14. 12 BAŞKANDAN
14 EDİTÖR
16 GÜNCEL
Sektör ile ilgili kısa haberler
24 KÖŞE / Hayata Bakış
“Sınırlar ve disiplin”
KAPAK KONUSU
26 Hastanelerde şiddet artıyor
28 Sağlık çalışanlarını bekleyen riskler!
34 Sağlık çalışanlarının sağlığı
40 Sağlık kurumlarında risk analizi
42 Hastanelerde güvenlik neden
önemlidir?
44 Güvenlikte tecrübe hayat kurtarır
FOKUS
46 Özel güvenlik eğitiminde uygulamalı
eğitim standartları nasıl olmalıdır?
50 Güvenlik nefes almak kadar
önemlidir
54 Okul, kampüs güvenliği ve olası riskler
58 Güvenli kampüs var mı?
62 80 Bin güvenlik elemanına ihtiyaç var
64 Üniversiteler 24 saat gözetim altında
26 76
i çindekiler
54
15. SEKTÖRDEN
66 “Özel güvenlik iş yasası hayata
geçirilmeli”
70 “Güvenlik, yaşamsal bir ihtiyaçtır”
ELEKTRONİK GÜVENLİK
74 Kamerayı tek PC’ye bağlayan yazılım
76 İletişim dünyasının ses duvarı kırıldı
78 CCTV kameralarla doğa koruma
altında
80 Bebek hırsızlığının önüne geçiliyor
GÜVENLİK HİZMETİ
82 Çelik yelek kullanımının önemi
YANGIN GÜVENLİĞİ
86 Yangın değil tedbirsizlik öldürür
90 Sumıtomo Dunlop lastik TYCO
tarafından korunuyor
92 ABONE FORMU
93 Yıllık Kapak ve
Fokus konuları
94 Reklam İndeksi
86
82
EKİM 2014 Özel Güvenlik Federasyonu adına
imtiyaz sahibi
O. Oryal ÜNVER
Yürütme Kurulu
O. Oryal ÜNVER
İsmail UZELLİ
Murat KÖSEREİSOĞLU
Yusuf Vehbi DALDA
Genel Yayın Yönetmeni
Devrim BOZKURT
devrim@guvenlik-yonetimi.com
Yazı İşleri Müdürü
Yeşim ÖZDEMİR
yesim@guvenlik-yonetimi.com
Danışma Kurulu
Alp SAUL
Doç. Dr. Gazi UÇKUN
Füsun KOCAMAN
Gültekin FİŞEK
Hakan ÖZALP
İsmail UZELLİ
Murat KÖSEREİSOĞLU
Okyay ŞENTÜRK
O. Oryal ÜNVER
Osman Levent CELASUN
Prof. Abdurrahman KILIÇ
Taner ALBAYRAK
Yusuf Vehbi DALDA
Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlık
Derya BARUTÇU
derya@guvenlik-yonetimi.com
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
Ayda bir yayınlanır.
Yönetim Adresi
Arkhe Tanıtım Hizmetleri
Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 11 No:1963
Okmeydanı / Şişli / İstanbul
Tel: (212) 210 54 45
Tel: (533) 413 78 08
Baskı
SEÇİL OFSET
Tel: 0212 629 06 15
Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü
bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü
haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar
tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar,
çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm
reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki
görüşler sahibine aittir.
Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden
hiçbir şekilde kullanılamaz.
tanıtım hizmetleri
Perpa Ticaret Merk. B Blok Kat: 11 No: 1963 Okmeydanı / Şişli / İstanbul
Tel: (212) 210 54 45 Faks: (212) 210 54 45 Gsm: (533) 413 78 08
GüvenlikYönetimi
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ AYDA BİR YAYINLANIR
16. BAŞKAN
g
Değerli okurlarımız;
Genç ve dinamik nüfusa sahip ülkemizde milyonlarca çocuk ve
gencimizin; güvenli okullarda, eğitim merkezlerinde ve yerleşkelerde
eğitim ve öğretimlerini sürdürebilmeleri aileler ile birlikte özel güvenlik
sektöründe hizmet veren özel güvenlik şirketlerinin de en çok önem
verdikleri konuların başında gelmektedir. Son dönemlerde çocuklarda
ve gençlerde artan şiddet eğilimlerinin yanı sıra uyuşturucu veya uya-
rıcı maddelere yönelişlerde bu konudaki hassasiyeti ön plana çıkarmış
durumdadır.
Okullarda ve çevrelerinde oluşan güvenlik riskleri ve tehlikelerinin
önlenmesinde en önemli görev; bu alanda görev yapan özel güvenlik
görevlilerine düşmekle birlikte okul, eğitim merkezi ve yerleşke idare-
cilerinin, öğrencilerin ve ailelerin birlikte hareket etmeleri toplumsal
işbirliğinin gereği olarak değerlendirilmelidir. Keza aynı zamanda
kolluk güçlerinin bu entegrasyon da etkin olarak yer alması konunun
tartışılmazıdır. Bu bağlamda okul ve yerleşke güvenliği çok aktörlü ve
çok fonksiyonlu işbirliğini zorunlu kılmaktadır.
Okullarda, eğitim merkezlerinde ve yerleşkelerde güvenliğin etkin
olarak tesis edilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması, fiziki konumlara,
yerleşkelerin bulundukları bölgelerin coğrafi ve demografik yapılarına
göre değişkenlik gösterebilmektedir. Şehir dışında ve yerleşim bölgele-
rinden uzak eğitim kurumlarında, okullarda ve yerleşkelerde standart
güvenlik tedbirleri uygulanabilmekte ancak yapılacak etkinliklerde
sürecin yeniden gözden geçirilmesi gereklidir. Keza şehir merkezinde
yer alan okul, eğitim merkezleri ile yerleşkelerde ise dinamik ve sürekli
değişen güvenlik tedbirlerin uygulanması ise zorunluluk arz etmektedir.
Okullarda, eğitim merkezlerinde ve yerleşkelerde özellikle fiziki güven-
liğin esas unsurlarından olan özel güvenlik görevlilerinin; başta elekt-
ronik güvenlikle entegrasyonun yanı sıra eğitim ortamının sosyolojik ve
psikolojik yapısı ile uyumlu olarak alan eğitimlerinden geçirilmelerini
Özel Güvenlik Federasyonu olarak önemsiyoruz.
Daha güvenli yarınlar için…
Okul, öğrenci ve
yerleşke güvenliği
O. Oryal ÜNVER
ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu)
Yönetim Kurulu Başkanı
Okullarda ve
çevrelerinde oluşan
güvenlik riskleri
ve tehlikelerinin
önlenmesinde en önemli
görev özel güvenlik
görevlilerine düşmekle
birlikte; okul, eğitim
merkezi ve yerleşke
idarecilerinin, öğrencilerin
ve ailelerin birlikte hareket
etmeleri toplumsal
işbirliğinin gereği olarak
değerlendirilmelidir.
12 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
17.
18. EDİTÖR
Devrim BOZKURT
devrim@guvenlik-yonetimi.com
g
Genç nüfusun yoğun olduğu ülkemizde, eğitim-öğretim hizmeti veren kurumlarında
büyüklüğü ve sayısı buna paralel artmaktadır. Ülkemizde sayısı milyonlarla ifade edilen
öğrenci ve bu öğrencilerin okuduğu, ilköğretimden üniversiteye eğitim veren binlerce
okul bulunmaktadır. Yüksek Öğretim Kurulu’nun 2014 Mart ayı verilerine göre sadece
yükseköğretim çağındaki öğrencilerin sayısı 5.5 milyona yaklaşmıştır. Buna ilave olarak ilk
ve ortaöğretim derecesindeki okul sayısı ve öğrenci sayısı dikkate alındığında okul, öğrenci
ve üniversite yerleşkeleri (kampüs) güvenliği devlet ve aileler için daha da önemli bir hale
gelmektedir. Buna karşın yapılan araştırmalar; velilerin okul güvenliği ile ilgili ciddi derece
endişeli olduklarını göstermektedir. Yine okulların %70’e yakınında güvenlik görevlisinin
bulanmadığı da yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Dolayısıyla okullarda güvenli
bir eğitim öğretim ortamının sağlanması, hem devlet görevlilerinin hem de toplumun ilgili
tüm kesimlerinin öncelikle üzerine eğilmesi gereken hassas bir konudur. Özellikle devlet
okullarında güvenlik tedbirlerinin son derece yetersiz olduğu açıkça görülmektedir. Bura-
larda okul ve öğrenci güvenliği genellikle okulun temizlik işleri ile görevli memurları, nö-
betçi öğretmenler ya da okul idarecilerinin bizzat kendileri vasıtasıyla “sağlanmakta”dır.
Bu sayımızda ciddi önem taşıyan “Okul, öğrenci ve kampüs güvenliği”ni “Fokus” başlığı-
mızla ele aldık. Genel olarak yaşanılan sorunların tespiti ve çözüme dair önemli tespitlerin
yer aldığı çalışmaları, ilgili başlığımız altında sizlerle paylaştık
Bu sayıda “Kapak” konumuz ise “Hastane güvenliği”... Hastaneler verdiği hizmet itibarı
ile herkesin serbestçe ve kolaylıkla ulaşabileceği kurumlardır. Ancak bu durum hastane-
leri suçlu veya suç işlemeye eğilimli kişilerinde rahatlıkla girip çıkabileceği yerler haline
getirmektedir.
Yine hastane hizmetleri, doğası gereği kişisellik ve mahremiyet gerektirmektedir. Bina
güvenliğinin yanı sıra hem hastaların hem de çalışanların bilgilerinin, kişisel eşyalarının ve
mahremiyetinin korunması, hastanede yapılan teşhis ve tedavi hizmetleri kadar önem arz
etmektedir. Kapak konumuza ilişkin de ilgi ile okuyacağınız çalışmalar mevcut.
Sektörden sayfalarımızın yine iki konuğu var; GÜSOD (Güvenlik Servisleri Organizasyon
Birliği Derneği) Genel Sekreteri Bülent Aksaray ve Okisan Güvenlik Teknolojileri Yöne-
tim Kurulu Başkanı Ekrem Özkara. Sektörde yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinin
yanı sıra birçok önemli konuya ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı röportajları da aynı
şekilde keyifle okuyacağınızı tahmin ediyorum.
Elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti, bilgi güvenliği ve yangın güvenliği disiplin başlıkla-
rımız da yine ilginizi çekecek teknik yazılar ve makalelerle dolu…
Güvenli günler dileğiyle...
Devrim Bozkurt
Çok genç nüfus, çok okul
az güvenlik!
Okullarda
güvenli bir eğitim
öğretim ortamının
sağlanması, hem devlet
görevlilerinin hem de
toplumun ilgili tüm
kesimlerinin öncelikle
üzerine eğilmesi
gereken hassas bir
konudur.
14 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
19.
20. GÜNCEL
GÜSOD 20. kuruluş yıl dönümünü kutladı
Güvenlik Servisleri Organizasyon
Birliği Derneği (GÜSOD) 20.
Kuruluş yıl dönümünü BİLKENT
Otel ve Konferans Merkezi’nde
gerçekleştirdiği etkinlikle kutladı. 21
Ekimde 2014 tarihinde gerçekleştirilen
etkinlikte GÜSOD Yönetim Kurulu
Başkanı Murat KÖSEREİSOĞLU ile
GÜSOD Yönetim Kurulu Üyesi Or-
yal ÜNVER birer konuşma yaptılar.
GÜSOD 25 Ekim 1994 tarihinde
İstanbul’da Güvenlik Sistemleri ve
Gözetim Organizasyon Derneği
adı altında kurulmuş ve 24 Nisan
2005 tarihinde bugünkü adını
almıştır. Dernek 5188 Sayılı Özel
Güvenlik Hizmetlerine Dair
Kanun’un yasalaşması sürecinde
aktif çalışmalar yapmış ve sektö-
rün bu günlere gelmesinde önemli
katkılar sağlamıştır.
GÜSOD 2000 yılında, Confe-
deration of European Security
Services–CoESS-Avrupa Güven-
lik Servisleri Konfederasyonu’nun
asli üyesi olmuş ve ülkemizi
halen Avrupa’da başarı ile temsil
etmektedir.
temleri ile çalışıyor ve daha güvenli
bir trafik akışı sağlanmasında yüzde
40 oranında iyileşme sağlayabiliyor.
Tamamen ekin Technology tara-
fından geliştirilen ve bu yıl Dünya
Teknoloji Ödülleri’nin finalistleri
arasında yer alan ekin Patrol ise akıllı
devriye sınıfında dünyanın ilk ve tek
ürünü olma özelliği taşıyor. Araç
dururken de hareket halindeyken de
Ekin Technology GITEX’te ürünlerini tanıttı
Akıllı kent ve akıllı trafik alanında
geliştirdiği güvenlik teknolojisi ile
Türkiye’de ve dünyada adını duyu-
ran ekin Technology 12-16 Ekim
tarihleri arasında Dubai’de gerçekle-
şen Gulf Bilgi ve Telekomünikasyon
Teknolojileri Fuarı olan GITEX’te
ilgi odağı oldu.
61 ülkeden 3.700 üzerinde katılımcı
firma ve 150 ülkeden 100.000’e ya-
kın ziyaretçiyi ağırlayan ve Ortado-
ğu, Afrika ve Güney Asya bölgesinin
bilgi ve iletişim teknolojileri alanın-
daki en büyük fuarı olan GITEX
uluslararası teknoloji profesyonelle-
rinin buluşma merkezi olan GITEX
Dubai Ticaret Merkezi’nin ev sahip-
liğinde gerçekleşti. GITEX’te Dubai
İç İşleri Bakanlığı’nın standında yer
alan ‘ekin Middle East’, sergilediği
‘ekin Safe Traffic’ ve ‘ekin Patrol’
ürünleri ile dikkatleri üzerine çekti.
Şehrin coğrafi koşulları ve kültürüne
göre tasarlanabilen ekin safe Traffic
ürünleri; kırmızı ışık ihlal tespiti,
hız ihlali tespiti ve plaka tanıma sis-
plakaları ve hızı okuyabilen, durağan
veya hareketli iki nokta arasında da ta-
kip yapabilen ekin Patrol, merkeze anlık
bilgi iletebiliyor.
GITEX’te ürünlerini sergileyen ekin
Technology’nin Yönetim Kurulu
Başkanı Akif Ekin yaptığı açıklamada
gelişmiş teknoloji ile dünya çapında
örnek gösterilen projelere imza attık-
larını vurguladı. Türkiye’de üst düzey
teknolojilerle geliştirdikleri akıllı trafik ve
kent sistemleri ile hem Türkiye’de hem
de dünya liginde önemli bir oyuncu ha-
line geldiklerini belirten Ekin “Abu Dabi
ile bölgede gerçekleştirdiğimiz projeler,
akıllı şehirlerin olmazsa olmazı akıllı
trafik sistemleri ile dünyadaki birçok
bölgenin dikkatini çekiyor. Bu nedenle
dünya devlerinin buluştuğu GITEX’te
yer almak bizler için gurur verici. Abu
Dabi ile başladığımız güvenli trafik sis-
temlerini farklı coğrafyalara da taşıyarak
büyümeye ve Türkiye’nin markası olan
ekin teknolojiyi gelişmiş teknolojinin ad-
resi olarak dünya liginde güçlendirmeye
devam edeceğiz” dedi.
