SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 4
Onlar- Bunlar-Biz-Siz
Yaklaşık 1 ay önce başladı çıtırdamalar.. Sonra bir park konusu
İstanbul’u 1 Haziran’da yollara çekti. İnsanlar kilometrelerce yürüdü.
Bibergazı atılan dehşet içindeki vatandaşını savunmak için, haksızlığa
tepkisiz kalmayacağını göstermek için, haklarını savunmak için, sahipsiz
bırakmamak için. Ardından parka yerleşip hem parkı hem de içindeki
insanları savunma dönemi başladı.
Bu kitlesel-halk hareketini anlayabilmek için hem süreci hem de önce ve
sonrasını iyi anlamamız lazım. Süreç tabii ki hem bireyleri hem de
toplumu ve etkenlerini inceleyerek daha tanımlanabilir hale gelecektir.
Son 30 yıldan başlayalım.
1980 ihtilali dönemi öncelikli 1955-65 kuşağını yani olaylarda aktif olan
gençliği bastırırken, 65-75 kuşağın da milliyetçilik duygularını besledi.
Bu süreçteki gençler hep ailelerinden duyduğu “ülkenin iyiliği için”
merkezde toplandılar. Merkez sadece politika demek değil, yaşam
biçimi.. Farklılaşmaların zor kabul gördüğü, komşunun dediğinin daha
da önem kazandığı bir kültür. 80 ihtilaline neden olan kutuplaşmanın,
sağ-sol çatışmasının yaşanmaması için merkezde toplanıldı. Dünyaya
kapalı bir toplumdan, başka ülkelerle ilişkilerin dolayısıyla yeni
kültürlerin ve farklı dillerin öğrenilmeye başlandığı bir dönem geldi.
Döviz konuşuldu, yeni kot pantolonlar geldi, ithal sigaralardan içilmeye
başlandı. 75-85 kuşağı bu yeni dönemde gittikçe artan ürün seçeneği ve
gelişen iletişim teknolojisi içinde büyüdü. Politikada merkez hüküm
sürerken, 80 öncesine kıyasla daha demokratik hava esiyordu. Politika
ihtilalsizdi de ekonomi ardı ardına ihtilalliydi. Hem ülke olarak
seçeneklerin ve kredi kartlarının çoğalmasından cüzdanların kontrolü
sağlanamıyor, hem de dünyayla bir hareket edince başka ülkelerin
etkileri ardı arkası kesilmeyen ekonomik krizleri yaşatıyordu. Bu
süreçte SES tanımlaması da değişti. Öncesinde daha net olan dağılımlar
artık çok net tanımlanamaz hale geldi. Ekonomik gelir dağılımı da
merkezci bir yaklaşım gösterdi. Ancak orta gelirli aslında genel hayatını
çok orta seviyede yaşayamadı. Orta gelirin satın alım gücü düşerken, üst
ve alt gelirlilerin oranları sıkışmaya başladı. Zenginin çok zengin fakirin
de çok fakir olduğu, orta gelirin yaşamakta zorlandığı dönemde sosyal
statülerde de değişiklikler oldu. Statü tanımlaması eğitim ve yaşam
tarzından daha çok gelir ile daha tanımlanır hale geldi. Tam olarak bu
sürecin darboğazında ana gündem ekonomi ve geçmişte verilmeyen
sosyal hakları koruma üzerindeydi. Yaşamın içinde bir de tüketim için
uçsuz bucaksız seçeneğin olduğunu gözönünde tutarsak, ekonomik
istikrar ve “azınlık” haklarının geri verilmesi bu talebin en güzel
karşılığı olacak vaatti. “Azınlık” talepleri sadece sayıca az olanları
kapsamıyordu, o ana kadar gündelik hayatta çok yer almayan herkesi
kapsıyordu. Çok demokratik vaat üzerine yeni bir parti bu açığı kapattı
ve 2002 seçimlerinde tek parti olarak iktidara geldi. Bu yeni parti
yıllardır denenmiş merkeze yakın olmakla beraber sadece merkezde
yeni arayış içinde olan seçmenleri değil yıllardır sesini duyurmak
isteyen sağ kanadı da kazandı.
Ve şimdi bu son 10 yılda neler oldu?
Sağ-merkez yaşam başlangıcıyla kitlesel medyada da daha çok görünen
İslami Türkler gündelik hayatta yer almaya başladı. Yıllarca Türkiye’nin
belli lokasyonlarında kendi hallerinde yaşayan bu kitle, daha
muhafazakar yaşam tarzlarıyla Avrupai Türklere varlıklarını alıştırmak,
anlatmak ve kabul ettirmek üzere Türkiye’nin her yerinde gündelik
hayatta yer aldılar. Kendi içlerine, kendi cemiyetlerine ve bilgilerine
tamamen bağlı olan muhafazakar-içe kapanık bir kitle ile Cumhuriyet’in
kuruluşu itibarıyla sadece Batılı normlara eğilim göstermekle etmekle
kalmayıp bu normlara yeni tanımlamalar getiren 80 sonrasında tüm
dünyayla bilgi iletişimi içinde olan dışa dönük-modern yaşam tarzında
bir diğer kitle.. 10 yıl boyunca adım adım birbirlerine kendini kendi
şekilleriyle kabul ettirmeye çalışan bir süreç başladı.
2 kitlenin de birbirine kabul ettirme ile yeni bir tahammül gösterme
