1. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 1
Asya-Pasifik Hattı’nda (Seçme Yazılar)
Ulaş Başar Gezgin
Son Güncelleme: 25.10.2011
İçindekiler
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik hattında bir Türk (Özge Ç. Denizci ile söyleşi).
Akşam Gazetesi, 27 Ağustos 2011. http://www.aksam.com.tr/asya-pasifik-hattinda-
bir-turk--63981h.html
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (161): Vietnam’ın en büyük adasında,
Phu Quoc’ta. http://www.evrensel.net/news.php?id=10820
Evrensel Gazetesi, 30 Temmuz 2011.
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (160): Vietnam’ın sürdürülebilir
kalkınması.
(4 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 2 Temmuz 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=9049
Evrensel Gazetesi, 9 Temmuz 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=9500
Evrensel Gazetesi, 16 Temmuz 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=9933
Evrensel Gazetesi, 23 Temmuz 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=10410
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (159): Hindistan gazetelerinde neler
yazıyor?
(2 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 10 Nisan 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=3797
Evrensel Gazetesi, 17 Nisan 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=4252
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (158): Hindistan izlenimleri.
(4 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 12 Mart 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=1880
Evrensel Gazetesi, 19 Mart 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=2361
Evrensel Gazetesi, 26 Mart 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=2827
Evrensel Gazetesi, 3 Nisan 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=3326
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (157): Günümüzde Lao (Laos).
Evrensel Gazetesi, 14 Mayıs 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=6150
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (156): Lao’nun yakın tarihine kısa bir
bakış: Dünyada kişi başına en çok bomba düşen ülke. Evrensel Gazetesi, 7 Mayıs
2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=5642
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (155): Laos izlenimleri. Evrensel
Gazetesi, 3 Nisan 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=5251
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (154): Asya kimlikleri. Evrensel
Gazetesi, 26 Haziran 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=8650
2. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 2
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (153): Vaşington Portakalı çürürken...
(3 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 4 Haziran 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=7298
Evrensel Gazetesi, 11 Haziran 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=7727
Evrensel Gazetesi, 18 Haziran 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=8174
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (152): 2010’da Asya-Pasifik’te
insansal gelişim. (2 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 21 Mayıs 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=6581
Evrensel Gazetesi, 28 Mayıs 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=6899
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (151): Vietnam’da savaş günleri ve
sonrası. Evrensel Gazetesi, 23 Nisan 2011.
http://www.evrensel.net/news.php?id=4755
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (145): Asya’nın ‘en’leri. Evrensel
Gazetesi, 16 Ocak 2011. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=81251
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (144): Asya’da yaşam pahalılığı.
Evrensel Gazetesi, 9 Ocak 2011. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=80905
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (143): Bir ortak bölen olarak Soğuk
Savaş...
Evrensel Gazetesi, 2 Ocak 2011. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=80681
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (142): Kızıl bir Siyam (Tayland)
için...
(3 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 11 Nisan 2010.
Evrensel Gazetesi, 18 Nisan 2010.
Evrensel Gazetesi, 25 Nisan 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=68352
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (141): Kore gelenekleri.
Evrensel Gazetesi, 11 Temmuz 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=72045
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (140): Yükselen bir küresel güç:
Güney Kore.
Evrensel Gazetesi, 4 Temmuz 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=71707
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (139): Asya’da dev kentleşme.
Evrensel Gazetesi, 12 Aralık 2010. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=79561
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (138): Doğu Asya’da sansür. Evrensel
Gazetesi, 5 Kasım 2010.
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (137): Kent ve altyapı.
3. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 3
Evrensel Gazetesi, 24 Ekim 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=77193
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (136): ‘Bayat’ bir kuram: Yoksulluk...
(2 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 10 Ekim 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=76497
Evrensel Gazetesi, 17 Ekim 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=76844
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (135): Bir Güney Kore çizgi kitabı ve
eleştirisi.
(2 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 13 Haziran 2010. http://evrensel.net/haber.php?haber_id=70795
Evrensel Gazetesi, 27 Haziran 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=71418
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (134): Manila izlenimleri.
(6 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 28 Şubat 2010.
http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=65688
Evrensel Gazetesi, 7 Mart 2010.
Evrensel Gazetesi, 14 Mart 2010.
Evrensel Gazetesi, 21 Mart 2010.
Evrensel Gazetesi, 28 Mart 2010.
Evrensel Gazetesi, 4 Nisan 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=67355
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (133): Toplumsalcı alsatçılık: “Biz
ortak, biz pazar”. Evrensel Gazetesi, 3 Ekim 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=76120
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (132): İklim değişikliği ve rantsal
dönüşümcüler kıskacında Asya kentleri... Evrensel Gazetesi, 26 Eylül 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=75764
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (131): Asya ekin dörtlüsünün
dokunulamaz kalıtları. Evrensel Gazetesi, 19 Eylül 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=75422
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (130): Ho Çi Min Kenti’ne
kala(maya)nlar. Evrensel Gazetesi, 12 Eylül 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=75078
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (129): Başka bir dünya, başka bir
kent... Evrensel Gazetesi, 5 Eylül 2010.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=74677
4. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 4
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (128): Vietnam’da kentsel/ ‘rantsal
dönüşüm’. Evrensel Gazetesi, 29 Ağustos 2010.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=74391
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (127): Neydik, Ne Olduk… Evrensel
Gazetesi, 22 Ağustos 2010. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=74053
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (126): Japonya’ya Celali gerek...
Evrensel Gazetesi, 8 Ağustos 2010. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=73362
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (125): Duraklama Devri’ndeki
Japonya... Evrensel Gazetesi, 1 Ağustos 2010.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=73006
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (124): “Japon yapıyor abi”... Evrensel
Gazetesi, 25 Temmuz 2010. http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=72673
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (123): Tokyo ve Seul sokaklarından
izlenimler... Evrensel Hayat Eki, sayı 284, 3 Ocak 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=63784
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (122): Japonya izlenimleri: Osaka,
Kyoto, Hiroşima, Kobe. Evrensel Gazetesi, 18 Temmuz 2010.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=72377
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (121): Japonya’da toplu taşıma ve
ulaşım.
Evrensel Gazetesi, 6 Haziran 2010. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=70450
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (120): (Çöp)Sanat ve kent...
Evrensel Gazetesi, 23 Mayıs 2010. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=69747
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (119): Auroville (Tankent) üstüne...
(2 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 9 Mayıs 2010. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=69053
Evrensel Gazetesi, 16 Mayıs 2010. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=69417
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (118): Vietnam’da ve Japonya’da
kadın olmak.
Evrensel Gazetesi, 2 Mayıs 2010. http://evrensel.net/haber.php?haber_id=68710
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (117): Yasukuni: Ölüler üstüne
kurulu tarih...
(2 bölüm olarak). Evrensel Gazetesi, 14 Şubat 2010; 21 Şubat 2010.
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (116): Japonya’da budunsal (etnik)
ayrımcılık. Evrensel Gazetesi, 7 Şubat 2010.
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (115): Japonya’nın mafyası: Yakuza.
Evrensel Hayat Eki, sayı 288, 31 Ocak 2010.
5. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 5
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (114): Güneydoğu Asya’nın akıl
hocalarına... Evrensel Hayat Eki, sayı 287, 24 Ocak 2010.
www.evrensel.net/haber.php?haber_id=64316
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (109): 1998’de Endonezya. Evrensel
Hayat Eki, sayı 286, 17 Ocak 2010. www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=63951
Gezgin, U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (108): 40 yıllık suskunluk ve Gencer-
Gencer. Evrensel Hayat Eki, sayı 285, 10 Ocak 2010.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=63803
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (113): Pasifik’te bir gezinti...
(3 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 281, 6 Aralık 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=62064
Evrensel Hayat Eki, sayı 282, 13 Aralık 2009.
Evrensel Hayat Eki, sayı 283, 20 Aralık 2009.
www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=63770
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (112): Fiji’de darbe, karşı-darbe ve
(karşı-) darbe karşıtlığı...
(2 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 272, 4 Ekim 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=58806
Evrensel Hayat Eki, sayı 273, 11 Ekim 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=59199
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (111): Asya-Pasifik orduları.
(3 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 274, 18 Ekim 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=60666
Evrensel Hayat Eki, sayı 275, 25 Ekim 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=60679
Evrensel Hayat Eki, sayı 276, 1 Kasım 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=60693
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (110): Uygur/Çin Sorunu Üzerine...
(5 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 265, 16 Ağustos 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=56235
Evrensel Hayat Eki, sayı 267, 30 Ağustos 2009.
Evrensel Hayat Eki, sayı 268, 6 Eylül 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=57383
Evrensel Hayat Eki, sayı 269, 13 Eylül 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=59148
Evrensel Hayat Eki, sayı 270, 20 Eylül 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=59167
6. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 6
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (40): Doğu Timor: Yeni bir ülke
doğarken... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 266, 23 Ağustos 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=56969
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (107): Endonezya’da daha çok bomba
patlayacak. Evrensel Hayat Eki, sayı 263, 2 Ağustos 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=55484
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (106): Batı Papua: Endonezya’nın
‘Güneydoğusu’. Evrensel Hayat Eki, sayı 264, 9 Ağustos 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=56949
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (105): Yarım Yüzyıl Sonra
‘Bağlantısızlar’. Evrensel Hayat Eki, sayı 262, 26 Temmuz 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=55510
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (104): Endonezya Seçimleri. Evrensel
Hayat Eki, sayı 261, 19 Temmuz 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=54711
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (103): Endonez-Malez Gerginliği.
Evrensel Hayat Eki, sayı 260, 12 Temmuz 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=54224
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (102): Seçimlerden hemen önce
Endonezya gündemi.
(2 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 258, 28 Haziran 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=53427
Evrensel Hayat Eki, sayı 259, 5 Temmuz 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=53834
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (101): Hindistan seçimleri.
(3 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 255, 24 Mayıs 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=51430
Evrensel Hayat Eki, sayı 256, 31 Mayıs 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=51827
Evrensel Hayat Eki, sayı 257, 7 Haziran 2009.
http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=52206
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (100): Çin’de yüksek eğitimin
sorunları. Evrensel Gazetesi, 27 Aralık 2009.
http://evrensel.net/haber.php?haber_id=63000
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (99): Vietnam’da eğitim sorunları.
Evrensel Hayat Eki, sayı 280, 29 Kasım 2009.
7. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 7
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (98): Vietnam’da çevre kirliliği.
Evrensel Hayat Eki, sayı 279, 22 Kasım 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=61383
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (97): Hindistan’da ve Çin’de bilişim...
Evrensel Hayat Eki, sayı 253, 10 Mayıs 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=50695
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (96): “Yazar, ne yazar (,) ne yazamaz
(?)” Evrensel Hayat Eki, sayı 252, 3 Mayıs 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=50276
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (95): Melbourne izlenimleri.
(2 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 250, 19 Nisan 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=49490
Evrensel Hayat Eki, sayı 251, 26 Nisan 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=49926
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (94): Halktan yana tarih... Evrensel
Hayat Eki, sayı 278, 15 Kasım 2009. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=61172
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (93): Doktorun ölümü... Evrensel
Gazetesi, 23 Ocak 2011. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=81607
http://simurgzine.com/?p=5829
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (92): Çekik gözler, düz gözler...
Evrensel Hayat Eki, sayı 277, 8 Kasım 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=60707
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (91): Asya takvimleri ve dinlenceleri
Evrensel Hayat Eki, sayı 271, 27 Eylül 2009.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=59172
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (90): Yunan (Makedon)-Hint
etkileşimi. Evrensel Hayat Eki, sayı 259, 21 Haziran 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=53007
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (89): Asya dilleri ve Asya Birliği.
Evrensel Hayat Eki, sayı 258, 14 Haziran 2009.
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (88): Asya’nın Yeni Çağ dinleri.
Evrensel Hayat Eki, sayı 254, 17 Mayıs 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=51070
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (87): Asya’nın ‘çağdaş’ boşinançları.
Evrensel Hayat Eki, sayı 249, 12 Nisan 2009.
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (86): Sıcak ülke Keşmir...
8. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 8
Evrensel Hayat Eki, sayı 248, 5 Nisan 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=48735
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (85): Elde kafatasıyla yeni bir tarih
yazmak...
(2 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 246, 22 Mart 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=47954
Evrensel Hayat Eki, sayı 247, 29 Mart 2009.
http://evrensel.net/hayat.php?txt_hayat_sayi=247
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (84): “Komünistler Hindistan’a!”
Evrensel Hayat Eki, sayı 245, 15 Mart 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=47910
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (83): Kardeş sofrası. Evrensel Hayat
Eki, sayı 244, 8 Mart 2009. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=47225
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (82): Öğretmenler günü ve öğretmen
olmak. Evrensel Hayat Eki, sayı 243, 1 Mart 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=46461
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (81): Japon sömürgeciliği ve
ulusalcılığın yükselişi.
