SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 24
Baixar para ler offline
İcab-ı Hâl
     HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR



                                                                                               Ücretsizdir, Parayla Satılmaz
28 kasım 2011 | SAYI 3	   		   İ.Ü. Hukuk Fakültesi Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır




                          AYDINLANMANIN MİRASI
                          KARANLIĞA BOĞULURKEN...
MERHABA
Ekim ayıyla birlikte, yeni
anayasanın nasıl olacağı sıkça
konuşulmaya başlandı. Bu
tartışmalar çerçevesinde gördük
ki; anayasanın ruhunu oluştu-
ran başlıca kavramlar ve ilkeler
sanki gökten zembille indirilmiş-
çesine, şuursuzca tartışılıyor.
Toplumsal mücadeleler netice-
sinde ortaya çıkan ve geleceği
aydınlatan –eşitlik, özgürlük,
yurttaşlık ve laiklik- kavram-
ları tarihin çarklarını geriye
çevirenler tarafından dönüştü-
rülerek sahiplenilmeye çalışı-
                                                                        3
                                                   BU SAYIDA
lıyor. Duyduğumuz bu kaygı                                                   Bizim Olana Sahip Çıkmak
bizi 3. Sayımızda bu değerlerin
nereden, nasıl geldiğini ve asıl
olarak ne olduklarını su yüzüne
                                                                        5    Muhterem Cemaat, Safları Sıklaştıralım
çıkarmaya götürdü.
Bu sayımızda makalelerde laik-                                          8    Özgürleşen Dünya
lik, özgürlük, yurttaşlık, eşitlik
kavramları tarihsel kökenleri
irdelenerek, günümüze etkileri                                          10   Laiklik Tartışmalarının Gösterdikleri:
                                                                             “Hoşgörülüyüz Evelallah, Laikiz Hamdolsun”
ve ortaya çıkışından itibaren
yaşadığı değişimler göz önüne
alınarak kaleme alındı. Bu kav-
ramlar hem Türkiye Cumhuriyeti
                                                                        12   Bir Yıldönümü ve Ufkun Sınırları

ve dünya anayasaları içindeki
hem de sosyalist ve kapitalist
sistemler içindeki önemi ve yeri
                                                                        13   Bir Enternasyonalizm Dersi

saptandı. Konumuz çerçevesin-
                                                                             N.Ç. Davasında Skandal Bitmiyor
de faşizm ve Nazizm dönemleri
ile bu dönemlerdeki anayasal                                            17   Çukurca Saldırısı ve Yükselen Milliyetçilik
düzenlemelere yer veren bir
yazı hazırladık. Haberlerimiz-
de ise ele aldığımız ilkeleri
                                                                        18   Van Dosyası
gözeterek bir derleme yaptık.
                                                                             Özgürlük: Kime, Ne Zaman, Ne İçin, Nasıl?
Kültür-sanatta da bir yazar ve
film tanıtımı gerçekleştirdik.                                          19   Hukuk Olmadan Suç ve Ceza: Hopa
Bir sonraki sayımız için alaca-
ğımız katkı ve eleştiriler daha                                              Kanun Önünde Eşitsizliğin Hikayesi:
önceki giriş yazılarımızda da
belirttiğimiz gibi, bizim için çok
                                                                        21   Deniz Feneri Tahliyeleri
                                                                             Milletvekilleri Bedava Yaşıyor, Ya Siz?
büyük bir öneme sahip. Birlikte
tartışma ve dergimizi ilerletme
dileğiyle, iyi okumalar.                                                22   Bir Şair, Bir Devrimci, Bir Aşık: Federico Garcia Lorca

          topluımcuhukukcularkulubu@gmail.com                           24   İki Çocuğun Gözünden: Sınıflar, Sosyalizim ve Darbe
          facebook.com/toplumcuhukukcularklulubu

2 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
BİZİM OLANA SAHİP ÇIKMAK
                                             dönemde insanlık, “eşitlik, özgürlük,          diyerek 18. yüzyıldan sesleniyor.
SUAY ERGİN                                   kardeşlik” için, “çalışarak yaşamak ya         Özgürlük konusunda en somut ve
                                             da savaşarak ölmek” için; burjuvazi ile        güçlü ilk adımların Amerika’da yayın-
Bu satırların yazılmaya başlandığı gün       birlikte aristokrasiyi alaşağı ederek,         lanmış Bağımsızlık Beyannameleri
içinde, dünyada açlıktan ölen insan sa-      aydınlanarak, kul olmayı reddederek            ve Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları
yısı: 20.4361 Şimdilik. Çünkü ortalama       ve ilk defa tanrı öyle buyurduğu için          Beyannamesi ile atıldığını görüyoruz.
iki saniyede bir, bu rakam artmakta.         değil, kendi aklı bunu emrettiği için          Fransız Devrimi’nden sonra yayınlanan
Her yıl listeler yapılıyor, “Dünyanın        savaşarak “özgür birey” oldu.                  beyanname ilk maddede “İnsanlar,
en zengin 100 işadamı” ve gazete-            Demokrasi mücadelesinde , henüz                haklar bakımından özgür ve eşit doğar
lere gururla konu oluyor, “Dünyanın          bütünsel bir sınıf özelliği göstermeyen        ve yaşarlar.” dedikten sonra dördüncü
en zenginleri listesine giren bilmem         işçileri de kendi talepleri doğrultu-          maddesinde özgürlük tanımını şöyle
kaçıncı işadamımız”. Sözü edilen lis-        sunda harekete geçirip, kendi önder-           yapıyor: “Özgürlük başkalarına zarar
telerde adı geçenlerin toplam serveti,       liğinde halkı da aydınlatan burjuvazi,         vermeden istediğini yapabilmektir:
insanlığın toplam gelirinin yarısından       bu aydınlığın sınırını belirlemişti, ışık      Her bir insanın doğal haklarını kullan-
fazla. Her geçen gün birilerinin artan       sonsuz aydınlatmamalıydı ki  işçi sınıfı       ması da toplumun diğer üyelerinin de
serveti, her geçen dakika birilerinin        burjuvaziyi tarihin karanlık sayfalarına       aynı hakları kullanmasını garanti altına
ölümüne neden oluyor. Kapitalizm             gömmesindi. Aklın egemenliği, laiklik,         alacak sınırlar içindedir. Bu sınırlar
diyorlar bunun adına.                        özgürlük ve  aydınlanma burjuvazinin           da sadece yasalarla belirlenebilir.”
Bir avuç insanın elinde toplanmış bu         işine yaradığı ölçüde vardı. Dolayı-           Bu soyutlanmış özgürlük, yasaları-
servete ve bunun neden olduğu açlığa         sıyla proletarya bir sınıf olarak kendi        nın yapıcısı ve uygulayıcısı egemen
ve yoksulluğa karşı isyan, nasıl oluyor      bağımsız taleplerini ortaya koyduğu            sınıflar tarafından sadece kendilerine
da önleniyor?                                ölçüde burjuvaziyi karşısında buldu,           tanınmıştır. Marx’ın bu konuyla ilgili
                                             aydınlanan burjuvazinin ışığı, emek-           verdiği örnek, bu kavrama yüklenen
Kavram karmaşasından akıl                    çiye gericilik, sömürü ve ortaçağ              farklı tanımlar açısından oldukça
tutulmasına                                  karanlığı olarak yansıdı. 1848 yılına,         yerindedir: “İngiltere’ye gelen bir Ame-
 İsyan savaşla, silahla ya da zor            burjuva sınıfının ilericilik özelliğini        rikalı zenci kölesini kırbaçlamış, yargıç
yoluyla önlenmiyor. Eşitsizliği yaratan      kaybettiği yıl olarak bir işaret koyuldu.      bunu yasaklayınca bu yasağın nede-
burjuva düzeni, kendi ideologları            Bu tarihten sonraki eşitlik ve özgürlük        nini bir türlü anlayamayan Amerikalı,
aracılığıyla eşitsizliğin teorisini de ya-   mücadelesi ancak burjuva düzenine              insanın kölesini kırbaçlayamadığı bir
ratıyor, ki yaratmak zorunda. Patronlar      karşı verilebilirdi.                           ülkeye özgürlük ülkesi denir mi, diye
elbette demiyor ki “Sen çok ürettiğin        Burjuvazi, ideologları eliyle, aydın-          bağırmış.”
ve ürettiğini satın alabilecek parası        lanmanın bu çelişkisini gizlemeye              Özgürlük de, en az eşitlik kadar, sınıf-
olan insan sayısı gittikçe azaldığı için     çalıştıkça aydınlanmaya ve aydınlan-           sal bir kavramdır. Özgürlüğün gerçek
kriz çıkabilir, işsiz kalabilirsin, kiranı   madan miras kalan kavramlara saldırdı.         anlamını üretici güçler ve üretim
ödeyemeyebilirsin, çocuğunu okula            Saldırmalıydı da. Bu kavramlar emek-           ilişkilerinden ayrıksı bir yere oturta-
gönderemeyebilirsin, ya da iş bulsan         çinin elinde silah olduğu sürece kendi         rak anlamak mümkün değildir. Aksi,
bile tüm bunlara gereken parayı  kaza-       iktidarını tehlikeden kurtaramazdı.            burjuva ideologlarının yaptığı gibi öz-
namayabilirsin. Bütün bunlar olabilir,                                                      gürlüğü soyut bir temelde ele almayı
olmalı ki ben daha da zenginleşeyim.”        Özgürlük sana çok yakışıyor                    gerektirir. Bunun sonunda varacağımız
Tercih edilen şu oluyor: “Bizler de           “Özgürlük istiyorum!” diyene, “Eme-           yer “sakal bırakma özgürlüğü”, “türban
eşitlikten özgürlükten yanayız, ama          ğini satmakta özgürsün.” demeliydi.            takma özgürlüğü”nden öteye gitme-
ne yapalım, sistem böyle işliyor, kriz       Öyle ya; Mösyö Burjuvazi insanlığı             yecek, gitse gitse “başka ülkelere
çıkabiliyor. Böyle zamanlarda bizler de      Ortaçağ karanlığından, insanı köle-            özgürlük götürmek için öldürmek
küçülmek için işçi çıkartmak zorunda         likten kurtarmıştı. Köleyken efendisi          özgürlüğü” olacaktır.
kalıyoruz.” Kitleler bu durumun kaçınıl-     tarafından bir kez satın alınan insan,         Marksizmin, tekil ve yalıtık bir birey,
mazlığına ikna ediliyor, ekonomi soyut,      artık emeğini her gün her saat sat-            bir monad olarak insanın özgür-
insanın üzerinde hakimiyet kurama-           makta özgürdü. Öyle ya; artık insan            leşmesiyle ilgilenmediği doğrudur.
dığı bir “şey” olup çıkıyor. Kavramlar       bedeni prangalarla esir alınamazsa da,         Marksizm, toplumsal bir varlık, yani
aracılığıyla yürütülen bu ideolojik          akıllara vurulan pranga tüm insanlığı          koşullanmış bir irade olarak toplumsal
mücadelede, bir akıl tutulması ki, tüm       esir alabilirdi.                               ilişkilere giren insanın özgürleşme-
insanlığı esir alıyor.                       Fransız Devrimi’nin düşünsel te-               siyle ilgilenir. İnsan, nihai anlamda
Burjuvazi buna neden ihtiyaç duyu-           melini hazırlayan filozoflardan                özgürleştiği zaman da gene toplumsal
yor? Yanıtı tarihte.                         Montesquieu,”Hiçbir kavram yoktur              bir varlık olacaktır; ama bu aşamada,
Aydınlanma düşüncesinin hayat                ki, Özgürlük Kavramı kadar kendisine           toplumsal yaşama her türlü yaban-
bulduğu ve doruğa ulaştığı tarihsel          değişik anlamlar verilmiş ve düşünce-          cılaşmadan kurtulmuş olarak katıla-
uğrak 1789 Fransız Devrimi. Bu               lere çeşitli biçimde yansımış olsun!”          caktır. Yabancılaşmadan kurtuluş ise,

                                                                                   HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 3
toplumsal eşitsizliklerin kaynağı olan
özel mülkiyete ve ona bağlı işbölümü-
ne son verilmesiyle gerçekleşecektir.
(...) Özgürlüğün temek önkoşulu
olarak görülen “değişim”, kapitalist
üretim tarzının sona ermesidir. İnsanın
toplumdaki yeri Marx’ın yaptığı gibi
tanımlanırsa, bu konumdaki insanın
özgürleşmesinin ancak “bütün insan-
larca yaşanıp paylaşılan bir değişimle”
gerçekleşebileceği ortaya çıkar. Eşitlik,
işte bu “büyük değişim”dir.2 
Kapitalizmin özgür insanı ise, daha
önce de bahsedildiği üzere, sakalını
bırakmak türbanını takmakta özgür
olduğu gibi, emeğini satacağı patronu
seçmekte ve belki de bugün açlıktan
ölen yirmibin küsur kişiden biri olmak-
ta da özgür olacaktır. 

Bir samimiyet testi olarak laiklik 
Laiklik, Ortaçağ karanlığından çıkmaya
niyetlenmiş devrimci burjuvazinin
politik bir istemiydi. Din düşüncesi,                           sınıfa, burjuvaziye satıldı.                dine eşit mesafede olmak” olarak ta-
Aydınlanmanın etkisiyle yeniden şekil-                          Burjuvazi, kilisenin siyasi ve ekono-       nımlanmakta ve burjuvazinin ilericilik
lenmişti şekillenmesine de, burjuvazi                           mik egemenliğini feodaliteyle birlikte      bayrağını çoktan bıraktığına kanıt
bu isteminde ne kadar samimiydi?                                ortadan kaldırmıştı. Dinsel otoriteler      teşkil etmektedir.
Dinin ilk  işlevi, açıklanamayan doğa                           tarafından yönetilen toplum yapısına
                                                                                                             
olaylarını açıklamaya çalışmaktı.                               son verilmişti. Bu anlamda burjuvazi
                                                                                                            Ne yapmalı?
“Öbür dünya” düşüncesi ile birlikte din                         tarihteki laik rolünü oynamıştır. Tarihe
                                                                dikkatli bir gözle bakıldığında, burjuva    Kavramlar, nesnel gerçeklikten
toplumsal bir nitelik kazanmıştır. O
                                                                ideologları dışında herkes şunu göre-       yansıdıkları için tıpkı nesnel gerçeklik
bize bu dünyadaki zulme katlanmayı
öğütlemiştir, çünkü bu düzene boyun                             cektir: Bir dönem dinin baskısına ve        gibi kesin, durgun, sonsuz ve saltık de-
eğersek öteki dünyada bizi gerçek                               otoritesine karşı savaşan burjuvazi,        ğildirler. Kavramlar da nesnel gerçeklik
mutluluk beklemektedir. Marx’ın de-                             kendi egemenlik araçlarını oluşturma-       gibi, daima gelişirler ve yenilenirler.5 
yişiyle; “Din, baskı altındaki yaratığın                        ya başlamasıyla birlikte dini ve dinsel     Burjuvazinin terk etmekle kalmadığı,
iniltisidir, vicdansız dünyanın vicda-                          örgütlenmeleri kendi tarafına çekmiş,       bu kavramlar aracılığıyla sürekli bir
nıdır, ruhsuz hallerin ruhudur. Din,                            onlara toplumda ciddi bir misyon
                                                                                                            ideolojik savaş örgütlediği günümüz-
insanların afyonudur.”3                                         biçmiştir. Dinsel otoritenin kapita-
                                                                lizmin vazgeçilmezliğini vaaz eden,         de, bu kavram karmaşasının yol açtığı
Aydınlanmaya kadar geçen süre-
                                                                insanları soyut bir huzura davet eden       akıl tutulmasına son vermenin tek
de dinin siyasal işlevi ise anlamını,
iktidarın tanrısallığında buluyor. Son                          yaklaşımları burjuvazi için gül bah-        yolu, tarihte ilericilik bayrağına yazıl-
derece dünyevi bir iş olan yönetme                              çesi demektir. Bu gülleri yetiştirmek,      mış kavramların içini emek ekseninde,
yetkisi, Tanrı tarafından hükümdar                              bunları “dünyevi hayatın” pınarlarıyla      taşıdıkları devrimci içeriği unutmaya-
bahşediliyor.                                                   beslemek burjuvazi için son derece          rak doldurmaktır. 
Ulus-devletin gelişme sürecinde                                 karlı bir uğraştır.                         Bu, bizim olana, kuşatma altında kala-
hükümdarın karşısında tek güçlü rakip                           Burjuvazinin tarihsel olarak oynadığı       na sahip çıkma mücadelesidir.
olarak kilise duruyor ve toprakların                            laik rolü ve ortaya koyduğu gücü
üçte birine sahip olan kilise, büyük                            “tanrısal düzen”in temsilcilerince de
                                                                kabul edilmiştir. Topluma huzur vaaz        Dipnotlar:
halk kitlelerinin ödediği vergiler yoluy-
la gün be gün daha da zenginleşiyor-                            eden, tanrısal gül bahçelerini sulayan      1.    Sayısal veriye ulaşılabilecek inter-
du. Papa’nın iç işlere karışma hakkının                         pınarları burjuvazi elinde tutuyor.         net sitesi: http://www.worldometers.
bulunması da, politik rakip olması                              Burjuvazi, savaşta yenip dünyevi            info/
anlamına geliyordu.                                             düzenden uzaklaştırdığı hasmına,            2.    M. Çulhaoğlu, Doğruda Durma-
Kilise feodal yapının en önemli tuğ-                            şimdi gürül gürül akan emek denizini        nın Felsefesi, YGS Yayınları, 1.cilt,
lalarından biriydi ve “tanrının gücü”                           denetlemek için,  seve seve yanında         s.246,247
feodal düzeni saldırılara karşı koru-                           bir iş vermiştir!4 
                                                                                                            3.    Afyon, o dönemde bir nevi ağrı
yordu. Feodalizm dünya üzerinden                                Devrimci burjuvazi için laiklik, “din ile
                                                                                                            kesici olarak kullanılıyordu. Günümüz-
silinirken onun en sağlam kalelerinden                          dünya işlerinin birbirinden ayrılması
birinin, kilisenin, olduğu gibi bırakıl-                        iken, kurduğu düzeni korumaya çalışan       deki uyuşturucu anlamında değil.
ması söz konusu olabilir miydi? İlk iş                          burjuvazi “din ve devlet işlerini birbi-    4.    Tahir Kalemci, Laiklikten Ne Anla-
olarak kilise toprakları devletleştirilip                       rinden ayırarak” laik olur. Günümüzde       malıyız?, Gelenek 54. Sayı
açık arttırmayla, parası olan yükselen                          ise  “dini inançlara saygı duymak, her      5.    O. Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü

4 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
MUHTEREM CEMAAT,
SAFLARI SIKLAŞTIRALIM




                                            elverişli koşullara ulaşması… İnsanal          iki kavram ciddi bir birikim meydana
Onur güneş                                  olan her şeye yaklaşabilme özgürlü-            getirmiştir ve “Bu birikimin patlama
                                            ğü… İnsanın toplumsallaştığı ölçüde            dönemi 19.yy ‘ın ilk yarısıdır. Fel-
Birey Ve Toplum Üzerine                     bireyleşmesi, bireyleştiği ölçüde de           sefe de Hegel, müzikte Beethoven,
Liberalizm, sosyalizmi bireyi yok           toplumsal bir varlık konumuna gelme-           edebiyatta gerçekçilik ve toplumsal
saymakla onu topluluklara kurban            si…”1 Ayrıca burjuvazinin iktidara gel-        planda Marksizm aynı birikimin somut
etmekle suçlamıştır . “Liberal aydınlar”    meye başladığı bu dönemde bireylerin,          ürünleridir.”2
toplumsallaşma düşüncesini bireylerin       örgütlü (topluca- eşit yurttaşlar gibi)
pasifize edilmesi, etkisizleştirilmesi      hareket ederek aristokrasiyi yerinden          Burjuva Devrimlerinin Perde Arkası
olarak adlandırmış ve sosyalizm mü-         etmesi burjuvazinin öncülüğünde                Toplumsal sınıflardan biri diğerinden
cadelesinin karşısına bu argümanla di-      gerçekleşmiş eylemliliğin sonucudur.           iktidarı alabilmek istiyorsa, mevcut
kilmiştir. Örgütlenme anlayışının bireyi    Dolayısıyla liberalizmin sosyalizme            iktidardan çok daha radikal dinamik-
yok sayması ve ezmesi defalarca ba-         isnat ettiği suç, – ki eğer toplum ola-        ler geliştirmek zorudadır. Burjuva
his konusu olmuştur. Bu anlayışa göre       bilme çabası bir suçsa- kendi sınıfının        devrimleri döneminin kilit noktası da
birey, toplum içinde içsel dinamikleri      (burjuvazinin) çıkarlarına işçi sınıfın-       burdadır. Burjuvazinin öznel itici güç-
ile hareket edemez hale gelir ve            dan çok daha evvel hizmet etmiştir.            leri iktidarın el değiştirmesine olanak
toplumun çıkarları bireyin çıkarlarının     Liberalizmin her ne kadar “birey” diye         tanımamış ve ortaya bir radikalizm
önüne geçer. Halbuki bireyin kendini        kodladığı ve sözde soğurulmasından             boşluğu çıkmıştır. Bu boşluk emekçi sı-
tekil olarak var edebildiği dönem top-      rahatsızlık duyduğu yalnızca son dö-           nıfların mücadeleye dahil olması sonu-
lum olabilme düşüncesinin serpilmeye        nemin moda deyimiyle %1 ‘den oluşan            cu doldurulmaya çalışılmış ve başarılı
başladığı dönemdir. Yani “birey” ve         özel bir zümreden ibaret olsa da bu            olunmuştur. Fakat burjuvazi iktidara
“toplum” birbirlerini öteleyen değil        iddia tümden sakattır.                         geldiği tarihten sonra kendi rejimini
aksine birbirlerinin  içinden çıkan         Birey – toplum ilişkisi karşılıklı olarak      kurduğu her yerde gericileşmeye
kavramlardır. “Neydi bu sürecin ana         birbirlerini etkileyen, diyalektik bir         başlamıştır. Emekçi sınıfların mücade-
hatları? Birey olarak insan ile dış çevre   ilişkidir. Dolayısıyla bu iki kavram ara-      leye katılması için ortaya atılan eşit
arasındaki ilişkilerin, ilk kez kurumsal    sında çelişkiden çok, tarihsel ilerleme        yurttaşlık, özgürlük gibi kavramlar
prizmaları atlayarak daha doğrudan-         bakımından yükseliş ve alçalış dönem-          anayasal düzlemde yerini bulurken
laşması…  İnsanın dış çevreyle birlikte     lerinde doğru orantı bulunmaktadır.            toplumsal yaşamda varolamamıştır.
kendisinin bilincine varmada daha           Metin Çulhaoğlu’ nun deyimiyle bu              Fransız Devriminden başlayarak 1923

