SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 12
“Birinci sınıf insanlar birinci sınıf insanları yanlarına alırlar,
ikinci sınıf insanlar üçüncü sınıf insanları yanlarına alırlar”
“Yüzyıllar nadiren dahi yetiştirir, şu şansızlığımıza bakın ki, bu yüzyılda o
büyük dahiyi çağımızda Türkler yetiştirdi”
Lloyd George
Akli değil nakli bilgiye itibar eden, eleştirel akıldan nasibini
almamış, özgür olmanın anlamını ve değerini bilmeyen sömürge
insanları değerini bilmese de Atatürk’ün büyüklüğü rakiplerince de dile
getirilmiştir.
Seversiniz ya da sevmezsiniz. Komplekssiz, akıl sahibi ve özgür bir
insansanız Atatürk sizin için büyük bir insandır.
O “birinci sınıf”tır !
“Şans her zaman hazır akılları tercih eder”
Louis Pasteur
Atatürk’ün hayatını incelediğinizde görürsünüz ki, O’nun başarıları
asla “tesadüf” değildir. O her zaman kendini kaçınılmaz olarak ortaya
çıkacak olan “fırsatlar” için geliştirmiş ve hazır tutmuştur. Mücadeleler ve
muharebelerle dolu yaşamında okuduğu kitap sayısı dört bin kadardır. Bu
arada Atatürk’ü uluorta eleştiren, bunu da “özgürlük” olarak tanımlayan
insanlara sormak lazım:
Okuduğunuzu ne kadar anladığınıza hiç girmeyelim, bugüne kadar
kaç (bin) kitap okudunuz?
Bu dünyadan göçüp gittikten sonra kaç yıl daha adınızı anarlar?
Tarihteki son Türk devletinin gerek “kurtuluş” gerekse “kuruluş”
aşamalarında O daima “birinci sınıf” insanlarla çalışmıştır.
“Atatürk ve Tıbbiyeliler”
Prof.Dr.Metin Özata
Okuyunca anlıyor insan.
Osmanlının küllerinden, Batılı emperyalistlere rağmen kurulan
modern Türkiye Cumhuriyeti’nin “kurtuluş” ve “kuruluş”
süreçlerinde Atatürk’ün en yakınındaki insanlar hep Tıbbiyeliler (yani
Doktorlar).
Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren doktorlar modern batılı
değerlere en yakın, en üst düzeyde eğitim görmüş, en deneyimli vatan
evlatları olarak hep ön planda yer almışlar ve gerektiğinde vatanları için
tereddüt etmeden canlarını vermişlerdir.
…bu asla tesadüf değildir.
Bu gün büyük metropollerde kayıtsızca ve duyarsızca
yürüdüğünüz caddelerin, sokakların, önlerinden geçtiğiniz parkların,
bahçelerin, konser ve spor salonlarının isimlerinin pek çoğu bu “birinci
sınıf” insanlara aittir.
Andre’ Weil kuralı hiç değişmez!
(1906-1998 yıllarında yaşamış ünlü matematikçi)
Bakmayın siz eleştirel akıldan nasibini almamış, okumaya ve eğitime önem vermeyen,
aşağılık kompleksli insanların “çoğunluğu” oluşturduğu toplumlarında doktorlara
reva görülen muamelelere.
Her dönemde ve her toplumda doktorlar toplumun en iyi yetişmiş, “birinci sınıf”
insanlarıdır. Pirincin taşı pirincin değerini azaltmaz.
Skolastik dönemin karanlık Avrupa’sında bile fikir hayatına yön veren insanlar
“doktor” sıfatını taşırdı.
Aquinolu Thomas “Meleksi Doktor”, Duns Scottus “İnce Doktor”!
“birinci sınıf ” insanlar…
Dr. Cemil Topuzlu Paşa (Abdülhamid’in doktoru. İlk
kez bir resmi binada kaloriferi devreye sokan kişi)
Dr.Besim Ömer Paşa (Jinekolog. Darülfünun’un ilk
Emin’i “rektör”)
Dr.Refik Saydam (Cumhuriyet döneminin ilk Sağlık
Bakanı. 1919 Bandırma Vapuru yolcusu)
Dr.Hulusi Behçet (Bakteriolog. I.Umumi Harp’te kolera
aşısı geliştirdi)
Dr.Tevfik Sağlam (Dahiliyeci. İstanbul Üniversitesi
Rektörü. Kızılay Genel Başkanı. Verem Savaş Derneği kurucusu)
Dr.Abdülkadir Noyan (Kolera ve Tifüs aşıları geliştirdi.
Ankara Ün. Tıp Fakültesi kurucusu ve ilk Dekanı)
Dr. İbrahim Tali Öngören (1919 Bandırma Vapuru
yolcusu. 1920 Moskova Heyeti üyesi. T.C. Batum Konsolosu)
Dr.Reşit Galip (Milli Eğitim Bakanı. Modern
Üniversitelerin kurucusu. Halkevleri, Türk Dil ve Tarih
Kurumlarının kurucusu)
Dr. Lütfü Kırdar (Göz doktoru. Manisa Valisi. İzmir
