SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 21
TÜRKİYE’NİN NÜKLEER GEÇMİŞİ,ŞİMDİSİ VE GELECEĞİ Türkiye yaklaşık 50 senedir nükleer teknolojinin ülkeye getirilmesi ve faydalanılması konusunda hem bilimsel ve teknik, hem de politik sahada çalışmalar yapıyor peki ya SONUÇ..?
Aslında Türkiye’nin nükleer macerası dünyayla aynı dönemde yeşermişti yani 1960’larda... Nükleer santral, enerji kaynaklarına alternatif oluşturması, yakıt maliyetlerinin düşüklüğü, dışa bağımlılığın azaltılması ve çevre kirliliği açısından en temiz enerji elde etme yöntemi olması nedeniyle tercih ediliyor. Başlangıçtan itibaren eğitim ve insan gücü geliştirme, araştırma yapılacak merkez ve laboratuarlar kurulması, çalışmaları koordine edecek yasal ve mevzuat çalışmaları, çeşitli üretim ve uygulamalar ile enerji üretimine dönük ihale çalışmaları gibi çok yönlü olarak yürütülen çalışmalarla günümüze gelindi.
Dünya enerji üretiminde yeni yollar ararken nükleer enerji birçok ülke için en iyi alternatif olarak belirmişti ve nükleer santral inşaatları başlamıştı. 1955 yılında 'Atom Enerjisinin Barışçıl Amaçlarla Kullanılması' amacıyla toplanan 1.Cenevre Konferansından sonra, Türkiye’de 1956 yılında Başbakanlığa bağlı bir “Atom Enerjisi Komisyonu” kuruldu. Türkiye 1957’de Birleşmiş Milletlerin bir kuruluşu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)’nın üyesi oldu.
Türkiye'de ilk nükleer çalışma ve araştırmalar ise 1962'de İstanbul'da Küçükçekmece Gölü kıyısında kurulan 1 MW güçlü TR-1 araştırma reaktörüyle başladı.1980'ler de bu reaktörün gücü 5 MWgüce çıkarıldı (TR-2).  1962 yılında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezince 1 MW gücünde TR-1 adında 'Havuz' tipi bir deney reaktörü işletmeye alındı ama elektrik üretimi amacıyla kurulması tasarlanan nükleer santrallerle ilgili ilk etütler 1967-1970 yılları arasında yapıldı.
1970 yılında Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kuruldu ve TEK’e bağlı olarak kurulan Nükleer Enerji Dairesi 1972 yılı başında çalışmaya başladı.  Nükleer reaktörler 1950’li yılların başından bu yana dünyada elektrik üretiminde kullanılmaktadır.Şu anda ise dünyada elektrik enerjisinin %17’sinin nükleer enerji ile üretildiğini biliyor muydunuz?Peki ya Türkiye bu yüzdenin neresinde..? Şimdilik hiçbir yerinde peki ya ileride?
1970'li yılların başlarında, nükleer santral sahası için fizibilite ve yer araştırmaları gerçekleştirildi. Bu çalışmalar kapsamında, nükleer santralın maliyet/fayda açısından kurulabileceği en uygun yerler olarak;  Mersin-Akkuyu Sinop-İnceburun  Kırklareli-İğneada sahaları belirlendi.
AkkuyuSahası için TEK tarafından saha lisans çalışmaları gerçekleştirilmiş ve yapılan yer etütlerine ve araştırmalarına dayanarak, Akkuyu için "Yer Raporu" hazırlandı. Bu rapor, lisanslama otoritesi olan Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu’na sunuldu. Lisanslama otoritesi, 1976 yılında Akkuyu Sahası için "yer lisansı" verdi. Türkiye, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması olan NPT'yi 1980 yılında imzalayıp onaylayarak nükleer silah imal etmeyeceğini ve bunların yayılmasına da aracı olmayacağını taahhüt etti.
Eylül 1984'de, Başbakan Turgut Özal'ın, "nükleer santrallerin imalatçı firmalarla oluşturulacak bir ortaklık vasıtasıyla kurulması, 15 yıl süreyle işletilmesi ve tüm borçların enerji satışlarıyla geri ödenmesinden sonra devredilmesi" tarzında yaptığı öneri, nükleer santral projesine önemli bir boyut kazandırdı.  Bu girilen yeni yol ve yeni boyut ise Çernobil faciasına kadar sadece 2 yıl devam edebildi…Çernobil sonrası Türkiyesinde olanlar ise;
1984 yılında OECD Nükleer Enerji Ajansı (NEA)’ya üye olan Türkiye'de,1986’da meydana gelen Çernobil Nükleer Santral kazasının yarattığı olumsuz ortam dolayısıyla nükleer santrallerle ilgili çalışmalar askıya alındı. Askıya alınan politikanın ne olduğunu halkın yüzde kaçı biliyordu sizce..?
Nükleer, radyasyon, santral...  Türkiye aslında bu kavramlarla Çernobil ile tanıştı.Çay içen bakan görüntüsü uzun süre hafızalardan silinmedi.
BAKAN ARAL:"BİRAZ RADYASYON İYİDİR" Radyasyonun etkileriyle ilgili yayınlara yasak getirilirken, halkı 'rahatlatma' kampanyası başlatıldı. Bakan Aral TV'ye çıkarak canlı yayında çay içti. Aral'ın akıllara kazınan bu görüntülerine "biraz radyasyon iyidir" sözleri eşlik etti. Aral gazetelere verdiği demeçlerde de, ”dininize, imanınıza inandığınız gibi biliniz ki, Türkiye’de kesinlikle böyle bir tehlike mevcut değildir” diyordu.
