SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 39
Baixar para ler offline
SYBTD
HAKEMLİ
ELEKTRONİK DERGİ
ISSN: 1306 - 4371



SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ

Cilt: 2                    Sayı: 1         Yıl: 2007




                    www.sporyonetimi.com
SYBTD
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ

                                       Sahibi
                                    Levent ATALI

     --------------------------------------------------------------------------------

                                    Editörler
                         Yrd. Doç. Dr. Kürşad SERTBAŞ
                          Sakarya Üniversitesi BESYO

                               Ahmet GÖNENER
                           Kocaeli Üniversitesi BESYO

     --------------------------------------------------------------------------------
                                    Bilim Kurulu

                               Prof. Dr. Erdal ZORBA
                            Prof. Dr. Faik İMAMOĞLU
                        Prof. Dr. Füsun ÖZTÜRK KUTER
                             Prof. Dr. Gazanfer DOĞU
                              Prof. Dr. Hasan KASAP
                              Prof. Dr. M.Ferit ACAR
                         Prof. Dr. M.Yavuz TAŞKIRAN
                             Prof.Dr. Seyhan HASIRCI
                    Yrd. Doc. Dr. Cengiz KARAGÖZOĞLU
                          Yrd. Doç. Dr. Dilşat ÇOKNAZ
                        Yrd. Doc. Dr. Demet GÖNENER
                           Yrd. Doc. Dr. Hakan SUNAY
                           Yrd. Doc. Dr.Hasan ARSLAN
                        Yrd. Doc. Dr. Kenan SİVRİKAYA
                           Yrd. Doc. Dr.M.Levent İNCE
                       Yrd. Doc. Dr. Nevzat MİRZEOĞLU
                      Yrd. Doc. Dr. Meltem N.VELİOĞLU
                          Yrd. Doc. Dr. Müberra ÇELEBİ
                           Yrd. Doc. Dr. Selhan ÖZBEY
                       Yrd. Doc. Dr. R. Timucin GENCER
                           Yrd. Doc. Dr. Velittin BALCI
     --------------------------------------------------------------------------------

                                       İleitşim
                                bilgi@sporyonetimi.com
İÇİNDEKİLER


           TV REKLAMLARINDA SPOR İMAJININ KULLANILMASI
              VE TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI ÜZERİNE ETKİSİ

          Yavuz YILDIZ, Fırat ÇETİNÖZ, Yılmaz KAPLAN, Mustafa TÜRKMEN


                                (05 - 13)

    BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN FUTBOLDA FAİR PLAY’E İLİŞKİN
   OLUMLU VE OLUMSUZ DAVRANIŞLARA YAKLAŞIMLARININ İNCELENMESİ

                       Gülfem SEZEN, İbrahim YILDIRAN



                                (14 - 22)

      BİR REKREASYON FAALİYETİ OLARAK – ÜNİVERSİTELERARASI
MÜSABAKALARA KATILAN SPORCU ÖĞRENCİLERİN LİDERLİK DAVRANIŞLARININ
         (ANLAYIŞ GÖSTERME BOYUTUNDA) KARŞILAŞTIRILMASI

                        DURUKAN, E. CAN, S. GÖK, A.



                                (23 - 30)

       GELENEKSEL SPORLARIMIZDAN CİRİTİN REKREASYON AMACI
                    İLE GÜNÜMÜZE UYARLANMASI

                               Nurhan KOÇAN



                                (31 - 39)
SUNUŞ


        Spor Yönetimi temalı E-Dergi projesi olarak yayın hayatına başlayan “Spor
Yönetimi ve Bilgi Teknolojileri Dergisi (SYBTD)” sporbilimleri camiasına katkı
sağlamaya devam ediyor. Yayın içeriği ile alanında ilk ve tek olan SYBTD, Spor
yönetimi uygulamalarında etkili bir faktör olan Teknoloji kullanımını, bilgi yöneti-
mini spor yönetimi ve organizasyon anlayışının tamamlayıcısı olarak görmekte ve
akademik anlamda da bu anlayışın gelişmesini sağlayacak adımlar atmaktadır.




        SYBTD, Özellikle Çağdaş spor yönetimi yaklaşımı çerçevesinde teknoloji-
ye hakim bir yönetici, bu beceriyi uygulamada başarıya taşıyabilen bir bilgi yönet-
imi anlayışı ve tüm bu özellikleri spor yönetimi faaliyetlerinde değerlendirebilecek
mesleki beceriye sahip bireylerin oluşmasına sınırlıda olsa akademik olarak katkıda
bulunmayı amaçlamaktadır.


        Ülkemizde sporbilimlerinin bugünkü konumundan daha da fazla hak ettiği
mesleki ve akademik değere az da olsa katkıda bulunuyorsa ne mutlu bizlere. Bu
yolda yürürken unutmadığımız iki faktör var. Birincisi, sporbilimlerinin bugünkü
konumuna gelmesinde emek ve zaman harcayan hocalarımız, ikincisi ise biz genç
araştırmacıların heyecanıdır.



        SYBTD yayın politikası, akademik etik değerlere bağlı ve sistematik bir
değerlendirme sürecini içermektedir. Dergimiz her yıl 2 sayı olarak yayımlanacaktır.
SYBTD’nin yayın hayatındaki devamlılığı siz değerli akademisyenlerin katkıları ile be-
lirlenecektir. Bu nedenle bizleri yalnız bırakmayacağınızı umut eder, çalışmalarınızda
başarılar dileriz




                                                                             Editör
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371                  CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                                        ELEKTRONİK DERGİ

                 TV REKLAMLARINDA SPOR İMAJININ KULLANILMASI
                    VE TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI ÜZERİNE ETKİSİ

 Yavuz YILDIZ                Fırat ÇETİNÖZ                Yılmaz KAPLAN Mustafa TÜRKMEN
 yavuz.yildiz@bayar.edu.tr   firat.cetinoz@bayar.edu.tr   ykaplan@hotmail.com   mustafa.turkmen@bayar.edu.tr



         ÖZET
         Bu çalışmanın amacı, spor imajının, TV reklamlarında ve hangi ürünlerin
pazarlanmasında kullanıldığını, kullanılan bu reklamları, genel olarak TV izleyicisinin beğenip
beğenmediğini ve bu durumun hedef kitlenin satın alma davranışı üzerinde nasıl bir etki yaptığını
ortaya koymaya çalışmaktır.
         Çalışmada Türkiye’de reklam gelirleri açısından en yüksek payları alan dört TV
kanalında, bir hafta süre ile prime time içerisinde yayınlanan reklamlar incelenmiş, spor imajıyla
ilgili olan reklamların bütün reklamlar içindeki yüzdesi, hangi ürünlerin pazarlanmasında daha
çok kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca Celal Bayar Üniversitesi’ nde eğitim gören ve yaşları
ortalama 21,92±2,98 olan toplam 80 (38 bayan, 42 erkek) öğrenciye araştırmacılar tarafından
hazırlanan bir anket uygulanmıştır. Bu anket neticesinde tüketicilerin, en beğendiği reklamların
içinde %49,6 ile spor imajı ile ilgili reklamların olduğu ve reklamların satın alma davranışlarını
etkilediği bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Spor İmajı, Medya, Reklam.

       ABSTRACT
       The purpose of this study was to investigate how sport image is used for certain product
marketing, how much viewers like the sport related commercials and how sport image influence
the viewers purchasing behavior.

Four TV channels that have highest income through commercials were examined during prime
time for determining the percentage of sport image related commercials and determining the
number of products that used sport image. In addition, questionnaire that was developed by
researchers, was administered to 80 (38 female, 42 male) university students whose mean age
was 21,92±2,98 at Celal Bayar University. The results of the questionnaire revealed that
consumers liked 49,6% of the commercials with sport image and their purchasing behavior
influenced by such commercials.


Key Words: Sport image, Media, Commercial.




                                                                                                           5
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371          CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                                ELEKTRONİK DERGİ

         GİRİŞ
        Televizyon, insanların günlük yaşamlarında bilgilenmek, haber almak, eğlenmek, serbest
zamanı değerlendirmek v.b. amaçlarla kullandığı bir kitle iletişim aracıdır. Özellikle ülkemizde
günün önemli bir bölümünde izlenen televizyon sayesinde, toplumda önemli boyutlarda
etkilenme olmaktadır.
        Bir kitle iletişim aracı olarak televizyonda yer alan her türlü yayın insanları
etkilemektedir. Özellikle ürün pazarlamasında kullanılan televizyon reklamları kişilerin satın
alam davranışını pekiştirmektedir. Reklam sayesinde işletmeler, örgütler, ürettikleri mal ve
hizmeti satmaya çalışırlar.
        Toplumların etkilenebileceği, ilgi duyduğu konularla ilişkilendirilen reklamların da
izleyiciyi etkilemesi beklenir. Bu nedenle yapılan reklam filmlerinde insanların daha çok ilgi
duyacağı alanlara yer verilmektedir. Bu alanlardan biri de spordur. Toplumları önemli ölçüde
etkileyen spor olay ve karşılaşmalarının gücü, televizyon reklamlarında satın alam davranışını
pekiştirmek için kullanılmaktadır.
        Bu çalışmada televizyon reklamlarında sporla ilgili imaj, imge, ifadelerin ne ölçüde yer
aldığı ve bu ifadelerin kişilerin satın alma davranışını ne ölçüde etkilediği üzerinde durulacaktır.

       TELEVİZYON, REKLAM VE SPOR İLİŞKİSİ

        Doyle’ a (2002) göre, medya ürünü diğer endüstri ürünlerinden temel olarak bir noktada
farklılık göstermektedir. Buna göre medya içeriği, kültürel ürün olarak sınıflandırılmaktadır. TV
programları, filmler, kitaplar, dergiler salt ticari ürünler olmaktan ziyade bireylerin entelektüel
seviyelerini artıran ürünlerdir. Bu anlamda, medya ürününün değeri, onun içeriğinden yani
taşıdığı bilgi veya mesajdan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle medya ürününün tüketimi diğer
ürünlerin tüketimi gibi fiziksel bir tüketim değildir(GEÇGİL,2005).
        Medya firmalarınca üretilen tek bir ürün iki ayrı mal ve hizmet piyasasına sunulmaktadır.
Bir piyasadaki karlılık, diğerini etkiler. Medya ürününün sunulduğu birinci piyasa, üretilen
medya ürünü için talep edilen piyasadır. Bu ürün, bir gazete, dergi veya kitap, bir radyo veya TV
yayını, kablo hizmeti veya bir film ya da video üretimi biçiminde tüketiciye sunulan bilgi, haber
ve eğlencedir. Çok sayıda medyanın katıldığı ikinci piyasa ise, reklam piyasasıdır. Bu piyasa
birinci piyasa ile doğrudan bağlantılıdır. Medya ürününün iki tip alıcı (izleyiciler ve reklam
verenler) tarafından farklı amaçlar için kullanılmasından dolayı okur/izleyici talebi reklam
gelirlerine yansır. Bir çok medya araştırmacısına göre medya firmaları asıl olarak reklam
verenlere reklam yeri satmaktadır. Çoğu kez birinci piyasada (izleyici/okuyucu piyasası)
maliyetlerinin altında çalışan medya firmaları reel karlarını ikinci piyasadan (reklam yeri/zamanı
satışı) elde etmektedirler. Bu nedenle gazeteler tirajlarını, televizyonlar ise izlenme oranlarını
artırma çabası içersindedirler(GEÇGİL,2005) .
        Bir ürünün satışını arttırmak için yapılması gereken ilk şey tüketici kesimin ikna
edilmesidir. İkna önemli bir konudur. Çünkü ürün tanıtımında starların kullanılmasının da
öncelikli amacı, tüketicileri ikna ederek satışı arttırmak ve o ürüne karşı güven oluşturmaktır.
Reklamın temel amacı kitle iletişim vasıtası ile bir mal veya hizmet ile ilgili izlenim yaratarak
sonuçta satışı olabildiğince arttırmaktır. (ŞİMŞEK ve ark.2003). Günümüz tüketicisi için reklam
çeşitli mal ve hizmetleri tanıtan, tanıtmakla kalmayıp bunları nereden, nasıl, ne fiyatla elde
edebileceğini ve ne şekilde kullanacağını tanımlayan ve bu yapısı ile tüketiciye zaman kazandıran
bir unsurdur; işin güzel yanı tüm bunları gerçekleştirirken de çoğu zaman kendisini
eğlendirmesidir(GÖKSEL ve ark.2002).


                                                                                                  6
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371           CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                                 ELEKTRONİK DERGİ

       Batra, Myers ve Aaker’ a göre bir reklamın mesajı, planlanmış dinleyici veya alıcılar
üzerinde çeşitli etkilere sahip olabilir. Bir reklamın mesajı şunları içerir:
    •   Farkındalık yaratma.
    •   Nitelik ve yararlar hakkında bilgi alışverişi.
    •   Kimlik veya imajı değiştirme veya geliştirme.
    •   Tüketici duygu ve düşünceleri ile markayı bütünleştirme.
    •   Örnek gruplar yaratma.
    •   Hızlı davranma(satın alma davranışı). (Mullin ve ark. 2000)
       Örgütlerin temel amacı; mal ve hizmet üreterek bunları pazarlamak ve daha çok kar
sağlamaktır. Bu amaç ile rekabet koşulları da yaratılmaktadır. Bu durum, çağdaş pazarlama işlevi
içinde yer alan reklamın günümüz ekonomik yapısının vazgeçilmez bir öğesi olarak sürekli
biçimde ön planda kalması sonucunu doğurmaktadır. Reklam, “tüketiciye üretilen mal ve
hizmetler hakkında yeterli ve doğru bilgiyi çeşitli iletişim araçları yardımıyla iletmektir” şeklinde
tanımlanır(GÜRÜZ,1999).
        Bu pazarın en önemli özelliklerinden biri televizyon kanallarının iki grup müşteriye
hizmet etmesidir. TV yayıncılığı piyasasına yön veren program-izleyici-izlenme oranı ve izlenme
oranı – reklam veren ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda televizyon kanallarının pazar
güçlerinin belirlenmesinde, kanalların izlenme oranları ile buna bağlı olarak toplam reklam
harcamasından aldıkları pay önem kazanmaktadır. Sağlıklı bir analiz için pazar paylarının her iki
kriter de baz alınarak hesaplanması gerekmektedir. Aşağıda 2002 yılı reklam gelirleri
kullanılarak hesaplanan ulusal TV yayıncılığı piyasasında aktörlerin pazar paylarının olduğu bir
tablo verilmiştir(GEÇGİL,2005).
         Tablo 1. Ulusal TV Kanalları 2002 Yılı Reklam Gelirleri ( Geçgil 2005 )
               TV KANALLARI           REKLAM GELİRLERİ (1000 TL)      PAZAR PAYI (%)
             TRT                               7.578.901.431                1.81
             ATV                              108.384.897.096               25.87
             SHOW TV                           81.221.695.899               19.39
             CNN TURK                          18.663.094.247               4.46
             KANAL D                          117.203.158.414               27.98
             KANAL 6                           1.238.174.705                 0.3
             KRAL TV-STAR MAX                  2.823.819.738                0.67
             STAR TV                           23.090.684.992               5.51
             NTV                               32.005.700.457               7.64
             DİĞER                             26.708.179.622               6.37
             TOPLAM                           418.918.306.601                100



Tablo 1. de görüldüğü üzere reklam gelirleri bakımından KANAL D, SHOW TV, ATV, NTV,
STAR TV şeklinde bir sıralama oluşmuştur.



                                                                                                   7
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371         CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                               ELEKTRONİK DERGİ

       Reklamın amacı ilgi çekmek, daha çok kişi tarafından seyredilmesini sağlamak olduğuna
göre, reklamlarda ünlü sanatçılara rol vermek şüphesiz istenilen ilgiyi sağlamaktadır. Reklam
mesajının uzman veya ünlü kişiler aracılığıyla tüketicilere iletilmesi, çok sık başvurulan bir
anlatım biçimidir. Ürün tanıtımına yönelik reklamlarda, sinema, müzik, spor ve iş dünyası gibi
alanlarda ünlü olmuş kişilerin kullanılması yabancı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de
yaygındır. Ünlü kişilerin reklamlarda kullanımı, dikkat çekiciliği artırmakta ve ürünün akılda
kalıcılığını sağlamaktadır. Bununla beraber hedef kitlenin, ürünün tanıtımında rol alan ünlüyle
kendini özdeşleştirmesi sonucunda ürünün satış oranı artmaktadır. Sözgelimi, bu kişi bir diş
macunu reklamında ünlü bir diş hekimi, bir deterjan reklamında titiz, ailesine düşkün bir ev
hanımı bir spor ayakkabı reklamında ise ünlü bir sporcu tüketici karşısına
çıkabilmektedir(ŞİMŞEK ve ark.2003).
        Bir reklam karakteriyle özdeşleşmek, bir sinema karakteriyle özdeşleşmekten çok daha
çabuk seyreden bir durum olduğu için, daha az bilinçle gerçekleşmeye meyillidir. Hızla
gerçekleşir ve buharlaşır. Fakat reklamla bir sonraki karşılaşmada hızla yeniden canlanır ve bu
şekilde özdeşleşme hissi ve markanın kendisi arasında kalıcı çağrışımlar veya bağlar oluşabilir.
        Reklam karakteriyle özdeşleşme sırasında, kendisini başkasının yerine koyan tüketiciler,
karakterin deneyimlerine katıldıklarını/ortak olduklarını hissetmeye başlarlar. Yani, tüketiciler
hayali olarak, öyküdeki olayları kendilerini özdeşleştirdikleri karakterin perspektifiyle yaşarlar.
Tüketiciler kendi öz-kimlikleri ve karakter tarafından tanımlanan özellikler arasında benzerlikler
algılamaya başlarlar (ELDEN,2003).
        Ürün tanıtımında toplumda yer edinmiş ünlü kişilerin kullanılması büyük önem
taşımaktadır. Hedef kitle, sevdiği ve beğendiği ünlü kişileri reklamlarda görmek istemektedir.
Böylelikle de reklam hem dikkat çekici olmakta, hem de hedef kitle tarafından ürünün satın
alınma olasılığı yükselmektedir. Reklamcılar ünlü kullanımında ürün özellikleriyle ünlünün
kişiliğini birleştirmeyi amaçlamakta, böylelikle de hedef kitlede güven oluşturmaktadır(ŞİMŞEK
ve ark.2003). Örneğin, Bulgu (1995) yaptığı çalışmada, gazetede en çok okunan haberler arasında
“ünlü kişi, sporcular” sınıflandırmasının %32 ile ikinci sırada yer aldığını
belirtmiştir(BULGU,1995).
        Spor figürleri uzun zamandır Birleşik Devletler ve dünyada oldukça gözdedir. Gençlerde,
özellikle genç erkeklerde ünlü sporcuları model alma eğilimi bu ilginin doğal bir sonucu olabilir.
Reklamcılar, ünlü sporcuları ticari bir ürün gibi kullanarak, gençlerle sporcular arasındaki bu
güçlü ilişkiden fayda sağlamaktadırlar(STONE ve ark. 2003). Farklı spor dallarında başarılı olan
sporcuların ulusal veya uluslar arası tanınmışlığı ve onlara duyulan güven, sporla doğrudan ilgili
olsun ya da olmasın birçok şirket ürününün pazarlanmasında kullanılmaktadır. Toplumların çok
önemli bölümünün ilgiyle izlediği ve takip ettiği spor olayları,imajı, birçok reklamcı tarafından
reklama ve dolayısıyla ürüne olan ilgiyi arttıracak bir etken olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla
reklamlarda hem sporla ilgili kişiler(sporcu,hakem,yönetici), hem de spor imajı, ayrı ayrı ya da
beraberce reklamın içerisinde yer almaktadır(Örn: Coca Cola - Türkiye Milli Futbol Takımı,
İlhan Mansız - Evy Lady, Alex De Souza - Finansbank, Süreyya Ayhan - Vestel, Sabri Sarıoğlu,
Volkan Demirel ve İbrahim Toraman- Filli Boya). Hatta dünyaca ünlü bir futbolcu olan
Ronaldinho, aynı zamanda üç farklı reklam filminde (Nike, Pepsi, Trident Fresh)
oynamaktadır(BİR,2006). Bu durum, yani çok farklı reklamlarda bile aynı süreler içinde aynı
sporcunun yer alması, sporun ve sporcunun ürün pazarlamasındaki önemini ortaya koymaktadır.
     Spor imajı, yarışma, mücadele, güç ve dayanıklılık, sağlıklı olma gibi çağrışımları
güçlendirmektedir. Dolayısıyla reklamlarda kullanılan bu tür benzer imajlar satın almaya daha
çok yakınlaştırmaktadır. Popüler spor imajı sayesinde yıldızlaşan pek çok sporcuyla, bu şirketler


                                                                                                 8
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371            CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                                  ELEKTRONİK DERGİ

kendilerinin ön plana çıkmasını daha da rahat bir şekilde sağlayabilmektedirler(SUNAY,BALCI
2003,ZEKİ,1998).
       YÖNTEM
        Bu çalışmada TV reklamları ve spor ilişkisini ortaya koymak için iki ayrı yöntem
izlenmiştir. İlk olarak Türkiye’ de ulusal yayın yapan dört TV kanalında bir hafta (22-
28.05.2006) süre ile prime time (20.00-23.30) içerisinde yayınlanan reklamlar izlenmek suretiyle
spor imajı içeren ve içermeyen reklamlar tespit edilmiştir. Ayrıca TV reklamlarının yayınlanma
süreleri, reklam verenlere göre dağılımları hakkında veriler elde edilmiştir.
        Yöntemin ikinci aşamasında ise, Celal Bayar Üniversitesi’ nde eğitim gören ve yaşları
ortalama 21,92±2,98 olan toplam 80 (38 bayan, 42 erkek) öğrenciye araştırmacılar tarafından
hazırlanan bir anket uygulanmıştır. Anketin değerlendirilmesinde SPSS 10.0 istatistik paket
programı kullanılmış ve yüzdelik analizler uygulanmıştır.

        BULGULAR
        Türkiye’ de ulusal ve popüler yayın yapan, reklam gelirlerine göre en yüksek payları alan
dört kanalda (Kanal D, ATV, Show TV, Star TV)(RTÜK) bir hafta süresince prime time
içerisinde yayınlanan reklamların süresi, sektörlere göre dağılımı ve sporla ilgili olup, olmaması
bakımından incelenmiştir. Sonuçlar aşağıdaki tablolarda özetlenmiştir.

Tablo 2. Reklam Süreleri
      Günlük Reklam Süresi (dk.)           Günlük Reklam Süresi Ortalaması        Reklam Süresi
                   Toplam Ortalama                     (dk.)                        Yüzdesi
    22.05.2006       192         48
    23.05.2006       168         42
    24.05.2006       175      43,75
    25.05.2006       186       46,5
                                                       44,11                           21
    26.05.2006       168         42
    27.05.2006       163      40,75
    28.05.2006       183      45,75
    TOPLAM          1235      308,75

         Tablo 2’ de görüldüğü üzere dört kanalda yayın akışına göre günlük reklam süreleri
değişmektedir. Bu durum kanallarda yayın saatlerinde gösterilen programların beğenilme düzeyi
ile ilgilidir. Çok ilgi gören bir programa ait reklam kuşaklarının sayısı ve buna bağlı olarak da
süresi artmaktadır. TV kanallarında yayınlanan reklamların süresi ortalama olarak 44,11 dk.dır.
Toplam prime time (210 dk.) içerisindeki payı ise % 21’dir.

Tablo 3. Reklamlarda Spor İmajının Kullanılma Durumu
                                                                                  Sporla İlgili
  Sporla İlgili Olmayan    Sporla İlgili Olan Reklam      Toplam Reklam
                                                                                Reklamların Oranı
     Reklam Sayısı                   Sayısı                   Sayısı
                                                                                      (%)
          2599                       487                       3086                    16

       Tablo 3’ de belirtildiği gibi kanallarda bir haftalık sürede içerisinde spor imajının yer
aldığı reklam sayısı 487, spor imajının yer almadığı reklam sayısı 2599’dur. Sporla ilgili
reklamların toplam reklamlara oranı ise % 16 bulunmuştur.



