SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 8
MEME KANSERİ VE İYİ HUYLU MEME HASTALIKLARI

Meme kanseri tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Kanserden
ölümlerdeyse, kadınlarda akciğer kanserinden sonra ikinci sırada gelir. Meme kanseri tedavi
edildikten sonra 5 yıllık yaşam süreleri % 55’ten %98’e kadar olabilmektedir; ortalama olarak
%79 civarındadır. Erken teşhis edilen, ilerlememiş, erken evre meme kanserinde 5 yıllık
sağkalım %98 olabilirken (yani 100 adet erken evre meme kanserli kadının 98’i sağ kalırken)
bu oran ileri evre meme kanserinde daha düşük olmaktadır.

 Meme ile ilgili hastalıklar sık görülmektedir. Meme şikayetlerinin ve bulgularının ancak
küçük bir kısmı kanserle ilişkilidir ve böyle bir durumda, teşhisin erken konulması önemlidir.
Memesinde o zamana kadar olmayan bir değişiklik farkeden kişi, kendi kendine bir teşhis
koymaya çalışmamalı, konunun uzmanı olan bir doktora başvurmalıdır.

İYİ HUYLU KİTLELER

Meme, süt kanalları, bağ dokusu ve meme dokusundan oluşan bir organdır, elle muayenede
düzensiz gibi gelebilir. Adet döneminden önce ve adet süresince memelerde hassasiyet, ağrı
ve şişkinlik hissedilebilir. Bu, meme dokusunda sıvı toplanmasına ve vücuttaki hormon
seviyelerine bağlıdır ve normaldir. Ancak ele kitle geliyorsa ve bir dahaki adet dönemine
kadar geçmiyorsa en kısa zamanda meme cerrahınıza başvurunuz.

İyi huylu meme problemlerinden en sık görülenler şöyle sıralanabilir:

     • Kistik hastalık (fibrokistik meme hastalığı) memedeki kitlelerin en sık nedenidir. Bu
kitle ya da kistler, içi sıvı dolu keseciklerdir. Adet döneminden önce büyürler, hassas ve ağrılı
olurlar ve menopozdan sonra genellikle kaybolurlar.

    • Yağ bezeleri (lipom) genellikle tek ve ağrısız kitlelerdir. Boyutları değişik olabilir.
Lipomlar yağ dokusundan oluşur ve vücudun başka yerlerinde de olabilir.

    • Fibroadenomlar sıklıkla gençlerde görülen kitlelerdir. Bu kitleler sert, hareket
ettirilebilen, genellikle oval şekilli ve ağrısızdır.

    • Papillomlar süt kanalları içinde, küçük, siğil benzeri oluşumlardır. Meme başından kanlı
akıntıya yol açabilir, çoğunlukla ele gelmez.

   • Memeleri sıkmak, ezmek ya da kaza gibi travmalar, kan oturmasına ya da yağ
dokusunun düzensizleşmesine yol açabilir. Bunlar da kitle gibi ele gelebilir. Çevreleyen
dokuda kızarıklık ya da morluk olabilir. Travmanın kansere yol açtığına dair bir kanıt yoktur.

MEME BAŞI AKINTISI

Bir çok kadında hayatının bir döneminde, bir memede ya da her ikisinde birden meme başı
akıntısı olabilir. Meme başı akıntılarının çoğu ciddi bir soruna işaret etmez. Birkaç kez olan
renksiz akıntı genellikle normal kabul edilir ve başka bir inceleme gerektirmez. Devam ederse
ya da akıntı miktarı artarsa ileri inceleme yapmak gerekebilir.

“Acaba bende de var mı” endişesiyle kadınların kendi meme başlarını sürekli sıkmaları meme
dokusunda travmaya yol açarak akıntılara ve kanamalara yol açabilir. Bu şekilde meme
başınızı sıkmayınız.

Kendiliğinden kanlı meme başı akıntısı olan kadınların çoğunda süt kanallarının içinde iyi
huylu bir kitle saptansa da, bunun iyi huylu olduğunun doğrulanması gerekir. Kanlı meme
başı akıntısı bazen meme kanserinin bir göstergesi olabilir.

