2. Yoksullukla İlgili Temel Tanım ve
Kavramlar
• Yoksulluk: İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılayamama
durumu. Yoksulluğu dar ve geniş anlamda olmak üzere iki
türlü tanımlamak mümkündür.
• Dar anlamda yoksulluk, açlıktan ölme ve barınacak yeri
olmama durumu iken,
• Geniş anlamda yoksulluk, gıda, giyim ve barınma gibi
olanakları yaşamlarını devam ettirmeye yettiği halde
toplumun genel düzeyinin gerisinde kalmayı ifade eder.
3. • Mutlak yoksulluk: Mutlak yoksulluk, hanehalkı
veya bireyin yaşamını sürdürebilecek asgari
refah düzeyini yakalayamaması durumudur.
• Bu nedenle, mutlak yoksulluğun ortaya
çıkarılması,
bireylerin
yaşamlarını
sürdürebilmeleri için gerekli olan minimum
tüketim ihtiyaçlarının belirlenmesini gerektirir.
Mutlak yoksul oranı, bu asgari refah düzeyini
yakalayamayanların sayısının toplam nüfusa
oranıdır.
4. • Gerek gıda, gerekse gıda ve gıda dışı harcama
bileşenlerini içeren mutlak yoksulluk sınırları
hesaplanmaktadır. Bu hesaplama için, hanelerin gıda
tüketiminde en önemli paya sahip 80 madde gıda
sepeti olarak tespit edilmiştir.
• Bir ferdin günlük asgari 2100 kalori almasını sağlayacak
miktarlar, bu 80 maddeden oluşturulmuştur. Sepetin
fiyatlandırılmasında 2009 Hanehalkı Bütçe Anketi 'nden
elde edilen ortalama piyasa birim fiyatları
kullanılmaktadır. Bu sepetin maliyeti açlık sınırı (gıda
yoksulluk sınırı) olarak alınmıştır.
5. Fertlerin gıdanın yanısıra gıda dışı ihtiyaçları da bulunmaktadır.
Bu ihtiyaçları göz önüne almak için gıda yoksulluk sınırına, gıda
dışı mal ve hizmet payının da eklenmesi gerekmektedir.
Bu yoksulluk sınırının belirlenmesi amacıyla da 2009
Hanehalkı Bütçe Anketi verilerine göre toplam tüketimleri gıda
yoksulluk sınırının hemen üstünde olan hanelerin toplam
harcama içindeki gıda dışı harcama payı ortalaması (%65) esas
alınmıştır.
Buna göre gıda ve gıda dışı mal ve hizmetleri kapsayacak
şekilde yoksulluk sınırı belirlenmiştir.
Yoksulluk oranı ise, eşdeğer fert başına tüketim
harcaması, yoksulluk sınırının altında kalan hanehalklarının
oluşturduğu nüfusun, toplam nüfus içindeki payı olarak
alınmıştır.
6. • Çalışmada ayrıca özellikle uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan
çeşitli yoksulluk sınırları da hesaplanmıştır. Bu bağlamda, satınalma
gücü paritesine göre günlük kişi başına 1 $, 2.15 $ ve 4.30 $
değerleri yoksulluk sınırları olarak tanımlanmıştır.
• Eşdeğer fert başına tüketim harcaması, satınalma gücü paritesine
göre günlük kişi başına 1 $, 2,15 $ ve 4,30 $’ın altında kalanlar
yoksul olarak belirlenmiştir.
• 1 $'ın satınalma gücü paritesine (SGP) göre karşılığı olarak 2002 yılı
için 618 281 TL; 2003 yılı için 732 480 TL; 2004 yılı için 780 121 TL ;
• 2005 yılı için 0,830 YTL,
• 2006 yılı için 0,921 YTL, 2007 yılı için 0,926 YTL, 2008 yılı için 0,983
YTL ve 2009 yılı için ise 0,917 TL kullanılmıştır.
7. • Göreli yoksulluk: Bireylerin, toplumun ortalama refah
düzeyinin belli bir oranının altında olması durumudur.
Buna göre toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın
altında gelir ve harcamaya sahip olan birey veya hanehalkı
göreli anlamda yoksul olarak tanımlanır. Refah ölçüsü olarak
amaca göre tüketim veya gelir düzeyi seçilebilir.
• 2009 yoksulluk çalışmasında, eşdeğer kişi başına tüketim
harcaması medyan değerinin %50’si göreli yoksulluk sınırı
olarak tanımlanmıştır.
• Göreli yoksulluk oranı ise, eşdeğer fert başına tüketim
harcaması, göreli yoksulluksınırının altında kalan
hanehalklarının oluşturduğu nüfusun, toplam nüfus içindeki
payı olarak hesaplanmıştır.
8. • Eşdeğerlik ölçeği: Her ilave hanehalkı üyesinin aileye getirdiği ek
harcamanın öncekiler kadar olmadığı ve yaş cinsiyet farklılıkları
nedeniyle hanedeki fertlerin tüketimlerinin birbirinden farklı olduğu
varsayımları altında her bir hanehalkı büyüklüğünün kaç yetişkine
denk olduğunu ortaya koyan katsayılardır.
• Bu katsayılar kullanılarak hanehalklarının gerçek büyüklükleri
hesaplanmış, hanelerin kaç eşdeğer fertten meydana geldiği
belirlenmiştir.
