1. T.C.
KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİMDALI
STRATEJİK YÖNETİM’DE
GENEL ÇEVRE ANALİZİ
Hazırlayan
Mustafa ATİKER
07.12.2012
2. Giriş
Çok hızlı bir şekilde gelişen teknoloji ile birlikte oldukça kolaylaşan iletişim ve ulaşım olanakları,
serbest mal dolaşımı ve henüz mal dolaşımı kadar olmasa da artmaya başlayan emek dolaşımı vb.
nedenlerden dolayı bir köy haline gelen dünya sistemini oluşturantüm faktörlerbu hızlı gelişim ve değişim
sürecine ayak uydurmaya çalışmaktadır.
Baş döndürücü değişim sürecinde, ticari hayatın vazgeçilmez bir parçası olan işletmeler ayakta
kalabilmek için son gelişmeler ile güncellenmiş bir yönetim anlayışı ile donatılmalıdırlar.
Aksi durumda işletmeler ve işletmelerin etkilediği çevresel unsular açısından sonuçlar beklendiği gibi
olmayabilir.
1
3. GENEL ÇEVRE ANALİZİ
I –İşletme Algısı
Türk Ticaret Kanunu’na göre Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil edilmiş olan tüm tüzel kişiler ve gerçek
kişiler(şahıslar) bir ticari işletmedir.
Gerçek kişi ticari işletmeler için faaliyet gösterebilecekleri alanlar için herhangi bir sınırlama olmadığı
için her türlü işle uğraşabilmektedirler.
Tüzel kişi ticari işletmeler ise eski Türk Ticaret Kanuna göre sadece ana sözleşmelerinde yazılı
alanlarda faaliyet gösterebilirken, yeni Türk Ticaret Kanunu ile artık ana sözleşmelerinde yazmasa da bir
insanın sahip olduğu cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki
bütün haklara ve borçlara ehil hale gelmişlerdir. Yani şirketler açısından da herhangi bir faaliyet alanı
sınırlaması kalmamış, bir insanın içinde olmak istediği her alanda faaliyet gösterme serbestisi getirilmiştir.
Bu tespitten hareketle artık işletme sahiplerinde, hangi kademede olursa olsun tüm işletme
yöneticilerinde ve tüm girişimcilerde ticari işletmelerin sahiplerinden, ortaklarından ve yöneticilerinden
ayrı bir kişilik olduğu, karşılanması gereken ihtiyaçları, geleceğe dair beklentileri ve hedefleri olan ayrı bir
“kimlik” olduğu algısının oluşması ve bunun yerleşmesi gerekmektedir.
Öyle ki 1981 yılında Fransa’da kurulmuş olan ve 200 yaşından büyük olan aile şirketlerinin çatısı
altında toplandığı LesHenokiens Derneği kurucusu ve başkanı olan PinaAmarelli kendisiyle yapılan bir
röportajda “Aile şirketleri hayat gibidir. Doğarlar ve ölürler, fakat arada geçen zamanın ne kadar süreceğini
kimse bilemez”1 ifadesini kullanmıştır. Bu ifadeden açıkça anlaşılmaktadır ki her şirketin bir ömrü vardır.
Önemli olan bu ömrün ne kadar uzatılabileceğidir.
Yapılacak bir genellemeyle kaliteli bir yaşama sahip olan insanın yaşam süresi söz konusu yaşam
standartlarıyla bağıntılı olarak ne denli uzarsa, günümüzün zorlu koşullarında ticari bir aktör olarak var
olan veya olacak olan ticari işletmelerinde var olma süresi yaşam şartlarının ne denli iyileştirilebildiği ile
alakalıdır.
Bu yaklaşım ilgililerce yeterince kabul görüp kanıksanabildiği takdirde artık Türkiye’de de asırlardır
varlığını sürdüren şirketlerden bahsedilir ve dünyada Türk şirketleri parmakla gösterilebilir hale gelebilir.
Çünkü Türkiye’de şirket ömürleri, dünya ortalamalarıyla karşılaştırıldığında oldukça kısadır.
Türkiye’de kurulmuş olup halen hayatta olan en eski işletmelerden birincisi 1777 yılında kurulmuş
olan Hacı Bekir Lokumları’dır ve 235 yıldır hayattadır.İkincisi ise 1860 yılında kurulan Vefa Bozacısı’dır ve
152 yıldır varlığını sürdürmektedir.
1
Şeyma ÖNCEL, ”Uzun Yaşayan Şirketler Kulübü”, 1 Nisan 2005, http://www.capital.com.tr/uzun-yasayan-sirketler-kulubu-
haberler/17742.aspx, (21 Kasım 2012)
2
4. Aslında Türkiye’de kurulan en eski şirket 1623 yılında İstanbul’da kurulan Zilciyan şirketidir. Ancak
şirket kurucuları 1929 yılında ABD’ye göç etmiştir ve ticari faaliyetlerini ABD’de devam ettirmektedir.2
Dünya genelinde bakıldığında ise dünyanın en yaşlı şirketi olarak bilinen ve inşaat sektöründe faaliyet
göstermiş olan Japon Kongo Gumi şirketi 578 yılında kurulmuş 1428 yıl, 14 asır yaşamış ve 2006 yılında
iflas etmiştir.3
Kongo Gumi şirketinden sonra dünyanın en uzun ömürlü ikinci şirketi olup halen faaliyetlerine davam
etmek olan NisiyamaOnsenKeiumkan şirketi yine Japonya’dadır. 705 yılında kurulmuş olan şirket otelcilik
sektöründe faaliyet göstermekte olup 1307 yıldır ayakta kalmayı başarmıştır.4
Bank of Korea tarafından yapılan bir başka araştırma da ise elde edilen verilere göre Japonya’da 200
yaşının üstünde 3.146 firma, Almanya’da 837 firma, Hollanda’da 222 firma, Fransa’da ise 196 firma
bulunmaktadır.5
Türkiye’de ise 200 yaşına ulaşmış sadece bir firma bulunmaktadır.
Bu veriler Türkiye’de şirketlere yönetimsel açıdan yaklaşımın dünyanın diğer gelişmiş ülkelerinde olan
yaklaşımdan nedenli farklı olduğunu ortaya koymaktadır.
Temelde hiçbir firma, hiçbir şirket kısa vadeli kazançlar, kısa süreli faaliyette bulunma amacı
güdülerek kurulmaz. Fakat bu düşüncenin gerçekliği yönetim aşamasında sergilenecek anlayışla test edilir.
Amaç hep çok kazanmak, hep en çok kazanmak, hep en büyük olmak olduğunda ve yönetim anlayışı
sadece bu bencil hedefler etrafında dolaştığında sonuç genelde beklendiği gibi olmamaktadır.
