,
                        bireyi köle
                 yapar…




22 Ekim 2009 Perşembe
Demokratik Teknoloji



        Teknoloji, nötr…
          (Tıpkı trenler gibi… Trenler aşıkları da buluşturur, toplama kamplarına da
          gider.)

        Ama, herkesin erişimine açık,
               bilginin adil paylaşımı ve özgür dolaşımına
               dayanan
               demokratik teknoloji kullanımı,
        ekonomik ve insani kalkınma için verimli bir fırsatlar
         tarlası olabilir…




22 Ekim 2009 Perşembe
Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve


             Türkiye’de bilgi ekonomisine geçişin sağlanması ve bilgi
             toplumuna ulaşılması hedefleri, bilgi ve iletişim teknolojilerini
             herkesin erişimine açacak bir teknik altyapının yanı sıra, bu
             hedefleri mümkün kılacak bir hukuksal altyapının ve uygun bir
             iş yapma ortamının kurulmasına da bağlıdır.

             Bu altyapı;
                • adil ve eşitlikçi,
                • insani ve ekonomik kalkınmaya elverişli bir ortam
                yaratacak,
                • hukuk devleti ilke ve normlarına uygun
                olarak geliştirilmedir.




22 Ekim 2009 Perşembe
Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve


             Hukuksal düzenlemelerin ruhu, nitelikli bilginin üretimi, üretilen
             nitelikli bilginin üretim sürecinde yer alan sujelerin hakları
             korunarak enformasyona dönüştürülmesi ve toplumun tüm
             kesimlerine ve küresel ağa yayılması, enformasyon niteliğindeki
             bilginin ekonomik ve toplumsal ilişkilerde bilgi ekonomisi ve bilgi
             toplumu paradigmalarına uygun olarak kullanılması ve tüm bu
             süreçlerde bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin biçimde yer
             alması olarak özetleyebileceğimiz bilgi toplumu
             mekanizmaları temel alınarak ortaya konulmalıdır. Bu
             düzenlemeler, birbiriyle entegre ve uyumlu bir bütün olarak
             kurgulanmalıdır.

             Öncelik, bilgi ekonomisi ve bilgi toplumunun kazanımlarından
             vatandaşların hiçbir ayrım gözetmeksizin faydalanmasının
             sağlanmasıdır.



22 Ekim 2009 Perşembe
Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve


             Hukuksal altyapı,
             • baskıcı ve olumsuz düzenlemelerden özenle kaçınılarak,
             • bilgi toplumu ve bilgi ekonomisini teşvik edici olumlu
             düzenlemelere öncelik verilerek,
             • ilgili tüm tarafların etkin katılımıyla gerçekleştirilmelidir.

             Bu düzenlemelerin hızla gelişen teknolojiler tarafından kısa
             sürede işlevsizleştirilmemesi için mümkün olduğunca esnek ve
             minimalist bir yapıda olması gerekir.




22 Ekim 2009 Perşembe
Bilgi ve iletişimin denetlenmesi


         İnternet, "küresel", "gayri-merkezi", "açık", "sınırsız", "etkileşimli",
         "kullanıcı-denetimli" ve "altyapıdan-bağımsız”...
         Bu bizim “kültürümüze” aykırı! Büyük harfli bir “Merkez” kurulmalı ve
         bu başıbozuk ortama “düzen” getirmeli!
         Her iktidar, uyruklarının bilgiye erişimini ve aralarındaki iletişimi
         denetlemeyi ve böylece kendisine bir gül bahçesi kurmayı hayal
         eder.
         Ama bilgi iktidardan kaçar. Merkezi olmayan ağlar üzerinde dolaşan
         bilgiyi zaptetmenin imkanı yoktur. Ancak iktidar merkezi otoritesi
         hakkında da hayal görüyorsa, kendini gül bahçesinde sanmaya
         devam edecektir. Ta ki, bilgi dikenleri her yanına batana kadar...




22 Ekim 2009 Perşembe
Peki ya Türkiye?


         Her ne kadar başarısız olmaya mahkumsa da, iktidar bilgi ve
         iletişimi denetlemeye çalışırken meşruiyetini ortak faydasını
         gözetmesinden aldığı topluma ciddi zararlar verir.
         İşte Türkiye’de bunu yaşıyoruz. Hükümet ve devlet mekanizması,
         temel topluluk hakkımız olan bilgiye erişim ve iletişim hakkımıza göz
         dikiyor; özgürlüğümüze ve refahımıza zarar veriyor. Bilginin küresel
         dolaşımına entegre olmamızı ve özgürce iletişimde bulunmamızı
         engellemeye teşebbüs ederek geleceğimizi karartıyor.
         Türkiye’de kanunlaştırma sürecinin hukuk devleti ilke ve kurallarına
         aykırılığı göz önünde tutulursa, fena halde zaman kaybedeceğiz
         demektir. Toplum olarak topluluk haklarımızı korumamız meşru.
         Sadece bilişim STK’larının değil, toplumun her örgütlü kesiminin
         görevi bu. Geleceğimiz iktidarın değil, bizim elimizde...




22 Ekim 2009 Perşembe
Ve Türkiye…


         Devletin bilgi toplumu stratejisini mekanik e-devlet projelerinden
         ibaret görme saplantısı mantıksal sonuçlarından birini daha verdi.
         Ulaştırma Bakanlığı’nın “elektronik ortamda işlenen suçların
         önlenmesi” ile ilgili tasarısı, internet içeriğinin izlenmesi,
         denetlenmesi ve sansür edilmesi için yeni bir “e-devlet hizmeti”
         öngörüyor! Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde “Bilişim
         Güvenliği Başkanlığı” kuruluyor.
         Bilgiyi kendi malı kabul eden devlet, kulları arasındaki iletişimi
         denetlemeyi de hak olarak görür tabii. Hükümetin iftihar ettiği e-
         devlet atılımı, “e-polis devleti”ne doğru evriliyor!




22 Ekim 2009 Perşembe
Ve Türkiye…


     “Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete
        rağmen üstün kılınmasıdır. Çünkü devletler, her zaman ve her yerde
        “düzenleme”den “denetleme”yi anlarlar ve “güvenlik” ile “hak ve
        özgürlükler” arasındaki dengenin teminatı hukuk devleti ilke ve
        kuralları çerçevesinde ancak yurttaş inisiyatifleri ve sivil toplum
        girişimleri ile sağlanır. Bu inisiyatifin şu ya da bu nedenlerle
        engellendiği, baskı altına alındığı ve yıldırıldığı durumlar, Çin’de
        olduğu gibi, “devlet güvenliği” gerekçesiyle bir elektronik foruma
        mesaj yollamanın ölüm cezasıyla tehdit edildiği “düzenleyici
        mevzuat”larla sonuçlanabilir. Bu aşırı bir örnek sayılabilir, ancak
        mantık her zaman sonucuna ulaşma eğilimindedir. Denetleme ABD
        ya da AB’de olduğu gibi “çocuk pornografisi” ve “ırkçı söylemler”in
        denetlenmesi maskesiyle başlar, giderek tüm iletişimin denetlenmesi
        ve sansür edilmesi çabalarıyla sonuçlanır. Türkiye’de yaşanan da
        tam olarak bu!



