2. Üzerinde yaşadığımız DÜNYANIN ÇAPI
12750 km’dir. Dünyayı çevreleyen ve
hava olaylarının meydana geldiği
ATMOSFER dünyamızı bir elmanın
kabuğu gibi sarmaktadır. Ancak atmosfer
katmanlarının en üst sınırının yer
yüzeyinden yüksekliği 10000 km’yi
bulmaktadır. Atmosfer katmanlarının
yüksekliği ekvator bölgesinde daha fazla,
kutuplarda daha azdır.
4. TROPOSFER
Atmosferin en alt bölümüdür. Bütün atmosfer
kütlesinin yaklaşık % 75’ini kapsar. Meteoroloji
olayları ve bütün bulutlar bu katmanda oluşur.
Troposferde yükseldikçe hem basınç hem de
sıcaklık azalır. Üst kesimlerinde sıcaklık –55
°C’dir. Güneşten dünyaya gelen enerji
troposferde tutulur (15-18 °C). Rüzgar, yağmur,
fırtına, dolu v.s. olaylar bu katmanda meydana
gelir.
5.
6. STRATOSFER
Bu katmanda da yükseklik arttıkça yoğunluk
azalır. Seyreltik havanın direnci düşüktür, bu
sebeple jet uçuşları için idealdir. Daha üst
katmanlarda ise motorların bir itme kuvveti
oluşturmasına yetecek ölçüde hava yoktur. Bu
katmanda 28 km’nin üzerinde sıcaklık artar ve
50 km. yükseltide 10 °C ye ulaşır. Daha sonra
tekrar düşmeye başlar. Bu katmanda bulunan
ozon tabakası güneşten gelen mor ötesi ışınları
soğutur.
7.
8. MESOSFER
50 km.den 80 km’ye kadar olan katmandır.
Mezosferde sıcaklık hızla düşer. Orta
enlemlerde –80 ° C ye kadar azalır.
9.
10. TERMOSFER
Mezosferin üstünde sıcaklığın yükseltiyle
birlikte yeniden arttığı katmandır. Yaklaşık
80 km.den 500 km. yüksekliğe kadar
uzanan bu katmanın bir adı da İyonosfer
dir.
11. TERMOSFER
İyonosfer’de hava çok seyrektir ve gaz
molekülleri çok seyrek olarak dağılmıştır. Bu
moleküllerin sıcaklığı 180 km. yükseklikte 395 °
C ye, 320 km. yükseklikte 700 ° C ye ulaşır. Bu
katmanda parçacıklar güneş ışınlarının etkisiyle
iyonlaşmış yani elektrik iletkeni haline gelmiştir.
Bu sebeple iyonlaşmış parçacıkların en yoğun
olduğu katmanlar radyo dalgaları için bir
yansıtıcı görevi görür.
12.
13. EKSOSFER
1000 KM.DEN SONRA BAŞLAYAN
KATMANDIR.Bu katmanda atmosferin
yoğunluğu o denli düşüktür ki molekül
çarpışmaları giderek yok olur ve buna
bağlı olarak sıcaklık kavramı bilinen
anlamını yitirir.
14.
15. Hava şartları ile iklim genellikle birbiri ile
karıştırılır. Hava şartları bir gün gibi kısa
bir dönemde gözlenen hava olaylarıdır.
Fakat iklim; hava şartlarının yüzyıl gibi
uzun bir dönemdeki ortalamaları veya
eğilimleridir.
Meteoroloji uzmanları Küresel iklim
değişimine işaret olarak şunları kabul
ediyorlar ve izliyorlar:
16. • Buzulların eriyerek, kutuplara doğru çekilmesi ile
birlikte yüksek dağların tepelerindeki buzulların ve
kar örtüsünün azalması
• Deniz su seviyesinin yükselmesi
• Sıcak havayı ve suyu seven tropikal bitki ve
balıkların kutuplara doğru yayılması. Artan iklim
göçmenleri ve mülteci problemleri
• Hava kirleticilere karşı hassas olan, narin kuş
türlerinin azalması
• Ağaçlardaki yaş halkalarının daha hızlı bir büyüme
göstermesi
• Son 1400 yılın en sıcak yıllarının 1990 yıllarının
ardı sıra gelmesi
17. İklim bizim havamızın sıcak, soğuk,
yağışlı ve kuru olmasıyla ilgilidir. Kar
örtüsü, kar erimeleri, fırtına yörüngeleri,
okyanus akıntıları meteoroloji
uzmanlarının iklim ile ilgili dikkate
aldıkları önemli parametrelerdir.
18. Üstü açık bir fabrika gibi değerlendireceğimiz
TARIM, hava şartlarından korkunç şekilde
etkilenmektedir.