1999 yılında General Motor(GM) ve Ford’dan sonra dünyanın üçüncü büyük şirketi olan Toyata
Başkanı olan HiroshiOkuda ile yapılan röportajda GM ile Ford’un büyüklüğü karşısında Toyata’nın ne
düşündüğü sorulmuş. Başkan Okuda’nın cevabı “Bizim büyük olmak gibi bir hedefimiz yok. Biz en iyi
olmayı hedefliyoruz” şeklinde olmuş.6
En iyi olmayı hedeflemek, şirket denilen organizasyonun sürekli olarak kendisini güncellemesi,
sürekli olarak kendisini yenilemek zorunda olması hatta öylesi bir devinim içinde olmasını gerektirmekte
ki, bu organizasyon olmaktan çıkıp canlı bir organizmaya dönüşmesi demektir.
Bu nedenlerden dolayı işletmeler, şirketler, firmalar adını ne koyarsanız koyun tüm ticari işletmelerin
ayrı bir birey olarak kabul edilmesi ve bu bireyin uzun bir ömür sürebilmesi için en rasyonel yol haritaları
ile geleceklerinin şekillendirilmesi gerekmektedir. Çünkü bütün işletmelerin mutlaka böyle bir iradeye
ihtiyacı vardır.
2
Fahri SARRAFOĞLU, ”Aile Şirketleri Niye Uzun Olmuyor?”, http://www.netpano.com/makale/?makale=1084, (21 Kasım 2012)
3
Rauf ATEŞ, “Dünyanın En Yaşlı Şirketi Neden Battı?”,27 Ağustos 2007, http://www.sirketdoktoru.net/content/view/164/40/, (21 Kasım
2012)
4
Ali BARAN, “Uzun Ömürlü Olmanın Sırları”, 03 Ocak 2012, http://dndenbgndenyrndan.blogspot.com/2012/01/uzun-omurlu-olmann-
srlar.html, (21 Kasım 2012)
5
Bkz. - BARAN
6
Ömer Faruk TEZCAN, “Yalın Strateji ile Geleceğinizi Yönetmek”, 10 Şubat 2009, http://www.slideshare.net/oftezcan/yaln-strateji, (21
Kasım 2012)
3
5. II – Sistem Yaklaşımı
İşletmelerin geleceklerinin şekillendirilmesine duyulan ihtiyacın temel nedeni sürekli olarak entropi
denilen bir gerçekle yaşamak zorunda olmalarından kaynaklanmaktadır. Çünkü her işletme olumsuz
etkenlerin çoğunlukta olduğu bir sistemin içerisinde başka bir alt sistem olarak varlığını sürdürmeye çalışır.
Entropi ise her sistemin genetik olarak düzensizliğe, bozulmaya eğilimli olmasıdır. Örneğin keyifle
içilebilecek sıcak bir bardak çay sürekli olarak soğumaya eğilimdir, ısınmaya eğilimli değildir.7 Bu çayın
sıcak kalabilmesi dışardan bir iradenin müdahalesini gerektirir.
Bir başka örnek olarak, büyük bir ormanda olduğunuzu düşünün, ağaçlar arasındaki uzaklıkların eşit
olduğu bir orman. Bunun büyük ihtimalle insanlar tarafından yapıldığını düşünür ve bu sonucu çıkarırız.8
Çünkü genelde ormanlarda bulunan ağaçlar arasındaki mesafeler eşit olmaz.
İşletmeler böylesi bir sistem gerçeği ile işleyişlerini sürdürmek zorundadır.
Kökeni Yunanca’dan gelen sistem kavramının birçok alan için geçerli olması nedeniyle birçok tanımı
olmakla birlikte işletme bilimi açısından yapılmış en uygun tanımı; “"Sistem, birbiriyle ilişkili ve ortak
amaçlara sahip elemanların, girişimci bir anlayış tarafından bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş anlamlı
bir bütündür"9 şeklindedir.
Bu tanımdan yola çıkıldığında temelde sistem olarak
adlandırılan örgütlenmelerin, belirli bir amacı gerçekleştirmek
için bir araya gelmiş olmaları, içsel bir sinerjiye sahip olmaları
ve çevre ile sürekli iletişim ve etkileşim halinde olmaları
gerekmektedir.
Böylece her sistem bir parçalar bütünü iken aynı
zamanda daha büyük bir sistemin parçası olma niteliğini taşır.
Burada önemli olan bütünü oluşturan parçaların herbirinin
İşletme
kendine has işleyiş özelliği varken birbirlerine de bağımlı
olmalarıdır. Bu sebeple parçalar arasında çok sıkı bir etkileşim sözkonusudur. Bu parçalardan herhangi
birinde meydana gelecek olumlu ya da olumsuz bir değişme diğerlerini de etkileyecektir.10
Bu yaklaşıma göre insan bir sistem olarak düşünülebilir. Bu durumda insan vücudundaki sinir sistemi,
sindirim sistemi, dolaşım sistemi vs. alt sistem olarak ele alınabilir. Dolayısıyla insan vücudunu
anlayabilmek bu alt sistemleri anlamaya bağlıdır. Bu alt sistemlerden birinde meydana gelecek bir
7
Ömer Said GÖNÜLLÜ, “Entropi Nereye Kadar ?”, http://www.entropi.net/entropi/entropi.php?id=7, (22 Kasım 2012)
8
GÖNÜLLÜ, a.g.e.
9
Ahmet TÜRKAN, “Sistem Yaklaşımı”, 08 Nisan 2010,
http://www.tedariksistemi.com/jm/index.php?option=com_content&view=article&id=149:sstem&catid=43:iletme&Itemid=2, (23 Kasım
2012)
10
Ömer DİNÇER, “Sistem Yaklaşımı”, http://www.enfal.de/sosyalbilimler/s/032.htm, (23 Kasım 2012)
4
6. bozukma diğer alt sistemleri ve giderek tüm vücudu olumsuz yönde
etkileyecektir.11 Örneğin, ılık iklimde yaşamaya alışan bir insan çok sıcak
bir iklimde yaşamak zorunda kalırsa; bu çok sıcak iklim (çevre) insan
vücudu (sistem) üzerinde çeşitli şekillerde etkili olacaktır. Bu sistemin
başarılı olabilmesi (amaçlarını gerçekleştirebilmesi) için çevresi ve
çevresini oluşturan faktörler hakkında bilgi sahibi olması gerekir.12
Bir sistem anlayışıyla işleyen ve varlığını sürdüren her işletmenin
günümüz koşullarında çevresiyle enerji, bilgi ve materyal alışverişinde
bulunan açık sistemler şeklinde çalışması gerekmektedir. Çünkü 1983 öncesine kadar ithal ikame kalkınma
modeli ve sabit kur anlayışıyla dışarıya kapalı bir ekonomisi olan Türkiye, 1983 yılından itibaren ihracata
dayalı bir kalkınma modeli ile serbest piyasa ekonomisini tercih eden yönetim anlayışı ile dışarıya açık bir
ekonomi haline gelmiştir.
Bahse konu dönemde geçiş öncesi ülke ekonomisine hakimolan yapı nedeniyle işletmelerin fazla
gelecek endişesi, uzağı görmeye çalışmak gibi bir ihtiyacı yoktu. Genelde işletme politikası adı altında
çokta değişikliğine ihtiyaç duyulmayan genel hedefler belirleniyordu.
