4. YENİLİK KURAMI
Yenilik Kuramı belli bir zaman serisi üzerinden insanları yenilikler ile kurduğu ilişki içerisinde
yenilikleri benimseme kriterine göre sınıflandırmaktadır.
Yeniliklerin Yayılması Teorisi“Yeniliklerin Yayılması” fikri, ilk olarak, Fransız Sosyolog Gabriel
Tarde (1890) ve Alman ve Avusturyalı Antropologlar (Friedrich Ratzel, Leo Frobenius gibi)
tarafından incelenmiştir.
Everett Rogers’ın 1962 yılında ‘Yeniliklerin Yayılımı’ (Diffusion of Innovation) başlıklı çalışmayı
yayınlaması ile akademik tartışmalara girmiştir.
Bu kitapta, Rogers 500’ün üzerindeki örnek olay üzerinde yaptığı çalışmaları sentezleyerek,
yeniliklerin bireyler arasında ve toplum içinde kabullenimi hakkında bir teori üretmiştir.
5. YENİLİK KURAMI
Yayılma kavramı, kuramsal tartışmalara 19. yüzyılda Fransız Sosyolog Gabriel
Tarde’nin çalışmaları ile girmiştir. Rogers’a göre “Tarde yeniliklerin yayılımı
hakkında gözlemlediklerini, 1903 yılında yayınlanan iz bırakan kitabının başlığı
olan ‘Taklit Yasaları’ başlığı ile genelledi.
Tarde’ye göre 100 yenilikten sadece 10’u yayılırken doksanı kayboluyordu.
İnsanların davranış değişikliklerini açıklamak için Tarde yenilik ve taklit
kavramlarını kullandı.
6. YENİLİK KURAMI
Yayılmacılar (diffusionists) olarak tanımlanan bu yaklaşımlar “bir toplumdaki değişimi diğer bir toplumdaki
değişimin başlamasının sonucu olarak kabul eden antropolojik yaklaşıma sahipti.”
1920’lerde ve 1940’larda Amerika’da sosyologlar ve köy sosyolojisi çalışanlar teknolojik gelişmelerin toplumsal
etkilerini sosyal hareketlilik bağlamında değerlendirmişlerdir
Iowa Üniversitesi Köy Sosyoloji bölümünde profesör olan Bryce Ryan ve araştırma asistanı Neal Gross’un,
‘melez mısır tohumları üzerine yaptığı çalışma, 1941 yılında yüksek lisans tezi olarak kabul edildi.
1943 yılında ‘Rural Sociology’ dergisinde yayınlanmasıyla alanda önemli kilometre taşlarından biri olmuştur.
Yetkililer, melez mısırın avantajları açıkken çiftçiler arasında hızla yayılmamasını anlayamamışlardı. Çalışmada
“bazı çiftçilerin çevrelerinde komşularının yeniliği başarı ile uyguladıkları bir zaman süresince yeniliğe adapte
olmak için niçin on dört yıl bekledikleri” gibi sorulardan yola çıkılmıştır.
7. ROGERS’A GÖRE YENİLİKLERİN YAYILIMINI
ÇÖZÜMLEMEK İÇİN 5 TEMEL UNSUR
1) Yenilik
2) Yeniliğe intibak edenler
3) İletişim kanalı
4) Zaman
5) Toplumsal Sistem’dir.
8. Yenilik ve Yeniliğe İntibak Edenler
Birey tarafından yeniliğin algılanan avantajı arttıkça, uyum da
artar.
Bir yeniliğin öncekinden daha iyi olduğu düşünüldüğünde
hedef grup tarafından yararlı (teknolojik, ekonomik, fiziksel
(daha iyi olanaklar) veya sosyal (statü) vb.) Olarak
algılanmaktadır.
Göreli avantajın ekonomik terimlerle ölçülebilir ancak sosyal
prestij, uygunluk ve doyum da çok önemli faktörlerdir.
9. İletişim Kanalları
Yayılma sürecinin ikinci temel öğesi olan iletişim
kanalları yoluyla yenileşme mesajları bir
bireyden diğerine geçer.
Bireylerarası iletişim kanalları, yeniliğe tutumu
biçimlendirme ve değiştirmede, dolayısıyla
yeniliğin kabul ya da reddedilmesinde formal
iletişim kanallarına göre daha etkilidir.
Çoğu insan yeniliğe uyum kararını verirken
uzmanların araştırmaları ve önerileri yerine
çevresindeki bireylerin değerlendirmelerini
dikkate alır.
10. Zaman
Zaman öğesi yeniliğe uyum süreci ve uyum oranını ifade eder.
