2. ANT K ANADOLU’DA B L Mİ İ İ
M.Ö. 6. yüzyılda dogmaların ve mitlerin
karanlığından, özgür düşünce ile bilimin
aydınlığına, ilk kez Batı Anadolu'da geçilmiştir.
Doğanın belirli ve değişmez yasaların olduğunu
sezen Milet’li öncüler, doğa olaylarının
oluşumunu, özgür düşünce yöntemi ile ele
almışlar ve pek çok bilimin temellerini atmışlardır.
Bu bilim adamları, ''İyonya Doğa Filozofları'' veya
''Miletos okulu'' olarak da anılmaktadırlar.
Böylece doğa felsefesinin de yeşerdiği yer
Anadolu toprakları olmuştur..
3. ANT K KENTLERDE KURUMSALİ
ALTYAPILAR
AKROPOLİS–Kutsal alan. Genellikle kente egemen bir tepede yer
alır.
AGORA – Kent meydanı, pazar yeri, dükkanlar.
KAMU YAPILARI–Sivil toplantı yerleri, meclis, mahkeme, çeşme.
TİYATRO– Anfi şeklinde, Dionysos festivalleri, dans, pantomim,
komedi, tregedya, ilahiler, siyasal toplantıların yapıldığı görkemli
yapılar.
STADYUM – Yarışmalar, sportif gösteri alanları.
KONUTLAR -Barınma, özel yaşam, teras evler.
BOULETRON, Kent konsey Binası.
Izgara yol yerleşme düzeni.
Drenaj ve Kanalizasyon sistemi
Birçok Amerikan kenti bu sistemi örnek aldı. (Newyork, Washigton)
4. ANT K KENT YA AMIİ Ş
İNSAN OLMANIN ANLAMI
Bu kentlerde toplum, geniş bir aile gibi yaşardı ve her kent
[site] toplumsal bir kurumdu.
EKONOMİ
Ticaret ağırlıklydı.
KAMUSAL ALANLAR
Tapınak, tiyatro, stadyum, agora gibi büyük, geniş, değerli
malzemelerle (mermer) inşa edilmiş mekanlar yaygındı.
İNANÇ
Her kentlinin kendi dinsel (ruhsal), ahlaksal (Etik) ve
düşünsel (intellektüel) inanç farklılıkları vardı.
POLİTİKA-YÖNETİM
Cumhuriyetçi erdem modeli?
5. DÜ ÜNCE ODAKLI YAKLA IMLARŞ Ş
FELSEFEFELSEFE
Her şeyin ölçütü insan
Akıl yolu-usa vurma
Doğanın devingenliği
TEMEL DÜŞÜNCETEMEL DÜŞÜNCE
Doğayı anlama
Doğa ile baş etme
UYGULAMAUYGULAMA
Mühendislik
Matematik-geometri
Sanat- şehircilik
6. DÜ ÜNCEN N KAYNA IŞ İ Ğ
Anadolu doğa düşünürleri, Yerküre’nin oluşumu, tarımsal
üretimin kaynağı ve yaşamın ortaya çıkışı gibi düşüncelerin
“entelektüel-AKILCI temelini” oluşturmuşlardır.
Bu düşünürlerin doğanın diyalektiğine yaklaşım biçimi, bilimi
dışlayan bir yaklaşım değildi.
Felsefe, o zamanlardaki bilimsel bulguların çoğunun özünü
oluştururken, toplumsal dogmaların da eleştiri kaynağıydı.
Bu aşamada sormamız ve üzerinde düşünmemiz gereken
soru:
Mitlerin yoğun olarak yaşandığı dönemde, Anadolu
topraklarında;
“Akılcı düşünce ve bilim”
Nasıl ortam buldu ve yeşerdi?
7. İYONYA’DA B L M VE FELSEFEİ İ
Batı Anadolu doğa düşünürleri, Mezopatamya ve
Mısır’da gelişen teknik bilgilerden, matematik,
astronomi, tıp alanındaki bilgilerden yararlanmışlardı.
Antik dönemlerde, Batı Anadolu (İyonya) dan başka,
Orta Anadolu ve Karadeniz kıyılarında, pek çok bilim
adamı ve düşünür yaşadı.
İyonyalıların, bilimde ulaştıkları düzey , doğayı
incelemedeki başarılarına bağlıydı.
Amaçları, Evreni ve Doğayı anlamaktı.