Sağlık Müdürü. İstanbul Belediye Başkanı)
… “birinci sınıf insanlara” devam
Dr. Tevfik Rüştü Aras ( Jinekolog. İşgal İstanbul’undaki
“Bekir Ağa Bölüğü” mahpuslarından. İttihat Terakki
kurucularından Dr.Nazım’ın bacanağı, Latife Hanım’ın uzaktan
akrabası, Gazeteci Altemur Kılıç’ın ebesi)
Dr.Akil Muhtar Özden (Farmakolog. İşgal İstanbul’unun
Tıp Fakültesi Dekanı)
Dr. Esat Işık (Göz doktoru. Malta sürgünü. Dışişleri
Bakanlarından Hasan E.Işık’ın babası)
Dr. Rasim Ferit Talay (İşgal İstanbul’unda “Minber”
gazetesi’nin imtiyaz sahibi. Dr. Fikret ile beraber Atatürk’ün
“candostu”)
Dr.Adnan Advar (İlk kabinenin Sağlık Bakanı. Sakarya
Savaşı ve Büyük Taarruzda TBMM 2. Başkanı. Einstein ile
görüşen iki Türk’ten biri)
Tüm bu “birinci sınıf” insanlar arasında ben size sadece iki tanesini
özellikle anlatacağım ki, bu ikisinin yaptığını yapabilmek sadece Neyzen
Tevfik’e nasip olmuştur.
Malum, Gazi memleket meselelerini akşamları uzun oturulan meşhur
sofralarda konuşurmuş. Konu ile ilgili uzman kişiler çağrılır, fikirleri,
görüşleri uzun uzadıya dinlenirmiş. Ertesi gün Gazi en üst düzeyde bilgi
sahibi olarak, o engin dehası ve kültürü ile bir görüş oluştururmuş.
İşte bu sofralarda benim bildiğim sadece üç adam, üç “cesur yürek” o
büyük karizmaya “rağmen” bir şeyler söylemişler ancak gene de Gazi’nin
sevgisinden mahrum kalmamışlar, tersine onurlu ve dik duruşları takdir
edilmiştir.
Dr.Hikmet Boran
Atatürk’ün Sivas Kongresi’ni toplayacağını öğrenen askeri
Tıbbiyeliler biz de temsilci yollamalıyız diyerek o zaman 3.sınıf
talebesi olan Dr.Hikmet’i Sivas’a yollarlar.
9.9.1919 gecesi çoğunluğun çözüm için manda önerisinde
bulunduğu bir ortamda Dr Hikmet “Paşam üyesi bulunduğum
Tıbbiyeliler adına konuşuyorum. Mandayı kabul edemeyiz.
Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar kim olursa olsun
şiddetle ret ve tenzih ederiz. Farz-ı muhal, manda fikrini siz
kabul ederseniz sizi de reddeder M.Kemal “vatan
kurtarıcısı” değil “vatan batırıcısı”dır der ve tel’in ederiz”
der.
Herkesin şaşkın bakışları arasında Gazi “İşte benim
güvendiğim gençlik budur. Müsterih ol evlat, parolamız
tektir: Ya istiklal ya ölüm” der.
Atatürk sonradan Dr.Hikmet’i vekil yapmak ister ancak bu
tevazu sahibi gence bir türlü ulaşamaz. Bu cesur insan büyük
sanatçı Orhan Boran beyefendi’nin babasıdır.
Dr.Reşit Galip
Atatürk’ün evladı gibi sevdiği biridir. İlkokulda her sabah
söylediğimiz “And”ı da, yüksek öğrenim yaptığımız modern
üniversitelerimizi de O’na borçluyuz.
1931 Sonbaharında Dolmabahçe’de bir akşam sofrasında
kadın hakları konusunda zamanın maarif vekili ile tartışırlar. Bu
sert konuşmadan dolayı Gazi, Reşit Galip’e “Yorgun
görünüyorsunuz, madem konuşmalar da hoşunuza
gitmiyor, gidip istirahat edebilirsiniz” der. Buz kesen ortamda
Reşit Galip cevap verir “Burası sizin değil milletin sofrasıdır,
kalkmam”. İşi uzatmak istemeyen Gazi “O halde biz
kalkalım, masayı beyefendiye bırakalım” der ve gece son
bulur.
Reşit Galip ömrü boyunca hiç evlenmemişti.
Kendini tüm varlığı ile Türk Devrimine adamıştı.
42 yaşında beş parasız , veremden öldü.
Neyzen Tevfik
Rivayet olunur ki;
Atatürk’ün sofrasına çağrılan Neyzen’e “ney üflemesi”
söylenmiş. Neyzen de başlamış üflemeye. Bir müddet sonra
bakmış ki, herkes hararetli bir tartışma içinde, kendini dinleyen
yok. Birden üflemeyi kesmiş. Müziğin aniden kesilmesini fark
eden, şaşırmış devlet ricaline şu dörtlüğü söylemiş:
“Sanma ciddiyetle sarf ederim san’atımı
Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir
Bezm-i meyde süfeha’nın saza meftun oluşu
Nazarımda su içen eşeğe ıslık gibidir”

