İceriklerin basliklari:
Raydan Çıkanlar
Hayat / İnsan
Korku / Umut / Fal / Astroloji / Çöküş
Ormanda Oduncu
Son İmparatorluk Osmanlı
Gelecekte bizler hakkında ne söylenecek
Özgür Zaman
Savaş / Kütüphane
Mısır Sanatı / Nebamun
Orson Welles / Tırtıl
1. 11. Raydan Çıkanlar
12. Hayat / İnsan
13. Korku / Umut / Fal / Astroloji / Çöküş
14. Ormanda Oduncu
15. Son İmparatorluk Osmanlı
16. Gelecekte bizler hakkında ne söylenecek
17. Özgür Zaman
18. Savaş / Kütüphane
19. Mısır Sanatı / Nebamun
20. Orson Welles / Tırtıl
İçerikler - II
Kitaplardan alıntılar ile oluşturulan konuların, Ocak 2023’teki son halleri ile. menemen @azdacorba
3. Ernst von Aster
Büyük Fizikçiler
William H. Cropper
Kentler ve Gölgeler
Engin Yıldız (1959)
Raydan Çıkanlar
E
fl
atun (Platon)
Sir Isaac Newton
Sir Arthur Conan Doyle
platon, sayı mistisizmi, newton, simya, conan doyle, periler
4. ğ
in eserleri arasında: ‘Timaios’,
eksik kalan ‘Kritias’ ve ‘Nomoi’ (Yasalar) diyalogları bulunur. İlk iki diyalogda Pisagorcuların matematik
ve biyoloji ile ilgili görüşlerini detaylarıyla anlatan bir Pisagorcu ile kar
ş
ıla
ş
ırız. Eflatun, Pisagorcuların
birçok görüşlerine katılır. Biz Eflatun'un Güney
İ
talya'da Pisagorcuları ziyaret etti
ğ
ini, onlara konuk
oldu
ğ
unu ve onların etkisinde kaldı
ğ
ını biliyoruz. Yaşamının son yıllarında ise Pisagorculu
ğ
a tümden
yaklaşmıştır. Aristo'nun anlattı
ğ
ına göre Eflatun son yıllarında bir çe
ş
it ‘sayı mistisizmi’ne yatkın
görü
ş
lere sahip olmu
ş
tur. Ancak bir parça halindeki Kritias diyalogunun konusu tarihtir. Geniş ve
hacimli bir eser olan Nomoi (Yasalar)'da devlet konusu yeniden ilenir. Yasalar, Sokrat'ın sahneye
çıkmadı
ğ
ı Eflatun'un tek eseridir. Yaşlılık dönemi eserlerinin bir özelli
ğ
i de, diyalog biçiminin artık
yalnızca bir şekil olarak kalmış olmasıdır.” s. 32
Raydan Çıkanlar / E
fl
atun (Platon)
von Aster, E., 2002 (ilk basım 2002), İlkçağ ve Ortaçağ Felsefe Tarihi , 3. Baskı,
5.
6.
7.
8. Engin Geçtan
Dünya Yazın Tarihi
Antal Szerb
Hayat / İnsan
hayat
oyun
insan
ölümlü
ölçü, hayat, oyun, zaman, ölümlü, insan, ciddiyet, trajik ağırlık
9. Hayatın ve insan olmanın değeri
“Kimi zaman Zeus’a karşı başkaldırırlar, Zeus
Yunanlılara özgü palavralarla onları tehdit de
eder ama başkaldırılarında o en başat risk söz
konusu değildir: Yaşamlarını ortaya koymazlar,
koyamazlar; çünkü ölümsüzdürler. Ölümsüzlük
kısa bir ömrü olan insanlar karşısında Tanrıların
avantajıdır, ama ölümlülük de insanların Tanrılar
karşısındaki avantajıdır, çünkü eylemlerine trajik
ağırlığı, ciddiyeti, ışığı ve gölgeyi veren budur.
Tanrılar ölümsüzdürler. Ve bu yüzden de
ağırlıktan yoksundurlar. (Karoly Kerenyi) ” s. 26
Geçtan, E., 2020 (ilk basım 2010), Zamane, 7. Baskı,
10.
11. Emin Özdemir (derleyen)
İdrardan Karakter Tahlili (denemenin başlığı)
Enis Batur
Aylaklığa Övgü
Bertrand Russell
Korku/Umut/Fal/Astroloji/Çöküş
Hayat çok güzel
geleceği öğrenmek, ruhdeşenlik simsarlığı, köşeye sıkışmak,
gündem özel
13. fal veya astroloji sayfalarını takip ediyor musunuz?
Yoksa endişe ve korku duygularınızın arttığı; umut etmeye çabaladığınız zor
zamanlarda mı bu sayfalara bakıyorsunuz?
Bu sayfalara baktığınızda kendinizi daima iyi mi hissediyorsunuz?
