SlideShare a Scribd company logo
1 of 79
Yakın Tarihimizde Demokrasi
Zaafiyetleri
Yılmaz Murat Bilican
İzmir Amerikan Koleji
Felsefe öğr.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün
TBMM’nin 7. Dönem 3. Yasama Yılını açış
konuşması, 1 Kasım 1945
Bizim tek eksiğimiz, hükümet partisinin
karşısında bir parti bulunmamasıdır.
Yeni seçim için tabii olarak bir buçuk sene
kadar bir zaman geçecektir... Tek dereceli
olmasını dilediğimiz 1947 seçiminde milletin
çoklukla vereceği oylar gelecek iktidarı tayin
edecektir.
O zamana kadar bir karşı partinin
kendiliğinden kurulabilip kurulamayacağını
ve kurulursa bunun Meclis içinde mi, Meclis
dışında mı ilk şeklini göstereceğini
bilemeyiz.
İnönü’nün Söylev ve Demeçleri,
(İstanbul, 1946)
DP, 1946 yılında girdiği ilk seçimlerde henüz ülke çapında yeterince örgütlenememiş
olmasına karşın beklenmedik bir başarı gösterdi.
6-7 Eylül 1955 Olayları
Toplumsal Muhalefetin Yükselişi
DP, 1950ılerin sonunda arkasındaki toplumsal
desteği büyük ölçüde kaybetmeye başladı.
Nüfusun çoğunluğunu oluşturan kırsal kesim büyük
ölçüde hâlâ DPıyi desteklemeye devam etse de,
kentlerdeki destek giderek azaldı. Özellikle 1958
sonrası ekonomik krizin derinleşmesiyle
kentlerdeki kitlelerde büyük bir hoşnutsuzluk baş
gösterdi.
Enflasyonun artmasıyla çalışan kesimlerin gerçek
ücretleri düşüyor, sanayiciler kaynakların ağırlıklı
olarak tarımsal kesime ayrıldığından şikayet
ediyorlardı.
DP yanlısı siyasetçi ve aydınların cumhuriyet
ilkelerini esnek ve gevşek bir şekilde
yorumlamaları ise aydınların bir bölümü
açısından özellikle kültürel anlamda bir ihanet
gibi algılanıyordu.
Özellikle üniversiteli gençlik tarafından sık sık
hükümet aleyhine gösteriler düzenleniyor, ülke
hızla bir kaosun eşiğine sürükleniyorduı
Ordu İçinde Huzursuzluk
DP döneminde gerek ekonomik açıdan gerekse toplumsal statü açısından en çok
kaybeden kesimlerin başında devlet memurları, dolayısıyla da ordu mensupları geliyordu.
Oysa 1920’lerden 1940’lara, memurluk ve subaylık en azından toplumsal statü
açısından oldukça saygın ve hep avantajlı bir meslek olmuştu. Ayrıca, İsmet İnönü’nün
tarihsel kişiliği dolayısıyla ordunun üst katmanlarında CHP’nin etkisi çok belirgindi.
Bu yüzden de DP’nin iktidara geldiği ilk günlerde ordunun üst kademesinde birçok deği-
şikliğe gidilmişti. Amaç, CHP’ye yakınlığıyla tanınan üst düzey subayları görevlerinden
Uzaklaştırmaktı.
1950’lerde memur ve subayların durumu, özellikle ekonomik açıdan dramatik bir şekilde
kötüye gitti.
Herşeyden önce enflasyon ordu mensuplarını güç durumda bırakıyordu. Menderes
hükümeti önceliği yol, su, elektrik gibi altyapı çalışmalarına, endüstriyel
ve tarımsal gelişmeye verdiğinden, orduya bütçeden yeterli kaynak sağlanmıyordu.
Bütün bunlara DP’nin ideolojik olarak cumhuriyet ilkelerine ihanet ettiği kanısı da
eklenince, orduda DP karşıtı bir hava egemen olmaya başladı, ülke içinde artan siyasal
kutuplaşma orduya da sıçradı.
1950’lerin ortalarından itibaren subaylar arasında DP iktidarını devirmek için birbirinden
habersiz birçok gizli örgüt kuruldu. 1960 yılına doğru orduda iktidarı devirme yolunda
örgütlenmeler giderek olgunlaştı ve subaylar 27 Mayıs 1960’da ülke yönetimine el
koyduları
İlk Kırılma
Türk Silahlı Kuvvetleriınin
27 Mayıs 1960 tarihli bildirisi.
Dikkat... Dikkat... Muhterem vatandaşlar,
Radyolarınızın başına geçiniz. Güvendiğiniz Silahlı Kuvvetlerinizin sesi
bir dakika sonra sizlere hitap edecektir.
Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler
dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla,
Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini eline almıştır.
Bu harekete Silahlı Kuvvetlerimiz, partileri içine düştükleri uzlaşmaz
durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve
hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak
idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun seçimi kazananlara devir
ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır. Girişilmiş olan bu
teşebbüs hiçbir şahsa veya zümreye karşı değildir. İdaremiz hiç kimse
hakkında şahsiyete müteallik tecavüzkâr bir fiile teşebbüs etmeyece
ği gibi, edilmesine de asla müsamaha etmeyecektir. Kim olursa
olsun ve hangi partiye mensup olursa olsun, her vatandaş kanunlar
ve hukuk prensipleri esaslarına göre muamele görecektir. Bütün vatan-
daşların, partilerin üstünde, aynı milletin aynı soydan gelmiş evlatları
olduklarını hatırlayarak ve kin gütmeden birbirlerine karşı hürmetle,
anlayışla muamele etmeleri, ıstıraplarımızın dinmesi ve millî
varlığımızın selameti için zarurî görülmektedir. Kabineye mensup
şahsiyetlerin Türk Silahlı Kuvvetlerine sığınmalarını rica ediyoruz.
Şahsî emniyetleri kanun teminatı altındadır.
Müttefiklerimize, komşularımıza ve bütün dünyaya hitap ediyoruz.
Gayemiz Birleşmiş Milletler Anayasasıına ve insan hakları prensiplerine
tamamıyla riayettirı Büyük Atatürk’ün "Yurtta Sulh Cihanda
Sulh!" prensibi bayrağımızdırı Bütün ittifaklarımıza ve taahhütlerimize
sadıkızı NATO’ya inanıyoruz ve bağlıyızı CENTO’ya bağlıyızı Tekrar
ediyoruz: Düşüncelerimiz, yurtta sulh, cihanda sulhturı Türkiye
dahilinde bütün garnizonlardaki garnizon komutanları o yerin mülkî
ve askerî idaresine el koyacaklar ve vatandaşların her hususta
emniyetini sağlayacaklardırı
Ümit Özdağ, Menderes Döneminde Ordu-Siyaset ılişkileri ve
27 Mayıs ıhtilali (ıstanbul, 1997)
• Halkın seçtiği ilk başbakanın hazin
sonu...
Askeri Müdahale (darbe)
kötüdür
ama...
Halkın seçtiği ilk başbakanımızı
astık...
Astık ama
sorun bakalım
niye astık?
Hürriyet ve Anayasa Bayramı
Emir-komuta zinciri içinde müdahale
27 Mayıs darbesini, rütbeleri yüzbaşıdan tümgenerale kadar değişen bir grup subay
Yapmıştı.
TSK’nın hiyerarşik yapısı son anda Cemal Gürsel’in MBK’nın başına geçmeyi
kabul etmesiyle korunmuştu.
Müdahaleden sonra, DP ile yakınlığından şüphe edilen subaylar emekliye ayırıldı.
Ardından, "kalıcı ve radikal" bir askeri yönetim yanlısı subayların tasfiye edilmesi
geldi.
Ama TSK içinde ve müdahaleyi destekleyen sivil çevrelerde, "27 Mayıs devriminin"
tamamlanmadığı inancı canlı kalmaya devam etti.
Ordu içinde, Talât Aydemir’in önderliğinde şubat 1962 ve mayıs 1963’de başarısız
kalan iki darbe girişiminden sonra MBK hızla etkisizleştirildi.
Buna rağmen, 1971’e kadar TSK içinde çalkantılı bir dönem yaşandı. Ordu içinde
hiyerarşi dışı gelişen cunta* girişimlerinin 12 Mart müdahalesiyle tasfiye
edilmesinden
sonra, emir-komuta zincirine sıkı sıkıya bağlı biçimde, TSK’nın siyasal yaşama
müdahalesi, anayasal bir çerçeve içerisinde kurumlaşmış oldu.
1961 Anayasası
Temel hak ve özgürlükler güvence altında Asker ve sivil
atanmışlarla seçilmişlerden oluşan Kurucu Meclis’in
hazırladığı yeni anayasa 9 Temmuz 1961’de halkoyuna
sunuldu. Oy verenlerin % 61,5ıinin olumlu oy
kullanmasından sonra, anayasa yürürlüğe girdi. Ardından
15 Ekim’de yapılan genel seçimlerle, yeni parlamenter
demokratik dönem başladı.
1961 Anayasası temel hak ve özgürlükler konusunda
demokratik ve liberal eğilimliydi.
Cumhuriyetin nitelikleri arasında demokratikliği ilk kez
sayıyordu. Temel hakları korumakla yetinmeyip, bunların
fiilî olarak gerçekleşmesini bir devlet yükümlülüğü olarak
kabul ediyordu. Siyasal hakları 1924 Anayasası‘ndan çok
daha geniş bir biçimde tanımlıyan yeni anayasa, ayrıntılı
bir sosyal haklar listesi içeriyordu.
Bunlar anayasada ilk kez yer alan sosyal devlet
Yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olarak tasarlanmıştı.
Yargı, yasama ve yürütmenin yanında bir "üçüncü kuvvet" olarak anayasal düzeyde ilk
defa bağımsız ve güvenceli hale geldi.
Ayrıca basın özgürlüğü güçlendirildi, siyasal özgürlüklerin kapsamı genişletildi.
1963 yılında çıkarılan sendika kurma, toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt haklarını
düzenleyen kanunlarla çalışma hayatında yeni bir dönem başladı.