                                                                                  HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 5
Türkiye devrimine kadar gelen geniş                             kellesini almayı başarmıştır.              bırakmıştır. Yönü değişen devrim kendi
bir yelpaze, burjuvazinin iktidarı                              Kendi insanını yaratmak her devrimin       rotasında dahi kalamamış, yavaşladığı
aldıktan sonra gericileşmesine, emekçi                          olduğu gibi Türkiye Devrimi’nin de         ve gericileştiği oranda yönetimi de
düşmanı karakterini gözler önüne                                temel zorunluluğuydu. Yeni insa-           liberal eğilimlere terk etmiştir.
sermesine örnek olarak verilebilir.                             nın yaratılışı ise yalnızca anayasal
Burjuvazinin emekçi sınıfları arkasına                          düzlemde şekillenebilecek kadar basit      12 Eylül Ve Sonrası
alarak yaptığı devrimler her ne kadar                           bir olgu değildi ve sanatla desteklen-     27 mayıs darbesinin ardından gelen
halk için beklentileri karşılamasa da bu                        mek durumundaydı. Çünkü birey artık        1961 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti
durum burjuva devrimlerinin değersiz                            toplumla bağlarını kurmalıydı. Birey ve    tarihinde ortaya çıkan en özgürlükçü
olduğu anlamına gelmez. Bugün bizler                            toplumun birbirini besleyen kavramlar      anayasa olarak anılmaktadır. Darbenin
tarafından, ülkemizde ve dünyada                                olması da buradan ileri gelmektedir.       ve yeni anayasanın  yarattığı siyasi
burjuvazi hedef tahtasına oturtul-                              Zira bireyin iç çelişkilerinin yansıması   ortam, Türkiye’ de sosyalist hareketin
muş olsa da kralların hüküm sürdüğü                             toplum üzerinde kendini gösterirken        güçlenmesine olanak sağlamıştır.
bir dünyanın yıkılması başlı başına                             toplumun dışsal dürtüleri de bireyin       Ardından gelen süreç , uluslar arası
tarihsel bir ilerleme olarak karşımıza                          iç çelişkilerini etkilemektedir. Cumhu-    dinamiklerin de yoğun etkisiyle 12
çıkmaktadır. Fakat burjuvazinin tarihin                         riyet dönemi edebiyatının önemli bir       mart ve 12 eylül faşist darbelerini
çarklarını ileriye çevirmesine atfedilen                        bölümü de bu tezi desteklemektedir.        ortaya çıkarmış ve aklını özgürleştirme
anlam, işçi sınıfının kendi devriminin                          Reşat Nuri’nin Çalıkuşu eserindeki         şansını yakalamış insanların üzerinden
koşullarını hazırlayabileceği ortamın                           Feride karakteri, iç çelişkilerinin yap-   silindir gibi geçmiştir. Türkiye burju-
yaratılmasında saklıdır. İktidarda-                             tığı baskı ile bir köy öğretmeni olmuş,    vazisi, 27 mayısta darbeyi engelleme-
ki mevcut sınıfın ilericiliği bundan                            İstanbul’un görece rahat koşulla-          mekle yaptığı hatanın farkına varmış
ibarettir.                                                      rından ve kendi yalnız dünyasından         ve ardından gelen dönemde gerçek
Örnek olsun; 1789 Fransız devrimi,                              sıyrılıp aydınlanma hareketine destek      yüzünü tekrardan göstermiştir.12
toprağı “kralın mülkü” toplumu ise                              vermek için yola koyulmuştu. Mithat        Eylül faşist darbesi, yurttaşlık adına
“kralın tebaası” olmaktan çıkarıp                               Cemal Kuntay’ın Üç İstanbul’unda ki        Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan
“yurt” ve “yurttaş” kavramlarını siyasi                         Adnan’ı, çevresinde olup bitenlere         beri atılan 2 ileri 1 geri adımların
arenaya sokmuştur. Yurt, örgütlenmiş                            bir zaman sonra kayıtsız kalamamış;        tümünü silmeyi amaçlamıştır. Özal’ lı
ve yönetimi ele geçirmiş yığınların                             kendi çevresine baktığında gördüğü         yıllar olarak da tanımlanabilecek 80’
yani kulluğu reddeden yurttaşların,                             manzaranın, memleketin manzarası           ler dönemi sadece Türkiye’ de değil
kralın ayaklarının altından kaydırdıkları                       olduğuna kanaat getirdiği noktada          Dünyada da neo-liberal dönüşümlerin
toprak olarak zihinlere kazınmıştır                             mücadeleye katılmıştır.  Artık yeni        ortaya çıktığı dönem olarak bilinmek-
(aynı halk yığınları, 20. yy’ da çokça                          insan tek başına bir birey değil örgütlü   tedir. Sovyetler Birliği’nin zayıfla-
görüldüğü üzere burjuvazinin ayağının                           toplumun bireyidir.                        ması, tüm ülkelerin ezilen emekçi
altından da yurt toprağını kaydırma-                            Türkiye’ de artık yeni bir düzen vardır.   sınıflarının umutlarını söndürmüş ve
yı başarabilmişlerdir). Şüphesiz ki                             Yeni rejimin kurgusu Kurtuluş Savaşı       onları kariyerizmin, köşe dönmeciliğin,
burjuva devrimleri, yönetimi halka                              döneminde şekillenmeye başlamış ve         cemaatleşmenin kollarına bırakmıştır.
vermemiş fakat en azından iktidarın                             bu kurgu doğrultusunda rejime muha-        80’ lerin sonu 90’ların başı olarak kod-
kaynağını gökyüzünden yeryüzüne                                 lif unsurların sesleri daha muhalefet      lanabilecek dönemde soğuk savaşın
indirmiştir ve bu durum kıymetlidir ve                          yapamadan kısılmıştır. 10 eylül 1920’      etkilerini özellikle silahlanma yoluyla
bunu anlamayıp solcu kisvesi altında                            de Bakü’ de kurulan Türkiye Komünist       arttıran kapitalist blok, Doğu Bloku’
dolananlar en hafif tabirle şaşkındır.                          Fırkası’ nın önderliği, Kurtuluş Savaşı’   nun dağılması ve Sovyetler Birliği’ nin
                                                                na destek vermek için geldikleri kendi     çözülmesiyle, sosyalizm karşısında bir
Türkiyeli Bir Burjuvazi                                         ülkelerinde katledilmiştir. Kurtuluş       zafer kazanmıştır. Artık özgür düşünen
Yaşadığımız coğrafyadaki dönüşüm de                             Savaşı’ nı yürüten kadroların, halkın      insanlara değil özgürce halkın sırtına
Avrupa kıtasındaki gelişmelerden geç                            yanı sıra burjuvazinin kurtuluşunu da      binen girişimcilere, kanaat önderi
de olsa payını almıştır. Halk padişah                           koruma altına aldıkları o gün ortaya       kisvesi altında halkı maymunlaştıran
denilen otoritenin mülkü olmaktan                               çıkmıştır. İzmir İktisat Kongresi’ nde     imamlara ihtiyaç vardır. Cemaatleşme
kendisini ve yaşadığı toprağı kurtar-                           simgeleşen durum ise yeni rejimin          olgusu bu dönemde yurttaşlık kav-
mıştır. Avrupa kıtasındaki burjuva dev-                         yönünün Kurtuluş Savaşı sırasında          ramını yok etmek adına var gücüyle
rimleri ve 1917 Ekim Devrimi’ nden                              askeri ve iktisadi yardım aldığı SSCB’     savaş vermektedir.
etkilenen, Jön Türkler ile başlayarak İt-                       ye (sosyalizme) değil Batı Avrupa’ya       1980 sonrası döneminin sanatına
tihat ve Terakki  ile devam eden süreç                          (kapitalizme) taraf olduğunu gözlerö-      baktığımızda da bir “yeni insan”
nihayet kemalist kadrolarda birikimini                          nüne sermiştir.                            yaratma çabası görürüz. Bu yeni insan
tamamlayarak bir basınç yaratmış,                               Devrim süreci yukarıda örneklemeye         ise içine kapanık, toplumla bağları
halkın padişahların tebaası olmaktan                            gayret ettiğim sancı ve gelişmele-         olmayan, kendi küçük dünyasında iç
kurtulmasına önayak olmuştur. 1923                              riyle beraber devam etmiş ve 1950’         çelişkilerinin sancısını çeken insandır.
Türkiye Devrimi eksiklikleri, zaafları ve                       li yıllara gelindiğinde CHP, iktidarı      Ahmet Altan’ın, Elif Şafak’ın romanla-
hatta tarihi hatalarına rağmen yüzyıl-                          emperyalizmin yeni dönem çıkarları         rındaki karakterlerinin aşkları, acıları,
lardır süregelen padişahlık düzeninin                           doğrultusunda Demokrat Parti’ye            mutlulukları hep dört duvar arasında

6 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
kalmıştır. Bu karakterlerin toplumun         lanan insanlar yetiştirir.”3 şeklinde         için mücadele etmiş ve bu mücadele-
başından geçenlerle ilişkisi yoktur ve       verebilen insanlar artık ülkemizde            den ciddi kazanımlarla çıkmıştır. Şimdi
bunların örgütlenmeden, birlik olabil-       saygın kanaat önderleri olarak anıl-          ise gözüken tablo bu kazanımların
meden anladıkları dans kurslarından,         maktadır. Halbuki cemaatler; bireylerin       yokolmaya yüztuttuğu yönündedir.
graffiti topluluklarından ibarettir. Birey   zihinlerini dogmalarla çürüten, onların       Bu dönemde ya yurttaşlığımıza, özgür
bu dönemde toplumdan koparılmak,             eylemliliklerini sönümlendiren, itaatkar      aklımıza sahip çıkar saflarımızı sıklaş-
                                             ve uysal olmaları için “şükretme”             tırırız ya da uçak düşürme hikayelerini
yalnızlaştırılmak istenmektedir.
                                             kültürünü pompalayan kurumlardır.             anlatmaya başlarız. Üçüncü bir yol
Ülkemizde “Gülen cemaati” adıyla
                                             Cemaatin içindeki insan, ne önderi            yoktur.
bilinen grup, kapitalizmin insan bey-
                                             olarak gördüğü kişiyi sorgulayabilir           
nini çürütmek adına verdiği savaşın
                                             ne de ondan dinlediklerini tartışabilir.      Dipnotlar:
Türkiye ayağını temsil etmektedir. 12        Cemaatler, vaaz dinlerken aldığı gazı         1.       Metin ÇULHAOĞLU, Bir Mirasın
eylül darbesinin de destekçisi olan          eşinden, çocuğundan çıkartan bireyler         Güncelliği  TARİH TÜRKİYE SOSYA-
Fetullah Gülen; dershanelerde, ma-           yetiştirirler. “Yakın zamanlardan             LİZM, YGS Yayınları, Birinci Basım –
hallelerde, okullarda, üniversitelerde       trajikomik birkaç izaha yüzlerce tarikat      Eylül 2002, sf: 177 
adım adım örgütlenerek, insanların dini      bağlısının sırf şeyhleri dedi diye nasıl      2.       Metin ÇULHAOĞLU, Bir Mirasın
duygularını cımbız darbeleriyle yavaş        inandıklarını örnek verebiliriz. Birinci      Güncelliği  TARİH TÜRKİYE SOSYA-
yavaş sömürerek cemaat kültürünü             şeyhin Amerika’ya kızıp nasıl uzay            LİZM, YGS Yayınları, Birinci Basım –
bu ülkenin insanlarına aşılamakta çok        mekiğini düşürdüğünü şeyhin müritleri         Eylül 2002, sf: 182
önemli bir yol katetmiştir.                  büyük bir gururla anlatıyorlardı. İkinci      3.      Hatice Kübra ERGİN, CEMAATLEŞ-
Cemaat nedir sorusunun                       şeyhin ise Kıbrıs’ta duyulan ve başta         ME BİLİNCİ ve FARKLILIKLARA TAHAM-
cevabını“Cemaatleşmenin özelliği, se-        nedeni çözülemeyen gürültüyü ejder-           MÜL, http://www.milligorusforum.biz/
vilen bir kişinin merkezinde durduğu,        ha ilan etmesini en okumuş müritleri          serbest-kursu/32415-cemaatlesme-
onun etrafında ama onun şahsını aşan         bile hemen kabul etmişlerdi.”4                bilinci-ve-farkliliklara-tahammul.html
bir sistem oluşturmasıdır. Cemaatler,        Yukarıdaki örnekler 21. yy Türkiyesi’         4.      Ali AKSOY, TARİKATLAR, http://
yıldız şahsiyetlerin etrafında, onların      nden alınmıştır. Bu coğrafyada yaşa-          www.aliaksoy.net/2007/03/26/
İslam’dan alıp yansıttığı ışıkla aydın-      yan insanlar, kulluktan kurtulabilmek         tarikatlar/



      HELAL SERTİFİKASI DEVLETTEN
      Tekstil ürünlerinden medikal
      malzemelere, gıdadan kozmetiğe
      kadar pek çok ürünün İslami
      usullere uygunluğunun uluslararası
      platformda ‘helal sertifikası’ ile
      belgelendiği biliniyordu ancak
      uygulama Türkiye’de artık devlet
      eliyle gerçekleştirilecek.

      GÖREVLİ KURUMLAR; DİYANET
      İLE TÜRK STANDARTLARI
      ENSTİTÜSÜ
      Helal gıda belgesi denetimi için
      gıda ve kimya mühendislerinin
      yanı sıra Diyanet İşleri Bakanlığı
      üst düzey yetkililerinden oluşan
      özel bir ekip kuruldu.
      Firmalardaki üretimin tüm
      aşamalarını takip eden ekiplerin
      hazırladıkları rapor doğrultusunda
      TSE uzmanları ve Diyanet’in
      üst düzey yetkilisinden oluşan
      komisyon, firmalara ürünlerinde           Komisyon, Beypiliç ve Aytaç                 sertifika almak üzere başvuruda
      kullanılmak üzere ‘helal gıda’ bel-       firmalarına sertifika verirken              bulunduğu ve sürecin tamamlan-
      gesi vermeye başladı.                     yirminin üzerinde şirketin de               mak üzere olduğu öğrenildi.


                                                                                  HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 7
ÖZGÜRLEŞEN DÜNYA
ezginur şahin


İnsanlar ne özgür doğuyor ne de
özgür yaşıyorlar. Sadece özgür olmak
istiyorlar…
İnsan özgür doğar, özgür yaşar.. .
1789 da yayımlanan İnsan Hakları
Bildirisi’nin birinci maddesi böyle başlı-
yordu..İnsanlık ilk defa özgür insan ha-
yalini somut bir şekilde ilan ediyordu
bu bildiriyle..Beyinler özgürleşiyordu,
akıl ve bilim yaşamın her alanında
sahneye çıkıyor; soruyor, sorguluyor
ve değiştiriyordu.Artık krallar, kiliseler
zorba iktidarlarını halka karşı kullana-
mayacaklar ve bu özgür insanlar, yeni
ve adil bir dünyayı tüm insanlık adına
kuracaklardı.Herkesin özgür ve mutlu
olduğu bir dünyaydı istedikleri.Maa-
lesef kulağa da çok hoş gelen bu iyi
niyetli yaklaşımın sınıf,mülkiyet,eşitlik
gibi kavramların henüz net olarak orta-
ya konulamadığı bir tarihsel dönemde
gerçek anlamıyla vücut bulması da
beklenemezdi.Çok geçmeden özgür-
lüğün ve adaletin belirli bir sınıf için
olduğu anlaşılacaktı.Bu sınıf tüm
özgürlük ve aydınlık söylemlerini
perdeleyerek kendi iktidarını kuracak
ve sadece kendisi özgürleşecekti.                                toplum düzeninde mülkiyetin doğur-         buna dahil edebiliriz- vazgeçmediğinin
Yoksul halk yığınları için ise değişen                           duğu eşitsizlik karşısında kişiler belli   kanıtı olarak gösterilebilir. Bireyin ve
pek fazla bir şey yoktu. Akıl ve bilimle,                        hak ve özgürlüklerini devlete devret-      toplumun özgürlüğünü amaç edinen
aydınlanma ile tanışmıştı dünya ama                              mişlerdir ve toplum halinde yaşamak        bu fikir silsilesi özgürlüğün kaynağını
insanların, sömürü mekanizmalarını                               ve toplumdaki düzeni sağlamak              da dünyevi ölçütlere dayandırıyordu .
tam olarak anlamaları için henüz                                 amacıyla da sözleşme oluşturmuş-           17. Yy da işlerlik kazanmaya başlayan
erkendi. Özgür olmak istiyorlardı. Bu                            lardır diye devam ediyor Rousseau.         bu düşünce salt belli bir kesimin değil
istekle yola çıkmışlardı ama gördüler                            Böylece toplumsal bir varlık olan insan    tüm insanlığın haklarını savunduğu
ki insanlar ne özgür doğuyordu ne de                             artık topluma karşı da sorumlu hale        için ilerici bir adımdır. Özgürlük yeryü-
özgür yaşıyordu!                                                 gelmiştir. Bu uygar toplum sisteminin,     züne inmişti fakat bu kez de yönetici-
                                                                 bireyin tüm özgürlüklerini ortadan         lerin ellerinde güç odağı haline geldi.
İlkel toplumdan uygar topluma…                                   kaldırdığını düşünmek yanlış olur.         Şimdi artık asıl sorun özgürlüğün
“Bir toprak parçasının etrafını çitle                            Bu sistemi temsil eden uygar insan;        kaynağından çok. özgürlüğün nasıl
çevirip ‘Bu bana aittir ‘ diyebilen ve                           tek tek bireylerin iradelerinin birleş-    kullanılacağı meselesiydi.
kendisine inanacak denli saf insanlar                            mesinden meydana gelen, genel bir
bulan ilk insanın ortaya çıkmasıyla                              irade yaratıp, bu genel iradenin hakim     Dünya kafası üstünde duruyor2
beraber insanların tam ve mutlak öz-                             olduğu bir toplum düzeni hayal ediyor-     Aydınlanma düşüncesi de işte bu
gürlüğü bozulmuştur.” diyor Rousseau.                            du. İnsanın doğuştan ve yalnız insan       birikimin üstüne doğdu. Bu birikimin
Evet, mülkiyetin gerçekten de avcı-                              olduğu için sahip olduğu birtakım          doruk noktasını ise Fransız Devrimi
toplayıcı ilkel insan topluluklarının1                           dokunulamaz ve devredilemez hak ve         temsil ediyordu.Kralların ve derebey-
doğal özgürlüklerini sınırladığı söyle-                          özgürlüklerinin var olduğu düşüncesi-      lerin baskısı altında ezilen halk için öz-
nebilir ancak aynı zamanda da üretici                            nin de sözleşmenin gereği olması, top-     gürlük krala ve kralın nezdinde temsil
topluma geçen insanları toplumsal                                lumun devlet karşısında tüm özgür-         edilen devlet otoritesine karşı diren-
yaşama iten en önemli etkenlerden                                lüklerinden –ki sözleşmeye uyulmadığı      mekti.Dolayısıyla Fransız Devrimi’ne
de biri olmuştur.Bundan sonra gelişen                            takdirde itaatsizlik özgürlüğünü de        kadar gelmiş ve ondan sonra da uzun-

8 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
ca bir süre devam etmiş olan özgürlük      anlamda var olması, kişinin ancak                  ğunu anlamamız açısından bu kavrayış
anlayışının başlıca amacının devlet        her biçimi ile sömürüden kurtulması                oldukça önemlidir. Zira yaşadığımız şu
iktidarını sınırlandırmak olması son       koşulları altında olanaklıdır.” Bu yeni            dönemlerde de yapılan her türlü siya-
derece doğaldı. Bu anlamda özgürlük,       bir bakıştır özgürlüğe..Bu anlayışta öz-           si-ideolojik gerici hamle özgürlük (!)
devletin sınırlarını aşmaması gereken      gürlük kavramının sınıfsal anlamı çok              adına yapılıyor.Amerika ve diğer NATO
bir çerçeve oluşturuyordu.                 açıktır.Belli sınıfların karşılıklı ilişkisini     ülkeleri -Irak’ a, Libya’ya özgürlük
Fransız devrimiyle beraber ilan edilen     doğrudan doğruya inceler durumdadır.               götürmek için bombalar yağdırabiliyor.
‘İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’; baş-   Bununla beraber özgürlüğü ne kişinin               Ya da kadının özgürleşmesi sorununun
kalarına devredilemez, zaman aşımına       yaşadığı çağdan ne de toplumun                     bir sonucu olan türban, bir özgürlük
uğramaz kutsal hakların varlığını ilan     koşullarından ayırarak incelemenin                 simgesi olarak çıkabiliyor karşımıza
ediyordu. Özgürlük hakkı, mülkiyet         mümkün olmadığı gerçeğini ortaya                   üstelik 13 yaşındaki N.Ç nin tecavüz-
hakkı, kişi güvenliği hakkı, düşünce ve    koymuştur..Ve toplumdaki tüm dog-
                                                                                              cüleri bir bir aklanıp özgürlüklerine
vicdan özgürlüğü gibi klasik hak ve öz-    malardan sıyrılan insanın, zincirlerini
                                                                                              kavuşturulmaya çalışılırken. Özgür
gürlükler sistemli bir ayrım yapılmak-     kırdığında,yeteneklerini, eğilimlerini
                                                                                              akıyor derelerimiz ve özgürce talan
sızın sıralanmıştı. Bildiri özgürlüğün     serbestçe kullanmasının önündeki
                                                                                              ediliyorlar HES’ler uğruna. Tersaneler-
tarihsel gelişim sürecindeki en önemli     engelleri kaldırdığında özgürlüğüne
                                                                                              de yüzlerce işçi güvencesiz çalışma
duraklarından biriydi. Tüm insanlığa       kavuşabileceğini söyler..Bu da geliş-
seslendiği için de devrimci niteliktey-    menin bütün koşulları yaratıldığında               koşulları altında ölme özgürlüklerini
di. Diyalektiğe uygun olarak demok-        ve yasaların insanlar yararına kulla-              kullanıyorlar mesela… Gazeteciler
ratik bir topluma geçişi simgeliyordu.     nabildiği ölçüde mümkün olacaktır.                 özgürce cezaevlerinden yazıyorlar ya-
Kuşkusuz yaratılan bu soyut insanın        Yani, “Gerçek insan, birey olarak insan,           zılarını. Öğrenciler özgürce ödüyorlar
bu hakları kullanması imkânsızdı. Feo-     soyut yurttaşı kendi içinde erittiği ve            harçlarını ve özgürce alınıyor özgür-
dalizme karşı kazanılan bu özgürlükler     bir birey olarak günlük yaşayışında,               lükleri parasız eğitim istedikleri için ve
üretim araçlarını ellerinde bulunduran     işinde, ilişkilerinde toplumsal bir varlık         yine özgürce atılıyorlar okullarından....
egemen sınıfa,burjuvaziye, teslim edil-    olduğu ve kendine özgü erklerini top-              Ve yıkıntıların arasındaki akrabalarının,
mişti. Burjuvazi kendi çıkarlarını gene-   lumsal erkler olarak tanıyıp örgütlediği           dostlarının acısını özgürce yaşaya-
lin çıkarları gibi göstererek, özgürlüğü   ve dolayısıyla bu toplumsal erki artık             biliyor Van’ da insanlar.Ve insanlık
gerçekleştirecek olanakları elinde         siyasal erk olarak kendisinden ayırmaz             özgürce ölüyorken , ölüm de özgürce
toplamıştı. Egemenliklerinin zorunlu       olduğu zaman tamamlanacaktır.”4 Bu                 alıyor yaşamı!!
koşulu olan bu özgürlükler, ezilen sınıf   da toplumsal yaşamla siyasal yaşa-
içinse sadece emeğini ‘özgürce’ satma      mın özdeş olmasıdır. Birey kendini                 Dipnotlar:
hakkını ifade eder durumdaydı .Tüm         toplumun bir parçası gördüğü ölçüde                1. Alaeddin Şenel, Siyasal Düşünceler
bu koşullara bakıldığında tüm insanlığı    var edebilir ve yaşadığı toplumu geliş-            Tarihi
kapsayan yeni bir özgürlük anlayışı        tirebildiği ölçüde özgürlüklerini daha             2. Orhan Hançerlioğlu, Düşünce
yaratılmak zorundaydı.                     gerçek anlamda yaşayabilir.                        Tarihi, Hegel’in Fransız Devrimi üzerine
                                           Özgürlük böyle bir anlayışla kavrandığı            söylediği söz
Gerçek özgürlük…                           zaman gerçekten algılanabilir ve bu-               3. Karl Marks, Yahudi Sorunu Üzerine
“Toplumda özgürlüklerin gerçek             gün bize sunulan özgürlüğün ne oldu-               4. Karl Marks, age

                                                                                     HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 9
Laiklik Tartışmalarının Gösterdikleri:
     “HOŞGÖRÜLÜYÜZ EVELALLAH,
           LAİKİZ HAMDOLSUN”




