1-ANATOMİK TERİMLER
• Nephron(Nefron): Böbreğin işlev yapan en küçük anatomik
birimidir. Her böbrekte yaklaşık bir milyon nefron bulunur.
• Glomerulus( Glomerulus): Nefronun arteryal kılcal damar
ağından oluşmuş yumak şeklindeki bölümü.
4
3
1-ANATOMİK TERİMLER
• Medulla Renalis( Medulla Renalis): Böbreğin iki
katmanından içte ve hiliuma yakın olanı.
• Cortex Renalis( Korteks Renalis): Böbreğin iki
katmanından dışta olanı.
• Carpusculum Renalis( Karpuskulum Renalis): Böbrek
cisimciği, glomerulusu içeren ve arada boşluk olan oluşumlar.
• Hilum Renale( Hilum Renale): Böbreğin ortasında ve
böbreğe giren çıkan oluşumların olduğu göbek bölgesi.
5
1-ANATOMİK TERİMLER
• Pelvis Renalis( Pelvis Renalis): Böbrek pelvisi,
böbrek havuzu, üreterin üst ucunun, böbrek içinde huni
şeklinde genişlemesiyle oluşan anatomik boşluk.
• Tubulus Renalis( Tubulus Renalis): Böbrek
borucuğu, böbrekte her iki katmanda görülen ince
borucuk.
• Ureter( Üreter): İdrarın böbrekten mesaneye
iletilmesini sağlayan ince boru.
• Urethra( Üretra): İdrar kanalı, idrarın idrar
torbasından alınarak vücut dışına atıldığı son kanal.
7
6
1-ANATOMİK TERİMLER
• Vesico Urinaria( Vesika Ürinerya): Mesane, idrar kesesi.
• Sphincter( Sfinkter): Büzücü, dış tarafa akmakta olan idrarın
durdurulmasını sağlayan, irademize bağlı olarak çalışan büzücü
kas.
• Ductus Deferentes( Duktus Deferendes): Erbezinin
epididimisten prostatik üretraya uzanan salgılayıcı kanalı
• Urethra Feminina( Üretra Feminina): Kadın üretrası, idrar
kesesinden başlar vulvuladan dışarı açılır. Sadece boşaltma
organıdır.
8
9
10
1-ANATOMİK TERİMLER
• Hilium Renale( Hilum Renale): Böbreğin
ortasında böbreğe giren ve çıkan damarların,
sinirlerin geçtiği bölge.
• Ductus Ejeculatorius( Duktus
Eyekulatoryus): Seminal kesenin salgı ve
boşaltım kanallarının oluşmasıyla oluşan
kanallar.
• Renal Cortex( Renal Korteks): Böbreğin dış
bölümü.
11
12
1-ANATOMİK TERİMLER
• Vesiculae Seminales( Vesikule
Seminalis): Seminal kese.
• Vezical Sphincter( Vezikal Sfinkter):
Mesane boynunda mesaneden çıkışı
kontrol eden kaslardan oluşmuş yapı.
• Urethra Masculina( Üretra Maskulina):
Erkek üretrası, idrar kesesinden başlar ve
penis başında dışa açılır. Boşaltma ve
üreme organıdır.
13
14
15
2-SEMPTOM TERİMLERİ
• Albuminuria( Albuminüri): İdrarda albumin bulunması.
• Anuria(Anüri): Böbrek hastalığı veya üriner sistem blokajı dolayısıyla idrar yapamama.
• Dysuria(Disüri): Ağrılı idrar yapma.
• Glycosuria(Glikozüri): İdrarda şeker bulunması.
• Renal Pain(Renal Pein): Böbrekle ilgili lumbal bölgede ağrı.
16
2-SEMPTOM TERİMLERİ
• Hematuria(Hematüri): İdrarda kan bulunması.
• Hemodialysis( Hemodiyaliz): Böbreklerin
görev yapamadığı durumlarda kandaki fazla su ve
protein metabolizmasında kalan maddelerin
arındırılması ve elektrolit dengesinin sağlanması.
• Nocturnal Enuresis( Nokturnal Enüresis):
Uykuda idrar tutamama
• Üreteral Spasm(Üreteral Spazm): Taş
dolayısıyla üreter spazmı.
17
18
2-SEMPTOM TERİMLERİ
• Proteinuria(Proteinüri): İdrarda protein
bulunması.
• Pyuria(Piyüri): İdrarda iltihap bulunması.
• Residual Urine(Reziduel Ürin): İdrarın tam
akıtılamaması ve mesanede idrar kalması.
19
2-SEMPTOM TERİMLERİ
• Vesicoureteral Reflux(Vesikoureteral Reflü): İdrarın
üreterden böbreğe geri dönmesi.
• Cystorrhagia(Sistoraji): Mesaneden gelen kanama.
• Stranguria(Strangüri): Damla damla ve ağrılı idrar
yapma.
20
2-SEMPTOM TERİMLERİ
• Oliguria(Oligüri): Seyrek idrar yapma. Günlük idrar miktarının azalması.
• Polyuria(Poliüri): Aşırı miktarda idrar çıkışı, idrar çokluğu.
• Pneumaturia(Pnömaturi): İdrarda hava(gaz) bulunuşu. 21
2-SEMPTOM TERİMLERİ
• Nocturia(Noktüri): Geceleri sık ve bol idrara
çıkma.
• Retantion Of Urine( Retansiyon Of Ürin):
İdrar retansiyonu, Herhangi bir nedenle idrar
yapamama sonucu aşırı idrar toplanması.
• Ureteral Strichture(Üretral Striktur): Taş,
tümör gibi bir nedenle üreter darlığı.
23
2-SEMPTOM TERİMLERİ
• Uriner Tenesmus(Üriner tenesmus): Rektum
veya mesanenin iltihaplı durumlarında görülen ağrılı
idrar yapma veya defekasyon duygusu.
• Enürezis(Enürezis): Gece yatağı ıslatma.
• Renal Kolik(Renal Kolik): Ani özellği olan böbrek
ağrısı, taş veya bir başka nedenle olabilir.
• Uretral Kolik(Üretral Kolik): Taş veya başka bir
nedenle idrar yolunda duyulan ağrı.
24
25
3-AMELİYAT TERİMLERİ
• Renal Transplantation(Renal Transplantasyon):
Böbrek nakli, hasta böbreğin çıkarılarak yerine sağlıklı
böbreğin nakledilmesi.