Güçler ayrılığının pekiştirilmesi 1961 Anayasası’yla Türkiye’de güçler ayrılığı ilkesi ilk defa
gerçekten uygulamaya girdi.
Seçimler, Yüksek Seçim Kuruluınun sorumluluğunda, yargı gözetim ve güvencesine
bağlandı.
1961 Anayasasıyla birlikte Milli Güvenlik Kurulu temel bir
devlet kurumu olarak oluşturulmuştur. O günden bu yana
ordu bu kurum ve kendi içtüzüğü nedeniyle hep
Cumhuriyeti koruma kollama güdüsü içinde olmuştur.
61 Anayasasının sağladığı ortamda sol
hareket ve işçi hareketi güçlenir.
Saraçhanebaşı mitingi, 31 Aralık 1961.
1962 yılı için öngörülen zamların 1963’e bırakılması
üzerine 31 Aralık 1961 günü Saraçhanebaşı’ndaki mitinge
100.000 işçi katıldı
Solun bir bölümü askeri bir darbeden
yanadır.
Bir bölümü Milli Demokratik Devrim ister.
Üniversite gençliği içinde örgütlenen sol
ise daha çok tam bağımsızlıkçı, anti
emperyalist bir nitelik taşır. Atatürkçülük
de temel dayanaklarından biridir.
Kanlı Pazar, 16 Şubat 1969
15-16 Haziran 1970 olayları
Sendikalar Kanunu’nda 11 Haziran’da yapılan deği-
şiklik üzerine 15-16 Haziran tarihlerinde işçi yürü-
yüşlerine polis ve asker müdahale etmek zorunda
Kaldı.
Bu İyi Bir Darbe mi Acaba?
Bu Darbeyi Bizimkiler mi yaptı?
Temel haklar ve özgürlüklerin daraltılması
1969’dan itibaren artan siyasal istikrarsızlık ve
kutuplaşma, demokratikleşmenin devam etmesini
engelledi. 12 Mart 1971 Muhtıra’sıyla başlayan yarı-askeri
rejim sırasında önemli anayasa değişiklikleri yapıldı. Yeni
yönetim ve Meclis’teki partilerin çoğu, 1961 Anayasası’nın
"Türk toplumuna bol geldiği" ya da "partilerüstü
başbakan" Nihat Erim’in tabiriyle, "lüks olduğu"
kanısındaydılar.
Temel hak ve özgürlükler rejiminde kısıtlamalara gidildi.
Yürütme, yasama aleyhine güçlendirildi ve üzerindeki
yargı denetimi hafifletildi. TRT ve üniversitelerin
özerklikleri daraltıldı. Sıkıyönetim uygulamalarının
kapsamı genişletildi. Türkiye ışçi Partisi ve Milli Nizam
Partisi kapatıldı.
• 12 EYLÜL ASKERİ DARBESİNİN BİLANÇOSU
TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı. Siyasi partilere kilit vurularak mallarına el
konuldu.
650 bin kişi gözaltına alındı
3- 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişi için idam cezası istendi.
517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı.
( İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.)
71 bin kişi TCK'nın 141., 142. ve 163. maddelerinden yargılandı.
98 bin 404 kişi "örgüt üyesi olmak" suçundan yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 bin kişi "Sakıncalı" olduğu için işten atıldı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi" siyasi mülteci" olarak yurt dışına gitti.
300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
• 171 kişinin "işkenceden öldüğü1 belgelendi.
937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
3 bin854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis
cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.3 gazeteci silahla öldürüldü.
Gazeteler 30 gün yayın yapmadı. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 39 ton gazete ve
dergi imha edildi.
Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi kaçarken vuruldu.
95 kişi çatışmada öldü
73 kişiye "doğal ölüm" raporu verildi
43 kişinin " intahar ettiği bildirildi.
1983-1989 Turgut Özal Dönemi
Bu nasıl darbe böyle?
Darbe mi?
İyi mi?
Kötü mü?
e-muhtıra
2007 Erken Genel Seçimleri
‘Ama’sız Bir Demokrasi
Darbe veya müdahale ya da diktatörlük ya
da şeriat adı ne olursa olsun bunların hepsi
demokrasiyi ortadan kaldırır.
Demokrasinin, şunun ya da bunun uğruna,
ortadan kalkması ise sözün, siyasetin bitmesi
demektir.
Anlamın bitmesi demektir.
Oysa, siyaset yaparak yaşam projeleri
geliştirebilir düşüncelerimizi aktarabiliriz,
ülkemize hizmet verebiliriz.
Teşekkürler...
Kaynaklar:
Tusiad Tarih
Çok Partili Demokrasiden 1980 Müdahalesine, İcen Börtücene 75 Yılda
Düşünceler Tartışmalar
20 yy Turkiye Tarihi, Tarih Vakfı
Gazete Arşivleri

