2. Önce dijital kurum kimliği oluşturmalısınız
Kurum kimliğinin dijital platformlarda istikrar sağlaması, markalaşma sürecinin
önemli unsurlarından biridir. Dijital kurum kimliği oluşturma süreci
kapsamında; içerik sağlama, arama motoru optimizasyonu, mobil uyumluluk,
sosyal medya iletişimi, zengin medya, e-ticaret, e-mail pazarlama ve
etkileşimleri, dikkatlice değerlendirilmesi gereken unsurlardandır.
Kurum kimliği oluştururken izlenecek adımlar:
Müşterini tanı
Kimlik oluştur
Rakibini tanı, aksiyona geç
Mesajını ilet
1
3. Geleneksel pazarlama kuralları dijitale
aktarmalısınız, ama asla aynen uygulayamazsınız!
Pazarlama, günümüzde geleneksel ve dijital olarak ikiye ayrılmış durumdadır.
Genel olan kanı, pazarlama tekniklerinin günümüzde internet olmadan
düşünülmesinin olanaksız olduğu yönündedir. Artık hedef kitle ile marka
birbirine daha da bağlı olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak gerekiyor.
Günümüzde internet; geleneksel mecrayı, alt kategorileri haline getirmektedir.
Offline, Online’nın uzantısı olmuştur. Bunun sebebi de her yeni mecranın bir
sonrakini değişime zorlamasıdır.
2
4. Dijitalde ölçümleme esastır
Geleneksel pazarlama yöntemlerine her yıl milyonlarca harcama yapılırken
pek çok pazarlamacı bu harcamaların dönüşlerini tam olarak ölçememekten
şikayetçidirler. Dijital pazarlama ile gelen en büyük yenilik ve avantajlardan biri
ise bu problemin artık ortadan kalkmasıdır. İnternette yayınladığımız bir
bannerın artık kaç kez gösterildiğini, kaç tıklama aldığını, kaç kişinin ilgilenip
ürünü sepete attığını ve hatta kaç kişinin ürünü satın aldığını görebildiğimiz bir
dünyada, her şeyi ölçümleyebilmenin bize getirdiği en büyük fayda kuşkusuz
ki pazarlama bütçesi optimizasyonu tam anlamıyla yapabilme imkanı
sağlamasıdır.
3
5. Yeni "tüketicilerin" vakti kısıtlı, sabrı az!
Gün içinde, bankamızın sitesine giriyor, aradığımız bir bilgiye ulaşmaya
çalışıyor, almak istediğimiz ürünleri arıyor, ürün yorumları okuyor, uçak/otobüs
bileti arıyor, yemek tarifi arıyor, trafiğe, hava durumuna bakıyor, yemek sipariş
ediyor, haber okuyor ve daha birçok farklı amaçla onlarca, yüzlerce web
sitesini ziyaret ediyoruz. Vaktimiz değerli, sabrımız sınırlı. Bir web sitesi hızlı
açılmıyorsa, beklemiyoruz kapatıyoruz. Aradığımızı birkaç tıklamadan sonra
bulamıyorsak cevabımızı başka bir websitesinde arıyoruz. İşte bu örnekte
olduğu gibi, günümüz tüketicisinin vaktinin değerli olduğunu unutup ona uygun
çözümlerimizi dijital platformlarda sunmazsak, potansiyel müşterimizi
rakibimize kaptırmamız an meselesi olabilir.
4
6. Trendleri çok iyi takip edeceksin
Pazarlamanın hangi alanıyla uğraşırsanız uğraşın, trendleri tabi ki çok iyi takip
etmekte yarar var, fakat iş dijital pazarlamaya geldiğinde bu konu artık bir
“zorunluluk” haline geliyor. Özellikle teknolojinin hızlı gelişimi ve kullanıcıların
içerik üretebiliyor olması, bizleri her an takipte olmak zorunda bırakıyor. Bir
örnekle açıklarsak;
Slideshare’in eğitim ve e-öğrenme için oldukça kapsamlı bir alan yaratması
hem akademisyenlerin hem de pazarlamacıların yararına olur. Bu da 2014 yılı
içerisinde B2B pazarında Slideshare’in daha çok kullanılmasını sağlayacak.
