SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 32
Baixar para ler offline
İSTEĞE BAĞLI GEBELİK
SONLANDIRILMASI İÇİN
YORUMLAR
Doç. Dr. Orhan Gelişen
T. C. Sağlık Bakanlığı Ankara Etlik Doğumevi ve
Kadın Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi
Eğitim Görevlisi
• İstemli düşük, gebeliğin, rahime yerleşmesi
sonrası ve ceninin bağımsız olarak
yaşayabilir hale gelmesinden önce, ilaç
kullanarak veya cerrahi girişimle
sonlandırılması olarak tanımlanabilir.
• Gebelik sonlandırılması halen tartışma
konusudur. Çünkü hem anne, hem de tıbbi
ekibi etik ikileme sokmaktadır.
• Sağlıklı sonuçların alınabildiği ülkelerde,
tüm gebeliklerin yarısının istenmediği ve bu
gebeliklerin yarısının da istemli düşükle
sonlandığı tespit edilmiştir.
 Etik bize ne yapmamız ve ne
yapmamamız gerektiğini söyler.
 Obstetrik pratikte de etik aynı soruyla
uğraşmakta ve obstetrisyenler için
doğrunun ne olduğuna
odaklanmaktadır.
 Etik yüzyıllardır klinik pratikte hasta ve
hasta haklarının korunması şeklinde
kabul görmüştür.
 Medikal alanların hepsinden farklı olarak
obstetrikte gebe ve fetus olmak üzere iki
yönlü bir değerlendirme zorunluluğu
bulunmaktadır.
 Gebeye yönelik iki temel prensip ;
Yarar
Otonomiye saygıdır.
 Fetusun hasta olarak kabul edilmesi fetus
içinde etik yaklaşımların tartışılmasını
başlatmıştır.
 Fetüse yarara dayalı uygulamaların sonucu
ancak fetüs viable ise (neonatal periyotta
canlılığını sürdürebilecek kadar matür ise
ve gerekli teknolojik destek verildiğinde
çocuk olabilecekse) fetüs doktor tarafından
ayrı bir hasta olarak algılanmalıdır.
 Ancak viabilite sadece fetüse ait intrinsik
bir özellik değildir; biomedikal ve teknolojik
faktörler, gelişen teknoloji ve mevcut sağlık
kurumlarının olanakları ile yakından
ilişkilidir.
Medeni kanun;
 582. madde: Fetüs sağ doğmak
koşulu ile mirasçı olur. Ölü doğan
çocuk mirasçı olmaz.
 643. madde: Mirasın açıldığı tarihte
mirasçı olabilecek bir cenin varsa
paylaşma doğuma kadar ertelenir.
Kanunda cenin ifadesi açıkça
geçmekte ve daha doğmadan mirasçı
olmaktadır.
Borçlar kanunu;
 45.Madde: Fetüs ana karnında iken
babası herhangi bir şekilde öldürülür
ise doğduktan sonra babasının
desteğinden mahrum kaldığından
bahsi ile, sorumlu kişiye karşı bir
temsilci vasıtası ile tazminat davası
açabilir.
 Doğum sonrası temel haklara sahip
olduğu kabul edilen ceninin,
doğmadan önce anne ve babanın
tasarrufuna bırakmak hukuk ilkeleri ile
çelişmektedir.
 Fetüs oluştuğu andan itibaren yasal
korunma başlar ve hukuka aykırı fiiller
cezalandırmanın kapsamı içine girer.
 Medeni Hukukun 28/2 fıkrasına göre,
çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşulu ile
ana rahmine düştüğü andan itibaren
başlayarak elde eder.
 Anayasanın 12/1. maddesine göre kişinin
kişiliğine bağlı dokunulamaz, devredilemez,
vazgeçilemez temel hak ve hürriyetleri
vardır.
 Anayasanın 17. maddesi fertlerin yaşama
maddi manevi varlıklarını geliştirme
haklarına sahip olduklarını ve kişinin vücut
bütünlüğüne dokunulamayacağını
belirtmektedir.
Anayasa ve TCK çerçevesinde isteğe bağlı
gebelik sonlandırılması incelendiğinde
olayın iki ana , üçte yan unsuru (tarafı)
olduğu görülmektedir;
 Ana unsurlar:
 Anne
 Hekim
 Yan unsurlar:
 Cenin , fetüs
 Baba veya vasi
 Hukuk (Devlet, yasal çerçeve)
Yasal çerçeveye bakacak olursak;
Nüfus Planlaması hakkındaki kanuna
göre (kabul tarihi 24.05.1983,no:2827) ;
 5. Madde: Gebeliğin 10. haftası
doluncaya kadar annenin sağlığı
açısından tıbbi sakınca olmadığı