Evrenin düzenini, kurallarını, işleyişini, gözlem, izleme
ve felsefe (düşünce) yoluyla anlamağa çalıştılar.
12 Antik İyon kenti, bu anlamda en gelişmiş olanlarıydı.
8. PHOKA A- FOÇAİ
Foça (Phokaia); İyon yerleşimlerinin en
önemlilerinden biriydi.
Bu Dönemde Foça, mimarlık ve
heykeltraşçılıkta öncü oldu.
Phokaia'lı Telephanes (İ.Ö. 5.yy), Pers
saraylarını yapıtları ile donatmış bir
heykeltraştı.
Ayrıca Theodoros (İ.Ö. 4.yy) da ünlü bir
mimardı.
İ.Ö. 494 yılındaki "Lade Deniz Savaşı"nı
yöneten komutan Dionysos
Phokaia'lıydı.
Bu komutan da ismini mitolojinin en
büyük kahramanlarından "Şarap Tanrısı"
Dionysos'tan alıyordu.
Telephones’in Tanrılar
Rölyefi
9. SYM RNA- ZM R DÜ ÜNÜRLERİ İ İ Ş İSYM RNA- ZM R DÜ ÜNÜRLERİ İ İ Ş İ
Yaşlı Theon, İ.S. 1. yy İzmir’de yaşamış bir
düşünürdü.
Başta Platon olmak üzere, birçok ünlü filozof ve
matematik bilginlerinin eserleri hakkında yorumlar
kaleme almıştı.
Theon’un yaşadığı devirde, Smyrna’daki «Mouseion»
adlı ünlü okulda dersler veriyordu.
Matematik, felsefe, müzik ve astronomi konusunda
pek çok eser vermiştir.
«Evrendeki Armoni (he en kosmo harmonia)» adlı
eserinde, bir tür kosmogonia (yaratılış) felsefesi
yapar: Evren önce yapı taşları olan sayılarla başlar ve
sonra müzikteki armoniye geçer.
Ay’daki 18 km çapında ve 3470 m. derinliğindeki bir
kratere “Yaşlı Theon Krateri” (Theon Senior Crater)
adı verilmiştir.
10. HOMERHomeros Antik Çağ'da yaşamış İyonya’lı ozandı.
İlyada ve Odysseia destanlarının derleyicisi
olduğu kabul edilir.
MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısında, Sakızda doğup,
Smyrna (İzmir) bölgesinde yaşamıştır.
Yazdığı destanlar, Klasik Çağ edebiyatını ve
mitolojisini derinden etkilemiştir.
Antik dönem Anadolu’da halk, İlyada ve
Odysseia'yı ezbere bilir, canlı bir ansiklopedi
gibi içinde taşırdı.
Askerlik, tıp, teknoloji, hukuk ve din bilgilerinin
tamamının kaynağı bu kitaplardı.
11. ANAkSAgORAS, (MÖ 500-428)
Anaksagoras Klazomenai-Urla’lı, Sokrates öncesi düşünürdür.
Ana madde ve ilk hareket ettirici neden öğretisi vardır.
Varlığın temel köklerini tohum olarak adlandırmıştır.
Duyularımızla algıladığımız nesnelerde kendi karakterini alan
tohumlar bulunur.
«Nous» tohumların birbirleriyle karışması ve ayrılmasına neden
olan hareket ettirici kuvvettir.
Hiçten hiçbir şeyin meydana gelmeyeceğini ve hiçbir şeyin
hiçliğe gitmeyeceğini düşünür.
Varlıkların en son parçaları yoktur, sonsuza kadar bölünebilirler.
"Her şeyde, her şeyden bir parça vardır." "Bütün şeyler belli
ölçüde her şeyde bulunurlar."
Anaksagoras'a göre sonsuz küçük ve sonsuz büyük mevcuttur:
12. CH OS-SAkIZ ADASIİ
Sakız Adası, antik sanat, bilim ve edebiyat alanında önemli
bir İyon kentiydi.
İlyada ve Odysseia destanlarının yaratıcısı, gelmiş geçmiş
en büyük şair Homer (İ.Ö. 8.y.y.), burada doğmuştur.
Teopompos (İ.Ö. 4.y.y.), geometri alanında üne sahip
Sakız Adalı matematikçidir.
