6. Yetişkin bir insanda karaciğer toplam
vücut ağırlığının % 2-3’ünü oluşturmasına
karşın, organdan geçen kan dakikada
1400-1500 ml olup, dolaşımdaki kanın %
25-30’u kadardır.
Organdan geçen kanın;
300-400 ml’si arteria hepaticadan
1100 ml kadarı vena portadan gelir.
8. Safra: Normal koşullarda,
karaciğerden ortalama 600-1200 ml/
gün düzeyinde salgılanan alkali
pH’da bir sıvıdır.
İçinde bulunan ana maddeler:
- Safra tuzları,
- Safra pigmentleri,
- Kolesterol,
- Fosfolipidler.
Ayrıca kandan alınıp safra
yoluyla vücuttan atılan eser metaller
ve bazı ürünleri içerir.
10. Safra; yağların sindirim ve emiliminde,
barsak hareketlerinin düzenlenmesinde,
barsak bakterilerinin etkinliğindeki ve
üremesindeki dengenin korunmasında,bazı
metabolik yıkım ürünlerinin atılmasında
önemli görevlere sahiptir.
Safra Tuzları:
Glisin veya taurinle konjüge olan safra
asitlerinin Na+ ve K+ tuzlarıdır.
Karaciğer günde 0,2-0,6 g safra tuzu
sentezler.
11. Safra Tuzları ve Safranın Oluşumu:
İki aşamada gerçekleşir.
I. Aşama:
Hepatositlerde kolesterolden primer safra
asitleri kolik asit ve kenodeoksikolik asitin
oluşur,
Bu asitler başlıca glisin az miktarda da taurin
ile oluşturulan konjüge türevlerine
dönüştürülür.Bu türevler glikokolik asit,
taurokolik asit vb. konjüge safra asitleridir.
Oluşan konjüge safra asitleri özel taşıyıcı
proteinlerle ( dört adet ) yoğunluk ve
elektriksel farka bağlı kanaliküllere salgılanır.
12. II. Aşama:
Kanalikül yüzeyini örten epitel hücrelerinden Na+ ve
HCO-3 içeriği zengin alkali bir elektrolit sıvı salgısı,
hepatositlerin safra asidi salgısına eklenir.Bu
salgılama sekretin ile uyarılır.
I. Aşamada salgılanan konjuge safra asitleri, bu
aşamada kanaliküllerdeki alkali hepatik safra içinde
Na+ ve K+ tuzlarına dönüşürler.
Oluşan safra inter lobüler septumlara ve terminal
safra kanallarına ve daha büyük kanallara, sonunda
da hepatik kanala ve ortak safra kanalına ulaşır.
Salgılanan safra ya, doğrudan duodenuma boşalır,
ya da gereksinim oluşuncaya kadar safra kesesinde
depolanır.
13. Safra kesesinin hacmi 30-60 ml’dir. Oysa 12
saatlik safra salgısı 600 ml kadardır
Safranın Konsantre Edilmesi
Kesede biriktirilen safradan Na+ aktif
transport=etkin taşıma ile geri emilir.
Na+ emilimini, HCO-3, Cl- ve diğer iyonların (Ca+
+
hariç) ve suyun emilimi izler.
Sonuçta kesedeki safra; safra tuzları, kolesterol,
lesitin, bilirubin vb. maddeler için ortalama
5 kez konsantre edilir.
Kesenin konsantre etme yeteneği en çok 12-20
kat kadardır.
14. Safra Kesesinin Boşalması -I
Kese;yemekten 30 dakika sonra yağlı
kimusun duodenuma dökülmesi ile CCK
etkisinde boşalmaya başlar.Boşalma iki
şekilde sağlanır.
1: Safra Kesesi Duvarının Ritmik Kasılmaları:
Boşalmanın başlamasının ana nedeni bu
kasılmalardır,kasılmaların oluşmasında üç
uyaranın katkısı vardır.
a) CCK (En etkili uyarandır),
b) Vagal uyarı,
c) Ach salgılayan intramural sinirlerin uyarılması.
15. Safra kesesinde etkin bir boşalma
için oddi sfinkterinin de gevşetilmesi
gerekir.
16. Safra Kesesinin Boşalması-II
2: Oddi Sfinkterinin Gevşetilmesi
a) Sefalik fazda gelişen vagal uyarı,
b) CCK,
c) Kesede başlayan ritmik kasılmalarla
oluşan peristaltik dalgaların sfinktere
ulaşması ile gelişen kısmi gevşetici etki,
d) Duodenumdaki peristaltik dalgaların
sfinkterdeki gevşetici etkisi;
hepsi birden sfinkterin gevşemesini sağlar.
17. Sifinkterin gevşetilmesinde en temel
etken muhtemelen duodenumdaki
peristaltik dalgaların sfinkter
üzerindeki gevşetici etkisidir.
Duodenumdaki peristaltik dalgaların
gevşeme fazı ile eş zamanlı olarak safra
duodenuma dökülür.
18. Safra Tuzlarının İşlevlreri:
Yağların hem sindirimini hem
emilimini kolaylaştırırlar. Bu etkiyi
Lesitinle birlikte deterjan etkisiyle
yağları emülsifiye ederek
gerçekleştirirler.
19.
20. Yağların sindirimi ve emilimi sonrasında
safra tuzları lümene serbestlerler.
İntestinal sistemde serbestleyen safra tuzları
bakteriler tarafından ikincil safra asitlerine
dönüştürülürler.
Kolik asit → deoksikolik asite
Kenodeoksikolik asit → Litokolik asite
dönüştürülürler.
