O slideshow foi denunciado.
Seu SlideShare está sendo baixado. ×

Islam ve kilic turkish

Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Anúncio
Próximos SlideShares
Dört Halife Devri
Dört Halife Devri
Carregando em…3
×

Confira estes a seguir

1 de 28 Anúncio

Mais Conteúdo rRelacionado

Diapositivos para si (20)

Semelhante a Islam ve kilic turkish (20)

Anúncio

Mais de babylonboss (20)

Islam ve kilic turkish

  1. 1. ISLAM & SWORD
  2. 2. • İslam deyince birçok gayrimüslimin ilk aklına gelen deveye binmiş elinde kılıç sallayan savaşçıdır. “Bir elde kılıç, bir elde Kur´an” sözü ile de İslamın kılıç zoru ile yayıldığı anlatılmak istenmektedir. • Bu düşüncenin ne kadar doğru olduğunu araştıralım...
  3. 3. İslam dininde tebliğin, yani insanları dine davet etmenin metodları tesbit edilmiştir. Bu methodlar arasında İslamı kılıç veya silah zoruyla kabul ettirmek yoktur. Aksine hikmetle tatlı dil, güler yüz ve yumuşak sözlerle İslamı anlatmak esastır.
  4. 4. Kur’an da Allah(C.C.) şöyle buyurmaktadır: “Dinde zorlama yoktur” (Baqara,2/256) Dini kişinin kendi tercihiyle seçmesi gerekir. Dinin özelliği zorlamak değil aksine her türlü zorlamadan korumaktır. Kur’an’ın bu ayetine göre hiç kimse dine girmede zorlanamaz çünkü din gönüllere hitab eder.
  5. 5. Dinin özü imandır. İmanın yeri kalptir. Kalpte olmayıp, sadece sözle inandım demek kabul edilemez. Kalbinde iman olmadığı halde diliyle iman ettiğini söyleyenlere “münafık” denir. İslama göre münafık, kafirden daha zararlıdır.Çünkü gerçek mümin olmadığı halde, mümin gibi gözükmektedir. Öyleyse ölüm korkusuyla müslüman olan bir insanın imanı Allah katında geçerli değildir.
  6. 6. Din, Allah’a inanmak ve Allah’ı sevmek demektir. Sevgi ise, zorla hiç bir insanın gönlüne konulamaz. Kuran’da bu konuda enteresan bir örnek geçmektedir. Allah (C.C.), Musa ve Harun (A.S.) Peygamberleri firavuna gönderirken onlara şöyle emretmiştir: “Ona tatlı yumuşak bir tarzda hitap edin, olur ki aklını başına alır, yahut hiç değilse biraz çekinir.” (Ta-ha,20/44) Görülüyor ki, en azılı bir kafire bile yumuşak sözle anlatılması Kuran’ın talimatıdır. Kısacası zorlama İslamın ruhuna aykırıdır.
  7. 7. Kur’an’ı ilk tebliğ eden hiç şüphesiz ki Allah’ın elçisi Hz.Muhammed (SAV) dir. O hayatında bütün zorluklara rağmen hep barış tarafını tercih etmiştir. Peygamberimizin (SAV) 23 yıllık davetinin ilk 13 yılında düşmanları O’nu yok etmek için her turlu yolu denemişlerdir. O’nun dönemindeki bütün savaşlar, düşmanları tarafından başlatılmıştır.
  8. 8. Çünkü kafirlerin hedefi Peygamberimizi (SAV) öldürüp, İslamı ortadan kaldırmaktı. Fakat, İslam öylesine hızlı yayıldı ki, Peygamberimizin tek başına başlattığı İslam davası, O’nun vefatında 40 bine ulaşmıştı.
  9. 9. Bu 10 yıllık sure içerisinde 50’den fazla savaş olmuştur. İslam toprakları 1.5 milyon km2’ye ulaşmıştır. Fakat butun bu savaslarda ölen müşrik sayısı sadece 150’dir. Çünkü müslümanların gayesi insanları öldürmek değil onlara Allah’ı tanıtmaktır.
  10. 10. Şimdi tarihi gerçeklerle konuyu inceleyelim: İslam kılıçla yayıldı masalını çürüten gayri müslim tarihçi De Lacy O’Leary şunları yazmıştır: “Tarih açıklığa kavuşturur. Fakat yine de fanatik müslümanların tüm dünyayı silip süpürüp hızla ilerleyerek, İslamın kılıç yoluyla, zorlayarak ırkları zaptettiği efsanesi, tarihçilerin şu ana kadar kabul ettikleri en hayali ve saçma efsanedir” (İslam at the ingilizcesine bak!!!! Crossroads,London,1923,P.8)