22 Ekim 2009 Perşembe
Çocuk pornosu, internet, hukuk ve ikiyüzlülük



         Türkiye çocuk emeğini sömürme bakımından dünya dördüncüsü.
         Çocuk tutukluların sayısında büyük artış var. Çocukların yüzde 72'si
         anababa, yüzde 22'si öğretmen dayağı yiyor. Her üç çocuktan biri
         istismara uğruyor. Kızlar çocuk yaşta evlendiriliyor. Pedofili
         atasözlerimize sızmış.
         Bunların hepsinin sorumlusu da internet, öyle mi? Bu ne ikiyüzlülük!
         “Çocuk pornografisi” işin bahanesi. Hükümet bu konuda ciddi
         olsaydı, 2001’den beri çocuk pornografisine yönelik ek protokolü
         imzalamamakta ayak diremez veya on yıl önce imzalanan Çocuk
         Hakları Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirirdi.
         Hükümet bu “verimli” bahaneyi kullanarak iletişim ve ifade
         özgürlüğünü kısıtlamayı, denetim ve sansürü meşrulaştırmayı
         amaçlıyor. Bugün müstehcenlik, yarın kumar derken, her türlü
         muhalif içeriğin sansür edilmesinin yolu açılıyor. Nitekim tasarının
         “zararlı içerik” tanımı ve 301 dâhil olmak üzere referans olarak
         verilen TCK maddeleri bunu açıkça gösteriyor.


22 Ekim 2009 Perşembe
“Ulusal” bilgi güvenliği

          “Ulusal Bilgi Güvenliği Teşkilatı Kurulması Hakkında Kanun
         Tasarısı” TBMM gündemine sunuluyor.
         “Bilgi güvenliği”, tanımı gereği bilginin gizliliği, bütünlüğü ve
         ulaşılabilirliği ihlal edilmeden serbestçe dolaşımının
         sağlanabilmesidir. Bu bağlamda, “bilgi güvenliği”, “bilgi özgürlüğü”
         ve “mahremiyet” kavramları iç içe geçmiştir.
         Bir hukuk devletinde, bilgi güvenliği, özellikle de hassas olarak
         nitelendirilen kamu bilgilerinin güvenliğinin sağlanması, kamu
         bilgilerine erişim özgürlüğü ile ilgili hukuki düzenlemelerle
         dengelenmezse, ifade ve iletişim özgürlüğü başta olmak üzere temel
         hak ve özgürlükler ciddi bir tehdit altında kalacaktır. Aynı şekilde,
         bilgi güvenliği ile ilişkili düzenlemeler “kişisel verilerin korunması”
         yasası ile dengelenmezse anayasal mahremiyet hakkımız
         çiğnenecektir. “Bilgi edinme hakkı” yasasının işlerlik durumu ortada.
         Kişisel verilerle ilgili henüz düzenleme yapılmadı. Tasarıda elektronik
         imza yasası ile çelişen hususlar var.
         Bu alanlarla etkileşime girmeden kanun yapar, neyin “ulusal bilgi”,
         neyin “devlet sırrı”, neyin kişisel ya da ticari veri olduğuna karar
         verecek kadir-i mutlak bir “Ulusal Bilgi Güvenliği Kurumu” tesis
         etmeye kalkarsanız bu karmaşanın bedeli gerçekten çok ağır olur.


22 Ekim 2009 Perşembe
İçine kapanan ülke


         Türkiye bir süredir giderek içine kapanan bir ülke portresi çiziyor.
         Toplumsal gündem geleceğimizin yaratılmasına değil, bölünme
         paranoyasına, kimlik bunalımlarına, yabancı düşmanlığına, otorite
         arayışına, ideolojik çatışmalara, etnik kamplaşmaya, milliyetçi
         hezeyanlara teslim olmuş durumda. Ekim 2005’te AB müzakere
         sürecinin kesintiye uğramasıyla başlayan bu içe kapanma, Kuzey
         Irak’ta gelişen konjonktür, Şemdinli olayları, 301. madde ve hukukun
         erozyonu, Hrant Dink cinayeti, Malatya vahşeti, Nokta dergisinin
         kapanması ve her iki taraf için de demokrasi ayıbı olan son
         Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi birbiriyle bağlantılı adımlarla
         derinleşiyor.
         Bu karanlık, ülkenin hemen hemen tüm hayati sorunlarıyla ilgili
         mevcut politikasızlık zafiyetiyle birleşince, ortalık sansürcü yasa
         tasarılarından, otoriter kurumsallaşma planlarından, merkeziyetçi
         yönetim hayallerinden geçilmiyor. Türkiye artık Suudi Arabistan, Çin,
         Kuzey Kore gibi ülkelerle aynı kampta anılıyor. “Hukuk devleti” bir
         yanılsamadan ibaret. Demokratik bir ülke olmadığımız ve iktidar
         kimde olursa olsun devlet mekanizmasının demokratikleşmeye
         tahammülünün olmadığı açık.


22 Ekim 2009 Perşembe
İçine kapanan ülke


         Böyle bir ortamda bilgi toplumundan, bilgi ekonomisinden, inovasyondan,
         ulusal rekabet avantajı yaratmaktan ve geleceği yönetmekten söz etmek zor
         elbette. Daha doğrusu, bu konuları ülkenin demokrasi krizinden
         soyutlayarak ele almak artık imkansız. Türkiye’de baskın yönetim eğilimi,
         her zaman kalkınma ve demokrasiyi birbirinden soyutlamaya, ekonomiyi
         siyasetten koparmaya, politika ve stratejiyi taktik akıla indirgemeye ve
         konjonktürün dönme dolabında günü kurtarmaya çalıştı. Bu yöntem
         işlemiyor ve mevcut küresel bağlamda işlemesine de imkan yok. Şimdi bu
         yönetsel hayal kırıklığının en tehlikeli evresini yaşıyoruz: ülkeyi içine
         kapatıp, her türlü aykırı sesi baskı ve şiddetle susturup, kitlesel paranoyaları
         tetikleyerek yönetme hayali kurmak… Küresel konjonktür bu “yönetimi”
         gerçekten de hayali kılacağı için de, ortaya çıkan yönetsel boşluğu kimlerin
         dolduracağı öngörülebilir. Bağımsızlığın ve egemenliğin kaybı asıl böyle
         başlar: hayali iktidarını kendi halkıyla paylaşmaktan başka korkusu olmayan
         iktidarsızların ülkenin yönetimini küresel askeri-endüstriyel güç odaklarına
         bırakmasıyla…
         “Rejim” değil ama ülke gerçekten de “ağır bir tehdit” altında. Ama tehdit
         algımız yanlış. Geleceğimizi ipotek altına alan asıl tehdit, kitlesel ataletimiz
         ve ezeli ergenliğimizle besleyip büyüttüğümüz otoriter baba figürünün ta
         kendisi…



22 Ekim 2009 Perşembe
2023’te nasıl bir cumhuriyet?


         2023 bizim için “sihirli” bir sayı. Gelecek vizyonu deyince bu tarihten
         öteye pek geçemiyoruz. Yüzyıllık cumhuriyet neye benzeyecek
         acaba? 2023’te nasıl bir “Cumhuriyet” bekliyoruz? Peki, bizi nasıl bir
         cumhuriyet bekliyor?
         Genç nüfusunun hakkını veren ve ona güvenen, yani gençlerin
         yaratıcı, yetenekli ve bilgili bireyler olarak yetişmesini sağlayan;
         yenilikçi bir bilgi dinamiğiyle oluşturulan ve adilce paylaşılan bir
         refahı sürekli rekabet avantajı yaratmak için kullanan; istikrarla
         büyüyen; hayati konularda en geniş uzlaşıyla politika ve strateji
         üretebilen; katılımcı, paylaşımcı, eşitlikçi, demokratik bir kalkınma
         ivmesini sürdürülebilir kılmış; bilgi ekonomisini kurmuş ve bilgi
         toplumuna dönüşmüş; tam bağımsız bir “küresel oyuncu” mu?
         Yoksa mevcut atalet, politikasızlık ve ufuksuzluğun mantıksal
         sonucu olan bir “distopya” mı? Distopya, mevcudun alternatifi
         ütopyanın tersine, hakim olan durumun mantıksal sonuçlarında
         yaratacağı içine kapanmış, bükülmüş dünyayı ifade eder. Bizi
         bekleyen cumhuriyet bu bükülmüş dünya mı? Pazar olmakla hayatta
         kalan, kaderini belirlemekten aciz bir “küresel oyuncak” mı?