ÖZAL: "RADYOAKTİF ÇAY DAHA LEZZETLİ" Dönemin Başbakanı Turgut Özal "radyoaktif çay daha lezzetlidir" diyerek basına poz verirken, Cumhurbaşkanı Kenan Evren "radyasyon kemiklere yararlıdır" diyordu.
1990'ların sonuna doğru elektrik enerjisi üretmek üzere Nükleer güç santralı yapımı için çalışmalar tekrardan hız kazandı. Ekim 1992’de TEK, dünyadaki belli başlı nükleer santral imalatçısı firmalara bir mektup yazarak, 2002 yılında devreye girecek şekilde, 1000 MW gücünde bir veya iki üniteli nükleer santralın Türkiye’de anahtar teslim veya Yap-İşlet-Devret olarak kurulması için teknik ve mali konularda bilgi istedi.
Ocak-1993 tarihinde, Akkuyu Nükleer Santralı Projesi Resmi Gazete’de yayınlanarak tekrar yatırım programına alındı.  2002 yılı sonlarında, Başbakanlığa bağlı lisanslama otoritesi olarak görev yapmakta olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlandı.  Kasım 2004 tarihinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve TAEK, inşasına 2007 yılında başlanacak, toplam 5000 MWe'lik üç nükleer reaktör yapılacağını açıkladı.
2006 Nisan ayında, Türkiye'nin ilk nükleer santralı sahası olarak Sinop'un seçildiği açıklandı.  18 Mart 2008 tarihinde Nükleer Güç Santrallerinin Kurulmasına yönelik Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelik Resmi Gazete'de yürürlüğe girdi. İlk nükleer santral yapılması için bugüne kadar dört kez ihaleye çıkıldı. Geçen yıl yapılan son ihale de iptal edildi. Hükümet 3-4 ay içinde yeni bir ihaleye çıkmayı planlıyor.
Peki tüm bu gelişmelerin ülkemiz enerji politikasında yeri ve etkileri,atılan adımların doğru olup olmadığı hakkında zıt kutupların artı ve eksileri tartışarak halk için en iyisini yapmak için herhangi bir çalışması var mı?  Maalesef hayır!Üstelik Türkiye’nin dünyada 17.büyük ekonomi olmasına karşı nükleer enerji kullanan 20 küsür ülke arasında olmaması da ayrıca düşünülmesi gereken bir yön.Bundan dolayı ülke içerisindeki nükleer taraftarlarının ve nükleer karşıtlarının ezberlerini bozması, ülke geleceği için en sağlıklı kararın verilebilmesi için bir müzakere sürecinin başlatılması şart.
Nükleer enerji üretimine popülist tavırlarla en baştan karşı çıkmak çok kolaycı, topyekûn savunmak da çok riskli bir yaklaşım. Bu konuyu iyice irdelememiz gerekiyor. Maalesef bugün nükleer reaktör inşasının Türkiye için faydaları ve zararları objektif olarak ele alınmıyor; meseleye birçok kişinin yaptığı şekilde takım tutar gibi bakmak da kamuoyuna yapıcı bir perspektif sunamıyor. Nükleer yanlısı çevreler, nükleer enerjinin getireceği riskleri göz ardı ederek reaktör inşasını gözü kapalı savunurken, karşıt çevreler ütopik bir idealistlikle gerçekçilikten uzaklaşarak nükleer enerjiye topyekûn karşı çıkıyor. Bu süreçte iki tarafın da kalıplaşmış, belirli önyargıları aşamadığını, tarafların kimi zaman kulaktan dolma, kimi zamansa kasıtlı yanlış bilgilendirmelerle meseleyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeye çalıştıklarına tanık oluyoruz.
Türkiye’nin geleceği açısından çok stratejik olan meseleyi analiz ederken, konuya iki ana belirleyici unsur çerçevesinden yaklaşmalıyız. İlk belirtilmesi gereken, Türkiye’nin ve Türk ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl içinde gerekli enerji yatırımlarını yapmadığı takdirde 2010 itibarıyla çok ciddi bir enerji sıkıntısı yaşayabileceği gerçeğidir. Bu olumsuz senaryonun gerçekleşmesini engellemek için ulusal enerji üretiminin artırılması, üretilen enerjinin verimli dağıtılması ve kullanılması, aynı zamanda da enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor.
Bu çerçevede 130 milyon litre petrol yerine 1 kg uranyum ile aynı enerji üretildiğini biliyor muydunuz? Nükleer enerji, enerjide tehlike çanları çalmaya başlayan Türkiye’nin bu problemine çözüm getirebilecek potansiyele sahip. İkinci belirleyici ana unsur ise nükleer enerjinin sıfır riskli bir enerji üretim metodu olmadığı, beraberinde önemli riskler de getirdiği gerçeğidir. Konunun salt siyah yahut beyaz olmadığını kavradıktan sonra ise bir müzakere ve diyalog yöntemiyle kararın bir oldu bittiye getirilmeden, toplumun ve bürokrasinin bütün kesimleri tarafından ciddi bir şekilde tartışılması, fayda-risk analizinin yapılması gerekiyor.