                                                                 gelen son dönem laiklik tartışmaları       çevreler için de hassas bir başlıktır. Bu
yasemin gür                                                      izlenmeli ve bu tartışmalarla amaçla-      nedenle laiklik kavramının ne “sahip-
                                                                 nanın ne olduğu sorgulanmalıdır.           lenilerek” içinin boşaltılması (özgürlük
Laiklik kavramı, belki de Cumhuriyet’in                                                                     kavramı gibi), ne de tamamen tu kaka
kurulduğu ilk yıllardan başlayarak                               Kavramların Yeniden Tanımlanması           ilan edilerek yeniden tanımlanması
Türkiye’nin temel tartışma başlıkla-                             ve Toplumun Dönüştürülmesi                 (darbeler gibi) kolay olmuyor. Bu
rından birini oluşturuyor. Tartışma,                             Son dönem laiklik tartışmalarını AKP       da iktidar yanlısı kesimleri, laiklik
Tayyip Erdoğan’ın “Arap Baharı”                                  iktidarının gerek siyasal gerekse          tartışmalarına giren başlıkları(örneğin
kapsamındaki Mısır ziyaretinde yaptığı                           toplumsal alanda gerçekleştirdiği ve       türban meselesi) özgürlük, demokrasi
laiklik açıklaması ve hükümetin “yeni                            gerçekleştirmeye çalıştığı dönüşümler      gibi kavramların kapsamına da dahil
anayasa”nın yapım sürecine başlandı-                             üzerinden ele almak gerekiyor. AKP’ci      ederek ele almaya itiyor. Ya da laiklik,
ğını duyurması ile son haftalarda ye-                            dönüşüm süreci 1923’te kurulan             dini cemaatlerin toplumsal alandaki
niden gündemin ilk sıralarına oturdu.                            Cumhuriyet’i bitirmiş, yerine yeni bir     sınırsız serbestisinin sağlanması gibi
Başbakan Erdoğan’ın Mısır’daki laiklik                           cumhuriyet (cumhuriyet demek ne            sunuluyor. Laiklik adına, dini kural-
çıkışının, “Arap Baharı” ile kurulacak                           kadar mümkünse...) inşa etmiştir. Bu       lara göre yaşamanın bir zorunluluk
yeni yönetimlerde söz sahibi olacağı                             süreçte pek çok kavram (vesayet, öz-       olarak dayatılmasının önü açılırken, bu
belli olan İslamcı hareketleri Batı’nın                          gürlük, demokrasi, darbe vs), AKP’nin      kurallara uymayan bir yaşam sürdü-
etki alanında tutmak, yeni rejimlerin                            devlet katında olduğu gibi toplumsal       renlerin toplumda yeri olmadığı dile
kapitalizmle uyumluluğunu artırmak                               alanda da galebe çalabilmesi için          getirilebiliyor. Üzülerek belirtmek ge-
ve bu çerçevede “laik Türkiye”nin böl-                           yandaşlar ve bizzat iktidar tarafından     rekiyor ki, Türkiye’de laiklik yıllar yılı,
gedeki liderliğini tesis etmek olduğu                            yeniden tanımlanmış ve iktidarın elin-     dinin yalnızca devlet katından uzak
açıkça anlaşılıyor. Laiklik tartışmalarını                       de bir silaha dönüşmüştür. Yani AKP’ci     tutulması olarak tanımlandığı için,
Türkiye’nin gündeminde tekrar ilk                                dönüşüm sürecinin önemli bir ayağı         toplumdaki dinselleşme görmezden
sıralara taşıdığı için andığımız bu çıkış,                       da, kimi kritik kavramların yeni an-       gelinerek devlet dairelerine türbanla
bundan öte bir öneme haiz değil. Bu                              lamlara büründürülmesi olmuştur. Bu        girilememesi laikliğin tesis edilmesine
sebeple Tayyip Bey’i komik liderlik-pa-                          çerçevede laiklik de öne çıkan kavram-     yetiyormuş gibi davranıldığı için bugün
dişahlık düşleriyle baş başa bırakıyor,                          lardan biridir. Laiklik, Kemalist çevre-   AKP’nin eli daha rahat. Oysa laiklik,
onun bilimsellik ve tarihsellikten uzak                          lerin, kavrama verilen önemden ötürü       ne devlet dairelerine ne de yasa
laiklik tanımını bu yazı kapsamına                               üzerine titrediği hassas bir konudur.      metinlerine sığdırılabilecek bir kavram.
dahil etmiyoruz. Öte yandan özellikle                            Ve tersinden yani kavrama beslenen         Toplumun gerici-faşist bir kuşatmaya
“yeni anayasa” bahsi ile gündeme                                 düşmanlık ve nefretten ötürü, İslamcı      uğratıldığı, bireylerin kişisel alanlarıyla

10 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
sınırlanması gereken dinin, hayatın          meye, bilimsel düşünceyi yok etmeye              Tabi Türkiye hala tam anlamıyla bir
tüm alanlarında aklın ve bilimin yerine      yönelik adımlar attığını da söyledik.            İslam toplumu olamadığı için Kara-
geçirildiği bir ülkede laikliğin var oldu-   Bu adımlar elbette, dinci iktidarın              mangillerin bu pislikleri(!) ‘ıslah etme’
ğunu söylemek asla mümkün değildir.          toplumsal alanda tesis edilmesi için             ve ‘özel mekanlara kapatma’ olanağı
Bu sebeple türbanın üniversitelere           kritik. Çünkü dinci partinin toplumda            bulunmuyor. Karaman bu duruma çok
ve diğer devlet kurumlarına girmesi          iktidarını tesis edebilmesi büyük ölçü-          üzülse de başka bir çözüm ile yetinme-
kendi başına laikliğin elden gittiğini       de, toplumu hurafelere inandırmaktan,            yi biliyordu. Karaman’ın –özlemle bek-
göstermiyor. Laikliğin yok edildiğini        bilimsellikten uzaklaştırmaktan, yeni
                                                                                              lediği günler gelene kadar- bulduğu
söyleyebilmek için bugün türbanın            bir ahlak anlayışı oluşturmaktan ge-
                                                                                              çözüm kendi sözleriyle şöyle: “Durum
akla ve bilime de sirayet ettiğini           çiyor. Bu adımlar ülkemizde aslolarak
görmek gerekiyor. Türkiye’de laiklik         AKP iktidarı ve Gülen cemaati eliyle             böyle olunca çoğulcu bir toplumda
için kaygılanıyorsak AKP’nin özgürlük        olmak üzere, on yıllardır hükümet                yaşayan Müslümanın farklı olanlarla
yalanlarına kanmadan, dinin akla ve          olmayı başaran sağ tarafından hayata             zorunlu ilişkisinin adına ben ısrarla
bilime sirayet ettirildiğini, türbanın       geçirildi, geçiriliyor. Ancak hemen              ‘hoşgörü’ değil, ‘tahammül’ diyorum.”
bunun bir aracı olduğunu açık ve net         belirtmek gerekiyor ki, dinci iktidarın          Bu sözlerin yazarının, o yazarın
bir biçimde, amasız fakatsız söylemek        toplumsal alanda tesis edilmesinin bir           düşüncelerini destekleyen AKP’ci isim-
gerekiyor. Yani laikliğin yok edilmesi-      ayağı (şüphesiz ki son derece önemli             lerin2 ve bu düşüncelere -eleştirirmiş
nin aklın ve bilimsel düşüncenin yok         ve karşısında durulması gereken bir              gibi yapmayı ihmal etmeden- çanak
edilmesi, insanın kendi kaderinin kendi      başlık) toplumun dönüştürülmesi ise,             tutan liberallerin ağzından dökülenler3
ellerinden alınması, gökyüzüne havale        diğer ayağı da dönüştürülemeyen                  kendini muktedir hisseden, bu sayede
edilmesi demek olduğunu söylemek             kesimlerin baskı altına alınmasıdır.             herkese, her şeye karışabileceğini
gerekiyor.                                   Türkiye’de AKP çarşafına girmeyen,               zanneden bir kesimin pervasızlığının
Buradan hareketle laiklik tartışmala-        onun din anlayışını benimsemeyen
                                                                                              dışa vurumudur. Bu pervasızlık bir
rının yükseldiği son uğrakta AKP’nin         hatırı sayılır bir kesim baskı altındadır.
                                                                                              sonuç olduğu kadar, bir araçtır da:
taşıdığı amacın, devlet katında
iktidarını tesis eden siyasal İslam’ın       Baskı, iktidar yanlılarının, laiklik             AKP’cileşmeyen yurttaşların artık
toplumda da iktidarını tam anlamıy-          düşmanlarının kendilerini mukte-                 Türkiye toplumunda yeri olmadığını,
la kurması olduğu görülüyor. Son             dir hissetmesi için elzemdir.                    AKP’nin devlette tesis ettiği iktidarı
tartışmalardan ayrı olarak Diyanet           AKP’ci kesimlere kendilerini muktedir            toplumda da tesis etmekte olduğunu
İşleri Başkanlığı’nın camileri sevdirme      hissettiren bu baskı, bugün en çok               ilan etmenin bir aracıdır.
kampanyaları, KHK ile çocuklara Kuran        laik kesimlerin gettolara kapatılması
kursunda yaş sınırının kaldırılması,         gereken ve en iyi ihtimalle tahammül             Dipnotlar:
aile imamlığı uygulaması gibi bir dizi       (!) edilebilecek “insansılar” olarak ilan        1. http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?
başlığın toplumun dönüştürülmesi ve          edilmesi şeklinde tezahür ediyor. Yeni           i=28484&y=HayrettinKaraman
dolayısıyla İslami düşüncenin toplum-        Şafak Gazetesi’nin köşe yazarlarından            2. İslamcıların Hayrettin Karaman’ın
sal alanda da iktidar olması amacına         Hayrettin Karaman’ın ‘Tahammül mü,               yazısı ile ilgili yorumları için bakınız:
hizmet eden örnekler olarak karşımıza        Hoş Görmek mi?’ başlıklı yazısıyla               http://haber.sol.org.tr/medya/
çıktığını belirtelim.                        başlatılan tartışma süreci, profesör un-
                                                                                              islamcilarin-breivikten-farki-yok-
                                             vanlı Orhan Çeker’in “Dekolte giyersen
                                                                                              haberi-45239
‘Hoşgörü mü, Tahammül mü?’ Tar-              tecavüze uğrarsın. Tahrikten sonra
tışmalarının Gösterdikleri                                                                    3. http://www.stargazete.com/
                                             sonucundan şikayet etmen makul
AKP’nin, devlet katında tesis ettiği         değil.” sözlerinin gösterdiği bu. (Orhan         yazar/mustafa-akyol/dindarlik-
dinci iktidarı toplumsal alanda da           Çeker’in sözleri bir de, insanlığın bittiği      hosgoru-ve-tahammul-haber-374581.
yerleştirmeye çalıştığını belirttik. Bu      noktada mide bulantısından başka bir             htm Star Gazetesi yazarı Mustafa
sebeple AKP’nin toplumu gericileştir-        şey kalmadığını gösterdi, hala insan             Akyol, bu yazısında Hayrettin
                                             kalabilenlere...)                                hocasının hoşgörü-tahammül
                                             Hatırlanacağı üzere Hayrettin                    bahsinde söylediklerinde hem
                                             Karaman’ın geçtiğimiz Ağustos ayında             katıldığı, hem de katılmadığı noktalar
                                             söz konusu ‘Tahammül mü, Hoş Gör-                olduğunu belirterek liboşluğun
                                             mek mi?’1 yazısını yazmasıyla pek çok            kendisine bahşettiği demokratlıkla,
                                             ilahiyatçının dahil olduğu bir tartış-           kibarca fikirlerini beyan ediyor! Yine
                                             ma(!) süreci başlamıştı. Bu süreçte              kibarca lafı artık suyu çıkan ‘beyaz
                                             yaşanan, AKP’ci kesimlerin, kendi da-            Türk’ söylemine getiriyor. Akyol’un
                                             yattığı yaşam tarzını benimsemeyen
                                                                                              nelere katılmadığı soracak olursanız…
                                             kesimleri açıkça aşağılaması, toplumda
                                                                                              Görünürde böyle bir durum yok,
                                             barındırılmaması(!) gereken canlılar
                                                                                              sadece hocasına, fikirlerinin daha
                                             olarak ilan etmesiydi. Bakınız; Hayret-
                                             tin Karaman yazısında Müslümanların              geniş kesimlerde kabul görmesi için
                                             İslami kurallara göre yaşamayanları              birkaç öneride bulunuyor. Son olarak
                                             ıslah etmesi gerektiğini söylüyor ve             Mustafa Akyol’un bu yazısının pek çok
                                             ekliyordu: “İslam toplumunda onların             İslami forum sitesinde paylaşıldığını
                                             aykırı filleri için özel mekânlar ihdas          ve memnuniyetle karşılandığını
                                             edilmek gibi tedbirlere başvurulur.”             belirtelim.

                                                                                    HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 11
BİR YILDÖNÜMÜ ve UFKUN SINIRLARI
                                                                 zamanda bir savaş bekliyordu.                 kalacaktı (Ekim 1917).
cankat aydın                                                     Emperyalist ülkeler dünya kaynakların-
                                                                 dan yararlandıkları halde ülkelerindeki       Yeni bir çağ açılıyor…
Anma yazıları her zaman bir takım risk-                          gelir uçurumları inanılmaz düzeydeydi.        Jülyen takvimine göre 24 Ekim,
ler barındırmaktadır. Özellikle bugünü                           Milyonlar açlık, işsizlik, salgın hastalık,   Miladi takvime göre 6 Kasım gece-
kabullenmeyenler, var olanı değiştirme                           uzun çalışma saatleri, baskı ve terör         sini 7 Kasım’a bağlayan saatlerde
iradesine sahip olanlar için bir hayli                           ile terbiye ediliyordu. 19. yüzyılı kanlı     Petrograd’da (Bugünkü adıyla St. Pe-
tehlikeli olabilirler. Bu yüzden okurken                         mücadeleler, grevler, ayaklanmalar            tersburg) kışlık sarayın ele geçmesiyle
hep temkinli yaklaşırım anma yazıları-                           ile geçirmiş olan emekçi kesimler ise         yeni bir çağ açıldı. Artık bütün iktidar
                                                                 20. yüzyılın başında özellikle Avrupa         Sovyetler’deydi.
na. Çoğu zaman okumak için zorlarım
                                                                 ülkelerinde sayıları milyonlara ulaşan        Tabii ki sosyalizmi kurmak kolay olma-
kendimi. Sanki bir görevi, rutin bir işi
                                                                 örgütlü sendikaları ve siyasi partileri       yacaktı. Genç Sovyetler yıllarca içerde
yerine getirir gibi…
                                                                 ile etkili olduğu halde siyasi hedefleri      burjuva artıkları ve hainlerle, sabotaj-
Bugün bu anma yazısını kaleme alırken
                                                                 ve ufukları daralmış bir durumdaydı.          larla; dışarıda da emperyalist ülkelerin
ise bir rutini yerine getirir gibi değil
                                                                 Savaş kısaca bu koşullar altında 1914         baskı ve şantajlarıyla boğuşacaktı.
önemini yüreğimde ve aklımda fazla-
                                                                 yılının yazında başladı. Farklı millet-       Eşitlik ve özgürlük hayal olmanın öte-
sıyla hissettiğim bir işi yapar gibiyim.
                                                                 lerden işçiler, köylüler hiçbir çıkarları     sine geçip hayat bulmaya başlamıştı.
Çünkü zor zamanlardan geçiyoruz.
                                                                 olmadığı bu emperyalist paylaşım              Ta ki bu yükselen ışık yeni bir karanlık
İnsanlığın aklını, cesaretini, örgütlülü-
                                                                 savaşında, cephelerde emperyalistlerin        dalgasıyla boğulana kadar…
ğünü, üretme ve değiştirme gücünü
                                                                 çıkarları için öldüler. Böyle bir dönem-
yitirdiği bir dönem. Karanlığın her
                                                                 de Avrupa’da işçi sendikaları ve siyasi       Ekim günümüze ışık tutuyor…
yanımızı sardığı, aklımızı, onurumuzu
                                                                 partileri kendi ülkelerinin burjuvaları-       Ekim Devrimi’nin üzerinden 94 yıl
teslim aldığı, alamasa da içimizde-
                                                                 nın milliyetçi ve şovenist çığlıklarına       geçti. Fakat bugün bile ondan öğ-
ki ışığın büyümesine engel olduğu
                                                                 teslim oldular ve onları destekleme           renebileceğimiz çok şey var. Çünkü
zamanlar…
                                                                 kararı aldılar.                               insanlık hala özgürlük, eşitlik üzerine
İşte böyle karanlık zamanlarda anma                              Çarlık Rusya’sı ise 20. yüzyıla dev           düşünüyor, tartışıyor. Ekim Devrimi bu
yazıları fazlasıyla risklidir. Çünkü gele-                       bir tarım ülkesi olarak girdi. Merkezi        tartışmalara verilmiş bir cevaptı.
ceğe dair umutlarımızı bir yana bırakıp                          şehirlerde toplanmış sanayi sayesinde         Onlar insanlığın eşit ve özgür ola-
geçmişe öykünmemize, tabiri caizse                               palazlanmış işçi sınıfı ise sayıca az ol-     bilmesi için toplumu bir asalak gibi
o zaman dilimine sıkışıp kalmamıza                               masına rağmen etkili bir siyasi aktördü.      kemiren sömürücü sınıflardan kurtul-
neden olabilirler. Bu yüzden, ancak                              Başarısızlığa uğrayan 1905 Devrimi            mak gerektiğini ileri sürdüler ve bunu
geçmişe “geleceğin penceresinden”                                işçi sınıfının siyasi etkinliğinin ne ka-     yaptılar. Bugün bu cevabın bu tartış-
bakmak bu riskleri ortadan kaldırabilir.                         dar önemli olduğunu göstermişti. Rus          mada verilmiş şu ana kadar ki en ileri
Anacağımız dönem ise bellidir: Ekim                              işçisi pek çok farklı biçimde (dernek,        cevap olduğunu görüyoruz. Görüyoruz
Sosyalist Devrimi… İnsanlığın tıpkı                              kulüp, örgüt, Sovyet…) örgütlenmiş            çünkü Ekim Devrimi’nin ve sosyalizmin
bugün olduğu gibi karanlıkla çevrili                             ve Avrupa’daki sınıf kardeşlerinden           yokluğunda dünya sadece sömürenler,
olduğu bir yüzyılın başında, o karan-                            farklı olarak siyasi ufku daralmamış bir      para babaları için daha iyi bir yer oldu.
lığı yırtıp atarak yeni bir tarih sayfası                        durumdaydı.                                   Ezilenler, işçiler, emekçiler için ise
açmış, bugün bile baktığımızda içimizi                           Savaş uzadıkça bütün ülkelerde zaten          dünya bir cehenneme döndü.
ısıtacak bir aydınlığı tüm insanlığa                             yoksul olan halk iyice yoksullaşmış,          Evet. Hala bu kavramlar üzerine
hediye etmiş bir tarihsel duraktır andı-                         tepkileri artmaya başlamıştı. Rusya’da        tartışıyor ve düşünüyoruz. Özgürlüğü,
ğımız. Bu durak, eşitliğe ve özgürlüğe                           da halk artık savaşmak istemiyordu.           eşitliği hayal ediyoruz. Ama onları
dair insanlığa yepyeni ufuklar kazan-                            Emekçiler şehirlerde kıtlık çekiyor,          elimizden alanların çizdikleri sınırlar
dırmış, sınırları zorlamıştır.                                   askerler cephelerde soğuktan donuyor,         içerisinde kalındıkça bunun ne anlamı
İşte bu yüzden Ekim’i tekrar anıyoruz                            salgın hastalıklar ve düşman kurşunları       var?
çünkü günümüze, tartıştıklarımıza ışık                           altında can veriyorlardı. Savaşın kendi       Özgürlük denilince kılık-kıyafetten
tutuyor, geniş bir ufuktan bakmamızı                             çıkarları için yapılmadığını herkes an-       ötesini düşünemeyen, eşitlik denilince
sağlıyor.                                                        lamaya başlamıştı. Sınıf çatışmasının         doktor maaşıyla çöpçü maaşının aynı
                                                                 üzerindeki tül kalkmış, saflar netleş-        olmasını anlayan bir toplum ne özgür-
Ekim’e giderken…                                                 mişti. Bu durumun daha fazla devam            lüğü ne de eşitliği anlamıştır.
20. yüzyıl insanlık için fazlasıyla                              etmeyeceği belliydi. İşte bu noktada          Peki anlamak isteyenler ne yapabilir-
karanlık bir çağ olarak açılmıştı.                               halk işçi sınıfının öncülüğünde önce          ler?
Avrupa’nın doymak bilmez emperyalist                             çarlığı devirecek (Şubat 1917), hemen         Başlangıç olarak 1917 yılının dondu-
ülkeleri ile gözlerini kâr hırsı bürümüş                         ertesinde kurulan geçici hükümet              rucu kış aylarında bir kuzey şehrinde
tekelleri tüm dünyayı paylaşmış, artık                           savaşa devam etme kararı alınca işçi          yaşananlara bakabilirler. İnsanın
yeni pazarlar ve yeni sömürü alanları                            sınıfı bağımsız bir siyasi aktör ola-         özgürlüğe, eşitliğe dair ne kadar geniş
bulabilmek için birbirlerinin sömürge-                           rak ortaya çıkacak, bütün iktidar işçi        bir ufka sahip olabileceğini, neleri
lerine göz dikmişlerdi. Herkes yakın                             sınıfına ve onun organları Sovyetlere         başarabileceğini orada bulacaklardır.

12 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
BİR ENTERNASYONALİZM DERSİ




                                             ideoloji olarak yürütülmüştür. Zamanla        Nasyonal Faşist Parti kuruldu. Partiyi
burkay aykal, ırmak koralay,                 faşizm kelimesi yalnız aşırı milliyetçi       destekleyenler arasında bürokrasi,
yasemin altınkum                             ve vatansever bir anlayışı ifade etmek        kilise ve ordu bulunuyordu.
                                             için kullanılmaktan çıkmış; baskıcı,          İktidar olduğunda önceleri liberallerin
1. Dünya Savaşı Sonrası Avrupa,              otoriter ve ırkçı rejimlerle özdeşleş-        desteğini alan Mussolini, diktatörlü-
savaşın getirdiği yıkım ve ekonomik          miştir. Faşizm kelimesinin anlamındaki        ğün koyu ve keskin uygulamalarını
buhranın etkisiyle faşist ideolojilerin      bu değişiklik şüphesiz ki başlangıçta         birer birer hayata geçirmeye başlamış-
hakim olduğu bir coğrafya haline geldi.      hizmet ettiği ideolojilerin yarattığı         tı. İtalya kısa zamanda bir polis devleti
                                             tarihsel kıyımın sonucudur. 1945’e            haline getirildi. Kitap ve gazetelere
Açlık, yoksulluk, işsizlik içinde kıvra-
                                             kadar Avrupa’da hüküm süren faşizm            getirilen sansür, seçim sisteminde ya-
nan halkların karşısına bir kurtarıcı
                                             de her ülkeye göre farklılıklar göste-        pılan düzenlemeler ve Faşist Parti dı-
kılığında çıkan 20. yüzyıl diktatörleri-
                                             riyordu. Faşist ideolojiyle yönetilen         şındaki diğer partilerin kapanması gibi
nin baş mimarı olan faşist ideolojiler
                                             ülkelerden en belirgin örnekler Musso-        uygulamalar gerçekleştirildi. Mussoli-
nasıl doğdu ve nasıl yayıldı?
                                             lini dönemi İtalyası ve Hitler dönemi         ni, sendika hareketlerini de kanun dışı
Faşizmin tanımlamasına yönelik ça-
                                             Almanyası’ydı.                                ilan etti ve eğitimi kontrol altına aldı.
lışmalar genellikle ortaya çıkarmasına
                                                                                           Ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla
neden olan ekonomik ve toplumsal
                                             İtalya’da Faşizm ve Mussolini                 tüm ülkeyi tren rayları ve otobanlarla
koşulların belirlenmesi ve faşizmin          Dönemi                                        kaplayan Mussolini, çiftçileri sürekli
iktidara geldiği ülkelerde işçi hareketi-    Mussolini, İtalyan Sosyalist Partisi’nin      teşvik ederek tarım ve endüstrinin
nin ezilmesinin nedenlerin saptanması        sendikalist kanadından geliyordu.             canlanmasını sağladı. Gerçekleştirdiği
üzerinde durur. Faşizm aslen kelime          1915 yılında Mussolini, Sosyalist             bu değişiklikler ve yeni uygulamalarla
kökü olarak `İtalyan milliyetçisi`           Parti’nin savaş karşıtı manifestosunu         İtalya’da işsizlik azalmıştı. Bu başarısı
demektir. Sıfat İtalyanca `facio` keli-      imzalamasına rağmen I. Dünya Savaşı           Mussolini’nin popüleritesinin artmasını
mesinden doğmuştur. Mussolini`nin            sırasında İtalya’nın savaşa katılması         sağladı, böylece ülkenin iç ve dış işleri,
İtalyan Milliyetçi Partisi mensuplarına      için faaliyet gösteren bir örgüt kurdu.       koloniler ve kamu çalışmalarının yanı
`faşist` denmiş, İtalyan milliyetçiliğini    Bu faaliyetinin sonucunda Sosyalist           sıra orduyu da idare etme yetkisine
tanımlamak içinse`faşizm`ifadesi             Parti’den çıkartıldı. Bu tarihten sonra       sahip oldu. Tüm bakanlıkların görevle-
kullanılmıştır. Faşizmin kurucusu            sosyalist ve komünist hareketlerle on-        rini kendisi üstlenmişti. Bu şekilde tüm
Benito Mussolini olarak kabul edilmek-       lara yakın işçi hareketlerine karşı şid-      gücü elinde tuttuğuna inanan Mus-
le birlikte ilkelerini, yazdığı kitaplarla   detli bir mücadeleye girişti. 1919’da         solini, rekabet yaratacak herhangi bir
İtalyan filozof Giovanni Gentile belir-      Mussolini’nin de içinde yer aldığı 1.         durumun da önüne geçmiş oluyordu.2
lemiştir. Gentile, Benito Mussolini’den      Fascio di Combattimento kuruldu.              Diktatörlük altındaki İtalya’da
etkilenerek 1920’li yıllarda faşizmin        Örgütün talepleri arasında otoriter bir       kanunlar yeniden yazılmış, üniversi-
ilkelerini belirleyerek bir siyasi doktrin   düzen de yer alıyordu. 1920’den itiba-        tedeki öğretim görevlileri faşist rejimi
haline getirmiştir.(1) Mussolini’nin         ren faşist hareket toprak sahiplerinin        savunacaklarına dair yemin etmek
1922’de İtalya’da iktidarı ele geçir-        ve küçük burjuvaların desteğiyle bir          zorunda bırakılmışlardı. Gazete editör-
mesinin ardından, İtalya’da resmi            kitle hareketine dönüştü. 1921 yılında        leri Mussolini tarafından özel olarak