(3 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 240, 8 Şubat 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=45214
Evrensel Hayat Eki, sayı 241, 15 Şubat 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=45610
Evrensel Hayat Eki, sayı 242, 22 Şubat 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=46040
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (80): Dünden bugüne Hindistan.
Evrensel Hayat Eki, sayı 239, 1 Şubat 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=44712
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (79): Endonezya ve tarihyazımı.
Evrensel Hayat Eki, sayı 238, 25 Ocak 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=44300
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (78): Çin’in birlik ve beraberliği.
Evrensel Hayat Eki, sayı 237, 18 Ocak 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=43902
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (77): Dünden bugüne Moğolistan.
Evrensel Hayat Eki, sayı 236, 11 Ocak 2009.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=43594
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (76): Asya’nın geleceği. Evrensel
Hayat Eki, sayı 234, 4 Ocak 2009. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=43113
9. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 9
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (73): Maldivler’de yeni bir yüz...
Evrensel Hayat Eki, sayı 233, 21 Aralık 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=42386
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (72): Amartya Sen ve Asya değerleri.
Evrensel Hayat Eki, sayı 232, 14 Aralık 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=42045
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (71): Asya’da kadın olmak. Evrensel
Hayat Eki, sayı 231, 7 Aralık 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=41711
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (70): Darbeler ülkesi Bangladeş. Asya
partileri. Evrensel Hayat Eki, sayı 230, 30 Kasım 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=41347
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (69): Asya partileri. Evrensel Hayat
Eki, sayı 229, 23 Kasım 2008. http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=40991
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (68): Sermayeci ‘psikoloji’, ‘hasta’
Japonlara karşı. Evrensel Hayat Eki, sayı 228, 16 Kasım 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=40627
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (67): Or’da, bir halk var uzakta!
Evrensel Hayat Eki, sayı 227, 9 Kasım 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=40230
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (66): ‘Amerika Birleşik Sosyalist
Devletleri’. Evrensel Hayat Eki, sayı 222, 5 Ekim 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=38295
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (65): Hint felsefesinin aykırıları:
Caincilik ve Budacılık. (6 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi, 30 Ocak 2011. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=81983
Evrensel Gazetesi, 6 Şubat 2011. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=82370
Evrensel Gazetesi, 13 Şubat 2011. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=82751
Evrensel Gazetesi, 20 Şubat 2011. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=83101
Evrensel Gazetesi, 27 Şubat 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=957
Evrensel Gazetesi, 6 Mart 2011. http://www.evrensel.net/news.php?id=1430
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (64): Vietnam’da müzecilik. Evrensel
Hayat Eki, sayı 226, 2 Kasım 2008. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=39944
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (63): Amerikancı ‘psikoloji’ Asyalı
‘böcek’lere karşı. Evrensel Hayat Eki, sayı 220, 21 Eylül 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=37654
10. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 10
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (62): İneklere yüklenen küresel
ısınma. Evrensel Hayat Eki, sayı 225, 26 Ekim 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=39458
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (61): ‘Hannah Hanoi’: Amerikan
ordusunun korkulu düşü. Evrensel Hayat Eki, sayı 223, 12 Ekim 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=38689
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (60): Nasıl bir kent? Evrensel Hayat
Eki, sayı 224, 19 Ekim 2008. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=39133
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (59): (Eski) katil Enver Şeyh ve
düşünceleri. Evrensel Hayat Eki, sayı 221, 28 Eylül 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=37897
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (58): Büyüme fetişçiliğine karşı.
Evrensel Hayat Eki, sayı 219, 14 Eylül 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=37307
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (57): Asyalı öğrencilerde yaratıcı
düşünme. Evrensel Hayat Eki, sayı 218, 7 Eylül 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=36961
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (56): Asyalı öğrencilerde eleştirel
düşünme.
Evrensel Hayat Eki, sayı 217, 31 Ağustos 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=36564
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (55): Türkiye yenilmeli!
http://ulas.teori.org/index.php?option=com_content&task=view&id=661&Itemid=27
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (54): Çin’de komünizm doğdu mu?
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 209, 6 Temmuz 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=33662
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (53): Pasifik bayrakları.
Evrensel Hayat Eki, sayı 216, 24 Ağustos 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=36171
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (52): Asya bayrakları. Evrensel
Gazetesi
(2 bölüm olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayı 214, 10 Ağustos 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=35490
Evrensel Hayat Eki, sayı 215, 17 Ağustos 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=35846
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (51): Asya-Pasifik’te savaş ve barış.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 213, 3 Ağustos 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=35101
11. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 11
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (50): Yıldızlarını sökmüş general: Vo
Giap. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 212, 27 Temmuz 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=34779
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (49): Vietnam’da azınlık siyasaları ve
Hmonglar. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 211, 20 Temmuz 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=34784
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (48): Asya’da akademik dünya.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 210, 13 Temmuz 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=34083
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (47): Asya gazeteciliği. Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 207, 22 Haziran 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=32938
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (46): “Bu nasıl dünya, kaybedene
sordun mu?” Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 206, 15 Haziran 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=32990
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (45): Vietnam’da eğitim ve toplum.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 205, 8 Haziran 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=32224
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (44): Sayılarla Asya ve Çin. Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 204, 1 Haziran 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=31821
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (43): Asya ve rüşvet. Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 203, 25 Mayıs 2008.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=31452
(Gezgin, U. B. (2008). Asya ve rüşvet. Havuz Dergisi, Haziran-Temmuz 2008 sayısı.
http://www.dergi.havuz.de/0001-A-HAZIRAN-TEMMUZ-2008/ulas-basar-
gezgin.html )
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (42): Aceh: tsunamiyle gelen barış...
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 198, 20 Nisan 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=29340
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (41): Papua-Yeni Gine ve Begonvil:
Sömürülenin sömürmesi. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 202, 18 Mayıs
2008. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=31106
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (39): Dünden bugüne Filipinler...
(3 bölüm olarak)
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 199, 27 Nisan 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=29750
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 200, 4 Mayıs 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=30172
12. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 12
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 201, 11 Mayıs 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=30618
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (38): (Hindistan, Gandhi sayesinde
değil) Gandhi’ye rağmen (bağımsız olmuştur)... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat
Eki, sayı 197, 13 Nisan 2008. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=28886
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (37): Japonya’da ölmek... Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 196, 6 Nisan 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=28446
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (36): Uzaklarda bir Yahudi Devleti.
İzinsiz Gösteri Dergisi, sayı 173 (Nisan 2008).
http://www.izinsizgosteri.net/asalsayi173/ulas.basar.gezgin_173.html
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (35): Sri Lanka’da Tamil-Sinhal
çatışması ve Tamil Kaplanları. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 194, 23
Mart 2008. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=27622
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (34): Bağımsız (!) Avustralya’da yıl
1975. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 193, 16 Mart 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=27179
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (33): Asya Birliği’ne doğru (mu?)
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 192, 9 Mart 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=26765
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (32): Hala ‘soğuk savaş’an Malaya...
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 191, 2 Mart 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=26261
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (28): Vietnam’da ‘karanlık turizm’.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 190, 24 Şubat 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=25837
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (40): Doğu Timor: Yeni bir ülke
doğarken... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 189, 17 Şubat 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=25392
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (30): Yılbaşı’nın Vietnam’da
farklılaşmış anlamı üstüne. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 188, 10 Şubat
2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=24945
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (31): Dünden bugüne Endonezya...
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 187, 3 Şubat 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=24594
13. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 13
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (27): Paylaşılamayan adalar. Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 186, 27 Ocak 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=23113
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (26): Sosyalizm ve ‘milli tarih’.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 185, 20 Ocak 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=23113
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (25): Ha Asya ha Amerika... Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 184, 13 Ocak 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=23113
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (24): Yeni yıl ama hangi takvimle?..
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 183, 6 Ocak 2008.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=23113
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Yıl: Asya-Pasifik 2007. Asya’da hayat da
zaman da hızlı aktı. Evrensel 2008, s.20-21, 30 Aralık 2007.
Gezgin, U. B. (2007). (Asya-Pasifik’te Bu Hafta (29)) ABD’nin düşmüş piyonu
(Bhutto). Evrensel Gazetesi, s.11, 29 Aralık 2007.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=22376
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (23): Mikro-kredicilik üstüne.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 182, 23 Aralık 2007.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=22376
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (22): Vietnam ve Irak. Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 181, 16 Aralık 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=22056
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (21): Asya’da ölmek. Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 180, 9 Aralık 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=21676
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (20): Ana-çizgileriyle Vietnam
ekonomisi. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 179, 2 Aralık 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=21356
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (19): Asyacılık üstüne. Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 178, 25 Kasım 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=20955
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (18): Laiklikleriniz itinayla suistimal
edilir. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 177, 18 Kasım 2007.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=20563
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (17): Kore ve bir yanardöner devlet
başkanı. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 176, 11 Kasım 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=20307
14. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 14
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (16): Dünden bugüne köhne Burma-2.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 175, 4 Kasım 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=19766
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (15): Dünden bugüne köhne Burma-1.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 174, 28 Ekim 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=19392
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (14): Sıcak ülke Çin ve sıcak para
Renminbi (Halkın Parası). Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 173, 21 Ekim
2007.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=19060
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (13): Çin ve Vietnam’da günlük
yaşam... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 172, 14 Ekim 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=18700
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (12): Japonya’da boşta-çalışanlar.
Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 171, 7 Ekim 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=18253
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (11): Meczuplardan devrimci olur
mu... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 170, 30 Eylül 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=17895
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (10): Nepal: Kral, Everest’ten daha
yüksek değildir elbette! Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 169, 23 Eylül
2007. http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=17475
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (9): Asya’da İsacılık ve Budacılık: İki
fırtına arasında kalmak... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 168, 16 Eylül
2007. http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=17083
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (8): Dalai Lama şeriatı ve Budacılık
karanlığı. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 167, 9 Eylül 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=16717
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (7): Barışı düşünürken, kapıları
çalamayan çocukları duyabilmek... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 166, 2
Eylül 2007. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=16307
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (6): 1973 Nobel Barış Ödülü’nü
reddeden Vietnamlı Devrimci ve karşı-orduculuk. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat
Eki, sayı 165, 26 Ağustos 2007. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=15938
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta(5): Sihanuk: Sosyalist prenslikten
karaoke krallığına! Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 164, 19 Ağustos 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=15565
15. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 15
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta(4): Denizlerden, ırmaklardan,
dağlardan konuşmalı... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 163, 12 Ağustos
2007. http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=15214
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta(3): “Şu çılgın Vietnamlılar!” Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 162, 5 Ağustos 2007.
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=14829
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta(2): Asya basınında Türkiye’deki
seçimler ve dahası... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 161, 29 Temmuz
2007. http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=14406
Gezgin, U. B. (2007). Asya-Pasifik’te Bu Hafta(1): Başlarken ne yazmalı? Evrensel
Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 160, 22 Temmuz 2007.
http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=13988
16. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 16
Gezgin, U. B. (2009). Küçük Asya Büyük Asya (1): Kore’den Tayland’a bir
yolculuk... Yeni Harman Dergisi, sayı 133 (Eylül 2009).
Gezgin, U. B. (2009). Küçük Asya Büyük Asya (2): Kısrağın kuyruğundan “kısrak
başı gibi uzanan memleket”e... Yeni Harman Dergisi, sayı 134 (Ekim 2009).
Gezgin, U. B. (2009). Küçük Asya Büyük Asya (3): Dostumun dostu düşmanım(
mı)dır(?) Yeni Harman Dergisi, sayı 135 (Kasım 2009).
Gezgin, U. B. (2009). Küçük Asya Büyük Asya (4): Asya Yüzyılı ve Asya’nın
toplumsal sorunları, Yeni Harman Dergisi, sayı 136 (Aralık 2009).
Gezgin, U. B. (2010). Küçük Asya Büyük Asya (5): 2009’da Çin. Yeni Harman
Dergisi, sayı 137 (Ocak 2010), s.23.
