SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 19
Baixar para ler offline
M.Ü. İLÂHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARI Nu: 226
MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ
GENÇ AKADEMİSYENLER
İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI
SEMPOZYUM
1-2 MAYIS İSTANBUL
Editör
Yrd. Doç. Dr. Sami ERDEM
İstanbul 2009
M.Ü. İLÂHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARI Nu: 226
ISBN 978-975-548-232-3
Sertifika No: 0107-34-007230
Kitabın Adı
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları
Editör
Yrd. Doç. Dr. Sami Erdem
Sempozyum Düzenleme Kurulu
Prof. Dr. İlyas Çelebi (Başkan)
Yrd. Doç. Dr. Sami Erdem (Koordinatör)
Yrd. Doç. Dr. Gülgûn Uyar (Koordinatör Yrd.)
Yrd. Doç. Dr. Aziz Doğanay (Teknik Hazırlık)
Ar. Gör. Ali Ayten (İletişim)
Dizgi-Mizanpaj
Dr. Muhammed Abay
Kapak Tasarım
Yrd. Doç. Dr. Aziz Doğanay
Baskı/Cilt
Yazın Basın Yayın Matbaa Turizm Tic. Ltd. Şti.
Sertifika No: 12028
1. Basım
Mayıs 2009 - İSTANBUL
Bu eserin bütün hakları İFAV’a aittir.
Yayınevinin izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının
elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
İsteme Adresi
M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Vakfı Yayınları
Mahir İz Cad. No: 2 Bağlarbaşı 34662 Üsküdar İSTANBUL
Tel: 0216 651 15 06 Faks: 0216 651 00 61
bilgi@ilahiyatvakfi.com ● http://www.ilahiyatvakfi.com
Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ı Çerçevesinde Arap Dilbiliminin Başlangıç
Safhası
Ali Benli
Bir dilin bilimsel incelemeye konu edilmesi, o dilin çeşitli yapısal özelliklerinin kurallar
halinde belirlenmesi yani sürekli değişim halinde olan dil gibi bir olgunun muayyen bir
zaman ve mekân dâhilinde sınırlarının çizilmesi anlamına gelmektedir. Tarihte bu tür
çabaların başlaması çoğunlukla kutsal metinlerin veya yüksek edebî ürünlerin korunması
yani doğru bir şekilde gelecek nesillere intikalinin sağlanması amacı ile gerçekleşmiştir.
Arap diline dair çalışmalar da Kur’ân-ı Kerîm’in hatalı okuyuşlardan korunmasını sağla-
mak amacı ile başlamıştır. Fetihler ile Yarımada’dan çıkarak farklı kavimlerle karışan
Arapların dillerinde bozulmalar meydana gelmiş, bu bozulmalar Kur’an kıraatlerine de
yansımıştır. Bu tür hataları önlemek için dil konuları ile ilgilenen âlimler, mushafa irâb ve
i‘câm noktalarını koymuşlar, yazının hataya mahal vermeyecek şekilde geliştirilmesi ve
gramer kurallarının tespiti yönünde çalışmalara girişmişlerdir.
Basra valisi Ziyad b. Ebîh’in emriyle mushafa irab noktalarını koyan Ebu’l-Esved ed-
Düelî (ö. 69/688) tarafından I. asrın ortalarında Basra’da başlatılan dil çalışmaları II. asrın
ortalarında meyvelerini vermeye başlamış ve dil ilimlerine dair kitaplar telif edilmiştir.
Ancak bu dönemde yazılan eserler günümüze ulaşmamıştır. Geniş anlamıyla dil ilimlerine
dair elimize ulaşan ilk eser, Amr b. Osman Sîbeveyhi’nin (ö. 180/796) el-Kitâb’ıdır. Bin
varaklık oldukça hacimli bir eser olan el-Kitâb, bir daha ulaşılamayacak bir zirve olarak
görülmüş ve kendisinden sonraki dil çalışmalarının seyrini büyük oranda etkilemiştir. 175-
180/791-796 tarihleri arasında telif edilmiş olan el-Kitâb, Ebu’l-Esved ed-Düelî ve öğrenci-
leri ile başlayıp Sîbeveyhi’ye kadar devam eden üç veya dört nesillik dil çalışmalarının
muhassalası mâhiyetindedir.
1. Ebu’l-Esved ed-Düelî ve Öğrencileri
Arap diline dair ilk çalışmaların Kur’ân’ın yazımı ve kıraati etrafında şekillendiği gö-
rülmektedir. Ebu’l-Esved’in mushafa i‘râb işaretlerini koyması dil ilimlerinin gelişiminde
önemli bir dönüm noktasıdır. Ebu’l-Esved’in öğrencileri1
mushafa i‘câm noktalarını koya-
rak bu faaliyeti devam ettirmişlerdir. Hz. Ali ile başlayan ve Ebu’l-Esved’in talebeleri ile
devam eden bu zincirin halkalarında öğrencilerin pek çoğunun hocalarına Kur’an’ı arz
1
İbnu’l-Kıftî, Ebu’l-Esved’in talebelerini şöyle sıralamaktadır: Anbese b. Ma‛dân, Meymûn el-Akran,
Atâ b. Ebu’l-Esved, Ebû Nevfel b. Ebû Akreb, Yahya b. Ya‘mer, Katâde b. Di‛âme es-Sedûsî,
Abdurrahman b. Hürmüz, Nasr b. Âsım. (İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât ‘alâ enbâ’i’r-ruvât, thk. Muham-
med Ebu’l-Fadl İbrahim, Kahire 1952, II, 382).
360 — Ali Benli
ettiği şeklindeki rivayetler de bu hususu desteklemektedir.2
el-Kitâb’da Ebu’l-Esved ve
öğrencilerinden yapılan az sayıdaki nakil de dönemin bu özelliğini yansıtmaktadır. Ebu’l-
Esved ed-Düelî’nin öğrencileri arasında yer alan Abdurrahman b. Hürmüz’ün (ö. 117/735)
bir kıraat alimi olarak öne çıkmış olduğu vurgulanmakta,3
buna paralel olarak el-Kitâb’da
kendisinden yapılan üç naklin tamamı da kıraat tercihleriyle ilgili bulunmaktadır.4
Örneğin
Sîbeveyhi’nin hocası kıraat âlimi Hârun b. Musâ el-A‛ver vasıtasıyla bir rivayet
Abdurrahman b. Hürmüz’ün ‫אء‬ ‫א‬ ‫ر‬ َ (Kasas 28/23) âyetindeki ‫ص‬ harfini bu harfle ‫ز‬
arasında bir sesle telaffuz ettiği şeklindedir. Ayrıca Mekke ehlinin bu kıraati benimsedikleri
ifade edilmiştir.5
Ebu’l-Esved ve öğrencileri döneminde dile dair bir telifte bulunulduğu konusunda kay-
naklarda herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Söz konusu dönemdeki çalışmalarda şifâhî
nakil ve öğretimin hâkim olduğu ve talebelerinin Ebu’l-Esved’den aldıkları malzemeyi daha
da zenginleştirerek yaymış ve gelecek nesillere aktarmış oldukları anlaşılmaktadır.6
Ebu’l-
Esved ve öğrencilerinin yürüttüğü çalışmaların yanısıra sahâbe ve tâbiûndan Abdullah b.
Abbâs (ö. 68/687), Katâde b. Di‘âme (ö. 117/735) ve Mukâtil b. Süleyman (ö. 150/768)
gibi âlimler kıraat ve Kur’ân tefsiri bağlamında bir takım dil meselelerine eğilmişlerdir.7
Kaynaklarda Ebu’l-Esved’in bazı öğrencilerinin diğerlerine göre öne çıktıkları ve hoca-
larının vefatından sonra ilim halkasının başına geçtikleri rivayet edilmiştir.8
Bu, dil çalış-
malarının temellerinin atıldığı Ebu’l-Esved’in ders halkasının onun vefatından sonra da
devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca Basra’da başlatılan gramer çalışmaları, Ebu’l-
Esved’in öğrencilerinden Abdurrahman b. Hürmüz tarafından Medine’ye taşınmıştır.9
Ebu’l-Esved’in öğrencileri Yahya b. Ya‛mer ve Nasr b. Âsım’dan kıraat ve nahiv dersi
aldığı nakledilen Abdullah b. Ebû İshak’ın yaşadığı dönemde dil konularına dair tartışma-
lar çoğalmış, bazı telifler yapılmıştır.10
Bu dönemde illet ve kıyasın dile tatbiki İbn Ebû İshak ile metodolojik bir mâhiyet ka-
zanmış, bu usul Ebû Amr b. ‘Alâ ve İsa b. Ömer’le gelişerek devam etmiştir.11
Ebu’l-Esved
ed-Düelî’nin öğrencilerinden ders alan ve Ebû Amr b. Alâ ile birlikte Ebu’l-Esved’in
öğrencileriyle Sîbeveyhi’nin hocaları arasında önemli bir halkayı oluşturan İbn Ebû İs-
hak’tan el-Kitâb’ta yedi nakil yapılmıştır.12
Bunlardan biri biri, İbn Ebû İshak’ın hakkında
kitap yazdığı söylenen hemzeler konusundadır. Sîbeveyhi, İbn Ebû İshak’ın yan yana gelen
2
Enbârî; Nüzhetu’l-elibbâ’, thk. İbrahim Sâmerrâî, Zerkâ 1985, s. 24; Ebu’l-Hayr Muhammed el-Cezerî,
Gâyetu’n-nihâye fî tabakâti’l-kurrâ,, thk. Gotthelf Bergstraesser, Beyrut 1982, II, 336.
3
İbn Kuteybe, el-Ma‛ârif, thk. Servet Ukkâşe, Kahire 1969, s. 464.
4
Amr b. Osmân Sîbeveyhi, el-Kitâb, thk. Abdusselâm Hârûn, Kahire 2003, II, 187; III, 134; IV, 196.
5
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 196.
6
İsmail Durmuş, “Nahiv”, DİA, XXXII, 302.
7
Abdulfettâh Ahmed el-Hamûz, et-Te’vîlu’n-nahvî fi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Riyad 1984, I, 41-51.
8
Ebû Bekir Muhammed ez-Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lugaviyyîn, thk. Muhammed Ebu’l-Fadl
İbrahim, Kahire 1984, s. 29-30.
9
Zubeydî, Tabakâtu’l-lugaviyyîn, s. 26. Ayrıca bk. Rafael Talmon, “An Eight-Century Grammatical
School in Medina”, Bulletin of the School of Oriental and African Studies, IIL/2 (1985), s. 226.
10
Ebu’t-Tayyib el-Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, thk. Muhammed Ebu’l-Fadl İbrahim, Kâhire ts., s. 13.
11
Muhammed et-Tantâvî, Neş’etu’n-nahv ve târîhu eşheri’n-nuhât, Dâru’l-Menâr, 1991, s. 21.
12
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 279; III, 44; IV, 121, 443.
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 361
iki hemzeyi tahkik ile okuduğuna dair iddiaların bulunduğunu bazı Arapların da böyle
yaptıklarını ancak bunun câiz olmadığı bildirmektedir.13
2. Abdullah b. Ebû İshak ve Ebû Amr b. Alâ
Söz konusu dönemde öne çıkan âlimlerin dil malzemesinin derlenmesinde ve rivayet
edilmesinde önemli katkıları olmuştur. Aynı zamanda Arap dilinin değişik kullanımlarına
karşı farklı tavırların ortaya çıkışı dikkat çekicidir. Ebû Amr b. ‘Alâ’nın bedevilerin genel
kurallara uymayan farklı kullanımlarına karşı daha müsâmahakar olduğu ve bunları kabul
ettiği; İbn Ebû İshak ve İsa b. Ömer’in ise kıyasa daha meyilli oldukları ve genel kurallara
uymayan sözleri sebebiyle bedevileri ve şâirleri eleştirdikleri nakledilmiştir.14
Bu farklı
yaklaşım tarzlarının ileride Basra ve Kûfe dil ekolleri arasındaki farklılıkların oluşumunda
temel teşkil ettiği kabul edilmektedir.15
Ayrıca Ebû Amr b. ‘Alâ, Abdullah b. Ebû İshak ile karşılaştırılmış ve garip kelimeler ve
Arap lehçeleri konusunda ondan daha bilgili olduğu, Arapların sözlerini onun kadar
eleştirmediği, İbn Ebû İshâk’ın ise kıyasa ondan daha bağlı olduğu belirtilmiştir.16
Ebû Amr
b. ‘Alâ, Ebu’l-Esved’in öğrencilerinden okumuş, Halil b. Ahmed’in neslindekilere ders
vermiş bir âlim olması bakımından Ebu’l-Esved ed-Düelî’den Sîbeveyhi’ye uzanan silsile
içerinde önemli bir yere sahiptir.
Sîbeveyhi el-Kitâb’da kendisinden kırktan fazla nakilde bulunmuştur. Bu nakillerin ço-
ğu Yunus b. Habîb vasıtasıyla yapılmıştır. Yunus b. Habîb vasıtasıyla Ebû Amr’dan yapılan
nakillerde
َ َ َ‫ز‬ veya
َ َ َ‫ز‬ ْ َ [iddia etti]17, ‫א‬َ َ َ [bize haber verdi]18
, َ‫א‬
َ َ ْ ‫أ‬ [bize haber verdi]19
gibi lafızlar kullanılmıştır. İki yerde ise Asmâ‛î vasıtasıyla kendisinden şiir rivayetinde
bulunmuştur.20
Ayrıca Farazdak’ın Ebû Amr hakkındaki beyti üç yerde şahit olarak kulla-
nılmıştır.21
Sîbeveyhi’nin özellikle kıraat tercihleri konusundaki nakilleri “Ebû Amr’ın
görüşü budur” veya “Ebû Amr böyle okumaktadır” gibi ifadelerle yaptığı görülmektedir.22
Sîbeveyhi’nin Ebû Amr’ın kıraat konusunda Hicâz ehli gibi hemzenin konuşunda tahfîfe
meyilli olduğu şeklindeki tespitinin,23
İbn Sellâr eş-Şâfi‛î’nin yukarıda değindiğimiz Ebû
Amr’ın kıraatte Hicaz ehlinin yöntemini benimsediği şeklindeki görüşüyle örtüştüğü
söylenebilir.24
Ayrıca el-Kitâb’da Ebû Amr b. ‘Alâ’nın bazı i‘râb tercihlerinde Medine
13
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 443.
14
Ebû Saîd es-Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn el-Basriyyîn, thk. Muhammed İbrahim Bennâ, Kahire 1985, s.
45.
15
Cafer Nâyif ‛Abâbine, Mekânetu’l-Halîl b. Ahmed fi’n-nahvi’l-Arabî, Amman 1984, s. 21.
16
Zubeydî, Tabakâtu’l-lugaviyyîn, s. 35; Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîb, s. 14; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II,
106.
17
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 387–388, 417; II, 185–186, 396; III, 303, 584; IV, 338.
18
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 405; II, 96, 113, 311; III, 101, 242, 347, 361, 457.
19
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 161.
20
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 68, 86.
21
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 506; IV, 63, 65.
22
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 286; II, 210, 219, 282, 393; III, 206, 217, 253, 294–5, 345, 437, 472, 508,
549, 551; IV, 202, 226, 359.
23
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 551.
24
İbnu’s-Sellâr, Tabakâtu’l-kurrâi’s-seb‛, thk. Abdullah İnâye, Beyrut 2005, s. 47.
362 — Ali Benli
ehlinin görüşünü yansıttığı belirtilmiştir.25
3. Sîbeveyhi’nin Hocaları
A. İsa b. Ömer es-Sekafî
Kaynaklarda İsa b. Ömer’in nahiv konusunda Ebu’l-Esved’in ortaya koyduklarının üze-
rine pek çok konu eklediği, bu konuları bablara ayırdığı kaydedilmektedir.26
Ayrıca yetmiş
küsür kitap yazdığı, ancak bunlardan sadece el-Câmi ve el-İkmâl’in [el-Mükmil veya el-
Mükemmel] bir müddet kaldığı nakledilmektedir.27
Bu iki kitap hakkındaki bilgiler genelde
Halil b. Ahmed’e nispet edilen şu iki beyite dayandırılmaktadır:
َ َ َ
ُ ْ ‫א‬
ً‫א‬ ِ
َ
ُ ُ‫כ‬
َ ْ َ
‫א‬َ
َ
‫ث‬ َ ْ ‫أ‬
َ
ِ
ُ ْ
َ ُ
َ‫אכ‬َ‫ذ‬
ٌ
‫אل‬َ ْ‫إכ‬
‫א‬َ َ َ‫و‬
ُ
ِ ‫א‬َ
‫א‬َ ُ ‫ـ‬َ
‫אس‬ ِ
ٌ ْ ‫ـ‬ َ
ُ َ َ ‫و‬ 28
Bu iki kitaptan bahseden Sîrâfî, İbnu’n-Nedîm ve Enbârî bunları görmediklerini ve gö-
ren kimseye de rastlamadıklarını, bu kitapların çok uzun zaman önce kaybolduğunu ifade
etmişlerdir.29
İbnu’l-Kıftî, el-Câmi‛in Sibeveyhi’n el-Kitâb’ının aslı olduğunu nakletmekte-
dir. Bu rivayete göre Sîbeveyhi bu kitaba bazı ilavelerde bulunmuş, kapalı yerlerini hocala-
rına sorarak bunları açıklamış ve bu surette el-Kitâb’ı telif etmiştir.30
İbn Hallikân, yukarı-
daki haberlerin doğruluğunun başka bir rivayetle desteklendiğini kaydetmektedir.
Vefeyâtu’l-a‛yân’da zikredilen rivayete göre Halil b. Ahmed, Sîbeveyhi’ye İsa b. Ömer’in
kitaplarını sormuş, o da İsa b. Ömer’in nahiv ilmine dair yetmiş küsur kitap tasnif ettiğini
bildirmiştir. Ardından bunların ikisi dışında hepsinin kaybolduğunu, bu iki kitaptan
birisinin el-İkmâl olup o sırada İran’da bir adamın elinde bulunduğunu, diğerinin ise el-
Câmi‛ adını taşıdığı ve üzerinde çalıştığı ve kapalı noktaları hakkında kendisine sorular
sorduğu kitap olduğunu söylemişti.31
Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ı yazarken İsa b. Ömer’in
eserlerinden yararlanmış olabileceği kabul edilse bile, el-Kitâb’ının sadece İsa b. Ömer’in
kitabının şerhi olduğu şeklindeki iddia doğru değildir.32
Zira Sîbeveyhi, el-Kitâb’da hocası
İsa b. Ömer’den yaptığı nakillerde onun ismini zikretmektedir. Bu nakiller, diğer hocala-
rından yapılanlarla karşılaştırıldığında sayıca azdır ve genellikle nahiv meseleleriyle ilgili
olmaktan çok şâhit mahiyetindedir. İbnu’l-Kıftî’nin bu rivayeti kuvvetli olmadığını göste-
ren bir ifade ile aktarması, ayrıca İbn Hallikân’da bulunan ilave bilgilerin başka hiçbir
kaynakta yer almaması söz konusu rivayetlerin çok kuvvetli olmadığını göstermektedir.
Ayrıca el-Kitâb’ın konuları işleyiş tarzı ve genel yapısı göz önüne alındığında onun her
hangi bir kitap temel alınarak yazılmamış bir eser olduğu anlaşılmaktadır.
Sîbeveyhi, el-Kitâb’da İsa b. Ömer’den yirmiden fazla nakilde bulunmaktadır. Bu nakil-
25
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 185–186.
26
Tacuddîn Abdulbâkî el-Yemânî, İşâretu’t-ta‘yîn fî terâcimi’n-nuhât ve’l-lugaviyyîn, thk. Abdulmecid
Diyâb, , Riyad 1986, s. 249.
27
Celaleddin es-Suyûtî, Buğyetu’l-vu‛ât, thk. Muhammed Ebu’l-Fadl İbrahim, Beyrut 1979, II, 138.
28
“Nahvin tamamı batıl oldu, İsa b. Ömer’in yazdıkları dışında; İşte İkmâl işte Câmi, o ikisi insanlara ay
ve güneş oldular” (Suyûtî, Buğyetu’l-vu‛ât, II, 238).
29
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 49; Enbârî, Nuzhetu’l-elibbâ’, s. 230.
30
İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 375.
31
İbn Hallikân, Vefeyâtu’l-a‘yân ve enbâ’u ebnâ’i’z-zamân, thk. İhsân Abbâs, Beyrut 1968, III, 150.
32
Sabâh Abbâs es-Sâlim, İsâ b. Ömer es-Sekafî nahvuhu min hilâl kırâetih, Beyrut 1975, s. 52.
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 363
lerin pek çoğu doğrudan kendisinden ‫א‬َ َ َ [bize haber verdi] ve َ‫א‬ ْ
ِ
َ [işittik] gibi semâ
ifade eden lafızlarla yapılmıştır.33
Sîbeveyhi’nin genellikle İsa b. Ömer vasıtasıyla şâhit
olarak kullandığı bazı şiirleri ve bedevilerin çeşitli kullanımlarını rivayet ettiği görülmekte-
dir.34
Bazen de onun görüşlerini nakletmekte ve bunları açıklamaktadır. Örneğin
Sîbeveyhi, İsa b. Ömer’in ُ
‫ل‬ّ‫و‬ ‫א‬ ُ
‫ول‬ ‫א‬ ‫א‬ ُ ُ ْ‫د‬ُ‫א‬ şeklindeki kullanımı caiz gördüğünü nakletmiş
ardından, onun bu cümlede fiili [ ُ
‫ل‬‫و‬ ‫א‬
[
ْ ُ ْ َ
ِ “girsin” şeklinde anladığını ve i‘râbı manaya
hamlettiğini belirterek onun bu tercihini açıklamıştır.35
el-Kitâb’da İsa b. Ömer’in kıraat
tercihlerine de yer verilmiştir. Örneğin İsa b. Ömer es-Sekâfî’nin
ْ
ِ
َ ْ ‫א‬َ ٌ
‫ب‬ ُ ْ َ
ِّ ‫أ‬ ُ َ‫ر‬ َ‫א‬ َ َ
(Kamer 54/10) ayetinde ‫אن‬ kelimesini esre ile okuduğu nakledilmiştir.36
B. Harun b. Musa el-A‘ver (ö. 170/786)
Sîbeveyhi, el-Kitâb’da kendisinden beş nakilde bulunmuştur. Bunların tamamı doğru-
dan ondan yapılmıştır ve kıraatlerle ilgilidir.37
Sîbeveyhi’nin Harun b. Musa’dan kendi
kıraat tercihlerini değil, başka kişi ve grupların kıraatlerini nakletmiştir. Örneğin
Sîbeveyhi, Kûfelilerin (Kûfeli kıraat âlimlerinin) ‫א‬ ِ
ُ ِ َ ْ ‫א‬ َ َ َ ‫أ‬
ْ ُ ‫أ‬ ٍ
َ
ِ ِّ ُ‫כ‬ ْ
ِ
َ ِ ْ َ َ ُ
ayetini (Meryem 19/69)
ْ ُ ‫أ‬ kelimesini fethalayarak okuduklarını Harun b. Musa’dan
işittiğini ifade etmektedir.38
Diğer bir rivayette ise َ‫ن‬ ِ ْ ُ َ ُ
ِ ْ ُ ْ َ ‫وא‬‫د‬ َ‫و‬ (Kalem 68/9) ayetinin
bir mushafta ‫א‬ ُ ِ ْ ُ َ ُ
ِ ْ ُ ْ َ ‫وא‬‫د‬ َ‫و‬ şeklinde olduğunu ondan nakletmektedir.39
Kendisinden
yapılan nakillerden Harun b. Musa’nın, Sîbeveyhi ile kıraat kaynakları arasındaki bağlantı
noktalarından birisi olduğu anlaşılmaktadır.
C. Ebu’l-Hattâb el-Ahfeş el-Ekber (ö. 177/793)
Döneminin önde gelen dil âlimleri arasında sayılan Ebu’l-Hattâb’ın özellikle dil
rivâyetiyle şöhret bulduğu belirtilmektedir.40
Hocaları arasında Abdullah b. Ebî İshâk ve
Ebû Amr b. ‘Alâ bulunmaktadır.41
Halil b. Ahmed, Yunus b. Habîb, Ebû Ubeyde Ma‛mer
b. Müsennâ, Ebû Zeyd el-Ensârî ve Sîbeveyhi kendisinden ders almışlardır.42
Kaynaklarda Sîbeveyhi’nin lugat ilmini Ebu’l-Hattâb el-Ahfeş’ten aldığı vurgulanmak-
tadır.43
Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’da kendisinden yaptığı kırktan fazla nakil incelendiğinde
çoğunun bedevilerden yapılan rivayetler şeklinde olduğu görülmektedir. Bunların bazıla-
rında Ebu’l-Hattâb’ın bedevilerden semâ ile rivayette bulunduğuna işaret edilmektedir.44
Bu rivayetler, sarf meselelerinde örnek olarak kullanılan kelimelerde yoğunluk göstermek-
33
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 271; II, 319, 392–3; III, 16.
34
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 169, 171, 271, 364; II, 65, 319; III, 16.
35
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 398.
36
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 142
37
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 399; III, 36; IV, 196, 444, 467.
38
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 399.
39
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 36.
40
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 67; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 44.
41
Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 23.
42
Zubeydî, Tabakâtu’l-lugaviyyîn, s. 40; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 44; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II,
157.
43
İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 346.
44
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 201, 249, 255, 304; II, 83, 111, 329; III, 123, 219, 230, 294, 300; IV, 412.
364 — Ali Benli
tedir.45
Ebu’l-Hattâb iki yerde şâhit olarak kullanılan beyti doğrudan şâirinden nakletmek-
tedir.46
Kendilerinden nakilde bulunulan bedevilerin hangi kabileye mensup oldukları bazı
yerlerde belirtilmekle birlikte47
genelde bunların mensûbiyetleri söylenmeyerek bu kimse-
ler, “kendilerine güvenilen”, “Arapçalarına güvenilen” gibi ifadelerle nitelenmektedir.48
D. Ebû Zeyd el-Ensârî (ö. 215/830)
Ebû Amr b. ‘Alâ’dan ders aldığına dair rivayetler bulunmaktadır.49
Müberred’in (ö.
286/900) onu Halil, Sîbeveyhi ve Yunus’la kıyaslayarak nahvi onlardan daha az bildiğini
söylediği nakledilmektedir.50
Bedevilerden semâda bulunduğu vurgulanmış, hatta döne-
minde bedevilerden en çok malzeme derleyen kişi olduğu belirtilmiştir.51
en-Nevâdir fi’l-
luga adlı eserinden ve günümüze ulaşmamış diğer kitaplarının isimlerinden nahivden çok
dil malzemesi derleme ve rivayetine yönelik çalışmalar yaptığı anlaşılabilir.52
Basra’da pek çok kişinin katıldığı bir ders halkası olduğu nakledilen Ebû Zeyd’in öğren-