MEME ABSESİ

Genellikle emziren kadınlarda olmakla birlikte, her kadında görülebilir. Emziren kadınlarda
emzirme aralıklarının uzamasıyla memede süt birikimi olabilir ve bu iltihaplanabilir; ya da
meme başındaki çatlaklardan bakteriler girerek meme absesine yol açabilir. Abse, memede
hassasiyet, meme dokusunda sertleşme, kızarıklık ve ağrıya yol açar.

KÖTÜ HUYLU KİTLELER
(MEME KANSERİ)

Meme kanseri yeteri kadar büyüdüğünde, memede ele gelen bir kitle olarak kendini belli
eder. Memede ele gelen kanser ne kadar süredir oradadır? Çeşitli araştırmalara göre meme
kanserlerinin 1 santim büyümesi için geçen zaman 1 aydan 6 yıla kadar değişebilir, hastalar
arasında farklılıklar olabilir, ancak ortalama olarak bu süre 1.7 yıldır. Yani elimize gelen bir
kitle en az 2 yıla yakın bir süredir var olabilir. Bu da demektir ki, erken tanı konulabilirse,
meme kanseri ilerlemeden tedavi edilebilir.

Tabi ki, memede ele gelen her kitle kanser olmayıp, bunların %85’i iyi huyludur. Bir kitlenin
kanser olup olmadığının ayırımını, ancak meme hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir
genel cerrah yönetiminde konu ile ilgili uzman doktorların oluşturduğu bir kurul yapabilir. Bu
nedenle cerrah, radyolog, onkolog ve patoloğun birlikte çalışması çok önemlidir.

Erken Meme Kanseri: Meme dokusu içinde çok küçük bir tümör ya da ele hiç gelmeyen bir
odak olabilir. Erken evre meme kanseri 2 santimin altında, koltuk altına ulaşmamış, vücudun
diğer bölgelerine sıçramamıştır. Hiç ele gelmeyenlerin tanısı ancak ultrasonografi,
mammografi ve meme MR gibi görüntüleme yöntemleriyle konulur.




   1. Her ay kendi kendine meme muayenesi yapan
   2. Yıllık meme muayenesi için doktoruna giden
3. Uygun yaş ve risk gruplarında yıllık mammografi kontrolü yaptıran kadınlarda erken
      meme kanserini yakalamak ve tanı koymak daha kolaydır.

İlerlemiş Meme Kanseri: Meme dokusunun dışına, yani koltuk altı lenf bezlerine ya da
vücudun başka yerlerine sıçramış meme kanseridir.

Evreleme nasıl yapılır? Memedeki kitlenin boyutu (2 cm ve daha küçük, 2-5 cm arası, 5
cm’den büyük), koltuk altında lenf bezinde yayılım (var veya yok), karaciğerde, akciğerde ve
diğer organlarda yayılım (var veya yok) olup olmamasına göre evrelenir ve tedavi ona göre
düzenlenir.

MEME KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ:
Aşağıdaki risk faktörlerinden biri ya da bir kaçı sizde varsa, önerilen muayene ve tetkikleri
aksatmayınız:



Önemli Riskler:

   •   50 yaş ve üzerinde olmak
   •   Anne, kız kardeş veya teyzede meme kanseri olması

   •   Daha önce bir memesinde meme kanseri geçirmiş olmak

Diğer Riskler:

   •   Kansere dönüşebilecek meme hastalığının bulunması
   •   Hiç doğum yapmamış olmak

   •   İlk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak

   •   İlk adetini 12 yaşından önce görmüş olmak

   •   Menopoza 55 yaşından sonra girmek

   •   Obezite (şişmanlık)

   •   Geçmişte göğüs bölgesine yüksek doz ışın almış olmak

   •   Çok miktarda alkol kullanımı

   •   5 yıldan uzun süren hormon tedavisi



MEME GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ
Mamografi:




Her kadına, 40 yaşından itibaren her yıl düzenli olarak mamografi yapılması önerilmektedir.
Yüksek risk grubundaki kadınlarda mamografi taramaları daha erken yaşta başlayabilir.