• Ayrıca eşdeğerlik ölçeği, Türkiye genelindeki ortalama hanehalkı
büyüklüğü dikkate alınarak iki yetişkin ve iki çocuktan oluşan dört
kişilik hanenin eşdeğer büyüklüğüne göre düzeltilmiştir. Böylece
farklı büyüklük ve bileşimlerdeki (yetişkin ve çocuk sayısı itibariyle)
hanehalkları arasında karşılaştırmalar yapmak mümkün hale
gelmiştir.
9. YOKSULLUK ÇALIŞMASI
Araştırmanın Kapsamı, Örnekleme Planı, Tahmin ve Bilgi Derleme Yöntemi
Yoksulluk ile ilgili çalışmaların en temel veri kaynağı, hanehalklarının gelir, harcama ve
sosyal durumlarıyla ilgili bilgilerin derlendiği, hanehalkı gelir ve tüketim harcamaları
araştırmalarıdır. Türkiye’de yoksulluk konusunda yapılan özel araştırmaların dışında,
Türkiye İstatistik Kurumu ve Dünya Bankası uzmanlarınca 1987 ve 1994 Hanehalkı
Gelir ve Tüketim Harcamaları Anketlerinden elde edilen verilerin esas alındığı bir
çalışma yapılmış ve Dünya Bankası tarafından “Türkiye: Ekonomik Reformlar, Yaşam
Standartları ve Sosyal Refah Araştırması” adıyla 1999 yılında yayımlanmıştır.
Dünya Bankası’dan sağlanan kredi desteği ile 2001 yılından itibaren yürütülen Sosyal
Riskin Azaltılması Projesi kapsamında, hanehalkı bütçe anketi sonuçlarına dayalı
olarak yoksulluk analizlerinin yapılması da yer almıştır. Bu bağlamda, 2002 yılında
uygulanan Hanehalkı Bütçe Anketi’nden elde edilen veriler esas alınarak Türkiye’de
yoksulluğun profili, nedenleri ve sonuçları üzerine Türkiye İstatistik Kurumu ile Dünya
Bankası ortaklaşa bir rapor hazırlamıştır. Dünya Bankası ile ortaklaşa hazırlanan bu
raporun temelini oluşturan sonuçlar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 14 Nisan
2004 tarihli “ 2002 Yoksulluk Çalışması” adlı haber bülteni ile kamuoyuna
duyurulmuştur.
10. 2002 yılından itibaren yayımlanan harcamaya dayalı mutlak
yoksulluk göstergelerinin, ülkemizin sosyo-ekonomik yapısını ortaya
koyacak ve uluslararası kıyaslamalara imkan verecek şekilde revize
edilmesi amacıyla, Türkiye İstatistik Kurumu bünyesinde ulusal ve
uluslararası uzmanlarla birlikte değerlendirme çalışmalarına
başlanmıştır. Bu kapsamda en uygun verikaynaklarının ve yeni
hesaplama yöntemlerinin araştırılması ve yeni göstergelerin
üretilmesi çalışmaları devam etmektedir.
Bu çalışmalar sonuçlanıncaya kadar, uluslararası karşılaştırmalarda
önem taşıyan satın alma gücü paritesine göre kişi başı dolar
cinsinden yoksulluk oranları açıklanmaya devam edilecektir. Bu
haber bülteninde satın alma gücü paritesine göre kişi başı 2,15 ve
4,3 dolar sınırlarına göre yoksulluk oranları verilmektedir.
11. Coğrafi kapsam: Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan tüm yerleşim yerleri
kapsama dahil edilmiştir. Bu yerleşim yerleri, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından
belirlenen ve Kurumumuzun diğer anket çalışmalarında da kullanılmakta olan kentkır tanımı dikkate alınarak iki tabakaya ayrılmıştır. Buna göre;
i. Kentsel Yerler: Nüfusu 20 001 ve daha fazla olan yerleşim yerleri,
ii. Kırsal Yerler: Nüfusu 20 000 ve daha az olan yerleşim yerleri olarak tanımlanmıştır.
Kapsanan kitle: Anket çalışmasında Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan tüm
hanehalkı fertleri kapsama alınmıştır.
Ancak çalışmada kurumsal nüfus olarak tanımlanan yaşlılar evi, huzur
evleri, yurt, hapishane, askeri kışla, hastane, otel, çocuk yuvalarında bulunan nüfus
ise pratik nedenlerden dolayı göçer nüfus kapsam dışı tutulmuştur.
Örnek hacmi ve uygulama dönemi: Anket, 1 Ocak–31 Aralık 2010 tarihleri arasında
her ay değişen yaklaşık 1104, yıl
boyunca toplam 13248 örnek hanehalkı ile gerçekleştirilmiş, anketi geçerli olan
hanehalkı sayısı 10 082 olmuştur.
12. Tüketim harcamalarının kapsamı:
Hanehalklarının
aylık
tüketim
harcaması
kapsamında; anket ayı içinde kendi ihtiyaçları
için yaptığı mal ve hizmet satın alışları, kendi
üretiminden tüketimi, hediye/yardım etmek
amacıyla satın aldıkları;
haneye hediye/yardım amacıyla gelen mal ve
hizmetler ile çalışan fertlerin ayni gelir şeklinde
işyerinden haneye getirdiği mal ve hizmetlere
ilişkin bilgiler alınmıştır.
1
13. Araştırmada Kullanılan Temel Tanım ve Kavramlar
Hanehalkı: Aralarında akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın aynı
konutta veya konutlarda, aynı konutun bir bölümünde
yaşayan, kazanç ve masraflarını ayırmayan, hanehalkı hizmet ve
yönetimine katılan bir veya birden fazla kişiden oluşan topluluktur.