cileri arasında, Ebû Ubeyd Kâsım b. Sellâm, Ebû Hâtim es-Sicistânî, Mü’erric es-Sedûsî,
Asma‛î, Riyâşî, Mâzinî, Halef el-Ahmer ve Sîbeveyhi bulunmaktadır.53
Kaynaklarda Ebû Zeyd el-Ensârî’nin güvenilir bir râvi olduğu nakledilmektedir.54
Sîbeveyhi’nin meclisine geldiğini ve kitabında “Güvenilir kişiden şöyle işittim” derken
kendisini kastettiğini iftiharla söylediği yönünde rivayetler bulunmaktadır.55
Gerçekten
“Arapçasına güvenilen” veya “kendisine güvenilen” gibi sıfatları, bedeviler için de kullanan
Sîbeveyhi’nin bazı ifadelerinden bu tabirle belirli bir şahsı kastettiği anlaşılmaktadır.
Örneğin Sîbeveyhi, bir yerde “İşte bunlar bedevilerden ve kendisine güvenilen kişiden
işitilen delillerdir. O kişi de bunları bedevilerden duyduğunu söylemiştir” demektedir.56
Sîbeveyhi’nin bu kimse vasıtasıyla bedevilerden pek çok nakil yaptığı görülmektedir.57
Bu
nakillerin bazıları örnek cümleler şeklindedir.58
Örneğin bir yerde “Arapçasına güvenilen
kimseden bir bedevinin َ‫א‬
ْ َ ْ ِ‫ر‬ ْ
ِ َ
‫ل‬ َ ْ ‫أ‬ َ‫א‬ ْ َ َ َ َ ‫א‬َ‫ر‬ ‫א‬ ُ ‫א‬ َ َ َ dediğini duydum”
dir.59
Sîbeveyhi, Ebû Zeyd’den ismini zikrederek iki nakilde bulunmuştur.60
45
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 230, 338, 361, 410, 425, 468, 546, 616, 625, 636; IV, 20, 23, 160, 167, 181.
46
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 29; III, 123.
47
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 124; IV, 181.
48
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 83, 329; III, 294; IV, 412.
49
Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 101.
50
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 68; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 102.
51
Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 41; Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 64.
52
Ensârî, en-Nevâdir fi’l-luga, thk. Saîd el-Hûrî Şertûnî, Beyrut 1967; Ayrıca kitaplarının bir listesi için
bk. İbnu’n-Nedîm, el-Fihrist, thk. Mustafa eş-Şuveymî, Tunus 1985, s. 246.
53
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 68, 72; Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 97; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s.
101.
54
Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 42.
55
İbn Kuteybe, el-Me‛ârif, s. 544; Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 64
56
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 255.
57
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 53, 255, 313, 316. III, 137, 303, 406, 425.
58
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 155, III, 465.
59
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 155
60
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 226.
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 365
Görüldüğü üzere güvenilir bir râvî olduğu vurgulanan Ebû Zeyd, bedevilerle Sîbeveyhi
arasındaki önemli bağlantı noktalarından biridir. Ayrıca çeşitli gramer konularına dair
açıklamalarıyla el-Kitâb’a katkıda bulunmuştur.
E. Yunus b. Habîb (ö. 183/798)
Yunus b. Habîb, Basralıların önde gelen ve en güvenilir dilcileri arasında sayılmakta-
dır.61
Hammâd b. Seleme,62
Abdullah b. Ebû İshak ve Ebû Amr b. ‘Alâ’dan da ders almış-
tır.63
Ebû Amr’a nispet edilen haberlerin çoğu Yunus b. Habîb vasıtasıyla gelmiştir. Kay-
naklarda onun önemli bilgi kaynaklarından birinin de bedeviler olduğu vurgulanmıştır.64
Ayrıca döneminin ünlü recez şairi Ru’be b. el-‘Accâc ile sıkı bir dostluğu olduğu rivayet
edilmiştir.65
el-Kitâb’da Ru’be’den nakledilen şiirlerin tamamına yakınının Yunus b. Habîb
vasıtasıyla rivayet edilmesi de bu yakın dostluğu göstermektedir.
Yunus b. Habîb’in Basra’da ilim ehli, edebiyatçılar, yöneticiler ve bedevilerin devam
ettiği bir ders halkasının bulunduğu nakledilmiştir.66
Öğrencileri arasında Ebû Ubeyde,
Asma‛î, Ebû Zeyd el-Ensârî, Ebû Ömer el-Cermî, Halef el-Ahmer, Sîbeveyhi, Kutrub,
Kisâî, Ferrâ gibi dönemin önde gelen dil âlimleri bulunmaktadır.67
Kaynaklarda nahiv konusundaki özellikle de kelime yapısı [tesârîfu’n-nahv] alanındaki
uzmanlığına vurgu yapılmış, kıyasa çokça başvurduğu ve cumhûra muhâlif bazı görüşlerinin
olduğu bildirilmiştir.68
Günümüze ulaşan her hangi bir eseri bulunmayan Yunus b. Habîb’in
nahve dair görüşlerini Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ında görmek mümkündür.
Kaynaklarda Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’da Yunus b. Habîb’den pek çok nakilde bulundu-
ğuna özellikle değinilmektedir.69
Zübeydî’nin, el-Kitâb ve Yunus b. Habîb’le ilgili naklettiği
bir hadise de bunu destekler mahiyettedir: “Sîbeveyhi öldükten sonra Yunus b. Habîb’e
onun bin sayfalık bir kitap yazdığını haber verdiler. Bunun üzerine Yunus b. Habîb
‘Sîbeveyhi, bu kadar şeyi Halil’den ne zaman duymuş?’ diyerek kitabın getirilmesini istedi.
Kitabı alıp inceledikten sonra ‘Bu adam [Sîbeveyhi], Halil’den yaptığı nakillerde doğruları
söylemiştir. Ayrıca benden yaptığı nakillerin hepsi de doğrudur’ dedi.”70
el-Kitâb’da Yunus b. Habîb’ten ismi zikredilerek iki yüzü aşkın nakil yapılmaktadır. Bu
nakillerde Sîbeveyhi’nin onun görüşüne başvurduğu, ondan bedevilerin sözleri ve şiirler
konusunda rivayetlerde bulunduğunu görmek mümkündür. Ayrıca Yunus b. Habîb’in
Sîbeveyhi ile Ebû Amr b. ‘Alâ gibi dil âlimleri ve Ru’be b. Accâc gibi şairler arasında
bağlantı noktası olduğu anlaşılmaktadır. Hüseyin Nassâr, Sîbeveyhi’nin ondan yaptığı
61
İbn Hacer, Tehzîbu’t-tehzîb, Beyrut 1968, III, 163–164.
62
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 51.
63
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 50; Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 22; Zübeydi, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s.
32.
64
Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 47; Yemânî, İşâretu’t-ta‛yîn, s. 145.
65
Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 22; Suyûtî, Buğyetu’l-vu‛ât, II, 365.
66
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, 52; İbn Nedîm, el-Fihrist, 198; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, 48.
67
Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 40; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 47; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, IV, 71;
Yemânî, İşâretu’t-ta‛yîn, s. 145, 396.
68
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 51.
69
İbnu’n-Nedîm, el-Fihrist, s. 233; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 47; Suyûtî, Buğyetu’l-vu‛ât, II, 365.
70
Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 52.
366 — Ali Benli
rivayetlerin sadece ismini zikrettiği bu iki yüz küsür nakilden ibaret olmadığını, zira
Sîbeveyhi’nin sadece onun adını şaz rivayetleri naklederken, muhâlif bir görüşünü aktarır-
ken veya dikkat çekilmesi gereken yerlerde zikrettiğini söylemektedir.71
el-Kitâb’da Yunus b. Habîb’ten yapılan nakillerde
َ َ َ‫ز‬ veya
َ َ َ‫ز‬ ْ َ [iddia etti],72
‫א‬َ َ َ [bi-
ze haber verdi],73
َ‫א‬
َ َ ْ ‫أ‬ [bize haber verdi],74
َ‫א‬ َ َ ْ ‫أ‬ [bize şiiri okudu]75
gibi lafızlar kullanılmış-
tır.
َ َ َ‫ز‬ lafzı ile yapılan bazı nakillerde Sîbeveyhi’nin bunları açıklama ve değerlendirme
yoluna gidişi, bazen de kabul etmemesi, bu lafzın diğerlerinden farklı bir anlama sahip
olduğunu göstermektedir. Örneğin Sîbeveyhi, ً‫א‬‫ر‬َ‫א‬ ِ َ‫ون‬
ُ ْ ِ terkibindeki ‫א‬ً‫אر‬
َ
ِ kelimesinin nasb
olmasının asıl olduğunu belirttikten sonra ‫ز‬ lafzını kullanarak Yunus b. Habîb’ten bazı
bedevilerin َ‫א‬ ُ َ‫א‬ ْ ‫أ‬ َ‫ون‬
ُ ْ ِ ِ‫ه‬ِ ve ٌ
‫ف‬َ‫א‬ ْ ‫أ‬ َ‫ون‬
ُ ْ ِ ِ‫ه‬ِ gibi cümleler kurduklarını nakletmekte,
ardından böyle nakiller olsa da bu tür örneklerde nasbın daha çok kullanıldığını ifade
etmektedir.76
Sîbeveyhi’nin Yunus b. Habîb’e pek çok soru yönelttiği ve çeşitli konulara dair açıkla-
malar istediği görülmektedir. Örneğin övgü ve yüceltme sebebiyle mansûb olan isimler
konusunda Sîbeveyhi şöyle demektedir: “Bazı bedevilerin َ
ِ َ ‫א‬َ ‫א‬ ‫ب‬َ‫ر‬ ِ ُ ْ َ ‫א‬ dediklerini
duyduk. Bunu Yunus’a sordum. Bu kullanımın Arapça olduğunu (Arap dilinin sınırları
içine girdiğini) söyledi”.77
Yunus b. Habîb’den yapılan nakillerin çoğunun şairlerden ve bedevilerden rivayet edi-
len ve şâhit olarak kullanılan beyit veya örnek cümleler mahiyetinde olması, onun rivayet
konusunda başvurulan ve güvenilen bir kişi olduğu şeklindeki haberleri desteklemektedir.
Ru’be b. Accâc ve Farazdak gibi şairlerin bazı beyitlerini Sîbeveyhi, Yunus b. Habîb’ten
naklederek şâhit olarak kullanmıştır.78
Yunus b. Habîb’in bazen kendilerinden rivayette
bulunduğu bedevileri güvenilirlikle nitelediği görülmektedir.79
Bazen de rivayet edilen
kullanımın yaygınlık derecesi hakkında görüşünü bildirmektedir.80
Sîbeveyhi, bazen Yunus b. Habîb’in görüşlerini zikrettikten sonra değerlendirmelerde
bulunmuş ve bunların isabetli olduğunu söylemiştir. Örneğin Sîbeveyhi, A‘şâ’nın (ö.
7/629):
ْ‫إن‬
‫א‬
ُ َ‫כ‬
ْ َ
ُ
‫ب‬ ُ‫כ‬
ُ َ
ِ ْ َ ‫א‬
َ‫א‬ ُ َ‫אد‬َ
ْ‫أو‬
َ‫ن‬ ُ ِ ْ َ
‫א‬
ٌ َ ْ َ
ُ
‫ل‬ُ ُ
şeklindeki beytinde َ‫ن‬ ُ ِ ْ َ ْ‫أو‬ kelimesinin merfû olması konusunda Yunus b. Habîb’in
“Mübtedâ olarak merfû kılınabilir, zira َ‫ن‬ ُ ِ‫אز‬َ ْ ُ ْ ‫أ‬ ْ‫أو‬ gibidir” şeklindeki görüşünü nak-
71
Huseyin Nassâr, Yûnus b. Habîb en-Nahvî, Kahire 1968, s. 131–2.
72
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 51, 259, 262, 387–388, 417; II, 185–186, 396; III, 303, 584; IV, 338.
73
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 405; II, 96, 113, 311; III, 101, 242, 337, 347, 361, 457.
74
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 161, 226.
75
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 119
76
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 119.
77
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 63. Ebû Hayyân, Zeyd b. Ali ve bir grubun bu kelimeyi medh üzere nasb
okuduklarını söylemekte bunu fasih bir okuyuş olarak nitelendirmektedir. Ona göre 
‫ﺏ‬‫ﺭ‬ kelimesinin
nasb okunması halinde ayetin devamındaki sıfatların da nasb okunması gereklidir. Ebû Hayyân el-
Endelusî, Tefsîru’l-bahri’l-muhît, Kâhire 1983, I, 19.
78
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 319, 364, II, 72, 153; III, 565.
79
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 29, 337.
80
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 205.
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 367
letmekte ve bunu kolay anlaşılır ve yerinde bir açıklama olarak nitelemektedir.81
Ayrıca ism-i tasgîrle ilgili bir mesele hakkında Yunus’un görüşünü zikrettikten sonra
ilmine güvenilen hiç kimsenin buna itiraz etmediğini bildirmektedir.82
Sîbeveyhi, Yunus b. Habîb’in görüşlerini bazen eleştiriye tabi tutmuş ve kabul etmemiş-
tir. Örneğin “Yunus ise َ
‫כ‬ ِ ‫آ‬ ِ َ ْ‫إن‬ demiştir. Bu, şartın cevabında hoş görülmeyen kötü bir
kullanımdır. İstifhâmda kullanılsa dahi böyledir” demekte ve Yunus b. Habîb’in kullanımı-
nı “kubh”la nitelemektedir.83
el-Kitâb’ın önemli özelliklerinden biri olan bu tür değerlen-
dirmelerin benzer lafızlarla Yunus b. Habîb tarafından da yapılması dikkat çekicidir.
Sîbeveyhi, bazılarının ٌ َ ِ
َ gibi kelimelere nispet yaparken hiçbir değişiklik yapmadıklarını
meselâ ٌ َ
ِ
َ kelimesine nispetle ِ ِ
َ dediklerini söylemekte, ardından Yunus b. Habîb’in
bu kullanımla ilgili “bu çok az kullanılan ve çirkin (habîs) bir ifadedir” şeklindeki değerlen-
dirmesini aktarmaktadır.84
Bu ve benzer ifadeler, Sîbeveyhi’nin sahip olduğu değerlendirme
sisteminin temellerinin hocaları tarafından kullanılan ifadelere dayandığını göstermektedir.
el-Kitâb’da Yunus b. Habîb’in diğer âlimlerin görüşlerine katıldığı ve katılmadığı bazı
meseleleri de bulmak mümkündür. Örneğin ٌ َ ْ َ kelimesine nispet konusunda hocası Ebû
Amr, ِ
ْ َ olması gerektiğini söylerken Yunus b. Habîb’in görüşü ‫ي‬ ِ
َ َ şeklinde olması
gerektiği şeklindedir.85
el-Kitâb’da onun İsa b. Ömer’le de ihtilafa düştükleri bazı meselelere
de yer verilmiştir.86
Bazı nakiller ise Yunus b. Habîb ve İsa b. Ömer’den birlikte yapılmış ve
isimleri beraber zikredilmiştir.87
Birkaç yerde “Ebû Amr, Yunus ve Halil’in görüşüdür”
denerek üç dil âliminin ismi bir arada anılmıştır.88
Halil b. Ahmed’le paylaştıkları ve
ayrıldıkları konular da belirtilmiştir. Görüş farklılıklarını gösteren bir örnekte Sîbeveyhi,
Yunus b. Habîb’in‫ه‬َ‫א‬ ِ ‫א‬ ُ ْ َ‫ز‬ َ‫א‬‫و‬ ve ‫ه‬َ‫א‬
ْ َ
ِ ‫א‬ ‫א‬ َ َ ُ ْ ُ ‫א‬ َ‫و‬ gibi kullanımlardaki gibi mendûb
isimlerin sıfatlarına elif lâm bitişeceği görüşüne sahip olduğunu, Halil b. Ahmed’in ise bu
görüşü hatalı bulduğunu aktarmaktadır.89
Yunus b. Habîb’in Halil b. Ahmed’le aynı görüşe
sahip oldukları noktalardan birisi ise izâfet halindeki ismin tekrarı konusudur. Sîbeveyhi,
Halil’in ve Yunus’un َ‫א‬ ِ ‫أ‬ َ ْ َ‫ز‬ َ ْ َ‫ز‬ َ‫א‬ ve َ‫א‬ َ ْ َ‫ز‬ َ ْ َ‫ز‬ َ‫א‬ şeklindeki kullanımların bedevilere ait sahih
lehçe olduğunu söylediklerini aktarmaktadır.90
Yunus b. Habîb, Halil b. Ahmed’den sonra el-Kitâb’da kendisinden en çok nakil yapılan
alimdir. Zaman zaman onun görüşlerine başvurulmuş, bu görüşler başkalarınınkilerle
karşılaştırılmıştır. Ayrıca el-Kitâb’daki dil örnekleri ve şâhitleri konusunda kendisinden pek
çok nakil yapılmıştır. Yunus b. Habîb aynı zamanda Sîbeveyhi ile Abdullah b. Ebû İshak ve
Ebû Amr b. ‘Alâ gibi âlimler arasındaki en önemli bağlantı noktalarından biridir.
81
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 51.
82
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 369.
83
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 389.
84
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 339.
85
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 347.
86
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 21.
87
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 159.
88
bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 217, 294.
89
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 226; Yunus b. Habîb’le Halil b. Ahmed’in görüş ayrılığında olduğu diğer bazı
konular için bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 276, 308-9; III, 50-51.
90
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 204. Yunus b. Habîb’le Halil b. Ahmed’in görüş birliğinde olduğu diğer bazı
konular için bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 428; II, 13–14, 159, 338; II, 373-374; III, 79, 281, 396.
368 — Ali Benli
F. Halil b. Ahmed el-Ferâhîdî (ö. 175/791)
Halil b. Ahmed, 100/718 tarihinde Uman’da doğmuştur.91
Vefat tarihi konusunda kay-
dedilen 160/776, 170/786 ve 175/791 gibi tarihlerin sonuncusunun daha doğru olduğu
belirtilmektedir.92
Dil ilimleri tahsil ettiği hocaları arasında İsa b. Ömer es-Sekafî ve Ebû Amr b. ‘Alâ bu-
lunmaktadır.93
Âsım el-Cahderî’den kıraat dersi almıştır.94
Kendisine ilminin kaynağı
sorulduğunda “Hicaz, Necid ve Tihame çölleri” demesi onun dil malzemesi derlemek için
çöle seyahatler düzenlediği şeklindeki haberleri desteklemektedir.95
Öğrencileri arasında
Leys b. Muzaffer, Ali b. Nasr el-Cehdamî, Mü’erric es-Sedûsî, Nadr b. Şümeyl, Asma‘î,
Ahfeş el-Evsat ve Sîbeveyhi gibi âlimler bulunmaktadır.96
Zubeydî, bu kimseler arasında
Halil b. Ahmed’den en sağlam nakilleri yapanın Sîbeveyhi olduğunu belirtmektedir.97
Öğrencisi Sîbeveyhi’nin yazdığı el-Kitâb’da Halil b. Ahmed’in büyük payı bulunmakta-
dır. Sîbeveyhi’nin, hocası Halil b. Ahmed’in ilmini ihyâ etmek amacıyla eserini yazmaya
başladığı nakledilmektedir.98
el-Kitâb’da Halil b. Ahmed’den ismi zikredilerek yapılan
nakillerin sayısı 340 civarındadır. Ayrıca isim zikretmeden “Ona sordum” şeklindeki soru
cümlelerinde Halil b. Ahmed’in kastedildiği kaydedilmektedir.99
Yunus b. Habîb’e
Sîbeveyhi’nin bin sayfalık hacimli bir kitap yazdığı haber verildiğinde “Halil’den bu kadar
şeyi ne zaman duymuş?” diye sorması, Sîbeveyhi’nin hocasından pek çok nakilde bulundu-
ğunu desteklemektedir.100
el-Kitâb’daki “Burada söylediklerimiz Halil’in sözüdür, hepsini
ondan işittik”101
ve “Burada söylenenlerin tamamı Halil’in görüşüdür”102
gibi ifadelerden
Sîbeveyhi’nin bazı bâbların tamamını hocasından naklettiği anlaşılmaktadır.
Sîbeveyhi, eserinde Halil b. Ahmed’in ders halkasında geçen bir diyalogun tamamını
aktarmıştır. Bu diyalog, Halil’in öğrencilerine yönelttiği soru ile başlamakta ve karşılıklı
soru cevaplarla yaklaşık 3-4 sayfa sürmektedir.103
Burada Halil b. Ahmed’in açıklamalarını
bedevilerin kullanımlarına dayandırdığı ve sözlerini delillendirmek için onlardan rivayet-
lerde bulunduğu görülmektedir. Söz konusu diyalog, Halil’in ders halkasında tartışılan
konuların düzeyini ve ders üslubunu göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Ayrıca bu,
Sîbeveyhi’nin, Halil b. Ahmed’in derslerini imla edip bir kısmını el-Kitâb’a derc ettiği
anlamına da gelmektedir.
el-Kitâb’da Halil b. Ahmed’in başka isimlerle birlikte zikredildiği de görülmektedir.
Bunlar arasında en çok anılan Yunus b. Habîb’in adıdır. Sîbeveyhi bazen aynı soruyu
91
Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 51; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, I, 341.
92
Tevfik Rüştü Topuzoğlu, “Halil b. Ahmed”, DİA, XV, 309.
93
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 31; Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 227.
94
Cezerî, Gâyetu’n-nihâye, thk. Gotthelf Bergstraesser, Beyrut 1982, I, 275.
95
İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 258
96
Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 75; Enbârî, Nuzhetu’l-elibbâ’, s. 45.
97
Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 67.
98
Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 75.
99
Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 34.
100
Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 52.
101
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 360.
102
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 381.
103
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 320-4.
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 369
ikisine de yöneltmiş,104
bazen de ikisi aracılığıyla bedevilerden nakilde bulunmuştur.105
Halil ve Yunus b. Habîb, el-Kitâb’da görüşlerinin birlikte zikredildiği yerlerin çoğunda
ittifak halindedir.106
Ancak görüş ayrılığına düştükleri bazı konular da bulunmaktadır.107
Böyle durumlarda Sîbeveyhi, daha çok Halil b. Ahmed’in görüşünü kabul etmekle birlikte
Yunus b. Habîb’in görüşünü tercih ettiği de olmaktadır. Örneğin Sîbeveyhi, Halil b.
Ahmed’in bir beyitin i‘râbına dair açıklamasını naklettikten sonra Yunus b. Habîb’in
yorumunu da vermiş ve bu yorumun Halil b. Ahmed’in açıklamasından daha anlaşılır
olduğunu belirtmiştir.108
Bazı yerlerde ise Abdullah b. Ebû İshak, Ebû Amr b. ‘Alâ veya İsa
b. Ömer’in Halil b. Ahmed’le aynı görüşe sahip oldukları zikredilmektedir.109
Halil b.
Ahmed ile Harun b. Musa ve Ebu’l-Hattâb Ahfeş el-Ekber birlikte anıldığı yerlerde ise
daha çok bedevilerden nakillerde bulunulduğu görülmektedir.110
Sîbeveyhi’nin hocası Halil b. Ahmed’e pek çok soru yönelttiği görülmektedir. Bunların
bazıları bedevilerin çeşitli kullanımlarına dairdir. Bu tür sorularda çoğunlukla, önce anlatı-
lan konuyla ilgili bir cümle veya kelime verilmekte, ardından Halil’den bu kullanımlar
hususunda açıklama istenmektedir. Örneğin Sîbeveyhi’nin bedevilerin َ
‫כ‬ ِ ‫آ‬ َ‫א‬ َ‫כ‬ ِ
ْ
ِ
َ ْ ‫א‬
şeklindeki kullanımına dair sorusuna Halil b. Ahmed, burada َ‫א‬ ve ‫כ‬ harfinin birleşerek tek
harf konumuna girdiklerini, bu sebeple de َ‫א‬ ُ‫ر‬ gibi fiile bitişebilir hale geldiklerini ifade
ederek açıklama getirmektedir.111
Halil b. Ahmed’e, şiirlere dair bir takım sorular da
sorulmuştur.112
Örneğin Sîbeveyhi, Halil b. Ahmed’e A‘şâ’nın
ْ َ َ
َ‫ن‬َ‫א‬‫כ‬
ِ
ٍ‫ل‬ ْ َ
ٍ‫אء‬ َ َ
ُ ُ ْ َ َ
َ ُ
ٌ
‫ت‬َ‫א‬ َ‫א‬ ُ
ُ‫م‬َ
ْ َ َ‫و‬
ُ
ِ ‫א‬ َ
şeklindeki beytini sormuş, Halil b. Ahmed ٌ
‫אت‬َ ‫א‬
َ ُ kelimesini merfû okumuş ve bunun
sebebini açıklamıştır.113
Söz konusu soruların bir kısmı da kıraatlerle ilişkilidir.114
Örneğin, Sîbeveyhi, Halil’e ِ‫ن‬ ُ ‫א‬َ ْ ُ‫כ‬ َ‫ر‬ َ‫א‬ ‫أ‬ َ‫و‬ ً‫ة‬َ ِ ‫א‬ َ‫و‬ ً ُ‫أ‬