Mamografi, meme kanseri tesbitinde en iyi metod olmakla birlikte, meme yapısına bağlı
olarak, var olan bir lezyonu göstermekte yetersiz kaldığı durumlar olabilir. Bu nedenle doktor
muayenesi ve her ay hastanın kendi kendini muayene etmesi çok önemlidir.

Mamografinin Bir Zararı Var Mıdır?




Mamografi sırasında yüksek kalitede görüntü alabilmek ve uygulanan radyasyon miktarını
azaltmak için, meme iki yandan sıkıştırılır. Bu sırada ağrı ve rahatsızlık duyulabilir.
Mamografinin, adet döneminin bitiminde ve kafein içeren kahve, çay, çikolata gibi gıdalardan
bir süre uzak kaldıktan sonra çekilmesi, çekim sırasındaki bu rahatsızlıkları azaltabilir.
Memeyi sıkıştırarak çekim yapmak, meme için sakıncalı bir duruma veya meme dokusunda
herhangi bir değişikliğe neden olmaz. Ağrı ve rahatsızlık hissi çekim biter bitmez ortadan
kalkar. Önerilen aralıklarla yapılan mamografinin meme kanseri riskini artırması sözkonusu
değildir. Dijital mamografide alınan radyasyon dozu, klasik mamografiye göre %30-40
oranında daha azdır.

Meme Ultrasonografisi:

Meme yapısını, muayenede farkedilen anormal alanları ve kitlelerin kistik ya da sert olup
olmadığını belirlemek amacıyla kullanılır. Bu yöntemle hasta radyasyon almamış olur.



Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG):




Memenin yapısı ve varsa lezyonlar hakkında en detaylı bilgiyi sunan görüntüleme yöntemidir.
Meme yapısı ileri derecede yoğun olanlarda, gençlerde, meme protezi olanlarda, meme
kanseri saptanmış olan, ancak birlikte başka odakların olup olmadığının araştırılması gereken
durumlarda uygulanmaktadır. Radyasyon kullanılmaması ve meme dokusunun
sıkıştırılmaması hasta açısından kolaylık sağlamaktadır.

Galaktografi (Duktografi):
Mamografi ünitesinde meme süt kanallarının          düşük doz radyasyon kullanılarak
görüntülenmesidir. Kanallarda meme başı akıntısına neden olabilecek kitle ya da hastalık
olup olmadığı araştırılır.

Hangi Sıklıkla Meme Muayenesi Olunmalı?

Her ay kendi kendinizi muayene etmeli ve yılda bir kez meme muayenesi için doktorunuza
başvurmalısınız.

Memede Kitle Saptandığında Neler Yapılır?

Muayeneyle ve/veya görüntüleme yöntemleriyle saptanan bir kitlenin türünü belirlemek
amacıyla biyopsiye karar verilebilir. Biyopsi, şüphe edilen kitleden iğne ile veya cerrahi
yöntemle küçük bir parçanın alınması, parçanın patolojik olarak incelenmesi ve kitlenin
türünün belirlenmesidir. Biyopsiler çeşitli yollarla yapılabilir:

• İnce iğne biyopsisi: Çok ince bir iğne ile memedeki kitleden hücre alınmasıdır, ancak
sıvıların inceleneceği zaman kullanılır. Esas kanser şüphesinde tru-cut biyopsisi kullanılır.




•Tru-cut biyopsisi:




Kitlenin içine bir iğne ile girilerek doku parçalarının alınmasıdır. Uyuşturularak yapıldığından
hastanın ağrı duyması söz konusu değildir. İğne biyopsileri ultrasonografi ya da mamografi
eşliğinde yapılır.

