1. İcab-ı Hâl
HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR
Ücretsizdir, Parayla Satılmaz
28 kasım 2011 | SAYI 3 İ.Ü. Hukuk Fakültesi Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
AYDINLANMANIN MİRASI
KARANLIĞA BOĞULURKEN...
2. MERHABA
Ekim ayıyla birlikte, yeni
anayasanın nasıl olacağı sıkça
konuşulmaya başlandı. Bu
tartışmalar çerçevesinde gördük
ki; anayasanın ruhunu oluştu-
ran başlıca kavramlar ve ilkeler
sanki gökten zembille indirilmiş-
çesine, şuursuzca tartışılıyor.
Toplumsal mücadeleler netice-
sinde ortaya çıkan ve geleceği
aydınlatan –eşitlik, özgürlük,
yurttaşlık ve laiklik- kavram-
ları tarihin çarklarını geriye
çevirenler tarafından dönüştü-
rülerek sahiplenilmeye çalışı-
3
BU SAYIDA
lıyor. Duyduğumuz bu kaygı Bizim Olana Sahip Çıkmak
bizi 3. Sayımızda bu değerlerin
nereden, nasıl geldiğini ve asıl
olarak ne olduklarını su yüzüne
5 Muhterem Cemaat, Safları Sıklaştıralım
çıkarmaya götürdü.
Bu sayımızda makalelerde laik- 8 Özgürleşen Dünya
lik, özgürlük, yurttaşlık, eşitlik
kavramları tarihsel kökenleri
irdelenerek, günümüze etkileri 10 Laiklik Tartışmalarının Gösterdikleri:
“Hoşgörülüyüz Evelallah, Laikiz Hamdolsun”
ve ortaya çıkışından itibaren
yaşadığı değişimler göz önüne
alınarak kaleme alındı. Bu kav-
ramlar hem Türkiye Cumhuriyeti
12 Bir Yıldönümü ve Ufkun Sınırları
ve dünya anayasaları içindeki
hem de sosyalist ve kapitalist
sistemler içindeki önemi ve yeri
13 Bir Enternasyonalizm Dersi
saptandı. Konumuz çerçevesin-
N.Ç. Davasında Skandal Bitmiyor
de faşizm ve Nazizm dönemleri
ile bu dönemlerdeki anayasal 17 Çukurca Saldırısı ve Yükselen Milliyetçilik
düzenlemelere yer veren bir
yazı hazırladık. Haberlerimiz-
de ise ele aldığımız ilkeleri
18 Van Dosyası
gözeterek bir derleme yaptık.
Özgürlük: Kime, Ne Zaman, Ne İçin, Nasıl?
Kültür-sanatta da bir yazar ve
film tanıtımı gerçekleştirdik. 19 Hukuk Olmadan Suç ve Ceza: Hopa
Bir sonraki sayımız için alaca-
ğımız katkı ve eleştiriler daha Kanun Önünde Eşitsizliğin Hikayesi:
önceki giriş yazılarımızda da
belirttiğimiz gibi, bizim için çok
21 Deniz Feneri Tahliyeleri
Milletvekilleri Bedava Yaşıyor, Ya Siz?
büyük bir öneme sahip. Birlikte
tartışma ve dergimizi ilerletme
dileğiyle, iyi okumalar. 22 Bir Şair, Bir Devrimci, Bir Aşık: Federico Garcia Lorca
topluımcuhukukcularkulubu@gmail.com 24 İki Çocuğun Gözünden: Sınıflar, Sosyalizim ve Darbe
facebook.com/toplumcuhukukcularklulubu
2 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
3. BİZİM OLANA SAHİP ÇIKMAK
dönemde insanlık, “eşitlik, özgürlük, diyerek 18. yüzyıldan sesleniyor.
SUAY ERGİN kardeşlik” için, “çalışarak yaşamak ya Özgürlük konusunda en somut ve
da savaşarak ölmek” için; burjuvazi ile güçlü ilk adımların Amerika’da yayın-
Bu satırların yazılmaya başlandığı gün birlikte aristokrasiyi alaşağı ederek, lanmış Bağımsızlık Beyannameleri
içinde, dünyada açlıktan ölen insan sa- aydınlanarak, kul olmayı reddederek ve Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları
yısı: 20.4361 Şimdilik. Çünkü ortalama ve ilk defa tanrı öyle buyurduğu için Beyannamesi ile atıldığını görüyoruz.
iki saniyede bir, bu rakam artmakta. değil, kendi aklı bunu emrettiği için Fransız Devrimi’nden sonra yayınlanan
Her yıl listeler yapılıyor, “Dünyanın savaşarak “özgür birey” oldu. beyanname ilk maddede “İnsanlar,
en zengin 100 işadamı” ve gazete- Demokrasi mücadelesinde , henüz haklar bakımından özgür ve eşit doğar
lere gururla konu oluyor, “Dünyanın bütünsel bir sınıf özelliği göstermeyen ve yaşarlar.” dedikten sonra dördüncü
en zenginleri listesine giren bilmem işçileri de kendi talepleri doğrultu- maddesinde özgürlük tanımını şöyle
kaçıncı işadamımız”. Sözü edilen lis- sunda harekete geçirip, kendi önder- yapıyor: “Özgürlük başkalarına zarar
telerde adı geçenlerin toplam serveti, liğinde halkı da aydınlatan burjuvazi, vermeden istediğini yapabilmektir:
insanlığın toplam gelirinin yarısından bu aydınlığın sınırını belirlemişti, ışık Her bir insanın doğal haklarını kullan-
fazla. Her geçen gün birilerinin artan sonsuz aydınlatmamalıydı ki işçi sınıfı ması da toplumun diğer üyelerinin de
serveti, her geçen dakika birilerinin burjuvaziyi tarihin karanlık sayfalarına aynı hakları kullanmasını garanti altına
ölümüne neden oluyor. Kapitalizm gömmesindi. Aklın egemenliği, laiklik, alacak sınırlar içindedir. Bu sınırlar
diyorlar bunun adına. özgürlük ve aydınlanma burjuvazinin da sadece yasalarla belirlenebilir.”
Bir avuç insanın elinde toplanmış bu işine yaradığı ölçüde vardı. Dolayı- Bu soyutlanmış özgürlük, yasaları-
servete ve bunun neden olduğu açlığa sıyla proletarya bir sınıf olarak kendi nın yapıcısı ve uygulayıcısı egemen
ve yoksulluğa karşı isyan, nasıl oluyor bağımsız taleplerini ortaya koyduğu sınıflar tarafından sadece kendilerine
da önleniyor? ölçüde burjuvaziyi karşısında buldu, tanınmıştır. Marx’ın bu konuyla ilgili
aydınlanan burjuvazinin ışığı, emek- verdiği örnek, bu kavrama yüklenen
Kavram karmaşasından akıl çiye gericilik, sömürü ve ortaçağ farklı tanımlar açısından oldukça
tutulmasına karanlığı olarak yansıdı. 1848 yılına, yerindedir: “İngiltere’ye gelen bir Ame-
İsyan savaşla, silahla ya da zor burjuva sınıfının ilericilik özelliğini rikalı zenci kölesini kırbaçlamış, yargıç
yoluyla önlenmiyor. Eşitsizliği yaratan kaybettiği yıl olarak bir işaret koyuldu. bunu yasaklayınca bu yasağın nede-
burjuva düzeni, kendi ideologları Bu tarihten sonraki eşitlik ve özgürlük nini bir türlü anlayamayan Amerikalı,
aracılığıyla eşitsizliğin teorisini de ya- mücadelesi ancak burjuva düzenine insanın kölesini kırbaçlayamadığı bir
ratıyor, ki yaratmak zorunda. Patronlar karşı verilebilirdi. ülkeye özgürlük ülkesi denir mi, diye
elbette demiyor ki “Sen çok ürettiğin Burjuvazi, ideologları eliyle, aydın- bağırmış.”
ve ürettiğini satın alabilecek parası lanmanın bu çelişkisini gizlemeye Özgürlük de, en az eşitlik kadar, sınıf-
olan insan sayısı gittikçe azaldığı için çalıştıkça aydınlanmaya ve aydınlan- sal bir kavramdır. Özgürlüğün gerçek
kriz çıkabilir, işsiz kalabilirsin, kiranı madan miras kalan kavramlara saldırdı. anlamını üretici güçler ve üretim
ödeyemeyebilirsin, çocuğunu okula Saldırmalıydı da. Bu kavramlar emek- ilişkilerinden ayrıksı bir yere oturta-
gönderemeyebilirsin, ya da iş bulsan çinin elinde silah olduğu sürece kendi rak anlamak mümkün değildir. Aksi,
bile tüm bunlara gereken parayı kaza- iktidarını tehlikeden kurtaramazdı. burjuva ideologlarının yaptığı gibi öz-
namayabilirsin. Bütün bunlar olabilir, gürlüğü soyut bir temelde ele almayı
olmalı ki ben daha da zenginleşeyim.” Özgürlük sana çok yakışıyor gerektirir. Bunun sonunda varacağımız
Tercih edilen şu oluyor: “Bizler de “Özgürlük istiyorum!” diyene, “Eme- yer “sakal bırakma özgürlüğü”, “türban
eşitlikten özgürlükten yanayız, ama ğini satmakta özgürsün.” demeliydi. takma özgürlüğü”nden öteye gitme-
ne yapalım, sistem böyle işliyor, kriz Öyle ya; Mösyö Burjuvazi insanlığı yecek, gitse gitse “başka ülkelere
çıkabiliyor. Böyle zamanlarda bizler de Ortaçağ karanlığından, insanı köle- özgürlük götürmek için öldürmek
küçülmek için işçi çıkartmak zorunda likten kurtarmıştı. Köleyken efendisi özgürlüğü” olacaktır.
kalıyoruz.” Kitleler bu durumun kaçınıl- tarafından bir kez satın alınan insan, Marksizmin, tekil ve yalıtık bir birey,
mazlığına ikna ediliyor, ekonomi soyut, artık emeğini her gün her saat sat- bir monad olarak insanın özgür-
insanın üzerinde hakimiyet kurama- makta özgürdü. Öyle ya; artık insan leşmesiyle ilgilenmediği doğrudur.
dığı bir “şey” olup çıkıyor. Kavramlar bedeni prangalarla esir alınamazsa da, Marksizm, toplumsal bir varlık, yani
aracılığıyla yürütülen bu ideolojik akıllara vurulan pranga tüm insanlığı koşullanmış bir irade olarak toplumsal
mücadelede, bir akıl tutulması ki, tüm esir alabilirdi. ilişkilere giren insanın özgürleşme-
insanlığı esir alıyor. Fransız Devrimi’nin düşünsel te- siyle ilgilenir. İnsan, nihai anlamda
Burjuvazi buna neden ihtiyaç duyu- melini hazırlayan filozoflardan özgürleştiği zaman da gene toplumsal
yor? Yanıtı tarihte. Montesquieu,”Hiçbir kavram yoktur bir varlık olacaktır; ama bu aşamada,
Aydınlanma düşüncesinin hayat ki, Özgürlük Kavramı kadar kendisine toplumsal yaşama her türlü yaban-
bulduğu ve doruğa ulaştığı tarihsel değişik anlamlar verilmiş ve düşünce- cılaşmadan kurtulmuş olarak katıla-
uğrak 1789 Fransız Devrimi. Bu lere çeşitli biçimde yansımış olsun!” caktır. Yabancılaşmadan kurtuluş ise,
HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 3
4. toplumsal eşitsizliklerin kaynağı olan
özel mülkiyete ve ona bağlı işbölümü-
ne son verilmesiyle gerçekleşecektir.