                                                                                                    9
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371          CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                                ELEKTRONİK DERGİ



Tablo 4. Sporla İlgili Olan ve Olmayan Reklamlarda Ürünlerin Dağılımı
    Sporla İlgili Olmayan Reklamlarda Ürünlerin         Sporla İlgili Olan Reklamlarda Ürünlerin
                      Dağılımı                                           Dağılımı
     Sektör            Sayı              %               Sektör             Sayı             %
 Akaryakıt               72             2,77        Akaryakıt                 17            3,49
 Elektronik             196             7,54        Elektronik               124           25,46
 Bankacılık             300            11,54        Bankacılık                36            7,39
 Beyaz Eşya             167             6,43        Beyaz Eşya               35             7,19
 Gıda                   699            26,89        Gıda                     167           34,29
 Giyim                   83             3,19        Giyim                     14            2,87
 Kozmetik               177             6,81        Kozmetik                  10            2,05
 Vasıta                 248             9,54        Vasıta                    32            6,57
 Basın                  112             4,31        Basın                    28             5,75
 Tem. Mlz.              173             6,66        Tem. Mlz.                 21            4,31
 Mobilya                104             4,00        Mobilya                   0
 İnşaat                 157             6,04        İnşaat                     3            0,62
 Tekstil                111             4,27        Tekstil                    0
 TOPLAM                2599             100         TOPLAM                   487            100

        Tablo 4.’de sporla ilgili ve ilgisiz olan reklamlar içinde ürünlerin dağılımı verilmiştir.
Tabloya bakıldığında sporla ilgili reklamlarda pazarlanması amaçlanan ürünlerde en yüksek
paylara, Gıda (%34,29), Elektronik (%25,46), Bankacılık (%7,39) ve Beyaz Eşya (%7,19) olduğu
görülmektedir. Bankacılık ve Beyaz Eşya ürünlerinde sporla ilgili olan ve sporla ilgili olmayan
reklamların yüzdelerinin birbirine yakın olduğu, diğer taraftan Gıda(%34,29-26,89) ve
Elektronik(%25,46-7,54) ürünlerinde bu oranlar arasında sporla ilgili reklamlar lehine önemli bir
fark olduğu tespit edilmiştir.

Tablo 5. Günlük TV İzleme Süresi
   Günde kaç saat TV           N          Minimum        Maksimum         Ortalama
     izliyorsunuz?            80             1,00           7,00            2,82

       Ankete katılan ve yaşları 21,92±2,98 olan toplam 80 (38 bayan, 42 erkek) öğrencinin
günlük TV izleme süresi ortalama 2,82 saattir.

Tablo 6. TV’de En Çok İzlenen Programlar
                               PROGRAMLAR                   N                %
                               Haber                        44              30,3
 TV’de    en      çok    hangi
 programları seyrediyorsunuz?  Eğlence                      58              39,3
                               Spor                         33              22,1
                               Belgesel                     12               8,3

      Ankete katılan öğrenciler “TV’de en çok hangi programları seyrediyorsunuz?” sorusuna
Eğlence, Haber, Spor, Belgesel programları şeklinde yanıtlamışlardır. Burada Spor
programlarının % 22 ile üçüncü sırada olduğu görülmektedir.




                                                                                                   10
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371        CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                              ELEKTRONİK DERGİ



Tablo 7. Reklamların Satın Alma Davranışını Etkileme Düzeyi
                            Etkileme Düzeyi                 N              %
                            Hiç Etkilemez                   12             15
 Bir ürünü satın alırken TV
                            Biraz Etkiler                   56             70
 reklamları sizi ne kadar
 etkiler?                   Çok Etkiler                     10            12,5
                            Tamamen Etkiler                  2             2,5
                            Toplam                          80            100

       Tablo 7.’ de TV reklamlarının katılımcıların satın alma davranışı üzerindeki etkileri
sunulmuştur. Katılımcıların %85’i farklı düzeylerde de olsa bir ürün alırken TV reklamlarından
etkilendiklerini belirtmişlerdir.

Tablo 8. Reklamların Beğenilme Durumu
                                                                     Sporla İlgili
 Sporla İlgili Olmayan    Sporla İlgili Olan    Toplam Reklam
                                                                     Reklamların
    Reklam Sayısı          Reklam Sayısı            Sayısı
                                                                      Oranı (%)
         121                     119                  240               49,6

       Katılımcılara(80 kişi), en çok beğendikleri 3 tane TV reklamını kısaca yazmaları istenmiş
ve yazılan reklamlar, içerisinde spor imajı olup olmamasına göre sınıflandırılmıştır. Tabloya
bakıldığında, katılımcıların en çok beğendiği reklam filmleri içerisinde sporla ilgili olanların
oranının % 49,6 olduğu görülmektedir.

         TARTIŞMA
        Araştırmadan elde edilen bulgular, günlük televizyon izleme süresinin ortalama 2,82 saat
ve en çok izlenen programların ise sırasıyla Eğlence(%39,3), Haber(%30,3), Spor(%22,1),
Belgesel(%8,3) olduğunu göstermiştir. Çakır(2005)’ın yaptığı bir çalışmaya göre, televizyon
izlemek en önemli boş zaman ve eğlence aktivitesidir. İzleyicilerin günlük ortalama televizyon
izleme süresi ise, 3,87 saattir ve kadınlar erkeklerden daha fazla televizyon izlemektedir.
Televizyonda yayınlanan program türleri içerisinde ana haber bültenleri, sinema filmleri ve
diziler en çok tercih edilen program türleridir(ÇAKIR,2005). Bu sonuçlar TV izleme süresi ve
tercih edilen programlar hakkında edinilen bilgiler ile benzer niteliktedir.
        Araştırma sonucunda, günlük reklam süresinin 44,11 dk. ve reklam yüzdesinin %21
olduğu, toplam reklam sayısı içinde, sporla ilgili reklamların %16’lık bir paya sahip olduğu ve
sporla ilgili reklamlarda pazarlanması amaçlanan ürünlerin, Gıda (%34,29), Elektronik (%25,46),
Bankacılık (%7,39) ve Beyaz Eşya (%7,19) olduğu tespit edilmiştir.
        Günde (prime time) ortalama 44,11 dk. yayınlanan reklamların süresi, hemen hemen bir
Ana Haber Programı süresi kadardır. Bu durum, 3,5 saatlik bir yayın akışının %21’ i kadar
yayınlanan reklamların, yayın akışı içerisindeki yoğunluğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Hedef kitlenin büyük bir kısmının izlediği saatlerde yayınlanan reklamların süresi ve sayısı, TV
kanalları ve dolayısıyla reklam verenler açısından reklamların maddi değerini arttırmaktadır.
Örneğin TRT’nin 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olan reklam ücret tarifesine göre prime
time içinde yayınlanan reklamların 1 sn.lik ücreti 11-751 YTL. (sınıflandırılmalara göre) arasında
değişmektedir(www.trt.net.tr). Geçici ve denetlenmemiş sonuçlara göre, Doğan Yayıncılık
Holding’in reklam gelirleri ilk altı ayda %33 büyüyerek 557.2 milyon YTL’ ye, Haziran ayı



                                                                                               11
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371          CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                                ELEKTRONİK DERGİ

reklam gelirleri ise geçen senenin aynı ayına göre %29 büyüme ile 106.6 milyon YTL seviyesine
ulaştığı belirtilmektedir(www.dyh.com).
         Reklamların bu yüksek maliyetinden dolayı reklam verenler en iyi ve en etkili reklamı
yapabilmek için kıyasıya bir yarış içindedirler. Şirketlerin, kuruluşların, sektörel anlamda
yaşanan rekabette bir adım öne geçebilmek için reklam ve halkla ilişkiler uygulamalarına ağırlık
vermeleri ile beraber toplumun büyük kısmını ilgilendiren bir olgu olarak spor ve spor
etkinlikleri ön plana çıkmıştır. Reklamlarda, spor imajının içerdiği unsurlar (gençlik, güzellik,
sağlık, hareketlilik, dayanıklılık, sürat, güç, mücadele, rekabet) bir pekiştireç gibi kullanılarak
hedef kitlede satın alma davranışı oluşturulmaya çalışılmıştır.
         Araştırma sonuçlarına göre TV kanallarında yayınlanan reklamlar içerisinde spor imajı
içeren reklamların oranı % 16 iken, katılımcıların beğendikleri, etkilendikleri reklamlar içerisinde
bu oran % 49,6 gibi oldukça yüksek bir değer almıştır. Diğer reklamlar ile değerlendirildiğinde %
16 gibi yüksek bir paya sahip olan spor imajıyla ilgili reklamların, %49,6 oranında bir etkileme
gücü olduğu görülmektedir. Elbette ki katılımcıların yaş ortalamasının bunda etkisi vardır. Ama
zaten genç bir nüfusa sahip olan Türkiye’de reklam verenler açısından hedef kitlenin büyük
çoğunluğunu bu yaş grubu oluşturmaktadır. Ayrıca araştırma sonuçlarına dayanarak spor
imajının, yer aldığı reklamların etkileme gücünü önemli ölçüde arttırdığı söylenebilir.
         Spor, rekabetin kurallar içinde gelişmesi, izleyicilere zevk ve neşe vermesi açısından
önemlidir. Ekonomik sistemin spor üzerindeki etkisi, politikadan daha fazladır. Spor, tüketici
pazarı olarak görülmekte ve patron bağımsızlığına doğru kaçınılmaz bir gidiş süreci
yaşanmaktadır. Ekonomi, kısıtlı kaynaklarını reklam için harcamaktadır(FİLİZ,2002).
         Kitle iletişim araçlarının sporu metalaştırdığına yönelik eleştiriler, spor medyasının
gittikçe genişleyen spor sanayisi ile bağlantısından kaynaklanmaktadır. Bu ilişki, oyunların
metalaşmasına ve sporda bir biçim değişimine ve yeni yapılanmalara götürmüştür. Star sendromu
yaratma onlara ilişkin haberler, geliri arttırma hedefi, spor tüketicisinin potansiyelini koruma
endişeleri, sonuçta, hep birlikte sporun profesyonelleşmesine ve ticarileşmesine neden olacak
yeni bir anlayışa yönelmesine yol açmıştır(BULGU,1997).
         Artık spor ticari bir olgu olarak dünyada yerini almıştır. Kitleleri peşinden sürükleyen,
insanlara ulaşmanın en kolay yollarından biri olan spor, spor etkinlikleri, spor imajı, küreselleşen
ve bilgi çağını yaşayan dünyada şirketlerin bir pazarlama aracı olarak kullanabildiği ve hedef
kitle ile iletişim kurabildiği bir alan haline gelmiştir. Tabii ki mal ve hizmet üreten şirketlerin,
medyanın yatırımları ile spor, karşılıklı olarak gelişmiş ve spor endüstrisi olarak 21. yüzyılda
önemli bir güce kavuşmuştur.Çok farklı insan ve grupları bir araya getiren spor kavramının,
reklamcılıkta daha uzun süre ve gittikçe artan bir hızla pazarlama stratejilerinde kullanılacağı ön
görülebilir.




                                                                                                 12
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371      CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                           ELEKTRONİK DERGİ




KAYNAKLAR

BİR, A.,A.,”Ne Ronaldinho İmiş Ama”, Hürriyet Gazetesi, 21.05.2006
BULGU, N.,(1995), “Spor Haberlerinin Bir Popüler Kültür Ürünü Olarak Gazeteden Tüketimi
12-14 Yaş Grubu Öğrencilerine Yönelik bir Araştırma”, Spor Bilimleri Dergisi, Sayı(6)3, s. 38-
47.
BULGU, N., (1997), “Sporun Diğer Popüler Kültür Ürünleriyle Sosyo-Kültürel Yapıyı
Anlamlandırması- Kitle İletişim Araçlarında Kullanımı”, Sporda Psikososyal Alanlar Seminer
Kitabı, Ankara Üniversitesi Basımevi, s. 97-107.
ÇAKIR, V., (2005), “Bir Sosyal Etkinlik aracı Olarak Televizyon Örneği”, Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,Sayı 13, s.123-142.
ELDEN, M., (2003), “Hedef Kitle Davranışlarını Etkileyen Psikolojik Bir Faktör Olarak
Öğrenme: Öğrenme ve Reklam İlişkisi”, İletişim, Sayı18 .
FİLİZ, K., (2002), “Sporun Tanımlanması ve Kapsamının Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma”,
G.Ü. Gazi Eğitim fakültesi Dergisi, Cilt 22, Sayı 2, s.203-211
GEÇGİL B.,A.,( 2005), “Medya Piyasalarında Hukuki Düzenlemeler ve Rekabet Hukuku
Uygulamaları”, 4. Dönem Rekabet Uzmanlığı Tezi, Ankara, s. 11,12,43.
GÖKSEL, A.,B., YURDAKUL, N.,B., (2002), “Temel Halkla İlişkiler Bilgileri”,Ege
Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayını, İzmir, s. 98.
GÜRÜZ, D., (1999), “Halkla İlişkiler-Reklam Ajansları İşletmeciliği ve Yönetimi”, Ege
Üniversitesi Basımevi, İzmir, s.13.
MULLİN, B.,J., HARDY, S., SUTTON, W.,A., (2000), “Sport Marketing 2. Edition”, Human
Kinetics, , sf. 185-186
STONE, G., JOSEPH, M., JONES, M., (2003), “An Exploratory Study of the Sports Celebrities
in Advertising: A Content Analysis”, Sport Marketing Quarterly, Vol 2,Number 12,.
SUNAY, H., BALCI V.,(2003), “Bazı Türk Televizyonlarının Yayınladığı Reklamlarda Spor
İmajının Kullanımı”, SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi1(2), s.107-110
ŞİMŞEK S.,UĞUR, İ.,(2003), “Star Stratejisi ve Uygulamaları”, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10, s. 349-358.
ZEKİ, A., (1998) “Reklam ve İmajları, Bilişim Yayınları, Ankara.
http://www.trt.net.tr/wwwtrt/Reklam/TV1234GAPTARIFE20060123.pdf,           Erişim     Tarihi:
26.7.2006.
http://www.dyh.com.tr/tr/download/DYHDuyuru260706TR.pdf,ErişimTarihi:7.8.2006




                                                                                           13
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                     ELEKTRONİK DERGİ

             BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN
      FUTBOLDA FAİR PLAY’E İLİŞKİN OLUMLU VE OLUMSUZ
        DAVRANIŞLARA YAKLAŞIMLARININ İNCELENMESİ
                             SEZEN, Gülfem, YILDIRAN, İbrahim

                * Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu



         ÖZET
           Bu çalışmanın amacı, beden eğitimi öğretmenlerinin futbolda Fair Play’e ilişkin
olumlu ve olumsuz davranışlara yaklaşımlarını belirlemektir. Araştırma grubunu Ankara ili
merkez ilçelerinde görev yapan 56’sı bayan 94’ü erkek toplam 150 beden eğitimi öğretmeni
oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırma gurubuna Fair Play’e ilişkin somut örnek
olayların değerlendirilmesinin istendiği bir anket uygulanmıştır. Örnek olaylar futbolda
karşılaşılmış ya da karşılaşılması muhtemel üçü Fair Play’e uygun, ikisi Fair Play’e aykırı
davranışlardan oluşmaktadır. Verilerin çözümlenmesinde tanımlayıcı istatistik teknikler ile
Chi-square testi kullanılmış, önem düzeyi 0.05 olarak alınmıştır.
           Bulgular, Beden Eğitimi öğretmenlerinin önemli bir bölümünün (%64.7) “kendi
yarar ve yargısına ters düşse bile hakemin doğru karar almasına yardımcı olma” davranışını
içeren örnek olayı sportmence olmakla birlikte profesyonelce bulmadıklarını ve yaklaşık
yarısının benzer olay karşısında aynı şekilde davranmayacaklarını göstermektedir. “Rakip
takımın maruz kalacağı haksız bir durumu gidermek için çaba gösterme” ve “rakibin haksız
dezavantajlarından yararlanmaya kalkışmama” davranışlarını içeren örnek olayları
“sportmence fakat profesyonelce değil” olarak değerlendiren beden eğitimi öğretmenlerinin
oranı %40’a ulaşırken benzer bir durum karşısında aynı şekilde davranmayacaklarını ifade
edenlerin oranı da %30’u aşmaktadır. Araştırma grubunun göz ardı edilemeyecek bir oranı
(~%37) “hakemi yanıltarak haksız avantaj sağlama” ve “rakibin oynama hakkını yanıltıcı
stratejilerle elinden alma” davranışlarını içeren olumsuz örnek olayları “taktik olarak güzel”
bulurken, yine yaklaşık bir oranı da benzer durumlar karşısında aynı şekilde davranacaklarını
belirtmektedir. Verilen örnek olaylarda yansıtılan davranışları onaylayıp onaylamama ya da
benzer durumlarda aynı şekilde davranıp davranmama oranları, gerek cinsiyet gerekse ferdi
veya takım sporcusu olma değişkenlerine göre, herhangi bir farklılık göstermemektedir
(p>0.05).
         Sonuçlar beden eğitimi öğretmenlerinin, Fair Play’e ilişkin yaklaşımlarının daha çok
başarı odaklı olduğu yolundadır. Nitekim okullararası yarışmalarda son yıllarda görülen
şiddet olaylarının öğrencilerin de “her ne pahasına olursa olsun kazanmak” prensibi ile motive
edildiklerini göstermektedir. Oysaki okul beden eğitimi dersleri ve okullararası karşılaşmalar,
Fair Play’e uygun davranışların kazandırılması ve sergilenmesinde uygun bir ortam olarak
kullanılmalıdır.


Anahtar Kelimeler: Beden Eğitimi Öğretmeni, Fair Play, Futbol




                                                                                            14
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                     ELEKTRONİK DERGİ




       GİRİŞ

         20. Yüzyıl boyunca, spordan ticari ve siyasi beklentilerin artarak devam etmesi, ahlaki
beklentileri ikinci plana itmiş ve amatör ruhun giderek güçlenen profesyonellik karşısında
gerilemesine neden olmuştur. Bu süreçte, Fair Play anlayışı, eşit yarışma şartlarının ve fırsat
eşitliğinin sağlanması ve korunması, sportif rakibe oyunun gerçekleşmesini sağlayan
kendisiyle eşdeğer aktör olarak kıymet verilmesi ve onun fiziksel ve ruhsal dokunulmazlığına
saygı gösterilmesi, haksız avantajlardan kaçınılması gibi yüksek insani kalitelere işaret eden
bir düzeyden, sadece kurallara uymanın dahi erdemlilik olarak görüldüğü bir zemine
oturtulmuştur (Yıldıran, 2005).
          Sporcular uygunsuz yollarla kazandıklarında bile bu başarı olarak adlandırılmaktadır.
Çünkü, “başarı” analitiksel olarak tanımlanır; diğer bir deyişle kazanan sporcu yada takım en
çok puanı olan, ilk olarak bitiş çizgisine gelen, en yükseğe atlayan, en uzağa fırlatan kısaca
sporda en iyi dereceyi elde edendir. Analitik başarının sağlamasında geçen süreçte ahlak dışı
davranışlar gözlemlense dahi önemsenmemektedir (Reid, 2005). Oysaki sporda “başarı”nın
daha derin anlamları bulunmaktadır. Hem ahlaksal hem analitik başarı bir arada bulunmalıdır.
         Okul beden eğitimi dersleri ve okullararası karşılaşmalar, Fair Play’e uygun
davranışların kazandırılması ve sergilenmesinde uygun bir ortam olarak kullanılmalıdır. 19.
yüzyıl İngiltere’si örneğinde olduğu gibi, okul beden eğitimi ve spor etkinlikleri, çocuk ve
gençlerin karakter eğitimleri için bir araç konumuna getirilmeli, öğrencilerin günlük hayata
transfer edebilecekleri uygun davranış biçimleri öğretmenler tarafından kasıtlı olarak
uygulatılmalı ve pekiştirilmelidir (Yıldıran, 2004). Yıldıran’ın (2005) “Fair Play Eğitiminde
Beden Eğitiminin Rolü” başlıklı çalışması beden eğitimi öğretmenlerine uygulamalı olarak
Fair Play anlayışını kazandırmada rehberlik edecek bilgiler sunmaktadır.
         Sporda artan erdemsiz davranışlar okul beden eğitimi ve spor alanını da etkilemiş,
özellikle 70’li yıllardan sonra beden eğitimi derslerinin sosyalleştirme yönelimli çerçevesinin
Fair Play’e ilişkin davranışları yeterince garanti altına alamadığı anlaşılmıştır (Yıldıran,
2005). Okullararası yarışmalarda son yıllarda görülen şiddet olayları öğrencilerin, “her ne
pahasına olursa olsun kazanmak” prensibi ile motive edildiklerini göstermektedir. Bu durum
öğretmenlerinde Fair Play’e ilişkin yaklaşımlarının daha çok başarı odaklı olduğuna işaret
etmektedir. Oysaki, Fair Play çalışmalarının, etik donanımlara sahip bir genç kuşağın
yetiştirilmesine yönelik olarak, ilk ve orta öğretim çağı çocuk ve gençlerinin beden eğitimi
derslerinden başlatılması, geleceğin sporcu, antrenör, spor adamı, hakem, yazar ve
seyircisinin bu kitle içinden çıkacak olması bakımından önemli bulunmaktadır (Yıldıran,
2002). Bununla birlikte, beden eğitimi öğretmenlerinin Fair Play anlayışını derslerde nasıl
kazandıracaklarına ilişkin yeterli donanıma sahip olmadıkları bilinmektedir. Dolayısıyla, bu
alandaki yetersizliği Avrupa genelinde bir sorun olarak gören Avrupa Fair Play Birliği
(EFPM), Fair Play’in okul beden eğitiminin en önemli konusu olarak müfredata eklenmesini,
öğretmen ve antrenörlerin Fair Play kapsamındaki çalışmalarını destekleyecek özel eğitim ve
enformasyon malzemeleri hazırlanmasını ulusal hükümetlere önermiştir (Bkz.Yıldıran, 2002).
         Ülkemizde okullararası karşılaşmalarda Fair Play’e aykırı davranışlarda belirgin bir
artış görülürken, Fair Play anlayışının kazandırılması ve yaygınlaştırılmasında beden eğitimi
derslerine ve öğretmenlerine oldukça önemli fonksiyonların yüklenmesi, BES öğretmenlerinin
bizzat kendilerinin Fair Play anlayışlarının hangi düzeyde olduğu konusunda merak
uyandırmaktadır. Bu nedenle çalışmanın amacı, Fair Play’e aykırı tutum ve davranışların en
sık ve net olarak gözlemlenebildiği futbolda karşılaşılan veya karşılaşılması muhtemel olan
Fair Play’e ilişkin olumlu ve olumsuz davranışlara beden eğitimi öğretmenlerinin
yaklaşımlarını incelemektir.


                                                                                             15
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                     ELEKTRONİK DERGİ

       YÖNTEM

        Araştırma grubunu Ankara ili merkez ilçelerinde görev yapan 56’sı bayan 94’ü erkek
toplam 150 beden eğitimi öğretmeni oluşturmaktadır.
        Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anket iki bölümden oluşmaktadır.
Anketin ilk bölümünde kişisel bilgiler ile ilgili sorular yer almaktadır. İkinci bölümde beş tane
somut örnek olay bulunmaktadır. Anketin ikinci bölümü oluşturulurken, futbolda
karşılaşılan/karşılaşılması muhtemel çok sayıda örnek olaylardan bir örnek olaylar dizisi
oluşturulmuş ve bu dizide olayların tek tek karşılaşılan/karşılaşılması muhtemel ne tür bir
davranışı ifade ettikleri belirtilmiştir. Böylelikle tüm örnek olayları kapsayan beş farklı
davranış kodu oluşturulmuş ve her kodu en iyi temsil eden 3’ü olumlu, 2’si olumsuz beş
örnek olay seçilerek soru formuna dönüştürülmüştür. Araştırma grubundan bu örnek olayları
derlendirmeleri ve aynı durum karşısında kendilerinin ne yapacaklarını belirtmeleri
istenmiştir.
        Verilerin analizi için SPSS 11.0 paket programı kullanılmıştır. Verilerin
çözümlenmesinde tanımlayıcı istatistik teknikleri ile Chi-Square testi kullanılmış, önem
düzeyi 0.05 olarak alınmıştır.

     BULGULAR

     Beden eğitimi ve spor öğretmeni adaylarının Fair Play’e yönelik somut örnek olayları
değerlendirmelerine ilişkin bulgular Tablo 1, 2, 3, 4 ve 5’de verilmiştir.