More Related Content

Viewers also liked

Katarsis
KatarsisKatarsis
Katarsisymb
 
Genclikvesiyaset
GenclikvesiyasetGenclikvesiyaset
Genclikvesiyasetymb
 
Estetik
EstetikEstetik
Estetikymb
 
Disavurum Ve Sanat
Disavurum Ve SanatDisavurum Ve Sanat
Disavurum Ve Sanatymb
 
Postmodern Fasizm
Postmodern FasizmPostmodern Fasizm
Postmodern Fasizmymb
 
Medialinksineurope
MedialinksineuropeMedialinksineurope
Medialinksineuropeymb
 
Demet Temuraga / Totaliter Rejimler ve Sanat
Demet Temuraga / Totaliter Rejimler ve SanatDemet Temuraga / Totaliter Rejimler ve Sanat
Demet Temuraga / Totaliter Rejimler ve Sanatymb
 
Balikcilik
BalikcilikBalikcilik
Balikcilikymb
 
Kadinin Toplumsal KimliğI
Kadinin Toplumsal KimliğIKadinin Toplumsal KimliğI
Kadinin Toplumsal KimliğIymb
 
Felsefece
FelsefeceFelsefece
Felsefeceymb
 
Genclik Sorunları
Genclik SorunlarıGenclik Sorunları
Genclik Sorunlarıymb
 
8 Mart 2010 Tfl
8 Mart 2010 Tfl8 Mart 2010 Tfl
8 Mart 2010 Tflymb
 
Yeni dunyayapostgeldiniz
Yeni dunyayapostgeldinizYeni dunyayapostgeldiniz
Yeni dunyayapostgeldinizymb
 
Sanatsal Yaratim
Sanatsal YaratimSanatsal Yaratim
Sanatsal Yaratimymb
 
Bizans
BizansBizans
Bizansymb
 
Yasam Ve Mimesis
Yasam Ve MimesisYasam Ve Mimesis
Yasam Ve Mimesisymb
 
Turkey & European Union
Turkey & European UnionTurkey & European Union
Turkey & European Unionymb
 
Weintheeurope
WeintheeuropeWeintheeurope
Weintheeuropeymb
 
Kadin Filozoflar
Kadin FilozoflarKadin Filozoflar
Kadin Filozoflarymb
 

Viewers also liked (19)

Katarsis
KatarsisKatarsis
Katarsis
 
Genclikvesiyaset
GenclikvesiyasetGenclikvesiyaset
Genclikvesiyaset
 
Estetik
EstetikEstetik
Estetik
 
Disavurum Ve Sanat
Disavurum Ve SanatDisavurum Ve Sanat
Disavurum Ve Sanat
 
Postmodern Fasizm
Postmodern FasizmPostmodern Fasizm
Postmodern Fasizm
 
Medialinksineurope
MedialinksineuropeMedialinksineurope
Medialinksineurope
 
Demet Temuraga / Totaliter Rejimler ve Sanat
Demet Temuraga / Totaliter Rejimler ve SanatDemet Temuraga / Totaliter Rejimler ve Sanat
Demet Temuraga / Totaliter Rejimler ve Sanat
 
Balikcilik
BalikcilikBalikcilik
Balikcilik
 
Kadinin Toplumsal KimliğI
Kadinin Toplumsal KimliğIKadinin Toplumsal KimliğI
Kadinin Toplumsal KimliğI
 
Felsefece
FelsefeceFelsefece
Felsefece
 
Genclik Sorunları
Genclik SorunlarıGenclik Sorunları
Genclik Sorunları
 
8 Mart 2010 Tfl
8 Mart 2010 Tfl8 Mart 2010 Tfl
8 Mart 2010 Tfl
 
Yeni dunyayapostgeldiniz
Yeni dunyayapostgeldinizYeni dunyayapostgeldiniz
Yeni dunyayapostgeldiniz
 
Sanatsal Yaratim
Sanatsal YaratimSanatsal Yaratim
Sanatsal Yaratim
 
Bizans
BizansBizans
Bizans
 
Yasam Ve Mimesis
Yasam Ve MimesisYasam Ve Mimesis
Yasam Ve Mimesis
 
Turkey & European Union
Turkey & European UnionTurkey & European Union
Turkey & European Union
 
Weintheeurope
WeintheeuropeWeintheeurope
Weintheeurope
 
Kadin Filozoflar
Kadin FilozoflarKadin Filozoflar
Kadin Filozoflar
 

Similar to Yakin Tarihimizde Demokrasi Zaafiyetleri

Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesiAtaturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesiLevent Ağaoğlu
 
Demokrasiye çeyrek kala.pdf
Demokrasiye çeyrek kala.pdfDemokrasiye çeyrek kala.pdf
Demokrasiye çeyrek kala.pdfErdem4
 