Erasistraus adlı düşünür, bütün hastalıkların sebebinin kan
fazlalığı durumuna bağlamış, yani sindirilmemiş gıdaların
kanın miktarının arttığını belirtmiştir.
Erasistraus’a göre, bu fazla üretiminin tedavisi, ileri decede
açlık çekmekti (starvasyon).
Kan dolaşım sistemi ile ilgili yaptığı çalışmalarda, kalp ve
damarlar ile ilgili tanımlamalara yer verdi.
13. TEOS
Tüm İyonya’da olduğu gibi Teos’ta da önemli düşünürler
ve şairler yetişmiştir:
MÖ. 6 yüzyılda yaşamış Lirik şair Anakreon,
MÖ. 100 yıllarında Aristoteles kütüphanesini satın alan
Apellikon birer Teos vatandaşıdır.
Teoslu’ların kurduğu Abdera kenti, MÖ. 5. yüzyılın önemli
filozoflardan Protagoras ve Demokritos’un vatanı idi.
Teos’lu APELLİKON , Aristoteles'çi filozof ve kitapsever
(M.ö. I. yy.). Strabon'un anlattığına göre, Aristoteles'in
yayımlanmamış metinlerini bularak bunların kopyasını
çıkarmıştır.
14. M MNERMOS (MÖ 630-600)İ
Kolophon'da (bugünkü Değirmendere) doğmuştur.
Duygusal elegeianın (yarı şiir, yarı okuma) kurucusudur.
En önemli şiirlerini, Nanno adında aşık olduğu bir flütçü kıza
yazmıştır.
Şiirlerinde, Akhalar'ın Kolophon ile İzmir'i kurmaları, İason'un,
Aietes'in kentine gelişi ve Medeia'ya aşık oluşu, Niobe'nin yirmi
oğlunun öldürülüşü, Antigone ile İsmene gibi efaneler de
anlatılmıştır.
Bunun dışında «Smirneis» adlı eseri de vardır. Bu eserde İzmir'in
685 yıllarında Lidya kralı Gyges'in saldırısına karşı şanlı direnişi
kutlanmıştır. Smirneis Musalar'a seslenişle başlar,
İskenderiye filologlarının iki kitap içinde topladıkları eserinden
toplam seksen dizelik on beş kadar fragment(özdeyiş)kalmıştır.
15. Mimnermos
Ozanın dili Homeros'un diline yakındır. Duygusal şiirlerini
çok zarif ve ince bir dille yazmıştır.
Elegeia şiirine aşk, hüzün, neşe gibi duyguları getiren
Mimnermos, şiirlerinde genellikle gençliğin güzelliğini buna
karşılık yaşlılığın dertlerini dile getirmiştir:
NANNO'YA
Hayat nedir, zevk nedir, altın Aphrodite'siz?
Ölsem, tadamadığım gün gizli sevişmeleri,
tatlı armağanları, vuslatı.
Yalnız gençliğin çiçeklendiği çağ güzeldir
hem erkekler hem kadınlar için.
Çökünce insana çirkin, kötü eden ihtiyarlık,
acı kaygılar kemirir durur insanın yüreğini.
Gün ışığına bakmakla sevinmez artık,
16. kSENOFAN (MÖ 570-480)
Ksenofan da Kolophonlu'dur.
Geleneklere, sporcularının yüceltilmesine, kehanetlere ve özellikle
de halkının insan biçimli çoktanrıcılık anlayışına karşı çıkmıştır.
İnsan ve kültür sorunlarına ilgi duymaktadır. İçinde yaşadığı
toplumunun ve kültürünün temel kurum, kavram ve değerlerini
sorgulamaktadır.
Bunun için sıkı eleştiriler getirmekte ve hiciv biçimiminde ifade
etmektedir.
Kökleri Homeros ve Hesiodos'a kadar inen, o günkü tanrı
kavramına karşı çıkar ve savaşır.
Ksenofan, tanrı kavramına ahlaki bir temel kazandırmak ister. Ona
göre; bir yandan tanrılara saygı duymak, öte yandan onlar için bu
tür çirkin masallar uydurmak birbiriyle uyuşmaz.
Tanrıyı, insan biçiminde tasarlamaya da karşıdır:
"İnsanlar tanrıların kendileri gibi doğmuş olduklarını ve
kendininkilere benzeyen elbiseleri, sesleri ve biçimleri olduğunu
sanmaktadırlar."
