4. KLASİK KOŞULLANMA KURAMI
Pavlov kontrollü bir
deneysel ortam
oluşturduktan sonra,
köpeğe düzenli
olarak, yiyecek
vermeden hemen
önce zil sesi vermiştir.
5.
6. Koşullanma İlkeleri;
• Bitişiklik
• Habercilik
• Pekiştirme
İleriye Koşullama ( Olumlu Habercilik )
Geriye Koşullama ( Olumsuz Habercilik )
Birincil Pekiştirme
İkincil Pekiştirme
21. Skinner’e göre, tepkisel ve edimsel olmak
üzere iki çeşit davranış vardır. Tepkisel
davranışa neden olan uyarıcı her zaman
bilinirken, edimsel davranışa neden olan
uyarıcı çok belirgin değildir.
22. • Tepkisel davranış:
Bilinen bir uyarıcı
tarafından oluşturulur.
Örneğin; etin salya
meydana getirmesi.
Tüm refleksler
tepkisel davranışa bir
örnektir. Karanlıkta
göz bebeğinin
büyümesi bir tepkisel
davranıştır.
• Edimsel davranış:
Bilinen bir uyarıcı
tarafından
oluşturulmaz;
organizma tarafından
ortaya konur ve
sonuçları tarafından
kontrol edilir.
23. • Klasik koşullanmada
önce uyaran vardır ve
organizma ona tepki
gösterir.
UYARI TEPKİ
• Edimsel davranışta önce
tepki yapılır sonra
tepkinin doğurduğu
uyarıcı gelir.
TEPKİ UYARI
24. Skinner deneyinde, edimsel davranış
olarak maniveleya basmayı kullanmıştır.
Aç olan hayvan, manivelaya basarak
yiyeceği elde eder, yiyeceği elde eden
hayvan manivelaya basma davranışını
sürdürür.
25.
26. Skinner’e göre bir davranışın sonucu,
organizma için hoşa giden, olumlu bir
durum yaratıyorsa, o davranışın tekrar
ortaya çıkma olasılığı artar. Davranışın
arkasından olumlu uyarıcı verilerek
yapılan koşullamaya edimsel koşullama
denir.
27. Bu tür koşullamada, davranışı izleyen ve
organizma üzerinde olumlu yönde bir etki
yaratarak, davranışın (edinim) ortaya
çıkma olasılığını artıran uyarıcılara
pekiştireç denir. Diğer bir deyişle
pekiştirilen davranış öğrenilir.
28. PEKİŞTİREÇLER
Bir davranış,
organizmanın
hoşuna gidecek bir
uyarıcının doğrudan
verilmesi ile
pekiştiriliyorsa, buna
olumlu pekiştirme
denir.
Organizma hoş
olmayan bir
durumdan kurtarılarak
da davranış
pekiştirilebilir. Bu tür
pekiştirmeye
olumsuz pekiştirme
denir.
Olumlu Pekiştirme Olumsuz Pekiştirme
29. Hem olumlu
hem de olumsuz pekiştirme
organizmanın hoşuna giden bir
etki yaratır ve davranışın tekrar ortaya
çıkma olasılığını artırır.
Pekiştireçler yoluyla birey istendik ve
istenmedik davranışlar öğrenebilir. Bu
nedenle pekiştireçler çok dikkatli kullanılmalı
ve doğru davranışlar pekiştirilmelidir.
31. Pekiştirme Tarifeleri
Sürekli Pekiştirme
• Sabit oranlı pekiştirme
(5 doğru cevaba 1 yıldız)
• Sabit zamanlı pekiştirme
(Memurların maaşları)
• Değişken oranlı pekiştirme
(Önce 5 doğru 1 yıldız, sonra 3
doğru 1 yıldız, daha sonra
11 doğru 1 yıldız)
• Değişken zamanlı pekiştirme
(Önce haftada 1 sınav, sonra 2
haftada 1 sınav, daha sonra 1
haftada 2 sınav)
32. PREMACK İLKESİ
( Büyükannenin Kuralları )
Çok sık görülen (tercih edilen) davranış
pekiştireç olarak kullanılarak, az gösterilen
(tercih edilmeyen) davranış ortaya çıkarılmaya
çalışılır. Örneğin, sebze yemeğini sevmeyen,
ancak tatlıyı çok seven bir çocuğa, sebze
yedirmek için “Sebze yemeğini bitirdikten sonra,
tatlı yiyebilirsin” denebilir.