Anayasalarimiz
AnayasalarimizAnayasalarimiz
Anayasalarimizkafedeneme
 
Türki̇ye’de anayasanin tari̇hî geli̇şi̇mi̇
Türki̇ye’de anayasanin tari̇hî geli̇şi̇mi̇Türki̇ye’de anayasanin tari̇hî geli̇şi̇mi̇
Türki̇ye’de anayasanin tari̇hî geli̇şi̇mi̇Yiğitcan BALCI
 
tAYYIP GULEN ELELE-Imamin Ordusu
tAYYIP GULEN ELELE-Imamin OrdusutAYYIP GULEN ELELE-Imamin Ordusu
tAYYIP GULEN ELELE-Imamin Ordusudonektayyip
 
imamin ordusu - dokunan yanar
imamin ordusu - dokunan yanarimamin ordusu - dokunan yanar
imamin ordusu - dokunan yanarimaminordusu
 
Cumhuriyetin Ilani HalifeliğIn Kaldirilmasi Ve Bu Devrim Adimlarina Tepkiler
Cumhuriyetin Ilani   HalifeliğIn Kaldirilmasi Ve Bu Devrim Adimlarina TepkilerCumhuriyetin Ilani   HalifeliğIn Kaldirilmasi Ve Bu Devrim Adimlarina Tepkiler
Cumhuriyetin Ilani HalifeliğIn Kaldirilmasi Ve Bu Devrim Adimlarina Tepkileresmus2
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmiChp Aydın
 

Similar to Yakin Tarihimizde Demokrasi Zaafiyetleri (20)

Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesiAtaturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
 
Demokrasiye çeyrek kala.pdf
Demokrasiye çeyrek kala.pdfDemokrasiye çeyrek kala.pdf
Demokrasiye çeyrek kala.pdf
 
Anayasalarimiz
AnayasalarimizAnayasalarimiz
Anayasalarimiz
 
Japonya.pptx
Japonya.pptxJaponya.pptx
Japonya.pptx
 
Türk i̇nkılabı
Türk i̇nkılabıTürk i̇nkılabı
Türk i̇nkılabı
 
Anayasa 2009
Anayasa 2009Anayasa 2009
Anayasa 2009
 
Propaganda ve Siyasal Reklam
Propaganda ve Siyasal ReklamPropaganda ve Siyasal Reklam
Propaganda ve Siyasal Reklam
 
Türki̇ye’de anayasanin tari̇hî geli̇şi̇mi̇
Türki̇ye’de anayasanin tari̇hî geli̇şi̇mi̇Türki̇ye’de anayasanin tari̇hî geli̇şi̇mi̇
Türki̇ye’de anayasanin tari̇hî geli̇şi̇mi̇
 
Turk Inklabi
Turk InklabiTurk Inklabi
Turk Inklabi
 
Imaminordusu
ImaminordusuImaminordusu
Imaminordusu
 
Mumcu bornova
Mumcu bornovaMumcu bornova
Mumcu bornova
 
tAYYIP GULEN ELELE-Imamin Ordusu
tAYYIP GULEN ELELE-Imamin OrdusutAYYIP GULEN ELELE-Imamin Ordusu
tAYYIP GULEN ELELE-Imamin Ordusu
 
IMAMIN ORDUSU
IMAMIN ORDUSUIMAMIN ORDUSU
IMAMIN ORDUSU
 
imamin ordusu - dokunan yanar
imamin ordusu - dokunan yanarimamin ordusu - dokunan yanar
imamin ordusu - dokunan yanar
 
Hatice kpss de
Hatice kpss deHatice kpss de
Hatice kpss de
 
Hatice kpss 1
Hatice kpss 1Hatice kpss 1
Hatice kpss 1
 
Cumhuriyetin Ilani HalifeliğIn Kaldirilmasi Ve Bu Devrim Adimlarina Tepkiler
Cumhuriyetin Ilani   HalifeliğIn Kaldirilmasi Ve Bu Devrim Adimlarina TepkilerCumhuriyetin Ilani   HalifeliğIn Kaldirilmasi Ve Bu Devrim Adimlarina Tepkiler
Cumhuriyetin Ilani HalifeliğIn Kaldirilmasi Ve Bu Devrim Adimlarina Tepkiler
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmi
 