17. PR ENE’L B ASİ İ İ
İ.Ö.6 yy da, Pierene’de doğdu. Yedi bilgininden birisi olarak kabul edilir.
Felsefenin temellerini oluşturan görüşler ve dönemin ilk kanunları onun
tarafından düzenlendi.
Ölürken söylediği, ‘ Bütün servetimi yanımda taşıyorum sözü’ günümüze
kadar unutulmadı. Ünlü sözleri:
Herkesle iyi geçinin. Kendinizi sevdirmeye bakın. Dostlarınızı sevin fakat
bu günkü dostunuz yarın size düşman olabileceğini unutmayın.
Başkalarına yukardan bakarak onları küçümsemenin size kazandıracağı bir
şey yoktur.
Gençliğinizde bilgi ve meslek sahibi olunuz. İhtiyarladığınızda tek teselliniz
bunlar olacaktır.
Bir adamın zengin olmaktan başka bir özelliği yoksa onu övmeyiniz.
Düşünmeden hiçbir işe girmeyiniz ama bir işe girerseniz de tüm gücünüzle
o işinizi düşünün.
Öfkeye kapılmak ve acele etmek akıllı bir adamın yapacağı işler değildir.
18. M LEt’L tALES (MÖ 624 – 546)İ İ
Sokrates öncesi dönemde yaşamış olan Anadolu doğa
filozofudur.
İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü
olarak adlandırılır.
Felsefe Thales'le başlamıştır.
Thales, düşüncelerini öğrencileri yoluyla yaymış,
Matematik, astronomi ve doğa felsefesi ile uğraşmıştır.
Ticaretle uğraşmış ve bu nedenle Mısır'da bulunmuştur.
Thales Yedi Bilgelerin arasında yer almaktadır.
M.Ö.585 yılında meydana gelen güneş tutulmasını
önceden bilmişti.
Matematiksel yoldan gemilerin kıyıdan uzaklığını ve
kulelerin yüksekliğini hesaplayabiliyordu.
19. tALES’ N B L MEİ İ İ
KAtKISI
Evrenin doğal sayılması ve doğada
olup bitenlerin doğaüstü mitolojik
güçlere başvurmaksızın anlaşılabilir
olması varsayımı, Thales’in antik
düşünceye kazandırdığı en büyük
katkıdır.
Thales’in bilim ve düşünce dünyasına
kazandırdığı iki büyük olgu vardır:
Geometriye ispat fikrini sokması.
Evrendeki tüm nesneleri bir tek
maddeye indirgemesi.
20. tALES vE MAtEMAt Kİ
Çap çemberi iki eşit parçaya böler.
Bir ikizkenar üçgenin taban açıları birbirine
eşittir.
Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu ters
açılar birbirine eşittir.
Köşesi çember üzerinde olan ve çapı gören açı,
dik açıdır.
Tabanı ve buna komşu iki açısı verilen üçgen
çizilebilir.
Genelleştirilmiş Thales teoremine göre,E noktası
AC doğru çizgisi üzerinde olmasa,içerde veya
dışarda olsa bile CB/BA=(AB^t-BD^t)^(1/t)/ED
vardır.(t=1) hali bilinen klasik Thales teoremidir.
21. tALES’ N LKLERİ İ İ
Tales maddenin ilk öğesi (arkhe) olarak suyu ileri sürmüş,
bundan dolayı toprağın suyun üzerinde bulunduğunu ve
dünyanın su tarafından taşındığını söylemiştir.
Güneş tutulmasını ve gün dönemlerini önceden hesaplayıp
haber vermiştir.
Gölgemizin bizimle aynı uzunlukta olduğu zamanı gözleyerek,
piramitleri gölgelerine bakarak ölçmüştür.
Doğa olaylarının nedenlerini insan biçimli Tanrılardan çok
doğanın içinde aramıştır.
Mitolojik açıklamalar ile ussal açıklamalar arasında bir köprü
kurmuştur.
Tales'den sonra öğrencileri, Anaksimander ve Anaksimenes
de aynı çizgide ilerlemiştir.
22. ANAKS MENDER (M.Ö. 610)İ
Milet’li Sokrates öncesi dönemde yaşamış İyonlu bir
filozoftur. Thales'in öğrencisidir ve onun öğretilerini
kaleme almıştır.
Ne sıcak ne de soğuk süreklidir, ikisi de aralarındaki
dengeyi korumak için ödün verirler.