• Nephrectomy(Nefrektomi): Böbreğin çıkarılması.
• Nephrostomy(Nefrostomi): Böbreğin bir tüp
aracılığıyla deriyle ağızlaştırması.
• Nephrotomy(Nefrotomi): Böbreğin açılarak
operasyon yapılması, örneğin kist çıkarılması.
• Nephrolithotomy(Nefrolitotomi): Böbrekte bulunan
taşların ameliyatla alınması.
26
27
28
3-AMELİYAT TERİMLERİ
• Cystectomy(Sistektomi): İdrar kesesinin çıkarılması.
• Cystoscopy(Sistoskopi): Fiberoptik bir aletle idrar
kesesinin incelenmesi.
• Cystography(Sistografi): Kontres bir madde ile
doldurulan idrar kesesinin radyografisi.
• İntravenous Pyelography(İntravenöz Piyelografi):
Böbreklerin, üreter ve mesanenin, intravenöz radyopak
madde verilerek X ışınları ile görüntülenmesi.
• Nephrouretectomy(Nefroureterektomi): Böbrek ve
üreterin alınması.
32
33
3-AMELİYAT TERİMLERİ
• Nephrolysis(Nefroliz): Renal adezyonlarının
cerrahi yolla onarımı .
• Pyelolithotomy(Piyelolitotomi): Böbrek
pelvisine kesi yaparak içindeki taşı çıkarma.
• Pyeloplasty(Piyeloplasti): Böbrek pelvisinin
plastik ameliyatı.
• Pyelotomy(Piyelotomi): Böbrek pelvisi
enzisyonu.
• Cystostomy(Sistostomi): İdrarın drenajı için
mesaneye fistül koyma.
34
35
3-AMELİYAT TERİMLERİ
• Cytorrhaphy(Sistorafi): Yırtılan mesanenin dikilmesi.
• Transurethral Resection( Transüretral rezeksiyon):
Üretradan girilerek üriner sistemdeki patolojik oluşumu
almak.
• Ureteral Resection(Üreteral Rezeksiyon) Anestezi
olarak ameliyatla kesilip çıkarılması.
• Ureterectomy(Üreterektomi): Üreterin kısmen veya
tamamen alınması.
• Ureterolithotomy(Üreterolitotomi): Taşı almak için
üreter ensizyonu .
• Ureteropyelostomy(Üreteropiyelostomi): Üreter ve
renal pelvis arasında anastomaz bağlantı oluşturmak
36
4-TANI TERİMLERİ
• Chronic Renal Failure(Kronik Renal
Feylür): Böbreğin filtrasyon ve düzenleme
işlevlerinde bozulma ve yetmezliğe yol açan
patolojik tablo.
• Acute Renal Failure( Akut Renal Feylür):
Kısa sürede oligüri ya da anüriye azoteminin
eşlik ettiği tablo.
• Dialysis(Diyaliz): Bir çözeltinin içindeki
elementlerin yarı geçirgen bir zarın bir
yanından öbür yanına difüzyon yolu ile
geçirilerek ayrılması.
• Peritoneal Dialysis(Periton Diyalizi):
Karın ön duvarından yapılan bir kesit ile
periton boşluğuna dializ sıvısı verilir. Kandaki
toksik maddeler dializ sıvısına difüzyon
yoluyla geçer.
37
38
4-TANI TERİMLERİ
• Hemodialysis(Hemodiyaliz): Toksik
maddelerin hemodiyaliz aygıtları ve sıvıları
aracılığıyla kandan uzaklaştırılması.
• Glomerulonephritis(Glomerulonefrit):
Glomerüllerin iltihabı.
• Nephrotic syndrome(Nefrotik Sendrom):
Ödem, proteinüri(idrarda protein bulunması)
hipoalbünemi(Kandaki albumin oranının
düşmesi), lipidüri(İdrarda yağ varlığı) ve
hiperlipemi(Kandaki çeşitli yağların
yüksekliğidir) ile ortaya çıkan bir grup hastalık.
• Renal Glucosuria(Renal Glikozüri): Kan
glikoz düzeyi normal veya düşük olmasına
rağmen idrara glikoz çıkarılması.
39
40
4-TANI TERİMLERİ
• Nephrogenic Diabetes İnsipidus(Nefrojenik
Diabetes İnsipidus): Böbrek tubuluslarının
antidiüretik hormona duyarsız olması.
• Renal Solea (Atnalı Böbrek): Her iki böbreğin
normal konumlarını alamayarak alt uçlarından
birleşmeleri sonucu oluşan doğumsal bir
anomalidir.
• Acute Tubulointerstitial Nephritis(Akut
Tubulointerstisyel Nefrit): Çoğunlukla ilaçlara
karşı aşırı duyarlılık durumunun neden olduğu bşr
akut böbrek yetmezliği sendromudur.
• Chronic tubulointerstitial
Nephropathy(Kronik İnterstisiyel Nefropati):
Tubulointerstisyel alandaki lezyonların ön planda
olduğu kronik böbrek hastalığı tablosu.
41
4-TANI TERİMLERİ
• Toxic Nephropathy(Toksik Nefropati): Böbrekte ilaç, yenilen
içilen, absorbe edilen veya solunan kimyasal ya da biyolojik bir
madde tarafından oluşturulan morfolojik ve ya fonksiyonel
değişiklik.
• Pyelonephritis(Piyelonefrit): Böbrek pelvis ve parankim
dokusunun iltihabıdır. Akut ve kronik şekli vardır
• Urethritis(Üretrit): Üretranın iltihabı.
• Cystitis(Sistit): İdrar kesesinin iltihabı
• Fanconi Syndrome(Fankomi Sendromu): Glikozüri(İdrarda
glikozun bulunması), fosfatüri(İdrarda fosfat bulunması),
aminoasitüri(İdrarda aminoasit oranının artması) ve bikarbonat
kaybıyla belirgin özellikle çocuklarda görülen bir hastalık.
Dudaklarda şişkinlik belirtileri verebilir.
42
4-TANI TERİMLERİ
• Hydronephrosis(Hidronefroz): Böbrek
pelvisinin idrar birikmesinden dolayı
genişlemesi.
• Renal Ectopia(Renal Ektopi): Böbreğin
normal yerinin dışında bir yerde olması.
• Renal Agenesis(Renal Ajenezis):Böbreğin
oluşamaması. Tek taraflı olursa semptom
vermeyebilir.
