SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 24
Baixar para ler offline
FMP EĞİTİMİ
4.BÖLÜM
Esat BAŞARAN
DERS 9
FMP KURAMININ ÇAĞIMIZDAKİ AİLE KURUMUNA GENEL BAKIŞ VE GÜNÜMÜZ AİLESİ:
21.01.2023
21.01.2023
Fmp aile terapisinin bakış açısına göre baktığımızda ailesel bağların zayıflamasında onun
doğasında olan zorluklardan kaçınmanın ve boşanmaların artmasında, yaşam
felsefesindeki değişimin büyük rolü vardır. Aile kurumunun yıkılmaya yüz tutması, aile
bireyleri arasındaki bağların zayıflaması, intihar hızının salgın düzeyine ulaşması, cinsel
suçlardaki artış oranı bize gösteriyor ki kadın ile erkek arasındaki ilişkiler yeniden düzenlenip
tasarlanmalı ve aile kavramı üzerinde yeni baştan durulmalıdır.
FMP NİN BAKIŞ AÇISIYLA GÜNÜMÜZ AİLESİ
1-SORUNLU İNSAN SORUNLU AİLELER OLUSTURUR
◦ Aile kurumunun ve temelini oluşturan evliliğin
doğasını anlayabilmek için onun biyolojik,
psikolojik, sosyal ve kültürel temellerini bilmek
gerekir. Eşleşme biyolojik, ama evlilik kültürel bir
olgudur. Bu sebeple de içinde bulunduğumuz
kültürü iyi anlamalı ve doğru yorumlamalıyız.
◦ Türkiye'nin seksenlerin sonuyla birlikte önemli
bir sosyal dönüşüm yaşadığını biliyoruz. Kültürel
iletişim, kültürel etkileşimi de beraberinde
getirince her alanda değişim kaçınılmaz oldu.
Türk toplumu modernleşmeyi Batılılaşma olarak
algıladı
21.01.2023
21.01.2023
Mesela Japonlar aynı süreçten geçerken kendi kültürlerini
korumayı başardılar. Kültürünü koruyamayan toplumların ortak özelliği,
kimliksizleştirilen, kitle iletişim araçlarının öngördüğü modeli yaşayan, popüler
kültürün beslediği bireylerin ortaya çıkmasıdır.
Batı, nasıl zengin ve ünlü olunacağını anlatarak başarılı olmak için kapitalist olunması
gerektiğini vurguladı. Böylece insanlar sadece başarıya odaklandı.
Başarı için de "Yaşam bir mücadeledir ve sadece diğerlerinden üstün olan kazanır"
düşüncesi, dünya görüşü olarak benimsetildi. Üstün olmanın formülü şöyle verildi:
Daha çok kazan!
Daha çok tüket!
Daha hızlı yaşa!
Daha çok şey bil!..
21.01.2023
Bu formülle ve eğlence kültürüne yapılan büyük yatırımlarla insanların tüketim alışkanlıkları
ve davranışları değiştirilmek istendi. Çünkü bunlar değiştiğinde, toplumun da kimliği
değişecekti. Bu üstün olma formülü, insanlar arasındaki birincilik yarışını tetiklerken aynı
zamanda insanda stres meydana getirdi. Yorulan ve yarışta geri kalan kişi, üretimi ve
tüketimi arttırsa da kendisini bir türlü tatmin edemedi. Yaşam felsefesindeki böylesi
değişimler ruhsal rahatsızlıkların da tetikleyicisi oldu..
İnsanlar ruhsal rahatsızlıkları sebebiyle antidepresan kullanmaya başladı.
Sonuç: sorunlu insan, sorunlu aile, sorunlu toplum
Bu sebeple insanın hedefinin ne olduğunu sorgulaması pek çok açıdan önemli hale geldi:
İyi bir insan olmak mı yoksa başarılı bir insan olmak mı?
Hedef, iyi bir insan olmaksa başarı bu yolda ara hedeflerden biridir. İnsanın vardığı değil,
hedeflediği nokta önemlidir.
İnsan mutluysa aile de toplum da mutludur.
Aslında Doğunun değerleriyle Batının yöntemi birleşirse terk edilmiş bazı değerler de gün
ışığına çıkacağından daha huzurlu bir dünya meydana gelir. Çünkü Batı felsefesi, bilimi,
gerçekleri bulmada bir araç olarak kullandığı için her şeyi tanımlamaya, sistemleştirmeye
yatkındır.
21.01.2023
FMP DE AILE UYUMU
Ruhunuzun derinliklerindeki en gizli sırları öncelikle kime açmayı düşünürsünüz?
Güveneceğiniz bir insana, değil mi? Özel düşüncelerinizi açabileceğiniz, sizi candan
dinleyebilecek, açık konuşabileceğiniz bir insan... Böyle bir kişi, hayatınızı
zenginleştirir. Ona güven duyarsınız, çünkü o paylaştığınız bilgiye değer verir ve sizi
anlayış göstererek dinler.
Aile mimarlığı, ailedeki herkesin herhangi bir şekilde değer ifade etmesine dayanır.
Geliştiren ailelerde her birey bir fark yaratır; sayıldığını, aileye bir katkıda
bulunduğunu bilir ve bunu hisseder. Kendinin bir değer ürettiğini ve başkalarından
farklı olduğunu bilen birey, elindekileri başkalarıyla zevkle paylaşır.
Böylece katkılarının değerli olduğunu, saygı duyulduğunu iyice algılama imkanı bulur
ve herkese yardım etmek için elinden geleni yapar (Satir, s. 294).
21.01.2023
). Bu süreçte uzlaşmaktan, kaynaklarını aile bireyleriyle bölüşmekten, onlarla ortak
olmaktan, onlara katılmaktan, onların yanında olmaktan, acılarını ve sorumluluklarını
paylaşmaktan büyük keyif alır.
Paylaşmak, kişinin sahip olduğu bir şeyi başkasının kullanmasına izin vermektir.
Dayanışma veya yardımlaşma, bir topluluğu, bir aileyi, bir kuruluşu meydana getiren
üyelerin bir sorunu çözmek veya bu işi görmek için birbirlerine dayanarak güç
kazanmasıdır.
Başka bir deyişle, aynı duygu ve düşüncelerle birbirlerine karşılıklı olarak bağlanmasıdır.
21.01.2023
FMP DE AILESEL MISYON
"Tembel insan yoktur, onu harekete geçirecek kadar güçlü gerekçeleri ve güçlü bir
amacı olmayan insanlar vardır.«
ANTHONY ROBBINS
Fmp toplantı tekniğinde birçok şey soyutluktan somut boyuta geçmiş netlik kazanmış ve
uygulanabilirliği ve kontrol edilebilirliği kanıtlanmıştır.
O yüzden Fmp toplantılarında en geniş anlamda ailenin misyonuna dönük slogan kural
vede aile anayasası yazılması bir terapi tekniği olarak zorunludur. Aile misyonu dar
anlamda aile anayasasının hazırlanmasındada temel bazı ilkeleri belirlemede ölçüt
Kabul edilebilir.
Düşünce gücünü iyi çalıştıran, ve amacı olan kimseler, her alanda olduğu gibi aile
hayatında da başarılı oluyorlar. Misyon sahibi insanlar, evreni bir bütün olarak görebilme
yeteneğine sahiptirler. Onlara göre, dünyadaki bütün insanlar hayat şartları olarak
birbirlerine bağlıdır. Aileye de bu gerçeklerin ışığında bakarlar.
21.01.2023
Hayal gücünü kullanmak kişinin hayatını bir bütün olarak görmesine ve anlamasına
sebep oluyor. Zihninde hayatına ilişkin büyük bir resim çizen insan, teferruatla
uğraşmıyor, hayatını dolu dolu yaşamak için plan yapıyor. Başka bir ifadeyle bir misyon
keşfediyor. Bu süreçte nasıl yaşamak, nasıl düşünmek, nasıl hareket etmek istediğininin
farkına varıyor.
Misyon, kişiyi, geleceğe doğru çeken ve ona bir amacı olduğunu hissettiren bir
duygudur. Misyon sahibi insanlar, inançlarını, değerlerini, eylemlerini ve benliğini bir çatı
altında toplarlar. Bu anlamda misyon, ilgi alanlarının, arzuların ve amaçların ipliğinden
örülmüş bir kumaştır. Misyon, kişinin hayatını zevkli kılar. Misyon sahibi insan sabahleyin
yataktan öyle büyük bir heyecanla kalkar ki, çoğu zaman kahvaltı bile edemez.