Tablo 1: “Kendi Yarar ve Yargısına Ters Düşse Bile Hakemin Doğru Karar Almasına
          Yardımcı Olma” davranışını içeren örnek bir olayın değerlendirilmesi.
        Yenilgi durumunda takımının küme düşeceğini bildiği halde bir kaleci hakemin gol vermediği bir
       pozisyonda topun gol çizgisini geçtiğini söyleyerek takımının yenilmesine ve küme düşmesine neden
                                                      oluyor.
                         Kalecinin Davranışı:                                Ben Olsaydım:
                Sportmence          Sportmence, fakat               Aynı şekilde         Aynı şekilde
                                   profesyonelce değil              davranırdım        davranmazdım
                   n      %          n            %         x²     n           %       n         %       x²
    Bayan         24     42.9        32          57.1              29         51.8     27       48.2
                                                                                                        2.214
                                                         .045




    Erkek         29     30.9        65          69.1              47         50.0     47       50.0
    Toplam        53     35.3        97          64.7              76         50.7     74       49.3
    Takım sp      27     31.8        58          68.2              44         51.8     41       48.2
                                                         1.093




    Ferdi sp      26     40.0        39          60.0              32         49.2     33       50.8
                                                                                                        .095




    Toplam        53     35.3        97          64.7              76         50.7     74       49.3

      Tablo 1’e göre BES öğretmenleri “Kendi yarar ve yargısına ters düşse bile, hakemin
doğru karar almasına yardımcı olma” davranışını içeren örnek olayı büyük oranda (%64.7)
profesyonelce bulmamaktadır. Yarıya yakını ise (%49.3) aynı şekilde davranmazdım
demektedir. Oranlar cinsiyetler açısından değerlendirildiğinde ise, davranışı profesyonelce
bulmama oranı erkeklerde bayanlardan daha yüksektir (%69.1, %57.1). Aynı şekilde
davranmazdım diyen bayanların oranı %48.2’iken, bu oran erkeklerde %50.0’dir (P>0.05).
Branşlar açısından değerlendirildiğinde takım sporlarıyla ilgilenen BES öğretmenleri örnek
olayı %68.2 oranında profesyonelce bulmamaktadır ve %48.2 oranında da aynı şekilde
davranmazdım demektedir. Bu oranlar ferdi sporlarla ilgilenen BES öğretmenlerinde ise
sırasıyla; %60.0, %50.8’dir (P>0.05).




                                                                                                                16
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                     ELEKTRONİK DERGİ

Tablo 2: “Rakip Takımın Maruz Kalacağı Haksız Bir Durumu Gidermek İçin Çaba
         Gösterme” davranışını içeren örnek bir olayın değerlendirilmesi
      Maça tekmeliksiz geldikleri için hükmen mağlup olmak üzere olan rakip takıma, ev sahibi takım yedek
    tekmeliklerini vererek oynamalarını sağlamış ve 3-0 hükmen galip sayılacakları bir maçı 2-1 kaybetmiştir
                         Takımın Davranışı:                                       Ben Olsaydım:
                 Sportmence       Sportmence, fakat                     Aynı şekilde        Aynı şekilde
                                  profesyonelce değil        x²         davranırdım        davranmazdım           x²
                n        %          n           %                       n         %       n         %
  Bayan         32      57.1       24          42.9                    42       75.0     14        25.0




                                                                                                               .046
  Erkek         60      63.8       34          36.2                    69       73.4     25        26.6




                                                             .662
  Toplam        92      61.3       58          38.7                    111      74.0     39        26.0
  Takım sp      53      62.4       32          37.6                    62       72.9     23        27.1




                                                             .086




                                                                                                               .114
  Ferdi sp      39      60.0       26          40.0                    49       75.4     16        24.6
  Toplam        92      61.3       58          38.7                    111      74.0     39        26.0

        Tablo 2’de, “Rakip Takımın Maruz Kalacağı Haksız Bir Durumu Gidermek İçin Çaba
Gösterme” davranışı BES öğretmenlerinin %38.2’si tarafından “sportmence ancak
profesyonelce değil” olarak değerlendiril irmektedir ve davranış karşısında kendilerinin ne
yapacağı sorulduğunda %26.0’sı aynı şekilde davranmazdım demektedir. Örnek olaya
cinsiyetler açısından bakıldığında, bayanların %42.9’u davranışı profesyonelce
bulmamaktadır. Bu oran erkeklerde %36.2’de kalmaktadır. Branşlara göre ise, takım
sporlarıyla ilgilenenlerde oran %37.6, ferdi sporlarla ilgilenenlerde %40.0'dır. Aynı şekilde
davranmayacağını belirten bayan ve erkek öğretmenlerin oranı ile (sırasıyla; %25.0, %26.6)
takım sporlarıyla ilgilenen ve ferdi sporlarla ilgilenen BES öğretmenlerinde oranı birbirine
yakındır (Sırasıyla; %27.1, %24.6) (p>0.05).

Tablo 3: “Rakibin Haksız Dezavantajlarından Yararlanmaya Kalkışmama” davranışını
          içeren örnek bir olayın değerlendirilmesi
     Maçın son anlarında net gol pozisyonuna giren bir oyuncu kalecinin ciddi şekilde sakatlandığını görerek
                            derhal ona yardım etmiş, böylece takımı 1-0 yenilmiştir.
                         Oyuncunun Davranışı:                                    Ben Olsaydım:
                  Sportmence      Sportmence, fakat                     Aynı şekilde       Aynı şekilde
                                  profesyonelce değil          x²       davranırdım      davranmazdım      x²
                  n       %        n            %                        n        %       n          %
    Bayan         29     51.8     27           48.2                     38      67.9      18       32.1
                                                                                                           .092
                                                               2.512




    Erkek         61     64.9     33           35.1                     66      70.2      28       29.8
    Toplam        90     60.0     60           40.0                     104     69.3      46       30.7
    Takım sp      56     65.9     29           34.1                     59      69.4      26       30.6
                                                               2.828




                                                                                                           .001




    Ferdi sp      34     52.3     31           47.7                     45      69.2      20       30.8
    Toplam        90     60.0     60           40.0                     104     69.3      46       30.7

       Tablo 3’de verilen davranışı profesyonelce bulmayan BES öğretmenleri grubun
%40’ını oluştururken aynı şekilde davranmazdım diyenler %30.7’sini oluşturmaktadır. Örnek
olay cinsiyetler açsından değerlendirildiğinde davranışı profesyonelce bulmama oranı
bayanlarda daha yüksektir (%48.2, %35.1) (p>0.05). Branşlar açısından değerlendirme
yapıldığında ise, takım sporları ile uğraşan BES öğretmenleri davranışı %34.1 oranında
profesyonelce bulmazken bu oran ferdi sporlar ile uğraşan BES öğretmenlerinde %47.7’dir
(p>0.05).




                                                                                                                       17
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                      ELEKTRONİK DERGİ

Tablo 4: “Hakemi Yanıltarak Haksız Avantaj Sağlama” davranışını içeren örnek bir
         olayın değerlendirilmesi

       1-0 mağlup durumda olan ev sahibi takımın santrforu, ceza sahası içinde kendini yere atarak
       hakemi yanıltmış ve verilen haksız penaltıyı gole çevirerek oyunun 1-1 bitmesini sağlamıştır.
                          Santrforun Davranışı:                              Ben Olsaydım:
                   Sportmence       Sportmence değil,              Aynı şekilde         Aynı şekilde
                       değil       taktik olarak güzel             davranırdım        davranmazdım           x²
                    n         %      n           %          x²      n         %        n           %
     Bayan          30       53.6    26         46.4               17        30.4      39         69.6




                                                           3.667




                                                                                                            .125
     Erkek          65       69.1   29          30.9               26        27.7      68         72.3
     Toplam         95       63.3   55          36.7               43        28.7     107         71.3
     Takım sp       51       60.0   34          40.0               28        32.9      57         67.1




                                                                                                            1.753
                                                           .939
     Ferdi sp       44       67.7   21          32.3               15        23.1      50         76.9
     Toplam         95       63.3   55          36.7               43        28.7     107         71.3


        Tablo 4’de verilen Fair Play’e uygun olmayan bir davranışı içeren örnek olay BES
 öğretmenlerinin %36.7’si tarafından taktik olarak güzel bulunmaktadır ve %28.7’si de aynı
 şekilde davranırdım demektedir. Hakemi yanıltarak haksız avantaj sağlamaya yönelik
 davranışı bayanların yarıya yakını (%46.4) taktik olarak beğenirken, bu oran erkeklerde
 %30.9’dur. Aynı şekilde davranırdım diyen bayanlar grubun %30.4’ünü oluştururken,
 erkekler de grubun %27.7’sini oluşturmaktadır (p>0.05). Örnek olay branşlar açısından
 değerlendirildiğinde ise, davranışı taktik olarak beğenenlerin oranı takım sporları ile ilgilenen
 BES öğretmenlerinden daha yüksektir (%40.0, 32.3) (p>0.05).

 Tablo 5: “Rakibin Oynama Hakkını Yanıltıcı Stratejilerle Elinden Alma” Davranışını
           İçeren Örnek Bir Olayın Değerlendirilmesi.

          Bir rakip oyuncunun kolayca hiddetlendiği ve kontrolden çıktığı biliniyor. Antrenörün isteği ile bir
      savunma oyuncusu, bu oyuncuyu çirkin sözlerle ve yakın markajla sürekli tahrik ediyor. Birkaç ilave faul
     sonrası iyice hiddetlenen rakip oyuncu sert bir faul yapıyor. Ancak savunma oyuncusu abartılı sakatlanma
                 davranışlarıyla hakemi etkiliyor ve rakip oyuncunun kırmızı kart görmesini sağlıyor.
                      Savunma oyuncusunun Davranışı:                           Ben Olsaydım:
                   Sportmence      Sportmence değil, taktik           Aynı şekilde        Aynı şekilde
                       değil             olarak güzel                davranırdım        davranmazdım
                                                               x²                                            x²
                   n       %         n            %                 n         %          n         %
    Bayan         33      58.9      23           41.1              18        32.1       38        67.9
                                                            .534




                                                                                                           .011



    Erkek         61      64.9      33           35.1              31        33.0       63        67.0
    Toplam        94      62.7      56           37.3              49        32.7       101       67.3
    Takım sp      51      60.0      34           40.0              32        37.6       53        62.4
                                                                                                           2.212
                                                            .596




    Ferdi sp      43      66.2      22           33.8              17        26.2       48        73.8
    Toplam        94      62.7      56           37.3              49        32.7       101       67.3

         Tablo 5’e göre, rakibin oynama hakkını yanıltıcı stratejilerle elinden almaya yönelik
 davranış BES öğretmenlerinin %37.3’ü tarafından beğenilirken, %32.7’si de aynı şekilde
 davranacaklarını belirtmektedir. Bayanlarda davranışı taktik olarak beğenme oranı %41.1,
 erkeklerde ise bu oran %35.1’dir. Ben olsaydım aynı şekilde davranırdım diyen bayanlar ile
 erkeklerin oranı ise birbirine yakındır (sırasıyla; %32.1, %33.0). Branşlar açısından
 bakıldığında ise takım sporları ile ilgilenenler davranışı %40.0 oranında taktik olarak
 beğenmekte ve % 37.6 oranında da aynı şekilde davranırdım demektedir. Ferdi sporlarla
 ilgilenen BES öğretmenlerinin davranışı taktik olarak beğenme oranı %33.8, aynı şekilde
 davranırdım diyenlerin oranı da %26.2’dir.




                                                                                                                    18
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                     ELEKTRONİK DERGİ

        TARTIŞMA VE SONUÇ
        Beden eğitimi öğretmenlerinin futbolda Fair Play’e ilişkin olumlu ve olumsuz
davranışlara yaklaşımlarını belirlemek amacı ile yapılan bu çalışmada elde edilen sonuçlar
başarı yolunda kaybedilen değerlerin önemini ortaya çıkarmaktadır. Oysa ki, ahlaksal
davranışların geliştirilmesi ve uygulanmasında beden eğitimi dersleri eşsiz bir konuma
sahiptir (Drewe, 2000).
        Araştırmada beden eğitimi öğretmenlerine yöneltilen ilk örnek olay, “kendi yarar ve
yargısına ters düşse bile, hakemin doğru karar almasına yardımcı olma” davranışını
içermektedir. Beden Eğitimi Öğretmenlerinin %64.7’si böyle bir davranışı uygulamanın
sportmence olsa bile profesyonelce olmadığı görüşünü desteklemektedir ve yarıya yakını da
(%49.3) aynı şekilde davranmayacağı yönünde görüş belirtmektedir. Haksız avantajlardan
yararlanmama, hakemin doğru karar almasına yardımcı olma gibi informal Fair Play’e
yönelik bu davranışların öğrencilere Beden Eğitimi derslerinde öğretilmesi gerekirken,
öğretmenlerin büyük bölümünün başarı uğruna bu değerleri gözardı etmeleri düşündürücüdür.
Örnek olaya cinsiyetler açısından bakıldığında erkek öğretmenlerin (%69,1) bayan
öğretmenlere (%57,1) nazaran biraz daha yüksek oranda, davranışı profesyonelce
bulmadıkları görülmektedir. Branşlara bakıldığında ise, takım sporlarıyla uğraşan
öğretmenler, ferdi branşlarla uğraşanlara göre daha yüksek oranda örnek olayı profesyonelce
bulmamaktadır. (Sırasıyla %68.2 , %60.0) Örnek olayda verilen davranış doğrultusunda, göz
önünde bulundurulması gereken iki durumu “doğru hareket” ve “iyi insan” olma hali
oluşturmaktadır. İyi insan olma hali, daha önemli ve istenen bir durumdur. Örnek olaydaki
kalecinin yaptığı gibi, gösterilecek davranış hakkında kibar bir düşünceye veya eğilime sahip
olunabilir ancak kişinin hareketi beraberinde kötü veya üzücü sonuçlar getirebilir. Ancak
ahlaksal yönden iyi eğitilmiş sporcu ikilem yaratan durumlarda sadece spesifik prensipleri
değil, aynı zamanda başkalarına saygı ve sempati gibi iyi eğilimleri göstermektedir ki bu
durum da ahlaksal düşüncenin kritik seviyede verilmesini içerir (Hsu, 2004) (Tablo 1).
        Beden eğitimi derslerinde öğrencilere kazandırılması gereken amaçlar arasında
paylaşım, yardımlaşma, hoşgörü, işbirliği gibi duyguları geliştirmek yer almaktadır. Buna
rağmen, ev sahibi takımın misafir takıma yedek tekmeliklerini vererek oynamalarını
sağlamasını içeren yalın insani yardıma yönelik bir örnek olayı beden eğitimi öğretmenleri,
eğitimci olmaları göz önünde bulundurulduğunda, %38.7 gibi yüksek bir değerde
profesyonelce bulmamaktadır. Aynı örnek olaya ilişkin görüşlerin alındığı çalışmalarda, rakip
takımın maruz kalacağı haksız bir durumu gidermek için çaba göstermeyi içeren davranışı
profesyonelce bulmayan amatör ve profesyonel futbolcuların oranı (%28.2) (Sezen; Yıldıran
2003) ile BES öğretmen adaylarının oranının (%34) (Yıldıran; Sezen, 2005) BES
öğretmenlerinden daha düşük olduğu görülmektedir. Benzer olay karşısında aynı şekilde
davranmayacaklarını ifade eden BES öğretmenlerinin oranı %26’dır ve bu değer, amatör ve
profesyonel futbolcuların %46.7; BES öğretmen adaylarının %30’luk oranlarıyla
kıyaslandığında düşük gözükse de, öğretmenler için azımsanmayacak bir düzeydedir (Tablo
2).
        Günümüz sporunun karakteristik özelliği rakibe fiziksel, zihinsel ve duygusal
yönlerden baskı kurmaktır. “Oynamak” ise arka planda kalmakta; böylelikle kazanma şansı
yükseltilmeye çalışılmaktadır (Lumpkin et al., 2005). Fair Play ise sporcuların, fırsat eşitliğini
bozmamak amacı ile haksız avantajları kabullenmemeleri, rakibi düşman olarak görmemeleri
çabalarında kendini göstermektedir (Yıldıran, 2005). Bu ilkelerden hareketle kurgulanarak
BES öğretmenlerinin görüşüne sunulan ve kalecinin ciddi şekilde sakatlanması sonucu ona
yardım etmekle gol atmak arasında ikilem yaratan bir örnek olayda kaleciye yardım etmeyi
tercih eden futbolcunun davranışı BES öğretmenlerinin %40’ı tarafından sportmence
bulunmakla birlikte profesyonelce görülmemiştir. Sonuçlar cinsiyetler açısından
değerlendirildiğinde ise bayanların %48.2’si davranışın profesyonelce olmadığı yönünde
görüş bildirirken bu oran erkek BES öğretmenlerinde %35.1’de kalmaktadır. Takım sporları

                                                                                               19
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                     ELEKTRONİK DERGİ

ile uğraşan BES öğretmenlerinin davranışı profesyonelce bulmama oranı %34.1 iken, ferdi
branşlarda bu oran yarıya yakındır( %47.7)
         BES öğretmenlerine aynı durum ile karşılaştıkları zaman nasıl davranacakları
sorulduğunda “aynı şekilde davranmazdım” diyenler grubun %30.7’sini oluşturmaktadır.
İkilem yaratan bir durum içinde kalarak anlık kararlar vermek zorunda olmak tüm spor
olaylarında yaşanan bir durumdur. Ancak burada önemli olan sadece kendisi için değil aynı
zamanda karşı taraf için de en uygun olanı yapabilmektir çünkü davranışın sonuçları
istenmeyen durumları ortaya çıkarabilmektedir. Bu durumu destekleyen olayı kalecinin ciddi
şekilde sakatlandığını görmesine rağmen ona yardım etmek yerine gol atmayı tercih etme
davranışı oluşturmaktadır ve bu da rakibi oyunun gerçekleşmesini sağlayan partner olarak
görmek yerine rakibin düşman olarak görüldüğünü göstermektedir. Cinsiyetler açısından
davranış değerlendirildiğinde aynı şekilde davranmayacaklarını belirten öğretmenlerin oranı
bayanlarda %32.1, erkeklerde %29.8’dir. Takım sporları ve ferdi sporlarda ise oranlar
birbirine oldukça yakındır (sırasıyla; %30.6, %30.8) (Tablo 3).
         Fair Play’e uygun olmayan davranışlara BES öğretmenlerinin yaklaşımları
incelendiğinde ise futbol branşında çok sık karşılaşılan ve futbolcular tarafından %69.1
oranında taktik olarak beğenilen haksız penaltı sağlama çabasının (Sezen; Yıldıran, 2003)
öğretmenler tarafından da %36.7 oranında taktik olarak beğenildiği görülmektedir. BES
öğretmenleri “hakemi yanıltarak haksız avantaj sağlamaya” yönelik bu davranışa %28.7
oranında aynı şekilde davranırdım demektedir. Örnek olay branşlara göre değerlendirildiğinde
takım sporu ile ilgilenen BES öğretmenleri (%40) davranışı ferdi branşlarla ilgilenen
öğretmenlere (%32.3) oranla daha fazla taktik olarak beğenmektedir. Beden eğitimi
derslerinde öğretmenlerin öğrencileri daha çok takım sporlarına yönlendirdiği görülmektedir.
Amacın sadece kazanmak ve kaybetmeye indirgendiği takım sporlarında ise öğrenciler ahlak
eğitimini beden eğitimi derslerinden alamamaktadır. Fair Play’in anlamının sadece kurallara
uymaya indirgendiği bu ortamlarda da öğrenciler etik olmayan davranışlara yönelmektedir
(Singleton, 2003). Bunun bir sonucu olarak da hakemi yanıltarak avantaj sağlayacak olmakta
haksızda olsa başarı sağlayacağı için tolere edilir bir konuma gelmiştir. Nitekim çoğunluğunu
gençlerin oluşturduğu amatör futbolcuların verdikleri cevaplarda da büyük çoğunluğun
(%63.3) davranışı taktik olarak beğenmesi BES öğretmenlerinin onlara Fair Play açısından
yeterli donanımı sağlayamadığı hatta öğrencilerini bunun tam tersi yönde davranmaya teşvik
ettikleri yönündedir (Sezen; Yıldıran, 2003) (Tablo 4).
         Fair Play’e aykırı olan son örnek olayı “rakibin oynama hakkını yanıltıcı stratejilerle
elinden alma” davranışı oluşturmaktadır. Örnek olayda önemli olan nokta antrenörün isteği ile
rakip oyuncunun oyundan çıkartılmasıdır. BES öğretmenlerinin %37.3’ü bu davranışı taktik
olarak güzel bulmaktadır. Oysaki beden eğitimi öğretmeni için sporcu ilk sırada, kazanmak
ikinci sırada yer almalıdır. Devereux (1976), antrenörlerin gözlerinin top üzerinde değil
çocuğun üzerinde olması gerektiğini vurgulamaktadır (Shields; Bredemeier, 1995). Zira,
2005-2006 eğitim-öğretim yılı Ankara İli okul sporları disiplin kurulu kararları incelendiğinde
gerek öğretmenlerin gerekse öğrencilerin aldığı cezalar BES öğretmenlerinden alınan
sonuçları destekler niteliktedir (www.ankaraobesi.com). BES öğretmenlerinin rakibin oynama
hakkını yanıltıcı stratejilerle elinden alma davranışını taktiksel açıdan beğenmeleri Fair
Play’in fırsat eşitliğini koruma ilkesini de görmezden geldiklerini göstermektedir.
         Fair Play kurallara uymayı şart koşan ancak bununda ötesine geçen bir kavramdır ve
aldatıcı yollarla rakipten faydalanarak değil, kişinin güçlülüğünü gerçekleştirmek adına
amacın önceden karar verilmediği, içsel bir huzurun olduğu, özgür ortamlarda gerçekleşebilir
(Covrig, 1996). Bu çerçevede BES öğretmenlerine verilen rakibin oynama hakkını yanıltıcı
stratejilerle elinden almayı içeren örnek olayda kendi davranışlarının ne olacağı sorulduğunda
%32.7 öğretmen aynı şekilde davranırdım cevabını verirken aynı örnek olaya futbolcuların
%55.0’i, BES öğretmen adaylarının %32.0’si aynı şekilde davranırdım demişlerdir.
Öğrencilerine Fair Play’e yönelik sosyal becerileri kazandıracak olan BES öğretmenlerinin

                                                                                             20
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                     ELEKTRONİK DERGİ

öncelikle kendilerinin bu durumu içselleştirmeleri gerekmektedir. Alınan sonuçlar
doğrultusunda ortaya çıkan tablo beden eğitimi derslerinde başarı unsurunun öncelikli
olduğunu gösterirken Fair Play’in bir çok durumda yok sayıldığını göstermektedir. (Tablo 5).
        Beden eğitimi derslerinde fiziksel aktiviteler takım arkadaşlığı, ahlaksal ikilemleri
çözümlemek ve konuşmak, kendini kontrolü geliştirmek, cesaret, fairness’e yönelik değerlerin
öğrenilmesi, takım ruhu, takım çalışması gibi duyguların gelişmesinde bir araç olarak
kullanılırsa çocukta ahlaksal davranışların kazanılması sürecinde önemli rol oynamaktadır
(Lemyre et al., 2002). Ortaya çıkan sonuçlar beden eğitimi öğretmenlerinin gözardı
edilemeyecek derecede “başarı” olgusunu ön planda tuttuklarını göstermektedir.
        Çocukların dürüstlük anlayışını geliştirmek için eğitimciler sporda sadece başarıyı
daha öz önemli gösterebilir hatta küçümseyebilirler (Covrig, 1996). Çünkü sadece başarıyı
amaçlayan kişiler, rakibe zarar verme, onu düşman olarak görme, aldatma gibi her şeyin
mümkün olduğu durumları kullanarak yalnızca kazanmaya odaklanmaktadır (Boxill, 2003).
Sadece kazanmaya odaklanma düşüncesi ahlak anlayışını engellediği için eğitimciler, sporun;
arkadaşlık, alıştırma, gelişim gibi yararlarını vurgulamayı denemelidir. Oyuncuların
gelişimine, takıma katkısına ve katılımına daha fazla önem vermelidirler. Buna rağmen bazı
antrenör ve aileler bu durumu görmezden gelmektedir. Antrenörler yaşları çok küçük
olmasına rağmen çocuklara hatalarında bağırmakta, onları hakemle tartışma gibi olumsuz
davranışlara yöneltmektedir. Bu durum gençlerde sporun hangi yöne gideceğini açıkça
göstermektedir (Brennan, 2005). BES öğretmenleri kural ihlallerine teşvik etmek yerine
kuralları yoğun olarak tartışmalı ve öğrencilere kuralların arkasındaki mantık kesinlikle
açıklanmalıdır. Bir diğer nokta okul içi müsabakaların okullar arası müsabakalardan daha çok
önemsenmesi gereğidir. Çünkü okullar arası müsabakalarda öğrenciler birbirleri ile ilk kez
arkadaş yerine rakip olarak tanıştırılmaktadır. Okul içi müsabakalar ise hep birlikte oynamak
için birleşimlere izin vermeli rekabeti en az seviyede tutmalıdır (Covrig, 1996).
        Sonuç olarak, beden eğitimi öğretmenlerinin ilk hedefi başarı uğruna yok edilmiş
değil, spor yoluyla karakter eğitimini en iyi şekilde tamamlamış bireyler yetiştirmek
olmalıdır. Okullarındaki başarıları okullararası yarışmalarda elde ettikleri dereceler ile ölçülen
beden eğitimi öğretmenlerinin başarı baskısı altında eğitim vermemeleri gerekmektedir. Zira
bu tür ortamlarda başarı kazanmak adına öğretmen ve antrenörler rakiplerine etik dışı
davranma yolunu izleyebilirler (McIntosh, 1980). Çünkü, Shakspeare’in tanımladığı gibi
hiçbirşey kazanana foul gibi gözükmeyebilir (Covrig, 1996).