Bu sayfalara bakmadığınızda kendinizi daima kötü mü hissediyorsunuz?
no.13
22
Ocak
2022
Korku / Umut / Fal / Astroloji / Çöküş
14. Enis Batur
“Hemen fark ettiler ki, insanların yaşamını iki tiran yönetmektedir: 'Biri umut, diğeri korku' der
Lukianos ve ekler: “Çünkü, insan korktu mu ya da umdu mu, geleceği öğrenmek ister.”
Korkunun ve umudun, insanlık tarihinde tuttuğu yakıcı yerin önemini kavramak için yüzyılımızın
şimdiden klasik katına çıkmış bazı bilimsel araştırmalarına bakmak yeterlidir: Sir James Frazer
başkanlığında kotarılan dev “The Golden Bough”tan Malinowski ve Levi-Strauss’un ilkeler üzerindeki
çalışmalarına bir yanda; Mircea Eliade gibi bir kültür tarihçisinden “Totem ve Tabu” yazarı Freud’a
bir başka yanda, bugün üzerinde tartışılacak bir yönü kalmayan bir genel doğru ile karşı karşıyayız:
Tarih öncesi zamanlardan günümüze uzanan uçsuz, bucaksız çizgide, insanoğlu, kendisini kuşatan
korku halesiyle onu karşı kefede dengeleyen umut tohumu arasında, dinlerden ve ideolojilerden
önce (ve çok) büyüye ve kehanete sığınmıştır.” s. 308
(Derleyen) Özdemir, E., 2003 (ilk basım 2003), Düz Yazının Sorgulayan Gücü, 2. Baskı, Dünya Yayıncılık
Düz Yazının Sorgulayan Gücü - Emin Özdemir
no.13
22
Ocak
2022
15.
16. Türkiye’ye bu çizginin bulaşıp bulaşmayacağını, bulaşacaksa ne zaman ve ne oranda bulaşacağını
kestiremeyiz elbette; ama, son yılların gözde ruh hekimlerinin yeni müşteri kabul edemeyecek
oranda meşgul olmalarında, psikanalizin yerleşiklik kazanması ve insanların ruhsal sorunlarını ciddiye
almaları (ve onların eskisi kadar -gereksiz- utanma duygularıyla taşımamaları) gibi olumlu faktörler
kadar, fal ve büyüye başvuracak oranda çaresizleşmiş köşeye sıkıştırılmış olma duygusu altında
ezilmiş insanların sayısının dehşet verici oranda artmış olması da temel bir neden olarak görülebilir
gibi geliyor bana.” s. 313
Düz Yazının Sorgulayan Gücü - Emin Özdemir
(Derleyen) Özdemir, E., 2003 (ilk basım 2003), Düz Yazının Sorgulayan Gücü, 2. Baskı, Dünya Yayıncılık
no.13
22
Ocak
2022
17.
18. fi
k Uyar, Astro
fi
zikçi Dr. Selçuk Topal yanıtladı.'
https://www.youtube.com/watch?v=zqBVUSsnARI
Gündem Özel / Yıldızlar karakterimizi ve gündelik hayatımızı etkiliyor mu?
no.13
22
Ocak
2022
23. Şeker Ahmet Paşa
Bu resim ile ilk defa karşılaştıysanız biraz şaşırmış olabilirsiniz.
- Neden daha önce görmedik
- Sanki bazı tuhaflıklar var
- Diğer yandan da büyülü gibi
https://en.wikipedia.org/wiki/Şeker_Ahmed_Pasha
no.14
22
Ocak
2022
24.
25.
26. İlber Ortaylı
Kitaplardan Kurtulabileceğinizi
Sanmayın
Umberto Eco, Jean-Claude Carrière
Son İmparatorluk Osmanlı
Neler var?
‣ Son kelimesi neyi işaret ediyor - Rönesans
Hükümdarı
‣ Dört dilin önemi (Yunanca - Latince - Arapça - Farsça)
‣ Kütübhaneler - İnkunabel (Beşik)
‣ Eski Mısır örneği / Hiyeroglifin çok geç
çözülmesi / Yüzyıllarca mağarada kapalı kalan
antik metinler
‣ Falanca mahalleliler / Kadın dırdırı / Garpzede
‣ Oryantalizm / Resim
fatih sultan mehmet, heybede giden kitaplar, yazılı belge,
fausto zonaro Son İmparatorluk Osmanlı kitabı ile ilgili içeriğin konu başlıkları
27. ‣ Son kelimesi neyi işaret ediyor - Rönesans Hükümdarı
‣ Dört dilin önemi (Yunanca - Latince - Arapça - Farsça)
‣ Kütübhaneler - İnkunabel (Beşik)
‣ Eski Mısır örneği / Hiyeroglifin çok geç çözülmesi /
Yüzyıllarca mağarada kapalı kalan antik metinler
‣ Falanca mahalleliler / Kadın dırdırı / Garpzede
‣ Oryantalizm / Resim
‣ Konglomera / Kimera
22
Ocak
2022
28. “15. asırda, Rönesans'ın ortasında bizim karşımıza bir büyük Rönesans hükümdarı çıkmıştır. 15.
