Is yerinde stresi yenme ve mutlu olma yollari 7/24 Psikoloji,Aile Evlilik terapisi nedir, çift terapisi nedir, istanbul randevu numarası nedir, 0505 767 5885
HANGİ NEDENLERDEN DOLAYI YALAN SÖYLERİZ?
İki ana nedenden dolayı #yalan söylüyoruz:
a) Cezadan kaç(ın)mak. Babasının dayağından korkan çocuk yalan söyler çünkü doğru söylerse ceza ile karşılaşacaktır. Ödevini yapmayan #öğrenci yalan söyler çünkü, öğretmenin kendisine düşük not vermesini istememektedir.
b) Mükafat (ödül) elde etmek. Küçük çocuk ilgiyi üzerine çekmek için yalan söyler, göreceği ilgi onun mükafatıdır. Tüccar kalitesiz malı kaliteli diye anlatır, alacağı ücret onun ödülüdür.
Cezadan kurtulmak ya da ödüle ulaşmak amacıyla yalan söyleyen bizler acaba yalanı nereden öğreniyoruz?
http://www.cocukpsikoloji.net/?Syf=22&Mkl=749249&pt=Ass.Prof.%20Dr.%20Ekrem%20Culfa%200544%20724%2036%2050&HANG%C4%B0-NEDENLERDEN-DOLAYI-YALAN-S%C3%96YLER%C4%B0Z?
istanbulda, psikologlar, pedagoglar, istanbul, aile terapisti, anadolu yakası, avrupa yakası, dikkat, eksikliği, ergen, ergen psikoloji, ergen psikoloğu, evlilik terapisti, hiperaktif, hiperaktivite, kadıköy pisikolok, odaklanma, psikoterapist, uskudar, yasam koclari, çocuk psikologu, çocuk psikoloji, üsküdar psikolog,Aile Evlilik terapisi nedir, çift terapisi nedir, istanbul randevu numarası nedir, 0505 767 5885
Semelhante a Is yerinde stresi yenme ve mutlu olma yollari 7/24 Psikoloji,Aile Evlilik terapisi nedir, çift terapisi nedir, istanbul randevu numarası nedir, 0505 767 5885
Semelhante a Is yerinde stresi yenme ve mutlu olma yollari 7/24 Psikoloji,Aile Evlilik terapisi nedir, çift terapisi nedir, istanbul randevu numarası nedir, 0505 767 5885 (20)
Is yerinde stresi yenme ve mutlu olma yollari 7/24 Psikoloji,Aile Evlilik terapisi nedir, çift terapisi nedir, istanbul randevu numarası nedir, 0505 767 5885
1. İŞ YERİNDE STRES İLE BAŞ ETME VE MUTLU OLMA YOLLARI
Dr. Ekrem Çulfa ( Psik.Ped. Danışman & Kariyer Koçu)
Stres, insanlığın ortaya çıktığı ilk zamanlardan beri var olan bir
olgudur. Yani aslında yaşamın kendisinden kaynaklanır. Bu nedenle stres,
yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Yaşamak, stres ile karşı karşıya kalmak
demektir. İnsanlar, hangi alanda olursa olsun başarılı olmak için belli
düzeyde gerilime ihtiyaç duyarlar. Hiç gerilimi olmayan kişilerin şevki olmaz.
Yeterince rahatlık ve dengeli stres yönetimi iş alemine iyi gelir.
Her bireyin kendini en rahat hissettiği gerilim düzeyini bulması
önemlidir. Bu aşamada stres yönetimi önem kazanır. Stresi yönetmeyi
öğrenen birey, strese uygun tepkiler verebilir ve en az zararlar üstesinden
gelmeyi başarabilir. Stres ile baş etme yollarını açıklamadan önce ‘Stres
Nedir? ’ sorusunun cevabını gözden geçirelim.
Stresi kısaca, insanın bedensel ve ruhsal sınırlarının zorlanması olarak
tanımlayabiliriz. Stresi yaşayan insan kendini tehdit altında hisseder ve bu
durumun sonucu olarak hem bedensel hem de psikolojik etkiler ortaya
çıkar. Aslında stresi ortaya çıkaran şey bireylerin algısıdır. Yani şöyle
diyebiliriz ki; herkesin stresi kendine aittir. Ortamdaki şartlar aynı olsa bile
kişiler farklı düzeyde stres hissedip, farklı tepkiler verebilirler. Bu nedenle
herkesin stres çözümü farklı olabilir.