• Hypernephroma(Hipernefroma): Böbrek
üstü korteksinden meydana gelen tümör.
• Nephrolithiasis(Nefrolityaz): Böbreklerde taş
oluşması.
43
44
4-TANI TERİMLERİ
• Nephritis(Nefrit): Böbrek iltihabı.
• Uremia(Üremi): Böbreklerde meydana gelen
hastalığa bağlı olarak kanda üre miktarının artması.
• Anephrogenesis(Anefrojenezis): Doğuştan
böbreğin olmaması
• Renal Cell Carcinoma(Renal Sel Karsinoma):
Böbrek kanseri.
• Wilms Tumor(Wilms Tümörü): Böbrekte görülen
kötü huylu embriyonel tümör
• Ureteritis(Üreterit): Üreter iltihabı.
47
48
49
4-TANI TERİMLERİ
• Neuroblastoma(Nöroblastoma): Adrenal
medulla veya sempatik zincirin herhangi bir
yerinde kaynaklanabilen kötü huylu tümör.
• Cystocele(Sistosel): Mesane fıtığı, mesanenin
vajina ön duvarını da sürükleyerek dışarıya doğru
bombelik denk gelmesi.
• Cystorrhagia(Sistoraji): Mesaneden gelen
kanama.
• Cystouretritis(Sistoüreterit): Mesane ve
üreterlerin bir arada iltihabı.
• Prolopse of bladder(Prolaps of Blader):
Mesanenin sarkması.
50
51
• 25, E. şiddetli böbrek ağrısı, hipertansif( TA: 150/65 mmHg) Hastanın Gelişen öyküsü
ise şöyledir; Yaklaşık 2 yıl önce ürolithiazis(idrar yolunda taş bulunması.) tanısı
koyulan 25 yaşında erkek hasta, inguinal(kasık) olarak gelişen ve dorsalise doğru
yayılan ağrı sonucunda hastaneye başvurmuş. Hastada gözlem sırasında
emezis(bulantı-kusma), sürekli hareketliklik hali görülmüş ve hematüri şikayetlerine
eşlik etmiş. Hastadan alınan anemnez(öykü) sonucunda hastanın 2016 yılında
ESWL(Ekstrakorporeal şok dalga litotripsi) *yüksek frekanslı ses dalgalarını dış bir
kaynaktan (vücudun dışından) göndererek böbrek taşını küçük parçalara ayırıp
idrar yollarından düşmesini sağlamaya yarar* tedavisi uygulanmış ve hastanın
taşının çapı 2 santimetrenin altında olduğu için başarı sağlanmış.Fakat hastada yeniden
gelişen şikayetler sonucunda USG(Ultrasonografi) çekilmiş ve hastanın şikayetlerinin
ürolithiazis(idrar yolunda taş bulunması) dolayısıyla olduğu tanısı koyulmuş.Hastaya
yeni bir tedavi olarak taşı 4 santimetre olduğu için PNL(Perkütan nefrolitotomi)
* ciltten bir iğne ile taşın bulunduğu böbrek sistemine girildikten sonra, bu
iğne içinden bir kılavuz tel sisteme yerleştirilmesi.* uygulanmasına karar
verilmiş.Hastaya genel anestezi uygulanarak regio lumbalisten(bel bölgesinden) 1
santimetrelik kesi açılarak pnomotik(akciğer-göğüs bölgesi taş kırmaya yarayan
alet) taş kırıcılar ile taş kırılarak çıkarılmıştır.
• 70, E. Hipertansif(160/70 mmHg) İdrar yaparken prostat ağrısı. Hastanın gelişen
öyküsü şu şekildedir;Vakamız hematüri(idrarda kan bulunması) ve rezidüel (idrar
yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar.)idrar şikayetleri ile
hastaneye başvurmuş. Hastanın kan kültüründe PSA(Prostat spesifik antijen)*Prostat
kanserini erken yakalamak için ilk yapılan test* bakılmış ve azotemi(Kanda üre
vb. azotlu bileşiklerin aşırı miktarda artışı.) görülmüş. TİT(Tam idrar tahlili)
tetkikleri yapılmış.Transrektal biyopsi ve hastada gözlemlenen bulgular sonucunda
hastaya BPH(Bening prostat hiperplazisi) *iyi huylu prostat büyümesi* tanısı
konulmuş. Tedavi yöntemi olarak TUR-P(Transüretral rezeksiyon prostatektomi)
uygulamaya karar verilmiş.Genel anestezi uygulanmış. TUR-P(orta ile ciddi düzeyde
iyi huylu prostat bezi büyümelerini (BPH) tedavi etmek için kullanılır) için
rezektoskop(Prostat ya da mesanedeki lezyonun rezektoskop aracılığıyla kesilip
çıkarılması) kullanılmış.Hastaya işlem sonrasında üriner kateter takılmış.Hastanın
TUR-P sonrasında dysuria(ağrılı işeme) şikayeti olmuş ve 2 hafta içerisinde iyileşme
görülmüş.Yeniden tekrarlama durumundan dolayı yılda bir kez rektal(makat) muayene
ile kontrol yapılması gerektiği hastaya söylenmiş.
Vital kapasite: Tam bir inspirasyondan sonra tam bir ekspirasyonla çıkarılan
hava miktarı.
Tidal volüm: Normal bir solunumdan sonra ekspirasyon ile dışarı atılan
havanın yoğunluğu.
Rezidüel volüm: Tam bir ekspirasyondan sonra akciğerlerde kalan gazın
yoğunluğu.
Septum nasi (septum nazi):
Burun boşluğunu dikey olarak
ikiye bölen kısım.
Vestibulum nasi (vestibulum
nazi): Burun boşluğunun giriş
bölümü.
Cavitas nasi (kavitas nazi):
Burun boşluğu.
Concha (konka): Burun
boşluğunun yan duvarlarında
görülen, önden arkaya uzanan
kıkırdak dokudan, yaprak
şeklindeki üç adet oluşum.
(3)
(4)
Pharynx (farinks): Yutak.
Burundan alınan havayı trakea’ya (soluk
borusuna) ve ağızdan alınan besinleri özafagus’a
(yemek borusuna) ileten organdır. Farinksin
burun boşluğu, ağız boşluğu ve gırtlakla
bağlantısı vardır. Bu nedenle farinks üç bölümde
incelenir.