yüzyıl Rönesansı'nın devlet yöneticisi, hükümdar portresi nerededir derseniz Fransa'ya Roma'ya
bakmayın. O portre İstanbul'dadır. Bu çok açık bir gerçektir. Bunu da ben söylemiyorum,
başkaları söylüyor. ” s. 66
“Devrin birtakım Hellen yazarları için; Fatih Sultan Mehmed en büyük hükümdardır. Bütün
insanlığın görebileceği en bilge ve bilgili hükümdardır. ” s. 195
Ortaylı, İ., 2006 (ilk basım 2006), Son İmparatorluk Osmanlı, 4. Baskı, Timaş Yayınları
no.15
22
Ocak
2022
29. “Kısacası Türkiye ortaçağını tanımıyor, ülkenin ortaçağı ve ilkçağıyla hemdem olacak filolojik
yeteneğimiz yok.(…)
Etrafımızı tanıdıkça, aslında kendimizi de daha çok severiz. Cahil bir milliyetçilik duygusu veya
aşağılık duygusuyla karışık hastalıklı bir kozmopolitlik, yerini daha bilinçli bir tarih sevgisi ve
anlayışına bırakır. ” s. 13
“Osmanlı'nın kuruluşunu kutlamak ve düşünmek; ne şovenlik ne de Cumhuriyet'e ihanettir.
Elverir ki bu kutlama aklın ve ince zevkin öncülüğünde yapılsın. ” s. 14
Filoloji: Dillerin yapısını, tarihsel gelişimini ve
birbirleri ile ilişkilerini inceleyen bilim dalı.
Ortaylı, İ., 2006 (ilk basım 2006), Son İmparatorluk Osmanlı, 4. Baskı, Timaş Yayınları
Dil Konusu / Yunanca - Latince - Arapça - Farsça - 1
no.15
22
Ocak
2022
30. “ (…) felsefe için bir noksanımız filolojidir. Yani Osmanlı aydını dünyayı tanımak konusunda
bugünküne göre belki daha iyi Arapça, Farsça biliyordu ama arzettiğim gibi mesela bir Yunanca
ve Latinceyle Batı tarihini, Batı kaynaklarını hatta Bizans'ı bilmiyordu. ” s. 139
Aklın ve ince zevkin öncülüğünde,
31. “Ve nihayet bu ülke elan inkunabel dediğimiz ilk basma eserlerimizin ve asıl önemlisi
yazmalarımızın kaçırıldığı bir yer haline gelmiş. Kaç kişi kendine bunu dert edinmiş. 17. asırdan
beri hiçbir seyyah, diplomat yok ki bizim kitapları heybesine doldurup götürmemiş olsun. (…)
Paris, Vatikan, Londra, Viyana'nın kütübhaneleri yazmalarımızla dolu.” s. 121
inkunabel nedir?
Osmanlı'da matbaa ve kütübhaneler / İnkunabel
no.15
22
Ocak
2022
32. Milyonlarca veya milyarlarca kitabı yakmak, yok etmek, öyle çok hızlı olamaz; günler, aylar sürebilir ya da daha fazla.
Ama dijital bilgiyi değiştirmek ve silmek için saniyelik bir zaman bile yetebilir.
Kimi zaman sadece dijital kitap basalım, hatta güncelleştirme için de bunu uygulayalım dendiğini duyarız. İlk an
kulağa güzel gibi gelse de her şeyin bir anda yok olması veya hatalı güncellemeler; sanki geri dönüşü olmayan
sonuçlara neden olabilir.
İnkunabel / Beşik / Yangın
Akla Gelenler no.15
22
Ocak
2022
33. (…) en çarpıcı örneği eski Mısır tarihidir. Çünkü Mısırlılar, ki bu alemin gelmiş geçmiş en orijinal
medeniyetinin sahibidirler, uzun tarihleri boyunca yaklaşık dört bin sene çok yoğun bir biçimde
sahnede kalmış, siyaset yapmış, iktisadiyet yapmış, kültür, medeniyet ve bilim yaratmış insanlardır. Bu
yaptıklarını da hiç çekinmeden hem papirüslerin üzerine yazmışlar -o da yetmemiş- taşların, kayaların
üzerine kazımışlardır. Biz bu muhteşem medeniyetin sahipleriyle çok uzun yıllar, ta 19. asra kadar,
diyalog kuramamışız.