16 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
21.
22. GÜNCEL
Web kamera kullanımında
casusluk endişesi
Bankalara ait 3 milyon lira kayıp
Kaspersky Lab ve B2B Internatio-
nal tarafından gerçekleştirilen bir
çalışmada; kullanıcıların %21’inin,
siber casusların bilgisayarlarından
kendilerini gözetleyebileceği korku-
suyla web kameralarını kapattıkları
ortaya çıktı. Bazı ülkelerde ise bu
rakam daha da yüksek; örneğin
Çin’li katılımcıların %40’ı kendini
bu şekilde güvende hissediyor. Web
kameraları siber suçlular için etkili
bir araç olabiliyor.
Çalışmada kullanıcıların neredeyse
çeyreğinin (%24) web kamerasından
izlenebilecek olduklarından tama-
men habersiz oldukları görüldü.
Katılımcıların %44’ü bu tehdi-
din tamamen farkında olduğunu
belirtirken bu olasılığın rahatsız
hissetmelerine neden olduğunu itiraf
etti. Bilgisayar korsanlarını sadece
ünlüleri değil, potansiyel olarak ilgi
Batman’da 3 gün süren olaylarda
Turgut Özal Bulvarı’ndaki banka
şubelerinin ATM cihazları yangın
sonrası metal yığınına döndü. Özel
bir bankaya bir ATM’de 350 bin TL
yanarken, bir başka özel bankaya
ait çek senet kasasının kaybolduğu
belirtildi. Bütün bankaların ATM
ve bankalardaki toplam 3 milyon
TL’nin yandığı ya da kaybolduğu
ortaya çıktı.
Turgut Özal Bulvarı Dörtyol
Kavşağı’ndaki özel banka şubesi,
kayıp kasanın peşine düştü. Ateşe
verilen bankada göstericilerin yola
savurduğu kasanın boş olduğunu
görünce, şubedeki ikinci kasayı çalıp
kayıplara karıştığı belirtildi. Çek
alanlarına giren herkesi hedef aldığı-
nı unutmamakta fayda var.
Web kamerası korsanlığının farklı
nedenleri var: Öncelikle siber
suçlular bu cihazları şirket bilgileri
çalmak veya finansal hizmetlere
erişim sağlamak için kullanabiliyor.
Bazen dikkatsiz kullanıcılar bu işi
siber suçlular için kolaylaştırıyor:
örneğin, on katılımcıdan biri kimlik
bilgilerini bilgisayarının yanında
duran bir kağıda yazdıklarını belir-
tiyor. Modern bir web kamerası bu
bilgileri kolaylıkla ele geçirebilir
İkinci olarak suçlular, her şeyden ha-
bersiz kurbanın uygunsuz fotoğrafla-
rını çekebiliyor. Bu fotoğraflar şantaj
için veya sadece kurbanı utandırarak
eğlenmek amacıyla kullanılabiliyor.
Örneğin, 2014’ün Mayıs ayında
Europol, web kamerası casusluğu
için tasarlanmış zararlı yazılımların
ve senetlerin içinde olduğu kasayı
özel bir otomobille götüren bir grup
göstericinin, binadaki büyük kasayı
açabilmek için kezzap suyu kullan-
dıkları ortaya çıktı. Banka binasın-
daki hasar konusunda şube yetkilileri
geliştiricileri, dağıtımcıları ve kulla-
nıcılarından oluşan bir ağı ortaya
çıkartmıştı. Soruşturma, mahrem
fotoğraflarını çekmek amacıyla
2.000 kadının bilgisayarına virüs
bulaştıran Hollandalı bilgisa-
yar korsanının tutuklanmasıyla
başladı.
Bu sorun sadece bilgisayarlarla sı-
nırlı değil. Çalışmaya göre dikkate
değer oranda (%6) mobil cihaz
kullanıcısı da cihazlarının kamera-
larını kapatmakta. Birçok güvenlik
çözümü web kamerası aracılığıyla
“casusluk” yapan zararlı yazılımla-
ra karşı koruma sağlıyor. Bununla
birlikte eğer program varsayılan
olarak zararlı değilse (örneğin,
sadece fotoğraf iletiyorsa) veya
suçlular amaçları doğrultusunda
yasal yazılımlar kullanıyorsa bu
önlem de işe yaramıyor.
bilgi vermekten kaçınırken, banka
şubesinin ön bölümü ise demir
saçlarla kapatıldı. Çalınan para
kasasının bulunması için Emniyet
Müdürlüğü, Hırsızlık Masası ekipleri
kapsamlı araştırma başlattı.
18 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
23.
24. Apple’ın yeni gizlilik politikaları
Son günlerde özellikle iCloud hack
olayları sonrası güvenlik ve gizlilik ko-
nularında eleştirilerle gündeme gelen
Apple sonunda beklenen
adımı attı.
9 Eylül lansmanına kısa bir süre kala
tüm Dünya gündemine bomba gibi
düşen iCloud üzerinden ünlülerin özel
fotoğraflarının internette yayılması
olayı Apple ‘ın güvenlik ve gizlilik
konularında gerek teknoloji dünyasın-
dan gerekse kullanıcılarından büyük
eleştiriler almasına yol açtı. Bununla
da kalmayıp lansman öncesi olay
hakkında detaylı açıklama yapmaktan
kaçınan Tim Cook ‘dan birçok insan
bir adım ve açıklama bekliyordu. Olay
hakkında daha önce yapılan iCloud
hacklerinin sistemle ilgili olmadığı
kullanıcıların kolay şifre seçimi ve iki
adımlı güvenlik önlemini kullanma-
dıkları gerekçesiyle böyle bir olayın ya-
şandığı açıklanmış olsa da bu açıklama
kimseyi tatmin etmemişti. Tim Cook,
Apple kullanıcıları için uzun bir bildiri
yayınladı ve şirketin yeni gizlilik politi-
kalarını anlatan detaylı bir yazı paylaştı.
Yazı da son zamanlarda gündeme gelen
Google kullanıcıların emaillerini okuyor
iddialarına da sert eleştiriler getiren
Tim Cook, böylece beklenen adımı
atmış oldu diyebiliriz. Eposta ve mesaj
içeriklerinin kesinlikle okunmadığını,
iPhone ve iCloud ‘da depolanan veriler
üzerinden para kazanılmadığını ve kul-
lanıcı tercihleri dolayısıyla bir pazarla-
ma stratejisi çizmediklerinin altını çizen
Tim Cook, Apple ‘ın sadece kullanıcı
deneyimini arttırmayı hedeflediğini
belirtti. Yapılan bildiride Tim Cook
Apple’ın hükümetlerle bile kullanıcıla-
rının kişisel bilgilerini paylaşmadığını
ve hükümetlerden gelen taleplere yanıt
verilmediğini belirtti. Tim Cook ayrıca
İOS 8 ile kişisel bilgilerin paylaşım
ihtimalinin bile imkansız hale geldiğini
söyledi. İOS 8 ile güvenlik ve gizlilik
konusunda getirilen yeni sistem ile
artık kullanıcıların verileri Apple tara-
fından bile kayıt altına tutulmayacak
diyebiliriz.
Apple ‘ın gizlilik politikalarının yete-
rince açık olmadığı düşüncesi de bu
yeni adımla yok olacak gibi gözüküyor.
Apple internet sitesinde beklenen açık-
lığı sağlamak amacıyla yeni Gizlilik
sayfasını yayına aldı. Kullanıcıları ve
dünyayı mutlu edecek bir açıklama ya
da adım geldi mi bilemeyiz ama App-
le ‘ın çehresinin değişmeye başladığı
aşikar.
GÜNCEL
Ödenekte aslan payı Maliye Hazine
ve Milli Eğitim’in
Bütçe ödenek teklif tavanı en yüksek
kamu idaresi 110,2 milyar lira ile
Maliye Bakanlığı olurken, Hazine
Müsteşarlığı 68,4 milyar lira ile ikinci,
Milli Eğitim Bakanlığı 62 milyar lira
ile üçüncü sırada yer aldı. Orta Va-
deli Mali Plan’da (2015-2017) genel
bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile
özel bütçeli idarelerin 2015 yılı bütçe
ödenek teklif tavanları da yer aldı.
Bütçe ödeneklerinde en fazla pay ay-
rılan ilk 3 idare, geçen yıl olduğu gibi
bu yıl da değişmedi. Buna göre, çeşitli
kamu kuruluşlarının bütçe açıklarının
finansmanına dönük transfer ödeneği
de buradan karşılandığı için Maliye
Bakanlığına 110 milyar 243 milyon
593 bin lira ödenek ayrıldı. Faiz öde-
meleri nedeniyle Hazine Müsteşarlı-
ğının da bütçesi yüksek tutularak 68
milyar 399 milyon 57 bin lira olarak
belirlendi.
Milli eğitim Bakanlığı, 62 milyar 248
bin lira ödenek tavanı ile üçüncü
sırada yer aldı. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına 30 milyar 666
milyon 260 bin lira, Milli Savunma
Bakanlığına 22 milyar 764 milyon
255 bin lira, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına 18 milyar 249 milyon
634 bin lira, Emniyet Genel Müdür-
lüğüne 17 milyar 623 milyon 719 bin
lira ödenek ayrıldı. Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığının ödeneği 14
milyar 679 milyon 18 bin lira, Tür-
kiye Kamu Hastaneleri Kurumunun
9 milyar 873 milyon 269 bin lira olarak
belirlendi.
Özel bütçeli idareler Orta Vadeli Mali
Plan’da, özel bütçeli idarelerin 2015 yılı
bütçesi ödenek teklif tavanları da yer
aldı. Buna göre, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü’ne 9 milyar 796 milyon 72
bin lira, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne
7 milyar 246 milyon 304 bin lira, Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’na
7 milyar 52 milyon 675 bin lira, Or-
man Genel Müdürlüğü’ne 2 milyar 567
milyon 630 bin lira, TÜBİTAK’a 2
milyar 87 milyon 344 bin lira, spor Genel
Müdürlüğü’ne 1 milyar 20 milyon lira,
Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri
İş Yurtları Kurumu’na 905 milyon 250
bin lira bütçe ödeneği ayrıldı.
20 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
25.
26. GÜNCEL
İş güvenliğinde yeni planlar var
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı-
ğı, iş güvenliği konusunda Türkiye’de
altına imza atılan ve yeni dönemde
uygulanacak olan kriterleri, bakanlı-
ğın yaptığı özel çalışmada 10 adımda
şu ifadelerle vurguladı.
“İş sağlığı ve güvenliği konusu ilk
kez müstakil bir kanunda ele alındı.
Kamu ve özel sektör ayrımı gö-
zetmeksizin tüm çalışanlar kanun
kapsamında. Kuralcı bir yaklaşım
yerine önleyici yaklaşım esas alındı.
İşyerleri, yapılan işin niteliğine göre
tehlike sınıflarına ayrılıyor. Bütün
işyerlerinde iş güvenliği uzmanı,
işyeri hekimi gibi uzman personel
görev yapacak. İşverenler ortak sağ-
lık ve güvenlik birimlerinden hizmet
alabilecek.
Devlet, 10’dan az çalışanı olan
işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği
hizmetleri giderlerini destekleyecek.
İş kazalarını ve meslek hastalıklarını
önleme adına önceden risk değer-
lendirmesi yapılacak. Çalışanlar
belli aralıklarla sağlık gözetiminden
geçirilecek. İş kazaları ve meslek
hastalıklarının kayıtları daha etkin ve
güncel hale getirilecek.”
İş güvenliği konusundaki 6331 sayılı
kanunla getirilen şart ve koşullar ise
şu maddelerle özetleniyor.
Kamu ve özel sektör ayrımı
gözetmeksizin tüm çalışanlar kanun
kapsamına alındı.
Kişinin bulunduğu işyerindeki
çalışan sayısı ve işyeri türü kanundan
yararlanmasına engel olmayacak.
Her çalışan, iş sağlığı ve
güvenliği ile ilgili uygulamalardan
faydalanacak.
Ev hizmetleri ile çalışan istihdam
etmeden kendi nam ve hesabına ça-
lışanlar da kanunun kapsamı dışında
bırakıldı.
Tüm sorumluluk işverene ait
olmakla birlikte; iş sağlığı ve güvenli-
ğinin işyerinin bütününde benimsen-
mesi ve uygulanması sağlanacak.
İşyerleri, iş sağlığı ve güvenliği
hizmetlerinin daha etkin sunumu
amacıyla tehlike sınıflarına ayrılacak.
Bu sınıflandırmada; yapılan
işin özelliği, işin her safhasında
kullanılan veya ortaya çıkan
maddeler, iş ekipmanı, üretim
yöntem ve şekilleri, çalışma ortam
ve şartları gibi hususlar dikkate
alınacak.
Kamu hariç 10’dan az çalışanı
olan çok tehlikeli ve tehlikeli sınıf-
ta yer alan işyerlerinin iş sağlığı
ve güvenliği hizmetlerinin yerine
getirilmesinde, Bakanlık maddi
destekte bulunacak.
10’dan az çalışanı bulunan, az
tehlikeli sınıftaki işyerlerinin bu
destekten yararlanmasına ise Ba-
kanlar Kurulu karar verebilecek.
Sigortasız personel çalıştırdığı
tespit edilen işyerlerinden, yapılan
destek yasal faizi ile birlikte geri
alınacak. Bu işyerleri destekten üç
yıl süreyle men edilecek.
İşverenler, işyerinde gelebi-
lecek tehlikelerin belirlenmesi ve
bertaraf edilmesi için risk değer-
lendirmesi yaptıracak.
Hackerlar artık evleri izliyor
Evlerde bulunan kameralar artık
özel hayat gizliliğini ortadan kal-
dırıyor. Güvenlik kameraları, web
cam ve bebek için alınan kameralar
hackerların ilk ele geçirdiği sistemler.
İngiltere’de yapılan bir araştırma
binlerce insanın evlerindeki en özel
anlarda bile gözetlendiğini ortaya
çıkardı. “Nasıl?” derseniz burada
da tabii ki hackerlar devreye giriyor.
Hackerlar artık büyük bir kolaylıkla
güvenlik ve bilgisayar sistemlerini
hackleyerek insanların evlerinde
uyurken, giyinirken, yemek yerken
görüntülerini internet sitelerinde
yayınlıyor. Üstelik tüm bunlar olur-
ken sizin ruhunuz bile duymuyor.
Hackerların bu görüntüleri aldığı
bir mekanizmaya ihtiyaçları oluyor.
O listenin başında webcam gelirken
ayrıca bebek monitörü, güvenlik
sistemi sahibiyseniz hacklenmeye
oldukça müsaitsiniz.
Araştırmanın sonucunda binlerce
insanın tehlikede olduğu vurgulan-
dı. Görüntülerinize herhangi bir
internet sitesinde rastlamamanızın
tek yolu ise kullandığınız ürünün
fabrika ayarlarını ve şifrelerinizi
değiştirmek.
22 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
27.