Peki hayatımızı etkileyen stres kaynakları nelerdir?
1. Fiziksel Stres Kaynakları : Işık, ısı, ses vb.
2. Sosyal Stres Kaynakları : Enflasyon, çevre kirliliği, teknolojik
değişmeler vb.
3. Aile Ortamı : Maddi sorunlar, boşanma, cinsiyet rolleri, kıskançlık,
ölüm, iletişim sorunları vb.
4. İş ve Kariyer : Yetiştirilmesi gereken işler, çalışma ortamı, iş
arkadaşları, astlar ve/ veya üstler ile olan ilişkiler, mesai saatlerinin uzaması
2. vb.
5. Kişiler Arası ve Çevresel İlişkiler : Sosyal beklentiler, Bekleme
süresinin uzaması ( otobüs, vapur vs. ) vb.
Stres insanda nasıl sinyal verir diye düşündüğümüzde ortaya çıkan
sonuçlar kişiden kişiye değişkenlik gösterse de bazı ortak sonuçlara
ulaşabiliyoruz. Bunları fizyolojik, ruhsal ve davranışsal olarak 3 ayrı grupta
inceleyelim;
Fizyolojik Sinyaller:
· Nefes alıp vermede değişiklik
· Kas gerilmesi ve ağrısı
· Baş ağrısı, Terleme
· Ellerde ve ayaklarda kan çekilmesi ve buna bağlı olarak soğuması
· Mide problemleri
Ruhsal Sinyaller:
· Konsantrasyon zayıflığı
· Unutkanlık ve daha sık hata yapma
· Aşırı tepki verme
· Yargılama zayıflığı
· Çabuk öfkelenme
· Uykusuzluk
· Depresyon
Davranışsal Sinyaller:
· Aşırı içki veya aşırı sigara içme
3. · Aşırı yemek yeme ya da iştahsızlık
· Sakarlık
· İşte veya okulda devamsızlık yapma
Stres ile Başetmede Etkili Yollar:
1.Fizyolojik Uygulamalar:
· Nefes Egzersizleri
· Kas Gevşetme Teknikleri
· Spor
2. Zihinsel Tepkiler:
· Olumlu Düşünme
· Duygularını Paylaşma
3. Davranışsal Tepkiler:
· Zamanı etkili kullanma
· Etkili iletişim kurma
· Duygularını ifade etme
Bütün bu maddeleri kısaca açıklayacak olursak; stres yönetimini öğreten
pek çok yöntem vardır. Doğru yöntem kişiden kişiye değişir. Doğru yöntemi
belirlerken ; kişinin kendi kişiliğine, yaşam tarzına uygun olanı seçmesi
temel faktördür.
Hiçbirimiz strese yol açan insanları, olayları yok edemeyiz, onlardan
kaçınamayız, onları değiştiremeyiz. Yapabileceğimiz tek şey; bu insanlar ve
olaylar karşısında gösterdiğimiz içsel ve dışsal tepkilerimizi kontrol
4. edebilmek ve onları yapıcı bir şekilde yönetebilmektir.
Bu gibi durumlarda eğer zaman zaman kontrolümüzü
kaybediyorsanız ya da kaybetmekten korkuyorsanız, bir psikologdan yardım
isteyebilirsiniz.
Stresi kontrol altına alabilmek için deneyebileceğiniz bazı basit
yöntemlerden bahsetmek isterim:
Gevşeme: Derin derin nefes alın. Nefes alırken; karnınızı dolduracak şekilde
derin nefes almaya dikkat edin. Göğsünüz değil, karnınız şişmelidir.
Göğsünüzün şişmesi sizi rahatlatmayacaktır.
Nefesinizi alırken kendi kendinize ‘Gevşe!’, ‘Sakin ol!’ gibi telkinlerde
bulunabilirsiniz. Ayrıca sizi rahatlatan yer ya da ortamı hayal edebilirsiniz.