Gezgin, U. B. (2010). Kim’ler geldi Kim’ler geçti. 10 soruda Kuzey Kore. Birgün
Gazetesi, 28 Eylül 2010.
http://www.birgun.net/world_index.php?news_code=1285681964&day=28&month=0
9&year=2010
Gezgin, U.B. (2010). Vietnam’ın gelin ihracatı artıyor… Asiaturk, 5 Ağustos 2010.
http://www.asiaturk.com/vietnam’in-gelin-ihracati-artiyor/
Gezgin, U.B. (2010). Kamboçya’da kim yargılanıyor? Asiaturk, 30 Temmuz 2010.
http://www.asiaturk.com/kambocya’da-kim-yargilaniyor/
Gezgin, U.B. (2010). Vietnam’ın ırmakları Kurbağalıdere’ye dönerken… Asiaturk, 30
Temmuz 2010. http://www.asiaturk.com/vietnam’in-irmaklari-kurbagalidere’ye-
donerken/
Gezgin, U.B. (2010). Güney Kore’de “dayak, cennetten çıkma”. Asiaturk, 28
Temmuz 2010. http://www.asiaturk.com/guney-kore’de-“dayak-cennetten-cikma”/
Gezgin, U.B. (2010). Müzmin hava korsanı. Asiaturk, 27 Temmuz 2010.
http://www.asiaturk.com/muzmin-hava-korsani-ly-tong/
Gezgin, U.B. (2010). Sumocu ahlakı yerlerde sürünüyor.. Asiaturk, 26 Temmuz 2010.
http://www.asiaturk.com/sumocu-ahlaki-yerlerde-surunuyor/
Gezgin, U.B. (2010). Siyam’ın Farang Sadrazamına ilgi artıyor! Asiaturk, 23
Temmuz 2010. http://www.asiaturk.com/siyam’in-farang-sadrazamina-ilgi-artiyor/
Gezgin, U.B. (2010). Vietnam’da ve Ho Çi Min Kenti’nde büyüme. Asiaturk, 20
Temmuz 2010. http://www.asiaturk.com/ho-ho-ho-ci-min/
17. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 17
Asya-Pasifik hattında bir Türk
Ulaş Başar Gezgin, bilişsel bilimler doktorası yapmış ve bir Avustralya
üniversitesinin Vietnam yerleşkesinde iktisat dersleri veriyor, Asya üzerine şehir
planlaması çalışmaları yürütüyor. Aynı zamanda şair olan Gezgin ile yeni çıkacak
kitabı vesilesiyle buluştuk ve çalışmalarını konuştuk.
ÖZGE Ç. DENİZCİ
'Google'a 'Ulaş Başar Gezgin' yazıp 'enter' tuşuna bastığımızda hakkında yazılanları
görünce hayrete düşmüyor değiliz. Çünkü Ulaş Başar Gezgin, bir Avustralya
üniversitesinin Vietnam yerleşkesinde iktisat dersleri vermekte olan ve günlük
Evrensel Gazetesi'ne Asya-Pasifik üstüne köşe yazısı yazan 1978 İstanbul doğumlu,
Darüşşafaka Lisesi mezunu bir genç... Lisans ve yüksek lisans derecesini Boğaziçi
Üniversitesi'nden alan Gezgin, psikoloji eğitimini de tamamladıktan sonra, Tayland'da
fen bilgisi öğretmenliği yaptı. 2006'da ODTÜ Enformatik Enstitüsü'nden bilişsel
bilimler alanında ilk doktora tezini alıp insanbilim alanında ikinci bir doktora için
Yeni Zelanda'ya geçti. Sizi on parmağında on marifet genç bilim insanı Ulaş Başar
Gezgin'le tanıştırmak isteriz.
- Çok renkli bir CV'niz var. Vietnam'da hocalık yapmadan önce neler yaptınız?
2000-2002 yıllarında Boğaziçi'nde iki yıl asistanlık yaptıktan sonra, çeşitli
yükseköğretim kurumlarında; psikoloji, insanbilim, dilbilim ve bilişsel bilimler
alanlarında ders verdim. Son dönem akademik araştırmalarım, 'Asya çalışmaları'
üzerine. İlk kitabım, Octavio Paz'ın İspanyolcadan çevirdiğim 'Kartal Mı Güneş Mi?'
adlı düz yazılmış şiir kitabı. Aynı yıl, öykülerim, Gençlik Kitabevi Ödülü'ne değer
görülüp yayınlandı. Şimdiye dek 9'u e-kitap olmak üzere 15 kitabım yayınlandı.
- Ne tür kitaplar yazdınız?
İngilizce ve Türkçe şiir, opera librettosu, üniversite düzeyinde ders kitabı, İngilizce
makale, deneme, öykü ve çeviri şiir gibi dallarda... Kitaplarıma ve diğer
çalışmalarıma 'http://ulas.teori.org' sayfamdan erişilebilir. Bazı çalışmalarım,
İngilizce, Fransızca, Rusça, Japonca, Vietnamca ve Gürcüce'ye çevrildi.
- ODTÜ'de okudunuz ve sonra Güneydoğu Asya'ya gittiniz. Orada neler
yapıyorsunuz?
Burada iktisat dersleri verip bir yandan şehir plancılığı üstüne çeşitli çalışmalar
yapıyorum. Bu aralar, 1954 öncesi Saygon'dan (bugünkü adı, Ho Çi Min) günümüze
kalan Fransız sömürge dönemi yapılarıyla ilgili bir araştırma yapıyorum. Bu tarihi
yapılar, gökdelenleşmenin baskısı altında yitip gidiyor. Sömürge döneminde Saygon,
Paris'e özenilerek tasarlanıyor. Buradaki opera yapısı ve belediye yapısının aslı,
Paris'te. Kentin tarihsel bölgelerindeki dönüşümü inceliyorum. Bunun dışında, Asya
ülkelerini olabildiğince gezip Asya halklarını ve kentlerini daha yakından tanımaya
çalışıyorum. Geçenlerde Hindistan'a, Laos'a ve Tayland'a geçtim; oralarla ilgili
izlenimlerimi gazeteye yazıyorum.
18. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 18
ŞİİR ÖMRÜN VAZGEÇİLMEZİ
- İlk kitabınız bir şiir çevirisi, kendi şiirlerinizi topladığınız kitaplarınız da var. Şiirle
ilişkinizi anlatır mısınız?
Şiir, benim için ömrün bir vazgeçilmezi. Kimi şiirlerde güncel olaylara şiirle yanıt
vermeye çalışıyorum. Kimilerinde, yaşadıklarımın ve gezdiğim yerlerin kaydını
tutmaya çalışıyorum. Birçok şiirim, haberlerden ve özellikle düşlerimden esinleniyor.
Çok düş görüyorum ve uyandığımda birçoğunu anımsıyorum. O düşler, şiirin
estetiğiyle yoğrularak kurgusal bir nitelik kazanıyorlar.
- Birçok çeviriniz var. Bundan da bahseder misiniz?
Şiir çevirisine özel bir düşkünlüğüm var. Bir şiir, hoşuma gitmişse, çevirmeden
duramıyorum. Türkiye'de Asya şiirinin pek tanınmadığını düşünüyorum. Bu boşluğu
doldurmak adına, elimden geldiğince çabalıyorum. 2007'de Aralık Yayınevi'nden
çıkan 'Asya Yazıları' kitabımda, çeşitli Asyalı şairlerden çevirilerime yer verdim.
- 10 parmağında 10 marifet insanlardan birisiniz. Dünyada anlaşıldığınıza eminiz;
aynı şeyi Türkiye için söyleyebilir miyiz?
Türkiye de dünya da, ticarileşmeden payını aldıkça, daha az anlaşılan bir insan
olduğumu düşünüyorum. Anlaşılmak, biraz da kendini anlatabilmekle ilgili; ancak,
suya sabuna dokunmayan kitapların çoksatar olduğu günümüzde, kendini anlatma
kanalları, neredeyse tümüyle tıkanmış durumda.
19. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 19
Asya-Pasifik’te Bu Hafta (161): Vietnam’ın En Büyük Adasında, Phu Quoc’ta
Dr. Ulaş Başar Gezgin, ulas@teori.org
Phu Quoc (okunuşu, ‘Fu Kuvok’), Vietnam’ın en büyük adası. Phu Quoc’un güney
kumsalları, kimi uluslararası sıralamalarda, dünyanın en el değmemiş kumsallarından
biri olarak anılıyor. Kimisi ise, adayı, Vietnam’ın ‘İnci Adası’ olarak adlandırılıyor.
Ada, ülkenin en büyük adası olsa da, bir kentle oranlandığında küçük olduğundan,
kalacak yer bulmak, başlı başına bir sorun olabiliyor. Özellikle, Vietnam’ın kamusal
dinlencelerinde gidip bir sonraki uçakla geri dönmek zorunda kalınabiliyor.
Phu Quoc’un temel geçim kaynağı, balıkçılık, deniz ürünleri, karabiber ve özellikle
son zamanlarda, gezmenlik (turizm). Adada yükselen bir diğer gelir kaynağı, inci ve
deniz kabuklarından yapılma mücevherler. Ada, dünyanın en iyi balık sosunu
üretiyor. Adadan çıkma kurutulmuş balık ve deniz ürünleri, yurtiçinde de yurtdışında
da biliniyor. Adanın ünlü olduğu bir diğer yönü ise, adaya özgü olan çizgili sırtlı Phu
Quoc köpeği. Bu köpeğin akrabaları, Rodezya’da ve Tayland’da yaşıyor.
Uçaktan inip havaalanı çıkışındaki yolu izliyoruz. Yol boyunca, herhangi bir kentte
görebileceğimiz Vietnam manzaraları sözkonusu: Sokakta bekleyen sabah çorbacıları,
sabah çorbasını yudumlayanlar; bir pazar ortamı, pazar ortamında canlı satılan
tavuklar; kahveciler... Derken bir ırmağa varıyoruz. Bu, Duong Dong Irmağı. Irmağın
kıyısı, derme çatma taşlık bir yol. Irmağın üstünde tahta bir köprü var yine derme
çatma. Bunun, daha sonra, kaldırılabilir bir köprü olduğunu öğreniyoruz. Günün belli
saatlerinde, gemilerin ırmaktan denize açılması ve denizden ırmağın içlerine doğru
gitmesi için kaldırılıyor. Denizi bulduktan sonra bir motosiklet tutuyor; ada turuna
çıkıyoruz.
Altyapıdan nasibini almamış bir ada. Sahil yolu diye bir olay yok. Sahile koşut
geçecek yollar, gelişigüzel yapılmış teneke evlerle tıkanmış durumda. Adanın
yollarının çoğu toprak olduğundan, ada, çiftteker (bisiklet) ve motosiklet sürmek için
uygun değil. Yolun tozu, insanı çileden çıkarıyor. 80 bin nüfuslu adada, ‘kent özeği’
diye bir kavram yok; ada, sıra sıra dizilmiş köylerden oluşuyor. Adada, el değmemiş
birçok kamusal kumsal bulunsa da, burada hiçbir toplumsal hizmetin olmaması, insanı
sıkıyor. Gezmenler, Phu Quoc’u su altı dalışları için yeğliyor. Gerçi, bu açıdan, ada,
Vietnam’daki en pahalı olanakları sunuyor. Ayrıca, adanın birçok kumsalı, lüks
gezmenevlerine (otel) dönüştürülmüş durumda. Buraların oda ücretleri, uçuk.
Vietnam-Amerikan Savaşı sırasında Güney Vietnam’ın bir parçası olan ada,
Vietnamlı savaşçıları hapsetmek ve türlü işkenceden geçirmek için kullanılıyordu.
Cezaevi, bugün de, tarihin bir utanç sayfası olarak ziyaret edilebiliyor. Güzelim
adanın böyle kötü ünlü olması, garip. Adanın cezaevinde, 1973’te 40 bin mahkum
olduğu belirtiliyor. Bugün 80 bin nüfuslu olan adada, eskiden 40 bin tutsak olması da
çarpıcı.
Phu Quoc, Vietnam’a bağlı olmasına karşın Kamboçya’ya çok yakın (15 kilometre
uzaklıkta). Savaş sonrasında, ada, Kızıl Khmerler ile Vietnam Halk Ordusu arasındaki
çatışmalara sahne oluyor. Kızıl Khmerler, Phu Quoc’un Kamboçya ile tarihsel bağı
20. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 20
dolayısıyla, ada üstünde hak iddia ediyor. Birkaç kez adayı alıp Vietnamlılar
tarafından geri püskürtülüyorlar. Bugün adada Khmerlerin izlerine rastlanmıyor.
Adaya yalnızca iki havayolu gidiyor (Vietnam Havayolları ve Air Mekong). Adanın
küçücük bir havaalanı var. Bu, yıllık olarak 248 bin yolcu taşıma gücünde. 2020
yılında, yılda 2.5 milyon; 2030 yılında ise, yılda 7 milyon yolcuyu adaya taşıyacak bir
uluslararası havaalanının yapılması tasarlanıyor. Bunun yapılmasıyla, adanın hızlı bir
gelişim sürecine gireceğine kuşku yok; ancak, aynı zamanda, bu, büyük sorunlara da
yol açacak. 2011’de Vietnam’da yalnızca üç uluslararası havaalanının (Hanoi, Ho Çi
Min Kenti ve Danang) olması da, bu veriyle birlikte dikkat çekici. Ada için düşünülen
bir başka izdüşü (proje) ise, kumarhane. Böylece, yabancı kumarbazları soyup soğana
çevirmek hedefleniyor.