                                                                                 HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 13
seçiliyor ve Faşist Parti’den sertifikası                        zehir” olduğunu, ancak nasyonal             zemin hazırlayacaktı.
olmayan hiç kimse gazeteci olamıyor-                             sosyalizmin, kollektif milliyetçiliği       1924-1932 yılları arasındaki seçimler-
du. Amaç tüm İtalyan halkını, şirketleri                         gerçekleştirmenin aracı olduğunu            de yaşadıkları başarısızlıklardan sonra
ve dernekleri kontrol altında tutmaktı.                          açıklamıştı. Barrès’e göre, işçiler kendi   yüzde 37 oy alan Nazi Partisi, parla-
Mussolini’nin dış politikada sergile-                            uluslarından işverenlere karşı değil,       mentoda çoğunluğu sağlayamamakla
diği tutum ise agresif milliyetçilikti.                          yabancı işverene ve Yahudi sermaye-         birlikte en çok sandalye sayısına sahip
Bunun ilk örneği 1923’te Corfu’nun                               sine karşı mücadele etmeliydi. Daha         parti oldu. 1933 yılının Ocak ayında,
bombalanması olmuştu. Ardından                                   sonra bu ideolojiyi benimseyen Adolf        komünistlerin bir genel grevle “dev-
Arnavutluk’un kukla rejimine geçmesi                             Hitler tarihin en kanlı savaşının ve en     rimci durum” yaratacakları ve başarıya
ve Libya’nın yeniden fethi geldi. Ulus-                          baskıcı rejiminin mimarı olacaktı.          ulaşacakları endişesi o derece artmıştı
lararası arenada güçlendiğini ispat                              1. Dünya Savaşı’nda Alman mağlu-            ki, Cumhurbaşkanı Paul von Hinden-
etmek için 1935’te Habeşistan’a asker                            biyetinden sonra Hitler, Alman İşçi         burg Hitler’i, Katolik Merkez Partisi’yle
çıkardı. Uzun ve nedensiz bir savaş                              Partisi’ne (Deutsche Arbeiterpartei,        bir koalisyon kurarak istikrarlı bir
sonunda Habeşistan işgal edilmişti.                              DAP) katıldı ve kısa sürede bu oluşu-       hükümet kuracağı umuduyla başbakan
İtalya, 1936 yılında Almanya ile                                 mun üst basamaklarına kadar ilerleyip       olarak atadı. Ancak Katolik Merkez
Berlin-Roma Mihveri’ni kurdu. Hitler                             lider koltuğuna oturdu. 29 Temmuz           Partisi’yle bir anlaşma sağlanamadı.
öncelikle Orta Avrupa, ardından Doğu                             1923’te partinin adını Nasyonal Sos-        Milliyetçi Parti’nin de desteğini alan
ve Batı Avrupa’yı Almanya toprakları-                            yalist Alman İşçi Partisi (Nationalso-      Hitler, ülkeyi yeniden bir genel seçime
na katmak amacındaydı ve bu amaçla                               zialistische Deutsche Arbeiter Partei,      götürdü. Hükümette oldukları için
1 Eylül 1939 sabahı Polonya sınırlarını                          NSDAP) olarak değiştirdi. Adolf Hitler,     devletin tüm olanaklarını kullandıkla-
geçti. Bu taarruzla II. Dünya Savaşı                             Alman İşçi Partisi’nin lideri olmadan       rı; aynı zamanda endüstri, finans ve
başlamış oldu. Daha önce Malta,                                  önce parti, milliyetçi ve sosyalist ilke-   sigorta devlerinden büyük miktarda
                                                                 lere sahipti. Henüz partinin ideolojisi     mali destek sağladıkları bir seçim kam-
Korsika ve Tunus’u İtalyan toprakları-
                                                                 Nasyonal Sosyalizm değildi. Hitler’in       panyası yürüttüler. Hitler, başbakan
na katma ve “Roma İmparatorluğu’nu
                                                                 düşünceleri Alman İşçi Partisi’nin          olmasından bir ay sonra Reichstag’ta
canlandırma amacı” taşıdığını söyle-
                                                                 ilkelerine ve düşüncelerine uymakta,        (parlamento) çıkan (NSDAP’ın polis
yen Mussolini de Almanya ile birlikte
                                                                 hatta onları daha da ileri bir seviyeye     örgütü olan gestapo tarafından
Mihver Devletleri bloğunda savaşa
                                                                 taşımaktaydı. DAP’a üye olan kişiler        çıkarıldığı düşünülen) yangından
girdi. Berlin- Roma Mihveri’nin savaşa
                                                                 Hitler’in düşüncelerinden etkilendiler.     komünistleri sorumlu tuttu ve ertesi
girmesiyle Hitler’in İtalya ve Mussolini
                                                                 Hitler’in parti önderi olması üzerine       gün Hindenburg’a, anayasanın kişi
üzerindeki etkisi arttı.3 Alman nazizmi
                                                                 üyeler Nasyonal Sosyalizmi benim-           hak ve özgürlükleriyle ilgili madde-
İtalyan faşizminden daha koyuydu.
                                                                 sediler. Bu düşüncenin taraftarlarına       lerini ortadan kaldıran bir kararname
Faşizm, Nazizm’e göre bir ölçüde daha                                                                        imzalattı. İzleyen günlerde Nazi Partisi
                                                                 “Nazi” ismi verildi.
ılımlıydı. Sanayinin devletleştirilmesi-                         I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan            ve Milliyetçiler dışındaki tüm partilerin
ne ve kapitalist sınıfın ortadan kaldırıl-                       Almanya’nın sömürgelerine ve                yayınları ve seçim çalışmaları dur-
masına da kesinlikle karşı bir rejimdi.                          ordularına el konulmuş, yalnızca            duruldu. Böylece 5 Mart 1933 günü
Almanya’da Nazizm ve Hitler                                      küçük bir kara ve deniz askeri birliği      yapılan seçimlerde Nazi Partisi’nin
Dönemi                                                           bulundurmasına izin verilmişti. Alman       oyları yüzde 44 düzeyine çıkabildi.
Nasyonal-Sosyalizm doktrininin ilanı                             imparatoru II. Wilhelm tahtı bırakmış       İktidarı almayı başaran Nazi Par-
1898’in Mayıs ayında, ilk teorisyeni                             ve Cumhuriyet kurulmuştu. Bu yeni           tisi Hükümeti, parlamentodan bir
Maurice Barrès tarafından yapıldı.                               Alman Cumhuriyeti’nin adı Weimar            “Yetki Kanunu” çıkardı. Bu kanun,
Fransız Barrès; sosyalist bir milliyetçi-                        Cumhuriyeti idi. Bu sırada I. Dünya         Reichstag’ın tüm yetkilerini dört yıl
lik fikrini, yabancı egemen Almanya’ya                           Savaşı’nın getirdiği büyük alt üstlükle-    süre ile kabineye devrediyor ve çalış-
karşı, seçmenleri kazanmak üzere                                 re, haksızlıklara bir de savaştan yenik     malarına bu süre için ara veriyordu.
yaymıştı ve sosyalizmin “liberal bir                             çıkmanın vermiş olduğu manevi eziklik       Ancak böyle bir kanun için parlamen-
                                                                 eklenmişti. Savaş sonrasında büyük          toda üçte iki çoğunluk gerekiyor-
                                                                 bir siyasal ve ekonomik bunalım baş         du. Çoğunluğu sağlamak amacıyla
                                                                 gösterdi. Böyle bir ortamda ortaya çı-      oylamanın yapılacağı gün parlamento
                                                                 kan Naziler, bu durumdan demokratik         SA tarafından kuşatılarak aleyhte oy
                                                                 kurumları, komünistleri ve beceriksiz       kullanacağı düşünülen bazı Sosyal De-
                                                                 siyaset adamlarını sorumlu tutuyor;         mokrat parlamenterler içeri alınmadı.
                                                                 yenilginin verdiği ezikliği üzerinden       81 komünist parlamenter de seçimler-
                                                                 atamayan ve ekonomik durumu iyice           den önce gözaltına alınmıştı. Böylece
                                                                 bozulan Alman halkına iş, ekmek ve          “Halkta ve Almanya’daki Sıkıntının
                                                                 güçlü bir Almanya vaat ediyorlardı.         Kaldırılmasına Dair Kanun (Gesetz
                                                                 Almanların üstün bir ırk olduğunu           zur Behebung der Not von Volk und
                                                                 ve başlarına gelen tüm kötülüklerin         Reicht)” adındaki yetki tasarısı kabul
                                                                 sorumlusunun başta Yahudiler olmak          edildi. Nazi Partisi bu kararnameyle
                                                                 üzere Çingeneler, komünistler ve            yürütme ve yasama erklerini eline
                                                                 sosyal demokratlar olduğunu söylü-          aldı ve hemen ardından diğer partileri
                                                                 yorlardı. Bu söylem nazizmin temel          yasakladı.4
                                                                 taşlarından biri olacak ve tarihteki en     Hitler, büyük bir propaganda faaliyeti
                                                                 büyük soykırımın gerçekleşmesine            yürüterek ve olağanüstü hitabet ve

14 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
ikna kabiliyetini kullanarak bütün             lamak için kullanılan bir çeşit düzenle-        emirlerle öldürülmüştü.
Alman halkını Nazi bayrağı altında             menin ilk biçimlendirilmesiydi. Nisan           Hitler, Sovyet Rusya’da büyüyen-geli-
birleştirdi. Kendisini, Almanların yanıl-      1933’te çıkarılan Alman Kanunu,                 şen sosyalizmi bir tehdit olarak görü-
maz büyük lideri ilan etti ve halkı da         Alman okulları ve üniversitelerindeki           yordu. Bu amaçla Japonya ile Almanya
buna inandırdı. Bundan sonra Alman             Yahudi öğrenci sayısını kısıtladı. Aynı         arasında 25 Kasım 1936 tarihinde
halkı ölümüne kadar Hitler’in peşinden         ayda, ilave kanunlar tıbbî ve hukukî            Komintern’in uluslararası komünist
gitti. Halka, ülkeyi içinde bulunduğu          mesleklerdeki “Yahudi etkinliğini”              hareketinin kendi ülkelerine sıçrama-
durumdan kurtaracağına söz verdi ve            büyük ölçüde azalttı. Bunları izleyen           sını engellemek için “Anti-Komintern
bu yolda çalışmalarına başladı.                kanunlar ve hükümler Yahudi doktor-             Paktı” imzalanmıştı.
Hitler’in iktidara geldiği 1933 yılını         larının kamu sağlık sigorta fonlarından
izleyen yıllardaki Alman ekonomisinde          aldıkları geri ödemeleri sınırlandırdı.         Sovyetler Birliği ve Sosyalizm
gözlenen gelişmeler, çoğu kez Hitler’in        Eylül 1935’te, Nürnberg’deki yıllık             Avrupa coğrafyasında savaşın getirdiği
olağanüstü başarısı olarak kabul edilir.       toplantılarında Nazi liderleri, Nazi            siyasi ve ekonomik buhran, faşizm ve
Hitler’in iktidarın tüm kontrolünü ele         ideolojisine hakim birçok ırkçı teoriyi         nasyonal sosyalizm gibi ideolojilerin
geçirmesinin hemen ardından tüm                kurumsallaştıran yeni kanunları açık-           güçlenmesine ortam hazırlarken;
sendikalar kapatılmış, tüm çalışanlar          ladılar. Bu “Nürnberg Yasaları” Alman           Rusya’da halk Bolşeviklerin önderli-
bir “işçi birliği” çatısı altında toplanmış,   Yahudilerini devlet vatandaşlığından            ğinde savaşa, yoksulluğa ve işsizliğe
işçi aidatları genel bütçeye aktarıl-          dışladı ve onlara “Alman ya da Alman            karşı örgütleniyordu. Yoksul halkı
mıştı. Ücret artışları ve bunun sonucu         kanıyla ilişkili” kişilerle evlenmeyi ya        savaşa çağıran Çarlık rejimi karşısında
olan grev olasılığının kalktığı ekono-         da cinsel ilişki kurmayı yasakladı. Bu          Bolşevikler “Emperyalist çıkarlar uğru-
mide, doğal olarak bir istihdam artışı         kanunlarla ilgili düzenlemeler onları           na savaşmayın!” diyor ve bu söylemle
yaşandı. İşgücü maliyetinin düşmesi            birçok politik haktan yoksun bıraktı.           özellikle cephedeki askerler olmak
ve “iş dünyasındaki barış ve istikrar”,        Yahudiler vatandaşlık haklarından               üzere tüm halka direnişe geçme çağrı-
işgücü talebinin atmasını sağladı.             mahrum bırakıldılar (yani, kanunî oy            sı yapıyordu. Batı Avrupa’ya göre daha
İşsizlik sorunun çözümünün altında             verme hakkı beklentisine sahip değil-           az gelişmiş bir sanayiye sahip olan
yatan gerçek ise Hitler Almanyası’nın          lerdi) ve kamu görevlerine gelemiyor-           Rusya’nın iki sanayi şehrinde, Mosko-
savaşçı dış politikalarında gizliydi.          lardı.6                                         va ve Petrograd’da Bolşevikler, işçilere
Almanya ekonomisi bir savaş ekono-             Yahudi karşıtlığının toplumsal hayatta          önderlik ediyor; onları bu mücadelenin
misiydi. İşsizlerin istihdamı da savaş         da kendine bir zemin bulmasıyla                 öznesi haline getirmeye çalışıyordu.
hazırlığını sağlayan temel unsurdu.            beraber Naziler Yahudileri toplama              1917 Ekim ayına gelindiğinde hemen
Ülkede yapılan savaş hazırlığının              kamplarına göndermeye başladı.                  her açıdan sosyalist devrimin koşulları
temel sebebi Hitler’in Büyük Alman             Burada çalışabilecek durumda olanlar            olgunlaşmıştı. İşçi sınıfının güvenini
İmparatorluğu idealini gerçekleştirme          ayrıldıktan sonra diğerleri gaz odala-          ve desteğini kazanan Bolşevik Partisi
amacıydı. Büyük Alman İmparatorluğu            rında öldürülüp, fırınlarda yakıldılar. Bu      Eylül ayında yapılan seçimlerde tüm
nazizmin gerektirdiği gibi “üstün” Ar-         faaliyetler sadece Almanya’da değil,            oyların %52’sini aldı. Bu da aslında
yan ırkından oluşacaktı. Bu amaçla es-         daha sonra işgal edilen bütün ülkeler-          Bolşeviklerin yürüttüğü mücadelenin
kiden Roma-Germen İmparatorluğu’na             de de gerçekleştirildi. Bu şekilde tüm          haklılığıyla ilgiliydi. 7 Kasım 1917’de
ait olan ve Almanca konuşulan tüm              Avrupa’da yaklaşık olarak altı milyon           (Jülyen takvimine göre 25 Ekim 1917)
toprakları işgal etmeye başladı. Ülke          insan öldürüldü. Alman ırkını iyileş-           Bolşeviklerin önderliğinde ayaklanan
içinde ise Hitler’in iddia ettiği ari ırkın    tirmek adına, binlerce zihinsel engelli         işçilerin Kışlık Saray’ı basmasıyla Ekim
yaratılması için “çürükler” ayıklanmak-        insan da hastanelerde, verilen gizli            Devrimi gerçekleşti. Lenin devrimin
taydı.5
Parti programlarında, Nazi Partisi üye-
leri Yahudileri “Aryan” toplumundan
ayırma ve politik, kanunî ve medenî
haklarını ellerinden alma niyetlerini
açıkça bildirmişlerdi. Nazi liderleri,
iktidarı ele geçirdikten hemen sonra,
Alman Yahudilere zulmetme konusun-
da verdikleri sözü yerine getirmeye
başladılar. Yahudi vatandaşların hakla-
rını kısıtlayan ilk büyük kanun, 7 Nisan
1933’te çıkarılan Yahudiler ve “siyasi
olarak güvenilmeyen” kamu memur ve
çalışanlarının devlet hizmetinden çıka-
rılmasını sağlayan “Profesyonel Kamu
Hizmetinin Yenilenmesi Yasası”ydı.
“Yeni Kamu Hizmeti Yasası” Alman
yetkililerin, Aryan Paragrafı olarak
adlandırılan Yahudileri (ve çoğunlukla,
“Aryan olmayan” diğerlerini de kap-
sayan) kurumlardan, mesleklerden ve
kamu hayatının diğer alanlarından dış-

                                                                                     HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 15
Icabihal sayi 3
Icabihal sayi 3
Icabihal sayi 3
Icabihal sayi 3
Icabihal sayi 3
Icabihal sayi 3
Icabihal sayi 3
Icabihal sayi 3
Icabihal sayi 3

Mais conteúdo relacionado

Mais procurados

Haber fabrikası Dergisi/ sayı: 1
Haber fabrikası Dergisi/ sayı: 1Haber fabrikası Dergisi/ sayı: 1
Haber fabrikası Dergisi/ sayı: 1kuslarinsuwarisi
 
Gercek sinema 04
Gercek sinema 04Gercek sinema 04
Gercek sinema 04Redakte.Net
 
Cep Gazetesi - Sayı 1
Cep Gazetesi - Sayı 1Cep Gazetesi - Sayı 1
Cep Gazetesi - Sayı 1sosyalist
 
Psikiatri kongresi 2006
Psikiatri kongresi 2006Psikiatri kongresi 2006
Psikiatri kongresi 2006BozkurtGuvenc
 
Küreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikKüreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikYusuf Ertem
 

Mais procurados (8)

Peyami Safa - Millet ve İnsan
Peyami Safa  - Millet ve İnsanPeyami Safa  - Millet ve İnsan
Peyami Safa - Millet ve İnsan
 
Haber fabrikası Dergisi/ sayı: 1
Haber fabrikası Dergisi/ sayı: 1Haber fabrikası Dergisi/ sayı: 1
Haber fabrikası Dergisi/ sayı: 1
 
Modern vatandaşlik kuramlari
Modern vatandaşlik kuramlariModern vatandaşlik kuramlari
Modern vatandaşlik kuramlari
 
Gercek sinema 04
Gercek sinema 04Gercek sinema 04
Gercek sinema 04
 
Sartrea cevap
Sartrea cevapSartrea cevap
Sartrea cevap
 
Cep Gazetesi - Sayı 1
Cep Gazetesi - Sayı 1Cep Gazetesi - Sayı 1
Cep Gazetesi - Sayı 1
 
Psikiatri kongresi 2006
Psikiatri kongresi 2006Psikiatri kongresi 2006
Psikiatri kongresi 2006
 
Küreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikKüreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilik
 

Destaque

фотоотчет акции памяти
фотоотчет акции памятифотоотчет акции памяти
фотоотчет акции памятиViktoriya Donchik
 
Option 110413222536-phpapp02
Option 110413222536-phpapp02Option 110413222536-phpapp02
Option 110413222536-phpapp02gathit01
 
Газовый настенный котел Baxi Main Four 24
Газовый настенный котел Baxi Main Four 24Газовый настенный котел Baxi Main Four 24
Газовый настенный котел Baxi Main Four 24Al Maks
 
Газовый настенный котел Baxi Luna 3 Comfort 1.240 Fi
Газовый настенный котел Baxi Luna 3 Comfort 1.240 FiГазовый настенный котел Baxi Luna 3 Comfort 1.240 Fi
Газовый настенный котел Baxi Luna 3 Comfort 1.240 FiAl Maks
 
Transformational online and hybrid teaching module overview
Transformational online and hybrid teaching module overviewTransformational online and hybrid teaching module overview
Transformational online and hybrid teaching module overviewprennertariev
 
EU kids online report
EU kids online reportEU kids online report
EU kids online reportnctcmedia12
 
 Pecha kucha Scrum at a Glance agile tour Lebanon 2014
 Pecha kucha Scrum at a Glance agile tour Lebanon 2014 Pecha kucha Scrum at a Glance agile tour Lebanon 2014
 Pecha kucha Scrum at a Glance agile tour Lebanon 2014Joanna khoury
 
Di gaetano presentation
Di gaetano  presentationDi gaetano  presentation
Di gaetano presentationconsumerenergy
 
Vulnerable consumers copenhagen june2013
Vulnerable consumers copenhagen june2013Vulnerable consumers copenhagen june2013
Vulnerable consumers copenhagen june2013consumerenergy
 
BBFC 2013 survey
BBFC 2013 surveyBBFC 2013 survey
BBFC 2013 surveynctcmedia12
 
Presentation ad rs_september2013
Presentation ad rs_september2013Presentation ad rs_september2013
Presentation ad rs_september2013consumerenergy
 
اهمية مهارة إدراة الازمات فى حياتنا
اهمية مهارة إدراة الازمات فى حياتنااهمية مهارة إدراة الازمات فى حياتنا
اهمية مهارة إدراة الازمات فى حياتناnoran9000
 
kirinsan.org 東京D予選スライド
kirinsan.org 東京D予選スライドkirinsan.org 東京D予選スライド
kirinsan.org 東京D予選スライド清英 薮清英
 
Visual Resume
Visual ResumeVisual Resume
Visual Resumedwessel
 
Campeonato nacional de pruebas combinadas 2011 santa rosa - la pampa
Campeonato nacional de pruebas combinadas 2011   santa rosa - la pampaCampeonato nacional de pruebas combinadas 2011   santa rosa - la pampa
Campeonato nacional de pruebas combinadas 2011 santa rosa - la pampaACAM ATLETISMO
 
Gasteizko irteera 2B BOLIPORT
Gasteizko irteera 2B BOLIPORTGasteizko irteera 2B BOLIPORT
Gasteizko irteera 2B BOLIPORTarbelar
 

Destaque (20)

фотоотчет акции памяти
фотоотчет акции памятифотоотчет акции памяти
фотоотчет акции памяти
 
Option 110413222536-phpapp02
Option 110413222536-phpapp02Option 110413222536-phpapp02
Option 110413222536-phpapp02
 
Halobios
HalobiosHalobios
Halobios
 
Газовый настенный котел Baxi Main Four 24
Газовый настенный котел Baxi Main Four 24Газовый настенный котел Baxi Main Four 24
Газовый настенный котел Baxi Main Four 24
 
Газовый настенный котел Baxi Luna 3 Comfort 1.240 Fi
Газовый настенный котел Baxi Luna 3 Comfort 1.240 FiГазовый настенный котел Baxi Luna 3 Comfort 1.240 Fi
Газовый настенный котел Baxi Luna 3 Comfort 1.240 Fi
 
Transformational online and hybrid teaching module overview
Transformational online and hybrid teaching module overviewTransformational online and hybrid teaching module overview
Transformational online and hybrid teaching module overview
 
EU kids online report
EU kids online reportEU kids online report
EU kids online report
 
 Pecha kucha Scrum at a Glance agile tour Lebanon 2014
 Pecha kucha Scrum at a Glance agile tour Lebanon 2014 Pecha kucha Scrum at a Glance agile tour Lebanon 2014
 Pecha kucha Scrum at a Glance agile tour Lebanon 2014
 
Di gaetano presentation
Di gaetano  presentationDi gaetano  presentation
Di gaetano presentation
 
Vulnerable consumers copenhagen june2013
Vulnerable consumers copenhagen june2013Vulnerable consumers copenhagen june2013
Vulnerable consumers copenhagen june2013
 
Gamal
GamalGamal
Gamal
 
BBFC 2013 survey
BBFC 2013 surveyBBFC 2013 survey
BBFC 2013 survey
 
Presentation ad rs_september2013
Presentation ad rs_september2013Presentation ad rs_september2013
Presentation ad rs_september2013
 