Mais conteúdo relacionado

Semelhante a Andre Weil kuralı

Atatürkü An(la)mak
Atatürkü An(la)makAtatürkü An(la)mak
Atatürkü An(la)mak
cemenzarleo
 
109 yücel hacaloğlu doğumunun 100. yılında h. nihâl atsız
109 yücel hacaloğlu   doğumunun 100. yılında h. nihâl atsız109 yücel hacaloğlu   doğumunun 100. yılında h. nihâl atsız
109 yücel hacaloğlu doğumunun 100. yılında h. nihâl atsız
Fdgalgjadg Fhaldfad
 
AtatüRküN Ha Ve öZellikleri
AtatüRküN Ha Ve öZellikleriAtatüRküN Ha Ve öZellikleri
AtatüRküN Ha Ve öZellikleri
derslopedi
 
Murat uzunalioğlu nihal atsız biyografisi ve mektupları 92
Murat uzunalioğlu nihal atsız biyografisi ve mektupları 92Murat uzunalioğlu nihal atsız biyografisi ve mektupları 92
Murat uzunalioğlu nihal atsız biyografisi ve mektupları 92
Fdgalgjadg Fhaldfad
 
Redhack12eylul
Redhack12eylulRedhack12eylul
Redhack12eylul
Remrem
 
Psikiatri kongresi 2006
Psikiatri kongresi 2006Psikiatri kongresi 2006
Psikiatri kongresi 2006
BozkurtGuvenc
 
394244389-Cogito-Dergisi-Sayı-50-Bah0ar-2007-Bellek-O-ncesiz-Sonrasız.pdf
394244389-Cogito-Dergisi-Sayı-50-Bah0ar-2007-Bellek-O-ncesiz-Sonrasız.pdf394244389-Cogito-Dergisi-Sayı-50-Bah0ar-2007-Bellek-O-ncesiz-Sonrasız.pdf
394244389-Cogito-Dergisi-Sayı-50-Bah0ar-2007-Bellek-O-ncesiz-Sonrasız.pdf
Turulzen1
 
Ataturk Niye mi Büyük?
Ataturk Niye mi Büyük?Ataturk Niye mi Büyük?
Ataturk Niye mi Büyük?
addgenelmerkezi
 
Bir Devletin Yeniden Doğuşu
Bir Devletin Yeniden DoğuşuBir Devletin Yeniden Doğuşu
Bir Devletin Yeniden Doğuşu
kaosakatki
 
Açılım falan filan
Açılım falan filanAçılım falan filan
Açılım falan filan
guestb30ee74
 

Semelhante a Andre Weil kuralı (20)

Doktor Kimliği: Biz Kimiz?
Doktor Kimliği: Biz Kimiz? Doktor Kimliği: Biz Kimiz?
Doktor Kimliği: Biz Kimiz?
 