O hem bir doğa filozofu hem de bir doğa araştırıcısıdır.
Evrim kuramının öncülerindendir.
Bilime önderlik yapan ve Evrene farklı gözle bakıp
inceleyen ilk kişidir.
Astronominin kurucusu sayılır ve ilk kez kozmoloji ya da
dünya üzerinde sistematik felsefe görüşü geliştiren
filozoftur.
Felsefeye ‘arkhe-öz’ terimini de ilk o getirmiştir.
24. S SAMLI P SAGORİ İ
MÖ 570 - MÖ 495 yılları arasında yaşamış, İyonyalı filozof,
matematikçi ve Pisagorculuk olarak bilinen akımın kurucusudur.
Ege Denizi'nde, Dilek Yarımadası'nın karşısında bir ada olan Sisam
Adası'nda doğmuştur.
"Sayıların babası" olarak bilinir. Sayılar ve matematik aracılığıyla her
şeyin tahmin edilebileceğine ve ölçülebileceğine inanmıştır.
Kendisini filozof, yani bilgeliğin dostu olarak adlandıran ilk kişiydi
Pisagor, kadınların da eşit şekilde çalışmalarına izin verdi.
Orfeusçu inancın üyesi olan Brontinus'un kızı ve Pisagor'un eşi olan
Theano da bir matematikçiydi.
Pisagor okulundaki filozoflar materyalist değil, rasyonalistlerdi.
Onlar için evreni oluşturan temel maddeden çok varlık ve değişmenin
gerçek niteliği gibi çetin ve karanlık sorunlar önemliydi.
25. P SAGOR OKULUİ
Pisagor su, hava gibi somut nesneler yerine sayıyı
koyuyor, «gerçek evrenin özü sayıdır» diyordu.
Amaç, anlamak ya da öğrenmekten çok, arınmak,
bilgi yoluyla saflaşarak, Evren’in ruhuyla
bütünleşmektir.
Başka bir deyişle felsefeyi; varlığın nasıl ve neden
meydana geldiği hakkında bir açıklama olmaktan
çıkarıp, bir yaşam tarzı haline dönüştürmüşlerdir.
Felsefe de madde yerine form, nitelik yerine
nicelik, fizik yerine de matematik kavramları,
Pisagor okulu ile birlikte ön plana çıkmıştır.
«Kürelerin müziği» veya «kürelerin armonisi»,
kökeni Pisagor'a dayanan, Evren’in armoni
gösteren sayılarla düzenlendiği düşüncesi üzerine
kurulu bir varsayımdır.
Buna göre, gezegenler arasındaki uzaklıklar,
müzikteki aralıklara karşılık gelir.
26. EFESL HERAKL T (MÖ.550)İ İ
İyonyalı Doğa filozoflarının en önemlilerinden biridir.
MÖ.550'de Efes'te doğmuş ve burada yaşamıştı.
Daha önceki madde teorilerini ele alıp irdelemiş,
doğada hiçbir şeyin olduğu gibi kalmayıp sürekli şekil
değiştirdiğini ileri sürmüştür.
Karşıt elementlerin (Düşüncelerin) birbiri ile
çatışmasından gelişim doğduğunu ileri sürmüştür.
Ünlü Alman düşünür Nietzsche onun için, «Dünya her
zaman gerçeğe muhtaçtır, o halde her zaman
Heraklit‘e muhtaçtır.» Diyerek onun insanlık tarihi
açısından ne denli önemli bir kişi olduğunu ortaya
koyar..
27. Heraklit Kuramları-Fragmanlar
Heraklit’in en çok önem verdiği şey bilgeliktir.
"Bilgelik tektir; her şeyi her şeyle yöneten düşünceyi
bilmektir."
«Beni değil, logos'u işiterek her şeyin bir olduğunu kabul
etmek bilgeliktir.»
«Bilgelik doğaya kulak vererek hakikati söylemek ve doğru
olanı yapmaktır.»
«Ölçülü olmak en büyük erdemdir.»
"En denenmiş kişinin idrak ve muhafaza ettiği şey dahi bir
kanıdan öteye gitmez.»
Heraklit’e göre her şey akar ve sürekli değişir. "Aynı
ırmaklara girenlerin üzerinden farklı sular akar" .
28. HAL KARNAS’LI HEREDOTİ
Tarihin babası ise hiç şüphesiz HERODOT 'tur.