(...) Özgürlüğün temek önkoşulu
olarak görülen “değişim”, kapitalist
üretim tarzının sona ermesidir. İnsanın
toplumdaki yeri Marx’ın yaptığı gibi
tanımlanırsa, bu konumdaki insanın
özgürleşmesinin ancak “bütün insan-
larca yaşanıp paylaşılan bir değişimle”
gerçekleşebileceği ortaya çıkar. Eşitlik,
işte bu “büyük değişim”dir.2
Kapitalizmin özgür insanı ise, daha
önce de bahsedildiği üzere, sakalını
bırakmak türbanını takmakta özgür
olduğu gibi, emeğini satacağı patronu
seçmekte ve belki de bugün açlıktan
ölen yirmibin küsur kişiden biri olmak-
ta da özgür olacaktır.
Bir samimiyet testi olarak laiklik
Laiklik, Ortaçağ karanlığından çıkmaya
niyetlenmiş devrimci burjuvazinin
politik bir istemiydi. Din düşüncesi, sınıfa, burjuvaziye satıldı. dine eşit mesafede olmak” olarak ta-
Aydınlanmanın etkisiyle yeniden şekil- Burjuvazi, kilisenin siyasi ve ekono- nımlanmakta ve burjuvazinin ilericilik
lenmişti şekillenmesine de, burjuvazi mik egemenliğini feodaliteyle birlikte bayrağını çoktan bıraktığına kanıt
bu isteminde ne kadar samimiydi? ortadan kaldırmıştı. Dinsel otoriteler teşkil etmektedir.
Dinin ilk işlevi, açıklanamayan doğa tarafından yönetilen toplum yapısına
olaylarını açıklamaya çalışmaktı. son verilmişti. Bu anlamda burjuvazi
Ne yapmalı?
“Öbür dünya” düşüncesi ile birlikte din tarihteki laik rolünü oynamıştır. Tarihe
dikkatli bir gözle bakıldığında, burjuva Kavramlar, nesnel gerçeklikten
toplumsal bir nitelik kazanmıştır. O
ideologları dışında herkes şunu göre- yansıdıkları için tıpkı nesnel gerçeklik
bize bu dünyadaki zulme katlanmayı
öğütlemiştir, çünkü bu düzene boyun cektir: Bir dönem dinin baskısına ve gibi kesin, durgun, sonsuz ve saltık de-
eğersek öteki dünyada bizi gerçek otoritesine karşı savaşan burjuvazi, ğildirler. Kavramlar da nesnel gerçeklik
mutluluk beklemektedir. Marx’ın de- kendi egemenlik araçlarını oluşturma- gibi, daima gelişirler ve yenilenirler.5
yişiyle; “Din, baskı altındaki yaratığın ya başlamasıyla birlikte dini ve dinsel Burjuvazinin terk etmekle kalmadığı,
iniltisidir, vicdansız dünyanın vicda- örgütlenmeleri kendi tarafına çekmiş, bu kavramlar aracılığıyla sürekli bir
nıdır, ruhsuz hallerin ruhudur. Din, onlara toplumda ciddi bir misyon
ideolojik savaş örgütlediği günümüz-
insanların afyonudur.”3 biçmiştir. Dinsel otoritenin kapita-
lizmin vazgeçilmezliğini vaaz eden, de, bu kavram karmaşasının yol açtığı
Aydınlanmaya kadar geçen süre-
insanları soyut bir huzura davet eden akıl tutulmasına son vermenin tek
de dinin siyasal işlevi ise anlamını,
iktidarın tanrısallığında buluyor. Son yaklaşımları burjuvazi için gül bah- yolu, tarihte ilericilik bayrağına yazıl-
derece dünyevi bir iş olan yönetme çesi demektir. Bu gülleri yetiştirmek, mış kavramların içini emek ekseninde,
yetkisi, Tanrı tarafından hükümdar bunları “dünyevi hayatın” pınarlarıyla taşıdıkları devrimci içeriği unutmaya-
bahşediliyor. beslemek burjuvazi için son derece rak doldurmaktır.
Ulus-devletin gelişme sürecinde karlı bir uğraştır. Bu, bizim olana, kuşatma altında kala-
hükümdarın karşısında tek güçlü rakip Burjuvazinin tarihsel olarak oynadığı na sahip çıkma mücadelesidir.
olarak kilise duruyor ve toprakların laik rolü ve ortaya koyduğu gücü
üçte birine sahip olan kilise, büyük “tanrısal düzen”in temsilcilerince de
kabul edilmiştir. Topluma huzur vaaz Dipnotlar:
halk kitlelerinin ödediği vergiler yoluy-
la gün be gün daha da zenginleşiyor- eden, tanrısal gül bahçelerini sulayan 1. Sayısal veriye ulaşılabilecek inter-
du. Papa’nın iç işlere karışma hakkının pınarları burjuvazi elinde tutuyor. net sitesi: http://www.worldometers.
bulunması da, politik rakip olması Burjuvazi, savaşta yenip dünyevi info/
anlamına geliyordu. düzenden uzaklaştırdığı hasmına, 2. M. Çulhaoğlu, Doğruda Durma-
Kilise feodal yapının en önemli tuğ- şimdi gürül gürül akan emek denizini nın Felsefesi, YGS Yayınları, 1.cilt,
lalarından biriydi ve “tanrının gücü” denetlemek için, seve seve yanında s.246,247
feodal düzeni saldırılara karşı koru- bir iş vermiştir!4
3. Afyon, o dönemde bir nevi ağrı
yordu. Feodalizm dünya üzerinden Devrimci burjuvazi için laiklik, “din ile
kesici olarak kullanılıyordu. Günümüz-
silinirken onun en sağlam kalelerinden dünya işlerinin birbirinden ayrılması
birinin, kilisenin, olduğu gibi bırakıl- iken, kurduğu düzeni korumaya çalışan deki uyuşturucu anlamında değil.
ması söz konusu olabilir miydi? İlk iş burjuvazi “din ve devlet işlerini birbi- 4. Tahir Kalemci, Laiklikten Ne Anla-
olarak kilise toprakları devletleştirilip rinden ayırarak” laik olur. Günümüzde malıyız?, Gelenek 54. Sayı
açık arttırmayla, parası olan yükselen ise “dini inançlara saygı duymak, her 5. O. Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü
4 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
5. MUHTEREM CEMAAT,
SAFLARI SIKLAŞTIRALIM
elverişli koşullara ulaşması… İnsanal iki kavram ciddi bir birikim meydana
Onur güneş olan her şeye yaklaşabilme özgürlü- getirmiştir ve “Bu birikimin patlama
ğü… İnsanın toplumsallaştığı ölçüde dönemi 19.yy ‘ın ilk yarısıdır. Fel-
Birey Ve Toplum Üzerine bireyleşmesi, bireyleştiği ölçüde de sefe de Hegel, müzikte Beethoven,
Liberalizm, sosyalizmi bireyi yok toplumsal bir varlık konumuna gelme- edebiyatta gerçekçilik ve toplumsal
saymakla onu topluluklara kurban si…”1 Ayrıca burjuvazinin iktidara gel- planda Marksizm aynı birikimin somut
etmekle suçlamıştır . “Liberal aydınlar” meye başladığı bu dönemde bireylerin, ürünleridir.”2
toplumsallaşma düşüncesini bireylerin örgütlü (topluca- eşit yurttaşlar gibi)
pasifize edilmesi, etkisizleştirilmesi hareket ederek aristokrasiyi yerinden Burjuva Devrimlerinin Perde Arkası
olarak adlandırmış ve sosyalizm mü- etmesi burjuvazinin öncülüğünde Toplumsal sınıflardan biri diğerinden
cadelesinin karşısına bu argümanla di- gerçekleşmiş eylemliliğin sonucudur. iktidarı alabilmek istiyorsa, mevcut
kilmiştir. Örgütlenme anlayışının bireyi Dolayısıyla liberalizmin sosyalizme iktidardan çok daha radikal dinamik-
yok sayması ve ezmesi defalarca ba- isnat ettiği suç, – ki eğer toplum ola- ler geliştirmek zorudadır. Burjuva
his konusu olmuştur. Bu anlayışa göre bilme çabası bir suçsa- kendi sınıfının devrimleri döneminin kilit noktası da
birey, toplum içinde içsel dinamikleri (burjuvazinin) çıkarlarına işçi sınıfın- burdadır. Burjuvazinin öznel itici güç-
ile hareket edemez hale gelir ve dan çok daha evvel hizmet etmiştir. leri iktidarın el değiştirmesine olanak
toplumun çıkarları bireyin çıkarlarının Liberalizmin her ne kadar “birey” diye tanımamış ve ortaya bir radikalizm
önüne geçer. Halbuki bireyin kendini kodladığı ve sözde soğurulmasından boşluğu çıkmıştır. Bu boşluk emekçi sı-
tekil olarak var edebildiği dönem top- rahatsızlık duyduğu yalnızca son dö- nıfların mücadeleye dahil olması sonu-
lum olabilme düşüncesinin serpilmeye nemin moda deyimiyle %1 ‘den oluşan cu doldurulmaya çalışılmış ve başarılı
başladığı dönemdir. Yani “birey” ve özel bir zümreden ibaret olsa da bu olunmuştur. Fakat burjuvazi iktidara
“toplum” birbirlerini öteleyen değil iddia tümden sakattır. geldiği tarihten sonra kendi rejimini
aksine birbirlerinin içinden çıkan Birey – toplum ilişkisi karşılıklı olarak kurduğu her yerde gericileşmeye
kavramlardır. “Neydi bu sürecin ana birbirlerini etkileyen, diyalektik bir başlamıştır. Emekçi sınıfların mücade-
hatları? Birey olarak insan ile dış çevre ilişkidir. Dolayısıyla bu iki kavram ara- leye katılması için ortaya atılan eşit
arasındaki ilişkilerin, ilk kez kurumsal sında çelişkiden çok, tarihsel ilerleme yurttaşlık, özgürlük gibi kavramlar
prizmaları atlayarak daha doğrudan- bakımından yükseliş ve alçalış dönem- anayasal düzlemde yerini bulurken
laşması… İnsanın dış çevreyle birlikte lerinde doğru orantı bulunmaktadır. toplumsal yaşamda varolamamıştır.