Hatice kpss
Hatice kpssHatice kpss
Hatice kpss
 
Ki̇tap
Ki̇tapKi̇tap
Ki̇tap
 

Yakin Tarihimizde Demokrasi Zaafiyetleri

  • 1. Yakın Tarihimizde Demokrasi Zaafiyetleri Yılmaz Murat Bilican İzmir Amerikan Koleji Felsefe öğr.
  • 2.
  • 3. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün TBMM’nin 7. Dönem 3. Yasama Yılını açış konuşması, 1 Kasım 1945 Bizim tek eksiğimiz, hükümet partisinin karşısında bir parti bulunmamasıdır. Yeni seçim için tabii olarak bir buçuk sene kadar bir zaman geçecektir... Tek dereceli olmasını dilediğimiz 1947 seçiminde milletin çoklukla vereceği oylar gelecek iktidarı tayin edecektir. O zamana kadar bir karşı partinin kendiliğinden kurulabilip kurulamayacağını ve kurulursa bunun Meclis içinde mi, Meclis dışında mı ilk şeklini göstereceğini bilemeyiz. İnönü’nün Söylev ve Demeçleri, (İstanbul, 1946)
  • 4.
  • 5.
  • 6. DP, 1946 yılında girdiği ilk seçimlerde henüz ülke çapında yeterince örgütlenememiş olmasına karşın beklenmedik bir başarı gösterdi.
  • 7.
  • 8.
  • 9.
  • 10. 6-7 Eylül 1955 Olayları
  • 11.
  • 12.
  • 13. Toplumsal Muhalefetin Yükselişi DP, 1950ılerin sonunda arkasındaki toplumsal desteği büyük ölçüde kaybetmeye başladı. Nüfusun çoğunluğunu oluşturan kırsal kesim büyük ölçüde hâlâ DPıyi desteklemeye devam etse de, kentlerdeki destek giderek azaldı. Özellikle 1958 sonrası ekonomik krizin derinleşmesiyle kentlerdeki kitlelerde büyük bir hoşnutsuzluk baş gösterdi. Enflasyonun artmasıyla çalışan kesimlerin gerçek ücretleri düşüyor, sanayiciler kaynakların ağırlıklı olarak tarımsal kesime ayrıldığından şikayet ediyorlardı. DP yanlısı siyasetçi ve aydınların cumhuriyet ilkelerini esnek ve gevşek bir şekilde yorumlamaları ise aydınların bir bölümü açısından özellikle kültürel anlamda bir ihanet gibi algılanıyordu. Özellikle üniversiteli gençlik tarafından sık sık hükümet aleyhine gösteriler düzenleniyor, ülke hızla bir kaosun eşiğine sürükleniyorduı
  • 14.
  • 15. Ordu İçinde Huzursuzluk DP döneminde gerek ekonomik açıdan gerekse toplumsal statü açısından en çok kaybeden kesimlerin başında devlet memurları, dolayısıyla da ordu mensupları geliyordu. Oysa 1920’lerden 1940’lara, memurluk ve subaylık en azından toplumsal statü açısından oldukça saygın ve hep avantajlı bir meslek olmuştu. Ayrıca, İsmet İnönü’nün tarihsel kişiliği dolayısıyla ordunun üst katmanlarında CHP’nin etkisi çok belirgindi. Bu yüzden de DP’nin iktidara geldiği ilk günlerde ordunun üst kademesinde birçok deği- şikliğe gidilmişti. Amaç, CHP’ye yakınlığıyla tanınan üst düzey subayları görevlerinden Uzaklaştırmaktı. 1950’lerde memur ve subayların durumu, özellikle ekonomik açıdan dramatik bir şekilde kötüye gitti. Herşeyden önce enflasyon ordu mensuplarını güç durumda bırakıyordu. Menderes hükümeti önceliği yol, su, elektrik gibi altyapı çalışmalarına, endüstriyel ve tarımsal gelişmeye verdiğinden, orduya bütçeden yeterli kaynak sağlanmıyordu. Bütün bunlara DP’nin ideolojik olarak cumhuriyet ilkelerine ihanet ettiği kanısı da eklenince, orduda DP karşıtı bir hava egemen olmaya başladı, ülke içinde artan siyasal kutuplaşma orduya da sıçradı. 1950’lerin ortalarından itibaren subaylar arasında DP iktidarını devirmek için birbirinden habersiz birçok gizli örgüt kuruldu. 1960 yılına doğru orduda iktidarı devirme yolunda örgütlenmeler giderek olgunlaştı ve subaylar 27 Mayıs 1960’da ülke yönetimine el koyduları
  • 16.
  • 18.
  • 19.
  • 20.
  • 21.