Zaman geçtikçe;
Kapalı ekonomilerin açık ekonomi haline gelmesi,
Ürün ve para dolaşımlarının oldukça kolay hale gelmesi,
Teknolojinin, iletişimin ve ulaşımın oldukça gelişmiş olması,
Her sektörde faaliyet gösteren firma sayısının artması,
Sürekli artış içerisinde olan rekabet kavramının işletmelerin üzerinde olmak yada olmamak
derecesinde yaşamsal bir öneme sahip olmaya başlaması,
Düşen enflasyon oranları,
Küreselleşen ve küçülen dünyanın söz konusu faktörlere çarpan etkisi yapması,
gibi nedenlerden dolayı artık işletmeler;
Ulusal ve uluslararası aktörlerden oluşan zorlu rekabet ortamıyla,
Güçlü tüketicilerden oluşan bir pazarla,
Ayrıntılandırılmış ulusal ve uluslararası hukuki düzenlemelerle,
Müşteri odaklı üretim yada satışla,
Satışın ürünün müşteriye ulaşmasından sonra devam etmesiyle,
Daha fazla kayıt altında olan finansal işlemlerle,
Daha fazla vergiyle,
11
DİNÇER, a.g.e.
12
Tamer KOÇEL, İşletme Yöneticiliği, 12. Baskı, İstanbul: Beta Basım A.Ş., Nisan 2010, s.256.
5
7. Düşük enflasyon ortamıyla,
Düşük maliyet kavramıyla,
tanışmıştır.
Bütün bu faktörler nedeniyle artık işletmeler uzun vadeli olarak belirlenen işletme politikalarından
vazgeçerek, anlık takibe, analize, değişikliğe ihtiyaç duyar hale gelmiş, işletme politikalarının
belirlenmesiyle birlikte bir anlamda belirlenen işletme politikalarının yönetimini içeren stratejik yönetim
kavramıyla tanışmıştır.
III –Stratejik Yönetim Süreci
1983’lü yıllar öncesinde stratejik yönetim daha ziyade özel sektör alanında sadece çok uluslu
şirketler, büyük holding ve şirketler tarafından bilinir ve uygulanırken, bugün çok sayıda organizasyon
stratejik yönetimi araç olarak kullanmaktadırlar. Stratejik yönetim, özel sektör, kamu sektörü ve üçüncü
sektörde (kar amacı gütmeyen gönüllü sektörde) faaliyet gösteren tüm organizasyonlarda geleceğe
yönelik amaç ve hedeflerin belirlenmesine ve bu hedeflere ulaşılabilmesi için yapılması gerekli işlemlerin
tespit edilmesine imkan sağlayan bir yönetim tekniğidir.13
Stratejik yönetim işletmeler açısından, günlük ve olağan işlerin yönetimi ile değil uzun dönemde
yaşamını sürdürmesinimümkün kılacak ve ona rekabet üstünlüğüile ortalamaüzerinde birgetiri
sağlayabilecek işlerin yönetimi ile ilgilidir.14
Stratejik Analiz Süreci
Artık oldukça önemli hale gelen stratejik yönetim sürecinin aşamaları bilgi toplama, çevre analizi,
strateji oluşturma, strateji seçimi uygulama ve kontrol şeklinde olmalıdır. Bu aşamalardan çevre analizi
süreci ise uygulanması gereken yöntemin belirlenebilmesi açısından diğer aşamalara göre daha önemlidir.
13
Coşkun Can AKTAN, “Stratejik Yönetim ve Stratejik Planlama”, Temmuz - Ağustos 2008,
http://www.ceis.org.tr/dergiDocs/makale132.pdf, (22 Kasım 2012)
14
Gültekin ALTUNTAŞ, “Temel Analiz Yöntemleri”, 14 Ekim 2011, http://www.gultekinaltuntas.com/?p=433, (23 Kasım2012)
6
8. Bu nedenle işletmenin için bulunduğu ve etkilendiği ortamın her yönüyle ele alınarak, işletmenin
üstün ve zayıf yönleri belirlenmeli, sonrasında dış çevre faktörlerinin işletmeye sunduğu fırsatlar ve olası
tehditler birleşiminde işletme için en rasyonel yol haritasının oluşturulması gerekmektedir.
Stratejik Analiz Süreci
İşletme Dışı Çevre Analizi İşletme İçi Çevre Analizi
Genel Uzak Çevre Analizi İşletme İçi Çevre Analizi - Yönetim
- Finansman ve Muhasebe
- Tedarikçiler - İnsan Kaynakları
- Yasal - Müşteriler - Altyapı
- Ekonomik- Rakipler - Üretim ve Operasyon
- Sosyo Kültürel - İkame Mal ve Hizmetler - Pazarlama
- Demografik - Finansal Kuruluşlar
- Teknolojik - Sendikalar
- Uluslararası
Fırsat ve Tehditler Üstünlük ve Zayıflıklar
Durum Belirleme Matrisleri
- SWOT ( Fırsat – Tehdit = Üstün ve Zayıf Yönler)
- Pozisyon Güçleri (İtici ve Engelleyici Unsurlar)
- Denge Analizi (Denge = Azaltan – Yükselten Faktörler)
IV – İç Çevre Analizi
İç çevre analizi, örgütün elinde bulunan kaynaklar, süreçler, var olan uygulama ve başarı durumunun
değerlendirilmesidir. Kaynaklar, çalışanları, örgüt içi sosyo-ekonomik yapıyı, iletişim ve diğer öğeleri;
süreçler, tüm örgüt ve örgüt içi birimlerin her biri için yapılan uygulamaları; başarı ise, geçmişteki
performans ve sonuçların bugünle karşılaştırılmasını ifade eder. Strateji oluştururken iç çevre analiz
sonuçlarını kullanmak oldukça önemlidir. Örgütün iç çevre analizinin yapılması, örgütün niteliğinin ve
performansının artırılması ile maliyetleri azaltma yoluna gidilmesine yardımcı olur. Bunun yanında,
örgütte takım anlayışının geliştirilmesine ve başarı oranlarının artırılmasına katkı sağlar.15
15
Rüyam KÜÇÜKSÜLEYMANOĞLU, “Stratejik Planlama Süreci”, Ekim 2008, Cilt:16, No:2, Kastamonu Eğitim Dergisi , 403-412,
http://www.kefdergi.com/pdf/cilt16_no2_2008Ekim/403-412.pdf, (23 Kasım 2012)
7
9. İç çevre olarak analize tabi tutulan işletme yapısına daha ayrıntılı bir şekilde bakıldığında aşağıda
sıralanmış unsuların öne çıktığı görülmektedir.
