2. 2
GİRİŞ
Kulak üç bölümde incelenir:
a) Dış b) Orta c) İç kulak
Kulakta işitme ve denge ile ilgili iki
önemli duyu organı bulunur:
İşitme ile ilgili olanlar:
Dış kulak
Orta kulak
İç kulağın kohleası
Denge ile ilgili olanlar:
Yarım daire kanalları
Utrikulus
Sakkulus
3. 3
GİRİŞ
Yarım daire kanalları → Döngüsel
hızlanmayı (rotasyonel akselerasyon)
Utrikulus → Yatay yönde doğrusal
hızlanmayı (lineer akselerasyon)
Sakkulus → Dikey yönde
hızlanmayı saptarlar
İşitme ve denge reseptörleri tüy
hücreleri şeklindedir ve 6 grup tüy
hücresi bulunur
4. 4
Dış ve Orta Kulak
Kulak kepçesi ses dalgalarını dış kulak
kanalına iletir
Kulak kanalı dış kulaktan kulak zarı’na
(timpan zarı) kadar ilerler
Orta kulak, östaki borusu (odituvar
kanal) aracılığıyla nasofarinkse dışa açılır
Östaki borusu yutma, çiğneme sırasında
açılır ve kulak zarının iki tarafındaki
basıncı dengede tutar
Orta kulakta çekiç, örs ve üzengi
kemikleri yerleşmiştir
5. 5
Dış ve Orta Kulak
Çekicin uzun kolu kulak zarına, kısa kolu
örse bağlanır ve örs ise üzenginin başı ile
eklem yapar
Üzenginin tabanı annular bir bağla oval
pencerenin duvarına bağlanmıştır
M. tensör timpani ve stapedius da aynı
şekilde orta kulağa yerleşmiştir
M. tensor timpani’nin kasılması çekiç
kemiğinin uzun kolunu mediale doğru çeker
ve kulak zarı titreşimini azaltır
M. stapediusun kasılması ise üzenginin
taban parçasını oval pencereden geri çeker
7. 7
İç Kulak
İç kulak biri diğerinin içine yerleşmiş iki
parçadan oluşur:
Kemik labirent, temporal kemiğin
petroz kısmında yer alan bir seri kanallar
halindedir
Bu kanalların iç kısmında bulunan Zarsı
labirent perilenf adı verilen bir sıvıyla
çevrelenmiştir
Bu zarsı çatı aşağı yukarı kemiksi
labirentin biçimine benzer
Zarsı labirent endolenf adı verilen bir
sıvıyla dolu olup, endolenfa ve perilenfa
arasında iletişim bulunmaz
8. 8
Kohlea
Kohlea 35 mm boyda ve 2 ¾ kıvrım
yapan sarmal bir tüptür
Baziler ve Reissner membranı
kohleayı uzunluğu boyunca 3 skalaya
ayırır
Üstteki skala vestibuli ile alttaki
skala timpani perilenfa içerir
Bunlar kohleanın apeksinde
helikotrema adı verilen küçük bir
delikle birbirine bağlanır
9. 9
Kohlea
Skala vestibuli kohlea tabanında
üzenginin taban parçası ile kapatılmış
olan oval pencerede sonlanır
Skala timpani, orta kulağın medialinde yer
alan ve esnek sekonder timpanik
membran ile kapatılmış olan yuvarlak
pencerede sonlanır
Skala media kohleanın orta odası olup
zarsı labirent ile devam eder, diğer iki
odayla bağlantısı yoktur ve endolenfa
içerir
10. 10
Korti Organı
Korti organı bazal membran üzerine yerleşmiş ve
tüy hücrelerini içeren bir yapıdır
Tüy hücre uzantıları, zara benzer bir yapı olan
retiküler laminayı delerler
Tüy hücre sıraları ince, visköz fakat esnek bir
tektorial zar ile örtülüdür
Dış tüy hücrelerinin yaptığı 3 sıra tünelin
lateralinde, iç tüy hücreleri 1 sıra tünelin
medialinde yer alır
