"Siyer ve Siyer Yazıcılığı" isimli bu çalışma, Prof. Dr. İbrahim Sarıçam'ın kitabından özetlenerek alınmış ve http://www.e-ilim.com adlı internet sitesi için eklenmiştir.
2. Tanım
Siyer: Hz. Muhammed’in biyografisini ele alan eserlerin
ve bilim dalının adı.
Sünnet, yol, davranış, durum, hal tercümesi mânâlarına
gelen sîrenin çoğuludur.
Siyer, çoğu zaman, savaş menkıbeleri anlamına gelen ve
özellikle Hz. Muhammed’in gazvelerini ifade eden el-
meğâzî ile birlikte kullanılır.
Meğâzî, akın, saldırı, din uğruna yapılan savaş anlamına
gelen ve Hz. Muhammed’in bizzat sevk/idare ettiği
savaşları ifade eden gazve (çoğulu gazavât) kelimesi ile
aynı kökten türemiştir ve gazve anlamındaki el-mağzâ’nın
çoğuludur.
Aynı zamanda siyer, İslam devletler hukukunun da adıdır.
3. Siyer Yazıcılığının Saikleri,
Başlaması ve Gelişmesi
Müslümanlar arasında Hz. Muhammed’in sözlerini ve hayatı ile ilgili
bilgileri kayda geçirme düşüncesi İslam tarihinin çok erken döneminde
ortaya çıkmıştır.
Çünkü Hz. Muhammed, Kur’an’da örnek olarak takdim edildiği için her
alandaki söz ve davranışlarının bilinmesi önemliydi.
Aynı zamanda sonraki kuşaklar onun hakkında bilgi sahibi olmayı arzu
ediyorlardı.
Bazı sahabîler siyerle ilgili bilgileri daha Hz. Muhammed’in hayatında
toplarken, bazıları da vefatından sonra bir araya getirmişlerdir.
Öyle ki, bizzat kendilerinin birer kitap yazdığı bilinen sahabe sayısının
50’den az olmadığı söylenir.
Sahâbîlerden her biri, bu bilgileri Sahîfe adı verilen bir kitapçıkta
toplayıp Tabiîn (müslümanların ikinci nesli) den olan öğrencilerine
aktarmışlardır.
Çok sayıda sahabî tarafından derlenen sahifeleri elde eden Tabiîn
devrinde, siyer-meğâzînin kaynağı olarak Hz. Muhammed’in sözleri,
davranışları ve savaşlarıyla ilgili bilgiler toplanmıştır.
4. Siyer yazıcılığının bölgesel olarak
şumulü
Bir zamanlar Hz. Muhammed’in gerçek
hayatının bir bölümüne tanıklık etmiş bulunan
Medine şehri, onun vefatının ardından hayatını
öğrenme gayretlerinin de bir merkezi haline
gelmiştir.
Siyer çalışmaları daha sonra Medine dışında da
gerçekleşecek, Irak, Suriye, Mısır, Endülüs,
Türk Dünyası, Hint Alt Kıtası ve İran başta
olmak üzere İslâm dünyasının hemen her
bölgesinde ve ayrıca Batı’da da eserler telif
edilecektir.
5. İlk Siyer-Meğazî müelliflerinin ilgisi
İlk Siyer-Meğazî müellifleri genellikle, Hz. Muhammed’in hayatı
ve gazveleriyle ilgili sorulara verilen cevapları içeren kitaplar ve
risâleler yazmışlardır. Bu eserlerin hacmi, bazen Hz.
Muhammed’in sadece Mekke’deki hayatını veya bir gazvesini
içine alacak şekilde küçük, bazen de bütün hayatını ve
gazvelerini ihtiva edecek şekilde geniş oluyordu. İlk siyer-
meğazî yazarları arasında
Ebân b. Osman,
Urve b. Zübeyr,
Şurahbil b. Sa’d ve
Vehb b. Münebbih bulunmaktadır.
Daha sonra meşhur hadis alimi Zührî,
Musa b. Ukbe ve
İbn İshak, ünlü meğazî müellifleri arasında yer alırlar.