kendisinin bilincine varmada daha Metin Çulhaoğlu’ nun deyimiyle bu Fransız Devriminden başlayarak 1923
HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 5
6. Türkiye devrimine kadar gelen geniş kellesini almayı başarmıştır. bırakmıştır. Yönü değişen devrim kendi
bir yelpaze, burjuvazinin iktidarı Kendi insanını yaratmak her devrimin rotasında dahi kalamamış, yavaşladığı
aldıktan sonra gericileşmesine, emekçi olduğu gibi Türkiye Devrimi’nin de ve gericileştiği oranda yönetimi de
düşmanı karakterini gözler önüne temel zorunluluğuydu. Yeni insa- liberal eğilimlere terk etmiştir.
sermesine örnek olarak verilebilir. nın yaratılışı ise yalnızca anayasal
Burjuvazinin emekçi sınıfları arkasına düzlemde şekillenebilecek kadar basit 12 Eylül Ve Sonrası
alarak yaptığı devrimler her ne kadar bir olgu değildi ve sanatla desteklen- 27 mayıs darbesinin ardından gelen
halk için beklentileri karşılamasa da bu mek durumundaydı. Çünkü birey artık 1961 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti
durum burjuva devrimlerinin değersiz toplumla bağlarını kurmalıydı. Birey ve tarihinde ortaya çıkan en özgürlükçü
olduğu anlamına gelmez. Bugün bizler toplumun birbirini besleyen kavramlar anayasa olarak anılmaktadır. Darbenin
tarafından, ülkemizde ve dünyada olması da buradan ileri gelmektedir. ve yeni anayasanın yarattığı siyasi
burjuvazi hedef tahtasına oturtul- Zira bireyin iç çelişkilerinin yansıması ortam, Türkiye’ de sosyalist hareketin
muş olsa da kralların hüküm sürdüğü toplum üzerinde kendini gösterirken güçlenmesine olanak sağlamıştır.
bir dünyanın yıkılması başlı başına toplumun dışsal dürtüleri de bireyin Ardından gelen süreç , uluslar arası
tarihsel bir ilerleme olarak karşımıza iç çelişkilerini etkilemektedir. Cumhu- dinamiklerin de yoğun etkisiyle 12
çıkmaktadır. Fakat burjuvazinin tarihin riyet dönemi edebiyatının önemli bir mart ve 12 eylül faşist darbelerini
çarklarını ileriye çevirmesine atfedilen bölümü de bu tezi desteklemektedir. ortaya çıkarmış ve aklını özgürleştirme
anlam, işçi sınıfının kendi devriminin Reşat Nuri’nin Çalıkuşu eserindeki şansını yakalamış insanların üzerinden
koşullarını hazırlayabileceği ortamın Feride karakteri, iç çelişkilerinin yap- silindir gibi geçmiştir. Türkiye burju-
yaratılmasında saklıdır. İktidarda- tığı baskı ile bir köy öğretmeni olmuş, vazisi, 27 mayısta darbeyi engelleme-
ki mevcut sınıfın ilericiliği bundan İstanbul’un görece rahat koşulla- mekle yaptığı hatanın farkına varmış
ibarettir. rından ve kendi yalnız dünyasından ve ardından gelen dönemde gerçek
Örnek olsun; 1789 Fransız devrimi, sıyrılıp aydınlanma hareketine destek yüzünü tekrardan göstermiştir.12
toprağı “kralın mülkü” toplumu ise vermek için yola koyulmuştu. Mithat Eylül faşist darbesi, yurttaşlık adına
“kralın tebaası” olmaktan çıkarıp Cemal Kuntay’ın Üç İstanbul’unda ki Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan
“yurt” ve “yurttaş” kavramlarını siyasi Adnan’ı, çevresinde olup bitenlere beri atılan 2 ileri 1 geri adımların
arenaya sokmuştur. Yurt, örgütlenmiş bir zaman sonra kayıtsız kalamamış; tümünü silmeyi amaçlamıştır. Özal’ lı
ve yönetimi ele geçirmiş yığınların kendi çevresine baktığında gördüğü yıllar olarak da tanımlanabilecek 80’
yani kulluğu reddeden yurttaşların, manzaranın, memleketin manzarası ler dönemi sadece Türkiye’ de değil
kralın ayaklarının altından kaydırdıkları olduğuna kanaat getirdiği noktada Dünyada da neo-liberal dönüşümlerin
toprak olarak zihinlere kazınmıştır mücadeleye katılmıştır. Artık yeni ortaya çıktığı dönem olarak bilinmek-
(aynı halk yığınları, 20. yy’ da çokça insan tek başına bir birey değil örgütlü tedir. Sovyetler Birliği’nin zayıfla-
görüldüğü üzere burjuvazinin ayağının toplumun bireyidir. ması, tüm ülkelerin ezilen emekçi
altından da yurt toprağını kaydırma- Türkiye’ de artık yeni bir düzen vardır. sınıflarının umutlarını söndürmüş ve
yı başarabilmişlerdir). Şüphesiz ki Yeni rejimin kurgusu Kurtuluş Savaşı onları kariyerizmin, köşe dönmeciliğin,
burjuva devrimleri, yönetimi halka döneminde şekillenmeye başlamış ve cemaatleşmenin kollarına bırakmıştır.
vermemiş fakat en azından iktidarın bu kurgu doğrultusunda rejime muha- 80’ lerin sonu 90’ların başı olarak kod-
kaynağını gökyüzünden yeryüzüne lif unsurların sesleri daha muhalefet lanabilecek dönemde soğuk savaşın
indirmiştir ve bu durum kıymetlidir ve yapamadan kısılmıştır. 10 eylül 1920’ etkilerini özellikle silahlanma yoluyla
bunu anlamayıp solcu kisvesi altında de Bakü’ de kurulan Türkiye Komünist arttıran kapitalist blok, Doğu Bloku’
dolananlar en hafif tabirle şaşkındır. Fırkası’ nın önderliği, Kurtuluş Savaşı’ nun dağılması ve Sovyetler Birliği’ nin
na destek vermek için geldikleri kendi çözülmesiyle, sosyalizm karşısında bir
Türkiyeli Bir Burjuvazi ülkelerinde katledilmiştir. Kurtuluş zafer kazanmıştır. Artık özgür düşünen
Yaşadığımız coğrafyadaki dönüşüm de Savaşı’ nı yürüten kadroların, halkın insanlara değil özgürce halkın sırtına
Avrupa kıtasındaki gelişmelerden geç yanı sıra burjuvazinin kurtuluşunu da binen girişimcilere, kanaat önderi
de olsa payını almıştır. Halk padişah koruma altına aldıkları o gün ortaya kisvesi altında halkı maymunlaştıran
denilen otoritenin mülkü olmaktan çıkmıştır. İzmir İktisat Kongresi’ nde imamlara ihtiyaç vardır. Cemaatleşme
kendisini ve yaşadığı toprağı kurtar- simgeleşen durum ise yeni rejimin olgusu bu dönemde yurttaşlık kav-
mıştır. Avrupa kıtasındaki burjuva dev- yönünün Kurtuluş Savaşı sırasında ramını yok etmek adına var gücüyle
rimleri ve 1917 Ekim Devrimi’ nden askeri ve iktisadi yardım aldığı SSCB’ savaş vermektedir.
etkilenen, Jön Türkler ile başlayarak İt- ye (sosyalizme) değil Batı Avrupa’ya 1980 sonrası döneminin sanatına
tihat ve Terakki ile devam eden süreç (kapitalizme) taraf olduğunu gözlerö- baktığımızda da bir “yeni insan”
nihayet kemalist kadrolarda birikimini nüne sermiştir. yaratma çabası görürüz. Bu yeni insan
tamamlayarak bir basınç yaratmış, Devrim süreci yukarıda örneklemeye ise içine kapanık, toplumla bağları
halkın padişahların tebaası olmaktan gayret ettiğim sancı ve gelişmele- olmayan, kendi küçük dünyasında iç
kurtulmasına önayak olmuştur. 1923 riyle beraber devam etmiş ve 1950’ çelişkilerinin sancısını çeken insandır.
Türkiye Devrimi eksiklikleri, zaafları ve li yıllara gelindiğinde CHP, iktidarı Ahmet Altan’ın, Elif Şafak’ın romanla-
hatta tarihi hatalarına rağmen yüzyıl- emperyalizmin yeni dönem çıkarları rındaki karakterlerinin aşkları, acıları,
lardır süregelen padişahlık düzeninin doğrultusunda Demokrat Parti’ye mutlulukları hep dört duvar arasında
6 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
7. kalmıştır. Bu karakterlerin toplumun lanan insanlar yetiştirir.”3 şeklinde için mücadele etmiş ve bu mücadele-
başından geçenlerle ilişkisi yoktur ve verebilen insanlar artık ülkemizde den ciddi kazanımlarla çıkmıştır. Şimdi
bunların örgütlenmeden, birlik olabil- saygın kanaat önderleri olarak anıl- ise gözüken tablo bu kazanımların
meden anladıkları dans kurslarından, maktadır. Halbuki cemaatler; bireylerin yokolmaya yüztuttuğu yönündedir.
graffiti topluluklarından ibarettir. Birey zihinlerini dogmalarla çürüten, onların Bu dönemde ya yurttaşlığımıza, özgür
bu dönemde toplumdan koparılmak, eylemliliklerini sönümlendiren, itaatkar aklımıza sahip çıkar saflarımızı sıklaş-
ve uysal olmaları için “şükretme” tırırız ya da uçak düşürme hikayelerini
yalnızlaştırılmak istenmektedir.
kültürünü pompalayan kurumlardır. anlatmaya başlarız. Üçüncü bir yol
Ülkemizde “Gülen cemaati” adıyla
Cemaatin içindeki insan, ne önderi yoktur.