22 Ekim 2009 Perşembe
2023’te nasıl bir cumhuriyet?


         Cumhuriyetin geleceği bir “ulusal irade” konusudur. Ama bu irade
         bizi yönetmeye çalışanların sandığı gibi soyut, bir tür “milli magma”
         olan bir ulusun “ulvi” iradesi değil, ulusu oluşturan tüm kesimlerin
         katılımı ve paylaşımıyla, yani ortak aklıyla uzlaşarak üretilen ve
         sıçramaları gerçekleştirmek için onsuz edilemez somut iradedir.

         Türkiye hayati bir karar anı yaşıyor. Ekonomi, sosyal yapı ve kültür
         eksenlerinde akan enerjinin entegre, senkronize ve koordine
         atılımıyla, tıpkı 1923’teki gibi ulusal bir sıçrama hareketine
         ihtiyacımız var.

         2023 çok geç olabilir…




22 Ekim 2009 Perşembe
Zarar verme!


         Bilgi Teknolojisi ve İnovasyon Vakfı ABD politika yapıcılarını “dijital
         refah” konusunda uyaran bir rapor yayınladı (http://www.itif.org/
         index.php?id=34). Rapor BT bakımından devletin politika
         önceliklerini şöyle konumluyor:
     •   “dijital ekonomiye hak ettiğini ver” (BT’yi ekonomi politikalarının
         odağına yerleştir);
     •   “dijital inovasyonu ve ekonomik sektörlerin dönüşümünü etkin bir
         şekilde teşvik et” (anahtar sektörlerde BT alanında inovasyon ve ar-
         ge’yi destekle);
     •   “vergi yasalarını BT yatırımlarını tetiklemek için kullan” (BT’nin
         verimlilik üzerinde yaptığı etkiyi göze alarak vergi seçimini doğru
         yap);
     •   “dijital okuryazarlık ve ve dijital teknoloji uyumunu
         cesaretlendir” (yurttaşların dijital ekonomiye katılımını artır ve bunu
         sivil toplumla birlikte yap);
     •   “zarar verme” (dijital büyüme makinesini yavaşlatacak olumsuz
         düzenlemelerden kaçın)…


22 Ekim 2009 Perşembe
Zarar verme!


         Rapor, ABD ekonomisindeki gelişmenin dinamiğini BT’nin
         sağladığını, ancak mevcut ABD yönetiminin bunun farkında değilmiş
         gibi davrandığını ve önceliği başka konulara verdiğine dikkat
         çekiyor.
         Bizim politika yapıcılarımız en azında bu konuda ABD’yi
         yakaladıklarını düşünebilirler. Ne yazık ki ekonomimiz ABD
         düzeyinde değil! Orada ekonominin büyüklüğü ve küresel payı
         nedeniyle güçlenen dinamizmi “politikaya rağmen” BT etkisini
         hayata geçirebiliyor. Bizim politika yapıcılarımız toraman bir
         yumurcakla değil de kuvözdeki bir bebekle uğraştıklarının
         farkındalar mı acaba? ABD’deki hemcinsleri kadar küresel hırslara
         sahip olamasalar da, coğrafyaları içine kapatma hayali kurdukları bir
         Türkiye ile sınırlı olsa da, öncelikleri bir o kadar ulvî… Kim takar
         BT’yi! Biz kendi yağımızla kavrulur, yağ yakan motorumuzla
         boğuluruz.
         Anladık, destek olmayacaksınız. Bari köstek de olmayın… BT
         sektörü de devletin kuyruğunu bıraksın artık. Dünyayla yüzleşsin,
         bağışıklık kazansın.


22 Ekim 2009 Perşembe
Peki, ne yapmalı?
         Tüm tarafların, yani hükümet, bürokrasi ve kamu sektörünün, özel
         sektör ve kuruluşlarının, emek örgütlerinin, akademinin, STKların ve
         inisiyatif gösteremeyen vatandaşın ne yapmaları gerekiyor?
         Öncelikle bu kesimlerin kendi kurumsal yapılarında merkezi güç
         yanılsamasından kurtulup, faaliyet alanlarına özgü bir yönetişim
         modelini uygulama niyetini göstermeleri gerekiyor ki, diğer taraflarla
         meşru bir paydaşlık ilişkisine girebilsinler. Sonra tümü etkin ve geniş
         bir uzlaşma çerçevesinde olmak üzere; şimdiye kadar şu ya da bu
         kesim tarafından üretilmiş ancak üzerinde uzlaşılamadığı için raf
         ömrünü doldurmuş politika, strateji, eylem planlarından kurtulup,
         öncelikli hedefleri konumlayan gerçek bir ulusal politika
         oluşturmaları; sonra bu politikayı küresel koşullara uyumlu bir yol
         haritasına dönüştürecek stratejiyi belirlemeleri; sonra farklı kesimler
         ve hedefler bağlamında ayrımlaştırılmış stratejik sürecin
         koordinasyon ve uygulama düzeneğini yönetişim temelinde ve
         meşru bir zeminde kurmaları; sonra strateji bağlamında
         önceliklendirilmiş projelerin hayata geçirilmesine yönelik eylem
         planını, fizibilite ve risk analizi çalışmalarıyla birlikte oluşturmaları;
         daha sonra, küresel, bölgesel ve ulusal koşulların değerlendirilmesi
         ve politika doğrultusunda projeksiyonlar yapılmasıyla bu sürecin
         denetlenmesi ve iyileştirilmesi için katılımcı bir üst yapıyı kurmaları;
         bununla da yetinmeyip, STK ve akademi katılımlı bağımsız izleme
         mekanizmaları kurgulamaları gerekiyor…


22 Ekim 2009 Perşembe
Nasıl?



         Bu sürecin atılıma dönüşmesinin koşulu, etkin
         katılım, şeffaf yönetim, adil paylaşım ve en geniş
         uzlaşma zemini…
         Yani bilgiyi ve iktidarı paylaşmadan, gerçek bir
         yönetişim düzenine geçmeden ülkenin
         geleceğini kuramazsınız.
         Yani, yeni bir “Ulusal Seferberlik”, bunun için
         de meşru ve bağlayıcı bir “Ulusal Sözleşme”
         gerekiyor!




22 Ekim 2009 Perşembe
Bilgi Ekonomisiyle kalkınma süreci



              •    Geniş Tabanlı, Etkin Temsiliyete ve Yatay Koordinasyona
                   Dayalı Yönetişim Ağlarının Oluşturulması ve
                   Senkronizasyonu (Kamu – İş Dünyası – Sivil Toplum
                   Ortaklıkları)
              •    “Ulusal İrade”yi Tetikleyen Bir “Siyasi İrade”…
              •    Ulusal Politika Üretme ve Karar Verme Ağlarının
                   Oluşturulması
              •    Ulusal Seferberlik…
                   ve…

              • “ULUSAL SÖZLEŞME”




22 Ekim 2009 Perşembe
“Ulusal Sözleşme”


              •    En geniş toplumsal temsil yeteneğine sahip, katılımcı ve
                   hukuk devleti ilkelerine uygun,
              •    Uluslararası bağlama entegre,
              •    Genel ekonomik ve insani kalkınma, bilgi ekonomisi ve bilgi
                   toplumu hedefleri etrafında Ulusal Konsensusu sağlama
                   yeteneğine sahip,
              •    Toplumun temel dinamiklerini “ortaklıklar” etrafında bir
                   araya getiren
                   ve…
              •    Konjonktürden etkilenmeyen, hükümetler dahil tüm tarafları
                   bağlayıcı meşruiyete ve yaptırımına sahip bir…