KAYNAKLAR
Ankara İli okul sporları disiplin kurulu ceza listesi (2006). http://www.ankaraobesi.com./
disiplinkurulukararlari.xls
BOXILL, J. (2003). The Ethics Of Competition. In J. Boxill (Ed.), Sports Ethics an
Anthology (pp.107-115). United Kingdom. Blackwell Publishing.
BRENNAN, S.D. (2005). Sanctity of Sport. http://www.internationalsport.com/nsd/nsd-
articles.cfm#contests. (16. 07. 2005 tarihinde internetten elde edilmiştir.)
COVRİG, D. (1996). Sport, Fair Play, and Children’s Concept of Fairness. Journal For a
Just&Caring Education 2(3). Corwing Pres. 263-282.
DREWE BREGMANN, S. (2000). The Logical Connection Between Moral Education and
Physical Education. Journal of Curriculum Studies, 32(4). 561-573.
HSU, L. (2004). Moral Thinking, Sports Rules and Education. Sport, Education and Society,
9(1). 143-154.
LEMYRE, P.N., & ROBETS, C.G., & OMMUNDSEN, Y. (2002). Achievement Goal
Orientations, Perceived ability, and Sportpersonship in Youth Soccer. Journal of Applied
Sport Psychology, 14. 120-136.
LUMPKİN, A., & STOLL, K.S., & BELLER, J.M. (2003). Sport Ethics Applications For Fair
Play. New York. Mc GrawHill.

                                                                                               21
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007
                                                                     ELEKTRONİK DERGİ

McINTOSH, P. (1980). Fair Play Ethics in Sport and Education. London. Heinmann
Educational Books.
REID,      L.H.    (2005).     Sport,  Education     and    the      Meaning    of    Victory.
htpp://www.bu.edu/wcp/paper/spor/SporReid.html. (01.09.2005 tarihinde internetten elde
edilmiştir).
SEZEN, G., & YILDIRAN, İ. (2003). Profesyonel ve Amatör Futbolcuların Fair Play
Anlayışları. İ. Yıldıran, P. Doğan & E. E. Erturan (Eds.). Beden Eğitimi ve Sporda Sosyal
Alanlar Kongresi (10-11 Ekim 2003, Ankara s.13-20) Bildiriler Kitabı. Ankara, Sim
Matbaacılık.
SINGLETON, E. (2003). Rules? Relationship?: A Feminist Analysis of Competition and Fair
Play in Physical Education. Quest (Human Kinetics), 55. 193-239.
SHİELDS, L.L.D., & BREDEMEİR, L.J.B. (1995). Chracter Development and Physical
Activity. USA. Human Kinetiks.
YILDIRAN, İ., & SEZEN, G. (2005). The evulation of the perceptions of the teacher trainees
of physcical education towards the concrete events including the conflict between fairness and
professionalism. The 46th ICHPER SD Anniversary World Congress. (İstanbul. pp.518-521).
YILDIRAN, İ. (2004). Fair Play: Kapsamı, Türkiye’deki Görünümü ve Geliştirme
Perspektifleri. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 4,(4), s.3-16.
YILDIRAN, İ. (2005). Fair Play Eğitiminde Beden Eğitiminin Rolü. Gazi Beden Eğitimi ve
Spor Bilimleri Dergisi, 5,(1), s.3-16.




                                                                                           22
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                      ELEKTRONİK DERGİ



       BİR REKREASYON FAALİYETİ OLARAK – ÜNİVERSİTELERARASI
       MÜSABAKALARA KATILAN SPORCU ÖĞRENCİLERİN LİDERLİK
           DAVRANIŞLARININ (ANLAYIŞ GÖSTERME BOYUTUNDA)
                        KARŞILAŞTIRILMASI

                         DURUKAN, E.*; CAN, S.**; GÖK, A.***

* Balıkesir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
** Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi
*** Yozgat 30 Ağustos İlköğretim Okulu Beden Eğitimi Öğretmeni

       ÖZET

        Günümüzde sosyal hizmetlerde en göze çarpan değişimlerden biri de spor ve
rekreasyon alanında meydana gelen gelişimlerdir. Bu alanlardaki başarı ve büyümenin temel
nedeni, kendini bu alanlarda hizmet sunmaya adamış bireylerdir. Değişmeler, bu bireylerle
ilgili yaklaşımlarda kendini göstermiştir. Spor ve rekreasyon hizmetlerinde görev alan ve
önemli görevler üstlenen bireylerden lider olarak tanımlananlar, sadece günümüzün değil, çok
eski yıllardan beri spor ve rekreasyon biliminin araştırma konularındandır.

        Yaşadığımız yüzyılda, toplumları etkilemesi ve toplumların geleceğine yön vermesi
açısından üniversite öğrencileri çok önemlidir. Eğitim-öğretimlerini yaparken rekreasyon
faaliyetleri olarak spor yapan öğrenciler, üniversitelerini temsil etmekle birlikte arkadaşlarına
da önderlik etmektedirler.

       Lider; içinde bulunduğu kurumun veya topluluğun amaçlarını, hedeflerini belirleyen
ve bu amaçların, hedeflerin gerçekleştirilmesinde kuruma veya topluluğa en etkili biçimde
yön verebilen kişidir.

         Liderlik, belli bir ortamda bir bireyle, grubun diğer üyeleri arasındaki dinamik bir
ilişkidir. Liderin kişisel özelliklerinden çok yaptıkları önem taşır. Bu nedenle, liderlikten çok
lider davranışı üzerinde yoğunlaşmak gerekmektedir.

       Bu bağlamda bu araştırmanın amacı, üniversitelerde aktif olarak spor yapan
öğrencilerin rekreasyon ve sportif liderlik davranışlarının anlayış gösterme boyutunu,
gösterme sıklıklarıyla birlikte, cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir.

       Burada anlayış gösterme; dostluk, arkadaşlık, karşılıklı güven, saygı ve lider kadro
arasındaki sıcak, samimi ilişkiyi gösterici davranışı ifade eder.

       Veriler, Liderlik Davranışını Belirleme Ölçeğinin “Yapıyı Kurma ve Anlayış
Gösterme” boyutunda yer alan 30 maddelik liderlik davranışlarından oluşan anket ile elde
edilmiştir. Ancak çalışmamızın kaynağını; Anlayış Gösterme Boyutu ile ilgili olan (16-30)
arasındaki sorular oluşturmaktadır.

        Araştırma; 2005-2006 eğitim-öğretim yılında üniversiteler arası basketbol turnuvasına
katılan; Balıkesir, Çanakkale 18 Mart, Uludağ, Trakya ve Sakarya Üniversitelerinde öğrenim
gören 74 aktif sporcudan oluşan veriler üzerinde yapılmıştır.



                                                                                              23
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                      ELEKTRONİK DERGİ



       Toplanan veriler ise frekans, yüzde dağılım ve ortalamalar alınarak çözümlenmiştir.
Cinsiyete göre sporcu öğrencilerin görüşleri arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark olup
olmadığı 0.05 önem düzeyinde “t” testi ile sınanmıştır.

        Yapılan analizler sonucunda, liderlik davranışlarından Anlayış Gösterme boyutundaki
11 tutuma %90.5 ile %63.6 arasında “Çoğu zaman” ve “Her zaman” düzeyinde cevap alınmış
olup, sıklık oranları değişiklik göstermektedir.

         Anket sonuçlarında, cinsiyete göre ortalamalar karşılaştırıldığında 20, 22, 24, 25 ve
30. tutumlar arasında farklılığa rastlanmıştır. Bu farklılık; 20, 22 ve 24. sorularda bayan
sporcu öğrenciler lehine, 25 ve 30. sorularda erkek sporcu öğrencilerin lehindedir. Farklılık
olan tutumlar; “Okulumda sportif faaliyetleri yaparken arkadaşlarıma herhangi bir açıklama
yapma gereği duymam” ( Χ :3.32), “Hareketlerimin nedenlerini açıklamam” ( Χ :3.63), “Yeni
fikirleri kolay kabullenemem” ( Χ :3.64), “Bütün herkese arkadaş gibi davranırım” ( Χ :1.89),
“Sporla ilgili konularda işe başlamadan önce takım arkadaşlarımın ve öğretim elemanlarımın
onayını alırım” ( Χ :1.98).

       Sonuç olarak, üniversitede spor yapan öğrencilerin gerek aktif gerekse rekreasyonel
olarak katıldıkları sportif aktivitelerde, anlayış gösterme boyutuna ait liderlik davranış
biçimlerini sergiledikleri görülmektedir. Öğrenciler; okul başarısı, tanıtımı, verimi ve ülke
geleceği için oldukça önem arz etmektedirler. Bu maksatla sporcu öğrencilerin cinsiyet ayrımı
gözetmeksizin Anlayış Gösterme Boyutundaki liderlik davranışlarını sergileyebilmelerinin
okul, meslek ve ülke sporu için bir gereklilik olduğunu söylemek mümkündür.

Anahtar Kelimeler : Rekreasyon, Liderlik, Anlayış Gösterme, Spor


      AS A RECREATION ACTIVITY-COMPARATION OF LEADERSHIP
   BEHAVIOURS CONSIDERATION OF STUDENTS WHO PARTICIPATED IN
                 INTER UNIVERSITIES COMPETITION

                        DURUKAN, E.*; CAN, S.**; GÖK, A.***

* Balıkesir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
** Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi
*** Yozgat 30 Ağustos İlköğretim Okulu Beden Eğitimi Öğretmeni


       SUMMARY

       Today, one of the most important change in social service is developing occurred at
sport an recreation area. Fundamental reason of success and development at these areas is
persons who devoted to present the service. Changes were proved in approaches related to
these persons. Persons worked and taken on important functions, who defined as leader in
sport and recreation services, not only today but also research topics the sport and recreation
science since past years.




                                                                                            24
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                      ELEKTRONİK DERGİ



        In the present century, university students are of great importance because they affect
populations and their future. Those students who take part in sport activities as recreation
activity during education period both represent their university and lead their friends.

       A leader is one who determines the goals and purposes of community or organizations
in which he lives, and lead them effectively to achieve these goals.

      Leadership is a dynamic relation which a person between other members of group at a
known environment. It is important that leader did rather than personal characteristics.

        The purpose of this study was to determine that the students who take part in sport
activities as active in universities consideration of recreation and sportive leadership, it’s
frequency, and if it differed depending on gender.

       Consideration state behavior which shown friend-ship, mutual confidence, respect and
sincere relation at leader staffs.

        The data was obtained with questionnaire consisting of 30 questions relating to
“Initiation of structure” and “consideration” dimensions of leadership in “Leadership
Behavior Description Questionnaire”. Source of study consist of questions (16-30) regarding
consideration.

      The study was carried out on active 74 sportiest who took part in 2005-2006 education
term bascetball tournaments who were attending Balıkesir, Çanakkale 18 Mart, Uludağ,
Trakya and Sakarya Universities.

        The data obtained were interpreted using frequency, percent and means. Whether the
difference between opinions of students depending on gender was investigated at 0.05
significant level using “t” test.

       According to results of study, eleven question if consideration dimension of leadership
behavior received answers of “most of time” and “every time” at the levels between 90.5 %
and 63.6%, and the frequency rates also varied.

        The results of the present study showed that there were difference between means of
responds to behaviors 20, 22, 24, 25 and 30, depending on gender. These differences were for
females in 20, 22 and 24 questions while for males in 25 and 30 questions. The behaviors on
which were differences were “I don’t need to make any disclosement to my colleagues”
( Χ :3.32), “I don’t explain the causes lying under my activities” ( Χ :3.63), “I don’t accept new
ideas easily” ( Χ :3.64), “I treat everyone as if they were friends” ( Χ :1.89), “I accept consents
of my colleagues and members of education before starting any sportive job” ( Χ :1.98).

        As a result, it has been shown that the students who take part in sport activities in
university display leadership behaviors in sport activities that they take part in either actively
or recreationally. Students are of great importance with respect to success and productivity of
school, and also future of country. For this purpose, it can be stated that displaying leadership
behavior in consideration dimension regardless gender is a necessity for school, job and
country sport.



                                                                                                25
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                      ELEKTRONİK DERGİ



Key words: Recreation, Leadership, Consideration, Sport

Bu çalışma 9. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi’nde (Muğla - 2006) poster bildiri olarak sunulmuştur.
        GİRİŞ
        Rekreasyon gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle boş zamanların artması ile
orantılı olarak önemi artan bir kavramdır. Rekreasyon çalışmaları eğitimi desteklediği kültürel
ve ekonomik kalkınmayı hızlandırdığı ve çalışma verimini arttırdığı için önemli, beden ve ruh
sağlığının korunması ve onarılması, toplum için zararlı davranışların yerleşmemesi açısından
da gerekli bir olgudur (Dumazedier;1990, Karaküçük;1999, Tezcan;1982).
        Rekreasyonel olarak sporun tanımını ele alacak olursak; Spor rekreasyonel bir araç
olarak insanların; endüstrileşmeyle beraber açıkça hayat ve iş birimlerini değiştirmeleri
sonucu, şehir ve endüstriyel ortamlara taşınmaları, bir taraftan uygarlaşma ve hayat
standardının yükselmesi, diğer taraftan negatif olarak zihinsel ve fiziksel eksikliklerin ortaya
çıkardığı olumsuzlukları gidermek için önemli fonksiyonlar üstlenmiştir (Karaküçük;1999).
Rekreasyon ve spor için yapılan tanımlardan yola çıkarak, toplumun tüm grupları gibi
üniversite gençliğinin de rekreatif ihtiyaçlarını karşılarken spora ihtiyaç duyduğunu söylemek
mümkündür. Yüksek öğretim gençliğinin boş zamanlarını olumlu yönde değerlendirme
rekreatif faaliyetlere katılması, organize etmesi, yönlendirmesi kişiliğinin gelişmesinde
önemli rol oynar (Soyer, Can; 2003). Önemli bir rekreasyonel potansiyeli oluşturan sporda da
meydana çıkan yeni yönelişler ve anlayışlar, rekreasyon lideri talebini artırmaktadır. Nitekim,
insanların sportif ilgilerinde, sağlığa olan düşkünlükleri, yeni vücut bilincinin gelişmesi,
kendini tanıtma, keşfetme isteği ve değerlerdeki değişmeler etkili olmaktadır. Üniversite
yönetimlerinin ve öğrencilerin düzenledikleri gerek kısa sürekli gerekse uzun dönemli bir çok
rekreasyonel faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu faaliyetlerin en göz alıcıları ise fiziksel aktivite
olarak katıldıkları spor organizasyonlarıdır. Ülkemizde üniversiteler kendi bünyeleri
içerisinde birçok aktivite yapmakta ve bu aktiviteler öğrencilerin boş zaman faaliyetlerini
değerlendirmesine katkı sağlamaktadır. Üniversitelerin birbirleri ile öğrenci merkezli olarak
sosyal faaliyet yaptıkları organizasyonlardan biride Üniversite Sporları Federasyonu’nun her
yıl her branşta düzenlemiş olduğu spor organizasyonlarıdır. Spor, resim ve müzik gibi alanları
rekreasyon içerisinde her zaman yer almaktadır. Ancak spor rekreasyonun en kapsamlı ve ilgi
çeken alanlarından birini oluşturmaktadır (Karaküçük; 1999).
        Liderlik büyük ölçüde etkileme sürecidir. Örgütsel başarı, örgüt çalışanlarının lider
tarafından etkilenerek gönüllü iş birliğine razı edebilmesine dayanır. Başka bir ifadeyle lider,
belirlenmiş planları başarıyla gerçekleştirmek için gruba rehberlik eder ve üyeleri yönlendirir
(Kaya; 1986). Lider, kendini izleyenlerin kendine yaptığı etkiden daha çoğunu onlara
yapabilen kişidir (Başaran;1982). Dolayısıyla; saha içerisinde ki sporcunun eğer liderlik
vasıfları gelişmiş ise o takımın başarı oranı artmaktadır. Lider özellikli sporcu sayısı bir
takımda ne kadar fazla ise o takımın başarılı olabilme şansı o derece yüksektir. Buradan
hareketle çalışmada amaçlanan yükseköğrenimini yapan sporcu öğrencilerin sosyo-kültürel
yapılarını öğrenerek takımları içerisindeki liderlik özelliklerini anlayış gösterme boyutunda
araştırmaktır.

        YÖNTEM

       Liderlik davranışlarından anlayış gösterme boyutunu kısaca açıklamak gerekirse;
dostluk, arkadaşlık, karşılıklı güven, saygı ve lider kadro arasındaki sıcak ilişkiyi gösterici
davranışı ifade eder (Monohan ve Hengst; 1982).
       Bu çalışma 2005-2006 eğitim-öğretim yılında Üniversite Sporları Federasyonu’nca
Sakarya ilinde düzenlenen Basketbol C Kategorisi Grup Birinciliği müsabakalarına katılan


                                                                                                      26
SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007
                                                                      ELEKTRONİK DERGİ



Balıkesir Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Trakya Üniversitesi, Çanakkale 18 Mart
Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi erkek-bayan takımlarına anket yöntemi ile uygulanmıştır.
        Katılımcılara 120 adet anket dağıtılmış, 83 anket geri dönmüştür. Hatalı ve yanlış
olarak düşünülen anketler çıkarılarak kalan 74 adet anket değerlendirmeye alınmıştır. Bu
münasebetle Erkeklerde 39, bayanlarda 35 anket değerlendirmeye alınmış olup toplamda
üniversite öğrencilerine uygulanan anketlerin yüzdesi 61,7’dir. Metot olarak betimsel
araştırma yöntemi uygulanmış olup veri toplama aracı olarak da anket tekniği kullanılmıştır.
        Çalışmada uygulanan anket 2 bölümden oluşmaktadır. 12 soruluk kişisel bilgi formu
birinci bölümü, 15 soruluk (Anlayış Gösterme) “Liderlik Davranışlarını Belirleme Ölçeği
(LDBÖ)” ikinci bölümü oluşturmuştur. Uygulanan Liderlik Davranışlarını Belirleme Ölçeği
alfa güvenirlik katsayısı α=.73 olarak bulunmuştur. Veriler SPSS 11.5 paket programında
değerlendirilerek frekans, ortalama ve yüzde değerleri alınmıştır. Erkek ve bayan üniversite
sporcu öğrencilerinin görüşlerinin arasındaki farkı belirlemek için ,05 düzeyinde “t” testi
uygulanmıştır. LDBÖ anketinin soruları beşli derecelendirme ölçeğine göre hazırlanmış; Her
Zaman (4.21-5.00), Çoğu Zaman(3.41-4.20), Ara Sıra (2.61-3.40), Nadiren (1.81-2.60),Hiçbir
Zaman(1.00-1.80).
                                                                                         Cevap Seçenekleri
                  Liderlik Davranışları
                                                             Hiçbir Zaman     Nadiren        Ara sıra      Çoğu Zaman   Her Zaman
                   (Anlayış Gösterme)
                                                               f      %     f       %       f       %       f      %     f     %
16- Takım arkadaşlarıma kişisel yardımda bulunurum.
                                                              -       -     3     4.1       6      8.1    36     48.6   29    39.2
17- Takım arkadaşlarımın üniversitemizde ve aynı
takımda eğitim-öğretim görmelerinden memnun                   -       -     3     4.1      24     32.4    38     51.4   9     12.2
olmalarını sağlamaya çalışırım.


           BULGULAR VE YORUM

Tablo 1: Sporcu Öğrencilerin Liderlik Davranışlarına İlişkin Betimsel Verilerin
         Dağılımı
18- Kolay ve anlaşılır bir basketbolcü, sporcu-öğrenci
olduğuma inanırım.                                            -       -     6     8.1      14     18.9    31     41.9   23    31.1
19- Takım arkadaşlarımı dinlemeye zaman ayırırım.
                                                              -       -     3     4.1      16     21.6    31     41.9   24    32.4
20- Okulumda sportif faaliyetleri yaparken arkadaşlarıma
herhangi bir açıklama yapma gereği duymam.                    20     27.0   11    14.9     25     33.8     9     12.2   9     12.2
21- Takım arkadaşlarımın kişisel sorunlarıyla ilgilenirim.
                                                              3      4.1    2     2.7      20     27.0    34     45.9   15    20.3
22- Hareketlerimin nedenlerini açıklamam.
                                                              8      10.8   40    54.1     19     25.7     5      6.8   2     2.7
23- Sporla ilgili derslerde arkadaşlarıma danışmadan
faaliyete geçebilirim.                                        5      6.8    12    16.2     24     32.4    23     31.1   10    13.5
24- Yeni fikirleri kolay kabullenemem.
                                                              12     16.2   36    48.6     18     24.3     4      5.4   4     5.4
25- Bütün herkese arkadaş gibi davranırım.
                                                              2      2.7    5     6.8       7      9.5    29     39.2   31    41.9

26- Değişiklikler yapmaya istekliyimdir.
                                                              1      1.4    6     8.1       8     10.8    39     52.7   20    27.0

27- Diğer insanların benimle kolaylıkla ilişki kurmasına
                                                              -       -     3     4.1       4      5.4    31     41.9   36    48.6
yatkınımdır.
28- Görüşlerimde takım arkadaşlarımın kendilerini rahat
hissetmelerini sağlarım.                                      -       -     1     1.4      11     14.9    38     51.4   24    32.4

29- Takım arkadaşlarım tarafından yapılan önerileri
                                                              -       -     1     1.4      22     29.7    30     40.5   21    28.4
uygulamaya çalışırım.
30- Sporla ilgili konularda işe başlamadan önce takım
                                                              1      1.4    1     1.4      11     14.9    44     59.5   17    23.0
arkadaşlarımın ve öğretim elemanlarımın onayını alırım.