28. ç
Çocuk yetiştirme, sınırların büyük önem taşıdığı tüm konular arasında
başta gelir. Sınırlara ve çocuk yetiştirmeye nasıl yaklaştığımızın, çocukları-
mızın karakteri üzerinde büyük etkisi vardır. Değerleri nasıl geliştirdikleri
üzerinde, okuldaki başarıları üzerinde, seçtikleri arkadaşlar üzerinde
kiminle evlendikleri üzerinde iş yaşamında ne kadar başarılı oldukları
üzerinde.
Doğa en derin düzeyde bir sevgidir. İlişkilere bağlı olarak konumlanmış
ve yönetilmektedir. Bizimle beşikten mezara bir ilişki içindedir. Sevginin
doğası pasif değildir. Etkindir, sevgi kendisini çoğaltır. Aile doğanın dün-
yayı kendi sevecen karakterinin temsilcileriyle doldurma isteği ile yarattığı
sosyal bir birimdir. Burası bebeklerin beslenip geliştirildiği bir yerdir ki
yetişkinler olarak aileden ayrılacak kadar olgunlaşsınlar ve aynı doğayı
başka çevrelerde çoğaltsınlar.
Bağlanma ve güçlü bağlantılar kurmadan hemen sonra ana babaların ço-
cuklarına verebilecekleri en önemli şey sorumluluk duygusudur. Nelerden
sorumlu olduklarını ve nelerden sorumlu olmadıklarını bilmeleri, nasıl ha-
yır diyebileceklerini ve hayırı nasıl kabul edeceklerini bilmeleri, sorumluluk
büyük değer taşıyan bir davranıştır.
Hepimiz, 18 aylık bir çocuğun sınırlarına sahip orta yaşlı kişilerle bir
arada olmuşuzdur. Başkaları onlara sınırlamalar getirdiğinde aksileşir
veya somurtur veya sadece sükûneti koruma amacıyla büzülür diğerleriyle
uyumlu davranırlar.
Bu yetişkinlerin de bir zamanlar çocuk olduğunu düşünün. Çok çok uzun
zaman önce ya sınırlardan korkmayı ya da onlardan nefret etmeyi öğren-
mişlerdir. Yetişkinler için Öğrenme zahmetli ve zor bir iştir.
Küçük çocuklarda sınır geliştirmek, atasözlerine konu olmuş ufak bir
önlem almaktan başka bir şey değildir. Eğer sorumluluğu, sınırlamalar
belirlemeyi, daha sonra mutluluğu erteleyebilmeyi öğretirsek, çocukları-
mızın yaşamlarının sonraki yılları daha az çalkantılı geçer. Ne kadar geç
başlarsak hem bizlerin hem de onların o kadar fazla çalışması gerekir.
Eğer daha büyük çocuklara sahipseniz cesaretinizi kaybetmeyin bu sadece
sınır gelişiminin daha fazla direnmeyle karşılanacağı anlamına gelir. Onla-
rın fikrine göre sınırları öğrenmekle kazanacakları fazla bir şey yoktur.
Çocuklarda sınır geliştirme işi sorumluluk öğrenme işidir. Onlara sorumlu-
luğun değer ve kısıtlamalarını anlattıkça onları yetişkinliğin görevlerini
üstlenmeye hazırlarız.
Disiplinin olumlu tarafları öncelik, önleme ve yönlendirmedir. Olumlu
disiplin; birini oturtup bir görev için eğitmek ve ona beceri kazandırmak-
tır. Disiplinin olumsuz yönleri; düzeltme, cezalandırma ve sonuçlardır.
Olumsuz disiplin çocukların hareketlerinin sonuçlarına katlanmasını ve
böylelikle sorumluluk konusunda ders almalarını sağlamaktadır. İyi çocuk
yetiştirme hem koruyucu eğitim ve beceri kazandırmayı hem de düzeltici
sonuçları kapsar.
Uygulamanız dileğimle…
Doğa en derin
düzeyde bir sevgidir.
İlişkilere bağlı olarak
konumlanmış ve
yönetilmektedir. Bizimle
beşikten mezara bir
ilişki içindedir. Sevginin
doğası pasif değildir.
Etkindir, sevgi kendisini
çoğaltır.
HAYATA BAKIŞ
“Sınırlar ve disiplin”
Oğuz GÜLAY
24 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
29.
30. H
astanelerde adli bir
vaka ile karşılaştığımız-
da artık aklımıza hemen
Adana Adliyesi gelmeye
başladı, bilirsiniz Adana
Adliye’sinde olay çıkmadığı gün
hemen hemen yok gibidir. Huzurun
sembolü olması gereken hastane-
lerimiz artık adli olaylar ile gündemi-
mizi meşgul etmeye başladı.
Hastane Güvenliği, özel güvenlik
hizmetlerinin uygulaması açısından
en zor alanlardan biri olup yönetil-
mesi de bir o kadar zorluklar içerir.
Hastaneler verdiği hizmet itibarı ile
herkesin serbestçe ve kolaylıkla
ulaşabileceği kurumlardır. Ancak bu
durum hastaneleri suçlu veya suç
işlemeye eğilimli kişilerinde rahat-
lıkla girip çıkabileceği yerler haline
getirmektedir.
Ayrıca hastane hizmetleri doğası
gereği kişisellik ve mahremiyet ge-
rektirmektedir. Hem hastaların hem
de çalışanların bilgilerinin, kişisel
eşyalarının ve mahremiyetinin ko-
runması, hastanede yapılan teşhis
ve tedavi hizmetleri kadar önem arz
etmektedir.
Hastanelerde özel güvenlik hizmeti
verilen dört çeşit insan grubu
vardır.
Hasta kişiler
Hastasını hastaneye getiren
hasta yakınları
Hasta ziyareti için gelen ziyaret-
çiler
Hastane personeli (Doktor,
hemşire, hastabakıcı, teknik ve
temizlik personeli ve diğer)
Tüm bu insanların psikolojik özellik-
leri ve sosyo- ekonomik durumları
farklılıklar içerir. Bütün bu farklılıklar
göz önünde bulundurularak her bir
kişi için ayrı bir davranış tarzı be-
lirlenip uygulanması gerekliliği bu
hizmetin ne kadar zor ve hassas
olduğunu ortaya koymaktadır.
Hastanelerin karmaşık yapısı,
farklı hizmet/çalışan yapısı, her
noktasında verilen hizmetlerin kayıt
ve kontrol altına alma zorlukları
çerçevesinde burada hizmet veren
ve hizmet alan kişilerin can ve mal
güvenliğinin en üst düzeyde sağlan-
masını gerektirmektedir.
Bu kapsamda hastane güvenliğini
üç başlık altında inceleyebiliriz.
Hasta ve hasta yakını güvenliği
Hasta ve hasta yakını güvenliğini;
can güvenliği, mal güvenliği, bilgi
güvenliği ve mahremiyet açısından
değerlendirebiliriz.
Can güvenliği: Sağlıklı olmayan,
ruh ve beden olarak zor durum-
da bulunan hastaların ve telaşlı
KAPAK KONUSU
Turgut ILICA
Loomis Güvenlik Hizmetleri A.Ş.
Hastanelerde şiddet artıyor
Hastaneler verdiği hizmet itibarı ile herkesin serbestçe
ve kolaylıkla ulaşabileceği kurumlardır. Ancak bu durum
hastaneleri suçlu veya suç işlemeye eğilimli kişilerinde
rahatlıkla girip çıkabileceği yerler haline getirmektedir.
26 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
31. durumda olan hasta yakınlarının
kendini koruması zordur. Hastane
güvenliği burada fiziki olarak koru-
ma görevini üstlenmelidir.
Mal güvenliği: Hastalık halinde
bulunan insanların tek düşünceleri
sağlıklarına kavuşmak olduğundan
mallarını korumak gibi şeyleri dü-
şünmezler veya ikinci plana atarlar.
Bundan dolayı hastane güvenliği bu
konuya çok dikkat etmelidir.
Bilgi güvenliği: Hastaların sağlık
durumları ile bilgilerin hasta dışında
kimselerin öğrenmemesi için azami
dikkat edilmelidir. Özellikle siyasi
veya sosyal kişilikleri ön plana
çıkmış insanların sağlık bilgilerinin
korunması çok önemlidir.
Mahremiyet: Genelde kadın hasta-
ların şikâyetçi olduğu bir konu olup
özellikle kadın doğum servislerinde
ve röntgen servislerinde mahremi-
yete dikkat edilmelidir.
Sağlık personellerinin güvenliği
Çalışan güvenliği can ve mal güven-
liği açısından değerlendirilebilir.
Can güvenliği: Hastaneler aralıksız
24 saat hizmet verilen kurumlardır.
Hastane personeli bazen çok uzun
süre uykusuz ve yorgun kalarak
hasta teşhis ve tedavi işlerine
yoğunlaşmakta ve kendilerini farklı
tehlikelere karşı korumakta yetersiz
kalabilmektedir. Ayrıca hastane
ortamının genelde gergin bir ortam
olması, hasta yakınları ile hastane
çalışanları arasında küçük anlaş-
mazlıkların büyük olaylara dönüş-
tüğü ve çalışanların yaralanması
ile sonuçlandığı görülmektedir.
Özellikle acil servis bölümleri bu
sevimsiz olaylara sık sık sahne
olmaktadır. Doktor uykusuzdur,
yorgundur ve daha onlarca hastası-
na bakmak zorundadır. Öte yandan
hasta yakını üzgündür, telaşlıdır ve
hastasına acilen bakılmasını ister.
Hastane güvenliğinin en hassas
olması gereken yer işte burasıdır.
Hastane personeli bir hastaya değil
birçok hastaya hizmet vermekte,
dolayısıyla hizmetin devamlılığın
sağlanması için önce çalışanların
güvenliğinin sağlanması gerekmek-
tedir. Çalışan güvenliğini sağlamak
hastane güvenliğinin birinci derece-
de görevidir.
Mal güvenliği: Hastane personeli
işe geldiklerinde dış kıyafetlerini
çıkarmakta ve forma/önlük giy-
mektedir. Personel cüzdanlarını ve
diğer kıymetli eşyalarını dolaplarına
bırakıp çalışmaktadır. Bu nedenle
mal personelin mal güvenliği içinde
dikkatli olunmalıdır.
Bina güvenliği
Fiziki güvenlik: Hastane tesisi-
nin bütün giriş çıkış noktaları ve
otopark kontrol altına alınmalıdır.
Ziyaretçi kişilere yaka kartı verilerek
kontrol altında tutulmalıdır.
Hastane düzenini bozan hasta ve
hasta yakınlarına müdahale etmek
için insan psikolojisinden anlayan
aynı zamanda caydırıcılık hissi
veren güvenlik elemanları seçilme-
lidir. Binanın iş sağlığı ve güven-
liği kanunu kapsamında her türlü
güvenlik tedbirleri alınmalıdır.
Elektronik güvenlik: Tüm
kapalı(özel alanlar hariç) ve açık
alanlar CCTV sistemi ile donatılmalı
ve 24 saat kameralar anlık olanlar
izlenmelidir. Binaya girişler duyarlı
kapıdan geçirilerek yapılmalı ve şüp-
he uyandıran durumlar kolluk kuvveti
ile paylaşılmalıdır. Binada Accsess
Kontrol Sistemi (Giriş Kontrol
Sistemi) ile tüm kapılar ve önemli
bölgeler donatılmalı, yetkilendirme
yapılarak yetkisiz kişilerin riskli bö-
lümlere girmeleri engellenmelidir.
Hastanelerde en sık
karşılaşılan suçlar
1. Hastaların, hasta yakınlarının,
ziyaretçilerin ve çalışanların para ve
değerli eşyaların çalınması,
2. Hastalara ait mahrem bilgilerin
çalınması,
3. Doğumhane veya klinikte bebek
çalınması,
4. Özellikle kadınlar için taciz ve
gözetleme anlamında cinsel suçlar,
5. Husumet nedeni ile hasta ya da
hasta yakınlarının yaralanması veya
öldürülmesi,
6. Adli suçlu/hükümlü olarak gelen
şahısların hastaneden firar etmesi,
7. Ölülerin veya bitkisel hayata gi-
ren hastaların eşyalarının çalınması
veya bedenlerinin kullanılması,
8. Hasta yakınları ile çalışanlar
arasında meydana gelen kavgalar
9. Miras nedeniyle mirasçılar ile
hastane çalışanlarının anlaşarak
hastanın çalışanlar tarafından öldü-
rülmesi,
10. Organ ve doku nakli konusunda
çalışanlar tarafından hasta vücu-
dunun değişik parçalarının alınıp
satılması.
Görüldüğü üzere hastane ortamı çok
farklı insanların bir araya geldiği ve
aynı zamanda birçok farklı suçun
işlendiği ortamlardır. Dolayısıyla
sadece özel güvenlik temel eğitimi
alarak hastane güvenliği yapılması
mümkün değildir.
Hastanede çalışacak özel güven-
lik görevlileri psikolojik testlerden
geçirildikten sonra teknik eğitimler
verilmeli ve özellikle hastane suçları
konusunda eğitimler aldıktan sonra
çalışma izni verilmelidir.
Turgut ILICA
Ekim 2014 GüvenlikYönetimi n 27
32. Ü
lkemizde yıllardır
yaşanan iş kazaları
ve meslek hastalıkları
sayılarındaki artışlar
toplumsal duyarlılığın-
da artışına neden olmuştur. SSK
iş kazaları ve meslek hastalıkları
verilerine göre son 12 yılda yakla-
şık 15 bin çalışanımız iş kazaları
ve meslek hastalıklarından dolayı
yaşamını kaybetmiş,25 bine yakın
çalışanımız ise iş göremez duruma
düşmüştür. İşyerlerinde iş sağlığı
ve güvenliği bilimsel çalışma-
larını yapacak olan iş güvenliği
uzmanları,işyeri hekimleri ve sağlık
personelleri istihdam zorunluluk-
ları 1 Ocak 2013 tarihinde 50 ve
üzeri çalışanı olan tüm işletmeler-
de,1 Ocak 2014 tarihinde itibaren
50 den az çalışanı olan tehlikeli
ve çok tehlikeli sınıfta olan tüm iş-
letmelerde başlamıştır.1 temmuz
2016 ise ülkemizdeki yaklaşık 1
milyon 700 bin işyerinde isg pro-
fesyonelleri görevlerine başlamış
olacaktır. Hastanalerde verilen
SSK iş kazaları ve meslek hastalıkları verilerine göre
son 12 yılda yaklaşık 15 bin çalışanımız iş kazaları ve meslek
hastalıklarından dolayı yaşamını kaybetmiş,25 bine yakın
çalışanımız ise iş göremez duruma düşmüştür.
KAPAK KONUSU
Levent KAVLAK / İSAG Yönetim Kurulu Başkanı
Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği
Sağlık çalışanlarını
bekleyen riskler!
28 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
33. hizmetleri aşağıdaki tabloda
olduğu gibi sınıflandırabiliriz.