dönemi başladı. Demokrasinin ana kuralı olan farklı fikirlere, inanışlara
karşılıklı tahammül gösterme ilkesi.
Bu farklı yaşam tarzlarını detaylı incelemekte ve bu “tahammül
süreci”ni anlamakta fayda var.
Muhafazakar-içe kapanık kitledeki muhafazakar kanat yıllardır orduyu,
merkezcileri, solcuları kaynak göstererek daha İslami yaşam
biçimlerinin kısıtlandığına inanıyorlardı. Merkeze yakın seçmenler ise
merkezi “ülkenin iyiliği” için ekonomide gün be gün sağlanan istikrar
ile seçimlerinin doğruluğunu pekiştiriyorlardı. Hükümetin verdiği
mesajların içeriği ile çok ilgilenmemekle beraber muhafazakar-içe
kapanık kitle için doğru yolda olunduğu, artık bastırılmışların olmadığı
kanaatiyle yaşam tarzı- gündelik hayatın ve değerlerin doğru olduğunun
altı çizildi.
Dışa dönük-modern kesim için ise alışkanlıkların altüst olduğu bir
dönem başladı. Bir taraftan son 20 yıldır yaşamaya alıştıkları modern
yaşam tarzlarını devam ettirirken, internet-teknolojideki hızlı
ilerlemeyle tüm dünyayla ve gelişmeleri izliyorlardı. Diğer tarafta ise
ülkelerindeki gündelik hayatın görüntüsünün değişimini de izlediler.
Din değerlerinden uzak olmamakla beraber, simgesel dinin çok da
taraftarı olmayan dışa dönükler türbanı ve çarşafı hergün görmeye
alıştılar. Hükümetin adım adım gündelik hayatlarına getirdikleri yeni
koşulları duydular. Dışa dönük kimlik bu dönemde internet ile daha “
bireyselleşme”ye hatta genç kuşak için “bencil” algılamasına
dönüştü. Ekran önünde kimliği fiziksel olarak sorgulanabilecek 2.
Şahıslarla konuşan, batıyı doğuyu araştıran- soran- sorgulayan-
inceleyen-bolca marka tüketen yeni bir genç kuşak doğdu. Bu kuşak dışa
dönük-modern kesimdeki orta yaş ve üzerindeki kitle için bile diğerine
“tahammül etme” süreci getirdi. Apolitik, ekran başında oturup,
hareketsiz, hatta durağan gözüken, sadece alışverişe çıkan aktif olmayan
çocuklarına ebeveynler bile “tahammül etme”ye çalıştılar.
Haziran 2013’te neyi gözlemledik neyi görüyoruz?
Bir tarafta cemiyet içi yaşayan içe dönükler, diğer tarafta cemiyet
bağımsız dünyayla yaşayan bencil dışa dönükler birbirlerine tahammül
etme sürecine alışırken, siyasal söylemler dışadönüklerin
bencilliklerinden her gün güç olarak “yasak” söylemlerini ilerletti. Bu
süreç yaşanmaya devam ederken anti milliyetçi söylemlerle gündelik
hayata müdahil olunacak konulara da girildi. Söylemlerin açıklamaktan
ve genel “iyilik” üzerine söylemlerden uzak yaptırımcı tonu “
tahammül sürecini”“inatlaşma sürecine” itti.
Dışa dönükler sadece kişisel hakları üzerinden çıkarken, bencillik-
bireysellikleri onları politika üstü bir teklikte birleştirdi. Medya ama
sosyal medya değil, cumhuriyet ama demokrasi değil anlatımlara
karşıkoşullu ve “tahammülsüz” demokrasiye karşı durarak
birliklerini tanımladılar. O güne kadar kendisini anlamayan ebeveynler
de hem çocukları hem de genel algılayışla bütünleşti. Dışa dönükler
esprili, sarkastik, korkusuz ve vazgeçmeyen duruşlarıyla taraf oldular.
İçe dönükler ise iç bilgilerden tek taraflı bilgilendirilmeleriyle 10 yıllık
süreçte yavaş yavaş elde ettikleri haklarını kaybetme dürtüsüyle diğer
tarafta olanları izleyen ve kabullenen, ancak “gerektiğinde” ortaya
çıkacaklarını farklı söylem ve olaylarda belirten diğer taraf oldu. Merkez
yakınlığından daha çok İslami-muhafazakar kimlikte bütünleştiler.
Politik söylemlerdeki halkı ayrıştıran “bunlar” söylemi, eğitim
düzeyleri ve yaşam biçimleriyle birbirlerinden farklılaşan bu 2 grubu
net olarak taraflaştırdı. Herkes kendisinin başkalaştırıldığını düşünür
noktada. Kimin halk, kimin “bu” kimin “biz”den olduğunu herkes
kendi kendine soruyor. Süreç sadece içe dönük-dışa dönük kimlikleri
taraflaştırmakla kalmadı,Parti-politika halk- polis taraflaşmasına geldi.
Artık taraflaşmadan daha çok kutuplaşma noktasındayız.
Süreç devam ederken yazıya devam ettiğim için şu anki durum
gözlemiyle noktalamak istiyorum: “Tahammül” bakıp kafaların
çevrilebileceği bir süreç olmaktan ziyade, kaynaştıran ve hoşgörülü bir
anlayışla özümsenecek, inattan uzak, anlamak üzerine bir olgu olmalı.
Umarım süreci tamamlarken Türkiye hoşgörüsünü pekiştirir.
24 Haziran 2013
Didem Tokatlıoğlu