        Tablo 1’de “Anlayış Gösterme” boyutunda seçeneklerin en yüksek oranda gösterilme
sıklığına bakıldığında yığılma; 9 soruda “Çoğu Zaman” seçeneğinde olmuştur. Bunu 2 şer



                                                                                                                                     27
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1
SYBTD  YIL:2007  Cilt: 2 Sayı:1

Mais conteúdo relacionado

Destaque

Teknoloji Ilginligi Anket Raporu
Teknoloji Ilginligi Anket RaporuTeknoloji Ilginligi Anket Raporu
Teknoloji Ilginligi Anket RaporuCem Tolga Bayraktar
 
Mağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
Mağaza Gizli Müşteri Anket ÖrneğiMağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
Mağaza Gizli Müşteri Anket Örneğinursenaunalan
 
SYBTD Cilt1 Sayı1 YıL 2006
SYBTD Cilt1 Sayı1 YıL 2006SYBTD Cilt1 Sayı1 YıL 2006
SYBTD Cilt1 Sayı1 YıL 2006Levent ATALI
 
ROI Case Studies: Experience the TSIA Impact
ROI Case Studies: Experience the TSIA ImpactROI Case Studies: Experience the TSIA Impact
ROI Case Studies: Experience the TSIA ImpactTSIA
 

Destaque (7)

Teknoloji Ilginligi Anket Raporu
Teknoloji Ilginligi Anket RaporuTeknoloji Ilginligi Anket Raporu
Teknoloji Ilginligi Anket Raporu
 
Mağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
Mağaza Gizli Müşteri Anket ÖrneğiMağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
Mağaza Gizli Müşteri Anket Örneği
 
SYBTD Cilt1 Sayı1 YıL 2006
SYBTD Cilt1 Sayı1 YıL 2006SYBTD Cilt1 Sayı1 YıL 2006
SYBTD Cilt1 Sayı1 YıL 2006
 
Çocuk ve Spor
Çocuk ve SporÇocuk ve Spor
Çocuk ve Spor
 
Ajiliin anket (1)
Ajiliin anket (1)Ajiliin anket (1)
Ajiliin anket (1)
 
Anket Tasarımı ve Ön Test
Anket Tasarımı ve Ön TestAnket Tasarımı ve Ön Test
Anket Tasarımı ve Ön Test
 
ROI Case Studies: Experience the TSIA Impact
ROI Case Studies: Experience the TSIA ImpactROI Case Studies: Experience the TSIA Impact
ROI Case Studies: Experience the TSIA Impact
 

Semelhante a SYBTD YIL:2007 Cilt: 2 Sayı:1

Fi̇zyoterapi̇ Vi̇zyonu Sağlik Zi̇rvesi̇ 2021
Fi̇zyoterapi̇ Vi̇zyonu Sağlik Zi̇rvesi̇ 2021Fi̇zyoterapi̇ Vi̇zyonu Sağlik Zi̇rvesi̇ 2021
Fi̇zyoterapi̇ Vi̇zyonu Sağlik Zi̇rvesi̇ 2021Ufuk Yurdalan
 
Prof.dr. halit hami oz 11-sağlık kurumlarında bilgi sistemi-e-sağlık-tele tıp
Prof.dr. halit hami oz 11-sağlık kurumlarında bilgi sistemi-e-sağlık-tele tıpProf.dr. halit hami oz 11-sağlık kurumlarında bilgi sistemi-e-sağlık-tele tıp
Prof.dr. halit hami oz 11-sağlık kurumlarında bilgi sistemi-e-sağlık-tele tıpProf. Dr. Halit Hami Öz
 
ÜSİMP webinarı - İSEK ve Kandilli Health
ÜSİMP webinarı - İSEK ve Kandilli HealthÜSİMP webinarı - İSEK ve Kandilli Health
ÜSİMP webinarı - İSEK ve Kandilli Healthcozturk
 
osteoporoz ve metabolik kemik hastalıkları tanı ve tedavi kılavuzu
osteoporoz ve metabolik kemik hastalıkları tanı ve tedavi kılavuzuosteoporoz ve metabolik kemik hastalıkları tanı ve tedavi kılavuzu
osteoporoz ve metabolik kemik hastalıkları tanı ve tedavi kılavuzuDilek Gogas Yavuz
 
Saglik bilisim zirvesi_2015_serkan_turkeli
Saglik bilisim zirvesi_2015_serkan_turkeliSaglik bilisim zirvesi_2015_serkan_turkeli
Saglik bilisim zirvesi_2015_serkan_turkeliSerkan Turkeli
 
Saglikbilisimzirvesi.org docs-sbz15-katalog.pdf
Saglikbilisimzirvesi.org docs-sbz15-katalog.pdfSaglikbilisimzirvesi.org docs-sbz15-katalog.pdf
Saglikbilisimzirvesi.org docs-sbz15-katalog.pdfAras Dagli
 
M.TOP_ozgec ve eserler_okul web sayfasi icin
M.TOP_ozgec ve eserler_okul web sayfasi icinM.TOP_ozgec ve eserler_okul web sayfasi icin
M.TOP_ozgec ve eserler_okul web sayfasi icinMehmet Top
 
2012 turkiye'yi anlamak
2012 turkiye'yi anlamak2012 turkiye'yi anlamak
2012 turkiye'yi anlamakAtıf ÜNALDI
 
Sağlık Yönetimi Eğitiminde Sağlık Bilişiminin Yeri
Sağlık Yönetimi Eğitiminde Sağlık Bilişiminin YeriSağlık Yönetimi Eğitiminde Sağlık Bilişiminin Yeri
Sağlık Yönetimi Eğitiminde Sağlık Bilişiminin YeriSağlık Bilişim Zirvesi
 
Narkoz Sağlık Dergisi (Sayı 5)
Narkoz Sağlık Dergisi (Sayı 5)Narkoz Sağlık Dergisi (Sayı 5)
Narkoz Sağlık Dergisi (Sayı 5)Atakan Cehri
 
EMSA EGE KONGRE: GELECEĞE DÖNÜŞ 2019
EMSA EGE KONGRE: GELECEĞE DÖNÜŞ 2019EMSA EGE KONGRE: GELECEĞE DÖNÜŞ 2019
EMSA EGE KONGRE: GELECEĞE DÖNÜŞ 2019EgeEMSA
 
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18Medicana IVF Center
 
Arkun samur oyundan_oyunlastirmaya
Arkun samur oyundan_oyunlastirmayaArkun samur oyundan_oyunlastirmaya
Arkun samur oyundan_oyunlastirmayalaboursofhercules
 
Saglik sektorundeki-trend-ve-ongoruler-nisan-2014
Saglik sektorundeki-trend-ve-ongoruler-nisan-2014Saglik sektorundeki-trend-ve-ongoruler-nisan-2014
Saglik sektorundeki-trend-ve-ongoruler-nisan-2014Utkan Uluçay, MSc., CDDP
 
Bilisim teknolojileri kullanım arastırması
Bilisim teknolojileri kullanım arastırmasıBilisim teknolojileri kullanım arastırması
Bilisim teknolojileri kullanım arastırmasıZafer Teber
 

Semelhante a SYBTD YIL:2007 Cilt: 2 Sayı:1 (20)

Fi̇zyoterapi̇ Vi̇zyonu Sağlik Zi̇rvesi̇ 2021
Fi̇zyoterapi̇ Vi̇zyonu Sağlik Zi̇rvesi̇ 2021Fi̇zyoterapi̇ Vi̇zyonu Sağlik Zi̇rvesi̇ 2021
Fi̇zyoterapi̇ Vi̇zyonu Sağlik Zi̇rvesi̇ 2021
 
Prof.dr. halit hami oz 11-sağlık kurumlarında bilgi sistemi-e-sağlık-tele tıp
Prof.dr. halit hami oz 11-sağlık kurumlarında bilgi sistemi-e-sağlık-tele tıpProf.dr. halit hami oz 11-sağlık kurumlarında bilgi sistemi-e-sağlık-tele tıp
Prof.dr. halit hami oz 11-sağlık kurumlarında bilgi sistemi-e-sağlık-tele tıp
 
ÜSİMP webinarı - İSEK ve Kandilli Health
ÜSİMP webinarı - İSEK ve Kandilli HealthÜSİMP webinarı - İSEK ve Kandilli Health
ÜSİMP webinarı - İSEK ve Kandilli Health
 
osteoporoz ve metabolik kemik hastalıkları tanı ve tedavi kılavuzu
osteoporoz ve metabolik kemik hastalıkları tanı ve tedavi kılavuzuosteoporoz ve metabolik kemik hastalıkları tanı ve tedavi kılavuzu
osteoporoz ve metabolik kemik hastalıkları tanı ve tedavi kılavuzu
 
Saglik bilisim zirvesi_2015_serkan_turkeli
Saglik bilisim zirvesi_2015_serkan_turkeliSaglik bilisim zirvesi_2015_serkan_turkeli
Saglik bilisim zirvesi_2015_serkan_turkeli
 
Saglikbilisimzirvesi.org docs-sbz15-katalog.pdf
Saglikbilisimzirvesi.org docs-sbz15-katalog.pdfSaglikbilisimzirvesi.org docs-sbz15-katalog.pdf
Saglikbilisimzirvesi.org docs-sbz15-katalog.pdf
 
Medikal teknoloji
Medikal teknolojiMedikal teknoloji
Medikal teknoloji
 
Di̇abetes melli̇tus kilavuzu
Di̇abetes melli̇tus kilavuzuDi̇abetes melli̇tus kilavuzu
Di̇abetes melli̇tus kilavuzu
 
Tıpta Uzmanlık Secimi
Tıpta Uzmanlık SecimiTıpta Uzmanlık Secimi
Tıpta Uzmanlık Secimi
 
M.TOP_ozgec ve eserler_okul web sayfasi icin
M.TOP_ozgec ve eserler_okul web sayfasi icinM.TOP_ozgec ve eserler_okul web sayfasi icin
M.TOP_ozgec ve eserler_okul web sayfasi icin
 
2012 turkiye'yi anlamak
2012 turkiye'yi anlamak2012 turkiye'yi anlamak
2012 turkiye'yi anlamak
 
Türkiye'yi Anlama Kılavuzu
Türkiye'yi Anlama KılavuzuTürkiye'yi Anlama Kılavuzu
Türkiye'yi Anlama Kılavuzu
 
Sağlık Yönetimi Eğitiminde Sağlık Bilişiminin Yeri
Sağlık Yönetimi Eğitiminde Sağlık Bilişiminin YeriSağlık Yönetimi Eğitiminde Sağlık Bilişiminin Yeri
Sağlık Yönetimi Eğitiminde Sağlık Bilişiminin Yeri
 
Diyabet Rehberi
Diyabet RehberiDiyabet Rehberi
Diyabet Rehberi
 
Narkoz Sağlık Dergisi (Sayı 5)
Narkoz Sağlık Dergisi (Sayı 5)Narkoz Sağlık Dergisi (Sayı 5)
Narkoz Sağlık Dergisi (Sayı 5)
 
EMSA EGE KONGRE: GELECEĞE DÖNÜŞ 2019
EMSA EGE KONGRE: GELECEĞE DÖNÜŞ 2019EMSA EGE KONGRE: GELECEĞE DÖNÜŞ 2019
EMSA EGE KONGRE: GELECEĞE DÖNÜŞ 2019
 
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18
 
Arkun samur oyundan_oyunlastirmaya
Arkun samur oyundan_oyunlastirmayaArkun samur oyundan_oyunlastirmaya
Arkun samur oyundan_oyunlastirmaya
 
Saglik sektorundeki-trend-ve-ongoruler-nisan-2014
Saglik sektorundeki-trend-ve-ongoruler-nisan-2014Saglik sektorundeki-trend-ve-ongoruler-nisan-2014
Saglik sektorundeki-trend-ve-ongoruler-nisan-2014
 
Bilisim teknolojileri kullanım arastırması
Bilisim teknolojileri kullanım arastırmasıBilisim teknolojileri kullanım arastırması
Bilisim teknolojileri kullanım arastırması
 