“Şu kadar yazı yazarsanız, teneffüse
çıkabilirsiniz” şeklinde okulda da çok kullanılır.
33. BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI
• Tolman’a göre
davranış, amaçlı
etkinliktir yani amaca
yönelik etkinliktir.
Davranışın temel, basit
kısımları ve sinirlerin,
kasların faaliyetleri ile
ilgilenmemiştir. Onun
odaklandığı nokta
organizmanın toplam
tepkileridir.
36. • Taklit olayının insan
davranışlarının
oluşumundaki önemini
ayrıntılı olarak ilk ortaya
koyan Gabriel
Tarde’dır. Giyimde,
teknolojik gelişmelerin
yayılmasında, iyi ve
kötü davranışların
yaygınlaşmasında en
önemli etken,
insanlardaki taklit etme
güdüsüdür.
38. • DİKKAT
Model alınan davranışın
doğru taklit edilebilmesi için
öncelikle model alınan
davranışa dikkat edilmesi
gerekir. Kişi, duygularıyla
beraber tüm dikkatini
beğendiği ve taklit etmek
istediği davranışa yöneltir.
• HATIRLAMA
Gerektiğinde taklit etmek
için modelin tüm
davranışlarını belleğe
kodlamak gerekir. Çünkü
gözlenen davranış
genellikle gözlemden
hemen sonra taklit
edilmeyebilir. Birey
gözlediği davranışı yeri
geldiği zaman da
kullanabilir. Davranış
belleğe görsel, sözel ya
da sembolik olarak
kodlanabilir.
39. • PEKİŞTİREÇ
Taklit edilen davranış
çevrede beğenildiyse
tekrar edilir,
beğenilmediyse fazla
tekrar edilmez ve
zamanla söner.
• YENİDEN ÜRETME
Model alınan davranışın
gösterilmesi için bireyin
gözlemlerini kendi
davranışına
dönüştürebilmesi gerekir.
Bu bazen tam taklit
olmayabilir: çevre şartları,
bireyin fiziksel gücü ve
imkanları, zaman vs
model alınan davranışın
biraz farklı üretilmesine
neden olur.
42. GESTALT KURAMI
• “Gestalt” yapı, biçim, örüntü anlamına
gelmektedir. Bu kurama göre bir bütünü
oluşturan parçalar arasındaki ilişkiler
algılama ve öğrenme açısından önemlidir.
Öğrenme uyarıcıların toplu bir örüntü
oluşturması ile oluşur.
• Bütün ayrılan parçalardan anlaşılmaz.
• Bütün, parçadan daha fazladır. İnsan bütünü
parçalarına ayrıştırarak değil bütün olarak
algılar.
43. Gestalt kuramında algılama çok önemlidir.
BENZERLİK
YAKINLIK
TAMAMLAMA
ŞEKİL ZEMİN
İLİŞKİSİ
SÜREKLİLİK
ALGISAL
ÖRGÜTLEME
YASALARI
50. Gestalt kuramına göre;
Bellekte iz bırakan algılar hatırlanır.
Tekrarlanan yaşantılar daha kolay ve uzun
süre hatırlanır.
Bir problemi çözerken öğrenilen bir ilke,
başka bir problem için de kullanılabilir.
Beyin uyarıcılarla gelen bilgiyi örgütler ve
anlamlı duruma getirir.
51. GÜDÜLEME, KİŞİLİK, TOPLUMSAL VE
PSİKOLOJİK AĞIRLIKLI KURAMLAR
• Bu kurama göre öğrenme, kişinin
yeteneklerine, onun biyolojik ve kültürel
gelişimine, içinde yaşadığı toplumdaki
kültüre, güdülenmişliğine, ilgisine ve
öğrenme ortamının havasına bağlıdır.