Hepimiz hayatımızda bazen kitaplardan, bazen filmlerden, bazen ailemizden, bazen iş arkadaşlarımızdan bazen ise hiç tahmin edemediğimiz basit gözüken herhangi birşeylerden hergün yeni birşeyler öğreniyoruz. Hatta bazılarımız hayatlarını, başkalarına birşeyler öğretmekten kazanıyoruz. Peki bu öğrenme denilen şeyin nasıl gerçekleştiğini hiç merak ediyor muyuz?
Bu içerikte elimden geldiğince öğrenme denilen şeyin zihinlerimizde nasıl gerçekleştiğini anlatmaya çalıştım.
2. Bu değişiklik iyi ve istendik yönde olabileceği
gibi kötü ve istenmedik yönde de olabilir.
Örneğin işe yeni başlayan personele verilen
oryantasyon eğitimi sırasında personel, şirket
kurallarını öğrenebileceği gibi (istendik) bu
kuralları nasıl esnetebileceğini de öğrenebilir
(istenmedik).
3. Doğuştan getirilen, büyüme veya olgunlaşma sonucu oluşan
içgüdü, refleks ve irkilme gibi çeşitli davranışlar öğrenilmiş
davranışlar değildir.
Yürüme, konuşma, diş fırçalama, insan kaynakları süreçlerini
bilme, termodinamiğin temel yasalarını kavrama, otomobil
kullanma, korkma, maaş hesaplama, ağlama ve çarpma
işlemini toplama işleminden ayırt etme gibi doğrudan
yaşantı yoluyla elde edilen nispeten kalıcı hale gelen
davranışlar öğrenilmiş davranışlardır.
Peki davranış nedir?
4. Davranış, bizlerin çeşitli uyarıcılara karşı gösterdiği her türlü
tepkiye denir.
Davranış denildiğinde aklımıza yalnızca yürüme, konuşma, top
atma gibi doğrudan gözlenebilir davranışlar gelmesin.
Davranışlar yukarıdaki gibi doğrudan gözlenebilen fiziksel
etkinliklere dayalı psikomotor davranışlar olabileceği gibi,
kaygı, korku ve tutum gibi duyuşsal davranışlar ve zihinde
algılama, kavrama, düşünme gibi bilişsel davranışlar da
olabilir.
Davranış
5. Öğrenme kişinin, çevreye uyum sürecidir.
Yetişkin davranışlarının hemen hemen hepsi öğrenme yoluyla
kazanılmıştır.
Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için;
1. Davranış değişikliği olması,
2. Yaşantı ve tekrar yoluyla değişikliğin meydana gelmesi,
3. Nispeten kalıcı ve sürekli olması gerekir.
6. Öğrenme süreçlerinde bireyler aktiftir. Kendi birtakım
yaşantıları yoluyla öğrenmelerini gerçekleştirebilir.
Yaşantıdan kasıt illa ki bir işi kendisinin yapması değildir. Kişi
sınıfta eğitmenin anlattıklarını dinlerken de bir yaşantı
geçirmiş olur. Tabii o sırada başka şeylerle uğraşmıyor ya da
hayal dünyasına kapılıp gitmiyorsa.
Bir şekilde eğitmenin anlattıklarını dinliyor ve kendi zihinsel
süzgecinden geçiriyorsa, kişi o konuyla ilgili yaşantı geçiriyor
demektir.
7. Eğer kişilerde öğrenmeler gerçekleşmişse, bu öğrenmeler
başka öğrenmelere transfer edilebilir. X marka fotokopi
makinasını kullanmayı öğrenen bir çalışan, iş değiştirdikten
sonra bu öğrenmesini Y marka fotokopi makinasını da
kullanmak için transfer edecektir.
Bunlarla birlikte öğrenmeler doğrudan doğruya
gözlenemezler. Gözlenebilen yalnızca öğrenenin ortaya
koyduğu performanstır.
8. Öğrenme esnasında ortamdaki uyarıcılar (eğitmenin sesi, projeksiyondaki grafik, işin yapılışını
gösteren ustanın hareketleri) öncelikle duyu organlarımız tarafından ortamda fark edilerek
içeriye alınır.
Bu uyarıcılar daha sonra sinir sistemimiz tarafından beynimizdeki ilgili merkezlere iletilir
(duyum).
Uyarıcılar ilgili merkezlerde kodlanarak ya geçmiş bilgilerimizle eşleştirilerek eski bilgilerin
olduğu gruba ya da beynimizde yeni bir bilgi olarak kodlanarak anlamlı hale getirilir (algı).
Son olarak ise anlamlı şekilde kodlanan uyarıcılar (bilgiler), eğitmenin sorduğu soruya cevap
vererek ya da usta başının yaptığı işi tekrar yaparak ortaya koyduğumuz tepki şeklinde kendini
göstererek (davranış) öğrenmenin gerçekleşmesini sağlar.
Öğrenme süreci dört aşamayla gerçekleşir.
Beynimizde Öğrenme Nasıl Gerçekleşiyor?
9. 1) Giriş (Input): Gelen bilgilerin duyu organları vasıtası ile algılanması ve beyne iletilmesidir.
2) İşlem (Entegrasyon): Beyne iletilen bilginin kaydedilmesi, organize edilmesi, anlaşılması ve
işleme konulup yorumlanmasıdır. Bu aşamada bilgiyi sıraya koyma, ilişkilendirme, soyutlama,
organize etme işlemleri gerçekleşir.
3) Bellek (Depolama): Anlaşılan bilgi tekrar kullanılmak üzere depo edilir. Bu depo kendi içinde
iyi organize edilmiş, daha önce oluşturulan binlerce şema ve haritalardan oluşan bir kayıt
arşividir.
4) Çıkış (Output): Beynin bilgiyi mesaj olarak hücrelere, kaslara, dil ya da motor etkinlik
alanlarına göndermesi sürecidir. Bir anlamda işlenen bilginin kullanılmak üzere bilince
gelmesidir.
Öğrenme Süreçleri
10. 1) Çevreden gelen uyarıcılar (bilgiler), duyu
organlarımız tarafından fark edilir ve duyusal
kayıt yoluyla kısa süreli belleğe aktarılır.
2) Gelen bilgiler kısa süreli bellekte
organize edilerek, küçük miktarı
uzun süreli belleğe aktarılır.
Bilginin kısa süreli bellekten uzun
süreli belleğe gönderilmesinde
tekrar çok önemlidir. Örneğin; bir
telefon numarasını ezberleyinceye
kadar tekrar etme ya da bir
konunun belli aralıklarla tekrar
edilmesi gibi düzenli aralıklarla
yapılan tekrarlar bilginin uzun süreli
belleğe aktarılmasında büyük önem
taşır.
* Beynimizin tıpkı bilgisayarlar gibi çalıştığını söylemek mümkündür. Bu nedenle beynimizdeki kısa süreli belleği
bilgisayarlardaki Ram bellek, uzun süreli belleği ise bilgisayarlardaki sabit disk (hdd) gibi düşünmek hiç de yanlış olmaz.
3) Öğrenmenin gerçekleşebilmesi
için bilgilerin uzun süreli belleğe
kodlanması yeterli olmaz.
Uzun süreli bellekteki bilgiler
istenildiği zaman geri
çağrılabiliyorsa (davranışa
dönüşebiliyorsa) işte o zaman
öğrenme gerçekleşmiş diyebiliriz.
Eğer kısa süreli belleğe aktarılan
bilgiler uzun süreli belleğe
aktarılmamışsa, bu durumda da
unutma gerçekleşir.