M.Ö.484 yılında Halikarnas (Bodrum) da doğmuştur.
«İnsanoğlunun yaptıkları zamanla unutulmasın» diye
başlayan, dokuz kitaplık anıtsal eseri, bilimsel
tarihçiliğin ilk büyük eseri kabul edilmektedir.
Heredot egzersiz ve masajın hastalıkların tedavisinde
kullanılmasını(Öfloraj) öneriyordu
Tarihin babası olduğu kadar "Yalanların Babası" adı
da verilmiştir.
Olağanüstü bir hoşgörü ve tarafsızlık duygusuna
sahip bir kişilik olarak bilinir.
29. ANADOLU VE FELSEFE
M.Ö. 4. yüzyılda dogmaların ve mitlerin karanlığından,
özgür düşünce ile bilimin aydınlığına ilk kez Batı
Anadolu'da geçilmiştir.
Bunlar arasında 12 antik İyon kenti önemli yer alır.
Anadolu'nun Antik Çağdaki tarihi ele alınınca, felsefenin,
bu bölgede, başlangıcından beri, başka bir yer ve
zamanda, eşi ve benzeri bulunmayan, büyük bir başarısı
olduğu görülür.
Doğanın belirli ve değişmez yasaların olduğunu daha o
zamanlarda sezmişler ve akılcı düşünce yoluyla çözmeğe
çalışmışlardır.
Böylece doğa felsefesinin de yeşerdiği yer Anadolu
toprakları olmuştur..
Neden?
30. ANADOLU DOĞA DÜŞÜNCESİ
Anadolu’da, dirimselcilik(vitalizm); Hem doğada, hem de
toplumda, önceden belirlenmiş bir yönde gidişin olduğu
düşüncesi üzerinde yükseliyordu.
Bütünsellik bir yandan değişimi dikkate alıyor, diğer yandan
doğanın ve Evrenin anlaşılması sürecini belli bir amaç ile
açıklamaya çalışıyordu.
Yaşam özgürce devinen, bağımsız olaylar dizisi değildi.
Değişimle süregelen, “karmaşık-karşıt” etkileşimler
sonucunda ortaya çıkıyor olmalıydı.
Organizmanın hem nesnel hem de öznel olduğunu,
organizmayla çevresi arasındaki etkileşimi anlayabilmek için
diyalektik bir çözümlemenin gerektiğini ortaya
koyduklarından dolayı;
Anadolu Doğa düşünürlerine tüm insanlık çok şey borçludur.
31. Diğer Anadolu Düşünürleri
ARISTEAS : Marmara adalı Arismaspias destanının yazarı
DAPHITAS : Bergamalı Gramerci
DEMETRIOS : Scepsisli Gramerci
DEMETRIOS : Samsunlu matematikçi
DIOGENES : Sinoplu ünlü filozof
DIODOROS : İassoslu Mantıkçı
DIOGENES : Tarsuslu gezgin filozof
DIONYSOS : Bodrumlu Roma Tarihçisi
DIONYSODROS : Samsunlu matematikçi
LUKIANOS : Samsatlı ünlü Romalı yazar
EPIKTETOS : Pamukkale'de doğan ünlü filozof
ARIANOS :İzmitli, Büyük İskender ve Anabasis yazarı
HERMODOROS : Efesli, Roma kanunları
HERMOTIMOS : Urfa'lı, ruhun her şeyin nedeni olduğunu
söyleyen ilk düşünür,
GALENOS : Bergamalı, antik çağın en ünlü hekimi
32. DÜŞÜNÜRLER YURDU ANADOLU
APELLES : Efesli, Antik dönemin en ünlü ressamlarından
DIPHILOS : Sinoplu Tragedya yazarı
HIKESIOS : İzmirli hekim
ZEUKSIS : Pamukkale'de Tıp Okulu kuran
EUNAPIOS : Sardeisli felsefe tarihçisi
KANANITES : Tarsuslu Sezar'ın hocası
PARRHARIOS : Efesli ressam
PHILEMON : Tarsuslu komedi yazarı
SKYLAKS : Karyandalı coğrafyacı
KLEOSTRATOS: Bozcaadalı astronom
THEODOSIOS: Biathanialı, Marmara bölgesi
APPOLLONIOS: Pergeli
EUDOKSOS PLINIUS: Muğla, Knidoslu
HERAKLEIDES: Karadeniz Ereğlisi