Mais conteúdo relacionado

Mais procurados

Güneş enerjisi (1)
Güneş enerjisi (1)Güneş enerjisi (1)
Güneş enerjisi (1)agageldi
 
Güneş enerjisi
Güneş enerjisiGüneş enerjisi
Güneş enerjisirdstrtwlkr
 
Hidrojen enerji sistemi
Hidrojen enerji sistemiHidrojen enerji sistemi
Hidrojen enerji sistemiCMSMERSIN
 
Güneş panelleri .1
Güneş panelleri .1Güneş panelleri .1
Güneş panelleri .1Habip TAYLAN
 
çIğdem sunum
çIğdem sunumçIğdem sunum
çIğdem sunumrcakir2001
 
rüzgar enerjisi
rüzgar enerjisirüzgar enerjisi
rüzgar enerjisiOkan DENİZ
 
Hidrojen Enerjisi ve Hidrojen Yakıt Pili | Ae2 Project
Hidrojen Enerjisi ve Hidrojen Yakıt Pili | Ae2 ProjectHidrojen Enerjisi ve Hidrojen Yakıt Pili | Ae2 Project
Hidrojen Enerjisi ve Hidrojen Yakıt Pili | Ae2 ProjectAe2Project Team
 
Alternatif Enerji Kaynakları Hidrojen Ve Bor Enerjisi
Alternatif Enerji Kaynakları Hidrojen Ve Bor Enerjisi Alternatif Enerji Kaynakları Hidrojen Ve Bor Enerjisi
Alternatif Enerji Kaynakları Hidrojen Ve Bor Enerjisi İrem Can
 
HİDROJEN ENERJİSİ VE HİDROJENİN İÇTEN YANMALI MOTORLARDA KULLANIMI
HİDROJEN ENERJİSİ VE HİDROJENİN  İÇTEN YANMALI MOTORLARDA KULLANIMIHİDROJEN ENERJİSİ VE HİDROJENİN  İÇTEN YANMALI MOTORLARDA KULLANIMI
HİDROJEN ENERJİSİ VE HİDROJENİN İÇTEN YANMALI MOTORLARDA KULLANIMIMemre
 