takdirde istek üzerine rahim tahliye
edilir.
!!!
Bu şartlarda doğum hekimi
anne, fetus ve hukukun
arasında sıkışmış olarak
görevini yapmaktadır.
İşin hukuksal boyutuna fetüs
açısından bakacak olursak;
Yeni Türk Ceza Kanunu’nun 5237.
maddesine göre(kabul tarihi 26.09.2004) :
 99.Madde: Tıbbi zorunluluk
bulunmadığı halde rızaya dayalı olsa
bile gebelik süresi 10 haftadan fazla
olan bir kadının çocuğunu düşüren
kişi 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. Bu durumda
çocuğun düşürtülmesine rıza
gösteren kadın hakkında bir yıla
kadar hapis veya adli para cezasına
hükmolunur.
 4. madde: Bu fiil kadının beden ve ruh
sağlığı bakımından bir zarara
uğramasına neden olmuşsa kişi 3
yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Fiilin kadının ölümüne
neden olması halinde 4 yıldan 8 yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
 Kanunlar ihtiyaçtan doğmaktadır.
 Kanunlar günün gereklerine göre
değiştirilebilmektedir.
 Kanunlar olmadığı veya yetersiz
kaldığı durumlarda toplum kendisini,
kendi şartlarına göre geliştirdiği etik
değerlerle korumakta ve
davranışlarını bu değerlere göre
şekillendirmektedir.
1983 yılına kadar Ülkemizdeki durum-1
 Rahim tahliyesi kanunen suç idi.
 Cumhuriyetin ilk yıllarında savaşlar
nedeniyle azalan nüfusun
çoğaltılması amaçlanmakta idi.
 Hastanelerde doğum ücretsiz hale
getirilmişti.
 Ülkenin tarım alanlarının fazla olması
ancak, makineleşmenin ve sanayinin
gelişmemiş olması insan gücünü
gerektiriyordu.
1983 yılına kadar Ülkemizdeki durum-2
 Geçim , işsizlik ve eğitimli insanların
istihdam sorunları yaşanmıyordu.
 Buna rağmen istenmeyen gebelikler,
kanunen yasak olduğu halde tıbbi
yöntemler veya telek, ebe gümeci,
kibrit çöpü, sabun gibi gayri sıhhi
yöntemlerle sonlandırılmaktaydı.
 Bu nedenle yıllar boyu ülkemizde
maternal mortalite ve morbidite son
derece yüksek olmuştur.
1983 yılına kadar Ülkemizdeki durum-3
 Bu dönemde ihtiyaç nedeniyle yapılan
bu işlemler toplum tarafından ahlak
dışı ve işleme yardımcı olan doktorun
davranışları da meslektaşları
tarafından etik olmadığı şeklinde
sorgulanmamıştır.
 İnsanların ihtiyaçtan yaptığı her şey olayın
ahlaki veya etik olduğunu göstermez.
 Olaylar toplum tarafından değerlendirilir,
ahlak ve etiğin sınırları şekillendirilir.
 İhtiyaç bahane edilerek yapılan hırsızlık
hem toplumsal olarak hem de kanunen suç
sayılıyorsa , maddi çıkar sağlamak
amacıyla endikasyonsuz işlem yapan
hekim de hem ahlaki, hem toplumsal, hem
de kanunen suçlu duruma düşmektedir.
 Diğer taraftan kanuna aykırı yapılan
her şeyin etik olmadığını iddia
edebilir miyiz?
 1983 yılına kadar çocuk düşürme
kanunen suç olmasına rağmen etik
yönden tartışılmıyordu.
 Bu nedenle kanunları yapmadan önce
toplumsal ihtiyaçlar çok iyi
değerlendirilmelidir.
 Önüne kontrolsüz set çekilen su nasıl
akacak başka yollar bulacaksa, iyi
düşünülmeden hazırlanan kanunlarda
beraberinde yasal olmayan çözümler
getirecektir.
Sonuç; bu durum toplum sağlığını
daha da bozacaktır.
 Bugünkü haliyle rahim tahliyesi ile ilgili
kanunlar kimine etik olarak hoş görünse de
bir yönüyle de insanları suça
yöneltmektedir;
 Rahim tahliyesini düzenleyen kanunlar kimi
korumaktadır?
 Onuncu haftadan sonra müdahaleyi
yasaklayarak fetüsü düşünüyorsak, canlı
olarak doğup bir birey potansiyeline sahip
cenini niçin korumasız bırakmaktadır.
 Bunun cevabı çoğunlukla toplumun
menfaatleri kişinin menfaatlerinden önce
gelir şeklindedir : Kontrolsüz nüfus artışı,
alt yapısı ve ekonomik imkanları kısıtlı