  • 22. Türk Silahlı Kuvvetleriınin 27 Mayıs 1960 tarihli bildirisi. Dikkat... Dikkat... Muhterem vatandaşlar, Radyolarınızın başına geçiniz. Güvendiğiniz Silahlı Kuvvetlerinizin sesi bir dakika sonra sizlere hitap edecektir. Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini eline almıştır. Bu harekete Silahlı Kuvvetlerimiz, partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır. Girişilmiş olan bu teşebbüs hiçbir şahsa veya zümreye karşı değildir. İdaremiz hiç kimse hakkında şahsiyete müteallik tecavüzkâr bir fiile teşebbüs etmeyece ği gibi, edilmesine de asla müsamaha etmeyecektir. Kim olursa olsun ve hangi partiye mensup olursa olsun, her vatandaş kanunlar ve hukuk prensipleri esaslarına göre muamele görecektir. Bütün vatan- daşların, partilerin üstünde, aynı milletin aynı soydan gelmiş evlatları olduklarını hatırlayarak ve kin gütmeden birbirlerine karşı hürmetle, anlayışla muamele etmeleri, ıstıraplarımızın dinmesi ve millî varlığımızın selameti için zarurî görülmektedir. Kabineye mensup şahsiyetlerin Türk Silahlı Kuvvetlerine sığınmalarını rica ediyoruz. Şahsî emniyetleri kanun teminatı altındadır. Müttefiklerimize, komşularımıza ve bütün dünyaya hitap ediyoruz. Gayemiz Birleşmiş Milletler Anayasasıına ve insan hakları prensiplerine tamamıyla riayettirı Büyük Atatürk’ün "Yurtta Sulh Cihanda Sulh!" prensibi bayrağımızdırı Bütün ittifaklarımıza ve taahhütlerimize sadıkızı NATO’ya inanıyoruz ve bağlıyızı CENTO’ya bağlıyızı Tekrar ediyoruz: Düşüncelerimiz, yurtta sulh, cihanda sulhturı Türkiye dahilinde bütün garnizonlardaki garnizon komutanları o yerin mülkî ve askerî idaresine el koyacaklar ve vatandaşların her hususta emniyetini sağlayacaklardırı Ümit Özdağ, Menderes Döneminde Ordu-Siyaset ılişkileri ve 27 Mayıs ıhtilali (ıstanbul, 1997)
  • 23.
  • 24. • Halkın seçtiği ilk başbakanın hazin sonu...
  • 25.
  • 27. Halkın seçtiği ilk başbakanımızı astık... Astık ama sorun bakalım niye astık?
  • 29. Emir-komuta zinciri içinde müdahale 27 Mayıs darbesini, rütbeleri yüzbaşıdan tümgenerale kadar değişen bir grup subay Yapmıştı. TSK’nın hiyerarşik yapısı son anda Cemal Gürsel’in MBK’nın başına geçmeyi kabul etmesiyle korunmuştu. Müdahaleden sonra, DP ile yakınlığından şüphe edilen subaylar emekliye ayırıldı. Ardından, "kalıcı ve radikal" bir askeri yönetim yanlısı subayların tasfiye edilmesi geldi. Ama TSK içinde ve müdahaleyi destekleyen sivil çevrelerde, "27 Mayıs devriminin" tamamlanmadığı inancı canlı kalmaya devam etti. Ordu içinde, Talât Aydemir’in önderliğinde şubat 1962 ve mayıs 1963’de başarısız kalan iki darbe girişiminden sonra MBK hızla etkisizleştirildi. Buna rağmen, 1971’e kadar TSK içinde çalkantılı bir dönem yaşandı. Ordu içinde hiyerarşi dışı gelişen cunta* girişimlerinin 12 Mart müdahalesiyle tasfiye edilmesinden sonra, emir-komuta zincirine sıkı sıkıya bağlı biçimde, TSK’nın siyasal yaşama müdahalesi, anayasal bir çerçeve içerisinde kurumlaşmış oldu.
  • 30. 1961 Anayasası Temel hak ve özgürlükler güvence altında Asker ve sivil atanmışlarla seçilmişlerden oluşan Kurucu Meclis’in hazırladığı yeni anayasa 9 Temmuz 1961’de halkoyuna sunuldu. Oy verenlerin % 61,5ıinin olumlu oy kullanmasından sonra, anayasa yürürlüğe girdi. Ardından 15 Ekim’de yapılan genel seçimlerle, yeni parlamenter demokratik dönem başladı. 1961 Anayasası temel hak ve özgürlükler konusunda demokratik ve liberal eğilimliydi. Cumhuriyetin nitelikleri arasında demokratikliği ilk kez sayıyordu. Temel hakları korumakla yetinmeyip, bunların fiilî olarak gerçekleşmesini bir devlet yükümlülüğü olarak kabul ediyordu. Siyasal hakları 1924 Anayasası‘ndan çok daha geniş bir biçimde tanımlıyan yeni anayasa, ayrıntılı bir sosyal haklar listesi içeriyordu.
  • 31. Bunlar anayasada ilk kez yer alan sosyal devlet Yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olarak tasarlanmıştı. Yargı, yasama ve yürütmenin yanında bir "üçüncü kuvvet" olarak anayasal düzeyde ilk defa bağımsız ve güvenceli hale geldi. Ayrıca basın özgürlüğü güçlendirildi, siyasal özgürlüklerin kapsamı genişletildi. 1963 yılında çıkarılan sendika kurma, toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt haklarını düzenleyen kanunlarla çalışma hayatında yeni bir dönem başladı. Güçler ayrılığının pekiştirilmesi 1961 Anayasası’yla Türkiye’de güçler ayrılığı ilkesi ilk defa gerçekten uygulamaya girdi. Seçimler, Yüksek Seçim Kuruluınun sorumluluğunda, yargı gözetim ve güvencesine bağlandı. 1961 Anayasasıyla birlikte Milli Güvenlik Kurulu temel bir devlet kurumu olarak oluşturulmuştur. O günden bu yana ordu bu kurum ve kendi içtüzüğü nedeniyle hep Cumhuriyeti koruma kollama güdüsü içinde olmuştur.