•Mamografi ile işaretleme ve biyopsi:
Ele gelmeyen fakat mammografi ile saptanan kitlelerin mamografi görüntüsü eşliğinde
işaretlenerek cerrah tarafından çıkartılmasıdır. Aynı gün işaretleme yapılarak hemen
arkasından cerrahi olarak işaretlenen kısım çıkartılır ve patolojik inceleme yapılır.

•Ultrasonografi ile işaretleme ve biyopsi:




Mamografi ile olduğu gibi, işlemin ultrasonografi eşliğinde yapılması ve kitlenin
çıkartılmasıdır.

• Cerrahi biyopsi:




Memede kitle saptandığında, yukarıdaki işlemlerden uygun olanların yapılmasına rağmen
teşhiste şüphenin devam ettiği veya başka bir sebeple gerektiği durumlarda, kitlenin cerrahi
yöntemlerle (ameliyatla) çıkartılmasıdır.

Memenizde bir kitlenin saptanması veya cerrahınızın biyopsi kararı vermesi, korkulacak bir
durum değildir. Memede saptanan her kitleye, kitle saptandığı anda biyopsi yapılması
gerekmeyebilir; muayene ve görüntüleme yöntemleriyle yapılan aralıklı kontrollerle takip
edilebilir. Size düşen, kendi kendinize yapacağınız muayeneleri ve doktor kontrollerinizi
aksatmamak, doktorunuzun önerilerini dikkate almaktır.

MEME KANSERİ SAPTANDIĞINDA

Memedeki kitlenin kanser olduğu iğne biyopsisi ya da cerrahi biyopsiyle anlaşılırsa yapılması
gerekenler şunlardır:

   •   Evreleme
          o Laboratuar

           o Karın ultrasonografisi
o Akciğer grafisi

           o Diğer vücut taramaları

   •   Genel Cerrah/Radyolog/Onkolog/Patolog ortak değerlendirme

   •   Gerekirse ameliyat öncesi kemoterapi (ender olgularda)

   •   Ameliyat

           o Yalnız tümörün (memedeki kitlenin) alınması, koltuk altı lenf bezlerinin
             biyopsisi (sentinel nod biyopsisi)

           o Tümör ve koltuk altı lenflerin alınması

           o Tüm memenin alınması

           o Tüm memenin koltuk altı lenfleriyle birlikte alınması

           o Hiçbir ameliyat diğerine göre daha iyi değildir, hastalığın durumuna göre her
             birinin kullanım alanı değişir.

   •   Ameliyat sonrası

           o Gerekirse kemoterapi

           o Gerekirse radyoterapi

   •   Takip

Sağlıklı günler dilerim

Prof. Dr. Gülüm ALTACA

gulum@gulumaltaca.com

www.gulumaltaca.com

Mais conteúdo relacionado

Mais de Gülüm Altaca

Organ bağışı panel sunu
Organ bağışı panel sunu Organ bağışı panel sunu
Organ bağışı panel sunu
Gülüm Altaca
 

Mais de Gülüm Altaca (20)

Dalak hastalıkları
Dalak hastalıklarıDalak hastalıkları
Dalak hastalıkları
 
Portal hipertansiyon
Portal hipertansiyonPortal hipertansiyon
Portal hipertansiyon
 
Nonkolorektal karaciğer metastazları
Nonkolorektal karaciğer metastazlarıNonkolorektal karaciğer metastazları
Nonkolorektal karaciğer metastazları
 
Karaciğer tümörleri
Karaciğer tümörleri  Karaciğer tümörleri
Karaciğer tümörleri
 
Kendi kendine meme muayenesi
Kendi kendine meme muayenesiKendi kendine meme muayenesi
Kendi kendine meme muayenesi
 
Hemoroid basur-fissür-çatlak
Hemoroid basur-fissür-çatlakHemoroid basur-fissür-çatlak
Hemoroid basur-fissür-çatlak
 
Karaciğer kist hidatid, karaciğer abseleri, amib absesi
Karaciğer kist hidatid, karaciğer abseleri, amib absesiKaraciğer kist hidatid, karaciğer abseleri, amib absesi
Karaciğer kist hidatid, karaciğer abseleri, amib absesi
 
