Doktora kapsamında dünyadaki kentsel dönüşüm örneklerine yoğunlaşan Ferhat Keten, Beyrut'ta Refik Hariri öncülüğünde geliştirilen ve halen devam eden Solidere projesini inceledi.
3. Lübnan'ın en eski tarihi Fenikeliler'le başlar. Fenikeliler'den sonra Lübnan'a sırasıyla Âsurlular, Yeni Babilliler, Persler, Makedonyalılar ve Romalılar sahip oldular. Hazret-i Ömer zamanında, 643 yılından itibaren Suriye'nin fethi için gönderilen İslam orduları, aynı tarihlerde Lübnan'ı da fethetti. Bu arada Suriye'den göç eden Maruni Arapları, Lübnan Dağlarının kuzey bölgelerine yerleştiler. Bugünkü iç karışıklıkların sebebi olan Dürziler ise on birinci yüzyılda güneyden Lübnan'a girdiler. TARİHÇE
4. Osmanlı Devletinin ilk olarak Müslümanların halifesi unvanına da sahip olan padişahı Yavuz Sultan Selim Han, 1516 ve 1517'deki Mısır Seferi sırasında Memlük Devletine son vermiş ve Lübnan'ı da Osmanlı sancağı yapmıştı. TARİHÇE obarsiv.com
5. Lübnan tam 402 yıl Osmanlı idaresi altında kaldı. Son dönemlere doğru Lübnan'da sayıları artan Dürzi ve Maruniler, isyanlar çıkarmaya başlamıştı. Fransızlar Marunileri, İngilizler ise Dürzileri destekliyorlardı. Nihayet Birinci Cihan savaşı sonunda Lübnan, Fransız mandası altına girdi. 1926'da çıkan Dürzi Atraş Paşa isyanı büyük bir katliam sonucu bastırıldı.
6. 1941'de Fransa mandası altında bağımsız oldu. 1943'te manda da kaldırıldı, seçimler yapıldı. Hükumet ve idari sistemde dinlerin eşit etkisi esas olmak üzere hazırlanan Milli Pakt (1943'te) kabul edildi. http://tarihlervekulturler.blogcu.com/lubnanin-kurulusu-ve-tarihi/5009064 TARİHÇE
7. Ülke istikrarı, Arap – İsrail çatışması sonucu Lübnan’a gelen Filistinlilerin çoğalmasıyla bozulmaya başladı. Özellikle 1970'lerden itibaren Müslümanlar, demografik üstünlüğü elde ettiler ve bu üstünlüğü egemenlik faktörüne yansıtarak ülke yönetimini Hristiyanlardan alma mücadelesini başlattılar. Sonuçta; ülkede başlayan Müslüman-Hristiyan ayırımı ve mücadelesi, 13 nisan 1975'den itibaren iç savaşa dönüştü İÇ SAVAŞ DÖNEMİ
8. Sabra ve Şatilla katliamı 16 Eylül 1982 tarihinde İsrail yanlısı aşırı sağcı Hristiyan Falanjist milislerin Batı Beyrut’ta Sabra ve Şatilla adındaki Filistin mülteci kamplarını basarak çocuklar dahil binlerce (700 ile 3500 arasındadır) kişiyi katletmesi olayıdır. Katliamda sonradan İsrail'in eski Başbakanlarından olan Ariel Şaron’un rolü olduğu bilinmektedir. BBC'ye göre İsrail Meclis Araştırma Komisyonu Sharon'u katliamdan dolayı dolaylı olarak sorumlu bulmuş, Sharon bunun üzerine Savunma Bakanlığı görevinden istifa etmiştir. İÇ SAVAŞ DÖNEMİ
9. Hıristiyan Militan Grupları Hıristiyan militanlar Ülkenin kuzeyindeki fakir halktan da destekçiler kazanmışlardır. Politik görüş olarak genelde sağ görüşlülerdi. Bütün büyük Hıristiyan militan grupları Maruni Kilisesi tarafından yönetilirken diğer Hıristiyan mezhepleri ikincil bir rol oynadılar. En güçlü Hıristiyan militan grupları Beşir Cemayel yönetimindeki Ketaip Partisi ve Hür Milliyetçiler Partisiydi. Bu militanlar Hıristiyan çoğunluklu Doğu Beyrut’ta hızlıca kaleler elde etmeye başladılar. ÇATIŞAN GRUPLAR