bilinen grup, kapitalizmin insan bey-
olarak gördüğü kişiyi sorgulayabilir
nini çürütmek adına verdiği savaşın
ne de ondan dinlediklerini tartışabilir. Dipnotlar:
Türkiye ayağını temsil etmektedir. 12 Cemaatler, vaaz dinlerken aldığı gazı 1. Metin ÇULHAOĞLU, Bir Mirasın
eylül darbesinin de destekçisi olan eşinden, çocuğundan çıkartan bireyler Güncelliği TARİH TÜRKİYE SOSYA-
Fetullah Gülen; dershanelerde, ma- yetiştirirler. “Yakın zamanlardan LİZM, YGS Yayınları, Birinci Basım –
hallelerde, okullarda, üniversitelerde trajikomik birkaç izaha yüzlerce tarikat Eylül 2002, sf: 177
adım adım örgütlenerek, insanların dini bağlısının sırf şeyhleri dedi diye nasıl 2. Metin ÇULHAOĞLU, Bir Mirasın
duygularını cımbız darbeleriyle yavaş inandıklarını örnek verebiliriz. Birinci Güncelliği TARİH TÜRKİYE SOSYA-
yavaş sömürerek cemaat kültürünü şeyhin Amerika’ya kızıp nasıl uzay LİZM, YGS Yayınları, Birinci Basım –
bu ülkenin insanlarına aşılamakta çok mekiğini düşürdüğünü şeyhin müritleri Eylül 2002, sf: 182
önemli bir yol katetmiştir. büyük bir gururla anlatıyorlardı. İkinci 3. Hatice Kübra ERGİN, CEMAATLEŞ-
Cemaat nedir sorusunun şeyhin ise Kıbrıs’ta duyulan ve başta ME BİLİNCİ ve FARKLILIKLARA TAHAM-
cevabını“Cemaatleşmenin özelliği, se- nedeni çözülemeyen gürültüyü ejder- MÜL, http://www.milligorusforum.biz/
vilen bir kişinin merkezinde durduğu, ha ilan etmesini en okumuş müritleri serbest-kursu/32415-cemaatlesme-
onun etrafında ama onun şahsını aşan bile hemen kabul etmişlerdi.”4 bilinci-ve-farkliliklara-tahammul.html
bir sistem oluşturmasıdır. Cemaatler, Yukarıdaki örnekler 21. yy Türkiyesi’ 4. Ali AKSOY, TARİKATLAR, http://
yıldız şahsiyetlerin etrafında, onların nden alınmıştır. Bu coğrafyada yaşa- www.aliaksoy.net/2007/03/26/
İslam’dan alıp yansıttığı ışıkla aydın- yan insanlar, kulluktan kurtulabilmek tarikatlar/
HELAL SERTİFİKASI DEVLETTEN
Tekstil ürünlerinden medikal
malzemelere, gıdadan kozmetiğe
kadar pek çok ürünün İslami
usullere uygunluğunun uluslararası
platformda ‘helal sertifikası’ ile
belgelendiği biliniyordu ancak
uygulama Türkiye’de artık devlet
eliyle gerçekleştirilecek.
GÖREVLİ KURUMLAR; DİYANET
İLE TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ
Helal gıda belgesi denetimi için
gıda ve kimya mühendislerinin
yanı sıra Diyanet İşleri Bakanlığı
üst düzey yetkililerinden oluşan
özel bir ekip kuruldu.
Firmalardaki üretimin tüm
aşamalarını takip eden ekiplerin
hazırladıkları rapor doğrultusunda
TSE uzmanları ve Diyanet’in
üst düzey yetkilisinden oluşan
komisyon, firmalara ürünlerinde Komisyon, Beypiliç ve Aytaç sertifika almak üzere başvuruda
kullanılmak üzere ‘helal gıda’ bel- firmalarına sertifika verirken bulunduğu ve sürecin tamamlan-
gesi vermeye başladı. yirminin üzerinde şirketin de mak üzere olduğu öğrenildi.
HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 7
8. ÖZGÜRLEŞEN DÜNYA
ezginur şahin
İnsanlar ne özgür doğuyor ne de
özgür yaşıyorlar. Sadece özgür olmak
istiyorlar…
İnsan özgür doğar, özgür yaşar.. .
1789 da yayımlanan İnsan Hakları
Bildirisi’nin birinci maddesi böyle başlı-
yordu..İnsanlık ilk defa özgür insan ha-
yalini somut bir şekilde ilan ediyordu
bu bildiriyle..Beyinler özgürleşiyordu,
akıl ve bilim yaşamın her alanında
sahneye çıkıyor; soruyor, sorguluyor
ve değiştiriyordu.Artık krallar, kiliseler
zorba iktidarlarını halka karşı kullana-
mayacaklar ve bu özgür insanlar, yeni
ve adil bir dünyayı tüm insanlık adına
kuracaklardı.Herkesin özgür ve mutlu
olduğu bir dünyaydı istedikleri.Maa-
lesef kulağa da çok hoş gelen bu iyi
niyetli yaklaşımın sınıf,mülkiyet,eşitlik
gibi kavramların henüz net olarak orta-
ya konulamadığı bir tarihsel dönemde
gerçek anlamıyla vücut bulması da
beklenemezdi.Çok geçmeden özgür-
lüğün ve adaletin belirli bir sınıf için
olduğu anlaşılacaktı.Bu sınıf tüm
özgürlük ve aydınlık söylemlerini
perdeleyerek kendi iktidarını kuracak
ve sadece kendisi özgürleşecekti. toplum düzeninde mülkiyetin doğur- buna dahil edebiliriz- vazgeçmediğinin
Yoksul halk yığınları için ise değişen duğu eşitsizlik karşısında kişiler belli kanıtı olarak gösterilebilir. Bireyin ve
pek fazla bir şey yoktu. Akıl ve bilimle, hak ve özgürlüklerini devlete devret- toplumun özgürlüğünü amaç edinen
aydınlanma ile tanışmıştı dünya ama mişlerdir ve toplum halinde yaşamak bu fikir silsilesi özgürlüğün kaynağını
insanların, sömürü mekanizmalarını ve toplumdaki düzeni sağlamak da dünyevi ölçütlere dayandırıyordu .
tam olarak anlamaları için henüz amacıyla da sözleşme oluşturmuş- 17. Yy da işlerlik kazanmaya başlayan
erkendi. Özgür olmak istiyorlardı. Bu lardır diye devam ediyor Rousseau. bu düşünce salt belli bir kesimin değil
istekle yola çıkmışlardı ama gördüler Böylece toplumsal bir varlık olan insan tüm insanlığın haklarını savunduğu
ki insanlar ne özgür doğuyordu ne de artık topluma karşı da sorumlu hale için ilerici bir adımdır. Özgürlük yeryü-
özgür yaşıyordu! gelmiştir. Bu uygar toplum sisteminin, züne inmişti fakat bu kez de yönetici-
bireyin tüm özgürlüklerini ortadan lerin ellerinde güç odağı haline geldi.
İlkel toplumdan uygar topluma… kaldırdığını düşünmek yanlış olur. Şimdi artık asıl sorun özgürlüğün
“Bir toprak parçasının etrafını çitle Bu sistemi temsil eden uygar insan; kaynağından çok. özgürlüğün nasıl
çevirip ‘Bu bana aittir ‘ diyebilen ve tek tek bireylerin iradelerinin birleş- kullanılacağı meselesiydi.
kendisine inanacak denli saf insanlar mesinden meydana gelen, genel bir
bulan ilk insanın ortaya çıkmasıyla irade yaratıp, bu genel iradenin hakim Dünya kafası üstünde duruyor2
beraber insanların tam ve mutlak öz- olduğu bir toplum düzeni hayal ediyor- Aydınlanma düşüncesi de işte bu
gürlüğü bozulmuştur.” diyor Rousseau. du. İnsanın doğuştan ve yalnız insan birikimin üstüne doğdu. Bu birikimin
Evet, mülkiyetin gerçekten de avcı- olduğu için sahip olduğu birtakım doruk noktasını ise Fransız Devrimi
toplayıcı ilkel insan topluluklarının1 dokunulamaz ve devredilemez hak ve temsil ediyordu.Kralların ve derebey-
doğal özgürlüklerini sınırladığı söyle- özgürlüklerinin var olduğu düşüncesi- lerin baskısı altında ezilen halk için öz-
nebilir ancak aynı zamanda da üretici nin de sözleşmenin gereği olması, top- gürlük krala ve kralın nezdinde temsil
topluma geçen insanları toplumsal lumun devlet karşısında tüm özgür- edilen devlet otoritesine karşı diren-
yaşama iten en önemli etkenlerden lüklerinden –ki sözleşmeye uyulmadığı mekti.Dolayısıyla Fransız Devrimi’ne
de biri olmuştur.Bundan sonra gelişen takdirde itaatsizlik özgürlüğünü de kadar gelmiş ve ondan sonra da uzun-
8 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
9. ca bir süre devam etmiş olan özgürlük anlamda var olması, kişinin ancak ğunu anlamamız açısından bu kavrayış
anlayışının başlıca amacının devlet her biçimi ile sömürüden kurtulması oldukça önemlidir. Zira yaşadığımız şu
iktidarını sınırlandırmak olması son koşulları altında olanaklıdır.” Bu yeni dönemlerde de yapılan her türlü siya-
derece doğaldı. Bu anlamda özgürlük, bir bakıştır özgürlüğe..Bu anlayışta öz- si-ideolojik gerici hamle özgürlük (!)
devletin sınırlarını aşmaması gereken gürlük kavramının sınıfsal anlamı çok adına yapılıyor.Amerika ve diğer NATO
bir çerçeve oluşturuyordu. açıktır.Belli sınıfların karşılıklı ilişkisini ülkeleri -Irak’ a, Libya’ya özgürlük
Fransız devrimiyle beraber ilan edilen doğrudan doğruya inceler durumdadır. götürmek için bombalar yağdırabiliyor.
‘İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’; baş- Bununla beraber özgürlüğü ne kişinin Ya da kadının özgürleşmesi sorununun
kalarına devredilemez, zaman aşımına yaşadığı çağdan ne de toplumun bir sonucu olan türban, bir özgürlük
uğramaz kutsal hakların varlığını ilan koşullarından ayırarak incelemenin simgesi olarak çıkabiliyor karşımıza
ediyordu. Özgürlük hakkı, mülkiyet mümkün olmadığı gerçeğini ortaya üstelik 13 yaşındaki N.Ç nin tecavüz-
hakkı, kişi güvenliği hakkı, düşünce ve koymuştur..Ve toplumdaki tüm dog-
cüleri bir bir aklanıp özgürlüklerine
vicdan özgürlüğü gibi klasik hak ve öz- malardan sıyrılan insanın, zincirlerini
kavuşturulmaya çalışılırken. Özgür
gürlükler sistemli bir ayrım yapılmak- kırdığında,yeteneklerini, eğilimlerini
akıyor derelerimiz ve özgürce talan
sızın sıralanmıştı. Bildiri özgürlüğün serbestçe kullanmasının önündeki
ediliyorlar HES’ler uğruna. Tersaneler-
tarihsel gelişim sürecindeki en önemli engelleri kaldırdığında özgürlüğüne
de yüzlerce işçi güvencesiz çalışma
duraklarından biriydi. Tüm insanlığa kavuşabileceğini söyler..Bu da geliş-
seslendiği için de devrimci niteliktey- menin bütün koşulları yaratıldığında koşulları altında ölme özgürlüklerini
di. Diyalektiğe uygun olarak demok- ve yasaların insanlar yararına kulla- kullanıyorlar mesela… Gazeteciler
ratik bir topluma geçişi simgeliyordu. nabildiği ölçüde mümkün olacaktır. özgürce cezaevlerinden yazıyorlar ya-
Kuşkusuz yaratılan bu soyut insanın Yani, “Gerçek insan, birey olarak insan, zılarını. Öğrenciler özgürce ödüyorlar
bu hakları kullanması imkânsızdı. Feo- soyut yurttaşı kendi içinde erittiği ve harçlarını ve özgürce alınıyor özgür-
dalizme karşı kazanılan bu özgürlükler bir birey olarak günlük yaşayışında, lükleri parasız eğitim istedikleri için ve
üretim araçlarını ellerinde bulunduran işinde, ilişkilerinde toplumsal bir varlık yine özgürce atılıyorlar okullarından....