ْ ُ‫כ‬ُ ‫أ‬ ِ‫ه‬ِ ‫أن‬ َ‫و‬ (Enbiyâ, 21/92) âyetinin
başındaki ‫’ان‬nun hemzesinin neden fethalı okunduğunu sormuş, Halil bu soruya ‫’ان‬un
başındaki lam harfinin hazfedildiğini söyleyerek cevap vermiştir.115
Sîbeveyhi, bazen
başkalarının Halil b. Ahmed’e yönelttiği soruları nakletmektedir.116
Bunlar büyük
ihtimalle ders esnasında geçen diyaloglardır.
Sîbeveyhi, el-Kitâb’da Halil b. Ahmed vasıtasıyla bedevilerden pek çok nakilde bulun-
muş ve hocasını ilmine ve bedevilerden yaptığı rivayetlere güvenilen kişilerden birisi olarak
104
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 236.
105
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 214, 374.
106
Sibeveyhi, el-Kitâb, IV, 159.
107
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 256, IV, 149.
108
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 51.
109
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 286, 364; II, 77.
110
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 118, 444.
111
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 116.
112
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 308, III, 38, 50, 161.
113
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 32.
114
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 100, 103, 126.
115
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 126.
116
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 410.
370 — Ali Benli
nitelemiştir.117
Bazen hocasından yaptığı nakilleri, bedevilerden kendisinin de duyduğunu
söyleyerek onu teyit ettiği görülmektedir.118
Sîbeveyhi, Halil b. Ahmed’den şiir rivayetinde de bulunmuştur.119
Ayrıca ondan kafiye-
lere dair nakillerde bulunduğu da görülmektedir.120
Bu, Sîbeveyhi’nin hocasının şiir ve
aruzla ilgili bilgisinden faydalandığını göstermektedir.
Sîbeveyhi, genellikle Halil b. Ahmed’in görüşlerini kabul etmekte hatta bunların bazı-
larından takdirle bahsetmektedir. Örneğin ٌ ِ
ّ َ kelimesinin kalıbı konusunda Halil’in
görüşünü bir başkasınınki ile karşılaştırmakta, ardından “Halil’in görüşü daha çok hoşuma
gitti” demektedir.121
Çoğu yerde Halil’in görüşlerini kuvvetlendiren başka görüşler, örnek
ve açıklamalar zikretmektedir. Örneğin Halil b. Ahmed’in ً‫א‬ َ َ ً‫א‬ ْ َ ٌ
‫ت‬ ْ َ ُ َ şeklindeki bir
kullanımı câiz gördüğünü söyledikten sonra bu görüşün, İsa b. Ömer ve Yunus b. Habîb’in
Ru’be b. Accâc’tan yaptıkları nakille güçlendiğini belirtmektedir.122
Başka bir yerde ise
Halil b. Ahmed’in konu hakkındaki görüşünü öğrendikten sonra buna uygun olarak
konuşan bedeviler gördüğünü kaydetmektedir.123
el-Kitâb’da nakledilen görüşlerinden Halil b. Ahmed’in kıyas yöntemine dair bilgi
edinmek mümkündür. Halil b. Ahmed, kıyaslarında yaygın olan kullanımı esas almıştır.
Sîbeveyhi, kendisine ‫אن‬ ُ‫ر‬ şeklindeki bir özel ismi munsarif kabul edip etmediğini sormuş,
Halil b. Ahmed “Onu munsarif kabul etmem ve herkes tarafından bilinen bir anlamı yoksa
onu genel kullanıma haml ederim” diye cevap vermiştir.124
Buradan Halil’in, şâzzı genel
olmayan ve kendisine kıyas yapılamayan kullanım olarak kabul ettiği de anlaşılmaktadır.125
Bununla birlikte bazen şâz kullanımları tevil ettiği görülmektedir. Örneğin ٍ
ْ َ‫ز‬ ُ ‫أ‬ ٌ ُ َ‫ر‬ ‫א‬َ
şeklinde nekre bir kelimenin marife bir kelimeye sıfat olmasını, benzetme kastı bulunması-
na yani ٍ
ْ َ‫ز‬ ِ ‫أ‬ ُ ْ ِ ٌ ُ َ‫ر‬ َ‫א‬ denilmek istenmesine bağlamaktadır. Sîbeveyhi ise böyle bir
kullanımı zayıf, çirkin ve sadece zorunluluk durumunda kullanabilecek bir ifade olarak
nitelemiştir.126
Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi Sîbeveyhi’nin hocasının görüşlerini kabul etmediği
durumlar da bulunmaktadır.127
Örneğin Halil b. Ahmed’e göre ْ َ kelimesinin aslı ‫أن‬ dir.
Önce tahfif için hemze ardından iki sakin bir araya geldiği için elif hazf edilmiştir.
117
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 303. Sîbeveyhi’nin bedevilerden Halil b. Ahmed vasıtasıyla yaptığı nakillerin
bazıları için bk. el-Kitâb, I, 159, 279, 291; II, 108, 110, 134, 205, 207, 265, 404; III, 103, 123, 366 IV,
155, 169, 405.
118
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 115.
119
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 66; IV, 115, 214.
120
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 210.
121
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 365.
122
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 364.
123
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 117.
124
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 218.
125
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 405.
126
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 361.
127
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 398-400; III, 5, 16, 59, 126-8, 324. Sîbeveyhi ile Halil b. Ahmed arasında ihtilaf
noktalarına dair detaylı bir inceleme için bk. Fahr Sâlih Kadâre, Mesâil hilâfiyye beyne’l-Halîl ve
Sîbeveyhi, - İrbid [Ürdün].1990.
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 371
Sîbeveyhi ise ْ َ ’in iki harfin birleşmesinden meydana gelmediğini başlı başına bir kelime
olduğunu kabul eder.128
el-Kitâb’da Halil b. Ahmed’in bazı kelime ve cümleler hakkındaki değerlendirmelerinde
kabîh (çirkin),129
müstekrah (hoş karşılanmayan),130
müstehab (hoş karşılanan),131
ceyyid
(güzel),132
akyes (kıyasa en yakın)133
gibi kelimeler kullandığı görülmektedir. Bütün bunlar
Sîbeveyhi’nin değerlendirme yöntemi konusunda hocasından etkilenmiş olduğunu göster-
mektedir.
Ayrıca Halil b. Ahmed’den yapılan nakillerde onun el-Kitâb’da yer alan pek çok terimi
kullandığı görülmektedir. Bunlar arasında isim, fiil, masdar, sıfat, haber, mübteda, izâfet,
hareke, cer, tensiye, cemi gibi pek çok terim bulunmaktadır.134
Bu terimlerin bazıları Halil
b. Ahmed’in Kitâbu’l-‘Ayn’ında da bulunmaktadır.135
Sîbeveyhi’nin özellikle ses konularıyla
ilgili kullandığı terimlerin çoğunu hocası Halil’in de kullandığı tespit edilmiştir.136
Bu da
Sîbeveyhi’nin, hocalarından gelişmiş bir terminoloji devraldığını göstermektedir.
Görüldüğü üzere Halil b. Ahmed, el-Kitâb’ın en önemli kaynaklarından birisidir.
Sîbeveyhi eserinde ele aldığı konuların çoğunda onun görüşüne başvurmuş ve ondan
nakiller yapmıştır. Bu yönüyle el-Kitâb, gramer konusunda herhangi bir eseri elimize
ulaşmamış olan Halil b. Ahmed’in görüşlerini sunan en önemli kaynak mahiyetindedir.
el-Kitâb’ın aslında Halil b. Ahmed’in eseri olduğu, Sîbeveyhi’nin yaptığının sadece ho-
casının görüşlerini nakledip, başka görüşlerle bunları karşılaştırmaktan ibaret olduğu
şeklindeki iddialar,137
Sîbeveyhi’nin orijinal katkılarını görmezden gelen bir yaklaşımın
sonucudur. Halil b. Ahmed’in eserdeki katkıları açıktır. Ancak şurası da açıktır ki, el-Kitâb
Sîbeveyhi’nin ürünüdür ve onun dilbilimsel yöntemini ve bilgi birikimini yansıtmaktadır.
4. Gruplar
el-Kitâb’da yukarıda isimleri zikredilen şahısların yanı sıra bazı gruplardan da nakillerde
bulunulmaktadır. Bunlar “nahviyyûn”, Medine ehli, Mekke ehli ve Kûfeliler şeklinde
anılmaktadırlar:
A. Nahviyyûn
Sîbeveyhi, el-Kitâb’da “nahviyyûn” şeklinde adlandırdığı bir grubun bazı görüşlerine yer
vermiştir. Bu isimle kimlerin kastedildiği tartışma konusudur. Carter, el-Kitâb’da “nahiv”
kelimesinin “gramer” anlamında değil, “ifade tarzı” anlamında kullanıldığını, dolayısıyla
128
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 5.
129
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 127; III, 64, 161, 378.
130
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 60.
131
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 549.
132
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 205.
133
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 337.
134
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 120–121, 127, 370; III, 501.
135
Halil b. Ahmed, Kitâbu’l-‘Ayn, thk. Mehdî el-Mahzûmî, İbrahim Sâmerrâî, Beyrut 1988, I, 233; VIII,
214.
136
Abdulkâdir el-Mehîrî, “‘Alâ hâmişi’l-mustalahi’n-nahvî fî Kitâbi’l-‘Ayn”, Havliyyât Câmi‘ati’t-Tûnisiyye,
XXVII (1988), 24.
137
Mahzumî, Medresetu’l-Kûfe, Beyrut 1986, s. 33.
372 — Ali Benli
“nahviyyûn” kelimesiyle “ifade tarzları” (özellikle kıraat ve şiirler) ile ilgilenen kimselerin
kastedildiğini iddia etmektedir. Ona göre bu dönemde teknik anlamda gramerci diye
isimlendirilebilecek kimse bulunmamaktadır.138
Carter’ın görüşlerini eleştiriye tabi tutan
Talmon ise bu grubun, Sîbeveyhi’nin çağdaşı olan veya ondan önce yaşayan dil âlimleri
olduğunu kabul etmektedir. Bu görüşe göre Sîbeveyhi diğer dil âlimlerinden -özellikle
eleştirdiği durumlarda- “nahviyyûn” diye bahsetmiştir.139
el-Kitâb’daki bazı ifadelerden İsa
b. Ömer es-Sekafî ve Yunus b. Habîb’in de bu gruba dahil olduğu sonucuna ulaşılabileceği
belirtilmektedir.140
el-Kitâb’da “nahviyyûn” ismi yirmi bir yerde geçmektedir.141
Bunların çoğunda bu kim-
selerin dil meselelerini açıklama tarzlarının eleştirildiği görülmektedir. Örneğin Sîbeveyhi,
“Nahivcilerin sözlerine gelince, bunlar sadece yaptıkları kıyaslardır. Araplar böyle sözler
söylemezler” diyerek onları, Arapların söylemediği, sadece kendilerinin kıyasla ürettikleri
cümlelere dayandıkları için eleştirmektedir.142
Bu sözler, Sîbeveyhi’nin eserini yazarken
yaşayan dili temel aldığını göstermektedir. Nitekim başka bir yerde “Şayet bu kelime
nahivcilerin iddia ettikleri gibi kalb edilerek (dönüştürülerek) söylenseydi, pek çok söz
bozulurdu” demektedir.143
Ayrıca bir şâhidin bu kimseler tarafından uydurulduğunu
belirtmektedir.144
Nahviyyûna nispet edilen görüşlerin çoğu sarfla ilgilidir. Bu kimselerin isim ve fiillerin
değişken yapısı konusundaki vurguları ve bu yapıları kurallar halinde belirleme istekleri ilgi
çekicidir. Kendilerinden yapılan nakillerden, nahviyyûn’un açıklama ve kural koyma
yöntemlerinin ileri bir seviyede olduğu sonucuna ulaşmak mümkündür. Onlar, çeşitli dil
yapılarını yorumlarken genelleşmiş bir kavram düzeyi ve geniş bir terminoloji kullanmak-
tadırlar.145
Örneğin Sîbeveyhi, ِ ِ ْ َ ِ ِ ُ
‫ت‬ْ‫ر‬
َ َ cümlesinde nahivcilerin ْ َ kelimesini sıfat
kabul ettiklerini, bunu mevsûf ile aynı duruma sahip olmasıyla açıkladıklarını belirtmekte-
dir.146
Ayrıca bir başlığı verirken “Bu, nahivcilerin tasrîf ismini verdikleri konudur” şeklin-
de bir ifade kullanmaktadır.147
B. Medine Ehli ve Mekke Ehli
II/VII. asırda Medine ve Mekke’de bazı kıraat âlimleri tarafından gramere dair çalışma-
lar yürütülmüştür. Bu şehirlerde kıraat ilmi ve dil konularıyla ilgilenen âlimlerin oluşturdu-
ğu bu topluluk için el-Kitâb’da Medine ehli ve Mekke ehli, Ferrâ’nın Me‘âni’l-Kur’ân’ında
ise bunların yanında Medine nahivcileri ve Hicaz nahivcileri gibi tabirler kullanılmakta-
138
Carter, Sibawayhi, London 2004, s. 4-5.
139
Talmon, “Nahwiyyûn in Sibawayhi’s Kitâb”, Zeitschrift für Arabishe Linguistik, VIII (1982), Wiesbaden
s. 29.
140
Talmon, “Nahwiyyûn in Sibawayhi’s Kitâb”, s. 28; bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 21, 391.
141
Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 334, 389, 434; II, 11, 19, 21, 50, 364, 385, 391; III, 21, 59, 61, 418; IV, 242.
142
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 364.
143
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 50.
144
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 61.
145
Talmon, “Nahwiyyûn in Sibawayhi’s Kitâb”, s. 26.
146
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 385.
147
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 385.
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 373
dır.148
Talmon, iki kitapta bu tabirlerle ifade edilen kimselerden yapılan nakillerin birbirle-
rine oldukça yakın olduğunu ve büyük ihtimalle aynı kişilerin kastedildiğini belirtmekte-
dir.149
Ona göre biyografik eserlerde Medine’de gramerle ilgilendikleri nakledilen
Abdurrahman b. Hürmüz, Bişkest en-Nahvî (ö. 130/ 748), Ali el-Cemel ve Mekkeli İbn
Kustantîn ve İbn Muhaysın (ö. 123/ 740) gibi âlimler bu gruba dâhildir.150
Ebu’l-Esved ed-
Düelî’nin öğrencileri arasında olan Abdurrahman b. Hürmüz’ün Medîne’de yedi kıraat
imamından biri olan Nâfi‘ b. Abdurrahman’ın (ö. 169/785) da aralarında bulunduğu pek
çok kişiye kıraat dersi vermesi ve İbn Ebû İshak’ın Medine’de kıraat okuması bu şehirdeki
çalışmalarla Basra’dakilerin birbiri ile ilişki içerisinde olduğunu göstermektedir.151
Ayrıca
Ebû Amr b. ‘Alâ’nın kıraatte daha çok Hicaz ehlinin yöntemini benimsediği kaydedilmiş-
tir.152
el-Kitâb’da bu gruptan yapılan nakiller söz konusu etkileşimi yansıtmaktadır. Örneğin
Abdurrahman b. Hürmüz’ün bir kıraat tercihi nakledildikten sonra, Mekke ehlinin o
zamana kadar ayeti bu şekilde okudukları belirtilmektedir.153
Başka bir yerde ise Medine
ehlinin َ ْ ‫أ‬ َ‫א‬
َ
‫כ‬ْ ِ
ُ‫م‬
َ ْ‫أכ‬ َ ُ ً ُ َ‫ر‬ ُ cümlesindeki َ ُ zamirini fasl zamiri kabul ettikleri rivayet
edilmekte, ardından Yunus b. Habîb’ten Ebû Amr b. ‘Alâ’nın bu görüşü hatalı saydığı
nakledilmektedir. Devamında hata yaptığı belirtilen kişinin Medine ehlinden İbn Mervân
olduğu açıklanmıştır.154
Sîbeveyhi, el-Kitâb’da Medine ehli diye isimlendirdiği gruptan yedi, Mekke ehli adını
verdiği gruptan üç nakilde bulunmuştur. Medine ehlinden yapılan nakillerin dördü, Mekke
ehlinden yapılan nakillerin ise tamamı kıraatlerle doğrudan ilişkilidir.155
Örneğin bedevile-
rin ٌ ِ َ ْ ُ َ ً‫א‬ ْ َ ْ‫إن‬ dedikleri rivayet edildikten sonra, Medine ehlinin ‫'إن‬ yi tahfîf ve ismini
nasb ederek ayeti
ْ ُ َ َ‫א‬ ْ ‫أ‬ َ
‫כ‬ َ‫ر‬
ْ ُ َ
ِّ َ ُ َ ‫א‬َ َ ُ‫כ‬ ْ‫إن‬ َ‫و‬ (Hûd, 11/111) şeklinde okudukları nakledil-
miştir.156
Diğer üç naklin de kıraatlerle ilişkili olduğu görülmektedir.157
Bunlardan birisinde
güvenilir kişi158
vasıtasıyla Medine ehlinden birinin bir bedeviyi ٌ
ِ ‫א‬َ َ ٌ ْ َ‫ز‬ ْ‫إن‬ derken duydu-
ğu nakledilmiş, ardından bu kullanıma örnek olarak ْ‫إن‬
َ‫ن‬ ُ ُ َ َ َ‫ن‬َ‫א‬‫כ‬ (Sâffât, 37/167) ayeti
verilmiştir.159
Bu nakilden, Medineli kıraat âlimlerinin bedevilerden semâda bulunduğu ve
bunu kıraat tercihlerinde kullandıkları anlaşılmaktadır. Nitekim kaynaklarda Mekkeli İbn
Muhaysın’ın kıraat konusunda Arap dil ilimlerine dayanan tercihlerinin bulunduğu nakle-
148
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 140, 185, 396, III, 50, 123, 152, 520; Ferrâ, Me‛âni’l-Kur’ân, Alemu’l-kütüb, y.y.
1998, I, 358, II, 82.
149
Talmon, “An Eight-Century Grammatical School in Medina”, s. 225.
150
Talmon, “An Eight-Century Grammatical School in Medina”, s. 230–4.
151
Cezerî, Gâyetu’n-nihâye, I, 381; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 173.
152
İbnu’s-Sellâr eş-Şâfi‛î, Tabakâtu’l-kurrâi’s-seb‛, thk. Abdullah İnaye, Beyrut 2005, s. 47.
153
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 134.
154
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 397.
155
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 140, 396; III, 50, 123; IV, 196, 440, 444.
156
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 140. Bu, Nâfi‘ el-Medenî ve İbn Kesîr el-Mekkî’nin kıraatleridir. (Ahmed b.
Muhammed ed-Dimyâtî, İthâfu fudalâi’l-beşer bi’l-kırâ’ati’l-‘aşer, thk. Şaban Muhammed İsmail, Beyrut
1987, 260).
157
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 185, 396, III, 152.
158
Ebû Zeyd el-Ensârî’nin kastedilmesi muhtemeldir.
159
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 152.
374 — Ali Benli
dilmiştir.160
C. Kûfe Ehli
el-Kitâb’da ismi geçen bir diğer grup, “Kûfe ehli” veya “Kûfeliler”dir. Bu gruptan dört
nakil yapılmaktadır. Bunların birincisinde Harun b. Musa’dan rivayetle Kûfelilerin ْ َ َ ُ
َ ِ
ً‫א‬
ّ
ِ ِ ِ َ ْ ‫א‬ َ َ َ ‫أ‬
ْ ُ ‫أ‬ ٍ
َ
ِ ِّ ُ‫כ‬ ْ
ِ (Meryem 19/69) ayetini ّ
‫أي‬ kelimesinin fethasıyla okuduk-
ları belirtilmiş ve bu kıraat, güzel bir kullanım olarak değerlendirilmiştir.161
İkincisinde,
Kûfe ehlinin َ‫א‬ ُ َ‫א‬ ْ ‫إ‬ ِ ُ ْ‫أن‬
‫ى‬
َ ْ ‫א‬ َ‫א‬ ُ َ‫א‬ ْ ‫إ‬
َ
ِّ‫כ‬َ ُ َ (Bakara 2/282) ayetinde ِّ‫כ‬َ ُ َ kelimesini
merfû okuduklarını belirtilmektedir.162
Üçüncüsünde, Kûfelilerin ِ
ْ َ kalıbına sadece
ortadaki harfi kesreli olan fiiller geldiği şeklindeki görüşleri aktarılmaktadır.163
Dördüncüde
ise Kûfelilerin kıraatine göre ‫ون‬
ُ
‫כ‬َ َ َ yerine َ‫ون‬
ُ
‫כ‬ şeklinde okumanın câiz olduğu bildiril-
mektedir.164
Bu nakillerin üçünün kıraatlerle ilgili olması, bu kimselerle kastedilenlerin Kûfeli kıraat
âlimleri olduğunu intibahını uyandırmaktadır. Söz konusu örnekler, Halil b. Ahmed’in
öğrencisi ve Sîbeveyhi’nin çağdaşı olan Kisâî ile başlatılan Kûfe gramer ekolünün özellikle-
rini yansıtacak yeterlilikte değildirler. el-Kitâb’da farklı gramer ekollerinin varlığına dair
güçlü bir işaretin bulunmaması, ilk dil çalışmalarının bütüncül yapısını ve gramer konu-
sundaki ekolleşmenin tam anlamıyla III/IX. asırda gerçekleştiği şeklindeki iddiayı destek-
lemektedir.165
Ayrıca Kûfe gramer ekolüne yapılan göndermelerin en önemli özelliklerin-
den birinin, bu ekole mensup dilcilerin Sîbeveyhi karşıtı tavırları olduğu tespit edilmiştir.166
Kees Versteegh, Kûfe’deki tefsir ve kıraat çalışmalarının, buradaki dilbilim geleneğinin
temelini oluşturduğunu iddia etmektedir. Ona göre Kûfeli dilciler tarafından kullanılan
terminoloji, Mukâtil b. Süleyman (ö. 150/768) gibi bazı müfessirler tarafından geliştirilmiş
ve kullanılmıştır. Biyografi eserlerinde Mukâtil b. Süleyman’ın Kûfe’de kaldığına dair
herhangi bir bilgi bulunmadığını bildiren Versteegh, söz konusu benzerliğin Mukâtil b.
Süleyman’ın, İbn Mes‘ûd’un etkisini taşıyan Kûfeli kıraat âlimleriyle ilişkisinden kaynak-
landığını savunmaktadır.167
Sonuç
Sîbeveyhi, yazıldığı dönemde bin varak olan bu hacimli eserinde başta hocaları olmak
üzere kendisinden önceki dil âlimlerinden pek çok nakilde bulunmaktadır. Bu özelliği ile
el-Kitâb dil ilimlerinin teşekkül dönemine dair çalışmaların temel kaynaklarından birisi
160
İbnu’l-Cezerî, Gâyetu’n-nihâye, II, 297.
161
Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 399.
162
Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 53; Bu kıraatin sadece Kûfelilerden Hamza ez-Zeyyât’a ait olduğu bildirilmek-
tedir. (Ebû Hayyân Esîruddîn el-Endelusî Tefsîru’l-bahri’l-muhît, II, y.y. 1983, 338).
163
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 409.
164
Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 444.
165
Jonathan Owens, “Models For Interpreting The Development Of Medieval Arabic Grammatical
Theory”, Journal of the American Oriental Society, 111/2 (April-June 1991), 225.
166
Monique Bernards, Changing Traditions Al-Mubarrad’s Refutation of Sībawayh the Subsequent Reception
of the Kitāb, Brill, Leiden 1997, s. 17.
167
Kees Versteegh, “Grammar and Exegesis –The Origins of Kufan Grammar and The Tafsīr Muqātil-”,
235-239.
Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 375
olmalıdır. Bu dönemin dil âlimleri hakkında biyografi eserlerindeki malûmât, bazı çelişkiler
içerse dahi dil ilimlerinin teşekkülü konusunda genel bir tarihî çerçeve vermektedir. el-
Kitâb’da söz konusu tarihî çerçevenin yansımalarını görmek mümkündür. Dolayısıyla el-
Kitâb, bize biyografik bilgiler üzerine inşa edilen tasvirin sıhhatini tespit imkânı sağlamak-
tadır.
Sonraki dönemlerde pek çok dala ayrılacak olan dil ilimleri teşekkül safhasında bütün-
cül bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Arap gramerinin kurucusu kabul edilen âlimler
aynı zamanda Arap yazısının gelişmesine ve fasih dil malzemesinin derlenmesine katkıda
bulunmuşlardır. el-Kitâb’ın temelde sarf, nahiv ve ses konularını kapsayan ancak belâgat
vb. ilimlerin bazı meselelerine de yer veren muhtevâsı da dil ilimlerinin bu yapısını yansıt-
maktadır.
Müslümanlar yaklaşık bir asırlık bir süre içerisinde orijinal bir dilbilim geleneği tesis
ederek bu alanda yüksek bir seviyeye ulaşmışlardır. Bu, İslâmî ilimlerin teşekkül dönemi
olan hicrî ilk iki asırda gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Arap dili çalışmalarının doğuşu ve el-
Kitâb’ın telifine kadarki gelişimi ve bu eser hakkındaki çalışmalar söz konusu dönemin
farklı bir açıdan aydınlatılmasına katkı sağlayacaktır.