10. Şii Militan Grupları Şii militanlar oluşumda ve savaşa katılmakta yavaştılar. B. Kendi bağımsız politik organizasyonları olmadan geçen uzun yıllardan sonra 1974’te Musa Sadr’ın Amal Hareketi oluştu. Bu hareketin ılımlı İslamcı ideolojisi şehirli fakirleri etkiedi ve hareketin silahlı kuvvetleri hızla büyüdü. Sonra, 1980'lerin başında büyük bir grup, İsrail'le savaşan Şii gruplarla birleşerek Hizbullah'ı kurmak için ayrıldı. Hizbullah bugüne gelebilen en güçlü Lübnanlı militan grubudur. Hizbullah başlangıçta İran tarafından desteklendi ve eğitildi ama şu an Suriye'den de destek görüyor ÇATIŞAN GRUPLAR
11. Sünni Militan Gruplar Bazı Sünni grupları Libya ve Irak'tan destek topladı, bazıları Nasırcı ya da pan-Arap ve Arap milliyetçiliği eğilimindeydiler, ayrıca Tevhid Hareketi gibi bazı İslamcı gruplar da vardı. Sünni yönetimindeki en büyük grup Murabitun'du. Sünniler savaş alanındaki güçsüzlüklerini Filistinli Sünnilerin başını çektiği ama Hıristiyanların azınlıklara da sahip olan FKÖ ya dönüştürdü. ÇATIŞAN GRUPLAR
12. Dürziler Orta Lübnan'da stratejik ve tehlikeli Suf'da oturan küçük Dürzi grubunun hiç müttefiki yoktu ve bunun için ittifaklar kurmaya çok özen gösterdiler. Cumblat (Canpolat) ailesinin liderliği altında kurulan Sosyalist İlerici Parti aracılığıyla önce Kemal Canpolat sonra oğlu Velid Canpolat , SSCB'yle mükemmel bağlar kurarak ve Suriye’yle İsrail'in güneye çekilmesi için anlaşarak etkili Dürzi militanlığı yaptılar . ÇATIŞAN GRUPLAR
13. Filistin Kurtuluş Örgütü Büyük Arap politik baskıları yüzünden Kaire Anlaşması 1969 yılında Mısır Başkanı Nasır tarafından feshedildi, Lübnanlılar yabancı bir gücün (FKÖ ülkelerinden İsral'e karşı askeri operasyonlar yürütmesine izin vermeye zorlandı. Öncelerde kabul etmeye yanaşmayan Lübnan, saldırıların Lübnan Ordusu'yla beraber koordine edileceğinden bu anlaşmayı ülkenin kontrolünü ele almanın son şansı olarak görmeye başladı. FKÖ'ye mülteci kampları üzerinde tam kontrol verilmişti ve sonunda Güney Lübnan'ın büyük bölümü onlar etkisi altına girdi. Ürdün'deki "Siyah Ekim"'den sonra savaşçıların ülkeye gelişiyle FKÖ'nün varlığı ülke için kaldırılamaz hale geldi. Radikal gruplar kendi kanunlarıyla hüküm sürmeye devam ettiler ve muhafazakar Şii köylüleri yabancılaştırdılar. FKÖ'nün Ürdün'de desteğini kaybettiği gibi, Lübnan'da Filistinde olan Müslüman desteği yükselmeye başladı ÇATIŞAN GRUPLAR
26. Savaşın sona ermesiyle artık Beyrut’un başka bir deyişle Lübnan’ın yeniden doğması için ilk adımlar atılır. İnsanları savaşın bittiğine inandırmak gerekmekte, bunun yolu da savaş öncesinde Beyrut’un geleneksel olarak idari, ticari, kültürel çekirdeğini oluşturan Merkez bölgesinin yenilenmesi geçmektedir. . Tüm bu endişelerin ışığında, 1994’te Beyrut merkez bölgesinin geliştirilmesi ve yeniden yapılanması amacıyla bölgedeki mülkiyet hakkı sahipleriyle yatırımcıların ortaklığında oluşan SOLIDERE (The Lebanese Campany for Development and Reconstruction of the Beirut Central District s.a.l) adında bir Lübnan anonim şirketi kurulur. (Tadmori K., 2004) SOLİDERE PROJESİ
27. SOLİDERE PROJESİ Savaş sonrası Beyrut’ta karşılaşılan sorun yalnızca fiziksel yapının değil sosyal yapının da büyük ölçüde hasar görmüş olmasıdır. Kentin geleneksel kimliğine uymayan bir biçimde ikiye bölünerek dine dayalı bir ayrıma gidilmiş olması, Lübnan’ın savaş sonrası ulus olma yolundaki çabalarıyla çelişmektedir.