Organ bağışında aileye yaklaşım
Organ bağışında aileye yaklaşımOrgan bağışında aileye yaklaşım
Organ bağışında aileye yaklaşım
 
Swan ganz kateteri
Swan ganz kateteriSwan ganz kateteri
Swan ganz kateteri
 
Arter kateterizasyonu
Arter kateterizasyonuArter kateterizasyonu
Arter kateterizasyonu
 
Cerrahi infeksiyonlarda antibiyotik profilaksisi
Cerrahi infeksiyonlarda antibiyotik profilaksisiCerrahi infeksiyonlarda antibiyotik profilaksisi
Cerrahi infeksiyonlarda antibiyotik profilaksisi
 
Cerrahi sariliklar
Cerrahi sariliklarCerrahi sariliklar
Cerrahi sariliklar
 
Dev hemanjiom sunu
Dev hemanjiom sunuDev hemanjiom sunu
Dev hemanjiom sunu
 
Akut nekrotizan pankreatit
Akut nekrotizan pankreatitAkut nekrotizan pankreatit
Akut nekrotizan pankreatit
 
Karaciğer nakli
Karaciğer nakliKaraciğer nakli
Karaciğer nakli
 
Karaciğer rezeksiyonları
Karaciğer rezeksiyonlarıKaraciğer rezeksiyonları
Karaciğer rezeksiyonları
 
Organ bağışı panel sunu
Organ bağışı panel sunu Organ bağışı panel sunu
Organ bağışı panel sunu
 
Yanıklar
YanıklarYanıklar
Yanıklar
 
Perkütan kolesistostomiler
Perkütan kolesistostomilerPerkütan kolesistostomiler
Perkütan kolesistostomiler
 