Adada, gezmenliğin gelişiminden önce de çöp sorunu vardı; şimdi de var. Birçok
adalı, çöplerini adayı göbeğinden kesen Duong Dong Irmağı’na atıyor; başkaları da
bu çöpleri toplayıp geri dönüşümle para kazanmaya çalışıyor. Mantık, basit: “Irmağa
atılan, zaten denize gidiyor.” Evden toplamak varken, ırmaktan toplamak garip; belki
de taşıma giderleri dolayısıyla ucuza geliyor. Bu çöpün bir bölümü, evlerden gelirken;
önemli bir bölümü de, kayıklardan ve küçük gemilerden atılıyor. Bu yüzer çöp
atıcıların ikibini bulduğu düşünülürse, 80 bin kişilik adanın çöp açmazı da ortaya
çıkmış oluyor. Ayrıca, balık sosu üreticileri, yapımevleri (fabrikalar), aşevleri vd. de
atıksularını aynı ırmağa boşaltıyor. Bu çöp üretimi ve çöp atış hızıyla, adanın başına
çok çoraplar örülecek. Dahası, yeni izdüşülerle, adanın ormanlık alanlarının canına
okunabilir. Ada, çevre dostu bir biçimde gelişirse, diğer Vietnam adalarına ve
gezmenlik kentlerine örnek olacak. Olmazsa, çevreye de insana da zarar...
Uluslararası havaalanının yapımıyla, adayı ziyaret edenlerin sayısının artacak olması,
daha çok yapı ve yol anlamına geliyor. Ada, toprak yollardan kurtulursa, bu, kamu
sağlığı açısından bir ilerlemedir. Ancak, yapılaşma, bugünkü gibi düzensiz bir
biçimde sürerse, 10 yıl sonra bu adanın Phu Quoc olduğuna bin tanık gerekecek...
21. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 21
Asya-Pasifik’te Bu Hafta (160): Vietnam’ın Sürdürülebilir Kalkınması
(1)
Vietnam’ın süreklilik kazanmış kalkınması, sürdürülebilirlik tartışmalarını da yanında
getiriyor. 2008’le birlikte dünya tutumyapıları (ekonomi) daralırken, Vietnam
tutumyapısı, genişlemeyi sürdürdü. Vietnam, birçok Asya ülkesinde olduğu gibi bir
dışasatım (ihracat) toplumu. Vietnam üretiyor, diğer ülkelere satıyor. 2008
Tutumyapısal/Akçal (Ekonomik/Finansal) Bunalımı öncesinde, Vietnam’ın Toplam
Yerel Geliri’nin (TYG, Gayrısafi Yurtiçi Hasıla) % 80’e yakını, dışasatımdan
geliyordu. Bunalım sonrasında bu oran, yine de, % 70 dolaylarında geziniyor. Soru
şu: Dışasatım tabanlı kalkınma ne kadar sürebilir? Dışasatım tabanlı kalkınma,
küresel iniş-çıkışlardan aşırı etkileniyor. Müşteri ülkeler, harcayamaz duruma
geldiğinde, bu tür kalkınmanın üstüne kara bulutlar çöküyor. Bir diğer dışasatım
toplumu olarak bilinen Almanya’da bile, dışasatımın TYG’deki oranı, % 50’yi
bulmuyor. Hele Çin’de bu oran, % 40. Diğer bir deyişle, Vietnam, Almanya’dan ve
Çin’den daha dışasatımcı bir toplum. ABD’de bu oran, % 10’u bulmuyor. ABD,
kökleşik (klasik) bir tüketim toplumu. Dünyanın toplam üretiminde ise, dışasatım, %
20-25 dolaylarında. Gerçi, bu sözün kendisi, gülünç: ‘Dünyanın dışasatımı’ diye bir
olay yok gerçekte. Mars’la ya da başka gezegenlerle, gezegenimiz Dünya’nın alım-
satım ilişkileri bulunmuyor. Bu oran, dünyanın her bir ülkesinin dışasatımının
toplamının, her bir ülkenin toplam üretimine bölünmesinden ortaya çıkıyor.
Vietnam’ın TYG’siyle dıştanalımları (ithalat) oranlandığında ise, ilginç bir resim
ortaya çıkıyor. Vietnam, dünyanın en fazla dıştanalıma dayalı ülkelerinden. Bunalım
öncesi % 90’ları gören bu oran, bunalım sonrasında % 80 dolaylarında geziniyor. Bu
düşüş, Vietnam’ın dıştan aldıklarını, dışarıya satmak için ürettiklerini üretmek
amacıyla kullanmasına bağlanabilir. Bunalımla birlikte, küresel müşterilerde cepler
delinince, Vietnam’ın dışasatım amaçlı üretimi de düşüyor. TYG içinde dışasatım
oranı yüksek olan Vietnam’ın tersine, dünya genelinde, bu oran, % 20-30;
Almanya’da % 35-40; Çin’de % 20-25; Avustralya’da % 20 ve ABD’de % 15-20
aralığında.
Vietnam’ın dışasatımının ve dıştanalımının tarihsel niteliğine değinilebilir. 1986
kararlarıyla, karma tutumyapı kipçiğini (model) benimseyip Çin’deki gibi yabancı
sermayeye yönelik olarak ‘açık kapı’ siyasası güden Vietnam’da, 1980’ler sonundan
başlayarak, dışasatımlarda da dıştanalımlarda da sıçrama görülüyor. Bunda şaşırtıcı
bir yan yok. Ancak, bir yandan, bu dıştanalımların bir bölümünün lüks ürünler olduğu
düşünüldüğünde, bunun bütçe açığına doğru yol almak anlamına geldiğini belirtmekte
yarar var. Vietnam’ın kalkınmasından kazançlı çıkanlar, lüks tüketime yöneliyor.
Peki Vietnam’ın dışasatım ürünleri neler? Vietnam, dışarıya, genel olarak, ‘birincil
kesim’ olarak adlandırılan doğa ve tarım ürünleri ve maden türü ürünler satıyor. En
başta, pirinç, kahve, kauçuk, kömür, denizürünleri ve balık, ormancılık ürünleri ve
meyve, Vietnam’ın dışasatım ürünleri. Bunun dışında, ham yeryağı (petrol) ve giyim
ürünleri de, Vietnam’ın dışa sattığı ürünlerden. Vietnam’ın dıştan aldıkları ise, daha
önce belirtildiği gibi, çoğunlukla, dışa satılan ürünleri üretmek için gerekli olan
ürünlerden oluşuyor. Bunlar, yeryağı ürünleri, çelik, gübre, elektronik ürünler ve
makine, araç-gereç vb. Yeni-serbestçi bakış, dıştanalım-yerineci (ithal-ikameci)
22. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 22
kipçiği, “yerli şirketleri tembelleştiriyor” diyerek kötüleyip onu tümüyle uygulamadan
silmeye çalışırken, Vietnam’ın bu dıştanalım-dışasatım içeriği, bu kipçiğin
gerekliliğini bir kez daha gösteriyor. Vietnam’ın yeryağı var; ama yakın döneme dek,
ülkenin, yeryağını işleyecek arıtımevleri (rafineri) bulunmuyordu. Vietnam, ham
yeryağını, işlenmesi için dışarıya satıp işlenmiş yeryağını daha pahalıya geri alıyordu.
Arıtımevlerinin işe koşulmasıyla birlikte, bu bağımlılık, yavaş yavaş azalıyor; ancak
tümüyle ortadan kalkmış değil. İkincisi, bir ülke, çeliği dışarıdan alıyorsa, onu kendisi
üretemiyor demektir. Böyle bir kalkınma, uzun süremez. Gübrenin Vietnam’ın
dıştanalım öğelerinden biri olması ise, insanı şaşırtıyor. Dışasatımı çoğunlukla doğa
ürünleri olan bir tarım toplumunun, gübreyi dışarıdan alması, garip. Elbette, alınan
gübreler, son kılgıbilim (teknoloji) harikaları olan, yüksek verim sağlayan türden.
Yine de, bir tarım ülkesinin, bu tür verimli gübrelerin üretimini üstleniyor olması
beklenirdi. Kaldı ki, gübrelerin yarattığı kirlilik, kalkınmanın çevresel boyutunu allak
bullak ediyor. Son olarak, Vietnam’ın büyük çaplı elektronik üretimi ve makine
üretimi bulunmuyor. Bu, büyük eksiklik.
Vietnam’ın nüfusu, 1999’da, yaklaşık olarak, bir üçgen biçimindeydi. Diğer bir
deyişle, en küçük yaşlar, nüfusta en büyük oranlarda; en büyük yaşlar ise, nüfusta en
küçük oranlarda idi. 2009’da ise, 15 yaş altında daralma görülüyor. Ülkede, genç
nüfus oranı, azalıyor. En yüksek yaşlardakilerin oranı ise, yıllar geçtikçe, sağlık
koşullarının iyileşmesiyle birlikte, artıyor. Vietnam, düşen genç nüfus oranı
dolayısıyla, yakın dönemde olmasa da, orta dönemde, bir genç işgücü açığı
yaşayacak.
23. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 23
(2)
Vietnam’ın genç nüfusundaki azalma, kadın başına düşen çocuk oranında da belirgin
bir biçimde görülüyor. Vietnam, yakın dönemlere dek, tarım ağırlıklı bir toplum
olarak, soyakların (aile) çok çocuklu olduğu bir nitelik taşıyordu. Oysa, 2009’da,
kadın başına düşen çocuk sayısı, 2.03. Bu, nüfusbilimciler tarafından, ‘nüfus düşüşü’
olarak adlandırılabilecek bir durum. Nüfusbilimde, bir önceki kuşağı yenileme sayısı,
2.1 olarak alınıyor. Her kadına düşen iki çocuktan biri, anneyi; bir diğeri, babayı
yenilemiş oluyor. 0.1 ise, çocukların üreme çağına gelmeden önce ölmeleri olasılığına
karşılık geliyor. Eşeysellik (cinsiyet) dağılımına bakıldığında, 65 yaş üstünde, kadın
oranının çok yüksek olduğu görülüyor. Bu, bir yandan, kadınların daha uzun
yaşamasıyla ilişkili; diğer yandan ise, Vietnam-Amerikan Savaşı’nda daha çok
erkeğin ölmesinden ileri geliyor. Bilindiği gibi, savaş, 1975’te bitti. Savaşın son
yıllarında ya da savaşın hemen sonrasında doğan kuşakta, kadın-erkek oranı, yaklaşık
olarak eşitleniyor. 0-19 yaş kuşağında ise, erkeklerin sayısı, kızların sayısından daha
çok. Bu, toplumsalcı (sosyalist) düzenden geriye dönüşlerle birlikte, Kongcu
(Konfüçyüsçü) ataerkilliğin çeşitli öğelerinin dönüşüne bağlanabilir. Vietnamlı
soyaklar, erkek çocuk istiyor, “soyu(m) yürüsün” diyerek. Bu erkek fazlasının ve kız
açığının, ileride çeşitli toplumsal sorunlara yol açması bekleniyor. Evlenemeyen ya da
bir kız arkadaşı olmayan erkeklerin toplumsal bağlarının daha zayıf olması
dolayısıyla, suça daha eğilimli oldukları öne sürülüyor.
Vietnam’da, doğurganlık oranında, diğer birçok ülkede de görüldüğü gibi, kırla kent
arasındaki uçurumun derinleştiği gözlemleniyor. Köylülerin daha çok çocuğu var;
kentleşmeyle birlikte, doğurganlık oranı düşüyor. Kır-kent uçurumunda bir diğer öğe,
işgücünün çalıştığı kesim. 1999’da Vietnam’ın işgücünün % 69’u, tarım, ormancılık
ve balıkçılık kesiminde idi. Elbette, bu işgücünün çoğu, kırsal kesimde yaşıyor(du).
2009’da ise, bu oran, % 54’e düşmüş durumda. Bu düşüş, bir yandan, bu birincil
kesimin makineleşmesiyle, bir yandan da, kırdan kente göçle ilgili. İşleyim (endüstri)
ve inşaat ile hizmet kesimleri, işgücünü arttıran kesimler. Ülkenin her yanı, inşaatla
dolu. Diğer birçok ülkede olduğu gibi, işgücünün iş kesimlerine dağılımında, bölgesel
farklar bulunuyor. Birincil kesim, en yoğun olarak, dağlık bölgelerde iş olanağı
sağlarken; bu kesimde en az işgücünün yer aldığı bölge, Ho Çi Min Kenti’nin de yer
aldığı Güneydoğu Vietnam bölgesi.