Yüksek mertebelere ulaşan kişilerin en belirgin özelliklerinden biri, hayatlarını amaçlı hale
getiren ve yön veren bir misyona sahip olmalarıdır. Onlar her zaman, vücutlarındaki
bütün sinir hücreleriyle yeteneklerini geliştirmeye ve misyonlarını gerçekleştirmeye
odaklanırlar.
21.01.2023
Bir misyona sahip olmayanlar ise (insanların çoğunluğu böyledir) işleri ve kariyerleri
vardır, ama tatminsizdirler. Onlar çoğu zaman "Ben bir makineyim.", "Kafese tıkılmış
gibiyim.", "Benim yaptığımı bir maymun bile yapar.", "Ben bir objeyim.", "Çiftlikte
kullanılan araç gereçlerden daha değersizim." ve "Ben bir robotum." şeklinde
hayatlarından şikayetçi olurlar. Bu kimseler işlerinden hoşnut olmadıkları için hayatları
bölünür. Onlar zamanlarını; hayatlarını kazanmak için yapmak zorunda oldukları ve iyi
vakit geçirmek için yapmak istedikleri şeyler arasında ikiye bolüyorlar. Bolünmüş hayal
ikokalda ders vaktiyle ve boş vakitle başlıyor. İş hayatı boyunca devam ediyor ve
ancak emekli olunca sona eriyor (Andreas- Faulkner,)
Böylesine bölünmüş bir hayata sahip kişilerin mutlu aile olmaları oldukça zordur.
İster iş hayatında ister aile hayatında olsun, başarılı kimseler iş / oyun ayrımını
bütünüyle aşmışlardır. Onlar sevdikleri işi yaparlar ve yaptıkları işi severler. Ama misyon
sahibi olmayan çoğu insanın yaptığı iş ruhuna dar gelir. Bu kimseler her zaman bir
arayış içindedirler. Eğer onlar kendilerine doğru çeken bir misyon bulabilirlerse
hayatları canlanır, sabahleyin in büyük bir heyecanla erken kalkar ve her günü büyük
bir esere dönüştürmek için çaba sarf ederler.
21.01.2023
Kişi, misyonunu keşfedip keşfetmediğini kolayca anlayabilir. Bunun için kendine şu
soruyu sormalıdır: 'Acaba bir iş mi tutuyorum, yoksa hayalimi gerçekleştirmeye mi
çalışıyorum?"
Acaba zamanım para kazanmak ile eğlence arasında bölünüyor mu?
Yoksa hayatımda işle ile oyun ayırımı ortadan kalkmış mı?
Üstüne para vererek yapmak istediğim iş var mı?.
Misyon keşfi için kişinin bedensel, duygusal, zihinsel ve ruhsal gelişimini büyük oranda
tamamlamış olması gerekir. Kişi, bedensel, duygusal ve ahlaki eğitimini aileden alıyor.
Zihinsel eğitimini ise büyük oranda lisede okurken alıyor. Ruhsal eğitim ise genellikle
liseden sonra başlıyor. Misyon sahibi insanlar bu aşamaları başarıyla geçmiş kişilerdir.
Mesela duygusal ve ahlaki bakımdan kendini eğitecek bir aileden mahrum kalmış
kimselerin misyonlarını keşfetmeleri oldukça zordur. Çünkü onlar işlerinden hoşnut
değildir ve hayatları bölünmüştür.
Aile misyon ifadesi, ailenin oluşumunu, aile üyelerinin ne olmak ve ne yapmak
istediklerini, ailenin uçuş planını yönlendirecek ilkeleri gösteren ve tüm aile üyelerinin
birleşerek oluşturdukları bir ifadedir (Covey,).
21.01.2023
Aile misyonu nu belirlemek, bütün aile üyelerinin katkıları, fikirleri ve katılımları
sağlanarak yapılır. Bu misyon ifadesinde bütün aile bireyleri kendilerinden bir parça
bulmalıdırlar. Ailenin hedefleri somutlaştırılır ve bu hedefler doğrultusunda misyon
ifadesi yazılır.
Sonra herkesin görebileceği bir duvara asılır.
Aile misyon ifadesi her şeyin iki kere yaratıldığı fikrine dayanır. Marangozların "İki kere
ölç, bir kere kes." kuralına benzer. Bir bina inşa edilmeden önce, planı yapılır. Önce
fikir, zihinsel üretim, sonra gerçeklik ya da fiziksel üretim gelir.
Her organizasyonun olduğu gibi ailenin de bir temel amacı veya misyonu ve bu
amaca ulaşmak için bir ana stratejisi vardır. Bu stratejiyi oluşturmak isteyen her aile
üyesi kendine şu soruları sormalıdır: Ailemizin amacı nedir? Bu nasıl bir ailedir?
Bu ailenin en yüksek öncelikli hedefleri nelerdir? Ailemizde ne tür duygular istiyoruz?
Ailemiz için gerçekten önemli olan şeyler nelerdir? Ailemizin en önemli hedefleri
nelerdir? Aile üyelerinin eşsiz yetenekleri, becerileri ve hünerleri nelerdir?
Kahramanlarımız kimlerdir? Bir aile olarak topluma neler verebiliriz ve nasıl daha
üretken olabiliriz? Aile üyeleri olarak sorumluluklarımız nelerdir?
Ayrıca eşler de birbirlerine şu soruları sormalıdır:
"Evliliğimizin amacı nedir? Var olmamızın temel sebebi nedir?"
21.01.2023
1.Adım:
Önce ailemizin ne tür bir aile olduğunu incelemeliyiz .
Bunun için de önce herkes, kendi duygu ve düşüncelerini ortaya dökmelidir.
Üç kişilik örnek bir aile misyon bildirimi şöyle olabilir.
Anne şöyle diyor:
Kocamla ben evlenmeden önce, evimizin nasıl olmasını istediğimiz hakkında
konuştuk, özellikle de çocuğumuz olduğunda ailemizin eğlenceli mi, dinlendirici
mi, eğitici mi olmasını istediğimizi tartıştık ve eğlenceli olmasını ön plana aldık
Bu misyon ifadesini evin salonundaki duvara astık. Çocuklar sürekli olarak ona
bakıyorlar ve şöyle diyorlar: "Anne sesini yükseltmemelisin. Unutma, evimizde
mutlu ve neşeli sesler olmalı."
21.01.2023
Bir baba duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti: Yaklaşık dört yıl önce karım, ben, iki
çocuğumuz ve kayınvalidem bir araya gelerek bir aile misyon ifadesi oluşturduk.
Ailemizin stresli dönemlerinde, stresimizi diğerlerine geçirmeyeceğiz.
Ailede insanlara paylaşacak güvenli bir ortam yapacağız. İnsanlar hakkında değil,
konular hakkında konuşacağız.
Ailede çocuklar dahil herkes çocuklarının duygu ve düşüncelerinin değerli olduğunu
bilecek.
Evin oğlunun duygu ve düşünceleri:
Ailemizin bir vizyonu ve hedefi olduğunu bilmem bana bir sağlamlık duygusu verdi.
Her şeyin yolunda olduğuna inandım. Ailemin düzenlemek istediği şeylerin olduğunu
anladım ve onlara uyum sağladım.
21.01.2023
2-Adım:
Aile misyonunu yazmak: İşte örnek bir aile misyonu: "Birbirimize ve başkalarına karşı
dürüstlüğü yüce tutmak. Sürekli gelişmeye açık olmak... Birbirimizi sevmek... Birbirimize
yardım etmek... Birbirimize inanmak...
Zamanımızı, yeteneklerimizi ve kaynaklarımızı başkalarına yardım etmek üzere bolca
kullanmak....
Birlikte inanmak...
Herkesin eşsiz kişiliğini ve yeteneklerini kabul etmek...
Sorun üreten değil, sorun çözen bir aile olmak... Her zaman bir çıkış yolu olduğuna
inanmak...
Yıkıcı öfke yerine, anlaşmazlıkları daima konuşarak çözmek...
Hayatın hâzinelerini birlikte anlamak..."
21.01.2023
3-Adım:
Onu rotada kalmak için kullanın:
Misyon ifadesi, aile hayatının gerçek anayasasıdır. Kriz zamanlarında bile ülkeleri bir
arada tutan anayasalar gibi, aile anayasamız da onlarca yıl, hatta belki aileyi
kuşaktan kuşağa birleştirecek ve bir arada tutacak bir belgedir.