Ne zaman ki 19. yüzyıl başında, Jean-François Champollion hiyeroglifi çözdü, o zaman birdenbire
üstümüze böyle bir gül çuvalı gibi o medeniyetin hare ve kokusu yayılmaya başladı. Hala bugün bile
bu muhteşem sarhoşluğun altından kalkamıyoruz.” ss. 22-23
“Osmanlı tarihinin ana kaynakları 15. yüzyıla aittir. Yani biz bütün bir 14. yüzyıl ve 15. yüzyıl başını
devrin kendi kalem ve nakilcilerinden çok, sonradan kaleme alınan kaynaklardan etüd etmek
zorundayız.” s. 28
no.15
22
Ocak
2022
34. İlber Ortaylı'nın 'muhteşem sarhoşluk' olarak tanımladığı
mutluluğun bir benzeri; resimdeki odada gördüğünüz Paul Pelliot
tarafından da yaşanmış.
10. yüzyıldan kalma yetmiş bin kadar elyazması eser, Çin'de bir
mağaraya koyulmuş ve mağara duvarla örülerek kapatılmıştır.
Bu eserler ancak 1911'de Pelliot ve arkadaşları tarafından
bulunmuş.
“Bir mağara dolusu hiç bilinmeyen kitap!”
Yandaki resim Pelliot'un mum ışığında antik metin yığınlarının
arasına oturduğunu gösteren bir fotoğraf.
Bu olayın 20. yüzyılın en büyük arkeolojik keşfi olduğu da iddia
edilir.
128 nolu sayfada bu konu ile ilgili kısmı bulabilirsiniz.
Eco, U., Carriere, J., C., 2012 (ilk basım 2012), Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın, 3. Baskı, Can Yayınları
no.15
22
Ocak
2022
35. “Eski toplumumuzun insanı ölüm olayına, onu geciktirip kaçarak değil, sıcak bir dostlukla
kucaklayıp yanına alarak direnir. (...) Mezar taşlarının içinde öyle iddialısı, anıtsal olanı da yoktur.
O gösteriş, zamanımızın Türklerine hastır. Ölüm, tevazu ve olağanlıkla benimsenmiştir. Bazen
mizahın sıcaklığı da üste gelir: 'Kadın dırdırından vefat eden falanca efendi' gibi bir ibareye
Eyüp'te rastlarsınız.” s. 111
“Doğu-Batı türünde bir gerilim sadece Türklere has değildir. Nitekim geçen asırda İran
toplumu, bunun adını çok mizahi bir biçimde koymuştur; 'depremzede' gibi 'garpzede' diye bir
tabir ortaya çıkmıştır. Ama bu Müslüman toplumların modernleşmesine has bir terim de
değildir.” ss. 151-152
no.15
22
Ocak
2022
36. Mesela bizim ülkemizde yaşayan aslında Maltalı
olan Preziosi. Buradaki resmetmeler, takdirler de
hayatın gerçekliğinde veya Fausto Zonaro'da
olduğu gibi ön planda rol oynamaktadır. ” ss. 167-168
Fatih Sultan Mehmed'in adı geçmişken;
41. Yuval Noah Harari
Denemeler
Michel de Montaigne
Seyyar
Engin Geçtan
Gelecekte bizler hakkında ne söylenecek
Gelecekte, yıllar yıllar sonra;
- istanbul hakkında ne söylenecek
- kültürlü ve hoşgörülü oluşumuz hakkında ne
söylenecek
- özgürlüklerle dolu bir cennet oluşumuz
hakkında ne söylenecek
- işimizi yaparken gösterdiğimiz disiplin
hakkında ne söylenecek
- özgün oluşumuz hakkında ne söylenecek
- dinamizmimiz hakkında ne söylenecek
osmanlı imparatorluğu, bilimsel devrim, çalanları kazığa geçirmek,
tarihimizi özümsemek
42.
43.
44. Türkiye Cumhuriyeti'nin herhangi bir şeyin bir biçimi olması bana mümkün görünmüyor. Kimliğimiz ve
arketiplerimiz çok özgün. Bu soru tam da AB ile müzakere tarihi saptandığı günlerin ardından geldi.
AB ile eklemlenme isteğimizin, on dokuzuncu yüzyıldan bu yana sürdürülen çabaların uzantısı olan bir
zorlama mı, yoksa değişen dünya koşullarının ve ülkemizin iç dinamiklerinin bizi kendiliğinden
getirdiği bir aşamamı olduğu sorusunun cevabını bilmiyorum. Ancak Türkiye ileride yaşam
standartlarını gerçekten yükseltebilirse, hangi tarafın referanduma başvurma gereği duyacağı da
bilinmeyebilir. Ülkemizin taze dinamizmi göz önünde bulundurulduğunda, gelecekte kimin kime
benzeyeceği de öyle. Son zamanlarda kendimizi kabullenmeyi öğrenmeye başladık. Bir de tarihimizi
özümseyebilsek, kimliğimizle ilgili kafa karışıklığımız daha da azalacak, ama öylesi karmaşık ve devasa
bir tarih ki bu. ” s. 153
Geçtan, E., 2018 (ilk basım 2005), Seyyar, 5. Baskı, Metis Yayınları
no.16
22
Ocak
2022
45. - istanbul hakkında ne söylenecek
- kültürlü ve hoşgörülü oluşumuz hakkında ne söylenecek
- özgürlüklerle dolu bir cennet oluşumuz hakkında ne söylenecek
- işimizi yaparken gösterdiğimiz disiplin hakkında ne söylenecek
- özgün oluşumuz hakkında ne söylenecek
- dinamizmimiz hakkında ne söylenecek
no.16
22
Ocak
2022
47. Ahmet Oktay
Özgür Zaman
Örnek cümle:
boş zamanlarınızda
soytarılık yapar mısınız?