Olumlu Düşünme :
İnsanlar bazen stres faktörüyle karşı karşıya kaldıkları an ister istemez
abartılı düşünmeye başlarlar. Mesela; ‘ Her şey mahvoldu!’ , ‘Neden herşey
beni başıma geliyor?’ gibi düşünce kalıpları çok sık kullanılır. Bunlar yerine;
‘ Dünyanın sonu değil ve şuan stres yapıyor olmam bu durumu
değiştirmeyecek!’ şeklinde bir düşünce kalıbı kullanılabilir. İsterseniz stresli
olduğunuz bir anda bu iki düşünce kalıbını kullanmayı bir deneyin.
Hangisinin stresinizi arttırdığını ve azalttığını göreceksiniz.
Bütün bunlar yanında, ‘ asla’ ve ‘her zaman’ kelimelerini de çok sık
kullanırız. Örneğin; ‘ Hiçbir şey asla düzelmeyecek’ ya da ‘Her zaman kötü
şeyler benim başıma geliyor’ gibi cümleleri sık sık kullandığımız olur. Ama
bu cümleleri kullanmak oldukça hatalıdır ve problemin çözümüne katkısı
olmadığı gibi sizi daha çok strese sokacaktır.
Toplumsal Destek:
Toplumsal destek ; bireyin başka bireylerle veya gruplarla varolan
iletişimiyle ilgili bir kavramdır. Stresle başa çıkmada güvenilen, sevilen, açık
iletişim kurulabilen insanların desteği, bireyleri rahatlatarak, stresin
5. olumsuz etkilerinin azaltılmasında büyük yardım sağlamaktadır
Sosyal, Kültürel, Sportif Etkinliklere Katılma:
Stresle başa çıkmada önemli bir konu da, stres içindeki bireylerin iş
dışındaki boş zamanlarını geçirme ve bu zamanlarda gösterdikleri
etkinliklerdir. Boş zamanı değerlendirme, bireyin yapmaktan zevk aldığı
toplumsal, kültürel ve sportif etkinliklere katılarak, kişinin günlük yaşamının
sıkıcılığından kurtulması ve insanlarla etkileşerek toplumsal bir kişilik
kazanması olarak açıklanmaktadır . Sinema, tiyatro, opera , sergiler, spor
karşılaşmaları gibi etkinliklere katılmak ve izlemek, bireyleri daha rahat ve
psikolojik yönden sağlıklı kılar. Ayrıca hobilerle uğraşmak, bireylere boş
zamanda değişik bir işle uğraşmak, zevk almayı ve gevşemeyi yaşamak,
başarmak ve kendini anlatmak gibi çok önemli yararlar sağlar
Zaman Yönetimi:
Zaman yönetiminin amacı, zamanı gereksinim ve istekleri karşılayabilecek
biçimde kontrol altında tutabilmektir. Zaman yönetiminde , amaç
saptamak, amaca ulaşmak için planlama yapmak, planı uygulamaya hemen
başlamak , bitiş zamanını saptamak ve son olarak amaca ulaşana kadar
çalışmaya devam etmek gerekir. Zaman baskısının yarattığı stresle başa
çıkmada zamanı iyi yönetmek en uygun yoldur.
İş Yerinde Mutlu Ve Verimli Olmanın 41
Yolu
İş yerinde mutsuz musunuz?, monotonluk mu hissediyorsunuz? İş
yerinde; daha mutlu, tatmin olmuş ve işine odaklanmış olmak istemez
misiniz? Peki, ya daha üretken ve her günün sonunda daha çok şeyi
başardığını hissetmek? Tabii ki istersiniz. Rutinlerinizi ve alışkanlıklarınızı
yenilemenizin yolu sadece istekli ve kararlı olmaktan geçiyor. Bu adımları
takip edin. Göreceksiniz ki iş hayatınız düzelmeye ve yoluna girmeye
başlayacak. Ayrıca bu düzelme iş ve özel hayatınızı ve kariyerinizin geri
6. kalan kısmını da 41 kere Maşallah dedirtecek şekilde çok olumlu
etkileyecek.