Bu belge, bir kelime, bir tabir, yaratıcı bir hayal, bir sembol olabilir. Müzik veya resim
olabilir. Yeter ki aile üyelerinin kafalarında ve yüreklerindekini yakalayıp birbirine
yapıştırsın ve aileye esin ve enerji versin. Misyon bildirisi aileyi birleştiriyorsa amacına
ulaşmış demektir.
EMP KURAMINA GÖRE KADIN VE ERKEĞİN
DUYGUSAL ÖNCELİK VE FARKLILIKLARI
◦ Fmp terapisinin bakış açısına göre
öncelik, bireysel farklılıkları görme ve
karşımızdakini olduğu gibi kabul etmektir.
◦ Bu da özellikle eşler arası iletişimde daha
önemli olmaktadır Zira fmp bu terapi
süreci içinde iletişim becerilerini taraflara
aktarıp öğretirken en temel dersi kadın
erkek ilişkilerinde verir. Çünkü kadının
ruhundan anlayan erkek ya da erkek
ruhundan anlayan kadın iletişimde bir
adım öndedir Problemleri daha çabuk
çözecek donanıma sahiptir.
21.01.2023
21.01.2023
Duygusal hayat, kişinin başka insanlarla olan ilişkilerine bağlı olarak gelişir.
İnsan, gündelik hayatın akışı içinde duygusal dünyasını zenginleştirebilir. Ama bunun
için egzersiz yapması gerekir. Duygusal dünyanın odak noktasını liderlik, empati,
iletişim, işbirliği, alışkanlık, hizmet, sinerji ve iç güvenlik gibi konular teşkil eder.
Kadınlarla erkekler, dünyaya farklı gözlüklerin ardından bakarlar. Bir süpermarkete
giren eşlerden, kadınların duygu dünyasını daha çok kozmetik ürünler değiştirirken,
erkeklerinkini iş araç ve gereçleri değiştiriyor.
Sağlıklı aile kurmak ve sürdürmek isteyen, bu gerçeklerin bilincinde olmalıdır.
Kadınlarla erkeklerin duygu dünyası arasındaki en öneml farklar şunlardır:
Kadınlar erkeklerden daha çok ayrıntıcı daha incelmiş ve daha içten duygular
beslerler
21.01.2023
Zengin duygu hâzinesine sahiptirler. Bu yüzden kadınlar binlerce yıldan beri
duygusal derinliklerini gizlemeye kendilerini
alıştırmışlardır. Kadınlar, barış ve uzlaşma içinde yaşamak için çoğu zaman
duygularına gem vurmaya çalışırlar.
Başkalarının keyfini kaçırmamak için, kendi duygularını bastırırlar. Genellikle eşlerinin,
erkek çocuklarının, şeflerinin ve iş arkadaşlarının ruh hallerine uymak için gayret sarf
ederler (Sartorius, )
Erkekler ise çoğu zaman duyguların düşüncesizce ortaya koyarlar. Evliliğin
sürtüşmesiz yürümesi için, bu noktada bir denge kurmak gerekir. Kadınlar bu
dengeyi kurmak için, erkekler duygusal taşkınlıklarını ustaca törpülerler.
Kadınlar çok çeşitli duyguya sahiptir ama duygusal zeka bakımdan erkeklerden
daha zeki oldukları söylenemez.
Duygular bol olunca, onların idaresi de zorlaşıyor. Duygusal zeka, yetenek bolluğu
değil, duygu hâzinesini iyi idare etmek ve duyguları ustaca kullanmak anlamına
gelir. Önemli olan duyguların iyi yönetilmesidir.
21.01.2023
Erkekler kendilerini soyutlamayı ve başkalarını ustaca kullanmayı kadınlardan daha iyi
bilirler.
Kadınlar, çevrelerindeki olumsuz duygulara karşı korumasız kalırlar. Her şeyi süzgeçten
geçirmeden üstlerine alırlar. Aşırı tepki gösterirler, kırılırlar ve kişisel algılarlar. Kadınlar
yüksek hassasiyetleri dolayısıyla sürekli kışkırtılır, aldatılır, kullanılır, baskı altına alınır ve
duygusal tecavüze uğrarlar. Sadece erkekler tarafından değil, çocukları, diğer
kadınlar ve hayatın karşılarına çıkardığı olaylar tarafından da bu böyledir....
Kadınların duygusal eğitime erkeklerden daha çok önem verdiklerini ve bu eğitimle
daha çok uğraştıkları bilinmektedir.
Kadın beyninin erkek beyninden üstün bir tarafı vardır. insan beyninin sol yarımküresi
daha çok akılcı düşünceden, sağ yarımküresi de daha çok duygusallıktan sorumludur.
Kadınlar beyin küresinin bir yanından diğerine hızlı atlayabilmede erkeklerden daha
başarılıdır. Bu yüzden kadınlar olayları bir bütün olarak ve esnek bir şekilde
değerlendirebilirler. Akılla hayal dünyası arasında hızlı bir şekilde gidip gelebilme
kadınların gücünü artırmaktadır (Sartorius, ).
21.01.2023
Bugüne kadar, öfkeyi zaman zaman boşaltmanın sağlıklı olduğu sanılıyordu. Kızgınlığı
süzgeçten geçirmek ve o an kendini nasıl hissediyorsa içini o şekilde boşaltmanın ise
hastalık yarattığına inanılıyordu.
Son yıllarda yapılan araştırmalara göre bu anlayış doğru değildir. Artık "Dök içini,
rahatla." sözü gerçeği yansıtmamaktadır.
Trier Üniversitesinden profesör Peter Schwenkmezger, kızgınlığını olduğu gibi belli
eden deneklerin tansiyonlarının, kızgınlıklarını bastıranlardan daha yüksek olduğunu
tespit etmiştir.
Başka bir araştırmaya göre de serbestçe ağlayan deneklerin gözyaşlarını içine
akıtanlara kıyasla nabızlarının daha yüksek çıktığı ve deney sonrası hissettikleri keder
ve acının daha uzun sürdüğü görülmüştür.
21.01.2023
Ayrıca ülsere sebep olan bir bakteri bulunmuştur. Oysa o zamana kadar mide
rahatsızlıklarının sebebinin öfke olduğuna inanılıyordu. Terapist Bert Hellinger diyor ki:
"İnsanlar öfkelerini değil, çözüm getirecek davranışlarını bastırdıkları için hastalanırlar.
Yalnızca kızgınlığını dışarı vurmak bugüne dek kimseyi rahatlatmamıştır (Sartorius )
Kadınlar öfke, kızgınlık ve cinsellik duygularına erkeklerden daha kolay hakim
olabilmektedirler.
Bu konuda kadınlar duyguların önemini daha iyi kavramış görünüyor. Bunu hemşirelik ve
ilkokul öğretmenliği gibi mesleklere kadınların daha çok ilgi duymasından, duygu konulu
kitapları daha çok tercih etmelerinden ve evlilikte duygulara daha çok önem
vermelerinden anlamak mümkündür
Duygusal açıdan zeki insanlar olumlu düşünen ve buna bağlı olarak olumlu hisseden
kimselerdir.
Sosyolog ve psikologlara göre olumlu duygu besleyenler az hastalanmakta, daha keyifli
çalışmakta, daha başarılı evlilik sürdürmekte ve maddi bakımdan daha güçlü
olmaktadırlar. Bu kimseler hayatın zorluklarına, haksızlıklara, çevresindeki insanlara ve
kendilerine rahatlıkla gülebilmektedirler (Sartorius )
21.01.2023
Acaba kadınların erkeklerden daha uzun ömürlü oluşlarını.
duygusal zeka ve olumlu düşünmenin payı var mıdır?
Kadınlar başkalarının duygularını tanımak ve onlara uyum sağlamak konusunda
erkeklerden daha fazla ustalık kazanmışlardır.
Ama aynı ustalığı kendi duygularını tanımada gösterememişlerdir. Erkekler ise
başkalarının duygularını tanımada kadınlardan geri kalmışlardır.
Sol beyin matematik ve mantıkla ilgili işleri, sağ beyin yaratıcılık, resim, müzik ve hayal
kurma gibi işleri düzenliyor.
Bu sebeple mühendislik alanlarında daha çok erkekler; iletişim ve resim, müzik gibi
yaratıcılık gerektiren alanlarda da daha çok kadınlar başarılı oluyor. Kadınlar ayrıntıları
erkeklerden çok daha iyi fark edebiliyorlar.