SYBTD YIL:2007 Cilt: 2 Sayı:1

  • 1. SYBTD HAKEMLİ ELEKTRONİK DERGİ ISSN: 1306 - 4371 SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ Cilt: 2 Sayı: 1 Yıl: 2007 www.sporyonetimi.com
  • 2. SYBTD SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ Sahibi Levent ATALI -------------------------------------------------------------------------------- Editörler Yrd. Doç. Dr. Kürşad SERTBAŞ Sakarya Üniversitesi BESYO Ahmet GÖNENER Kocaeli Üniversitesi BESYO -------------------------------------------------------------------------------- Bilim Kurulu Prof. Dr. Erdal ZORBA Prof. Dr. Faik İMAMOĞLU Prof. Dr. Füsun ÖZTÜRK KUTER Prof. Dr. Gazanfer DOĞU Prof. Dr. Hasan KASAP Prof. Dr. M.Ferit ACAR Prof. Dr. M.Yavuz TAŞKIRAN Prof.Dr. Seyhan HASIRCI Yrd. Doc. Dr. Cengiz KARAGÖZOĞLU Yrd. Doç. Dr. Dilşat ÇOKNAZ Yrd. Doc. Dr. Demet GÖNENER Yrd. Doc. Dr. Hakan SUNAY Yrd. Doc. Dr.Hasan ARSLAN Yrd. Doc. Dr. Kenan SİVRİKAYA Yrd. Doc. Dr.M.Levent İNCE Yrd. Doc. Dr. Nevzat MİRZEOĞLU Yrd. Doc. Dr. Meltem N.VELİOĞLU Yrd. Doc. Dr. Müberra ÇELEBİ Yrd. Doc. Dr. Selhan ÖZBEY Yrd. Doc. Dr. R. Timucin GENCER Yrd. Doc. Dr. Velittin BALCI -------------------------------------------------------------------------------- İleitşim bilgi@sporyonetimi.com
  • 3. İÇİNDEKİLER TV REKLAMLARINDA SPOR İMAJININ KULLANILMASI VE TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI ÜZERİNE ETKİSİ Yavuz YILDIZ, Fırat ÇETİNÖZ, Yılmaz KAPLAN, Mustafa TÜRKMEN (05 - 13) BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN FUTBOLDA FAİR PLAY’E İLİŞKİN OLUMLU VE OLUMSUZ DAVRANIŞLARA YAKLAŞIMLARININ İNCELENMESİ Gülfem SEZEN, İbrahim YILDIRAN (14 - 22) BİR REKREASYON FAALİYETİ OLARAK – ÜNİVERSİTELERARASI MÜSABAKALARA KATILAN SPORCU ÖĞRENCİLERİN LİDERLİK DAVRANIŞLARININ (ANLAYIŞ GÖSTERME BOYUTUNDA) KARŞILAŞTIRILMASI DURUKAN, E. CAN, S. GÖK, A. (23 - 30) GELENEKSEL SPORLARIMIZDAN CİRİTİN REKREASYON AMACI İLE GÜNÜMÜZE UYARLANMASI Nurhan KOÇAN (31 - 39)
  • 4. SUNUŞ Spor Yönetimi temalı E-Dergi projesi olarak yayın hayatına başlayan “Spor Yönetimi ve Bilgi Teknolojileri Dergisi (SYBTD)” sporbilimleri camiasına katkı sağlamaya devam ediyor. Yayın içeriği ile alanında ilk ve tek olan SYBTD, Spor yönetimi uygulamalarında etkili bir faktör olan Teknoloji kullanımını, bilgi yöneti- mini spor yönetimi ve organizasyon anlayışının tamamlayıcısı olarak görmekte ve akademik anlamda da bu anlayışın gelişmesini sağlayacak adımlar atmaktadır. SYBTD, Özellikle Çağdaş spor yönetimi yaklaşımı çerçevesinde teknoloji- ye hakim bir yönetici, bu beceriyi uygulamada başarıya taşıyabilen bir bilgi yönet- imi anlayışı ve tüm bu özellikleri spor yönetimi faaliyetlerinde değerlendirebilecek mesleki beceriye sahip bireylerin oluşmasına sınırlıda olsa akademik olarak katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Ülkemizde sporbilimlerinin bugünkü konumundan daha da fazla hak ettiği mesleki ve akademik değere az da olsa katkıda bulunuyorsa ne mutlu bizlere. Bu yolda yürürken unutmadığımız iki faktör var. Birincisi, sporbilimlerinin bugünkü konumuna gelmesinde emek ve zaman harcayan hocalarımız, ikincisi ise biz genç araştırmacıların heyecanıdır. SYBTD yayın politikası, akademik etik değerlere bağlı ve sistematik bir değerlendirme sürecini içermektedir. Dergimiz her yıl 2 sayı olarak yayımlanacaktır. SYBTD’nin yayın hayatındaki devamlılığı siz değerli akademisyenlerin katkıları ile be- lirlenecektir. Bu nedenle bizleri yalnız bırakmayacağınızı umut eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz Editör
  • 5. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ TV REKLAMLARINDA SPOR İMAJININ KULLANILMASI VE TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI ÜZERİNE ETKİSİ Yavuz YILDIZ Fırat ÇETİNÖZ Yılmaz KAPLAN Mustafa TÜRKMEN yavuz.yildiz@bayar.edu.tr firat.cetinoz@bayar.edu.tr ykaplan@hotmail.com mustafa.turkmen@bayar.edu.tr ÖZET Bu çalışmanın amacı, spor imajının, TV reklamlarında ve hangi ürünlerin pazarlanmasında kullanıldığını, kullanılan bu reklamları, genel olarak TV izleyicisinin beğenip beğenmediğini ve bu durumun hedef kitlenin satın alma davranışı üzerinde nasıl bir etki yaptığını ortaya koymaya çalışmaktır. Çalışmada Türkiye’de reklam gelirleri açısından en yüksek payları alan dört TV kanalında, bir hafta süre ile prime time içerisinde yayınlanan reklamlar incelenmiş, spor imajıyla ilgili olan reklamların bütün reklamlar içindeki yüzdesi, hangi ürünlerin pazarlanmasında daha çok kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca Celal Bayar Üniversitesi’ nde eğitim gören ve yaşları ortalama 21,92±2,98 olan toplam 80 (38 bayan, 42 erkek) öğrenciye araştırmacılar tarafından hazırlanan bir anket uygulanmıştır. Bu anket neticesinde tüketicilerin, en beğendiği reklamların içinde %49,6 ile spor imajı ile ilgili reklamların olduğu ve reklamların satın alma davranışlarını etkilediği bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Spor İmajı, Medya, Reklam. ABSTRACT The purpose of this study was to investigate how sport image is used for certain product marketing, how much viewers like the sport related commercials and how sport image influence the viewers purchasing behavior. Four TV channels that have highest income through commercials were examined during prime time for determining the percentage of sport image related commercials and determining the number of products that used sport image. In addition, questionnaire that was developed by researchers, was administered to 80 (38 female, 42 male) university students whose mean age was 21,92±2,98 at Celal Bayar University. The results of the questionnaire revealed that consumers liked 49,6% of the commercials with sport image and their purchasing behavior influenced by such commercials. Key Words: Sport image, Media, Commercial. 5
  • 6. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ GİRİŞ Televizyon, insanların günlük yaşamlarında bilgilenmek, haber almak, eğlenmek, serbest zamanı değerlendirmek v.b. amaçlarla kullandığı bir kitle iletişim aracıdır. Özellikle ülkemizde günün önemli bir bölümünde izlenen televizyon sayesinde, toplumda önemli boyutlarda etkilenme olmaktadır. Bir kitle iletişim aracı olarak televizyonda yer alan her türlü yayın insanları etkilemektedir. Özellikle ürün pazarlamasında kullanılan televizyon reklamları kişilerin satın alam davranışını pekiştirmektedir. Reklam sayesinde işletmeler, örgütler, ürettikleri mal ve hizmeti satmaya çalışırlar. Toplumların etkilenebileceği, ilgi duyduğu konularla ilişkilendirilen reklamların da izleyiciyi etkilemesi beklenir. Bu nedenle yapılan reklam filmlerinde insanların daha çok ilgi duyacağı alanlara yer verilmektedir. Bu alanlardan biri de spordur. Toplumları önemli ölçüde etkileyen spor olay ve karşılaşmalarının gücü, televizyon reklamlarında satın alam davranışını pekiştirmek için kullanılmaktadır. Bu çalışmada televizyon reklamlarında sporla ilgili imaj, imge, ifadelerin ne ölçüde yer aldığı ve bu ifadelerin kişilerin satın alma davranışını ne ölçüde etkilediği üzerinde durulacaktır. TELEVİZYON, REKLAM VE SPOR İLİŞKİSİ Doyle’ a (2002) göre, medya ürünü diğer endüstri ürünlerinden temel olarak bir noktada farklılık göstermektedir. Buna göre medya içeriği, kültürel ürün olarak sınıflandırılmaktadır. TV programları, filmler, kitaplar, dergiler salt ticari ürünler olmaktan ziyade bireylerin entelektüel seviyelerini artıran ürünlerdir. Bu anlamda, medya ürününün değeri, onun içeriğinden yani taşıdığı bilgi veya mesajdan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle medya ürününün tüketimi diğer ürünlerin tüketimi gibi fiziksel bir tüketim değildir(GEÇGİL,2005). Medya firmalarınca üretilen tek bir ürün iki ayrı mal ve hizmet piyasasına sunulmaktadır. Bir piyasadaki karlılık, diğerini etkiler. Medya ürününün sunulduğu birinci piyasa, üretilen medya ürünü için talep edilen piyasadır. Bu ürün, bir gazete, dergi veya kitap, bir radyo veya TV yayını, kablo hizmeti veya bir film ya da video üretimi biçiminde tüketiciye sunulan bilgi, haber ve eğlencedir. Çok sayıda medyanın katıldığı ikinci piyasa ise, reklam piyasasıdır. Bu piyasa birinci piyasa ile doğrudan bağlantılıdır. Medya ürününün iki tip alıcı (izleyiciler ve reklam verenler) tarafından farklı amaçlar için kullanılmasından dolayı okur/izleyici talebi reklam gelirlerine yansır. Bir çok medya araştırmacısına göre medya firmaları asıl olarak reklam verenlere reklam yeri satmaktadır. Çoğu kez birinci piyasada (izleyici/okuyucu piyasası) maliyetlerinin altında çalışan medya firmaları reel karlarını ikinci piyasadan (reklam yeri/zamanı satışı) elde etmektedirler. Bu nedenle gazeteler tirajlarını, televizyonlar ise izlenme oranlarını artırma çabası içersindedirler(GEÇGİL,2005) . Bir ürünün satışını arttırmak için yapılması gereken ilk şey tüketici kesimin ikna edilmesidir. İkna önemli bir konudur. Çünkü ürün tanıtımında starların kullanılmasının da öncelikli amacı, tüketicileri ikna ederek satışı arttırmak ve o ürüne karşı güven oluşturmaktır. Reklamın temel amacı kitle iletişim vasıtası ile bir mal veya hizmet ile ilgili izlenim yaratarak sonuçta satışı olabildiğince arttırmaktır. (ŞİMŞEK ve ark.2003). Günümüz tüketicisi için reklam çeşitli mal ve hizmetleri tanıtan, tanıtmakla kalmayıp bunları nereden, nasıl, ne fiyatla elde edebileceğini ve ne şekilde kullanacağını tanımlayan ve bu yapısı ile tüketiciye zaman kazandıran bir unsurdur; işin güzel yanı tüm bunları gerçekleştirirken de çoğu zaman kendisini eğlendirmesidir(GÖKSEL ve ark.2002). 6
  • 7. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ Batra, Myers ve Aaker’ a göre bir reklamın mesajı, planlanmış dinleyici veya alıcılar üzerinde çeşitli etkilere sahip olabilir. Bir reklamın mesajı şunları içerir: • Farkındalık yaratma. • Nitelik ve yararlar hakkında bilgi alışverişi. • Kimlik veya imajı değiştirme veya geliştirme. • Tüketici duygu ve düşünceleri ile markayı bütünleştirme. • Örnek gruplar yaratma. • Hızlı davranma(satın alma davranışı). (Mullin ve ark. 2000) Örgütlerin temel amacı; mal ve hizmet üreterek bunları pazarlamak ve daha çok kar sağlamaktır. Bu amaç ile rekabet koşulları da yaratılmaktadır. Bu durum, çağdaş pazarlama işlevi içinde yer alan reklamın günümüz ekonomik yapısının vazgeçilmez bir öğesi olarak sürekli biçimde ön planda kalması sonucunu doğurmaktadır. Reklam, “tüketiciye üretilen mal ve hizmetler hakkında yeterli ve doğru bilgiyi çeşitli iletişim araçları yardımıyla iletmektir” şeklinde tanımlanır(GÜRÜZ,1999). Bu pazarın en önemli özelliklerinden biri televizyon kanallarının iki grup müşteriye hizmet etmesidir. TV yayıncılığı piyasasına yön veren program-izleyici-izlenme oranı ve izlenme oranı – reklam veren ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda televizyon kanallarının pazar güçlerinin belirlenmesinde, kanalların izlenme oranları ile buna bağlı olarak toplam reklam harcamasından aldıkları pay önem kazanmaktadır. Sağlıklı bir analiz için pazar paylarının her iki kriter de baz alınarak hesaplanması gerekmektedir. Aşağıda 2002 yılı reklam gelirleri kullanılarak hesaplanan ulusal TV yayıncılığı piyasasında aktörlerin pazar paylarının olduğu bir tablo verilmiştir(GEÇGİL,2005). Tablo 1. Ulusal TV Kanalları 2002 Yılı Reklam Gelirleri ( Geçgil 2005 ) TV KANALLARI REKLAM GELİRLERİ (1000 TL) PAZAR PAYI (%) TRT 7.578.901.431 1.81 ATV 108.384.897.096 25.87 SHOW TV 81.221.695.899 19.39 CNN TURK 18.663.094.247 4.46 KANAL D 117.203.158.414 27.98 KANAL 6 1.238.174.705 0.3 KRAL TV-STAR MAX 2.823.819.738 0.67 STAR TV 23.090.684.992 5.51 NTV 32.005.700.457 7.64 DİĞER 26.708.179.622 6.37 TOPLAM 418.918.306.601 100 Tablo 1. de görüldüğü üzere reklam gelirleri bakımından KANAL D, SHOW TV, ATV, NTV, STAR TV şeklinde bir sıralama oluşmuştur. 7
  • 8. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ Reklamın amacı ilgi çekmek, daha çok kişi tarafından seyredilmesini sağlamak olduğuna göre, reklamlarda ünlü sanatçılara rol vermek şüphesiz istenilen ilgiyi sağlamaktadır. Reklam mesajının uzman veya ünlü kişiler aracılığıyla tüketicilere iletilmesi, çok sık başvurulan bir anlatım biçimidir. Ürün tanıtımına yönelik reklamlarda, sinema, müzik, spor ve iş dünyası gibi alanlarda ünlü olmuş kişilerin kullanılması yabancı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yaygındır. Ünlü kişilerin reklamlarda kullanımı, dikkat çekiciliği artırmakta ve ürünün akılda kalıcılığını sağlamaktadır. Bununla beraber hedef kitlenin, ürünün tanıtımında rol alan ünlüyle kendini özdeşleştirmesi sonucunda ürünün satış oranı artmaktadır. Sözgelimi, bu kişi bir diş macunu reklamında ünlü bir diş hekimi, bir deterjan reklamında titiz, ailesine düşkün bir ev hanımı bir spor ayakkabı reklamında ise ünlü bir sporcu tüketici karşısına çıkabilmektedir(ŞİMŞEK ve ark.2003). Bir reklam karakteriyle özdeşleşmek, bir sinema karakteriyle özdeşleşmekten çok daha çabuk seyreden bir durum olduğu için, daha az bilinçle gerçekleşmeye meyillidir. Hızla gerçekleşir ve buharlaşır. Fakat reklamla bir sonraki karşılaşmada hızla yeniden canlanır ve bu şekilde özdeşleşme hissi ve markanın kendisi arasında kalıcı çağrışımlar veya bağlar oluşabilir. Reklam karakteriyle özdeşleşme sırasında, kendisini başkasının yerine koyan tüketiciler, karakterin deneyimlerine katıldıklarını/ortak olduklarını hissetmeye başlarlar. Yani, tüketiciler hayali olarak, öyküdeki olayları kendilerini özdeşleştirdikleri karakterin perspektifiyle yaşarlar. Tüketiciler kendi öz-kimlikleri ve karakter tarafından tanımlanan özellikler arasında benzerlikler algılamaya başlarlar (ELDEN,2003). Ürün tanıtımında toplumda yer edinmiş ünlü kişilerin kullanılması büyük önem taşımaktadır. Hedef kitle, sevdiği ve beğendiği ünlü kişileri reklamlarda görmek istemektedir. Böylelikle de reklam hem dikkat çekici olmakta, hem de hedef kitle tarafından ürünün satın alınma olasılığı yükselmektedir. Reklamcılar ünlü kullanımında ürün özellikleriyle ünlünün kişiliğini birleştirmeyi amaçlamakta, böylelikle de hedef kitlede güven oluşturmaktadır(ŞİMŞEK ve ark.2003). Örneğin, Bulgu (1995) yaptığı çalışmada, gazetede en çok okunan haberler arasında “ünlü kişi, sporcular” sınıflandırmasının %32 ile ikinci sırada yer aldığını belirtmiştir(BULGU,1995). Spor figürleri uzun zamandır Birleşik Devletler ve dünyada oldukça gözdedir. Gençlerde, özellikle genç erkeklerde ünlü sporcuları model alma eğilimi bu ilginin doğal bir sonucu olabilir. Reklamcılar, ünlü sporcuları ticari bir ürün gibi kullanarak, gençlerle sporcular arasındaki bu güçlü ilişkiden fayda sağlamaktadırlar(STONE ve ark. 2003). Farklı spor dallarında başarılı olan sporcuların ulusal veya uluslar arası tanınmışlığı ve onlara duyulan güven, sporla doğrudan ilgili olsun ya da olmasın birçok şirket ürününün pazarlanmasında kullanılmaktadır. Toplumların çok önemli bölümünün ilgiyle izlediği ve takip ettiği spor olayları,imajı, birçok reklamcı tarafından reklama ve dolayısıyla ürüne olan ilgiyi arttıracak bir etken olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla reklamlarda hem sporla ilgili kişiler(sporcu,hakem,yönetici), hem de spor imajı, ayrı ayrı ya da beraberce reklamın içerisinde yer almaktadır(Örn: Coca Cola - Türkiye Milli Futbol Takımı, İlhan Mansız - Evy Lady, Alex De Souza - Finansbank, Süreyya Ayhan - Vestel, Sabri Sarıoğlu, Volkan Demirel ve İbrahim Toraman- Filli Boya). Hatta dünyaca ünlü bir futbolcu olan Ronaldinho, aynı zamanda üç farklı reklam filminde (Nike, Pepsi, Trident Fresh) oynamaktadır(BİR,2006). Bu durum, yani çok farklı reklamlarda bile aynı süreler içinde aynı sporcunun yer alması, sporun ve sporcunun ürün pazarlamasındaki önemini ortaya koymaktadır. Spor imajı, yarışma, mücadele, güç ve dayanıklılık, sağlıklı olma gibi çağrışımları güçlendirmektedir. Dolayısıyla reklamlarda kullanılan bu tür benzer imajlar satın almaya daha çok yakınlaştırmaktadır. Popüler spor imajı sayesinde yıldızlaşan pek çok sporcuyla, bu şirketler 8
  • 9. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ kendilerinin ön plana çıkmasını daha da rahat bir şekilde sağlayabilmektedirler(SUNAY,BALCI 2003,ZEKİ,1998). YÖNTEM Bu çalışmada TV reklamları ve spor ilişkisini ortaya koymak için iki ayrı yöntem izlenmiştir. İlk olarak Türkiye’ de ulusal yayın yapan dört TV kanalında bir hafta (22- 28.05.2006) süre ile prime time (20.00-23.30) içerisinde yayınlanan reklamlar izlenmek suretiyle spor imajı içeren ve içermeyen reklamlar tespit edilmiştir. Ayrıca TV reklamlarının yayınlanma süreleri, reklam verenlere göre dağılımları hakkında veriler elde edilmiştir. Yöntemin ikinci aşamasında ise, Celal Bayar Üniversitesi’ nde eğitim gören ve yaşları ortalama 21,92±2,98 olan toplam 80 (38 bayan, 42 erkek) öğrenciye araştırmacılar tarafından hazırlanan bir anket uygulanmıştır. Anketin değerlendirilmesinde SPSS 10.0 istatistik paket programı kullanılmış ve yüzdelik analizler uygulanmıştır. BULGULAR Türkiye’ de ulusal ve popüler yayın yapan, reklam gelirlerine göre en yüksek payları alan dört kanalda (Kanal D, ATV, Show TV, Star TV)(RTÜK) bir hafta süresince prime time içerisinde yayınlanan reklamların süresi, sektörlere göre dağılımı ve sporla ilgili olup, olmaması bakımından incelenmiştir. Sonuçlar aşağıdaki tablolarda özetlenmiştir. Tablo 2. Reklam Süreleri Günlük Reklam Süresi (dk.) Günlük Reklam Süresi Ortalaması Reklam Süresi Toplam Ortalama (dk.) Yüzdesi 22.05.2006 192 48 23.05.2006 168 42 24.05.2006 175 43,75 25.05.2006 186 46,5 44,11 21 26.05.2006 168 42 27.05.2006 163 40,75 28.05.2006 183 45,75 TOPLAM 1235 308,75 Tablo 2’ de görüldüğü üzere dört kanalda yayın akışına göre günlük reklam süreleri değişmektedir. Bu durum kanallarda yayın saatlerinde gösterilen programların beğenilme düzeyi ile ilgilidir. Çok ilgi gören bir programa ait reklam kuşaklarının sayısı ve buna bağlı olarak da süresi artmaktadır. TV kanallarında yayınlanan reklamların süresi ortalama olarak 44,11 dk.dır. Toplam prime time (210 dk.) içerisindeki payı ise % 21’dir. Tablo 3. Reklamlarda Spor İmajının Kullanılma Durumu Sporla İlgili Sporla İlgili Olmayan Sporla İlgili Olan Reklam Toplam Reklam Reklamların Oranı Reklam Sayısı Sayısı Sayısı (%) 2599 487 3086 16 Tablo 3’ de belirtildiği gibi kanallarda bir haftalık sürede içerisinde spor imajının yer aldığı reklam sayısı 487, spor imajının yer almadığı reklam sayısı 2599’dur. Sporla ilgili reklamların toplam reklamlara oranı ise % 16 bulunmuştur. 9
  • 10. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ Tablo 4. Sporla İlgili Olan ve Olmayan Reklamlarda Ürünlerin Dağılımı Sporla İlgili Olmayan Reklamlarda Ürünlerin Sporla İlgili Olan Reklamlarda Ürünlerin Dağılımı Dağılımı Sektör Sayı % Sektör Sayı % Akaryakıt 72 2,77 Akaryakıt 17 3,49 Elektronik 196 7,54 Elektronik 124 25,46 Bankacılık 300 11,54 Bankacılık 36 7,39 Beyaz Eşya 167 6,43 Beyaz Eşya 35 7,19 Gıda 699 26,89 Gıda 167 34,29 Giyim 83 3,19 Giyim 14 2,87 Kozmetik 177 6,81 Kozmetik 10 2,05 Vasıta 248 9,54 Vasıta 32 6,57 Basın 112 4,31 Basın 28 5,75 Tem. Mlz. 173 6,66 Tem. Mlz. 21 4,31 Mobilya 104 4,00 Mobilya 0 İnşaat 157 6,04 İnşaat 3 0,62 Tekstil 111 4,27 Tekstil 0 TOPLAM 2599 100 TOPLAM 487 100 Tablo 4.’de sporla ilgili ve ilgisiz olan reklamlar içinde ürünlerin dağılımı verilmiştir. Tabloya bakıldığında sporla ilgili reklamlarda pazarlanması amaçlanan ürünlerde en yüksek paylara, Gıda (%34,29), Elektronik (%25,46), Bankacılık (%7,39) ve Beyaz Eşya (%7,19) olduğu görülmektedir. Bankacılık ve Beyaz Eşya ürünlerinde sporla ilgili olan ve sporla ilgili olmayan reklamların yüzdelerinin birbirine yakın olduğu, diğer taraftan Gıda(%34,29-26,89) ve Elektronik(%25,46-7,54) ürünlerinde bu oranlar arasında sporla ilgili reklamlar lehine önemli bir fark olduğu tespit edilmiştir. Tablo 5. Günlük TV İzleme Süresi Günde kaç saat TV N Minimum Maksimum Ortalama izliyorsunuz? 80 1,00 7,00 2,82 Ankete katılan ve yaşları 21,92±2,98 olan toplam 80 (38 bayan, 42 erkek) öğrencinin günlük TV izleme süresi ortalama 2,82 saattir. Tablo 6. TV’de En Çok İzlenen Programlar PROGRAMLAR N % Haber 44 30,3 TV’de en çok hangi programları seyrediyorsunuz? Eğlence 58 39,3 Spor 33 22,1 Belgesel 12 8,3 Ankete katılan öğrenciler “TV’de en çok hangi programları seyrediyorsunuz?” sorusuna Eğlence, Haber, Spor, Belgesel programları şeklinde yanıtlamışlardır. Burada Spor programlarının % 22 ile üçüncü sırada olduğu görülmektedir. 10
  • 11. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ Tablo 7. Reklamların Satın Alma Davranışını Etkileme Düzeyi Etkileme Düzeyi N % Hiç Etkilemez 12 15 Bir ürünü satın alırken TV Biraz Etkiler 56 70 reklamları sizi ne kadar etkiler? Çok Etkiler 10 12,5 Tamamen Etkiler 2 2,5 Toplam 80 100 Tablo 7.’ de TV reklamlarının katılımcıların satın alma davranışı üzerindeki etkileri sunulmuştur. Katılımcıların %85’i farklı düzeylerde de olsa bir ürün alırken TV reklamlarından etkilendiklerini belirtmişlerdir. Tablo 8. Reklamların Beğenilme Durumu Sporla İlgili Sporla İlgili Olmayan Sporla İlgili Olan Toplam Reklam Reklamların Reklam Sayısı Reklam Sayısı Sayısı Oranı (%) 121 119 240 49,6 Katılımcılara(80 kişi), en çok beğendikleri 3 tane TV reklamını kısaca yazmaları istenmiş ve yazılan reklamlar, içerisinde spor imajı olup olmamasına göre sınıflandırılmıştır. Tabloya bakıldığında, katılımcıların en çok beğendiği reklam filmleri içerisinde sporla ilgili olanların oranının % 49,6 olduğu görülmektedir. TARTIŞMA Araştırmadan elde edilen bulgular, günlük televizyon izleme süresinin ortalama 2,82 saat ve en çok izlenen programların ise sırasıyla Eğlence(%39,3), Haber(%30,3), Spor(%22,1), Belgesel(%8,3) olduğunu göstermiştir. Çakır(2005)’ın yaptığı bir çalışmaya göre, televizyon izlemek en önemli boş zaman ve eğlence aktivitesidir. İzleyicilerin günlük ortalama televizyon izleme süresi ise, 3,87 saattir ve kadınlar erkeklerden daha fazla televizyon izlemektedir. Televizyonda yayınlanan program türleri içerisinde ana haber bültenleri, sinema filmleri ve diziler en çok tercih edilen program türleridir(ÇAKIR,2005). Bu sonuçlar TV izleme süresi ve tercih edilen programlar hakkında edinilen bilgiler ile benzer niteliktedir. Araştırma sonucunda, günlük reklam süresinin 44,11 dk. ve reklam yüzdesinin %21 olduğu, toplam reklam sayısı içinde, sporla ilgili reklamların %16’lık bir paya sahip olduğu ve sporla ilgili reklamlarda pazarlanması amaçlanan ürünlerin, Gıda (%34,29), Elektronik (%25,46), Bankacılık (%7,39) ve Beyaz Eşya (%7,19) olduğu tespit edilmiştir. Günde (prime time) ortalama 44,11 dk. yayınlanan reklamların süresi, hemen hemen bir Ana Haber Programı süresi kadardır. Bu durum, 3,5 saatlik bir yayın akışının %21’ i kadar yayınlanan reklamların, yayın akışı içerisindeki yoğunluğunu göstermesi bakımından önemlidir. Hedef kitlenin büyük bir kısmının izlediği saatlerde yayınlanan reklamların süresi ve sayısı, TV kanalları ve dolayısıyla reklam verenler açısından reklamların maddi değerini arttırmaktadır. Örneğin TRT’nin 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olan reklam ücret tarifesine göre prime time içinde yayınlanan reklamların 1 sn.lik ücreti 11-751 YTL. (sınıflandırılmalara göre) arasında değişmektedir(www.trt.net.tr). Geçici ve denetlenmemiş sonuçlara göre, Doğan Yayıncılık Holding’in reklam gelirleri ilk altı ayda %33 büyüyerek 557.2 milyon YTL’ ye, Haziran ayı 11
  • 12. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ reklam gelirleri ise geçen senenin aynı ayına göre %29 büyüme ile 106.6 milyon YTL seviyesine ulaştığı belirtilmektedir(www.dyh.com). Reklamların bu yüksek maliyetinden dolayı reklam verenler en iyi ve en etkili reklamı yapabilmek için kıyasıya bir yarış içindedirler. Şirketlerin, kuruluşların, sektörel anlamda yaşanan rekabette bir adım öne geçebilmek için reklam ve halkla ilişkiler uygulamalarına ağırlık vermeleri ile beraber toplumun büyük kısmını ilgilendiren bir olgu olarak spor ve spor etkinlikleri ön plana çıkmıştır. Reklamlarda, spor imajının içerdiği unsurlar (gençlik, güzellik, sağlık, hareketlilik, dayanıklılık, sürat, güç, mücadele, rekabet) bir pekiştireç gibi kullanılarak hedef kitlede satın alma davranışı oluşturulmaya çalışılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre TV kanallarında yayınlanan reklamlar içerisinde spor imajı içeren reklamların oranı % 16 iken, katılımcıların beğendikleri, etkilendikleri reklamlar içerisinde bu oran % 49,6 gibi oldukça yüksek bir değer almıştır. Diğer reklamlar ile değerlendirildiğinde % 16 gibi yüksek bir paya sahip olan spor imajıyla ilgili reklamların, %49,6 oranında bir etkileme gücü olduğu görülmektedir. Elbette ki katılımcıların yaş ortalamasının bunda etkisi vardır. Ama zaten genç bir nüfusa sahip olan Türkiye’de reklam verenler açısından hedef kitlenin büyük çoğunluğunu bu yaş grubu oluşturmaktadır. Ayrıca araştırma sonuçlarına dayanarak spor imajının, yer aldığı reklamların etkileme gücünü önemli ölçüde arttırdığı söylenebilir. Spor, rekabetin kurallar içinde gelişmesi, izleyicilere zevk ve neşe vermesi açısından önemlidir. Ekonomik sistemin spor üzerindeki etkisi, politikadan daha fazladır. Spor, tüketici pazarı olarak görülmekte ve patron bağımsızlığına doğru kaçınılmaz bir gidiş süreci yaşanmaktadır. Ekonomi, kısıtlı kaynaklarını reklam için harcamaktadır(FİLİZ,2002). Kitle iletişim araçlarının sporu metalaştırdığına yönelik eleştiriler, spor medyasının gittikçe genişleyen spor sanayisi ile bağlantısından kaynaklanmaktadır. Bu ilişki, oyunların metalaşmasına ve sporda bir biçim değişimine ve yeni yapılanmalara götürmüştür. Star sendromu yaratma onlara ilişkin haberler, geliri arttırma hedefi, spor tüketicisinin potansiyelini koruma endişeleri, sonuçta, hep birlikte sporun profesyonelleşmesine ve ticarileşmesine neden olacak yeni bir anlayışa yönelmesine yol açmıştır(BULGU,1997). Artık spor ticari bir olgu olarak dünyada yerini almıştır. Kitleleri peşinden sürükleyen, insanlara ulaşmanın en kolay yollarından biri olan spor, spor etkinlikleri, spor imajı, küreselleşen ve bilgi çağını yaşayan dünyada şirketlerin bir pazarlama aracı olarak kullanabildiği ve hedef kitle ile iletişim kurabildiği bir alan haline gelmiştir. Tabii ki mal ve hizmet üreten şirketlerin, medyanın yatırımları ile spor, karşılıklı olarak gelişmiş ve spor endüstrisi olarak 21. yüzyılda önemli bir güce kavuşmuştur.Çok farklı insan ve grupları bir araya getiren spor kavramının, reklamcılıkta daha uzun süre ve gittikçe artan bir hızla pazarlama stratejilerinde kullanılacağı ön görülebilir. 12