özgür zaman
gazeteler, televizyon, sinema, posterler, yapma çiçekler, fabrikasyon
mobilya
50. Çöken sosyalist ülkelerde, iktidar tümüyle sermaye sınıflarının elinde olmamıştır ama, ekonomik-kurumsal
göstergeler, artı-değerin en azından bir bölümüne el koyabilen bir yöneticiler sınıfının ya da katmanının
varlığını kabul etmemizi gerektirmektedir. İşte varlığının kabul edilmesi gereken bu yönetici sınıf ya da
katmanlar, tıpkı kapitalist ülkelerde olduğu gibi, yönetilenlerin, yani çalışma etiğini (Stakhanovizmi
anımsayalım) benimsemiş emekçilerin boş zamanını emmek zorunda kalmaktadır.” s. 40
Oktay, A., 1994 (ilk basım 1993), Türkiye'de Popüler Kültür, 2. Baskı, Yapı Kredi Yayınları
Türkiye'de Popüler Kültür - Ahmet Oktay
no.17
22
Ocak
2022
51.
52. Reel sosyalist toplumların da şu andaki bunalım noktasına gelinceye kadar bir propaganda süreci içinde
yaşadığı tarihsel açıdan kanıtlanabilir bir doğruysa, lümpen kesimleri biricik güç olarak gören devrim
kuramı tartışmaya açık bulunan Marcuse'nin şu sözlerinin ima ettiği kuramsal/kılgısal alan üzerinde
düşünülmesi gerektiğini sanıyorum:
"Bireyler, yaşamlarına zenginlik getiren metalar karşılığında sadece emeklerini değil, aynı
zamanda serbest zamanlarını da satarlar."” s. 41
Türkiye'de Popüler Kültür - Ahmet Oktay
Paragrafın, son cümlesi vurguyu arttırmak için orta hizalı olarak yazılmıştır.
Oktay, A., 1994 (ilk basım 1993), Türkiye'de Popüler Kültür, 2. Baskı, Yapı Kredi Yayınları
no.17
22
Ocak
2022
54. Karl Popper
Savaş / Kütüphane
Savaş koşulları, kütüphanelerden faydalanma
imkanlarını da sınırladığından dolayı, normal
durumlarda danışılabilecek kimi yeni kimi eski
birtakım kitapları bulamadım.
özür dilemek, okumayı/kitaplara ulaşmayı imkansız kılan durumlar Karl Popper’ın Açık Toplum ve Düşmanları kitabından
55.
56.
57. Ernst H. Gombrich
Mısır Sanatı / Nebamun
Bursa’nın taşlı yolları
Nebamun’un havuzlu
bahçesi
tuhaf Mısır resimleri, havuzlu-balıklı-ağaçlı bahçe, hangi profil
meselesi
58. Bir ilaç firmasının 1972 yılına ait ajandasından bir fotoğraf (tema: sokaklar)
Bu fotoğrafın basit bir çizimini yaptığınızı düşünün
no.19
2
Şubat
2022
59.
60.
61.
62.
63. Mısır sanatında imgeleştirme bizimkinden biraz daha farklıdır. Mısırlılar
için güzellik değil, resimlerin eksiksiz olması önemlidir. Her şey, tüm
özelliklerinin en açık ve belirgin bir şekilde görünebileceği haliye çizilir.
Gölün biçimini en iyi görmek için yukarıdan bakmak gerekir. Balıkları
üsten çizerseniz ne oldukları anlaşılmaz, onları profilden yani yandan
görüyormuş gibi çizmek gerekir. Aynı şekilde ağaçların da biçimi ve
özellikleri en iyi yandan bakılarak çizilebilir.
Yandan ağaç çizimine, tepeden balık görüntüsü eklesem kübizm olur mu :)
Mısır sanatında çarpık imgeler - 1
Gombrich, E. H., 2002 (ilk basım 1950), Sanatın Öyküsü, 3. Baskı, Remzi Kitabevi
ss. 60-61
no.19
2
Şubat
2022
64. Baş yandan daha iyi göründüğünden, baş yandan çizilir.
Göz önden daha iyi görüneceğinden, yandan çizilen bir yüze,
karşıdan görünen bir göz eklenir.