Yaşam koşullarının saptanması açısından, elektriğe ve suya erişim ve sağlıklı
ayakyolları (tuvalet), önemli göstergeler. Vietnam’da, 1999’da, elektriğe erişimi olan
haneler, % 78 iken, 2009’da, % 96. Bu açıdan, kır-kent uçurumunun zamanla
daraldığı görülüyor. 1999’da kentsel hanelerin % 96’sının elektriği varken, kırsal
kesimde bu oran, % 72 idi. 2009’da ise, kentsel hanelerin yaklaşık tümünün ve kırsal
hanelerin % 95’inin elektriğe erişimi var. Bu sayılar, ilk başta, çok olumlu
görünebilir. Oysa, burada, iki sorun var: Hesaplar, yalnızca kayıtlı olan haneleri
içeriyor. Oysa, kırdan kente göçle birlikte, Vietnam kentlerinde gecekondulaşma,
yaygınlaşıyor. Bunların bir bölümünün elektriği yok iken; bir diğer bölümü, elektrik
kaçırıyor. İkincisi, halkın çoğunluğunun elektriğe kavuşması, onların yaşam
koşullarını iyileştirmekte etkili olsa da, aynı zamanda, ülkedeki enerji aranımını
(talep) arttırarak, başka sorunlara yol açıyor. Nedir bu sorunlar? Bir kere, bu artış,
yönetimi, ucuz enerji kaynakları bulmaya itiyor. Bu itişin kurbanları, dereler. HESler,
24. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 24
Vietnam’da gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Dahası, nükleer enerji üretimi için çalışmalar,
Japonya’da onca yıkım olmamışmış gibi, sürüyor.
Suya erişime baktığımızda, bambaşka bir resim görüyoruz: 1999’da toplam nüfusun
yalnızca % 13’ü, genel ağa bağlı borulardan su alıyordu. Bu oran, 2009’da % 26’ya
çıkıyor. 1999’da kentlilerin % 47’si ve köylülerin % 2’si, borudan gelen suyu
kullanıyor. 2009’da bu oran, % 64 ve % 9. Vietnam’da, kırda da kentte de kuyuculuk
yaygın. 1999’da toplam hanelerin % 55’inin; 2009’da ise, % 49’unun kuyu suyu
kullandığı görülüyor. Bu oran, şaşırtıcı olmayacak biçimde, 1999’da da (% 42 ve %
30), 2009’da da (% 59 ve % 58), kırsal kesimde, kentlerden daha yüksek. Bu yüksek
kuyu suyu kullanımının daha sonra ülkenin başına bela ettiği sorunlar şunlar: Yeraltı
sularının kuyular açılarak, eşgüdümsüz (koordinesiz) biçimde kullanılması
dolayısıyla, yollar çökebiliyor ve su seviyesinin değişmesiyle, tuzlu su, ekim
alanlarına girerek, tarlaların tarım için kullanılamaz duruma gelmesine neden oluyor.
Ayrıca, yeraltı suları, kimi noktalarda atıksuların karışmasıyla, sağlıksız bir niteliğe
bürünüyorlar. Kuyu sularının niteliği ve insan sağlığına etkileri, yeterince incelenmiş
değil. Üçüncü gösterge olan sağlıklı ayakyolları, yine gecekonduların hesaplamalarda
ne biçimde yer aldığıyla ilgili olarak çeşitli biçimlerde değerlendirilebilir. Sağlıklı
ayakyolları, kamu sağlığı için çok önemli. Bunların yaygınlaşması, yalnızca yaşam
koşullarını geliştirmiyor; insan ömrünü de uzatıyor.
25. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 25
(3)
Vietnam’da beyaz eşyaya sahip hane oranı, gün geçtikçe artıyor. 2009 sayılarına göre,
toplam hane sayısının % 46’sının sabit-hat sesleği (telefon) var. Bu oran, kentlerde %
62, kırsal kesimde ise, % 39. Sabit hat aramalar, daha ucuz; ancak, sabit-hat seslek
altyapısı, tüm kırsal kesime gitmiş değil. Sabit-hat yerine, cep sesleği
yaygınlaşıyor.Vietnam’da hanelerin yalnızca % 14’ünde bilgisayar var. Bu oran,
kentlerde, % 32; kırsal kesimde ise, % 5. Burada yine, bir kır-kent uçurumu
gözlemleniyor. Hanelerin % 15’inde, çamaşır makinesi var. Çamaşır makinesi,
Vietnam için yeni bir olgu ve yoksul çoğunluk için bir lüks. Bu oran, kentlerde % 36;
kırsal kesimde ise, % 6. Geleneksel toplumda, çamaşırı kadınların yıkadığı
düşünüldüğünde, bu oranın düşüklüğü ile kadın-erkek eşitliği (daha doğrusu,
eşitsizliği) arasındaki ilişki, incelemeye değer bir konu. Buzdolabı ve ısıdüşürür
(klima, havalandırma), özellikle Vietnam’ın güneyi açısından, önemli; çünkü bu
bölge, 4 mevsim yaz yaşıyor. Buzdolabına sahip hane oranına baktığımızda, bunun,
kentlerde % 57 ve kırsal kesimde % 20 olmak üzere, toplamda % 32 oranında
olduğunu görüyoruz. Elimizde, güneye özel veri olmamakla birlikte, bu oranın
düşüklüğü dikkat çekiyor. Soğukta tutulması gerekenler, birçok hanede gölgede
tutuluyor. Ayrıca, bu buzdolabı azlığı, buzculuk gibi bir iş alanına yaşama olanağı
sağlıyor. Ülkede, özellikle güneyde, buz kalıbı satışı yaygın. Vietnam’ın pazarlarında,
et satımı, bu açıdan, sağlık sorunları doğurabilecek nitelikte. Et, sıcakta, açıkta
satılıyor. Toplumun, sıcağa geleneksel çözümleri var; ancak, bunların tümüyle sağlıklı
olduğunu söylemek zor.
Isıdüşürür konusuna gelince, Vietnam’da hanelerin yalnızca % 6’sının ısıdüşürür
kullandığını görüyoruz. Bu oran, kentlerde % 16; kırsal kesimde ise % 1. Isıdüşürürün
çok çeşitli zararları bulunmakta. Bir kere, hane halkı, ısıdüşürür için harcanan aşırı
elektriği ödemek durumunda. İkincisi, ısıdüşürürlerin yaygınlaşması, elektrik
tüketimini arttırarak, enerji bunalımına yol açıyor. Üçüncüsü, ısıdüşürür kullanımı,
üretime yönelik bir elektrik tüketimi olmadığından, elektriğin verimsiz kullanımı
anlamına geliyor. Dördüncüsü, ısıdüşürürlerin yaydığı ısı, kentin yapılarının yoğun
olduğu yerlerde, küçük çapta sıcaklık artışına neden oluyor. Yeni yapılan
toplukonutlarda ve yüksekkonutlarda mutlaka ısıdüşürür yer alıyor. Tüketim
örüntüleri, mimarlığı da belirliyor. Peki, ısıdüşürürü hanelerin toplamda yalnızca %
6’sı kullanıyorsa, diğerleri ne yapıyor? Estireç (vantilatör, dönerge) ya da doğal
havalandırma kullanıyorlar. Vietnam’ın geleneksel mimarlığında, evin doğal olarak
havalandırılabilmesi için, çatı altında boşluklar bırakılıyordu. Artık, ‘çağdaş’laşma,
‘batı’lılaşma vb. ile birlikte, “boşluksuz bir mimarlık” etkili.
Vietnam, dünyada en çok motosiklete sahip 3. ülke. Vietnam’dan önce, Çin ve
Hindistan geliyor. Ancak, Çin ve Hindistan’ın 1 milyarı aşan nüfusları var. Oysa,
Vietnam’ın nüfusu, 86 milyon. Vietnam, dünyada kişi başına en çok motosiklet düşen
ülke. Ülkede, kayıtlı olan, 24 milyondan fazla motosiklet var. Ülkenin en kalabalık
kenti olan Ho Çi Min Kenti’nde, 10 milyonluk kent nüfusuna 4 milyondan fazla
motosiklet düşüyor. Dolayısıyla, dünyanın neredeyse tüm ülkelerinin tersine, Vietnam
yollarında, arabalar, azınlık ve motosikletler, çoğunluk. Bu motosiklet çokluğu, çevre
sorunları ve enerji verimliliği tartışmalarını getiriyor. Motosikletler, arabalara göre
daha az enerji harcıyor. Ayrıca, daha esnekler; yalnızca çifttekerlerin (bisiklet)
girebileceği kadar dar olan geleneksel sokaklara arabalar giremiyor, ama motosikletler
26. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 26
girebiliyor. Motosikletler için durgu (park) yeri, ciddi bir sorun değil; daha az yer
kaplıyorlar. Arabalar ise, özellikle kentlerin göbeğinde, durgu yeri sorunu
yaratıyorlar. Motosikletlerin çoğunluk olduğu yollarda, trafik, arabaların çoğunluk
olduğu yollara göre daha hızlı akıyor. Ancak, toplutaşıma ile karşılaştırıldığında,
motosiklet, enerji verimliliğinde o kadar başarılı değil. Ülkede, toplutaşımanın
geliştirilmesi gerekiyor. Ek olarak, motosikletleşmeyle birlikte, hava kirliliği, belli
bölgelerde yoğunlaşmış oluyor. Bu, sağlığa zararlı. Ayrıca, motosikletleşme, ülkenin
seçenek enerji kullanımını özendirmek yerine, yeryağına (petrol) bağımlılığını
pekiştirmiş oluyor.
Kentleşme verilerine bakıldığında ise, sürdürülebilirlikle ilgili çeşitli öğeler göze
çarpıyor: Kırsal kesimde doğurganlık oranı, kenttekine göre daha yüksek olsa da;
kırsal nüfustaki büyüme, kente göç dolayısıyla, düşük düzeyde seyrediyor. Yerel
göçmenler, iş bulma umuduyla, kentlere akın ediyor. Öte yandan, 86 milyon nüfuslu
ülkede, 10 milyon nüfuslu Ho Çi Min Kenti ve 6.5 milyon nüfuslu başkent Hanoi
dışında, 3 milyonun üstünde olan kent bulunmuyor. 1979’da ve 1989’da ülke
nüfusunun % 19’u kentliyken, bu oran, 1999’da % 24’e ve 2009’da % 30’a fırlıyor.
Kentleşme oranlarına, bölgeler düzeyinde bakıldığında, diğer birçok ülkede olduğu
gibi, dengesizlikler gözlemleniyor. Vietnam’ın güneydoğusu, % 57 düzeyindeki
kentleşme ile en kentli bölgeyken; Kuzey Vietnam’ın dağlık bölgelerinde, bu oran, %
16. Vietnam’ın da bir ‘güneydoğu sorunu’ var.
27. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 27
(4)
Vietnam’ın kalkınmasının sürdürülebilirliğinin çevresel boyutuna bakıldığında, birçok
sorunla karşılaşılıyor: Bir kere, Vietnam, dünyada, iklim değişikliğinden en çok zarar
görecek ülkelerden biri olarak değerlendiriliyor. Ho Çi Min Kenti, düşük yüzeyli bir
kent. Deniz düzeyinin 1 metre yükselmesiyle, 500 yapımevinin (fabrika) ve 16
işleyim (sanayi) bölgesinin sular altında kalacağı hesaplanıyor. Kentin, iklim
değişikliği ile başa çıkmak için, 1 milyar Dolar gibi uçuk bir harcama yapması
gerektiği belirtiliyor. Mekong Çatalağzı’nın (delta) % 90’ının sular altında
kalabileceği öngörülüyor. Mekong, Vietnam için, gengüdümsel (stratejik) öneme
sahip; çünkü ülkedeki pirinç üretiminin yarısı, meyve üretiminin % 70’i ve pirinç
dışasatımının % 90’ı, Mekong’da gerçekleştiriliyor. Çatalağzın sular altında
kalmasıyla, yaklaşık 8.5 milyon Mekonglu’nun evsiz kalacağı ileri sürülüyor. Mekong
Çatalağzı, dünyada, iklim değişikliğinden en kötü etkilenecek 3 çatalağızdan biri.
Öte yandan, çevre düzenlemelerinin çiğnendiği örnekler yaygınlaşıyor. Bu
çiğneyişlerle birlikte, çevre kirliliği de, katlanarak artıyor. Bu örneklerin beşte birinde,
arındırılmamış atıksu ya da atık gaz sözkonusu; bir diğer beşte biri, çevreye zarar
veren madencilik etkinlikleriyle ilgili. Zehirli atıksuların gizli yeraltı borularıyla nehre
akıtılması, sıklıkla gerçekleşiyor. Vietnam’da çevre düzenlemeleri, yatırımcıyı
korkutup kaçırtmamak için gevşek tutuluyor. Çevre Etki Değerlendirmeleri var
olmasına var; ancak, bunlar, daha önceki izdüşülerden (proje) kes/yapıştır yapılıyor ve
kağıt üstünde kalıyor. Çöplükler, ağzına kadar dolmuş durumda. Kereste mafyası ise,
bir yandan, orman kıyımı gerçekleştiriyor ve kıyımları engellemeye çalışan
ormancıların üstüne adamlarını yolluyor.