Mais conteúdo relacionado

Destaque

Visual Analytics with Tableau
Visual Analytics with TableauVisual Analytics with Tableau
Visual Analytics with TableauVineet Chaturvedi
 
First aid training courses
First aid training coursesFirst aid training courses
First aid training coursesSafetyGroup
 
The safety group standard first aid
The safety group   standard first aidThe safety group   standard first aid
The safety group standard first aidSafetyGroup
 
Why do Data Warehousing & Business Intelligence go hand in hand?
Why do Data Warehousing & Business Intelligence go hand in hand? Why do Data Warehousing & Business Intelligence go hand in hand?
Why do Data Warehousing & Business Intelligence go hand in hand? Vineet Chaturvedi
 
The safety group importance of safety
The safety group   importance of safetyThe safety group   importance of safety
The safety group importance of safetySafetyGroup
 
trabajo informayica.doc
trabajo informayica.doctrabajo informayica.doc
trabajo informayica.docomarc-giron
 
Pyme en la nube
Pyme en la nubePyme en la nube
Pyme en la nubeeva_nb
 
Vigilia pascual 2012
Vigilia pascual 2012Vigilia pascual 2012
Vigilia pascual 2012Karla Rivas
 
ESQUEMAS DE EVALUACIÓN DE MARTHA VELASQUEZ
ESQUEMAS DE EVALUACIÓN DE MARTHA VELASQUEZESQUEMAS DE EVALUACIÓN DE MARTHA VELASQUEZ
ESQUEMAS DE EVALUACIÓN DE MARTHA VELASQUEZMARTY24
 
Agel Oficial Portuguese Presentation
Agel Oficial Portuguese PresentationAgel Oficial Portuguese Presentation
Agel Oficial Portuguese PresentationPaulo Miranda
 

Destaque (20)

Visual Analytics with Tableau
Visual Analytics with TableauVisual Analytics with Tableau
Visual Analytics with Tableau
 
First aid training courses
First aid training coursesFirst aid training courses
First aid training courses
 
Python webinar 2nd july
Python webinar 2nd julyPython webinar 2nd july
Python webinar 2nd july
 
The safety group standard first aid
The safety group   standard first aidThe safety group   standard first aid
The safety group standard first aid
 
Why do Data Warehousing & Business Intelligence go hand in hand?
Why do Data Warehousing & Business Intelligence go hand in hand? Why do Data Warehousing & Business Intelligence go hand in hand?
Why do Data Warehousing & Business Intelligence go hand in hand?
 