Mais conteúdo relacionado

Semelhante a Sibeveyhi_nin_el_Kitab_i_Cercevesinde_Ar 2020-09-30 13_26_58.pdf

Şifa-i Şerif Dersi, 20 Mart 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 20 Mart 2016Şifa-i Şerif Dersi, 20 Mart 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 20 Mart 2016sifadersleri
 
Şifa-i Şerif Dersi, 14 Şubat 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 14 Şubat 2016Şifa-i Şerif Dersi, 14 Şubat 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 14 Şubat 2016sifadersleri
 
Arap Iiri Ansiklopedisi Program (El- Mevs Atu - I Riyye)
Arap  Iiri Ansiklopedisi Program  (El- Mevs  Atu  - I Riyye)Arap  Iiri Ansiklopedisi Program  (El- Mevs  Atu  - I Riyye)
Arap Iiri Ansiklopedisi Program (El- Mevs Atu - I Riyye)Brooke Heidt
 
Hadis edebiyatı
Hadis edebiyatıHadis edebiyatı
Hadis edebiyatı7veren
 
Şifa-i Şerif - 64.Ders - Allah’ın Sevgilisi ve Dostu - 18.Aralık.2016
Şifa-i Şerif - 64.Ders - Allah’ın Sevgilisi ve Dostu - 18.Aralık.2016Şifa-i Şerif - 64.Ders - Allah’ın Sevgilisi ve Dostu - 18.Aralık.2016
Şifa-i Şerif - 64.Ders - Allah’ın Sevgilisi ve Dostu - 18.Aralık.2016sifadersleri
 
Şifa-i Şerif Dersi, 30 Ekim 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 30 Ekim 2016Şifa-i Şerif Dersi, 30 Ekim 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 30 Ekim 2016sifadersleri
 
Şifa-i Şerif Dersi, 25 Eylül 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 25 Eylül 2016Şifa-i Şerif Dersi, 25 Eylül 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 25 Eylül 2016sifadersleri
 
Rûm Sûresi Çerçevesinde Beytülmakdis’in Fethinin Müjdelenmesi -İbn Berrecân’ı...
Rûm Sûresi Çerçevesinde Beytülmakdis’in Fethinin Müjdelenmesi -İbn Berrecân’ı...Rûm Sûresi Çerçevesinde Beytülmakdis’in Fethinin Müjdelenmesi -İbn Berrecân’ı...
Rûm Sûresi Çerçevesinde Beytülmakdis’in Fethinin Müjdelenmesi -İbn Berrecân’ı...islamicjerusalem
 
Tasavvufun Tarifi ve Kaynağı
Tasavvufun Tarifi ve KaynağıTasavvufun Tarifi ve Kaynağı
Tasavvufun Tarifi ve KaynağıRecep Çarpar
 
Şifa-i Şerif - 75.Ders - Yaratan’ın ve Yaratılanların Sıfatları - 12.Mart.2017
Şifa-i Şerif - 75.Ders - Yaratan’ın ve Yaratılanların Sıfatları - 12.Mart.2017Şifa-i Şerif - 75.Ders - Yaratan’ın ve Yaratılanların Sıfatları - 12.Mart.2017
Şifa-i Şerif - 75.Ders - Yaratan’ın ve Yaratılanların Sıfatları - 12.Mart.2017sifadersleri
 
Şifa-i Şerif - 68.Ders - 10. Fasıl: Resûl-i Ekrem’in Şefâat ve Makãm-ı Ma...
Şifa-i Şerif - 68.Ders - 10. Fasıl: Resûl-i Ekrem’in Şefâat ve Makãm-ı Ma...Şifa-i Şerif - 68.Ders - 10. Fasıl: Resûl-i Ekrem’in Şefâat ve Makãm-ı Ma...
Şifa-i Şerif - 68.Ders - 10. Fasıl: Resûl-i Ekrem’in Şefâat ve Makãm-ı Ma...sifadersleri
 
Şifa-i Şerif Dersi, 2 Ekim 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 2 Ekim 2016Şifa-i Şerif Dersi, 2 Ekim 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 2 Ekim 2016sifadersleri
 
Şifa-i Şerif Dersi, 4 Eylül 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 4 Eylül 2016Şifa-i Şerif Dersi, 4 Eylül 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 4 Eylül 2016sifadersleri
 
Şifa-i Şerif - 69.Ders - 12. Fasıl: Peygamber Efendimiz’in Diğer Peygamberler...
Şifa-i Şerif - 69.Ders - 12. Fasıl: Peygamber Efendimiz’in Diğer Peygamberler...Şifa-i Şerif - 69.Ders - 12. Fasıl: Peygamber Efendimiz’in Diğer Peygamberler...
Şifa-i Şerif - 69.Ders - 12. Fasıl: Peygamber Efendimiz’in Diğer Peygamberler...sifadersleri
 
Şifa-i Şerif Dersi, 22 Mayıs 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 22 Mayıs 2016Şifa-i Şerif Dersi, 22 Mayıs 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 22 Mayıs 2016sifadersleri
 
Şifa-i Şerif Dersi, 26 Nisan 2015
Şifa-i Şerif Dersi, 26 Nisan 2015Şifa-i Şerif Dersi, 26 Nisan 2015
Şifa-i Şerif Dersi, 26 Nisan 2015sifadersleri
 
Şifa-i Şerif Dersi, 6 Mart 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 6 Mart 2016Şifa-i Şerif Dersi, 6 Mart 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 6 Mart 2016sifadersleri
 
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

Semelhante a Sibeveyhi_nin_el_Kitab_i_Cercevesinde_Ar 2020-09-30 13_26_58.pdf (20)

Şifa-i Şerif Dersi, 20 Mart 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 20 Mart 2016Şifa-i Şerif Dersi, 20 Mart 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 20 Mart 2016
 
Şifa-i Şerif Dersi, 14 Şubat 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 14 Şubat 2016Şifa-i Şerif Dersi, 14 Şubat 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 14 Şubat 2016
 
Ahmed Yesevi
Ahmed YeseviAhmed Yesevi
Ahmed Yesevi
 
Arap Iiri Ansiklopedisi Program (El- Mevs Atu - I Riyye)
Arap  Iiri Ansiklopedisi Program  (El- Mevs  Atu  - I Riyye)Arap  Iiri Ansiklopedisi Program  (El- Mevs  Atu  - I Riyye)
Arap Iiri Ansiklopedisi Program (El- Mevs Atu - I Riyye)
 
Hadis edebiyatı
Hadis edebiyatıHadis edebiyatı
Hadis edebiyatı
 
Şifa-i Şerif - 64.Ders - Allah’ın Sevgilisi ve Dostu - 18.Aralık.2016
Şifa-i Şerif - 64.Ders - Allah’ın Sevgilisi ve Dostu - 18.Aralık.2016Şifa-i Şerif - 64.Ders - Allah’ın Sevgilisi ve Dostu - 18.Aralık.2016
Şifa-i Şerif - 64.Ders - Allah’ın Sevgilisi ve Dostu - 18.Aralık.2016
 
Şifa-i Şerif Dersi, 30 Ekim 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 30 Ekim 2016Şifa-i Şerif Dersi, 30 Ekim 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 30 Ekim 2016
 
Şifa-i Şerif Dersi, 25 Eylül 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 25 Eylül 2016Şifa-i Şerif Dersi, 25 Eylül 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 25 Eylül 2016
 
Rûm Sûresi Çerçevesinde Beytülmakdis’in Fethinin Müjdelenmesi -İbn Berrecân’ı...
Rûm Sûresi Çerçevesinde Beytülmakdis’in Fethinin Müjdelenmesi -İbn Berrecân’ı...Rûm Sûresi Çerçevesinde Beytülmakdis’in Fethinin Müjdelenmesi -İbn Berrecân’ı...
Rûm Sûresi Çerçevesinde Beytülmakdis’in Fethinin Müjdelenmesi -İbn Berrecân’ı...
 
Tasavvufun Tarifi ve Kaynağı
Tasavvufun Tarifi ve KaynağıTasavvufun Tarifi ve Kaynağı
Tasavvufun Tarifi ve Kaynağı
 
Şifa-i Şerif - 75.Ders - Yaratan’ın ve Yaratılanların Sıfatları - 12.Mart.2017
Şifa-i Şerif - 75.Ders - Yaratan’ın ve Yaratılanların Sıfatları - 12.Mart.2017Şifa-i Şerif - 75.Ders - Yaratan’ın ve Yaratılanların Sıfatları - 12.Mart.2017
Şifa-i Şerif - 75.Ders - Yaratan’ın ve Yaratılanların Sıfatları - 12.Mart.2017
 
Şifa-i Şerif - 68.Ders - 10. Fasıl: Resûl-i Ekrem’in Şefâat ve Makãm-ı Ma...
Şifa-i Şerif - 68.Ders - 10. Fasıl: Resûl-i Ekrem’in Şefâat ve Makãm-ı Ma...Şifa-i Şerif - 68.Ders - 10. Fasıl: Resûl-i Ekrem’in Şefâat ve Makãm-ı Ma...
Şifa-i Şerif - 68.Ders - 10. Fasıl: Resûl-i Ekrem’in Şefâat ve Makãm-ı Ma...
 
Şifa-i Şerif Dersi, 2 Ekim 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 2 Ekim 2016Şifa-i Şerif Dersi, 2 Ekim 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 2 Ekim 2016
 
Buyruk
Buyruk Buyruk
Buyruk
 
Şifa-i Şerif Dersi, 4 Eylül 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 4 Eylül 2016Şifa-i Şerif Dersi, 4 Eylül 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 4 Eylül 2016
 
Şifa-i Şerif - 69.Ders - 12. Fasıl: Peygamber Efendimiz’in Diğer Peygamberler...
Şifa-i Şerif - 69.Ders - 12. Fasıl: Peygamber Efendimiz’in Diğer Peygamberler...Şifa-i Şerif - 69.Ders - 12. Fasıl: Peygamber Efendimiz’in Diğer Peygamberler...
Şifa-i Şerif - 69.Ders - 12. Fasıl: Peygamber Efendimiz’in Diğer Peygamberler...
 