  • 13. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ KAYNAKLAR BİR, A.,A.,”Ne Ronaldinho İmiş Ama”, Hürriyet Gazetesi, 21.05.2006 BULGU, N.,(1995), “Spor Haberlerinin Bir Popüler Kültür Ürünü Olarak Gazeteden Tüketimi 12-14 Yaş Grubu Öğrencilerine Yönelik bir Araştırma”, Spor Bilimleri Dergisi, Sayı(6)3, s. 38- 47. BULGU, N., (1997), “Sporun Diğer Popüler Kültür Ürünleriyle Sosyo-Kültürel Yapıyı Anlamlandırması- Kitle İletişim Araçlarında Kullanımı”, Sporda Psikososyal Alanlar Seminer Kitabı, Ankara Üniversitesi Basımevi, s. 97-107. ÇAKIR, V., (2005), “Bir Sosyal Etkinlik aracı Olarak Televizyon Örneği”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,Sayı 13, s.123-142. ELDEN, M., (2003), “Hedef Kitle Davranışlarını Etkileyen Psikolojik Bir Faktör Olarak Öğrenme: Öğrenme ve Reklam İlişkisi”, İletişim, Sayı18 . FİLİZ, K., (2002), “Sporun Tanımlanması ve Kapsamının Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma”, G.Ü. Gazi Eğitim fakültesi Dergisi, Cilt 22, Sayı 2, s.203-211 GEÇGİL B.,A.,( 2005), “Medya Piyasalarında Hukuki Düzenlemeler ve Rekabet Hukuku Uygulamaları”, 4. Dönem Rekabet Uzmanlığı Tezi, Ankara, s. 11,12,43. GÖKSEL, A.,B., YURDAKUL, N.,B., (2002), “Temel Halkla İlişkiler Bilgileri”,Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayını, İzmir, s. 98. GÜRÜZ, D., (1999), “Halkla İlişkiler-Reklam Ajansları İşletmeciliği ve Yönetimi”, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, s.13. MULLİN, B.,J., HARDY, S., SUTTON, W.,A., (2000), “Sport Marketing 2. Edition”, Human Kinetics, , sf. 185-186 STONE, G., JOSEPH, M., JONES, M., (2003), “An Exploratory Study of the Sports Celebrities in Advertising: A Content Analysis”, Sport Marketing Quarterly, Vol 2,Number 12,. SUNAY, H., BALCI V.,(2003), “Bazı Türk Televizyonlarının Yayınladığı Reklamlarda Spor İmajının Kullanımı”, SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi1(2), s.107-110 ŞİMŞEK S.,UĞUR, İ.,(2003), “Star Stratejisi ve Uygulamaları”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10, s. 349-358. ZEKİ, A., (1998) “Reklam ve İmajları, Bilişim Yayınları, Ankara. http://www.trt.net.tr/wwwtrt/Reklam/TV1234GAPTARIFE20060123.pdf, Erişim Tarihi: 26.7.2006. http://www.dyh.com.tr/tr/download/DYHDuyuru260706TR.pdf,ErişimTarihi:7.8.2006 13
  • 14. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNİN FUTBOLDA FAİR PLAY’E İLİŞKİN OLUMLU VE OLUMSUZ DAVRANIŞLARA YAKLAŞIMLARININ İNCELENMESİ SEZEN, Gülfem, YILDIRAN, İbrahim * Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu ÖZET Bu çalışmanın amacı, beden eğitimi öğretmenlerinin futbolda Fair Play’e ilişkin olumlu ve olumsuz davranışlara yaklaşımlarını belirlemektir. Araştırma grubunu Ankara ili merkez ilçelerinde görev yapan 56’sı bayan 94’ü erkek toplam 150 beden eğitimi öğretmeni oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırma gurubuna Fair Play’e ilişkin somut örnek olayların değerlendirilmesinin istendiği bir anket uygulanmıştır. Örnek olaylar futbolda karşılaşılmış ya da karşılaşılması muhtemel üçü Fair Play’e uygun, ikisi Fair Play’e aykırı davranışlardan oluşmaktadır. Verilerin çözümlenmesinde tanımlayıcı istatistik teknikler ile Chi-square testi kullanılmış, önem düzeyi 0.05 olarak alınmıştır. Bulgular, Beden Eğitimi öğretmenlerinin önemli bir bölümünün (%64.7) “kendi yarar ve yargısına ters düşse bile hakemin doğru karar almasına yardımcı olma” davranışını içeren örnek olayı sportmence olmakla birlikte profesyonelce bulmadıklarını ve yaklaşık yarısının benzer olay karşısında aynı şekilde davranmayacaklarını göstermektedir. “Rakip takımın maruz kalacağı haksız bir durumu gidermek için çaba gösterme” ve “rakibin haksız dezavantajlarından yararlanmaya kalkışmama” davranışlarını içeren örnek olayları “sportmence fakat profesyonelce değil” olarak değerlendiren beden eğitimi öğretmenlerinin oranı %40’a ulaşırken benzer bir durum karşısında aynı şekilde davranmayacaklarını ifade edenlerin oranı da %30’u aşmaktadır. Araştırma grubunun göz ardı edilemeyecek bir oranı (~%37) “hakemi yanıltarak haksız avantaj sağlama” ve “rakibin oynama hakkını yanıltıcı stratejilerle elinden alma” davranışlarını içeren olumsuz örnek olayları “taktik olarak güzel” bulurken, yine yaklaşık bir oranı da benzer durumlar karşısında aynı şekilde davranacaklarını belirtmektedir. Verilen örnek olaylarda yansıtılan davranışları onaylayıp onaylamama ya da benzer durumlarda aynı şekilde davranıp davranmama oranları, gerek cinsiyet gerekse ferdi veya takım sporcusu olma değişkenlerine göre, herhangi bir farklılık göstermemektedir (p>0.05). Sonuçlar beden eğitimi öğretmenlerinin, Fair Play’e ilişkin yaklaşımlarının daha çok başarı odaklı olduğu yolundadır. Nitekim okullararası yarışmalarda son yıllarda görülen şiddet olaylarının öğrencilerin de “her ne pahasına olursa olsun kazanmak” prensibi ile motive edildiklerini göstermektedir. Oysaki okul beden eğitimi dersleri ve okullararası karşılaşmalar, Fair Play’e uygun davranışların kazandırılması ve sergilenmesinde uygun bir ortam olarak kullanılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Beden Eğitimi Öğretmeni, Fair Play, Futbol 14
  • 15. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ GİRİŞ 20. Yüzyıl boyunca, spordan ticari ve siyasi beklentilerin artarak devam etmesi, ahlaki beklentileri ikinci plana itmiş ve amatör ruhun giderek güçlenen profesyonellik karşısında gerilemesine neden olmuştur. Bu süreçte, Fair Play anlayışı, eşit yarışma şartlarının ve fırsat eşitliğinin sağlanması ve korunması, sportif rakibe oyunun gerçekleşmesini sağlayan kendisiyle eşdeğer aktör olarak kıymet verilmesi ve onun fiziksel ve ruhsal dokunulmazlığına saygı gösterilmesi, haksız avantajlardan kaçınılması gibi yüksek insani kalitelere işaret eden bir düzeyden, sadece kurallara uymanın dahi erdemlilik olarak görüldüğü bir zemine oturtulmuştur (Yıldıran, 2005). Sporcular uygunsuz yollarla kazandıklarında bile bu başarı olarak adlandırılmaktadır. Çünkü, “başarı” analitiksel olarak tanımlanır; diğer bir deyişle kazanan sporcu yada takım en çok puanı olan, ilk olarak bitiş çizgisine gelen, en yükseğe atlayan, en uzağa fırlatan kısaca sporda en iyi dereceyi elde edendir. Analitik başarının sağlamasında geçen süreçte ahlak dışı davranışlar gözlemlense dahi önemsenmemektedir (Reid, 2005). Oysaki sporda “başarı”nın daha derin anlamları bulunmaktadır. Hem ahlaksal hem analitik başarı bir arada bulunmalıdır. Okul beden eğitimi dersleri ve okullararası karşılaşmalar, Fair Play’e uygun davranışların kazandırılması ve sergilenmesinde uygun bir ortam olarak kullanılmalıdır. 19. yüzyıl İngiltere’si örneğinde olduğu gibi, okul beden eğitimi ve spor etkinlikleri, çocuk ve gençlerin karakter eğitimleri için bir araç konumuna getirilmeli, öğrencilerin günlük hayata transfer edebilecekleri uygun davranış biçimleri öğretmenler tarafından kasıtlı olarak uygulatılmalı ve pekiştirilmelidir (Yıldıran, 2004). Yıldıran’ın (2005) “Fair Play Eğitiminde Beden Eğitiminin Rolü” başlıklı çalışması beden eğitimi öğretmenlerine uygulamalı olarak Fair Play anlayışını kazandırmada rehberlik edecek bilgiler sunmaktadır. Sporda artan erdemsiz davranışlar okul beden eğitimi ve spor alanını da etkilemiş, özellikle 70’li yıllardan sonra beden eğitimi derslerinin sosyalleştirme yönelimli çerçevesinin Fair Play’e ilişkin davranışları yeterince garanti altına alamadığı anlaşılmıştır (Yıldıran, 2005). Okullararası yarışmalarda son yıllarda görülen şiddet olayları öğrencilerin, “her ne pahasına olursa olsun kazanmak” prensibi ile motive edildiklerini göstermektedir. Bu durum öğretmenlerinde Fair Play’e ilişkin yaklaşımlarının daha çok başarı odaklı olduğuna işaret etmektedir. Oysaki, Fair Play çalışmalarının, etik donanımlara sahip bir genç kuşağın yetiştirilmesine yönelik olarak, ilk ve orta öğretim çağı çocuk ve gençlerinin beden eğitimi derslerinden başlatılması, geleceğin sporcu, antrenör, spor adamı, hakem, yazar ve seyircisinin bu kitle içinden çıkacak olması bakımından önemli bulunmaktadır (Yıldıran, 2002). Bununla birlikte, beden eğitimi öğretmenlerinin Fair Play anlayışını derslerde nasıl kazandıracaklarına ilişkin yeterli donanıma sahip olmadıkları bilinmektedir. Dolayısıyla, bu alandaki yetersizliği Avrupa genelinde bir sorun olarak gören Avrupa Fair Play Birliği (EFPM), Fair Play’in okul beden eğitiminin en önemli konusu olarak müfredata eklenmesini, öğretmen ve antrenörlerin Fair Play kapsamındaki çalışmalarını destekleyecek özel eğitim ve enformasyon malzemeleri hazırlanmasını ulusal hükümetlere önermiştir (Bkz.Yıldıran, 2002). Ülkemizde okullararası karşılaşmalarda Fair Play’e aykırı davranışlarda belirgin bir artış görülürken, Fair Play anlayışının kazandırılması ve yaygınlaştırılmasında beden eğitimi derslerine ve öğretmenlerine oldukça önemli fonksiyonların yüklenmesi, BES öğretmenlerinin bizzat kendilerinin Fair Play anlayışlarının hangi düzeyde olduğu konusunda merak uyandırmaktadır. Bu nedenle çalışmanın amacı, Fair Play’e aykırı tutum ve davranışların en sık ve net olarak gözlemlenebildiği futbolda karşılaşılan veya karşılaşılması muhtemel olan Fair Play’e ilişkin olumlu ve olumsuz davranışlara beden eğitimi öğretmenlerinin yaklaşımlarını incelemektir. 15
  • 16. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ YÖNTEM Araştırma grubunu Ankara ili merkez ilçelerinde görev yapan 56’sı bayan 94’ü erkek toplam 150 beden eğitimi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anket iki bölümden oluşmaktadır. Anketin ilk bölümünde kişisel bilgiler ile ilgili sorular yer almaktadır. İkinci bölümde beş tane somut örnek olay bulunmaktadır. Anketin ikinci bölümü oluşturulurken, futbolda karşılaşılan/karşılaşılması muhtemel çok sayıda örnek olaylardan bir örnek olaylar dizisi oluşturulmuş ve bu dizide olayların tek tek karşılaşılan/karşılaşılması muhtemel ne tür bir davranışı ifade ettikleri belirtilmiştir. Böylelikle tüm örnek olayları kapsayan beş farklı davranış kodu oluşturulmuş ve her kodu en iyi temsil eden 3’ü olumlu, 2’si olumsuz beş örnek olay seçilerek soru formuna dönüştürülmüştür. Araştırma grubundan bu örnek olayları derlendirmeleri ve aynı durum karşısında kendilerinin ne yapacaklarını belirtmeleri istenmiştir. Verilerin analizi için SPSS 11.0 paket programı kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde tanımlayıcı istatistik teknikleri ile Chi-Square testi kullanılmış, önem düzeyi 0.05 olarak alınmıştır. BULGULAR Beden eğitimi ve spor öğretmeni adaylarının Fair Play’e yönelik somut örnek olayları değerlendirmelerine ilişkin bulgular Tablo 1, 2, 3, 4 ve 5’de verilmiştir. Tablo 1: “Kendi Yarar ve Yargısına Ters Düşse Bile Hakemin Doğru Karar Almasına Yardımcı Olma” davranışını içeren örnek bir olayın değerlendirilmesi. Yenilgi durumunda takımının küme düşeceğini bildiği halde bir kaleci hakemin gol vermediği bir pozisyonda topun gol çizgisini geçtiğini söyleyerek takımının yenilmesine ve küme düşmesine neden oluyor. Kalecinin Davranışı: Ben Olsaydım: Sportmence Sportmence, fakat Aynı şekilde Aynı şekilde profesyonelce değil davranırdım davranmazdım n % n % x² n % n % x² Bayan 24 42.9 32 57.1 29 51.8 27 48.2 2.214 .045 Erkek 29 30.9 65 69.1 47 50.0 47 50.0 Toplam 53 35.3 97 64.7 76 50.7 74 49.3 Takım sp 27 31.8 58 68.2 44 51.8 41 48.2 1.093 Ferdi sp 26 40.0 39 60.0 32 49.2 33 50.8 .095 Toplam 53 35.3 97 64.7 76 50.7 74 49.3 Tablo 1’e göre BES öğretmenleri “Kendi yarar ve yargısına ters düşse bile, hakemin doğru karar almasına yardımcı olma” davranışını içeren örnek olayı büyük oranda (%64.7) profesyonelce bulmamaktadır. Yarıya yakını ise (%49.3) aynı şekilde davranmazdım demektedir. Oranlar cinsiyetler açısından değerlendirildiğinde ise, davranışı profesyonelce bulmama oranı erkeklerde bayanlardan daha yüksektir (%69.1, %57.1). Aynı şekilde davranmazdım diyen bayanların oranı %48.2’iken, bu oran erkeklerde %50.0’dir (P>0.05). Branşlar açısından değerlendirildiğinde takım sporlarıyla ilgilenen BES öğretmenleri örnek olayı %68.2 oranında profesyonelce bulmamaktadır ve %48.2 oranında da aynı şekilde davranmazdım demektedir. Bu oranlar ferdi sporlarla ilgilenen BES öğretmenlerinde ise sırasıyla; %60.0, %50.8’dir (P>0.05). 16
  • 17. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ Tablo 2: “Rakip Takımın Maruz Kalacağı Haksız Bir Durumu Gidermek İçin Çaba Gösterme” davranışını içeren örnek bir olayın değerlendirilmesi Maça tekmeliksiz geldikleri için hükmen mağlup olmak üzere olan rakip takıma, ev sahibi takım yedek tekmeliklerini vererek oynamalarını sağlamış ve 3-0 hükmen galip sayılacakları bir maçı 2-1 kaybetmiştir Takımın Davranışı: Ben Olsaydım: Sportmence Sportmence, fakat Aynı şekilde Aynı şekilde profesyonelce değil x² davranırdım davranmazdım x² n % n % n % n % Bayan 32 57.1 24 42.9 42 75.0 14 25.0 .046 Erkek 60 63.8 34 36.2 69 73.4 25 26.6 .662 Toplam 92 61.3 58 38.7 111 74.0 39 26.0 Takım sp 53 62.4 32 37.6 62 72.9 23 27.1 .086 .114 Ferdi sp 39 60.0 26 40.0 49 75.4 16 24.6 Toplam 92 61.3 58 38.7 111 74.0 39 26.0 Tablo 2’de, “Rakip Takımın Maruz Kalacağı Haksız Bir Durumu Gidermek İçin Çaba Gösterme” davranışı BES öğretmenlerinin %38.2’si tarafından “sportmence ancak profesyonelce değil” olarak değerlendiril irmektedir ve davranış karşısında kendilerinin ne yapacağı sorulduğunda %26.0’sı aynı şekilde davranmazdım demektedir. Örnek olaya cinsiyetler açısından bakıldığında, bayanların %42.9’u davranışı profesyonelce bulmamaktadır. Bu oran erkeklerde %36.2’de kalmaktadır. Branşlara göre ise, takım sporlarıyla ilgilenenlerde oran %37.6, ferdi sporlarla ilgilenenlerde %40.0'dır. Aynı şekilde davranmayacağını belirten bayan ve erkek öğretmenlerin oranı ile (sırasıyla; %25.0, %26.6) takım sporlarıyla ilgilenen ve ferdi sporlarla ilgilenen BES öğretmenlerinde oranı birbirine yakındır (Sırasıyla; %27.1, %24.6) (p>0.05). Tablo 3: “Rakibin Haksız Dezavantajlarından Yararlanmaya Kalkışmama” davranışını içeren örnek bir olayın değerlendirilmesi Maçın son anlarında net gol pozisyonuna giren bir oyuncu kalecinin ciddi şekilde sakatlandığını görerek derhal ona yardım etmiş, böylece takımı 1-0 yenilmiştir. Oyuncunun Davranışı: Ben Olsaydım: Sportmence Sportmence, fakat Aynı şekilde Aynı şekilde profesyonelce değil x² davranırdım davranmazdım x² n % n % n % n % Bayan 29 51.8 27 48.2 38 67.9 18 32.1 .092 2.512 Erkek 61 64.9 33 35.1 66 70.2 28 29.8 Toplam 90 60.0 60 40.0 104 69.3 46 30.7 Takım sp 56 65.9 29 34.1 59 69.4 26 30.6 2.828 .001 Ferdi sp 34 52.3 31 47.7 45 69.2 20 30.8 Toplam 90 60.0 60 40.0 104 69.3 46 30.7 Tablo 3’de verilen davranışı profesyonelce bulmayan BES öğretmenleri grubun %40’ını oluştururken aynı şekilde davranmazdım diyenler %30.7’sini oluşturmaktadır. Örnek olay cinsiyetler açsından değerlendirildiğinde davranışı profesyonelce bulmama oranı bayanlarda daha yüksektir (%48.2, %35.1) (p>0.05). Branşlar açısından değerlendirme yapıldığında ise, takım sporları ile uğraşan BES öğretmenleri davranışı %34.1 oranında profesyonelce bulmazken bu oran ferdi sporlar ile uğraşan BES öğretmenlerinde %47.7’dir (p>0.05). 17
  • 18. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ Tablo 4: “Hakemi Yanıltarak Haksız Avantaj Sağlama” davranışını içeren örnek bir olayın değerlendirilmesi 1-0 mağlup durumda olan ev sahibi takımın santrforu, ceza sahası içinde kendini yere atarak hakemi yanıltmış ve verilen haksız penaltıyı gole çevirerek oyunun 1-1 bitmesini sağlamıştır. Santrforun Davranışı: Ben Olsaydım: Sportmence Sportmence değil, Aynı şekilde Aynı şekilde değil taktik olarak güzel davranırdım davranmazdım x² n % n % x² n % n % Bayan 30 53.6 26 46.4 17 30.4 39 69.6 3.667 .125 Erkek 65 69.1 29 30.9 26 27.7 68 72.3 Toplam 95 63.3 55 36.7 43 28.7 107 71.3 Takım sp 51 60.0 34 40.0 28 32.9 57 67.1 1.753 .939 Ferdi sp 44 67.7 21 32.3 15 23.1 50 76.9 Toplam 95 63.3 55 36.7 43 28.7 107 71.3 Tablo 4’de verilen Fair Play’e uygun olmayan bir davranışı içeren örnek olay BES öğretmenlerinin %36.7’si tarafından taktik olarak güzel bulunmaktadır ve %28.7’si de aynı şekilde davranırdım demektedir. Hakemi yanıltarak haksız avantaj sağlamaya yönelik davranışı bayanların yarıya yakını (%46.4) taktik olarak beğenirken, bu oran erkeklerde %30.9’dur. Aynı şekilde davranırdım diyen bayanlar grubun %30.4’ünü oluştururken, erkekler de grubun %27.7’sini oluşturmaktadır (p>0.05). Örnek olay branşlar açısından değerlendirildiğinde ise, davranışı taktik olarak beğenenlerin oranı takım sporları ile ilgilenen BES öğretmenlerinden daha yüksektir (%40.0, 32.3) (p>0.05). Tablo 5: “Rakibin Oynama Hakkını Yanıltıcı Stratejilerle Elinden Alma” Davranışını İçeren Örnek Bir Olayın Değerlendirilmesi. Bir rakip oyuncunun kolayca hiddetlendiği ve kontrolden çıktığı biliniyor. Antrenörün isteği ile bir savunma oyuncusu, bu oyuncuyu çirkin sözlerle ve yakın markajla sürekli tahrik ediyor. Birkaç ilave faul sonrası iyice hiddetlenen rakip oyuncu sert bir faul yapıyor. Ancak savunma oyuncusu abartılı sakatlanma davranışlarıyla hakemi etkiliyor ve rakip oyuncunun kırmızı kart görmesini sağlıyor. Savunma oyuncusunun Davranışı: Ben Olsaydım: Sportmence Sportmence değil, taktik Aynı şekilde Aynı şekilde değil olarak güzel davranırdım davranmazdım x² x² n % n % n % n % Bayan 33 58.9 23 41.1 18 32.1 38 67.9 .534 .011 Erkek 61 64.9 33 35.1 31 33.0 63 67.0 Toplam 94 62.7 56 37.3 49 32.7 101 67.3 Takım sp 51 60.0 34 40.0 32 37.6 53 62.4 2.212 .596 Ferdi sp 43 66.2 22 33.8 17 26.2 48 73.8 Toplam 94 62.7 56 37.3 49 32.7 101 67.3 Tablo 5’e göre, rakibin oynama hakkını yanıltıcı stratejilerle elinden almaya yönelik davranış BES öğretmenlerinin %37.3’ü tarafından beğenilirken, %32.7’si de aynı şekilde davranacaklarını belirtmektedir. Bayanlarda davranışı taktik olarak beğenme oranı %41.1, erkeklerde ise bu oran %35.1’dir. Ben olsaydım aynı şekilde davranırdım diyen bayanlar ile erkeklerin oranı ise birbirine yakındır (sırasıyla; %32.1, %33.0). Branşlar açısından bakıldığında ise takım sporları ile ilgilenenler davranışı %40.0 oranında taktik olarak beğenmekte ve % 37.6 oranında da aynı şekilde davranırdım demektedir. Ferdi sporlarla ilgilenen BES öğretmenlerinin davranışı taktik olarak beğenme oranı %33.8, aynı şekilde davranırdım diyenlerin oranı da %26.2’dir. 18
  • 19. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ TARTIŞMA VE SONUÇ Beden eğitimi öğretmenlerinin futbolda Fair Play’e ilişkin olumlu ve olumsuz davranışlara yaklaşımlarını belirlemek amacı ile yapılan bu çalışmada elde edilen sonuçlar başarı yolunda kaybedilen değerlerin önemini ortaya çıkarmaktadır. Oysa ki, ahlaksal davranışların geliştirilmesi ve uygulanmasında beden eğitimi dersleri eşsiz bir konuma sahiptir (Drewe, 2000). Araştırmada beden eğitimi öğretmenlerine yöneltilen ilk örnek olay, “kendi yarar ve yargısına ters düşse bile, hakemin doğru karar almasına yardımcı olma” davranışını içermektedir. Beden Eğitimi Öğretmenlerinin %64.7’si böyle bir davranışı uygulamanın sportmence olsa bile profesyonelce olmadığı görüşünü desteklemektedir ve yarıya yakını da (%49.3) aynı şekilde davranmayacağı yönünde görüş belirtmektedir. Haksız avantajlardan yararlanmama, hakemin doğru karar almasına yardımcı olma gibi informal Fair Play’e yönelik bu davranışların öğrencilere Beden Eğitimi derslerinde öğretilmesi gerekirken, öğretmenlerin büyük bölümünün başarı uğruna bu değerleri gözardı etmeleri düşündürücüdür. Örnek olaya cinsiyetler açısından bakıldığında erkek öğretmenlerin (%69,1) bayan öğretmenlere (%57,1) nazaran biraz daha yüksek oranda, davranışı profesyonelce bulmadıkları görülmektedir. Branşlara bakıldığında ise, takım sporlarıyla uğraşan öğretmenler, ferdi branşlarla uğraşanlara göre daha yüksek oranda örnek olayı profesyonelce bulmamaktadır. (Sırasıyla %68.2 , %60.0) Örnek olayda verilen davranış doğrultusunda, göz önünde bulundurulması gereken iki durumu “doğru hareket” ve “iyi insan” olma hali oluşturmaktadır. İyi insan olma hali, daha önemli ve istenen bir durumdur. Örnek olaydaki kalecinin yaptığı gibi, gösterilecek davranış hakkında kibar bir düşünceye veya eğilime sahip olunabilir ancak kişinin hareketi beraberinde kötü veya üzücü sonuçlar getirebilir. Ancak ahlaksal yönden iyi eğitilmiş sporcu ikilem yaratan durumlarda sadece spesifik prensipleri değil, aynı zamanda başkalarına saygı ve sempati gibi iyi eğilimleri göstermektedir ki bu durum da ahlaksal düşüncenin kritik seviyede verilmesini içerir (Hsu, 2004) (Tablo 1). Beden eğitimi derslerinde öğrencilere kazandırılması gereken amaçlar arasında paylaşım, yardımlaşma, hoşgörü, işbirliği gibi duyguları geliştirmek yer almaktadır. Buna rağmen, ev sahibi takımın misafir takıma yedek tekmeliklerini vererek oynamalarını sağlamasını içeren yalın insani yardıma yönelik bir örnek olayı beden eğitimi öğretmenleri, eğitimci olmaları göz önünde bulundurulduğunda, %38.7 gibi yüksek bir değerde profesyonelce bulmamaktadır. Aynı örnek olaya ilişkin görüşlerin alındığı çalışmalarda, rakip takımın maruz kalacağı haksız bir durumu gidermek için çaba göstermeyi içeren davranışı profesyonelce bulmayan amatör ve profesyonel futbolcuların oranı (%28.2) (Sezen; Yıldıran 2003) ile BES öğretmen adaylarının oranının (%34) (Yıldıran; Sezen, 2005) BES öğretmenlerinden daha düşük olduğu görülmektedir. Benzer olay karşısında aynı şekilde davranmayacaklarını ifade eden BES öğretmenlerinin oranı %26’dır ve bu değer, amatör ve profesyonel futbolcuların %46.7; BES öğretmen adaylarının %30’luk oranlarıyla kıyaslandığında düşük gözükse de, öğretmenler için azımsanmayacak bir düzeydedir (Tablo 2). Günümüz sporunun karakteristik özelliği rakibe fiziksel, zihinsel ve duygusal yönlerden baskı kurmaktır. “Oynamak” ise arka planda kalmakta; böylelikle kazanma şansı yükseltilmeye çalışılmaktadır (Lumpkin et al., 2005). Fair Play ise sporcuların, fırsat eşitliğini bozmamak amacı ile haksız avantajları kabullenmemeleri, rakibi düşman olarak görmemeleri çabalarında kendini göstermektedir (Yıldıran, 2005). Bu ilkelerden hareketle kurgulanarak BES öğretmenlerinin görüşüne sunulan ve kalecinin ciddi şekilde sakatlanması sonucu ona yardım etmekle gol atmak arasında ikilem yaratan bir örnek olayda kaleciye yardım etmeyi tercih eden futbolcunun davranışı BES öğretmenlerinin %40’ı tarafından sportmence bulunmakla birlikte profesyonelce görülmemiştir. Sonuçlar cinsiyetler açısından değerlendirildiğinde ise bayanların %48.2’si davranışın profesyonelce olmadığı yönünde görüş bildirirken bu oran erkek BES öğretmenlerinde %35.1’de kalmaktadır. Takım sporları 19