egemen sınıfa,burjuvaziye, teslim edil- olduğu ve kendine özgü erklerini top- Ve yıkıntıların arasındaki akrabalarının,
mişti. Burjuvazi kendi çıkarlarını gene- lumsal erkler olarak tanıyıp örgütlediği dostlarının acısını özgürce yaşaya-
lin çıkarları gibi göstererek, özgürlüğü ve dolayısıyla bu toplumsal erki artık biliyor Van’ da insanlar.Ve insanlık
gerçekleştirecek olanakları elinde siyasal erk olarak kendisinden ayırmaz özgürce ölüyorken , ölüm de özgürce
toplamıştı. Egemenliklerinin zorunlu olduğu zaman tamamlanacaktır.”4 Bu alıyor yaşamı!!
koşulu olan bu özgürlükler, ezilen sınıf da toplumsal yaşamla siyasal yaşa-
içinse sadece emeğini ‘özgürce’ satma mın özdeş olmasıdır. Birey kendini Dipnotlar:
hakkını ifade eder durumdaydı .Tüm toplumun bir parçası gördüğü ölçüde 1. Alaeddin Şenel, Siyasal Düşünceler
bu koşullara bakıldığında tüm insanlığı var edebilir ve yaşadığı toplumu geliş- Tarihi
kapsayan yeni bir özgürlük anlayışı tirebildiği ölçüde özgürlüklerini daha 2. Orhan Hançerlioğlu, Düşünce
yaratılmak zorundaydı. gerçek anlamda yaşayabilir. Tarihi, Hegel’in Fransız Devrimi üzerine
Özgürlük böyle bir anlayışla kavrandığı söylediği söz
Gerçek özgürlük… zaman gerçekten algılanabilir ve bu- 3. Karl Marks, Yahudi Sorunu Üzerine
“Toplumda özgürlüklerin gerçek gün bize sunulan özgürlüğün ne oldu- 4. Karl Marks, age
HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 9
10. Laiklik Tartışmalarının Gösterdikleri:
“HOŞGÖRÜLÜYÜZ EVELALLAH,
LAİKİZ HAMDOLSUN”
gelen son dönem laiklik tartışmaları çevreler için de hassas bir başlıktır. Bu
yasemin gür izlenmeli ve bu tartışmalarla amaçla- nedenle laiklik kavramının ne “sahip-
nanın ne olduğu sorgulanmalıdır. lenilerek” içinin boşaltılması (özgürlük
Laiklik kavramı, belki de Cumhuriyet’in kavramı gibi), ne de tamamen tu kaka
kurulduğu ilk yıllardan başlayarak Kavramların Yeniden Tanımlanması ilan edilerek yeniden tanımlanması
Türkiye’nin temel tartışma başlıkla- ve Toplumun Dönüştürülmesi (darbeler gibi) kolay olmuyor. Bu
rından birini oluşturuyor. Tartışma, Son dönem laiklik tartışmalarını AKP da iktidar yanlısı kesimleri, laiklik
Tayyip Erdoğan’ın “Arap Baharı” iktidarının gerek siyasal gerekse tartışmalarına giren başlıkları(örneğin
kapsamındaki Mısır ziyaretinde yaptığı toplumsal alanda gerçekleştirdiği ve türban meselesi) özgürlük, demokrasi
laiklik açıklaması ve hükümetin “yeni gerçekleştirmeye çalıştığı dönüşümler gibi kavramların kapsamına da dahil
anayasa”nın yapım sürecine başlandı- üzerinden ele almak gerekiyor. AKP’ci ederek ele almaya itiyor. Ya da laiklik,
ğını duyurması ile son haftalarda ye- dönüşüm süreci 1923’te kurulan dini cemaatlerin toplumsal alandaki
niden gündemin ilk sıralarına oturdu. Cumhuriyet’i bitirmiş, yerine yeni bir sınırsız serbestisinin sağlanması gibi
Başbakan Erdoğan’ın Mısır’daki laiklik cumhuriyet (cumhuriyet demek ne sunuluyor. Laiklik adına, dini kural-
çıkışının, “Arap Baharı” ile kurulacak kadar mümkünse...) inşa etmiştir. Bu lara göre yaşamanın bir zorunluluk
yeni yönetimlerde söz sahibi olacağı süreçte pek çok kavram (vesayet, öz- olarak dayatılmasının önü açılırken, bu
belli olan İslamcı hareketleri Batı’nın gürlük, demokrasi, darbe vs), AKP’nin kurallara uymayan bir yaşam sürdü-
etki alanında tutmak, yeni rejimlerin devlet katında olduğu gibi toplumsal renlerin toplumda yeri olmadığı dile
kapitalizmle uyumluluğunu artırmak alanda da galebe çalabilmesi için getirilebiliyor. Üzülerek belirtmek ge-
ve bu çerçevede “laik Türkiye”nin böl- yandaşlar ve bizzat iktidar tarafından rekiyor ki, Türkiye’de laiklik yıllar yılı,
gedeki liderliğini tesis etmek olduğu yeniden tanımlanmış ve iktidarın elin- dinin yalnızca devlet katından uzak
açıkça anlaşılıyor. Laiklik tartışmalarını de bir silaha dönüşmüştür. Yani AKP’ci tutulması olarak tanımlandığı için,
Türkiye’nin gündeminde tekrar ilk dönüşüm sürecinin önemli bir ayağı toplumdaki dinselleşme görmezden
sıralara taşıdığı için andığımız bu çıkış, da, kimi kritik kavramların yeni an- gelinerek devlet dairelerine türbanla
bundan öte bir öneme haiz değil. Bu lamlara büründürülmesi olmuştur. Bu girilememesi laikliğin tesis edilmesine
sebeple Tayyip Bey’i komik liderlik-pa- çerçevede laiklik de öne çıkan kavram- yetiyormuş gibi davranıldığı için bugün
dişahlık düşleriyle baş başa bırakıyor, lardan biridir. Laiklik, Kemalist çevre- AKP’nin eli daha rahat. Oysa laiklik,
onun bilimsellik ve tarihsellikten uzak lerin, kavrama verilen önemden ötürü ne devlet dairelerine ne de yasa
laiklik tanımını bu yazı kapsamına üzerine titrediği hassas bir konudur. metinlerine sığdırılabilecek bir kavram.
dahil etmiyoruz. Öte yandan özellikle Ve tersinden yani kavrama beslenen Toplumun gerici-faşist bir kuşatmaya
“yeni anayasa” bahsi ile gündeme düşmanlık ve nefretten ötürü, İslamcı uğratıldığı, bireylerin kişisel alanlarıyla
10 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
11. sınırlanması gereken dinin, hayatın meye, bilimsel düşünceyi yok etmeye Tabi Türkiye hala tam anlamıyla bir
tüm alanlarında aklın ve bilimin yerine yönelik adımlar attığını da söyledik. İslam toplumu olamadığı için Kara-
geçirildiği bir ülkede laikliğin var oldu- Bu adımlar elbette, dinci iktidarın mangillerin bu pislikleri(!) ‘ıslah etme’
ğunu söylemek asla mümkün değildir. toplumsal alanda tesis edilmesi için ve ‘özel mekanlara kapatma’ olanağı
Bu sebeple türbanın üniversitelere kritik. Çünkü dinci partinin toplumda bulunmuyor. Karaman bu duruma çok
ve diğer devlet kurumlarına girmesi iktidarını tesis edebilmesi büyük ölçü- üzülse de başka bir çözüm ile yetinme-
kendi başına laikliğin elden gittiğini de, toplumu hurafelere inandırmaktan, yi biliyordu. Karaman’ın –özlemle bek-
göstermiyor. Laikliğin yok edildiğini bilimsellikten uzaklaştırmaktan, yeni
lediği günler gelene kadar- bulduğu
söyleyebilmek için bugün türbanın bir ahlak anlayışı oluşturmaktan ge-
çözüm kendi sözleriyle şöyle: “Durum
akla ve bilime de sirayet ettiğini çiyor. Bu adımlar ülkemizde aslolarak
görmek gerekiyor. Türkiye’de laiklik AKP iktidarı ve Gülen cemaati eliyle böyle olunca çoğulcu bir toplumda
için kaygılanıyorsak AKP’nin özgürlük olmak üzere, on yıllardır hükümet yaşayan Müslümanın farklı olanlarla
yalanlarına kanmadan, dinin akla ve olmayı başaran sağ tarafından hayata zorunlu ilişkisinin adına ben ısrarla
bilime sirayet ettirildiğini, türbanın geçirildi, geçiriliyor. Ancak hemen ‘hoşgörü’ değil, ‘tahammül’ diyorum.”
bunun bir aracı olduğunu açık ve net belirtmek gerekiyor ki, dinci iktidarın Bu sözlerin yazarının, o yazarın
bir biçimde, amasız fakatsız söylemek toplumsal alanda tesis edilmesinin bir düşüncelerini destekleyen AKP’ci isim-
gerekiyor. Yani laikliğin yok edilmesi- ayağı (şüphesiz ki son derece önemli lerin2 ve bu düşüncelere -eleştirirmiş
nin aklın ve bilimsel düşüncenin yok ve karşısında durulması gereken bir gibi yapmayı ihmal etmeden- çanak
edilmesi, insanın kendi kaderinin kendi başlık) toplumun dönüştürülmesi ise, tutan liberallerin ağzından dökülenler3
ellerinden alınması, gökyüzüne havale diğer ayağı da dönüştürülemeyen kendini muktedir hisseden, bu sayede
edilmesi demek olduğunu söylemek kesimlerin baskı altına alınmasıdır. herkese, her şeye karışabileceğini
gerekiyor. Türkiye’de AKP çarşafına girmeyen, zanneden bir kesimin pervasızlığının
Buradan hareketle laiklik tartışmala- onun din anlayışını benimsemeyen
dışa vurumudur. Bu pervasızlık bir
rının yükseldiği son uğrakta AKP’nin hatırı sayılır bir kesim baskı altındadır.
sonuç olduğu kadar, bir araçtır da:
taşıdığı amacın, devlet katında
iktidarını tesis eden siyasal İslam’ın Baskı, iktidar yanlılarının, laiklik AKP’cileşmeyen yurttaşların artık
toplumda da iktidarını tam anlamıy- düşmanlarının kendilerini mukte- Türkiye toplumunda yeri olmadığını,
la kurması olduğu görülüyor. Son dir hissetmesi için elzemdir. AKP’nin devlette tesis ettiği iktidarı
tartışmalardan ayrı olarak Diyanet AKP’ci kesimlere kendilerini muktedir toplumda da tesis etmekte olduğunu
İşleri Başkanlığı’nın camileri sevdirme hissettiren bu baskı, bugün en çok ilan etmenin bir aracıdır.