Omuzlar ve göğüs önden, kollar ve bacaklar yandan çizilir.
Yani bu resimlerin bize garip, düz ve çarpık görünmesinin sebebi her
nesneyi en karakteristik açıdan göstererek çizmek istemeleridir.
ss. 60-61
Gombrich, E. H., 2002 (ilk basım 1950), Sanatın Öyküsü, 3. Baskı, Remzi Kitabevi
Mısır sanatında çarpık imgeler - 2
no.19
2
Şubat
2022
66. Rekin Teksoy
Başlangıçta Hidrojen Vardı
Hoimar von Ditfurth
Orson Welles / Tırtıl
Orson Welles
bana 5 ayna lazım
Attacus Edwardsii
bana da 5 kuru yaprak
gizlenmenin rafine bir biçimi, hedef şaşırtmak, zekanın temellendiği
yer/zaman?!
67. bana 5 ayna lazım
Attacus Edwardsii
bana da 5 kuru yaprak
69. “ 30 Ekim 1938 günü, saat 20'de New York'taki bir radyo istasyonu Merihlilerin dünyayı işgal
etmeye başladıkları haberini verir. Halk büyük bir telaşa kapılır. İnsanlar kiliselere koşar, polis
telefonları kilitlenir, dağlara kaçanlar, intihara kalkışanlar, çocuk düşüren kadınlar olur. Çok
geçmeden haber yalanlanır. Ama ortalığın durulması için 24 saat geçmesi gerekir. Amerika'yı
ayağa kald
ı
ran haber, aslında H. G. Wells'in Dünyalar Savaşı adlı kitabından uyarlanan bir radyo
oyununda geçmektedir. Oyundan önce "radyo tiyatrosu" anonsu y
a
pılmış olmasına karşın,
dinleyenler haberi gerçek sanmış, büyük bir kargaşa y
a
şanmıştır. Radyo programını hazırlayan
ise bu yayınla Hollywood'un dikkatini çekerek sinemaya adım atacak olan Orsan Welles'tir
(1915 - 1985). Sinemanın "dahi" çocuğu Orson Welles, parlak zekası, büyük oyunculuk
yeteneği, edeb
i
yat, tiyatro ve resim konularındaki birikimiyle, sıradışı kahramanları, olumsuz
insanları, Shakespeare krallarını metaforlar yüklü Barok bir anlatımla perdeye getiren benzersiz
bir yönetmen oldu. ” s. 383
Teksoy, R., 2009 (ilk basım 2005), Rekin Teksoy’un Sinema Tarihi (Birinci Cilt), 3. Baskı, Oğlak Yayıncılık
Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi - Rekin Teksoy
4
Şubat
2022 no.20
70.
71. Düello, bu şartlar altında nasıl son bulması gerekiyorsa öyle son buluyordu. Beriki öfke içinde silahını
şuursuzca kurbanın görüntüleri üzerine boşaltıyordu; ama cam kırıklarından oluşan bir yığındı elde
ettiği; gerçek Welles'in yerini bulduğunda tabancasında mermi kalmadığından, kahramanımız da canını
kurtarıyordu.” s. 31
von Ditfurth, H., 2014 (ilk basım 1972), Başlangıçta Hidrojen Vardı, 4. Baskı, Cumhuriyet Kitapları, Çev. Veysel Atayman
4
Şubat
2022 no.20
72. İşte böyle bir hileyle karşılaştığımız ya da yanıltıcı hedeflerle herhangi bir tuzağa düşürüldüğümüz her
yerde, olup bitenin ardında (bütün bunları daha önceden tasarlamış) bir zekanın bulunduğunu
düşünmekten kendimizi alamayız. Bu ve benzer türden, eni-konu amaca yönelik zeki stratejileri, ancak
bilinçli, akıllıca düşünmelerin sonucu olarak kavrayabiliriz. Oysa buna benzer olayları böyle açıklama
alışkanlığımızın temelinde, hem çok yaygın hem de sonuçları bakımından önemli bir önyargının yattığı
kesindir. Önemlidir, çünkü bu önyargı gerek evreni, gerek doğayı, gerekse üstünde yaşadığımız bu
dünyayı doğru kavrama ve bu dünyadaki yerimizi ve rolümüzü anlama çabalarımızı yer yer
engellemekten geri kalmamıştır.
Bu önyargıdan kurtulduğumuz ve bu tür olayların ardında ille de bilinçli bir düşünme faaliyetinin etkisini
arama alışkanlığını bir yana bıraktığımız anda, gerçeğe doğru bir adım atmış oluruz; bilinçli düşünme
faaliyetinin gerçekleşmesini mümkün kılan beyinlerin yerinde henüz yeller eserken de doğada akılla
düzenlenmiş izlenimi veren olayların gerçekleşmiş olduğuna ilişkin belirtiler bulmaktayız.