  • 20. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ ile uğraşan BES öğretmenlerinin davranışı profesyonelce bulmama oranı %34.1 iken, ferdi branşlarda bu oran yarıya yakındır( %47.7) BES öğretmenlerine aynı durum ile karşılaştıkları zaman nasıl davranacakları sorulduğunda “aynı şekilde davranmazdım” diyenler grubun %30.7’sini oluşturmaktadır. İkilem yaratan bir durum içinde kalarak anlık kararlar vermek zorunda olmak tüm spor olaylarında yaşanan bir durumdur. Ancak burada önemli olan sadece kendisi için değil aynı zamanda karşı taraf için de en uygun olanı yapabilmektir çünkü davranışın sonuçları istenmeyen durumları ortaya çıkarabilmektedir. Bu durumu destekleyen olayı kalecinin ciddi şekilde sakatlandığını görmesine rağmen ona yardım etmek yerine gol atmayı tercih etme davranışı oluşturmaktadır ve bu da rakibi oyunun gerçekleşmesini sağlayan partner olarak görmek yerine rakibin düşman olarak görüldüğünü göstermektedir. Cinsiyetler açısından davranış değerlendirildiğinde aynı şekilde davranmayacaklarını belirten öğretmenlerin oranı bayanlarda %32.1, erkeklerde %29.8’dir. Takım sporları ve ferdi sporlarda ise oranlar birbirine oldukça yakındır (sırasıyla; %30.6, %30.8) (Tablo 3). Fair Play’e uygun olmayan davranışlara BES öğretmenlerinin yaklaşımları incelendiğinde ise futbol branşında çok sık karşılaşılan ve futbolcular tarafından %69.1 oranında taktik olarak beğenilen haksız penaltı sağlama çabasının (Sezen; Yıldıran, 2003) öğretmenler tarafından da %36.7 oranında taktik olarak beğenildiği görülmektedir. BES öğretmenleri “hakemi yanıltarak haksız avantaj sağlamaya” yönelik bu davranışa %28.7 oranında aynı şekilde davranırdım demektedir. Örnek olay branşlara göre değerlendirildiğinde takım sporu ile ilgilenen BES öğretmenleri (%40) davranışı ferdi branşlarla ilgilenen öğretmenlere (%32.3) oranla daha fazla taktik olarak beğenmektedir. Beden eğitimi derslerinde öğretmenlerin öğrencileri daha çok takım sporlarına yönlendirdiği görülmektedir. Amacın sadece kazanmak ve kaybetmeye indirgendiği takım sporlarında ise öğrenciler ahlak eğitimini beden eğitimi derslerinden alamamaktadır. Fair Play’in anlamının sadece kurallara uymaya indirgendiği bu ortamlarda da öğrenciler etik olmayan davranışlara yönelmektedir (Singleton, 2003). Bunun bir sonucu olarak da hakemi yanıltarak avantaj sağlayacak olmakta haksızda olsa başarı sağlayacağı için tolere edilir bir konuma gelmiştir. Nitekim çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu amatör futbolcuların verdikleri cevaplarda da büyük çoğunluğun (%63.3) davranışı taktik olarak beğenmesi BES öğretmenlerinin onlara Fair Play açısından yeterli donanımı sağlayamadığı hatta öğrencilerini bunun tam tersi yönde davranmaya teşvik ettikleri yönündedir (Sezen; Yıldıran, 2003) (Tablo 4). Fair Play’e aykırı olan son örnek olayı “rakibin oynama hakkını yanıltıcı stratejilerle elinden alma” davranışı oluşturmaktadır. Örnek olayda önemli olan nokta antrenörün isteği ile rakip oyuncunun oyundan çıkartılmasıdır. BES öğretmenlerinin %37.3’ü bu davranışı taktik olarak güzel bulmaktadır. Oysaki beden eğitimi öğretmeni için sporcu ilk sırada, kazanmak ikinci sırada yer almalıdır. Devereux (1976), antrenörlerin gözlerinin top üzerinde değil çocuğun üzerinde olması gerektiğini vurgulamaktadır (Shields; Bredemeier, 1995). Zira, 2005-2006 eğitim-öğretim yılı Ankara İli okul sporları disiplin kurulu kararları incelendiğinde gerek öğretmenlerin gerekse öğrencilerin aldığı cezalar BES öğretmenlerinden alınan sonuçları destekler niteliktedir (www.ankaraobesi.com). BES öğretmenlerinin rakibin oynama hakkını yanıltıcı stratejilerle elinden alma davranışını taktiksel açıdan beğenmeleri Fair Play’in fırsat eşitliğini koruma ilkesini de görmezden geldiklerini göstermektedir. Fair Play kurallara uymayı şart koşan ancak bununda ötesine geçen bir kavramdır ve aldatıcı yollarla rakipten faydalanarak değil, kişinin güçlülüğünü gerçekleştirmek adına amacın önceden karar verilmediği, içsel bir huzurun olduğu, özgür ortamlarda gerçekleşebilir (Covrig, 1996). Bu çerçevede BES öğretmenlerine verilen rakibin oynama hakkını yanıltıcı stratejilerle elinden almayı içeren örnek olayda kendi davranışlarının ne olacağı sorulduğunda %32.7 öğretmen aynı şekilde davranırdım cevabını verirken aynı örnek olaya futbolcuların %55.0’i, BES öğretmen adaylarının %32.0’si aynı şekilde davranırdım demişlerdir. Öğrencilerine Fair Play’e yönelik sosyal becerileri kazandıracak olan BES öğretmenlerinin 20
  • 21. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ öncelikle kendilerinin bu durumu içselleştirmeleri gerekmektedir. Alınan sonuçlar doğrultusunda ortaya çıkan tablo beden eğitimi derslerinde başarı unsurunun öncelikli olduğunu gösterirken Fair Play’in bir çok durumda yok sayıldığını göstermektedir. (Tablo 5). Beden eğitimi derslerinde fiziksel aktiviteler takım arkadaşlığı, ahlaksal ikilemleri çözümlemek ve konuşmak, kendini kontrolü geliştirmek, cesaret, fairness’e yönelik değerlerin öğrenilmesi, takım ruhu, takım çalışması gibi duyguların gelişmesinde bir araç olarak kullanılırsa çocukta ahlaksal davranışların kazanılması sürecinde önemli rol oynamaktadır (Lemyre et al., 2002). Ortaya çıkan sonuçlar beden eğitimi öğretmenlerinin gözardı edilemeyecek derecede “başarı” olgusunu ön planda tuttuklarını göstermektedir. Çocukların dürüstlük anlayışını geliştirmek için eğitimciler sporda sadece başarıyı daha öz önemli gösterebilir hatta küçümseyebilirler (Covrig, 1996). Çünkü sadece başarıyı amaçlayan kişiler, rakibe zarar verme, onu düşman olarak görme, aldatma gibi her şeyin mümkün olduğu durumları kullanarak yalnızca kazanmaya odaklanmaktadır (Boxill, 2003). Sadece kazanmaya odaklanma düşüncesi ahlak anlayışını engellediği için eğitimciler, sporun; arkadaşlık, alıştırma, gelişim gibi yararlarını vurgulamayı denemelidir. Oyuncuların gelişimine, takıma katkısına ve katılımına daha fazla önem vermelidirler. Buna rağmen bazı antrenör ve aileler bu durumu görmezden gelmektedir. Antrenörler yaşları çok küçük olmasına rağmen çocuklara hatalarında bağırmakta, onları hakemle tartışma gibi olumsuz davranışlara yöneltmektedir. Bu durum gençlerde sporun hangi yöne gideceğini açıkça göstermektedir (Brennan, 2005). BES öğretmenleri kural ihlallerine teşvik etmek yerine kuralları yoğun olarak tartışmalı ve öğrencilere kuralların arkasındaki mantık kesinlikle açıklanmalıdır. Bir diğer nokta okul içi müsabakaların okullar arası müsabakalardan daha çok önemsenmesi gereğidir. Çünkü okullar arası müsabakalarda öğrenciler birbirleri ile ilk kez arkadaş yerine rakip olarak tanıştırılmaktadır. Okul içi müsabakalar ise hep birlikte oynamak için birleşimlere izin vermeli rekabeti en az seviyede tutmalıdır (Covrig, 1996). Sonuç olarak, beden eğitimi öğretmenlerinin ilk hedefi başarı uğruna yok edilmiş değil, spor yoluyla karakter eğitimini en iyi şekilde tamamlamış bireyler yetiştirmek olmalıdır. Okullarındaki başarıları okullararası yarışmalarda elde ettikleri dereceler ile ölçülen beden eğitimi öğretmenlerinin başarı baskısı altında eğitim vermemeleri gerekmektedir. Zira bu tür ortamlarda başarı kazanmak adına öğretmen ve antrenörler rakiplerine etik dışı davranma yolunu izleyebilirler (McIntosh, 1980). Çünkü, Shakspeare’in tanımladığı gibi hiçbirşey kazanana foul gibi gözükmeyebilir (Covrig, 1996). KAYNAKLAR Ankara İli okul sporları disiplin kurulu ceza listesi (2006). http://www.ankaraobesi.com./ disiplinkurulukararlari.xls BOXILL, J. (2003). The Ethics Of Competition. In J. Boxill (Ed.), Sports Ethics an Anthology (pp.107-115). United Kingdom. Blackwell Publishing. BRENNAN, S.D. (2005). Sanctity of Sport. http://www.internationalsport.com/nsd/nsd- articles.cfm#contests. (16. 07. 2005 tarihinde internetten elde edilmiştir.) COVRİG, D. (1996). Sport, Fair Play, and Children’s Concept of Fairness. Journal For a Just&Caring Education 2(3). Corwing Pres. 263-282. DREWE BREGMANN, S. (2000). The Logical Connection Between Moral Education and Physical Education. Journal of Curriculum Studies, 32(4). 561-573. HSU, L. (2004). Moral Thinking, Sports Rules and Education. Sport, Education and Society, 9(1). 143-154. LEMYRE, P.N., & ROBETS, C.G., & OMMUNDSEN, Y. (2002). Achievement Goal Orientations, Perceived ability, and Sportpersonship in Youth Soccer. Journal of Applied Sport Psychology, 14. 120-136. LUMPKİN, A., & STOLL, K.S., & BELLER, J.M. (2003). Sport Ethics Applications For Fair Play. New York. Mc GrawHill. 21
  • 22. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 , 2007 ELEKTRONİK DERGİ McINTOSH, P. (1980). Fair Play Ethics in Sport and Education. London. Heinmann Educational Books. REID, L.H. (2005). Sport, Education and the Meaning of Victory. htpp://www.bu.edu/wcp/paper/spor/SporReid.html. (01.09.2005 tarihinde internetten elde edilmiştir). SEZEN, G., & YILDIRAN, İ. (2003). Profesyonel ve Amatör Futbolcuların Fair Play Anlayışları. İ. Yıldıran, P. Doğan & E. E. Erturan (Eds.). Beden Eğitimi ve Sporda Sosyal Alanlar Kongresi (10-11 Ekim 2003, Ankara s.13-20) Bildiriler Kitabı. Ankara, Sim Matbaacılık. SINGLETON, E. (2003). Rules? Relationship?: A Feminist Analysis of Competition and Fair Play in Physical Education. Quest (Human Kinetics), 55. 193-239. SHİELDS, L.L.D., & BREDEMEİR, L.J.B. (1995). Chracter Development and Physical Activity. USA. Human Kinetiks. YILDIRAN, İ., & SEZEN, G. (2005). The evulation of the perceptions of the teacher trainees of physcical education towards the concrete events including the conflict between fairness and professionalism. The 46th ICHPER SD Anniversary World Congress. (İstanbul. pp.518-521). YILDIRAN, İ. (2004). Fair Play: Kapsamı, Türkiye’deki Görünümü ve Geliştirme Perspektifleri. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 4,(4), s.3-16. YILDIRAN, İ. (2005). Fair Play Eğitiminde Beden Eğitiminin Rolü. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 5,(1), s.3-16. 22
  • 23. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ BİR REKREASYON FAALİYETİ OLARAK – ÜNİVERSİTELERARASI MÜSABAKALARA KATILAN SPORCU ÖĞRENCİLERİN LİDERLİK DAVRANIŞLARININ (ANLAYIŞ GÖSTERME BOYUTUNDA) KARŞILAŞTIRILMASI DURUKAN, E.*; CAN, S.**; GÖK, A.*** * Balıkesir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ** Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi *** Yozgat 30 Ağustos İlköğretim Okulu Beden Eğitimi Öğretmeni ÖZET Günümüzde sosyal hizmetlerde en göze çarpan değişimlerden biri de spor ve rekreasyon alanında meydana gelen gelişimlerdir. Bu alanlardaki başarı ve büyümenin temel nedeni, kendini bu alanlarda hizmet sunmaya adamış bireylerdir. Değişmeler, bu bireylerle ilgili yaklaşımlarda kendini göstermiştir. Spor ve rekreasyon hizmetlerinde görev alan ve önemli görevler üstlenen bireylerden lider olarak tanımlananlar, sadece günümüzün değil, çok eski yıllardan beri spor ve rekreasyon biliminin araştırma konularındandır. Yaşadığımız yüzyılda, toplumları etkilemesi ve toplumların geleceğine yön vermesi açısından üniversite öğrencileri çok önemlidir. Eğitim-öğretimlerini yaparken rekreasyon faaliyetleri olarak spor yapan öğrenciler, üniversitelerini temsil etmekle birlikte arkadaşlarına da önderlik etmektedirler. Lider; içinde bulunduğu kurumun veya topluluğun amaçlarını, hedeflerini belirleyen ve bu amaçların, hedeflerin gerçekleştirilmesinde kuruma veya topluluğa en etkili biçimde yön verebilen kişidir. Liderlik, belli bir ortamda bir bireyle, grubun diğer üyeleri arasındaki dinamik bir ilişkidir. Liderin kişisel özelliklerinden çok yaptıkları önem taşır. Bu nedenle, liderlikten çok lider davranışı üzerinde yoğunlaşmak gerekmektedir. Bu bağlamda bu araştırmanın amacı, üniversitelerde aktif olarak spor yapan öğrencilerin rekreasyon ve sportif liderlik davranışlarının anlayış gösterme boyutunu, gösterme sıklıklarıyla birlikte, cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. Burada anlayış gösterme; dostluk, arkadaşlık, karşılıklı güven, saygı ve lider kadro arasındaki sıcak, samimi ilişkiyi gösterici davranışı ifade eder. Veriler, Liderlik Davranışını Belirleme Ölçeğinin “Yapıyı Kurma ve Anlayış Gösterme” boyutunda yer alan 30 maddelik liderlik davranışlarından oluşan anket ile elde edilmiştir. Ancak çalışmamızın kaynağını; Anlayış Gösterme Boyutu ile ilgili olan (16-30) arasındaki sorular oluşturmaktadır. Araştırma; 2005-2006 eğitim-öğretim yılında üniversiteler arası basketbol turnuvasına katılan; Balıkesir, Çanakkale 18 Mart, Uludağ, Trakya ve Sakarya Üniversitelerinde öğrenim gören 74 aktif sporcudan oluşan veriler üzerinde yapılmıştır. 23
  • 24. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ Toplanan veriler ise frekans, yüzde dağılım ve ortalamalar alınarak çözümlenmiştir. Cinsiyete göre sporcu öğrencilerin görüşleri arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark olup olmadığı 0.05 önem düzeyinde “t” testi ile sınanmıştır. Yapılan analizler sonucunda, liderlik davranışlarından Anlayış Gösterme boyutundaki 11 tutuma %90.5 ile %63.6 arasında “Çoğu zaman” ve “Her zaman” düzeyinde cevap alınmış olup, sıklık oranları değişiklik göstermektedir. Anket sonuçlarında, cinsiyete göre ortalamalar karşılaştırıldığında 20, 22, 24, 25 ve 30. tutumlar arasında farklılığa rastlanmıştır. Bu farklılık; 20, 22 ve 24. sorularda bayan sporcu öğrenciler lehine, 25 ve 30. sorularda erkek sporcu öğrencilerin lehindedir. Farklılık olan tutumlar; “Okulumda sportif faaliyetleri yaparken arkadaşlarıma herhangi bir açıklama yapma gereği duymam” ( Χ :3.32), “Hareketlerimin nedenlerini açıklamam” ( Χ :3.63), “Yeni fikirleri kolay kabullenemem” ( Χ :3.64), “Bütün herkese arkadaş gibi davranırım” ( Χ :1.89), “Sporla ilgili konularda işe başlamadan önce takım arkadaşlarımın ve öğretim elemanlarımın onayını alırım” ( Χ :1.98). Sonuç olarak, üniversitede spor yapan öğrencilerin gerek aktif gerekse rekreasyonel olarak katıldıkları sportif aktivitelerde, anlayış gösterme boyutuna ait liderlik davranış biçimlerini sergiledikleri görülmektedir. Öğrenciler; okul başarısı, tanıtımı, verimi ve ülke geleceği için oldukça önem arz etmektedirler. Bu maksatla sporcu öğrencilerin cinsiyet ayrımı gözetmeksizin Anlayış Gösterme Boyutundaki liderlik davranışlarını sergileyebilmelerinin okul, meslek ve ülke sporu için bir gereklilik olduğunu söylemek mümkündür. Anahtar Kelimeler : Rekreasyon, Liderlik, Anlayış Gösterme, Spor AS A RECREATION ACTIVITY-COMPARATION OF LEADERSHIP BEHAVIOURS CONSIDERATION OF STUDENTS WHO PARTICIPATED IN INTER UNIVERSITIES COMPETITION DURUKAN, E.*; CAN, S.**; GÖK, A.*** * Balıkesir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ** Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi *** Yozgat 30 Ağustos İlköğretim Okulu Beden Eğitimi Öğretmeni SUMMARY Today, one of the most important change in social service is developing occurred at sport an recreation area. Fundamental reason of success and development at these areas is persons who devoted to present the service. Changes were proved in approaches related to these persons. Persons worked and taken on important functions, who defined as leader in sport and recreation services, not only today but also research topics the sport and recreation science since past years. 24
  • 25. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ In the present century, university students are of great importance because they affect populations and their future. Those students who take part in sport activities as recreation activity during education period both represent their university and lead their friends. A leader is one who determines the goals and purposes of community or organizations in which he lives, and lead them effectively to achieve these goals. Leadership is a dynamic relation which a person between other members of group at a known environment. It is important that leader did rather than personal characteristics. The purpose of this study was to determine that the students who take part in sport activities as active in universities consideration of recreation and sportive leadership, it’s frequency, and if it differed depending on gender. Consideration state behavior which shown friend-ship, mutual confidence, respect and sincere relation at leader staffs. The data was obtained with questionnaire consisting of 30 questions relating to “Initiation of structure” and “consideration” dimensions of leadership in “Leadership Behavior Description Questionnaire”. Source of study consist of questions (16-30) regarding consideration. The study was carried out on active 74 sportiest who took part in 2005-2006 education term bascetball tournaments who were attending Balıkesir, Çanakkale 18 Mart, Uludağ, Trakya and Sakarya Universities. The data obtained were interpreted using frequency, percent and means. Whether the difference between opinions of students depending on gender was investigated at 0.05 significant level using “t” test. According to results of study, eleven question if consideration dimension of leadership behavior received answers of “most of time” and “every time” at the levels between 90.5 % and 63.6%, and the frequency rates also varied. The results of the present study showed that there were difference between means of responds to behaviors 20, 22, 24, 25 and 30, depending on gender. These differences were for females in 20, 22 and 24 questions while for males in 25 and 30 questions. The behaviors on which were differences were “I don’t need to make any disclosement to my colleagues” ( Χ :3.32), “I don’t explain the causes lying under my activities” ( Χ :3.63), “I don’t accept new ideas easily” ( Χ :3.64), “I treat everyone as if they were friends” ( Χ :1.89), “I accept consents of my colleagues and members of education before starting any sportive job” ( Χ :1.98). As a result, it has been shown that the students who take part in sport activities in university display leadership behaviors in sport activities that they take part in either actively or recreationally. Students are of great importance with respect to success and productivity of school, and also future of country. For this purpose, it can be stated that displaying leadership behavior in consideration dimension regardless gender is a necessity for school, job and country sport. 25
  • 26. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ Key words: Recreation, Leadership, Consideration, Sport Bu çalışma 9. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi’nde (Muğla - 2006) poster bildiri olarak sunulmuştur. GİRİŞ Rekreasyon gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle boş zamanların artması ile orantılı olarak önemi artan bir kavramdır. Rekreasyon çalışmaları eğitimi desteklediği kültürel ve ekonomik kalkınmayı hızlandırdığı ve çalışma verimini arttırdığı için önemli, beden ve ruh sağlığının korunması ve onarılması, toplum için zararlı davranışların yerleşmemesi açısından da gerekli bir olgudur (Dumazedier;1990, Karaküçük;1999, Tezcan;1982). Rekreasyonel olarak sporun tanımını ele alacak olursak; Spor rekreasyonel bir araç olarak insanların; endüstrileşmeyle beraber açıkça hayat ve iş birimlerini değiştirmeleri sonucu, şehir ve endüstriyel ortamlara taşınmaları, bir taraftan uygarlaşma ve hayat standardının yükselmesi, diğer taraftan negatif olarak zihinsel ve fiziksel eksikliklerin ortaya çıkardığı olumsuzlukları gidermek için önemli fonksiyonlar üstlenmiştir (Karaküçük;1999). Rekreasyon ve spor için yapılan tanımlardan yola çıkarak, toplumun tüm grupları gibi üniversite gençliğinin de rekreatif ihtiyaçlarını karşılarken spora ihtiyaç duyduğunu söylemek mümkündür. Yüksek öğretim gençliğinin boş zamanlarını olumlu yönde değerlendirme rekreatif faaliyetlere katılması, organize etmesi, yönlendirmesi kişiliğinin gelişmesinde önemli rol oynar (Soyer, Can; 2003). Önemli bir rekreasyonel potansiyeli oluşturan sporda da meydana çıkan yeni yönelişler ve anlayışlar, rekreasyon lideri talebini artırmaktadır. Nitekim, insanların sportif ilgilerinde, sağlığa olan düşkünlükleri, yeni vücut bilincinin gelişmesi, kendini tanıtma, keşfetme isteği ve değerlerdeki değişmeler etkili olmaktadır. Üniversite yönetimlerinin ve öğrencilerin düzenledikleri gerek kısa sürekli gerekse uzun dönemli bir çok rekreasyonel faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu faaliyetlerin en göz alıcıları ise fiziksel aktivite olarak katıldıkları spor organizasyonlarıdır. Ülkemizde üniversiteler kendi bünyeleri içerisinde birçok aktivite yapmakta ve bu aktiviteler öğrencilerin boş zaman faaliyetlerini değerlendirmesine katkı sağlamaktadır. Üniversitelerin birbirleri ile öğrenci merkezli olarak sosyal faaliyet yaptıkları organizasyonlardan biride Üniversite Sporları Federasyonu’nun her yıl her branşta düzenlemiş olduğu spor organizasyonlarıdır. Spor, resim ve müzik gibi alanları rekreasyon içerisinde her zaman yer almaktadır. Ancak spor rekreasyonun en kapsamlı ve ilgi çeken alanlarından birini oluşturmaktadır (Karaküçük; 1999). Liderlik büyük ölçüde etkileme sürecidir. Örgütsel başarı, örgüt çalışanlarının lider tarafından etkilenerek gönüllü iş birliğine razı edebilmesine dayanır. Başka bir ifadeyle lider, belirlenmiş planları başarıyla gerçekleştirmek için gruba rehberlik eder ve üyeleri yönlendirir (Kaya; 1986). Lider, kendini izleyenlerin kendine yaptığı etkiden daha çoğunu onlara yapabilen kişidir (Başaran;1982). Dolayısıyla; saha içerisinde ki sporcunun eğer liderlik vasıfları gelişmiş ise o takımın başarı oranı artmaktadır. Lider özellikli sporcu sayısı bir takımda ne kadar fazla ise o takımın başarılı olabilme şansı o derece yüksektir. Buradan hareketle çalışmada amaçlanan yükseköğrenimini yapan sporcu öğrencilerin sosyo-kültürel yapılarını öğrenerek takımları içerisindeki liderlik özelliklerini anlayış gösterme boyutunda araştırmaktır. YÖNTEM Liderlik davranışlarından anlayış gösterme boyutunu kısaca açıklamak gerekirse; dostluk, arkadaşlık, karşılıklı güven, saygı ve lider kadro arasındaki sıcak ilişkiyi gösterici davranışı ifade eder (Monohan ve Hengst; 1982). Bu çalışma 2005-2006 eğitim-öğretim yılında Üniversite Sporları Federasyonu’nca Sakarya ilinde düzenlenen Basketbol C Kategorisi Grup Birinciliği müsabakalarına katılan 26
  • 27. SPOR YÖNETİMİ VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ ISSN: 1306-4371 CİLT:2 SAYI:1 2007 ELEKTRONİK DERGİ Balıkesir Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Trakya Üniversitesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi erkek-bayan takımlarına anket yöntemi ile uygulanmıştır. Katılımcılara 120 adet anket dağıtılmış, 83 anket geri dönmüştür. Hatalı ve yanlış olarak düşünülen anketler çıkarılarak kalan 74 adet anket değerlendirmeye alınmıştır. Bu münasebetle Erkeklerde 39, bayanlarda 35 anket değerlendirmeye alınmış olup toplamda üniversite öğrencilerine uygulanan anketlerin yüzdesi 61,7’dir. Metot olarak betimsel araştırma yöntemi uygulanmış olup veri toplama aracı olarak da anket tekniği kullanılmıştır. Çalışmada uygulanan anket 2 bölümden oluşmaktadır. 12 soruluk kişisel bilgi formu birinci bölümü, 15 soruluk (Anlayış Gösterme) “Liderlik Davranışlarını Belirleme Ölçeği (LDBÖ)” ikinci bölümü oluşturmuştur. Uygulanan Liderlik Davranışlarını Belirleme Ölçeği alfa güvenirlik katsayısı α=.73 olarak bulunmuştur. Veriler SPSS 11.5 paket programında değerlendirilerek frekans, ortalama ve yüzde değerleri alınmıştır. Erkek ve bayan üniversite sporcu öğrencilerinin görüşlerinin arasındaki farkı belirlemek için ,05 düzeyinde “t” testi uygulanmıştır. LDBÖ anketinin soruları beşli derecelendirme ölçeğine göre hazırlanmış; Her Zaman (4.21-5.00), Çoğu Zaman(3.41-4.20), Ara Sıra (2.61-3.40), Nadiren (1.81-2.60),Hiçbir Zaman(1.00-1.80). Cevap Seçenekleri Liderlik Davranışları Hiçbir Zaman Nadiren Ara sıra Çoğu Zaman Her Zaman (Anlayış Gösterme) f % f % f % f % f % 16- Takım arkadaşlarıma kişisel yardımda bulunurum. - - 3 4.1 6 8.1 36 48.6 29 39.2 17- Takım arkadaşlarımın üniversitemizde ve aynı takımda eğitim-öğretim görmelerinden memnun - - 3 4.1 24 32.4 38 51.4 9 12.2 olmalarını sağlamaya çalışırım. BULGULAR VE YORUM Tablo 1: Sporcu Öğrencilerin Liderlik Davranışlarına İlişkin Betimsel Verilerin Dağılımı 18- Kolay ve anlaşılır bir basketbolcü, sporcu-öğrenci olduğuma inanırım. - - 6 8.1 14 18.9 31 41.9 23 31.1 19- Takım arkadaşlarımı dinlemeye zaman ayırırım. - - 3 4.1 16 21.6 31 41.9 24 32.4 20- Okulumda sportif faaliyetleri yaparken arkadaşlarıma herhangi bir açıklama yapma gereği duymam. 20 27.0 11 14.9 25 33.8 9 12.2 9 12.2 21- Takım arkadaşlarımın kişisel sorunlarıyla ilgilenirim. 3 4.1 2 2.7 20 27.0 34 45.9 15 20.3 22- Hareketlerimin nedenlerini açıklamam. 8 10.8 40 54.1 19 25.7 5 6.8 2 2.7 23- Sporla ilgili derslerde arkadaşlarıma danışmadan faaliyete geçebilirim. 5 6.8 12 16.2 24 32.4 23 31.1 10 13.5 24- Yeni fikirleri kolay kabullenemem. 12 16.2 36 48.6 18 24.3 4 5.4 4 5.4 25- Bütün herkese arkadaş gibi davranırım. 2 2.7 5 6.8 7 9.5 29 39.2 31 41.9 26- Değişiklikler yapmaya istekliyimdir. 1 1.4 6 8.1 8 10.8 39 52.7 20 27.0 27- Diğer insanların benimle kolaylıkla ilişki kurmasına - - 3 4.1 4 5.4 31 41.9 36 48.6 yatkınımdır. 28- Görüşlerimde takım arkadaşlarımın kendilerini rahat hissetmelerini sağlarım. - - 1 1.4 11 14.9 38 51.4 24 32.4 29- Takım arkadaşlarım tarafından yapılan önerileri - - 1 1.4 22 29.7 30 40.5 21 28.4 uygulamaya çalışırım. 30- Sporla ilgili konularda işe başlamadan önce takım 1 1.4 1 1.4 11 14.9 44 59.5 17 23.0 arkadaşlarımın ve öğretim elemanlarımın onayını alırım. Tablo 1’de “Anlayış Gösterme” boyutunda seçeneklerin en yüksek oranda gösterilme sıklığına bakıldığında yığılma; 9 soruda “Çoğu Zaman” seçeneğinde olmuştur. Bunu 2 şer 27