                                 ULUSAL SÖZLEŞME…


22 Ekim 2009 Perşembe
Ulusal Sözleşme hedefleri


              •    Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Toplumunun İş Yapma Ortamının,
                   Kurumsal Rejiminin ve Hukuksal Altyapısının Uluslararası
                   Standartlarda Kurulumu…
              •    Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Toplumuna Geçişi Hızlandıracak,
                   Tam Rekabete Açık Etkili Bir Bilgi ve Bilişim Altyapısı

              •    Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Toplumuna Uygun Kültürel
                   Donanıma Sahip, Eğitimli, Yetenekli Bireylerin Yetiştirilmesi
                   (Yaşam Boyu Öğrenim)

              •    Etkili ve Kapsamlı Bir Ulusal İnovasyon Sistemi

              Ulusal Kalkınmanın Sürekliliğinin Güvence Altına
             Alınması…


22 Ekim 2009 Perşembe
Teşekkürler


                         Özgür Uçkan




22 Ekim 2009 Perşembe

Mais conteúdo relacionado

Destaque

Megan The Time
Megan The TimeMegan The Time
Megan The Timemissmarsh
 
11..So This Is Christmas
11..So This Is Christmas11..So This Is Christmas
11..So This Is ChristmasNicky Nic
 
Spe Antistress
Spe AntistressSpe Antistress
Spe AntistressNicky Nic
 
Urarea De Astazi
Urarea De AstaziUrarea De Astazi
Urarea De AstaziNicky Nic
 
Deco Pods!
Deco Pods!Deco Pods!
Deco Pods!flobotic
 
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama IletisimiAg, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama IletisimiOzgur Uckan
 
聚成会议系统(完成排版)
聚成会议系统(完成排版)聚成会议系统(完成排版)
聚成会议系统(完成排版)20004
 
Shabbat Flowers
Shabbat FlowersShabbat Flowers
Shabbat FlowersNicky Nic
 
岗 前 培 训
岗  前  培  训岗  前  培  训
岗 前 培 训20004
 
如何平息客Bbb户不满
如何平息客Bbb户不满如何平息客Bbb户不满
如何平息客Bbb户不满20004
 
教练型领导
教练型领导教练型领导
教练型领导20004
 
Beyond Slogans - 5 Ways to Un-Suck Your Content
Beyond Slogans - 5 Ways to Un-Suck Your ContentBeyond Slogans - 5 Ways to Un-Suck Your Content
Beyond Slogans - 5 Ways to Un-Suck Your ContentGary Edgar
 
1 教练技术第一阶段讲义(版本一)
1 教练技术第一阶段讲义(版本一)1 教练技术第一阶段讲义(版本一)
1 教练技术第一阶段讲义(版本一)20004
 
企业文化建设与企业核心竞争立(讲义)
企业文化建设与企业核心竞争立(讲义)企业文化建设与企业核心竞争立(讲义)
企业文化建设与企业核心竞争立(讲义)20004
 
Bushy mustache
Bushy mustacheBushy mustache
Bushy mustachevermigle
 
心态决定命运5
心态决定命运5心态决定命运5
心态决定命运520004
 
Text Messaging in education why use it ? Why not turn it on its head why not ...
Text Messaging in education why use it ? Why not turn it on its head why not ...Text Messaging in education why use it ? Why not turn it on its head why not ...
Text Messaging in education why use it ? Why not turn it on its head why not ...Andy Black
 

Destaque (20)

1
11
1
 
Megan The Time
Megan The TimeMegan The Time
Megan The Time
 
11..So This Is Christmas
11..So This Is Christmas11..So This Is Christmas
11..So This Is Christmas
 
Spe Antistress
Spe AntistressSpe Antistress
Spe Antistress
 
Urarea De Astazi
Urarea De AstaziUrarea De Astazi
Urarea De Astazi
 
Deco Pods!
Deco Pods!Deco Pods!
Deco Pods!
 
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama IletisimiAg, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
 
聚成会议系统(完成排版)
聚成会议系统(完成排版)聚成会议系统(完成排版)
聚成会议系统(完成排版)
 
Shabbat Flowers
Shabbat FlowersShabbat Flowers
Shabbat Flowers
 
2
22
2
 
岗 前 培 训
岗  前  培  训岗  前  培  训
岗 前 培 训
 
如何平息客Bbb户不满
如何平息客Bbb户不满如何平息客Bbb户不满
如何平息客Bbb户不满
 
教练型领导
教练型领导教练型领导
教练型领导
 
The LED Revolution
The LED RevolutionThe LED Revolution
The LED Revolution
 
Beyond Slogans - 5 Ways to Un-Suck Your Content
Beyond Slogans - 5 Ways to Un-Suck Your ContentBeyond Slogans - 5 Ways to Un-Suck Your Content
Beyond Slogans - 5 Ways to Un-Suck Your Content
 
1 教练技术第一阶段讲义(版本一)
1 教练技术第一阶段讲义(版本一)1 教练技术第一阶段讲义(版本一)
1 教练技术第一阶段讲义(版本一)
 
企业文化建设与企业核心竞争立(讲义)
企业文化建设与企业核心竞争立(讲义)企业文化建设与企业核心竞争立(讲义)
企业文化建设与企业核心竞争立(讲义)
 
Bushy mustache
Bushy mustacheBushy mustache
Bushy mustache
 
心态决定命运5
心态决定命运5心态决定命运5
心态决定命运5
 
Text Messaging in education why use it ? Why not turn it on its head why not ...
Text Messaging in education why use it ? Why not turn it on its head why not ...Text Messaging in education why use it ? Why not turn it on its head why not ...
Text Messaging in education why use it ? Why not turn it on its head why not ...
 

Semelhante a Bilgi, Toplum, Iktidar - Ozgur Uckan

CHP - Bilgi Toplumuna Doğru; Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru; Bilgi ve İletişim Teknolojileri RaporuCHP - Bilgi Toplumuna Doğru; Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru; Bilgi ve İletişim Teknolojileri RaporuVolkan Çelik
 
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru Bilgi ve İletişim Teknolojileri RaporuCHP - Bilgi Toplumuna Doğru Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru Bilgi ve İletişim Teknolojileri RaporuUfuk Kılıç
 
üRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiüRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiEren YAMAN
 
üRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiüRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiEren YAMAN
 
Internet'in Sosyolojik Boyutu
Internet'in Sosyolojik BoyutuInternet'in Sosyolojik Boyutu
Internet'in Sosyolojik Boyutupinguar
 
Erisim Engellemesi Basin Aciklamasi
Erisim Engellemesi Basin AciklamasiErisim Engellemesi Basin Aciklamasi
Erisim Engellemesi Basin AciklamasiOsman Coşkunoğlu
 
Sosyalmedyaco Ders Notları
Sosyalmedyaco Ders NotlarıSosyalmedyaco Ders Notları
Sosyalmedyaco Ders NotlarıIsmail Özdemir
 
1-Bilişim Teknolojileri Temel Kavramlar.pptx
1-Bilişim Teknolojileri Temel Kavramlar.pptx1-Bilişim Teknolojileri Temel Kavramlar.pptx
1-Bilişim Teknolojileri Temel Kavramlar.pptxtolunaybagdat
 
Sosyal Medya kullanımı
Sosyal Medya kullanımıSosyal Medya kullanımı
Sosyal Medya kullanımıDursun Akkurt
 
Sosyal Medya ve Dijital Devlet
Sosyal Medya ve Dijital DevletSosyal Medya ve Dijital Devlet
Sosyal Medya ve Dijital DevletSaid Ercan
 