Her insan kohleasında 20 000 dış tüy hücresi ile
3 500 iç tüy hücresi vardır
11. 11
Korti Organı
Tüy hücrelerinden çıkan afferent
nöronların hücre gövdeleri modiolus
içinde yer alan spiral gangliona
yerleşmiştir
Bu afferent nöronların %90-95 iç tüy
hücrelerini sadece %5-10’nu, dış tüy
hücrelerini innerve eder
Nöron aksonları vestibulokohlear sinirin
kohlear dalını oluşturur ve m.oblangatada
dorsal ve ventral kohlear
çekirdeklerde sonlanır
13. 13
Korti Organı
Kohlea tüy hücreleri ile komşu
falangial hücreler arasında sıkı
kavşaklar vardır
Bu sıkı kavşaklar endolenfanın
hücrelerin tabanına ulaşmasını
önlerler
Baziler membran ise perilenfaya
görece geçirgendir
Tüy hücrelerinin uzantıları
endolenfa içine batmışken bu
hücrelerin tabanları perilenfaya
dalar
15. 15
Merkezi İşitme Yolları
Kohlear çekirdeklerden çıkan aksonlar işitme
refleks merkezi inf. kollikuliye ve medial
genikulat cisimcik ile işitme korteksine
ulaşır
Her iki kulaktan gelen bilgi oliva süperior
larda kavuşum gösterir ve her iki taraftan
gelen girdilere yanıt verir
Primer işitme merkezi Brodman’ın 41. alanı
temporal lobun üst bölümündedir
İnsanlarda bu merkez lateral serebral
fissürün tabanına yerleşmiştir
16. 16
Merkezi İşitme Yolları
Primer işitme alanına bitişik işitme
asosiyasyon alanı insulaya kadar
uzanır
Olivokohlear bant her odituvar sinir
içinde efferent liflerin yaptığı belirgin
bir bant olup superior olivar
kompleksten doğar
Primer olarak korti organındaki dış tüy
hücrelerinde sonlanır
17. 17
Yarım Daire Kanalları
Yarım daire kanalları, uzaydaki her üç boyut
düzleminde birbirlerini dik seyreder
Membranöz kanallar kemiksi kanalların
içinde perilenfa içine asılı haldedir
Reseptör bir yapı olan krista ampullaris
her membranöz kanalın genişlemiş son
kısmına (ampulla) yerleşmiştir
Her krista, ampullayı kapatan jelatimsi bir
bölme (kupula) ile örtülmüş tüy hücreleri
ve destek hücreleri içerir
Tüy hücrelerin uzantıları kupulaya gömülü
iken bu hücrelerin tabanları vestibular
afferent lifleri oluşturur
18. 18
Utrikul ve Sakkulus
Her membranöz labirentteki utrikul
tabanında bir otolitik organ (makula)
vardır
Diğer bir makula yarı dik bir pozisyonda
sakkulus duvarına yerleşmiştir
Makulalar destek ve tüy hücrelerinden
oluşur ve kalsiyum karbonat kristallerinin
(otolit) içine gömülü olduğu otolitik bir
zar tarafından kuşatılmıştır
Otokonia veya kulak tozu adı verilen
otolitler endolenfadan daha yoğundur
Tüy hücrelerinden gelen sinir lifleri
vestibulokohlear sinir içinde kristalardan
gelen liflerle birleşir
19. 19
Vestibular Yollar
Her iki yandaki makula ve kristaları
besleyen nöron gövdeleri vestibular
ganglionda yerleşmiştir
Her vestibular sinir, aynı taraftaki
vestibular ganglionun her 4 parçasında ve
beyinciğin flokülonodüler lobunda
sonlanır
İkinci nöronlar vestibuler çekirdeklerden
başlayıp vestibulospinal traktuslar