Hanehalkı ferdi: Hanehalkını meydana getiren topluluğun her bir
üyesidir. Bununla birlikte askerde, hapiste olanlar ve
huzurevlerinde kalan yaşlılar ve yurtta kalan öğrenciler, hanede bir
yıldan az kalan misafirler ve hanehalkından evlenme, askere
gitme, çalışmaya gitme gibi sebeplerle kesin olarak ayrılanlar
hanehalkı ferdi olarak kapsanmamaktadır.
Tüketim: Mal ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını ve arzularını
karşılamak üzere kullanılmasıdır.
Harcama: Bir mal veya hizmet satın almak için yapılan parasal ödeme
veya fedakarlıkların tümüdür.
14. Tüketim harcaması: Hanehalkının anket ayı içinde tüketim amacıyla (yatırım ve iş
amaçlı harcamalar hariç) satın aldığı,kendi üretiminden tükettiği, çalışan hanehalkı
fertlerinin işyerinde üretilen ya da satışa sunulan maddelerden hanehalkında
tükettiği, hanehalkının başka hane ya da kurumlara hediye vermek/yardımda
bulunmak amacıyla satın aldığı mal ve hizmetlerin toplam değeridir.
Tüketim harcamaları; “Gıda ve Alkolsüz İçecekler”, “Alkollü İçecekler, Sigara ve
Tütün”, “Giyim ve Ayakkabı”, “Konut, Su, Elektrik, Gaz ve Diğer Yakıtlar”, “Ev
Eşyası”,
“Sağlık”,
“Ulaştırma”,
“Haberleşme”,
“Eğlence”,“Eğitim
Hizmetleri”, “Lokanta ve Oteller” ile “Çeşitli Mal ve Hizmetler” olmak üzere 12 ana
grupta sınıflandırılmaktadır.
15. Satınalma gücü paritesi: Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan
kaldırarak, ülkelerin yarattıkları Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın reel anlamda
karşılaştırılmasına imkan sağlayan, farklı para birimlerini birbirine dönüştürme
oranıdır.
Çalışmada ayrıca özellikle uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan çeşitli
yoksulluk sınırları da hesaplanmıştır.
Bu bağlamda, satınalma gücü paritesine göre günlük kişi başına 1 $, 2.15 $ ve
4.30 $ değerleri yoksulluk sınırları olarak tanımlanmıştır.
Eşdeğer fert başına tüketim harcaması, satınalma gücü paritesine göre günlük
kişi başına 1 $, 2,15 $ ve 4,30 $’ın altında kalanlar yoksul olarak belirlenmiştir.
1 $'ın satınalma gücü paritesine (SGP) göre karşılığı olarak
2002 yılı için 618 281 TL; 2003 yılı için 732 480 TL; 2004 yılı için 780 121 TL ;
2005 yılı için 0,830 YTL, 2006 yılı için 0,921 YTL, 2007 yılı için 0,926 YTL, 2008
yılı için 0,983 YTL, 2009 yılı için 0,917 TL ve 2010 yılı için ise 0,990 TL
kullanılmıştır.
16. Eşdeğerlik ölçeği: Her ilave hanehalkı üyesinin aileye getirdiği
ek harcamanın öncekiler kadar olmadığı ve yaş-cinsiyet
farklılıkları nedeniyle hanedeki fertlerin tüketimlerinin
birbirinden farklı olduğu varsayımları altında her bir
hanehalkı büyüklüğünün kaç yetişkine denk olduğunu
ortaya koyan katsayılardır. Bu katsayılar
kullanılarak
hanehalklarının gerçek büyüklükleri hesaplanmış, hanelerin
kaç eşdeğer fertten meydana geldiği belirlenmiştir.
Ayrıca eşdeğerlik ölçeği, Türkiye genelindeki ortalama
hanehalkı büyüklüğü dikkate alınarak iki yetişkin ve iki
çocuktan oluşan dört kişilik hanenin eşdeğer büyüklüğüne
göre düzeltilmiştir. Böylece farklı büyüklük ve bileşimlerdeki
(yetişkin ve çocuk sayısı itibariyle) hanehalkları arasında
karşılaştırmalar yapmak mümkün hale gelmiştir.
17. Türkiye’de yoksulluk
• Türkiye’de yoksulluk oranı % 18,08’dir
• 2009 yılında Türkiye’de fertlerin yaklaşık % 0,48’i yani 339 bin kişi sadece
gıda harcamalarını içeren açlık sınırının,
• % 18,08’i yani 12 milyon 751 bin kişi ise gıda ve gıda dışı harcamaları
içeren yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
– 2008 yılında bu oranlar sırasıyla % 0,54 ve % 17,11’dir.
• Kişi başı günlük harcaması, satınalma gücü paritesine göre 1 Doların
altında kalan fert bulunmamaktadır.
• Buna karşın satınalma gücü paritesine göre kişi başı günlük 2,15 Dolar
olarak tanımlanan yoksulluk sınırı altında bulunan fert oranı %0,22,
• yoksulluk sınırı 4,3 Dolar olduğunda yoksul fert oranı ise % 4,35 olarak
tahmin edilmiştir.
• 2009 yılında, 4 kişilik hanenin aylık açlık sınırı 287 TL, aylık yoksulluk sınırı
ise 825 TL olarak tahmin edilmiştir.
18. Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk oranları, 2002-2009
Fert yoksulluk oranı (%)
Yöntemler
2002
2003
2004
1,35
1,29
1,29
0,87
26,96
28,12
25,60
Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1)
0,20
0,01
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
3,04
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
Gıda yoksulluğu (açlık)
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
2005
2006
TÜRKİYE
2007(*)
2008
2009
0,74
0,48
0,54
0,48
20,50
17,81
17,79
17,11
18,08
0,02
0,01
-
-
-
-
2,39
2,49
1,55
1,41
0,52
0,47
0,22
30,30
23,75
20,89
16,36
13,33
8,41
6,83
4,35
14,74
15,51
14,18
16,16
14,50
14,70
15,06
15,12
KENT
Gıda yoksulluğu (açlık)
0,92
0,74
0,62
0,64
0,04
0,07
0,25
0,06
21,95
22,30
16,57
12,83
9,31
10,36
9,38
8,86
Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1)
0,03
0,01
0,01
-
-
-
-
-
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
2,37
1,54
1,23
0,97
0,24
0,09
0,19
0,04
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
24,62
18,31
13,51
10,05
6,13
4,40
3,07
0,96
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
11,33
11,26
8,34
9,89
6,97
8,38
8,01
6,59
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
KIR
Gıda yoksulluğu (açlık)
2,01
2,15
2,36
1,24
1,91
1,41
1,18
1,42
34,48
37,13
39,97
32,95
31,98
34,80
34,62
38,69
Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1)
0,46
0,01
0,02
0,04
-
-
-
-
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
4,06
3,71
4,51
2,49
3,36
1,49
1,11
0,63
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
38,82
32,18
32,62
26,59
25,35
17,59
15,33
11,92
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
19,86
22,08
23,48
26,35
27,06
29,16
31,00
34,20
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
19. Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre yoksul fert sayısı
Yöntemler
Gıda yoksulluğu (açlık)
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1)
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
Gıda yoksulluğu (açlık)
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1)
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
33
4.968
Yoksul fert sayısı
(bin kişi)
2008
TÜRKİYE
374
11.933
330
4.759
10.497
KENT
122
4.533
-
-
-
43
2.111
4.017
93
1.483
3.871
20
469
3.214
252
7.400
237
3.276
6.626
310
8.432
138
2.597
7.455
2007*
328
12.261
356
5.796
10.127
2009
339
12.751
159
3.066
10.669
29
4.318
KIR
Gıda yoksulluğu (açlık)
Yoksulluk (gıda+gıda dışı)
Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1)
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
Harcama esaslı göreli yoksulluk (2)
(1) 1 $'ın satınalma gücü paritesine (SGP) göre karşılığı olarak 2007 yılı için 0,926 YTL, 2008 yılı için 0,983 YTL ve 2009 yılı için ise 0,917 TL kullanılmıştır.
(2) Eşdeğer fert başına tüketim harcaması medyan değerinin %50'si esas alınmıştır.
(*) Yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir.
2009 Yoksulluk Çalışması Sonuçları, TÜİK
295
7.293
313
3.686
6.110
20. Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk oranları, 2002-2010
(1) Satınalma gücü paritesine (SGP) göre hesaplama yapılmıştır. 2010 yılı için 1 $'ın SGP’ne göre karşılığı
olarak 0,990 TL kullanılmıştır.
(*) 2007 yılından itibaren yeni nüfus projeksiyonları kullanılmaktadır.
Fert yoksulluk oranı (%)
Yöntemler
2002
2003
2004
2005
2006 2007(*)
2008
2009
2010
TÜRKİYE
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
3,04
2,39
2,49
1,55
1,41
0,52
0,47
0,22
0,21
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
30,30
23,75
20,89
16,36
13,33
8,41
6,83
4,35
3,66
KENT
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
2,37
1,54
1,23
0,97
0,24
0,09
0,19
0,04
0,04
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
24,62
18,31
13,51
10,05
6,13
4,40
3,07
0,96
0,97
KIR
Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1)
4,06
3,71
4,51
2,49
3,36
1,49
1,11
0,63
0,57
Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1)
38,82
32,18
32,62
26,59
25,35
17,59
15,33
11,92
9,61
21. Hanehalkı fertlerinin ekonomik faaliyet durumuna göre yoksulluk oranları
Fert yoksulluk oranı (%)
Ekonomik faaliyet durumu
2002
2003
2004
2005
2006
2007(*)
2008
2009
TÜRKİYE
26,96
28,12
25,60
20,50
17,81
17,79
17,11
18,08
15 ve daha yukarı yaştaki fertler
23,94
24,52
22,22
17,68
14,80
14,86
14,39
15,27
İstihdamdaki fertler
25,08
26,12
23,33
18,96
15,81
14,21
14,82
15,37
İş arayanlar
32,44
30,97
27,37
26,19
20,05
26,01
17,78
19,51
Ekonomik olarak aktif olmayanlar
22,15
22,82
20,95
15,92
13,60
14,74
13,73
14,68
15 yaşından küçük fertler
34,55
37,04
34,02
27,71
25,23
25,55
24,43
25,77
Toplam
KENT
21,95
22,30
16,57
12,83
9,31
10,36
9,38
8,86
15 ve daha yukarı yaştaki fertler
18,33
19,17
13,52
10,26
7,66
8,53
7,56
7,17
İstihdamdaki fertler
17,81
17,72
11,53
7,96
6,40
6,02
6,01
5,71
İş arayanlar
22,99
28,20
22,74
20,92
15,60
20,21
13,54
12,35
Ekonomik olarak aktif olmayanlar
18,53
19,32
14,10
11,08
8,03
9,57
8,22
7,81
15 yaşından küçük fertler
30,59
30,43
24,22
19,51
13,50
15,49
14,47
13,71
Toplam
KIR
34,48
37,13
39,97
32,95
31,98
34,80
34,62
38,69
15 ve daha yukarı yaştaki fertler
32,06
33,09
36,15
29,86
27,00
30,11
30,43
34,09
İstihdamdaki fertler
32,01
35,01
35,93
30,85
27,36
28,38
30,27
31,54
İş arayanlar
62,56
38,84
38,12
43,43
30,96
50,85
35,44
51,86
Ekonomik olarak aktif olmayanlar
30,14
30,58
36,59
27,65
26,31
31,40
30,31
36,84
15 yaşından küçük fertler
41,10
46,44
49,34
40,60
43,63
45,79
44,92
50,15
Toplam
(*) Yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir
2009 Yoksulluk Çalışması Sonuçları, TÜİK
22. Fertlerin çalışma durumlarına göre yoksulluk riski de değişiyor
• 2009 yılında ücretli-maaşlı çalışanlarda
yoksulluk oranı % 6,05 iken,
• yevmiyeli
çalışanlarda
bu
oran
%
26,86, işverenlerde % 2,33,
• kendi hesabına çalışanlarda % 22,49 ve
ücretsiz aile işçisi olanlarda ise % 29,58
olmuştur.