Mais conteúdo relacionado

Semelhante a FMP Eğitimi Bölüm 4.pdf

Psikoeğitim sunusu
Psikoeğitim sunusuPsikoeğitim sunusu
Psikoeğitim sunusuethemuslu
 
Hofstede kultur bilesenleri
Hofstede kultur bilesenleriHofstede kultur bilesenleri
Hofstede kultur bilesenleriSebnem Ozdemir
 
ailede din egitim.ppt
ailede din egitim.pptailede din egitim.ppt
ailede din egitim.pptEniMersin
 
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdfBOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdfSeyfettinColak
 
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre KocalarPsikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre KocalarEmre Kocalar
 
Öfke ve Stresle Baş Etme Yöntemi
Öfke ve Stresle Baş Etme YöntemiÖfke ve Stresle Baş Etme Yöntemi
Öfke ve Stresle Baş Etme YöntemiUniverist
 
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇Edanur Kurt
 
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇Edanur Kurt
 
Anne-Baba-Çocuk İletişimi - Murat Kaplan.pptx
Anne-Baba-Çocuk İletişimi - Murat Kaplan.pptxAnne-Baba-Çocuk İletişimi - Murat Kaplan.pptx
Anne-Baba-Çocuk İletişimi - Murat Kaplan.pptxMurat Kaplan
 
Ergenliktesosyalgelisim
ErgenliktesosyalgelisimErgenliktesosyalgelisim
Ergenliktesosyalgelisimyasindd
 
EğItim Bilimleri 9
EğItim Bilimleri 9EğItim Bilimleri 9
EğItim Bilimleri 9derslopedi
 
Okul oncesi egitimin_yararlari
Okul oncesi egitimin_yararlariOkul oncesi egitimin_yararlari
Okul oncesi egitimin_yararlariCanan Gürkan
 
GelişIm Psikolojisi
GelişIm PsikolojisiGelişIm Psikolojisi
GelişIm Psikolojisiderslopedi
 
PSY-Q Eğitim E-Dergi 3. Yayın "UMUT"
PSY-Q Eğitim E-Dergi 3. Yayın "UMUT"PSY-Q Eğitim E-Dergi 3. Yayın "UMUT"
PSY-Q Eğitim E-Dergi 3. Yayın "UMUT"Tolga Aran
 
Denetim ve moral ppt
Denetim ve moral pptDenetim ve moral ppt
Denetim ve moral ppttarumar999
 

Semelhante a FMP Eğitimi Bölüm 4.pdf (20)

Psikoeğitim sunusu
Psikoeğitim sunusuPsikoeğitim sunusu
Psikoeğitim sunusu
 
Hofstede kultur bilesenleri
Hofstede kultur bilesenleriHofstede kultur bilesenleri
Hofstede kultur bilesenleri
 
ailede din egitim.ppt
ailede din egitim.pptailede din egitim.ppt
ailede din egitim.ppt
 
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdfBOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
BOŞANMA SÜRECİ 2. HAFTA BÖLÜM2.pdf
 
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre KocalarPsikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
Psikanalitik Aile Terapisi - Halil Emre Kocalar
 
Öfke ve Stresle Baş Etme Yöntemi
Öfke ve Stresle Baş Etme YöntemiÖfke ve Stresle Baş Etme Yöntemi
Öfke ve Stresle Baş Etme Yöntemi
 
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
 
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
Ruh sağliğinin tanimi ve önemi̇
 
Anne-Baba-Çocuk İletişimi - Murat Kaplan.pptx
Anne-Baba-Çocuk İletişimi - Murat Kaplan.pptxAnne-Baba-Çocuk İletişimi - Murat Kaplan.pptx
Anne-Baba-Çocuk İletişimi - Murat Kaplan.pptx
 