1. Nasopharynx(nazofarinks): Farinksin
burun boşluğuyla bağlantı yapan kısmıdır.
2. Orapharynx(orafarinks): Farinksin ağız
boşluğuyla bağlantı yapan kısmıdır.
3. Laryngopharynx(laringofarinks):
Farinksin gırtlakla(larinks) bağlantı yapan
kısmıdır.
Epiglottis (epiglot/epiglottis): Gırtlak
kapağı. Glottis‟i üstten örten, larinks
boşluğunu yutma sırasında kapatan, fibröz
kıkırdaktan yapılı ince, yaprak şeklinde
kapakçık.
(5)
Larynx (larinks): Gırtlak.
Mekanik uyarılma üzerine aniden
kapanarak solunum yolunu koruyan
böylece solunumu durduran ve hava
yoluna yabancı madde girmesini önleyen
organdır.
Laryngeal prominence (laringeal-
larenjeal prominens): Adem elması.
Larynx üzerindeki kabartı ya da
çıkıntı.
Glottis (glotis): Gırtlaktaki ses telleri
ve bunların arasındaki bölgeyi
kapsayan organ
Chorda vocalis/plica vokalis
(korda vokalis/plika vokalis): Ses
telleri.
Tonsilla(Tonsil):Bademcik
(6)
(7)
(75)
Uvulae/staphyle
(uvula/stepli): Küçük dil
Choana(koana): Arka burun
deliği
Trachea (trake/trakea):
Nefes borusu.
Cartilago trachea (kartilago
trekea): Trekeayı yapan, at
nalı şeklindeki kıkırdak.
(8)
(9)
Pulmo (pulmo):
Akciğer.
Bronchus/ bronchi
(bronkus/bronş):
Akciğer borusu. Nefes
borusunun iki
kolundan biri.
Bronchiole
(bronşiyol): Bronşcuk.
Nefes yollarının
akciğer lobülleri
içindeki parçası.
Alveolus (alveol):
Akciğer hava keseciği.
Bronşcuktan sonra ve
en uçtaki kesecikler.
(10)
Thorax (toraks): Göğüs boşluğu.
Pleura (plevra): Göğüs zarı.
Akciğerlerin dış yüzeyini ve göğüs
duvarının iç yüzüne yapışarak
örten ince zar.
Diaphragma
(diyafragma/diyafram): Göğüs
ile karın boşluklarını birbirinden
ayıran kas liflerinden zengin kalın
zar.
Mediastinum (mediastinum):
Yanda akciğerler, arkada omurga
ve önde sternum arasında kalan
aralık.
(11)
(12)
Sinus
Paranasalis: kafatasında
burun boşlukları etrafındaki
kemiklerin içerisinde bulunan
ve burun boşluklarına açılan
kemik boşluklarına verilen
isimdir.
1)Sinus Maxillaris
2)Sinus Frontalis
3)Sinus Ethmoidalis
4)Sinus Sphenoidalis
(13)
Solunum Sistemi Hastalıklarına
İlişkin Tanısal Terimler
Atresia of choanae/choana (atrezi of
koana): Burun deliğinin arkasının
doğuştan kapalı oluşu.
Coryza (koriza): Akut burun nezlesi.
Burun mukozasının iltihaplanması sonucu
salgı artışı ile belirgin akut nezle hali.
Rhinitis (rinit): Burun içi mukozasının
iltihabı.
Sinusitis (sinüzit): Sinus veya sinuslerin
iltihaplanması.
Pansinusitis (pansinüzit): Bütün
sinüslerin iltihabı.
(14)
(15)
Septum deviation
(septum deviasyonu):
Burun bölmesinin sağa
ya da sola doğru eğik
olması.
Laryngitis (larenjit):
Larenksin iltihabı.
Laryngeal stridor
(laringeal-larenjeal
sitridor): Larenksteki
kasılma dolayısıyla
solunumun sesli olması.
Laryngotracheobronc
hitis
(laringotrakeobronşit
): Larinksin, trakeanın
ve bronşların iltihaplı
durumu
(16)
(17)
Pharyngitis (farenjit): Yutak
iltihabı.
Nasopharyngitis
(nazofarenjit): Nazofarenks
iltihabı.
Asphyxia (asfiksi): Solunum
durması. Oksijen yetersizliği
nedeniyle boğulma.
Asthma (astım):Solunum
yollarının süregelen bir iltihap
sonucu aşırı derecede duyarlı
olmasına ve bazı etkenlerle
zaman zaman daralmasına
neden olan bir solunum yolu
hastalığı. Nöbetler şeklinde
ortaya çıkan nefes darlığı.
Nefes vermede güçlük vardır.
(18)
(19)
Aplasia of bronchus
(aplazi of bronkus):
Bronşun gelişmemesi
veya kusurlu gelişmesi.
Aplasia of lung (aplazi
of lang): Akciğerin
gelişmemesi veya
kusurlu gelişmesi.
Atelectasis
(atelektazi): Akciğerin
bazı bölümlerinin veya
akciğerlerden birinin
tamamının büzüşerek
fonksiyonunu
kaybetmesi.
Pulmonary collapse
(pulmoner kollaps):
Akciğer kollapsı.
Akciğerin ya da bir
kısmının havasız kalması
ile birlikte büzüşmesi.
(20)
(21)
Pleuritis/ pleurisy
(plörit/ plörezi): Akciğer
zarı iltihabı.
Pneumonia (pnömoni):
Akciğer iltihabı.
Anthracosis (antrakoz):
Kömür tozunun, uzun süre
solunum yoluyla alınması
nedeniyle akciğerlerde
oluşan hastalık.
Asbestosis (asbestoz):
Asbest tozunun, uzun süre
solunum yoluyla alınması
nedeniyle akciğerlerde
meydana gelen hastalık.
Pneumoconiosis
(pnömokonyoz): Belirli
tozların, sürekli olarak
solunmasıyla oluşan akciğer
hastalığı.
(22)
(23) (24
)
Pulmonary embolism
(pulmoner emboli): Bir
pıhtı veya yabancı maddenin
pulmoner arterin bir dalını
tıkaması ve dolaşımın
engellenmesi.
Pulmonary oedema
(pulmoner ödem): Akciğer
ödemi. Akciğer dokularında
ve alveollerde anormal,
yaygın sıvı birikimi.
Pulmonary hypertension
(pulmoner hipertansiyon):
Pulmoner arterde kan
basıncının yüksek oluşu.