toplumlarda mevcut pastadan alınan payı
düşürmekte, toplum daha da fakirleşmekte
ve yetersiz olan eğitim ve sağlık hizmetleri
ihtiyaca cevap veremez hale gelmektedir.
 Bu açıdan bakarsak yapılan işlem toplum
ve devlet vicdanını rahatlatmaktadır ancak
olayın etik yönü tartışılmamaktadır.
 Diğer taraftan Borçlar Kanunu ve Medeni
Hukuka göre çocuk hak ehliyetini, sağ
doğmak koşulu ile, ANA RAHMİNE
DÜŞTÜĞÜ andan başlayarak elde eder,
maddelerini düşünürsek;
Devletin koyduğu kanunların çeliştiğini,
Zayıf olanın korunmadığını,
Ancak vicdanları rahatlatmak için günün şartlarına
göre kısmi sınırlandırmalar getirdiği görülecektir.
Bu tip bir uygulama etik olabilir mi??
 Ayrıca 10 hafta olan sınır eğer gebelik
bir tecavüz sonucu olmuş ise 20
haftaya çıkmaktadır (Buda ancak mahkemeye
intikal etmiş, annenin afişe olduğu vakalar için geçerlidir).
 Niçin 20 haftaya kadar? Neden 24
hafta değil?
 Kapalı toplumlarda yaygın olan ancak
açıklanmayan ensest ilişkiler sonucu
istenmeyen gebeliklerde ne olacak?
 Evlenme vaadiyle veyahut kendi isteği
sonucuyla bile olsa , hamile kalan , yaşı 18
den küçük bir anne toplumdan dışlanma ve
ailesi tarafından öldürülme korkusu varsa
sorun nasıl çözülecektir;
Yanında vasi olmadığı için resmi kurumlarda
sorun çözülemeyecektir.
Özel ofislerde ise duygusal nedenlerle belki
sorun çözümlenecek fakat bir komplikasyon
oluştuğunda doktor bunun hesabını
veremeyecektir.
**Yapılan işlemin genç kızın geleceğini kurtardığı, bir aile
faciasını önlediği hesaba katılmayacaktır.
 Doktora ulaşılamadığı (çevre ve
ekonomik nedenlerle) durumlarda ,
olayı gazete başlıklarında vicdansız
anne yeni doğan çocuğunu boğarak
öldürdü, tuvalete attı, biraz daha
vicdanlı ise cami avlusuna bıraktı
veyahutta Namus Cinayeti diye
okuyoruz.
 Çocuğunu öldürdüğü takdirde anne
yakalanmazsa bir ömür boyu vicdan
azabı çekecek, yakalanır ise cani
olarak nitelenip yargılanacaktır!!
 Öldürme korkusu ile veya çevrenin
etkisi ile evinden kaçıp kötü niyetli
insanların emellerine alet olacak
veyahutta ailesi tarafından öldürülüp
hem kendisi hem de ailesi
mahvolacaktır.
Yukardaki örneklerde görüldüğü üzere;
 Fetusa sorma veya izin alma şansı yok,
 Evlilikte erkek farklı düşüncelerle hareket
edebilmekte, olaydan doğrudan
etkilenmemektedir.
 Doktor etik ve yasal boyut arasında sıkışıp
ikinci derecede zarar görmektedir.
**Ancak olaydan birinci derecede
etkilenenin ANNE olduğu inkar
edilemeyecek bir gerçektir!!!
• Dünya Sağlık Örgütü, her yıl tüm dünyada yapılan
yaklaşık 50 milyon istemli düşüğün yarısının
güvenli olmadığını, çünkü bunların eğitimsiz kişiler
tarafından ve/veya uygun olmayan ortamlarda
yapıldığını tahmin etmektedir.
• Her yıl en azından 75.000 kadın gereksiz yere
güvenli olmayan düşük sonrası hayatını
kaybetmektedir ve çok daha fazlası kısırlığı da
kapsayan ömür boyu süren hastalık ve sakatlıktan
muzdarip olmaktadır.
• Ülkeler tıbbi olmayan nedenlerle düşüğe kanunen
izin verdiğinde, gebelik sonlandırmada anlamlı bir
artış olmaksızın, işleme bağlı toplam ölüm ve
hastalık/sakatlanma dramatik olarak düşmektedir.
Çözüm 1: Bu nedenle isteğe bağlı gebelik
sonlandırılmasında karar sınırsız olarak
anneye ait olmalıdır.
Çözüm 2: 10-24 hafta arası olan müdahaleler
resmi kanunlarda, 24 haftanın üzerinde
tıbbi nedenler yoksa devletin anneye sahip
çıkacağı özel bakımevlerinde kimlik
gizlenerek doğum yaptırılmalı ve çocuk
devlet himayesine alınmalıdır (bunlar tıbbi
endikasyonun olmadığı durumlardır).
Teşekkürler
Doç.Dr.O.GELİŞEN