•
23. • En yüksek yoksulluk riskine sahip olan tarım
sektöründe çalışanlarda yoksulluk oranı, 2008
yılında % 37,97 iken 2009 yılında % 33,01 olarak
tahmin edilmiştir.
• Sanayi sektöründe çalışanlarda 2009 yılında
yoksulluk oranı % 9,63 olarak hesaplanırken, bu
oran hizmet sektöründe çalışanlarda % 7,16
olmuştur. 2009 yılında ekonomik olarak aktif
olmayan fertlerin yoksulluk oranı % 14,68 ve iş
arayan fertlerin yoksulluk oranı % 19,51’dir.
24. Hanehalkı fertlerinin işteki durum ve çalıştığı sektöre göre yoksulluk oranları
Fert yoksulluk oranı (%)
İşteki durum ve sektör
2002
2003
2004
2005
20062007(*)
2008
2009
TÜRKİYE
İstihdamdaki fertler
25,08 26,12 23,33 18,96 15,81 14,21 14,82 15,37
İşteki durum
Ücretli maaşlı
13,64 15,28 10,35
Yevmiyeli
45,01 43,09 37,52 32,12 28,63 26,71 28,56 26,86
İşveren
8,99
8,84
6,94
6,57
4,80
6,00
3,75
5,82
3,15
5,93
1,87
6,05
2,33
Kendi hesabına
29,91 32,38 30,48 26,22 22,06 22,89 24,10 22,49
Ücretsiz aile işçisi
35,33 38,51 38,73 34,52 31,98 28,58 32,03 29,58
Sektör
Tarım
36,42 39,89 40,88 37,24 33,86 32,05 37,97 33,01
Sanayi
20,99 21,34 15,64
9,85 10,12
9,70
9,71
9,63
Hizmet
25,82 16,76 12,36
8,68
7,23
7,35
6,82
7,16
KENT
İstihdamdaki fertler
17,81 17,72 11,53
7,96
6,40
6,02
6,01
5,71
Ücretli maaşlı
12,24 14,27
4,92
3,93
3,73
3,80
3,73
Yevmiyeli
44,82 40,24 28,65 27,08 15,49 19,34 20,92 17,10
İşteki durum
İşveren
6,73
8,14
8,79
3,82
2,07
2,51
1,33
1,38
0,94
8,66 10,21
9,67
8,90
6,45
7,67
Kendi hesabına
21,75 24,36 16,13 11,04
Ücretsiz aile işçisi
27,94 18,59 11,30 10,76 22,22
9,08
Sektör
Tarım
33,74 26,42 19,59 15,43 24,56 15,69 20,43 13,32
Sanayi
18,75 19,31 11,86
8,47
6,04
6,44
6,25
6,43
Hizmet
21,90 16,03 10,62
7,07
4,99
5,17
4,99
4,72
KIR
İstihdamdaki fertler
32,01 35,01 35,93 30,85 27,36 28,38 30,27 31,54
25. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalıyor
• 2009 yılında okur-yazar olmayan veya bir okul
bitirmeyenlerde yoksulluk oranı % 29,84 olurken,
• İlköğretime başlamamış olan 6 yaşından küçük
çocukların yoksulluk riski ise % 24,04’tür.
• ilkokul mezunlarında bu oran % 15,34,
• lise ve dengi meslek okulları mezunlarında %
5,34,
• yüksekokul, fakülte ve üstü mezuniyete sahip
fertlerde % 0,71 olmuştur.
