6. Bize sadece Allah’ın dallar dolusu konuşturduğu
çiçekleri dinlemek düşüyor. İşte dinleyip,
hissettiklerimizden bazılarını paylaşalım…
7. Bir şair, dostuna mektup yazıyor:
“Gül mevsimi geldi. Güller açtı. Sen
gülce bilirsin. Söyle şu güller ne
söylüyor, ne anlatıyor?”
8. Gerçekten Allah, kâinat kitabını bizim için
yazmış. Her sezon taze taze yeniden
yazıyor. Bize mesajlarını mevsim be
mevsim yarattıklarının lisanıyla söylüyor.
9. Allah kuluyla hem Kur’an’la konuşuyor,
hem de kâinat kitabıyla konuşuyor.
12. Yeryüzü O’nun bir mektubu ve çiçeklerle,
çiçekler sayısınca bu mektubu mühürlemiş.
Her şey Mektubat-ı Samedaniye!
13. Bu dünyada bizim asli görevimiz;
Rabbimizin sanatının seyircisi olmak,
Kâinat Kitabının okuyucusu olmaktır…
14. İnsan olarak mevkimiz, rütbemiz, makamımız
kendi çabamızla elde ettiğimiz bir şey değil.
Allah bize nasip ediyor.
15. Mertebemiz ne kadar yüksek olursa
olsun, Allahın bizi yaratarak verdiği
rütbeyi, mertebeyi kendi çabamızla
elde etmemiz mümkün değil.
16. Biz yeryüzünde Allahın ‘bakan’ıyız. “Şimdi bak
Allah’ın rahmet eserlerine” diyor Cenab-ı Allah.
Bu ayetin emrinde olduğu gibi, ‘dikkatle bakma’
görevini yerine getirmeye çalışacağız.
17. Bakıyorsunuz 1-2 hafta önce kemikler gibi,
ölen bir insanın iskeleti gibi olan dallar, çorak
araziler, kar kefeninin altından kalkıp…
18. …her yer yeşilleniyor, ölü toprak diriliyor.
Kupkuru dallar canlanıyor, çiçeklerle
donanıyor, sonra o çiçekler dökülüp yerlerine
meyveler geliyor. Yapraklar diriliyor.
19. Bir ağaçta Allah, üç çeşit diriliş örneğini
seyrettiriyor. Önce çiçekleri diriltiyor, bir önceki
bahardakilerin aynısı gibi. Sonra yapraklar
diriliyor. Sonra da meyveler diriliyor.
33. Bir çiçekle yüzü gülen , mutlu olan insan,
bu kadar çiçeğin mesajını görmezse,
anlamazsa ne kadar bahtsızdır.
34. Hz. İbrahim (a.s), Bir gün deniz kenarında karaya
vurmuş büyük bir balığın etinin bir çok canlı
tarafından parçalanıp yendiğini görünce, “Allahım,
ölüleri nasıl diriltirsin? Bana göster” diye dua
etmeye başladı.
35. Cenabı- Hak da: “Sen bunu yapabileceğime
inanmıyor musun? Diye sordu.
36. Hz İbrahim: “Hayır inanıyorum ancak
kalbimin tatmin olması için” demişti.
37. O zaman Rabbimiz şöyle bir yol gösterdi.
“Öyleyse, dört tane kuş tut. Onlara birer
isim tak.
41. Sonra da onları isimleri ile çağır.
Onlar sana uçarak gelirler.”
42. İbrahim (a.s) emredileni yapıyor. Dört dağın tepesine
parçalayıp karıştırdığı kuşları isimleri ile çağırınca o
kuşlar kendisine geliyor. Bu olay Kur’an-ı Kerim’de
Bakara Suresinin 260. ayetinde öz olarak anlatılır.
57. Düşünmeyen insanlar için sadece sıra
dışı şeyler mucize olur. Ancak,
görebilen gözler için her şey mucize,
her şey harikadır.
58. İnanmayan birisi arkadaşına demiş ki,
“Bana bir mucize göster de inanayım”
Oda ona demiş ki; “Sen bana mucize
olmayan bir şeyi gösterebilir misin?”