Şifa-i Şerif Dersi, 22 Mayıs 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 22 Mayıs 2016Şifa-i Şerif Dersi, 22 Mayıs 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 22 Mayıs 2016
 
Şifa-i Şerif Dersi, 26 Nisan 2015
Şifa-i Şerif Dersi, 26 Nisan 2015Şifa-i Şerif Dersi, 26 Nisan 2015
Şifa-i Şerif Dersi, 26 Nisan 2015
 
Şifa-i Şerif Dersi, 6 Mart 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 6 Mart 2016Şifa-i Şerif Dersi, 6 Mart 2016
Şifa-i Şerif Dersi, 6 Mart 2016
 
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
 

Mais de 1Hmmtks

OSMANLI TOPLUMUNDA KURan KÜLTÜRÜ ve TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdf
OSMANLI TOPLUMUNDA  KURan KÜLTÜRÜ  ve  TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdfOSMANLI TOPLUMUNDA  KURan KÜLTÜRÜ  ve  TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdf
OSMANLI TOPLUMUNDA KURan KÜLTÜRÜ ve TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdf1Hmmtks
 
Halil_B_Ahmed_el_Ferahidi_Ilmi_Hayati_Es 2020-08-18 14_37_31.pdf
Halil_B_Ahmed_el_Ferahidi_Ilmi_Hayati_Es 2020-08-18 14_37_31.pdfHalil_B_Ahmed_el_Ferahidi_Ilmi_Hayati_Es 2020-08-18 14_37_31.pdf
Halil_B_Ahmed_el_Ferahidi_Ilmi_Hayati_Es 2020-08-18 14_37_31.pdf1Hmmtks
 
Kur’ân-ı Kerim’de İsm-i Fâil’in İfade.pdf
Kur’ân-ı Kerim’de İsm-i Fâil’in İfade.pdfKur’ân-ı Kerim’de İsm-i Fâil’in İfade.pdf
Kur’ân-ı Kerim’de İsm-i Fâil’in İfade.pdf1Hmmtks
 
The_Criticism_of_Some_Evaluation_and_Ass 2020-08-18 14_37_21.pdf
The_Criticism_of_Some_Evaluation_and_Ass 2020-08-18 14_37_21.pdfThe_Criticism_of_Some_Evaluation_and_Ass 2020-08-18 14_37_21.pdf
The_Criticism_of_Some_Evaluation_and_Ass 2020-08-18 14_37_21.pdf1Hmmtks
 
Darulfunun_Ilahiyat_Cilt_Volume_30_Fuat 2020-08-18 14_37_35.pdf
Darulfunun_Ilahiyat_Cilt_Volume_30_Fuat 2020-08-18 14_37_35.pdfDarulfunun_Ilahiyat_Cilt_Volume_30_Fuat 2020-08-18 14_37_35.pdf
Darulfunun_Ilahiyat_Cilt_Volume_30_Fuat 2020-08-18 14_37_35.pdf1Hmmtks
 
Marife_2018_1_Tesehhutte_Sehadet_Parmagi 2020-08-18 14_37_28.pdf
Marife_2018_1_Tesehhutte_Sehadet_Parmagi 2020-08-18 14_37_28.pdfMarife_2018_1_Tesehhutte_Sehadet_Parmagi 2020-08-18 14_37_28.pdf
Marife_2018_1_Tesehhutte_Sehadet_Parmagi 2020-08-18 14_37_28.pdf1Hmmtks
 
Values_Education_in_Ottoman_Empire_in_Th 2020-09-30 13_26_54.pdf
Values_Education_in_Ottoman_Empire_in_Th 2020-09-30 13_26_54.pdfValues_Education_in_Ottoman_Empire_in_Th 2020-09-30 13_26_54.pdf
Values_Education_in_Ottoman_Empire_in_Th 2020-09-30 13_26_54.pdf1Hmmtks
 
The_Origin_of_Cities_Analysis_of_Words_i 2020-08-18 14_37_48.pdf
The_Origin_of_Cities_Analysis_of_Words_i 2020-08-18 14_37_48.pdfThe_Origin_of_Cities_Analysis_of_Words_i 2020-08-18 14_37_48.pdf
The_Origin_of_Cities_Analysis_of_Words_i 2020-08-18 14_37_48.pdf1Hmmtks
 
NAHIV_ILMINDE_AMEL_SARTI_OLARAK_IHTISAS 2020-08-18 14_37_23.pdf
NAHIV_ILMINDE_AMEL_SARTI_OLARAK_IHTISAS 2020-08-18 14_37_23.pdfNAHIV_ILMINDE_AMEL_SARTI_OLARAK_IHTISAS 2020-08-18 14_37_23.pdf
NAHIV_ILMINDE_AMEL_SARTI_OLARAK_IHTISAS 2020-08-18 14_37_23.pdf1Hmmtks
 
Kemalpasazadeye_Gore_Musakele_Sanati_Pro 2020-08-18 14_37_18.pdf
Kemalpasazadeye_Gore_Musakele_Sanati_Pro 2020-08-18 14_37_18.pdfKemalpasazadeye_Gore_Musakele_Sanati_Pro 2020-08-18 14_37_18.pdf
Kemalpasazadeye_Gore_Musakele_Sanati_Pro 2020-08-18 14_37_18.pdf1Hmmtks
 
CUKUROVA_UNIVERSITESI 2020-08-18 14_37_21.pdf
CUKUROVA_UNIVERSITESI 2020-08-18 14_37_21.pdfCUKUROVA_UNIVERSITESI 2020-08-18 14_37_21.pdf
CUKUROVA_UNIVERSITESI 2020-08-18 14_37_21.pdf1Hmmtks
 
Eski_Anadolu_Turkcesi_Kuran_Tercumelerin 2020-08-18 14_37_33.pdf
Eski_Anadolu_Turkcesi_Kuran_Tercumelerin 2020-08-18 14_37_33.pdfEski_Anadolu_Turkcesi_Kuran_Tercumelerin 2020-08-18 14_37_33.pdf
Eski_Anadolu_Turkcesi_Kuran_Tercumelerin 2020-08-18 14_37_33.pdf1Hmmtks
 
39_marife39_pdf 2020-08-18 14_37_31.pdf
39_marife39_pdf 2020-08-18 14_37_31.pdf39_marife39_pdf 2020-08-18 14_37_31.pdf
39_marife39_pdf 2020-08-18 14_37_31.pdf1Hmmtks
 
Insanin_Bos_Ozu_Hadis_Literaturunde_ve_K 2020-08-18 14_37_19.pdf
Insanin_Bos_Ozu_Hadis_Literaturunde_ve_K 2020-08-18 14_37_19.pdfInsanin_Bos_Ozu_Hadis_Literaturunde_ve_K 2020-08-18 14_37_19.pdf
Insanin_Bos_Ozu_Hadis_Literaturunde_ve_K 2020-08-18 14_37_19.pdf1Hmmtks
 
Ahmed_Feyzi_Coruminin_el_Muntehab_min_Te 2020-08-18 14_37_47.pdf
Ahmed_Feyzi_Coruminin_el_Muntehab_min_Te 2020-08-18 14_37_47.pdfAhmed_Feyzi_Coruminin_el_Muntehab_min_Te 2020-08-18 14_37_47.pdf
Ahmed_Feyzi_Coruminin_el_Muntehab_min_Te 2020-08-18 14_37_47.pdf1Hmmtks
 
Bir Kur’an Üslubu Olarak Şarta Bağlanan Hüküm Üzerinden İmkânsızlığın İfade ...
Bir Kur’an Üslubu Olarak Şarta Bağlanan  Hüküm Üzerinden İmkânsızlığın İfade ...Bir Kur’an Üslubu Olarak Şarta Bağlanan  Hüküm Üzerinden İmkânsızlığın İfade ...
Bir Kur’an Üslubu Olarak Şarta Bağlanan Hüküm Üzerinden İmkânsızlığın İfade ...1Hmmtks
 
Cemâlüddîn Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Saydu’l-Hâtır.pdf
Cemâlüddîn Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Saydu’l-Hâtır.pdfCemâlüddîn Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Saydu’l-Hâtır.pdf
Cemâlüddîn Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Saydu’l-Hâtır.pdf1Hmmtks
 
pragmaticsimplicature2-120417232642-phpapp01.pdf
pragmaticsimplicature2-120417232642-phpapp01.pdfpragmaticsimplicature2-120417232642-phpapp01.pdf
pragmaticsimplicature2-120417232642-phpapp01.pdf1Hmmtks
 
lecture3-161104084724.pdf
lecture3-161104084724.pdflecture3-161104084724.pdf
lecture3-161104084724.pdf1Hmmtks
 
Üslup ve tercüme.pdf
Üslup ve tercüme.pdfÜslup ve tercüme.pdf
Üslup ve tercüme.pdf1Hmmtks
 

Mais de 1Hmmtks (20)

OSMANLI TOPLUMUNDA KURan KÜLTÜRÜ ve TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdf
OSMANLI TOPLUMUNDA  KURan KÜLTÜRÜ  ve  TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdfOSMANLI TOPLUMUNDA  KURan KÜLTÜRÜ  ve  TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdf
OSMANLI TOPLUMUNDA KURan KÜLTÜRÜ ve TEFSiR ÇALIŞMALAR.pdf
 
Halil_B_Ahmed_el_Ferahidi_Ilmi_Hayati_Es 2020-08-18 14_37_31.pdf
Halil_B_Ahmed_el_Ferahidi_Ilmi_Hayati_Es 2020-08-18 14_37_31.pdfHalil_B_Ahmed_el_Ferahidi_Ilmi_Hayati_Es 2020-08-18 14_37_31.pdf
Halil_B_Ahmed_el_Ferahidi_Ilmi_Hayati_Es 2020-08-18 14_37_31.pdf
 
Kur’ân-ı Kerim’de İsm-i Fâil’in İfade.pdf
Kur’ân-ı Kerim’de İsm-i Fâil’in İfade.pdfKur’ân-ı Kerim’de İsm-i Fâil’in İfade.pdf
Kur’ân-ı Kerim’de İsm-i Fâil’in İfade.pdf
 
The_Criticism_of_Some_Evaluation_and_Ass 2020-08-18 14_37_21.pdf
The_Criticism_of_Some_Evaluation_and_Ass 2020-08-18 14_37_21.pdfThe_Criticism_of_Some_Evaluation_and_Ass 2020-08-18 14_37_21.pdf
The_Criticism_of_Some_Evaluation_and_Ass 2020-08-18 14_37_21.pdf
 
Darulfunun_Ilahiyat_Cilt_Volume_30_Fuat 2020-08-18 14_37_35.pdf
Darulfunun_Ilahiyat_Cilt_Volume_30_Fuat 2020-08-18 14_37_35.pdfDarulfunun_Ilahiyat_Cilt_Volume_30_Fuat 2020-08-18 14_37_35.pdf
Darulfunun_Ilahiyat_Cilt_Volume_30_Fuat 2020-08-18 14_37_35.pdf
 
Marife_2018_1_Tesehhutte_Sehadet_Parmagi 2020-08-18 14_37_28.pdf
Marife_2018_1_Tesehhutte_Sehadet_Parmagi 2020-08-18 14_37_28.pdfMarife_2018_1_Tesehhutte_Sehadet_Parmagi 2020-08-18 14_37_28.pdf
Marife_2018_1_Tesehhutte_Sehadet_Parmagi 2020-08-18 14_37_28.pdf
 
Values_Education_in_Ottoman_Empire_in_Th 2020-09-30 13_26_54.pdf
Values_Education_in_Ottoman_Empire_in_Th 2020-09-30 13_26_54.pdfValues_Education_in_Ottoman_Empire_in_Th 2020-09-30 13_26_54.pdf
Values_Education_in_Ottoman_Empire_in_Th 2020-09-30 13_26_54.pdf
 
The_Origin_of_Cities_Analysis_of_Words_i 2020-08-18 14_37_48.pdf
The_Origin_of_Cities_Analysis_of_Words_i 2020-08-18 14_37_48.pdfThe_Origin_of_Cities_Analysis_of_Words_i 2020-08-18 14_37_48.pdf
The_Origin_of_Cities_Analysis_of_Words_i 2020-08-18 14_37_48.pdf
 
NAHIV_ILMINDE_AMEL_SARTI_OLARAK_IHTISAS 2020-08-18 14_37_23.pdf
NAHIV_ILMINDE_AMEL_SARTI_OLARAK_IHTISAS 2020-08-18 14_37_23.pdfNAHIV_ILMINDE_AMEL_SARTI_OLARAK_IHTISAS 2020-08-18 14_37_23.pdf
NAHIV_ILMINDE_AMEL_SARTI_OLARAK_IHTISAS 2020-08-18 14_37_23.pdf
 
Kemalpasazadeye_Gore_Musakele_Sanati_Pro 2020-08-18 14_37_18.pdf
Kemalpasazadeye_Gore_Musakele_Sanati_Pro 2020-08-18 14_37_18.pdfKemalpasazadeye_Gore_Musakele_Sanati_Pro 2020-08-18 14_37_18.pdf
Kemalpasazadeye_Gore_Musakele_Sanati_Pro 2020-08-18 14_37_18.pdf
 
CUKUROVA_UNIVERSITESI 2020-08-18 14_37_21.pdf
CUKUROVA_UNIVERSITESI 2020-08-18 14_37_21.pdfCUKUROVA_UNIVERSITESI 2020-08-18 14_37_21.pdf
CUKUROVA_UNIVERSITESI 2020-08-18 14_37_21.pdf
 
Eski_Anadolu_Turkcesi_Kuran_Tercumelerin 2020-08-18 14_37_33.pdf
Eski_Anadolu_Turkcesi_Kuran_Tercumelerin 2020-08-18 14_37_33.pdfEski_Anadolu_Turkcesi_Kuran_Tercumelerin 2020-08-18 14_37_33.pdf
Eski_Anadolu_Turkcesi_Kuran_Tercumelerin 2020-08-18 14_37_33.pdf
 
39_marife39_pdf 2020-08-18 14_37_31.pdf
39_marife39_pdf 2020-08-18 14_37_31.pdf39_marife39_pdf 2020-08-18 14_37_31.pdf
39_marife39_pdf 2020-08-18 14_37_31.pdf
 
Insanin_Bos_Ozu_Hadis_Literaturunde_ve_K 2020-08-18 14_37_19.pdf
Insanin_Bos_Ozu_Hadis_Literaturunde_ve_K 2020-08-18 14_37_19.pdfInsanin_Bos_Ozu_Hadis_Literaturunde_ve_K 2020-08-18 14_37_19.pdf
Insanin_Bos_Ozu_Hadis_Literaturunde_ve_K 2020-08-18 14_37_19.pdf
 
Ahmed_Feyzi_Coruminin_el_Muntehab_min_Te 2020-08-18 14_37_47.pdf
Ahmed_Feyzi_Coruminin_el_Muntehab_min_Te 2020-08-18 14_37_47.pdfAhmed_Feyzi_Coruminin_el_Muntehab_min_Te 2020-08-18 14_37_47.pdf
Ahmed_Feyzi_Coruminin_el_Muntehab_min_Te 2020-08-18 14_37_47.pdf
 
Bir Kur’an Üslubu Olarak Şarta Bağlanan Hüküm Üzerinden İmkânsızlığın İfade ...
Bir Kur’an Üslubu Olarak Şarta Bağlanan  Hüküm Üzerinden İmkânsızlığın İfade ...Bir Kur’an Üslubu Olarak Şarta Bağlanan  Hüküm Üzerinden İmkânsızlığın İfade ...
Bir Kur’an Üslubu Olarak Şarta Bağlanan Hüküm Üzerinden İmkânsızlığın İfade ...
 
Cemâlüddîn Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Saydu’l-Hâtır.pdf
Cemâlüddîn Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Saydu’l-Hâtır.pdfCemâlüddîn Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Saydu’l-Hâtır.pdf
Cemâlüddîn Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî Saydu’l-Hâtır.pdf
 
pragmaticsimplicature2-120417232642-phpapp01.pdf
pragmaticsimplicature2-120417232642-phpapp01.pdfpragmaticsimplicature2-120417232642-phpapp01.pdf
pragmaticsimplicature2-120417232642-phpapp01.pdf
 
lecture3-161104084724.pdf
lecture3-161104084724.pdflecture3-161104084724.pdf
lecture3-161104084724.pdf
 
Üslup ve tercüme.pdf
Üslup ve tercüme.pdfÜslup ve tercüme.pdf
Üslup ve tercüme.pdf
 