Organ Nakli
Organ Nakli Organ Nakli
Organ Nakli
 

Meme Kanseri

  • 1. MEME KANSERİ VE İYİ HUYLU MEME HASTALIKLARI Meme kanseri tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Kanserden ölümlerdeyse, kadınlarda akciğer kanserinden sonra ikinci sırada gelir. Meme kanseri tedavi edildikten sonra 5 yıllık yaşam süreleri % 55’ten %98’e kadar olabilmektedir; ortalama olarak %79 civarındadır. Erken teşhis edilen, ilerlememiş, erken evre meme kanserinde 5 yıllık sağkalım %98 olabilirken (yani 100 adet erken evre meme kanserli kadının 98’i sağ kalırken) bu oran ileri evre meme kanserinde daha düşük olmaktadır. Meme ile ilgili hastalıklar sık görülmektedir. Meme şikayetlerinin ve bulgularının ancak küçük bir kısmı kanserle ilişkilidir ve böyle bir durumda, teşhisin erken konulması önemlidir. Memesinde o zamana kadar olmayan bir değişiklik farkeden kişi, kendi kendine bir teşhis koymaya çalışmamalı, konunun uzmanı olan bir doktora başvurmalıdır. İYİ HUYLU KİTLELER Meme, süt kanalları, bağ dokusu ve meme dokusundan oluşan bir organdır, elle muayenede düzensiz gibi gelebilir. Adet döneminden önce ve adet süresince memelerde hassasiyet, ağrı ve şişkinlik hissedilebilir. Bu, meme dokusunda sıvı toplanmasına ve vücuttaki hormon seviyelerine bağlıdır ve normaldir. Ancak ele kitle geliyorsa ve bir dahaki adet dönemine kadar geçmiyorsa en kısa zamanda meme cerrahınıza başvurunuz. İyi huylu meme problemlerinden en sık görülenler şöyle sıralanabilir: • Kistik hastalık (fibrokistik meme hastalığı) memedeki kitlelerin en sık nedenidir. Bu kitle ya da kistler, içi sıvı dolu keseciklerdir. Adet döneminden önce büyürler, hassas ve ağrılı olurlar ve menopozdan sonra genellikle kaybolurlar. • Yağ bezeleri (lipom) genellikle tek ve ağrısız kitlelerdir. Boyutları değişik olabilir. Lipomlar yağ dokusundan oluşur ve vücudun başka yerlerinde de olabilir. • Fibroadenomlar sıklıkla gençlerde görülen kitlelerdir. Bu kitleler sert, hareket ettirilebilen, genellikle oval şekilli ve ağrısızdır. • Papillomlar süt kanalları içinde, küçük, siğil benzeri oluşumlardır. Meme başından kanlı akıntıya yol açabilir, çoğunlukla ele gelmez. • Memeleri sıkmak, ezmek ya da kaza gibi travmalar, kan oturmasına ya da yağ dokusunun düzensizleşmesine yol açabilir. Bunlar da kitle gibi ele gelebilir. Çevreleyen dokuda kızarıklık ya da morluk olabilir. Travmanın kansere yol açtığına dair bir kanıt yoktur. MEME BAŞI AKINTISI Bir çok kadında hayatının bir döneminde, bir memede ya da her ikisinde birden meme başı akıntısı olabilir. Meme başı akıntılarının çoğu ciddi bir soruna işaret etmez. Birkaç kez olan
  • 2. renksiz akıntı genellikle normal kabul edilir ve başka bir inceleme gerektirmez. Devam ederse ya da akıntı miktarı artarsa ileri inceleme yapmak gerekebilir. “Acaba bende de var mı” endişesiyle kadınların kendi meme başlarını sürekli sıkmaları meme dokusunda travmaya yol açarak akıntılara ve kanamalara yol açabilir. Bu şekilde meme başınızı sıkmayınız. Kendiliğinden kanlı meme başı akıntısı olan kadınların çoğunda süt kanallarının içinde iyi huylu bir kitle saptansa da, bunun iyi huylu olduğunun doğrulanması gerekir. Kanlı meme başı akıntısı bazen meme kanserinin bir göstergesi olabilir. MEME ABSESİ Genellikle emziren kadınlarda olmakla birlikte, her kadında görülebilir. Emziren kadınlarda emzirme aralıklarının uzamasıyla memede süt birikimi olabilir ve bu iltihaplanabilir; ya da meme başındaki çatlaklardan bakteriler girerek meme absesine yol açabilir. Abse, memede hassasiyet, meme dokusunda sertleşme, kızarıklık ve ağrıya yol açar. KÖTÜ HUYLU KİTLELER (MEME KANSERİ) Meme kanseri yeteri kadar büyüdüğünde, memede ele gelen bir kitle olarak kendini belli eder. Memede ele gelen kanser ne kadar süredir