Bu unsurlar;16
• Kurum geçmişi, mevzuatı ve görevleri,
• Genel bürokrasi içinde yeri ve yönetim yapısı,
• Kurum insan kaynakları/çalışanlarının sayı, nitelik, etkinlik ve motivasyon açısından düzeyleri ,
• Kurum yöneticilerinin liderlik ve yönetim becerileri,
• Çalışanların tatmini ve memnuniyeti açısından düzeyi,
• Kurum içi iletişim süreci, karar alma ve raporlama sistemi,
• Kurum dışı hizmet verilen kesim ve diğer paydaşlarla iletişim ve tatmin düzeylerinin ölçme ve
değerlendirme sistemi,
• Kurumun planlama ve teknoloji kullanımı açısından düzeyi,
• Bürokratik ve kırtasiyecilikler açısından kurumun düzeyi,
• Kurumun küresel, ulusal ve yerel gelişmeleri izleme, değerlendirme ve uyumu düzeyi,
• Kurumun maddi varlık yapısı (bina, araçlar, makineler, v.s.),
• Kurum teknolojik alt yapısı,
• Kurum finansal kaynak yapısı (bütçe, döner ser.,v.s.) ve gücü,
• Kurum yatırım ve masraf yönetimlerinde etkinliği,
• Üst, yan ve benzer kurumlarla yetki ve görev çakışmaları,
• Kurum faaliyetlerinin izlenme, kontrol ve değerlendirme sistemi açısından düzeyi,
• Gerçekleştirilen faaliyetlerde kritik başarı noktaları ve/veya sorunların belirlenmesi açısından
etkinliği,
• İşlevsel faaliyetlerde (üretim, lojistik, pazarlama, ar-ge, halkla ilişkiler, v.s.) üstünlük ve
zayıflıklardır.
Temel olarak iç çevre analizinde işletmenin varlıkları ve yeteneklerinin analizi yapılarak güçlü ve zayıf
yönler belirlenir. Yapılan bu tespitler ışığında işletme için belirlenmiş güçlü yönlerin ne gibi fırsatlar
sunabileceği, zayıf yönlerin ise ne gibi tehditlere neden olabileceği üzerinde durularak elde edilen bilgiler
strateji oluşturma aşamasına aktarılır.
16
ALTUNTAŞ, a.g.e.
8
10. IV –DışÇevre Analizi
Çevre, bir kişi veya topluluğu etkileyen, fiziksel ve sosyal şartların toplamı olarak ifade edilmektedir.
İşletme çevresi ise, işletmeleri ve onların faaliyetlerini etkileyen işletme dışı her türlü şartların
toplamıdır.17
Çevre analizi, kuruluşun kontrolü
dışındaki koşulların ve eğilimlerin
incelenerek, kuruluş için kritik olan
fırsat ve tehditlerin belirlenmesidir.
Fırsatlar, kuruluşun kontrolü dışında
gerçekleşen ve kuruluşa avantaj
sağlaması muhtemel olan etkenler ya
da durumlardır. Tehditler ise,
kuruluşun kontrolü dışında
gerçekleşen, olumsuz etkilerinin
engellenmesi veya sınırlandırılması
gereken unsurlardır.18
Çevre analizinde; kuruluşu etkileyebilecek dışsal değişimler ve eğilimler değerlendirilir. Analiz
kapsamında, ekonomik, sosyal, demografik, kültürel, politik ve teknolojik etkenlerin belirlenmesi
gerekir.Bu çerçevede geleceğe dair alternatif senaryolar üretilerek hazırlık yapılır. Gelecekte her an
beklenmedik bir gelişmenin olabileceği varsayımından hareketle, bu tür durumlara hazır bir tutum içinde
sürekli olarak gelişmelerin izlenmesi gerekir. Bu yaklaşımın doğal bir sonucu olarak planlar esnek bir
yapıya dayanmak ve gelişmelerin seyrine göre sürekli revize edilmek durumundadır.19
Burada genellikle kabul edilen ve uygulanan yaklaşım, işletmenin çevreye uyum göstererek kendisini
değiştirmesidir. Bazı düşünürler ise, daha proaktif yaklaşımla, stratejik yönetimi işletmenin faaliyette
bulunduğu çevreyi değiştirmesiyle ilgili faaliyetler, kararlar ve uygulamalar olarak görmekte ve esas olanın
işletmenin değil, çevrenin işletmenin amaçlarına uygun olarak hazırlanması ve hatta değiştirilmesi
olduğunu ileri sürmektedirler.20
İşletme yöneticileri tarafından stratejik süreç planlanırken söz konusu çevre faktörleri oldukça
dikkatli bir şekilde analiz edilmelidir. Gerekli analizler yapılırken adına strateji oluşturulan işletmenin
mevcut durumu ve geleceği önemsenmelidir. Çünkü herhangi bir işletmenin çevresel faktörleri tehdit ve
17
Gökhan OFLUOĞLU, Gülgün ARSLAN, Sibel AYDEMİR, “küreselleşme sürecinde işletmelerde
Dış çevrenin analizi”, 2006, http://www.kamu-is.org.tr/pdf/847.pdf, (23 Kasım 2012)
18
Umut GELOĞLU, “Kuruluş İçi Analiz ve Çevre Analizi”, 10 Ekim 2009, http://www.yenimakale.com/kurulus-ici-analiz-ve-cevre-
analizi.html, (23 Kasım 2012)
19
GELOĞLU, a.g.e.
20
Hayri ÜLGEN, S.Kadri MİRZE, İşletmelerde Stratejik Yönetim, 5. Baskı, İstanbul: Beta Basım A.Ş., Ekim 2010, S.80.
9
11. fırsat bağlamında farklı şekillerde algılanabilir. Bir yönetici için fırsat olarak algılanan çevresel faktör başka
bir yönetici için tehdit olarak algılanabilir.
Örneğin bir hava yolu işletmesinin çevresel faktörleri şunlar olabilir. Havaalanı işletmesi, meteorolojik
koşullar, petrol üretimi(ithali), yedek parça üretimi, ulaştırma faaliyetleri ile ilgili yasalar, teknolojik
gelişmeler,21
IV.I. Yakın Çevre Analizi (İş Çevresi)
Yakın çevre bir işletmenin daha çok iletişim halinde olduğu, etkilendiği ve çeşitli şekillerde
etkileyebildiği çevresel faktörlerden oluşmaktadır. Yakın çevre kapsamında bulunan çevresel faktörler
rakipler, müşteriler,tedarikçiler, ikame ürünler, finansal kuruluşlar ve sendikalar olarak sıralanabilir.
Rakipler ve olası rakipler
Her işletmenin faaliyet göstermekte olduğu veya göstermek istediği alan içerisinde bir şekilde karşı
karşıya geleceği ve rekabet etmek zorunda kalacağı mevcut ve potansiyel rakipleri olacaktır.
Rakipler,işletmeler açısından sürekli olarak kontrollü adımların atılmasına neden olan önemli çevresel
faktörlerdir.Atılacak yanlış bir adım rakip işletmeler açısından bir fırsatın oluşmasına kapı aralarken, yanlışı
yapan işletme açısından açık olan kapıların kapanmasına neden olabilir.