Bilisim etigi ders notu
Bilisim etigi ders notuBilisim etigi ders notu
Bilisim etigi ders notuSalih GÜMÜŞ
 
e-ticaret ders konusu e-devlet
e-ticaret ders konusu e-devlete-ticaret ders konusu e-devlet
e-ticaret ders konusu e-devletSuleyman Bayindir
 
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZMKÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZMMehmet Sahir Brav
 
KritikaltyapıGÜZproje
KritikaltyapıGÜZprojeKritikaltyapıGÜZproje
KritikaltyapıGÜZprojeMehmet Doruk
 
Demokrasi bir yazılım olabilir mi?
Demokrasi bir yazılım olabilir mi?Demokrasi bir yazılım olabilir mi?
Demokrasi bir yazılım olabilir mi?Özgür Kurtuluş
 

Semelhante a Bilgi, Toplum, Iktidar - Ozgur Uckan (20)

Love and power
Love and powerLove and power
Love and power
 
Bilgi Toplumu
Bilgi ToplumuBilgi Toplumu
Bilgi Toplumu
 
EDA ÇAĞLAR - YENİ MEDYA ORTAMINDA İLETİŞİM & HABER ETİĞİ
 EDA ÇAĞLAR - YENİ MEDYA ORTAMINDA İLETİŞİM & HABER ETİĞİ  EDA ÇAĞLAR - YENİ MEDYA ORTAMINDA İLETİŞİM & HABER ETİĞİ
EDA ÇAĞLAR - YENİ MEDYA ORTAMINDA İLETİŞİM & HABER ETİĞİ
 
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru; Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru; Bilgi ve İletişim Teknolojileri RaporuCHP - Bilgi Toplumuna Doğru; Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru; Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
 
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru Bilgi ve İletişim Teknolojileri RaporuCHP - Bilgi Toplumuna Doğru Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
CHP - Bilgi Toplumuna Doğru Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu
 
üRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiüRetim Planlamasi
üRetim Planlamasi
 
üRetim Planlamasi
üRetim PlanlamasiüRetim Planlamasi
üRetim Planlamasi
 
Internet'in Sosyolojik Boyutu
Internet'in Sosyolojik BoyutuInternet'in Sosyolojik Boyutu
Internet'in Sosyolojik Boyutu
 
BT Haber Şubat 2010
BT Haber Şubat 2010BT Haber Şubat 2010
BT Haber Şubat 2010
 
Erisim Engellemesi Basin Aciklamasi
Erisim Engellemesi Basin AciklamasiErisim Engellemesi Basin Aciklamasi
Erisim Engellemesi Basin Aciklamasi
 
Sosyalmedyaco Ders Notları
Sosyalmedyaco Ders NotlarıSosyalmedyaco Ders Notları
Sosyalmedyaco Ders Notları
 
1-Bilişim Teknolojileri Temel Kavramlar.pptx
1-Bilişim Teknolojileri Temel Kavramlar.pptx1-Bilişim Teknolojileri Temel Kavramlar.pptx
1-Bilişim Teknolojileri Temel Kavramlar.pptx
 
Sosyal Medya kullanımı
Sosyal Medya kullanımıSosyal Medya kullanımı
Sosyal Medya kullanımı
 
yarina-atilim.pdf
yarina-atilim.pdfyarina-atilim.pdf
yarina-atilim.pdf
 
Sosyal Medya ve Dijital Devlet
Sosyal Medya ve Dijital DevletSosyal Medya ve Dijital Devlet
Sosyal Medya ve Dijital Devlet
 
Bilisim etigi ders notu
Bilisim etigi ders notuBilisim etigi ders notu
Bilisim etigi ders notu
 
e-ticaret ders konusu e-devlet
e-ticaret ders konusu e-devlete-ticaret ders konusu e-devlet
e-ticaret ders konusu e-devlet
 
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZMKÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
 
KritikaltyapıGÜZproje
KritikaltyapıGÜZprojeKritikaltyapıGÜZproje
KritikaltyapıGÜZproje
 
Demokrasi bir yazılım olabilir mi?
Demokrasi bir yazılım olabilir mi?Demokrasi bir yazılım olabilir mi?
Demokrasi bir yazılım olabilir mi?
 

Mais de Ozgur Uckan

Ozgur Uckan - Knowledge, Power, Dissidence and Internet - LabourStart Confe...
Ozgur Uckan -  Knowledge, Power, Dissidence and Internet  - LabourStart Confe...Ozgur Uckan -  Knowledge, Power, Dissidence and Internet  - LabourStart Confe...
Ozgur Uckan - Knowledge, Power, Dissidence and Internet - LabourStart Confe...Ozgur Uckan
 
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunumOzgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunumOzgur Uckan
 
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan -  kent - ag yonetisimiOzgur Uckan -  kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimiOzgur Uckan
 
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyonOzgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyonOzgur Uckan
 
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...Ozgur Uckan
 
Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi
Ozgur Uckan   acik-ag-yonetisimiOzgur Uckan   acik-ag-yonetisimi
Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimiOzgur Uckan
 
O Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi PolitikasiO Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi PolitikasiOzgur Uckan
 
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...Ozgur Uckan
 
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur UckanOzgur Uckan
 
Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809Ozgur Uckan
 
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997Ozgur Uckan
 
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT PoliciesOzgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT PoliciesOzgur Uckan
 
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur UckanDijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur UckanOzgur Uckan
 
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...Ozgur Uckan
 
Participation Technologies - O. Uckan
Participation Technologies - O.  UckanParticipation Technologies - O.  Uckan
Participation Technologies - O. UckanOzgur Uckan
 
Economy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in CyberspaceEconomy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in CyberspaceOzgur Uckan
 

Mais de Ozgur Uckan (16)

Ozgur Uckan - Knowledge, Power, Dissidence and Internet - LabourStart Confe...
Ozgur Uckan -  Knowledge, Power, Dissidence and Internet  - LabourStart Confe...Ozgur Uckan -  Knowledge, Power, Dissidence and Internet  - LabourStart Confe...
Ozgur Uckan - Knowledge, Power, Dissidence and Internet - LabourStart Confe...
 
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunumOzgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
 
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan -  kent - ag yonetisimiOzgur Uckan -  kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimi
 
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyonOzgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
 
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
 
Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi
Ozgur Uckan   acik-ag-yonetisimiOzgur Uckan   acik-ag-yonetisimi
Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi
 
O Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi PolitikasiO Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
 
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
 
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
 
Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809
 
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
 
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT PoliciesOzgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
 
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur UckanDijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
 
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
 
Participation Technologies - O. Uckan
Participation Technologies - O.  UckanParticipation Technologies - O.  Uckan
Participation Technologies - O. Uckan
 
Economy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in CyberspaceEconomy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in Cyberspace
 