İbn İshak’la birlikte sistemli siyer-meğâzî yazıcılığı başlamıştır:
6. Siyer-meğazî yazıcılığı ve Hadis
Siyer-meğazî yazıcılığı büyük çapta bu ilmin yazılı
malzemesi ve vesikaları olan hadislerin toplanmasıyla
sıkı sıkıya irtibatlıdır. Bu nedenle siyer-meğâzî
çalışmaları hadis edebiyatı ile birlikte gelişmiştir.
Yukarıda adları geçen Urve b. Zübeyr ve Zührî aynı
zamanda birer hadis âlimi idiler.
Ne var ki, onların meğâzî alanındaki eserleri zamanımıza
ulaşmamış, ancak eserlerindeki rivayetlerin büyük
bölümü sonraki müellifler sayesinde günümüze kadar
gelebilmiştir. Bu rivayetlerden, adı geçen müelliflerin Hz.
Muhammed’in hayatını genellikle Kur’an’da çerçevesi
çizilen peygamber tasavvuruna uygun, sade, gerçekçi ve
abartmalardan uzak olarak ele aldıkları görülmektedir.
7. İbn İshak
Siyer-meğâzî yazıcılığının gelişmesinde, kendinden sonra gelen
bütün siyer ve tarih yazarlarının şeyhi ve pîri sayılan İbn İshak
(ö.151/768)’ın önemli yeri vardır. Medine’de hadis, siyer-
meğâzî, şiir ve ensâb konularında iyi bir eğitim görmüş olan ve
daha sonra Mısır ve Irak’a ilmî seyahatlerde bulunan İbn İshak,
Hz. Muhammed’in hayatını ve kişiliğini dünya ve insanlık
tarihinin bir parçası, Hz. Âdem’den itibaren gönderilen
peygamberlerin devamı ve son halkası olarak ele almıştır. Hz.
Muhammed’den önceki dönem, onun hicrete kadarki ve hicret
sonrası hayatı olmak üzere el-Mübtede’ ve’l-Meb’as ve’l-Meğâzî
adıyla hazırladığı eserin günümüze bazı bölümleri ulaşmış,
Süheyl Zekkâr (İbn İshâk, es-Sîre, tah. Süheyl Zekkâr, Dımaşk
1976) ve Muhammed Hamidullah (İbn İshâk, Sîretu İbn İshak,
thk. Muhammed Hamidullah, Konya 1981) tarafından
yayımlanmıştır. Eserin özellikle İslam öncesi ile ilgili
bölümlerindeki bazı bilgiler, kaybolmadan önce ondan istifade
eden tefsir ve tarih müellifleri tarafından kitaplarında
kaydedilmiştir.
8.
9. İbn Hişâm
İbn Hişâm (ö. 218/833), İbn İshâk’ın eserini
birtakım katkılarla yeniden düzenlemiştir.
Eğitimini Basra’da tamamlayan ve daha
sonra Mısır’a giden İbn Hişâm’ın Sîretü
İbn Hişâm şeklinde kendi adıyla da
anılan es-Sîretü’n-Nebeviyye adlı eseri,
Hz. Peygamber’in hayatına dair tamamı
zamanımıza intikal etmiş en eski kitaptır.
10. Vâkıdî
Siyer-meğâzî yazıcılığında en az İbn İshak ve
İbn Hişâm kadar Vâkıdî (ö.207/822)’nin önemli
ve özel bir yeri vardır. Medine’de dünyaya gelip
burada eğitimini tamamlayan, daha sonra da
Bağdat’a yerleşerek özellikle tarih sahasında
önemli eserler veren Vâkıdî, Hz. Muhammed’in
yalnızca Medine’deki faaliyetlerini ve özellikle
gazvelerini, doğru bir kronoloji ile geniş bir
şekilde kaleme aldığı Kitabu’l-Meğâzî adındaki
eseri ile ünlüdür.
11. İbn Sa’d
Vâkıdî’nin öğrencisi ve kâtibi olan İbn Sa’d (ö. 230/845)’la
birlikte siyer yazıcılığında farklı ve önemli bir gelişme meydana
gelmiş, bir siyer kitabında hangi konuların yer alacağının formatı
tamamlanmış, bir başka deyişle siyer yazıcılığı son şeklini
almıştır. Basra’da dünyaya gelen ve dînî ilimlerle birlikte Arap
dili ve edebiyatı alanında eğitim gören, Mekke, Medine ve
Dımaşk’ı da gezen ve daha sonra Bağdat’a yerleşen İbn Sa’d,
et-Tabakâtü’l-Kübrâ adlı eserinin ilk iki cildini siyere ayırmıştır.