Mais conteúdo relacionado

Semelhante a İsteğe Bağlı Gebelik Sonlandırılması için Yorumlar

COCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
COCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!COCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
COCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!ulkerbuyukkidik
 
ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!ulkerbuyukkidik
 
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.netAdnan Dan
 
Hekimin sorumluluklari -DR.BAHRİ YILDIZ
Hekimin sorumluluklari -DR.BAHRİ YILDIZHekimin sorumluluklari -DR.BAHRİ YILDIZ
Hekimin sorumluluklari -DR.BAHRİ YILDIZbahri
 
türk ceza kanunu yoğun bakim hemşi̇releri̇ne yansıması
türk ceza kanunu yoğun bakim hemşi̇releri̇ne yansımasıtürk ceza kanunu yoğun bakim hemşi̇releri̇ne yansıması
türk ceza kanunu yoğun bakim hemşi̇releri̇ne yansımasıEmine YETİM
 
SağLıK Bilgisi
SağLıK BilgisiSağLıK Bilgisi
SağLıK Bilgisiguestf5d05b
 
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİNANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİNGörkem Tezcanlı
 
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuAnayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuBilal Erdeve
 
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-Istanbul Bilgi University
 
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuanayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuBilal Erdeve
 
Karsilastirmali Referandum Paketi
Karsilastirmali Referandum PaketiKarsilastirmali Referandum Paketi
Karsilastirmali Referandum Paketikantaron
 
Kisisel Saglik Verileri: Elektronik Saglik Kayitlarinda Guvenlik
Kisisel Saglik Verileri:  Elektronik Saglik Kayitlarinda GuvenlikKisisel Saglik Verileri:  Elektronik Saglik Kayitlarinda Guvenlik
Kisisel Saglik Verileri: Elektronik Saglik Kayitlarinda GuvenlikBedirhan Ustun
 
Elektronik Sağlık Kayıtlarında Hasta Mahremiyeti ve Etik Sorunlar
Elektronik Sağlık Kayıtlarında Hasta Mahremiyeti ve  Etik SorunlarElektronik Sağlık Kayıtlarında Hasta Mahremiyeti ve  Etik Sorunlar
Elektronik Sağlık Kayıtlarında Hasta Mahremiyeti ve Etik SorunlarBedirhan Ustun
 

Semelhante a İsteğe Bağlı Gebelik Sonlandırılması için Yorumlar (20)

Sağlık Hakkı.pptx
Sağlık Hakkı.pptxSağlık Hakkı.pptx
Sağlık Hakkı.pptx
 
COCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
COCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!COCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
COCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
 
ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR !!!
 
çocuk cinsel istismari
çocuk cinsel istismariçocuk cinsel istismari
çocuk cinsel istismari
 
Etik sadiksun
Etik sadiksunEtik sadiksun
Etik sadiksun
 
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
 
saglik.pdf
saglik.pdfsaglik.pdf
saglik.pdf
 
Hekimin sorumluluklari -DR.BAHRİ YILDIZ
Hekimin sorumluluklari -DR.BAHRİ YILDIZHekimin sorumluluklari -DR.BAHRİ YILDIZ
Hekimin sorumluluklari -DR.BAHRİ YILDIZ
 
türk ceza kanunu yoğun bakim hemşi̇releri̇ne yansıması
türk ceza kanunu yoğun bakim hemşi̇releri̇ne yansımasıtürk ceza kanunu yoğun bakim hemşi̇releri̇ne yansıması
türk ceza kanunu yoğun bakim hemşi̇releri̇ne yansıması
 