“Hastaneler “Çok Tehlikeli
İşler”sınıfında değerlendirilir”
Hastaneler, İş Sağlığı ve
Güvenliği’ne İlişkin İşyeri Tehlike
Sınıfları Tebliği’ne göre “Çok
tehlikeli işler” sınıfında değerlen-
dirilmektedir. Ayrıca 30 Haziran
2012 tarihli İş Sağlığı ve Gü-
venliği Kanunu’na göre 50’den
fazla çalışanı olan çok tehli-
keli işyerlerinde 1 Ocak 2013
tarihi itibariyle işyeri hekimi, iş
güvenliği uzmanı ve diğer sağlık
personeli görevlendirilmesi veya
bu hizmetlerin ortak sağlık ve
güvenlik birimlerinden hizmet
alarak yerine getirilmesi zorunlu
olmuştur.
Hastanelerde iş sağlığı ve
güvenliği uygulamaları çok yönlü
olarak ele alınmalıdır. İşyeri
hekimi, iş güvenliği uzmanı ve
diğer sağlık personeli koordineli
şekilde çalışmalı, İş Sağlığı ve
Güvenliği Kurulu oluşturulmalı
ve yasalarla kendilerine verilen
görevleri mesleğin gerektirdiği
etik ilkeler çerçevesinde yerine
getirmelidirler.
6331 iş sağlığı ve güvenliği
kanuna göre işveren konumun-
daki yöneticilerin ve çalışanların
görev ve sorumlulukları aşağıda-
ki başlıklar altında inceleyebiliriz.
MADDE 4 – (1) İşveren, çalışanla-
rın işle ilgili sağlık ve güvenliğini
sağlamakla yükümlü olup bu
çerçevede;
a) Mesleki risklerin önlenmesi,
eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her
türlü tedbirin alınması, organi-
zasyonun yapılması, gerekli araç
ve gereçlerin sağlanması, sağlık
ve güvenlik tedbirlerinin değişen
şartlara uygun hale getirilmesi ve
mevcut durumun iyileştirilmesi
için çalışmalar yapar.
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve
güvenliği tedbirlerine uyulup uyul-
Hastaneler sürekli insan deviniminin
olduğu yaşayan bir organizma gibidir. Bu yoğun
ve yorucu çalışmalar sırasında sağlık çalışanları
kaza riskleri ,şiddet gibi etmenlerle karşı karşıya
kalmaktadırlar.
Doğrudan hasta ile
ilgilenenler
Teknik Destek
Hizmetler
Yönetim İşleri
Araştırma
Hastalık teşhisi
yapanlar
Sağlık
değerlendirmesi
ve bakımı
Danışmanlık ve
destek
Sağlık Teknisyenleri
Sağlık Hizmetleri
Yemek Hizmetleri
Kişisel Hizmetler
Çamaşır Hizmetleri
Yapı Hizmetleri
Güvenlik Hizmetleri
Taşıma Hizmetleri
İdari Hizmetler
Bilimsel Kadrolar
Laboratuar İşçileri
Doktorlar
Diş Hekimleri
Hemşireler
Eczacılar
Asistan Doktorlar
Terapistler
Optometristler
Beslenme ve Diyet Uzmanları
Sosyal Hizmetler
Klinik Laboratuar Teknisyenleri
Diş Hijyencileri
Sağlık Kayıt Teknisyenleri
Radyoloji Teknisyenleri
Hemşireler
Acil Servis Teknisyeleri
Dişçilik Asistanları
Hemşireler dışındaki yardımcılar
Aşçılar
Mutfak Çalışanları
Berberler
Çamaşırhane Çalışanları
Tesisatçılar, elektrikçiler,
Boyacılar, kapıcılar,
temizlikçiler,
Bahçıvanlar
Güvenlik Görevlileri
Ambulans Şoförleri
Muhasebe
Kayıt İşleri
Bilgisayar İşlemcileri
Doktor Sekreterleri
Telefon Operatörleri
Bilim Adamları ve Doktorlar
Laboratuar Teknisyenleri
Hayvan Bakıcıları
Hizmet Kategorileri İş Kategorileri Spesifik Meslekler
Levent KAVLAK
Ekim 2014 GüvenlikYönetimi n 29
34. madığını izler, denetler ve uygun-
suzlukların giderilmesini sağlar.
c) Risk değerlendirmesi yapar
veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışa-
nın sağlık ve güvenlik yönünden
işe uygunluğunu göz önüne alır.
d) Yeterli bilgi ve talimat
verilenler dışındaki çalışanların
hayati ve özel tehlike bulunan
yerlere girmemesi için gerekli
tedbirleri alır.
e) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği
tedbirlerinin maliyetini çalışanlara
yansıtamaz.
Çalışanların yükümlülükleri
Madde 19 – 1) Çalışanlar, iş sağ-
lığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları
eğitim ve işverenin bu konudaki
talimatları doğrultusunda, ken-
dilerinin ve hareketlerinden veya
yaptıkları işten etkilenen diğer
çalışanların sağlık ve güvenlik-
lerini tehlikeye düşürmemekle
yükümlüdür.
2) Çalışanların, işveren tarafından
verilen eğitim ve talimatlar doğrul-
tusunda yükümlülükleri şunlardır:
a) İşyerindeki makine, cihaz, araç,
gereç, tehlikeli madde, taşıma
ekipmanı ve diğer üretim araçları-
nı kurallara uygun şekilde kullan-
mak, bunların güvenlik donanımla-
rını doğru olarak kullanmak, keyfi
olarak çıkarmamak ve değiştirme-
mek.
b) Kendilerine sağlanan kişisel
koruyucu donanımı doğru kullan-
mak ve korumak.
c) İşyerindeki makine, cihaz, araç,
gereç, tesis ve binalarda sağlık ve
güvenlik yönünden ciddi ve yakın
bir tehlike ile karşılaştıklarında ve
koruma tedbirlerinde bir eksiklik
gördüklerinde, işverene veya
çalışan temsilcisine derhal haber
vermek.
ç) Teftişe yetkili makam tarafın-
dan işyerinde tespit edilen nok-
sanlık ve mevzuata aykırılıkların
giderilmesi konusunda, işveren
ve çalışan temsilcisi ile iş birliği
yapmak.
d) Kendi görev alanında, iş sağlığı
ve güvenliğinin sağlanması için
işveren ve çalışan temsilcisi ile iş
birliği yapmak.
Hastaneler gerek çalışanlar
gerekse hastane bulunan hasta
ve yakınlarının etkileşiminin ve
sürekli insan deviniminin olduğu
yaşayan bir organizma gibidir.
Bu yoğun ve yorucu çalışmalar
sırasında elbette sağlık çalışanla-
rı pek çok hastalık, kaza riskleri,
şiddet ve mobbing gibi etmenler-
le karşı karşıya kalmaktadırlar.
Hastanelerde Risklerden korun-
ma ve risklerin önlenmesi için
tablodaki gibi tedbirlerin alınması
şarttır.
Hastanelerde Risklerden korunma ve risklerin önlenme-
si için tablodaki gibi tedbirlerin alınması şarttır.
KAPAK KONUSU
Sağlık çalışanlarını bekleyen riskler
30 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
35.
36. Biyolojik risklerden korunma
sağlanması için iğne batması ve
kesici-delici aletlerden korunma
önlemlerinin bilinmesi,kan ve
örnek alımınında kişisel ko-
ruyucu donanımların eksiksiz
kullanılması,çalışanların bilinç
düzeylerinin artırılması gereklidir.
Çalışanların enfeksiyondan
korunması için enfeksiyola-
rın kontrolü ve önlenmesi
programları,el hijyeni program
ve uygulamaları,izole hastla-
ra müdahele yöntemlerinin
uygulanması,temizlik dezenfeksi-
yon ve strelizasyon uygulamaları
yapılmalıdır.
Kimyasal risklerin önlenmesi
içinse kimyasalların kulla-
nıldığı tüm alanların tespiti
ve uygun depolama koşul-
larının sağlanması,patoloji
labaratuvarı,ameliyathane,
sterilizasyon ünitelerinin uygun
havalandırılması (etilen oksit,
gluteraldehit, formaldehit vb.),
kimyasallalrın dökülmesi, saçıl-
ması ve maruziyeti ile ilgili önlem-
lerin planlanması, çalışanların
kimyasallarla ilgili bilinç düzeyinin
artırılması gerekir.
Psikolojik riskler nasıl önlenir?
Radyasyona bağlı risklerin ön-
lenmesi için diagnostik,nükleer
tıp,radyoterapi gibi alanların
TAEK lisansı ve uygun hava-
landırma koşulları sağlan-
malıdır. Ayrıca radyasyon ile
ilgili kısıtlı çalışma saatlerine
riayet,görüntüleme sistemlerinin
günlük ,haftalık,aylık,yıllık kalite
kontrol,bakımlarını yapılması
şarttır. Ergonomiye bağlı risk
etmenlerinin önlenmesi için
çalışma ortamının yapılan işe
ve sağlığa uygun tasarlanması
ısı,nem aydınlatma,havalandırma
ile gürültü kontrol sistemlerinin
yeterli olması,bilgisayar, tıbbi
cihaz vb kullanımında gerekli
koşulların sağlanması,meslek
grupları ve çalışma saatlerine
göre uygun dinlenme alanlarının
oluşturulması gereklidir.
Psikolojik risklerin önlenmesi
adına ise birim çalışanlarında
tükenmişlik sendromu tespiti ya-
pılmalıdır. Çalışanlara,hastalara
ve hasta yakınlarına psikososyal
destek sağlanmalı,kreş ve emzir-
me odaları çalışan sayısına göre
düzenlenmelidir.
Kişisel gelişim eğitimlerinin plan-
lanması, çalışanlara,hastalara
ve hasta yakınlarının dilek
önerilerinin etkin olarak değer-
lendirilmesi ve moral motivasyon
artırıcı faaliyetlerin düzenlenmesi
gerekir.Personelin dinlenebile-
ceği alanlar düzenli ve yeterli
olmalıdır. Özellikle hastanelerde
yapılan risk analizlerinde karoshi
ve tükenmişlik sendromunun
yaygın olduğu görülmüştür.
Hastanelerde güven ortamı
sağlanmalı
Güvenli, kaliteli ve verimli sağlık
hizmetinin sunulması, sağlık
çalışanlarının kapasiteleri ve
performanslarını destekleyen
çalışma ortamına bağlıdır.
Özellikle hastanelerde çalışma
ortamının sağlık çalışanları ve
hastalar açısından sağlıklı ve
güvenli olması önem taşımakta-
dır. Sağlık çalışanlarının karşılaş-
tığı en önemli sorunlar arasında
yetersiz tesisler, kötü çalışma
şartları,dışarıdan gelen fiziksel
şiddet ve yetersiz ücretler yer
almaktadır. Sağlık sektöründe
yetişmiş insan kaynağı bulmak
hiç kolay değildir. Hızlı teknolo-
jik gelişim ve değişimin olduğu
sağlık hizmeti sunumunda
hastaların bilgi ve beklentileri
de her geçen gün artmakta,
bu durum sağlık çalışanlarının
memnuniyetinin sağlanmasını
zorunlu hale getirmektedir.
Sağlık sektöründe çalışanlara
çalışma koşulları boyutunda,
nöbet sonrası dinlenme imkanı
verilmesi, çalışma ortamının ısı,
nem, çalışma ortamında sağlık
ve güvenlik önlemlerinin yeterli
olmasını istemektedirler.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO),
sağlığı şu şekilde tanımlamak-
tadır: Sağlık, sadece hastalık
ve sakatlık durumunun olmayışı
değil kişinin bedenen, ruhen ve
sosyal yönden tam iyilik halidir.
Bu kapsamda Sağlık sektö-
ründe iş sağlığı ve güvenliği
uygulamalarının temel amacı,
sağlık çalışanlarının sağlığının
ve güvenliğinin geliştirilmesi,
başka bir ifadeyle çalışma
ortamında sağlığa zarar veren
fiziksel, kimyasal, biyolojik,
psikolojik, ergonomik tehlike ve
risklerin, meslek hastalıkları ve
iş kazalarının olmadığı güvenli
hastane ortamının sağlanması
olmalıdır.
KAPAK KONUSU
Hastanelerde iş sağlığı ve güvenliği
uygulamaları çok yönlü olarak ele alınmalıdır.
İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık
personeli koordineli şekilde çalışmalı, İş Sağlığı
ve Güvenliği Kurulu oluşturulmalıdır.
32 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
37.
38. T
ürkiye’de İşçi Sağlığı
ve İş güvenliği Meclisi
verilerine göre iş kazala-
rından 2013 yılında en
az 1235, 2014’ün ilk 9
ayında 1413 işçinin ölümü, işçi
sağlığına ilişkin gerçek fotoğrafı
ortaya koymaktadır. Sorunun
diğer yüzü olan meslek hastalık-
ları ve işe bağlı sağlık sorunlarıyla
ilgili olarak son yayımlanan SGK
istatistiklerindeki verilere bakıldı-
ğında ayrıntılı bir analiz yapabil-
mek mümkün görünmemektedir.
İş kazalarıyla ilgili verilerden bazı
sonuçlara ulaşılabilirken meslek
hastalıkları istikrarlı bir biçimde
giderek daha da görünmez olmayı
sürdürmektedir. 2011 yılında
10’u ölümle sonuçlanan 697
meslek hastalığına karşın, 2012
KAPAK KONUSU
Dr. Arif MÜEZZİNOĞLU / İşyeri Hekimi
Sağlık çalışanlarının sağlığı
2011 yılında 10’u ölümle sonuçlanan 697 meslek hastalığına
karşın, 2012 istatistiklerine göre, meslek hastalıkları
azalmaya devam ediyor. Yasal meslek hastalığı tanısı almış,
1’i ölümle sonuçlanmış, 395 olgu var.
34 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
39. istatistiklerine göre, meslek has-
talıkları azalmaya devam ediyor.
Yasal meslek hastalığı tanısı
almış, 1’i ölümle sonuçlanmış,
395 olgu var. Çeşitli hesaplama-
lara göre meslek hastalığına bağlı
ölümlerde gerçek sayının en az
10 bin, meslek hastalığı tanı sa-
yının ise yaklaşık 200 bin olması
gerekiyor. Çalışma hayatında
sağlığın korunması ve sorunların
tespitine ilişkin bu durum sağlık
çalışanlarının sağlığı alanında da
sürmektedir.
Diş hekimleri silikozisden
kurtulamıyor
Sağlık hizmetlerine ulaşım
konusundaki artışın rakamlarına
baktığımızda, hekime yıllık başvu-
ru sayısı 10 yılda 3,2’den 8,2’ye
çıkmış durumda. Bu hekime yo-
ğun başvuru, sağlık çalışanlarının
çalışma temposunun inanılmaz
boyutlara ulaşmasını getiriyor.