Solar Energy
Solar EnergySolar Energy
Solar Energymararat
 
Güneş panelleri ve nano teknoloji kullanımı
Güneş panelleri ve nano teknoloji kullanımıGüneş panelleri ve nano teknoloji kullanımı
Güneş panelleri ve nano teknoloji kullanımıHabip TAYLAN
 
Güneş panelleri 2
Güneş panelleri 2Güneş panelleri 2
Güneş panelleri 2Habip TAYLAN
 
Ruzgar enerjisi
Ruzgar enerjisiRuzgar enerjisi
Ruzgar enerjisi07servet07
 
Yakit hücreleri - Fuel cells
Yakit hücreleri - Fuel cellsYakit hücreleri - Fuel cells
Yakit hücreleri - Fuel cellsTOLGA DIRAZ
 

Mais procurados (20)

Rüzgar enerjisi
Rüzgar enerjisiRüzgar enerjisi
Rüzgar enerjisi
 
Gunes pilleri
Gunes pilleriGunes pilleri
Gunes pilleri
 
Güneş enerjisi (1)
Güneş enerjisi (1)Güneş enerjisi (1)
Güneş enerjisi (1)
 
Güneş enerjisi
Güneş enerjisiGüneş enerjisi
Güneş enerjisi
 
Hidrojen enerji sistemi
Hidrojen enerji sistemiHidrojen enerji sistemi
Hidrojen enerji sistemi
 
Güneş panelleri .1
Güneş panelleri .1Güneş panelleri .1
Güneş panelleri .1
 
çIğdem sunum
çIğdem sunumçIğdem sunum
çIğdem sunum
 
Nükleer Enerji
Nükleer EnerjiNükleer Enerji
Nükleer Enerji
 
Rüzgar Enerjisi
Rüzgar EnerjisiRüzgar Enerjisi
Rüzgar Enerjisi
 
rüzgar enerjisi
rüzgar enerjisirüzgar enerjisi
rüzgar enerjisi
 
Hidrojen Enerjisi ve Hidrojen Yakıt Pili | Ae2 Project
Hidrojen Enerjisi ve Hidrojen Yakıt Pili | Ae2 ProjectHidrojen Enerjisi ve Hidrojen Yakıt Pili | Ae2 Project
Hidrojen Enerjisi ve Hidrojen Yakıt Pili | Ae2 Project
 
Türkiye de ve dünya da rüzgar enerjisi
Türkiye de ve dünya da rüzgar enerjisiTürkiye de ve dünya da rüzgar enerjisi
Türkiye de ve dünya da rüzgar enerjisi
 
Alternatif Enerji Kaynakları Hidrojen Ve Bor Enerjisi
Alternatif Enerji Kaynakları Hidrojen Ve Bor Enerjisi Alternatif Enerji Kaynakları Hidrojen Ve Bor Enerjisi
Alternatif Enerji Kaynakları Hidrojen Ve Bor Enerjisi
 
HİDROJEN ENERJİSİ VE HİDROJENİN İÇTEN YANMALI MOTORLARDA KULLANIMI
HİDROJEN ENERJİSİ VE HİDROJENİN  İÇTEN YANMALI MOTORLARDA KULLANIMIHİDROJEN ENERJİSİ VE HİDROJENİN  İÇTEN YANMALI MOTORLARDA KULLANIMI
HİDROJEN ENERJİSİ VE HİDROJENİN İÇTEN YANMALI MOTORLARDA KULLANIMI
 
Solar Energy
Solar EnergySolar Energy
Solar Energy
 
Güneş panelleri ve nano teknoloji kullanımı
Güneş panelleri ve nano teknoloji kullanımıGüneş panelleri ve nano teknoloji kullanımı
Güneş panelleri ve nano teknoloji kullanımı
 
Güneş panelleri 2
Güneş panelleri 2Güneş panelleri 2
Güneş panelleri 2
 
Ruzgar enerjisi
Ruzgar enerjisiRuzgar enerjisi
Ruzgar enerjisi
 
Yakit pili
Yakit piliYakit pili
Yakit pili
 
Yakit hücreleri - Fuel cells
Yakit hücreleri - Fuel cellsYakit hücreleri - Fuel cells
Yakit hücreleri - Fuel cells
 

Semelhante a Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇

Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014 Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014 COSKUNKARABAL
 