1. Haftalık Ve Günlük Rutin İş Planınızı Tespit Edin Hemde Akıllıca Planlama
Yapın:
Bu yöntem haftanızın her zaman daha verimli geçmesini sağlar. Uyku
öncesi bir gün sonraki yapacaklarınızın hayali provasını yapın ve
yapacaklarınızın listesini zihnen imzalayın. Güne her zaman bu planlamayı
yapmak için 15 dakika erken başlayın. Gün içinde yapmanız gereken en
önemli şeyleri 1 ila 5 arasında sıralayın. Daha da önemlisi belirlediğiniz
hedeflere ulaşın! Amacınıza ulaşmak için azminizden yararlanın! Bunları
yapmak hayatınızı canlandırır ve geleceğinize odaklanmak bu zorlukları
atlatmanıza yardımcı olur.
2. Güç ve Verimlilik Sorusunu Kendinize Sorun:
Masanızın üzerinde odaklanmanıza yardımcı olması açısından şöyle
sorular bulundurun: “Şu an zamanımı verimli olarak kullanıyor muyum?”
veya “Zamanımı en üretken şekilde geçirmek için mi harcıyorum?” gibi.
3. Görev Listenizi Bazen Bitiremeyeceğinizi Kabul Edin:
Bu durum mükemmeliyetçi ve fazla azimli insanlar için boşa kürek
çekmek gibi can sıkıcıdır. İzlediğiniz planı bırakın. Öncelikle en önemli işiniz
üzerinde çalıştığınızdan emin olun. Önceliklerinize odaklanın ve gerisini
zaman bırakın.
4. Gerektiğinde Özel Cep Telefonunuzu Sessize Alın Ve Bilgisayarınızı
Kapatın:
“Ne! Ama her şeyi bilgisayarımla yapıyorum.” diye tepki verdiğinizi
duyar gibiyim. Peki gerçekten öyle mi? Peki bu işlerin ne kadarını bilgisayar
üzerinden yapıyorsunuz? Bilgisayarınızı her gün yalnızca bu işleri yaparken
açık tutmayı planlayın. Yaptığınız her bilgisayar işi için detaylı planlar yapın
7. ve buna konsantre olabilmek için bir kontrol listesi oluşturun. Gözlerinizi
ekrandan ayırıp dinlendirmeniz yaratıcılığınız için size daha fazla enerji
sağlar. Bir e-postaya yazacağınız cevabı düşünürken gözlerinizi kapatmanız
dahi size yardımcı olacaktır.
5. İlk Olarak E-postalarınızı Kontrol Etmeyin:
Eğer işiniz için çok gerekli değilse, günün en öncelikli görevini
bitirmeden e-postalarınızı kontrol etmeyin. Ara ara e-postalarınızı günde iki
veya üç defa toplu olarak kontrol edin.
6. Gerektiğinde Akıllı Kısa Molalar Verin:
Kısa mola vermek üretkenliğinizi arttıracaktır. Bu bilimsel çalışmalarla
kanıtlanmıştır. Gerekirse sabah ve öğleden sonra size ara vermenizi
hatırlatacak birini bulun.
7. İşle Ev Arası Yolda Geçen Zamanınızı Değerlendirin:
Yolda geçen zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu zamanı olumlu hâle
getirin. Okuyarak, yazarak, yaratıcı düşünceyle, sesli kitaplar dinleyerek,
eğlenerek veya kendi kitabınızı yazarak geçirin. Yolda geçirdiğiniz zamandan
zevk alıyorsanız bu sizin iş yerindeki ruh hâlinize de olumlu olarak yansır.
8. Önemsiz İşleri Bir Kenara Atın ve Randevu Vermeyin:
Önemsiz işleri, yapılacak işler listenizden silin veya başkasına devredin.
Bunu yapmanın yolu her zaman en önemli işlerinizi önce yapmaktır. Sonra
bu önemsiz işlerin azaldığını fark edersiniz.
8. 9. Faaliyet ve Randevular için Akıllı Geçişler Yapın:
Faaliyetler ve randevular arasında yeteri kadar zaman
planladığınızdan emin olun ve geç kalmamak için önlemler alın.
10. Mutlu Görünmeye, Mizahi Tavırlara Sahip Olmaya, Minnettar
Görünmeye ve Nazik Olmaya Çalışın:
İş yerinde üretken ve rekabetçi olmanız demek her zaman ciddi
olmanız gerektiği anlamına gelmez. Gülümsemeniz sıkı çalışmadığınız
anlamına gelmez. Hevesli olmanız rekabetçi olmadığınız anlamına gelmez.