içinde omurilik boyunca ilerler
20. 20
TÜY HÜCRELERİ
Tüy hücreleri sustentaküler
hücrelerinden yapılmış bir epitel içine
gömülüdür
Hücrelerin tabanları afferent nöronlarla
yakın temastadır
Hücrelerin apikal uçlarından çubuğa
benzeyen 30-150 tane uzantı veya tüy çıkar
Kinosilium hareketsiz fakat gerçek bir silia
olup merkezde yer alan bir çift mikrotubuli
etrafına daire şeklinde dizilmiş 9 çift
mikrotubuliden yapılmıştır
21. 21
TÜY HÜCRELERİ
Kohleadaki tüy hücrelerinde
stereosilia adı verilen uzantılar
bulunur
Stereosiliumların koçan kısmı biribirine
parelel aktin flamanlarından oluşmuştur
Her hücre üzerinde bu uzantılar koni
şeklindedir
22. 22
Elektriksel Yanıtlar
Tüy hücre zar potansiyeli –60 mV
kadardır
Stereosilia ve kinosiliuma doğru
itildiğinde potansiyel –50 mV’a
kadar yükselir (depolarizasyon)
Uzantıların yaptığı bu bant zıt yöne
itildiğinde ise hücre hiperpolarize
olur
Uzantıların bu eksene dik yönde
yer değiştirmede zar
potansiyelinde değişiklik olmaz
23. 23
Afferent Sinir Liflerinde AP Oluşumu
Tüy hüclerinin uzantıları endolenfa
içinde tabanları ise perilenfa içinde
yüzer
Bu düzenleme normal jeneratör
potansiyel üretimi için gereklidir
Perilenfa temel olarak plazmadan
oluşur
Plazmadaki mannitol ve sükrozun
skala timpanideki perilenfaya geçişi
skala vestibuliden daha yavaştır
Endolenfa stria vaskülaris tarafından
oluşturulur ve bir yüksek K+ ile düşük
bir Na+ yoğunluğuna sahiptir
24. 24
Afferent Sinir Liflerinde AP Oluşumu
Stereosiliumların tepe uçlarında
mekanosensitif kanallar bulunur
Bu uzantıların kinosiliuma doğru hareketi
K+ kanallarını açarken, kinosiliumdan
uzaklaşmaları ise kapar
K+ hücre içine girmesi depolarizasyon ile
transmitter salınımına neden olur
Stereosiliumların kinosiliumdan uzaklaş-
ması ise geçirgenliğini azaltır ve hücre
hiperpolarize olur
26. 26
İŞİTME
Ses Dalgaları:
Ses, dış ortamdaki moleküllerin ardışık
yoğunlaşıp seyrekleşmesinin kulak zarına
çarpması ile oluşan bir duyudur
Bu hareketlerin kulak zarı üzerine olan basınç
değişikliği olarak çizilmesi bir dalga serisi verir
ve bu hareketlere ses dalgaları denir
Ses dalgaları 20 oC sıcaklıkta havada yaklaşık
344 m/s (Saatte 770 mil) hızla hareket eder
Sesin hızı sıcaklık ve irtifa ile artar
Ses suda daha hızlı yayılır. Örneğin 20 0C
sıcaklıkta tatlı suda ses hızı 1450 m/sn olup bu
hız tuzlu suda daha fazladır
28. 28
Ses Dalgaları
Bir sesin şiddetinin ses dalgasının genliği, bu sesin tınısının frekans
ile ilişkili olduğu söylenir
Genlik ne kadar büyükse ses o kadar gürken frekans ne kadar fazla
ise ses o kadar tizdir
Frekans sesin şiddetini de belirler
Yinelenen ses dalgaları müzikal ses olarak algılanırken, periyodik
olmayan ve yinelenmeyen titreşimler gürültü duygusu verir
29. 29
Ses Dalgaları
Sesin Şiddeti:
Bir sesin bel cinsinden şiddeti, o ses ile standart bir sesin şiddetleri
oranının logaritmasıdır. 1 desibel 0.1 bel’dir.