Turkey Levent Korkut
Turkey Levent KorkutTurkey Levent Korkut
Turkey Levent Korkut
 
SağLıK Bilgisi
SağLıK BilgisiSağLıK Bilgisi
SağLıK Bilgisi
 
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİNANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ İNCELEYİN
 
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuAnayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
Anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
 
Anayasa Karşılaştırma
Anayasa KarşılaştırmaAnayasa Karşılaştırma
Anayasa Karşılaştırma
 
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
Anayasa Değişikliği -karşılaştırmalı-
 
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosuanayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
anayasa degisikligi karsilastirmali teklif tablosu
 
Evet hayır
Evet hayırEvet hayır
Evet hayır
 
Karsilastirmali Referandum Paketi
Karsilastirmali Referandum PaketiKarsilastirmali Referandum Paketi
Karsilastirmali Referandum Paketi
 
Kisisel Saglik Verileri: Elektronik Saglik Kayitlarinda Guvenlik
Kisisel Saglik Verileri:  Elektronik Saglik Kayitlarinda GuvenlikKisisel Saglik Verileri:  Elektronik Saglik Kayitlarinda Guvenlik
Kisisel Saglik Verileri: Elektronik Saglik Kayitlarinda Guvenlik
 
Elektronik Sağlık Kayıtlarında Hasta Mahremiyeti ve Etik Sorunlar
Elektronik Sağlık Kayıtlarında Hasta Mahremiyeti ve  Etik SorunlarElektronik Sağlık Kayıtlarında Hasta Mahremiyeti ve  Etik Sorunlar
Elektronik Sağlık Kayıtlarında Hasta Mahremiyeti ve Etik Sorunlar
 

Mais de www.tipfakultesi. org (20)

Oksijen tedavisi
 Oksijen tedavisi Oksijen tedavisi
Oksijen tedavisi
 
Noninvaziv mekanik ventilasyon
Noninvaziv mekanik ventilasyonNoninvaziv mekanik ventilasyon
Noninvaziv mekanik ventilasyon
 
astım
astım astım
astım
 
Mekanik ventilasyon
Mekanik ventilasyonMekanik ventilasyon
Mekanik ventilasyon
 
Konsültasyon
KonsültasyonKonsültasyon
Konsültasyon
 
Koah
KoahKoah
Koah
 
Dr önder tani ve siniflama
Dr önder tani ve siniflamaDr önder tani ve siniflama
Dr önder tani ve siniflama
 
Diyabetes mellitus
Diyabetes mellitusDiyabetes mellitus
Diyabetes mellitus
 
Bronşektazi
BronşektaziBronşektazi
Bronşektazi
 
Bbh'da pnömoni
Bbh'da pnömoniBbh'da pnömoni
Bbh'da pnömoni
 
Astım tanı ve sınıflama
Astım tanı ve sınıflama Astım tanı ve sınıflama
Astım tanı ve sınıflama
 
Astım ve koah ilaç farmakolojisi
Astım ve koah ilaç farmakolojisiAstım ve koah ilaç farmakolojisi
Astım ve koah ilaç farmakolojisi
 
Astim tedavileri
Astim tedavileriAstim tedavileri
Astim tedavileri
 
Astim tani ve tedavi rehberi
Astim tani ve tedavi rehberiAstim tani ve tedavi rehberi
Astim tani ve tedavi rehberi
 
Astım ilaçları
Astım ilaçlarıAstım ilaçları
Astım ilaçları
 
Ape
ApeApe
Ape
 
bronkoskopi ünitesi yönetimi
bronkoskopi ünitesi yönetimi bronkoskopi ünitesi yönetimi
bronkoskopi ünitesi yönetimi
 
Akciğer kanseri
Akciğer kanseriAkciğer kanseri
Akciğer kanseri
 
Akut ve subakut öksürük
Akut ve subakut öksürükAkut ve subakut öksürük
Akut ve subakut öksürük
 
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisibronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
bronşit ve bronlşektazi alevlenme tedavisi
 