21. •Barsaklarda serbestleyen safra tuzları ve
asitlerinin büyük bir kısmı ileumun
başlangıç kısımlarında basit sızma ile veya
son kısımlarında etkin taşıma ile geri emilir
ve portal kanda albüminlere bağlanarak
tekrar karaciğere getirilir. (enterohepatik
siklusa girer).
22.
23.
24. Safranın yaklaşık yarısının geri emilimi
ileumun başlangıç kısımlarında basit sızma
ile, geri kalan kısmının emilimi ise distal
ileumda etkin taşıma ile gerçekleştirilir.
Emilemeyip feçesle atılan kısım glisin ya da
taurin yerine SO=4 ile konjüge olan kısımdır.
Kana geri emilen safra asitleri Na’la eş
zamanlı olarak ( Na bağımlı taurokolat
taşıyıcı protein = NTCP tarafından) ikincil
etkin taşıma ile hepatositlere alınır.
25. Safranın Oluşum ve Salgılanmasının
Düzenlenmesi
Safra tuzlarının sentezi; fekal yolla atılanı
karşılayacak kadar olup, 0,2-0,6 g/gündür.
Karaciğerin safra sentez yeteneği 3-6 g/gündür.
Fekal kayıp bunu aşarsa kesedeki toplam havuz
safrası (1,5-31,5g) azalır.
Dolayısıyla safra tuzlarının karaciğerde
sentezlenme ve salgılanma hızı duodenuma
boşaltıla safranın karaciğere geri dönüş hızıyla
belirlenir.
Kanalcıklardan alkali safra sıvısının salgılanması
sekretin tarafından kontrol edilir.
26. Safra Pigmentleri
Konjüge bilurübin ve türevleridir.
Yaşlanan frajil eritrositlerin parçalanması ile
açığa çıkan hemoglobinin yıkım ürünü olarak
bilirubin oluşur
Kana geçen bilirubin albüminle birlikte
unkonjüge bilirubin = serbest bilirubin=
indirekt bilirubini oluşturur.
Serbest bilirubin hepatositlere alınıp
hepatositlerde düz endoplazmik retikulumda
% 80’i glükuronik asitle % 10’u SO=4 ile
konjüge edilir.
27. Konjüge bilirubin etkin taşıma ile
kanalcıklara taşınıp safraya karışır. Safraya
yeşil rengi veren pigmenttir.
Konjüge bilirubinin çok azı da kana geçer.
Plazmada; total bilirubin 0,5-1,5; 2 mg/dl dir.
Konjüge bl. 0,15-0,3 mg/dl
Unkonjüge bl. 0,6-1,2 mg/dl’dir.
Plazma bilirubini yükselirse icterus= ikter=
sarılık oluşur.
28. Safra ile intestinal sisteme boşaltılan konjüge
bilirubin; bakteri etkisi ile ürobilinojene
dönüşür.
Ürobilinojenin bir kısmı portal dolaşımla
tekrar karaciğere gelir, çok az bir kısmı
sistemik dolaşımla böbreklere getirilip
ürobilin şeklinde idrarla atılır.
Feçeste kalan kısım sterkobilinojene ve
sterkobiline dönüştürülüp feçesle atılır.
29. Kolesterol Salgılanması:
Safra asitlerinin sentezi sırasında
kolesterol depolarını düzenleyici olarak
günde 1-2 g. kolesterol safraya salgılanır.
Kolesterol suda çözünmez, fakat safra
içinde safra tuzları ve Lesitin ile fiziksel
olarak bağlanması ile oluşan miçeller
şeklinde çözünebilir durumdadır.
Kolesterolün çözünürlülüğünü azaltıp
çökmesine neden olan durumlar safra taşı
oluşumu ile sonuçlanır.
30. Safra Taşı Oluşumunun Nedenleri:
1) Safradan aşırı miktarda su absorbsiyonu,
2) Safradan aşırı miktarda safra tuzu ve Lesitin
abrobssiyonu ve bu maddelerin safra
içindekikonsantrasyonlarının düşmesi,
3) Safraya aşırı kolesterol sekresyonu,
4) Safra kesesi epitelinin inflamasyonu,
5) Uzun süre yağ oranı yüksek diyetle beslenme.
Karaciğer hastalıklarında bilirubinin yeteri kadar
glukronid türevine dönüştürülememesi de pigment
taşlarının oluşmasına neden olur.
31. Karaciğerin Boşaltım Fonksiyonu
a) Safra aracılığıyla gerçekleştirilir.
Bilirubin,
Hg, Cu, Fe gibi metaller,
Metilenmavisi, indogokarmen, bengal ve kongo
kırmızıları, fuksin, fenoltalein,
tetrabromfenolftalein, ürotropin, atebrin gibi
boyalar,
Sülfonamidler, penisilin, ampisilin, salisilatlar,
benzoatlar, kinin gibi ilaçlar.
b) Maddenin kana aktarılıp böbreklerden atılması
şeklinde gerçekleştirilebilir.
32. Karaciğerin Depo Fonksiyonu
Vit. A 10 aylık ihtiyacı karşılayacak kadar,
Vit. D 3-4 aylık ihtiyacı karşılayacak kadar,
Vit B12 1 yıllık ihtiyacı karşılayacak kadar
depolanabilir.
Ayrıca Fe+++, Glikojen (Ağırlığının % 2-10’u
kadar) karaciğerin depoladığı önemli
maddelerdir.
33. Karaciğerin Koagolasyondaki Rolü
Fibrinojen (faktör I)
Protrombin (faktör II) ....... Vit K aracılığı ile)
Akseleratör globulin (faktör V)
Prokonvertin (faktör VII)....... Vit K aracılığı ile)
Antihemofilik-B (faktör IX) ....... Vit K aracılığı ile)
Stuart faktörü (faktör X) ....... Vit K aracılığı ile)
karaciğer tarafından sentezlenen faktörlerdir.