Olumlu görünmeniz size meydan okuyanlara cevap veremeyeceğiniz
anlamına gelmez. İşte geçirdiğiniz zamanı eğlenceli hâle getirin. Sizin gibi
olan diğerlerini bulun ve neşenizi etrafınıza yayın. Bu pozitif tavırlar
bulaşıcıdır ve gittikçe büyür. Dedikodu yapmaktan ve olumsuz sohbetlerden
kaçının. Dedikodu yapmak baştan çıkarıcı olabilir ancak siz de dâhil kimseye
yararı yoktur.
11. Tavırları Olumsuz Olan İş Arkadaşlarınıza Sevecenlikle Yaklaşın:
Negatif insanlar bir nedenden dolayı böyle olabilirler. Farkında
olmadığınız zorluklar yaşıyor olabilirler. Sevecen olmaya çalışın ve onları
yargılamayın . Eğer yöneticiyseniz elbette ki çalışanlarınız bir
değerlendirmeye tabi tutulacaktır ama bu, negatif davranışları olduğu için
onlardan hoşlanmamanız gerektiği anlamına gelmez. Olumsuz davranışları
olan bir insanla karşı karşıya geldiğinizde iki seçeneğiniz vardır ya bu
insanlardan negatif olarak etkilenirsiniz ya da etkileyen taraf siz olursunuz.
Bu bir karardır. Pozitif kalmayı tercih edin. Mesela; içinizden veya sesli
olarak “Bak Ayşe Hanım geliyor Negatifliğiyle yine bütün enerjimi alıp
götürecek!” demek yerine “Zavallı Ayşe hanım, kim bilir yine nelerle
uğraşıyor, huzurlu olmasını dilerim, Bütün negatifliğine rağmen sıkıntısını
biraz hafifletebilirim” diyebilirsiniz.
9. 12. Özellikle Zor Günlerde Kendinizi Sakinleştirin:
Aceleci davranmayın. Her şeyi aynı anda yapmaya çalışmayın, yavaşça
ilerleyin. Eğer gerçekten sakin bir gün geçiriyorsanız o gün işten kaytarıp
kendinize vakit bile ayırabilirsiniz.
13. Her Şeyi Rahat Karşılayın:
Teslim tarihleri, zor patronlar, kaba müşteriler ve yavaş bilgisayarlarla
uğraşıyor olabilirsiniz. Bunları çok büyük meseleler hâline getirmeyin.
Dünyanın yükü altında ezilmeyin. Onların hep orada olacağını kabul edin ve
ilerlemeye devam edin.
14. İş Arkadaşlarıyla Anlaşmazlıkları Yenin ve Etkili İletişime Geçin:
Amacınız ilerleme kaydetmek olsun. Birisiyle tartışırken haklı olmaya
ya da tartışmayı kazanmaya çalışmayın. Çünkü bu sizi yavaşlatır. Kendi
kendinize “bu tartışmayı ne çözebilir?” diye sorun ve buna odaklanın.
15. Boş Vakitlerinizi Değerlendirin:
Başka şeyler yapmaya çalışın. Eğer her zaman gezilere katılıyorsanız,
daha yerel geziler yapmaya çalışın ve gerçekten dinlendiğinizden emin olun.
Ya da her zaman yaşadığınız yere yakın yerleri geziyorsanız, yeni yerler
görmeye çalışın. Çeşitlilik mutluluğun kaynaklarından biridir.
16. Her Şey İçin Mızıldanmayın ve Sızlanmayın:
Klişe ama doğru, Bu aynen yalancı çoban hikâyesine benzer, Her
konuda sızlanırsanız gerçekten zor bir şeyle karşılaştığınızda yardım
isteyecek yüzünüz kalmaz. İnsanlardaki kredinizi zor işler için saklayın.
17. Tahrik Etmeden Başarılarınızı İnsanlarla Paylaşın:
Bu sürekli yaptığınız işle böbürlenmek değildir, yaptığınız zor işin
10. karşılığını hak ettiğiniz anlamına gelir. Nasıl olsa doğru insanlar neler
başardığınızı biliyor diye düşünmeyin. Konuşun ve belli kişilerin, sizin
şirketin başarısına olan katkınızdan haberdar olmasını sağlayın.