Vietnam için, su yönetimi, ciddi bir sorun. Vietnam’ın güneyinde, yılın yarısı, yağış
mevsimi; diğer yarısı ise, kuru mevsim. Yağış mevsiminde, heryeri sular seller
götürüyor. Kentlerde su taşkını, yaygın. Bu yağmur suları, toplanıp kuru mevsimde
kullanılabilecekken, bu, yapılmıyor. Su taşkınlarında, bu yağmur sularının lağımlara
karışmasıyla, bulaşıcı hastalık tehlikesi başgösteriyor. Ayrıca, ırmakların kanalları,
kentleşme nedeniyle tıkandığından, yağmur suyunun gidebilecek bir yeri yok. Dahası,
Vietnam’da kentlerin altyapısı, daha düşük bir nüfus için tasarlandığından, altyapı, bu
kadar çok ve yoğun yerleşimi kaldıramıyor. Daha önce belirtildiği gibi, kuyu suyu
kullanımı nedeniyle, yeraltı suları azalıyor; bu, kimi durumlarda, yolların çöküşüne
neden oluyor. İçme suyu amacıyla yararlanılan ırmakların atıksular ve katı atıklar
nedeniyle hızla kullanılamaz duruma geldiği düşünüldüğünde, Vietnam’da, yakın
gelecekte, suyun, arıtma giderleri dolayısıyla pahalılanması beklenebilir.
Çevresel açıdan diğer bir konu, yeşil alanların giderek azalması. Ormanlar, kıyıma
uğratılırken, kentlerde yeşil alanlar, konutlaşma ve özellikle gökdelenleşme tehdidiyle
karşı karşıya. Başkent Hanoi’da, ülkenin toplumsalcı (sosyalist) döneminde
elbirliğiyle oluşturulmuş olan Lenin heykelli Lenin Gezeneği (park), o elbirliğinde yer
almış ve gezeneği hâlâ sabah sporu için kullanan yaşlı kuşak sayesinde, bol yıldızlı bir
gezmenevine (otel) çevrilmekten zor kurtuldu. Ülkede, bu türden, sonu, bu örneğin
tersine, halk için mutlu bitmeyen çeşitli örnekler bulunuyor. Kentlerin sürdürülebilir
kalkınmayla ilintili bir diğer sorunu, trafik keşmekeşi.
28. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 28
Peki tüm bu sorunları çözmek için neler yapılıyor? Bir kere, ‘sürdürülebilirlik üçgeni’
olarak adlandırılan kipçiğin (model) üç köşesi, birçok durumda, birbiriyle çelişiyor.
Bu köşeler, çevresel yön, toplumsal yön ve tutumyapısal (ekonomik) yön. Örneğin,
Vietnam’da, 2011’de, Güneydoğu Asya’nın en büyük HES’i açıldı. Bu, enerji
sorununu belli bir oranda çözüyor; ancak, çevresel yıkımlara yol açıyor. Öte yandan,
bu üç köşenin çelişmediği örnekler bulunuyor: Vietnam, deniz seviyesi açısından
dertli olan Hollanda’yla birlikte, aynı sorunu yaşadığı için, çeşitli ortak çalışmalar
yürütüyor.
Tüm bu sürdürülebilirlik tartışmalarını bir sonuca bağlamak zor. Ancak, en azından şu
söylenebilir: Vietnam, temel başarı göstergesi olarak, önüne, Toplam Yerel Üretimi
(Gayrisafi Milli Hasıla) koymuş durumda. Irmaklar kirlenirken, temel yaklaşım, şu
biçimde: “Biz yoksul bir ülkeyiz. Önce kalkınacağız; ondan sonra çevre sorunlarını
çözecek paramız olacak. Çevre sorunlarını ancak zengin olunca çözebiliriz”. Oysa bu
yaklaşım, ileride, ülkeyi daha çok zarara uğratacak. Önce kirletip sonra temizlemek
için uğraşmak yerine, baştan temiz üretime geçmek, yalnız daha mantıklı değil; aynı
zamanda, daha düşük bir gidere karşılık geliyor. Üstelik, kimi doğal kaynaklar,
yenilenebilir değil. “Şimdi bu kaynakları tüketip zengin bir ülke olalım; ondan sonra
yenisi gelir” biçimindeki düşünce, gerçekdışı. Vietnam’ın kalkınması sürdürülebilir
mi bilinmez; belki ülkeyi yönetenler, tüm bu sorunların farkına varıp kapsamlı
önlemler alırlar. Ancak onlar bu kapsamlı önlemleri alana dek, bu kalkınmanın
sürdürülebilirliği tartışmasının süreceğine kuşku yok.
(bitti)
29. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 29
Asya-Pasifik’te Bu Hafta (159): Hindistan Gazetelerinde Neler Yazıyor?
(1)
Hindistan, çokça toplumsal sorunu olan bir ülke. Bu nedenle, gazeteler, konu
bulmakta zorluk çekmiyor. Bu konulardan örnekler sıralayalım:
- Gecekondu yıkımları baş köşede. Hindistan’ın gecekonduluları, yıkım ekiplerine
karşı büyük direniş gösteriyor. Gecekonduları başlarına yıkıldıktan sonra onlara
önerilen çözüm, ülkenin milyonlarca sokakta-yatarının arasına katılmak. Ülkenin
çeşitli bölgelerinde birçok kabile yaşıyor. Bunları yerinden yurdundan eden ya da
edecek olan enerji, yapı vb. izdüşüleri (proje), gündemde. Halk Hareketleri Ulusal
Birliği gibi örgütler, bu tür izdüşülere karşı çıkıyor. Çalışmaları arasında, ‘madencilik
yapılması sakıncalı yeşil alan’ gibi sınıflandırmaları yasalaştırma çabaları da var.
Onların görüşlerine ve eylemlerine, gazetelerden ulaşılabiliyor. Öte yandan, aynı
gazetelerde, zenginler için tasarlanmış evlerin tanıtımları da var. Hindistan’da birçok
Generk Dışı Örgüt (NGO) var. Bunlar, ülkede toplumsal koşulların iyileştirilmesi için
önemli adımlar atıyor atmasına; ancak, bu adımlar, yoksulların dev sayısı (844
milyon) hesaba katıldığında, devede kulak kalıyor; bir yandan da, ülkenin
zenginlerinin vicdanlarını rahatlatma aracı olduğu için eleştiriliyor.
- Çeşitli dinlerden insanların çatışmaları, gazetelerde sık görülen haberlerden. Kimi
yazarlar, ülkede Muhammedci, İsacı vd. olmanın zorluklarını işliyor. Bununla
bağlantılı olarak, Keşmir sorunu, diğer bir gündem maddesi. Keşmir’de insan hakları
çiğneyimleri, yaygın. Köşe yazılarında, “Gandhi yaşasaydı, bu din kavgaları olmazdı”
biçimindeki çeşitli özlemler dile getiriliyor. Öte yandan, Yüz Defteri’nde (Facebook),
“Gandhi’den nefret ediyorum” başlığı altında, Gandhi’ye hakaret edildiği savıyla,
kullanıcılara dava açılması sözkonusu. Hindistan’da çokça Muhammedci yaşadığı
için, Muhammedci ülkelerde olan bitenler, Hint gazetelerinde kendilerine yer buluyor.
Hint polisinin dinler ve kastlar karşısında yanlı davrandığı örnekler, kimi zaman ilk
sayfadan veriliyor. İşkence, yaygın. Hindistan’a yönelik Muhammedci-kökenli
saldırılar dolayısıyla, ülkede Muhammedciler üstünde baskı var. Öte yandan, olumlu
sayılabilecek tek tük gelişme de var. Örneğin, bir davada, mahkeme, ifadeleri, işkence
altında alınmış olabileceği gerekçesiyle reddediyor ve örgüt üyeliğini, üye, şiddete
başvurmadığı sürece suç saymıyor! (The Times of India haberi.)
- Çok çeşitli kadın sorunları, hergün ülkenin kara bir resmini çekiyor: Gazetelerde sık
sık toplu tecavüz haberleri çıkıyor. Issız trenlerde tecavüz, olağan bir olay. Kimi
tecavüz olaylarında, polis soruşturmasında ihmal de var. Bunun dışında, eviçi şiddet
ve evlilikle ilgili sorunlar, yaygın.
- Siyasetçi-mafya-iş insanı ilişkisi de, bir diğer yaygın konu. Örneğin, yeryağının
(petrol) dağıtımını mafya yapıyor. Duraklara (istasyon) dağıtım yapılmadan, kendi
paylarını alıyorlar. Bunların tekerine çomak soktuğu için öldürülenler var. Birçok
yeryağı durağında, yeryağına su katılıyor. Yeryağı kaçakçılığı da yaygın. Mafya,
Hindistan’da ucuz olan yeryağını toplayıp komşu ülkelere satıyor.
- Hint gazetelerinde, ‘sürekli düşman’ Pakistan’la ilgili birçok olumsuz haber çıkıyor.
Pakistan’ın nükleer silahlarına dikkat çekiliyor (sanki Hindistan’ın nükleer silahları
yokmuş gibi).
- Gazetelerde, arada bir, eski düşman Çin’e yönelik hayranlık duyguları dile
getiriliyor. İki en kalabalık ülkeyi karşılaştırdığımızda, Çin, daha iyi durumda.
Hindistan’da daha çok özgürlük var; ancak, daha çok evsizlik, yoksulluk, açlık da var.
30. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 30
Kimi Hintli yazarlar, “biz çok konuşup az iş yaparken; Çinliler, az konuşup çok iş
yapıyor” diyor.
- Hint gazetelerinin tutumbilim (ekonomi) sayfalarında, bilişim kılgıbilgileri
(teknoloji) ve elektronik kesimleri ile ilgili bolca haber çıkıyor.
- Hint gazetelerinde, şaşırtıcı olmayan bir biçimde, Bolivud ünlülerine (ve yabancı
ünlülere) çok yer veriliyor. Neyse ki, özellikle, son dönemde, alsatçı sanatı ve tabuları
sorgulayan genç bir Hintli sanatçı kuşağı ortaya çıkıyor. Bunlar, din başta olmak
üzere birçok konuya eleştirel yaklaşımlar sergiliyor. Bir önceki kuşaktan olan
yönetmen Deepa Mehta (1950 doğumlu), geleneksel Hint toplumuna yönelik eleştiri
oklarıyla dolu izitleri (film) dolayısıyla, Hindu tutuculardan büyük tepki topluyor.
Mehta’nın yapıtlarını gösteren izitevlerine (sinema) saldırılar düzenleniyor. Mehta’nın
izitleri, sırf bu nedenle bile, izlenmeye değer. Delhi’de pazar günleri yayınlanan The
Sunday Guardian ve haftalık olarak yayınlanıp ücretsiz olarak dağıtılan Delhi Diary
Dergisi, sanat haberlerini ve etkinlikleri izlemek için yararlı. Bu iki yayın, Delhi’de
birçok sanat etkinliği olduğunu gösteriyor.
- Gazetelerde, bolca özel üniversite duyurusu var. Öte yandan, öğrenciler, paralı
eğitimi protesto etmek üzere başkentte gösteri yapıyorlar. Öğrenciler, okullarda
katılımcı elerki (demokrasi) istiyor ve ülkede zorunlu, parasız eğitimin 18 yaşa dek
sağlanması gerektiğini savunuyorlar.
- Gandhi’nin ölüm yıldönümünde, çeşitli bakanlıklar, gazetelerde tam sayfa ya da
yarım sayfa Gandhi resimleri yayınlattırıyor.
31. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 31
(2)
- Gazetelere yansıdığı kadarıyla, Hint gençlerine göre, ülkenin en büyük sorunları,
sırasıyla şöyle: Rüşvet, sınırdışından gelen saldırılar (Pakistan ve önceki dönemde, Sri
Lanka), küresel ısınma, nüfus, kötü eğitim düzeni, yoksulluk, yaşam pahalılığı, altyapı
eksikliği, kötü sağlık düzeni, girişimci ruhun yokluğu (!). Bu gençlerin orta sınıftan
geldiği belli oluyor; çünkü dünyanın en yüksek sayıdaki yoksuluna sahip ülkede,
Pakistan’ın ve küresel ısınmanın daha önemli sorunlar olarak görülmesi, mantıklı
değil.
- Ülkenin birçok bölgesinde, Maocu hareket, güçlü. Gazetelerde, hareketle ilgili çeşitli
haberler ve yorumlar çıkıyor. Maoculara yardımcı olduğu gerekçesiyle hapiste tutulan
insan hakları eylemcisi Dr. Binayak Sen’e destek amacıyla yapılan etkinlikler, kimi
zaman, gazetelerde yer alıyor.