2013 trends
2013 trends2013 trends
2013 trends
 
The safety group importance of safety
The safety group   importance of safetyThe safety group   importance of safety
The safety group importance of safety
 
Sell it to me
Sell it to meSell it to me
Sell it to me
 
Dia ldel agua
Dia ldel aguaDia ldel agua
Dia ldel agua
 
trabajo informayica.doc
trabajo informayica.doctrabajo informayica.doc
trabajo informayica.doc
 
Esperar Em Cristo. Jr Cordeiro.
Esperar Em Cristo. Jr Cordeiro.Esperar Em Cristo. Jr Cordeiro.
Esperar Em Cristo. Jr Cordeiro.
 
Pyme en la nube
Pyme en la nubePyme en la nube
Pyme en la nube
 
Vigilia pascual 2012
Vigilia pascual 2012Vigilia pascual 2012
Vigilia pascual 2012
 
Mapas
MapasMapas
Mapas
 
Filhos. Jr Cordeiro.
Filhos. Jr Cordeiro.Filhos. Jr Cordeiro.
Filhos. Jr Cordeiro.
 
ESQUEMAS DE EVALUACIÓN DE MARTHA VELASQUEZ
ESQUEMAS DE EVALUACIÓN DE MARTHA VELASQUEZESQUEMAS DE EVALUACIÓN DE MARTHA VELASQUEZ
ESQUEMAS DE EVALUACIÓN DE MARTHA VELASQUEZ
 
Agel Oficial Portuguese Presentation
Agel Oficial Portuguese PresentationAgel Oficial Portuguese Presentation
Agel Oficial Portuguese Presentation
 
Comunitaria vi
Comunitaria viComunitaria vi
Comunitaria vi
 
Praias do Brasil
Praias do BrasilPraias do Brasil
Praias do Brasil
 
Tarrifs!
Tarrifs!Tarrifs!
Tarrifs!
 

Semelhante a Bunlar biz-siz

Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdfRoberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdfSuat Furkan ISIK
 
Insan toplum ve_iktisat
Insan toplum ve_iktisatInsan toplum ve_iktisat
Insan toplum ve_iktisatAhmet Türkan
 
Siyasa hukumet terorizm
Siyasa hukumet terorizmSiyasa hukumet terorizm
Siyasa hukumet terorizmsavaş ikiz
 
Cep Gazetesi - Sayı 1
Cep Gazetesi - Sayı 1Cep Gazetesi - Sayı 1
Cep Gazetesi - Sayı 1sosyalist
 
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Fdgalgjadg Fhaldfad
 
Veblen, Simmel ve Sombart’ta Tüketim Olgusu ve Hedonizm
Veblen, Simmel ve Sombart’ta Tüketim Olgusu ve HedonizmVeblen, Simmel ve Sombart’ta Tüketim Olgusu ve Hedonizm
Veblen, Simmel ve Sombart’ta Tüketim Olgusu ve Hedonizmİsmail Sarp Aykurt
 
www.siyasiakademi.com - Sosyal medya ve politika
www.siyasiakademi.com - Sosyal medya ve politikawww.siyasiakademi.com - Sosyal medya ve politika
www.siyasiakademi.com - Sosyal medya ve politikamecay154
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmiChp Aydın
 
Batuhan Baypars Çağdaş Siyasi Akımlar
Batuhan Baypars   Çağdaş Siyasi AkımlarBatuhan Baypars   Çağdaş Siyasi Akımlar
Batuhan Baypars Çağdaş Siyasi AkımlarŞaban Yıldız
 
Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015
Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015
Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015Gelecek Hane
 