Chapter4 25pages
Chapter4 25pagesChapter4 25pages
Chapter4 25pages
 
اهمية مهارة إدراة الازمات فى حياتنا
اهمية مهارة إدراة الازمات فى حياتنااهمية مهارة إدراة الازمات فى حياتنا
اهمية مهارة إدراة الازمات فى حياتنا
 
kirinsan.org 東京D予選スライド
kirinsan.org 東京D予選スライドkirinsan.org 東京D予選スライド
kirinsan.org 東京D予選スライド
 
Visual Resume
Visual ResumeVisual Resume
Visual Resume
 
Campeonato nacional de pruebas combinadas 2011 santa rosa - la pampa
Campeonato nacional de pruebas combinadas 2011   santa rosa - la pampaCampeonato nacional de pruebas combinadas 2011   santa rosa - la pampa
Campeonato nacional de pruebas combinadas 2011 santa rosa - la pampa
 
Gasteizko irteera 2B BOLIPORT
Gasteizko irteera 2B BOLIPORTGasteizko irteera 2B BOLIPORT
Gasteizko irteera 2B BOLIPORT
 
Daftarhadir&nilai kapita selekta
Daftarhadir&nilai kapita selektaDaftarhadir&nilai kapita selekta
Daftarhadir&nilai kapita selekta
 

Semelhante a Icabihal sayi 3

Demokrasi̇ni̇n tari̇hi̇
Demokrasi̇ni̇n tari̇hi̇Demokrasi̇ni̇n tari̇hi̇
Demokrasi̇ni̇n tari̇hi̇Deniz Poyraz
 
Batuhan Baypars Çağdaş Siyasi Akımlar
Batuhan Baypars   Çağdaş Siyasi AkımlarBatuhan Baypars   Çağdaş Siyasi Akımlar
Batuhan Baypars Çağdaş Siyasi AkımlarŞaban Yıldız
 
KÜRESELLEŞME SAKIZI ve DİNLERİN MELEZLEŞMESİ
 KÜRESELLEŞME SAKIZI ve DİNLERİN MELEZLEŞMESİ KÜRESELLEŞME SAKIZI ve DİNLERİN MELEZLEŞMESİ
KÜRESELLEŞME SAKIZI ve DİNLERİN MELEZLEŞMESİibrahimokur
 
“Yoksulluk” Yazınının Yoksulluğu: Toplumsal Sınıflarla Düşünmek
“Yoksulluk” Yazınının Yoksulluğu: Toplumsal Sınıflarla Düşünmek“Yoksulluk” Yazınının Yoksulluğu: Toplumsal Sınıflarla Düşünmek
“Yoksulluk” Yazınının Yoksulluğu: Toplumsal Sınıflarla DüşünmekPraksisDergi
 
T.Hobbes ve J.Locke'ın Toplum Sözleşmesi ve ve Devlet Üzerine Görüşlerinin Ka...
T.Hobbes ve J.Locke'ın Toplum Sözleşmesi ve ve Devlet Üzerine Görüşlerinin Ka...T.Hobbes ve J.Locke'ın Toplum Sözleşmesi ve ve Devlet Üzerine Görüşlerinin Ka...
T.Hobbes ve J.Locke'ın Toplum Sözleşmesi ve ve Devlet Üzerine Görüşlerinin Ka...M.Bugra (Bora) Kanmaz
 
Marx'tan Mao Zedung'a; Devrimci Diyalektik Üzerine
 Marx'tan Mao Zedung'a; Devrimci Diyalektik Üzerine  Marx'tan Mao Zedung'a; Devrimci Diyalektik Üzerine
Marx'tan Mao Zedung'a; Devrimci Diyalektik Üzerine kaosakatki
 
Liberalizmin Ak Kitabi
Liberalizmin Ak KitabiLiberalizmin Ak Kitabi
Liberalizmin Ak KitabiŞükrü ATEŞ
 
Eğt sen mrk eğitimi 2013
Eğt sen mrk eğitimi 2013Eğt sen mrk eğitimi 2013
Eğt sen mrk eğitimi 2013Mustafa Durmuş
 
BEŞİ BİR YERDE: FAŞİZM, LİBERALİZM, SOSYALİZM, İLERİCİLİK ve YENİ DÜNYA DÜZENİ
BEŞİ BİR YERDE: FAŞİZM, LİBERALİZM, SOSYALİZM, İLERİCİLİK ve YENİ DÜNYA DÜZENİBEŞİ BİR YERDE: FAŞİZM, LİBERALİZM, SOSYALİZM, İLERİCİLİK ve YENİ DÜNYA DÜZENİ
BEŞİ BİR YERDE: FAŞİZM, LİBERALİZM, SOSYALİZM, İLERİCİLİK ve YENİ DÜNYA DÜZENİibrahimokur
 
Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı eseri üzerinden yabancılaşma ve modernizm ka...
Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı eseri üzerinden yabancılaşma ve modernizm ka...Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı eseri üzerinden yabancılaşma ve modernizm ka...
Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı eseri üzerinden yabancılaşma ve modernizm ka...Furkan Cangir
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmiChp Aydın
 
Demokrasiye çeyrek kala.pdf
Demokrasiye çeyrek kala.pdfDemokrasiye çeyrek kala.pdf
Demokrasiye çeyrek kala.pdfErdem4
 
VERGİ FELSEFESİ Aydınlanma Çağı Düşünürlerinin Keyfî Vergileme Üzerine Eleşti...
VERGİ FELSEFESİ Aydınlanma Çağı Düşünürlerinin Keyfî Vergileme Üzerine Eleşti...VERGİ FELSEFESİ Aydınlanma Çağı Düşünürlerinin Keyfî Vergileme Üzerine Eleşti...
VERGİ FELSEFESİ Aydınlanma Çağı Düşünürlerinin Keyfî Vergileme Üzerine Eleşti...COSKUN CAN AKTAN
 
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdfRoberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdfSuat Furkan ISIK
 
LİBERTERYENİZM ve ANARKO-KAPİTALİZM: DEVLETİN MEŞRUİYETİ ve DEVLET ELEŞTİRİSİ
LİBERTERYENİZM ve ANARKO-KAPİTALİZM: DEVLETİN MEŞRUİYETİ ve DEVLET ELEŞTİRİSİLİBERTERYENİZM ve ANARKO-KAPİTALİZM: DEVLETİN MEŞRUİYETİ ve DEVLET ELEŞTİRİSİ
LİBERTERYENİZM ve ANARKO-KAPİTALİZM: DEVLETİN MEŞRUİYETİ ve DEVLET ELEŞTİRİSİCOSKUN CAN AKTAN
 

Semelhante a Icabihal sayi 3 (20)

Demokrasi̇ni̇n tari̇hi̇
Demokrasi̇ni̇n tari̇hi̇Demokrasi̇ni̇n tari̇hi̇
Demokrasi̇ni̇n tari̇hi̇
 
Batuhan Baypars Çağdaş Siyasi Akımlar
Batuhan Baypars   Çağdaş Siyasi AkımlarBatuhan Baypars   Çağdaş Siyasi Akımlar
Batuhan Baypars Çağdaş Siyasi Akımlar
 
liberteryanizm
liberteryanizmliberteryanizm
liberteryanizm
 
KÜRESELLEŞME SAKIZI ve DİNLERİN MELEZLEŞMESİ
 KÜRESELLEŞME SAKIZI ve DİNLERİN MELEZLEŞMESİ KÜRESELLEŞME SAKIZI ve DİNLERİN MELEZLEŞMESİ
KÜRESELLEŞME SAKIZI ve DİNLERİN MELEZLEŞMESİ
 
“Yoksulluk” Yazınının Yoksulluğu: Toplumsal Sınıflarla Düşünmek
“Yoksulluk” Yazınının Yoksulluğu: Toplumsal Sınıflarla Düşünmek“Yoksulluk” Yazınının Yoksulluğu: Toplumsal Sınıflarla Düşünmek
“Yoksulluk” Yazınının Yoksulluğu: Toplumsal Sınıflarla Düşünmek
 
T.Hobbes ve J.Locke'ın Toplum Sözleşmesi ve ve Devlet Üzerine Görüşlerinin Ka...
T.Hobbes ve J.Locke'ın Toplum Sözleşmesi ve ve Devlet Üzerine Görüşlerinin Ka...T.Hobbes ve J.Locke'ın Toplum Sözleşmesi ve ve Devlet Üzerine Görüşlerinin Ka...
T.Hobbes ve J.Locke'ın Toplum Sözleşmesi ve ve Devlet Üzerine Görüşlerinin Ka...
 
Marx'tan Mao Zedung'a; Devrimci Diyalektik Üzerine
 Marx'tan Mao Zedung'a; Devrimci Diyalektik Üzerine  Marx'tan Mao Zedung'a; Devrimci Diyalektik Üzerine
Marx'tan Mao Zedung'a; Devrimci Diyalektik Üzerine
 
Liberalizmin Ak Kitabi
Liberalizmin Ak KitabiLiberalizmin Ak Kitabi
Liberalizmin Ak Kitabi
 
Karl Marx
Karl MarxKarl Marx
Karl Marx
 
Eğt sen mrk eğitimi 2013
Eğt sen mrk eğitimi 2013Eğt sen mrk eğitimi 2013
Eğt sen mrk eğitimi 2013
 
KS
KSKS
KS
 
BEŞİ BİR YERDE: FAŞİZM, LİBERALİZM, SOSYALİZM, İLERİCİLİK ve YENİ DÜNYA DÜZENİ
BEŞİ BİR YERDE: FAŞİZM, LİBERALİZM, SOSYALİZM, İLERİCİLİK ve YENİ DÜNYA DÜZENİBEŞİ BİR YERDE: FAŞİZM, LİBERALİZM, SOSYALİZM, İLERİCİLİK ve YENİ DÜNYA DÜZENİ
BEŞİ BİR YERDE: FAŞİZM, LİBERALİZM, SOSYALİZM, İLERİCİLİK ve YENİ DÜNYA DÜZENİ
 
Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı eseri üzerinden yabancılaşma ve modernizm ka...
Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı eseri üzerinden yabancılaşma ve modernizm ka...Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı eseri üzerinden yabancılaşma ve modernizm ka...
Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam adlı eseri üzerinden yabancılaşma ve modernizm ka...
 
LİBERTERYEN FELSEFE
LİBERTERYEN FELSEFELİBERTERYEN FELSEFE
LİBERTERYEN FELSEFE
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmi
 
6 political 7.citizenship
6 political 7.citizenship6 political 7.citizenship
6 political 7.citizenship
 
Demokrasiye çeyrek kala.pdf
Demokrasiye çeyrek kala.pdfDemokrasiye çeyrek kala.pdf
Demokrasiye çeyrek kala.pdf
 
VERGİ FELSEFESİ Aydınlanma Çağı Düşünürlerinin Keyfî Vergileme Üzerine Eleşti...
VERGİ FELSEFESİ Aydınlanma Çağı Düşünürlerinin Keyfî Vergileme Üzerine Eleşti...VERGİ FELSEFESİ Aydınlanma Çağı Düşünürlerinin Keyfî Vergileme Üzerine Eleşti...
VERGİ FELSEFESİ Aydınlanma Çağı Düşünürlerinin Keyfî Vergileme Üzerine Eleşti...
 
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdfRoberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
 
LİBERTERYENİZM ve ANARKO-KAPİTALİZM: DEVLETİN MEŞRUİYETİ ve DEVLET ELEŞTİRİSİ
LİBERTERYENİZM ve ANARKO-KAPİTALİZM: DEVLETİN MEŞRUİYETİ ve DEVLET ELEŞTİRİSİLİBERTERYENİZM ve ANARKO-KAPİTALİZM: DEVLETİN MEŞRUİYETİ ve DEVLET ELEŞTİRİSİ
LİBERTERYENİZM ve ANARKO-KAPİTALİZM: DEVLETİN MEŞRUİYETİ ve DEVLET ELEŞTİRİSİ
 

Mais de kolormatik

icabihal sayi 6
icabihal sayi 6icabihal sayi 6
icabihal sayi 6kolormatik
 
icabihal sayi 5
icabihal sayi 5icabihal sayi 5
icabihal sayi 5kolormatik
 
icabihal sayi 4
icabihal sayi 4icabihal sayi 4
icabihal sayi 4kolormatik
 
icabihal sayi 2
icabihal sayi 2icabihal sayi 2
icabihal sayi 2kolormatik
 
icabihal sayi 1
icabihal sayi 1icabihal sayi 1
icabihal sayi 1kolormatik
 
Süryay Mevzuat Uygulaması Tanıtım Kılavuzu
Süryay Mevzuat Uygulaması Tanıtım KılavuzuSüryay Mevzuat Uygulaması Tanıtım Kılavuzu
Süryay Mevzuat Uygulaması Tanıtım Kılavuzukolormatik
 

Mais de kolormatik (6)

icabihal sayi 6
icabihal sayi 6icabihal sayi 6
icabihal sayi 6
 
icabihal sayi 5
icabihal sayi 5icabihal sayi 5
icabihal sayi 5
 
icabihal sayi 4
icabihal sayi 4icabihal sayi 4
icabihal sayi 4
 
icabihal sayi 2
icabihal sayi 2icabihal sayi 2
icabihal sayi 2
 
icabihal sayi 1
icabihal sayi 1icabihal sayi 1
icabihal sayi 1
 
Süryay Mevzuat Uygulaması Tanıtım Kılavuzu
Süryay Mevzuat Uygulaması Tanıtım KılavuzuSüryay Mevzuat Uygulaması Tanıtım Kılavuzu
Süryay Mevzuat Uygulaması Tanıtım Kılavuzu
 

