2. GÜZEL SANAT :
Şiir, müzik, resim, heykel,
mimari, tiyatro gibi
insanlarda estetik yönden
bir zevk duygusu uyandıran
sanatlara verilen isimdir.
Güzel sanatların gayesi,
güzelliği ifade etmek ve
yorumlamaktır
3. Güzel sanat dallarını birbirinden farkını bu sanat
dallarının kullandığı malzeme ortaya çıkarır.
Başka bir deyişle,kullanılan malzemenin farklılığı,
sanatın birtakım dallara ayrılmasının en belirleyici
etkenlerinden biridir.
5. Edebiyat, malzemesi dil olan bir sanattır. Edebiyat bu
yönüyle diğer sanatlardan tamamen farklıdır. Mimari ve
heykeltıraşlık, üç boyutlu ve görsel nitelikli sanatlar olarak
birbirlerine benzerler.
Resim sanatı da maddeye biçim veren görsel bir sanat
olarak mimari ve heykeltıraşlığa benzer. Edebiyat ise ne
görsel bir sanattır ne de maddeyi biçimlendiren bir
sanattır.
6. EDEBİYAT VE MUSİKİ
Edebiyata en çok benzeyen sanat müziktir. Çünkü müzik de
edebiyat gibi fonetik bir sanattır. Yani her iki sanat dalı da
işitsel bir nitelik taşır.
7. Sözlerin müzik eşliğinde söylenmesi o sözlere güç
katar. İsa’dan önce yaklaşık 3000 yıllarında, Sümer
tapınaklarında rahiplerin kullandığı şiirsel sözler,
giderek melodik bir nitelik kazanmıştır.
Bütün inançlarda müziğin etki gücüne gereksinim
duyulmuştur. Özellikle tek tanrılı dinler, müziğe
büyük önem vermiş, tarih içinde “dinsel müzik”
olarak nitelenen bir müzik türü geliştirilmiştir
8. Müziğin malzemesi sestir. Müzisyen notaya dönüştürdüğü
sesleri düzenleyerek eserini yaratır.
Edebiyatın ham maddesi ise sözcükler ya da dildir.
9. Edebiyat diğer sanatlara benzemezken tiyatro, opera ve
sinemanın edebiyattan yararlandığı ortadadır. Karma sanatlar
da denilen bu sanatlarda edebiyat ve müziğe önemli ölçüde yer
verilir.
Bunun dışında tiyatroda olsun opera ve sinemada olsun dilin
kullanımı bu sanatların edebiyatla ortak paydasını oluşturur.
10. Diğer sanatların hiçbirinin malzemesi edebiyattaki gibi
herkesin her an kullandığı bir malzeme değildir. Gerçekten de
ressamın, heykeltıraşın, müzisyenin çalışmalarının sanat
kapsamında değerlendirilmesinde zorluk görülmez.
Ama toplumun konuşmakta olduğu dille yapılan bir sanat olan
edebiyatta edebî olanla edebî olmayanın ayırt edilmesi zordur.
11. Türk kültüründe özellikle musikinin daima önemli
bir yeri olmuştur. Pek çok şairin eserleri bestelenerek
günümüze kadar ulaşmıştır.
12. Divan Edebiyatı ürünlerinin çoğu bestelenmek için yazılır.
Divan şiirleri, bir “Divan Musikisi” yaratmıştır. Divan
şiirlerinin konuları, yani aşk, sevgili, mey, (içki) meyhane,
güzellik ve biraz da din konuları aynı şekilde doğal olarak
Divan Musikisine yansımıştır.
13. Özellikle de Türk Tasavvuf Edebiyatında musikiye ayrı
bir önem verilmiştir. Tasavvuf edebiyatının türlerinden
nefes ve ilahi musiki ile iç içe kullanılmış ve yaşatılmıştır.
14. Servet-i Fünun dönemine baktığımızda musikinin apayrı bir
yeri olduğunu görürüz. Önceleri sadece bir zevk, kişilerin
kültür seviyelerinin göstergesi olan musiki, Servet-i Fünun ile
birlikte eserlerde önemli bir yer tutmaya başlamış, giderek
yayılarak günümüzdeki yerine ulaşması için yerini
sağlamlaştırmıştır.
15. Dönem sanatçılarından Cenap Şahabettin şiirde tabiat ile
birlikte musiki ve müzikaliteye yer verir. Onun şiirlerinde
cümleler bize adeta bir şarkı söyler.
Halid Ziya’nın eserlerinde de musiki kendine yer bulur; Mai ve
Siyah’ta kahraman müzisyendir, ayrıca dönemin batı
musikisinden örnekler verilmekle birlikte, musikiyle edebiyat
birleştirilmiştir.
16. Mehmet Rauf, Eylül’de musikiyi
diğer çağdaşlarından daha farklı
kullanmış ve adeta eserinin
belkemiği yapmıştır.
17. Eylül bir duygu romanıdır. Romanda duygu aktarımı önemli
bir yer tutar ve bu duygu aktarımını sağlayan da musikidir.
Mehmet Rauf, adeta tüm Türk Edebiyatı dönemleri boyunca
işlenen musikiyi almış batı musikisiyle harmanlamış, üzerine
bambaşka bir arka fon yapıp eserine nakletmiştir.
18. •ATIŞMA: Türk Halk
Edebiyatı içerisinde "Halk
ozanlarının birbirlerine
SAZ EŞLİĞİNDE karşılıklı
dörtlük veya şiir
söylemesidir. Saz eşliğinde
atışırlar. Çünkü saz ve
musiki söze güç katar.
Burada yine ozanlar sazı
kullanarak aslında
musikinin edebiyat için ne
kadar vazgeçilmez
olduğunu göz önüne
sermektedir.