2. • Vücut bölümlerinin hareketi ve iç organların büyüklük ve
şekil değişikliklerini sağlayan bir dokudur.
• Kontraktilite (kasılma) özelliğine sahip, kas lifi adını
verdiğimiz kas hücrelerinin belirli bir yapıyı oluşturmak için
bir araya gelmesi ile oluşur.
• Miyofilamanlar kasılma görevini gerçekleştirir. İki tip
miyofilaman bulunur:
• 1. İnce filaman: Aktin proteinlerinden oluşur
• 2. Kalın filaman: Miyozin II proteininin paralel olarak bir
araya gelmesiyle oluşur.
3. • Kas dokusu içerisinde bulunan organeller özel olarak isimlendirilmiştir.
Kas hücrelerinin sitoplazmasına sarkoplazma, endoplazmik retikulum
yapısına sarkoplazmik retikulum ve hücre zarına sarkolemma adı
verilmiştir.
4. • Hücresel özelliklerine göre;
1. Çizgili kas dokusu
a. İskelet kası: Enine çizgilenmeler gösteren, çok nükleuslu, hızlı
ve isteğe bağlı kasılma yeteneğine sahip kas tipidir.
b. Kalp kası: Enine çizgilendirmeler gösteren, interkalar disk adını
verdiğimiz özel bağlantı yapıları ile birbirine tutunan, ritmik ve istem
dışı çalışan kas tipidir.
• 2. Düz kas dokusu
Çizgilenme göstermeyen, yavaş ve istem dişi çalışan kas tipidir.
6. 1.Çizgili Kas
• İskelet kası: Embriyolojik gelişim sırasında mezenkimal miyoblastlarin
kaynaşması ile oluşan kas lifi yapılardır.
• Kas lifinin nükleusları ovaldir ve sarkolemmanın hemen altında
periferik yerleşimli olarak görülür.
• İskelet kasının çevresinde ve liflerin arasında bağ dokusu
bulunmaktadır.
• Kas lifini çevreleyen bağ dokusu tabakaya endomisyum, kas liflerinin
bir araya gelmesiyle oluşan kas demetleri veya kas fasiküllerini
çevreleyen bağ dokusu tabakaya perimisyum, kas demetlerinin bir
araya gelmesi ile oluşan kas yapısını çevreleyen bağ dokusu yapısına
epimisyum adı verilmektedir.
8. • Miyofibriller; Kas lifinin yapısal ve işlevsel alt birimleridir.
• Lif boyunca yerleşirler.
• Miyofilamanlar; Miyozin II ve aktin proteinlerinden oluşur. Bunlar belirli bir
düzende bir araya gelerek, kas lifinin kasılabilen en küçük birimi olan
sarkomeri oluştururlar. Kalın filamanlar, miyozin II proteinlerinden oluşurken,
ince filamanlar, F-aktin, tropomiyozin ve troponin ana proteinlerinden
oluşmuştur.
9. • İskelet kası ışık mikroskobunda incelendiğinde enine çizgilenme
gösterir ve bu çizgilenme miyofilamanların düzenlenişi ile ilgilidir.
• Kas lifleri açık ve koyu bantlar şeklinde görülür.
• Açık bantlar; polarize ışık mikroskobunda ışığı kırma özelliği olmayan,
izotropik I bantlarıdır.
• Koyu bantlar ise polarize ışık mikroskobunda ışığı çift kırma özelliğinde
olan, anizotropik A bantlarıdır.
• Koyu A bantlarının ortasında, daha açık renkte H bantlan görülür.
• H bantlan koyu M çizgileri ile ayrılmıştır.
10. İskelet kasının aktivasyonu
• İnce ve kalın filamanlar birbirleri üzerinde kayarlar ve boyları
değişmez. Kasın sarkolemması katlantılar yaparak, sarkoplazma
içerisine doğru çıkıntılar yapar. Bu yapılara transvers tübül sistemi ya
da T tübül sistemi denir. T tübül ve tübülün her iki tarafındaki
sarkoplazmik retikulum bölümleri TRIAD adı verilen yapıyı oluşturur.