İsteğe Bağlı Gebelik Sonlandırılması için Yorumlar

  • 1. İSTEĞE BAĞLI GEBELİK SONLANDIRILMASI İÇİN YORUMLAR Doç. Dr. Orhan Gelişen T. C. Sağlık Bakanlığı Ankara Etlik Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Eğitim Görevlisi
  • 2. • İstemli düşük, gebeliğin, rahime yerleşmesi sonrası ve ceninin bağımsız olarak yaşayabilir hale gelmesinden önce, ilaç kullanarak veya cerrahi girişimle sonlandırılması olarak tanımlanabilir. • Gebelik sonlandırılması halen tartışma konusudur. Çünkü hem anne, hem de tıbbi ekibi etik ikileme sokmaktadır. • Sağlıklı sonuçların alınabildiği ülkelerde, tüm gebeliklerin yarısının istenmediği ve bu gebeliklerin yarısının da istemli düşükle sonlandığı tespit edilmiştir.
  • 3.  Etik bize ne yapmamız ve ne yapmamamız gerektiğini söyler.  Obstetrik pratikte de etik aynı soruyla uğraşmakta ve obstetrisyenler için doğrunun ne olduğuna odaklanmaktadır.  Etik yüzyıllardır klinik pratikte hasta ve hasta haklarının korunması şeklinde kabul görmüştür.
  • 4.  Medikal alanların hepsinden farklı olarak obstetrikte gebe ve fetus olmak üzere iki yönlü bir değerlendirme zorunluluğu bulunmaktadır.  Gebeye yönelik iki temel prensip ; Yarar Otonomiye saygıdır.  Fetusun hasta olarak kabul edilmesi fetus içinde etik yaklaşımların tartışılmasını başlatmıştır.
  • 5.  Fetüse yarara dayalı uygulamaların sonucu ancak fetüs viable ise (neonatal periyotta canlılığını sürdürebilecek kadar matür ise ve gerekli teknolojik destek verildiğinde çocuk olabilecekse) fetüs doktor tarafından ayrı bir hasta olarak algılanmalıdır.  Ancak viabilite sadece fetüse ait intrinsik bir özellik değildir; biomedikal ve teknolojik faktörler, gelişen teknoloji ve mevcut sağlık kurumlarının olanakları ile yakından ilişkilidir.
  • 6. Medeni kanun;  582. madde: Fetüs sağ doğmak koşulu ile mirasçı olur. Ölü doğan çocuk mirasçı olmaz.  643. madde: Mirasın açıldığı tarihte mirasçı olabilecek bir cenin varsa paylaşma doğuma kadar ertelenir. Kanunda cenin ifadesi açıkça geçmekte ve daha doğmadan mirasçı olmaktadır.
  • 7. Borçlar kanunu;  45.Madde: Fetüs ana karnında iken babası herhangi bir şekilde öldürülür ise doğduktan sonra babasının desteğinden mahrum kaldığından bahsi ile, sorumlu kişiye karşı bir temsilci vasıtası ile tazminat davası açabilir.
  • 8.  Doğum sonrası temel haklara sahip olduğu kabul edilen ceninin, doğmadan önce anne ve babanın tasarrufuna bırakmak hukuk ilkeleri ile çelişmektedir.  Fetüs oluştuğu andan itibaren yasal korunma başlar ve hukuka aykırı fiiller cezalandırmanın kapsamı içine girer.
  • 9.  Medeni Hukukun 28/2 fıkrasına göre, çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşulu ile ana rahmine düştüğü andan itibaren başlayarak elde eder.  Anayasanın 12/1. maddesine göre kişinin kişiliğine bağlı dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilemez temel hak ve hürriyetleri vardır.  Anayasanın 17. maddesi fertlerin yaşama maddi manevi varlıklarını geliştirme haklarına sahip olduklarını ve kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamayacağını belirtmektedir.
  • 10. Anayasa ve TCK çerçevesinde isteğe bağlı gebelik sonlandırılması incelendiğinde olayın iki ana , üçte yan unsuru (tarafı) olduğu görülmektedir;  Ana unsurlar:  Anne  Hekim  Yan unsurlar:  Cenin , fetüs  Baba veya vasi  Hukuk (Devlet, yasal çerçeve)
  • 11. Yasal çerçeveye bakacak olursak; Nüfus Planlaması hakkındaki kanuna göre (kabul tarihi 24.05.1983,no:2827) ;  5. Madde: Gebeliğin 10. haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir.