EtkilesimKatalog2013
EtkilesimKatalog2013EtkilesimKatalog2013
EtkilesimKatalog2013
 
Atatürkü An(la)mak
Atatürkü An(la)makAtatürkü An(la)mak
Atatürkü An(la)mak
 
109 yücel hacaloğlu doğumunun 100. yılında h. nihâl atsız
109 yücel hacaloğlu   doğumunun 100. yılında h. nihâl atsız109 yücel hacaloğlu   doğumunun 100. yılında h. nihâl atsız
109 yücel hacaloğlu doğumunun 100. yılında h. nihâl atsız
 
Enderun mektebi dergisi 13. sayısı
Enderun mektebi dergisi 13. sayısıEnderun mektebi dergisi 13. sayısı
Enderun mektebi dergisi 13. sayısı
 
AtatüRküN Ha Ve öZellikleri
AtatüRküN Ha Ve öZellikleriAtatüRküN Ha Ve öZellikleri
AtatüRküN Ha Ve öZellikleri
 
Murat uzunalioğlu nihal atsız biyografisi ve mektupları 92
Murat uzunalioğlu nihal atsız biyografisi ve mektupları 92Murat uzunalioğlu nihal atsız biyografisi ve mektupları 92
Murat uzunalioğlu nihal atsız biyografisi ve mektupları 92
 
Mumcu bornova
Mumcu bornovaMumcu bornova
Mumcu bornova
 
Sartrea cevap
Sartrea cevapSartrea cevap
Sartrea cevap
 
Redhack12eylul
Redhack12eylulRedhack12eylul
Redhack12eylul
 
Anadolu Kadını
Anadolu KadınıAnadolu Kadını
Anadolu Kadını
 
Psikiatri kongresi 2006
Psikiatri kongresi 2006Psikiatri kongresi 2006
Psikiatri kongresi 2006
 
394244389-Cogito-Dergisi-Sayı-50-Bah0ar-2007-Bellek-O-ncesiz-Sonrasız.pdf
394244389-Cogito-Dergisi-Sayı-50-Bah0ar-2007-Bellek-O-ncesiz-Sonrasız.pdf394244389-Cogito-Dergisi-Sayı-50-Bah0ar-2007-Bellek-O-ncesiz-Sonrasız.pdf
394244389-Cogito-Dergisi-Sayı-50-Bah0ar-2007-Bellek-O-ncesiz-Sonrasız.pdf
 
Dogmatizm
DogmatizmDogmatizm
Dogmatizm
 
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERI
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERIKostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERI
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERI
 
Ataturk Niye mi Büyük?
Ataturk Niye mi Büyük?Ataturk Niye mi Büyük?
Ataturk Niye mi Büyük?
 
Bir Devletin Yeniden Doğuşu
Bir Devletin Yeniden DoğuşuBir Devletin Yeniden Doğuşu
Bir Devletin Yeniden Doğuşu
 
Açılım falan filan
Açılım falan filanAçılım falan filan
Açılım falan filan
 
Ölüler Ülkesi Manifestosu
Ölüler Ülkesi ManifestosuÖlüler Ülkesi Manifestosu
Ölüler Ülkesi Manifestosu
 
Mevlana'da Sembol Şahsi̇yet "İnsan"
Mevlana'da Sembol Şahsi̇yet  "İnsan"Mevlana'da Sembol Şahsi̇yet  "İnsan"
Mevlana'da Sembol Şahsi̇yet "İnsan"
 

Mais de Holistik Danışmanlık Hiz. Ltd.Şti.