18. Gerektiğinde Yardım İsteyin:
İş arkadaşlarınızdan yardım istemekten çekinmeyin. Şirketinizin size
ne yapmanız gerektiğini söylemesini beklemeyin. Yaptığınız işten daha iyi
sonuçları nasıl alabileceğiniz konusunda yaratıcı düşünerek fikirler
üretmeye çalışın.
19. Zorluklarla Korkmadan Yüzleşin ve Kahramanca Savaşın:
Eğer yapmanız gereken zor bir iş varsa bununla korkmadan yüzleşin.
İşi ertelemeyin ve günün önceliklisi hâline getirin. Buz gibi bir havuza
atlamak gibi; üçe kadar sayın ve atlayın!
20. Gerektiğinde Zaman İsteyin:
Sizi şaşırtan ve hemen cevap veremeyeceğiniz bir soruyla
karşılaştığınızda, hemen cevap vermek zorunda hissetmeyin. Cevap
vermeden önce biraz zaman isteyin (Eğer hemen yapmak zorunda
değilseniz). Şöyle basit bir cevap verebilirsiniz: “Size daha sonra döner,
cevap veririm”. Bu sizi pişman olacağınız bir cevap vermekten kurtaracaktır.
21. Hemen Kötü Alışkanlıklarınızdan ve Derhal Bağımlılıklarınızdan Kurtulun:
Bir günlüğüne kendinizi gözlemleyin. Hangi konularda zorluk
yaşıyorsunuz? İnsanlarla mı? Belli insanlarla mı? Belli durumlarda mı? Sakin
bir zamanınızda bir kenara not alın ve düzeltmek istediğiniz konular
üzerinde düşünün. Bir tür hatırlatma sistemi hazırlayıp monitörünüzün bir
köşesine sarı not kâğıtlarından yapıştırabilirsiniz.
22. Yıkıcı Bile Olsa; Eleştirilerden Ders Alın ve Özeleştirileri Pekiştirin:
Sevmediğiniz veya saygı duymadığınız insanlar bile olsa eleştirileri
hemen reddetmeyin. Bazen sevmediğiniz insanlar sizinle ilgili çok daha
dürüst değerlendirmelerde bulunabilir. Eleştirileri kişisel olarak algılamayın.
11. Hem kişisel olsa bile kimin umurunda ki. Dinleyin, düşünün ve nasıl bir
olumlu davranışta bulunacağınıza karar verin.
23. Uyum Sağlayın Ve Takım Ruhuna Sadık Kalın :
Uyum sağlama yeteneği tüm canlıların hayatta kalmasını sağlayan
birinci önceliktir. Uyum sağlayamayanlar yok olurlar. İş dünyasında ise bu
önerme şirketler, gruplar ve bireyler için geçerlidir. Değişime açık olun.
Değişim için kendinize şans tanıyın. Tecrübeniz size yol gösterirken
yeniliklere de uyum sağlayın ve bu sayede başarıya ulaşın.
24. Sürekli Öğrenin Ve Kendinizi Geliştirmeyi İlke Edinin:
Her zaman yeni şeyler öğrenmek ve yeteneklerinizi geliştirmek için
karşınıza çıkacak fırsatlara açık olun. Kaliteli seminerler ve eğitimler arayın.
İş yerinizden bu tip seminer ve etkinlikler için izin isteyin hatta ücretinin iş
yerinden karşılanıp karşılanmayacağını sorun. Eğer şirketiniz eğitim ücretini
karşılayacaksa bu fırsatı değerlendirin! Yerel kütüphaneden, iş yerinizin
kütüphanesinden ve hatta patronunuzdan kitap ödünç alın. Yerel
kütüphanenizden motive edici sesli kitaplar (kasetler) ödünç alın. Hevesinizi
yenilemek için sürekli yeni bir şeyler öğrenin.
25. Yaratıcı Düşünmek. İşiniz sıkıcı mı? Öyleyse, Bunu Değiştirmek İçin Biraz
Sorumluluk Alın:
İşinizi nasıl daha yaratıcı, çeşitli veya zevkli hale getirebilirsiniz? Daha
önce başka birisinin yapmadığı neyi yapabilirsiniz? İşle alakalı şevkinizi nasıl
arttırabilirsiniz? Daha önce yaptıklarınıza da devam edebilecek yeni bir yol
nasıl bulunabilir? İş, para ve zaman kazanmak için hangi süreçleri
değiştirebilirsiniz?