Akustik şiddet ses basıncının karesi ile orantılıdır. Bu yüzden;
30. 30
Ses Dalgaları
Ses Frekansı:
İnsanda duyulabilir ses frekans
aralığı saniyede 20-20000
döngü (cps, Hz) arasında
değişir
Yarasa ve köpekler daha yüksek
frekansları duyabilir
İnsan kulağında en yüksek
duyarlılık 1000-4000 Hz
arasındadır
31. 31
Ses Dalgaları
Ses Frekansı:
Konuşma sırasında
ortalama erkek sesinin
tizliği 120 Hz iken
ortalama kadın sesinin
tizliği 250 Hz’dir
Normal bir kişide ayırt
edilebilen ses frekansları
2000 iken, eğitilmiş bir
müzisyende bu çok daha
fazladır
32. 32
Ses İletimi
Kulak dış ortamdaki ses dalgalarını
işitme sinirlerinde AP’ne dönüştürür
Ses dalgaları kulak zarı ve kulak
kemikçikleri tarafından hareketler
haline çevrilmektedir
Bu hareketler iç kulak sıvısında
dalgalanmalar yapar
Dalgaların Korti organı üzerine olan
etkisi sinir liflerinde AP doğurur
33. 33
Kulak Zarı ve Kemiklerin İşlevleri
Ses dalgalarının yaptığı basınç ile zar içe ve dışarı hareket eder
Ses dalgası durduğu zaman zarın titreşimi de hemen durur
Kulak zarının hareketleri çekicin uzun koluna iletilir
Kısa kol çekicin titreşmelerini örse iletir
Örs, bu titreşmeleri üzenginin başına iletecek şekilde hareket eder
Üzengi tabanı ise oval pencerede ileri-geri harekete neden olur
35. 35
Kulak Zarı ve Kemiklerin İşlevleri
İşitme kemikçikleri bir kaldıraç
sistemi gibi fonsiyon görür
Bu sistem, sesin gücünü 1.3 kez
artırır
Ayrıca zar alanının örsün taban
parçasının alanından daha geniş
olması, oval pencereye ulaşan ses
basıncında artışa neden olur
36. 36
Timpanik Refleks
Orta kulaktaki kaslar (tensor timpani ve
stapedius) kasıldıkları zaman çekicin uzun
kolunu içe, üzenginin taban parçasını dışa
doğru çekerler bu olay ses iletimini azaltır
Yüksek sesler genelde bu kaslarda refleks
kasılma başlatır ve bu olaya timpanik
refleks adı verilir
Bu refleks işitme reseptörlerinin aşırı
uyarılmasına yol açan güçlü ses dalgalarını
önleyerek koruyucu fonksiyon görür
Bununla beraber refleks reaksiyon zamanı
40-160 ms olduğundan silah atışı gibi kısa
süre devam eden şiddetli uyarılara karşı
koruyucu nitelik taşımaz
37. 37
Kemik ve Hava İletimi
Ses dalgalarının kulak zarı ve
işitme kemikçikleri aracılığı ile iç
kulağa iletilmesine kemikçik
iletimi denir
Ses dalgaları aynı şekilde yuvarlak
pencereyi kapatan ikinci timpatik
zarda titreşimler başlatır
Normal işitme için önem taşımayan
bu olaya hava iletimi adı verilir
38. 38
İletimin üçüncü tipi olan kemik
iletimi’nde kafatası kemiklerinin
titreşimleri iç kulaktaki sıvıya iletilir
Diyapozonun kafatasına direkt olarak
uygulanması halinde önemli ölçüde
kemik iletimi görülür
Bu yol çok güçlü seslerin iletiminde
de rol oynar
Kemik ve Hava İletimi
39. 39
İlerleyen Dalgalar
Üzenginin hareketleri skala vestibüli içindeki perilanfada ilerleyen dalga
serisini başlatır
Bu dalganın boyu bir doruğa yükselip daha sonra hızla düşer
Bu doruk nokta ile özengi arasındaki uzaklık dalgayı başlatan titreşimlerin
frekansı ile değişir
Tiz sesler kohlea tabanında doruk noktaya ulaşan dalgalar yaratırken, pes
sesler apeks yakınında dalgalar üretirler
Skala vestibülinin kemik duvarları katı ise de Reissner membranı esnektir
Baziler membran gerilim altında olmayıp üstelik skala vestibülideki
dalgaların doruk noktaları tarafından skala timpani içine kolayca bastırılır