28. SOLİDERE PROJESİ Bu bağlamda temel konulardan biri de kentin sosyal dokusunun bütünleştirilmesidir. Bunu sağlamanın en iyi yolu olarak da, kent merkezinin yenilenerek kentin doğu ve batı tarafının birbirine bağlanması , merkezin, ticaretin yanı sıra sosyal ve kültürel aktivitelerle de tüm kentlileri buraya çekmesi ve böylece kentin yakasında yaşayanların burada bir araya gelmesi hedeflenmiştir.( Eres Z.,2004)
29. SOLİDERE PROJESİ Proje objektif bir şekilde, 15 yıllık iç savaş döneminde hasar görmüş veya tamamen yok edilmiş olan Beyrut’un geleneksel kent merkezinin yeniden inşası, ticari aktiviteyi bu bölgeye çekmek, Lübnan’ın kalbi olan başkentin yeniden şekillenişi ve yerleşimi ile bölgede yarışanmeydan okuyan kent bağlamında yer edinmeyi hedeflemektedir. (Douaidy,. ,2003)
30.
31.
32. SOLİDERE PROJESİ 191 hektarın üzerinde ve 4.69 milyon metrekare inşaat alanını kapsayan proje, iki fazdan oluşmaktadır. 19942004 yıllarını kapsayan dönem birinci faz, 20052020 dönemi ise ikinci faz olarak tanımlanır. Her iki fazın uygulama süreçleri ise Lübnan hükümeti tarafından kurulan, yarı özel ve özerk bir kuruluş olan Solidere şirketi tarafından yürütülmektedir. (Demirsoy M. S., 2006)
33. SOLİDERE PROJESİ 2005 yılı itibariyle projenin ilk etabı tamamlanmış ve herhangi bir aksaklılıkla karşılaşılmamıştır. Projenin başarısında kamuözel sektör işbirliğinin payı büyüktür.Bölgede uygulanacak kentsel dönüşüm projesi kapsamında ilk önce mevcut mülkiyet haklılığı tespit edilmiş, bu alanların toplam varlığı Solidere şirketi tarafından 1.2 milyar amerikan doları olarak tespit edilmiş ve bu değer A grubu hisse senedine çevrilmiştir.
34. SOLİDERE PROJESİ Kentsel dönüşümün uygulanması ve yeni bölgenin imar süreçleri için gerekli olan 650 milyon amerikan doları ise B grubu hisse senedi karşılığı nakit olarak yeni yatırımcılardan temin edilmiştir.
35. SOLİDERE PROJESİ Proje alanına iç savaş döneminde yerleşmiş olan mülteci ve fakir halk için herhangi bir yasal hak sahipliği olmamasına rağmen, uzlaşmacı yaklaşımla ve sosyal dengeyi oluşturmak için tespit edilen tazminatlar ödenerek işgal ettikleri alanları boşaltmaları sağlanmıştır. (Demirsoy M. S.,2006)
36. SOLİDERE PROJESİ Solidere kentsel dönüşüm projesi ile tarihi kent merkezi ve yeni liman bölgesi birbirine bağlanmış ve bu yeni bölgede güçlü bir finans özelliği oluşturulmuştur. Hem bu özelliği ile hem de örgütlenme modelinde kullanılan sistem nedeniyle, proje kendi kendini finanse ederek kamuya herhangi bir ek yük getirmemiştir.. Proje, hem bu özelliği, hem de kaybedilen kimlik değerlerinin yeniden kazanılmasının zorluğunu göstermesi açısından dünya çapında önemli bir örnektir. (Şisman A. ,2009)