  • 12. !!! Bu şartlarda doğum hekimi anne, fetus ve hukukun arasında sıkışmış olarak görevini yapmaktadır. İşin hukuksal boyutuna fetüs açısından bakacak olursak;
  • 13. Yeni Türk Ceza Kanunu’nun 5237. maddesine göre(kabul tarihi 26.09.2004) :  99.Madde: Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde rızaya dayalı olsa bile gebelik süresi 10 haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşüren kişi 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda çocuğun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.
  • 14.  4. madde: Bu fiil kadının beden ve ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa kişi 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin kadının ölümüne neden olması halinde 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  • 15.  Kanunlar ihtiyaçtan doğmaktadır.  Kanunlar günün gereklerine göre değiştirilebilmektedir.  Kanunlar olmadığı veya yetersiz kaldığı durumlarda toplum kendisini, kendi şartlarına göre geliştirdiği etik değerlerle korumakta ve davranışlarını bu değerlere göre şekillendirmektedir.
  • 16. 1983 yılına kadar Ülkemizdeki durum-1  Rahim tahliyesi kanunen suç idi.  Cumhuriyetin ilk yıllarında savaşlar nedeniyle azalan nüfusun çoğaltılması amaçlanmakta idi.  Hastanelerde doğum ücretsiz hale getirilmişti.  Ülkenin tarım alanlarının fazla olması ancak, makineleşmenin ve sanayinin gelişmemiş olması insan gücünü gerektiriyordu.
  • 17. 1983 yılına kadar Ülkemizdeki durum-2  Geçim , işsizlik ve eğitimli insanların istihdam sorunları yaşanmıyordu.  Buna rağmen istenmeyen gebelikler, kanunen yasak olduğu halde tıbbi yöntemler veya telek, ebe gümeci, kibrit çöpü, sabun gibi gayri sıhhi yöntemlerle sonlandırılmaktaydı.  Bu nedenle yıllar boyu ülkemizde maternal mortalite ve morbidite son derece yüksek olmuştur.
  • 18. 1983 yılına kadar Ülkemizdeki durum-3  Bu dönemde ihtiyaç nedeniyle yapılan bu işlemler toplum tarafından ahlak dışı ve işleme yardımcı olan doktorun davranışları da meslektaşları tarafından etik olmadığı şeklinde sorgulanmamıştır.
  • 19.  İnsanların ihtiyaçtan yaptığı her şey olayın ahlaki veya etik olduğunu göstermez.  Olaylar toplum tarafından değerlendirilir, ahlak ve etiğin sınırları şekillendirilir.  İhtiyaç bahane edilerek yapılan hırsızlık hem toplumsal olarak hem de kanunen suç sayılıyorsa , maddi çıkar sağlamak amacıyla endikasyonsuz işlem yapan hekim de hem ahlaki, hem toplumsal, hem de kanunen suçlu duruma düşmektedir.
  • 20.  Diğer taraftan kanuna aykırı yapılan her şeyin etik olmadığını iddia edebilir miyiz?  1983 yılına kadar çocuk düşürme kanunen suç olmasına rağmen etik yönden tartışılmıyordu.
  • 21.  Bu nedenle kanunları yapmadan önce toplumsal ihtiyaçlar çok iyi değerlendirilmelidir.  Önüne kontrolsüz set çekilen su nasıl akacak başka yollar bulacaksa, iyi düşünülmeden hazırlanan kanunlarda beraberinde yasal olmayan çözümler getirecektir. Sonuç; bu durum toplum sağlığını daha da bozacaktır.
  • 22.  Bugünkü haliyle rahim tahliyesi ile ilgili kanunlar kimine etik olarak hoş görünse de bir yönüyle de insanları suça yöneltmektedir;  Rahim tahliyesini düzenleyen kanunlar kimi korumaktadır?  Onuncu haftadan sonra müdahaleyi yasaklayarak fetüsü düşünüyorsak, canlı olarak doğup bir birey potansiyeline sahip cenini niçin korumasız bırakmaktadır.