Rogers'a göre (1995) bireylerin yeniliğe uyum oranlarında farklılıklar söz konusudur.
Bu kitap yeniliği kabul zamanından kaynaklanmaktadır. Kabul zamanı yeniliğin ilk farkına
varmasıyla, onu kabul ya da reddetmesi noktası arasındaki zamanın uzunluğudur.
Kabul zamanı, bir yeniliğe uyumu için gereken ortalama zamanı ifade eder ve yeniliğin
yayılması için gereken zamanın yordayıcısı basit bir kavramdır.
Bireyin zamanı kısaysa, yeniliğin yayılmasının da hızlı haz düşünülür.
Ayrıca kabul zamanı göreli olarak bir yenileşme-kararıdır. Yenileşme-karar süreci, bireyin
yeniliğe ilk bilgilenmesinden yeniliğe yönelik tutumlarını biçimlendirmek, uyum ya da ret
kararına ve yeniliklerin uygulanmasına ve bu kararın gerçekleştirilmesine kadar ayaksel bir
süreçtir.
11. Sosyal Sistem
Ortak bir amacı için bir araya gelmiş bir dizi
ilişkisiz birim sosyal sistemdir.
Bütün sosyal sistemlerin normları vardır. Bu
normlar sosyal üyeler için davranış oluşturur.
Normlar sosyal üyelerine nasıl davranmaları
gösterir. Normlar yeniliğin yayılması önünde bir
engel gibi işler
12. BİLİŞSEL KURAMLAR
Bilişsel gelişim
Güdülenmede değişim
İçinde bulunduğu toplumu veya
çevresini değiştirme
Kararlılık
Bireyde meydana gelen ve bilişsel değişiklikleri tamamlayan dört
öğrenme evresi bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki gibidir:
13. BİLİŞSEL KURAMLAR
Uzaktan eğitimde toplumsal hayat ile ilgili televizyon programları
hazırlanıp öğrenci sezgisi geliştirilebilir. Birey konu ile ilgili bazı
özellikleri belli bir takım kavramlar altında toplayarak
genelleyebilir.
Uzaktan eğitimde öğretmen video konferans yöntemini kullanarak
konu ile ilgili temel kuramları belli kavramlarda genelleyebilir.
Etkili genelleme yapmayı öğrenen birey kendi davranışlarını
tamamlamaya çalışır, böylece davranışlarını yeniden düzenleyebilir.
14. BİLİŞSEL KURAMLAR
Bilgiyi İşleme Süreci Yaklaşımı
Bilgiyi işleme süreci yaklaşımı , zihinsel süreçleri ve bu süreçlerin
nasıl bir yol izlediği üzerinde durmaktadır. Bu yaklaşımın
temsilcileri Nevell, Gagne ve Briggs’tir.
Bilgiyi işleme süreci temel olarak dört ana yapıdan oluşmaktadır:
1. Girdi
2. İşlemler
3. Çıktılar
4. Dönüt
15.
16. BİLİŞSEL KURAMLAR
Bilişsel Yaklaşımın Uzaktan Eğitim Alanında
Kullanılması
Tanıma: Tv veya bilgisayar yardımı ile bilgiyi tanıma meydana
gelir.
Hatırlama: Öğrenciler videoları istedikleri kadar seyrederek
tekrar yaparlar.
İsteğe Bağlı Hatırlama: Herhangi bir konunun internet ile
öğretilmesi.
Değişim: Toplumsal hayat ile ilgili televizyon programları
hazırlanabilir.
17. BİLİŞSEL KURAMLAR
Genelleme: Denklemler bilgisayara bağlı akıllı tahtalar ile
öğretilebilir.
Yeniden Kurma: CD ve DVD’ler ile temel bilgiler öğrenilerek
genellemeler yapılabilir.
Kısa Zamanlı Bellek: Konuyu anlatırken resim ve videolardan
faydalanılır.
Tekrar: İnternetten problem çözülebilir.
18. BİLİŞSEL KURAMLAR
Uzun Zamanlı Bellek: Düzenli olarak internetten problem çözen
bir öğrenci bu bilgileri uzun zamanlı belleğe gönderir.
Gelişim Evresi: Bilgisayar programları sayesinde öğrencilere
gelişimlerine uygun uyarıcılar gönderilir.
Çevre: Öğrencilere çevresine uygun uyarıcılar gönderilir.
Merak: Ses , video ve görüntülerle zenginleştirilmiş materyaller
öğrencilerde merak uyandırır.
Sunulan İmkanlar: Öğretmen, zenginleştirilmiş öğrenme ve
öğretme ortamını öğrencilere sunar.