Yine ortak görüş, 2010 anketi
verilerine göre, asistan hekim-
ler haftada ortalama 85 saat
çalışıyorlar. Hatta burada daha
dramatik bir veri var. Haftada 40
saat çalışmayı talep eden asistan
hekimlerin sadece binde dördü
haftada 40 saat çalışabiliyor,
%31’i haftada 95 saatten fazla
çalışıyor. Yine Ekim 2014 Sağlık
Çalışanlarının Sağlığı Sempozyu-
mu verilerine göre sağlık çalışan-
larının yaklaşık yarısı haftada 45
saatten fazla, %13’ü 61 saatten
fazla ve %7’si 71 saatten fazla
çalışıyor.%62’si fazla mesai yapı-
yor. %80’ninden fazlası çalışma
süresi içinde düzenli dinlenme
aralıkları veremiyor. % 80’inden
fazlası ergonomik olmayan çalış-
ma alanlarında çalışıyor. Yeterli
gün ışığı alamamak, gürültülü
ortamlarda çalışmak, radyasyo-
na maruz kalmak gibi çalışma
ortamına ilişkin tehlikelere maruz
kalıyorlar. Diş protezi yapan diş
teknisyenleri, akciğer kanseri ve
silikozise yakalanmaktan kurtula-
mıyorlar. Diş hekimlerinin verdiği
ölçülerle protez yapan diş teknis-
yenleri ağır metal tozu bulunan
ortamlarda uzun saatler çalışmak
zorunda kalıyorlar. Bu ortam ise,
işitme ve görme bozuklukları,
çeşitli cilt problemleri, akciğer
kanseri ve silikozise yol açıyor.
Sağlık personelleri şiddete
maruz kalıyor
Sağlık Çalışanlarının Sağlığı
Grubunun 2014 Ekim Sempozyum
verilerine göre son bir yılda en
az bir kez iş kazası ve işe bağlı
sağlık sorunu yaşayanların oranı
%40’ın üzerindedir. Bu risklere
karşı yeterince korunmadıklarını
düşünenlerin oranı %70’in üzerin-
dedir. Aynı kaynağa göre çalışma
sırasında fiziksel ya da sözel
şiddet gördüğünü söyleyenlerin
oranı %58’dir. Var olan mevzua-
tımıza göre sağlık çalışanlarının
sadece işyerlerinde değil, yaptığı
işten kaynaklı olarak işyeri dışın-
da da maruz kaldığı her şiddet
olgusu bir iş kazasıdır. Dolayısıyla
kamuda ya da özelde olması
farketmez, tüm işyerleri için
2013 başından beri 6331 sayılı
yasa kapsamında böyledir. Bu iş
kazalarının, Çalışma Bakanlığı’na
bağlı ilgili SGK Müdürlükleri’ne 3
iş günü içerisinde bildirilmesi ge-
reklidir, mevzuat gereği zorunlu-
dur. Bu bildirimi işveren yapacak-
tır. 6331 sayılı yasanın madde
14 ve 26. Maddeleri bu tanımla-
mayı yapmaktadır dolayısıyla bu
bildirimin yapılmamasının cezası
vardır. Bu bildirimin yapılması bu
sorunun hem bakanlık hem de
kamuoyunda görünür kılınmasını
sağlayacaktır.
İş kazalarının nedenlerinin
araştırılması, tekrarlanmaması
için alınacak önlemlerin belirlen-
mesi zorunluluğu, herhangi bir
yaralanmaya neden olmasa da
çalışana zarar verme potansiyeli
olan olayları da kapsamaktadır.
Çalışanlar ya da örgütleri bu konu
Dr. Arif MÜEZZİNOĞLU
Diş protezi yapan diş teknisyenleri,
akciğer kanseri ve silikozise yakalanmaktan
kurtulamıyorlar. Diş hekimlerinin verdiği ölçül-
erle protez yapan diş teknisyenleri ağır metal tozu
bulunan ortamlarda uzun saatler çalışmak zorun-
da kalıyorlar.
Ekim 2014 GüvenlikYönetimi n 35
40. ile ilgili olarak şiddetin yaşan-
dığı işyeri yönetimine nasıl bir
iş kazası incelemesi yapıldığını
ve kaza araştırma sonuçlarına
göre nasıl bir aksiyon alındığını,
konuyla ilgili risk değerlendirmesi
yapılmasını talep etmelidir.
Bu konuda şiddetin en sık yaşan-
dığı çalışma alanlarının başında
gelen acil servis çalışanları için
Kontrol Listesi yöntemiyle hazır-
lanmış bir risk değerlendirmesi
örnek olarak verilebilir.
1- Görev yaptığınız birimde (Acil
servis biriminde) güvenliğin
sağlanması amacıyla, sürekli
biçimde özel güvenlik elemanları
bulunuyor mu?
2- Eğer özel güvenlik elemanları
bulunuyor ise, bunların sayısı
yeterli mi?
3- Eğer özel güvenlik elemanları
bulunuyor ise, bunların eğitimi ve
hizmet nitelikleri yeterli mi?
4- Görev yaptığınız birimde (Acil
servis biriminde) güvenliğin
sağlanması amacıyla, sürekli bi-
çimde emniyet (Polis) mensupları
bulunuyor mu?
5- Eğer emniyet mensupları bulu-
nuyor ise, bunların sayısı yeterli
mi?
6 - Acil servis birimi, olası olaylara
müdahalede bulunacak bir emni-
yet birimine (Karakol vb.) makul
bir uzaklıkta mıdır? Bu birime
yönelik yardım çağrılarınız yeterli
zaman diliminde karşılık buluyor
mu?
7- Acil servis biriminde, şiddet
olaylarında caydırıcılığı sağlamak
ve gereğinde yaşanan olaylara
yönelik faillerin ve kanıtların tes-
piti açısından bir güvenlik kamera
sistemi bulunuyor mu?
8- Görev yaptığınız birimde (Acil
servis biriminde) güvenlik kamera
sistemi bulunuyor ise, bu siste-
min işleyişi ve niteliği (Kamera
sayısı, kameraların biriminizi
en fazla açıdan görme olanağı,
görüntü ve kayıt kalitesi, sistemin
sürekli açık olması ve kayıt yap-
ması vb.) yeterli düzeyde mi?
9- Görev yaptığınız birimin (acil
servis biriminin) girişinde elle
kullanılan ya da sabit makine
şeklinde x-ray cihazı, metal detek-
törü vb. bulunmakta ve bunlar-
la, uzman personel tarafından
sürekli biçimde birime girenlerde
silah vb. alet kontrolü yapılmakta
mıdır?
10- Görev yaptığınız birimin (acil
servis biriminin) fiziki alt yapı
standartları, ilgili mevzuatın ara-
dığı niteliklere uygun mu? Şiddet
olaylarında caydırıcılığı ve gereğin-
de güvenliği sağlamaya yönelik
olarak, hasta yakınlarından ve
üçüncü kişilerden yalıtılmış çalış-
ma ortamlarına sahip misiniz ?
11- Görev yaptığınız birim (acil
servis birimi), olası bir şiddet
KAPAK KONUSU
Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Grubunun
2014 Ekim Sempozyum verilerine göre son bir
yılda en az bir kez iş kazası ve işe bağlı sağlık
sorunu yaşayanların oranı %40’ın üzerindedir.
Bu risklere karşı yeterince korunmadıklarını
düşünenlerin oranı ise %70’in üzerindedir.
36 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
41.
42. olayında, saldırganlar tarafından
bir silah olarak kullanılabilecek
eşyalardan arındırılmış veya bi-
rimde bulunan eşyalar bu yönden
nitelikli ve güvenli kılınmış mıdır?
(Örnek; hasta yakınlarının bekle-
me odasındaki ya da muayene
odalarındaki sandalyeler yere
sabitlenmiş midir? Yaralama
kabiliyetine sahip tıbbi araçlar
kapalı ve kilitli dolap gibi yerlerde
mi muhafaza edilmektedir? Acil
servis bahçesinde kolaylıkla bir
saldırı aracı olarak kullanılabile-
cek taş, sopa vb. maddeler yer
almakta mıdır?)
12-Görev yaptığınız birimde (acil
servis biriminde), otoparktaki
aracınıza veya her hangi bir toplu
taşıma aracının durağına ulaşım
yolunuz ve mesafesiniz, olası bir
saldırıyı baştan caydıracak (ye-
terli aydınlatma, güvenlik kamera
sistemi ile izleme vb.) ve/veya
engelleyecek (kısa mesafe, kolay
ulaşım vb.) niteliklere sahip mi?
Sağlık çalışanlarına yönelik
web sitesi oluşturulmalı
TTB ve emek örgütleri tarafından,
4’üncüsü 16-17 Kasım 2013 ta-
rihinde Ankara’da yapılan Ulusal
kongreler ve sonuncusu 18- 19
Ekim 2014 tarihinde İstanbul’da
yapılan birçok sempozyumun
birikimleri ışığında, başta sağlık
çalışanları için olmak üzere
tüm çalışanların ulaşabileceği
bir sayfa hazırlamak gereklidir.
Bilgisayar ortamındaki bu web
sayfası başlayan ve sürekli geniş-
leyen, yenilenen bir içeriğe sahip
olmalıdır. Memleketin herhangi bir
köşesinden herhangi bir işyerinin
çalışanı bu sayfaya bakarak, ken-
disi ile ilgili sağlığının korunması
ve gözetilmesi için, sektörüne
özel ne tür tehlikelerin olduğunu,
nelerin gözlenip ölçülmesi gerekti-
ğini, nelere göre hangi tetkiklerin
yapılabileceğini, sonuçları ne
çıkarsa nasıl yorumlanacağına,
eğer yapılmıyorsa hangi gerekçe-
lerle yapılmayabileceğine ilişkin
bilgilere ulaşabileceği bir “güve-
nilir, işçi dostu kaynak sayfası”
oluşturulmalıdır.
Bu çalışma ile çalışanlar/sağlık
çalışanları kendi alanlarında sağ-
lıklarının korunup-korunmadığını,
bunun için yapılması gerekenleri
öğrenerek sürece aktif olarak da-
hil olacaktır. Benim sağlığım bu
işyerinde korunuyor mu, bunun
için yapılması gerekenler neler,
bunlar yapılıyor ve doğru yorumla-
nıyor mu? gibi soruların cevabının
görüleceği bir sayfa hazırlanma-
lıdır.
Çalışmanın hedefi:
Sağlık çalışanları kendi
çalışma alanlarındaki mesleki
maruziyetler ve sağlık gözetim
programları hakkında bilgiye ula-
şacaklardır.
Çalışma ortamının güvenli
olup olmadığını ve sağlığının
bundan etkilenmesinin kontrol
altında olup olmadığının çalışan
tarafından değerlendirilmesi sağ-
lanacaktır.
Buna bağlı olarak, sürece
müdahale edebilmesi için destek
olunmasını, Hangi durumlarda
bu çalışma ortamı güvensizdir?
Çalışılmaması gereklidir? Nelere
dayanarak “burası sağlıklı değil!”
diyerek çalışmama hakkımızı kul-
lanacağız? Sorularının cevapları
verilmeye çalışılacaktır.
Böyle bir çalışmanın yapılması
kendisini işçi sağlığından sorum-
lu gören herkesin yükümlülüğün-
dedir.
KAPAK KONUSU
İş kazalarının nedenlerinin araştırılması,
tekrarlanmaması için alınacak önlemlerin be-
lirlenmesi zorunluluğu, herhangi bir yaralanmaya
neden olmasa da çalışana zarar verme potansiyeli
olan olayları da kapsamaktadır.
38 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
43.
44. H
astanelerde yaygın
olarak iş sağlığı ve gü-
venliği hizmetlerinden
bahsetmek mümkün
değil. Bazı çalışmalar
kalite yönetmeliği çerçevesinde
yürütülmekle birlikte performans
ve maliyet baskısı harcamaların
da kısılmasına neden olmaktadır.
Bu nedenle daha çok göstermelik
ve düzenli olmayan, kâğıt üzerin-
deki işler düzeyinde kalmaktadır.
Dışarıdan hizmet alım yoluyla risk
analizleri yapılmasına rağmen he-
men hemen hiç bir hastanede iş
(işçi) sağlığı ve (işyeri) güvenliği
birimleri oluşturulmuş, bu kurul-
larda eğitimli “iş yeri hekimi ve
iş güvenliği uzmanları” istihdam
edilmiş değildir. Oysa bu kurulla-
rın varlığı ortam risklerinin belir-
lenmesi yanında veri toplanması,
araştırma yapılması, danışmanlık
yapılması gibi işlevleri yerine geti-
rilebilecektir.
Bunların yanı sıra; bu kuralların
oluşumu işçi sağlığı ve güvenliği
yönetim sistemi oluşturulmasının
örgütsel zeminini oluşturacak ve
sistematik bir yaklaşım sağlaya-
caktır. Kuralların oluşturulmaması
ve iş yeri hekiminin görevlendi-
rilmemiş olması nedeniyle ilk
işe giriş muayeneleri, periyodik
muayeneleri ve iş ve iş yeri
ortamından kaynaklı riskler ve işe
uygunluk değerlendirmeleri yapıla-
bilmiş değildir.
Hastanelerde risk analizi
yapılmıyor
Hastaneler ağır ve tehlikeli
işler arasında sayılmaktır. Buna
rağmen hastanelerde risk analizi
yapılmamakta; çalışma ortamın-
dan, koşullarından ve hizmet sü-
recinden kaynaklı risklerin düzenli
aralıklarla ölçümlenmesi yapılma-
maktadır. Biyolojik, kimyasal ve
ionize ışınlara bağlı maruziyetler
başta olmak üzere uzun süreli,
ağır ve stresli çalışma koşulların-
dan kaynaklı fiziksel, psikolojik ve
ruhsal çok ciddi sağlık sorunları,
yaralanmalar ve hatta ölümlerle
sonuçlanan mesleki riskler gide-
rek artmaktadır.
Sağlık personellerini
bekleyen riskler
Yeni çalışma biçiminden/rejimin-
den kaynaklı sorunlar:
Aşırı iş yükü nedeniyle çok ve hız-
lı, sisteminden kaynaklı sorunlar
ile performans baskısı ve tüketim
pompalanmasıyla artan iş yükü
KAPAK KONUSU
Hüseyin DEMİRDİZEN / TTB Merkez Konsey Üyesi
Sağlık kurumlarında risk analizi
Hastanelerde uzun süreli, ağır ve stresli çalışma koşullarından
kaynaklı fiziksel, psikolojik ve ruhsal çok ciddi sağlık sorunları,
yaralanmalar ve hatta ölümlerle sonuçlanan mesleki riskler
giderek artmaktadır
40 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
45. nedeniyle hızlandırılmış/ birim
işleme düşen zamanını kısalması
ile sürdürülmeye çalışılan sağlık
hizmetleri.
Çalışma koşullarından ve hizmet
sunum ortamlarından kaynaklı
sorunlar:
Piyasa aktörü olarak yeniden
yapılandırılan sağlık kurum ve
kuruluşlarında dil ve hizmet iliş-
kileri de dönüşmektedir. İşletme,
rekabet, verimlilik vb. piyasa
argümanları ile kar maksimizas-
yonu sonucu maliyetlerin düşürül-
mesine yönelik tedbirlerin genel
çalışma ortamlarında olduğu gibi
sağlık kurumlarında da koruyucu
ve önleyici tedbirlerin, sağlık
ortamını iyileştirici yatırımların ya-
pılmamasından kaynaklı risklerin
(iş kazaları, meslek hastalıkları,)
artmasına neden olmaktadır.