  • 23.  Bunun cevabı çoğunlukla toplumun menfaatleri kişinin menfaatlerinden önce gelir şeklindedir : Kontrolsüz nüfus artışı, alt yapısı ve ekonomik imkanları kısıtlı toplumlarda mevcut pastadan alınan payı düşürmekte, toplum daha da fakirleşmekte ve yetersiz olan eğitim ve sağlık hizmetleri ihtiyaca cevap veremez hale gelmektedir.  Bu açıdan bakarsak yapılan işlem toplum ve devlet vicdanını rahatlatmaktadır ancak olayın etik yönü tartışılmamaktadır.
  • 24.  Diğer taraftan Borçlar Kanunu ve Medeni Hukuka göre çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşulu ile, ANA RAHMİNE DÜŞTÜĞÜ andan başlayarak elde eder, maddelerini düşünürsek; Devletin koyduğu kanunların çeliştiğini, Zayıf olanın korunmadığını, Ancak vicdanları rahatlatmak için günün şartlarına göre kısmi sınırlandırmalar getirdiği görülecektir. Bu tip bir uygulama etik olabilir mi??
  • 25.  Ayrıca 10 hafta olan sınır eğer gebelik bir tecavüz sonucu olmuş ise 20 haftaya çıkmaktadır (Buda ancak mahkemeye intikal etmiş, annenin afişe olduğu vakalar için geçerlidir).  Niçin 20 haftaya kadar? Neden 24 hafta değil?  Kapalı toplumlarda yaygın olan ancak açıklanmayan ensest ilişkiler sonucu istenmeyen gebeliklerde ne olacak?
  • 26.  Evlenme vaadiyle veyahut kendi isteği sonucuyla bile olsa , hamile kalan , yaşı 18 den küçük bir anne toplumdan dışlanma ve ailesi tarafından öldürülme korkusu varsa sorun nasıl çözülecektir; Yanında vasi olmadığı için resmi kurumlarda sorun çözülemeyecektir. Özel ofislerde ise duygusal nedenlerle belki sorun çözümlenecek fakat bir komplikasyon oluştuğunda doktor bunun hesabını veremeyecektir. **Yapılan işlemin genç kızın geleceğini kurtardığı, bir aile faciasını önlediği hesaba katılmayacaktır.
  • 27.  Doktora ulaşılamadığı (çevre ve ekonomik nedenlerle) durumlarda , olayı gazete başlıklarında vicdansız anne yeni doğan çocuğunu boğarak öldürdü, tuvalete attı, biraz daha vicdanlı ise cami avlusuna bıraktı veyahutta Namus Cinayeti diye okuyoruz.
  • 28.  Çocuğunu öldürdüğü takdirde anne yakalanmazsa bir ömür boyu vicdan azabı çekecek, yakalanır ise cani olarak nitelenip yargılanacaktır!!  Öldürme korkusu ile veya çevrenin etkisi ile evinden kaçıp kötü niyetli insanların emellerine alet olacak veyahutta ailesi tarafından öldürülüp hem kendisi hem de ailesi mahvolacaktır.
  • 29. Yukardaki örneklerde görüldüğü üzere;  Fetusa sorma veya izin alma şansı yok,  Evlilikte erkek farklı düşüncelerle hareket edebilmekte, olaydan doğrudan etkilenmemektedir.  Doktor etik ve yasal boyut arasında sıkışıp ikinci derecede zarar görmektedir. **Ancak olaydan birinci derecede etkilenenin ANNE olduğu inkar edilemeyecek bir gerçektir!!!
  • 30. • Dünya Sağlık Örgütü, her yıl tüm dünyada yapılan yaklaşık 50 milyon istemli düşüğün yarısının güvenli olmadığını, çünkü bunların eğitimsiz kişiler tarafından ve/veya uygun olmayan ortamlarda yapıldığını tahmin etmektedir. • Her yıl en azından 75.000 kadın gereksiz yere güvenli olmayan düşük sonrası hayatını kaybetmektedir ve çok daha fazlası kısırlığı da kapsayan ömür boyu süren hastalık ve sakatlıktan muzdarip olmaktadır. • Ülkeler tıbbi olmayan nedenlerle düşüğe kanunen izin verdiğinde, gebelik sonlandırmada anlamlı bir artış olmaksızın, işleme bağlı toplam ölüm ve hastalık/sakatlanma dramatik olarak düşmektedir.
  • 31. Çözüm 1: Bu nedenle isteğe bağlı gebelik sonlandırılmasında karar sınırsız olarak anneye ait olmalıdır. Çözüm 2: 10-24 hafta arası olan müdahaleler resmi kanunlarda, 24 haftanın üzerinde tıbbi nedenler yoksa devletin anneye sahip çıkacağı özel bakımevlerinde kimlik gizlenerek doğum yaptırılmalı ve çocuk devlet himayesine alınmalıdır (bunlar tıbbi endikasyonun olmadığı durumlardır).