40. 40
İlerleyen Dalgalar
Skala timpanideki sıvının yer değiştirmesi
yuvarlak pencereden havaya dağılır
Korti organındaki tüy hücrelerinin tepeleri
retiküler lamina tarafından gergin halde
tutulur ve dış tüy hücrelerinin tepeleri
retiküler hücrelerinin tüyleri tektoriyal
zar içine gömülüdür
Üzengi hareket ettiği zaman her iki zar
aynı yönde hareket eder fakat farklı
eksenler üzerinde döndüklerinden tüyleri
büken ortak bir hareket görülür
41. 41
İç ve Dış Tüy Hücrelerinin İşlevleri
İç tüy hücreleri işitme sinirlerinde AP
üreten primer duyu hücreleridir ve sıvı
hareketleri ile uyarılmaktadırlar
Diğer taraftan dış tüy hücreleri, superior
oliva komplekslerinden gelen kolinerjik
efferent liflerle innerve edilir
Bu hücreler hareketli olup depolarize
olduklarında kısalır, hiperpolarize
olduklarında uzarlar
Bu tüy hücreleri baziler membranın
titreşim kalıplarını etkileyerek işitmeyi daha
mükemmel hale getirir
42. 42
İşitme Sinirinde Aksiyon Potansiyelleri
Tek bir işitme sinirindeki AP’nın frekansı, sesin
şidetiyle orantılıdır
Düşük şiddette seslerde her akson sadece tek
bir ses frekansına karşı deşarj yapar ve bu
frekans sinir lifinin kohleadan kaynaklandığı
bölgeye bağlı değişir
Daha yüksek şiddette seslerde her akson
geniş bir ses yelpazesine özellikle eşik uyarının
görüldüğü frekansın altında kalan frekanslarda
karşı deşarj yapar
43. 43
İşitme Sinir Liflerindeki Aksiyon Potansiyelleri
Tizliğin ana belirleyicisi Korti organının hangi bölgesinin azami
düzeyde uyarıldığıdır
Ses dalgası baziler zar üzerinde belli bir noktada maksimum
depresyon ve maksimum reseptör uyarılması yapar
Pes tonlar kohlea apeksinde azami uyarı yaparken tiz sesler kohlea
tabanında azami uyarı oluşturur
45. 45
İşitme Sinir Liflerinde Aksiyon
Potansiyelleri
Bir sesin tizliği temel olarak ses dalgasının frekansına bağlı ise de
sesin şiddeti de rol oynar
Sesin şiddeti arttıkça pes sesler (5000 Hz altı) daha pesleşirken (4000
Hz üzeri) tiz sesler daha tizleşmektedir
Bir sesin tizliğin algılabilmek için o sesin en az 0.01 saniye devam
etmesi gerekir ve süre uzadıkça sesin tizliği artar
46. 46
Medulla Oblongatanın İşitsel Yanıtları
Kohlear çekirdeklerdeki ikinci nöronların
ses uyarılarına verdikleri yanıtlar işitme
sinirlerine benzer
Ses şiddeti arttıkça yanıt verilen frekans
yelpazesi genişler
Birinci ve ikinci nöron yanıtları arasındaki
en büyük fark medüller nöronlardan düşük
frekans bölgesinden keskin bir “sınır
çizgisi” bulunmasıdır
47. 47
İŞİTME KORTEKSİ
Dorsal ve ventral kohlealar
çekirdeklerden çıkan impulslar hem
çaprazlaşan hem de çaprazlaşmayan
yollar içinde yukarı doğru tırmanırlar
Pes sesler işitme korteksinde
anterolateral, tiz sesler
posteromedial olarak temsil edilir
48. 48
İşitme Korteksi
İşitme korteksinde her nöron,
işitmenin başlama, süre ve
yinelenme hızı ile sesin geldiği yön
gibi değişkenlere yanıt verir
Hayvanlarda işitme korteksinin
tahribi sağırlığa yol açmaz
Buna karşın işitme korteksi, ses
özelliklerinin analizi ve sesin
lokalize edilmesi ile beraber ton
kalıplarının tanınması ile ilgilidir
49. 49
Sesin Lokalizasyonu
Yatay düzlem üzerinde yayılan bir
sesin geldiği yeri saptamak, bu
uyarının 2 kulağa geliş zamanları
arasındaki farka bağlıdır
20 µs kadar küçük ayırt edilebilir