Özellikle işletmeler içinde bulunduğu pazar koşullarında sunmakta oldukları ürün ya da hizmetler
açısından öncü işletme konumunda ise bu pozisyonunu koruyabilmek adına sürekli olarak takipçi
rakiplerine nispeten her zaman bir adım ötesini görebilmek zorundadır.
Müşteriler
Değişen dünya ile birlikte pazarların tüketici yanını oluşturan müşteri yapılarında da değişimler
meydana gelmektedir. Müşterilerin gün geçtikçe daha bilinçli hale gelmesi, artıkseçim yapabilecekleri
geniş bir ürün yelpazesi seçeneğine sahip olmaları ile birlikte yaş, cinsiyet, aile yapısı, eğitim, gelir ve
sosyal sınıfgibifaktörleri göz önünde bulundurularak gerekli analizlerinyapılması gerekmektedir.
Yapılacak bu analizler neticesinde mevcut müşterilerde bağlılığın devamına yönelik stratejilerin
belirlenmesi ile birlikte, potansiyel müşterilerin kazanılmasına yönelik eylem planlarınınoluşturulması
gerekmektedir.
Tedarikçiler
İşletmeler açısından tedarikçi ile kurulan iş ilişkinin yapısı ve tedarikçinin tedarik pazarında
bulunduğukonumu, alternatifinin olup olmadığı ve pazarlık gücü oldukça önemlidir.
KOÇEL,a.g.e., s.257.
10
12. Pazarlık gücü yüksek tedarikçiler işletmeyle olan ilişkilerinde her zaman kendi kararlarını kabul
ettirebilecek, bu neden de işletme kendi stratejik karar ve davranışlarını seçme ve uygulama konusunda
tam esnekliğe sahip olamayacaktır.Tedarikçilerin pazarlık gücü az ise, bu durumda işletme tedarikçilerle
olan ilişkilerinde arzu ettiği konuları tedarikçilere kabul ettirebilecek ve dolayısıyla kendi stratejilerini
özgür olarak uygulayabilecektir.22
Dolayısıyla, bir pazarda tedarikçilerin pazar gücü olarak kuvvetli ise, o pazar cazip değildir. Çünkü
buortamda tedarikçiler, mal veya hizmetin kalitesini düşürerek ya da ürünlerin fiyatlarınıartırarak rekabet
üstünlüğünü elinde bulundururlar. Tedarikçiler, bir arada toplandıkları ve organize oldukları zaman onlara
karşı en iyi savunma,tedarikçi veya tedarikçilerle yakın ve güçlü ilişkiler kurmak olacaktır. Diğer
taraftanmüşterilerin tersine tedarikçilerin pazarlık gücü, kendi ürünlerinin fiyatlarınıyükseltebilme veya
kalitesini düşürebilme yeteneklerine işaret etmektedir. Tedarikçiler, işletmeleri, yüksek fiyatları veya
düşük kaliteyi kabul etmeye zorlayarak, işletmelerin karlarının, dolayısıyla sektör karlılığının düşmesine
neden olabilirler.23
İkame Ürünler
İkame ürünler başka sektörlerde üretilen, işletmelerin ürünlerinin aynısı veya benzeri olmayan, ancak
alternatifi olabilecek mallardır.24
Diğer bir ürünün fiyatındaki yükseliş başka bir ürünün talebinde yükselişe yolaçıyorsa, bu iki ürün
birbirinin ikamesidir. Örneğin, ünlü fransız deyişinde geçtiği hali ile "ekmekleri yoksa pasta yesinler"
sözünde, pasta ekmeğin ikame malı olarak, kahve için süt bulunmadığında süt tozu sütün ikame malı,
sofra bezi bulunamadığında gazete sofra bezinin ikame malı olarak kulanılabilir.
Ürünlerin aynı işleviyerine getirip getirmediğini belirlemede ürünlerin fiziksel özellikleri değil,
müşterinin hangiihtiyacını karşıladığı önemlidir.25
Finansal Kuruluşlar
Mal ve hizmetlerin alım ve satımının finansmanına ve/veya bu konulardaki riskleri sigorta etmeye
yardımcı olan bankalar, kredi firmaları, sigorta şirketleri v.b. gibi kuruluşlardır.26
İşletmeler, uygun şartlarda sermaye temin ederek amaçlarına daha çabuk ulaşmaya çalışırlar.
Bankalardan alınacak krediler, kar paylaşmaya yönelik borç sermayeler ve ticari borçlanmalar, işletmenin
22
ÜLGEN, MİRZE, a.g.e., s.97.
23
Kübra KORAL, “Rekabet Kavramı”, 04.03.2011, http://tr.scribd.com/doc/52185637/2-BOLUM-REKABET , (27.11.2012)
24
ÜLGEN, MİRZE, a.g.e., s.97.
25
KORAL, a.g.e.
26
Ömer Baybars TEK, “Pazarlama İlkeleri, Global Yönetimsel Yaklaşım Türkiye Uygulamaları”,8. Baskı, İstanbul: Beta Basım A.Ş.,Ocak1999,
S.166.
11
13. ihtiyaç duyduğu zaman müracaat edebileceği fon kaynaklarındandır. Bu gibi durumlarda borç
kaynaklarının analiz edilmesi şarttır.27
Sendikalar
Eğer işletmeler ile sendikalar arasında anlaşma ve karşılıklı saygı varsa, işçiler işletmenin amaçlarına
ve yönetime katılabiliyorsa, işletmenin amaçları daha etkili bir şekilde gerçekleşeceği için büyüme ve
gelişme fırsatları doğacaktır. Aksi halde mevcut kaynakları etkili ve verimli kullanabilmek endişesi ile
faaliyet seviyesini korumak ön plana çıkacaktır.28
IV.II. Uzak Çevre Analizi
Politik Çevre
Politik çevre, işletmenin faaliyette bulunduğu ülkede merkezi ve yerel resmi makamların ve bunlara
bağlı kuruluşların siyasi otoritesini sağladığı ve kullandığı ortam olarak tanımlanabilir.29
İşletmeler açısından faaliyet gösterdikleri ülkenin yönetim sistemi ve yönetim sistemine bağlı olarak
hükmetme şekilleri ve uygulamaları oldukça önemlidir.
Bir ülkede hükümet olan siyasi iradenin uyguladığı çevre politikaları, medya politikası,
sübvansiyonlar, istidam politikası, para politikası ve maliye politikası gibi faktörler, bir işlemeye ya
doğrudan ya da dolaylı olarak fırsatlar ya da tehditler sunabilir.30
Diğer taraftan işletmenin faaliyet gösterdiği ülke ve ülkelerde yöneten konumunda bulunan siyasi
iradedışındaki siyasi partilerinde etkinliği, hedefleri ve sahiplendikleri politikalarişletmeler açısında
değerlendirilmesi gereken unsurlardır.
Bu nedenle siyasi otorite ve yerel uzantıları aracılığı hayata geçirilen bu politikaların belirlenme
sürecine; söz konusu otoriteler ile kurulacak sağlıklı ilişkiler neticesinde işletmelerin ya da temsilcilerinin
katılabilmesi işletmeler açısında hayati bir öneme sahiptir.