Pulmonary thrombosis
(pulmoner tromboz):
Herhangi bir pulmoner kan
damarında pıhtı meydana
gelmesi ve dolaşımın
engellenmesi.
Pulmonary infarction
(pulmoner enfarktüs):
Çok defa embolizm
sebebiyle akciğerin bir kısım
dokusuna kan gitmemesi.
Embolizm: Embolizm, bir arterin emboli (kan dolaşımında taşınan bir
madde parçası) ile tıkanmasını tanımlayan bir durumdur.
(25) (26)
Pulmonary tuberculosis
(pulmoner tüberküloz):
Akciğer tüberkülozu, akciğer
veremi.
Bronchopneumonia
(bronkopnömoni): Akciğer
dokusunun bronşiyolleri de
içine alan iltihabı.
Bronchiectasis
(bronşektazi): Bronşların,
doğuştan ya da sonradan
«geri dönüşümsüz» biçimde
genişlemesi.
Bronchitis (bronşit): Bronş
ve bronşçukların
iltihaplanması.
Bronchorrhagia
(bronkoraji): Bronşlardan
gelen kanama.
Tonsillitis(tonsilit):
Bademcik iltihabı.
(27) (28)
(29) (30)
Empyema (ampiyem):
Plevra boşluğunda iltihap
toplanması.
Hemothorax
(hemotoraks): Göğüs
(plevra) boşluğuna kan
toplanması.
Hydropneumothorax
(hidropnömotoraks):
Göğüs boşluğuna hava ve
sıvı dolması.
Pneumothorax
(pnömotoraks): Göğüs
boşluğunda hava veya gaz
toplanması.
Pyopneumothorax
(piyopnömotoraks):
Göğüs boşluğuna irin ve
hava toplanması.
Thoracalgia (torakalji):
Göğüs ağrısı
(31)
(32)
Solunum Sisteminde Ameliyatlara
İlişkin Terimler
Cricotracheotomy
(krikotrakeotomi): Krikoid
kıkırdak aracılığıyla trakeaya
kesit yapma, krikoid kıkırdak
üzerinden geçrekleştirilen
trakeotomi (Acil durumlarda
uygulanır).
Tracheotomy /Tracheostomy
(trakeotomi / trakeostomi):
Trakeadan vücut dışına ağız
açılması.
Endotracheal intubation
(endotrakeal entubasyon):
Trekea ve bronşlara bir tüp
yerleştirerek hava yolunun
açılması.
(33) (34)
(35) (36)
Ethmoidectomy
(etmoidektomi): Etmoid
hücerlerin veya etmoid
kemiğinin bir kısmının
ameliyetla alınması işlemi.
Caldwell-Luc Operation
(Kaldwel-Luk ameliyatı):
Maksiller sinüsün cerrahi
olarak açılıp temizlenmesi.
Dilatation of the larynx
(larenks dilatasyonu):
Larenksin aletle
genişletilmesi.
Laryngectomy
(larenjektomi): Larenksin
ameliyatla kesilip alınması.
Laryngostomy
(larengostomi): Larenksten
vücut dışına ağız açılması
işlemi.
(37)
(38)
Bronchoplasty (bronkoplasti):
Bronştaki bir fistülün, ameliyatla
kapatılması.
Bronchotomy (bronkotomi): Bir
bronşun, ameliyatla çıkarılması
Decortication of lung (akciğer
dekortikasyonu): Akciğerlere
rahat hava dolmasını sağlamak
amacı ile visseral plevranın
çıkarıldığı cerrahi işlem.
Mediastinotomy
(mediastinotomi):
Mediastinumun açılması işlemi.
Pleurectomy (plörektomi):
Plevranın kısmen veya tamamen
ameliyatla kesilip alınması.
(39)
(40)
Pneumonectomy
(pnömonektomi):
Akciğer dokusunun bir
parçasını çıkarma ameliyatı.
Thoracotomy
(torakotomi): Göğüs
kafesinin cerrahi girişimle
açılması.
Tracheoplasty
(trakeaplasti): Trakeanın
plastik ameliyatı.
Thoracentesis
(torasentez): Bir enjektör
yardımı ile göğüs
duvarından plevra
boşluğuna girilerek bu
alanda biriken sıvının
alınması işlemidir.
(41) (42)
(43)
Solunum Sistemi Hastalıklarında
Semptomlara İlişkin Terimler
Anosmia (anosmi): Koku
alma hissinin kaybolması.
Aphonia (afoni): Ses
kaybı.
Dysphonia (disfoni): Ses
kısıklığı nedeniyle
konuşmada güçlük çekme.
Epistaxis (epistaksis):
Burun kanaması.
Rhinorrhea (rinore):
Burundan gelen berrak
veya pürülan (irinli) akıntı
(44)
Expectoration (ekspektorasyon):
Akciğer ve trakeadaki maddelerin,
öksürükle balgam olarak dışarı
çıkarılması.
Hemoptysis (hemoptizi): Öksürükle
kan gelmesi, kan tükürülmesi.
Hiccough/ hiccup/ singultus
(hikkaf/ hikkap/ singultus):
Hıçkırık.
Bradypnea (bradipne): Solunumun,
normalden az sayıda oluşu.
(45)
(46)
Eupnea (öpne): Solunumun
normal olması.
Apnea/ apnoea (apne):
Solunumun, geçici olarak durması.
Dyspnea/ dyspnoea (dispne):
Nefes darlığı. Solunum güçlüğü.
Asidoz: Akciğer(pulmo) ve
böbreklerin(nephros/nefros)
vücutta biriken asitleri dışarı
atamaması sonucu ortaya çıkan
hastalık.
Alkaloz: Sindirim bozukluğu,
travma, postoperatif dönemde ve
akciğerlerin suni havalandırması ile
gelişebilir.
(48)
(73)
(74)
Tachypnea (takipne): Hızlı solunum.
Solunum sayısının, normalin çok üstüne
çıkması.
Orthopnea/orthopnoea (ortopne):
Ayakta veya dik oturuş halinde rahat nefes
alma. Dik duruş dışındaki her hangi bir
pozisyonda nefes alırken güçlük çekme.
Platypnea (platipne): Otururken veya
ayağa kalkınca nefes darlığı hissetme.
Sırtüstü yatınca solunumun rahatlaması.
Hyperpnea (hiperpne): Dakikadaki
solunum sayısı ve derinliğinin artması ile
belirgin solunum.