kampanyaları, KHK ile çocuklara Kuran laik kesimlerin gettolara kapatılması
kursunda yaş sınırının kaldırılması, gereken ve en iyi ihtimalle tahammül Dipnotlar:
aile imamlığı uygulaması gibi bir dizi (!) edilebilecek “insansılar” olarak ilan 1. http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?
başlığın toplumun dönüştürülmesi ve edilmesi şeklinde tezahür ediyor. Yeni i=28484&y=HayrettinKaraman
dolayısıyla İslami düşüncenin toplum- Şafak Gazetesi’nin köşe yazarlarından 2. İslamcıların Hayrettin Karaman’ın
sal alanda da iktidar olması amacına Hayrettin Karaman’ın ‘Tahammül mü, yazısı ile ilgili yorumları için bakınız:
hizmet eden örnekler olarak karşımıza Hoş Görmek mi?’ başlıklı yazısıyla http://haber.sol.org.tr/medya/
çıktığını belirtelim. başlatılan tartışma süreci, profesör un-
islamcilarin-breivikten-farki-yok-
vanlı Orhan Çeker’in “Dekolte giyersen
haberi-45239
‘Hoşgörü mü, Tahammül mü?’ Tar- tecavüze uğrarsın. Tahrikten sonra
tışmalarının Gösterdikleri 3. http://www.stargazete.com/
sonucundan şikayet etmen makul
AKP’nin, devlet katında tesis ettiği değil.” sözlerinin gösterdiği bu. (Orhan yazar/mustafa-akyol/dindarlik-
dinci iktidarı toplumsal alanda da Çeker’in sözleri bir de, insanlığın bittiği hosgoru-ve-tahammul-haber-374581.
yerleştirmeye çalıştığını belirttik. Bu noktada mide bulantısından başka bir htm Star Gazetesi yazarı Mustafa
sebeple AKP’nin toplumu gericileştir- şey kalmadığını gösterdi, hala insan Akyol, bu yazısında Hayrettin
kalabilenlere...) hocasının hoşgörü-tahammül
Hatırlanacağı üzere Hayrettin bahsinde söylediklerinde hem
Karaman’ın geçtiğimiz Ağustos ayında katıldığı, hem de katılmadığı noktalar
söz konusu ‘Tahammül mü, Hoş Gör- olduğunu belirterek liboşluğun
mek mi?’1 yazısını yazmasıyla pek çok kendisine bahşettiği demokratlıkla,
ilahiyatçının dahil olduğu bir tartış- kibarca fikirlerini beyan ediyor! Yine
ma(!) süreci başlamıştı. Bu süreçte kibarca lafı artık suyu çıkan ‘beyaz
yaşanan, AKP’ci kesimlerin, kendi da- Türk’ söylemine getiriyor. Akyol’un
yattığı yaşam tarzını benimsemeyen
nelere katılmadığı soracak olursanız…
kesimleri açıkça aşağılaması, toplumda
Görünürde böyle bir durum yok,
barındırılmaması(!) gereken canlılar
sadece hocasına, fikirlerinin daha
olarak ilan etmesiydi. Bakınız; Hayret-
tin Karaman yazısında Müslümanların geniş kesimlerde kabul görmesi için
İslami kurallara göre yaşamayanları birkaç öneride bulunuyor. Son olarak
ıslah etmesi gerektiğini söylüyor ve Mustafa Akyol’un bu yazısının pek çok
ekliyordu: “İslam toplumunda onların İslami forum sitesinde paylaşıldığını
aykırı filleri için özel mekânlar ihdas ve memnuniyetle karşılandığını
edilmek gibi tedbirlere başvurulur.” belirtelim.
HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 11
12. BİR YILDÖNÜMÜ ve UFKUN SINIRLARI
zamanda bir savaş bekliyordu. kalacaktı (Ekim 1917).
cankat aydın Emperyalist ülkeler dünya kaynakların-
dan yararlandıkları halde ülkelerindeki Yeni bir çağ açılıyor…
Anma yazıları her zaman bir takım risk- gelir uçurumları inanılmaz düzeydeydi. Jülyen takvimine göre 24 Ekim,
ler barındırmaktadır. Özellikle bugünü Milyonlar açlık, işsizlik, salgın hastalık, Miladi takvime göre 6 Kasım gece-
kabullenmeyenler, var olanı değiştirme uzun çalışma saatleri, baskı ve terör sini 7 Kasım’a bağlayan saatlerde
iradesine sahip olanlar için bir hayli ile terbiye ediliyordu. 19. yüzyılı kanlı Petrograd’da (Bugünkü adıyla St. Pe-
tehlikeli olabilirler. Bu yüzden okurken mücadeleler, grevler, ayaklanmalar tersburg) kışlık sarayın ele geçmesiyle
hep temkinli yaklaşırım anma yazıları- ile geçirmiş olan emekçi kesimler ise yeni bir çağ açıldı. Artık bütün iktidar
20. yüzyılın başında özellikle Avrupa Sovyetler’deydi.
na. Çoğu zaman okumak için zorlarım
ülkelerinde sayıları milyonlara ulaşan Tabii ki sosyalizmi kurmak kolay olma-
kendimi. Sanki bir görevi, rutin bir işi
örgütlü sendikaları ve siyasi partileri yacaktı. Genç Sovyetler yıllarca içerde
yerine getirir gibi…
ile etkili olduğu halde siyasi hedefleri burjuva artıkları ve hainlerle, sabotaj-
Bugün bu anma yazısını kaleme alırken
ve ufukları daralmış bir durumdaydı. larla; dışarıda da emperyalist ülkelerin
ise bir rutini yerine getirir gibi değil
Savaş kısaca bu koşullar altında 1914 baskı ve şantajlarıyla boğuşacaktı.
önemini yüreğimde ve aklımda fazla-
yılının yazında başladı. Farklı millet- Eşitlik ve özgürlük hayal olmanın öte-
sıyla hissettiğim bir işi yapar gibiyim.
lerden işçiler, köylüler hiçbir çıkarları sine geçip hayat bulmaya başlamıştı.
Çünkü zor zamanlardan geçiyoruz.
olmadığı bu emperyalist paylaşım Ta ki bu yükselen ışık yeni bir karanlık
İnsanlığın aklını, cesaretini, örgütlülü-
savaşında, cephelerde emperyalistlerin dalgasıyla boğulana kadar…
ğünü, üretme ve değiştirme gücünü
çıkarları için öldüler. Böyle bir dönem-
yitirdiği bir dönem. Karanlığın her
de Avrupa’da işçi sendikaları ve siyasi Ekim günümüze ışık tutuyor…
yanımızı sardığı, aklımızı, onurumuzu
partileri kendi ülkelerinin burjuvaları- Ekim Devrimi’nin üzerinden 94 yıl
teslim aldığı, alamasa da içimizde-
nın milliyetçi ve şovenist çığlıklarına geçti. Fakat bugün bile ondan öğ-
ki ışığın büyümesine engel olduğu
teslim oldular ve onları destekleme renebileceğimiz çok şey var. Çünkü
zamanlar…
kararı aldılar. insanlık hala özgürlük, eşitlik üzerine
İşte böyle karanlık zamanlarda anma Çarlık Rusya’sı ise 20. yüzyıla dev düşünüyor, tartışıyor. Ekim Devrimi bu
yazıları fazlasıyla risklidir. Çünkü gele- bir tarım ülkesi olarak girdi. Merkezi tartışmalara verilmiş bir cevaptı.
ceğe dair umutlarımızı bir yana bırakıp şehirlerde toplanmış sanayi sayesinde Onlar insanlığın eşit ve özgür ola-
geçmişe öykünmemize, tabiri caizse palazlanmış işçi sınıfı ise sayıca az ol- bilmesi için toplumu bir asalak gibi
o zaman dilimine sıkışıp kalmamıza masına rağmen etkili bir siyasi aktördü. kemiren sömürücü sınıflardan kurtul-
neden olabilirler. Bu yüzden, ancak Başarısızlığa uğrayan 1905 Devrimi mak gerektiğini ileri sürdüler ve bunu
geçmişe “geleceğin penceresinden” işçi sınıfının siyasi etkinliğinin ne ka- yaptılar. Bugün bu cevabın bu tartış-
bakmak bu riskleri ortadan kaldırabilir. dar önemli olduğunu göstermişti. Rus mada verilmiş şu ana kadar ki en ileri
Anacağımız dönem ise bellidir: Ekim işçisi pek çok farklı biçimde (dernek, cevap olduğunu görüyoruz. Görüyoruz
Sosyalist Devrimi… İnsanlığın tıpkı kulüp, örgüt, Sovyet…) örgütlenmiş çünkü Ekim Devrimi’nin ve sosyalizmin
bugün olduğu gibi karanlıkla çevrili ve Avrupa’daki sınıf kardeşlerinden yokluğunda dünya sadece sömürenler,
olduğu bir yüzyılın başında, o karan- farklı olarak siyasi ufku daralmamış bir para babaları için daha iyi bir yer oldu.
lığı yırtıp atarak yeni bir tarih sayfası durumdaydı. Ezilenler, işçiler, emekçiler için ise
açmış, bugün bile baktığımızda içimizi Savaş uzadıkça bütün ülkelerde zaten dünya bir cehenneme döndü.
ısıtacak bir aydınlığı tüm insanlığa yoksul olan halk iyice yoksullaşmış, Evet. Hala bu kavramlar üzerine
hediye etmiş bir tarihsel duraktır andı- tepkileri artmaya başlamıştı. Rusya’da tartışıyor ve düşünüyoruz. Özgürlüğü,
ğımız. Bu durak, eşitliğe ve özgürlüğe da halk artık savaşmak istemiyordu. eşitliği hayal ediyoruz. Ama onları
dair insanlığa yepyeni ufuklar kazan- Emekçiler şehirlerde kıtlık çekiyor, elimizden alanların çizdikleri sınırlar
dırmış, sınırları zorlamıştır. askerler cephelerde soğuktan donuyor, içerisinde kalındıkça bunun ne anlamı
İşte bu yüzden Ekim’i tekrar anıyoruz salgın hastalıklar ve düşman kurşunları var?
çünkü günümüze, tartıştıklarımıza ışık altında can veriyorlardı. Savaşın kendi Özgürlük denilince kılık-kıyafetten
tutuyor, geniş bir ufuktan bakmamızı çıkarları için yapılmadığını herkes an- ötesini düşünemeyen, eşitlik denilince
sağlıyor. lamaya başlamıştı. Sınıf çatışmasının doktor maaşıyla çöpçü maaşının aynı
üzerindeki tül kalkmış, saflar netleş- olmasını anlayan bir toplum ne özgür-
Ekim’e giderken… mişti. Bu durumun daha fazla devam lüğü ne de eşitliği anlamıştır.
20. yüzyıl insanlık için fazlasıyla etmeyeceği belliydi. İşte bu noktada Peki anlamak isteyenler ne yapabilir-
karanlık bir çağ olarak açılmıştı. halk işçi sınıfının öncülüğünde önce ler?
