3. EDiTÖRDEN // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 01
Merhaba,
ÜNAL ÖZTÜRK Bir yardım kuruluşuna “Kimse Yok Mu?” ismini vermenin ne kadar anlamlı
olduğunu en iyi ramazanlarda anlıyoruz. Ramazan aylarında “Kimse yok
Kimse Yok Mu Derneği mu?” sorusunu soranların sayısı hem artıyor hem de azalıyor. Zira rama-
Genel Başkanı
zanda çoğalan yardımlaşma eğilimi, ihtiyaç sahiplerinin sıkıntılarının
azalmasına vesile oluyor. Fakat diğer yandan ramazan, insanların kapılarının
daha çok çalınmasını bekledikleri bir ay. Düşünsenize, hangimiz ramazanda
evimizde konuklarımızı ağırlamayı, güzel iftar sofraları kurmayı istemeyiz ki?
Hele özene bezene hazırlanan ilk iftar sofrasının tadı…
Kimse Yok Mu Derneği işte o enfes tattan herkesin istifade edebilmesi için
büyük gayret gösteriyor. Zengin ve yoksul herkesin… O tadın, bir ay boyunca
ihtiyaç sahiplerinin damaklarında kalmasını istiyoruz. Maneviyatla geçecek
olan rahmet ayında hiç kimsenin maddi sıkıntılarla uğraşmamasını, özel-
likle medya tarafından pompalanan “lüks ramazan sofraları” algısının
imkânı olmayanları zora sokmamasını temenni ediyor; bu temenniyi
gerçekleştirmek için çalışıyoruz.
Diğer yandan, çalışmalarımızın yeryüzünün bütün yoksullarına
yetmeyeceğini, en azından “şimdilik” yetmeyeceğini biliyoruz. Dergimizin
elinizde tuttuğunuz sayısının kapak dosyasında bu konuyu ele almaya
çalıştık. Dünyanın yoksulluğu ve o yoksulluğun sebepleri… O sebeplerin
ortaya çıkardığı acı, iç yakıcı, yürek dağlayıcı sonuçlar… Bir derginin sayfaları
arasında sadece “manzarayı” ortaya koyabiliyoruz elbette. Çatısı altında
vazife yaptığımız Kimse Yok Mu Derneği’nde ise o manzarayı güzelleştirecek
çareleri bulmaya; dünyanın yoksulluğunu azaltmak için çalışmaya çaba sarf
ediyoruz.
Çabamıza ortak olan yardımseverlerimizden birisi, iş adamı Tahsin Tekoğlu
da bu sayıda konuğumuz oldu. Eşinin tedavisi için gösterdiği inanılmaz
çabanın yanında bir yandan da yardım faaliyetlerine koşan Tekoğlu’nun
hikâyesi dikkate değer. Bir başka röportaj ise muhterem Suat Yıldırım
hocamızla gerçekleştirmiş olduğumuz zekât konulu mülakat. Kuran-ı
Kerim’in buyruklarını hatırlatarak yolumuza ışık olan hocamıza minnet
borçluyuz.
Dergimizin sayfaları arasında sizleri ramazana dair keyifli, tadı damağınızda
kalacak yazılar ve haber dosyaları da bekliyor. Keyifli okumalar diliyor, hayırlı
ve bereketli bir ramazan geçirmenizi temenni ediyorum.
KiMSE YOK MU DERNEĞi PERiYODiK HABER DERGiSi
TEMMUZ / AĞUSTOS / EYLÜL 2011 • SAYI: 12
Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Adına İmtiyaz Sahibi: Ünal Öztürk
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ülkü Fırat Atlamaz
Genel Yayın Yönetmeni: Halenur Gürbüz
Yayın Kurulu: Sadık Emecen, Metin Çetiner, Celal Türkoğlu
Haber Merkezi: Sümeyra Üzer, Mustafa ‹lhan, Kasım Duman, Murat Çopur, Mehmet Küçükkoyuncu
Tashih: Sümeyra Üzer
Kapak ve İç Tasarım: GNG Tanıtım
Adres: Kimse Yok Mu Derneği Kısıklı Mah. Aydınoğlu Sk. No: 19 Üsküdar / �stanbul
Telefon: 44 44 593 Faks: 0216 520 16 16
web: www.kimseyokmu.org.tr
e-mail: info@kimseyokmu.org.tr
halenurcalisan@kimseyokmu.org.tr
Baskı Yeri: Çağlayan A.Ş. / iZMiR
KiMSE YOK MU HABER’iN MALiYETi SPONSORLARIMIZCA KARŞILANMAKTADIR.