Eserinin Medine dönemine ait kısmı İbn İshak’tan farklıdır.
Gelişmeleri kronolojik tarzda değil, İslam’a davet mektupları,
Medine’ye heyetlerin gelişi, gazve ve seriyyeler gibi sistematik
olarak ele almıştır. İbn Sa’d’ın siyer alanında en önemli özelliği,
Hz. Muhammed’in ahlâkî ve beşerî özellikleri, konuşması, yeme
içmesi, giyinmesi gibi konulara da yer vermesidir. Dolayısıyla
İbn Sa’d’dan itibaren ileride, Hz. Muhammed’in beşerî ve ahlâkî
özelliklerini konu edinen şemâil edebiyatında işlenecek
konuların siyere girdiği ve bu arada yüceltmeci tavrın da
yaygınlık kazanmaya başladığı görülmektedir.
12. Belâzürî
Hicrî III./mîlâdî IX. yüzyılda Belâzürî
(279/892-93), ensâb ve ahbâr üsluplarını
birleştirmek suretiyle hazırladığı Ensâbü’l-Eşrâf
adlı eserinin birinci cildini siyere ayırmıştır. O,
bu ciltte Hz. Muhammed’in ecdâdı hakkındaki
bilgileri ve onun peygamberlikten önceki hayatı
ve peygamberliği ile ilgili bilgileri naklettikten
sonra, İslâm’a karşı çıkan Mekke eşrâfının
biyografilerini ve İslâm’ın Mekke dönemini geniş
bir şekilde vermekte ve daha sonra da hicretten
sonraki hayatını anlatmaktadır.
13. Genel İslam Tarihlerinin Hz. Muhammed
Dönemleri de Önemlidir.
Ya’kûbî
Taberî
İbnü’l-Esîr
İbn Kesîr vs
14. Doğu İslâm dünyasında siyer yazıcılığında
değişim dönemi
M. V. ve VI. yüzyıllarda doğu İslâm dünyasında
müelliflerin ilgisi, siyerden ayrı bir kol haline
gelen, Hz. Muhammed’in peygamberliğini
ispatlamak amacıyla yazılan delâilü’n-nübüvve
ile, beşerî ve ahlâkî yönünün ele alındığı şemâil
alanına yönelmiştir. Bu meyanda
Ebû Nuaym el-Isfahânî (ö. 430/1038)’nin ve
Beyhakî (458/1066)’nin Delâilü’n-Nübüvve,
Tirmizî (279/892)’nin Şemâil’i gibi eserler telif
edilmiştir.
15. Endülüs’te siyer yazıcılığı
M. V. yüzyılda Endülüs topraklarında yaşayan iki ünlü
isim siyer alanında da eser vermiştir.
Bunlardan İbn Hazm (456/1064), İbn İshak’tan nakillerde
bulunarak Cevâmiu’s-Sîre adlı kısa eserini kaleme
almıştır.
Yine Endülüs’teki ilk siyer çalışmalarından birini
gerçekleştirmiş olan İbn Abdilber (463/971), İbn İshak’ın
eserini esas alarak, Musa b. Ukbe ve Vâkıdî’den de
faydalanarak ed-Dürer fî İhtisâri’l-Meğâzî ve’s-Siyer adlı
eseri hazırlamıştır.
Endülüs’te Kâdî İyâz (544/1149), büyük ölçüde delâilü’n-
nübüvve ve şemâil tarzlarını birleştirerek kaleme aldığı
eş-Şifâ adlı eserinde Hz. Peygamber’in yüce kişiliğini ve
sahip olduğu özellikleri işlemiştir.
16. İlerleyen zaman içinde siyer kitaplarında kullanılan
malzemede artış
İlerleyen zaman içinde hadis, sebeb-i nüzül, genel tarih
ve ensâb edebiyatının gelişmesine, dolayısıyla siyerde
kullanılabilecek malzemenin çoğalmasına bağlı olarak
siyer kitaplarında kullanılan malzemede ciddi bir artış
meydana gelmiştir.