Avrupa’nın doymak bilmez emperyalist çarlığı devirecek (Şubat 1917), hemen Başlangıç olarak 1917 yılının dondu-
ülkeleri ile gözlerini kâr hırsı bürümüş ertesinde kurulan geçici hükümet rucu kış aylarında bir kuzey şehrinde
tekelleri tüm dünyayı paylaşmış, artık savaşa devam etme kararı alınca işçi yaşananlara bakabilirler. İnsanın
yeni pazarlar ve yeni sömürü alanları sınıfı bağımsız bir siyasi aktör ola- özgürlüğe, eşitliğe dair ne kadar geniş
bulabilmek için birbirlerinin sömürge- rak ortaya çıkacak, bütün iktidar işçi bir ufka sahip olabileceğini, neleri
lerine göz dikmişlerdi. Herkes yakın sınıfına ve onun organları Sovyetlere başarabileceğini orada bulacaklardır.
12 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
13. BİR ENTERNASYONALİZM DERSİ
ideoloji olarak yürütülmüştür. Zamanla Nasyonal Faşist Parti kuruldu. Partiyi
burkay aykal, ırmak koralay, faşizm kelimesi yalnız aşırı milliyetçi destekleyenler arasında bürokrasi,
yasemin altınkum ve vatansever bir anlayışı ifade etmek kilise ve ordu bulunuyordu.
için kullanılmaktan çıkmış; baskıcı, İktidar olduğunda önceleri liberallerin
1. Dünya Savaşı Sonrası Avrupa, otoriter ve ırkçı rejimlerle özdeşleş- desteğini alan Mussolini, diktatörlü-
savaşın getirdiği yıkım ve ekonomik miştir. Faşizm kelimesinin anlamındaki ğün koyu ve keskin uygulamalarını
buhranın etkisiyle faşist ideolojilerin bu değişiklik şüphesiz ki başlangıçta birer birer hayata geçirmeye başlamış-
hakim olduğu bir coğrafya haline geldi. hizmet ettiği ideolojilerin yarattığı tı. İtalya kısa zamanda bir polis devleti
tarihsel kıyımın sonucudur. 1945’e haline getirildi. Kitap ve gazetelere
Açlık, yoksulluk, işsizlik içinde kıvra-
kadar Avrupa’da hüküm süren faşizm getirilen sansür, seçim sisteminde ya-
nan halkların karşısına bir kurtarıcı
de her ülkeye göre farklılıklar göste- pılan düzenlemeler ve Faşist Parti dı-
kılığında çıkan 20. yüzyıl diktatörleri-
riyordu. Faşist ideolojiyle yönetilen şındaki diğer partilerin kapanması gibi
nin baş mimarı olan faşist ideolojiler
ülkelerden en belirgin örnekler Musso- uygulamalar gerçekleştirildi. Mussoli-
nasıl doğdu ve nasıl yayıldı?
lini dönemi İtalyası ve Hitler dönemi ni, sendika hareketlerini de kanun dışı
Faşizmin tanımlamasına yönelik ça-
Almanyası’ydı. ilan etti ve eğitimi kontrol altına aldı.
lışmalar genellikle ortaya çıkarmasına
Ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla
neden olan ekonomik ve toplumsal
İtalya’da Faşizm ve Mussolini tüm ülkeyi tren rayları ve otobanlarla
koşulların belirlenmesi ve faşizmin Dönemi kaplayan Mussolini, çiftçileri sürekli
iktidara geldiği ülkelerde işçi hareketi- Mussolini, İtalyan Sosyalist Partisi’nin teşvik ederek tarım ve endüstrinin
nin ezilmesinin nedenlerin saptanması sendikalist kanadından geliyordu. canlanmasını sağladı. Gerçekleştirdiği
üzerinde durur. Faşizm aslen kelime 1915 yılında Mussolini, Sosyalist bu değişiklikler ve yeni uygulamalarla
kökü olarak `İtalyan milliyetçisi` Parti’nin savaş karşıtı manifestosunu İtalya’da işsizlik azalmıştı. Bu başarısı
demektir. Sıfat İtalyanca `facio` keli- imzalamasına rağmen I. Dünya Savaşı Mussolini’nin popüleritesinin artmasını
mesinden doğmuştur. Mussolini`nin sırasında İtalya’nın savaşa katılması sağladı, böylece ülkenin iç ve dış işleri,
İtalyan Milliyetçi Partisi mensuplarına için faaliyet gösteren bir örgüt kurdu. koloniler ve kamu çalışmalarının yanı
`faşist` denmiş, İtalyan milliyetçiliğini Bu faaliyetinin sonucunda Sosyalist sıra orduyu da idare etme yetkisine
tanımlamak içinse`faşizm`ifadesi Parti’den çıkartıldı. Bu tarihten sonra sahip oldu. Tüm bakanlıkların görevle-
kullanılmıştır. Faşizmin kurucusu sosyalist ve komünist hareketlerle on- rini kendisi üstlenmişti. Bu şekilde tüm
Benito Mussolini olarak kabul edilmek- lara yakın işçi hareketlerine karşı şid- gücü elinde tuttuğuna inanan Mus-
le birlikte ilkelerini, yazdığı kitaplarla detli bir mücadeleye girişti. 1919’da solini, rekabet yaratacak herhangi bir
İtalyan filozof Giovanni Gentile belir- Mussolini’nin de içinde yer aldığı 1. durumun da önüne geçmiş oluyordu.2
lemiştir. Gentile, Benito Mussolini’den Fascio di Combattimento kuruldu. Diktatörlük altındaki İtalya’da
etkilenerek 1920’li yıllarda faşizmin Örgütün talepleri arasında otoriter bir kanunlar yeniden yazılmış, üniversi-
ilkelerini belirleyerek bir siyasi doktrin düzen de yer alıyordu. 1920’den itiba- tedeki öğretim görevlileri faşist rejimi
haline getirmiştir.(1) Mussolini’nin ren faşist hareket toprak sahiplerinin savunacaklarına dair yemin etmek
1922’de İtalya’da iktidarı ele geçir- ve küçük burjuvaların desteğiyle bir zorunda bırakılmışlardı. Gazete editör-
mesinin ardından, İtalya’da resmi kitle hareketine dönüştü. 1921 yılında leri Mussolini tarafından özel olarak
HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 13
14. seçiliyor ve Faşist Parti’den sertifikası zehir” olduğunu, ancak nasyonal zemin hazırlayacaktı.
olmayan hiç kimse gazeteci olamıyor- sosyalizmin, kollektif milliyetçiliği 1924-1932 yılları arasındaki seçimler-
du. Amaç tüm İtalyan halkını, şirketleri gerçekleştirmenin aracı olduğunu de yaşadıkları başarısızlıklardan sonra
ve dernekleri kontrol altında tutmaktı. açıklamıştı. Barrès’e göre, işçiler kendi yüzde 37 oy alan Nazi Partisi, parla-
Mussolini’nin dış politikada sergile- uluslarından işverenlere karşı değil, mentoda çoğunluğu sağlayamamakla
diği tutum ise agresif milliyetçilikti. yabancı işverene ve Yahudi sermaye- birlikte en çok sandalye sayısına sahip
Bunun ilk örneği 1923’te Corfu’nun sine karşı mücadele etmeliydi. Daha parti oldu. 1933 yılının Ocak ayında,
bombalanması olmuştu. Ardından sonra bu ideolojiyi benimseyen Adolf komünistlerin bir genel grevle “dev-
Arnavutluk’un kukla rejimine geçmesi Hitler tarihin en kanlı savaşının ve en rimci durum” yaratacakları ve başarıya
ve Libya’nın yeniden fethi geldi. Ulus- baskıcı rejiminin mimarı olacaktı. ulaşacakları endişesi o derece artmıştı
lararası arenada güçlendiğini ispat 1. Dünya Savaşı’nda Alman mağlu- ki, Cumhurbaşkanı Paul von Hinden-
etmek için 1935’te Habeşistan’a asker biyetinden sonra Hitler, Alman İşçi burg Hitler’i, Katolik Merkez Partisi’yle
çıkardı. Uzun ve nedensiz bir savaş Partisi’ne (Deutsche Arbeiterpartei, bir koalisyon kurarak istikrarlı bir
sonunda Habeşistan işgal edilmişti. DAP) katıldı ve kısa sürede bu oluşu- hükümet kuracağı umuduyla başbakan
İtalya, 1936 yılında Almanya ile mun üst basamaklarına kadar ilerleyip olarak atadı. Ancak Katolik Merkez
Berlin-Roma Mihveri’ni kurdu. Hitler lider koltuğuna oturdu. 29 Temmuz Partisi’yle bir anlaşma sağlanamadı.
öncelikle Orta Avrupa, ardından Doğu 1923’te partinin adını Nasyonal Sos- Milliyetçi Parti’nin de desteğini alan
ve Batı Avrupa’yı Almanya toprakları- yalist Alman İşçi Partisi (Nationalso- Hitler, ülkeyi yeniden bir genel seçime
na katmak amacındaydı ve bu amaçla zialistische Deutsche Arbeiter Partei, götürdü. Hükümette oldukları için
1 Eylül 1939 sabahı Polonya sınırlarını NSDAP) olarak değiştirdi. Adolf Hitler, devletin tüm olanaklarını kullandıkla-
geçti. Bu taarruzla II. Dünya Savaşı Alman İşçi Partisi’nin lideri olmadan rı; aynı zamanda endüstri, finans ve
başlamış oldu. Daha önce Malta, önce parti, milliyetçi ve sosyalist ilke- sigorta devlerinden büyük miktarda
lere sahipti. Henüz partinin ideolojisi mali destek sağladıkları bir seçim kam-
Korsika ve Tunus’u İtalyan toprakları-
Nasyonal Sosyalizm değildi. Hitler’in panyası yürüttüler. Hitler, başbakan
na katma ve “Roma İmparatorluğu’nu
düşünceleri Alman İşçi Partisi’nin olmasından bir ay sonra Reichstag’ta
canlandırma amacı” taşıdığını söyle-
ilkelerine ve düşüncelerine uymakta, (parlamento) çıkan (NSDAP’ın polis
yen Mussolini de Almanya ile birlikte
hatta onları daha da ileri bir seviyeye örgütü olan gestapo tarafından
Mihver Devletleri bloğunda savaşa
taşımaktaydı. DAP’a üye olan kişiler çıkarıldığı düşünülen) yangından
girdi. Berlin- Roma Mihveri’nin savaşa
Hitler’in düşüncelerinden etkilendiler. komünistleri sorumlu tuttu ve ertesi
girmesiyle Hitler’in İtalya ve Mussolini
Hitler’in parti önderi olması üzerine gün Hindenburg’a, anayasanın kişi
üzerindeki etkisi arttı.3 Alman nazizmi
üyeler Nasyonal Sosyalizmi benim- hak ve özgürlükleriyle ilgili madde-
İtalyan faşizminden daha koyuydu.
sediler. Bu düşüncenin taraftarlarına lerini ortadan kaldıran bir kararname
Faşizm, Nazizm’e göre bir ölçüde daha imzalattı. İzleyen günlerde Nazi Partisi
“Nazi” ismi verildi.