Icabihal sayi 3

  • 1. İcab-ı Hâl HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR Ücretsizdir, Parayla Satılmaz 28 kasım 2011 | SAYI 3 İ.Ü. Hukuk Fakültesi Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır AYDINLANMANIN MİRASI KARANLIĞA BOĞULURKEN...
  • 2. MERHABA Ekim ayıyla birlikte, yeni anayasanın nasıl olacağı sıkça konuşulmaya başlandı. Bu tartışmalar çerçevesinde gördük ki; anayasanın ruhunu oluştu- ran başlıca kavramlar ve ilkeler sanki gökten zembille indirilmiş- çesine, şuursuzca tartışılıyor. Toplumsal mücadeleler netice- sinde ortaya çıkan ve geleceği aydınlatan –eşitlik, özgürlük, yurttaşlık ve laiklik- kavram- ları tarihin çarklarını geriye çevirenler tarafından dönüştü- rülerek sahiplenilmeye çalışı- 3 BU SAYIDA lıyor. Duyduğumuz bu kaygı Bizim Olana Sahip Çıkmak bizi 3. Sayımızda bu değerlerin nereden, nasıl geldiğini ve asıl olarak ne olduklarını su yüzüne 5 Muhterem Cemaat, Safları Sıklaştıralım çıkarmaya götürdü. Bu sayımızda makalelerde laik- 8 Özgürleşen Dünya lik, özgürlük, yurttaşlık, eşitlik kavramları tarihsel kökenleri irdelenerek, günümüze etkileri 10 Laiklik Tartışmalarının Gösterdikleri: “Hoşgörülüyüz Evelallah, Laikiz Hamdolsun” ve ortaya çıkışından itibaren yaşadığı değişimler göz önüne alınarak kaleme alındı. Bu kav- ramlar hem Türkiye Cumhuriyeti 12 Bir Yıldönümü ve Ufkun Sınırları ve dünya anayasaları içindeki hem de sosyalist ve kapitalist sistemler içindeki önemi ve yeri 13 Bir Enternasyonalizm Dersi saptandı. Konumuz çerçevesin- N.Ç. Davasında Skandal Bitmiyor de faşizm ve Nazizm dönemleri ile bu dönemlerdeki anayasal 17 Çukurca Saldırısı ve Yükselen Milliyetçilik düzenlemelere yer veren bir yazı hazırladık. Haberlerimiz- de ise ele aldığımız ilkeleri 18 Van Dosyası gözeterek bir derleme yaptık. Özgürlük: Kime, Ne Zaman, Ne İçin, Nasıl? Kültür-sanatta da bir yazar ve film tanıtımı gerçekleştirdik. 19 Hukuk Olmadan Suç ve Ceza: Hopa Bir sonraki sayımız için alaca- ğımız katkı ve eleştiriler daha Kanun Önünde Eşitsizliğin Hikayesi: önceki giriş yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, bizim için çok 21 Deniz Feneri Tahliyeleri Milletvekilleri Bedava Yaşıyor, Ya Siz? büyük bir öneme sahip. Birlikte tartışma ve dergimizi ilerletme dileğiyle, iyi okumalar. 22 Bir Şair, Bir Devrimci, Bir Aşık: Federico Garcia Lorca topluımcuhukukcularkulubu@gmail.com 24 İki Çocuğun Gözünden: Sınıflar, Sosyalizim ve Darbe facebook.com/toplumcuhukukcularklulubu 2 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
  • 3. BİZİM OLANA SAHİP ÇIKMAK dönemde insanlık, “eşitlik, özgürlük, diyerek 18. yüzyıldan sesleniyor. SUAY ERGİN kardeşlik” için, “çalışarak yaşamak ya Özgürlük konusunda en somut ve da savaşarak ölmek” için; burjuvazi ile güçlü ilk adımların Amerika’da yayın- Bu satırların yazılmaya başlandığı gün birlikte aristokrasiyi alaşağı ederek, lanmış Bağımsızlık Beyannameleri içinde, dünyada açlıktan ölen insan sa- aydınlanarak, kul olmayı reddederek ve Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları yısı: 20.4361 Şimdilik. Çünkü ortalama ve ilk defa tanrı öyle buyurduğu için Beyannamesi ile atıldığını görüyoruz. iki saniyede bir, bu rakam artmakta. değil, kendi aklı bunu emrettiği için Fransız Devrimi’nden sonra yayınlanan Her yıl listeler yapılıyor, “Dünyanın savaşarak “özgür birey” oldu. beyanname ilk maddede “İnsanlar, en zengin 100 işadamı” ve gazete- Demokrasi mücadelesinde , henüz haklar bakımından özgür ve eşit doğar lere gururla konu oluyor, “Dünyanın bütünsel bir sınıf özelliği göstermeyen ve yaşarlar.” dedikten sonra dördüncü en zenginleri listesine giren bilmem işçileri de kendi talepleri doğrultu- maddesinde özgürlük tanımını şöyle kaçıncı işadamımız”. Sözü edilen lis- sunda harekete geçirip, kendi önder- yapıyor: “Özgürlük başkalarına zarar telerde adı geçenlerin toplam serveti, liğinde halkı da aydınlatan burjuvazi, vermeden istediğini yapabilmektir: insanlığın toplam gelirinin yarısından bu aydınlığın sınırını belirlemişti, ışık Her bir insanın doğal haklarını kullan- fazla. Her geçen gün birilerinin artan sonsuz aydınlatmamalıydı ki  işçi sınıfı ması da toplumun diğer üyelerinin de serveti, her geçen dakika birilerinin burjuvaziyi tarihin karanlık sayfalarına aynı hakları kullanmasını garanti altına ölümüne neden oluyor. Kapitalizm gömmesindi. Aklın egemenliği, laiklik, alacak sınırlar içindedir. Bu sınırlar diyorlar bunun adına. özgürlük ve  aydınlanma burjuvazinin da sadece yasalarla belirlenebilir.” Bir avuç insanın elinde toplanmış bu işine yaradığı ölçüde vardı. Dolayı- Bu soyutlanmış özgürlük, yasaları- servete ve bunun neden olduğu açlığa sıyla proletarya bir sınıf olarak kendi nın yapıcısı ve uygulayıcısı egemen ve yoksulluğa karşı isyan, nasıl oluyor bağımsız taleplerini ortaya koyduğu sınıflar tarafından sadece kendilerine da önleniyor? ölçüde burjuvaziyi karşısında buldu, tanınmıştır. Marx’ın bu konuyla ilgili aydınlanan burjuvazinin ışığı, emek- verdiği örnek, bu kavrama yüklenen Kavram karmaşasından akıl çiye gericilik, sömürü ve ortaçağ farklı tanımlar açısından oldukça tutulmasına karanlığı olarak yansıdı. 1848 yılına, yerindedir: “İngiltere’ye gelen bir Ame-  İsyan savaşla, silahla ya da zor burjuva sınıfının ilericilik özelliğini rikalı zenci kölesini kırbaçlamış, yargıç yoluyla önlenmiyor. Eşitsizliği yaratan kaybettiği yıl olarak bir işaret koyuldu. bunu yasaklayınca bu yasağın nede- burjuva düzeni, kendi ideologları Bu tarihten sonraki eşitlik ve özgürlük nini bir türlü anlayamayan Amerikalı, aracılığıyla eşitsizliğin teorisini de ya- mücadelesi ancak burjuva düzenine insanın kölesini kırbaçlayamadığı bir ratıyor, ki yaratmak zorunda. Patronlar karşı verilebilirdi. ülkeye özgürlük ülkesi denir mi, diye elbette demiyor ki “Sen çok ürettiğin Burjuvazi, ideologları eliyle, aydın- bağırmış.” ve ürettiğini satın alabilecek parası lanmanın bu çelişkisini gizlemeye Özgürlük de, en az eşitlik kadar, sınıf- olan insan sayısı gittikçe azaldığı için çalıştıkça aydınlanmaya ve aydınlan- sal bir kavramdır. Özgürlüğün gerçek kriz çıkabilir, işsiz kalabilirsin, kiranı madan miras kalan kavramlara saldırdı. anlamını üretici güçler ve üretim ödeyemeyebilirsin, çocuğunu okula Saldırmalıydı da. Bu kavramlar emek- ilişkilerinden ayrıksı bir yere oturta- gönderemeyebilirsin, ya da iş bulsan çinin elinde silah olduğu sürece kendi rak anlamak mümkün değildir. Aksi, bile tüm bunlara gereken parayı  kaza- iktidarını tehlikeden kurtaramazdı. burjuva ideologlarının yaptığı gibi öz- namayabilirsin. Bütün bunlar olabilir,   gürlüğü soyut bir temelde ele almayı olmalı ki ben daha da zenginleşeyim.” Özgürlük sana çok yakışıyor gerektirir. Bunun sonunda varacağımız Tercih edilen şu oluyor: “Bizler de  “Özgürlük istiyorum!” diyene, “Eme- yer “sakal bırakma özgürlüğü”, “türban eşitlikten özgürlükten yanayız, ama ğini satmakta özgürsün.” demeliydi. takma özgürlüğü”nden öteye gitme- ne yapalım, sistem böyle işliyor, kriz Öyle ya; Mösyö Burjuvazi insanlığı yecek, gitse gitse “başka ülkelere çıkabiliyor. Böyle zamanlarda bizler de Ortaçağ karanlığından, insanı köle- özgürlük götürmek için öldürmek küçülmek için işçi çıkartmak zorunda likten kurtarmıştı. Köleyken efendisi özgürlüğü” olacaktır. kalıyoruz.” Kitleler bu durumun kaçınıl- tarafından bir kez satın alınan insan, Marksizmin, tekil ve yalıtık bir birey, mazlığına ikna ediliyor, ekonomi soyut, artık emeğini her gün her saat sat- bir monad olarak insanın özgür- insanın üzerinde hakimiyet kurama- makta özgürdü. Öyle ya; artık insan leşmesiyle ilgilenmediği doğrudur. dığı bir “şey” olup çıkıyor. Kavramlar bedeni prangalarla esir alınamazsa da, Marksizm, toplumsal bir varlık, yani aracılığıyla yürütülen bu ideolojik akıllara vurulan pranga tüm insanlığı koşullanmış bir irade olarak toplumsal mücadelede, bir akıl tutulması ki, tüm esir alabilirdi.  ilişkilere giren insanın özgürleşme- insanlığı esir alıyor. Fransız Devrimi’nin düşünsel te- siyle ilgilenir. İnsan, nihai anlamda Burjuvazi buna neden ihtiyaç duyu- melini hazırlayan filozoflardan özgürleştiği zaman da gene toplumsal yor? Yanıtı tarihte.  Montesquieu,”Hiçbir kavram yoktur bir varlık olacaktır; ama bu aşamada, Aydınlanma düşüncesinin hayat ki, Özgürlük Kavramı kadar kendisine toplumsal yaşama her türlü yaban- bulduğu ve doruğa ulaştığı tarihsel değişik anlamlar verilmiş ve düşünce- cılaşmadan kurtulmuş olarak katıla- uğrak 1789 Fransız Devrimi. Bu lere çeşitli biçimde yansımış olsun!” caktır. Yabancılaşmadan kurtuluş ise, HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 3
  • 4. toplumsal eşitsizliklerin kaynağı olan özel mülkiyete ve ona bağlı işbölümü- ne son verilmesiyle gerçekleşecektir. (...) Özgürlüğün temek önkoşulu olarak görülen “değişim”, kapitalist üretim tarzının sona ermesidir. İnsanın toplumdaki yeri Marx’ın yaptığı gibi tanımlanırsa, bu konumdaki insanın özgürleşmesinin ancak “bütün insan- larca yaşanıp paylaşılan bir değişimle” gerçekleşebileceği ortaya çıkar. Eşitlik, işte bu “büyük değişim”dir.2  Kapitalizmin özgür insanı ise, daha önce de bahsedildiği üzere, sakalını bırakmak türbanını takmakta özgür olduğu gibi, emeğini satacağı patronu seçmekte ve belki de bugün açlıktan ölen yirmibin küsur kişiden biri olmak- ta da özgür olacaktır.  Bir samimiyet testi olarak laiklik  Laiklik, Ortaçağ karanlığından çıkmaya niyetlenmiş devrimci burjuvazinin politik bir istemiydi. Din düşüncesi, sınıfa, burjuvaziye satıldı.   dine eşit mesafede olmak” olarak ta- Aydınlanmanın etkisiyle yeniden şekil- Burjuvazi, kilisenin siyasi ve ekono- nımlanmakta ve burjuvazinin ilericilik lenmişti şekillenmesine de, burjuvazi mik egemenliğini feodaliteyle birlikte bayrağını çoktan bıraktığına kanıt bu isteminde ne kadar samimiydi? ortadan kaldırmıştı. Dinsel otoriteler teşkil etmektedir. Dinin ilk  işlevi, açıklanamayan doğa tarafından yönetilen toplum yapısına   olaylarını açıklamaya çalışmaktı. son verilmişti. Bu anlamda burjuvazi Ne yapmalı? “Öbür dünya” düşüncesi ile birlikte din tarihteki laik rolünü oynamıştır. Tarihe dikkatli bir gözle bakıldığında, burjuva Kavramlar, nesnel gerçeklikten toplumsal bir nitelik kazanmıştır. O ideologları dışında herkes şunu göre- yansıdıkları için tıpkı nesnel gerçeklik bize bu dünyadaki zulme katlanmayı öğütlemiştir, çünkü bu düzene boyun cektir: Bir dönem dinin baskısına ve gibi kesin, durgun, sonsuz ve saltık de- eğersek öteki dünyada bizi gerçek otoritesine karşı savaşan burjuvazi, ğildirler. Kavramlar da nesnel gerçeklik mutluluk beklemektedir. Marx’ın de- kendi egemenlik araçlarını oluşturma- gibi, daima gelişirler ve yenilenirler.5  yişiyle; “Din, baskı altındaki yaratığın ya başlamasıyla birlikte dini ve dinsel Burjuvazinin terk etmekle kalmadığı, iniltisidir, vicdansız dünyanın vicda- örgütlenmeleri kendi tarafına çekmiş, bu kavramlar aracılığıyla sürekli bir nıdır, ruhsuz hallerin ruhudur. Din, onlara toplumda ciddi bir misyon ideolojik savaş örgütlediği günümüz- insanların afyonudur.”3 biçmiştir. Dinsel otoritenin kapita- lizmin vazgeçilmezliğini vaaz eden, de, bu kavram karmaşasının yol açtığı Aydınlanmaya kadar geçen süre- insanları soyut bir huzura davet eden akıl tutulmasına son vermenin tek de dinin siyasal işlevi ise anlamını, iktidarın tanrısallığında buluyor. Son yaklaşımları burjuvazi için gül bah- yolu, tarihte ilericilik bayrağına yazıl- derece dünyevi bir iş olan yönetme çesi demektir. Bu gülleri yetiştirmek, mış kavramların içini emek ekseninde, yetkisi, Tanrı tarafından hükümdar bunları “dünyevi hayatın” pınarlarıyla taşıdıkları devrimci içeriği unutmaya- bahşediliyor. beslemek burjuvazi için son derece rak doldurmaktır.  Ulus-devletin gelişme sürecinde karlı bir uğraştır.  Bu, bizim olana, kuşatma altında kala- hükümdarın karşısında tek güçlü rakip Burjuvazinin tarihsel olarak oynadığı na sahip çıkma mücadelesidir. olarak kilise duruyor ve toprakların laik rolü ve ortaya koyduğu gücü üçte birine sahip olan kilise, büyük “tanrısal düzen”in temsilcilerince de kabul edilmiştir. Topluma huzur vaaz Dipnotlar: halk kitlelerinin ödediği vergiler yoluy- la gün be gün daha da zenginleşiyor- eden, tanrısal gül bahçelerini sulayan 1.    Sayısal veriye ulaşılabilecek inter- du. Papa’nın iç işlere karışma hakkının pınarları burjuvazi elinde tutuyor. net sitesi: http://www.worldometers. bulunması da, politik rakip olması Burjuvazi, savaşta yenip dünyevi info/ anlamına geliyordu.   düzenden uzaklaştırdığı hasmına,  2.    M. Çulhaoğlu, Doğruda Durma- Kilise feodal yapının en önemli tuğ- şimdi gürül gürül akan emek denizini nın Felsefesi, YGS Yayınları, 1.cilt, lalarından biriydi ve “tanrının gücü” denetlemek için,  seve seve yanında s.246,247 feodal düzeni saldırılara karşı koru- bir iş vermiştir!4  3.    Afyon, o dönemde bir nevi ağrı yordu. Feodalizm dünya üzerinden Devrimci burjuvazi için laiklik, “din ile kesici olarak kullanılıyordu. Günümüz- silinirken onun en sağlam kalelerinden dünya işlerinin birbirinden ayrılması birinin, kilisenin, olduğu gibi bırakıl- iken, kurduğu düzeni korumaya çalışan deki uyuşturucu anlamında değil. ması söz konusu olabilir miydi? İlk iş burjuvazi “din ve devlet işlerini birbi- 4.    Tahir Kalemci, Laiklikten Ne Anla- olarak kilise toprakları devletleştirilip rinden ayırarak” laik olur. Günümüzde malıyız?, Gelenek 54. Sayı açık arttırmayla, parası olan yükselen ise  “dini inançlara saygı duymak, her 5.    O. Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü 4 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
  • 5. MUHTEREM CEMAAT, SAFLARI SIKLAŞTIRALIM elverişli koşullara ulaşması… İnsanal iki kavram ciddi bir birikim meydana Onur güneş olan her şeye yaklaşabilme özgürlü- getirmiştir ve “Bu birikimin patlama ğü… İnsanın toplumsallaştığı ölçüde dönemi 19.yy ‘ın ilk yarısıdır. Fel- Birey Ve Toplum Üzerine bireyleşmesi, bireyleştiği ölçüde de sefe de Hegel, müzikte Beethoven, Liberalizm, sosyalizmi bireyi yok toplumsal bir varlık konumuna gelme- edebiyatta gerçekçilik ve toplumsal saymakla onu topluluklara kurban si…”1 Ayrıca burjuvazinin iktidara gel- planda Marksizm aynı birikimin somut etmekle suçlamıştır . “Liberal aydınlar” meye başladığı bu dönemde bireylerin, ürünleridir.”2 toplumsallaşma düşüncesini bireylerin örgütlü (topluca- eşit yurttaşlar gibi) pasifize edilmesi, etkisizleştirilmesi hareket ederek aristokrasiyi yerinden Burjuva Devrimlerinin Perde Arkası olarak adlandırmış ve sosyalizm mü- etmesi burjuvazinin öncülüğünde Toplumsal sınıflardan biri diğerinden cadelesinin karşısına bu argümanla di- gerçekleşmiş eylemliliğin sonucudur. iktidarı alabilmek istiyorsa, mevcut kilmiştir. Örgütlenme anlayışının bireyi Dolayısıyla liberalizmin sosyalizme iktidardan çok daha radikal dinamik- yok sayması ve ezmesi defalarca ba- isnat ettiği suç, – ki eğer toplum ola- ler geliştirmek zorudadır. Burjuva his konusu olmuştur. Bu anlayışa göre bilme çabası bir suçsa- kendi sınıfının devrimleri döneminin kilit noktası da birey, toplum içinde içsel dinamikleri (burjuvazinin) çıkarlarına işçi sınıfın- burdadır. Burjuvazinin öznel itici güç- ile hareket edemez hale gelir ve dan çok daha evvel hizmet etmiştir. leri iktidarın el değiştirmesine olanak toplumun çıkarları bireyin çıkarlarının Liberalizmin her ne kadar “birey” diye tanımamış ve ortaya bir radikalizm önüne geçer. Halbuki bireyin kendini kodladığı ve sözde soğurulmasından boşluğu çıkmıştır. Bu boşluk emekçi sı- tekil olarak var edebildiği dönem top- rahatsızlık duyduğu yalnızca son dö- nıfların mücadeleye dahil olması sonu- lum olabilme düşüncesinin serpilmeye nemin moda deyimiyle %1 ‘den oluşan cu doldurulmaya çalışılmış ve başarılı başladığı dönemdir. Yani “birey” ve özel bir zümreden ibaret olsa da bu olunmuştur. Fakat burjuvazi iktidara “toplum” birbirlerini öteleyen değil iddia tümden sakattır. geldiği tarihten sonra kendi rejimini aksine birbirlerinin  içinden çıkan Birey – toplum ilişkisi karşılıklı olarak kurduğu her yerde gericileşmeye kavramlardır. “Neydi bu sürecin ana birbirlerini etkileyen, diyalektik bir başlamıştır. Emekçi sınıfların mücade- hatları? Birey olarak insan ile dış çevre ilişkidir. Dolayısıyla bu iki kavram ara- leye katılması için ortaya atılan eşit arasındaki ilişkilerin, ilk kez kurumsal sında çelişkiden çok, tarihsel ilerleme yurttaşlık, özgürlük gibi kavramlar prizmaları atlayarak daha doğrudan- bakımından yükseliş ve alçalış dönem- anayasal düzlemde yerini bulurken laşması…  İnsanın dış çevreyle birlikte lerinde doğru orantı bulunmaktadır. toplumsal yaşamda varolamamıştır. kendisinin bilincine varmada daha Metin Çulhaoğlu’ nun deyimiyle bu Fransız Devriminden başlayarak 1923 HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 5
  • 6. Türkiye devrimine kadar gelen geniş kellesini almayı başarmıştır. bırakmıştır. Yönü değişen devrim kendi bir yelpaze, burjuvazinin iktidarı Kendi insanını yaratmak her devrimin rotasında dahi kalamamış, yavaşladığı aldıktan sonra gericileşmesine, emekçi olduğu gibi Türkiye Devrimi’nin de ve gericileştiği oranda yönetimi de düşmanı karakterini gözler önüne temel zorunluluğuydu. Yeni insa- liberal eğilimlere terk etmiştir. sermesine örnek olarak verilebilir. nın yaratılışı ise yalnızca anayasal Burjuvazinin emekçi sınıfları arkasına düzlemde şekillenebilecek kadar basit 12 Eylül Ve Sonrası alarak yaptığı devrimler her ne kadar bir olgu değildi ve sanatla desteklen- 27 mayıs darbesinin ardından gelen halk için beklentileri karşılamasa da bu mek durumundaydı. Çünkü birey artık 1961 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti durum burjuva devrimlerinin değersiz toplumla bağlarını kurmalıydı. Birey ve tarihinde ortaya çıkan en özgürlükçü olduğu anlamına gelmez. Bugün bizler toplumun birbirini besleyen kavramlar anayasa olarak anılmaktadır. Darbenin tarafından, ülkemizde ve dünyada olması da buradan ileri gelmektedir. ve yeni anayasanın  yarattığı siyasi burjuvazi hedef tahtasına oturtul- Zira bireyin iç çelişkilerinin yansıması ortam, Türkiye’ de sosyalist hareketin muş olsa da kralların hüküm sürdüğü toplum üzerinde kendini gösterirken güçlenmesine olanak sağlamıştır. bir dünyanın yıkılması başlı başına toplumun dışsal dürtüleri de bireyin Ardından gelen süreç , uluslar arası tarihsel bir ilerleme olarak karşımıza iç çelişkilerini etkilemektedir. Cumhu- dinamiklerin de yoğun etkisiyle 12 çıkmaktadır. Fakat burjuvazinin tarihin riyet dönemi edebiyatının önemli bir mart ve 12 eylül faşist darbelerini çarklarını ileriye çevirmesine atfedilen bölümü de bu tezi desteklemektedir. ortaya çıkarmış ve aklını özgürleştirme anlam, işçi sınıfının kendi devriminin Reşat Nuri’nin Çalıkuşu eserindeki şansını yakalamış insanların üzerinden koşullarını hazırlayabileceği ortamın Feride karakteri, iç çelişkilerinin yap- silindir gibi geçmiştir. Türkiye burju- yaratılmasında saklıdır. İktidarda- tığı baskı ile bir köy öğretmeni olmuş, vazisi, 27 mayısta darbeyi engelleme- ki mevcut sınıfın ilericiliği bundan İstanbul’un görece rahat koşulla- mekle yaptığı hatanın farkına varmış ibarettir. rından ve kendi yalnız dünyasından ve ardından gelen dönemde gerçek Örnek olsun; 1789 Fransız devrimi, sıyrılıp aydınlanma hareketine destek yüzünü tekrardan göstermiştir.12 toprağı “kralın mülkü” toplumu ise vermek için yola koyulmuştu. Mithat Eylül faşist darbesi, yurttaşlık adına “kralın tebaası” olmaktan çıkarıp Cemal Kuntay’ın Üç İstanbul’unda ki Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan “yurt” ve “yurttaş” kavramlarını siyasi Adnan’ı, çevresinde olup bitenlere beri atılan 2 ileri 1 geri adımların arenaya sokmuştur. Yurt, örgütlenmiş bir zaman sonra kayıtsız kalamamış; tümünü silmeyi amaçlamıştır. Özal’ lı ve yönetimi ele geçirmiş yığınların kendi çevresine baktığında gördüğü yıllar olarak da tanımlanabilecek 80’ yani kulluğu reddeden yurttaşların, manzaranın, memleketin manzarası ler dönemi sadece Türkiye’ de değil kralın ayaklarının altından kaydırdıkları olduğuna kanaat getirdiği noktada Dünyada da neo-liberal dönüşümlerin toprak olarak zihinlere kazınmıştır mücadeleye katılmıştır.  Artık yeni ortaya çıktığı dönem olarak bilinmek- (aynı halk yığınları, 20. yy’ da çokça insan tek başına bir birey değil örgütlü tedir. Sovyetler Birliği’nin zayıfla- görüldüğü üzere burjuvazinin ayağının toplumun bireyidir. ması, tüm ülkelerin ezilen emekçi altından da yurt toprağını kaydırma- Türkiye’ de artık yeni bir düzen vardır. sınıflarının umutlarını söndürmüş ve yı başarabilmişlerdir). Şüphesiz ki Yeni rejimin kurgusu Kurtuluş Savaşı onları kariyerizmin, köşe dönmeciliğin, burjuva devrimleri, yönetimi halka döneminde şekillenmeye başlamış ve cemaatleşmenin kollarına bırakmıştır. vermemiş fakat en azından iktidarın bu kurgu doğrultusunda rejime muha- 80’ lerin sonu 90’ların başı olarak kod- kaynağını gökyüzünden yeryüzüne lif unsurların sesleri daha muhalefet lanabilecek dönemde soğuk savaşın indirmiştir ve bu durum kıymetlidir ve yapamadan kısılmıştır. 10 eylül 1920’ etkilerini özellikle silahlanma yoluyla bunu anlamayıp solcu kisvesi altında de Bakü’ de kurulan Türkiye Komünist arttıran kapitalist blok, Doğu Bloku’ dolananlar en hafif tabirle şaşkındır. Fırkası’ nın önderliği, Kurtuluş Savaşı’ nun dağılması ve Sovyetler Birliği’ nin   na destek vermek için geldikleri kendi çözülmesiyle, sosyalizm karşısında bir Türkiyeli Bir Burjuvazi ülkelerinde katledilmiştir. Kurtuluş zafer kazanmıştır. Artık özgür düşünen Yaşadığımız coğrafyadaki dönüşüm de Savaşı’ nı yürüten kadroların, halkın insanlara değil özgürce halkın sırtına Avrupa kıtasındaki gelişmelerden geç yanı sıra burjuvazinin kurtuluşunu da binen girişimcilere, kanaat önderi de olsa payını almıştır. Halk padişah koruma altına aldıkları o gün ortaya kisvesi altında halkı maymunlaştıran denilen otoritenin mülkü olmaktan çıkmıştır. İzmir İktisat Kongresi’ nde imamlara ihtiyaç vardır. Cemaatleşme kendisini ve yaşadığı toprağı kurtar- simgeleşen durum ise yeni rejimin olgusu bu dönemde yurttaşlık kav- mıştır. Avrupa kıtasındaki burjuva dev- yönünün Kurtuluş Savaşı sırasında ramını yok etmek adına var gücüyle rimleri ve 1917 Ekim Devrimi’ nden askeri ve iktisadi yardım aldığı SSCB’ savaş vermektedir. etkilenen, Jön Türkler ile başlayarak İt- ye (sosyalizme) değil Batı Avrupa’ya 1980 sonrası döneminin sanatına tihat ve Terakki  ile devam eden süreç (kapitalizme) taraf olduğunu gözlerö- baktığımızda da bir “yeni insan” nihayet kemalist kadrolarda birikimini nüne sermiştir. yaratma çabası görürüz. Bu yeni insan tamamlayarak bir basınç yaratmış, Devrim süreci yukarıda örneklemeye ise içine kapanık, toplumla bağları halkın padişahların tebaası olmaktan gayret ettiğim sancı ve gelişmele- olmayan, kendi küçük dünyasında iç kurtulmasına önayak olmuştur. 1923 riyle beraber devam etmiş ve 1950’ çelişkilerinin sancısını çeken insandır. Türkiye Devrimi eksiklikleri, zaafları ve li yıllara gelindiğinde CHP, iktidarı Ahmet Altan’ın, Elif Şafak’ın romanla- hatta tarihi hatalarına rağmen yüzyıl- emperyalizmin yeni dönem çıkarları rındaki karakterlerinin aşkları, acıları, lardır süregelen padişahlık düzeninin doğrultusunda Demokrat Parti’ye mutlulukları hep dört duvar arasında 6 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