Siyer malzemesinde en fazla genişlemenin de Hz.
Muhammed’in nesebi, peygamberlik öncesi hayatı,
peygamberliği müjdeleyen peygamberlikten önceki
haberler, mucizeleri, fizikî ve rûhî özellikleri alanında
gerçekleştiği görülmektedir. Buna paralel olarak, H. VIII./
m XIV. Yüzyıldan itibaren yazılan siyerlerin hacmi de
gitgide genişlemiştir.
17. Bu artışa bağlı olarak Siyer yazıcılığı
Kahire’de dünyaya gelen İbn Seyyidinnas
(734/1334), İbn İshak’ın eserini örnek alarak,
Kütübü Sitte ile diğer hadis kitaplarından,
tabakât ve ensâb kitaplarıyla, Musa b. Ukbe gibi
eserleri günümüze ulaşmamış siyer
kitaplarından istifade ederek Uyûnu’l-Eser fî
Fünûni’l-Meğâzî ve’ş-Şemâil ve’s-Siyer adlı
eserini kaleme almıştır.
Yine aynı dönemlerde İbn Kayyim el-Cevziyye
(751/1350) Hz. Peygamber’in hayatı, günlük
yaşayışı ve uygulamalarından çıkarılan dinî,
ahlâkî, hukûkî hükümlerin yer aldığı Zâdu’l-
Meâd fî Heydi Hayri’l-İbâd adlı eserini yazmıştır.
18. XV. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar İslam
dünyasında Siyer Yazıcılığı
XV. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar İslam
dünyasında yukarıda bahsedilen geniş
malzemeyi kullanmak suretiyle siyer alanında
yapılan kayda değer çalışmalardan bazıları
şunlardır:
Kastallânî (923/1517)’nin Hz. Muhammed’in
kabrini ziyaret ederek bir süre kaldığı Medine’de
duyduğu heyecanla kaleme aldığı el-
Mevâhibü’l-Ledünniyye adlı eseri;
Eş-Şâmî (942/1555)’nin Sübülü’l-Hüdâ ve’r-
Raşâd fî Sîreti Hayri’l-İbâd adlı geniş eseri;
19. Devam
Diyarbekrî (990/1582)’nin aslında bir siyer olan ve son
kısmına Dört Halife, Emevîler, Abbâsîler, Memlükler,
Fâtımîler, Eyyûbîler ve III. Murad’ın tahta çıkışına kadar
Osmanlı hakkında çok kısa bilgiler içeren Târihu’l-Hamîs
fî Ahvâli Enfesi Nefîs adlı eseri;
Nûreddin Halebî (1044/1635)’nin, İbn Seyyidinnâs ve eş-
Şâmî’nin eserlerini kısaltarak kaleme aldığı İnsânu’l-Uyûn
fî Sîreti’l-Emîni’l-Me’mûn(es-Sîretü’l-Halebiyye) adlı
derleme eseri;
Zurkânî (1122/1710)’nin, Kastallânî’nin el-Mevâhibü’l-
Ledünniyye’sine şerh olarak yazdığı Şerhu’l-Mavâhibi’l-
Ledunniyye adlı geniş eseri;
Ahmed b. Zeynî Dahlân (1304/1886)’ın Hz.
Muhammed’in hayatı, mucizeleri ve hilyesine dair es-
Sîretu’n-Nebeviyye ve’l-Asâru’l-Muhammediyye adlı
eseri.
20. Siyer alanında Türkçe olarak yapılan çalışmalar
Siyer alanında Türkçe olarak yapılan çalışmalar
bir hayli eskiye dayanır. Bunları
yerli kaynaklar, yani Hz. Peygamber’in hayatını
çeşitli perspektiflerden ele alan yerli telifler ve
tercüme eserler olmak üzere iki kısımda
değerlendirmek mümkündür.