Bilgi, Toplum, Iktidar - Ozgur Uckan

  • 1. Bilgi, Toplum, İktidar Dr. Özgür Uçkan Yapı Kredi Kültür 26 04 2007 ________________________________________ Türkiye için “Köşeyi Dönme” seçeneği: Türkiye’nin Bilgi Toplumu’na evrilme şansı var mı? Köstekler, Destekler ve Politikalar, Fırsatlar ve Şanslar. Bugün neredeyiz ve neleri aşmalıyız? 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 2. İletişim / Topluluk / Ağ “Topluluk (Community) ve İletişim (Communication) sözcükleri aynı köke sahiptir. Bir iletişim ağı kurduğunuz her yerde bir topluluk da kurarsınız ve ne zaman bu ağı yıkarsanız –yasadışı ilan ederseniz, çökertirseniz ya da erişilemeyecek kadar pahalı kılarsanız-, topluluğu da incitmiş olursunuz…” Bruce Strerling, “The Hacker Crackdown” 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 3. Teknoloji nötr “Net hakkında hala coşkuluyuz, tıpkı Walt Whitman’ın trenler ve telgraf hakkında duyduğu coşku gibi. O trenlerin ve telgrafın bizi birleştireceğini, bizden bir topluluk yaratacağını düşünüyordu. Trenlerin bir gün toplama kamplarına da gideceğini öngöremezdi elbette.” Andrei Codresku 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 4. Teknolojik hayat Teknoloji hayatı daha yaşanabilir kılabileceği gibi, cehenneme de dönüştürebilir. Teknolojik hız, insani algı, mobil enformasyon yönetimi ve her biri kendi atalet gettosuna kapatılmış bireyler, iktidar ve çatışma networkleri… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 5. Teknoloji / Simülasyon Savaş, sömürü, denetim, vahşet, yıkım, terör, bireylerin ataleti sayesinde gündelik yaşamı kaplayan bir sahne sisi gibi gerçekliğin yerini alan bir simülasyon evreni yaratabilir… Teknoloji, anlamı kendinde saklı bir nihai hedef değildir. Teknoloji, “araç”tır. Peki ya bilgi ? 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 6. Bilginin paylaşımı Bilgi özgürleştirir. Ama sadece paylaşılan bilgi özgürdür… Yönetimi katılıma kapalı bilgi, toplumu pazar, bireyi köle yapar… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 7. Demokratik Teknoloji Teknoloji, nötr… (Tıpkı trenler gibi… Trenler aşıkları da buluşturur, toplama kamplarına da gider.) Ama, herkesin erişimine açık, bilginin adil paylaşımı ve özgür dolaşımına dayanan demokratik teknoloji kullanımı, ekonomik ve insani kalkınma için verimli bir fırsatlar tarlası olabilir… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 8. Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve Türkiye’de bilgi ekonomisine geçişin sağlanması ve bilgi toplumuna ulaşılması hedefleri, bilgi ve iletişim teknolojilerini herkesin erişimine açacak bir teknik altyapının yanı sıra, bu hedefleri mümkün kılacak bir hukuksal altyapının ve uygun bir iş yapma ortamının kurulmasına da bağlıdır. Bu altyapı; • adil ve eşitlikçi, • insani ve ekonomik kalkınmaya elverişli bir ortam yaratacak, • hukuk devleti ilke ve normlarına uygun olarak geliştirilmedir. 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 9. Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve Hukuksal düzenlemelerin ruhu, nitelikli bilginin üretimi, üretilen nitelikli bilginin üretim sürecinde yer alan sujelerin hakları korunarak enformasyona dönüştürülmesi ve toplumun tüm kesimlerine ve küresel ağa yayılması, enformasyon niteliğindeki bilginin ekonomik ve toplumsal ilişkilerde bilgi ekonomisi ve bilgi toplumu paradigmalarına uygun olarak kullanılması ve tüm bu süreçlerde bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin biçimde yer alması olarak özetleyebileceğimiz bilgi toplumu mekanizmaları temel alınarak ortaya konulmalıdır. Bu düzenlemeler, birbiriyle entegre ve uyumlu bir bütün olarak kurgulanmalıdır. Öncelik, bilgi ekonomisi ve bilgi toplumunun kazanımlarından vatandaşların hiçbir ayrım gözetmeksizin faydalanmasının sağlanmasıdır. 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 10. Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve Hukuksal altyapı, • baskıcı ve olumsuz düzenlemelerden özenle kaçınılarak, • bilgi toplumu ve bilgi ekonomisini teşvik edici olumlu düzenlemelere öncelik verilerek, • ilgili tüm tarafların etkin katılımıyla gerçekleştirilmelidir. Bu düzenlemelerin hızla gelişen teknolojiler tarafından kısa sürede işlevsizleştirilmemesi için mümkün olduğunca esnek ve minimalist bir yapıda olması gerekir. 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 11. Bilgi ve iletişimin denetlenmesi İnternet, "küresel", "gayri-merkezi", "açık", "sınırsız", "etkileşimli", "kullanıcı-denetimli" ve "altyapıdan-bağımsız”... Bu bizim “kültürümüze” aykırı! Büyük harfli bir “Merkez” kurulmalı ve bu başıbozuk ortama “düzen” getirmeli! Her iktidar, uyruklarının bilgiye erişimini ve aralarındaki iletişimi denetlemeyi ve böylece kendisine bir gül bahçesi kurmayı hayal eder. Ama bilgi iktidardan kaçar. Merkezi olmayan ağlar üzerinde dolaşan bilgiyi zaptetmenin imkanı yoktur. Ancak iktidar merkezi otoritesi hakkında da hayal görüyorsa, kendini gül bahçesinde sanmaya devam edecektir. Ta ki, bilgi dikenleri her yanına batana kadar... 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 12. Peki ya Türkiye? Her ne kadar başarısız olmaya mahkumsa da, iktidar bilgi ve iletişimi denetlemeye çalışırken meşruiyetini ortak faydasını gözetmesinden aldığı topluma ciddi zararlar verir. İşte Türkiye’de bunu yaşıyoruz. Hükümet ve devlet mekanizması, temel topluluk hakkımız olan bilgiye erişim ve iletişim hakkımıza göz dikiyor; özgürlüğümüze ve refahımıza zarar veriyor. Bilginin küresel dolaşımına entegre olmamızı ve özgürce iletişimde bulunmamızı engellemeye teşebbüs ederek geleceğimizi karartıyor. Türkiye’de kanunlaştırma sürecinin hukuk devleti ilke ve kurallarına aykırılığı göz önünde tutulursa, fena halde zaman kaybedeceğiz demektir. Toplum olarak topluluk haklarımızı korumamız meşru. Sadece bilişim STK’larının değil, toplumun her örgütlü kesiminin görevi bu. Geleceğimiz iktidarın değil, bizim elimizde... 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 13. Ve Türkiye… Devletin bilgi toplumu stratejisini mekanik e-devlet projelerinden ibaret görme saplantısı mantıksal sonuçlarından birini daha verdi. Ulaştırma Bakanlığı’nın “elektronik ortamda işlenen suçların önlenmesi” ile ilgili tasarısı, internet içeriğinin izlenmesi, denetlenmesi ve sansür edilmesi için yeni bir “e-devlet hizmeti” öngörüyor! Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde “Bilişim Güvenliği Başkanlığı” kuruluyor. Bilgiyi kendi malı kabul eden devlet, kulları arasındaki iletişimi denetlemeyi de hak olarak görür tabii. Hükümetin iftihar ettiği e- devlet atılımı, “e-polis devleti”ne doğru evriliyor! 