zaman farkı 3000 Hz altındaki
frekanslarda önemli iken, 3000 Hz
üzerindeki frekanslarda ise ses
şiddetindeki fark büyük önem taşır
50. 50
SAĞIRLIK
Sağırlık 2 şekilde gelişebilir:
1. İleti tipi sağırlık:
Dış veya orta kulakta ses iletiminin
bozulmasıdır
İleti sağırlığı nedenleri arasında dış kulağın
kulak kiri veya yabancı bir cisimle
kapanması
Kulak kemikçiklerinin tahrip olması,
enfeksiyonlarından sonra kulak zarının
kalınlaşması
Üzenginin oval pencereye bağlanmasında
anormal bir katılık bulunmasıdır
(otoskleroz)
51. 51
2.Sinirsel (Sensonörinal) sağırlık:
Tüy hücre veya sinir hücresi hasarına bağlıdır
Streptomisin ve gentamisin gibi
antibiyotikler tüy hücre stereosiliumlarının
mekanosensitif kanallarını tıkar ve sinirsel
sağırlık yapar
Uzun süreli gürültünün dış tüy hücrelerinde
yaptığı hasara işitme kaybı eşlik eder
Diğer nedenler arasında 8. sinir harabiyeti ve
serebellopontin açı tümörleri ve medullada
vasküler lezyon bulunmaktadır
SAĞIRLIK
52. 52
WEBER TESTİ: İşitme kaybı tipi belirlenir
Diyapozon kafatasında orta hatta yerleştirilir ve
hastaya sesi nereden duyduğu sorulur
Sonuçta tek kulağında sinirsel (sensörinöral)
işitme kaybı bulunan hastalar sesi normal olan
kulağından daha fazla duyarlar
İletim tipi işitme kaybı olanlar, tıkanıklığın dış
sesleri maskeleyici etkisinden dolayı, sesi
patoloji olan kulaklarından daha yoğun olarak
duyarlar
İşitme Testleri
53. 53
RINNE TESTİ: İleti tipi işitme kaybı
araştırılır
Diyapozon önce, mastoid çıkıntı üzerine konur
Hasta, sinirsel bir işitme sorunu yoksa, yayılan
titreşimleri kemik yoluyla duyacaktır.
Hasta "ses kesildi" dediğinde, titreşimi devam eden
diyapozon bu kez kulak kepçesine doğru tutulur.
Sağlam bir kulakta, şiddeti azalmış diyapozon sesi,
rahatlıkla duyulur
Fakat ileti bozukluğu varsa, bu ses işitilmez
İşitme Testleri
54. 54
Odiyometre
İşitme keskinliği genelde bir odiyometre ile
ölçülür
Bu aygıt kulaklık aracılığı ile kişinin kulağına
çeşitli frekanslarda saf tonda sesler gönderir
Her frekans için saptanan eşik şiddet bir grafik
üzerine normal işitmenin yüzdesi olarak
işaretlenir
Bu yolla sağırlığın derecesi nesnel olarak
ölçüldüğü gibi en fazla hasara uğramış ton
ağırlığına ait bir tabloda elde edilir
55. 55
İleti Tipi İşitme Kaybı-Otoskleroz
İleti sağırlığının sık görülen bir şekli
otosklerozda üzenginin oval pencere ile
bağlantısı anormal derecede katılaşır
Tedavide hava iletimi kullanılır
Bu amaçla kemik labirentte zar ile örtülü bir
delik oluşturulur ve sekonder kulak zarının
titreşmesi ile oluşan dalgalar ileri dağıtılabilir
Bu “pencereleme” girişiminde horizontal
yarım daire kanalına matkapla bir delik açılır
ve bu delik deri ile örtülür
56. 56
VESTİBÜLER FONKSİYON
Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar:
Herhangi bir YDK düzleminde döngüsel hızlanma
bu kanalın kristasını uyarır
Endolenfa dönüş yönünü aksi yönde yer
değiştirir ve kupulayı iterek deforme eder
Sabit hıza ulaşıldığında kupula dik konumuna
geri döner
Dönüş durduğunda endolenfa dönüş yönünde
yer değiştirir ve yönün aksi tarafına deforme olur
Kupula 25-30 saniye sonra tekrar orta
konumuna geri döner
57. 57
Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar
Kupulanın bir yöne doğru hareketi
sinirlerde uyarıyı artırır, aksi yönde
hareket ise uyarıyı azaltır