Böylece işletmeler kendilerine ilişkin yapılacak düzenlemelerden haberdar olarak gerekli önlemleri
alabilir, çeşitli çıkarımlarla kendilerine fırsatlar oluşturabilir, çeşitli tartışma platformlarında çekincelerini
belirterek düzenlemelerin olası negatif etkilerini an aza indirecek şekilde gerekli değişikliklerin yapılmasını
sağlayabilirler.
Örnek olarak; 19 Şubat 2001’de dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in dönemin başbakanı
Bülent Ecevit’e anayasa kitapçığını fırlatmasının ertesi gününde gazetelere yansıyan manşetlerden birisi
27
OFLUOĞLU, ARSLAN, AYDEMİR, a.g.e.
28
OFLUOĞLU, ARSLAN, AYDEMİR.,a.g.e.
29
ÜLGEN, MİRZE, a.g.e., s.82.
30
Ömer TORLAK, Remzi ALTUNIŞIK, “Pazarlama Stratejileri, Yönetsel Bir Yaklaşım”, 2. Baskı, İstanbul: Beta Basım A.Ş., Ekim 2012, s.114.
12
14. “Kavga ülkeye pahalıya patladı. Birkaç saat içinde Merkez Bankası’ndan yaklaşık 5 milyar dolar çekildi.
Borsa çöktü. Faizler fırladı.” Şeklinde olmuştur.
Yasal Çevre
Politik çevre faktörleri tarafından yapılmak ve uygulanmak istenenyasal düzenlemeler ile hayata
geçirilir. Yapılan yasal düzenlemeler gereği siyasi otoritenin iradesinde yasama organı tarafından kanunlar
çıkartılır, çıkartılan kanunlara ilişkin ilgili Bakanlıklar tarafından yönetmelikler, tebliğler, tüzükler hazırlanır.
Bütün bu yasal düzenlemeler dolaylı ve direkt olarak işletmelerin mevcut ve gelecekteki durumunu
etkileyebilir. Bu yasal düzenlemelerden Ticaret Hukuku, Borçlar Hukuku, Eşya Hukuku, İcra İflas Hukuku,
Vergi Hukuku, İş Hukuku, Sosyal Güvenlik Hukuku, Rekabet Hukuku, Marka Hukuku gibi yasal çevre
faktörlerinde yapılacak düzenlemeler işletmeleriyakından ilgilendiren ve doğrudan etkilemektedir.
Bundan dolayıdır ki işletmeler herhangi bir kanunda yapılacak yasal düzenlemenin, düzenleme öncesi
ve düzenleme sonrası etkilerini değerlendirmeli, gerekiyorsa gerekli tedbirleri almalıdır.
Örneğin 31.01.2012 tarihinde yapılan kanuni bir düzenlemeyle verdiği çekin karşılığını ödemeyen
kişilere verilen hapis cezası kaldırılmıştır. Hapis cezasının kaldırılması nedeniyle 2011 yılının ilk 6 ayında
267 bin 684 olan karşılıksız çek sayısı, 2012 yılının ilk 6 ayında 405 bin 840’a çıkmıştır.
Ekonomik Çevre
İşletmeler açısından oldukça önemli olan bir diğer çevresel faktör ise ekonomik çevredir. İşletmenin
ekonomik çevresinde meydana gelecek her türlü değişiklik işletmeyi yakından ilgilendirmektedir.
Çünkü ekonomik çevre üretim faktörlerinin( doğal kaynaklar, işgücü, sermaye, girişimcilik, bilgi)
kullanılması sonucu mal ve hizmetlerin ortaya çıktığı ve mübadele edildiği bir ortamdır ve her gün
milyonlarca ekonomik faaliyete sahne olmaktadır.31
Ekonomik yapının incelenmesi sırasında dikkate alınması gereken faktörler şu şekilde sıralanabilir.32
Milli gelirin yapısı: Ülkedeki toplam milli gelir, milli gelirdeki yıldan yıla meydana gelen artışlar,
sosyal sınıflar arasındaki gelir dağılımı, kişi başına düşen milli gelir miktarı...
Ekonomik büyüme ve yatırımlar: Ülke ekonomisinin büyüme oranı, mili gelirin tasarruf oranı,
tasarrufların yatırıma dönüşmesi eğilimi, yatırım teşvikleri, kamu ve özel sektör harcamalarının toplamı,
kalkınma planlarına göre büyüme alanları.
31
ÜLGEN, MİRZE, a.g.e. s.84.
32
OFLUOĞLU, ARSLAN, AYDEMİR, a.g.e.
13
15. Enflasyonist ve deflasyonist eğilimler: Enflasyon, satın alma gücünü azaltan veya üretim
girdilerindeki fiyat artışları sebebiyle mamulün maliyetlerini artıran bir faktör olarak, işletmenin mali yapısı
üzerinde önemli etkilere sahiptir. Özellikle işletmenin üretmiş olduğu mal veya hizmetlerin fiyatlarındaki
enflasyonist veya deflasyonist eğilimlerin işletmenin finansmanı üzerindeki etkileri titizlikle incelenmelidir.
Ekonominin gelişme devresi: Bir ekonomi; depresyon, gelişme, yenileme ve refah seviyesi olmak
üzere dört devrede incelenebilir. Bazı faaliyet dalları bu safhalardaki değişmelerden oldukça etkilenir.
Ayrıca ekonomik dalgalanmalar, işletmeler üzerinde olumlu ve olumsuz birçok etkiye sahiptir.
Hükümetin ekonomik politikaları: Hükümetin para, maliye ve vergi politikaları, ithalat-ihracat
rejimi gibi konulara yönelik kararları yakından takip edilmelidir. Kişi ve işletmelerden alınan vergi çeşitleri
ve oranları, para değerinin korunması, revelüasyon veya devalüasyon, emisyon hacmi, fon ve kaynak
kullanımları, merkez bankasının fonksiyonları gibi konulardaki değişme ve gelişmelerin işletme için
sağlayabileceği fayda ve zararlar üzerinde durulmalıdır.
Örneğin, ülke ekonomisi açısından bir problem olarak ortaya çıkan cari açık sorununa kredi
maliyetleri yükseltilerek, kredi kartlarına gelire göre limit getirilerek vb. harcamayı kısıtlayıcı tedbirler
alınmış, reel piyasadaki hareketliliğin yavaşlaması sağlanmıştır. İzlenen bu mali politikayla cari açık istenen
seviyelere çekilmiştir.
Sosyo - kültürel Çevre
İşletmeler faaliyetlerini sürdürdükleri toplumun bir parçası durumundadır. Bu nedenle toplumun
kültüründe, yapısında, dünya görüşlerinde, geleneklerinde ve alışkanlıklarında meydana gelen her türlü
değişikliği yakından takip etmek zorundadırlar.