Hayrat vakfı anayasa raporu
Hayrat vakfı anayasa raporuHayrat vakfı anayasa raporu
Hayrat vakfı anayasa raporuhgulec
 
küreselleşme
küreselleşmeküreselleşme
küreselleşmetoprakcan
 
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’ MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’ Galatasaray Üniversitesi
 

Semelhante a Bunlar biz-siz (20)

Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdfRoberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
Roberto Unger Hakkında Rapor by SFI.pdf
 
Insan toplum ve_iktisat
Insan toplum ve_iktisatInsan toplum ve_iktisat
Insan toplum ve_iktisat
 
Siyasa hukumet terorizm
Siyasa hukumet terorizmSiyasa hukumet terorizm
Siyasa hukumet terorizm
 
Cep Gazetesi - Sayı 1
Cep Gazetesi - Sayı 1Cep Gazetesi - Sayı 1
Cep Gazetesi - Sayı 1
 
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
 
Propaganda ve Siyasal Reklam
Propaganda ve Siyasal ReklamPropaganda ve Siyasal Reklam
Propaganda ve Siyasal Reklam
 
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARIMEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI
 
Veblen, Simmel ve Sombart’ta Tüketim Olgusu ve Hedonizm
Veblen, Simmel ve Sombart’ta Tüketim Olgusu ve HedonizmVeblen, Simmel ve Sombart’ta Tüketim Olgusu ve Hedonizm
Veblen, Simmel ve Sombart’ta Tüketim Olgusu ve Hedonizm
 
www.siyasiakademi.com - Sosyal medya ve politika
www.siyasiakademi.com - Sosyal medya ve politikawww.siyasiakademi.com - Sosyal medya ve politika
www.siyasiakademi.com - Sosyal medya ve politika
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmi
 
Batuhan Baypars Çağdaş Siyasi Akımlar
Batuhan Baypars   Çağdaş Siyasi AkımlarBatuhan Baypars   Çağdaş Siyasi Akımlar
Batuhan Baypars Çağdaş Siyasi Akımlar
 
Ki̇tap
Ki̇tapKi̇tap
Ki̇tap
 
10.3 beceriler
10.3 beceriler10.3 beceriler
10.3 beceriler
 
Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015
Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015
Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015
 
Psikiyatrik sosyal hizmet
Psikiyatrik sosyal hizmetPsikiyatrik sosyal hizmet
Psikiyatrik sosyal hizmet
 
Hayrat vakfı anayasa raporu
Hayrat vakfı anayasa raporuHayrat vakfı anayasa raporu
Hayrat vakfı anayasa raporu
 
küreselleşme
küreselleşmeküreselleşme
küreselleşme
 
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’ MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
 
4.haftsa
4.haftsa4.haftsa
4.haftsa
 
Japonya.pptx
Japonya.pptxJaponya.pptx
Japonya.pptx
 

Mais de Game Kudra

52 Types of Marketing Strategies
52 Types of Marketing Strategies52 Types of Marketing Strategies
52 Types of Marketing StrategiesGame Kudra
 
2014 Marketing Trends
2014 Marketing Trends2014 Marketing Trends
2014 Marketing TrendsGame Kudra
 
Mobile Advertising
Mobile Advertising Mobile Advertising
Mobile Advertising Game Kudra
 
Krombera Şubat 2013 Trend Raporu
Krombera Şubat 2013 Trend RaporuKrombera Şubat 2013 Trend Raporu
Krombera Şubat 2013 Trend RaporuGame Kudra
 
How to Succeed in Functional Foods: 6 Trends to Digest
How to Succeed in Functional Foods: 6 Trends to DigestHow to Succeed in Functional Foods: 6 Trends to Digest
How to Succeed in Functional Foods: 6 Trends to DigestGame Kudra
 
I'm in your hands
I'm in your handsI'm in your hands
I'm in your handsGame Kudra
 
From me to you
From me to youFrom me to you
From me to youGame Kudra
 
A Research About Customer Trends Until 2020
A Research About Customer Trends Until 2020 A Research About Customer Trends Until 2020
A Research About Customer Trends Until 2020 Game Kudra
 
YENİ ESKİLER
YENİ ESKİLERYENİ ESKİLER
YENİ ESKİLERGame Kudra
 
A Report of Trust and Car Purchasing Habits
A Report of Trust and Car Purchasing HabitsA Report of Trust and Car Purchasing Habits
A Report of Trust and Car Purchasing HabitsGame Kudra
 