  11. 11. Bilinmelidir ki Müslümanlar İspanya’da 800 yıl hüküm sürmüşlerdir. Bu sürede ve çıkmaya zorlandıkları süre boyunca gayri müslimler hayattaydılar. İlave olarak Yahudi ve Hırıstiyan azınlıklar orta doğuda yüz yıllar boyu yaşatılmışlardır. Mısır, Fas, Filistin,Lübnan, Suriye ve Filistin gibi ülkelerin hepside Hırıstiyan ve Yahudi nüfuslara sahiplerdir.
  12. 12. • Eğer İslam sanıldığı gibi azınlıkları öldürseydi veya İslam’ı kabul etmeye zorlasaydı, bu kadar uzun süre gayri müslimler İslam dünyasının orta yerinde nasıl olur da hayatta kalabilirlerdi? • Bu arada, az sayıdaki müslümanlar ile batıda İspanya ve Fas’tan, doğuda Hindistan ve Çin’e kadar İslam yayıldıysa, farklı kültür ve coğrafyadaki insanların bir anda İslamiyeti seçmeleri, bu az sayıdaki insanların zorlamasının sonucu olamayacağı gayet açıktır.
  13. 13. Ek olarak, müslümanlar tarafından kurulmuş büyük medeniyetler kalıcı ve sürekli bir güce sahiptiler. Müslüman halklar, böyle bir medeniyete sahip olmakla övünüyorlardı.
  14. 14. İslamiyetin yayılışı, Bizans İmparatorluğu’ndan beri kendi davranışlarını İncil ayetlerine temellendirerek, kılıcı serbestce kullanan Hrıstiyanlığın takipçileriyle tezat arz eder. Bu durum özellikle Güney Amerika ve Afrika’nın sömürgeleştirilmesinde açıkça görülmektedir. Buraların yerli insanları sistematik bir şekilde ya yok edilmiş ya da din değiştirmeye zorlanmışlardır.
  15. 15. Moğollar, akınlarıyla İslam ülkelerinin büyük bir kısmını feth ettiklerinde dini yakıp yok etmek yerine, o ülkenin dinine adapte oldular. Bu durum, tarihte benzersiz bır olaydır. Çünkü, galip gelen Cengiz Han ve askerleri feth ettikleri bu coğrafyanın dinini benimsemişlerdir. Savaşı kazanan Moğolları, hiç kimsenin müslüman olmaya zorlamadıkları gayet açıktır. Bugün dünyada yaşayan 1,5 milyar civarındaki müslümanlardan herhangi birine müslüman olmak için zorlanıp zorlanmadıklarını sorun...?
  16. 16. Bugün Dünya’daki en büyük İslam ülkesi Endonezyadır. Bu ülkede, hiç savaş olmadan insanlar kendi rızalarıyla İslamiyete girmişlerdir. Öyleyse nerededir kılıç? Bir kimse nasıl olur da, İslam gibi, insanı manen ödüllendiren bir dini kabul ve talep etmeye zorlanabilir?
  17. 17. ISLAM TERORU LANETLER!!! Ancak son yıllarda dünya gündemine oturan bir başka terör vardır ki, bu tamamen çarpık bir kavramdır. Bu kavramın ismi "İslami Terörizm"dir...
  18. 18. Bu kavram çarpıktır, çünkü İslam'da teröre yer yoktur. Allah Kuran'da tüm Müslümanlara dünyaya barış, huzur ve kardeşlik getirmelerini emretmiştir. İslam ahlakı, terörün kaynağı değil, çözümüdür...
  19. 19. “İslam”, kelimesi Arapça’da “Barış” kelimesiyle aynı kökten gelir. Allah bu dini, tüm insanları doğru yola davet etmek ve onları barış ve huzura çağırmak için indirmiştir. İslam ahlakının temel özellikleri, şefkat, merhamet, affedicilik ve adalet gibi erdemlerdir. Allah Kuran'da, Müslümanlara, diğer tüm insanlara karşı iyilikle ve adaletle davranmalarını emreder.
