Bel ağrısı olan kişiler çözüm için MR görüntülerine dayalı teşhisin çok önemli olduğunu düşünmektedirler. Oysa araştırmalar tam tersini göstermektedir. Bu kısa hikaye bu konuyla ilgili fikir vermek üzere kaleme alınmış bir denemedir. Bel ağrısı en sık görülen sağlık sorunlarından biridir ve halen doğru yaklaşım için ortak bir çözüm üzerinde fikir birliğine varılmamıştır.
1. AAAAhhhhmmmmeeeetttt BBBBeeeeyyyy’’’’iiiinnnn TTTTuuuuhhhhaaaaffff HHHHiiiikkkkââââyyyyeeeessssiiii
Ahmet Beyin tüm dikkati, gazetenin her cumartesi verdigi bulmaca ekindeydi. Iki
dakikadır cevabını düsündügü sorunun cevabını bulunca çok heyecanlandı, 30 dk’lık
bulmacayı tam zamanında bitirecekti, saatine baktı 11.20’yi gösteriyordu. Cevabı bir an
önce yazmak için hızla gazeteye yönelince elindeki kalem birden kaydı ve yere düstü.
Ahmet Bey hızla egilip kalemi almak isterken öylece kalakaldı. Bir anda beline çok
siddetli bir agrı saplandı, o an ne bulmacanın ne buldugu cevabın bir önemi kalmamıstı.
Tıpkı kapısı zorlanmıs bir arabanın, kkkkuuuullllaaaakkkkllllaaaarrrrıııı ssssaaaaggggıııırrrr eeeeddddeeeennnn aaaallllaaaarrrrmmmm uuuuyyyyaaaarrrrııııssssıııı gibi ssssiiiiddddddddeeeettttlllliiii
bbbbiiiirrrr bbbbeeeellll aaaaggggrrrrııııssssıııı tüm zihnini esir almıstı.
Esine seslendi,”Hanım yardım et dogrulamıyorum, belim çok agrıyor”
Seslenisi duyan evin hanımı, panik içinde koltukta öne egilmis sekilde öylece
duran esine yöneldi, kolundan tutarak esinin yavas yavas dogrulmasına yardım etti.
Agrı olanca siddetiyle devam ediyordu.
2. Kalemi almak için egildigi an ile dogruldugu an arasında geçen iki dakikalık süre
zarfında aklından sunları geçirdi.
Bu agrı da nereden çıktı simdi?
Belim mi kaydı yoksa?
Kaç gün rapor almam gerek?
Ameliyat olmam gerekecek mi ?
Ameliyat olursam bir süre ise gidemem, offf…
Biraz kendine gelince, her zaman gittikleri hastaneyi arayıp acil randevu aldılar.
Ahmet beyi siddeyli bel agrısı nedeniyle muayene dahi edemeyip MR çekilmesini
isteyen doktor, bir dizi tahlil ve testten sonra bel bölgesinde ciddi bir fıtık oldugunu
söyleyip, MR üzerinde fıtıgı gösterip, cerrahi konusunda uzman baska bir hekimle
görüsmesini önerdi. O an basından asagı kaynar sular bosandı Ahmet Bey’in,
endiseleri haklı mı çıkacaktı yoksa?
3. Doktorun Ahmet Bey’e gösterdigi fıtıgı resmeden MR DDDoookkktttooorrruuunnn AAAhhhmmmeeettt BBBeeeyyy’’’eee gggööösssttteeerrrdddiiigggiii fffıııtttıııgggııı rrreeesssmmmeeedddeeennn MMMRRR ggggöööörrrrüüüünnnnttttüüüüssssüüüü ssssööööyyyylllleeeeyyyyddddiiii....
Doktorun kapısından bası önde, eli belinde yavas yavas çıkarken, beyazlar içinde
yaslıca bir adam yavasça yanına yaklastı.
-Ahmet Bey, belinizdeki agrıyı çok kısa sürede sona erdirebilecek fakat size
inanması güç görünecek bir önerim var” dedi ve devam etti adam “Sizi bir zaman
makinesine bindirip cumartesi günü bulmaca çözüdügünüz saatlere gönderecegim.
Kalem elinizden yine düsecek ama bu kez kalemi hızla degil yavaçsa egilip alacaksınız,
sakince dogrulacaksınız, sizden tek ricam bu” dedi.
4. Beyazlar içindeki adamın tuhaf bir ikna ediciligi vardı, söylediklerinin saçma
oldugunu adı gibi bilse de bu saçmalıga inanmak istiyordu.
Aklından sunlar geçiyordu.
Adımı nereden biliyor, bu adam?
Zaman Makinesi mi, kamera sakası olmalı?