Çarpıcı bir ilk örnekle durumu biraz daha netleştirmeye çalışalım.” s. 32
4
Şubat
2022 no.20
von Ditfurth, H., 2014 (ilk basım 1972), Başlangıçta Hidrojen Vardı, 4. Baskı, Cumhuriyet Kitapları, Çev. Veysel Atayman
73. Öteki birçok kelebek tırtılı gibi, bu tırtıl da, nemfa dönemi geldiğinde, kendini kozanın içine kapayıp
kelebekleşmeyi bekler. Bu ipekböceği ayrıca gizleyici örtü olarak bir de yaprak kullanır.
Tırtılın bu örtünme işini gerçekleştiriş tarzı bile, önceden belirlenmiş, belli bir hedefe yönelik bir
öngörünün şaşırtıcı ölçüde varlığına işaret eder gibidir. Çünkü yeşil, yaş bir yaprak, bir tırtılın onu
bükerek koruyucu bir kabuk gibi örtünmesine imkân vermeyecek kadar esnek ve engelleyicidir.
Attacus tırtılı, bu ilk sorunu akla gelebilecek en basit, ama amacına en uygun biçimde çözer. Kalkıp
yaprağın sapını ısırır (ama daha önce yaprak düşmesin diye onu ipeğiyle dala bir güzel bağlar!). Bu
girişimin kaçınılmaz sonucunda yaprak kurumaya başlar. Başka bir deyişle kuruyarak büzülür. Ama
kuruyan bir yaprak, aynı zamanda rulo gibi kıvrılır da. Birkaç saat sonra ipekböceği, içine girebileceği
ideal bir yaprak boru elde etmiştir bile. Boru ne kadar geniş olursa o kadar iyidir. Buraya kadar bile
oldukça şaşırtıcı, hayranlık uyandırıcı bir öyküdür bu; üstelik işin daha başında sayılırız.” ss. 32-33
4
Şubat
2022 no.20
Başlangıçta Hidrojen Vardı - Hoimar von Ditfurth
von Ditfurth, H., 2014 (ilk basım 1972), Başlangıçta Hidrojen Vardı, 4. Baskı, Cumhuriyet Kitapları, Çev. Veysel Atayman
74. Ortada, işi gücü bütün gün yalnızca yiyecek aramak olan ve bu hedefli araştırmada kelebek tırtılının da
peşine düşen belirli düşmanlar, özellikle kuşlar dolanıp durduklarına göre, tırtılın çözümü kaçınılmaz bir
sonu da birlikte getirecektir; er ya da geç, kuşlardan biri böyle kuru bir yaprağı da inceleyecek ve
içindeki lezzetli tırtılla karşılaşacaktır. Kuşlar böyle deneyimlerden sonuç çıkarma, yani öğrenme
yeteneğine sahip olduklarından, bu buluş, kısa sürede çok sayıda saldırganın, yeşil yapraklar arasında
yalıtılmış biçimde sırıtan kuru yapraklara hücum edecekleri anlamına gelmektedir. Yaprağı
borulaştırarak içine sığınma hilesi istediği kadar ince bir buluş olsun, sonuçta kelebek olmaya
hazırlanan tırtılın başvurduğu çözümün, başına büyük bela açtığı ortadadır. ” ss. 32-33
“Oysa imparator ipeğinin böceği, bu sorunu oldukça şık, ince, ama etkili bir biçimde çözmüştür.