Özellikle ulusal ve uluslararası nitelikte olan işletmeler açısında mevcut pazarlarının ve hedef
pazarlarının sosyokültürel yapısı daha büyük bir öneme sahiptir.
Çünkü yerel bir işletmeyi sadece faaliyet gösterdiği şehir veya bölgenin sosyokültürel yapısı
ilgilendirirken, ulusal veya uluslararası bir işletmeyi tüm şehirlerin, ticari ilişkisi olan tüm ülkelerin
sosyokültürel yapıları ilgilendirmektedir.
Toplumun mevcut sosyokültürel yapısı ve bu yapıda meydana gelen değişikler ile tüketicilerin
tercihlerinde ani veya belirli bir süreye yayılan değişimler yaşanmaktadır. Örneğin, toplumun tasarruf ve
harcama eğilimleri, modaya düşkünlüğü, kaliteye ya da gösterişe önem vermesi, ailede kadının rolünün
artıp, kocanın rolünün azalması gibi faktörler sosyal yapının öğeleridir.
Örneğin Konya’da tereyağı üreten bir firmanın ürünlerinde domuz yağından elde edilen bir katkı
maddesi kullandığı haberinin yayılması nedeniyle firma çok kısa bir süre içerisinde yok oldu.
14
16. Bu dönüşüm özellikle son 10 yılda sınıf atlayan ve sürekli büyüme trendinde olan Türkiye’de oldukça
hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir.
Bu nedenle işletmelerin bu çevresel faktörü her yönüyle analiz etmeleri, buna göre gerekli
planlamaları yapmaları gerekmektedir.
Örneğin, iş hayatının bir çok kademesinde kadın iş gücü sayısının artması çocuk yuvası, hazır gıda,
lokanta gibi hizmetlere olan talebin artmasına ve bu iş kollarının gelişmesine yol açmaktadır.33
Demografik Çevre
Demografik çevre, işletmelerin faaliyette bulunduğu çevredeki nüfusun yapısı, trendleri ile ilgili
unsurlardır.34
Bu unsurlar;35
- Nüfusun sayısal büyüklüğü,
- Nüfus trendleri, yapısı ve özellikleri,
- Kadın – erkek nüfus oranları,
- Yaş grupları,
- Etnik yapı,
- Bölgeler arası nüfus dağılımı,
- Bölgeler arası nüfus hareketleri,
- Bölgesel gelir dağılımı,
- Bölgesel eğitim durumu
olarak sıralanabilir.
Örneğin, yaşa yönelik gerçekleştirilen araştırmalarda gençlerin yetişkinlerle karşılaştırıldıklarında
gençlerintercihlerinde daha fazla değişim görüldüğünü, yetişkinlerin ise daha bağlılık içeren davranışlar
sergiledikleri, cinsiyet ile ilgili araştırmalarda bayanların daha çok marka ürünler ile ilgili olduğu, eğitim ile
ilgili araştırmalarda eğitimdüzeyi yüksek olan kişilerin teknik özellikleri olan, çok çeşitli özelliği bir
aradabarındıran ürünleri tercih ettikleri görülmüştür.36
33
Tahir AKGEMCİ, “Stratejik Yönetim”, 2. Baskı, Ankara: Gazi Kitabevi, Nisan 2008, s.132.
34
ÜLGEN, MİRZE, a.g.e, s.87.
35
GÜLTEKİN, a.g.e.
36
Işık Karpat AKTUĞLU, Ayşen TEMEL, “Tüketiciler Markaları Nasıl Tercih Ediyor?”,http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr
/sos_mak/makaleler /I%C5%9F%C4%B1l%20Karpat%20AKTU%C4%9ELU%20-
%20Ay%C5%9Fen%20TEMEL/AKTU%C4%9ELU,%20I%C5%9F%C4%B1l%20vd..pdf, (04.12.2012)
15
17. Tüm bu faktörler, firmaların, özellikle tüketim malı üreten firmalar başta olmak üzere, yatırım
kararlarını ve pazarlama karmalarını etkiler. Firmalar demografik değişiklikleri izleyerek, pazar dilimlerini
daha kolay yapabilirler.37,
Teknolojik Çevre
Günümüzde işletme çalışmalarını etkileyen ve yönlendiren en önemli faktörlerden biride teknolojidir.
Teknoloji genel çevrenin en hızlı değişen üyesidir. Teknolojinin işletmelere sağladığı yararlar tartışma
kabul edilmeyecek kadar açıktır. Bu yararların başında, daha kaliteli üretim ve daha düşük maliyetli üretim
gelmektedir.38
Öte yandan teknoloji bazı ürünlerin yok olmasına da neden olmaktadır. Örneğin, kasetler, plakların
yok olmasına, cd ler, kasetlerin yok olmasına, mp3’ler, cd’lerin yok olmasına neden olmuştur.
Bu gelişmeler ile birlikte sabit mağaza anlayışıyla yapılan satışlarla birlikte artık elektronik mağaza
aracılığı ile tüketicilere ürünlerini ulaştırmaya çalışmaktadır. Elektronik ticaret aracılığı ile alınan ürünlerin
ödemesi ise yine ya elektronik ortamda gerçekleştirilebilmekte yada gezici pos cihazları aracılığı ile
yapılabilmektedir.
Firmalar, aracı firmalar ve tüketiciler istenildiği takdirde bütün banka hesap hareketlerini internet
cep telefonları, tablet bilgisayarlar aracılığı ile istedikleri yerden takip edebilmektedirler.
Üretim alanında faaliyet gösteren firmalar gelişen teknoloji ile birlikte gelişen makine ve teçhizatlar
ile artık çok kısa sürelerde, çok sayıda, birim maliyeti düşük, kaliteli ürünler üretebilmektedirler. Ürettikleri
bu ürünlerin reklam ve tanıtımını teknoloji ile birlikte gelişen iletişim kanalları aracılığı ile çok kısa
sürelerde gerçekleştirebilmektedirler.
Bütün bu teknolojik gelişmeler, işletmeler açısında sunmuş olduğu fırsatlar ve oluşturduğu tehditler
nedeniyle yakından izlenmesi gereken bir çevre faktörüdür.
Uluslararası Çevre
Uluslararası çevrede yaşanan gelişmeler gerek uluslararası firmalar açısından, gerekse ulusal firmalar
açısından oldukça önemlidir. Uluslararası çevre uluslararası firmalar açısından yakın çevre faktörüyken,
ulusal firmalar açısından bir uzak çevre faktörüdür.
Ülkelerin komşu ülkelerinde meydana gelen siyasi ve askeri karmaşalar, olası savaş tehditleri veya
meydana gelen savaşlar firmaları yakından ilgilendirmektedir. Örneğin Konya ilinin ihracatını yoğun olarak
gerçekleştirdiği Ortadoğu ülkelerinden Suriye’de patlak veren iç savaş Konya’nın Suriye’ye olan ihracat
rakamlarının bir anda sıfıra neden olmuştur. Türkiye’nin izlemekte olduğu Suriye politikası nedeniyle
37
TEK,a.g.e.,s.169.