Ergenliktesosyalgelisim
ErgenliktesosyalgelisimErgenliktesosyalgelisim
Ergenliktesosyalgelisim
 
EğItim Bilimleri 9
EğItim Bilimleri 9EğItim Bilimleri 9
EğItim Bilimleri 9
 
ÇAKRALAR
ÇAKRALARÇAKRALAR
ÇAKRALAR
 
Okul oncesi egitimin_yararlari
Okul oncesi egitimin_yararlariOkul oncesi egitimin_yararlari
Okul oncesi egitimin_yararlari
 
GelişIm Psikolojisi
GelişIm PsikolojisiGelişIm Psikolojisi
GelişIm Psikolojisi
 
Ruh sağliği
Ruh sağliğiRuh sağliği
Ruh sağliği
 
Ruh sağliği
Ruh sağliğiRuh sağliği
Ruh sağliği
 
Ruh Sağlığı
Ruh SağlığıRuh Sağlığı
Ruh Sağlığı
 
Ruh sağliği
Ruh sağliğiRuh sağliği
Ruh sağliği
 
PSY-Q Eğitim E-Dergi 3. Yayın "UMUT"
PSY-Q Eğitim E-Dergi 3. Yayın "UMUT"PSY-Q Eğitim E-Dergi 3. Yayın "UMUT"
PSY-Q Eğitim E-Dergi 3. Yayın "UMUT"
 
Denetim ve moral ppt
Denetim ve moral pptDenetim ve moral ppt
Denetim ve moral ppt
 

Mais de SeyfettinColak

FMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdfFMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdfFMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdfFMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdfSeyfettinColak
 
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdfFMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdfSeyfettinColak
 
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdfİKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdfÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdfCİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdfDUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM  3.HAFTA BÖLÜM3.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM  3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM3.pdfSeyfettinColak
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdfSeyfettinColak
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdfEVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdfSeyfettinColak
 
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdfAile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdfSeyfettinColak
 
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel NedenleriHastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel NedenleriSeyfettinColak
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 7.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 7.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 7.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 7.pdfSeyfettinColak
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı 5.pptx
Kilo Kontrolü Uzmanlığı 5.pptxKilo Kontrolü Uzmanlığı 5.pptx
Kilo Kontrolü Uzmanlığı 5.pptxSeyfettinColak
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 4.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 4.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 4.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 4.pdfSeyfettinColak
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 3.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 3.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 3.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 3.pdfSeyfettinColak
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 2.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 2.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 2.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 2.pdfSeyfettinColak
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders1.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders1.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders1.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders1.pdfSeyfettinColak
 

Mais de SeyfettinColak (20)

FMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdfFMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 3.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdfFMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 8.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdfFMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 6.pdf
 
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdfFMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
FMP Eğitimi Bölüm 7.pdf
 
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdfİKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
İKİ YAŞ SENDROMU 7. HAFTA.pdf
 
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdfÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
ÇOCUK İSTİSMARI 6. HAFTA.pdf
 
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdfCİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
CİNSEL İSTİSMAR 5. HAFTA.pdf
 
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdfDUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ 4. HAFTA.pdf
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM  3.HAFTA BÖLÜM3.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM  3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM3.pdf
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3.HAFTA BÖLÜM 2.pdf
 
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdfCİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
CİNSEL TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM 3. HAFTA.pdf
 
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdfEVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
EVLİLİK 1. HAFTA BÖLÜM 2.pdf
 
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdfAile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
Aile Danışmanlığı Kuramları 1 HAFTA.pdf
 
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel NedenleriHastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
Hastalıkların Ruhsal Ve Zihinsel Nedenleri
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 7.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 7.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 7.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 7.pdf
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı 5.pptx
Kilo Kontrolü Uzmanlığı 5.pptxKilo Kontrolü Uzmanlığı 5.pptx
Kilo Kontrolü Uzmanlığı 5.pptx
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 4.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 4.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 4.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 4.pdf
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 3.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 3.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 3.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 3.pdf
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 2.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 2.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 2.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders 2.pdf
 
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders1.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders1.pdfKilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders1.pdf
Kilo Kontrolü Uzmanlığı-Ders1.pdf
 

