2. Ekonomik Sistem
Ekonomik sistem, hangi ürünler ne kadar üretilecek, üretim nasıl gerçekleĢtirilecek,
üretim kimler için gerçekleĢtirilecek sorularına cevap verebilmek için doğal kaynaklar,
iĢgücü, sermaye ve giriĢimci olarak nitelendirilen üretim faktörlerini en optimal Ģekilde bir
araya getiren sistemdir.
Ekonomi yönetimlerinin ulaĢmak istediği temel hedef ülke vatandaĢlarının refah
içerisinde yaĢamasını sağlamaktır. Bu nasıl mümkün olacaktır? BaĢka bir deyiĢle
insanların refah içerisinde yaĢayabilmesi için ne gereklidir? Bu sorunun cevabı bellidir.
Nasıl ki bir kiĢi çalıĢmadan, para kazanmadan, üretmeden yaĢamını idame ettiremezse
ülkeler de üretmeden büyüyüp, kalkınamaz. Ülke kalkınamayınca o ülkede yaĢayanların
da refah düzeyi artırılamaz.
3. Ekonomik Sistem
Ekonomi yönetiminin temel hedefinin ülkede yaĢayan insanların refah düzeyini artırmak
olduğu ifade edilmiĢti. Refah düzeyi kiĢi baĢına düĢen milli gelir ile ölçülmektedir. Bazı
ülkelerin toplam üretimleri (gayri safi yurt içi hasıla) fazla olmakla birlikte, kiĢi baĢına
düĢen milli gelir düĢüktür. Örneğin, Türkiye 2012 yılında 786 milyar dolar GSYĠH’ı ile
dünyanın 17. büyük ekonomisidir. Aynı yıl kiĢi baĢına düĢen milli gelir ise yaklaĢık 10.500
dolar olmuĢtur. Türkiye milli gelirin adil dağıldığı varsayımıyla bile kiĢi baĢına milli gelirde
dünyada 180 ülke arasında 62. sırada yer almaktadır. GeliĢmiĢ olarak nitelendirilebilecek
ülkelerde ise kiĢi baĢına düĢen milli gelir 35.000 doların üzerindedir.
4. Ekonomik Sistem
Ġnsanların refah düzeyi ve yaĢam kalitesini gösteren diğer bir ölçü de Ġnsani GeliĢme
Endeksidir. Ġnsani GeliĢme Ġndeksi; Ģu dört parametreye dayanarak, üç boyuta göre
ölçekleniyor:
1. Doğumdaki YaĢam Beklentisi
2. YetiĢkinlerin Okur Yazar Oranları
3. Eğitime Kaydolanların Oranı
4. KiĢi BaĢına Gelir Düzeyi
5. Ekonomik Sistem
Ġnsani GeliĢme Endeksi; iki eğitim parametresini birleĢtirerek üçe
indirgiyor ve ulusların insani geliĢmiĢliği, UZUN VE SAĞLIKLI YAġAM (+)
BĠLGĠ (+) SAYGIN BĠR YAġAM STANDARDI metriğine dönüĢüyor. Bu
ölçüye göre Türkiye 1965 yılında 152. sırada iken 1998 yılında 85. sıraya,
2009 yılında ise 182 ülke arasında 79. sıraya yükselmiĢken, 2012 yılında
90. sırada kalmıĢtır. Görüldüğü gibi Türkiye gerek kiĢi baĢına düĢen milli
gelir açısından gerekse de Ġnsani GeliĢmiĢlik açısından arzu edilen
düzeye gelememiĢtir. Bu hedeflere ulaĢabilmek için daha çok üretim
yapılması gerekliliği açıktır. Bu da ekonomik sistemin daha iyi çalıĢması
ile mümkündür.
6. Ekonomik Sistem
Bir ekonomik sistemde temel olarak üç tür piyasa mevcuttur: Bunlar;
üretim piyasası, faktör piyasası ve finansal piyasalardır. Üretim piyasaları,
mal ve hizmet üretiminin gerçekleĢtirildiği piyasalardır. Üretim faktörlerinin
alınıp satıldığı piyasaya faktör piyasası denir. Finansal piyasalar ise fon
akımının gerçekleĢtirildiği piyasalardır.
7. Finansal Sistem
Ekonomik sistemi oluĢturan unsurlardan biri olan finansal sistem; bir
ekonomide fon fazlası olanlardan fon açığı olanlara fon transferini
gerçekleĢtiren sistemdir. Ekonomide bazı birimler gelirlerinin tamamını
harcamayarak, tasarrufta bulunur. BaĢka bir deyiĢle fon fazlası verir. Bazı
birimler ise gelirlerinden daha fazla harcama yaparlar. BaĢka bir deyiĢle
fon açığı verirler. Finansal sistem iĢte bu iki kesimi bir araya getiren
mekanizmadır. Finansal sistem aracılığıyla fon fazlası verenlerden fon
açığı verenlere fon transferi gerçekleĢtirilir. Fon transferi doğrudan ve
dolaylı olmak üzere iki Ģekilde yapılabilir.
9. Finansal Sistemin Unsurları
•
Tasarruf sahipleri (fon arz edenler)
•
Yatırımcılar (fon talep edenler)
•
Finansal araçlar
•
Finansal aracı kurumlar
•
Hukuki ve idari düzen
10. Finansal Sistem
Hane halklarının emeklilik için birikim oluĢturup bunu yatırım olarak
değerlendirmek istemesi.