26. Eğitim durumu
2007(*)
2008
2009
Toplam
TÜRKİYE
Erkek
Kadın
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
Erkek
Kadın
17,79
17,33
18,26
17,11
16,70
17,52
18,08
17,10
19,03
6 yaşından küçük fertler
24,52
24,91
24,10
22,53
22,86
22,18
24,04
22,87
25,27
Okur-yazar değil veya bir okul bitirmeyen
28,98
29,13
28,88
30,50
30,77
30,31
29,84
30,34
29,52
İlkokul
14,24
15,87
12,68
13,44
15,91
11,22
15,34
16,86
13,83
İlköğretim
19,19
19,79
18,55
17,20
18,67
15,66
17,77
17,19
18,39
Ortaokul ve orta dengi meslek
9,16
11,06
5,57
8,34
9,85
5,78
9,76
10,89
7,82
Lise ve lise dengi meslek
5,88
7,05
4,09
5,64
6,00
5,11
5,34
5,71
4,76
Yüksekokul, fakülte ve üstü
0,81
0,97
0,53
0,71
0,88
0,43
0,71
0,92
0,40
10,36
10,38
10,34
9,38
9,13
9,62
8,86
8,45
9,26
6 yaşından küçük fertler
14,66
14,35
14,98
12,41
12,16
12,66
13,01
12,20
13,88
Okur-yazar değil veya bir okul bitirmeyen
18,03
19,01
17,37
19,30
20,08
18,78
16,13
16,59
15,82
7,84
8,59
7,17
6,37
7,67
5,28
7,23
7,88
6,65
14,11
16,14
11,80
10,01
10,89
9,08
8,46
8,44
8,49
Ortaokul ve orta dengi meslek
5,43
6,74
3,20
5,28
5,68
4,66
5,81
6,04
5,46
Lise ve lise dengi meslek
4,15
4,87
3,15
3,19
3,25
3,09
3,75
4,05
3,30
Yüksekokul, fakülte ve üstü
0,41
0,34
0,54
0,47
0,52
0,38
0,48
0,64
0,24
KENT
İlkokul
İlköğretim
34,80
33,59
35,95
34,62
33,93
35,29
38,69
37,13
40,15
6 yaşından küçük fertler
44,09
45,57
42,45
43,90
45,40
42,31
48,69
47,48
49,92
Okur-yazar değil veya bir okul bitirmeyen
47,00
47,69
46,62
48,95
49,36
48,70
48,83
51,01
47,57
İlkokul
27,96
29,95
25,77
27,39
30,48
24,19
31,02
32,18
29,67
İlköğretim
30,37
28,95
31,61
33,03
36,13
29,86
37,98
36,48
39,55
Ortaokul ve orta dengi meslek
22,10
23,87
17,14
17,64
20,90
10,22
24,41
25,03
22,43
Lise ve lise dengi meslek
13,45
15,24
9,55
14,93
15,24
14,33
14,65
14,15
15,72
3,24
4,45
0,41
2,44
3,13
0,90
3,37
3,70
2,68
KIR
Yüksekokul, fakülte ve üstü
(*) Yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir
2009 Yoksulluk
Çalışması Sonuçları,
TÜİK
27. • 2009 yılında hanehalkı büyüklüğü 3 veya 4 kişi
olan hanelerde bulunan fertlerin yoksulluk
oranı % 9,65 olurken,
• 7 ve daha fazla olan hanelerde fertlerin
yoksulluk oranı % 40,05 olarak hesaplanmıştır.
• 7 ve daha fazla kişiden oluşan hanelerden
kentsel yerlerde oturanlar için yoksulluk riski %
25,21 iken kırsal yerlerde bu oran % 54,06’dır.
30. YOKSULLUKLA MÜCADELE
YAKLAŞIMLARI
• Yoksullukla baş etme yöntemleri iki ana
yaklaşım temeline oturmaktadır. Bunlar
dolaylı ve dolaysız mücadele yaklaşımlarıdır.
Bu yaklaşımlar ve doğurdukları sonuçlar
hem uygulayıcıların politikalarına hem de
uygulanan bölgenin ekonomik durumuna
göre değişme göstermektedir.
31. •
•
•
•
DOLAYLI MÜCADELE YAKLAŞIMI
Dolaylı yaklaşım “hızlı büyüme yoluyla yoksul kesimin gelirlerini ve hayat
standartlarını arttırmayı ön plana çıkarmaktadır. Bilindiği gibi, bir ülkenin kişi başı
GSYİH ile yoksulluğun boyutları arasındaki güçlü korelasyon ekonomik büyümeyi
yoksulluğun çözümü yapmaktadır.
Büyümenin hızlı olması durumunda bunun sadece hane halklarının parasal
gelirlerini arttırmakla kalmayacağı, aynı zamanda, eğitim, sağlık ve altyapı
olanaklarının da gelişmesini sağlayarak, yoksulluğun azaltılmasına dolaylı katkı
sağlayacağı ve “insani yoksulluk” göstergelerini olumlu yönde etkileyeceği
söylenebilir (Gündoğan, 2008: sy).
Ekonomik büyümenin hızı yanında, gerçekleştirilen büyümeden kaynaklanan
kazanımların adil bölüşümünün de yoksulluğun azaltılmasında önemli bir etkisi
bulunmaktadır. Dolayısıyla, büyüme öncesinde mevcut üretim faktörlerinin
mülkiyet dağılımının eşitsiz olduğu durumlarda sağlanacak büyümenin, bu
eşitsizliklerin yoksulluk üzerindeki olumsuz etkisini muhafaza etmesi hatta daha da
körüklemesi beklenebilir (Gündoğan, 2008: sy). Zira Türkiye’de yoksullukla
mücadele tartışmalarının kriz dönemlerinde de büyüme üzerine odaklandığı buna
rağmen gelir dağılımında eşitsizliklere de sebebiyet verdiği görülmektedir.
32. • DOĞRUDAN MÜCADELE YAKLAŞIMI
• Doğrudan mücadele yaklaşımında, yoksulluk sorununun dolaysız
çözümüne yönelik politikaların ve programların uygulanması söz
konusudur. Bu yaklaşımda kamu; vergi, sosyal güvenlik, sosyal yardım,
sağlık ve eğitim politikaları gibi temel araçlarla gelirin ikincil dağılımına
etkin bir biçimde müdahil olmaktadır.
• Bu politik araçlarla birlikte, kamunun öncülük ettiği, özel olarak dizayn
edilmiş yoksullukla mücadele programları da bu yaklaşımın temel
enstrümanları arasında yer almaktadır.