FMP Eğitimi Bölüm 4.pdf

  • 2. DERS 9 FMP KURAMININ ÇAĞIMIZDAKİ AİLE KURUMUNA GENEL BAKIŞ VE GÜNÜMÜZ AİLESİ: 21.01.2023
  • 3. 21.01.2023 Fmp aile terapisinin bakış açısına göre baktığımızda ailesel bağların zayıflamasında onun doğasında olan zorluklardan kaçınmanın ve boşanmaların artmasında, yaşam felsefesindeki değişimin büyük rolü vardır. Aile kurumunun yıkılmaya yüz tutması, aile bireyleri arasındaki bağların zayıflaması, intihar hızının salgın düzeyine ulaşması, cinsel suçlardaki artış oranı bize gösteriyor ki kadın ile erkek arasındaki ilişkiler yeniden düzenlenip tasarlanmalı ve aile kavramı üzerinde yeni baştan durulmalıdır.
  • 4. FMP NİN BAKIŞ AÇISIYLA GÜNÜMÜZ AİLESİ 1-SORUNLU İNSAN SORUNLU AİLELER OLUSTURUR ◦ Aile kurumunun ve temelini oluşturan evliliğin doğasını anlayabilmek için onun biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel temellerini bilmek gerekir. Eşleşme biyolojik, ama evlilik kültürel bir olgudur. Bu sebeple de içinde bulunduğumuz kültürü iyi anlamalı ve doğru yorumlamalıyız. ◦ Türkiye'nin seksenlerin sonuyla birlikte önemli bir sosyal dönüşüm yaşadığını biliyoruz. Kültürel iletişim, kültürel etkileşimi de beraberinde getirince her alanda değişim kaçınılmaz oldu. Türk toplumu modernleşmeyi Batılılaşma olarak algıladı 21.01.2023
  • 5. 21.01.2023 Mesela Japonlar aynı süreçten geçerken kendi kültürlerini korumayı başardılar. Kültürünü koruyamayan toplumların ortak özelliği, kimliksizleştirilen, kitle iletişim araçlarının öngördüğü modeli yaşayan, popüler kültürün beslediği bireylerin ortaya çıkmasıdır. Batı, nasıl zengin ve ünlü olunacağını anlatarak başarılı olmak için kapitalist olunması gerektiğini vurguladı. Böylece insanlar sadece başarıya odaklandı. Başarı için de "Yaşam bir mücadeledir ve sadece diğerlerinden üstün olan kazanır" düşüncesi, dünya görüşü olarak benimsetildi. Üstün olmanın formülü şöyle verildi: Daha çok kazan! Daha çok tüket! Daha hızlı yaşa! Daha çok şey bil!..
  • 6. 21.01.2023 Bu formülle ve eğlence kültürüne yapılan büyük yatırımlarla insanların tüketim alışkanlıkları ve davranışları değiştirilmek istendi. Çünkü bunlar değiştiğinde, toplumun da kimliği değişecekti. Bu üstün olma formülü, insanlar arasındaki birincilik yarışını tetiklerken aynı zamanda insanda stres meydana getirdi. Yorulan ve yarışta geri kalan kişi, üretimi ve tüketimi arttırsa da kendisini bir türlü tatmin edemedi. Yaşam felsefesindeki böylesi değişimler ruhsal rahatsızlıkların da tetikleyicisi oldu.. İnsanlar ruhsal rahatsızlıkları sebebiyle antidepresan kullanmaya başladı. Sonuç: sorunlu insan, sorunlu aile, sorunlu toplum Bu sebeple insanın hedefinin ne olduğunu sorgulaması pek çok açıdan önemli hale geldi: İyi bir insan olmak mı yoksa başarılı bir insan olmak mı? Hedef, iyi bir insan olmaksa başarı bu yolda ara hedeflerden biridir. İnsanın vardığı değil, hedeflediği nokta önemlidir. İnsan mutluysa aile de toplum da mutludur. Aslında Doğunun değerleriyle Batının yöntemi birleşirse terk edilmiş bazı değerler de gün ışığına çıkacağından daha huzurlu bir dünya meydana gelir. Çünkü Batı felsefesi, bilimi, gerçekleri bulmada bir araç olarak kullandığı için her şeyi tanımlamaya, sistemleştirmeye yatkındır.
  • 7. 21.01.2023 FMP DE AILE UYUMU Ruhunuzun derinliklerindeki en gizli sırları öncelikle kime açmayı düşünürsünüz? Güveneceğiniz bir insana, değil mi? Özel düşüncelerinizi açabileceğiniz, sizi candan dinleyebilecek, açık konuşabileceğiniz bir insan... Böyle bir kişi, hayatınızı zenginleştirir. Ona güven duyarsınız, çünkü o paylaştığınız bilgiye değer verir ve sizi anlayış göstererek dinler. Aile mimarlığı, ailedeki herkesin herhangi bir şekilde değer ifade etmesine dayanır. Geliştiren ailelerde her birey bir fark yaratır; sayıldığını, aileye bir katkıda bulunduğunu bilir ve bunu hisseder. Kendinin bir değer ürettiğini ve başkalarından farklı olduğunu bilen birey, elindekileri başkalarıyla zevkle paylaşır. Böylece katkılarının değerli olduğunu, saygı duyulduğunu iyice algılama imkanı bulur ve herkese yardım etmek için elinden geleni yapar (Satir, s. 294).
  • 8. 21.01.2023 ). Bu süreçte uzlaşmaktan, kaynaklarını aile bireyleriyle bölüşmekten, onlarla ortak olmaktan, onlara katılmaktan, onların yanında olmaktan, acılarını ve sorumluluklarını paylaşmaktan büyük keyif alır. Paylaşmak, kişinin sahip olduğu bir şeyi başkasının kullanmasına izin vermektir. Dayanışma veya yardımlaşma, bir topluluğu, bir aileyi, bir kuruluşu meydana getiren üyelerin bir sorunu çözmek veya bu işi görmek için birbirlerine dayanarak güç kazanmasıdır. Başka bir deyişle, aynı duygu ve düşüncelerle birbirlerine karşılıklı olarak bağlanmasıdır.
  • 9. 21.01.2023 FMP DE AILESEL MISYON "Tembel insan yoktur, onu harekete geçirecek kadar güçlü gerekçeleri ve güçlü bir amacı olmayan insanlar vardır.« ANTHONY ROBBINS Fmp toplantı tekniğinde birçok şey soyutluktan somut boyuta geçmiş netlik kazanmış ve uygulanabilirliği ve kontrol edilebilirliği kanıtlanmıştır. O yüzden Fmp toplantılarında en geniş anlamda ailenin misyonuna dönük slogan kural vede aile anayasası yazılması bir terapi tekniği olarak zorunludur. Aile misyonu dar anlamda aile anayasasının hazırlanmasındada temel bazı ilkeleri belirlemede ölçüt Kabul edilebilir. Düşünce gücünü iyi çalıştıran, ve amacı olan kimseler, her alanda olduğu gibi aile hayatında da başarılı oluyorlar. Misyon sahibi insanlar, evreni bir bütün olarak görebilme yeteneğine sahiptirler. Onlara göre, dünyadaki bütün insanlar hayat şartları olarak birbirlerine bağlıdır. Aileye de bu gerçeklerin ışığında bakarlar.
  • 10. 21.01.2023 Hayal gücünü kullanmak kişinin hayatını bir bütün olarak görmesine ve anlamasına sebep oluyor. Zihninde hayatına ilişkin büyük bir resim çizen insan, teferruatla uğraşmıyor, hayatını dolu dolu yaşamak için plan yapıyor. Başka bir ifadeyle bir misyon keşfediyor. Bu süreçte nasıl yaşamak, nasıl düşünmek, nasıl hareket etmek istediğininin farkına varıyor. Misyon, kişiyi, geleceğe doğru çeken ve ona bir amacı olduğunu hissettiren bir duygudur. Misyon sahibi insanlar, inançlarını, değerlerini, eylemlerini ve benliğini bir çatı altında toplarlar. Bu anlamda misyon, ilgi alanlarının, arzuların ve amaçların ipliğinden örülmüş bir kumaştır. Misyon, kişinin hayatını zevkli kılar. Misyon sahibi insan sabahleyin yataktan öyle büyük bir heyecanla kalkar ki, çoğu zaman kahvaltı bile edemez. Yüksek mertebelere ulaşan kişilerin en belirgin özelliklerinden biri, hayatlarını amaçlı hale getiren ve yön veren bir misyona sahip olmalarıdır. Onlar her zaman, vücutlarındaki bütün sinir hücreleriyle yeteneklerini geliştirmeye ve misyonlarını gerçekleştirmeye odaklanırlar.