Aynı şekilde Turizm sektörü de etkilenir.
İnsan sağlığı üzerine iklimin önemli etkileri
vardır.
19. Dünyada en sıcak 14 yıl 1980 den sonra yaşandı. 1990
yılından sonra çok sıcak yazlar yaşıyoruz. Bunlar bir iki
tane değil, peş peşe gelen bir trend gösteriyor.
Son 50 yıldır buzullarda çok büyük bir erime var. Her
olayı iklim değişimine bağlamak doğru olmaz. İklim
değişmediği zaman da bunlar oluyordu, ama şimdi
daha şiddetli oluyor.
20. Peki biz neye bakıyoruz (Atmosfer biliminde).
Süreklilik, uzun dönemde olmasına ve buzulların
erimesine bakıyoruz. Sadece aysbergler erimiyor,
Nemrut, Süphan, Kaçkar ve Erciyes’teki buzullarda
büyük bir erime söz konusu. Şu anda bu dağların
doruklarında çok az buzul kalmış durumda. Bu çok net
bir şekilde bir erimeyi ve ısınmayı gösteriyor. Deniz
seviyesinin yükselmesi olayı var, bu da çok uzun
sürede ve süreklilik arzetmektedir.
21. İnsanların olumsuz iklim koşulları yüzünden suyun
olduğu yani hayatın olduğu yere doğru göç etmesi
gerekiyor. Sadece insanlar göç etmiyor, Ağaçlar ve
hayvanlar gibi pek çok canlı da göç ediyor. Eskiden
her ağaç türünün yaşadığı belirli bir kuşak varken,
zaman içinde polenlerin farklı bölgelere yayıldığını
görüyoruz. Hint okyanusunda yaşayan bazı balık
türlerinin Antalya sahillerine geldiği bildirildi. Yine aynı
şekilde narin kuş türlerinde büyük bir azalma var.
Bunların hepsi bilimsel olarak hesaplanmıştır ve bize
iklimin değiştiğini gösteriyor.
22. İstanbul’daki son 80 yıllık yağış grafiğine
bakacak olursak, zaman zaman yağışta ve
kuraklıkta rekorlar kırıldığını görürüz. 1934
yılında Atatürk’ün mecliste yaptığı konuşmada
İstanbul’dan Kastamonu’ya kadar yaşanan
büyük kuraklıktan bahsetmektedir. Bizim
normal değerler diye adlandırdığımız oranda
bir yağışa çok nadir rastlanır. Normal hava
şartları hesaplanırken son 30 yıllık değerlere
bakılır.
23. Geçmişte iklimin nasıl olduğunu anlamak için
çeşitli yöntemler kullanılır. Bunlardan bir tanesi
ağaçların yaş halkaları, 500 yıllık bir ağacın
yaş halkalarına bakarak yıllara göre iklimi
tahmin edebiliriz. Göllerin tabanındaki çamurda
bulunan polenlerden de iklime ilişkin bilgi
edinebiliriz. Ancak bizim en çok işimize
yarayan “havuç” dediğimiz buz örnekleridir.
24. Antartika’dan ve dünyanın birçok yerinden buz
örnekleri aynen petrol kuyularında olduğu gibi
sondaj yapılarak elde edilir. İlgili buz tabakasından
karaya varıncaya kadar örnekler alınır (Yaklaşık 3
km.) Bu örnekler içinde sıkışmış hava kabarcıkları
vardır, buradan CO2 miktarını anlıyoruz. Bu
örneklerdeki her bir tabaka bir yılı, tabakanın
kalınlığı ise yağış miktarını gösteriyor. Bu
örneklerdeki toz miktarı rüzgarı, oksijen miktarı ise
hava sıcaklığını gösteriyor. Böylece 120 yıl geriye
gidilebiliyor.
25. İKLİM NEDEN DEĞİŞİYOR
Pek çok doğal etki olabilir. Güneşten
gelen enerji değişebilir, dünyanın 23
derecelik eğimi değiştiğinden olabilir.
Kıtaların yer değiştirmesi, yanardağ
patlaması vs. Bizi bugün ilgilendiren ise
insan etkisidir.
26. Nüfus artması ile birlikte daha çok tarım alanlarına ihtiyaç
duyuluyor. Daha çok tarım alanı açılması için ormanlar
tahrip ediliyor. Ayrıca daha çok yakıta ihtiyaç duyuluyor.
Bu da dünyaya baskı oluşturuyor.
Ayrıca Endüstride ve konutlarda kullandığımız fosil
yakıtların etkisi söz konusu. Bunlardan atmosfere CO2
emisyonu artıyor. Bu ise atmosferin bileşenini bozuyor.