38
OFLUOĞLU, ARSLAN, AYDEMİR, a.g.e.
16
18. Rusya ve İran ile gerilen ilişkiler nedeniyle bu ülkelere ihracat yapan firmalar daha temkinli hareket etmek
zorunda kalmıştır.
Diğer taraftan İran’a uygulanan kota, Çin gibi dünyanın yükselen ekonomilerinin ucuz ürünler ile
dünya piyasasına girmesi, İsrail mavi marmara olayı ve izlenen Filistin politikası gibi nedenler makro
anlamda ülke ticaretini, mikro anlamda ise işletmelerimizi etkilemektedir.
Öte yandan ülkeler arasında yapılan anlaşmalar ve ülkelerin bir araya gelerek oluşturduğu çeşitli
oluşumlar nedeniyle uygulanan dış ticaret rejimleri ithal veya ihraç edilen ürünlere göre değişmekle
birlikte uygulanan vergi, kota v.b. nedenlerden işletmelerin mevcut tedarikçilerinden vazgeçmesine,
müşterilerini de kaybetmesine neden olabilmektedir.
Bütün bu mevcut ve olası gelişmeler işletmeler açısından iyi analiz edilerek gerekli öngörülerin
yapılması gereken faktörlerdir.
17
19. SONUÇ
İşletmelerin; mutlaka karşılanması gereken ihtiyaçları olan, yaşamlarını sürdürdüklerin ortamları
etkileyen ve etkilendiğinden daha büyük bir oranda etkilenen, bir yaşam döngüsü içerisin de varlıklarını
sürdüren, yaşam eğrisi boyunca karşısına çıkan zorlukları aşabilmesi için esnek ve rasyonel
projeksiyonlaraihtiyacı olan, sürekli değişim içerisinde olması ve kendini güncellemesi gereken bir
organizasyon olduğu yaklaşımının işletmecilik ve yönetim kültürüne yerleşmesi gerekmektedir.
Bu anlayışla işletmenin faaliyette bulunduğu çevrenin sürekli analiz edilmesi, fırsat ve tehditlerin
zamanında öngörülmesi gerekmektedir. Böylelikle fırsatların kazanımlara çevrilmesi, tehditlerin bertaraf
edilmesi hatta fırsata çevrilmesi sağlanabilir.
Böylelikle işletmelerin kuruluşuyla ulaşılmak istenen temel amaçlardan olan uzun ömürlü yaşam ve
ortalamanın üzerinde yüksek gelir elde etme hedeflerine ulaşılabilecek, işletmelerin paydaşları
durumunda olan çalışanların, yöneticilerin ve ortakların beklentileri cevap bulacak, bunun sonucu da
sağlıklı sosyal yapılar oluşturulmasında işletmelerin katkısı artacaktır.
18
20. KAYNAKÇA
Şeyma ÖNCEL, ”Uzun Yaşayan Şirketler Kulübü”, 1 Nisan 2005.
http://www.capital.com.tr/uzun-yasayan-sirketler-kulubu-haberler/17742.aspx
Fahri SARRAFOĞLU, ”Aile Şirketleri Niye Uzun Olmuyor?”.
http://www.netpano.com/makale/?makale=1084
Rauf ATEŞ, “Dünyanın En Yaşlı Şirketi Neden Battı?”,27 Ağustos 2007.
http://www.sirketdoktoru.net/content/view/164/40/
Ali BARAN, “Uzun Ömürlü Olmanın Sırları”, 03 Ocak 2012.
http://dndenbgndenyrndan.blogspot.com/2012/01/uzun-omurlu-olmann-srlar.html
Ömer Faruk TEZCAN, “Yalın Strateji ile Geleceğinizi Yönetmek”, 10 Şubat 2009.
http://www.slideshare.net/oftezcan/yaln-strateji
Ömer Said GÖNÜLLÜ, “Entropi Nereye Kadar ?”.
http://www.entropi.net/entropi/entropi.php?id=7
Ahmet TÜRKAN, “Sistem Yaklaşımı”, 08 Nisan 2010.
http://www.tedariksistemi.com/jm/index.php?option=com_content&view=article&id=149:sstem&catid=
43:iletme&Itemid=2
Ömer DİNÇER, “Sistem Yaklaşımı”.
http://www.enfal.de/sosyalbilimler/s/032.htm
Tamer KOÇEL, İşletme Yöneticiliği, 12. Baskı, İstanbul: Beta Basım A.Ş., Nisan 2010.
Coşkun Can AKTAN, “Stratejik Yönetim ve Stratejik Planlama”, Temmuz - Ağustos 2008.
19
21. http://www.ceis.org.tr/dergiDocs/makale132.pdf
Gültekin ALTUNTAŞ, “Temel Analiz Yöntemleri”, 14 Ekim 2011.
http://www.gultekinaltuntas.com/?p=433
Rüyam KÜÇÜKSÜLEYMANOĞLU, “Stratejik Planlama Süreci”, Ekim 2008, Cilt:16, No:2, Kastamonu Eğitim
Dergisi , 403-412.
http://www.kefdergi.com/pdf/cilt16_no2_2008Ekim/403-412.pdf
Gökhan OFLUOĞLU, Gülgün ARSLAN, Sibel AYDEMİR, “küreselleşme sürecinde işletmelerde Dış çevrenin
analizi”, 2006.
http://www.kamu-is.org.tr/pdf/847.pdf,
Umut GELOĞLU, “Kuruluş İçi Analiz ve Çevre Analizi”, 10 Ekim 2009.
http://www.yenimakale.com/kurulus-ici-analiz-ve-cevre-analizi.html
Hayri ÜLGEN, S.Kadri MİRZE, İşletmelerde Stratejik Yönetim, 5. Baskı, İstanbul: Beta Basım A.Ş., Ekim 2010
Kübra KORAL, “Rekabet Kavramı”, 04.03.2011.
http://tr.scribd.com/doc/52185637/2-BOLUM-REKABET
Ömer Baybars TEK, “Pazarlama İlkeleri, Global Yönetimsel Yaklaşım Türkiye Uygulamaları”, 8. Baskı,
İstanbul: Beta Basım A.Ş., Ocak 1999
Ömer TORLAK, Remzi ALTUNIŞIK, “Pazarlama Stratejileri, Yönetsel Bir Yaklaşım”, 2. Baskı, İstanbul: Beta
Basım A.Ş., Ekim 2012
Tahir AKGEMCİ, “Stratejik Yönetim”, 2. Baskı, Ankara: Gazi Kitabevi, Nisan 2008
Işık Karpat AKTUĞLU, Ayşen TEMEL, “Tüketiciler Markaları Nasıl Tercih Ediyor?”.
http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler/I%C5%9F%C4%B1l%20Karpat%20AKTU%C4%9EL
U%20-%20Ay%C5%9Fen%20TEMEL/AKTU%C4 %9ELU, %20I%C5 %9 F%C4%B1l%20vd..pdf
20