Akkuyu santral
Akkuyu santralAkkuyu santral
Akkuyu santralAlimBey
 
Zorlu Enerji - Güneş enerjisinin bugünü ve yarını Türkiye için çıkarımlar raporu
Zorlu Enerji - Güneş enerjisinin bugünü ve yarını Türkiye için çıkarımlar raporuZorlu Enerji - Güneş enerjisinin bugünü ve yarını Türkiye için çıkarımlar raporu
Zorlu Enerji - Güneş enerjisinin bugünü ve yarını Türkiye için çıkarımlar raporuFaik Sönmez
 
Yenilenebilir enerji ve türkiye
Yenilenebilir enerji ve türkiyeYenilenebilir enerji ve türkiye
Yenilenebilir enerji ve türkiyeBurak Kurtulmus
 
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi SunumuAkıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumuakilliyildizlar
 

Semelhante a Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇ (10)

nukleer-enerji.pptx
nukleer-enerji.pptxnukleer-enerji.pptx
nukleer-enerji.pptx
 
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014 Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
 
Akkuyu santral
Akkuyu santralAkkuyu santral
Akkuyu santral
 
Ss395
Ss395Ss395
Ss395
 
Sample1
Sample1Sample1
Sample1
 
Work Example 1
Work Example 1Work Example 1
Work Example 1
 
Av. Noyan Özkan
Av. Noyan Özkan  Av. Noyan Özkan
Av. Noyan Özkan
 
Zorlu Enerji - Güneş enerjisinin bugünü ve yarını Türkiye için çıkarımlar raporu
Zorlu Enerji - Güneş enerjisinin bugünü ve yarını Türkiye için çıkarımlar raporuZorlu Enerji - Güneş enerjisinin bugünü ve yarını Türkiye için çıkarımlar raporu
Zorlu Enerji - Güneş enerjisinin bugünü ve yarını Türkiye için çıkarımlar raporu
 
Yenilenebilir enerji ve türkiye
Yenilenebilir enerji ve türkiyeYenilenebilir enerji ve türkiye
Yenilenebilir enerji ve türkiye
 
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi SunumuAkıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
 

Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇

  • 1. TÜRKİYE’NİN NÜKLEER GEÇMİŞİ,ŞİMDİSİ VE GELECEĞİ Türkiye yaklaşık 50 senedir nükleer teknolojinin ülkeye getirilmesi ve faydalanılması konusunda hem bilimsel ve teknik, hem de politik sahada çalışmalar yapıyor peki ya SONUÇ..?
  • 2. Aslında Türkiye’nin nükleer macerası dünyayla aynı dönemde yeşermişti yani 1960’larda... Nükleer santral, enerji kaynaklarına alternatif oluşturması, yakıt maliyetlerinin düşüklüğü, dışa bağımlılığın azaltılması ve çevre kirliliği açısından en temiz enerji elde etme yöntemi olması nedeniyle tercih ediliyor. Başlangıçtan itibaren eğitim ve insan gücü geliştirme, araştırma yapılacak merkez ve laboratuarlar kurulması, çalışmaları koordine edecek yasal ve mevzuat çalışmaları, çeşitli üretim ve uygulamalar ile enerji üretimine dönük ihale çalışmaları gibi çok yönlü olarak yürütülen çalışmalarla günümüze gelindi.
  • 3. Dünya enerji üretiminde yeni yollar ararken nükleer enerji birçok ülke için en iyi alternatif olarak belirmişti ve nükleer santral inşaatları başlamıştı. 1955 yılında 'Atom Enerjisinin Barışçıl Amaçlarla Kullanılması' amacıyla toplanan 1.Cenevre Konferansından sonra, Türkiye’de 1956 yılında Başbakanlığa bağlı bir “Atom Enerjisi Komisyonu” kuruldu. Türkiye 1957’de Birleşmiş Milletlerin bir kuruluşu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)’nın üyesi oldu.
  • 4. Türkiye'de ilk nükleer çalışma ve araştırmalar ise 1962'de İstanbul'da Küçükçekmece Gölü kıyısında kurulan 1 MW güçlü TR-1 araştırma reaktörüyle başladı.1980'ler de bu reaktörün gücü 5 MWgüce çıkarıldı (TR-2). 1962 yılında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezince 1 MW gücünde TR-1 adında 'Havuz' tipi bir deney reaktörü işletmeye alındı ama elektrik üretimi amacıyla kurulması tasarlanan nükleer santrallerle ilgili ilk etütler 1967-1970 yılları arasında yapıldı.
  • 5. 1970 yılında Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kuruldu ve TEK’e bağlı olarak kurulan Nükleer Enerji Dairesi 1972 yılı başında çalışmaya başladı. Nükleer reaktörler 1950’li yılların başından bu yana dünyada elektrik üretiminde kullanılmaktadır.Şu anda ise dünyada elektrik enerjisinin %17’sinin nükleer enerji ile üretildiğini biliyor muydunuz?Peki ya Türkiye bu yüzdenin neresinde..? Şimdilik hiçbir yerinde peki ya ileride?
  • 6. 1970'li yılların başlarında, nükleer santral sahası için fizibilite ve yer araştırmaları gerçekleştirildi. Bu çalışmalar kapsamında, nükleer santralın maliyet/fayda açısından kurulabileceği en uygun yerler olarak; Mersin-Akkuyu Sinop-İnceburun Kırklareli-İğneada sahaları belirlendi.
  • 7.
  • 8.
  • 9. AkkuyuSahası için TEK tarafından saha lisans çalışmaları gerçekleştirilmiş ve yapılan yer etütlerine ve araştırmalarına dayanarak, Akkuyu için "Yer Raporu" hazırlandı. Bu rapor, lisanslama otoritesi olan Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu’na sunuldu. Lisanslama otoritesi, 1976 yılında Akkuyu Sahası için "yer lisansı" verdi. Türkiye, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması olan NPT'yi 1980 yılında imzalayıp onaylayarak nükleer silah imal etmeyeceğini ve bunların yayılmasına da aracı olmayacağını taahhüt etti.
  • 10. Eylül 1984'de, Başbakan Turgut Özal'ın, "nükleer santrallerin imalatçı firmalarla oluşturulacak bir ortaklık vasıtasıyla kurulması, 15 yıl süreyle işletilmesi ve tüm borçların enerji satışlarıyla geri ödenmesinden sonra devredilmesi" tarzında yaptığı öneri, nükleer santral projesine önemli bir boyut kazandırdı. Bu girilen yeni yol ve yeni boyut ise Çernobil faciasına kadar sadece 2 yıl devam edebildi…Çernobil sonrası Türkiyesinde olanlar ise;
  • 11. 1984 yılında OECD Nükleer Enerji Ajansı (NEA)’ya üye olan Türkiye'de,1986’da meydana gelen Çernobil Nükleer Santral kazasının yarattığı olumsuz ortam dolayısıyla nükleer santrallerle ilgili çalışmalar askıya alındı. Askıya alınan politikanın ne olduğunu halkın yüzde kaçı biliyordu sizce..?
  • 12. Nükleer, radyasyon, santral... Türkiye aslında bu kavramlarla Çernobil ile tanıştı.Çay içen bakan görüntüsü uzun süre hafızalardan silinmedi.
  • 13. BAKAN ARAL:"BİRAZ RADYASYON İYİDİR" Radyasyonun etkileriyle ilgili yayınlara yasak getirilirken, halkı 'rahatlatma' kampanyası başlatıldı. Bakan Aral TV'ye çıkarak canlı yayında çay içti. Aral'ın akıllara kazınan bu görüntülerine "biraz radyasyon iyidir" sözleri eşlik etti. Aral gazetelere verdiği demeçlerde de, ”dininize, imanınıza inandığınız gibi biliniz ki, Türkiye’de kesinlikle böyle bir tehlike mevcut değildir” diyordu.