Mais de Holistik Danışmanlık Hiz. Ltd.Şti. (20)

Realty TR
Realty TRRealty TR
Realty TR
 
Naziler ve Atatürk
Naziler ve AtatürkNaziler ve Atatürk
Naziler ve Atatürk
 
Satiş elemanlarinin 39 hatasi
Satiş elemanlarinin 39 hatasiSatiş elemanlarinin 39 hatasi
Satiş elemanlarinin 39 hatasi
 
Değişim ve yenilikçilik(İnovasyon)
Değişim ve yenilikçilik(İnovasyon)Değişim ve yenilikçilik(İnovasyon)
Değişim ve yenilikçilik(İnovasyon)
 
Moti̇vasyon
Moti̇vasyonMoti̇vasyon
Moti̇vasyon
 
Deği̇şi̇k alanlar zekası
Deği̇şi̇k alanlar zekasıDeği̇şi̇k alanlar zekası
Deği̇şi̇k alanlar zekası
 
Başarinin sirri nedi̇r
Başarinin sirri nedi̇rBaşarinin sirri nedi̇r
Başarinin sirri nedi̇r
 
Davranişlarimiz nasil oluşur
Davranişlarimiz nasil oluşurDavranişlarimiz nasil oluşur
Davranişlarimiz nasil oluşur
 
Ataturk[1]poster için
Ataturk[1]poster içinAtaturk[1]poster için
Ataturk[1]poster için
 
Demokratik hukuk devleti
Demokratik hukuk devletiDemokratik hukuk devleti
Demokratik hukuk devleti
 
Premio internacional fotografía hamdan 20141
 Premio internacional fotografía  hamdan  20141 Premio internacional fotografía  hamdan  20141
Premio internacional fotografía hamdan 20141
 
İstanbul'un i̇şgali
İstanbul'un i̇şgaliİstanbul'un i̇şgali
İstanbul'un i̇şgali
 
Estambul casa viejas. . .d.14-11
Estambul casa viejas. . .d.14-11Estambul casa viejas. . .d.14-11
Estambul casa viejas. . .d.14-11
 
Ponts myst rieux
Ponts myst rieuxPonts myst rieux
Ponts myst rieux
 
Bilimin savunması
Bilimin savunmasıBilimin savunması
Bilimin savunması
 
İstanbul ( 1 )
İstanbul ( 1 )İstanbul ( 1 )
İstanbul ( 1 )
 
Holland Story
Holland Story   Holland Story
Holland Story
 
Karayolu demiryolu-denizyolu
Karayolu demiryolu-denizyoluKarayolu demiryolu-denizyolu
Karayolu demiryolu-denizyolu
 
Foudre1
Foudre1Foudre1
Foudre1
 
Birbaskadirbenimmemleketimininsani 1
Birbaskadirbenimmemleketimininsani 1Birbaskadirbenimmemleketimininsani 1
Birbaskadirbenimmemleketimininsani 1
 