• Yoksullukla mücadele için uygulanabilecek doğrudan önlemler arasında
ağırlıkla yoksulların kullandığı mal ve hizmetlere sübvansiyon verilmesi,
asgari ücret, istihdamı arttırmaya yönelik çeşitli proje ve önlemler,
yoksullara yönelik kredi programları ve çeşitli çocuk eğitim ve beslenme
programları ön plana çıkmaktadır (Şenses, 2001: 328). Yoksul hane
halklarının yaşam standartlarını arttırmaya yönelik yapılan transferler
yoksullukla mücadelede önemli bir araçtır.
33. • Dolaysız yoksullukla mücadele programlarını etkinliği ve yoksulluğun
azaltılmasındaki nihai başarısı için üç temel koşulun sağlanması
gerekmektedir.
• Bunlardan birincisi, yoksullukla mücadelenin genel kamuoyu tarafından
öncelikli bir hedef olarak benimsenmesi ve bu yönde uygulanacak somut
program ve politikaların toplumda yaygın destek bulmasıdır.
• İkinci koşul, bu program ve politikaların hedeflediği yoksul kitlenin iyi
belirlenebilmesidir.
• Gerekli üçüncü koşul, uygulamanın şeffaf olması ve her kademede hızlı
karar alabilecek bürokratik kadroların varlığıdır. Yoksullukla etkili bir
mücadele yürütülebilmesi için “hem dolaylı hem de dolaysız yaklaşımın bir
arada yürütülmesi gerekliliği konusunda genel bir uzlaşı vardır.” Ancak
Türkiye açısından ucu kaçırılan doğrudan yaklaşım ile tamamen ihmal
edilen dolaylı yaklaşım arasındaki uçurum, yoksul sınıfların ortadan
kalkması bir yana hızla çoğalmalarına neden olmaktadır (Şenses, 2001:
327).
34. • Yoksullukla mücadelede son yıllara kadar benimsenen dolaylı
yaklaşımların yoksulluk sorununu çözemeyeceği geç de olsa
anlaşılmış ve böylece dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri
arasında yer alan Türkiye’de, yoksullukla mücadelede büyümenin
yanında doğrudan mücadele yöntemlerinin de uygulanması, bir
zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.
• Ülkemizde bugün için, yeterli düzeyde olmasa da, doğrudan
yoksullukla mücadeleye yönelmiş önemli bazı uygulamalardan söz
edilebilir.
• Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı / Kredi ve Yurtlar Genel
Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Vakıflar
Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel
Müdürlüğü (SYDGM), Belediyeler ve Özel Kuruluşlar yoksullukla
mücadelede bu uygulamalar içerisinde yer alan önemli kurumlardır.
35. •
•
•
Ödeme gücü olmayan vatandaşların tedavi giderlerinin yeşil kart verilerek devlet
tarafından karşılanması hakkında kanunu ile 1992 yılından itibaren yoksul
vatandaşlara bedava sağlık hizmeti veren Sağlık Bakanlığı ve eğitim giderlerinin aile
bütçesine ek bir yük getirmesini önlemek amacıyla, eğitim gören öğrencilerin
eğitim masraflarının karşılanması, öğrenci ve araştırma bursları gibi faaliyetleriyle
yoksulluğun azaltılmasında önemli görevler üstlenen Milli Eğitim, yoksullukla
mücadele açısından kayda değer katkılar sağlamaktadır.
Ülkede yoksul ve muhtaç durumdaki kişilere yardım açısından önem taşıyan bir
başka resmi kuruluş ise Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’dur. Sokakta
yaşayan çocuklara yönelik hizmetler ile korunmaya muhtaç çocuklara yönelik
kurumsal bakım, evlat edindirme, ekonomik ya da sosyal yoksunluk içinde bulunan
bakıma muhtaç yaşlı ve özürlülere, kuruluşlarda veya kendi ikametgâhlarında
bakım gibi hizmetler ağırlıklı olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
(SHÇEK) tarafından verilmektedir.
Kurum hizmetlerinden yararlanmak isteyen çocukların korunması, bakımı ve
yetiştirilmelerine yönelik hizmetlerin mümkün olduğu ölçüde kendi yaşam
ortamlarında verilmesi amacıyla. Aileye Dönüş ve Aile Yanında Destek Projesi
başlatılmıştır. Ayrıca, muhtaçlık nedeniyle korunma kararı alınan çocukların
ailelerine yönelik sosyal ve ekonomik destek programları da yürütülmektedir.
36. • Vakıflar Genel Müdürlüğü de yoksullukla
mücadele açısından önemli bir kurumdur. Annesi
ya da babası olmayan muhtaç çocuklar ile % 40 ve
üzeri engelli olan muhtaçlara; sosyal güvencesi
olmayan, herhangi bir gelir veya aylığı
bulunmayan yoksullara muhtaç aylığı bağlamakta
ve maddi durumu yeterli olmayan ilk ve
ortaöğretim öğrencilerine burs sağlamaktadır.
Vakıf ayrıca, yoksullara yiyecek dağıtmak amacıyla
aşevi hizmeti de sunmaktadır.
37. • Yoksullukla mücadele açısından Türkiye’de önemli uygulamalardan biri de
“Yoksulluk içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlara yardım etmek,
sosyal adaleti pekiştirici önlemler alarak, gelir dağılımının iyileştirilmesine
katkı sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek”
amacıyla, Mayıs 1986'da TBMM'de kabul edilen Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonudur (SYDTF).