Dönme hareketi sırasında, en yakın
YDK’da doruk uyarı oluşur
Başın bir tarafındaki kanallar diğer
taraftakilerin ayna hayalidir
Bundan dolayı, endolenfa bir tarafta
ampullaya doğru hareket ederken
diğer tarafta ampulladan uzaklaşır
58. 58
Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar
Doğrusal hızlanma olasılıkla kupulanın yerini
değiştirmeyeceğinden kristaları uyarmaz
Bunun beraber elde bulunan kanıtlara göre
labirentin bir bölümü tahrip olduğunda diğer
bölümler bunun fonksiyonlarını yüklenir
Vestübüler cekirdeklerden omurilik içinde
aşağıya inen traktuslar temel olarak postür
ayarlanması ile ilgilidirler
Yukarı tırmanan bağlantılar ise geniş ölçüde
göz hareketleri ile ilgilidirler
59. 59
Nistagmus
Dönüşün başlangıç ve bitişinde gözde
görülen tipik sıçrama şeklinde ani
istemsiz harekete nistagmus denir
Bu hareket körlerde de görülebilir ve
geçekte dönerken gözün belirli
noktaya tespitini sağlayan bir
reflekstir
Dönme başladığında gözler dönüş
yönüne ters yönde yavaşça hareket
ederek görsel tespiti sürdürür
(vestibülo oküler refleks)
60. 60
Nistagmus
Nistagmus sıklıkla yatay (horizontal) ise de
dönüş sırasında kafanın yana yatırılması
halinde dikey (vertical) veya kafanın öne
eğilmesi halinde döngüsel (sirküler) de
olabilir
Tanım olarak nistagmusta göz hareketinin
yönü hızlı kompenentin yönüdür
Klinikte beyin sapı lezyonları bulunanlarda
dinlenme sırasında nistagmus görülür
61. 61
Doğrusal Hızlanmaya Verilen Yanıtlar
Utrikül yatay, sakkulus dikey hızlanmayı
yanıtlar
Otolitler endolenfadan daha yoğundur ve bir
yönde hızlanma bunların zıt yönde yer
değiştirmesine ve tüy hücre uzantılarının
bükülmesine neden olur
Otolitler üzerine yerçekimi etkisi nedeniyle
hareket etmezken de tonik deşarj yaparlar
Bu reseptörlerden doğan impulslar postür
düzenlemesinden sorumludur
62. 62
Makulaların uyarılması genelde refleks yanıtlar oluşturur
Kortekse giden impulslar ise hareketin bilinçli algılanmasından
sorumludur ve uzayda oriyantasyon için gereken bilgiyi sağlar
Aşırı vestibüler uyarılarla oluşan bulantı, kusma, hipotansiyon, terleme
gibi belirtiler vestibüler bağlantılarla kurulu reflekslere bağlıdır
Vertigo (baş dönmesi), gerçek bir dönme hareketi yokken kişinin dönüş
duyusu almasıdır
Doğrusal Hızlanmaya Verilen Yanıtlar
64. 64
Kalorik Uyarı
YDK, dış kulak yoluna sıcak veya soğuk
su şırınga edilmesiyle uyarılabilirler
Sıcaklık farkı endolenfadan konveksiyon
akışları başlatır ve kupulanın hareketine
neden olur
Bazen tanı amacıyla kullanılan bu
kalorik stimülasyon yöntemi
nistagmus, baş dönmesi ve kusmaya
neden olur
Bu nedenle, kulak yıkanırken suyun
vücut sıcaklığına dikkat edilmelidir
67. 67
Uzaysal Uyum
Bireyin içinde bulunduğu uzaya uyumu büyük
ölçüde vestibüler reseptörlerden alınan girdilere
bağlı ise de görme ipuçları da önem taşır
Vücudun çeşitli kısımlarının bağıl konumları
hakkında bilgi propriyoseptörlerden, derideki
eksteroseptörler ve basınç reseptörlerinden
gelen impulslarla sağlanır
Bu dört girdi kortikal bir düzeyde birleştirilerek,
kişinin uzaydaki konumuna ait sürekli bir resim
haline getirilir
68. 68
Denge ve Oriyantasyon Yolları
Denge ve oriyantasyonla ilgili üç model
vardır:
Vestibuler reseptörler
Görme reseptörleri
Somatik reseptörler
Bu reseptörler vücut hareketlerine
refleks cevaplar verir