- Yaşam pahalılığı, gazetelerde, az da olsa ele alınıyor. Birçok Hindu, dinsel
gerekçelerle, zaten et yemiyor. Ancak sebze ve meyve bile pahalılanıyor. Dar gelirli
Hintli için, meyveler, lüks. Gelirsiz yurttaş için sebze de lüks. Yoksulluk sınırı için,
ülkede, kimi zaman, ‘soğan sınırı’ sözü kullanılıyor; çünkü soğan, pahalı. 2011’de
soğan, 2010’la karşılaştırıldığında, % 130 pahalı. Soğan alamayanlar, yoksul
sayılıyor. Birçok dar gelirli, yeryağı (petrol) pahalılığı nedeniyle, motosikletini satıp
çiftteker (bisiklet) kullanmaya başlıyor.
- Büyük Hint kentlerinde, hava kirliliği nedeniyle, hava, çoğunlukla puslu. Kirli hava,
özellikle çocukları ve yaşlıları hasta ediyor. Bu konuda çok geç kalınmış olsa da,
gazetelerde, kimi zaman, yeşil kalkınma yaklaşımları tartışılıyor. Ülkede, çöp
yığınları, büyük sorun. Ayrıca, elektronik çöpler de, içlerindeki zehirli maddeler
dolayısıyla kamu sağlığını tehdit ediyor.
- Hintliler, gazetelerde, iş ya da ev arar gibi, gelin ve damat arıyor! Bu duyuruların
kimisinde, “kast, engel değildir” yazıyor; ve bu, tam tersine, toplumda kastların hâlâ
etkili olduğunu gösteriyor.
- Hint gazetelerinde, burç sayfasında, geleneksel inançlara da yer veriliyor (örneğin,
uğurlu sayı, uğurlu renk, uğurlu eşya vb). Hindistan’ın gezmenevlerinde (otel)
falcıların işyerleri olduğu düşünüldüğünde, bu, az bile. Ülkede, falcılık, çok yaygın.
Öte yandan, bir gazete ekinde (Hindustan Times, New Delhi), tek sayfada her bir burç
için iki ayrı yorum olması ve bu yorumların birbiriyle çelişmesi (örneğin, biri, “harika
bir gün geçireceksiniz” derken, öteki, “berbat bir gün geçireceksiniz” diyor), gülünç.
- Hint ormanlarında birçok yabanıl hayvan yaşıyor. Ülke, dünya kaplan nüfusunun
yaklaşık yarısına sahip. Dolayısıyla, gazetelerde kimi zaman yabanıl hayvanları
korumayla ilgili haberler çıkıyor.
- Hint gazetelerinde, bolca dolandırılma haberi çıkıyor. Ayrıca, okurlar, açığa çıkan
çeşitli hilelere karşı uyarılıyor. Hindistan, sokak izlenimleriyle birlikte
düşünüldüğünde, dünyanın en çok dolandırıcıya sahip ülkesi olmalı. Dolandırıcılık,
Hindistan’la sınırlı değil. Gazetelerde, ABD’de var olmayan bir üniversiteye
gönderilerek dolandırılan Hintli öğrencilerin haberleri de çıkıyor.
- Yolsuzluklar da Hint gazetelerinde sıklıkla yer buluyor. Yurtdışına, özellikle İsviçre
bankalarına gönderilen kara paraların ülkeye dönmesi için girişimlerde bulunanlar
var. Bu dev kara paralar, ülkedeki yoksulluğun nedenlerinden biri.
Hindistan gazetelerinde yazanlar, üç aşağı beş yukarı bunlar. Yazanlar, bunlar; ama
peki ek olarak neler yazılabilirdi? Sokak izlenimlerimiz, bizlere şunları söylüyor:
Sokak çocukları; çocuk işçiler; okula gidemeyen çocuklar; okula yalınayak giden
32. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 32
çocuklar; lağımlarda oynayan gecekondu çocukları; okula, arabalara balık istifi
biçiminde binerek giden çocuklar; Hindu boşinançlarıyla beyinleri yıkanan çocuklar;
sokaklarda dolaşan ineklerin yarattığı trafik ve kamu sağlığı sorunları; deve, at ve
öküz arabalarıyla tam bir keşmekeş olan Hint trafiğinde kaza yapmadan bir gün
geçirmenin nasıl başarılabildiği; evsizlik sorunu; içler acısı durumdaki dilenci
kadınlar (bunların bir bölümü, beyi tarafından evden atılan, baba evine de geri kabul
edilmeyen kadınlar); ülkede kadın olmanın zorluğu; Jaipur kentinde tek tük olarak
görülse de, Hint kentlerinin genelinde, kadın sürücünün yok denecek kadar az olması;
gençlerin karartılmış gelecekleri; ülkede, her yıl, yüzlerce kişinin, sağlık gözetilmeden
üretilmiş içkiler nedeniyle kör olması, hatta ölmesi; yüksek okumaz-yazmaz oranı;
çiftçi özkıyımları (intihar); aşırı kalabalık olan metrolar; işçilerin kölelik koşulları;
inşaatlarda çalışan kadın işçiler; ülkedeki bilişim kılgıbilgileri (teknoloji)
‘patlama’sının değil köylülere, kentlilerin ezici bir çoğunluğuna bile hiç uğramayışı;
boşinançların sarmallana sarmallana büyüttüğü sorunlar vd. Ama hayır, hep acı değil.
Arabesk yapmak değil burada amacımız. Umut da yazılmalı; kurtuluş umudu;
birlikten kuvvetin doğduğu örnek olaylar; dinin sunduğu yazgıcılığı kırıp atmak
gerektiği ve daha niceleri... Hindistan, bu kadar toplumsal sorunla, yaşanmaz bir ülke;
tam da bu nedenle, yazılacak çok konu var. Hint gazeteleri, yazmadıkları önemli
toplumsal sorunlar bulunsa da, üstüne ömür boyu yazılacak kadar çok çeşit konuyla
dolu...
(bitti)
33. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 33
Asya-Pasifik’te Bu Hafta (158): Hindistan İzlenimleri
(1)
Hindistan, öncelikleri yanlış olan bir ülke. Evsizlik ve yoksulluk sorunlarının
çözülmesi için harcanması gereken para, Bolivud’a akıyor. İzleçteki (televizyon)
Hintliler, çoğunlukla beyaz tenli; sokaklardaki insanlar ise, çoğunlukla kahverengi.
Ülkede, ölülere, yaşayanlardan daha çok verildiği örnekler, uç durumlar oluşturuyor:
Sikandra’ya gidelim örneğin. Sikandra, Hint-Moğol yayılmanı (imparatoru) Ekber’in
anıtmezarı. Anıtmezar, Agra’da bulunuyor. Burada, yaşayanlara ayrılıp onların
mutluluğu için kullanılması gereken alanın ölülere ayrıldığını görüyoruz. Bu,
adaletsizliğin bir başka örneği. Sikandra’nın bahçeleri, göz alabildiğine uzanıyor;
sonu görünmüyor. Burada geyik, maymun, sincap ve kuş çeşitleri, doğal ortamda,
başıboş geziniyorlar. Anıtmezarın arka avlusuna yüzlerce çaput bağlanmış; nice adak
adanmış; nice dilek dilenmiş demek ki. Hinduların Tac Mahal’i de içermek üzere, bu
Hint-Muhammedci kalıtlarıyla çelişkili bir ilişkileri var. Birçokları, Hint-Moğol
yayılmanlığını yalnızca siyasal açıdan değil dinsel açıdan da sömürgeci olarak
değerlendiriyorlar. Kendileri de Muhammedci kökenli olmayan Moğollar; Hindistan’ı
ele geçirdikleri yetmiyormuş gibi, bir de Hindistan halklarını Muhammedcileştirmeye
kalkıyor. Bu yayılmanlar, bir yandan dinlerarası hoşgörüyü savunurken, bir yandan
da, Hinduların kutsal yerlerini muhammedevlerine çeviriyorlar. Hindistan’da Hindu-
Muhammedci kavgasının – ki bu kavga, kanlı ayaklanmalara dönüşüyor kimi zaman-
önemli bir gündem maddesi, muhammedevine dönüştürülmüş 3 en büyük Hindu
kutsal yerinin kullanım biçimi. Bunlar, Ayudhaya, Varanasi ve Mathura. İşte bu
bilgiyi aklımızda tutarak, Sikandra’dan sonra Mathura’ya doğru yola çıkalım. Yolda,
yoksulluk manzaraları had safhaya ulaşırken, bir yandan da, yol boyunca, tapınakların
görkemleri arttıkça artıyor. Halkın gönenci (refah) için harcanması gereken kaynaklar,
tapınakların ince süslemelerine gitmiş. Mathura’dayız. Burası, Hindu tanrısı
Krişna’nın doğum yeri olarak kabul ediliyor. Hindu bölgesinin hemen yanında,
dikenli tellerle ayrılmış bir yasak bölge var. Oradan ilerisi, muhammedevi. Hindular
ve Muhammedciler, birbirlerine saldırmasınlar diye; çok sayıda güvenlik görevlisi,
taramalı tüfeklerle hazır bekliyor.
Madem ki Agra’dayız; Tac Mahal’i de görelim: Hint-Moğol yayılmanı Şah Cihan,
söylenildiğine göre, Tac Mahal’i, eşi için yaptırıyor. Yine aynı biçimde, yaşayanlar,
sokaklarda yatarken, ölülere bu kadar yer ayrılması garip geliyor. Zaten Tac Mahal’in
20 yılı bulan yapım süreci, yayılmanlığın hazinesini çökertiyor. Tac Mahal için, aşk
simgesi deniyor; oysa, Şah Cihan, halkı, eşinden daha çok sevseydi, yoksul çoğunluk
için daha iyi olurdu. Ya da Şah Cihan’ın eşi, halk olsaydı; Tac Mahal, gerçekten aşk
simgesi olacaktı! Ancak, bu durumda, tasarımında, bugünkü bireyci niteliği
olmayacaktı. Tac Mahal, piramit örneğinde ve daha birçok dev anıt örneğinde olduğu
gibi, aşk simgesi değil, gelir adaletsizliği simgesi olarak okunmalı. Üstelik, Tac
Mahal’in yapımı, Agra’da bir süre kıtlığa yol açıyor. Günümüzde, Tac Mahal’in
başında büyük bir bela var: Hava kirliliği nedeniyle, Tac Mahal’in taşlarının rengi
değişiyor. Bu yüzden, çeşitli yapımevleri (fabrika), kapatılmış durumda. Tac Mahal’in
avlusunda, bir köşede, günlük olarak kirlilik göstergeleri sunuluyor (örneğin,
havadaki çeşitli kimyasalların oranı). Bu kirlilik nedeniyle, kent, Delhi’de de olduğu
gibi, çoğunlukla puslu.
34. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 34
Oradan geçelim, yapıların çoğunluğunun rengi nedeniyle ‘Pembe Kent’ olarak bilinen
Jaipur’a. Kent, 1876’da Galler Prensi’nin ziyareti dolayısıyla, Britanya
sömürgecilerine yaranmak için pembeye boyanıyor. Kentteki pembe ağırlığı, yasalarla
korunuyor. ‘Pembe Kent’ adı buradan geliyor. Jaipur’un kurucusu Hint prensi
JaiSingh II (1693-1744), aynı zamanda, kentin adının da kaynağı. Prens, Bengalli bir
mimara kenti tasarlaması için emir veriyor. Kent, bilimsel bir altyapıyla ve Hint
mimarlık betiklerine dayalı olarak tasarlanıyor. Jaipur, Hint’in ilk tasarlanmış kenti
olarak sunuluyor. Bugün kent, Uluslararası Jaipur Yazın Şenliği gibi etkinliklerle
adını duyuruyor...
Jaipur’un dünyanın en iyi tasarlanmış kentlerinden olduğunu ileri sürenler, gerçekte,
tasarlamadan kılgısal (teknik) bir etkinliği anlıyor. Bizim kentteki gezintilerimiz ise,
başka bir öyküye karşılık geliyor: Jaipur’un sokaklarında onbinlerce insan,
kaldırımlarda yatıyor. Gündüz gözüyle ise, hükümet yapılarının çok yakınında,
gecekondu bölgelerini bulmak, zor değil. Buralarda çocuklar, lağımların yakınında
oyun oynuyor; yoksullar, anayollarda, kaldırımlarda yıkanıyor. Hindistan’ın büyüme
hızından gururla söz ediliyor edilmesine ama kalkınmanın Hint sokaklarının çoğuna
uğramadığı çok açık. Jaipur’un dünyanın en iyi tasarlanmış kentlerinden biri olmadığı
da çok açık. Jaipur örneğinde, tasarlama (plan) ve tasarım (design), karıştırılmış
durumda. Kentin tasarımı çok iyi sayılabilir belki de; tasarım, 9 göksel nesneye
karşılık geliyor. Ancak, kent tasarlaması, halkın konut sorunları başta olmak üzere
toplumsal sorunları çözmedikçe iyi olamaz. Kentlerin halk için ve halkla
tasarlanmadığı; onun yerine, sultanlar, ağalar, paşalar, beyler için tasarlandığı
yerlerin, dünyanın en iyi kent tasarlaması örneklerinden biri olarak sunulmasının
arkasında ya bir yanlış anlama var ya da kötü niyet. İki durumda da, Jaipur, anlatıldığı
gibi değil...
35. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 35
(2)
“Hindistan’ı nasıl buldun?” diye soran Hintli arkadaş, beklemediği bir yanıt alıyor.
Sokaklarda yatan sayısız Hintli’yi, aşırı yoksulluğu, sidik ve pislik kokan kaldırımları,
başıboş dolaşan kirli inekleri vb. düşünerek, “çok toplumsal sorununuz var” diyoruz.
Şaşırıyor, “hangi toplumsal sorun?” diye soruyor. Sanki hiç sorun yok ülkede. Bu
duyarsızlık, garip ve güçlü, ve yalnızca Hintlilerde görülmüyor: Jaipur’da, Ocak
2011’de yapılan yazın şenliğine, Orhan Pamuk başta olmak üzere birçok ‘edebiyat
tüccarı’ katıldı. Jaipur sokaklarındaki evsizleri ve Jaipur gecekondularını işlemeyen
bir yazın, Nobel alabilir ama işte o kadar. Şenliğin yapıldığı Diggi Sarayı’nın
çevresindeki içler acısı yoksulluğu görmemek olanaksız. Toplumsal gerçeklere kör,
kendi gerçeklerine kocaman göz yazarlardan başkacası da beklenemezdi. Bu tür
yazarlara, sokaklar, şöyle diyor: “Sana Olimpos’ta Nobel vermiş olabilirler; ancak
sokaklar hakimi Diyojen’in ödülünü (hani şu, “gölge etme, başka ihsan istemem”
diyen bilge), bin yıl yazsan alamayacaksın.”
***
Hindistan’la ilgili veriler korkunç: Ülkedeki yoksul sayısı, Afrika’daki toplam yoksul
sayısından fazla! Gerçekte, Hindistan, Afrika’dan daha yoksul. Ülkede yoksul
oranının % 25 olduğu söyleniyor; ancak sokaklar, başka sayılar veriyor. Bu hesapta,
sokaktakilerin olmadığı çok açık. Daha gerçekçi bir bakışla, ülkede 844 milyon
insanın yoksul olduğu bulunuyor. Ülkenin nüfusunun 1.2 milyar olduğu söyleniyor;
ancak, toplam nüfusun evsizleri de içerip içermediği belli değil. Hindistan’da Kişibaşı
Toplam Yerel Gelir’in 2010’da 3,176 ABD Doları olduğu söyleniyor. Bu, hiç
inandırıcı gelmiyor; gerçekte daha düşük olmalı. Hindistan’ın dünyaya açılıp serbest
piyasa yaklaşımlarını benimsemesi, 1990’larda oluyor. O zamandan beri, dünyanın en
hızlı büyüyen tutumyapılarından (ekonomi) biri olduğu söyleniyor. Oysa ülkenin % 5-
10’u sokaklarda yatıyor. Bu yüksek evsiz oranı, bu ‘yeni’ siyasalardan mı
kaynaklanıyor; yoksa generkçi (devletçi) dönemde de bu kadar evsiz var mıydı? Bu,
incelenmeli.
Hindistan, kişi başına düşen araba sayısı çok düşük olmasına karşın, dünyada en
yüksek trafikte ölüm sayısına sahip. (Gerçi, bu veride, kalabalık nüfus da etkili
olabilir.) Ülke, dünyanın en yüksek kuduz oranına sahip. Dünyanın en kalabalık HİV
nüfusu da, dünyanın en yüksek sayıdaki çocuk işçisi de Hindistan’da. Ülkede her yıl
yaklaşık 900,000 kişi, içme suyu ve hava kirliliği nedeniyle ölüyor. Ülkede 100 bin
kişiye 60 sağaltman (doktor) düşüyor. Evsizlik ve işsizlik yaygın. Şanslı olanın işi
var; ama ücretler aşırı düşük. Bu kadar düşüklük içinde, okuryazarlık oranı da elbette
düşük. Ülkenin bir diğer sorunu, su kıtlığı. Kalabalık nüfusa yetecek kadar su yok.
Irmaklar, aşırı kirli. Dereler, plastik torbalar ve katı atıklar nedeniyle tıkanıyor; bu,
doğal yapıyı değiştirmekle kalmıyor, bulaşıcı hastalıkların yaygınlaşmasına da zemin
hazırlıyor. Diğer bir sorun, HES’ler. HES’lere birçokları karşı çıkıyor (Narmada
Barajı, bunun ünlü bir örneği). Hindistan’ın diğer sorunları, dinsel ve budunsal (etnik)
çatışmalar, Keşmir sorunu, Pakistan’la gerginlikler, Muhammedci yıldırı (terör)
eylemleri, yolsuzluk vb. (Hindistan-Pakistan ayrışmasında 10 milyondan fazla kişi yer
değiştiriyor ve bu iki yönlü göç sırasında 1 milyon kişi öl(dürül)üyor. O zamandan
beri, iki ülkenin arası düzelmiş değil.)
Hindistan, tutucu bir ülke. Kadınlarla erkekler, kamusal alanlarda etkileşimde
olamıyor. Kadınların sigara ve/ya da içki içmesi hoş karşılanmıyor. Denize bile
36. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 36
giysiyle giriliyor. Ülkede evliliklerin çoğu, hâlâ görücü usulü. Evliliklerde, çeyizi,
kızın soyağı (aile) veriyor. Bu, Hindistan’da toplumun kadına olumlu bakmamasının
temel nedenlerinden biri. Evlenen kadın, kayınlarının evinde yaşıyor. Bu çeyiz dizgesi
nedeniyle ve diğer nedenlerle, gelin yakma olayları patlak veriyor! Damat, gelini
tehdit ederek, soyağından çeyiz olarak daha çok para ya da mal almasını istiyor.
Bunun ötesinde, beyi ölen kadının beyinin ölüsüyle birlikte diri diri yakılması
biçimindeki ‘sati’ geleneği, tek tük olsa da görülmeye devam ediyor. Çeyiz de sati de,
yasadışı; ama sürüyor. Kadınlar, bunu, elbette, geleneklere bağlılık adına, geleneksel
baskılar altında yapıyorlar. Eviçi şiddet de, kuşkusuz, yaygın. Kadın haklarını
korumaya yönelik yeni düzenlemeler gelmiş durumda; ancak uygulamada sorunlar
var; bunlar, çoğunlukla işlemiyor. Hindistan, dünyanın en düşük boşanma oranına
sahip ülkelerinden. Boşanma, hoş karşılanmıyor. Öte yandan, boşanma oranı, son
yıllarda artıyor. Bu artış, büyük Hint kentlerinde. Ancak, ülkenin % 75’i kırsal
kesimde yaşadığından, kentlerdeki gelişmeler, kadınların çoğunluğunun hanesine
kazanım olarak yazılamıyor. Hindistan’da, tecavüz, yaygın; ancak bunların çoğu,
çeşitli nedenlerle, adli makamlara ulaşmıyor.
Bağımsızlığın üstünden yarım yüzyıl geçti; Hindistan, hâlâ belini doğrultabilmiş
değil. Üstelik, ülkede bu kadar sorun yokmuş gibi, bir de nükleer silah falan
geliştiriliyor. Dünyanın en büyük 3. ordusu, Hindistan’ınki; en büyük açlık ordusu da
orada... Bu durumda, Hindistan, G-20 üyesi olsa ne yazar (oldu da ne oldu...) olmasa
ne yazar. İnsanlar açlıktan kırılırken, ineklerin kesilmediği, sokaklarda dolaştığı
ülkeden ne akıl çıkar ne de dünyanın büyük gücü...
37. Gezgin Asya-Pasifik Yazıları Veri Tabanı ( -2003) Dr. Ulas Basar Gezgin-Vietnam 37
(3)
Hindistan’da 300’den fazla dil konuşuluyor; ancak kamusal olarak tanınmış yerel dil
sayısı, yalnızca 22. İngilizce de tanınmış bir kamusal dil. Hint paralarında, ülkede
kullanılan 15 abece (alfabe) yer alıyor. Hint parası bile, tek başına, ülkedeki
çeşitliliğin kanıtı. Hindistan’ın % 20-40’ının anadili, Hintçe. Gerisi, kamusal verilere
göre, diğer 21 dili konuşuyor. Hindistan’ın yerel dillerinde büyük bir İngilizce kirliliği
var. Filipinlerde’de olduğu gibi, konuşma sırasında, yerel dilden İngilizce’ye, oradan
yerel dile geçme gibi gariplikler var. Tümcenin yarısı, Hintçe; yarısı, İngilizce
olabiliyor. Hintliler, Türkiye’deki kimi örneklerde de olduğu gibi, konuşmalarına
İngilizce sözcükler serpiştirip hatta İngilizce konuşmaya başlayıp üstün olduklarını
kanıtlamaya çalışıyor. Ayrıca, Hintlilerin İngilizcesi’nde çeşitli ayrımlar var. Bu
nedenle, kimi zaman, Hintlilerin İngilizcesi, ‘Hingilizce’ (‘Hinglish’) olarak
adlandırılıyor. Bu İngilizce kirliliğine karşı, Hintçe’yi yaygınlaştırma önerileri var.
Öte yandan, Güney Hintliler, İngilizce’nin kaldırılıp Hintçe’nin kamusal dil
yapılmasına karşı çıkıyor. Hintçe, daha çok Kuzey Hindistan’da konuşulurken, diğer
bölgelerde farklı diller konuşuluyor. Güney Hintliler, Hintçe’nin yaygınlaşmasının
Güney Hint dillerinin zararına olduğunu ileri sürerek İngilizce’yi yeğliyorlar. Birçok
Güney Hintli, Hintçe bilmiyor; ama İngilizce biliyor.
Hindistan’ın % 80’i, Hindu; % 13.4’ü, Muhammedci; % 2.3’ü, İsacı ve % 1.9’u, Sik.
Diğer dinler (Budacılık vd.), % 1’den az. Hindistan, dünyada en çok
Muhammedci’nin bulunduğu 3. ülke. Ayrıca, Hindistan, çoğunluğu Muhammedci
olmayan ülkeler içinde en kalabalık Muhammedci nüfusa sahip ülke. Hindu
beylikleri, Muhammedci olan Hint-Moğol Yayılmanlığı’na karşı başından beri
savaşıyor ve sonunda onun yıkılışında etkili oluyor. Günümüzün Hinduları, dinsel
nedenlerle, Hint-Moğol Yayılmanlığı yerine, daha çok, bu Hindu beylikleriyle
özdeşleşiyor.
Hindistan’ın Alt Yasama Kurulu’nda (Meclis) 545 koltuğun 120’si, alt kastlara ve
kabilelere ayrılmış durumda. Generk (devlet) görevlerinde ve okullarda, bunlara
ayrılmış yerler bulunuyor. Bu düzenlemeler, en niteliklileri uygun yerlere
yerleştirmeye engel olduğu için eleştiriliyor. Bir de, bu eşitsizliklerin bu ayrımlar
dolayısıyla sürdüğünü düşünenler var (diğer deyişle, amacının tam tersi sonuç
doğuruyor). Dokunulmaz kökenli olan Dr. Ambedkar (1891-1956), bağımsız
Hindistan’ın anayasasını hazırlayarak, ezilenlerin gözünde güçlü bir simge olmuştu.
Ambedkar, kast düzeninden kurtulmak için, Hinduculuk’u bırakıp, kast düzenini
reddeden bir dünya görüşü olan Budacılık’ı benimsemişti. Agra Üniversitesi’nin adı,
yakın zamanda, Uttar Pradeş Altbirliği’nin (eyalet) eski başbakanı Mayawati
tarafından ‘Dr. Ambedkar Üniversitesi’ olarak değiştirildi. Mayawati de, Ambedkar
gibi dokunulmaz kökenli; ve üniversiteye Ambedkar’ın adının verilmesini, alt
kastların güçlendirilmesi adına bir adım olarak görüyor. Öte yandan, Mayawati,
mücevher düşkünlüğü ve kendi anıtını diktirmesi gibi nedenlerle, alt kastların
temsilcisi olarak değerlendirilemeyeceği ileri sürülen bir kişilik.
Hint tutumyapısının (ekonomi) büyümesinin altında, temel olarak bilişim kılgıbilgileri
(teknoloji) ve dıştansağlamanın (outsourcing) olduğu söyleniyor. Duyan da,
Hindistan’ın, Türkiye’nin 10. Yıl Marşı’nda “demir ağlarla örülmesi” türünden,
genelağlarla (internet) sarıldığını falan sanır. Oysa, genelağa, ülkede zor erişiliyor.