•
11. • Nöron ile gelen uyarı sinir- kas kavşağına ulaşır ve sinaptik aralığa
asetilkolin salınır. Asetilkolin kas lifi membranındaki reseptörüne bağ-
landığında membranda depolarizasyon gerçekleşir. T tübül sisteminin
depolarizasyonu ile sarkoplazmik retikulumdan Ca salınır. Sarkoplaz
mik retikulum hücre içi Ca deposudur. Ca, troponin C'ye bağlanır ve
konformasyonunu değiştirir. Troponindeki bu değişiklik tropomiyozi.
ninde yer değiştirmesine neden olur. Böylece aktin bölgesi üzerindeki
miyozin bağlayıcı bölge açılır. Böylelikle kas kasılması gerçekleşir.
14. İskelet kası liflerinin tipleri
• Kasın işlevlerine göre sınıflandırılmış üç tipi mevcuttur.
• Kırmızı lifler: Uzun süreli ve yavaş kasılma için özelleşmiş liflerdir. Çok
miktarda miyoglobin ve mitokondri içerir. Sırttaki postür kasları güzel
bir örnektir.
• Beyaz lifler: Kısa süreli ve hızlı kasılma için özelleşmiş lif grubudur.
Daha az mitokondri ve miyoglobin içerir. Gözün dış kasları örnek
olarak verilebilir.
• Ara lifler: Bacaklardaki ana kaslar örnek olarak verilebilir.
15. 2. Kalp Kası
• Splanknik mezodermden gelişir.
• Enine çizgilenme gösterir.
• Kalp kası hücreleri, merkezi yerleşimli büyük bir veya
iki nukleusa sahiptir. İki hücre arasındaki bağlantı
bölgeleri desmozom, adherens ve oluklu bağlantı
komplekslerini içeren interkalar disklerdir.
• Kalp kası hücreleri kalbin değişen gereksinimlerine
bağlı olarak hipertrofi (büyüme) gösterebilir fakat
hücreler bölünmezler.
16. 3. Düz Kas
• İstemsiz ve yavaş kasılan, diğer iki kas grubundan farklı olarak enine
çizgilenme göstermeyen bir kas tipidir.
• Damar ve içi boş organların duvarında bulunur.
• Mekik şeklinde uzun ve ince hücrelerdir. Birbirlerine oluklu bağlantılar
ile bağlıdır.
• Düz kas hücrelerinin yüzeyinde membrana ait girintiler bulunur ve
kaveola diye isimlendirilir. Bunlar T tübül sistemine benzer işlev görür.
Yapısında kalın filaman olarak miyozin II, ince fila- man olarak aktin,
desmin ve vimentin gibi ara filamanlar bulunmakta- dir. Yoğun
cisimcikler (dens body) hücre membranina ara filamanlar ile
bağlanmıştır.
17. • Düz kas hücrelerinin yüzeyinde
membrana ait girintiler bulunur ve
kaveola diye isimlendirilir.
• Bunlar T tübül sistemine benzer işlev
görür.
• Yapısında kalın filaman olarak miyozin
II, ince filaman olarak aktin, desmin ve
vimentin gibi ara filamanlar
bulunmaktadir. Yoğun cisimcikler (dens
body) hücre membranina ara
filamanlar ile bağlanmıştır.
18. Kas yenilenmesi
• İskelet kas liflerinde yenilenme sınırlıdır.
• Mezenkimal satellit hücreler bu sınırlı yenilenmenin kaynağıdır.
• Bu hücreler, iskelet kası 'kök hücreleri' dir ve kas liflerinin bazal laminaları
altında uzanır.
• Kalp kası, satellit hücreleri içermez ve bu nedenle yenilenmesi çok kısıtlıdır.
• Düz kas hücreleri ise mitoz bölünme yeteneğine sahip hücrelerdir ve
yenilenme oranı yüksektir.
• Küçük kan damarlarının etrafında çok sayıda bulunan perisit adı verilen
hücreler bölünerek yeni düz kas hücrelerini oluşturabilir.
• Perisitlerin bir diğer özelliği ise kasılabilen filamanlar içermesidir.
20. • Sinir sistemi anatomik olarak;
Merkezi (Santral) sinir sistemi ve periferik
sinir sistemi olarak iki bölümde incelenirken,
• fonksiyonel olarak;
somatik ve otonom sinir sistemi olarak ikiye
ayrılır.
Somatik sinir sistemi istemli fonksiyonları,
otonom sinir sistemi ise istemsiz fonksiyonları
kontrol eder.