26. Kişisel Problemlerinizi Kişisel Tutmaya Özen Gösterin:
Kişisel meselelerinizle fazlaca uğrastıgınız zaman işinize konsantre
olmakta ve işte mutlu olmakta güçlük çekersiniz. Hiç kimsenin kişisel yaşamı
tamamıyla problemsiz olamaz, öncelikle bunun farkına varın. Nasıl eve
gittiğinizde işi unutup, kendinize ait zamanın değerini bilmeniz gerekiyorsa,
12. aynı şekilde işte de işinize odaklanabilmeniz ve verimli olabilmeniz için
kişisel sıkıntılarınızı evde bırakmanız gerekiyor.
27. Ofisinizi Yuvaya Dönüştürerek Aidiyet Duygunuzu Büyütün:
Günün en az 8 saatini işinizde geçiriyorsunuz, ki bu süre muhtemelen
yatağınızda geçirdiğiniz süreden daha uzun. Bu yüzden ofisinizi size ait kılın,
çalışma alanınızı şirket politikası izin verdiği ölçüde kendinize göre dekore
edin, ve ofisinizde olabildiğince konforlu ve rahat olmaya çalışın.
28. Kendinize Bir Ofis Destek Kurun:
Sizinkine benzer geçmiş ve hayat tarzlarında olan iş arkadaşlarına
sahip olmak, ofiste üzerinizden çokça baskıyı alacaktır. Duygularınızı sizi
anlayan kişilere dillendirebilmeniz, stresinizi büyük ölçüde azaltmanıza
yardımcı olacaktır.
29. Sağlıklı Beslenin Ve Bol Bol Su İçin:
İyi beslenmek ve bol bol su içmek işyerinizdeki enerji ve genel
tutumunuzda büyük fark yaratacaktır. Araştırmalara göre günlük 2-3 litre su
içilmesi gerekiyor.
30. Kendinizi Motive Edin ve Hemen Organize olun:
Elinizdeki iş yükünü tamamlamak için kendinize bir program çizelgesi
hazırlayın. İş yükünden boğulduğunuzu ve nasıl başa çıkacağınızı
düşündüğünüz, işteki memnuniyetsizliğinizi arttıracaktır. Bu yüzden proaktif
olup kontrolü elinize aldığınızda, kendinizi daha memnun, kendine güvenli
ve motive hissedeceksiniz.
31. Hareket edin (Where is Hareket There is Bereket):
Ofiste masa başı çalışmak, bazen çok hareketsiz ve sabit bir iş
hayatına sebep olabiliyor. Bu yüzden hem sağlığınız hem de mutluluğunuz
için mesai süreniz içerisinde zaman zaman yerinizden kalkıp, biraz hareket
etmeye gayret edin.
13. 32. İş Arkadaşlarınızı Değiştirmeye Çalışmayın:
Kimseyi değiştiremezsiniz. Yalnızca sizin onlara verdiğiniz reaksiyonu
değiştirebilirsiniz. Başka kişilerin hareketlerinin sizi etkilemesine izin
vermeyin. Sadece anlaşmazlıkları çözmenin yollarını arayın ve rahatsız edici
durumların oluşmasını önlemeye çalışın.
33. Kendinizi ödüllendirin:
İşinizin dışında kendinize bir ödül belirleyin. İster arkadaşlarla akşam
yemeği, ister sinema, ister spor, ister manikür olsun arada sırada kendinizi
şımartın. Evdeki stres nasıl işinizi olumsuz etkilerse, aynı şekilde hayatınızın
olumlu yönleri de ofisteki modunuzu olumlu etkileyecektir, bunu
unutmayın.
34. Arada bir Soluk Alın:
Ayaklarınız kapalı durun, kollarınızı yanlarda sabit bırakın ve derin
nefes alın. Gün içerisinde bunu sık sık tekrarlayın..