Türk Gençlerinin Sosyolojik Analizi, 2013
Türk Gençlerinin Sosyolojik Analizi, 2013Türk Gençlerinin Sosyolojik Analizi, 2013
Türk Gençlerinin Sosyolojik Analizi, 2013Game Kudra
 

Mais de Game Kudra (11)

52 Types of Marketing Strategies
52 Types of Marketing Strategies52 Types of Marketing Strategies
52 Types of Marketing Strategies
 
2014 Marketing Trends
2014 Marketing Trends2014 Marketing Trends
2014 Marketing Trends
 
Mobile Advertising
Mobile Advertising Mobile Advertising
Mobile Advertising
 
Krombera Şubat 2013 Trend Raporu
Krombera Şubat 2013 Trend RaporuKrombera Şubat 2013 Trend Raporu
Krombera Şubat 2013 Trend Raporu
 
How to Succeed in Functional Foods: 6 Trends to Digest
How to Succeed in Functional Foods: 6 Trends to DigestHow to Succeed in Functional Foods: 6 Trends to Digest
How to Succeed in Functional Foods: 6 Trends to Digest
 
I'm in your hands
I'm in your handsI'm in your hands
I'm in your hands
 
From me to you
From me to youFrom me to you
From me to you
 
A Research About Customer Trends Until 2020
A Research About Customer Trends Until 2020 A Research About Customer Trends Until 2020
A Research About Customer Trends Until 2020
 
YENİ ESKİLER
YENİ ESKİLERYENİ ESKİLER
YENİ ESKİLER
 
A Report of Trust and Car Purchasing Habits
A Report of Trust and Car Purchasing HabitsA Report of Trust and Car Purchasing Habits
A Report of Trust and Car Purchasing Habits
 
Türk Gençlerinin Sosyolojik Analizi, 2013
Türk Gençlerinin Sosyolojik Analizi, 2013Türk Gençlerinin Sosyolojik Analizi, 2013
Türk Gençlerinin Sosyolojik Analizi, 2013
 