21. Merkezi sinir sisteminde nöron ve destek hücreleri
• Merkezi sinir sistemi (MSS) beyin,
beyincik ve omurilikten (Medulla
spinalis) oluşmaktadır.
• Nöronlar ve destek hücrelerinin
oluşturduğu gri ve beyaz cevheri
içerir.
22. Nöronlar
• Nöronlar, uyarı alabilen, iletebilen, nörotransmitter üretebilen özel
hücrelerdir.
• Nöronlar; hücre gövdesi (perikaryon veya soma), tek bir akson ve
birçok dendrit içermektedir.
23. • Akson, hücre gövdesinin koni
şeklindeki bir çıkıntısı olan akson
tepesinden başlar.
• Bu bölge aksiyon potansiyelinin
oluşmaya başladığı bölgedir.
• Birçok nöronun hücre gövdesi
MSS'de yer almaktadır.
• Az sayıda hücre gövdesi periferik sinir
sisteminin (PSS) parçası olan ve
omuriliğin dışında yerleşen
gangliyonlarda bulunur.
24. • Hücre gövdesi; çekirdek, belirgin golgi kompleksi, çok miktarda mi-
tokondri, mikrotübül, nörofilamentler ve Nissl cisimcikleri olarak da
bilinen granüllü endoplazmik retikulum içermektedir.
25. • Proteinler ve mRNA, mikrotübül
motorlarını kullanarak hücre gövdesinden
aksonlara mikrotübüller boyunca gidip
gelirler. Bu olaya aksonal transport adı
verilmektedir.
• Hücre gövdesinden perifere doğru olan
bu harekete anterograt transport denir
ve kinezin motor proteini kullanılır.
26. • Akson ve dendrit sonlanmalarından nöron
gövdesine doğru olan madde taşınması
retrograt tranport ile gerçekleşir ve dynein
motor proteini rol oynar.
• Dynein ve kinezin proteinlerinin her ikisinin
de ATPaz aktivitesi vardır ve ATP'yi par-
çalayarak açığa çıkan enerjiyi kullanırlar
27. Üç temel nöron tipi vardır.
• Multipolar nöron: çok yaygın bulunur.
Hücre gövdesinden birçok kısa uzantı
(dendritler) uzanır, diğer nöronlardan ileti
alır ve tek bir uzun uzantı (akson)
aracılığıyla uyarıyı diğer nöronlara ya da
kas gibi he- deflere iletir.
• Bipolar nöron: bir akson ve bir dendrit.
Görme, koku ve denge ile ilişkili özelleşmiş
nöronlardır,
• Psodoünipolar nöron: tek bir akson ve
dendrit, aynı kökten çıkar. Bunlar primer
duyusal nöronlardır.
28. Sinapslar
• Nöronlar diğer nöronlarla veya hedef
organlarla (örn: kas lifleri) sinaps
(bağlantılar) yapar. İki akson arası
(aksoaksonik)
• Bir akson ve bir dendrit arasında
(aksodendritik) veya Bir akson ve bir hücre
gövdesi arasında (aksosomatik) olabilirler.
• Elektriksel sinapslar (nadir) iki nöron
arasında ve sinir uyarılarının direkt olarak
oluklu bağlantılar boyunca iyon iletimi ile
oluşur. Kimyasal sinapslar (daha yaygın)
nöronları hedef organlara veya diğer
nöronlara bağlar.
29. Periferik sinir dokusunun yenilenmesi
• Eğer PSS'deki nöronlar hasar görürse yaralanma yerinin distal tarafındaki
aksonlar bozulur (Wallerian dejenerasyon) ve miyelin kılıf parçalanır.
• Schwann hücreleri, bu hasarı onarmak için çoğalma yönünde uyarılır ve
fagositik hale gelir.
• Fagositik beyaz kan hücreleri ile birlikte bu parçalanmış materyali kuşatırlar.
Schwann hücreleri ve sinir etrafindaki bağ dokudan bir skar oluşturur.
• Eğer skar yapısı çok büyük değilse, Schwann hücreleri yeni sinir hücrelerinin
büyümesine aracılık ederek hedef organının yeniden innervasyonunu
sağlar.
• Bunun aksine, MSS'de oligodendrositler çoğalamazlar ve herhangi bir sinir
hasarını onaramazlar. Bunun nedeni oligodendrositlerin hasarlanmaları
sonrasında açığa çıkan Nogo faktördür.