ılımlıydı. Sanayinin devletleştirilmesi- I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan ve Milliyetçiler dışındaki tüm partilerin
ne ve kapitalist sınıfın ortadan kaldırıl- Almanya’nın sömürgelerine ve yayınları ve seçim çalışmaları dur-
masına da kesinlikle karşı bir rejimdi. ordularına el konulmuş, yalnızca duruldu. Böylece 5 Mart 1933 günü
Almanya’da Nazizm ve Hitler küçük bir kara ve deniz askeri birliği yapılan seçimlerde Nazi Partisi’nin
Dönemi bulundurmasına izin verilmişti. Alman oyları yüzde 44 düzeyine çıkabildi.
Nasyonal-Sosyalizm doktrininin ilanı imparatoru II. Wilhelm tahtı bırakmış İktidarı almayı başaran Nazi Par-
1898’in Mayıs ayında, ilk teorisyeni ve Cumhuriyet kurulmuştu. Bu yeni tisi Hükümeti, parlamentodan bir
Maurice Barrès tarafından yapıldı. Alman Cumhuriyeti’nin adı Weimar “Yetki Kanunu” çıkardı. Bu kanun,
Fransız Barrès; sosyalist bir milliyetçi- Cumhuriyeti idi. Bu sırada I. Dünya Reichstag’ın tüm yetkilerini dört yıl
lik fikrini, yabancı egemen Almanya’ya Savaşı’nın getirdiği büyük alt üstlükle- süre ile kabineye devrediyor ve çalış-
karşı, seçmenleri kazanmak üzere re, haksızlıklara bir de savaştan yenik malarına bu süre için ara veriyordu.
yaymıştı ve sosyalizmin “liberal bir çıkmanın vermiş olduğu manevi eziklik Ancak böyle bir kanun için parlamen-
eklenmişti. Savaş sonrasında büyük toda üçte iki çoğunluk gerekiyor-
bir siyasal ve ekonomik bunalım baş du. Çoğunluğu sağlamak amacıyla
gösterdi. Böyle bir ortamda ortaya çı- oylamanın yapılacağı gün parlamento
kan Naziler, bu durumdan demokratik SA tarafından kuşatılarak aleyhte oy
kurumları, komünistleri ve beceriksiz kullanacağı düşünülen bazı Sosyal De-
siyaset adamlarını sorumlu tutuyor; mokrat parlamenterler içeri alınmadı.
yenilginin verdiği ezikliği üzerinden 81 komünist parlamenter de seçimler-
atamayan ve ekonomik durumu iyice den önce gözaltına alınmıştı. Böylece
bozulan Alman halkına iş, ekmek ve “Halkta ve Almanya’daki Sıkıntının
güçlü bir Almanya vaat ediyorlardı. Kaldırılmasına Dair Kanun (Gesetz
Almanların üstün bir ırk olduğunu zur Behebung der Not von Volk und
ve başlarına gelen tüm kötülüklerin Reicht)” adındaki yetki tasarısı kabul
sorumlusunun başta Yahudiler olmak edildi. Nazi Partisi bu kararnameyle
üzere Çingeneler, komünistler ve yürütme ve yasama erklerini eline
sosyal demokratlar olduğunu söylü- aldı ve hemen ardından diğer partileri
yorlardı. Bu söylem nazizmin temel yasakladı.4
taşlarından biri olacak ve tarihteki en Hitler, büyük bir propaganda faaliyeti
büyük soykırımın gerçekleşmesine yürüterek ve olağanüstü hitabet ve
14 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
15. ikna kabiliyetini kullanarak bütün lamak için kullanılan bir çeşit düzenle- emirlerle öldürülmüştü.
Alman halkını Nazi bayrağı altında menin ilk biçimlendirilmesiydi. Nisan Hitler, Sovyet Rusya’da büyüyen-geli-
birleştirdi. Kendisini, Almanların yanıl- 1933’te çıkarılan Alman Kanunu, şen sosyalizmi bir tehdit olarak görü-
maz büyük lideri ilan etti ve halkı da Alman okulları ve üniversitelerindeki yordu. Bu amaçla Japonya ile Almanya
buna inandırdı. Bundan sonra Alman Yahudi öğrenci sayısını kısıtladı. Aynı arasında 25 Kasım 1936 tarihinde
halkı ölümüne kadar Hitler’in peşinden ayda, ilave kanunlar tıbbî ve hukukî Komintern’in uluslararası komünist
gitti. Halka, ülkeyi içinde bulunduğu mesleklerdeki “Yahudi etkinliğini” hareketinin kendi ülkelerine sıçrama-
durumdan kurtaracağına söz verdi ve büyük ölçüde azalttı. Bunları izleyen sını engellemek için “Anti-Komintern
bu yolda çalışmalarına başladı. kanunlar ve hükümler Yahudi doktor- Paktı” imzalanmıştı.
Hitler’in iktidara geldiği 1933 yılını larının kamu sağlık sigorta fonlarından
izleyen yıllardaki Alman ekonomisinde aldıkları geri ödemeleri sınırlandırdı. Sovyetler Birliği ve Sosyalizm
gözlenen gelişmeler, çoğu kez Hitler’in Eylül 1935’te, Nürnberg’deki yıllık Avrupa coğrafyasında savaşın getirdiği
olağanüstü başarısı olarak kabul edilir. toplantılarında Nazi liderleri, Nazi siyasi ve ekonomik buhran, faşizm ve
Hitler’in iktidarın tüm kontrolünü ele ideolojisine hakim birçok ırkçı teoriyi nasyonal sosyalizm gibi ideolojilerin
geçirmesinin hemen ardından tüm kurumsallaştıran yeni kanunları açık- güçlenmesine ortam hazırlarken;
sendikalar kapatılmış, tüm çalışanlar ladılar. Bu “Nürnberg Yasaları” Alman Rusya’da halk Bolşeviklerin önderli-
bir “işçi birliği” çatısı altında toplanmış, Yahudilerini devlet vatandaşlığından ğinde savaşa, yoksulluğa ve işsizliğe
işçi aidatları genel bütçeye aktarıl- dışladı ve onlara “Alman ya da Alman karşı örgütleniyordu. Yoksul halkı
mıştı. Ücret artışları ve bunun sonucu kanıyla ilişkili” kişilerle evlenmeyi ya savaşa çağıran Çarlık rejimi karşısında
olan grev olasılığının kalktığı ekono- da cinsel ilişki kurmayı yasakladı. Bu Bolşevikler “Emperyalist çıkarlar uğru-
mide, doğal olarak bir istihdam artışı kanunlarla ilgili düzenlemeler onları na savaşmayın!” diyor ve bu söylemle
yaşandı. İşgücü maliyetinin düşmesi birçok politik haktan yoksun bıraktı. özellikle cephedeki askerler olmak
ve “iş dünyasındaki barış ve istikrar”, Yahudiler vatandaşlık haklarından üzere tüm halka direnişe geçme çağrı-
işgücü talebinin atmasını sağladı. mahrum bırakıldılar (yani, kanunî oy sı yapıyordu. Batı Avrupa’ya göre daha
İşsizlik sorunun çözümünün altında verme hakkı beklentisine sahip değil- az gelişmiş bir sanayiye sahip olan
yatan gerçek ise Hitler Almanyası’nın lerdi) ve kamu görevlerine gelemiyor- Rusya’nın iki sanayi şehrinde, Mosko-
savaşçı dış politikalarında gizliydi. lardı.6 va ve Petrograd’da Bolşevikler, işçilere
Almanya ekonomisi bir savaş ekono- Yahudi karşıtlığının toplumsal hayatta önderlik ediyor; onları bu mücadelenin
misiydi. İşsizlerin istihdamı da savaş da kendine bir zemin bulmasıyla öznesi haline getirmeye çalışıyordu.
hazırlığını sağlayan temel unsurdu. beraber Naziler Yahudileri toplama 1917 Ekim ayına gelindiğinde hemen
Ülkede yapılan savaş hazırlığının kamplarına göndermeye başladı. her açıdan sosyalist devrimin koşulları
temel sebebi Hitler’in Büyük Alman Burada çalışabilecek durumda olanlar olgunlaşmıştı. İşçi sınıfının güvenini
İmparatorluğu idealini gerçekleştirme ayrıldıktan sonra diğerleri gaz odala- ve desteğini kazanan Bolşevik Partisi
amacıydı. Büyük Alman İmparatorluğu rında öldürülüp, fırınlarda yakıldılar. Bu Eylül ayında yapılan seçimlerde tüm
nazizmin gerektirdiği gibi “üstün” Ar- faaliyetler sadece Almanya’da değil, oyların %52’sini aldı. Bu da aslında
yan ırkından oluşacaktı. Bu amaçla es- daha sonra işgal edilen bütün ülkeler- Bolşeviklerin yürüttüğü mücadelenin
kiden Roma-Germen İmparatorluğu’na de de gerçekleştirildi. Bu şekilde tüm haklılığıyla ilgiliydi. 7 Kasım 1917’de
ait olan ve Almanca konuşulan tüm Avrupa’da yaklaşık olarak altı milyon (Jülyen takvimine göre 25 Ekim 1917)
toprakları işgal etmeye başladı. Ülke insan öldürüldü. Alman ırkını iyileş- Bolşeviklerin önderliğinde ayaklanan
içinde ise Hitler’in iddia ettiği ari ırkın tirmek adına, binlerce zihinsel engelli işçilerin Kışlık Saray’ı basmasıyla Ekim
yaratılması için “çürükler” ayıklanmak- insan da hastanelerde, verilen gizli Devrimi gerçekleşti. Lenin devrimin
taydı.5
Parti programlarında, Nazi Partisi üye-
leri Yahudileri “Aryan” toplumundan
ayırma ve politik, kanunî ve medenî
haklarını ellerinden alma niyetlerini
açıkça bildirmişlerdi. Nazi liderleri,
iktidarı ele geçirdikten hemen sonra,
Alman Yahudilere zulmetme konusun-
da verdikleri sözü yerine getirmeye
başladılar. Yahudi vatandaşların hakla-
rını kısıtlayan ilk büyük kanun, 7 Nisan
1933’te çıkarılan Yahudiler ve “siyasi
olarak güvenilmeyen” kamu memur ve
çalışanlarının devlet hizmetinden çıka-
rılmasını sağlayan “Profesyonel Kamu
Hizmetinin Yenilenmesi Yasası”ydı.
“Yeni Kamu Hizmeti Yasası” Alman
yetkililerin, Aryan Paragrafı olarak
adlandırılan Yahudileri (ve çoğunlukla,
“Aryan olmayan” diğerlerini de kap-
sayan) kurumlardan, mesleklerden ve
kamu hayatının diğer alanlarından dış-
HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 15