35. Pozitif Düşünün Ve Pozitife Odaklanın:
İşte sevdiğiniz şeyleri belirleyin. Bunlar sadece sevdiğiniz iş
arkadaşlarınız veya ofisinizde pencereden gördüğünüz güzel manzara gibi
basit şeyler de olabilir. Kişi kendi kafa yapısını kendisi yaratır. Eğer aklınızda
işinizle ilgili sevdiğiniz pozitif noktalara vurgu yaparsanız, işiniz daha keyifli
hale gelecektir. Negatif şeyler hakkında üzülmek sizi zaman içerisinde
boğacaktır.
36. Fazla Mesaiden Vazgeçin:
Organize olarak, plan program yaparak zaman kazandığınıza göre
daha az çalışabilirsiniz. Fazla mesai yapmaktan vazgeçin. Daha fazla saat
çalışmak sizi ileri taşıyacak en iyi yol değildir. Ayrıca işleri çalışma saatleri
içinde tamamlamak, fazla uzatmamak zamanı iyi kullandığınızı da gösterir.
Washington Times’da yayımlanan bir araştırmaya göre, fazla mesai
yapanların -cinsiyet veya meslek ne olursa olsun- depresyona uğrama
14. ihtimalinin daha fazla olduğu açıklanmış.
37. Beyninizi Meşgul Eden Şeyleri Dengeleyin ve İşteki Takıntılarınıza
Randevu Verin:
Tamamen bir şeyi düşünmeye odaklanmayın. İşte canınızı sıkan bir
durum olabilir. Kafanızı rahatlatın, farklı şeyler düşünün. San Francisco State
Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, birçok koç, guru, anı yaşamayı
önerse de çalışanların bunu çok yapmaması gerektiğini söylüyor: “Eğer
kafanızı bir şeye çok takarsanız bu sizin için zararlı olur ve yıkıcı davranışlar
içine girebilirsiniz. Bunun yerine rahatlamaya ve başka şeyler düşünmeye
çalışın.”
38. Mümkün Oldukça Bağımsız Bir Şekilde Çalışmaya Gayret Edin:
Araştırmalar gösteriyor ki kendi başlarına çalışan, kendi işlerini yapan
çalışanlar çok daha başarılı, mutlu, üretken ve yaratıcı oluyorlar. Bağlı
olunan biri varsa bu biraz daha zor olabiliyor. Yaptığınız iş, çalıştığınız kurum
buna elverişliyse patronunuzla konuşup çalışmalarınızla ilgili olarak biraz
daha esneklik isteyebilirsiniz.
39. Evdeyken İş Düşünmeyin:
Açma kapama düğmelerimiz yok. Ofisten çıktığımızda çalışma
modundan da her zaman kolay bir şekilde çıkamıyoruz. Hatta eve iş
götürdüğümüz bile oluyor. Yolda ertesi günü, toplantıları düşünüyoruz. Bu
da özel hayatımızı etkiliyor. Kafamızı kurcalayan bir şey yüzünden iş çıkışı
bile dalgın veya mutsuz olabiliyoruz. İşle ilgili şeyleri bu yüzden işte
bırakmamız gerekiyor.
40. Kendi Kişisel Gelişim Ve Kariyer Planınınız Kendiniz Yönetin:
İşyerinde yöneticiniz sizin iş ile ilgili kendinizi geliştirmeniz noktasında
yeterince istekli ya da ilgili olmayabilir. Ama bir düşünün, kendinizi
geliştirmeniz için en çok istekli olan kişi kim? Tabi ki siz. Bu durumda kendi
gelişiminizi başka birinin kontrolüne bırakmayın, kendiniz yönetin. Sorular
sorun, işinizle ilgili yayınları takip edin, sektörel dergi ve kitapları okuyun,
15. internet sitelerini ziyaret edin.
41. Eğer Her Şeye Rağmen Mutsuz İseniz, Yeni Bir İş Aramaktan Çekinmeyin:
Eğer ne yaparsanız yapın işyerinizde mutlu olamıyorsanız, sabah
ayaklarınız size evden çıkarken engel oluyorsa, iş değiştirme vakti gelmiş
demektir. İş değiştirme noktasında fazla korkak olmaya gerek yok, işinizde
sürekli mutsuzsanız, kendinize yeni bir iş bakmanın zamanı gelmiş demektir.