21. Klasik Yerli telifler
Eski Yerli telifler arasında, XIV. yüzyılın ikinci
yarısında eser vermiş olan ve anadan doğma
kör olan Türk müellif ve şairi Darîr’in, Ebü’l-
Hasen el-Bekrî ve İbn Hişâm’ın eserlerinden
serbest tercüme şeklinde hazırladığı, ileriki
yıllarda Türkler arasında okunmuş ve daha
sonraki siyerlere örneklik ve kaynaklık etmiş
olan Sîretü’n-Nebî adlı eseri,
Yazıcıoğlu Mehmed’in büyük kısmını siyere
ayırdığı manzum Muhammediye adlı eseri ve
Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i gibi gelenekten
gelen eserler önemli yer tutar.
22. Avrupa’da siyer yazıcılığı
Avrupa’da XVII. yüzyılın ilk yarısında başlayıp, XVIII. Yüzyılda ciddi ilerlemeler
kaydeden ve XIX. yüzyılda hızlanarak devam eden İslam araştırmaları
çerçevesinde siyer çalışmaları da yapılmıştır. Batıdaki İslam çalışmaları arasında
özel olarak XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren Hz. Muhammed hakkında yoğun
bir şekilde telif edilen kitap sayısı bir hayli fazladır.
Almanca olarak G. Weil’in Muhammed der Prophet, sein Leben, seine Lehre adlı
eseri,
J. Fück’ün Muhammad Ibn Ishaq. Literaturhistorische Untersuchungen adlı
çalışması bunlardan birkaçıdır.
İngilizce olarak da Sir William Muir’in The Life of Muhammad from Original
Sources,
David Samuel Margoliouth’un Muhammad, Alfred Guillaume’ın The Life of the
Muhammad,
Montgomery Watt’ın Muhammad at Macca ve Muhammad at Madina adlı
çalışmaları önemlidir.
Batıda bu temel biyografi çalışmalarının yanında Hz. Muhammed hakkında halk
için yazılmış siyerler de mevcuttur. Bu alanda, son dönemde ünlü mühtedî Martin
Lings’in ingilizce The Life of the Prophet Muhammad adlı eseri ve bunun
Muhammad, Sein Leben nach den frühesten Quellen adlı Almanca tercümesine
kadar geniş bir yelpazede yayımlanmış zengin bir siyer literatürü mevcuttur.
23. Geleneksel Batı oryantalizminde Hz. Muhammed
İmajına Genel Bir Bakış
Geleneksel Batı oryantalizmi İslâm dünyasından farklı olarak
Hz. Muhammed’le alakalı farklı bakış açıları geliştirmiştir.
Bazıları onu, daha çok Hristiyanlık ve Yahudilik kaynaklarından
faydalanarak kendi toplumunun sorunlarına yerel çözümler
üreten bir lider olarak tanımlamış ve onun mesajının mahalli
olduğu vurgusunu yapmıştır.
Çoğunluğunu kilise kökenli araştırmacıların oluşturduğu bir
grup, Hz. Muhammed hakkında “Hristiyanlığın baş düşmanı”,
“şiddet yanlısı”, “şeytanın dostu”, “kötülüklerin kaynağı” gibi
tamamen olumsuz ve önyargılı tanımlamalarla, batı kamuoyunu,
ona ve onun şahsında Müslümanlara karşı yönlendirmeye
çalışmışlardır.
Bir başka grup ise, yaptığı çalışmalarla Hz. Muhammed’in tarihi
kişiliğinin var olup olmadığını tartışmaya açmışlardır.
Son olarak, İslam kaynaklarına dayanarak ve bilimsel
objektifliğe riayet ederek Hz. Muhammed’i anlamaya çalışan bir
grup da sağlıklı tespitlerde bulunmuşlardır.
24. Osmanlı’nın son döneminde Siyer Yazıcılığı
Osmanlı’nın son döneminde Türkiye’de Celal
Nuri’nin, Hz. Muhammed’i bir yandan insanüstü
bir varlık olarak gören Müslüman tarihçilere, öte
yandan ona düşmanlık besleyen gayri müslim
tarihçilere karşı bir duruşla mevcut siyer
geleneğinin dışında kaleme aldığı Hâtemü’l-
Enbiyâ adlı eseri,
Lütfullah Ahmed’in kronolojik tarzda yazdığı Hz.
Muhammed’in Hayatı ve Kurduğu Dinin Esasları
adlı eseri kayda değer çalışmalardır.
