Milenyum Kuşağının beyni kuşkusuz önceki jenerasyonlardan çok farklı. Çevre, teknoloji, dijital dünya, yetiştirilme tarzları farklı beyinlere ve davranış özelliklerine sahip olmalarına neden oldu. Örneğin hafıza eskisi gibi değil. Artık internette bulabileceğimiz bir şeyi hafızamızda saklamak istemiyoruz. Ancak Google veya zihnimiz dışındaki kaynaklardan birşeyi hatırlamak onu zihnimizde deneyimlediğimiz diğer olaylarla bağlantı kurarak hatırlamaktan çok farklı. Bir şeyi hatırlamak için hafızamız yerine teknolojilere başvurduğumuzda düşüncenin derinliğini azaltıyoruz. Oysa herhangi birşeyi dış kaynaklara başvurmadan hatırladığımızda bu bilgiyi yaşamımızdaki deneyimler ve hissetiğimiz duygularla ilişkilendiriyoruz. Ve bu bağlantılar ancak zihnimizde ortaya çıkabilir, düşüncelerimize ve kişiliğimize derinlik verir. Daha çok şey hatırladığımızda ise öğrenmemiz daha iyi ve düşüncelerimizde daha derin olur. Multitasking ise sadece milenyum kuşağında değil hepimizde hayatımızın bir rutini haline geldi. Bir tek program ile işleyen veya tek bir dosya açabilen bilgisayarlara artık dönebilmemiz veya tolere edebilmemiz mümkün değil. Ancak multitasking ile önemli bilgileri çok değersiz bilgilerden ayırt etme yeteneğimizi giderek kaybediyoruz. Multitasking yüzeyel düzeyde yetenekli olmamızı sağlıyor. Birçok işi aynı anda yaptıkça derin düşünme ve sorun çözme becerimiz azalıyor. Birçok şeyi aynı anda beraber yaptığımızda öğrenme yüzeyel düzeyde gerçekleşiyor. Romalı filazof Seneca’nın söylediği gibi birçok yerde olmak aslında hiçbir yerde olmamaktır. Milenyum kuşağının iletişimi daha çok sevdiğini her an iletişim içerisinde olduklarını söylüyoruz. Ama nasıl bir iletişim? Facebook, Instagram çağında evet her an her yerde birbirimizle İletişim içerisindeyiz. Ancak derin ve anlamlı bir ilişki ne kadar mevcut? İlişkiler daha yüzeyel ve zihin giderek daha az sessizlik deneyimlendiği için yaratıcılık azalıyor. Daha iyi bir beyin mi daha farklı bir beyin mi? İnternetin zeka üzerine etkisi oldu mu? İnternetin kendi standartları açısından bakarsak evet olumlu etkileri var, internetle beraber bilgileri ve görüntüleri hızlı işleme gibi bazı yeteneklerimiz gelişti. Ama genel olarak durum çok parlak değil. Nörobilim çalışmaları ekran karşısında çok fazla vakit geçirmenin beyine zarar verdiğini hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gösteriyor. İnternet yüzeyel bir düşünce paternine neden oluyor. 2045 belki daha öncesinde mind uploading gerçekleşecek. Ancak unutmayalım, yaratıcı düşünceyi upload edemeyiz, sipariş veremeyiz. Yaratıcı düşünce ve ilham ancak sessizlikte ve doğru ortamda ortaya çıkar. Onlara Nasıl Bir Liderlik Yapmalıyız? Motive edici, ilham verici, hayal kurmalarına, akışta olmalarına olanak sağlayan, sosyal becerilerini geliştirici, güven yaratıcı bir liderlik olmalı. Onlara başarmak için sabırlı ve azimli olmalarını tavsiye etmeliyiz. Başarmak için bazen tekrar tekrar denemeleri gerektiğini anlatmalıyız