  • 7. kalmıştır. Bu karakterlerin toplumun lanan insanlar yetiştirir.”3 şeklinde için mücadele etmiş ve bu mücadele- başından geçenlerle ilişkisi yoktur ve verebilen insanlar artık ülkemizde den ciddi kazanımlarla çıkmıştır. Şimdi bunların örgütlenmeden, birlik olabil- saygın kanaat önderleri olarak anıl- ise gözüken tablo bu kazanımların meden anladıkları dans kurslarından, maktadır. Halbuki cemaatler; bireylerin yokolmaya yüztuttuğu yönündedir. graffiti topluluklarından ibarettir. Birey zihinlerini dogmalarla çürüten, onların Bu dönemde ya yurttaşlığımıza, özgür bu dönemde toplumdan koparılmak, eylemliliklerini sönümlendiren, itaatkar aklımıza sahip çıkar saflarımızı sıklaş- ve uysal olmaları için “şükretme” tırırız ya da uçak düşürme hikayelerini yalnızlaştırılmak istenmektedir. kültürünü pompalayan kurumlardır. anlatmaya başlarız. Üçüncü bir yol Ülkemizde “Gülen cemaati” adıyla Cemaatin içindeki insan, ne önderi yoktur. bilinen grup, kapitalizmin insan bey- olarak gördüğü kişiyi sorgulayabilir   nini çürütmek adına verdiği savaşın ne de ondan dinlediklerini tartışabilir. Dipnotlar: Türkiye ayağını temsil etmektedir. 12 Cemaatler, vaaz dinlerken aldığı gazı 1.       Metin ÇULHAOĞLU, Bir Mirasın eylül darbesinin de destekçisi olan eşinden, çocuğundan çıkartan bireyler Güncelliği  TARİH TÜRKİYE SOSYA- Fetullah Gülen; dershanelerde, ma- yetiştirirler. “Yakın zamanlardan LİZM, YGS Yayınları, Birinci Basım – hallelerde, okullarda, üniversitelerde trajikomik birkaç izaha yüzlerce tarikat Eylül 2002, sf: 177  adım adım örgütlenerek, insanların dini bağlısının sırf şeyhleri dedi diye nasıl 2.       Metin ÇULHAOĞLU, Bir Mirasın duygularını cımbız darbeleriyle yavaş inandıklarını örnek verebiliriz. Birinci Güncelliği  TARİH TÜRKİYE SOSYA- yavaş sömürerek cemaat kültürünü şeyhin Amerika’ya kızıp nasıl uzay LİZM, YGS Yayınları, Birinci Basım – bu ülkenin insanlarına aşılamakta çok mekiğini düşürdüğünü şeyhin müritleri Eylül 2002, sf: 182 önemli bir yol katetmiştir. büyük bir gururla anlatıyorlardı. İkinci 3.      Hatice Kübra ERGİN, CEMAATLEŞ- Cemaat nedir sorusunun şeyhin ise Kıbrıs’ta duyulan ve başta ME BİLİNCİ ve FARKLILIKLARA TAHAM- cevabını“Cemaatleşmenin özelliği, se- nedeni çözülemeyen gürültüyü ejder- MÜL, http://www.milligorusforum.biz/ vilen bir kişinin merkezinde durduğu, ha ilan etmesini en okumuş müritleri serbest-kursu/32415-cemaatlesme- onun etrafında ama onun şahsını aşan bile hemen kabul etmişlerdi.”4 bilinci-ve-farkliliklara-tahammul.html bir sistem oluşturmasıdır. Cemaatler, Yukarıdaki örnekler 21. yy Türkiyesi’ 4.      Ali AKSOY, TARİKATLAR, http:// yıldız şahsiyetlerin etrafında, onların nden alınmıştır. Bu coğrafyada yaşa- www.aliaksoy.net/2007/03/26/ İslam’dan alıp yansıttığı ışıkla aydın- yan insanlar, kulluktan kurtulabilmek tarikatlar/ HELAL SERTİFİKASI DEVLETTEN Tekstil ürünlerinden medikal malzemelere, gıdadan kozmetiğe kadar pek çok ürünün İslami usullere uygunluğunun uluslararası platformda ‘helal sertifikası’ ile belgelendiği biliniyordu ancak uygulama Türkiye’de artık devlet eliyle gerçekleştirilecek. GÖREVLİ KURUMLAR; DİYANET İLE TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ Helal gıda belgesi denetimi için gıda ve kimya mühendislerinin yanı sıra Diyanet İşleri Bakanlığı üst düzey yetkililerinden oluşan özel bir ekip kuruldu. Firmalardaki üretimin tüm aşamalarını takip eden ekiplerin hazırladıkları rapor doğrultusunda TSE uzmanları ve Diyanet’in üst düzey yetkilisinden oluşan komisyon, firmalara ürünlerinde Komisyon, Beypiliç ve Aytaç sertifika almak üzere başvuruda kullanılmak üzere ‘helal gıda’ bel- firmalarına sertifika verirken bulunduğu ve sürecin tamamlan- gesi vermeye başladı. yirminin üzerinde şirketin de mak üzere olduğu öğrenildi. HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 7
  • 8. ÖZGÜRLEŞEN DÜNYA ezginur şahin İnsanlar ne özgür doğuyor ne de özgür yaşıyorlar. Sadece özgür olmak istiyorlar… İnsan özgür doğar, özgür yaşar.. . 1789 da yayımlanan İnsan Hakları Bildirisi’nin birinci maddesi böyle başlı- yordu..İnsanlık ilk defa özgür insan ha- yalini somut bir şekilde ilan ediyordu bu bildiriyle..Beyinler özgürleşiyordu, akıl ve bilim yaşamın her alanında sahneye çıkıyor; soruyor, sorguluyor ve değiştiriyordu.Artık krallar, kiliseler zorba iktidarlarını halka karşı kullana- mayacaklar ve bu özgür insanlar, yeni ve adil bir dünyayı tüm insanlık adına kuracaklardı.Herkesin özgür ve mutlu olduğu bir dünyaydı istedikleri.Maa- lesef kulağa da çok hoş gelen bu iyi niyetli yaklaşımın sınıf,mülkiyet,eşitlik gibi kavramların henüz net olarak orta- ya konulamadığı bir tarihsel dönemde gerçek anlamıyla vücut bulması da beklenemezdi.Çok geçmeden özgür- lüğün ve adaletin belirli bir sınıf için olduğu anlaşılacaktı.Bu sınıf tüm özgürlük ve aydınlık söylemlerini perdeleyerek kendi iktidarını kuracak ve sadece kendisi özgürleşecekti. toplum düzeninde mülkiyetin doğur- buna dahil edebiliriz- vazgeçmediğinin Yoksul halk yığınları için ise değişen duğu eşitsizlik karşısında kişiler belli kanıtı olarak gösterilebilir. Bireyin ve pek fazla bir şey yoktu. Akıl ve bilimle, hak ve özgürlüklerini devlete devret- toplumun özgürlüğünü amaç edinen aydınlanma ile tanışmıştı dünya ama mişlerdir ve toplum halinde yaşamak bu fikir silsilesi özgürlüğün kaynağını insanların, sömürü mekanizmalarını ve toplumdaki düzeni sağlamak da dünyevi ölçütlere dayandırıyordu . tam olarak anlamaları için henüz amacıyla da sözleşme oluşturmuş- 17. Yy da işlerlik kazanmaya başlayan erkendi. Özgür olmak istiyorlardı. Bu lardır diye devam ediyor Rousseau. bu düşünce salt belli bir kesimin değil istekle yola çıkmışlardı ama gördüler Böylece toplumsal bir varlık olan insan tüm insanlığın haklarını savunduğu ki insanlar ne özgür doğuyordu ne de artık topluma karşı da sorumlu hale için ilerici bir adımdır. Özgürlük yeryü- özgür yaşıyordu! gelmiştir. Bu uygar toplum sisteminin, züne inmişti fakat bu kez de yönetici- bireyin tüm özgürlüklerini ortadan lerin ellerinde güç odağı haline geldi. İlkel toplumdan uygar topluma… kaldırdığını düşünmek yanlış olur. Şimdi artık asıl sorun özgürlüğün “Bir toprak parçasının etrafını çitle Bu sistemi temsil eden uygar insan; kaynağından çok. özgürlüğün nasıl çevirip ‘Bu bana aittir ‘ diyebilen ve tek tek bireylerin iradelerinin birleş- kullanılacağı meselesiydi. kendisine inanacak denli saf insanlar mesinden meydana gelen, genel bir bulan ilk insanın ortaya çıkmasıyla irade yaratıp, bu genel iradenin hakim Dünya kafası üstünde duruyor2 beraber insanların tam ve mutlak öz- olduğu bir toplum düzeni hayal ediyor- Aydınlanma düşüncesi de işte bu gürlüğü bozulmuştur.” diyor Rousseau. du. İnsanın doğuştan ve yalnız insan birikimin üstüne doğdu. Bu birikimin Evet, mülkiyetin gerçekten de avcı- olduğu için sahip olduğu birtakım doruk noktasını ise Fransız Devrimi toplayıcı ilkel insan topluluklarının1 dokunulamaz ve devredilemez hak ve temsil ediyordu.Kralların ve derebey- doğal özgürlüklerini sınırladığı söyle- özgürlüklerinin var olduğu düşüncesi- lerin baskısı altında ezilen halk için öz- nebilir ancak aynı zamanda da üretici nin de sözleşmenin gereği olması, top- gürlük krala ve kralın nezdinde temsil topluma geçen insanları toplumsal lumun devlet karşısında tüm özgür- edilen devlet otoritesine karşı diren- yaşama iten en önemli etkenlerden lüklerinden –ki sözleşmeye uyulmadığı mekti.Dolayısıyla Fransız Devrimi’ne de biri olmuştur.Bundan sonra gelişen takdirde itaatsizlik özgürlüğünü de kadar gelmiş ve ondan sonra da uzun- 8 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
  • 9. ca bir süre devam etmiş olan özgürlük anlamda var olması, kişinin ancak ğunu anlamamız açısından bu kavrayış anlayışının başlıca amacının devlet her biçimi ile sömürüden kurtulması oldukça önemlidir. Zira yaşadığımız şu iktidarını sınırlandırmak olması son koşulları altında olanaklıdır.” Bu yeni dönemlerde de yapılan her türlü siya- derece doğaldı. Bu anlamda özgürlük, bir bakıştır özgürlüğe..Bu anlayışta öz- si-ideolojik gerici hamle özgürlük (!) devletin sınırlarını aşmaması gereken gürlük kavramının sınıfsal anlamı çok adına yapılıyor.Amerika ve diğer NATO bir çerçeve oluşturuyordu. açıktır.Belli sınıfların karşılıklı ilişkisini ülkeleri -Irak’ a, Libya’ya özgürlük Fransız devrimiyle beraber ilan edilen doğrudan doğruya inceler durumdadır. götürmek için bombalar yağdırabiliyor. ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’; baş- Bununla beraber özgürlüğü ne kişinin Ya da kadının özgürleşmesi sorununun kalarına devredilemez, zaman aşımına yaşadığı çağdan ne de toplumun bir sonucu olan türban, bir özgürlük uğramaz kutsal hakların varlığını ilan koşullarından ayırarak incelemenin simgesi olarak çıkabiliyor karşımıza ediyordu. Özgürlük hakkı, mülkiyet mümkün olmadığı gerçeğini ortaya üstelik 13 yaşındaki N.Ç nin tecavüz- hakkı, kişi güvenliği hakkı, düşünce ve koymuştur..Ve toplumdaki tüm dog- cüleri bir bir aklanıp özgürlüklerine vicdan özgürlüğü gibi klasik hak ve öz- malardan sıyrılan insanın, zincirlerini kavuşturulmaya çalışılırken. Özgür gürlükler sistemli bir ayrım yapılmak- kırdığında,yeteneklerini, eğilimlerini akıyor derelerimiz ve özgürce talan sızın sıralanmıştı. Bildiri özgürlüğün serbestçe kullanmasının önündeki ediliyorlar HES’ler uğruna. Tersaneler- tarihsel gelişim sürecindeki en önemli engelleri kaldırdığında özgürlüğüne de yüzlerce işçi güvencesiz çalışma duraklarından biriydi. Tüm insanlığa kavuşabileceğini söyler..Bu da geliş- seslendiği için de devrimci niteliktey- menin bütün koşulları yaratıldığında koşulları altında ölme özgürlüklerini di. Diyalektiğe uygun olarak demok- ve yasaların insanlar yararına kulla- kullanıyorlar mesela… Gazeteciler ratik bir topluma geçişi simgeliyordu. nabildiği ölçüde mümkün olacaktır. özgürce cezaevlerinden yazıyorlar ya- Kuşkusuz yaratılan bu soyut insanın Yani, “Gerçek insan, birey olarak insan, zılarını. Öğrenciler özgürce ödüyorlar bu hakları kullanması imkânsızdı. Feo- soyut yurttaşı kendi içinde erittiği ve harçlarını ve özgürce alınıyor özgür- dalizme karşı kazanılan bu özgürlükler bir birey olarak günlük yaşayışında, lükleri parasız eğitim istedikleri için ve üretim araçlarını ellerinde bulunduran işinde, ilişkilerinde toplumsal bir varlık yine özgürce atılıyorlar okullarından.... egemen sınıfa,burjuvaziye, teslim edil- olduğu ve kendine özgü erklerini top- Ve yıkıntıların arasındaki akrabalarının, mişti. Burjuvazi kendi çıkarlarını gene- lumsal erkler olarak tanıyıp örgütlediği dostlarının acısını özgürce yaşaya- lin çıkarları gibi göstererek, özgürlüğü ve dolayısıyla bu toplumsal erki artık biliyor Van’ da insanlar.Ve insanlık gerçekleştirecek olanakları elinde siyasal erk olarak kendisinden ayırmaz özgürce ölüyorken , ölüm de özgürce toplamıştı. Egemenliklerinin zorunlu olduğu zaman tamamlanacaktır.”4 Bu alıyor yaşamı!! koşulu olan bu özgürlükler, ezilen sınıf da toplumsal yaşamla siyasal yaşa- içinse sadece emeğini ‘özgürce’ satma mın özdeş olmasıdır. Birey kendini Dipnotlar: hakkını ifade eder durumdaydı .Tüm toplumun bir parçası gördüğü ölçüde 1. Alaeddin Şenel, Siyasal Düşünceler bu koşullara bakıldığında tüm insanlığı var edebilir ve yaşadığı toplumu geliş- Tarihi kapsayan yeni bir özgürlük anlayışı tirebildiği ölçüde özgürlüklerini daha 2. Orhan Hançerlioğlu, Düşünce yaratılmak zorundaydı. gerçek anlamda yaşayabilir. Tarihi, Hegel’in Fransız Devrimi üzerine Özgürlük böyle bir anlayışla kavrandığı söylediği söz Gerçek özgürlük… zaman gerçekten algılanabilir ve bu- 3. Karl Marks, Yahudi Sorunu Üzerine “Toplumda özgürlüklerin gerçek gün bize sunulan özgürlüğün ne oldu- 4. Karl Marks, age HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 9
  • 10. Laiklik Tartışmalarının Gösterdikleri: “HOŞGÖRÜLÜYÜZ EVELALLAH, LAİKİZ HAMDOLSUN” gelen son dönem laiklik tartışmaları çevreler için de hassas bir başlıktır. Bu yasemin gür izlenmeli ve bu tartışmalarla amaçla- nedenle laiklik kavramının ne “sahip- nanın ne olduğu sorgulanmalıdır. lenilerek” içinin boşaltılması (özgürlük Laiklik kavramı, belki de Cumhuriyet’in kavramı gibi), ne de tamamen tu kaka kurulduğu ilk yıllardan başlayarak Kavramların Yeniden Tanımlanması ilan edilerek yeniden tanımlanması Türkiye’nin temel tartışma başlıkla- ve Toplumun Dönüştürülmesi (darbeler gibi) kolay olmuyor. Bu rından birini oluşturuyor. Tartışma, Son dönem laiklik tartışmalarını AKP da iktidar yanlısı kesimleri, laiklik Tayyip Erdoğan’ın “Arap Baharı” iktidarının gerek siyasal gerekse tartışmalarına giren başlıkları(örneğin kapsamındaki Mısır ziyaretinde yaptığı toplumsal alanda gerçekleştirdiği ve türban meselesi) özgürlük, demokrasi laiklik açıklaması ve hükümetin “yeni gerçekleştirmeye çalıştığı dönüşümler gibi kavramların kapsamına da dahil anayasa”nın yapım sürecine başlandı- üzerinden ele almak gerekiyor. AKP’ci ederek ele almaya itiyor. Ya da laiklik, ğını duyurması ile son haftalarda ye- dönüşüm süreci 1923’te kurulan dini cemaatlerin toplumsal alandaki niden gündemin ilk sıralarına oturdu. Cumhuriyet’i bitirmiş, yerine yeni bir sınırsız serbestisinin sağlanması gibi Başbakan Erdoğan’ın Mısır’daki laiklik cumhuriyet (cumhuriyet demek ne sunuluyor. Laiklik adına, dini kural- çıkışının, “Arap Baharı” ile kurulacak kadar mümkünse...) inşa etmiştir. Bu lara göre yaşamanın bir zorunluluk yeni yönetimlerde söz sahibi olacağı süreçte pek çok kavram (vesayet, öz- olarak dayatılmasının önü açılırken, bu belli olan İslamcı hareketleri Batı’nın gürlük, demokrasi, darbe vs), AKP’nin kurallara uymayan bir yaşam sürdü- etki alanında tutmak, yeni rejimlerin devlet katında olduğu gibi toplumsal renlerin toplumda yeri olmadığı dile kapitalizmle uyumluluğunu artırmak alanda da galebe çalabilmesi için getirilebiliyor. Üzülerek belirtmek ge- ve bu çerçevede “laik Türkiye”nin böl- yandaşlar ve bizzat iktidar tarafından rekiyor ki, Türkiye’de laiklik yıllar yılı, gedeki liderliğini tesis etmek olduğu yeniden tanımlanmış ve iktidarın elin- dinin yalnızca devlet katından uzak açıkça anlaşılıyor. Laiklik tartışmalarını de bir silaha dönüşmüştür. Yani AKP’ci tutulması olarak tanımlandığı için, Türkiye’nin gündeminde tekrar ilk dönüşüm sürecinin önemli bir ayağı toplumdaki dinselleşme görmezden sıralara taşıdığı için andığımız bu çıkış, da, kimi kritik kavramların yeni an- gelinerek devlet dairelerine türbanla bundan öte bir öneme haiz değil. Bu lamlara büründürülmesi olmuştur. Bu girilememesi laikliğin tesis edilmesine sebeple Tayyip Bey’i komik liderlik-pa- çerçevede laiklik de öne çıkan kavram- yetiyormuş gibi davranıldığı için bugün dişahlık düşleriyle baş başa bırakıyor, lardan biridir. Laiklik, Kemalist çevre- AKP’nin eli daha rahat. Oysa laiklik, onun bilimsellik ve tarihsellikten uzak lerin, kavrama verilen önemden ötürü ne devlet dairelerine ne de yasa laiklik tanımını bu yazı kapsamına üzerine titrediği hassas bir konudur. metinlerine sığdırılabilecek bir kavram. dahil etmiyoruz. Öte yandan özellikle Ve tersinden yani kavrama beslenen Toplumun gerici-faşist bir kuşatmaya “yeni anayasa” bahsi ile gündeme düşmanlık ve nefretten ötürü, İslamcı uğratıldığı, bireylerin kişisel alanlarıyla 10 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
  • 11. sınırlanması gereken dinin, hayatın meye, bilimsel düşünceyi yok etmeye Tabi Türkiye hala tam anlamıyla bir tüm alanlarında aklın ve bilimin yerine yönelik adımlar attığını da söyledik. İslam toplumu olamadığı için Kara- geçirildiği bir ülkede laikliğin var oldu- Bu adımlar elbette, dinci iktidarın mangillerin bu pislikleri(!) ‘ıslah etme’ ğunu söylemek asla mümkün değildir. toplumsal alanda tesis edilmesi için ve ‘özel mekanlara kapatma’ olanağı Bu sebeple türbanın üniversitelere kritik. Çünkü dinci partinin toplumda bulunmuyor. Karaman bu duruma çok ve diğer devlet kurumlarına girmesi iktidarını tesis edebilmesi büyük ölçü- üzülse de başka bir çözüm ile yetinme- kendi başına laikliğin elden gittiğini de, toplumu hurafelere inandırmaktan, yi biliyordu. Karaman’ın –özlemle bek- göstermiyor. Laikliğin yok edildiğini bilimsellikten uzaklaştırmaktan, yeni lediği günler gelene kadar- bulduğu söyleyebilmek için bugün türbanın bir ahlak anlayışı oluşturmaktan ge- çözüm kendi sözleriyle şöyle: “Durum akla ve bilime de sirayet ettiğini çiyor. Bu adımlar ülkemizde aslolarak görmek gerekiyor. Türkiye’de laiklik AKP iktidarı ve Gülen cemaati eliyle böyle olunca çoğulcu bir toplumda için kaygılanıyorsak AKP’nin özgürlük olmak üzere, on yıllardır hükümet yaşayan Müslümanın farklı olanlarla yalanlarına kanmadan, dinin akla ve olmayı başaran sağ tarafından hayata zorunlu ilişkisinin adına ben ısrarla bilime sirayet ettirildiğini, türbanın geçirildi, geçiriliyor. Ancak hemen ‘hoşgörü’ değil, ‘tahammül’ diyorum.” bunun bir aracı olduğunu açık ve net belirtmek gerekiyor ki, dinci iktidarın Bu sözlerin yazarının, o yazarın bir biçimde, amasız fakatsız söylemek toplumsal alanda tesis edilmesinin bir düşüncelerini destekleyen AKP’ci isim- gerekiyor. Yani laikliğin yok edilmesi- ayağı (şüphesiz ki son derece önemli lerin2 ve bu düşüncelere -eleştirirmiş nin aklın ve bilimsel düşüncenin yok ve karşısında durulması gereken bir gibi yapmayı ihmal etmeden- çanak edilmesi, insanın kendi kaderinin kendi başlık) toplumun dönüştürülmesi ise, tutan liberallerin ağzından dökülenler3 ellerinden alınması, gökyüzüne havale diğer ayağı da dönüştürülemeyen kendini muktedir hisseden, bu sayede edilmesi demek olduğunu söylemek kesimlerin baskı altına alınmasıdır. herkese, her şeye karışabileceğini gerekiyor. Türkiye’de AKP çarşafına girmeyen, zanneden bir kesimin pervasızlığının Buradan hareketle laiklik tartışmala- onun din anlayışını benimsemeyen dışa vurumudur. Bu pervasızlık bir rının yükseldiği son uğrakta AKP’nin hatırı sayılır bir kesim baskı altındadır. sonuç olduğu kadar, bir araçtır da: taşıdığı amacın, devlet katında iktidarını tesis eden siyasal İslam’ın Baskı, iktidar yanlılarının, laiklik AKP’cileşmeyen yurttaşların artık toplumda da iktidarını tam anlamıy- düşmanlarının kendilerini mukte- Türkiye toplumunda yeri olmadığını, la kurması olduğu görülüyor. Son dir hissetmesi için elzemdir. AKP’nin devlette tesis ettiği iktidarı tartışmalardan ayrı olarak Diyanet AKP’ci kesimlere kendilerini muktedir toplumda da tesis etmekte olduğunu İşleri Başkanlığı’nın camileri sevdirme hissettiren bu baskı, bugün en çok ilan etmenin bir aracıdır. kampanyaları, KHK ile çocuklara Kuran laik kesimlerin gettolara kapatılması kursunda yaş sınırının kaldırılması, gereken ve en iyi ihtimalle tahammül Dipnotlar: aile imamlığı uygulaması gibi bir dizi (!) edilebilecek “insansılar” olarak ilan 1. http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/? başlığın toplumun dönüştürülmesi ve edilmesi şeklinde tezahür ediyor. Yeni i=28484&y=HayrettinKaraman dolayısıyla İslami düşüncenin toplum- Şafak Gazetesi’nin köşe yazarlarından 2. İslamcıların Hayrettin Karaman’ın sal alanda da iktidar olması amacına Hayrettin Karaman’ın ‘Tahammül mü, yazısı ile ilgili yorumları için bakınız: hizmet eden örnekler olarak karşımıza Hoş Görmek mi?’ başlıklı yazısıyla http://haber.sol.org.tr/medya/ çıktığını belirtelim. başlatılan tartışma süreci, profesör un- islamcilarin-breivikten-farki-yok- vanlı Orhan Çeker’in “Dekolte giyersen haberi-45239 ‘Hoşgörü mü, Tahammül mü?’ Tar- tecavüze uğrarsın. Tahrikten sonra tışmalarının Gösterdikleri 3. http://www.stargazete.com/ sonucundan şikayet etmen makul AKP’nin, devlet katında tesis ettiği değil.” sözlerinin gösterdiği bu. (Orhan yazar/mustafa-akyol/dindarlik- dinci iktidarı toplumsal alanda da Çeker’in sözleri bir de, insanlığın bittiği hosgoru-ve-tahammul-haber-374581. yerleştirmeye çalıştığını belirttik. Bu noktada mide bulantısından başka bir htm Star Gazetesi yazarı Mustafa sebeple AKP’nin toplumu gericileştir- şey kalmadığını gösterdi, hala insan Akyol, bu yazısında Hayrettin kalabilenlere...) hocasının hoşgörü-tahammül Hatırlanacağı üzere Hayrettin bahsinde söylediklerinde hem Karaman’ın geçtiğimiz Ağustos ayında katıldığı, hem de katılmadığı noktalar söz konusu ‘Tahammül mü, Hoş Gör- olduğunu belirterek liboşluğun mek mi?’1 yazısını yazmasıyla pek çok kendisine bahşettiği demokratlıkla, ilahiyatçının dahil olduğu bir tartış- kibarca fikirlerini beyan ediyor! Yine ma(!) süreci başlamıştı. Bu süreçte kibarca lafı artık suyu çıkan ‘beyaz yaşanan, AKP’ci kesimlerin, kendi da- Türk’ söylemine getiriyor. Akyol’un yattığı yaşam tarzını benimsemeyen nelere katılmadığı soracak olursanız… kesimleri açıkça aşağılaması, toplumda Görünürde böyle bir durum yok, barındırılmaması(!) gereken canlılar sadece hocasına, fikirlerinin daha olarak ilan etmesiydi. Bakınız; Hayret- tin Karaman yazısında Müslümanların geniş kesimlerde kabul görmesi için İslami kurallara göre yaşamayanları birkaç öneride bulunuyor. Son olarak ıslah etmesi gerektiğini söylüyor ve Mustafa Akyol’un bu yazısının pek çok ekliyordu: “İslam toplumunda onların İslami forum sitesinde paylaşıldığını aykırı filleri için özel mekânlar ihdas ve memnuniyetle karşılandığını edilmek gibi tedbirlere başvurulur.” belirtelim. HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 11