• SYD vakıfları, ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde bulunan
vatandaşlarımızın gıda, giyim, yakacak, barınma, sağlık, eğitim vb. acil ve
güncel zaruri ihtiyaçlarını karşılamakta, sağlık yardımları kapsamında,
sosyal güvenceden yoksun ve engelli vatandaşların çeşitli sağlık giderleri,
SYDF aracılığıyla karşılanmaktadır. Eğitim yardımları kapsamında ise,
ilköğretim ve ortaöğretimde okuyan çocuklarının okul ihtiyaçlarını
karşılamakta, yoksun ailelere ayni ve nakdi yardım yapılmakta, ilk ve orta
öğretim öğrencilerinin taşıma, yemek, iş ve barınma sorunun giderilmekte,
burs almaya hak kazanan öğrencilerden başarılı olanların burs ödemesi
yapılmakta, özürlü öğrencilerimizin okullarına ücretsiz olarak ulaşımları
sağlanmaktadır.
38. • Ülkemizdeki yerel yönetimlerin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının
yoksullukla mücadele alanındaki çalışmalarını da göz ardı etmemek
gerekir. Gerek İstanbul'da gerek Güney Doğu Anadolu bölgesindeki pek çok
kentte belediyelerin yoksullara yemek verme, erzak dağıtma, yakacak
yardımı yapma biçimindeki çaba ve girişimlerinin son dönemde artış
gösterdiği gözlenmektedir. Ayrıca bazı Sivil Toplum Kuruluşları da
yoksullukla mücadele konusunda çeşitli çalışmalar yürütmektedirler.
• Türkiye’nin son 20 yılında yoksullukla mücadele konusundaki uygulamalara
bakıldığında, bu konuda önemli başarıların elde edilebildiğini söylemek
güçtür. Ülkemizdeki yoksullukla mücadele programlarına yönelik temel
eleştirilerden birisi, bu programların uzun vadeli ekonomik ve sosyal
politikaların bir parçası olarak ele alınmaması, bunun yerine dezavantajlı
konumda olduğuna karar verilen kişilere yönelik sosyal yardımlarla sınırlı
kalmasıdır.
39. • Yoksullukla mücadelede şüphesiz devlete önemli
görevler düşmektedir. Ancak, tüm dünyada yoksullara
direkt parasal yardımlarda bulunmayı öngören ‘ sosyal
yardım devleti’ anlayışı artık önemini kaybetmiştir.
Yoksulluk ancak uzun vadede çözülebilecek bir sorun
olarak düşünülmelidir (Aktan, 2003: 158).
• Türkiye hızla, yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği
sorunlarının büyüyen önemini kabul etmek ve
bütüncül, kapsamlı bir yaklaşımla yoksullukla mücadele
konusunda etkin, verimli politikalar üretmek, bu alanda
hizmet sunan kuruluşlarının kurumsal kapasitesini
arttırmak durumundadır.
41. KAYIT SAYISI
NUTS_1 by KAYIT_SAYISI
167.000 to 206.000
139.000 to 167.000
122.000 to 139.000
93.000 to 122.000
63.000 to 93.000
(1)
(3)
(2)
(2)
(4)
42. • Yoksulluğun nedenleri bireysel ve yapısal olmak üzere iki başlık
altında ele alınmaktadır. Bireysel nedenler arasında kişinin yetenek,
sorumluluk, disiplin anlayışı, tutumluluk derecesi gibi bireyin kişisel
özellikleri, tutum ve davranışları yer almaktadır.
• Bireysel yaklaşıma göre, yoksulluğun nedeni kişinin kendisidir ve
bireylerin yoksulluktan kurtulmak için herhangi bir çaba ve girişimde
bulunmadığı varsayılmaktadır (Güneş, 2009).
43. •
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Yapısal yaklaşıma göre yoksulluğun temel nedeni toplumun ekonomi – politik
yapısıdır.
Bu yaklaşıma göre, ekonomi – politik çerçevede yoksulluğu etkileyen faktörler
arasında şunlar yer almaktadır:
Ekonomik büyümedeki yetersizlik,
gelir dağılımındaki eşitsizlik,
işgücü piyasalarının özellikleri,
kayıt dışı istihdam,
düşük ücretler,
yetersiz istihdam olanakları,
işgücünün örgütsüzlüğü,
işsizlik,
iktisadi krizler
, kamu harcamalarının daralması, kısa dönemli şoklar, nüfus baskısı, göç, yerleşim
mekânın özellikleri, hane yapısı, eğitim, ırk, etnik köken ve toplumsal cinsiyet
temelli ayrımcılıklar.
44. • Türkiye’de yoksulluk tekrarlanan krizler ile birlikte daha da
derinleşmiştir. Türkiye’de yoksulluk yapısal bir sorun olarak
1950 sonrası azgelişmişlik sorunsalı çerçevesinde ele
alınmıştır.
• Yoksulluğun ortadan kalkması, ekonomik büyüme ve
gelişme çerçevesinde çözüleceği düşüncesi yaygın bir eğilim
olarak günümüze kadar devam etmiştir. Ancak makro
ölçekte ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılması
arasında doğrudan olumlu bir ilişki kurmak zordur. Yeniden
yapılanma sürecinin yarattığı krizlerin toplumsal kesimler
üzerindeki olumsuz etkisi ve yaşam kalitesinin düşmesi,
Türkiye’de 1990 sonrası yoksulluk konusuna olan ilginin
başlamasına ve yoksulluk araştırmalarının artmasına neden
olmuştur (Güneş, 2006).