Benchmarking yoluyla, yeni uygulamaları gören işletmeler sektör liderlerini
Slideshare’den takip edip örnek işler yaratabilir.
5
7. İçerik kral olmayabilir. Belki de yeni kral
usability'dir
6
Yıllarca gittiğimiz tüm seminerlerde dinledik “Content is the king”i.. Evet,
doğruydu mutlaka. İçerik herşeydi, kraldı. Ama hala öyle mi dersek bence
kesinlikle değil. İçeriğin önemini tartışmasız olmakla beraber günümüzde aynı
veya benzer içerikleri sunan pek çok eş internet sitesi içerisinde sizce
hangisini ilk tercihimiz olarak kullanıyoruz? İşte tam bu noktada devreye
giriyor “kullanıcı dostu websitesi tasarımı”. İçeriğiniz ne kadar güçlü olursa
olsun, tasarımınızı karmaşık ve kullanıcı dostu olmayan bir şekilde sunarsanız
uzun vadeli bir iş sürecini sürdüremezsiniz ne yazık ki.
8. Mobil cihazlardan bağımsız bir dijital pazarlama
düşünülemez.
Mobil cihazların kullanımının artmasıyla beraber bu aygıtlar üzerinden dijital
platformda gerçekleşecek etkileşimlerin artmasını beklemek çok hayalci
olmaz. Chau’ya göre Avustralya’lıların %26’sı akıllı telefonlarından alışveriş
yapmış. Türkiye için de oranın gittikçe arttığını düşünebiliriz. 2014 mobilin yılı
olacak gibi görünüyor.
7
9. Omnichannel kavramını merkeze koymalıyız.
Dijital kanalların sayısının çoğalmasıyla birlikte markalar da pazarlama
stratejilerini çok kanallı pazarlama üzerine kurmaya başladı. Çok kanallı
pazarlamada dikkat edilmesi gereken konu ise her kanalda var olmak değil;
her kanalda etkin olmak. Bu nedenle de firmaların yaptığı en büyük
yanlışlardan biri olan ATL materyalleri dijitale aynen aktarmaktan kesinlikle
sakınmalı, bu kanalın gerekliliklerine göre materyallerimizi adapte edip
kullanmalıyız.
Diğer bir bakış açısıyla; her seferinde farklı birçok mecrada ayrı pazarlama
teknikleri uygulamak yerine tüketicinin nerede olduğunu belirleyerek birbirine
entegre çözümler üretmek gerekir.
8
10. Bloglar sosyal medya stratejinizin temelini
oluşturmalı
Elbette Facebook, Twitter, YouTube ve Google+ da sosyal medya planınızda
kullanacağınız araçlar, ancak tüm eforunuzu, içerik stratejinizi tamamen sizin
kontrolünüzde olmayan bu kanallara harcamak mantıklı olmayacaktır.
Bu grafiğin iyi bir sosyal medya stratejisinin nasıl olması gerektiğini güzel
anlattığına inanıyorum:
9
11. Dijital demek sadece internet demek değil,
internet of things demektir.
Pek çok kişinin zihninde dijital pazarlama denildiğinde online pazarlama,
internet pazarlaması gibi kavramlar canlanmaktadır. Fakat aslında mobil
pazarlama, IVR ile telemarketing, dijital panolar aracılığı ile yapılan interaktif
pazarlama türlerini göz ardı eden kitlenin, gelecekteki en büyük kavramlardan
biri olması planlanan “internet of things” kavramına kendisini ve firmasını
alıştırmalı ve pek çok elektronik iletişim kanalını birbirine entegre ederek yeni
pazarlama çözümleri üretmelidirler.
10