Sibeveyhi_nin_el_Kitab_i_Cercevesinde_Ar 2020-09-30 13_26_58.pdf

  • 1. M.Ü. İLÂHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARI Nu: 226 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ GENÇ AKADEMİSYENLER İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUM 1-2 MAYIS İSTANBUL Editör Yrd. Doç. Dr. Sami ERDEM İstanbul 2009
  • 2. M.Ü. İLÂHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARI Nu: 226 ISBN 978-975-548-232-3 Sertifika No: 0107-34-007230 Kitabın Adı Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Editör Yrd. Doç. Dr. Sami Erdem Sempozyum Düzenleme Kurulu Prof. Dr. İlyas Çelebi (Başkan) Yrd. Doç. Dr. Sami Erdem (Koordinatör) Yrd. Doç. Dr. Gülgûn Uyar (Koordinatör Yrd.) Yrd. Doç. Dr. Aziz Doğanay (Teknik Hazırlık) Ar. Gör. Ali Ayten (İletişim) Dizgi-Mizanpaj Dr. Muhammed Abay Kapak Tasarım Yrd. Doç. Dr. Aziz Doğanay Baskı/Cilt Yazın Basın Yayın Matbaa Turizm Tic. Ltd. Şti. Sertifika No: 12028 1. Basım Mayıs 2009 - İSTANBUL Bu eserin bütün hakları İFAV’a aittir. Yayınevinin izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. İsteme Adresi M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Vakfı Yayınları Mahir İz Cad. No: 2 Bağlarbaşı 34662 Üsküdar İSTANBUL Tel: 0216 651 15 06 Faks: 0216 651 00 61 bilgi@ilahiyatvakfi.com ● http://www.ilahiyatvakfi.com
  • 3. Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ı Çerçevesinde Arap Dilbiliminin Başlangıç Safhası Ali Benli Bir dilin bilimsel incelemeye konu edilmesi, o dilin çeşitli yapısal özelliklerinin kurallar halinde belirlenmesi yani sürekli değişim halinde olan dil gibi bir olgunun muayyen bir zaman ve mekân dâhilinde sınırlarının çizilmesi anlamına gelmektedir. Tarihte bu tür çabaların başlaması çoğunlukla kutsal metinlerin veya yüksek edebî ürünlerin korunması yani doğru bir şekilde gelecek nesillere intikalinin sağlanması amacı ile gerçekleşmiştir. Arap diline dair çalışmalar da Kur’ân-ı Kerîm’in hatalı okuyuşlardan korunmasını sağla- mak amacı ile başlamıştır. Fetihler ile Yarımada’dan çıkarak farklı kavimlerle karışan Arapların dillerinde bozulmalar meydana gelmiş, bu bozulmalar Kur’an kıraatlerine de yansımıştır. Bu tür hataları önlemek için dil konuları ile ilgilenen âlimler, mushafa irâb ve i‘câm noktalarını koymuşlar, yazının hataya mahal vermeyecek şekilde geliştirilmesi ve gramer kurallarının tespiti yönünde çalışmalara girişmişlerdir. Basra valisi Ziyad b. Ebîh’in emriyle mushafa irab noktalarını koyan Ebu’l-Esved ed- Düelî (ö. 69/688) tarafından I. asrın ortalarında Basra’da başlatılan dil çalışmaları II. asrın ortalarında meyvelerini vermeye başlamış ve dil ilimlerine dair kitaplar telif edilmiştir. Ancak bu dönemde yazılan eserler günümüze ulaşmamıştır. Geniş anlamıyla dil ilimlerine dair elimize ulaşan ilk eser, Amr b. Osman Sîbeveyhi’nin (ö. 180/796) el-Kitâb’ıdır. Bin varaklık oldukça hacimli bir eser olan el-Kitâb, bir daha ulaşılamayacak bir zirve olarak görülmüş ve kendisinden sonraki dil çalışmalarının seyrini büyük oranda etkilemiştir. 175- 180/791-796 tarihleri arasında telif edilmiş olan el-Kitâb, Ebu’l-Esved ed-Düelî ve öğrenci- leri ile başlayıp Sîbeveyhi’ye kadar devam eden üç veya dört nesillik dil çalışmalarının muhassalası mâhiyetindedir. 1. Ebu’l-Esved ed-Düelî ve Öğrencileri Arap diline dair ilk çalışmaların Kur’ân’ın yazımı ve kıraati etrafında şekillendiği gö- rülmektedir. Ebu’l-Esved’in mushafa i‘râb işaretlerini koyması dil ilimlerinin gelişiminde önemli bir dönüm noktasıdır. Ebu’l-Esved’in öğrencileri1 mushafa i‘câm noktalarını koya- rak bu faaliyeti devam ettirmişlerdir. Hz. Ali ile başlayan ve Ebu’l-Esved’in talebeleri ile devam eden bu zincirin halkalarında öğrencilerin pek çoğunun hocalarına Kur’an’ı arz 1 İbnu’l-Kıftî, Ebu’l-Esved’in talebelerini şöyle sıralamaktadır: Anbese b. Ma‛dân, Meymûn el-Akran, Atâ b. Ebu’l-Esved, Ebû Nevfel b. Ebû Akreb, Yahya b. Ya‘mer, Katâde b. Di‛âme es-Sedûsî, Abdurrahman b. Hürmüz, Nasr b. Âsım. (İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât ‘alâ enbâ’i’r-ruvât, thk. Muham- med Ebu’l-Fadl İbrahim, Kahire 1952, II, 382).
  • 4. 360 — Ali Benli ettiği şeklindeki rivayetler de bu hususu desteklemektedir.2 el-Kitâb’da Ebu’l-Esved ve öğrencilerinden yapılan az sayıdaki nakil de dönemin bu özelliğini yansıtmaktadır. Ebu’l- Esved ed-Düelî’nin öğrencileri arasında yer alan Abdurrahman b. Hürmüz’ün (ö. 117/735) bir kıraat alimi olarak öne çıkmış olduğu vurgulanmakta,3 buna paralel olarak el-Kitâb’da kendisinden yapılan üç naklin tamamı da kıraat tercihleriyle ilgili bulunmaktadır.4 Örneğin Sîbeveyhi’nin hocası kıraat âlimi Hârun b. Musâ el-A‛ver vasıtasıyla bir rivayet Abdurrahman b. Hürmüz’ün ‫אء‬ ‫א‬ ‫ر‬ َ (Kasas 28/23) âyetindeki ‫ص‬ harfini bu harfle ‫ز‬ arasında bir sesle telaffuz ettiği şeklindedir. Ayrıca Mekke ehlinin bu kıraati benimsedikleri ifade edilmiştir.5 Ebu’l-Esved ve öğrencileri döneminde dile dair bir telifte bulunulduğu konusunda kay- naklarda herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Söz konusu dönemdeki çalışmalarda şifâhî nakil ve öğretimin hâkim olduğu ve talebelerinin Ebu’l-Esved’den aldıkları malzemeyi daha da zenginleştirerek yaymış ve gelecek nesillere aktarmış oldukları anlaşılmaktadır.6 Ebu’l- Esved ve öğrencilerinin yürüttüğü çalışmaların yanısıra sahâbe ve tâbiûndan Abdullah b. Abbâs (ö. 68/687), Katâde b. Di‘âme (ö. 117/735) ve Mukâtil b. Süleyman (ö. 150/768) gibi âlimler kıraat ve Kur’ân tefsiri bağlamında bir takım dil meselelerine eğilmişlerdir.7 Kaynaklarda Ebu’l-Esved’in bazı öğrencilerinin diğerlerine göre öne çıktıkları ve hoca- larının vefatından sonra ilim halkasının başına geçtikleri rivayet edilmiştir.8 Bu, dil çalış- malarının temellerinin atıldığı Ebu’l-Esved’in ders halkasının onun vefatından sonra da devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca Basra’da başlatılan gramer çalışmaları, Ebu’l- Esved’in öğrencilerinden Abdurrahman b. Hürmüz tarafından Medine’ye taşınmıştır.9 Ebu’l-Esved’in öğrencileri Yahya b. Ya‛mer ve Nasr b. Âsım’dan kıraat ve nahiv dersi aldığı nakledilen Abdullah b. Ebû İshak’ın yaşadığı dönemde dil konularına dair tartışma- lar çoğalmış, bazı telifler yapılmıştır.10 Bu dönemde illet ve kıyasın dile tatbiki İbn Ebû İshak ile metodolojik bir mâhiyet ka- zanmış, bu usul Ebû Amr b. ‘Alâ ve İsa b. Ömer’le gelişerek devam etmiştir.11 Ebu’l-Esved ed-Düelî’nin öğrencilerinden ders alan ve Ebû Amr b. Alâ ile birlikte Ebu’l-Esved’in öğrencileriyle Sîbeveyhi’nin hocaları arasında önemli bir halkayı oluşturan İbn Ebû İs- hak’tan el-Kitâb’ta yedi nakil yapılmıştır.12 Bunlardan biri biri, İbn Ebû İshak’ın hakkında kitap yazdığı söylenen hemzeler konusundadır. Sîbeveyhi, İbn Ebû İshak’ın yan yana gelen 2 Enbârî; Nüzhetu’l-elibbâ’, thk. İbrahim Sâmerrâî, Zerkâ 1985, s. 24; Ebu’l-Hayr Muhammed el-Cezerî, Gâyetu’n-nihâye fî tabakâti’l-kurrâ,, thk. Gotthelf Bergstraesser, Beyrut 1982, II, 336. 3 İbn Kuteybe, el-Ma‛ârif, thk. Servet Ukkâşe, Kahire 1969, s. 464. 4 Amr b. Osmân Sîbeveyhi, el-Kitâb, thk. Abdusselâm Hârûn, Kahire 2003, II, 187; III, 134; IV, 196. 5 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 196. 6 İsmail Durmuş, “Nahiv”, DİA, XXXII, 302. 7 Abdulfettâh Ahmed el-Hamûz, et-Te’vîlu’n-nahvî fi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Riyad 1984, I, 41-51. 8 Ebû Bekir Muhammed ez-Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lugaviyyîn, thk. Muhammed Ebu’l-Fadl İbrahim, Kahire 1984, s. 29-30. 9 Zubeydî, Tabakâtu’l-lugaviyyîn, s. 26. Ayrıca bk. Rafael Talmon, “An Eight-Century Grammatical School in Medina”, Bulletin of the School of Oriental and African Studies, IIL/2 (1985), s. 226. 10 Ebu’t-Tayyib el-Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, thk. Muhammed Ebu’l-Fadl İbrahim, Kâhire ts., s. 13. 11 Muhammed et-Tantâvî, Neş’etu’n-nahv ve târîhu eşheri’n-nuhât, Dâru’l-Menâr, 1991, s. 21. 12 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 279; III, 44; IV, 121, 443.
  • 5. Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 361 iki hemzeyi tahkik ile okuduğuna dair iddiaların bulunduğunu bazı Arapların da böyle yaptıklarını ancak bunun câiz olmadığı bildirmektedir.13 2. Abdullah b. Ebû İshak ve Ebû Amr b. Alâ Söz konusu dönemde öne çıkan âlimlerin dil malzemesinin derlenmesinde ve rivayet edilmesinde önemli katkıları olmuştur. Aynı zamanda Arap dilinin değişik kullanımlarına karşı farklı tavırların ortaya çıkışı dikkat çekicidir. Ebû Amr b. ‘Alâ’nın bedevilerin genel kurallara uymayan farklı kullanımlarına karşı daha müsâmahakar olduğu ve bunları kabul ettiği; İbn Ebû İshak ve İsa b. Ömer’in ise kıyasa daha meyilli oldukları ve genel kurallara uymayan sözleri sebebiyle bedevileri ve şâirleri eleştirdikleri nakledilmiştir.14 Bu farklı yaklaşım tarzlarının ileride Basra ve Kûfe dil ekolleri arasındaki farklılıkların oluşumunda temel teşkil ettiği kabul edilmektedir.15 Ayrıca Ebû Amr b. ‘Alâ, Abdullah b. Ebû İshak ile karşılaştırılmış ve garip kelimeler ve Arap lehçeleri konusunda ondan daha bilgili olduğu, Arapların sözlerini onun kadar eleştirmediği, İbn Ebû İshâk’ın ise kıyasa ondan daha bağlı olduğu belirtilmiştir.16 Ebû Amr b. ‘Alâ, Ebu’l-Esved’in öğrencilerinden okumuş, Halil b. Ahmed’in neslindekilere ders vermiş bir âlim olması bakımından Ebu’l-Esved ed-Düelî’den Sîbeveyhi’ye uzanan silsile içerinde önemli bir yere sahiptir. Sîbeveyhi el-Kitâb’da kendisinden kırktan fazla nakilde bulunmuştur. Bu nakillerin ço- ğu Yunus b. Habîb vasıtasıyla yapılmıştır. Yunus b. Habîb vasıtasıyla Ebû Amr’dan yapılan nakillerde َ َ َ‫ز‬ veya َ َ َ‫ز‬ ْ َ [iddia etti]17, ‫א‬َ َ َ [bize haber verdi]18 , َ‫א‬ َ َ ْ ‫أ‬ [bize haber verdi]19 gibi lafızlar kullanılmıştır. İki yerde ise Asmâ‛î vasıtasıyla kendisinden şiir rivayetinde bulunmuştur.20 Ayrıca Farazdak’ın Ebû Amr hakkındaki beyti üç yerde şahit olarak kulla- nılmıştır.21 Sîbeveyhi’nin özellikle kıraat tercihleri konusundaki nakilleri “Ebû Amr’ın görüşü budur” veya “Ebû Amr böyle okumaktadır” gibi ifadelerle yaptığı görülmektedir.22 Sîbeveyhi’nin Ebû Amr’ın kıraat konusunda Hicâz ehli gibi hemzenin konuşunda tahfîfe meyilli olduğu şeklindeki tespitinin,23 İbn Sellâr eş-Şâfi‛î’nin yukarıda değindiğimiz Ebû Amr’ın kıraatte Hicaz ehlinin yöntemini benimsediği şeklindeki görüşüyle örtüştüğü söylenebilir.24 Ayrıca el-Kitâb’da Ebû Amr b. ‘Alâ’nın bazı i‘râb tercihlerinde Medine 13 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 443. 14 Ebû Saîd es-Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn el-Basriyyîn, thk. Muhammed İbrahim Bennâ, Kahire 1985, s. 45. 15 Cafer Nâyif ‛Abâbine, Mekânetu’l-Halîl b. Ahmed fi’n-nahvi’l-Arabî, Amman 1984, s. 21. 16 Zubeydî, Tabakâtu’l-lugaviyyîn, s. 35; Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîb, s. 14; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 106. 17 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 387–388, 417; II, 185–186, 396; III, 303, 584; IV, 338. 18 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 405; II, 96, 113, 311; III, 101, 242, 347, 361, 457. 19 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 161. 20 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 68, 86. 21 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 506; IV, 63, 65. 22 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 286; II, 210, 219, 282, 393; III, 206, 217, 253, 294–5, 345, 437, 472, 508, 549, 551; IV, 202, 226, 359. 23 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 551. 24 İbnu’s-Sellâr, Tabakâtu’l-kurrâi’s-seb‛, thk. Abdullah İnâye, Beyrut 2005, s. 47.
  • 6. 362 — Ali Benli ehlinin görüşünü yansıttığı belirtilmiştir.25 3. Sîbeveyhi’nin Hocaları A. İsa b. Ömer es-Sekafî Kaynaklarda İsa b. Ömer’in nahiv konusunda Ebu’l-Esved’in ortaya koyduklarının üze- rine pek çok konu eklediği, bu konuları bablara ayırdığı kaydedilmektedir.26 Ayrıca yetmiş küsür kitap yazdığı, ancak bunlardan sadece el-Câmi ve el-İkmâl’in [el-Mükmil veya el- Mükemmel] bir müddet kaldığı nakledilmektedir.27 Bu iki kitap hakkındaki bilgiler genelde Halil b. Ahmed’e nispet edilen şu iki beyite dayandırılmaktadır: َ َ َ ُ ْ ‫א‬ ً‫א‬ ِ َ ُ ُ‫כ‬ َ ْ َ ‫א‬َ َ ‫ث‬ َ ْ ‫أ‬ َ ِ ُ ْ َ ُ َ‫אכ‬َ‫ذ‬ ٌ ‫אل‬َ ْ‫إכ‬ ‫א‬َ َ َ‫و‬ ُ ِ ‫א‬َ ‫א‬َ ُ ‫ـ‬َ ‫אس‬ ِ ٌ ْ ‫ـ‬ َ ُ َ َ ‫و‬ 28 Bu iki kitaptan bahseden Sîrâfî, İbnu’n-Nedîm ve Enbârî bunları görmediklerini ve gö- ren kimseye de rastlamadıklarını, bu kitapların çok uzun zaman önce kaybolduğunu ifade etmişlerdir.29 İbnu’l-Kıftî, el-Câmi‛in Sibeveyhi’n el-Kitâb’ının aslı olduğunu nakletmekte- dir. Bu rivayete göre Sîbeveyhi bu kitaba bazı ilavelerde bulunmuş, kapalı yerlerini hocala- rına sorarak bunları açıklamış ve bu surette el-Kitâb’ı telif etmiştir.30 İbn Hallikân, yukarı- daki haberlerin doğruluğunun başka bir rivayetle desteklendiğini kaydetmektedir. Vefeyâtu’l-a‛yân’da zikredilen rivayete göre Halil b. Ahmed, Sîbeveyhi’ye İsa b. Ömer’in kitaplarını sormuş, o da İsa b. Ömer’in nahiv ilmine dair yetmiş küsur kitap tasnif ettiğini bildirmiştir. Ardından bunların ikisi dışında hepsinin kaybolduğunu, bu iki kitaptan birisinin el-İkmâl olup o sırada İran’da bir adamın elinde bulunduğunu, diğerinin ise el- Câmi‛ adını taşıdığı ve üzerinde çalıştığı ve kapalı noktaları hakkında kendisine sorular sorduğu kitap olduğunu söylemişti.31 Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ı yazarken İsa b. Ömer’in eserlerinden yararlanmış olabileceği kabul edilse bile, el-Kitâb’ının sadece İsa b. Ömer’in kitabının şerhi olduğu şeklindeki iddia doğru değildir.32 Zira Sîbeveyhi, el-Kitâb’da hocası İsa b. Ömer’den yaptığı nakillerde onun ismini zikretmektedir. Bu nakiller, diğer hocala- rından yapılanlarla karşılaştırıldığında sayıca azdır ve genellikle nahiv meseleleriyle ilgili olmaktan çok şâhit mahiyetindedir. İbnu’l-Kıftî’nin bu rivayeti kuvvetli olmadığını göste- ren bir ifade ile aktarması, ayrıca İbn Hallikân’da bulunan ilave bilgilerin başka hiçbir kaynakta yer almaması söz konusu rivayetlerin çok kuvvetli olmadığını göstermektedir. Ayrıca el-Kitâb’ın konuları işleyiş tarzı ve genel yapısı göz önüne alındığında onun her hangi bir kitap temel alınarak yazılmamış bir eser olduğu anlaşılmaktadır. Sîbeveyhi, el-Kitâb’da İsa b. Ömer’den yirmiden fazla nakilde bulunmaktadır. Bu nakil- 25 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 185–186. 26 Tacuddîn Abdulbâkî el-Yemânî, İşâretu’t-ta‘yîn fî terâcimi’n-nuhât ve’l-lugaviyyîn, thk. Abdulmecid Diyâb, , Riyad 1986, s. 249. 27 Celaleddin es-Suyûtî, Buğyetu’l-vu‛ât, thk. Muhammed Ebu’l-Fadl İbrahim, Beyrut 1979, II, 138. 28 “Nahvin tamamı batıl oldu, İsa b. Ömer’in yazdıkları dışında; İşte İkmâl işte Câmi, o ikisi insanlara ay ve güneş oldular” (Suyûtî, Buğyetu’l-vu‛ât, II, 238). 29 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 49; Enbârî, Nuzhetu’l-elibbâ’, s. 230. 30 İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 375. 31 İbn Hallikân, Vefeyâtu’l-a‘yân ve enbâ’u ebnâ’i’z-zamân, thk. İhsân Abbâs, Beyrut 1968, III, 150. 32 Sabâh Abbâs es-Sâlim, İsâ b. Ömer es-Sekafî nahvuhu min hilâl kırâetih, Beyrut 1975, s. 52.
  • 7. Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 363 lerin pek çoğu doğrudan kendisinden ‫א‬َ َ َ [bize haber verdi] ve َ‫א‬ ْ ِ َ [işittik] gibi semâ ifade eden lafızlarla yapılmıştır.33 Sîbeveyhi’nin genellikle İsa b. Ömer vasıtasıyla şâhit olarak kullandığı bazı şiirleri ve bedevilerin çeşitli kullanımlarını rivayet ettiği görülmekte- dir.34 Bazen de onun görüşlerini nakletmekte ve bunları açıklamaktadır. Örneğin Sîbeveyhi, İsa b. Ömer’in ُ ‫ل‬ّ‫و‬ ‫א‬ ُ ‫ول‬ ‫א‬ ‫א‬ ُ ُ ْ‫د‬ُ‫א‬ şeklindeki kullanımı caiz gördüğünü nakletmiş ardından, onun bu cümlede fiili [ ُ ‫ل‬‫و‬ ‫א‬ [ ْ ُ ْ َ ِ “girsin” şeklinde anladığını ve i‘râbı manaya hamlettiğini belirterek onun bu tercihini açıklamıştır.35 el-Kitâb’da İsa b. Ömer’in kıraat tercihlerine de yer verilmiştir. Örneğin İsa b. Ömer es-Sekâfî’nin ْ ِ َ ْ ‫א‬َ ٌ ‫ب‬ ُ ْ َ ِّ ‫أ‬ ُ َ‫ر‬ َ‫א‬ َ َ (Kamer 54/10) ayetinde ‫אن‬ kelimesini esre ile okuduğu nakledilmiştir.36 B. Harun b. Musa el-A‘ver (ö. 170/786) Sîbeveyhi, el-Kitâb’da kendisinden beş nakilde bulunmuştur. Bunların tamamı doğru- dan ondan yapılmıştır ve kıraatlerle ilgilidir.37 Sîbeveyhi’nin Harun b. Musa’dan kendi kıraat tercihlerini değil, başka kişi ve grupların kıraatlerini nakletmiştir. Örneğin Sîbeveyhi, Kûfelilerin (Kûfeli kıraat âlimlerinin) ‫א‬ ِ ُ ِ َ ْ ‫א‬ َ َ َ ‫أ‬ ْ ُ ‫أ‬ ٍ َ ِ ِّ ُ‫כ‬ ْ ِ َ ِ ْ َ َ ُ ayetini (Meryem 19/69) ْ ُ ‫أ‬ kelimesini fethalayarak okuduklarını Harun b. Musa’dan işittiğini ifade etmektedir.38 Diğer bir rivayette ise َ‫ن‬ ِ ْ ُ َ ُ ِ ْ ُ ْ َ ‫وא‬‫د‬ َ‫و‬ (Kalem 68/9) ayetinin bir mushafta ‫א‬ ُ ِ ْ ُ َ ُ ِ ْ ُ ْ َ ‫وא‬‫د‬ َ‫و‬ şeklinde olduğunu ondan nakletmektedir.39 Kendisinden yapılan nakillerden Harun b. Musa’nın, Sîbeveyhi ile kıraat kaynakları arasındaki bağlantı noktalarından birisi olduğu anlaşılmaktadır. C. Ebu’l-Hattâb el-Ahfeş el-Ekber (ö. 177/793) Döneminin önde gelen dil âlimleri arasında sayılan Ebu’l-Hattâb’ın özellikle dil rivâyetiyle şöhret bulduğu belirtilmektedir.40 Hocaları arasında Abdullah b. Ebî İshâk ve Ebû Amr b. ‘Alâ bulunmaktadır.41 Halil b. Ahmed, Yunus b. Habîb, Ebû Ubeyde Ma‛mer b. Müsennâ, Ebû Zeyd el-Ensârî ve Sîbeveyhi kendisinden ders almışlardır.42 Kaynaklarda Sîbeveyhi’nin lugat ilmini Ebu’l-Hattâb el-Ahfeş’ten aldığı vurgulanmak- tadır.43 Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’da kendisinden yaptığı kırktan fazla nakil incelendiğinde çoğunun bedevilerden yapılan rivayetler şeklinde olduğu görülmektedir. Bunların bazıla- rında Ebu’l-Hattâb’ın bedevilerden semâ ile rivayette bulunduğuna işaret edilmektedir.44 Bu rivayetler, sarf meselelerinde örnek olarak kullanılan kelimelerde yoğunluk göstermek- 33 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 271; II, 319, 392–3; III, 16. 34 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 169, 171, 271, 364; II, 65, 319; III, 16. 35 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 398. 36 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 142 37 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 399; III, 36; IV, 196, 444, 467. 38 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 399. 39 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 36. 40 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 67; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 44. 41 Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 23. 42 Zubeydî, Tabakâtu’l-lugaviyyîn, s. 40; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 44; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 157. 43 İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 346. 44 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 201, 249, 255, 304; II, 83, 111, 329; III, 123, 219, 230, 294, 300; IV, 412.