  • 12. BİR YILDÖNÜMÜ ve UFKUN SINIRLARI zamanda bir savaş bekliyordu. kalacaktı (Ekim 1917). cankat aydın Emperyalist ülkeler dünya kaynakların- dan yararlandıkları halde ülkelerindeki Yeni bir çağ açılıyor… Anma yazıları her zaman bir takım risk- gelir uçurumları inanılmaz düzeydeydi. Jülyen takvimine göre 24 Ekim, ler barındırmaktadır. Özellikle bugünü Milyonlar açlık, işsizlik, salgın hastalık, Miladi takvime göre 6 Kasım gece- kabullenmeyenler, var olanı değiştirme uzun çalışma saatleri, baskı ve terör sini 7 Kasım’a bağlayan saatlerde iradesine sahip olanlar için bir hayli ile terbiye ediliyordu. 19. yüzyılı kanlı Petrograd’da (Bugünkü adıyla St. Pe- tehlikeli olabilirler. Bu yüzden okurken mücadeleler, grevler, ayaklanmalar tersburg) kışlık sarayın ele geçmesiyle hep temkinli yaklaşırım anma yazıları- ile geçirmiş olan emekçi kesimler ise yeni bir çağ açıldı. Artık bütün iktidar 20. yüzyılın başında özellikle Avrupa Sovyetler’deydi. na. Çoğu zaman okumak için zorlarım ülkelerinde sayıları milyonlara ulaşan Tabii ki sosyalizmi kurmak kolay olma- kendimi. Sanki bir görevi, rutin bir işi örgütlü sendikaları ve siyasi partileri yacaktı. Genç Sovyetler yıllarca içerde yerine getirir gibi… ile etkili olduğu halde siyasi hedefleri burjuva artıkları ve hainlerle, sabotaj- Bugün bu anma yazısını kaleme alırken ve ufukları daralmış bir durumdaydı. larla; dışarıda da emperyalist ülkelerin ise bir rutini yerine getirir gibi değil Savaş kısaca bu koşullar altında 1914 baskı ve şantajlarıyla boğuşacaktı. önemini yüreğimde ve aklımda fazla- yılının yazında başladı. Farklı millet- Eşitlik ve özgürlük hayal olmanın öte- sıyla hissettiğim bir işi yapar gibiyim. lerden işçiler, köylüler hiçbir çıkarları sine geçip hayat bulmaya başlamıştı. Çünkü zor zamanlardan geçiyoruz. olmadığı bu emperyalist paylaşım Ta ki bu yükselen ışık yeni bir karanlık İnsanlığın aklını, cesaretini, örgütlülü- savaşında, cephelerde emperyalistlerin dalgasıyla boğulana kadar… ğünü, üretme ve değiştirme gücünü çıkarları için öldüler. Böyle bir dönem- yitirdiği bir dönem. Karanlığın her de Avrupa’da işçi sendikaları ve siyasi Ekim günümüze ışık tutuyor… yanımızı sardığı, aklımızı, onurumuzu partileri kendi ülkelerinin burjuvaları- Ekim Devrimi’nin üzerinden 94 yıl teslim aldığı, alamasa da içimizde- nın milliyetçi ve şovenist çığlıklarına geçti. Fakat bugün bile ondan öğ- ki ışığın büyümesine engel olduğu teslim oldular ve onları destekleme renebileceğimiz çok şey var. Çünkü zamanlar… kararı aldılar. insanlık hala özgürlük, eşitlik üzerine İşte böyle karanlık zamanlarda anma Çarlık Rusya’sı ise 20. yüzyıla dev düşünüyor, tartışıyor. Ekim Devrimi bu yazıları fazlasıyla risklidir. Çünkü gele- bir tarım ülkesi olarak girdi. Merkezi tartışmalara verilmiş bir cevaptı. ceğe dair umutlarımızı bir yana bırakıp şehirlerde toplanmış sanayi sayesinde Onlar insanlığın eşit ve özgür ola- geçmişe öykünmemize, tabiri caizse palazlanmış işçi sınıfı ise sayıca az ol- bilmesi için toplumu bir asalak gibi o zaman dilimine sıkışıp kalmamıza masına rağmen etkili bir siyasi aktördü. kemiren sömürücü sınıflardan kurtul- neden olabilirler. Bu yüzden, ancak Başarısızlığa uğrayan 1905 Devrimi mak gerektiğini ileri sürdüler ve bunu geçmişe “geleceğin penceresinden” işçi sınıfının siyasi etkinliğinin ne ka- yaptılar. Bugün bu cevabın bu tartış- bakmak bu riskleri ortadan kaldırabilir. dar önemli olduğunu göstermişti. Rus mada verilmiş şu ana kadar ki en ileri Anacağımız dönem ise bellidir: Ekim işçisi pek çok farklı biçimde (dernek, cevap olduğunu görüyoruz. Görüyoruz Sosyalist Devrimi… İnsanlığın tıpkı kulüp, örgüt, Sovyet…) örgütlenmiş çünkü Ekim Devrimi’nin ve sosyalizmin bugün olduğu gibi karanlıkla çevrili ve Avrupa’daki sınıf kardeşlerinden yokluğunda dünya sadece sömürenler, olduğu bir yüzyılın başında, o karan- farklı olarak siyasi ufku daralmamış bir para babaları için daha iyi bir yer oldu. lığı yırtıp atarak yeni bir tarih sayfası durumdaydı. Ezilenler, işçiler, emekçiler için ise açmış, bugün bile baktığımızda içimizi Savaş uzadıkça bütün ülkelerde zaten dünya bir cehenneme döndü. ısıtacak bir aydınlığı tüm insanlığa yoksul olan halk iyice yoksullaşmış, Evet. Hala bu kavramlar üzerine hediye etmiş bir tarihsel duraktır andı- tepkileri artmaya başlamıştı. Rusya’da tartışıyor ve düşünüyoruz. Özgürlüğü, ğımız. Bu durak, eşitliğe ve özgürlüğe da halk artık savaşmak istemiyordu. eşitliği hayal ediyoruz. Ama onları dair insanlığa yepyeni ufuklar kazan- Emekçiler şehirlerde kıtlık çekiyor, elimizden alanların çizdikleri sınırlar dırmış, sınırları zorlamıştır. askerler cephelerde soğuktan donuyor, içerisinde kalındıkça bunun ne anlamı İşte bu yüzden Ekim’i tekrar anıyoruz salgın hastalıklar ve düşman kurşunları var? çünkü günümüze, tartıştıklarımıza ışık altında can veriyorlardı. Savaşın kendi Özgürlük denilince kılık-kıyafetten tutuyor, geniş bir ufuktan bakmamızı çıkarları için yapılmadığını herkes an- ötesini düşünemeyen, eşitlik denilince sağlıyor. lamaya başlamıştı. Sınıf çatışmasının doktor maaşıyla çöpçü maaşının aynı üzerindeki tül kalkmış, saflar netleş- olmasını anlayan bir toplum ne özgür- Ekim’e giderken… mişti. Bu durumun daha fazla devam lüğü ne de eşitliği anlamıştır. 20. yüzyıl insanlık için fazlasıyla etmeyeceği belliydi. İşte bu noktada Peki anlamak isteyenler ne yapabilir- karanlık bir çağ olarak açılmıştı. halk işçi sınıfının öncülüğünde önce ler? Avrupa’nın doymak bilmez emperyalist çarlığı devirecek (Şubat 1917), hemen Başlangıç olarak 1917 yılının dondu- ülkeleri ile gözlerini kâr hırsı bürümüş ertesinde kurulan geçici hükümet rucu kış aylarında bir kuzey şehrinde tekelleri tüm dünyayı paylaşmış, artık savaşa devam etme kararı alınca işçi yaşananlara bakabilirler. İnsanın yeni pazarlar ve yeni sömürü alanları sınıfı bağımsız bir siyasi aktör ola- özgürlüğe, eşitliğe dair ne kadar geniş bulabilmek için birbirlerinin sömürge- rak ortaya çıkacak, bütün iktidar işçi bir ufka sahip olabileceğini, neleri lerine göz dikmişlerdi. Herkes yakın sınıfına ve onun organları Sovyetlere başarabileceğini orada bulacaklardır. 12 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
  • 13. BİR ENTERNASYONALİZM DERSİ ideoloji olarak yürütülmüştür. Zamanla Nasyonal Faşist Parti kuruldu. Partiyi burkay aykal, ırmak koralay, faşizm kelimesi yalnız aşırı milliyetçi destekleyenler arasında bürokrasi, yasemin altınkum ve vatansever bir anlayışı ifade etmek kilise ve ordu bulunuyordu. için kullanılmaktan çıkmış; baskıcı, İktidar olduğunda önceleri liberallerin 1. Dünya Savaşı Sonrası Avrupa, otoriter ve ırkçı rejimlerle özdeşleş- desteğini alan Mussolini, diktatörlü- savaşın getirdiği yıkım ve ekonomik miştir. Faşizm kelimesinin anlamındaki ğün koyu ve keskin uygulamalarını buhranın etkisiyle faşist ideolojilerin bu değişiklik şüphesiz ki başlangıçta birer birer hayata geçirmeye başlamış- hakim olduğu bir coğrafya haline geldi. hizmet ettiği ideolojilerin yarattığı tı. İtalya kısa zamanda bir polis devleti tarihsel kıyımın sonucudur. 1945’e haline getirildi. Kitap ve gazetelere Açlık, yoksulluk, işsizlik içinde kıvra- kadar Avrupa’da hüküm süren faşizm getirilen sansür, seçim sisteminde ya- nan halkların karşısına bir kurtarıcı de her ülkeye göre farklılıklar göste- pılan düzenlemeler ve Faşist Parti dı- kılığında çıkan 20. yüzyıl diktatörleri- riyordu. Faşist ideolojiyle yönetilen şındaki diğer partilerin kapanması gibi nin baş mimarı olan faşist ideolojiler ülkelerden en belirgin örnekler Musso- uygulamalar gerçekleştirildi. Mussoli- nasıl doğdu ve nasıl yayıldı? lini dönemi İtalyası ve Hitler dönemi ni, sendika hareketlerini de kanun dışı Faşizmin tanımlamasına yönelik ça- Almanyası’ydı. ilan etti ve eğitimi kontrol altına aldı. lışmalar genellikle ortaya çıkarmasına Ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla neden olan ekonomik ve toplumsal İtalya’da Faşizm ve Mussolini tüm ülkeyi tren rayları ve otobanlarla koşulların belirlenmesi ve faşizmin Dönemi kaplayan Mussolini, çiftçileri sürekli iktidara geldiği ülkelerde işçi hareketi- Mussolini, İtalyan Sosyalist Partisi’nin teşvik ederek tarım ve endüstrinin nin ezilmesinin nedenlerin saptanması sendikalist kanadından geliyordu. canlanmasını sağladı. Gerçekleştirdiği üzerinde durur. Faşizm aslen kelime 1915 yılında Mussolini, Sosyalist bu değişiklikler ve yeni uygulamalarla kökü olarak `İtalyan milliyetçisi` Parti’nin savaş karşıtı manifestosunu İtalya’da işsizlik azalmıştı. Bu başarısı demektir. Sıfat İtalyanca `facio` keli- imzalamasına rağmen I. Dünya Savaşı Mussolini’nin popüleritesinin artmasını mesinden doğmuştur. Mussolini`nin sırasında İtalya’nın savaşa katılması sağladı, böylece ülkenin iç ve dış işleri, İtalyan Milliyetçi Partisi mensuplarına için faaliyet gösteren bir örgüt kurdu. koloniler ve kamu çalışmalarının yanı `faşist` denmiş, İtalyan milliyetçiliğini Bu faaliyetinin sonucunda Sosyalist sıra orduyu da idare etme yetkisine tanımlamak içinse`faşizm`ifadesi Parti’den çıkartıldı. Bu tarihten sonra sahip oldu. Tüm bakanlıkların görevle- kullanılmıştır. Faşizmin kurucusu sosyalist ve komünist hareketlerle on- rini kendisi üstlenmişti. Bu şekilde tüm Benito Mussolini olarak kabul edilmek- lara yakın işçi hareketlerine karşı şid- gücü elinde tuttuğuna inanan Mus- le birlikte ilkelerini, yazdığı kitaplarla detli bir mücadeleye girişti. 1919’da solini, rekabet yaratacak herhangi bir İtalyan filozof Giovanni Gentile belir- Mussolini’nin de içinde yer aldığı 1. durumun da önüne geçmiş oluyordu.2 lemiştir. Gentile, Benito Mussolini’den Fascio di Combattimento kuruldu. Diktatörlük altındaki İtalya’da etkilenerek 1920’li yıllarda faşizmin Örgütün talepleri arasında otoriter bir kanunlar yeniden yazılmış, üniversi- ilkelerini belirleyerek bir siyasi doktrin düzen de yer alıyordu. 1920’den itiba- tedeki öğretim görevlileri faşist rejimi haline getirmiştir.(1) Mussolini’nin ren faşist hareket toprak sahiplerinin savunacaklarına dair yemin etmek 1922’de İtalya’da iktidarı ele geçir- ve küçük burjuvaların desteğiyle bir zorunda bırakılmışlardı. Gazete editör- mesinin ardından, İtalya’da resmi kitle hareketine dönüştü. 1921 yılında leri Mussolini tarafından özel olarak HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 13
  • 14. seçiliyor ve Faşist Parti’den sertifikası zehir” olduğunu, ancak nasyonal zemin hazırlayacaktı. olmayan hiç kimse gazeteci olamıyor- sosyalizmin, kollektif milliyetçiliği 1924-1932 yılları arasındaki seçimler- du. Amaç tüm İtalyan halkını, şirketleri gerçekleştirmenin aracı olduğunu de yaşadıkları başarısızlıklardan sonra ve dernekleri kontrol altında tutmaktı. açıklamıştı. Barrès’e göre, işçiler kendi yüzde 37 oy alan Nazi Partisi, parla- Mussolini’nin dış politikada sergile- uluslarından işverenlere karşı değil, mentoda çoğunluğu sağlayamamakla diği tutum ise agresif milliyetçilikti. yabancı işverene ve Yahudi sermaye- birlikte en çok sandalye sayısına sahip Bunun ilk örneği 1923’te Corfu’nun sine karşı mücadele etmeliydi. Daha parti oldu. 1933 yılının Ocak ayında, bombalanması olmuştu. Ardından sonra bu ideolojiyi benimseyen Adolf komünistlerin bir genel grevle “dev- Arnavutluk’un kukla rejimine geçmesi Hitler tarihin en kanlı savaşının ve en rimci durum” yaratacakları ve başarıya ve Libya’nın yeniden fethi geldi. Ulus- baskıcı rejiminin mimarı olacaktı. ulaşacakları endişesi o derece artmıştı lararası arenada güçlendiğini ispat 1. Dünya Savaşı’nda Alman mağlu- ki, Cumhurbaşkanı Paul von Hinden- etmek için 1935’te Habeşistan’a asker biyetinden sonra Hitler, Alman İşçi burg Hitler’i, Katolik Merkez Partisi’yle çıkardı. Uzun ve nedensiz bir savaş Partisi’ne (Deutsche Arbeiterpartei, bir koalisyon kurarak istikrarlı bir sonunda Habeşistan işgal edilmişti. DAP) katıldı ve kısa sürede bu oluşu- hükümet kuracağı umuduyla başbakan İtalya, 1936 yılında Almanya ile mun üst basamaklarına kadar ilerleyip olarak atadı. Ancak Katolik Merkez Berlin-Roma Mihveri’ni kurdu. Hitler lider koltuğuna oturdu. 29 Temmuz Partisi’yle bir anlaşma sağlanamadı. öncelikle Orta Avrupa, ardından Doğu 1923’te partinin adını Nasyonal Sos- Milliyetçi Parti’nin de desteğini alan ve Batı Avrupa’yı Almanya toprakları- yalist Alman İşçi Partisi (Nationalso- Hitler, ülkeyi yeniden bir genel seçime na katmak amacındaydı ve bu amaçla zialistische Deutsche Arbeiter Partei, götürdü. Hükümette oldukları için 1 Eylül 1939 sabahı Polonya sınırlarını NSDAP) olarak değiştirdi. Adolf Hitler, devletin tüm olanaklarını kullandıkla- geçti. Bu taarruzla II. Dünya Savaşı Alman İşçi Partisi’nin lideri olmadan rı; aynı zamanda endüstri, finans ve başlamış oldu. Daha önce Malta, önce parti, milliyetçi ve sosyalist ilke- sigorta devlerinden büyük miktarda lere sahipti. Henüz partinin ideolojisi mali destek sağladıkları bir seçim kam- Korsika ve Tunus’u İtalyan toprakları- Nasyonal Sosyalizm değildi. Hitler’in panyası yürüttüler. Hitler, başbakan na katma ve “Roma İmparatorluğu’nu düşünceleri Alman İşçi Partisi’nin olmasından bir ay sonra Reichstag’ta canlandırma amacı” taşıdığını söyle- ilkelerine ve düşüncelerine uymakta, (parlamento) çıkan (NSDAP’ın polis yen Mussolini de Almanya ile birlikte hatta onları daha da ileri bir seviyeye örgütü olan gestapo tarafından Mihver Devletleri bloğunda savaşa taşımaktaydı. DAP’a üye olan kişiler çıkarıldığı düşünülen) yangından girdi. Berlin- Roma Mihveri’nin savaşa Hitler’in düşüncelerinden etkilendiler. komünistleri sorumlu tuttu ve ertesi girmesiyle Hitler’in İtalya ve Mussolini Hitler’in parti önderi olması üzerine gün Hindenburg’a, anayasanın kişi üzerindeki etkisi arttı.3 Alman nazizmi üyeler Nasyonal Sosyalizmi benim- hak ve özgürlükleriyle ilgili madde- İtalyan faşizminden daha koyuydu. sediler. Bu düşüncenin taraftarlarına lerini ortadan kaldıran bir kararname Faşizm, Nazizm’e göre bir ölçüde daha imzalattı. İzleyen günlerde Nazi Partisi “Nazi” ismi verildi. ılımlıydı. Sanayinin devletleştirilmesi- I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan ve Milliyetçiler dışındaki tüm partilerin ne ve kapitalist sınıfın ortadan kaldırıl- Almanya’nın sömürgelerine ve yayınları ve seçim çalışmaları dur- masına da kesinlikle karşı bir rejimdi. ordularına el konulmuş, yalnızca duruldu. Böylece 5 Mart 1933 günü Almanya’da Nazizm ve Hitler küçük bir kara ve deniz askeri birliği yapılan seçimlerde Nazi Partisi’nin Dönemi bulundurmasına izin verilmişti. Alman oyları yüzde 44 düzeyine çıkabildi. Nasyonal-Sosyalizm doktrininin ilanı imparatoru II. Wilhelm tahtı bırakmış İktidarı almayı başaran Nazi Par- 1898’in Mayıs ayında, ilk teorisyeni ve Cumhuriyet kurulmuştu. Bu yeni tisi Hükümeti, parlamentodan bir Maurice Barrès tarafından yapıldı. Alman Cumhuriyeti’nin adı Weimar “Yetki Kanunu” çıkardı. Bu kanun, Fransız Barrès; sosyalist bir milliyetçi- Cumhuriyeti idi. Bu sırada I. Dünya Reichstag’ın tüm yetkilerini dört yıl lik fikrini, yabancı egemen Almanya’ya Savaşı’nın getirdiği büyük alt üstlükle- süre ile kabineye devrediyor ve çalış- karşı, seçmenleri kazanmak üzere re, haksızlıklara bir de savaştan yenik malarına bu süre için ara veriyordu. yaymıştı ve sosyalizmin “liberal bir çıkmanın vermiş olduğu manevi eziklik Ancak böyle bir kanun için parlamen- eklenmişti. Savaş sonrasında büyük toda üçte iki çoğunluk gerekiyor- bir siyasal ve ekonomik bunalım baş du. Çoğunluğu sağlamak amacıyla gösterdi. Böyle bir ortamda ortaya çı- oylamanın yapılacağı gün parlamento kan Naziler, bu durumdan demokratik SA tarafından kuşatılarak aleyhte oy kurumları, komünistleri ve beceriksiz kullanacağı düşünülen bazı Sosyal De- siyaset adamlarını sorumlu tutuyor; mokrat parlamenterler içeri alınmadı. yenilginin verdiği ezikliği üzerinden 81 komünist parlamenter de seçimler- atamayan ve ekonomik durumu iyice den önce gözaltına alınmıştı. Böylece bozulan Alman halkına iş, ekmek ve “Halkta ve Almanya’daki Sıkıntının güçlü bir Almanya vaat ediyorlardı. Kaldırılmasına Dair Kanun (Gesetz Almanların üstün bir ırk olduğunu zur Behebung der Not von Volk und ve başlarına gelen tüm kötülüklerin Reicht)” adındaki yetki tasarısı kabul sorumlusunun başta Yahudiler olmak edildi. Nazi Partisi bu kararnameyle üzere Çingeneler, komünistler ve yürütme ve yasama erklerini eline sosyal demokratlar olduğunu söylü- aldı ve hemen ardından diğer partileri yorlardı. Bu söylem nazizmin temel yasakladı.4 taşlarından biri olacak ve tarihteki en Hitler, büyük bir propaganda faaliyeti büyük soykırımın gerçekleşmesine yürüterek ve olağanüstü hitabet ve 14 | HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır
  • 15. ikna kabiliyetini kullanarak bütün lamak için kullanılan bir çeşit düzenle- emirlerle öldürülmüştü. Alman halkını Nazi bayrağı altında menin ilk biçimlendirilmesiydi. Nisan Hitler, Sovyet Rusya’da büyüyen-geli- birleştirdi. Kendisini, Almanların yanıl- 1933’te çıkarılan Alman Kanunu, şen sosyalizmi bir tehdit olarak görü- maz büyük lideri ilan etti ve halkı da Alman okulları ve üniversitelerindeki yordu. Bu amaçla Japonya ile Almanya buna inandırdı. Bundan sonra Alman Yahudi öğrenci sayısını kısıtladı. Aynı arasında 25 Kasım 1936 tarihinde halkı ölümüne kadar Hitler’in peşinden ayda, ilave kanunlar tıbbî ve hukukî Komintern’in uluslararası komünist gitti. Halka, ülkeyi içinde bulunduğu mesleklerdeki “Yahudi etkinliğini” hareketinin kendi ülkelerine sıçrama- durumdan kurtaracağına söz verdi ve büyük ölçüde azalttı. Bunları izleyen sını engellemek için “Anti-Komintern bu yolda çalışmalarına başladı. kanunlar ve hükümler Yahudi doktor- Paktı” imzalanmıştı. Hitler’in iktidara geldiği 1933 yılını larının kamu sağlık sigorta fonlarından izleyen yıllardaki Alman ekonomisinde aldıkları geri ödemeleri sınırlandırdı. Sovyetler Birliği ve Sosyalizm gözlenen gelişmeler, çoğu kez Hitler’in Eylül 1935’te, Nürnberg’deki yıllık Avrupa coğrafyasında savaşın getirdiği olağanüstü başarısı olarak kabul edilir. toplantılarında Nazi liderleri, Nazi siyasi ve ekonomik buhran, faşizm ve Hitler’in iktidarın tüm kontrolünü ele ideolojisine hakim birçok ırkçı teoriyi nasyonal sosyalizm gibi ideolojilerin geçirmesinin hemen ardından tüm kurumsallaştıran yeni kanunları açık- güçlenmesine ortam hazırlarken; sendikalar kapatılmış, tüm çalışanlar ladılar. Bu “Nürnberg Yasaları” Alman Rusya’da halk Bolşeviklerin önderli- bir “işçi birliği” çatısı altında toplanmış, Yahudilerini devlet vatandaşlığından ğinde savaşa, yoksulluğa ve işsizliğe işçi aidatları genel bütçeye aktarıl- dışladı ve onlara “Alman ya da Alman karşı örgütleniyordu. Yoksul halkı mıştı. Ücret artışları ve bunun sonucu kanıyla ilişkili” kişilerle evlenmeyi ya savaşa çağıran Çarlık rejimi karşısında olan grev olasılığının kalktığı ekono- da cinsel ilişki kurmayı yasakladı. Bu Bolşevikler “Emperyalist çıkarlar uğru- mide, doğal olarak bir istihdam artışı kanunlarla ilgili düzenlemeler onları na savaşmayın!” diyor ve bu söylemle yaşandı. İşgücü maliyetinin düşmesi birçok politik haktan yoksun bıraktı. özellikle cephedeki askerler olmak ve “iş dünyasındaki barış ve istikrar”, Yahudiler vatandaşlık haklarından üzere tüm halka direnişe geçme çağrı- işgücü talebinin atmasını sağladı. mahrum bırakıldılar (yani, kanunî oy sı yapıyordu. Batı Avrupa’ya göre daha İşsizlik sorunun çözümünün altında verme hakkı beklentisine sahip değil- az gelişmiş bir sanayiye sahip olan yatan gerçek ise Hitler Almanyası’nın lerdi) ve kamu görevlerine gelemiyor- Rusya’nın iki sanayi şehrinde, Mosko- savaşçı dış politikalarında gizliydi. lardı.6 va ve Petrograd’da Bolşevikler, işçilere Almanya ekonomisi bir savaş ekono- Yahudi karşıtlığının toplumsal hayatta önderlik ediyor; onları bu mücadelenin misiydi. İşsizlerin istihdamı da savaş da kendine bir zemin bulmasıyla öznesi haline getirmeye çalışıyordu. hazırlığını sağlayan temel unsurdu. beraber Naziler Yahudileri toplama 1917 Ekim ayına gelindiğinde hemen Ülkede yapılan savaş hazırlığının kamplarına göndermeye başladı. her açıdan sosyalist devrimin koşulları temel sebebi Hitler’in Büyük Alman Burada çalışabilecek durumda olanlar olgunlaşmıştı. İşçi sınıfının güvenini İmparatorluğu idealini gerçekleştirme ayrıldıktan sonra diğerleri gaz odala- ve desteğini kazanan Bolşevik Partisi amacıydı. Büyük Alman İmparatorluğu rında öldürülüp, fırınlarda yakıldılar. Bu Eylül ayında yapılan seçimlerde tüm nazizmin gerektirdiği gibi “üstün” Ar- faaliyetler sadece Almanya’da değil, oyların %52’sini aldı. Bu da aslında yan ırkından oluşacaktı. Bu amaçla es- daha sonra işgal edilen bütün ülkeler- Bolşeviklerin yürüttüğü mücadelenin kiden Roma-Germen İmparatorluğu’na de de gerçekleştirildi. Bu şekilde tüm haklılığıyla ilgiliydi. 7 Kasım 1917’de ait olan ve Almanca konuşulan tüm Avrupa’da yaklaşık olarak altı milyon (Jülyen takvimine göre 25 Ekim 1917) toprakları işgal etmeye başladı. Ülke insan öldürüldü. Alman ırkını iyileş- Bolşeviklerin önderliğinde ayaklanan içinde ise Hitler’in iddia ettiği ari ırkın tirmek adına, binlerce zihinsel engelli işçilerin Kışlık Saray’ı basmasıyla Ekim yaratılması için “çürükler” ayıklanmak- insan da hastanelerde, verilen gizli Devrimi gerçekleşti. Lenin devrimin taydı.5 Parti programlarında, Nazi Partisi üye- leri Yahudileri “Aryan” toplumundan ayırma ve politik, kanunî ve medenî haklarını ellerinden alma niyetlerini açıkça bildirmişlerdi. Nazi liderleri, iktidarı ele geçirdikten hemen sonra, Alman Yahudilere zulmetme konusun- da verdikleri sözü yerine getirmeye başladılar. Yahudi vatandaşların hakla- rını kısıtlayan ilk büyük kanun, 7 Nisan 1933’te çıkarılan Yahudiler ve “siyasi olarak güvenilmeyen” kamu memur ve çalışanlarının devlet hizmetinden çıka- rılmasını sağlayan “Profesyonel Kamu Hizmetinin Yenilenmesi Yasası”ydı. “Yeni Kamu Hizmeti Yasası” Alman yetkililerin, Aryan Paragrafı olarak adlandırılan Yahudileri (ve çoğunlukla, “Aryan olmayan” diğerlerini de kap- sayan) kurumlardan, mesleklerden ve kamu hayatının diğer alanlarından dış- HUKUKTA TOPLUMCU TAVIR | Toplumcu Hukukçular Kulübü’nün yayınıdır | 15