(47)
(49)
(50)
Hiypopnea (hipopne): Dakikadaki solunum
sayısı ve derinliğinin azalması ile belirgin
solunum. Yüzeysel solunum.
Hyperventilation (hiperventilasyon ):
Akciğerlerde hava değişiminin hızlanması.
Hypoventilation (hipoventilasyon):
Akciğerlerde hava değişiminin yetersiz oluşu.
Paroxysmal (paroksismal): Aniden belirlenen
şiddetli fakat geçici nöbetlerle kendini gösteren.
Nocturnal (noktürnal): Gece olan.
(51)
(52)
Paroxysmal nocturnal dyspnea
(paroksismal noktürnal dispne): Gece,
nöbetler halinde gelen nefes darlığı.
Ataxic respiration (ataksik respirasyon):
Solunum hareketlerinin bazen yavaş, bazen
hızlı, bazen derin, bazen sığ olması
düzensiz aralıkları izleyen geçici solunum
durması; bazen az bazen çok uzamış derin
solumaların görüldüğü patolojik bir
solunum şekli.
Biot’s respiration (biot respirasyon):
Düzensiz bir solunum tipidir. Değişik tip
solunumlar görülür. Solunum durabilir.
Hasta, solunum durmasından sonra derin
bir hava alır. Yani içini çeker. Hiperpne-
apne-hiperpne şeklindedir.
(54)
(55)
Cheyne-Stokes respiration (Çeyn stoks
respirasyon): Periyodik solunum.
Solunumun geçici olarak durmasının
ardından giderek solunum derinliği ve hızı
artar. Sonra hız ve derinlik azalmaya
başlar; ardından solunum tekrar geçici
olarak durur. Bu sürecin tekrarlaması.
Kussmaul Respiration (Kussmaul
Respirasyon): Kussmaul solunum. Hava
açlığı nedeniyle derin soluk alıp verme ile
belirgin solunum şeskli.
Stridor (stridor): Gürültülü solunum.
Gırtlaktaki darlıktan dolayı nefes alışın
ıslık çalar gibi sesli olması.
(56)
(57)
Pectus excavatum (pektus
ekskavatum): Kunduracı göğsü.
Göğüs kafesinin içeriye doğru
çöküklük göstermesi ile belirgin
göğüs şekli; çukur göğüs.
Pectus carinatum (pektus
karinatum): Göğüs kafesinin, öne
doğru çıkıntı yapması ile belirgin
göğüs şekli; tavuk veya güvercin
göğüs.
Hypoxemia (hipoksemi): Kanda
oksijenin azalması.
Hypercapnia (hipercapni): Kanda
karbondioksit artması.
(58)
(59)
Solunum Sistemine Ait Özel Tanı
Yöntemleri
• Akciğer Sintigrafisi: İnhalalasyon ya da
intravenöz yolla radyoizotop madde
verilerek akciğer tarafından tutulumunun
kaydedilmesi.
• Bronchoscope(bronkoskop): Trekea ve
bronşların içini muayene için ya da solunum
yollarına kaçan yabancı bir cismi çıkarmak
amacıyla kullanılan alet.
• Bronchoscopy(bronkoskopi):
Bronkoskop ile solunum yollarının içini tanı
amacıyla inceleme tekniği.
• Laryngoscopy(laringoskopi): Larinksin
laringoskopi ile incelenmesi
(60)
• Tracheoscope(trakeoskop): Soluk borusunun (trachea) içini muayene etmek için
kullanılan alet.
• Tracheoscopy(trakeoskopi): Soluk borusunun (trachea) içinin, Trakeoskop
(tracheoscope) aracılığı ile gözle muayenesi.
• Thoracentesis(torasentez): Tanı ya da tedavi amacıyla göğüs duvarından özel iğne ile
plevra boşluğuna girilerek sıvı çekme.
(43)
VAKALAR
Pneumonia(Pnömoni): Akciğer parankim
dokusunun enflamasyonu.
Parankim Doku: Bir organ ya da bezin işlev gören
dokusu.
Hemothorax(Hemotoraks): Plevral boşluğa kan
toplanması.
Pneumonia(Pnömoni)
15 yaş 3 aylık erkek hasta
Symptom/Semptom(Bulgular):
• Tussive ( Tussif ): Öksürük
• Dyspnea (Dispne): Nefes darlığı
Öykü
15 gün önce önce sol ekstremite ağrısı ve abdomen(karın)
ağrısı başlamış. Bunları takiben thorax/toraks(Göğüs)
ağrısı ve son 2-3 gündür de dyspnea/dispne(Nefes darlığı)
şikayeti olmuş. Var olan tussive/tussif(Öksürük) de
giderek artmış.
Hasta bu şikayetlerle Karamürsel Devlet Hastanesi’ne
başvurmuş.(5 Aralık 2011) Çekilen P-A AC grafisinde
(Ön-Arka Akciğere Grafisi) sol AC (Akciğer)’de
hypoventilation/hipoventilasyon(Solunum hız ve
derinliğinin azalması) görülmesi üzerine hastaya
Clarithromycin/Klaritromisin (Solunum yolu
enfeksiyonlarında kullanılabilen bir antibiyotik) tedavisi
başlanmış.
(64)
3 gün sonraki kontrolde radyolojik bulgularda
gerileme olmayınca hastaya yüzeyel
USG(UltraSonoGrafi) çekilmiş.’’Sol
hemithorax/hemitoraks(Göğüs boşluğunun sol
yarısı)’da minimal pleural effusion/minimal plevral
efüzyon(Plevra zarında az miktarda ödem bulunması)’’
saptanmış.
8 Aralık 2011’de hasta Derince EAH’ne sevkedilmiş.
Önce Göğüs Cerrahisi servisine yatırılan hastanın
çekilen thorax BT/toraks BT(Göğüs boşluğu
tomografisi)’nde ’’en kalın yerinde 2cm’ye kadar
hydropneumothorax/hidropnömotoraks(Göğüs
boşluğunda hava ve sıvı toplanması)’’ rapor edilmiş.
Thoracentesis/Torasentez(Göğüs boşluğunda biriken
sıvının bir enjektörle boşaltılması) yapılamayacağı
düşünülerek çocuk servisine sevkedilmiş.