  • 8. 364 — Ali Benli tedir.45 Ebu’l-Hattâb iki yerde şâhit olarak kullanılan beyti doğrudan şâirinden nakletmek- tedir.46 Kendilerinden nakilde bulunulan bedevilerin hangi kabileye mensup oldukları bazı yerlerde belirtilmekle birlikte47 genelde bunların mensûbiyetleri söylenmeyerek bu kimse- ler, “kendilerine güvenilen”, “Arapçalarına güvenilen” gibi ifadelerle nitelenmektedir.48 D. Ebû Zeyd el-Ensârî (ö. 215/830) Ebû Amr b. ‘Alâ’dan ders aldığına dair rivayetler bulunmaktadır.49 Müberred’in (ö. 286/900) onu Halil, Sîbeveyhi ve Yunus’la kıyaslayarak nahvi onlardan daha az bildiğini söylediği nakledilmektedir.50 Bedevilerden semâda bulunduğu vurgulanmış, hatta döne- minde bedevilerden en çok malzeme derleyen kişi olduğu belirtilmiştir.51 en-Nevâdir fi’l- luga adlı eserinden ve günümüze ulaşmamış diğer kitaplarının isimlerinden nahivden çok dil malzemesi derleme ve rivayetine yönelik çalışmalar yaptığı anlaşılabilir.52 Basra’da pek çok kişinin katıldığı bir ders halkası olduğu nakledilen Ebû Zeyd’in öğren- cileri arasında, Ebû Ubeyd Kâsım b. Sellâm, Ebû Hâtim es-Sicistânî, Mü’erric es-Sedûsî, Asma‛î, Riyâşî, Mâzinî, Halef el-Ahmer ve Sîbeveyhi bulunmaktadır.53 Kaynaklarda Ebû Zeyd el-Ensârî’nin güvenilir bir râvi olduğu nakledilmektedir.54 Sîbeveyhi’nin meclisine geldiğini ve kitabında “Güvenilir kişiden şöyle işittim” derken kendisini kastettiğini iftiharla söylediği yönünde rivayetler bulunmaktadır.55 Gerçekten “Arapçasına güvenilen” veya “kendisine güvenilen” gibi sıfatları, bedeviler için de kullanan Sîbeveyhi’nin bazı ifadelerinden bu tabirle belirli bir şahsı kastettiği anlaşılmaktadır. Örneğin Sîbeveyhi, bir yerde “İşte bunlar bedevilerden ve kendisine güvenilen kişiden işitilen delillerdir. O kişi de bunları bedevilerden duyduğunu söylemiştir” demektedir.56 Sîbeveyhi’nin bu kimse vasıtasıyla bedevilerden pek çok nakil yaptığı görülmektedir.57 Bu nakillerin bazıları örnek cümleler şeklindedir.58 Örneğin bir yerde “Arapçasına güvenilen kimseden bir bedevinin َ‫א‬ ْ َ ْ ِ‫ر‬ ْ ِ َ ‫ل‬ َ ْ ‫أ‬ َ‫א‬ ْ َ َ َ َ ‫א‬َ‫ر‬ ‫א‬ ُ ‫א‬ َ َ َ dediğini duydum” dir.59 Sîbeveyhi, Ebû Zeyd’den ismini zikrederek iki nakilde bulunmuştur.60 45 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 230, 338, 361, 410, 425, 468, 546, 616, 625, 636; IV, 20, 23, 160, 167, 181. 46 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 29; III, 123. 47 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 124; IV, 181. 48 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 83, 329; III, 294; IV, 412. 49 Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 101. 50 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 68; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 102. 51 Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 41; Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 64. 52 Ensârî, en-Nevâdir fi’l-luga, thk. Saîd el-Hûrî Şertûnî, Beyrut 1967; Ayrıca kitaplarının bir listesi için bk. İbnu’n-Nedîm, el-Fihrist, thk. Mustafa eş-Şuveymî, Tunus 1985, s. 246. 53 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 68, 72; Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 97; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 101. 54 Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 42. 55 İbn Kuteybe, el-Me‛ârif, s. 544; Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 64 56 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 255. 57 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 53, 255, 313, 316. III, 137, 303, 406, 425. 58 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 155, III, 465. 59 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 155 60 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 226.
  • 9. Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 365 Görüldüğü üzere güvenilir bir râvî olduğu vurgulanan Ebû Zeyd, bedevilerle Sîbeveyhi arasındaki önemli bağlantı noktalarından biridir. Ayrıca çeşitli gramer konularına dair açıklamalarıyla el-Kitâb’a katkıda bulunmuştur. E. Yunus b. Habîb (ö. 183/798) Yunus b. Habîb, Basralıların önde gelen ve en güvenilir dilcileri arasında sayılmakta- dır.61 Hammâd b. Seleme,62 Abdullah b. Ebû İshak ve Ebû Amr b. ‘Alâ’dan da ders almış- tır.63 Ebû Amr’a nispet edilen haberlerin çoğu Yunus b. Habîb vasıtasıyla gelmiştir. Kay- naklarda onun önemli bilgi kaynaklarından birinin de bedeviler olduğu vurgulanmıştır.64 Ayrıca döneminin ünlü recez şairi Ru’be b. el-‘Accâc ile sıkı bir dostluğu olduğu rivayet edilmiştir.65 el-Kitâb’da Ru’be’den nakledilen şiirlerin tamamına yakınının Yunus b. Habîb vasıtasıyla rivayet edilmesi de bu yakın dostluğu göstermektedir. Yunus b. Habîb’in Basra’da ilim ehli, edebiyatçılar, yöneticiler ve bedevilerin devam ettiği bir ders halkasının bulunduğu nakledilmiştir.66 Öğrencileri arasında Ebû Ubeyde, Asma‛î, Ebû Zeyd el-Ensârî, Ebû Ömer el-Cermî, Halef el-Ahmer, Sîbeveyhi, Kutrub, Kisâî, Ferrâ gibi dönemin önde gelen dil âlimleri bulunmaktadır.67 Kaynaklarda nahiv konusundaki özellikle de kelime yapısı [tesârîfu’n-nahv] alanındaki uzmanlığına vurgu yapılmış, kıyasa çokça başvurduğu ve cumhûra muhâlif bazı görüşlerinin olduğu bildirilmiştir.68 Günümüze ulaşan her hangi bir eseri bulunmayan Yunus b. Habîb’in nahve dair görüşlerini Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ında görmek mümkündür. Kaynaklarda Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’da Yunus b. Habîb’den pek çok nakilde bulundu- ğuna özellikle değinilmektedir.69 Zübeydî’nin, el-Kitâb ve Yunus b. Habîb’le ilgili naklettiği bir hadise de bunu destekler mahiyettedir: “Sîbeveyhi öldükten sonra Yunus b. Habîb’e onun bin sayfalık bir kitap yazdığını haber verdiler. Bunun üzerine Yunus b. Habîb ‘Sîbeveyhi, bu kadar şeyi Halil’den ne zaman duymuş?’ diyerek kitabın getirilmesini istedi. Kitabı alıp inceledikten sonra ‘Bu adam [Sîbeveyhi], Halil’den yaptığı nakillerde doğruları söylemiştir. Ayrıca benden yaptığı nakillerin hepsi de doğrudur’ dedi.”70 el-Kitâb’da Yunus b. Habîb’ten ismi zikredilerek iki yüzü aşkın nakil yapılmaktadır. Bu nakillerde Sîbeveyhi’nin onun görüşüne başvurduğu, ondan bedevilerin sözleri ve şiirler konusunda rivayetlerde bulunduğunu görmek mümkündür. Ayrıca Yunus b. Habîb’in Sîbeveyhi ile Ebû Amr b. ‘Alâ gibi dil âlimleri ve Ru’be b. Accâc gibi şairler arasında bağlantı noktası olduğu anlaşılmaktadır. Hüseyin Nassâr, Sîbeveyhi’nin ondan yaptığı 61 İbn Hacer, Tehzîbu’t-tehzîb, Beyrut 1968, III, 163–164. 62 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 51. 63 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 50; Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 22; Zübeydi, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 32. 64 Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 47; Yemânî, İşâretu’t-ta‛yîn, s. 145. 65 Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 22; Suyûtî, Buğyetu’l-vu‛ât, II, 365. 66 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, 52; İbn Nedîm, el-Fihrist, 198; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, 48. 67 Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 40; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 47; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, IV, 71; Yemânî, İşâretu’t-ta‛yîn, s. 145, 396. 68 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 51. 69 İbnu’n-Nedîm, el-Fihrist, s. 233; Enbârî, Nüzhetu’l-elibbâ’, s. 47; Suyûtî, Buğyetu’l-vu‛ât, II, 365. 70 Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 52.
  • 10. 366 — Ali Benli rivayetlerin sadece ismini zikrettiği bu iki yüz küsür nakilden ibaret olmadığını, zira Sîbeveyhi’nin sadece onun adını şaz rivayetleri naklederken, muhâlif bir görüşünü aktarır- ken veya dikkat çekilmesi gereken yerlerde zikrettiğini söylemektedir.71 el-Kitâb’da Yunus b. Habîb’ten yapılan nakillerde َ َ َ‫ز‬ veya َ َ َ‫ز‬ ْ َ [iddia etti],72 ‫א‬َ َ َ [bi- ze haber verdi],73 َ‫א‬ َ َ ْ ‫أ‬ [bize haber verdi],74 َ‫א‬ َ َ ْ ‫أ‬ [bize şiiri okudu]75 gibi lafızlar kullanılmış- tır. َ َ َ‫ز‬ lafzı ile yapılan bazı nakillerde Sîbeveyhi’nin bunları açıklama ve değerlendirme yoluna gidişi, bazen de kabul etmemesi, bu lafzın diğerlerinden farklı bir anlama sahip olduğunu göstermektedir. Örneğin Sîbeveyhi, ً‫א‬‫ر‬َ‫א‬ ِ َ‫ون‬ ُ ْ ِ terkibindeki ‫א‬ً‫אر‬ َ ِ kelimesinin nasb olmasının asıl olduğunu belirttikten sonra ‫ز‬ lafzını kullanarak Yunus b. Habîb’ten bazı bedevilerin َ‫א‬ ُ َ‫א‬ ْ ‫أ‬ َ‫ون‬ ُ ْ ِ ِ‫ه‬ِ ve ٌ ‫ف‬َ‫א‬ ْ ‫أ‬ َ‫ون‬ ُ ْ ِ ِ‫ه‬ِ gibi cümleler kurduklarını nakletmekte, ardından böyle nakiller olsa da bu tür örneklerde nasbın daha çok kullanıldığını ifade etmektedir.76 Sîbeveyhi’nin Yunus b. Habîb’e pek çok soru yönelttiği ve çeşitli konulara dair açıkla- malar istediği görülmektedir. Örneğin övgü ve yüceltme sebebiyle mansûb olan isimler konusunda Sîbeveyhi şöyle demektedir: “Bazı bedevilerin َ ِ َ ‫א‬َ ‫א‬ ‫ب‬َ‫ر‬ ِ ُ ْ َ ‫א‬ dediklerini duyduk. Bunu Yunus’a sordum. Bu kullanımın Arapça olduğunu (Arap dilinin sınırları içine girdiğini) söyledi”.77 Yunus b. Habîb’den yapılan nakillerin çoğunun şairlerden ve bedevilerden rivayet edi- len ve şâhit olarak kullanılan beyit veya örnek cümleler mahiyetinde olması, onun rivayet konusunda başvurulan ve güvenilen bir kişi olduğu şeklindeki haberleri desteklemektedir. Ru’be b. Accâc ve Farazdak gibi şairlerin bazı beyitlerini Sîbeveyhi, Yunus b. Habîb’ten naklederek şâhit olarak kullanmıştır.78 Yunus b. Habîb’in bazen kendilerinden rivayette bulunduğu bedevileri güvenilirlikle nitelediği görülmektedir.79 Bazen de rivayet edilen kullanımın yaygınlık derecesi hakkında görüşünü bildirmektedir.80 Sîbeveyhi, bazen Yunus b. Habîb’in görüşlerini zikrettikten sonra değerlendirmelerde bulunmuş ve bunların isabetli olduğunu söylemiştir. Örneğin Sîbeveyhi, A‘şâ’nın (ö. 7/629): ْ‫إن‬ ‫א‬ ُ َ‫כ‬ ْ َ ُ ‫ب‬ ُ‫כ‬ ُ َ ِ ْ َ ‫א‬ َ‫א‬ ُ َ‫אد‬َ ْ‫أو‬ َ‫ن‬ ُ ِ ْ َ ‫א‬ ٌ َ ْ َ ُ ‫ل‬ُ ُ şeklindeki beytinde َ‫ن‬ ُ ِ ْ َ ْ‫أو‬ kelimesinin merfû olması konusunda Yunus b. Habîb’in “Mübtedâ olarak merfû kılınabilir, zira َ‫ن‬ ُ ِ‫אز‬َ ْ ُ ْ ‫أ‬ ْ‫أو‬ gibidir” şeklindeki görüşünü nak- 71 Huseyin Nassâr, Yûnus b. Habîb en-Nahvî, Kahire 1968, s. 131–2. 72 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 51, 259, 262, 387–388, 417; II, 185–186, 396; III, 303, 584; IV, 338. 73 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 405; II, 96, 113, 311; III, 101, 242, 337, 347, 361, 457. 74 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 161, 226. 75 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 119 76 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 119. 77 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 63. Ebû Hayyân, Zeyd b. Ali ve bir grubun bu kelimeyi medh üzere nasb okuduklarını söylemekte bunu fasih bir okuyuş olarak nitelendirmektedir. Ona göre  ‫ﺏ‬‫ﺭ‬ kelimesinin nasb okunması halinde ayetin devamındaki sıfatların da nasb okunması gereklidir. Ebû Hayyân el- Endelusî, Tefsîru’l-bahri’l-muhît, Kâhire 1983, I, 19. 78 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 319, 364, II, 72, 153; III, 565. 79 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 29, 337. 80 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 205.
  • 11. Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 367 letmekte ve bunu kolay anlaşılır ve yerinde bir açıklama olarak nitelemektedir.81 Ayrıca ism-i tasgîrle ilgili bir mesele hakkında Yunus’un görüşünü zikrettikten sonra ilmine güvenilen hiç kimsenin buna itiraz etmediğini bildirmektedir.82 Sîbeveyhi, Yunus b. Habîb’in görüşlerini bazen eleştiriye tabi tutmuş ve kabul etmemiş- tir. Örneğin “Yunus ise َ ‫כ‬ ِ ‫آ‬ ِ َ ْ‫إن‬ demiştir. Bu, şartın cevabında hoş görülmeyen kötü bir kullanımdır. İstifhâmda kullanılsa dahi böyledir” demekte ve Yunus b. Habîb’in kullanımı- nı “kubh”la nitelemektedir.83 el-Kitâb’ın önemli özelliklerinden biri olan bu tür değerlen- dirmelerin benzer lafızlarla Yunus b. Habîb tarafından da yapılması dikkat çekicidir. Sîbeveyhi, bazılarının ٌ َ ِ َ gibi kelimelere nispet yaparken hiçbir değişiklik yapmadıklarını meselâ ٌ َ ِ َ kelimesine nispetle ِ ِ َ dediklerini söylemekte, ardından Yunus b. Habîb’in bu kullanımla ilgili “bu çok az kullanılan ve çirkin (habîs) bir ifadedir” şeklindeki değerlen- dirmesini aktarmaktadır.84 Bu ve benzer ifadeler, Sîbeveyhi’nin sahip olduğu değerlendirme sisteminin temellerinin hocaları tarafından kullanılan ifadelere dayandığını göstermektedir. el-Kitâb’da Yunus b. Habîb’in diğer âlimlerin görüşlerine katıldığı ve katılmadığı bazı meseleleri de bulmak mümkündür. Örneğin ٌ َ ْ َ kelimesine nispet konusunda hocası Ebû Amr, ِ ْ َ olması gerektiğini söylerken Yunus b. Habîb’in görüşü ‫ي‬ ِ َ َ şeklinde olması gerektiği şeklindedir.85 el-Kitâb’da onun İsa b. Ömer’le de ihtilafa düştükleri bazı meselelere de yer verilmiştir.86 Bazı nakiller ise Yunus b. Habîb ve İsa b. Ömer’den birlikte yapılmış ve isimleri beraber zikredilmiştir.87 Birkaç yerde “Ebû Amr, Yunus ve Halil’in görüşüdür” denerek üç dil âliminin ismi bir arada anılmıştır.88 Halil b. Ahmed’le paylaştıkları ve ayrıldıkları konular da belirtilmiştir. Görüş farklılıklarını gösteren bir örnekte Sîbeveyhi, Yunus b. Habîb’in‫ه‬َ‫א‬ ِ ‫א‬ ُ ْ َ‫ز‬ َ‫א‬‫و‬ ve ‫ه‬َ‫א‬ ْ َ ِ ‫א‬ ‫א‬ َ َ ُ ْ ُ ‫א‬ َ‫و‬ gibi kullanımlardaki gibi mendûb isimlerin sıfatlarına elif lâm bitişeceği görüşüne sahip olduğunu, Halil b. Ahmed’in ise bu görüşü hatalı bulduğunu aktarmaktadır.89 Yunus b. Habîb’in Halil b. Ahmed’le aynı görüşe sahip oldukları noktalardan birisi ise izâfet halindeki ismin tekrarı konusudur. Sîbeveyhi, Halil’in ve Yunus’un َ‫א‬ ِ ‫أ‬ َ ْ َ‫ز‬ َ ْ َ‫ز‬ َ‫א‬ ve َ‫א‬ َ ْ َ‫ز‬ َ ْ َ‫ز‬ َ‫א‬ şeklindeki kullanımların bedevilere ait sahih lehçe olduğunu söylediklerini aktarmaktadır.90 Yunus b. Habîb, Halil b. Ahmed’den sonra el-Kitâb’da kendisinden en çok nakil yapılan alimdir. Zaman zaman onun görüşlerine başvurulmuş, bu görüşler başkalarınınkilerle karşılaştırılmıştır. Ayrıca el-Kitâb’daki dil örnekleri ve şâhitleri konusunda kendisinden pek çok nakil yapılmıştır. Yunus b. Habîb aynı zamanda Sîbeveyhi ile Abdullah b. Ebû İshak ve Ebû Amr b. ‘Alâ gibi âlimler arasındaki en önemli bağlantı noktalarından biridir. 81 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 51. 82 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 369. 83 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 389. 84 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 339. 85 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 347. 86 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 21. 87 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 159. 88 bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 217, 294. 89 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 226; Yunus b. Habîb’le Halil b. Ahmed’in görüş ayrılığında olduğu diğer bazı konular için bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 276, 308-9; III, 50-51. 90 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 204. Yunus b. Habîb’le Halil b. Ahmed’in görüş birliğinde olduğu diğer bazı konular için bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 428; II, 13–14, 159, 338; II, 373-374; III, 79, 281, 396.
  • 12. 368 — Ali Benli F. Halil b. Ahmed el-Ferâhîdî (ö. 175/791) Halil b. Ahmed, 100/718 tarihinde Uman’da doğmuştur.91 Vefat tarihi konusunda kay- dedilen 160/776, 170/786 ve 175/791 gibi tarihlerin sonuncusunun daha doğru olduğu belirtilmektedir.92 Dil ilimleri tahsil ettiği hocaları arasında İsa b. Ömer es-Sekafî ve Ebû Amr b. ‘Alâ bu- lunmaktadır.93 Âsım el-Cahderî’den kıraat dersi almıştır.94 Kendisine ilminin kaynağı sorulduğunda “Hicaz, Necid ve Tihame çölleri” demesi onun dil malzemesi derlemek için çöle seyahatler düzenlediği şeklindeki haberleri desteklemektedir.95 Öğrencileri arasında Leys b. Muzaffer, Ali b. Nasr el-Cehdamî, Mü’erric es-Sedûsî, Nadr b. Şümeyl, Asma‘î, Ahfeş el-Evsat ve Sîbeveyhi gibi âlimler bulunmaktadır.96 Zubeydî, bu kimseler arasında Halil b. Ahmed’den en sağlam nakilleri yapanın Sîbeveyhi olduğunu belirtmektedir.97 Öğrencisi Sîbeveyhi’nin yazdığı el-Kitâb’da Halil b. Ahmed’in büyük payı bulunmakta- dır. Sîbeveyhi’nin, hocası Halil b. Ahmed’in ilmini ihyâ etmek amacıyla eserini yazmaya başladığı nakledilmektedir.98 el-Kitâb’da Halil b. Ahmed’den ismi zikredilerek yapılan nakillerin sayısı 340 civarındadır. Ayrıca isim zikretmeden “Ona sordum” şeklindeki soru cümlelerinde Halil b. Ahmed’in kastedildiği kaydedilmektedir.99 Yunus b. Habîb’e Sîbeveyhi’nin bin sayfalık hacimli bir kitap yazdığı haber verildiğinde “Halil’den bu kadar şeyi ne zaman duymuş?” diye sorması, Sîbeveyhi’nin hocasından pek çok nakilde bulundu- ğunu desteklemektedir.100 el-Kitâb’daki “Burada söylediklerimiz Halil’in sözüdür, hepsini ondan işittik”101 ve “Burada söylenenlerin tamamı Halil’in görüşüdür”102 gibi ifadelerden Sîbeveyhi’nin bazı bâbların tamamını hocasından naklettiği anlaşılmaktadır. Sîbeveyhi, eserinde Halil b. Ahmed’in ders halkasında geçen bir diyalogun tamamını aktarmıştır. Bu diyalog, Halil’in öğrencilerine yönelttiği soru ile başlamakta ve karşılıklı soru cevaplarla yaklaşık 3-4 sayfa sürmektedir.103 Burada Halil b. Ahmed’in açıklamalarını bedevilerin kullanımlarına dayandırdığı ve sözlerini delillendirmek için onlardan rivayet- lerde bulunduğu görülmektedir. Söz konusu diyalog, Halil’in ders halkasında tartışılan konuların düzeyini ve ders üslubunu göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Ayrıca bu, Sîbeveyhi’nin, Halil b. Ahmed’in derslerini imla edip bir kısmını el-Kitâb’a derc ettiği anlamına da gelmektedir. el-Kitâb’da Halil b. Ahmed’in başka isimlerle birlikte zikredildiği de görülmektedir. Bunlar arasında en çok anılan Yunus b. Habîb’in adıdır. Sîbeveyhi bazen aynı soruyu 91 Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 51; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, I, 341. 92 Tevfik Rüştü Topuzoğlu, “Halil b. Ahmed”, DİA, XV, 309. 93 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 31; Lugavî, Merâtibu’n-nahviyyîn, s. 227. 94 Cezerî, Gâyetu’n-nihâye, thk. Gotthelf Bergstraesser, Beyrut 1982, I, 275. 95 İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 258 96 Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 75; Enbârî, Nuzhetu’l-elibbâ’, s. 45. 97 Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 67. 98 Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 75. 99 Sîrâfî, Ahbâru’n-nahviyyîn, s. 34. 100 Zubeydî, Tabakâtu’n-nahviyyîn, s. 52. 101 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 360. 102 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 381. 103 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 320-4.
  • 13. Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 369 ikisine de yöneltmiş,104 bazen de ikisi aracılığıyla bedevilerden nakilde bulunmuştur.105 Halil ve Yunus b. Habîb, el-Kitâb’da görüşlerinin birlikte zikredildiği yerlerin çoğunda ittifak halindedir.106 Ancak görüş ayrılığına düştükleri bazı konular da bulunmaktadır.107 Böyle durumlarda Sîbeveyhi, daha çok Halil b. Ahmed’in görüşünü kabul etmekle birlikte Yunus b. Habîb’in görüşünü tercih ettiği de olmaktadır. Örneğin Sîbeveyhi, Halil b. Ahmed’in bir beyitin i‘râbına dair açıklamasını naklettikten sonra Yunus b. Habîb’in yorumunu da vermiş ve bu yorumun Halil b. Ahmed’in açıklamasından daha anlaşılır olduğunu belirtmiştir.108 Bazı yerlerde ise Abdullah b. Ebû İshak, Ebû Amr b. ‘Alâ veya İsa b. Ömer’in Halil b. Ahmed’le aynı görüşe sahip oldukları zikredilmektedir.109 Halil b. Ahmed ile Harun b. Musa ve Ebu’l-Hattâb Ahfeş el-Ekber birlikte anıldığı yerlerde ise daha çok bedevilerden nakillerde bulunulduğu görülmektedir.110 Sîbeveyhi’nin hocası Halil b. Ahmed’e pek çok soru yönelttiği görülmektedir. Bunların bazıları bedevilerin çeşitli kullanımlarına dairdir. Bu tür sorularda çoğunlukla, önce anlatı- lan konuyla ilgili bir cümle veya kelime verilmekte, ardından Halil’den bu kullanımlar hususunda açıklama istenmektedir. Örneğin Sîbeveyhi’nin bedevilerin َ ‫כ‬ ِ ‫آ‬ َ‫א‬ َ‫כ‬ ِ ْ ِ َ ْ ‫א‬ şeklindeki kullanımına dair sorusuna Halil b. Ahmed, burada َ‫א‬ ve ‫כ‬ harfinin birleşerek tek harf konumuna girdiklerini, bu sebeple de َ‫א‬ ُ‫ر‬ gibi fiile bitişebilir hale geldiklerini ifade ederek açıklama getirmektedir.111 Halil b. Ahmed’e, şiirlere dair bir takım sorular da sorulmuştur.112 Örneğin Sîbeveyhi, Halil b. Ahmed’e A‘şâ’nın ْ َ َ َ‫ن‬َ‫א‬‫כ‬ ِ ٍ‫ل‬ ْ َ ٍ‫אء‬ َ َ ُ ُ ْ َ َ َ ُ ٌ ‫ت‬َ‫א‬ َ‫א‬ ُ ُ‫م‬َ ْ َ َ‫و‬ ُ ِ ‫א‬ َ şeklindeki beytini sormuş, Halil b. Ahmed ٌ ‫אت‬َ ‫א‬ َ ُ kelimesini merfû okumuş ve bunun sebebini açıklamıştır.113 Söz konusu soruların bir kısmı da kıraatlerle ilişkilidir.114 Örneğin, Sîbeveyhi, Halil’e ِ‫ن‬ ُ ‫א‬َ ْ ُ‫כ‬ َ‫ر‬ َ‫א‬ ‫أ‬ َ‫و‬ ً‫ة‬َ ِ ‫א‬ َ‫و‬ ً ُ‫أ‬ ْ ُ‫כ‬ُ ‫أ‬ ِ‫ه‬ِ ‫أن‬ َ‫و‬ (Enbiyâ, 21/92) âyetinin başındaki ‫’ان‬nun hemzesinin neden fethalı okunduğunu sormuş, Halil bu soruya ‫’ان‬un başındaki lam harfinin hazfedildiğini söyleyerek cevap vermiştir.115 Sîbeveyhi, bazen başkalarının Halil b. Ahmed’e yönelttiği soruları nakletmektedir.116 Bunlar büyük ihtimalle ders esnasında geçen diyaloglardır. Sîbeveyhi, el-Kitâb’da Halil b. Ahmed vasıtasıyla bedevilerden pek çok nakilde bulun- muş ve hocasını ilmine ve bedevilerden yaptığı rivayetlere güvenilen kişilerden birisi olarak 104 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 236. 105 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 214, 374. 106 Sibeveyhi, el-Kitâb, IV, 159. 107 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 256, IV, 149. 108 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 51. 109 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 286, 364; II, 77. 110 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 118, 444. 111 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 116. 112 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 308, III, 38, 50, 161. 113 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 32. 114 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 100, 103, 126. 115 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 126. 116 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 410.