4. iÇiNDEKiLER
KAMPANYA / 28
RAMAZAN KARDEŞLiKTiR
Reyyan Denizci
Dünyanın dört bir yanı kız kardeşlerimizle,
ağabeylerimizle, ablalarımızla ve çocuklarımızla doluyken;
onları düşünmek, onların iyiliği için çalışmak, yediğimizi
içtiğimizi onlarla paylaşmak zorundayız.
RÖPORTAJ: Tahsin Tekoğlu /12 KAPAK: Dünya Açlıkla Boğuşuyor /16 // Öteki Dünyaya Yolculuk /22 // 4. Birleşmiş M
TARiH DEFTERi: Diş Kirası /44 ARAŞTIRMA: Öteki Oruçlar Öteki Bayramlar /49 ARAŞTIRMA: Teravihin Osmanlıcası E
iYi HABERLER KOÇAKLAR iLKÖĞRETiM OKULU’NU BAKAN ŞiMŞEK AÇTI /05// YILIN ANNESi YASEMiN YUSUFOFF /07// iKBAL GÜRPIN
5. KAPAK 16/27
‹ktisatçılar yaptıkları işi DÜNYA
AÇLIKLA
“sınırsız ihtiyaçları sınırlı kaynaklarla
karşılamak” olarak tanımlasa da, dünyanın
kaynakları bütün ihtiyaçlarımıza yetecek
kadar sınırsızdır aslında.
BOĞUŞUYOR
RÖPORTAJ /32
ALLAH
BÜTÜN NiMETLERi
bize emanet vermiştir.
PROF. DR. SUAT YILDIRIM
Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı /26 ZEKÂT iLMiHALi /36 DOSYA: Tarih Sayfalarında Bir Yetim Yolculuk/39
Enderun Teravihi/54 AKTiViTE: 30 Ramazan Aktivitesi / 56 KARDEŞ AiLE: Tut Elimi Selinciğim/ 62
NAR SAĞLIK MERKEZi AÇILDI /08// 21. KADIN ZiRVESi iSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTiRiLDi /11// SUDANLI ÇOCUKLARA MAAŞALLAH! /09//
6. iYi HABERLER // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 04
Yeni Genel Başkan
ÜNAL ÖZTÜRK
Kimse Yok Mu Derneği’nin genel kurul toplantısı 7 Ma-
yıs günü İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıda derneğin
yeni yönetim kurulu üyeleri belirlendi.
Kimse Yok Mu Derneği’nin genel başkanlığı görevini 7 yıl-
dır sürdüren Mehmet Zeki Özkara görevini yeni başkan
Ünal Öztürk’e devretti. Daha önce Kazakistan’da Kazak-
Türk Liseleri Vakfı (KATEV) Başkanı olarak görev yapan
Öztürk, Kimse Yok Mu Derneği’ni daha yüksek hedefle-
re eriştirmek için elinden gelen gayreti göstereceğini ifa-
de ederek görevi devraldı.