Çalışanların niteliklerinden
kaynaklanan sorunlar: Nitelikli ve
yeterli mesleki bilgi beceri ve de-
neyime sahip olamayan/olmayan
sağlık çalışanlarından kaynaklı
sorunlar
Radyasyon yaşam süresini
kısaltıyor
Hastanelerde mesleki risklerin en
yüksek olduğu bölüm radyolojidir.
Radyoloji, radyasyon onkolojisi
ve nükleer tıp alanında çalışanlar
olmak üzere giderek artan oranda
tanı ve tedavi amaçlı iyonize ve
elektro manyetik ışınlara maruzi-
yet nedeniyle akut ve kronik etki-
lenmelere bağlı olarak bedensel
ve kalıtımsal etkiler olarak sınıf-
landırılır. Bedensel etkiler daha
çok kaza sonucu ve cilt, gastroin-
testinal, hemopoitik, nörolojik ve
hormonal sistem üzerinde gözle-
nirken kronik maruziyetin doza ve
süreye bağlı olarak katarakt, löse-
mi, yaşam süresinin kısalması ve
kalıtımsal hasarlar başta olmak
üzere değişik kanser ve sağlık
risklerini artırdığı bilinmektedir.
Sağlık çalışanları açısından tehdit
oluşturan enfeksiyon etkenleri
iki ana grupta toplanabilir. Birinci
grup kan ve kanlı vücut sıvıları
ile temas sonucu (açık yaradan,
mukozalardan veya iğne batması
ile ciltten) bulaşan etkenlerdir.
Otuz civarında mikroorganizma bu
yolla bulaşabilirse de en önem-
lileri Hepatit B, Hepatit C ve HIV
virüsleridir.
İkinci grupta yer alan etkenler
damlacık ve damlacık çekirdeği
olarak hastalar tarafından salınan
solunum salgılarıyla bulaşırlar:
Nezle, grip, tüberküloz, kızamık,
kızamıkçık, suçiçeği bu grupta-
dır. Kan ve kanlı vücut sıvılarıyla
bulaşan etkenlerden korunmada
eldiven, önlük, maske ve siperlik
kullanımı önerilmektedir.
Çalışma koşulları yeniden
düzenlenmeli
Sağlık personelleri bulaşıcı has-
talıklara karşı risk altındadır.
Damlacık aracılığıyla solunum
yolu ile bulaşan mikroorganiz-
malardan korunmada maske,
önlük, siperlik; damlacık çekir-
deği aracılığıyla bulaşanlarda
(Tüberküloz, kızamık, suçiçeği,
Sars) ise özel maskeler yanı
sıra hastanın negatif basınçlı
odada tutulması gereklidir.
Sağlık personellerinin uzun
süreli, esnek ve kuralsız çalıştı-
rılması, gerekli niteliklere uygun
olmayan kişilerin sağlık hiz-
metlerinde istihdam edilmeleri
sorunları ve riskleri artırdığından
çalışma süreleri ile koşulları
güvenceli ve güvenli istihdamın
esas alındığı Uluslararası stan-
dartlara göre yeniden düzenlen-
melidir.
Türkiye iş kazalarında dünyada
3. Avrupa’da 1. sırada yer al-
maktadır. Sadece bu sonuçlar
bile durumumuzu tartışmaya yer
bırakmayacak kadar net göster-
mektedir. Son yıllarda İş kazala-
rının artması ve iş cinayetlerine
dönüşmesi nedeniyle bu alan-
daki farkındalık artmakla birlikte
özellikle meslek hastalıkları ve
önlenebilirlik konularında bilgi,
tutum ve davranışlar düzeyinde
kişilerde ve hatta sendikalarda
önemli eksiklikler ve sorunla
olduğu görülmektedir.
Dışarıdan hizmet alım yoluyla risk
analizleri yapılmasına rağmen hemen hemen
hiç bir hastanede iş sağlığı ve güvenliği birimleri
oluşturulmuş, bu kurullarda eğitimli “iş yeri
hekimi ve iş güvenliği uzmanları” istihdam
edilmiş değildir.
Hüseyin DEMİRDİZEN
Ekim 2014 GüvenlikYönetimi n 41
46. H
astane ve sağlık kuruluşları-
nın halka açık yerler olması
ve adli vakalara sıklıkla
rastlanması sebebiyle bu
alanların güvenliğinde çok
dikkatli ve hassas davranılmalıdır.
Güvenlik amacıyla hizmet verilen kişiler;
hasta kişi,hastasını hastaneye getiren
hasta yakını,yatılı hastasını ziyarete
gelen ziyaretçi,doktorlar ve tüm has-
tane personeli şeklinde sıralanabilir.
Hastanelerde son zamanalarda şiddet
olayları artmaktadır. Adli olayların önüne
geçilebilmesi için hastanlerde güvenlik
tedbirleri eksiksiz alınmalıdır.
Hasta ve yakınlarının huzurunu sağlamak
için hastanelerde alınması gereken ön-
celikli tedbirleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Giriş çıkış noktalarının kontrolü, hastane
iç bölümlerinde düzenini bozacak şüpheli
şahısları tespit etmek,sabotajlara karşı
önlemler sağlamak,toplu eylemler karşı-
sında tedbir almak.
Güvenlik görevlilieri saldırıya uğruyor
Hastaneye gelen hastanın rahatsızlı-
ğından dolayı geldiğini yani psikolojik
durumunun normal olmadığını, normal
vatandaşlara nazaran bu kişiye daha
dikkatli ve özenli davranması gerektiğini
bilinmesi gerekir ve ona göre yaklaşımda
bulunulmalıdır. Kamu ve özel hastaneler-
de, maliyetlerini düşürmek adına olması
gereken özel güvenlik personeli sayısın-
dan düşük sayıda personel çalıştırılıyor.
Bu durumdan dolayı güvenlik görevlisinin
üzerine olması gerektiğinden çok daha
fazla sorumluluk yüklendiğinden görevin
doğru ve sağlıklı yapılması zorlaşmakta
hatta imkânsız hale gelmektedir. Acil
servisler genellikle çok yoğun oldukları
için bir kargaşa durumu söz konusudur.
Bu durumda özel güvenlik personelleri-
nin hasta ve hasta yakınlarını koordine
etmek, yardımcı olmak başlıca görev-
leri arasındadır. Acil servis ünitelerinde
yaşanan gerginlikler bazen istenmeyen
sonuçlara yol açmakta, özel güvenlik
görevlilerine ve polis memurlarına
ciddi fiili saldırılar yapılmaktadır. Genel
kolluk ve özel kolluk görevlileri delici,
kesici ve patlayıcı aletlerle yaralamak-
ta çoğu zaman ölümle sonuçlanan
vakalar meydana gelmektedir.
Özel hastanelerde görevli özel güvenlik
görevlileri , kamu hastanelerinde
çalışan özel güvenlik görevlileri kadar
şanslı değiller. Kamu hastaneleri polis
memurlarından gerekli desteği almak-
tadır fakat özel hastanelerde çalışan
güvenlik görevlileri olayın başlangıcın-
dan sonuçlanana kadar olay üzerinde
çalışırlar. Dolayısıyla özel güvenlik
görevlisinin yetkilerinin genişletilmesi
mutlak bir zaruret olmuştur. Torba
Yasa Revize ; sağlık çalışanlarına karşı
şiddet olayları ile bu yerlerin şehir
merkezinden uzakta konuşlandığı göz
önüne alınarak bu yerlerde silahlı özel
güvenlik görevlisi görevlendirilmesine
imkan sağlandı.
Özel güvenlik hizmetinin yapıldığı
yerlerde “ koruma ve güvenlik planı”
olarak nitelendirdiğimiz plan doğrul-
tusunda hareket edilmeli , 6 ayda bir
kez geri besleme , teorik ve uygulamalı
eğitimler yapılmalı , mutlaka tahliye,
deprem ,yangın tatbikatları yapılmalıdır.
5188 Sayılı Özel Güvenlik Yasası’nda
yapılacak düzenlemeler
19 Kasım 2013 günü TBMM’ye verilen
kanun teklifi ile;
Özel güvenliğin görev yaptığı hava-
limanı ve spor müsabakalarında metal
dedektörle tespit edilemeyen tahta veya
plastik cisimler ile sıvıların tespit edile-
bilmesi amacıyla, genel kollukla birlikte
görev yapılması halinde yetkili merciin
emrine istinaden özel güvenlik görevlileri
kişilerin üst ve eşyasında elle arama
yapabilecek.
Başta spor müsabakaları, konserler
olmak üzere birçok etkinlikte içeriye giriş
şartı olarak belge ibrazı gerektiğinden
özel güvenlik görevlilerine gerekmesi ha-
linde giriş belgesi sorma yetkisi tanındı.
Özel güvenlik görevlileri, özellikle geniş
bir alan üzerine kurulu bulunan otogar
ve alışveriş merkezleri gibi yaya ve araç
giriş-çıkışının yoğun olduğu yerlerde trafik
akışını da yönlendirebilecek. Ayrıca kişi-
ler silahlı personel dışında silahsız özel
güvenlik görevlisiyle korunma talebinde
bulunabilecek.
Güvenlik şirketleri ile özel güvenlik
görevlilerinin çalışma usulleri yeniden
belirleniyor. İçişleri Bakanlığı tarafından
hazırlanan kanun tasarısı taslağına göre
büyükşehir statüsündeki illerde, silahlı
olarak çalışacak özel güvenlik görevlileri-
ne verilecek net ücret, net asgari ücretin
yüzde 70 fazlasından, silahsız olarak
çalışacak olanlara verilecek net ücret,
net asgari ücretin yüzde 40 fazlasından
az olamayacak. Diğer illerde silahlıya net
ücret asgari ücretin yüzde 30 fazlasın-
dan az olamayacak. Özel güvenlik görev-
lilerinin ücretlerinden, üniforma, teçhizat,
fişek bedeli gibi her ne ad altında olursa
olsun herhangi bir kesinti yapılama-
yacak. Şirket yöneticilerine psikiyatri
muayenesi dahil sağlık raporu alma şartı
getirildi.
KAPAK KONUSU
Barış ÖNDER / Özel Güvenlik Operasyon Müdürü
ITGS GROUP
Hastanelerde güvenlik
neden önemlidir?
Barış ÖNDER
42 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
47.
48. S
on dönemlerde has-
tanelerde yaşanan
şiddet olayları sağlık
hizmeti veren bu
kuruluşlardaki güvenlik
zafiyetini açığa çıkardı. Devlet
hastanelerinde ve özel hasta-
nelerde güvenlik görevlisi sayısı
ihtiyacı karşılamıyor. Güvenlik
birimlerinde çalışanların sayısına
ve iş yüküne bağlı olarak oluştu-
rulan çalışma planlarının uygulan-
masında çoğu zaman hatalar ve
yanlışlıklar yapılıyor. Hastaneleri-
mizde ne yazık ki hırsızlık, darp,
kavga, yan kesicilik, dolandırıcılık
v.b. gibi gazete ve haberlerden
de takip ettiğimiz birçok olay
yaşanmaktadır. Bu bağlamda bu
tür olayların yaşanmaması için
çok iyi analiz yapılmalı, hatalar
ayrıştırılmalı ve gerekli önlemler
alınmalıdır.
Güvenlik görevlilerinin nasıl bir
uyum içinde çalışmaları gerekti-
ğinin kavranabilmesi ve gerekli
taktiklerin oluşturulabilmesi için
yaşanan her olayın kaydedilmesi;
bütün detayları ile incelenerek ha-
taların tespit edilmesi gerekmek-
tedir. Ancak o zaman bir strateji
çizilerek bu tür olaylarda önceden
nasıl hareket edilmesi gerektiği
anlaşılabilir. Öncelikle güvenlik
görevlisinin iş tanımı olarak “en-
gelleme” olduğu unutulmamalıdır.
Yani bir olayın olma olasılığı dü-
şünülerek bunun gerçekleşmesi-
nin engellenmesidir. Güvenlik per-
sonelinin hata tanımına genelde
yetersiz görev oryantasyonu ve en
önemlisi doğru kişinin seçilme-
mesi diyebiliriz.
Personel istihdamında
doğru tercih yapılmalı
Söz konusu hata ve yanlışların
temelinde önemsenmeyen
veya unutulan tecrübeler vardır.
Buda hedefe ulaşmada zorluk
oluşturmaktadır. Hataların
ve yaşanan kötü tecrübelerin
bütün detayları ile arşivlenip
saklanması, akabinde personel
eğitimi ve istihdamında doğru
tercihler yapılabilmesi hedef-
lenmelidir. Personelin bilgi ve
tecrübelerini yaşadığı olayların
bütün detayları ile kayıt edile-
rek geriye dönük bilgi edinil-
mesi sağlamıştır. En önemlisi
personelin çalışma sistemini
takip ederek elde edilen bilgi-
lerle daha verimli bir çalışma
planı için istatistik oluşturul-
masını sağlayan, hizmetin sıfır
hata yönetimi için gerekli olan
bilgileri veri tabanında tutması,
istatistik oluşturulmasına fırsat
vererek uygulamalarda sıfır
hataya daha kararlı halde ge-
linebilmesi amaçlanmıştır. Bu
bağlamda, bilindiği gibi tecrübe
hayat kurtarır.
KAPAK KONUSU
Cengizhan DAĞLI / Genel Müdür
CD Güvenlik
Güvenlikte tecrübe
hayat kurtarır
Cengizhan DAĞLI
İnsanlar için kendini güven ve emniyet içerisinde
hissetmek en az biyolojik ihtiyaçlar kadar
önemlidir. Dolayısıyla ancak güvenli bir ortamda
eğitim etkin ve verimli olacaktır.
44 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
49.
50. Eğitim kurumlarında bulundurulması zorunlu kılınan
X-Ray cihazı, CCTV gibi cihaz ve sistemler çok maliyetli
eğitim yardımcıları olup özellikle X Ray cihazının bedeli
eğitim kurumları ruhsat bedelinden fazladır.
E
ğitim kalitesinin arttır-
mak ve özel güvenlik
personelinin daha dona-
nımlı ve verimli eğitim
alabilmelerini sağlamak
maksadıyla; uygulamalı eğitim-
lerin ne kadar önemli olduğu
ortadadır.
5188 sayılı yasa yayımlandığın-
da, eğitimlerin müfredatında
uygulama yapılması konusun-
da düzenlemeler bulunmasına
karşılık bu güne kadar, uygulama
yapılmasına ilişkin bu düzenleme-
ler neredeyse hemen hemen hiç
hayata geçirilememiştir.
Uygulamalı eğitimlerin, nerelerde
ve hangi materyaller kullanılarak
uygulanacağına ilişkin standart-
ların oluşturulması konusunda
EGM’lüğü tarafından 17 Eylül
2014 tarihinde yayınlanan ge-
nelge ile yeniden düzenlemeler
yapılmış olup, bu gelişme biz
FOKUS
Özel güvenlik eğitiminde
uygulamalı eğitim
standartları nasıl olmalıdır?
Cem ORÇUN / Yönetim Kurulu Başkanı
TÜMGED
46 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
51. eğitimciler tarafından büyük bir
memnuniyetle karşılanmıştır.