Doktor sende bel fıtıgı var dedi, zaman makinesi ile gitsem de fıtık orda olmayacak mı ?
Bel fıtıgı olan birisiyim artık, bu adama mı yoksa bir cerraha mı ihtiyacım var?
Yankesici olmasın?
Beyazlar içindeki adam sakince devam etti:
“Evim suracıkta, zaman makinesi çalısma odamda kurulu, tek yapacagımız sizi
esinizle koltuga oturtup gitmek istedigin tarihi ve saati ekrana yazmak.”
Bir an esiyle göz göze geldiler, peki hadi gidelim o halde dedigini duyar gibi oldu.
5. Eli belinde zaman makinesinin koltuguna yavasça oturdu, ekrana tarihi ve saat olarak
11.19’u yazdı, bel agrısının bir simsek gibi saplandıgı o anı nasıl unutabilirdi ? Durdu ”
yok yok” dedi “11.18 yazalım garanti olsun.” Beyazlar içindeki adam ilginç cihazın
kapısını kapattı ve gülümseyerek el salladı beli agrıyan Ahmet Bey ve esin
Büyük bir ugultu duyuldu ve bir anda kendini odasında soruları çözmek için ugras
verirken buldu. Hiçbir sey hatırlamıyor üstelik bası çok kötü agrıyordu. Kulagında
“kalemi hızla degil yavaçsa egilip alacaksınız, sakince dogrulacaksınız, sizden tek
ricam bu” gibi o an için anlamsız bir cümle çınlıyordu.
Neyse dedi bulmacasına döndü.
Bulmacanın son sorusuna gelmisti saatine baktı 11.18, sorunun cevabı dilinin ucunda
ama bir türlü gelmiyordu. Düsünmeye basladı, bulacaktı, bulmalıydı…devam etti. Iki
dakikadır cevabını düsündügü sorunun cevabını bulunca çok heyecanlandı, 30 dk’lık
bulmacayı tam zamında bitirecekti, saatine baktı 11.20’yi gösteriyordu.
6. Cevabı bir an önce yazmak için hızla gazeteye yönelince elindeki kalem kaydı ve
yere düstü, bir an zihninde yankılanan o cümle anlam buldu; “kalemi hızla degil
yavaçsa egilip alacaksınız, sakince dogrulacaksınız, sizden tek ricam bu”
Kalemin düstügü yere baktı, rahatça egilebilmek için koltuktan biraz öne dogru
kaykıldı ve bulmacayı üzerine koydugu sehpayı biraz öteye dogru itti, yavasça egilip
kalemi aldı, sonrada usulca dogruldu.
Cevabı hızla yazdı saatine baktı saat 11.21’di, bulmacayı bir dakika gecikme ile 31
dakikada tamamlayabilmisti. Yerinden kalktı biraz balkona çıkıp hava alsa iyi olurdu,
gözü bir an salonun bas kösesinde duran televizyona takıldı.
Televizyonda beyazlar içinde bir adam Bel Agrısıyla ilgili birseyler söylüyordu bir
an duraksadı, adamın ilginç bir ifadesi vardı dur bakalım neler söylüyor diye izlemeye
koyuldu.
7. Adam:
“Bel agrısının ancak %3-5’i tümör,kanser, kırık gibi ciddi nedenlerden kaynaklanır
gerisi basit mekanik problemlerdir ve en gelismis görüntüleme tekniklerine ragmen
pek çok hastada bel agrısının nedeni bulunamamaktadır, çünkü agrı çogu kez belde
degil beynin içindedir”.
Adamın sözleri ilgisini çekti, “Agrı beynin içinde mi ? diye tekrarladı kendi
kendine. Bu düsünceler içindeyken çalan telefon ile irkildi. Telefonun ucundaki tıp
fakültesinde okuyan kızıydı,”Baba bir arkadasımın tez çalısması için bel agrısı sikayeti
olmayan kisilerin MR’larının çekilmesi gerekiyor, bu çalısmaya gönüllü olarak katılır
mısın ? dedi kızı. Tabii neden olmasın cevabını alan kızı tesekkür ederek telefonu
kapattı.
8. Sonraki gün kendisine söylenen adrese giderek MR çektirdi. MR’ı yorumlayan
doktor;
-“Beliniz agrıyor mu?”
-”Yoo, neden sordunuz doktor bey ?”
-“Bu çalısmaya bildigim kadarıyla “beli agrımayan kisiler” katılıyordu onu teyit etmek
istedim, tesekkür ederim” dedi doktor.
Ahmet beyin tez çalısması için çekilmis MR görüntüsü, dosyasındaki yerini aldı.
Fzt. Murat Dalkılınç,2009