25. Günümüzde yerli telif siyerler
Günümüzde yerli telif siyerler arasında M. Asım Köksal’ın
kronolojik ve geniş bir şekilde kaleme aldığı İslam tarihi adlı
eseri gibi bilimsel metotla yapılan çalışmalar
Ahmet Cemil Akıncı’nın Kâbe’den fışkıran Nur, Sevgili
Peygamberimiz
Mustafa Necati Bursalı’nın Alemlere Rahmet Hz. Muhammed
Aleyhisselam adlı popüler eserleri,
Şîa’nın siyere bakış açısını yansıtan Abdülbaki Gölpınarlı’nın
Hz. Muhammed ve İslam adlı eseri,
Ragıp Akyavaş’ın Hz. Muhammed’in Hayatı gibi asker kökenli
yazarların kaleminden çıkan Hz. Muhammed biyografileri,
İbrahim Sarıçam’ın Hz. Muhammed’in gazveler dışındaki
faaliyetlerine ve mesajına geniş yer ayırdığı ve ayrıca harita,
kroki ve resimlere yer verdiği Hz. Muhammed ve Evrensel
Mesajı adlı eseri ve bunların yanısıra çok sayıda siyer
mevcuttur.
26. Ülkemizde yabancı dillerden yapılan siyer
tercümeleri geniş bir yelpazeye sahiptir.
Molla Miskin (907/1501)’in Meâricü’n-nübüvve fî medârici’l-fütüvve adlı
Farsça eserinin tercümesi olan ve mütercim Altıparmak Mehmet
Efendi(1033/1623)’nin adına nispetle Altıparmak olarak tanınan eser
klasik dönemde yaygınlık kazanmıştır.
Klasik ve modern Arap yazarların siyerlerinin tercümeleri bu çerçevede
ciddi yer tutar. Klasik eserler arasında İbn İshak, İbn Hişâm ve İbn
Kayyim el-Cevziyye’nin eserlerinin tercümeleri önemlidir.
Modern Arap yazarların siyerlerinin tercümeleri arasında, M. Said
Ramazan el-Bûtî’nin Fıkhu’s-sîre,
Ebû Zehre’nin Son Peygamber Hz. Muhammed,
Münir Muhammed Gadbân’ın Nebevî Hareket Metodu,
İzzet Derveze’nin Kur’ân’a göre Hz. Muhammed’in Hayatı,
M. Hüseyin Heykel’in Hz. Muhammed Mustafa,
Muhammed Gazzâlî’nin Fıkhu’s-Sîre,
Abdurrahman Şarkavi’nin Özgürlük Peygamberi Hz. Muhammed,
İmadüddin Halil’in Muhammed Aleyhisselâm gibi siyerler sayılabilir.
27. Hint alt kıtası Müslüman yazarlarının eserleri ile modern
Fars yazarlarının siyerleri
Hint alt kıtası yazarlarından Mevlânâ Şiblî’nin
Asr-ı Saadet,
Mübârekfûrî’nin Peygamber Efendimiz, Hayatı
ve Daveti,
Nedvî’nin Rahmet Peygamberi,
Afzalurrahman’ın Sîret Ansiklopedisi,
Muhammed Hamidullah’ın İslâm Peygamberi
modern Fars yazarlarından Ali Şeriati’nin
Muhammed Kimdir? adlı eseri
28. Ülkemizde Avrupa’da kaleme alınan bazı siyerlerin çevirileri
Leone Caetani’nin İslam Tarihi,
John Davenport’un Hz. Muhammed ve Kur’an-ı Kerim,
R. V. C. Bodley’in Tanrı Elçisi Hz. Muhammed,
Maxime Rodinson’un Hz. Muhammed,
Carlyle’in Peygamber Kahraman Muhammed,
Auguste Babel’in Hz. Muhammed ve Arap Kültürü,
Montgomery Watt’ın Hz. Muhammed Mekke’de,
Anne-Marie Delcambre’nin Allah’ın Rasulü Hz.
Muhammed gibi oryantalistlerin eserlerinin tercümeleri
Martin Lings’in Hz. Muhammed’in Hayatı gibi
mühtedilerin siyerleri.