19. GAGNE DOKUZ ADIM KURAMI
Robert Gagné, 1960’lı yıllarda yeni davranışçı akımın
temsilcilerinden biri olarak kabul edilmekle birlikte, sonraki
yıllarda bilgiyi işleme kuramcılarının öncülerinden biri olmuş,
davranışçı yaklaşımın ilkeleri ile bilgi işlem süreci yaklaşımının
ilkelerini birleştirmiştir.
Gagné öğrenmeyi hem ürün hem de süreç olarak ele almıştır.
Gagné bilgi işlem süreci modeline paralel olarak bir öğretme
modeli geliştirmiştir.
Modele göre öğretimin düzenlenmesinde sırasıyla dokuz basamak
yer almalıdır.
20.
21. PAİVİO İKİLİ KODLAMA KURAMI
İKİLİ KODLAMA KURAMI
NEDİR?
İnsan beyninin farklı bilgi türlerinin nasıl
işlediğini açıklamaya çalışan ve nöropsikolojik
verilerden yararlanan bir kuramdır.
İkili kodlama kuramı, insanların sözel ve işitsel
bilgileri işlemek için iki ayrı kanal
kullandıklarını varsayar.
22. PAİVİO İKİLİ KODLAMA KURAMI
Allan Paivio tarafından 1971 yılında geliştirilen İkili Kodlama Kuramı’na
göre algı ve bellek ile davranışsal beceriler ve bilişsel beceriler arasında
bir benzerlik, paralellik veya süreklilik vardır.
Duyusal algılara paralel olarak gelişen sembolik sistem, kodlama
sırasında duyular aracılığıyla gelen uyarıcıların biçimsel özelliklerini
koruyacak şekilde, sözel ve sözel olmayan iki alt sisteme ayrılmıştır.
23. PAİVİO İKİLİ KODLAMA KURAMI
Öğrenme sürecinde sözcük ve resim üzerinde durulduğu
görülmektedir.
Bu kurama göre bilgi algılandıktan sonra sembolleştirilip
kodlanarak bellekte saklanmaktadır.
Bu sembolleştirme işleminde bilgiler işitsel ve görsel olarak
birinden ayrılmış bağımsız iki kanalda gerçekleştirilmektedir.
Burada bilgi işleme kanalları birbirinden bağımsız olarak çalıştığı
ve aynı anda ikisinin de algılanan bilgiyi işleyebildiği
varsayılmaktadır.
24. PAİVİO İKİLİ KODLAMA KURAMI
Sözel Olmayan Sistem
Kuramda, sözel olmayan kanal, “görsel
kanal ya da imagen” olarak
adlandırılmaktadır.
İmagen, “görsel veya dille ilişkili
olmayan türdeki diğer duyusal-devinsel
algıların sözel-olmayan bellek sisteminde
sembolize edildiği bilgi birimleridir”.
Görsel imgeler, fiziksel algılar ve sesler
bu yarıkürede depolanır ve işlenir.
25. PAİVİO İKİLİ KODLAMA KURAMI
Sözel Sistem
Sözel birimler logogen olarak
adlandırılır.
Logogenler “dile ilişkin yazılı veya
sözlü duyusal-devinsel uyaranları,
sözel bellek sistemi içinde sembolize
eden bilgi birimleri” olarak
tanımlanabilir.
26.
27. TERS YÜZ ÖĞRENME MODELİ
(FLIPPED LEARNING)
Geleceğin eğitim modeli olarak
kabul edilen Flipped Learning,
geleneksel öğrenmeyi tam tersine
çevirmektedir.
28. TERS YÜZ ÖĞRENME MODELİ
(FLIPPED LEARNING)
Geleneksel eğitim sisteminde bilgi, eğitimci tarafından sınıfta
öğrenciye aktarılır, bilginin özümsenmesi aşamasında ise öğrenci
ödevlerle, projelerle baş başa bırakılmaktadır.
Flipped Learning modelinde ise, öğrenciye bilgi aktarımı ders
gününden önce akademisyen tarafından hazırlanan ders videoları ile
gerçekleşiyor.
29. TERS YÜZ ÖĞRENME MODELİ
(FLIPPED LEARNING)
Öğrenciler derse gelmeden önce, istediği
bir zamanda ve yerde ders videosunu
izlerler, notlar alırlar ve anlamadıkları
yerlerle ilgili sorular hazırlarlar.
Sınıfta ise, bilginin özümsenmesi ve yeni
bilgilerin çıkarımına yönelik grup
çalışmaları, tartışmalar, problem çözme
etkinlikleri, soru-cevap aktiviteleri gibi
öğrencinin aktif katılımını gerektiren
aktiviteler gerçekleştirilir.