Eğitim süreçlerinin çok önemli bir
unsuru olan uygulamanın bu şe-
kilde, tüm detayları ile ele alınmış
olması eminim eğitimin verimini
hissedilir şekilde arttıracaktır.
Eğitim kurumu
yetkilileri kaygılı
Güvenlik Eğitimcileri Derneği
(TUMGED) olarak, düzenlemenin
yayımlanmasını takiben üyelerimi-
zin bu yeni yapılanmaya uyum-
larını kolaylaştırabilmek üzere
çalışmalar başlattık. Yapılan
toplantılar ve yerinde yapılan
incelemeler sırasında, EGM’lüğü
tarafından yayınlanan genelge-
de yer alan denetleme kontrol
listelerinin hayata geçirilebilmesi
konusunda bir kısım güçlüklerin
olduğu ortaya çıktı. Hatta yurdun
pek çok yerinden arayan eğitim
kurumu yetkilileri, farklı açılardan
kaygılarını dile getirdiler. Bütün
bu belirlenen hususları burada
özetlemeye çalışacağım.
Yeni düzenlemede yer alan,
en az 50 m2 büyüklüğünde ka-
palı/açık uygulamalı eğitim alanı,
halen faaliyet gösteren eğitim
kurumlarının büyük çoğunluğun-
da mevcut değildir.
Eğitim Kurumlarında bulundu-
rulması zorunlu kılınan kapı tipi
metal dedektörü, X-Ray cihazı,
CCTV gibi cihaz ve sistemler çok
maliyetli eğitim yardımcıları olup
özellikle X Ray cihazının bedeli
eğitim kurumları ruhsat bedelin-
den fazladır.
Maliyeti yaklaşık 40 000
USD civarında olan X Ray cihazı-
nın tedariki hususunda da bazı
prosedürler bulunmaktadır.
Cihaz satın alabilmek için,
öncelikle TAEK(Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu) den lisans
alınması gereklidir. Söz konusu
lisanslar 5 yıl geçerli olup, lisan-
sın yenilenmesi bu süre sonun-
da mevzuatla düzenlenen bir
bedel karşılığında yapılmaktadır.
X Ray cihazının yıllık periyodik
bakım maliyeti ise 2500-3500
TL arasında değişmektedir.
Düzenlemeler, bu imkânlara
sahip olmayan eğitim kurumla-
rının, uygulamalı eğitim alanının
kurumun dışından temin edildi-
ğine ilişkin sözleşme, protokol
veya muvafakat name yoluyla
ihtiyacı karşılama yolunu açık
tutmaktadır. Ancak bu konudaki
değerlendirmelerimiz sonunda;
a) Mevkii/mesafeler nedeniyle
böyle bir uygulamanın pratik ol-
mayacağı ve uygulamada adeta
ölü doğmuş bir çocuk olarak
kalacağı kaygısını taşımaktayız.
b) Kamu kurum ve kuruluşla-
rının böyle bir protokol yapma-
ları mümkün olmakla beraber,
uygulamada mesai saatleri
içerisinde, ya da sonrasında bu
mahalleri, sistemleri ve cihazları
eğitim kurumlarına kullandırma-
ları mümkün görülmemektedir.
c) İstanbul ve Bursa illerin-
de, bünyesinde X-RAY cihazı
bulunan birçok kamu ve özel
sektör kurum ya da kuruluşu ile
görüşülmüş olup, bir sözleşme
yapılarak kendilerini bağlaması
ve kendi güvenlik ihtiyaçları
nedeniyle yaptıkları bu kritik
yatırımın amacı dışında kulla-
nılması nedeniyle olumlu hiç
bir cevap alınamamıştır. Daha
da önemlisi birçok ilimizde bu
cihazları kullanan muhataplar da
bulunmamaktadır.
Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir
ve birkaç büyük ilimiz dışında bu
sistemleri ve cihazları sözleşme
yoluyla bile kullanacak kamu
kurum/kuruluşu da bulunmadığı
göz önüne alındığında eğitim
kurumlarının altından kolayca
kalkamayacağı bir külfet ortaya
çıkmaktadır.
d) Bir diğer açıdan konuya bakıl-
Cihaz satın alabilmek için, öncelikle
TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) den
lisans alınması gereklidir. Söz konusu lisanslar
5 yıl geçerli olup, lisansın yenilenmesi bu süre
sonunda mevzuatla düzenlenen bir bedel
karşılığında yapılmaktadır.
Cem ORÇUN
Ekim 2014 GüvenlikYönetimi n 47
52. dığında; temel eğitim müfredatın-
da toplam 5 saat, yenileme eği-
tim müfredatında toplam 3 saat
güvenlik sistem ve cihazları dersi
yer almaktadır. Bu dersin müfre-
datındaki konular incelendiğinde
X-Ray cihazı ve kapı dedektörü ko-
nusuna eğitim süresince en çok
1 ders saati(40 dakika) ayrılması
mümkündür. Bu süre içerisinde
söz konusu cihaz/sistemlerin
teorisi ancak aktarılabilmekte, 40
kişilik sınıflara uygulama yapma
şansı bulunmamaktadır.
Eğer eğitim kurumu uygula-
ma eğitimini, yapılan protokol
çerçevesinde bir başka kurum-
da gerçekleştirmeyi tercih eder
ise sadece gidiş ve dönüş için
gereken zaman, dersin toplam
süresini geçecek ve ortaya ilginç
bir görüntü çıkacaktır.
X-Ray cihazı özel eğitim
gerektirir
X-Ray cihazı ve kapı dedektörü
kullanımı gerek teknik gerek-
se taktik anlamda özel eğitim
gerektirmektedir. Bu sistemlerin
bulunduğu yerleşimlerde görev-
lendirilen personele en çok 14
kişilik sınıflarda 1 gün süreli
teknik eğitim ve en az 1 gün
süreli operatör eğitimi verilmek-
te, bu eğitimler sırasında her
personel bire bir cihaz başın-
da uygulama yapmakta olup,
eğitimlerin en geç 2 yıl içerisinde
tekrarlanması gerekmektedir.
Bundan da görüleceği üzere söz
konusu cihazların kullanımında
görevlendirilecek personele, Alan
Eğitimi adı altında, bu profesyo-
nel becerilerin kazandırılması en
doğru uygulamadır. Temel eğitim
ve yenileme eğitimlerinde bu
cihaz ve sistemlerin kısa teorik
bilgilerinden fazlasına gerek ol-
madığı gibi, eğitimlerin müfredatı
da uygulama için yeterli zamanı
bize bırakmamaktadır.
Eğitimde yapılacak Uygulama-
ların gerektirdiği süre göz önünde
bulundurulduğunda; eğitim müfre-
datının, derslere ayrılan sürelerin
ve hatta sınıflarda bulunmasına
müsaade edilen kursiyer sayıla-
rının yeniden değerlendirilmesi
ve düzenlemelerin buna göre
yapılması gerekmektedir.
Bir kursiyer için ayrılması gereken
uygulama eğitimi süresini(5-10
dakika), sınıfta bulunmasına
müsaade edilen kursiyer sayısı
olan 40 ile çarptığımızda uygula-
ma eğitimi yapılması öngörülen
her konuda 3,5 - 4 saat ayrılması
gerekmektedir. Bunun anlamı
müfredatımızda önemli miktarda
zaman artırımına ihtiyaç bulun-
maktadır. Bu durumda konu
edilen uygulama eğitimlerini
yapabilmek için ya müfredatta uy-
gulamalı derslere ayrılan süreler
bu hesaba göre arttırılacak, ya
sınıflarda bulunmasına müsaade
edilen 40 kursiyer sayısı azaltı-
larak 25 veya en çok 30 olarak
değiştirilecek ya da her ikisi bir
arada düşünülerek bir ara çözüm
Yeni düzenlemede yer alan, en az 50 m2
büyüklüğünde kapalı/açık uygulamalı eğitim
alanı, halen faaliyet gösteren eğitim kurumlarının
büyük çoğunluğunda mevcut değildir.
FOKUS
48 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
53. üretilecektir.
Bütün bu değişikliklerden
sonra, 50 m2 olarak belirlenen
uygulama dersliği düzenlemesi-
nin de yeniden değerlendirilmesi
uygun olacaktır. Bu dersliğin ge-
rektiğine karar verilmesi halinde,
uygun derslik büyüklüğünün de
kullanılacak tüm eğitim yardımcı
malzemelerine göre bir kez daha
belirlenmesi gerekecektir.
Özel Güvenlik Temel Eğitimi
eşdeğeri sertifikasyon hakkına
sahip olan Özel Güvenlik Meslek
Yüksek Okullarının (40 civarında)
durumu ise bir başka boyutu
oluşturmaktadır. Uygulama
eğitiminin bu kurumlarda nasıl
yapılacağı konusu ise yapılan
söz konusu düzenlemelerde yer
almamaktadır. Bu da açıklığa
kavuşturulmalıdır.
Konuyu toparlamak gerekir ise;
Yukarıda açıklanan gerekçeler
ile eğitim kurumlarında verilmek-
te olan eğitimlerin iyileştirilmesi
maksadıyla uygulamaya konulan
denetleme kontrol listelerinin
yeniden gözden geçirilmesi,
X-Ray cihazı, kapı dedektörü
gibi maliyeti, ruhsat harcından
daha fazla, ancak Temel Eğitim
ve yenileme eğitimi içerisinde
kullanım yeri bulunmayan
cihaz/sistemlerin bu listeden
çıkarılması,
Diğer eğitim yardımcı malze-
meleri için de benzer değerlendir-
meler yapıldıktan sonra uygulama
eğitiminde kullanılacak cihaz ve
sistemlerin sayılarının yeniden
belirlenmesi,
Müfredatta Uygulama eği-
timleri için gerçekçi sürelerin
ayırılması ve müfredatın buna
göre yeniden düzenlenmesi,
Profesyonel beceri gerektiren
eğitimlerin alan eğitimi olarak
yeniden düzenlenmesi ve biran
önce uygulamaya sokulması,
Alan eğitimi vermek üzere
eğitim kurumlarına yeniden bir
ruhsatlandırma çalışması yapıl-
ması, yeni düzenlemelerde yer
alan uygulama dersliği ve ilgili
alan eğitiminin gerektirdiği sistem
cihazlar gibi alt yapıların alan
eğitim ruhsatı verilecek eğitim
kurumlarında aranması,
Alan eğitimi vermek adına
kurumlar ruhsatlandırılırken, sınıf-
larda müsaade edilen kursiyer sa-
yılarının uygulama eğitiminin ge-
rektirdiği zaman hesaba katılarak
en çok 20 olarak sınırlandırılması
uygun mütalaa edilmektedir.
Sonuç olarak; Eğitim Kurumla-
rının Özel Güvenlik Sektörünü
ihtiyacı olduğu için oluşturulduğu,
unutulmamalıdır.
Eğitim biliminin gerektirdiği tüm
doğru uygulamaların yapılması
kaydıyla, bu müesseselerin ya-
şatılabilmeleri adına gereken her
türlü düzenlemelerin yapılması
çok önemlidir.
Bu gün için acilen yapılması
gereken; bir yandan sektörün ger-
çek eğitim ihtiyaçlarının belirlen-
mesi, diğer yandan bu eğitimlerin
yasal altyapısının oluşturulma-
sıdır. Eğitim Kurumlarının hangi
eğitimler için yetkin olduğu ise
başlı başına farklı bir konudur.
Yetkinlikler belirlendikten sonra
Uygulama eğitimi için yapılacak
düzenlemeler de yeniden kur-
gulanır ise ideal çözüm ortaya
çıkacaktır.
Eğitim kurumlarının özel güvenlik
sektörünün ihtiyacı olduğu için oluşturulduğu
unutulmamalı, eğitim biliminin gerektirdiği
tüm doğru uygulamaların yapılması kaydıyla, bu
müesseselerin yaşatılabilmeleri adına gereken her
türlü düzenleme yapılmalıdır.
Ekim 2014 GüvenlikYönetimi n 49
54. M
aslow’un ihtiyaçlar
teorisine göre gü-
venlik ihtiyacı nefes
alma, yeme-içme ve
uyuma gibi en temel
ihtiyaçlardan sonra gelmektedir.
Bu anlamda insanlar için kendini
güven ve emniyet içerisinde his-
setmenin en az biyolojik ihtiyaçlar
kadar önemli olduğunu söyleyebi-
liriz. Dolayısıyla ancak güvenli bir
ortamda eğitimin etkin ve verimli
olacağı, öğrencilerin kendini
güvende hissetiği bir ortamda
yeşerip gelişeceği muhakkaktır.
Güvenlik açısından genç nüfusun
yoğun olduğu ülkemizde, eğitim-
öğretim sektörünün büyüklüğü
de bununla doğru orantılı olarak
artmaktadır. Ülkemizde sayısı mil-
yonlarla ifade edilen öğrenci ve bu
öğrencilerin okuduğu, ilköğretim,
ortaöğretim ve üniversite(lisans)
düzeyi olarak eğitim veren binlerce
okul bulunmaktadır.
Yüksek Öğretim Kurulu’nun
2014 Mart ayı verilerine göre
sadece yükseköğretim çağındaki
öğrencilerin sayısı 5.5 milyona
(örgün+açıköğretim) yaklaş-
mıştır.Buna ilave olarak ilk ve
ortaöğretim derecesindeki okul
sayısı ve öğrenci sayısı dikkate
alındığında,okul, öğrenci ve üniver-
site yerleşkeleri (kampüs) güven-
liği devlet ve aileler için daha da
önemli hale gelmektedir.
Güvenlik sektörünün
branşlaştığı(uzmanlaştığı) ve farklı
hizmet alanlarına yönelik alternatif
güvenlik elemanı ve sistemleri-
nin oluşturulduğu günümüzde,
FOKUS
Güvenlik nefes almak
kadar önemlidir
İnsanlar için kendini güven ve emniyet içerisinde hissetmek
en az biyolojik ihtiyaçlar kadar önemlidir. Dolayısıyla ancak
güvenli bir ortamda eğitim etkin ve verimli olacaktır.
H. Şükrü TAŞTAN / Öğretim Görevlisi Niğde Üniversitesi Niğde Sosyal Bilimler MYO
Şükrü TÜRKÖZ / Öğretim Görevlisi Niğde Üniversitesi Niğde Sosyal Bilimler MYO
50 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
55. 2013 tarihleri arasında İstanbul
ilinde yaşayan 18 yaş üstü 1000
kişi ile yüz yüze görüşülerek
yaptırdığı araştırma ile velilerin
‘okul güvenliği’ konusunda son
derece endişeli olduğu ortaya
çıkarılmıştır.“Türkiye’de Okul
Güvenliği” başlığıyla kamuoyuyla
paylaşılan alan araştırmasından
elde edilen sonuçlara göre;
Her 4 veliden 3’ü çocuğu okul-
da olduğu saatlerde güvenliğinden
endişelenmektedir.
İstanbul’da yaşayan her 2
kişiden 1’i, okul yöneticileri ve
öğretmenlerin güvenlik konusunda
yeterli bilgi ve donanıma sahip
olmadığını düşünmektedir.
Her 10 veliden 6’sı, okullarda
öğrencilerin birbirlerine şiddet
uyguladıklarını ve birbirlerini sözlü
olarak tehdit ettiklerini düşünmek-
tedir.