Andre Weil kuralı

  • 1. “Birinci sınıf insanlar birinci sınıf insanları yanlarına alırlar, ikinci sınıf insanlar üçüncü sınıf insanları yanlarına alırlar”
  • 2. “Yüzyıllar nadiren dahi yetiştirir, şu şansızlığımıza bakın ki, bu yüzyılda o büyük dahiyi çağımızda Türkler yetiştirdi” Lloyd George Akli değil nakli bilgiye itibar eden, eleştirel akıldan nasibini almamış, özgür olmanın anlamını ve değerini bilmeyen sömürge insanları değerini bilmese de Atatürk’ün büyüklüğü rakiplerince de dile getirilmiştir. Seversiniz ya da sevmezsiniz. Komplekssiz, akıl sahibi ve özgür bir insansanız Atatürk sizin için büyük bir insandır. O “birinci sınıf”tır !
  • 3. “Şans her zaman hazır akılları tercih eder” Louis Pasteur Atatürk’ün hayatını incelediğinizde görürsünüz ki, O’nun başarıları asla “tesadüf” değildir. O her zaman kendini kaçınılmaz olarak ortaya çıkacak olan “fırsatlar” için geliştirmiş ve hazır tutmuştur. Mücadeleler ve muharebelerle dolu yaşamında okuduğu kitap sayısı dört bin kadardır. Bu arada Atatürk’ü uluorta eleştiren, bunu da “özgürlük” olarak tanımlayan insanlara sormak lazım: Okuduğunuzu ne kadar anladığınıza hiç girmeyelim, bugüne kadar kaç (bin) kitap okudunuz? Bu dünyadan göçüp gittikten sonra kaç yıl daha adınızı anarlar? Tarihteki son Türk devletinin gerek “kurtuluş” gerekse “kuruluş” aşamalarında O daima “birinci sınıf” insanlarla çalışmıştır.
  • 4. “Atatürk ve Tıbbiyeliler” Prof.Dr.Metin Özata Okuyunca anlıyor insan. Osmanlının küllerinden, Batılı emperyalistlere rağmen kurulan modern Türkiye Cumhuriyeti’nin “kurtuluş” ve “kuruluş” süreçlerinde Atatürk’ün en yakınındaki insanlar hep Tıbbiyeliler (yani Doktorlar). Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren doktorlar modern batılı değerlere en yakın, en üst düzeyde eğitim görmüş, en deneyimli vatan evlatları olarak hep ön planda yer almışlar ve gerektiğinde vatanları için tereddüt etmeden canlarını vermişlerdir.
  • 5. …bu asla tesadüf değildir. Bu gün büyük metropollerde kayıtsızca ve duyarsızca yürüdüğünüz caddelerin, sokakların, önlerinden geçtiğiniz parkların, bahçelerin, konser ve spor salonlarının isimlerinin pek çoğu bu “birinci sınıf” insanlara aittir. Andre’ Weil kuralı hiç değişmez! (1906-1998 yıllarında yaşamış ünlü matematikçi)
  • 6. Bakmayın siz eleştirel akıldan nasibini almamış, okumaya ve eğitime önem vermeyen, aşağılık kompleksli insanların “çoğunluğu” oluşturduğu toplumlarında doktorlara reva görülen muamelelere. Her dönemde ve her toplumda doktorlar toplumun en iyi yetişmiş, “birinci sınıf” insanlarıdır. Pirincin taşı pirincin değerini azaltmaz. Skolastik dönemin karanlık Avrupa’sında bile fikir hayatına yön veren insanlar “doktor” sıfatını taşırdı. Aquinolu Thomas “Meleksi Doktor”, Duns Scottus “İnce Doktor”!
  • 7. “birinci sınıf ” insanlar… Dr. Cemil Topuzlu Paşa (Abdülhamid’in doktoru. İlk kez bir resmi binada kaloriferi devreye sokan kişi) Dr.Besim Ömer Paşa (Jinekolog. Darülfünun’un ilk Emin’i “rektör”) Dr.Refik Saydam (Cumhuriyet döneminin ilk Sağlık Bakanı. 1919 Bandırma Vapuru yolcusu) Dr.Hulusi Behçet (Bakteriolog. I.Umumi Harp’te kolera aşısı geliştirdi) Dr.Tevfik Sağlam (Dahiliyeci. İstanbul Üniversitesi Rektörü. Kızılay Genel Başkanı. Verem Savaş Derneği kurucusu) Dr.Abdülkadir Noyan (Kolera ve Tifüs aşıları geliştirdi. Ankara Ün. Tıp Fakültesi kurucusu ve ilk Dekanı) Dr. İbrahim Tali Öngören (1919 Bandırma Vapuru yolcusu. 1920 Moskova Heyeti üyesi. T.C. Batum Konsolosu) Dr.Reşit Galip (Milli Eğitim Bakanı. Modern Üniversitelerin kurucusu. Halkevleri, Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurucusu) Dr. Lütfü Kırdar (Göz doktoru. Manisa Valisi. İzmir Sağlık Müdürü. İstanbul Belediye Başkanı)