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 14. Ve Türkiye… “Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete rağmen üstün kılınmasıdır. Çünkü devletler, her zaman ve her yerde “düzenleme”den “denetleme”yi anlarlar ve “güvenlik” ile “hak ve özgürlükler” arasındaki dengenin teminatı hukuk devleti ilke ve kuralları çerçevesinde ancak yurttaş inisiyatifleri ve sivil toplum girişimleri ile sağlanır. Bu inisiyatifin şu ya da bu nedenlerle engellendiği, baskı altına alındığı ve yıldırıldığı durumlar, Çin’de olduğu gibi, “devlet güvenliği” gerekçesiyle bir elektronik foruma mesaj yollamanın ölüm cezasıyla tehdit edildiği “düzenleyici mevzuat”larla sonuçlanabilir. Bu aşırı bir örnek sayılabilir, ancak mantık her zaman sonucuna ulaşma eğilimindedir. Denetleme ABD ya da AB’de olduğu gibi “çocuk pornografisi” ve “ırkçı söylemler”in denetlenmesi maskesiyle başlar, giderek tüm iletişimin denetlenmesi ve sansür edilmesi çabalarıyla sonuçlanır. Türkiye’de yaşanan da tam olarak bu! 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 15. Çocuk pornosu, internet, hukuk ve ikiyüzlülük Türkiye çocuk emeğini sömürme bakımından dünya dördüncüsü. Çocuk tutukluların sayısında büyük artış var. Çocukların yüzde 72'si anababa, yüzde 22'si öğretmen dayağı yiyor. Her üç çocuktan biri istismara uğruyor. Kızlar çocuk yaşta evlendiriliyor. Pedofili atasözlerimize sızmış. Bunların hepsinin sorumlusu da internet, öyle mi? Bu ne ikiyüzlülük! “Çocuk pornografisi” işin bahanesi. Hükümet bu konuda ciddi olsaydı, 2001’den beri çocuk pornografisine yönelik ek protokolü imzalamamakta ayak diremez veya on yıl önce imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirirdi. Hükümet bu “verimli” bahaneyi kullanarak iletişim ve ifade özgürlüğünü kısıtlamayı, denetim ve sansürü meşrulaştırmayı amaçlıyor. Bugün müstehcenlik, yarın kumar derken, her türlü muhalif içeriğin sansür edilmesinin yolu açılıyor. Nitekim tasarının “zararlı içerik” tanımı ve 301 dâhil olmak üzere referans olarak verilen TCK maddeleri bunu açıkça gösteriyor. 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 16. “Ulusal” bilgi güvenliği “Ulusal Bilgi Güvenliği Teşkilatı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı” TBMM gündemine sunuluyor. “Bilgi güvenliği”, tanımı gereği bilginin gizliliği, bütünlüğü ve ulaşılabilirliği ihlal edilmeden serbestçe dolaşımının sağlanabilmesidir. Bu bağlamda, “bilgi güvenliği”, “bilgi özgürlüğü” ve “mahremiyet” kavramları iç içe geçmiştir. Bir hukuk devletinde, bilgi güvenliği, özellikle de hassas olarak nitelendirilen kamu bilgilerinin güvenliğinin sağlanması, kamu bilgilerine erişim özgürlüğü ile ilgili hukuki düzenlemelerle dengelenmezse, ifade ve iletişim özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler ciddi bir tehdit altında kalacaktır. Aynı şekilde, bilgi güvenliği ile ilişkili düzenlemeler “kişisel verilerin korunması” yasası ile dengelenmezse anayasal mahremiyet hakkımız çiğnenecektir. “Bilgi edinme hakkı” yasasının işlerlik durumu ortada. Kişisel verilerle ilgili henüz düzenleme yapılmadı. Tasarıda elektronik imza yasası ile çelişen hususlar var. Bu alanlarla etkileşime girmeden kanun yapar, neyin “ulusal bilgi”, neyin “devlet sırrı”, neyin kişisel ya da ticari veri olduğuna karar verecek kadir-i mutlak bir “Ulusal Bilgi Güvenliği Kurumu” tesis etmeye kalkarsanız bu karmaşanın bedeli gerçekten çok ağır olur. 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 17. İçine kapanan ülke Türkiye bir süredir giderek içine kapanan bir ülke portresi çiziyor. Toplumsal gündem geleceğimizin yaratılmasına değil, bölünme paranoyasına, kimlik bunalımlarına, yabancı düşmanlığına, otorite arayışına, ideolojik çatışmalara, etnik kamplaşmaya, milliyetçi hezeyanlara teslim olmuş durumda. Ekim 2005’te AB müzakere sürecinin kesintiye uğramasıyla başlayan bu içe kapanma, Kuzey Irak’ta gelişen konjonktür, Şemdinli olayları, 301. madde ve hukukun erozyonu, Hrant Dink cinayeti, Malatya vahşeti, Nokta dergisinin kapanması ve her iki taraf için de demokrasi ayıbı olan son Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi birbiriyle bağlantılı adımlarla derinleşiyor. Bu karanlık, ülkenin hemen hemen tüm hayati sorunlarıyla ilgili mevcut politikasızlık zafiyetiyle birleşince, ortalık sansürcü yasa tasarılarından, otoriter kurumsallaşma planlarından, merkeziyetçi yönetim hayallerinden geçilmiyor. Türkiye artık Suudi Arabistan, Çin, Kuzey Kore gibi ülkelerle aynı kampta anılıyor. “Hukuk devleti” bir yanılsamadan ibaret. Demokratik bir ülke olmadığımız ve iktidar kimde olursa olsun devlet mekanizmasının demokratikleşmeye tahammülünün olmadığı açık. 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 18. İçine kapanan ülke Böyle bir ortamda bilgi toplumundan, bilgi ekonomisinden, inovasyondan, ulusal rekabet avantajı yaratmaktan ve geleceği yönetmekten söz etmek zor elbette. Daha doğrusu, bu konuları ülkenin demokrasi krizinden soyutlayarak ele almak artık imkansız. Türkiye’de baskın yönetim eğilimi, her zaman kalkınma ve demokrasiyi birbirinden soyutlamaya, ekonomiyi siyasetten koparmaya, politika ve stratejiyi taktik akıla indirgemeye ve konjonktürün dönme dolabında günü kurtarmaya çalıştı. Bu yöntem işlemiyor ve mevcut küresel bağlamda işlemesine de imkan yok. Şimdi bu yönetsel hayal kırıklığının en tehlikeli evresini yaşıyoruz: ülkeyi içine kapatıp, her türlü aykırı sesi baskı ve şiddetle susturup, kitlesel paranoyaları tetikleyerek yönetme hayali kurmak… Küresel konjonktür bu “yönetimi” gerçekten de hayali kılacağı için de, ortaya çıkan yönetsel boşluğu kimlerin dolduracağı öngörülebilir. Bağımsızlığın ve egemenliğin kaybı asıl böyle başlar: hayali iktidarını kendi halkıyla paylaşmaktan başka korkusu olmayan iktidarsızların ülkenin yönetimini küresel askeri-endüstriyel güç odaklarına bırakmasıyla… “Rejim” değil ama ülke gerçekten de “ağır bir tehdit” altında. Ama tehdit algımız yanlış. Geleceğimizi ipotek altına alan asıl tehdit, kitlesel ataletimiz ve ezeli ergenliğimizle besleyip büyüttüğümüz otoriter baba figürünün ta kendisi… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 19. 2023’te nasıl bir cumhuriyet? 2023 bizim için “sihirli” bir sayı. Gelecek vizyonu deyince bu tarihten öteye pek geçemiyoruz. Yüzyıllık cumhuriyet neye benzeyecek acaba? 2023’te nasıl bir “Cumhuriyet” bekliyoruz? Peki, bizi nasıl bir cumhuriyet bekliyor? Genç nüfusunun hakkını veren ve ona güvenen, yani gençlerin yaratıcı, yetenekli ve bilgili bireyler olarak yetişmesini sağlayan; yenilikçi bir bilgi dinamiğiyle oluşturulan ve adilce paylaşılan bir refahı sürekli rekabet avantajı yaratmak için kullanan; istikrarla büyüyen; hayati konularda en geniş uzlaşıyla politika ve strateji üretebilen; katılımcı, paylaşımcı, eşitlikçi, demokratik bir kalkınma ivmesini sürdürülebilir kılmış; bilgi ekonomisini kurmuş ve bilgi toplumuna dönüşmüş; tam bağımsız bir “küresel oyuncu” mu? Yoksa mevcut atalet, politikasızlık ve ufuksuzluğun mantıksal sonucu olan bir “distopya” mı? Distopya, mevcudun alternatifi ütopyanın tersine, hakim olan durumun mantıksal sonuçlarında yaratacağı içine kapanmış, bükülmüş dünyayı ifade eder. Bizi bekleyen cumhuriyet bu bükülmüş dünya mı? Pazar olmakla hayatta kalan, kaderini belirlemekten aciz bir “küresel oyuncak” mı? 