Hastaya 11-15 Aralık tarihleri arasında
Cefuroxime/Sefuroksim(Genellikle solunum yolu
enfeksiyonlarında kullanılan bir antibiyotik) ve
Clindamycin/Klindamisin(Solunum yolu
enfeksiyonlarında kullanılabilen, bakterilerin toksin
üretmesini engelleyerek etkisiz hale getiren bir
antibiyotik) tedavisi verilmiş. Ancak klinik iyileşmesi
yavaş olan ve radyolojik kötüleşmesi olan hasta ileri
tetkik ve tedavi amacıyla üniversitemiz hastanesine sevk
edilmiş.
(65)
(66)
Fizik Muayene:
• Genel durum: İyi, aktif.
• Cilt: Turgor(dolgunluk), tonus(esneklik) doğal. Oedema/ödem(sıvı birikmesi sonucu oluşan şişlik), ikter
(Sarılık), Cyanosis/Siyanoz(ciltte morarma), petesia/peteşi(cilt altı kanama), purpura(Kırmızı-mor renkte
basmakla solmayan deri döküntüsü), pigmentasyon bozukluğu (renk bozukluğu) yok.
• Baş boyun: Saç ve saçlı deri doğal. Kafa yapısı simetrik. Boyunda kitle ve Lenfadenopaty/Lenfadenopati-
LAP(Lenf bezlerinin şişmesi) yok.
• Gözler: Işık refleksi bilateral (çift taraflı) mevcut. Pupiller(Göz bebekleri) izokorik(Eşit Büyüklükte).
Konjonktivalar(Gözün dış kısmını kaplayan zar) ve skleralar(Gözlerin beyaz kısmı) doğal. Göz kürelerin
her yöne hareketi doğal.
• Kulak-burun-boğaz: Bilateral(Çift taraflı) kulak zarları doğal. Burun tıkanıklığı, akıntısı yok.
Oropharynx/Orofarenks (Yutağın ağıza açılan kısmı) ve tonsiller (Bademcikler) doğal.
• Kardiyovasküler Sistem: S1, S2 doğal. S3 yok. Üfürüm yok. AFN her iki alt ekstremitede
alınıyor. Kalp tepe atımı 5. interkostal aralıkta.
S1:Mitral ve triküspit kapakların kapanma sesi(Lup)
S2:Aort ve triküspit kapakların kapanma sesi(Dup)
S3:Ventriküller normalden hızlı dolduğunda duyulan ses
• Solunum sistemi: AC(Akciğer)’ler eşit havalanmıyor. Sol AC(Akciğer)’de solunum sesleri
azalmış. Sol bazal(Taban kısmı)’de belirgin krepitan ralleri(Çıtırtı sesi) var.
• Gastrointestinal sistem: Batın(karın) normal bombelikte. Bağırsak sesleri doğal.
Palpatio/Palpasyon(Elle Hissetme)la defans, rebound(Sekme) yok. Hepatomegali(Karaciğer
Büyümesi) ve splenomegali(Dalağın büyümesi) yok. Traube alanı (Dalak muayenesi için
kullanılan alan) açık.
• Genitoüriner sistem: Haricen erkek. Anomali yok. Testisler bilateral skrotumda.
• Nöromüsküler sistem: Bilinç açık. Koopere(İletişim kurulabilen), oryante(Bilinci açık),
çevreyle ilgili. Ense sertliği, kernig(Bacağı flexiyona getirip açmaya çalışırken bacak arkasında
ağrı duyulması), brudzunski(boynun fleksiyona getirilmesiyle alt ekstremitelerin kendiliğinden
fleksiyon halini alması) negatif. Babinski(Ayak tabanının dış kısmının künt bir cisimle çizilmesi
sonucu baş parmağın ekstansiyon yapması ve diğer parmakların yelpaze gibi açılması),
klonus(Ritmik, istemsiz kas kasılmaları) negatif. Kranial sinir (Kafa Sinirleri) muayeneleri doğal.
• Ekstremiteler: Kas kitlesi ve tonusu(Esnekliği) doğal. Deformite(Şekil Bozukluğu) yok.
(67)
KLİNİK İZLEM
• Hasta Çocuk hastalıkları servisine Pneumonia/pnömoni(Zatürre) ve
Parapneumonic Effusion/Parapnömonik Effüzyon(Pnömoniye ek olarak
plevral boşlukta sıvı birikmesi) öntanısıyla yatırıldı.
• Hastanın BT(Bilgisayarlı Tomografi)’si çekildi. Çekilen Thorax BT (Toraks
BT)’de: Sol akciğerde necrotising pneumonia/nekrotizan pnömoni(doku
ölümleri görülen pnömoni) ile uyumlu görünüm. Sol plevrada yer yer
Loculation/lokülasyon(Sıvı birikimi) gösteren effusion/effüzyon(Ödem
bulunması). Sağ akciğer alt lob anterobasalis segmentte/anterobazal
segmentte(Alt ön kısım) fokal buzlu cam ve lineer atelectasis/lineer
atelektazi(Akciğerin belli bir bölümünün büzüşerek fonksiyonunu
kaybetmesi).
• Hastaya tube thoracostomy/tüp torakostomi (göğüs tüpü) takıldı ve
sıvıdan örnek alındı.
• Plevral sıvı pH:7,5, dans(dansite/yoğunluk):1015, LDH(Laktat
Dehidrogenaz/Yüksek olması doku hasarının belirtisidir.):870, prot:5,1,
glu:59 olarak sonuçlandı.
• Plevra LDH / Serum LDH:3,1 (>0.6 EKSUDA!!)
• Plevra prot / Serum prot:0,72 (>0,5 EKSUDA!!!)
• LDH>200, prot:>3 EKSUDA(İltihabi bir sürecin ardından o bölgede
biriken sıvı) ile uyumlu olarak değerlendirildi.
(61)
• Hücre sayımında bol erythrocyte/eritrosit(Kırmızı kan
hücresi) görüldü. Gram’da bakteri ve
leukocyte/lökosit(Beyaz kan hücresi) görülmedi.
• Hastanın BT, laboratuvar ve klinik bulguları göz önüne
alınarak hastaya necrotising pneumonia/nekrotizan
pnömoni(doku ölümleri görülen pnömoni)
Parapneumonic Effusion/Parapnömonik
Effüzyon(Pnömoniye ek olarak plevral boşlukta sıvı
birikmesi) tanısı kondu.