Bunlar biz-siz

  • 1. Onlar- Bunlar-Biz-Siz Yaklaşık 1 ay önce başladı çıtırdamalar.. Sonra bir park konusu İstanbul’u 1 Haziran’da yollara çekti. İnsanlar kilometrelerce yürüdü. Bibergazı atılan dehşet içindeki vatandaşını savunmak için, haksızlığa tepkisiz kalmayacağını göstermek için, haklarını savunmak için, sahipsiz bırakmamak için. Ardından parka yerleşip hem parkı hem de içindeki insanları savunma dönemi başladı. Bu kitlesel-halk hareketini anlayabilmek için hem süreci hem de önce ve sonrasını iyi anlamamız lazım. Süreç tabii ki hem bireyleri hem de toplumu ve etkenlerini inceleyerek daha tanımlanabilir hale gelecektir. Son 30 yıldan başlayalım. 1980 ihtilali dönemi öncelikli 1955-65 kuşağını yani olaylarda aktif olan gençliği bastırırken, 65-75 kuşağın da milliyetçilik duygularını besledi. Bu süreçteki gençler hep ailelerinden duyduğu “ülkenin iyiliği için” merkezde toplandılar. Merkez sadece politika demek değil, yaşam biçimi.. Farklılaşmaların zor kabul gördüğü, komşunun dediğinin daha da önem kazandığı bir kültür. 80 ihtilaline neden olan kutuplaşmanın, sağ-sol çatışmasının yaşanmaması için merkezde toplanıldı. Dünyaya kapalı bir toplumdan, başka ülkelerle ilişkilerin dolayısıyla yeni kültürlerin ve farklı dillerin öğrenilmeye başlandığı bir dönem geldi. Döviz konuşuldu, yeni kot pantolonlar geldi, ithal sigaralardan içilmeye başlandı. 75-85 kuşağı bu yeni dönemde gittikçe artan ürün seçeneği ve gelişen iletişim teknolojisi içinde büyüdü. Politikada merkez hüküm sürerken, 80 öncesine kıyasla daha demokratik hava esiyordu. Politika ihtilalsizdi de ekonomi ardı ardına ihtilalliydi. Hem ülke olarak seçeneklerin ve kredi kartlarının çoğalmasından cüzdanların kontrolü sağlanamıyor, hem de dünyayla bir hareket edince başka ülkelerin etkileri ardı arkası kesilmeyen ekonomik krizleri yaşatıyordu. Bu süreçte SES tanımlaması da değişti. Öncesinde daha net olan dağılımlar artık çok net tanımlanamaz hale geldi. Ekonomik gelir dağılımı da merkezci bir yaklaşım gösterdi. Ancak orta gelirli aslında genel hayatını çok orta seviyede yaşayamadı. Orta gelirin satın alım gücü düşerken, üst ve alt gelirlilerin oranları sıkışmaya başladı. Zenginin çok zengin fakirin de çok fakir olduğu, orta gelirin yaşamakta zorlandığı dönemde sosyal statülerde de değişiklikler oldu. Statü tanımlaması eğitim ve yaşam
  • 2. tarzından daha çok gelir ile daha tanımlanır hale geldi. Tam olarak bu sürecin darboğazında ana gündem ekonomi ve geçmişte verilmeyen sosyal hakları koruma üzerindeydi. Yaşamın içinde bir de tüketim için uçsuz bucaksız seçeneğin olduğunu gözönünde tutarsak, ekonomik istikrar ve “azınlık” haklarının geri verilmesi bu talebin en güzel karşılığı olacak vaatti. “Azınlık” talepleri sadece sayıca az olanları kapsamıyordu, o ana kadar gündelik hayatta çok yer almayan herkesi kapsıyordu. Çok demokratik vaat üzerine yeni bir parti bu açığı kapattı ve 2002 seçimlerinde tek parti olarak iktidara geldi. Bu yeni parti yıllardır denenmiş merkeze yakın olmakla beraber sadece merkezde yeni arayış içinde olan seçmenleri değil yıllardır sesini duyurmak isteyen sağ kanadı da kazandı. Ve şimdi bu son 10 yılda neler oldu? Sağ-merkez yaşam başlangıcıyla kitlesel medyada da daha çok görünen İslami Türkler gündelik hayatta yer almaya başladı. Yıllarca Türkiye’nin belli lokasyonlarında kendi hallerinde yaşayan bu kitle, daha muhafazakar yaşam tarzlarıyla Avrupai Türklere varlıklarını alıştırmak, anlatmak ve kabul ettirmek üzere Türkiye’nin her yerinde gündelik hayatta yer aldılar. Kendi içlerine, kendi cemiyetlerine ve bilgilerine tamamen bağlı olan muhafazakar-içe kapanık bir kitle ile Cumhuriyet’in kuruluşu itibarıyla sadece Batılı normlara eğilim göstermekle etmekle kalmayıp bu normlara yeni tanımlamalar getiren 80 sonrasında tüm dünyayla bilgi iletişimi içinde olan dışa dönük-modern yaşam tarzında bir diğer kitle.. 10 yıl boyunca adım adım birbirlerine kendini kendi şekilleriyle kabul ettirmeye çalışan bir süreç başladı. 2 kitlenin de birbirine kabul ettirme ile yeni bir tahammül gösterme dönemi başladı. Demokrasinin ana kuralı olan farklı fikirlere, inanışlara karşılıklı tahammül gösterme ilkesi. Bu farklı yaşam tarzlarını detaylı incelemekte ve bu “tahammül süreci”ni anlamakta fayda var. Muhafazakar-içe kapanık kitledeki muhafazakar kanat yıllardır orduyu, merkezcileri, solcuları kaynak göstererek daha İslami yaşam biçimlerinin kısıtlandığına inanıyorlardı. Merkeze yakın seçmenler ise merkezi “ülkenin iyiliği” için ekonomide gün be gün sağlanan istikrar