  • 32.
  • 33. 61 Anayasasının sağladığı ortamda sol hareket ve işçi hareketi güçlenir. Saraçhanebaşı mitingi, 31 Aralık 1961. 1962 yılı için öngörülen zamların 1963’e bırakılması üzerine 31 Aralık 1961 günü Saraçhanebaşı’ndaki mitinge 100.000 işçi katıldı
  • 34. Solun bir bölümü askeri bir darbeden yanadır. Bir bölümü Milli Demokratik Devrim ister. Üniversite gençliği içinde örgütlenen sol ise daha çok tam bağımsızlıkçı, anti emperyalist bir nitelik taşır. Atatürkçülük de temel dayanaklarından biridir.
  • 35.
  • 36.
  • 37.
  • 38. Kanlı Pazar, 16 Şubat 1969
  • 39.
  • 40. 15-16 Haziran 1970 olayları Sendikalar Kanunu’nda 11 Haziran’da yapılan deği- şiklik üzerine 15-16 Haziran tarihlerinde işçi yürü- yüşlerine polis ve asker müdahale etmek zorunda Kaldı.
  • 41.
  • 42.
  • 43. Bu İyi Bir Darbe mi Acaba? Bu Darbeyi Bizimkiler mi yaptı?
  • 44.
  • 45. Temel haklar ve özgürlüklerin daraltılması 1969’dan itibaren artan siyasal istikrarsızlık ve kutuplaşma, demokratikleşmenin devam etmesini engelledi. 12 Mart 1971 Muhtıra’sıyla başlayan yarı-askeri rejim sırasında önemli anayasa değişiklikleri yapıldı. Yeni yönetim ve Meclis’teki partilerin çoğu, 1961 Anayasası’nın "Türk toplumuna bol geldiği" ya da "partilerüstü başbakan" Nihat Erim’in tabiriyle, "lüks olduğu" kanısındaydılar. Temel hak ve özgürlükler rejiminde kısıtlamalara gidildi. Yürütme, yasama aleyhine güçlendirildi ve üzerindeki yargı denetimi hafifletildi. TRT ve üniversitelerin özerklikleri daraltıldı. Sıkıyönetim uygulamalarının kapsamı genişletildi. Türkiye ışçi Partisi ve Milli Nizam Partisi kapatıldı.
  • 46.
  • 47.
  • 48.
  • 49.
  • 50.
  • 51.
  • 52.
  • 53.
  • 54.
  • 55. • 12 EYLÜL ASKERİ DARBESİNİN BİLANÇOSU TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı. Siyasi partilere kilit vurularak mallarına el konuldu. 650 bin kişi gözaltına alındı 3- 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı. ( İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.) 71 bin kişi TCK'nın 141., 142. ve 163. maddelerinden yargılandı. 98 bin 404 kişi "örgüt üyesi olmak" suçundan yargılandı. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi "Sakıncalı" olduğu için işten atıldı. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi" siyasi mülteci" olarak yurt dışına gitti. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
  • 56. • 171 kişinin "işkenceden öldüğü1 belgelendi. 937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. 3 bin854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi. 300 gazeteci saldırıya uğradı.3 gazeteci silahla öldürüldü. Gazeteler 30 gün yayın yapmadı. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 14 kişi açlık grevinde öldü. 16 kişi kaçarken vuruldu. 95 kişi çatışmada öldü 73 kişiye "doğal ölüm" raporu verildi 43 kişinin " intahar ettiği bildirildi.
  • 57.
  • 58.
  • 59.
  • 61.
  • 62.
  • 63.
  • 64.
  • 65.
  • 66. Bu nasıl darbe böyle? Darbe mi? İyi mi? Kötü mü?
  • 67.
  • 68.
  • 69.
  • 70.
  • 71.
  • 72.
  • 73.
  • 74.
  • 76. 2007 Erken Genel Seçimleri
  • 77.
  • 78. ‘Ama’sız Bir Demokrasi Darbe veya müdahale ya da diktatörlük ya da şeriat adı ne olursa olsun bunların hepsi demokrasiyi ortadan kaldırır. Demokrasinin, şunun ya da bunun uğruna, ortadan kalkması ise sözün, siyasetin bitmesi demektir. Anlamın bitmesi demektir. Oysa, siyaset yaparak yaşam projeleri geliştirebilir düşüncelerimizi aktarabiliriz, ülkemize hizmet verebiliriz.
  • 79. Teşekkürler... Kaynaklar: Tusiad Tarih Çok Partili Demokrasiden 1980 Müdahalesine, İcen Börtücene 75 Yılda Düşünceler Tartışmalar 20 yy Turkiye Tarihi, Tarih Vakfı Gazete Arşivleri