Şu anda büyük bir volkan patlasa çok gerilere gidebiliriz
ve dünya aniden soğuyabilir. 1816 yılında dünyada yaz
yaşanmadı. Endonezya’da bora volkanı patladığı zaman
İngiltere’de bile buz yağıyordu.
27. Golf stream sistemiyle Karaiblerden kuzeye
doğru taşınan sıcak su kuzeybatı Avrupa ve
İngiltere’yi bizimkine benzer bir iklime sahip
kılıyor. İngiltere ile aynı enlemlerde olan
Moğolistan, Sibirya gibi yerlerde hava oldukça
soğuktur. Sıcak su akıntısından dolayı İngiltere
çok daha ılıman bir iklime sahiptir. Bu akıntı
durduğu zaman sıcaklık düşüyor.
28. Hava akımları batıdan doğuya doğrudur. Bu
yüzden hava akımları Türkiye’ye Balkanlar
üzerinden gelir. Golf stream’in etkisi ile ısınan
hava bize kadar geliyor, şayet bu ısınma
durursa gelen hava akımları daha şiddetli ve
soğuk olacak demektir.
29. Buzulların erimesi tatlı su ortaya çıkarıyor.Tatlı su
okyanusa karıştığında daha hafif olduğundan üstte
kalıyor. Üstte kaldığı için gelen sıcak su akıntısı artık
soğuyupta akıntıyı devam ettirecek hale gelemiyor.
Sıcak su akıntısı gelirken sıcak olduğundan üstte kalıyor,
soğuduğu zaman alta inerek bir sirkülasyon sağlıyor. Tatlı
su geldiği zaman bu olayı bloke ediyor. Bu yüzden tatlı
suyun okyanuslara karışması bu bandı bozuyor. Bu
sistem yada band bozulduğu zaman da birçok büyük
sıkıntılar yaşanıyor.
30. Soru:Atmosferdeki CO2 miktarındaki artışın
küresel ısınma ile ilgisi var mı ?
Atmosferdeki CO2 miktarı Hawaii’de ölçülür.
Burada yapılan ölçümlere göre sonbaharda
bitkiler çürüyüp yapraklar döküldüğü zaman
atmosferdeki CO2 miktarı artıyor. Bitkiler
yeşerdiği zaman da CO2 miktarı düşüyor.
Dünyadaki sıcaklıklara baktığımız zaman CO2
miktarına bağlı olarak bir ısınma söz konusu.
31. 1950’lerden sonra dünya üzerinde çok büyük
bir ısınma trendi başlıyor. Bu durum Türkiye
de de böyle. İnsan kaynaklı etkiler doğal
etkilere dahil edildiğinde Isınma ile bir
örtüşme söz konusu. Buradan ısınmanın
sadece doğal etkilerle meydana geldiğini
açıklamak mümkün olmaz. İnsan faktörünün
küresel ısınmaya etkisi var ve bunu artık
kimse inkar edemez.
32. Isınma ile ilgili bazı görüşler, yerdeki
ısınmanın fazla olması ama atmosferdeki
ısınmanın az olmasından yola çıkarak, yerdeki
ısınmanın sebebini iklim değişikliği değil,
şehirleşme olarak ifade ediyorlar. Bunun en
bariz örneği şehirlere az kar yağması, aslında
kar yağmıyor değil, yağan kar eriyor.
33. İşte Kyoto protokolü ile ilgili olarak Amerikan
yönetimi bunu bahane ediyordu. Amerikan
hükümeti bir bilim adamı grubuna bir araştırma
yaptırdı. Bu bilim adamları atmosferin ilk 11
km.lik tabakasındaki ısınmayı araştırdılar ve
bunun için de uydulardan alınmış olan kayıtlar
incelendi.
34. Bu araştırmanın sonuçları Nature dergisinde
yayınlandı. Elde ettikleri sonuçlar, yerdeki
ısınma ile atmosferdeki ısınmanın aynı olduğu
şeklindeydi. Bu sonuç Amerikan hükümeti için
büyük bir sorun olmakla birlikte artık küresel
ısınmanın son kanıtı da bu oldu. Dünya
ısınıyor ve artık bu ısınma insan kaynaklı
olarak kabul ediliyor.
Üzerinde yaşadığımız DÜNYANIN ÇAPI 12750 km.dir.Dünyayı çevreleyen ve hava olaylarının meydana geldigi ATMOSFER dünyamızı bir elmanın kabuğu gibi sarmaktadır.Ancak atmosfer katmanlarının en üst sınırının yer yüzeyinden yüksekliği 10000 km yi bulymaktadır.Atmosfer katmanlarının yüksekliği ekvator bölgesinde daha fazla, kutuplarda daha azdır.