  • 3. ile seçimlerinin doğruluğunu pekiştiriyorlardı. Hükümetin verdiği mesajların içeriği ile çok ilgilenmemekle beraber muhafazakar-içe kapanık kitle için doğru yolda olunduğu, artık bastırılmışların olmadığı kanaatiyle yaşam tarzı- gündelik hayatın ve değerlerin doğru olduğunun altı çizildi. Dışa dönük-modern kesim için ise alışkanlıkların altüst olduğu bir dönem başladı. Bir taraftan son 20 yıldır yaşamaya alıştıkları modern yaşam tarzlarını devam ettirirken, internet-teknolojideki hızlı ilerlemeyle tüm dünyayla ve gelişmeleri izliyorlardı. Diğer tarafta ise ülkelerindeki gündelik hayatın görüntüsünün değişimini de izlediler. Din değerlerinden uzak olmamakla beraber, simgesel dinin çok da taraftarı olmayan dışa dönükler türbanı ve çarşafı hergün görmeye alıştılar. Hükümetin adım adım gündelik hayatlarına getirdikleri yeni koşulları duydular. Dışa dönük kimlik bu dönemde internet ile daha “ bireyselleşme”ye hatta genç kuşak için “bencil” algılamasına dönüştü. Ekran önünde kimliği fiziksel olarak sorgulanabilecek 2. Şahıslarla konuşan, batıyı doğuyu araştıran- soran- sorgulayan- inceleyen-bolca marka tüketen yeni bir genç kuşak doğdu. Bu kuşak dışa dönük-modern kesimdeki orta yaş ve üzerindeki kitle için bile diğerine “tahammül etme” süreci getirdi. Apolitik, ekran başında oturup, hareketsiz, hatta durağan gözüken, sadece alışverişe çıkan aktif olmayan çocuklarına ebeveynler bile “tahammül etme”ye çalıştılar. Haziran 2013’te neyi gözlemledik neyi görüyoruz? Bir tarafta cemiyet içi yaşayan içe dönükler, diğer tarafta cemiyet bağımsız dünyayla yaşayan bencil dışa dönükler birbirlerine tahammül etme sürecine alışırken, siyasal söylemler dışadönüklerin bencilliklerinden her gün güç olarak “yasak” söylemlerini ilerletti. Bu süreç yaşanmaya devam ederken anti milliyetçi söylemlerle gündelik hayata müdahil olunacak konulara da girildi. Söylemlerin açıklamaktan ve genel “iyilik” üzerine söylemlerden uzak yaptırımcı tonu “ tahammül sürecini”“inatlaşma sürecine” itti. Dışa dönükler sadece kişisel hakları üzerinden çıkarken, bencillik- bireysellikleri onları politika üstü bir teklikte birleştirdi. Medya ama sosyal medya değil, cumhuriyet ama demokrasi değil anlatımlara
  • 4. karşıkoşullu ve “tahammülsüz” demokrasiye karşı durarak birliklerini tanımladılar. O güne kadar kendisini anlamayan ebeveynler de hem çocukları hem de genel algılayışla bütünleşti. Dışa dönükler esprili, sarkastik, korkusuz ve vazgeçmeyen duruşlarıyla taraf oldular. İçe dönükler ise iç bilgilerden tek taraflı bilgilendirilmeleriyle 10 yıllık süreçte yavaş yavaş elde ettikleri haklarını kaybetme dürtüsüyle diğer tarafta olanları izleyen ve kabullenen, ancak “gerektiğinde” ortaya çıkacaklarını farklı söylem ve olaylarda belirten diğer taraf oldu. Merkez yakınlığından daha çok İslami-muhafazakar kimlikte bütünleştiler. Politik söylemlerdeki halkı ayrıştıran “bunlar” söylemi, eğitim düzeyleri ve yaşam biçimleriyle birbirlerinden farklılaşan bu 2 grubu net olarak taraflaştırdı. Herkes kendisinin başkalaştırıldığını düşünür noktada. Kimin halk, kimin “bu” kimin “biz”den olduğunu herkes kendi kendine soruyor. Süreç sadece içe dönük-dışa dönük kimlikleri taraflaştırmakla kalmadı,Parti-politika halk- polis taraflaşmasına geldi. Artık taraflaşmadan daha çok kutuplaşma noktasındayız. Süreç devam ederken yazıya devam ettiğim için şu anki durum gözlemiyle noktalamak istiyorum: “Tahammül” bakıp kafaların çevrilebileceği bir süreç olmaktan ziyade, kaynaştıran ve hoşgörülü bir anlayışla özümsenecek, inattan uzak, anlamak üzerine bir olgu olmalı. Umarım süreci tamamlarken Türkiye hoşgörüsünü pekiştirir. 24 Haziran 2013 Didem Tokatlıoğlu