  • 11. 21.01.2023 Bir misyona sahip olmayanlar ise (insanların çoğunluğu böyledir) işleri ve kariyerleri vardır, ama tatminsizdirler. Onlar çoğu zaman "Ben bir makineyim.", "Kafese tıkılmış gibiyim.", "Benim yaptığımı bir maymun bile yapar.", "Ben bir objeyim.", "Çiftlikte kullanılan araç gereçlerden daha değersizim." ve "Ben bir robotum." şeklinde hayatlarından şikayetçi olurlar. Bu kimseler işlerinden hoşnut olmadıkları için hayatları bölünür. Onlar zamanlarını; hayatlarını kazanmak için yapmak zorunda oldukları ve iyi vakit geçirmek için yapmak istedikleri şeyler arasında ikiye bolüyorlar. Bolünmüş hayal ikokalda ders vaktiyle ve boş vakitle başlıyor. İş hayatı boyunca devam ediyor ve ancak emekli olunca sona eriyor (Andreas- Faulkner,) Böylesine bölünmüş bir hayata sahip kişilerin mutlu aile olmaları oldukça zordur. İster iş hayatında ister aile hayatında olsun, başarılı kimseler iş / oyun ayrımını bütünüyle aşmışlardır. Onlar sevdikleri işi yaparlar ve yaptıkları işi severler. Ama misyon sahibi olmayan çoğu insanın yaptığı iş ruhuna dar gelir. Bu kimseler her zaman bir arayış içindedirler. Eğer onlar kendilerine doğru çeken bir misyon bulabilirlerse hayatları canlanır, sabahleyin in büyük bir heyecanla erken kalkar ve her günü büyük bir esere dönüştürmek için çaba sarf ederler.
  • 12. 21.01.2023 Kişi, misyonunu keşfedip keşfetmediğini kolayca anlayabilir. Bunun için kendine şu soruyu sormalıdır: 'Acaba bir iş mi tutuyorum, yoksa hayalimi gerçekleştirmeye mi çalışıyorum?" Acaba zamanım para kazanmak ile eğlence arasında bölünüyor mu? Yoksa hayatımda işle ile oyun ayırımı ortadan kalkmış mı? Üstüne para vererek yapmak istediğim iş var mı?. Misyon keşfi için kişinin bedensel, duygusal, zihinsel ve ruhsal gelişimini büyük oranda tamamlamış olması gerekir. Kişi, bedensel, duygusal ve ahlaki eğitimini aileden alıyor. Zihinsel eğitimini ise büyük oranda lisede okurken alıyor. Ruhsal eğitim ise genellikle liseden sonra başlıyor. Misyon sahibi insanlar bu aşamaları başarıyla geçmiş kişilerdir. Mesela duygusal ve ahlaki bakımdan kendini eğitecek bir aileden mahrum kalmış kimselerin misyonlarını keşfetmeleri oldukça zordur. Çünkü onlar işlerinden hoşnut değildir ve hayatları bölünmüştür. Aile misyon ifadesi, ailenin oluşumunu, aile üyelerinin ne olmak ve ne yapmak istediklerini, ailenin uçuş planını yönlendirecek ilkeleri gösteren ve tüm aile üyelerinin birleşerek oluşturdukları bir ifadedir (Covey,).
  • 13. 21.01.2023 Aile misyonu nu belirlemek, bütün aile üyelerinin katkıları, fikirleri ve katılımları sağlanarak yapılır. Bu misyon ifadesinde bütün aile bireyleri kendilerinden bir parça bulmalıdırlar. Ailenin hedefleri somutlaştırılır ve bu hedefler doğrultusunda misyon ifadesi yazılır. Sonra herkesin görebileceği bir duvara asılır. Aile misyon ifadesi her şeyin iki kere yaratıldığı fikrine dayanır. Marangozların "İki kere ölç, bir kere kes." kuralına benzer. Bir bina inşa edilmeden önce, planı yapılır. Önce fikir, zihinsel üretim, sonra gerçeklik ya da fiziksel üretim gelir. Her organizasyonun olduğu gibi ailenin de bir temel amacı veya misyonu ve bu amaca ulaşmak için bir ana stratejisi vardır. Bu stratejiyi oluşturmak isteyen her aile üyesi kendine şu soruları sormalıdır: Ailemizin amacı nedir? Bu nasıl bir ailedir? Bu ailenin en yüksek öncelikli hedefleri nelerdir? Ailemizde ne tür duygular istiyoruz? Ailemiz için gerçekten önemli olan şeyler nelerdir? Ailemizin en önemli hedefleri nelerdir? Aile üyelerinin eşsiz yetenekleri, becerileri ve hünerleri nelerdir? Kahramanlarımız kimlerdir? Bir aile olarak topluma neler verebiliriz ve nasıl daha üretken olabiliriz? Aile üyeleri olarak sorumluluklarımız nelerdir? Ayrıca eşler de birbirlerine şu soruları sormalıdır: "Evliliğimizin amacı nedir? Var olmamızın temel sebebi nedir?"
  • 14. 21.01.2023 1.Adım: Önce ailemizin ne tür bir aile olduğunu incelemeliyiz . Bunun için de önce herkes, kendi duygu ve düşüncelerini ortaya dökmelidir. Üç kişilik örnek bir aile misyon bildirimi şöyle olabilir. Anne şöyle diyor: Kocamla ben evlenmeden önce, evimizin nasıl olmasını istediğimiz hakkında konuştuk, özellikle de çocuğumuz olduğunda ailemizin eğlenceli mi, dinlendirici mi, eğitici mi olmasını istediğimizi tartıştık ve eğlenceli olmasını ön plana aldık Bu misyon ifadesini evin salonundaki duvara astık. Çocuklar sürekli olarak ona bakıyorlar ve şöyle diyorlar: "Anne sesini yükseltmemelisin. Unutma, evimizde mutlu ve neşeli sesler olmalı."
  • 15. 21.01.2023 Bir baba duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti: Yaklaşık dört yıl önce karım, ben, iki çocuğumuz ve kayınvalidem bir araya gelerek bir aile misyon ifadesi oluşturduk. Ailemizin stresli dönemlerinde, stresimizi diğerlerine geçirmeyeceğiz. Ailede insanlara paylaşacak güvenli bir ortam yapacağız. İnsanlar hakkında değil, konular hakkında konuşacağız. Ailede çocuklar dahil herkes çocuklarının duygu ve düşüncelerinin değerli olduğunu bilecek. Evin oğlunun duygu ve düşünceleri: Ailemizin bir vizyonu ve hedefi olduğunu bilmem bana bir sağlamlık duygusu verdi. Her şeyin yolunda olduğuna inandım. Ailemin düzenlemek istediği şeylerin olduğunu anladım ve onlara uyum sağladım.
  • 16. 21.01.2023 2-Adım: Aile misyonunu yazmak: İşte örnek bir aile misyonu: "Birbirimize ve başkalarına karşı dürüstlüğü yüce tutmak. Sürekli gelişmeye açık olmak... Birbirimizi sevmek... Birbirimize yardım etmek... Birbirimize inanmak... Zamanımızı, yeteneklerimizi ve kaynaklarımızı başkalarına yardım etmek üzere bolca kullanmak.... Birlikte inanmak... Herkesin eşsiz kişiliğini ve yeteneklerini kabul etmek... Sorun üreten değil, sorun çözen bir aile olmak... Her zaman bir çıkış yolu olduğuna inanmak... Yıkıcı öfke yerine, anlaşmazlıkları daima konuşarak çözmek... Hayatın hâzinelerini birlikte anlamak..."
  • 17. 21.01.2023 3-Adım: Onu rotada kalmak için kullanın: Misyon ifadesi, aile hayatının gerçek anayasasıdır. Kriz zamanlarında bile ülkeleri bir arada tutan anayasalar gibi, aile anayasamız da onlarca yıl, hatta belki aileyi kuşaktan kuşağa birleştirecek ve bir arada tutacak bir belgedir. Bu belge, bir kelime, bir tabir, yaratıcı bir hayal, bir sembol olabilir. Müzik veya resim olabilir. Yeter ki aile üyelerinin kafalarında ve yüreklerindekini yakalayıp birbirine yapıştırsın ve aileye esin ve enerji versin. Misyon bildirisi aileyi birleştiriyorsa amacına ulaşmış demektir.