  20. 20. Müslümanlar, diğer dinlerin mensuplarına karşı da güzel bir ahlak sergilemekle, onların da iyiliği için çalışmakla sorumludurlar. Bir Kuran ayetinde, Müslümanlara "Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten sakındırır ve Allah'a iman edersiniz..." denmektedir. (Ali İmran, 3-110) Bir diğer ayette ise, Allah Müslümanlara, kendilerine kötülük yapanlara bile iyilikle karşılık vermelerini emreder: “İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda kötülüğü uzaklaştır; o zaman, görürsün ki seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost oluvermiştir.” (Fussilet, 41-34)
  21. 21. Yeryüzünde kan dökülmesi, savaş ve bozgunculuk çıkartılması ise, Allah'ın lanetlediği büyük günahlardandır. Allah (C.C.) Kuran’da bu günahları işleyen insanlar hakkında şöyle buyurur: “Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde tecavüz ve haksızlıkta bulunanların aleyhinedir. İşte bunlara acıklı bir azab vardır.” (Şura, 42-42)
  22. 22. Masum insanları öldürmek, İslam'a göre en büyük suçlardan biridir. Öyleki bir ayette şöyle buyurulur: “...Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur...” (Maide, 5-32)
  23. 23. Kuran'daki masum insanların hayatına verilen bu önem, Peygamberimiz döneminden başlayarak tüm İslam tarihi boyunca gözetilmiştir. Peygamberimiz masum insanların korunmasına büyük özen göstermiştir. Hiçbir zaman savunma amaçlı savaşlar dışında savaş başlatmamıştır. Bu savaşlarda ise kumandalarını uyarmış, tek bir masum insana dokunulmamasını, hiçbir yerin yağmalanmamasını, kilise ve sinagoglara saygı gösterilmesini emretmiştir. Bu adalet ve hoşgörü, tüm İslam tarihi boyunca tecelli etmiş, Hıristiyan ve Yahudiler, dönemin Avrupa devletlerinde bulamadıkları hoşgörü ve huzuru, İslam topraklarında bulmuşlardır.
  24. 24. Dolayısıyla İslam, barış ve huzur dinidir. Bir müslümanın görevi, tüm insanlara iyilik ve adaletle davranmak ve yeryüzünde bozgunculuğa karşı mücadele etmektir. Bu bozgunculukların başında ise, çağımızın en büyük zulümlerden biri olan terörizm gelmektedir.
  25. 25. Terörizm, hiçbir suçu olmayan masum insanları hedef almaktadır... Küçük çocukları acımasızca katletmektedir... Bazılarını ise öksüz ve yetim bırakmaktadır.... Şehirleri yıkmakta, aileleri söndürmekte, milyonlarca insanı acıya boğmaktadır...
  26. 26. Terörizm, kimi zaman Hıristiyanlara, kimi zaman Müslümanlara, kimi zaman da Yahudilere saldırmaktadır. Ve dahası, bazı teröristler, işledikleri cinayetleri sözde din adına gerçekleştirerek pek çok insanın gözünde dini kötülemeye çalışmaktadır. Din adına masum insanların öldürülmesi mümkün değildir. Din sevgiyi, merhameti, barışı emreder. Terör ise dinin zıttıdır; acımasızdır, kan dökmek, öldürmek, acı çektirmek ister... Terör, ırkçıların, faşistlerin, komünistlerin, kısacası dine inanmayan, din ahlakından uzak ideolojilerin yöntemidir.
  27. 27. Dinde ise asla teröre yer yoktur !!! Bir Kuran ayetinde belirtildiği gibi, "... Allah, zulmedenleri sevmez." (Al-i İmran, 3/140) Bir başka ayette ise, teröre başvuran, yani yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlardan şöyle söz edilir: “... yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar, lanet onlar içindir ve yurdun kötü olanı da onlar içindir” (Rad, 13/25)
  28. 28. Bu nedenle, tüm gerçek Müslümanlar, teröre karşı tavır almakla sorumludurlar. Tüm dünyaya duyurmalı ve göstermelidirler ki; İslam bir sevgi ve barış dinidir. Ve; İslam terörü lanetler!

×