2. XIII. ve XIV. YÜZYIL
13. ve 14. yüzyıllar, Anadolu’da yaşayan Türk insanı için
oldukça sancılı geçen yüzyıllardır. Bu yüzyıllar içinde büyük
Türk devletlerinden olan Selçuklu Devleti güçlenmiş olsa da
aslında Anadolu’da yaşayan Türk halkı için zorlu yıllar
yaşanmıştır.
Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Moğollar, Anadolu’da bozgun
yaratmışlardır. Baskınlar, ağır vergiler Türk halkının boynunu
bükmüştür. Yoksulluk, bezginlik Türk insanının ruhuna
işlemiştir.
3. Moğol ordularının Türk insanına yaşattığı zorluklar, asırlarca
unutulmamıştır. Bugün bile Türkiye’de Moğol istilasına dair
pek çok öykü ve söylence anlatılır.
Türk halkı, yoksulluk ve ümitsizlik içindeyken ister istemez bazı
duygulara ve inançlara sığınmıştır. Bu inançlardan en güçlüsü
dini inançlardır.
Dünyadaki sıkıntıları önemsememeyi, insanları her şeye
rağmen sevmeyi ve zorluklara karşı sabır göstermeyi
öğütleyen tasavvuf, halkın sığınağı olmuştur.
4.
5. NASREDDİN HOCA FIKRALARI
Nasreddin Hoca’nın yaşamı ile ilgili bilgiler kesin değildir. Çoğu
bilgi ve söylenti olarak kalır. Fakat Akşehir’de ki türbesinde
yazıldığına göre Eskişehir’in Sivrihisar-Hortu köyünde 1208’de
doğmuş, Konya-Akşehir’de 1284’te ölmüştür.
‘’ Dünyayı Güldüren Adam ‘’ lâkabı ile bilinir
ve bu lâkabı taşıyan kitaplar çıkarılmıştır.
Konya Medreselerinde öğretim görmüş,
kadılık(hakimlik) yapmıştır.
6. Dönemin aydın kişilerindendir. Ama halktan
asla kopmamıştır.
Nasreddin Hoca fıkraları bütün sözlü edebiyat ürünleri gibi
dilden dile dolaşarak yayılmıştır. Hatta ona mâl edilerek yeni
fıkralarda üretilmiştir.
Nasreddin Hoca’nın insana, devlete ve yaşama dair ciddi
eleştirileri vardır. Ancak O, eleştiriyi mizahla yapmayı tercih
etmiştir.
7. Fazilet sahibi, hazırcevap, keramet sahibi, filozof, din ve dünya
işlerini birlikte ve eksiksiz yürüten büyük bir zat idi.
Fıkralarının genel özellikleri;
-Güldürme ve eğlendirme
-Düşündürme, eğitme, ders verme
Hazır cevaplılık, şaşırtmaca, taşlama ve eleştiride fıkralarının
özelliklerindendir.
8. Nasreddin Hoca’nın fıkraları zamanla kalıplaşmış ve halk
arasında böyle kullanılmıştır.
Nasreddin Hoca, fert ve toplumu her yönüyle çok iyi tanımış,
insanların aile, komşuluk, dostluk, ticari münasebetlerine ait
cemiyette gördüğü aksaklıkları düzeltmek ve insanlara nasihat
etmek maksadıyla nüktelerle dile getirmiş, onları düşünmeye
ve doğruya sevk etmiştir.
Halkın anlayacağı bir dil ve üslub kullanmıştır.