  • 8. … “birinci sınıf insanlara” devam Dr. Tevfik Rüştü Aras ( Jinekolog. İşgal İstanbul’undaki “Bekir Ağa Bölüğü” mahpuslarından. İttihat Terakki kurucularından Dr.Nazım’ın bacanağı, Latife Hanım’ın uzaktan akrabası, Gazeteci Altemur Kılıç’ın ebesi) Dr.Akil Muhtar Özden (Farmakolog. İşgal İstanbul’unun Tıp Fakültesi Dekanı) Dr. Esat Işık (Göz doktoru. Malta sürgünü. Dışişleri Bakanlarından Hasan E.Işık’ın babası) Dr. Rasim Ferit Talay (İşgal İstanbul’unda “Minber” gazetesi’nin imtiyaz sahibi. Dr. Fikret ile beraber Atatürk’ün “candostu”) Dr.Adnan Advar (İlk kabinenin Sağlık Bakanı. Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruzda TBMM 2. Başkanı. Einstein ile görüşen iki Türk’ten biri)
  • 9. Tüm bu “birinci sınıf” insanlar arasında ben size sadece iki tanesini özellikle anlatacağım ki, bu ikisinin yaptığını yapabilmek sadece Neyzen Tevfik’e nasip olmuştur. Malum, Gazi memleket meselelerini akşamları uzun oturulan meşhur sofralarda konuşurmuş. Konu ile ilgili uzman kişiler çağrılır, fikirleri, görüşleri uzun uzadıya dinlenirmiş. Ertesi gün Gazi en üst düzeyde bilgi sahibi olarak, o engin dehası ve kültürü ile bir görüş oluştururmuş. İşte bu sofralarda benim bildiğim sadece üç adam, üç “cesur yürek” o büyük karizmaya “rağmen” bir şeyler söylemişler ancak gene de Gazi’nin sevgisinden mahrum kalmamışlar, tersine onurlu ve dik duruşları takdir edilmiştir.
  • 10. Dr.Hikmet Boran Atatürk’ün Sivas Kongresi’ni toplayacağını öğrenen askeri Tıbbiyeliler biz de temsilci yollamalıyız diyerek o zaman 3.sınıf talebesi olan Dr.Hikmet’i Sivas’a yollarlar. 9.9.1919 gecesi çoğunluğun çözüm için manda önerisinde bulunduğu bir ortamda Dr Hikmet “Paşam üyesi bulunduğum Tıbbiyeliler adına konuşuyorum. Mandayı kabul edemeyiz. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar kim olursa olsun şiddetle ret ve tenzih ederiz. Farz-ı muhal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder M.Kemal “vatan kurtarıcısı” değil “vatan batırıcısı”dır der ve tel’in ederiz” der. Herkesin şaşkın bakışları arasında Gazi “İşte benim güvendiğim gençlik budur. Müsterih ol evlat, parolamız tektir: Ya istiklal ya ölüm” der. Atatürk sonradan Dr.Hikmet’i vekil yapmak ister ancak bu tevazu sahibi gence bir türlü ulaşamaz. Bu cesur insan büyük sanatçı Orhan Boran beyefendi’nin babasıdır.
  • 11. Dr.Reşit Galip Atatürk’ün evladı gibi sevdiği biridir. İlkokulda her sabah söylediğimiz “And”ı da, yüksek öğrenim yaptığımız modern üniversitelerimizi de O’na borçluyuz. 1931 Sonbaharında Dolmabahçe’de bir akşam sofrasında kadın hakları konusunda zamanın maarif vekili ile tartışırlar. Bu sert konuşmadan dolayı Gazi, Reşit Galip’e “Yorgun görünüyorsunuz, madem konuşmalar da hoşunuza gitmiyor, gidip istirahat edebilirsiniz” der. Buz kesen ortamda Reşit Galip cevap verir “Burası sizin değil milletin sofrasıdır, kalkmam”. İşi uzatmak istemeyen Gazi “O halde biz kalkalım, masayı beyefendiye bırakalım” der ve gece son bulur. Reşit Galip ömrü boyunca hiç evlenmemişti. Kendini tüm varlığı ile Türk Devrimine adamıştı. 42 yaşında beş parasız , veremden öldü.
  • 12. Neyzen Tevfik Rivayet olunur ki; Atatürk’ün sofrasına çağrılan Neyzen’e “ney üflemesi” söylenmiş. Neyzen de başlamış üflemeye. Bir müddet sonra bakmış ki, herkes hararetli bir tartışma içinde, kendini dinleyen yok. Birden üflemeyi kesmiş. Müziğin aniden kesilmesini fark eden, şaşırmış devlet ricaline şu dörtlüğü söylemiş: “Sanma ciddiyetle sarf ederim san’atımı Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir Bezm-i meyde süfeha’nın saza meftun oluşu Nazarımda su içen eşeğe ıslık gibidir”