  • 18. EMP KURAMINA GÖRE KADIN VE ERKEĞİN DUYGUSAL ÖNCELİK VE FARKLILIKLARI ◦ Fmp terapisinin bakış açısına göre öncelik, bireysel farklılıkları görme ve karşımızdakini olduğu gibi kabul etmektir. ◦ Bu da özellikle eşler arası iletişimde daha önemli olmaktadır Zira fmp bu terapi süreci içinde iletişim becerilerini taraflara aktarıp öğretirken en temel dersi kadın erkek ilişkilerinde verir. Çünkü kadının ruhundan anlayan erkek ya da erkek ruhundan anlayan kadın iletişimde bir adım öndedir Problemleri daha çabuk çözecek donanıma sahiptir. 21.01.2023
  • 19. 21.01.2023 Duygusal hayat, kişinin başka insanlarla olan ilişkilerine bağlı olarak gelişir. İnsan, gündelik hayatın akışı içinde duygusal dünyasını zenginleştirebilir. Ama bunun için egzersiz yapması gerekir. Duygusal dünyanın odak noktasını liderlik, empati, iletişim, işbirliği, alışkanlık, hizmet, sinerji ve iç güvenlik gibi konular teşkil eder. Kadınlarla erkekler, dünyaya farklı gözlüklerin ardından bakarlar. Bir süpermarkete giren eşlerden, kadınların duygu dünyasını daha çok kozmetik ürünler değiştirirken, erkeklerinkini iş araç ve gereçleri değiştiriyor. Sağlıklı aile kurmak ve sürdürmek isteyen, bu gerçeklerin bilincinde olmalıdır. Kadınlarla erkeklerin duygu dünyası arasındaki en öneml farklar şunlardır: Kadınlar erkeklerden daha çok ayrıntıcı daha incelmiş ve daha içten duygular beslerler
  • 20. 21.01.2023 Zengin duygu hâzinesine sahiptirler. Bu yüzden kadınlar binlerce yıldan beri duygusal derinliklerini gizlemeye kendilerini alıştırmışlardır. Kadınlar, barış ve uzlaşma içinde yaşamak için çoğu zaman duygularına gem vurmaya çalışırlar. Başkalarının keyfini kaçırmamak için, kendi duygularını bastırırlar. Genellikle eşlerinin, erkek çocuklarının, şeflerinin ve iş arkadaşlarının ruh hallerine uymak için gayret sarf ederler (Sartorius, ) Erkekler ise çoğu zaman duyguların düşüncesizce ortaya koyarlar. Evliliğin sürtüşmesiz yürümesi için, bu noktada bir denge kurmak gerekir. Kadınlar bu dengeyi kurmak için, erkekler duygusal taşkınlıklarını ustaca törpülerler. Kadınlar çok çeşitli duyguya sahiptir ama duygusal zeka bakımdan erkeklerden daha zeki oldukları söylenemez. Duygular bol olunca, onların idaresi de zorlaşıyor. Duygusal zeka, yetenek bolluğu değil, duygu hâzinesini iyi idare etmek ve duyguları ustaca kullanmak anlamına gelir. Önemli olan duyguların iyi yönetilmesidir.
  • 21. 21.01.2023 Erkekler kendilerini soyutlamayı ve başkalarını ustaca kullanmayı kadınlardan daha iyi bilirler. Kadınlar, çevrelerindeki olumsuz duygulara karşı korumasız kalırlar. Her şeyi süzgeçten geçirmeden üstlerine alırlar. Aşırı tepki gösterirler, kırılırlar ve kişisel algılarlar. Kadınlar yüksek hassasiyetleri dolayısıyla sürekli kışkırtılır, aldatılır, kullanılır, baskı altına alınır ve duygusal tecavüze uğrarlar. Sadece erkekler tarafından değil, çocukları, diğer kadınlar ve hayatın karşılarına çıkardığı olaylar tarafından da bu böyledir.... Kadınların duygusal eğitime erkeklerden daha çok önem verdiklerini ve bu eğitimle daha çok uğraştıkları bilinmektedir. Kadın beyninin erkek beyninden üstün bir tarafı vardır. insan beyninin sol yarımküresi daha çok akılcı düşünceden, sağ yarımküresi de daha çok duygusallıktan sorumludur. Kadınlar beyin küresinin bir yanından diğerine hızlı atlayabilmede erkeklerden daha başarılıdır. Bu yüzden kadınlar olayları bir bütün olarak ve esnek bir şekilde değerlendirebilirler. Akılla hayal dünyası arasında hızlı bir şekilde gidip gelebilme kadınların gücünü artırmaktadır (Sartorius, ).
  • 22. 21.01.2023 Bugüne kadar, öfkeyi zaman zaman boşaltmanın sağlıklı olduğu sanılıyordu. Kızgınlığı süzgeçten geçirmek ve o an kendini nasıl hissediyorsa içini o şekilde boşaltmanın ise hastalık yarattığına inanılıyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre bu anlayış doğru değildir. Artık "Dök içini, rahatla." sözü gerçeği yansıtmamaktadır. Trier Üniversitesinden profesör Peter Schwenkmezger, kızgınlığını olduğu gibi belli eden deneklerin tansiyonlarının, kızgınlıklarını bastıranlardan daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Başka bir araştırmaya göre de serbestçe ağlayan deneklerin gözyaşlarını içine akıtanlara kıyasla nabızlarının daha yüksek çıktığı ve deney sonrası hissettikleri keder ve acının daha uzun sürdüğü görülmüştür.
  • 23. 21.01.2023 Ayrıca ülsere sebep olan bir bakteri bulunmuştur. Oysa o zamana kadar mide rahatsızlıklarının sebebinin öfke olduğuna inanılıyordu. Terapist Bert Hellinger diyor ki: "İnsanlar öfkelerini değil, çözüm getirecek davranışlarını bastırdıkları için hastalanırlar. Yalnızca kızgınlığını dışarı vurmak bugüne dek kimseyi rahatlatmamıştır (Sartorius ) Kadınlar öfke, kızgınlık ve cinsellik duygularına erkeklerden daha kolay hakim olabilmektedirler. Bu konuda kadınlar duyguların önemini daha iyi kavramış görünüyor. Bunu hemşirelik ve ilkokul öğretmenliği gibi mesleklere kadınların daha çok ilgi duymasından, duygu konulu kitapları daha çok tercih etmelerinden ve evlilikte duygulara daha çok önem vermelerinden anlamak mümkündür Duygusal açıdan zeki insanlar olumlu düşünen ve buna bağlı olarak olumlu hisseden kimselerdir. Sosyolog ve psikologlara göre olumlu duygu besleyenler az hastalanmakta, daha keyifli çalışmakta, daha başarılı evlilik sürdürmekte ve maddi bakımdan daha güçlü olmaktadırlar. Bu kimseler hayatın zorluklarına, haksızlıklara, çevresindeki insanlara ve kendilerine rahatlıkla gülebilmektedirler (Sartorius )
  • 24. 21.01.2023 Acaba kadınların erkeklerden daha uzun ömürlü oluşlarını. duygusal zeka ve olumlu düşünmenin payı var mıdır? Kadınlar başkalarının duygularını tanımak ve onlara uyum sağlamak konusunda erkeklerden daha fazla ustalık kazanmışlardır. Ama aynı ustalığı kendi duygularını tanımada gösterememişlerdir. Erkekler ise başkalarının duygularını tanımada kadınlardan geri kalmışlardır. Sol beyin matematik ve mantıkla ilgili işleri, sağ beyin yaratıcılık, resim, müzik ve hayal kurma gibi işleri düzenliyor. Bu sebeple mühendislik alanlarında daha çok erkekler; iletişim ve resim, müzik gibi yaratıcılık gerektiren alanlarda da daha çok kadınlar başarılı oluyor. Kadınlar ayrıntıları erkeklerden çok daha iyi fark edebiliyorlar.