  • 14. ÖZAL: "RADYOAKTİF ÇAY DAHA LEZZETLİ" Dönemin Başbakanı Turgut Özal "radyoaktif çay daha lezzetlidir" diyerek basına poz verirken, Cumhurbaşkanı Kenan Evren "radyasyon kemiklere yararlıdır" diyordu.
  • 15. 1990'ların sonuna doğru elektrik enerjisi üretmek üzere Nükleer güç santralı yapımı için çalışmalar tekrardan hız kazandı. Ekim 1992’de TEK, dünyadaki belli başlı nükleer santral imalatçısı firmalara bir mektup yazarak, 2002 yılında devreye girecek şekilde, 1000 MW gücünde bir veya iki üniteli nükleer santralın Türkiye’de anahtar teslim veya Yap-İşlet-Devret olarak kurulması için teknik ve mali konularda bilgi istedi.
  • 16. Ocak-1993 tarihinde, Akkuyu Nükleer Santralı Projesi Resmi Gazete’de yayınlanarak tekrar yatırım programına alındı. 2002 yılı sonlarında, Başbakanlığa bağlı lisanslama otoritesi olarak görev yapmakta olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlandı. Kasım 2004 tarihinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve TAEK, inşasına 2007 yılında başlanacak, toplam 5000 MWe'lik üç nükleer reaktör yapılacağını açıkladı.
  • 17. 2006 Nisan ayında, Türkiye'nin ilk nükleer santralı sahası olarak Sinop'un seçildiği açıklandı. 18 Mart 2008 tarihinde Nükleer Güç Santrallerinin Kurulmasına yönelik Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelik Resmi Gazete'de yürürlüğe girdi. İlk nükleer santral yapılması için bugüne kadar dört kez ihaleye çıkıldı. Geçen yıl yapılan son ihale de iptal edildi. Hükümet 3-4 ay içinde yeni bir ihaleye çıkmayı planlıyor.
  • 18. Peki tüm bu gelişmelerin ülkemiz enerji politikasında yeri ve etkileri,atılan adımların doğru olup olmadığı hakkında zıt kutupların artı ve eksileri tartışarak halk için en iyisini yapmak için herhangi bir çalışması var mı? Maalesef hayır!Üstelik Türkiye’nin dünyada 17.büyük ekonomi olmasına karşı nükleer enerji kullanan 20 küsür ülke arasında olmaması da ayrıca düşünülmesi gereken bir yön.Bundan dolayı ülke içerisindeki nükleer taraftarlarının ve nükleer karşıtlarının ezberlerini bozması, ülke geleceği için en sağlıklı kararın verilebilmesi için bir müzakere sürecinin başlatılması şart.
  • 19. Nükleer enerji üretimine popülist tavırlarla en baştan karşı çıkmak çok kolaycı, topyekûn savunmak da çok riskli bir yaklaşım. Bu konuyu iyice irdelememiz gerekiyor. Maalesef bugün nükleer reaktör inşasının Türkiye için faydaları ve zararları objektif olarak ele alınmıyor; meseleye birçok kişinin yaptığı şekilde takım tutar gibi bakmak da kamuoyuna yapıcı bir perspektif sunamıyor. Nükleer yanlısı çevreler, nükleer enerjinin getireceği riskleri göz ardı ederek reaktör inşasını gözü kapalı savunurken, karşıt çevreler ütopik bir idealistlikle gerçekçilikten uzaklaşarak nükleer enerjiye topyekûn karşı çıkıyor. Bu süreçte iki tarafın da kalıplaşmış, belirli önyargıları aşamadığını, tarafların kimi zaman kulaktan dolma, kimi zamansa kasıtlı yanlış bilgilendirmelerle meseleyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeye çalıştıklarına tanık oluyoruz.
  • 20. Türkiye’nin geleceği açısından çok stratejik olan meseleyi analiz ederken, konuya iki ana belirleyici unsur çerçevesinden yaklaşmalıyız. İlk belirtilmesi gereken, Türkiye’nin ve Türk ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl içinde gerekli enerji yatırımlarını yapmadığı takdirde 2010 itibarıyla çok ciddi bir enerji sıkıntısı yaşayabileceği gerçeğidir. Bu olumsuz senaryonun gerçekleşmesini engellemek için ulusal enerji üretiminin artırılması, üretilen enerjinin verimli dağıtılması ve kullanılması, aynı zamanda da enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor.
  • 21. Bu çerçevede 130 milyon litre petrol yerine 1 kg uranyum ile aynı enerji üretildiğini biliyor muydunuz? Nükleer enerji, enerjide tehlike çanları çalmaya başlayan Türkiye’nin bu problemine çözüm getirebilecek potansiyele sahip. İkinci belirleyici ana unsur ise nükleer enerjinin sıfır riskli bir enerji üretim metodu olmadığı, beraberinde önemli riskler de getirdiği gerçeğidir. Konunun salt siyah yahut beyaz olmadığını kavradıktan sonra ise bir müzakere ve diyalog yöntemiyle kararın bir oldu bittiye getirilmeden, toplumun ve bürokrasinin bütün kesimleri tarafından ciddi bir şekilde tartışılması, fayda-risk analizinin yapılması gerekiyor.