Karlı ve belli bir olgunluğa eriĢmiĢ olan Ģirketlerin nakit fazlasını
değerlendirmek veya belli bir süreliğine nakit fazlası olan Ģirketler bu
fonları nemalandırmak istemesi.
Hızlı büyüyen sektörde çalıĢan Ģirketlerin yeni makine parkı, fabrika
veya diğer alanlara yatırım yaparak kapasitesini geniĢletmek istemesi
bunun için uzun vadeli sermaye teminine ihtiyaçları olması.
ġirketlerin kısa vadeli nakit giriĢ çıkıĢlarından kaynaklanan kısa vadeli
nakit ihtiyaçlarını gidermek istemesi.
Devletin bütçe açığı nedeniyle borçlanmak istemesi.
Hane halklarının ev otomobil almak veya tüketime yönelik kredi temin
etmek için borçlanmak istemesi.
11. Hisse Senedi Piyasası
Hisse senedi ve benzerlerinin ihraç edildiği ve ikinci el
piyasalarda iĢlem gördüğü piyasalardır. Hisse senetleri
Ģirketin kar payına ve yönetimine katılma hakkı
sağlamaktadır.
12. Birincil ve İkincil Piyasalar
Birincil piyasalar, menkul kıymetlerin iĢletmeler ya da devlet
tarafından ilk defa çıkarılarak borç verenlere satıldığı finansal
piyasalardır. Örneğin; iĢletmelerin hisse senetlerini halka arz
etmesi, Hazine MüsteĢarlığı’nın Hazine Bonosu ihraç etmesi
birincil piyasa iĢlemidir. Ġkincil piyasalar ise daha önceden
çıkarılmıĢ menkul kıymetlerin yeniden satıldığı finansal
piyasalardır. Örneğin; Ġstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda
yapılan iĢlemler ikincil piyasa iĢlemleridir.
13. Birincil ve İkincil Piyasalar
Ġkinci el piyasalarda yapılan iĢlemlerde Ģirketler finansman
temin etmezler. ġirketler birinci el piyasalarda yapılan ilk
ihraçta fon temin etmektedirler.
Ġkinci el piyasalar yatırımcılara birinci el piyasada satın
aldıkları menkul kıymetleri satabilme imkanı tanıyarak birinci
el piyasayı desteklemektedir.
Ġkinci el piyasaların diğer önemli görevi menkul kıymetlerin
Ģirketlerde ve ekonomideki geliĢmelere göre fiyatlanmasıdır.
14. Örgütlenmiş ve Örgütlenmemiş Piyasalar
Ġkincil piyasalar iki Ģekilde oluĢur. Birincisi örgütlenmiĢ
piyasalar Ģeklinde oluĢumdur. ÖrgütlenmiĢ piyasalara
organize olmuĢ piyasalar da denilmektedir. ÖrgütlenmiĢ
piyasalar, binaları, üyeleri, yasaları, kuralları ve yönetenleri
olan piyasalardır. ÖrgütlenmiĢ piyasalarda, piyasayı
etkileyebilecek bilgiler, yatırımcılar tarafından kolay ve doğru
bir Ģekilde elde edilebilmektedir. ÖrgütlenmiĢ piyasalarda
tam rekabet koĢullarının geçerli olması, alıcı ve satıcıların tek
baĢlarına piyasayı etkileyebilme gücüne sahip olmaması
gerekir.
15. Örgütlenmiş ve Örgütlenmemiş Piyasalar
Ġkincil piyasaların diğer bir oluĢum Ģekli ise örgütlenmemiĢ
piyasalar Ģeklinde oluĢumdur. ÖrgütlenmemiĢ piyasalara,
organize olmamıĢ, tezgahüstü ya da over-the-counter
piyasalar da denilmektedir. ÖrgütlenmemiĢ piyasalar, belirli
bir fiziki mekânın olmadığı, fiyatların pazarlıkla belirlendiği
piyasalardır. Tefeciler, bankerler, Tahtakale bu piyasalara
örnek verilebilir.
16. Sermaye Piyasaları
Bir yıldan uzun vadeli finansal varlıkların iĢlem gördüğü
piyasalar sermaye piyasası olarak adlandırılır.
Doğrudan fonlamanın yapıldığı piyasalardır.
sermaye ihtiyaçlarını doğrudan kamudan sağlarlar.
ġirketler
ARAÇLAR: Hisse senedi, tahvil, finansman bonosu gibi
menkul kıymetlerdir.
18. Sermaye Piyasalarının Gelişimini Etkileyen Faktörler
Ekonomide tasarruf düzeyinin yüksek olması
Özel ya da kamu iĢletmelerinin uzun süreli fonlara ihtiyaç duyması
Menkul değerlere yatırım yapılmasına uygun ortamın olması
Çok sayıda halka açık anonim ortaklıkların olması
Sermaye piyasasında aracılık yapacak aracı kurumların geliĢmiĢ olması
Halka açıklanacak bilgileri izleyecek onaylayacak yatırım analizleri yapabilecek
kiĢi ve kurumların olması
Sermaye piyasasının güven açıklık ve kararlılık içinde çalıĢmasını sağlayacak
yasal düzenlemelerin olması