Hayvanın kullandığı çözümün özü, Orson Welles'in filminin sonu için bulduğu hilenin esasına
dayanmaktadır. Tırtıl, içine gireceği yapraktan başka, beş-altı yaprağın daha sapını ısırarak bunları
içinde yatacağı o yaprağın yanına yapıştırır. Böylelikle, dalda sarılmış, kuru, altı-yedi yaprak yan yana
sallanıp dururlar. Bunlardan yalnızca biri olası avı içermektedir; ötekiler boştur ve hedef şaşırtıcı bir
tuzaktan öte bir işlev taşımazlar. ” s. 33
4
Şubat
2022 no.20
Başlangıçta Hidrojen Vardı - Hoimar von Ditfurth
von Ditfurth, H., 2014 (ilk basım 1972), Başlangıçta Hidrojen Vardı, 4. Baskı, Cumhuriyet Kitapları, Çev. Veysel Atayman
Attacus Edwardsii
75. Geçmişin doğabilimcileri bu tür olaylarla karşılaştıkça bir mucizenin varlığına inanmakla kalmamışlar,
doğaüstü bir yaratıcının, yani Tanrı'nın, kendi yarattıklarının iyiliğini bir baba şefkatiyle korumak için
onları böyle bir korunmanın gerekli bilgileriyle donattığını düşünmekten kendilerini alamamış olmaları
anlaşılır bir şeydir. Gelgelelim bu tarz bir açıklama, doğabilimci için bir yenilgi, daha doğrusu bilimsel
gerçeği ve kendi varlığını inkâr demektir. Öte yandan modern bilimin bu türden olaylarda baş-
vurduğu "içgüdü" sözcüğü sanıldığının aksine bir açıklama olamamaktadır."İçgüdü", biliminsanlarının,
doğuştan gelen belli başlı davranış biçimlerini ortak bir paydada toplamak için üzerinde uzlaştıkları bir
kavramdan başka bir şey değildir.” ss. 35-36
4
Şubat
2022 no.20
Başlangıçta Hidrojen Vardı - Hoimar von Ditfurth
von Ditfurth, H., 2014 (ilk basım 1972), Başlangıçta Hidrojen Vardı, 4. Baskı, Cumhuriyet Kitapları, Çev. Veysel Atayman
76. Bu söylenenlerden şimdilik kısaca tespit etmekle yetineceğimiz, ama ileride sık sık karşılaşacağımız
olağanüstü heyecan verici bir sonuç çıkmaktadır: Besbelli ki akıl (zeka), bu dünyaya ilk kez, biz
insanlarla birlikte gelmemiştir. (...) ” s. 38
4
Şubat
2022 no.20
Başlangıçta Hidrojen Vardı - Hoimar von Ditfurth
von Ditfurth, H., 2014 (ilk basım 1972), Başlangıçta Hidrojen Vardı, 4. Baskı, Cumhuriyet Kitapları, Çev. Veysel Atayman
77. Mayıs
2022
2
menemenazdacorba
Bizden olan, bu coğrafyaya özgü olan menemen ve çorba kelimeleri ile oluşturulan
menemenazdacorba
- hesabı, ‘garson bey menemen az da çorba lütfen’ diye seslenene, küçük bir kafa hareketiyle buna
cevap veren garsona; yani hepimize tanıdık gelecekti. Hayata ve insana dair her şeyin de bize,
hepimize, tanıdık geleceği gibi. Aynı zamanda bu iki kelime içeriklerin basit bir dille hazırlanmaya
çalışıldığına ve kimi zaman farklı disiplinlerin birbirine karıştığını da vurgulayan sloganı oluşturan
kelimelerdi.
Her şey yapay zekaya veri olmak için miydi? İnsan olmanın tadını çıkaracak vaktimiz varken;
menemen kadar basit, çorba kadar karışık
“bizler, yaptıklarımız …”
menemenazdacorba hakkında - 1
78. Mayıs
2022
6
menemenazdacorba
Her ne kadar ‘insanlık bugüne kadar ne yaptı?’ sorusuna verilebilecek cevabı biraz göstermeye çalışacaksam
da; aslında özellikle siz gençleri kitap okumaya teşvik etmek için kandırmak istiyorum.
‣ Kabul etmek gerekir ki, herkes önceki dönemlere nazaran çok daha fazla şey biliyor. Bunun iyi bir şey olup
olmadığından kimi zaman kuşkuya da düşebiliriz. Yine de, anlama gayreti hepimiz için vazgeçilmez.
Geçmişte benim deneyimlediğim gibi, kitap okumak ya da okumayı sürdürmek ile ilgili sizler de biraz sıkıntı
yaşıyor olabilirsiniz; belki de buradaki içeriklerin neden olacağı bir etki sizin bu konuda yaşadığınız
probleme çözüm bulmanızda yardımcı olabilir.
‣ Burada karşılaştıklarınızdan merak edip bir kitaba bakabilirsiniz; o kitaptan kendi yolunuzu bulabilir,
seveceğiniz konuları keşfedebilir ve kitap listelerinizi oluşturabilirsiniz.
‣ Konuların uzmanı olmadığımdan olağanüstü şeyler olmayacak, yine de tek bir kitaptan çarpıcı yerleri
vurgulayan ya da farklı disiplinler arasındaki ilişkileri/geçişleri biraz da olsa fark ettirebilen içerikler olacak.
Konuyla ilgili merak oluştuğunda, diğer kitapları, yazarları ve konunun uzmanlarını araştırmak size düşüyor.
‣ İçerikler bazılarınıza güzel, bazılarınıza fazla sıradan ve basit, belki de çok karışık/saçma gelebilir. Böyle bir
spektrumun (~derecelendirilmiş sıralama) olması çok doğal, çoğumuzda bu spektrumun zamanla kayması-
ötelenmesi de çok doğal.
Sözün kısası, aforizmalar şeklinde sosyal medyadan öğrenip-okumanın yanı sıra; buralarda okuduklarınızın
asıl bulunduğu yerlere, yani kitaplara bakmanız, menemenazdacorba’nın yapmaya çalışacağı şey olacak.
Sizi neden kandırmak istiyorum?