  • 14. 370 — Ali Benli nitelemiştir.117 Bazen hocasından yaptığı nakilleri, bedevilerden kendisinin de duyduğunu söyleyerek onu teyit ettiği görülmektedir.118 Sîbeveyhi, Halil b. Ahmed’den şiir rivayetinde de bulunmuştur.119 Ayrıca ondan kafiye- lere dair nakillerde bulunduğu da görülmektedir.120 Bu, Sîbeveyhi’nin hocasının şiir ve aruzla ilgili bilgisinden faydalandığını göstermektedir. Sîbeveyhi, genellikle Halil b. Ahmed’in görüşlerini kabul etmekte hatta bunların bazı- larından takdirle bahsetmektedir. Örneğin ٌ ِ ّ َ kelimesinin kalıbı konusunda Halil’in görüşünü bir başkasınınki ile karşılaştırmakta, ardından “Halil’in görüşü daha çok hoşuma gitti” demektedir.121 Çoğu yerde Halil’in görüşlerini kuvvetlendiren başka görüşler, örnek ve açıklamalar zikretmektedir. Örneğin Halil b. Ahmed’in ً‫א‬ َ َ ً‫א‬ ْ َ ٌ ‫ت‬ ْ َ ُ َ şeklindeki bir kullanımı câiz gördüğünü söyledikten sonra bu görüşün, İsa b. Ömer ve Yunus b. Habîb’in Ru’be b. Accâc’tan yaptıkları nakille güçlendiğini belirtmektedir.122 Başka bir yerde ise Halil b. Ahmed’in konu hakkındaki görüşünü öğrendikten sonra buna uygun olarak konuşan bedeviler gördüğünü kaydetmektedir.123 el-Kitâb’da nakledilen görüşlerinden Halil b. Ahmed’in kıyas yöntemine dair bilgi edinmek mümkündür. Halil b. Ahmed, kıyaslarında yaygın olan kullanımı esas almıştır. Sîbeveyhi, kendisine ‫אن‬ ُ‫ر‬ şeklindeki bir özel ismi munsarif kabul edip etmediğini sormuş, Halil b. Ahmed “Onu munsarif kabul etmem ve herkes tarafından bilinen bir anlamı yoksa onu genel kullanıma haml ederim” diye cevap vermiştir.124 Buradan Halil’in, şâzzı genel olmayan ve kendisine kıyas yapılamayan kullanım olarak kabul ettiği de anlaşılmaktadır.125 Bununla birlikte bazen şâz kullanımları tevil ettiği görülmektedir. Örneğin ٍ ْ َ‫ز‬ ُ ‫أ‬ ٌ ُ َ‫ر‬ ‫א‬َ şeklinde nekre bir kelimenin marife bir kelimeye sıfat olmasını, benzetme kastı bulunması- na yani ٍ ْ َ‫ز‬ ِ ‫أ‬ ُ ْ ِ ٌ ُ َ‫ر‬ َ‫א‬ denilmek istenmesine bağlamaktadır. Sîbeveyhi ise böyle bir kullanımı zayıf, çirkin ve sadece zorunluluk durumunda kullanabilecek bir ifade olarak nitelemiştir.126 Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi Sîbeveyhi’nin hocasının görüşlerini kabul etmediği durumlar da bulunmaktadır.127 Örneğin Halil b. Ahmed’e göre ْ َ kelimesinin aslı ‫أن‬ dir. Önce tahfif için hemze ardından iki sakin bir araya geldiği için elif hazf edilmiştir. 117 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 303. Sîbeveyhi’nin bedevilerden Halil b. Ahmed vasıtasıyla yaptığı nakillerin bazıları için bk. el-Kitâb, I, 159, 279, 291; II, 108, 110, 134, 205, 207, 265, 404; III, 103, 123, 366 IV, 155, 169, 405. 118 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 115. 119 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 66; IV, 115, 214. 120 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 210. 121 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 365. 122 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 364. 123 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 117. 124 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 218. 125 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 405. 126 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 361. 127 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 398-400; III, 5, 16, 59, 126-8, 324. Sîbeveyhi ile Halil b. Ahmed arasında ihtilaf noktalarına dair detaylı bir inceleme için bk. Fahr Sâlih Kadâre, Mesâil hilâfiyye beyne’l-Halîl ve Sîbeveyhi, - İrbid [Ürdün].1990.
  • 15. Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 371 Sîbeveyhi ise ْ َ ’in iki harfin birleşmesinden meydana gelmediğini başlı başına bir kelime olduğunu kabul eder.128 el-Kitâb’da Halil b. Ahmed’in bazı kelime ve cümleler hakkındaki değerlendirmelerinde kabîh (çirkin),129 müstekrah (hoş karşılanmayan),130 müstehab (hoş karşılanan),131 ceyyid (güzel),132 akyes (kıyasa en yakın)133 gibi kelimeler kullandığı görülmektedir. Bütün bunlar Sîbeveyhi’nin değerlendirme yöntemi konusunda hocasından etkilenmiş olduğunu göster- mektedir. Ayrıca Halil b. Ahmed’den yapılan nakillerde onun el-Kitâb’da yer alan pek çok terimi kullandığı görülmektedir. Bunlar arasında isim, fiil, masdar, sıfat, haber, mübteda, izâfet, hareke, cer, tensiye, cemi gibi pek çok terim bulunmaktadır.134 Bu terimlerin bazıları Halil b. Ahmed’in Kitâbu’l-‘Ayn’ında da bulunmaktadır.135 Sîbeveyhi’nin özellikle ses konularıyla ilgili kullandığı terimlerin çoğunu hocası Halil’in de kullandığı tespit edilmiştir.136 Bu da Sîbeveyhi’nin, hocalarından gelişmiş bir terminoloji devraldığını göstermektedir. Görüldüğü üzere Halil b. Ahmed, el-Kitâb’ın en önemli kaynaklarından birisidir. Sîbeveyhi eserinde ele aldığı konuların çoğunda onun görüşüne başvurmuş ve ondan nakiller yapmıştır. Bu yönüyle el-Kitâb, gramer konusunda herhangi bir eseri elimize ulaşmamış olan Halil b. Ahmed’in görüşlerini sunan en önemli kaynak mahiyetindedir. el-Kitâb’ın aslında Halil b. Ahmed’in eseri olduğu, Sîbeveyhi’nin yaptığının sadece ho- casının görüşlerini nakledip, başka görüşlerle bunları karşılaştırmaktan ibaret olduğu şeklindeki iddialar,137 Sîbeveyhi’nin orijinal katkılarını görmezden gelen bir yaklaşımın sonucudur. Halil b. Ahmed’in eserdeki katkıları açıktır. Ancak şurası da açıktır ki, el-Kitâb Sîbeveyhi’nin ürünüdür ve onun dilbilimsel yöntemini ve bilgi birikimini yansıtmaktadır. 4. Gruplar el-Kitâb’da yukarıda isimleri zikredilen şahısların yanı sıra bazı gruplardan da nakillerde bulunulmaktadır. Bunlar “nahviyyûn”, Medine ehli, Mekke ehli ve Kûfeliler şeklinde anılmaktadırlar: A. Nahviyyûn Sîbeveyhi, el-Kitâb’da “nahviyyûn” şeklinde adlandırdığı bir grubun bazı görüşlerine yer vermiştir. Bu isimle kimlerin kastedildiği tartışma konusudur. Carter, el-Kitâb’da “nahiv” kelimesinin “gramer” anlamında değil, “ifade tarzı” anlamında kullanıldığını, dolayısıyla 128 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 5. 129 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 127; III, 64, 161, 378. 130 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 60. 131 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 549. 132 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 205. 133 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 337. 134 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 120–121, 127, 370; III, 501. 135 Halil b. Ahmed, Kitâbu’l-‘Ayn, thk. Mehdî el-Mahzûmî, İbrahim Sâmerrâî, Beyrut 1988, I, 233; VIII, 214. 136 Abdulkâdir el-Mehîrî, “‘Alâ hâmişi’l-mustalahi’n-nahvî fî Kitâbi’l-‘Ayn”, Havliyyât Câmi‘ati’t-Tûnisiyye, XXVII (1988), 24. 137 Mahzumî, Medresetu’l-Kûfe, Beyrut 1986, s. 33.
  • 16. 372 — Ali Benli “nahviyyûn” kelimesiyle “ifade tarzları” (özellikle kıraat ve şiirler) ile ilgilenen kimselerin kastedildiğini iddia etmektedir. Ona göre bu dönemde teknik anlamda gramerci diye isimlendirilebilecek kimse bulunmamaktadır.138 Carter’ın görüşlerini eleştiriye tabi tutan Talmon ise bu grubun, Sîbeveyhi’nin çağdaşı olan veya ondan önce yaşayan dil âlimleri olduğunu kabul etmektedir. Bu görüşe göre Sîbeveyhi diğer dil âlimlerinden -özellikle eleştirdiği durumlarda- “nahviyyûn” diye bahsetmiştir.139 el-Kitâb’daki bazı ifadelerden İsa b. Ömer es-Sekafî ve Yunus b. Habîb’in de bu gruba dahil olduğu sonucuna ulaşılabileceği belirtilmektedir.140 el-Kitâb’da “nahviyyûn” ismi yirmi bir yerde geçmektedir.141 Bunların çoğunda bu kim- selerin dil meselelerini açıklama tarzlarının eleştirildiği görülmektedir. Örneğin Sîbeveyhi, “Nahivcilerin sözlerine gelince, bunlar sadece yaptıkları kıyaslardır. Araplar böyle sözler söylemezler” diyerek onları, Arapların söylemediği, sadece kendilerinin kıyasla ürettikleri cümlelere dayandıkları için eleştirmektedir.142 Bu sözler, Sîbeveyhi’nin eserini yazarken yaşayan dili temel aldığını göstermektedir. Nitekim başka bir yerde “Şayet bu kelime nahivcilerin iddia ettikleri gibi kalb edilerek (dönüştürülerek) söylenseydi, pek çok söz bozulurdu” demektedir.143 Ayrıca bir şâhidin bu kimseler tarafından uydurulduğunu belirtmektedir.144 Nahviyyûna nispet edilen görüşlerin çoğu sarfla ilgilidir. Bu kimselerin isim ve fiillerin değişken yapısı konusundaki vurguları ve bu yapıları kurallar halinde belirleme istekleri ilgi çekicidir. Kendilerinden yapılan nakillerden, nahviyyûn’un açıklama ve kural koyma yöntemlerinin ileri bir seviyede olduğu sonucuna ulaşmak mümkündür. Onlar, çeşitli dil yapılarını yorumlarken genelleşmiş bir kavram düzeyi ve geniş bir terminoloji kullanmak- tadırlar.145 Örneğin Sîbeveyhi, ِ ِ ْ َ ِ ِ ُ ‫ت‬ْ‫ر‬ َ َ cümlesinde nahivcilerin ْ َ kelimesini sıfat kabul ettiklerini, bunu mevsûf ile aynı duruma sahip olmasıyla açıkladıklarını belirtmekte- dir.146 Ayrıca bir başlığı verirken “Bu, nahivcilerin tasrîf ismini verdikleri konudur” şeklin- de bir ifade kullanmaktadır.147 B. Medine Ehli ve Mekke Ehli II/VII. asırda Medine ve Mekke’de bazı kıraat âlimleri tarafından gramere dair çalışma- lar yürütülmüştür. Bu şehirlerde kıraat ilmi ve dil konularıyla ilgilenen âlimlerin oluşturdu- ğu bu topluluk için el-Kitâb’da Medine ehli ve Mekke ehli, Ferrâ’nın Me‘âni’l-Kur’ân’ında ise bunların yanında Medine nahivcileri ve Hicaz nahivcileri gibi tabirler kullanılmakta- 138 Carter, Sibawayhi, London 2004, s. 4-5. 139 Talmon, “Nahwiyyûn in Sibawayhi’s Kitâb”, Zeitschrift für Arabishe Linguistik, VIII (1982), Wiesbaden s. 29. 140 Talmon, “Nahwiyyûn in Sibawayhi’s Kitâb”, s. 28; bk. Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 21, 391. 141 Sîbeveyhi, el-Kitâb, I, 334, 389, 434; II, 11, 19, 21, 50, 364, 385, 391; III, 21, 59, 61, 418; IV, 242. 142 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 364. 143 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 50. 144 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 61. 145 Talmon, “Nahwiyyûn in Sibawayhi’s Kitâb”, s. 26. 146 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 385. 147 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 385.
  • 17. Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 373 dır.148 Talmon, iki kitapta bu tabirlerle ifade edilen kimselerden yapılan nakillerin birbirle- rine oldukça yakın olduğunu ve büyük ihtimalle aynı kişilerin kastedildiğini belirtmekte- dir.149 Ona göre biyografik eserlerde Medine’de gramerle ilgilendikleri nakledilen Abdurrahman b. Hürmüz, Bişkest en-Nahvî (ö. 130/ 748), Ali el-Cemel ve Mekkeli İbn Kustantîn ve İbn Muhaysın (ö. 123/ 740) gibi âlimler bu gruba dâhildir.150 Ebu’l-Esved ed- Düelî’nin öğrencileri arasında olan Abdurrahman b. Hürmüz’ün Medîne’de yedi kıraat imamından biri olan Nâfi‘ b. Abdurrahman’ın (ö. 169/785) da aralarında bulunduğu pek çok kişiye kıraat dersi vermesi ve İbn Ebû İshak’ın Medine’de kıraat okuması bu şehirdeki çalışmalarla Basra’dakilerin birbiri ile ilişki içerisinde olduğunu göstermektedir.151 Ayrıca Ebû Amr b. ‘Alâ’nın kıraatte daha çok Hicaz ehlinin yöntemini benimsediği kaydedilmiş- tir.152 el-Kitâb’da bu gruptan yapılan nakiller söz konusu etkileşimi yansıtmaktadır. Örneğin Abdurrahman b. Hürmüz’ün bir kıraat tercihi nakledildikten sonra, Mekke ehlinin o zamana kadar ayeti bu şekilde okudukları belirtilmektedir.153 Başka bir yerde ise Medine ehlinin َ ْ ‫أ‬ َ‫א‬ َ ‫כ‬ْ ِ ُ‫م‬ َ ْ‫أכ‬ َ ُ ً ُ َ‫ر‬ ُ cümlesindeki َ ُ zamirini fasl zamiri kabul ettikleri rivayet edilmekte, ardından Yunus b. Habîb’ten Ebû Amr b. ‘Alâ’nın bu görüşü hatalı saydığı nakledilmektedir. Devamında hata yaptığı belirtilen kişinin Medine ehlinden İbn Mervân olduğu açıklanmıştır.154 Sîbeveyhi, el-Kitâb’da Medine ehli diye isimlendirdiği gruptan yedi, Mekke ehli adını verdiği gruptan üç nakilde bulunmuştur. Medine ehlinden yapılan nakillerin dördü, Mekke ehlinden yapılan nakillerin ise tamamı kıraatlerle doğrudan ilişkilidir.155 Örneğin bedevile- rin ٌ ِ َ ْ ُ َ ً‫א‬ ْ َ ْ‫إن‬ dedikleri rivayet edildikten sonra, Medine ehlinin ‫'إن‬ yi tahfîf ve ismini nasb ederek ayeti ْ ُ َ َ‫א‬ ْ ‫أ‬ َ ‫כ‬ َ‫ر‬ ْ ُ َ ِّ َ ُ َ ‫א‬َ َ ُ‫כ‬ ْ‫إن‬ َ‫و‬ (Hûd, 11/111) şeklinde okudukları nakledil- miştir.156 Diğer üç naklin de kıraatlerle ilişkili olduğu görülmektedir.157 Bunlardan birisinde güvenilir kişi158 vasıtasıyla Medine ehlinden birinin bir bedeviyi ٌ ِ ‫א‬َ َ ٌ ْ َ‫ز‬ ْ‫إن‬ derken duydu- ğu nakledilmiş, ardından bu kullanıma örnek olarak ْ‫إن‬ َ‫ن‬ ُ ُ َ َ َ‫ن‬َ‫א‬‫כ‬ (Sâffât, 37/167) ayeti verilmiştir.159 Bu nakilden, Medineli kıraat âlimlerinin bedevilerden semâda bulunduğu ve bunu kıraat tercihlerinde kullandıkları anlaşılmaktadır. Nitekim kaynaklarda Mekkeli İbn Muhaysın’ın kıraat konusunda Arap dil ilimlerine dayanan tercihlerinin bulunduğu nakle- 148 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 140, 185, 396, III, 50, 123, 152, 520; Ferrâ, Me‛âni’l-Kur’ân, Alemu’l-kütüb, y.y. 1998, I, 358, II, 82. 149 Talmon, “An Eight-Century Grammatical School in Medina”, s. 225. 150 Talmon, “An Eight-Century Grammatical School in Medina”, s. 230–4. 151 Cezerî, Gâyetu’n-nihâye, I, 381; İbnu’l-Kıftî, İnbâhu’r-ruvât, II, 173. 152 İbnu’s-Sellâr eş-Şâfi‛î, Tabakâtu’l-kurrâi’s-seb‛, thk. Abdullah İnaye, Beyrut 2005, s. 47. 153 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 134. 154 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 397. 155 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 140, 396; III, 50, 123; IV, 196, 440, 444. 156 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 140. Bu, Nâfi‘ el-Medenî ve İbn Kesîr el-Mekkî’nin kıraatleridir. (Ahmed b. Muhammed ed-Dimyâtî, İthâfu fudalâi’l-beşer bi’l-kırâ’ati’l-‘aşer, thk. Şaban Muhammed İsmail, Beyrut 1987, 260). 157 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 185, 396, III, 152. 158 Ebû Zeyd el-Ensârî’nin kastedilmesi muhtemeldir. 159 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 152.
  • 18. 374 — Ali Benli dilmiştir.160 C. Kûfe Ehli el-Kitâb’da ismi geçen bir diğer grup, “Kûfe ehli” veya “Kûfeliler”dir. Bu gruptan dört nakil yapılmaktadır. Bunların birincisinde Harun b. Musa’dan rivayetle Kûfelilerin ْ َ َ ُ َ ِ ً‫א‬ ّ ِ ِ ِ َ ْ ‫א‬ َ َ َ ‫أ‬ ْ ُ ‫أ‬ ٍ َ ِ ِّ ُ‫כ‬ ْ ِ (Meryem 19/69) ayetini ّ ‫أي‬ kelimesinin fethasıyla okuduk- ları belirtilmiş ve bu kıraat, güzel bir kullanım olarak değerlendirilmiştir.161 İkincisinde, Kûfe ehlinin َ‫א‬ ُ َ‫א‬ ْ ‫إ‬ ِ ُ ْ‫أن‬ ‫ى‬ َ ْ ‫א‬ َ‫א‬ ُ َ‫א‬ ْ ‫إ‬ َ ِّ‫כ‬َ ُ َ (Bakara 2/282) ayetinde ِّ‫כ‬َ ُ َ kelimesini merfû okuduklarını belirtilmektedir.162 Üçüncüsünde, Kûfelilerin ِ ْ َ kalıbına sadece ortadaki harfi kesreli olan fiiller geldiği şeklindeki görüşleri aktarılmaktadır.163 Dördüncüde ise Kûfelilerin kıraatine göre ‫ون‬ ُ ‫כ‬َ َ َ yerine َ‫ون‬ ُ ‫כ‬ şeklinde okumanın câiz olduğu bildiril- mektedir.164 Bu nakillerin üçünün kıraatlerle ilgili olması, bu kimselerle kastedilenlerin Kûfeli kıraat âlimleri olduğunu intibahını uyandırmaktadır. Söz konusu örnekler, Halil b. Ahmed’in öğrencisi ve Sîbeveyhi’nin çağdaşı olan Kisâî ile başlatılan Kûfe gramer ekolünün özellikle- rini yansıtacak yeterlilikte değildirler. el-Kitâb’da farklı gramer ekollerinin varlığına dair güçlü bir işaretin bulunmaması, ilk dil çalışmalarının bütüncül yapısını ve gramer konu- sundaki ekolleşmenin tam anlamıyla III/IX. asırda gerçekleştiği şeklindeki iddiayı destek- lemektedir.165 Ayrıca Kûfe gramer ekolüne yapılan göndermelerin en önemli özelliklerin- den birinin, bu ekole mensup dilcilerin Sîbeveyhi karşıtı tavırları olduğu tespit edilmiştir.166 Kees Versteegh, Kûfe’deki tefsir ve kıraat çalışmalarının, buradaki dilbilim geleneğinin temelini oluşturduğunu iddia etmektedir. Ona göre Kûfeli dilciler tarafından kullanılan terminoloji, Mukâtil b. Süleyman (ö. 150/768) gibi bazı müfessirler tarafından geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Biyografi eserlerinde Mukâtil b. Süleyman’ın Kûfe’de kaldığına dair herhangi bir bilgi bulunmadığını bildiren Versteegh, söz konusu benzerliğin Mukâtil b. Süleyman’ın, İbn Mes‘ûd’un etkisini taşıyan Kûfeli kıraat âlimleriyle ilişkisinden kaynak- landığını savunmaktadır.167 Sonuç Sîbeveyhi, yazıldığı dönemde bin varak olan bu hacimli eserinde başta hocaları olmak üzere kendisinden önceki dil âlimlerinden pek çok nakilde bulunmaktadır. Bu özelliği ile el-Kitâb dil ilimlerinin teşekkül dönemine dair çalışmaların temel kaynaklarından birisi 160 İbnu’l-Cezerî, Gâyetu’n-nihâye, II, 297. 161 Sîbeveyhi, el-Kitâb, II, 399. 162 Sîbeveyhi, el-Kitâb, III, 53; Bu kıraatin sadece Kûfelilerden Hamza ez-Zeyyât’a ait olduğu bildirilmek- tedir. (Ebû Hayyân Esîruddîn el-Endelusî Tefsîru’l-bahri’l-muhît, II, y.y. 1983, 338). 163 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 409. 164 Sîbeveyhi, el-Kitâb, IV, 444. 165 Jonathan Owens, “Models For Interpreting The Development Of Medieval Arabic Grammatical Theory”, Journal of the American Oriental Society, 111/2 (April-June 1991), 225. 166 Monique Bernards, Changing Traditions Al-Mubarrad’s Refutation of Sībawayh the Subsequent Reception of the Kitāb, Brill, Leiden 1997, s. 17. 167 Kees Versteegh, “Grammar and Exegesis –The Origins of Kufan Grammar and The Tafsīr Muqātil-”, 235-239.
  • 19. Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu— 375 olmalıdır. Bu dönemin dil âlimleri hakkında biyografi eserlerindeki malûmât, bazı çelişkiler içerse dahi dil ilimlerinin teşekkülü konusunda genel bir tarihî çerçeve vermektedir. el- Kitâb’da söz konusu tarihî çerçevenin yansımalarını görmek mümkündür. Dolayısıyla el- Kitâb, bize biyografik bilgiler üzerine inşa edilen tasvirin sıhhatini tespit imkânı sağlamak- tadır. Sonraki dönemlerde pek çok dala ayrılacak olan dil ilimleri teşekkül safhasında bütün- cül bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Arap gramerinin kurucusu kabul edilen âlimler aynı zamanda Arap yazısının gelişmesine ve fasih dil malzemesinin derlenmesine katkıda bulunmuşlardır. el-Kitâb’ın temelde sarf, nahiv ve ses konularını kapsayan ancak belâgat vb. ilimlerin bazı meselelerine de yer veren muhtevâsı da dil ilimlerinin bu yapısını yansıt- maktadır. Müslümanlar yaklaşık bir asırlık bir süre içerisinde orijinal bir dilbilim geleneği tesis ederek bu alanda yüksek bir seviyeye ulaşmışlardır. Bu, İslâmî ilimlerin teşekkül dönemi olan hicrî ilk iki asırda gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Arap dili çalışmalarının doğuşu ve el- Kitâb’ın telifine kadarki gelişimi ve bu eser hakkındaki çalışmalar söz konusu dönemin farklı bir açıdan aydınlatılmasına katkı sağlayacaktır.