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 20. 2023’te nasıl bir cumhuriyet? Cumhuriyetin geleceği bir “ulusal irade” konusudur. Ama bu irade bizi yönetmeye çalışanların sandığı gibi soyut, bir tür “milli magma” olan bir ulusun “ulvi” iradesi değil, ulusu oluşturan tüm kesimlerin katılımı ve paylaşımıyla, yani ortak aklıyla uzlaşarak üretilen ve sıçramaları gerçekleştirmek için onsuz edilemez somut iradedir. Türkiye hayati bir karar anı yaşıyor. Ekonomi, sosyal yapı ve kültür eksenlerinde akan enerjinin entegre, senkronize ve koordine atılımıyla, tıpkı 1923’teki gibi ulusal bir sıçrama hareketine ihtiyacımız var. 2023 çok geç olabilir… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 21. Zarar verme! Bilgi Teknolojisi ve İnovasyon Vakfı ABD politika yapıcılarını “dijital refah” konusunda uyaran bir rapor yayınladı (http://www.itif.org/ index.php?id=34). Rapor BT bakımından devletin politika önceliklerini şöyle konumluyor: • “dijital ekonomiye hak ettiğini ver” (BT’yi ekonomi politikalarının odağına yerleştir); • “dijital inovasyonu ve ekonomik sektörlerin dönüşümünü etkin bir şekilde teşvik et” (anahtar sektörlerde BT alanında inovasyon ve ar- ge’yi destekle); • “vergi yasalarını BT yatırımlarını tetiklemek için kullan” (BT’nin verimlilik üzerinde yaptığı etkiyi göze alarak vergi seçimini doğru yap); • “dijital okuryazarlık ve ve dijital teknoloji uyumunu cesaretlendir” (yurttaşların dijital ekonomiye katılımını artır ve bunu sivil toplumla birlikte yap); • “zarar verme” (dijital büyüme makinesini yavaşlatacak olumsuz düzenlemelerden kaçın)… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 22. Zarar verme! Rapor, ABD ekonomisindeki gelişmenin dinamiğini BT’nin sağladığını, ancak mevcut ABD yönetiminin bunun farkında değilmiş gibi davrandığını ve önceliği başka konulara verdiğine dikkat çekiyor. Bizim politika yapıcılarımız en azında bu konuda ABD’yi yakaladıklarını düşünebilirler. Ne yazık ki ekonomimiz ABD düzeyinde değil! Orada ekonominin büyüklüğü ve küresel payı nedeniyle güçlenen dinamizmi “politikaya rağmen” BT etkisini hayata geçirebiliyor. Bizim politika yapıcılarımız toraman bir yumurcakla değil de kuvözdeki bir bebekle uğraştıklarının farkındalar mı acaba? ABD’deki hemcinsleri kadar küresel hırslara sahip olamasalar da, coğrafyaları içine kapatma hayali kurdukları bir Türkiye ile sınırlı olsa da, öncelikleri bir o kadar ulvî… Kim takar BT’yi! Biz kendi yağımızla kavrulur, yağ yakan motorumuzla boğuluruz. Anladık, destek olmayacaksınız. Bari köstek de olmayın… BT sektörü de devletin kuyruğunu bıraksın artık. Dünyayla yüzleşsin, bağışıklık kazansın. 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 23. Peki, ne yapmalı? Tüm tarafların, yani hükümet, bürokrasi ve kamu sektörünün, özel sektör ve kuruluşlarının, emek örgütlerinin, akademinin, STKların ve inisiyatif gösteremeyen vatandaşın ne yapmaları gerekiyor? Öncelikle bu kesimlerin kendi kurumsal yapılarında merkezi güç yanılsamasından kurtulup, faaliyet alanlarına özgü bir yönetişim modelini uygulama niyetini göstermeleri gerekiyor ki, diğer taraflarla meşru bir paydaşlık ilişkisine girebilsinler. Sonra tümü etkin ve geniş bir uzlaşma çerçevesinde olmak üzere; şimdiye kadar şu ya da bu kesim tarafından üretilmiş ancak üzerinde uzlaşılamadığı için raf ömrünü doldurmuş politika, strateji, eylem planlarından kurtulup, öncelikli hedefleri konumlayan gerçek bir ulusal politika oluşturmaları; sonra bu politikayı küresel koşullara uyumlu bir yol haritasına dönüştürecek stratejiyi belirlemeleri; sonra farklı kesimler ve hedefler bağlamında ayrımlaştırılmış stratejik sürecin koordinasyon ve uygulama düzeneğini yönetişim temelinde ve meşru bir zeminde kurmaları; sonra strateji bağlamında önceliklendirilmiş projelerin hayata geçirilmesine yönelik eylem planını, fizibilite ve risk analizi çalışmalarıyla birlikte oluşturmaları; daha sonra, küresel, bölgesel ve ulusal koşulların değerlendirilmesi ve politika doğrultusunda projeksiyonlar yapılmasıyla bu sürecin denetlenmesi ve iyileştirilmesi için katılımcı bir üst yapıyı kurmaları; bununla da yetinmeyip, STK ve akademi katılımlı bağımsız izleme mekanizmaları kurgulamaları gerekiyor… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 24. Nasıl? Bu sürecin atılıma dönüşmesinin koşulu, etkin katılım, şeffaf yönetim, adil paylaşım ve en geniş uzlaşma zemini… Yani bilgiyi ve iktidarı paylaşmadan, gerçek bir yönetişim düzenine geçmeden ülkenin geleceğini kuramazsınız. Yani, yeni bir “Ulusal Seferberlik”, bunun için de meşru ve bağlayıcı bir “Ulusal Sözleşme” gerekiyor! 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 25. Bilgi Ekonomisiyle kalkınma süreci • Geniş Tabanlı, Etkin Temsiliyete ve Yatay Koordinasyona Dayalı Yönetişim Ağlarının Oluşturulması ve Senkronizasyonu (Kamu – İş Dünyası – Sivil Toplum Ortaklıkları) • “Ulusal İrade”yi Tetikleyen Bir “Siyasi İrade”… • Ulusal Politika Üretme ve Karar Verme Ağlarının Oluşturulması • Ulusal Seferberlik… ve… • “ULUSAL SÖZLEŞME” 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 26. “Ulusal Sözleşme” • En geniş toplumsal temsil yeteneğine sahip, katılımcı ve hukuk devleti ilkelerine uygun, • Uluslararası bağlama entegre, • Genel ekonomik ve insani kalkınma, bilgi ekonomisi ve bilgi toplumu hedefleri etrafında Ulusal Konsensusu sağlama yeteneğine sahip, • Toplumun temel dinamiklerini “ortaklıklar” etrafında bir araya getiren ve… • Konjonktürden etkilenmeyen, hükümetler dahil tüm tarafları bağlayıcı meşruiyete ve yaptırımına sahip bir… ULUSAL SÖZLEŞME… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 27. Ulusal Sözleşme hedefleri • Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Toplumunun İş Yapma Ortamının, Kurumsal Rejiminin ve Hukuksal Altyapısının Uluslararası Standartlarda Kurulumu… • Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Toplumuna Geçişi Hızlandıracak, Tam Rekabete Açık Etkili Bir Bilgi ve Bilişim Altyapısı • Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Toplumuna Uygun Kültürel Donanıma Sahip, Eğitimli, Yetenekli Bireylerin Yetiştirilmesi (Yaşam Boyu Öğrenim) • Etkili ve Kapsamlı Bir Ulusal İnovasyon Sistemi  Ulusal Kalkınmanın Sürekliliğinin Güvence Altına Alınması… 22 Ekim 2009 Perşembe
  • 28. Teşekkürler Özgür Uçkan 22 Ekim 2009 Perşembe