oradadır? Çeşitli araştırmalara göre meme kanserlerinin 1 santim büyümesi için geçen zaman 1 aydan 6 yıla kadar değişebilir, hastalar arasında farklılıklar olabilir, ancak ortalama olarak bu süre 1.7 yıldır. Yani elimize gelen bir kitle en az 2 yıla yakın bir süredir var olabilir. Bu da demektir ki, erken tanı konulabilirse, meme kanseri ilerlemeden tedavi edilebilir. Tabi ki, memede ele gelen her kitle kanser olmayıp, bunların %85’i iyi huyludur. Bir kitlenin kanser olup olmadığının ayırımını, ancak meme hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir genel cerrah yönetiminde konu ile ilgili uzman doktorların oluşturduğu bir kurul yapabilir. Bu nedenle cerrah, radyolog, onkolog ve patoloğun birlikte çalışması çok önemlidir. Erken Meme Kanseri: Meme dokusu içinde çok küçük bir tümör ya da ele hiç gelmeyen bir odak olabilir. Erken evre meme kanseri 2 santimin altında, koltuk altına ulaşmamış, vücudun diğer bölgelerine sıçramamıştır. Hiç ele gelmeyenlerin tanısı ancak ultrasonografi, mammografi ve meme MR gibi görüntüleme yöntemleriyle konulur. 1. Her ay kendi kendine meme muayenesi yapan 2. Yıllık meme muayenesi için doktoruna giden
  • 3. 3. Uygun yaş ve risk gruplarında yıllık mammografi kontrolü yaptıran kadınlarda erken meme kanserini yakalamak ve tanı koymak daha kolaydır. İlerlemiş Meme Kanseri: Meme dokusunun dışına, yani koltuk altı lenf bezlerine ya da vücudun başka yerlerine sıçramış meme kanseridir. Evreleme nasıl yapılır? Memedeki kitlenin boyutu (2 cm ve daha küçük, 2-5 cm arası, 5 cm’den büyük), koltuk altında lenf bezinde yayılım (var veya yok), karaciğerde, akciğerde ve diğer organlarda yayılım (var veya yok) olup olmamasına göre evrelenir ve tedavi ona göre düzenlenir. MEME KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ: Aşağıdaki risk faktörlerinden biri ya da bir kaçı sizde varsa, önerilen muayene ve tetkikleri aksatmayınız: Önemli Riskler: • 50 yaş ve üzerinde olmak • Anne, kız kardeş veya teyzede meme kanseri olması • Daha önce bir memesinde meme kanseri geçirmiş olmak Diğer Riskler: • Kansere dönüşebilecek meme hastalığının bulunması • Hiç doğum yapmamış olmak • İlk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak • İlk adetini 12 yaşından önce görmüş olmak • Menopoza 55 yaşından sonra girmek • Obezite (şişmanlık) • Geçmişte göğüs bölgesine yüksek doz ışın almış olmak • Çok miktarda alkol kullanımı • 5 yıldan uzun süren hormon tedavisi MEME GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ
  • 4. Mamografi: Her kadına, 40 yaşından itibaren her yıl düzenli olarak mamografi yapılması önerilmektedir. Yüksek risk grubundaki kadınlarda mamografi taramaları daha erken yaşta başlayabilir. Mamografi, meme kanseri tesbitinde en iyi metod olmakla birlikte, meme yapısına bağlı olarak, var olan bir lezyonu göstermekte yetersiz kaldığı durumlar olabilir. Bu nedenle doktor muayenesi ve her ay hastanın kendi kendini muayene etmesi çok önemlidir. Mamografinin Bir Zararı Var Mıdır? Mamografi sırasında yüksek kalitede görüntü alabilmek ve uygulanan radyasyon miktarını azaltmak için, meme iki yandan sıkıştırılır. Bu sırada ağrı ve rahatsızlık duyulabilir.
  • 5. Mamografinin, adet döneminin bitiminde ve kafein içeren kahve, çay, çikolata gibi gıdalardan bir süre uzak kaldıktan sonra çekilmesi, çekim sırasındaki bu rahatsızlıkları azaltabilir. Memeyi sıkıştırarak çekim yapmak, meme için sakıncalı bir duruma veya meme dokusunda herhangi bir değişikliğe neden olmaz. Ağrı ve rahatsızlık hissi çekim biter bitmez ortadan kalkar. Önerilen aralıklarla yapılan mamografinin meme kanseri riskini artırması sözkonusu değildir. Dijital mamografide alınan radyasyon dozu, klasik mamografiye göre %30-40 oranında daha azdır. Meme Ultrasonografisi: Meme yapısını, muayenede farkedilen anormal alanları ve kitlelerin kistik ya da sert olup olmadığını belirlemek amacıyla kullanılır. Bu yöntemle hasta radyasyon almamış olur. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Memenin yapısı ve varsa lezyonlar hakkında en detaylı bilgiyi sunan görüntüleme yöntemidir. Meme yapısı ileri derecede yoğun olanlarda, gençlerde, meme protezi olanlarda, meme kanseri saptanmış olan, ancak birlikte başka odakların olup olmadığının araştırılması gereken durumlarda uygulanmaktadır. Radyasyon kullanılmaması ve meme dokusunun sıkıştırılmaması hasta açısından kolaylık sağlamaktadır. Galaktografi (Duktografi):
  • 6. Mamografi ünitesinde meme süt kanallarının düşük doz radyasyon kullanılarak görüntülenmesidir. Kanallarda meme başı akıntısına neden olabilecek kitle ya da hastalık olup olmadığı araştırılır. Hangi Sıklıkla Meme Muayenesi Olunmalı? Her ay kendi kendinizi muayene etmeli ve yılda bir kez meme muayenesi için doktorunuza başvurmalısınız. Memede Kitle Saptandığında Neler Yapılır? Muayeneyle ve/veya görüntüleme yöntemleriyle saptanan bir kitlenin türünü belirlemek amacıyla biyopsiye karar verilebilir. Biyopsi, şüphe edilen kitleden iğne ile veya cerrahi yöntemle küçük bir parçanın alınması, parçanın patolojik olarak incelenmesi ve kitlenin türünün belirlenmesidir. Biyopsiler çeşitli yollarla yapılabilir: • İnce iğne biyopsisi: Çok ince bir iğne ile memedeki kitleden hücre alınmasıdır, ancak sıvıların inceleneceği zaman kullanılır. Esas kanser şüphesinde tru-cut biyopsisi kullanılır. •Tru-cut biyopsisi: Kitlenin içine bir iğne ile girilerek doku parçalarının alınmasıdır. Uyuşturularak yapıldığından hastanın ağrı duyması söz konusu değildir. İğne biyopsileri ultrasonografi ya da mamografi eşliğinde yapılır. •Mamografi ile işaretleme ve biyopsi:
  • 7. Ele gelmeyen fakat mammografi ile saptanan kitlelerin mamografi görüntüsü eşliğinde işaretlenerek cerrah tarafından çıkartılmasıdır. Aynı gün işaretleme yapılarak hemen arkasından cerrahi olarak işaretlenen kısım çıkartılır ve patolojik inceleme yapılır. •Ultrasonografi ile işaretleme ve biyopsi: Mamografi ile olduğu gibi, işlemin ultrasonografi eşliğinde yapılması ve kitlenin çıkartılmasıdır. • Cerrahi biyopsi: Memede kitle saptandığında, yukarıdaki işlemlerden uygun olanların yapılmasına rağmen teşhiste şüphenin devam ettiği veya başka bir sebeple gerektiği durumlarda, kitlenin cerrahi yöntemlerle (ameliyatla) çıkartılmasıdır. Memenizde bir kitlenin saptanması veya cerrahınızın biyopsi kararı vermesi, korkulacak bir durum değildir. Memede saptanan her kitleye, kitle saptandığı anda biyopsi yapılması gerekmeyebilir; muayene ve görüntüleme yöntemleriyle yapılan aralıklı kontrollerle takip edilebilir. Size düşen, kendi kendinize yapacağınız muayeneleri ve doktor kontrollerinizi aksatmamak, doktorunuzun önerilerini dikkate almaktır. MEME KANSERİ SAPTANDIĞINDA Memedeki kitlenin kanser olduğu iğne biyopsisi ya da cerrahi biyopsiyle anlaşılırsa yapılması gerekenler şunlardır: • Evreleme o Laboratuar o Karın ultrasonografisi
  • 8. o Akciğer grafisi o Diğer vücut taramaları • Genel Cerrah/Radyolog/Onkolog/Patolog ortak değerlendirme • Gerekirse ameliyat öncesi kemoterapi (ender olgularda) • Ameliyat o Yalnız tümörün (memedeki kitlenin) alınması, koltuk altı lenf bezlerinin biyopsisi (sentinel nod biyopsisi) o Tümör ve koltuk altı lenflerin alınması o Tüm memenin alınması o Tüm memenin koltuk altı lenfleriyle birlikte alınması o Hiçbir ameliyat diğerine göre daha iyi değildir, hastalığın durumuna göre her birinin kullanım alanı değişir. • Ameliyat sonrası o Gerekirse kemoterapi o Gerekirse radyoterapi • Takip Sağlıklı günler dilerim Prof. Dr. Gülüm ALTACA gulum@gulumaltaca.com www.gulumaltaca.com