• Hastaya Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD(Bilim Dalı) ile
de görüşülerek Ampisilin-Sulbactam(Solunum sistemi
hastalıklarında da kullanılan bir antibiyotik), Klindamisin
ve Klaritromisin tedavisi başlandı.
• Hastanın gönderilmiş olan plevral sıvı örneğinde
Enterococcus faecium/Enterekok fasiyum(Gram pozitif
enterekok sınıfı bir bakteri) üremesi oldu. Bunun üzerine
almakta olduğu Ampisilin-Sulbactam tedavisi kesilerek
Teikoplanin(Enterococcus Faecium’un bu antibiyotiğe
karşı duyarlılığı vardır) tedavisi eklendi.
• Hasta tedavi edildikten sonra yapılan radyolojik
incelemeler sonucu iyileşme olduğuna karar verildi ve hasta
taburcu edildi.
(68)
(69)
(70)
HEMOTHORAX(HEMOTORAKS)
Elli bir yaşında erkek hasta
Symptom
• Dyspnea/Dispne: Ağrılı ve güç solunum
• Tachypnea /Takipne: Sık soluma
Öykü
• Bacaklarda güçsüzlük şikayeti ile sağlık kuruluşuna başvuran hasta tetkik
edilirken, ani gelişen nefes darlığı ve göğüs ağrısı şikayeti olması üzerine acil
servisimize sevk edilmiş. Özgeçmişinde hypertension/hipertansiyon(yüksek
tansiyon)’u olan hastanın, düzensiz ilaç kullanım öyküsü mevcuttu. Acil
servisimizde yapılan değerlendirmede; genel durum orta, bilinç açık,
tachypnea(takipne) ve dyspnea(dispne) bulunmaktaydı.
(76)
Fizik Muayene
Tansiyon arterial/arteriyel(atar damarda) 80/50 mmHg,
nabız 116/dk solunum sayısı 26/dk olarak saptandı.
Her iki alt ve üst extremity/ekstremitede (kol ve bacaklar)
nabızlar palpation/palpe edildi (el muayenesinde hissedilen).
Oscultation/oskültasyonda (dinleyerek muayene) sol
hemithorax/sol hemitoraksta (toraksın sol yarısı) tüm
zone/zonlarda (bölge, kısım) solunum seslerinde azalma,
percussion/perküsyonda (hafifçe vurarak muayene) sol orta-
alt zonlarda matite/matit (titreşimsiz ses) mevcuttu.
Tanısal Girişimler
Çekilen posteroanterior(ön-arka) akciğer grafisi (Resim 1)
ve yapılan fizik muayene sonrasında sol hemithorax/sol
hemitoraksda(toraksın sol yarısı) pleural effusion/plevral
efüzyon(akciğer zarında sıvı birikmesi) saptanan hastaya
thoracentesis/torasentez (bir sıvının özel bir iğneyle dışarı
alınması) işlemi yapıldı. Hemorrhage/Hemorajik (Kanamalı)
vasıfta pleural(plevral) sıvı aspire edildi.
Pleural(plevral) sıvıda yapılan incelemede; Htc: 14.5% ,
LDH(Laktat Dehidrogenaz):278 U/L, total protein: 6.8
mg/dl, glukoz: 119 mg/dl olan hastanın, periferik kanda;
Htc: 28.1%, Hb: 9.7 gr/dl, PLT: 358 mm3, serumda;
LDH: 410 U/L, total protein: 5.6 mg/dl, glukoz: 154
mg/dl, olarak saptandı.
Pleural(plevral) sıvı hematocriti/periferik(Yüzeyel) kan
hematocriti oranı 0.5’ten büyük olması nedeniyle
hemothorax(hemotoraks) tanısı konan, trauma(travma)
öyküsü olmayan hastaya thorax(toraks) BT(Bilgisayarlı
Tomografi)’si çekildi.
Hematocrit/Hematokrit(Kırmızı kan hücrelerinin
oluşturduğu hacmin toplam kan hacmine oranı)
(62)
Ön-arka akciğer grafisi; sol akciğerin görüntüsündeki
yoğunlukta artış var, iki akciğerin arasındaki boşluk
sağa itilmiş.
Thorax(toraks) BT’de (Resim 2) rupture thoracic
aortae dissection/rüptüre torasik aort diseksiyonu
(göğüssel aort yırtığı) saptanması üzerine acil
operasyona alındı.
Operasyonda hastaya eş zamanlı sol
posterolateral(arka-dış) thoracotomy/torakotomi
(göğüs duvarına kesi yapma) ve sağ femoral
kanülasyonla(sağ femoral artere tüp yerleştirmek)
düşük akımlı pompa desteği sağlandı.
Dissection/Diseksiyonun(Damar duvarı katlarının
yırtılarak birbirinden ayrılması), sol
subclavian/subklavyen (köprücük altı) arterin
distalinden(merkeze uzak olan tarafından) başlayıp
abdominal aortaya(Aortun karın bölgesindeki kısmı)
uzanım gösterdiği ve sol hemitoraksa (göğüs
boşluğunun sol tarafı) rupture/rüptür(Yırtılma)
olduğu saptandı. Hastanın sol
subclavian/subklavyen(köprücük altı) arterinin
distaline(merkeze uzak olan taraf) vascular
clamp/vasküler klemp (damar klempi) konuldu.
Dissection/Diseksiyonun(Damar duvarı katlarının yırtılarak birbirinden
ayrılması) distaldeki(merkeze uzak olan taraf) sonlanma noktası
aranırken, proximale/proksimale(merkeze yakın olan taraf) konan clamp
noktasından dissectionun proximale retrograd(Ters yönde) ilerlediği ve
rupture olduğu(Yırtıldığı) görüldü. Bu haliyle hastaya acil
sternotomy/sternotomi (sternuma kesi yapma) yapıldı. Retrograd
dissectionun(ters yönde ilerleyen diseksiyon) arcus aortae/arkus aortaya
(aort kemeri) kadar ilerlediği ve arcus elemanlarını içine aldığı saptandı.
Massive hemorrhage/masif hemoraji (birden gelişen hayatı tehdit edici
kanama) olan hastada cardiac arrest/kardiyak arrest (kalp durması)
gelişti. İntraoperative/intraoperatif (ameliyat esnasında) açık kalp masajı
yapılarak resuscitation/resüsitasyona (yeniden canlandırma) başlandı.
Yapılan müdahalelere cevap vermeyen hasta operasyon esnasında
hayatını kaybetti.
(63)