Katılımcıların %81’i okullarda
özel güvenlik görevlilerinin gerekli
olduğuna inanmaktadır.
Bu oran okul çağında çocuğu
olan bireylerde %85’e ulaşmakta-
dır.
Katılımcıların %76’sı özel
güvenlik görevlilerinin okullarda
suçu önlemede faydalı olacağını
düşünüyor. Velilerde bu oradan
%80’dir.
Katılımcıların %41’i okullardaki
özel güvenlik ve polis arası işbirli-
ğini yeterli görmekte, %37 yetersiz
görmekte, %22 ise bu konuda fikir
sahibi olmadığını belirtmektedir.
Gelir düzeyi arttıkça güvenlik
endişesi de artmaktadır.
Eğitim düzeyi arttıkça, okullar-
daki özel güvenlik-polis işbirliğini
yetersiz bulanlar da artmaktadır.
Okulların yüzde 61’inde güvenlik
görevlisi yok
Anılan araştırma İstanbul iline
yönelik olmakla birlikte Türkiye’nin
diğer illerinde ve özellikle bü-
yükşehirlerde okul güvenliği ile
ilgili benzer verilere ulaşılması
muhtemel görünmektedir. Çünkü
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
2009 yılında yaptırılan benzer
bir araştırmada ülke genelindeki
tüm okulların yüzde 61’inde hiçbir
güvenlik görevlisinin bulunmadığı
kayıtlara geçmiştir. Bu açıdan
okullarımızda güvenli bir eğitim
öğretim ortamının sağlanması,
hem devlet görevlilerinin hem de
toplumun ilgili tüm kesimlerinin
öncelikle üzerine eğilmesi gereken
konu olması bakımından başlıca
sorunlu alanlardandır.
Ülkemizde okul ve yerleşke
okullarımızda ve üniversite kam-
püslerimizde güvenlik anlayışının
eskisine nazaran değişmeye
başladığı ve üzerinde hassasi-
yetle durulduğu gözlenmektedir.
Okullarımıza birer eğitim yuvaları,
geleceğimizi emanet edeceğimiz
genç nesillerimizin eğitildiği güzide
mekânlar olarak baktığımızda, bu
mekânlarda hiç şüphesiz sağlıklı
bir çalışma ortamının bulunması
ve güven ortamının sağlanması
gerekmektedir.
Okullarda şiddet artmaya başladı
Son yıllarda okulda şiddet, yara-
lama, öldürme, okul personeline
saldırma gibi birçok olaylarla karşı-
laşılmakta, bazı bölgelerde okullar
yakılmakta, okul personeli tehdit
edilmektedir. Ülkemizde artık
insanların toplu konutlar şeklinde
inşa ederek yaşadığı sitelerde bile
güvenlik üst seviyelere çıkarılma-
sına rağmen okullarımızın büyük
çoğunluğunda halen herhangi bir
özel güvenlik tedbiri alınmadığı
açıkça görülmektedir. Bu durum
özellikle okul çağında çocuğu
olan veliler başta olmak üzere
toplumun her kesiminde derin bir
kaygıya neden olmaktadır.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) ile
CSG (City Security Group) Güven-
lik Şirketi’nin, İKSARA Araştırma
Şirketi aracılığıyla 13-15 Ağustos
İnsanların toplu konutlar şeklinde inşa
ederek yaşadığı sitelerde bile güvenlik üst se-
viyelere çıkarılmasına rağmen okullarımızın büyük
çoğunluğunda halen herhangi bir özel güvenlik
tedbiri alınmadığı açıkça görülmektedir.
H. Şükrü TAŞTAN Şükrü TÜRKÖZ
Ekim 2014 GüvenlikYönetimi n 51
56. güvenliğimizin durumu nedir? Ne
gibi olumsuz olaylarla karşılaşıyo-
ruz? Ne gibi önemler alıyoruz? Ve
daha neler yapmalıyız? Ülkemizde
eğitim-öğretim kurumlarımızın
tamamının dış güvenliği ilk ve orta
dereceli eğitim-öğretim aşamasın-
da genellikle bölgede görev yapan
kolluk kuvvetleri (polis ve jandar-
ma) tarafından sağlanmaktadır.
Buna ilave olarak özel eğitim-öğ-
retim kurumlarının genelinde ku-
rumların içerisinde okul ve öğrenci
güvenliğinin sağlanması amacıyla
özel güvenlik görevlisi istihdamı
giderek yaygınlaşmaktadır. Bu
durum sevindirici bir gelişme
olmakla birlikte devlet okulların-
dabu anlayış henüz tam anlamıyla
yerleşmemiştir.
Millî Eğitim Bakanlığının, “Eğitim
Ortamlarında Şiddetin Önlenmesi
ve Azaltılması Stratejisi ve Eylem
Plânı (2006-2011) çerçevesinde,
okulda güvenlik sorununa yol açan
etkenleri öğrenci, öğretmen, yöne-
tici ve veli bakışı ile belirleyerek,
güvenli eğitim ortamı sağlayacak
yönetim süreç ve uygulamalarının
işletilmesine yardımcı olmak”
(MEB, 2009: ii) amacıyla ilköğre-
tim ve ortaöğretim öğrencileriyle
954, velilere 498 ve ilköğretim-
ortaöğretim yönetici/öğretmen-
lerine 498 olmak üzere Türkiye
genelinde toplam 1.950 kişi ile
görüşerek yaptığı alan araştırması
verileri ülkemizde okul ve öğrenci
güvenliği ile ilgili önemli bilgiler
vermektedir. Araştırmaya verileri-
ne göre okulların %61’inde hiçbir
güvenlik görevlisinin bulunmadı-
ğı, yönetici ve öğretmenlerden
yaklaşık 1/3’inin okullarda güvenli
ortamın oluşturulması için hiçbir
seminer, konferans veya hizmetiçi
eğitim almadıkları belirlenmiştir
Can güvenliği riske atılıyor
Bu verilerden hareketle özellikle
devlet okullarında güvenlik tedbir-
lerinin son derece yetersiz olduğu
açıkça görülmektedir. Daha da
üzücü olan devlet okullarında okul
ve öğrenci güvenliği genellikle
okulun temizlik işleri ile görevli
memurlar veya nöbetçi öğretmen-
ler ya da okul idarecilerinin bizzat
kendileri vasıtasıyla sağlanmaya
çalışılmaktadır. Bahse konu gö-
revliler okula giriş çıkışları kontrol
etmekte ve okul dışı şahısların
okula girişlerini engellemektedir-
ler. Ancak profesyonel bir meslek
olan ve mesleki eğitimini alan
kişilerce yapılması zaruri olan
güvenlik mesleğinin, ek bir görev
olarak okulda görevli memur ve
öğretmenler aracılığıyla yürütülme-
ye çalışılması, hem bu görevlilerin
can güvenliğini riske atmakta,
hem de onlardan beklenen
okul-öğrenci güvenliğini sağlama
misyonunun yerine getirilmesi
noktasında beklenen verimliliği
sağlayamamaktadır.
Bu kapsamda son yıllarda okullar-
da öğrenci-öğretmen-veli aktörleri
arasında yaşanan adli olaylar
sıkça basına yansımakta, dahası
bu olaylarda bıçak-ateşli silah kul-
lanılması neticesinde acı kayıplar
da yaşanabilmektedir. Hal böyley-
ken bu gibi durumların çocuklarını
okula gönderen milyonlarca veliyi
ve okullarda görev yapan binlerce
öğretmen-memurun aile fertlerini
endişelendirmesi doğal bir netice
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu nedenle Milli Eğitim Bakan-
lığı okulları tehdit eden asayiş
olaylarına karşı 2009 yılında
yeni bir projeyi hayata geçirmeyi
kararlaştırmıştır. Bu kapsamda
bakanlık tarafından okullarda gü-
venlik görevlisi istihdam edilmesi
planlanmış ve 81 ilde bulunan
okullardan ihtiyaç analizi yapma-
ları istenmiştir. İller, okul ve ku-
rumlarda yaşanabilecek olumsuz-
lukların önüne geçilebilmesi için
biri gündüz, biri gece olmak üzere
iki güvenlik görevlisi bulundurma
talebi belirtmişlerdir (MEB, 2009:
60). Ancak aradan geçen beş yıl
içinde bu alanda somut bir adı-
mın atılamadığını söylemek yanlış
olmaz. Mali gerekçelerin devlet
okullarında özel güvenlik istih-
damının önüne geçen en önemli
etken olduğu söylenebilir.
Üniversitelerde
kampüs güvenliği
Üniversiteler öğrencilerinin huzurlu
ve güvenli bir ortamda eğitim
almalarını sağlamak için mümkün
olduğunca kaynaklarını seferber
ederken bir taraftan da modern
güvenlik sistemlerinden faydala-
narak güvenliklerini sağlamaya
çalışmaktadır.
Genel olarak bakıldığında ülke-
mizde üniversite kampüslerinde
güvenlik hizmetleri ihtiyacı ihale
usulü ile özel güvenlik şirketlerine
verilmek suretiyle karşılanmak-
tadır. Başka bir ifade ile ihaleyi
kazanan özel güvenlik firmaları
belirli sürelerle ve sınırlı sayıda
özel güvenlik görevlisi istihdamı
yaparak üniversite kampüslerinin
FOKUS
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2009
yılında yaptırılan bir araştırmada ülke genelindeki
tüm okulların yüzde 61’inde hiçbir güvenlik
görevlisinin bulunmadığı kayıtlara geçti.
52 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014
57. çaplı gerginlikler gibi olağanüstü
durumlarda üniversite yönetimine
bağlı olarak çalışan özel güvenlik
görevlilerinin güvenliği sağlamada
yetersiz kaldıkları yaygın olarak
görülmektedir. Bu gibi hallerde
yasalarımız üniversite kampüsle-
rine genel kolluğun girmesini bazı
şartlara bağlamaktadır. 4/7/1934
tarih ve 2559 sayılı Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununun 20. Mad-
desi Polis ve Jandarmanın hangi
hallerde üniversite kampüslerine
girebileceğini düzenlemiştir. Buna
göre;
“Zabıta aşağıda yazılı hallerde
üniversite, bağımsız fakülte veya
üniversiteye bağlı kurumların
binalarına veya bunların eklerine
girebilir.
A) Üniversite binaları veya ekleri
içinde, kurumun imkânlarıyla
önlenmesi mümkün görülmeyen
olayların çıkması ihtimali karşısın-
da rektör, acele hallerde de dekan
veya bağlı kuruluş yetkililerinin
zabıtadan yardım talep etmeleri
halinde,
B) Herhangi bir davet veya izne
bağlı olmaksızın suç ve suçluların
kovuşturulması için her zaman,
Fıkranın (A) bendinde gösteri-
len hallerde talep derhal yerine
getirilir,
İlgili kurumlar kovuşturma dolayı-
sıyla zabıta kuvvetlerine gereken
her türlü yardım ve kolaylığı gös-
termekle yükümlüdürler.”
Madde metninden de açıkça
anlaşılacağı üzere üniversite kam-
püslerine genel kolluk kuvvetleri-
nin girerek olaylara müdahalede
bulunabilmesi, kurumun kendi
imkânlarıyla olayları önleyememe-
si halinde rektör ve acele hallerde
fakülte dekanlarının genel kolluk-
tan yardım talebi üzerine mümkün
olabilmekte, ancak suç ve suçlu
kovuşturması amacıyla her hangi
bir izne tabi olmaksızın her zaman
mümkün olabilmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
1-) Bahçeşehir Üniversitesi/City Security
Group “OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMA-
SI”, Eylül, 2013.
2-)(Meb, 2009),“Okulda Güvenlik Soru-
nuna Yol Açan Etkenlerin Belirlenmesi”,
Haz. Ferhat EROL.Milli Eğitim Bakanlığı.
3-) 4/7/1934 tarih ve 2559 sayılı Polis
Vazife ve Salahiyet Kanunu(PVSK).
4-) Yükseköğretim Kurulu (YÖK), www.
yok.gov.tr.” istatistikler”, 2014.
güvenliğini sağlamaktadırlar.
Üniversite yerleşkelerine giriş
yapmak isteyen öğrenci ve diğer
kişilerin kimlik kontrolleri kampüs
girişlerinde kurulan turnikeler ve
kartlı geçiş sistemleri aracılığıyla
sağlanmaktadır. Toplu taşıma
araçlarının kampüs içerisine giriş
yapmasına izin verilen yerlerde
kimlik kontrolü işi bizzat kapılar-
da görevli özel güvenlik görevlileri
tarafından toplu taşıma araçla-
rının içerisine girilmesi suretiyle
yapılmaktadır. Bu gibi hallerde
kontroller bazen daha seri ve
teferruatsız(bazen üstünkörü)
yapılabildiğinden kampüs içerisi-
ne şüpheli kişilerin ve bu kişiler
üzerinde bulunabilecek yasaklı
maddelerin kontrolünde zaman
zaman zafiyet yaşanabilmektedir.
Çok yaygın olmamakla birlikte
bazı üniversite kampüslerinde ve
fakülte/kütüphane binalarında
şahısların ve eşyaların daha de-
taylı kontrolünü yapma imkânını
sağlayan x-ray cihazlarına rastla-
mak mümkündür.
Kampüste güvenlik riskleri
Üniversite kampüslerinde zaman
zaman genel kolluktan yarar-
lanmayı zaruri kılacak güvenlik
risklerinin oluşması da mümkün
olabilmektedir. Özellikle bahar
şenlikleri, spor müsabakaları gibi
olağan hallerde veya öğrenci pro-
testolarında ve farklı öğrenci grup-
ları arasında yaşanabilecek büyük
Devlet okullarında okul ve öğrenci
güvenliği genellikle okulun temizlik işleri ile
görevli memurlar veya nöbetçi öğretmenler ya
da okul idarecilerinin bizzat kendileri vasıtasıyla
sağlanmaya çalışılmaktadır.
Ekim 2014 GüvenlikYönetimi n 53
58. E
ğitim ekonomisine
yapılan yatırımlar her
yıl daha çok artıyor.
Geleceğin dünyasında
eğitim bireyin ve ülkele-
rin çağdaş dünya ile entegrasyo-
nunda ve zenginleşmesinde en
önemli araçlardan birisi olarak
öne çıkıyor.
Bir ülkenin ekonomik açıdan bü-
yümesi ve zenginleşmesi eğitime
verdiği öneme ve yaptığı yatırıma
bağlıdır. Çağdaş dünyanın evren-
sel değerleri ve bilimsel eğitim
sistemi ile yetişmeyen nüfusa
Okul, kampüs güvenliği
ve olası riskler
Osman ÖZTÜRK / Yönetim Kurulu Başkanı - CEO
CSG CİTY SECURİTY GROUP
Eğitimli bir gençliğin oluşması ancak özgür ve barışçıl bir
okul ve kampüs ikliminin olduğu eğitim ortamlarında
mümkün olabiliyor. Bilimin aydınlığında bezenmiş güvenli
bir kampüs ortamı öğrenciler için okula bağlılık, derslere
odaklanma ve akademik başarı demek.
FOKUS
54 n GüvenlikYönetimi Ekim 2014