Derneğin yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor:
Ünal Öztürk Yönetim Kurulu Başkanı
Nedim Irmak Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Mustafa Demirci Yönetim Kurulu Üyesi
Dr. Figen Es Yönetim Kurulu Üyesi
Eyüp Kaynak Yönetim Kurulu Üyesi
Mehmet İnan Yönetim Kurulu Üyesi
Halil Ercan Gündoğdu Yönetim Kurulu Üyesi
Denetim kurulu üyeliğine seçilen isimler ise şöyle:
Mevlüt Uysal Denetim Kurulu Başkanı
Bahri Bayram Denetim Kurulu Üyesi
Mustafa Çam Denetim Kurulu Üyesi
Kimse Yok Mu
“Yılın Enleri”
arasında yerini aldı
Kimse Yok Mu Derneği, İstanbul Yardımlaşma ve Eği-
tim Derneğince düzenlenen “Yılın Enleri” ödül törenin-
de “Yılın Sivil Toplum Kuruluşu Ödülü” ne layık görüldü.
Toplumu birleştirenlere kardeşlik mesajı vermek amacıy-
la düzenlenen ve bu yıl üçüncüsü gerçekleşen ödül töre-
ninde, Kimse Yok Mu Derneği adına ödülü Yönetim Ku-
rulu Başkanı Ünal Öztürk aldı.
Perihan Savaş ve Kerem Alışık’ın sunuculuğunu yaptığı
ve Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkez’inde gerçekleşen tö-
rende diğer ödüllerden Yılın Gazetecisi Ödülünü Cüneyt
Özdemir, Yılın Vefa Ödülünü ömrünü eğitim hizmetleri-
ne adamış bir isim merhum Hacı Kemal Erimez aldı. Yılın
TV kanalı ödülünü ise Kürtçe yayın yapan ilk televizyon
olan Dünya TV aldı.
7. iYi HABERLER // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 05
Koçaklar Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Koçaklar Köyü’nde ilköğretim okulu,
okul müdürünün Kimse Yok Mu’ya başvurusuyla düşmüştü gündem-
ilköğretim Okulu’nu lerimize. Araç gereçleri eskimiş, bilgisayarı ve laboratuvarı bulunma-
BAKAN
yan, tuvalet ve lavaboları bakımsız, pencere ve duvarlarından soğuk
alan okulu ziyaret eden dernek yetkilileri, bu okula yardım edilmesi
için kampanya başlatmıştı.
ŞiMŞEK AÇTI Kampanyaya yapılan bağışlarla okulun tamiratı tamamlandı. Ayrıca,
daha fazla öğrenciye daha iyi şartlarda eğitim sunmak için yeni bir okul bi-
nasının yapılmasına karar verildi. Temeli atılan 4 derslik, öğretmen ve ida-
reci odalarından oluşan yeni okul binasının tamamlanması için 102.425
TL tutarında bağış toplandı. Yardımseverlerin desteği ile yürütülen çalış-
malarda hem eski okul onarıldı hem de ek bir bina inşa edildi.
Yapımı tamamlanan okul Koçaklar Köyü’nde gerçekleştirilen törenle
eğitime açıldı. Törene Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de katıldı. Bakan
Şimşek yaptığı konuşmada, Kimse Yok Mu Derneği’ne teşekkür ederek,
derneğin memleketin en ücra köşelerine kadar gelip okul yapmasın-
dan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Şimşek, “Kimse Yok Mu Derneği’ne gerçekten bir teşekkür borçluyuz.
Kendilerinden Allah razı olsun. Ta buralara kadar gelmişler, Batman’ın
Kozluk ilçesi Koçaklar köyüne... Bu güzelim okulumuzu tümden yeni-
lemişler” dedi.
2006’da meydana gelen sel felaketi sonrasında Batman’da 568 ev kullanılmaz hale gelmişti. Felaketin hemen ardın-
dan bölgeye koşan Kimse Yokmu Derneği, 120 aileyi 18 aylık kiraları ödenmiş ve içleri döşenmiş evlere yerleştirdi.
O tarihten bu yana Batman’da yaşayan yardıma muhtaç insanlara 1.030.897 TL’lik ayni ve nakdi yardım ulaştırıldı.
Edirne Temsilciliği Açıldı
Türkiye’nin dört bir yanındaki şubeleriyle sağlam bir kurumsal yapısı bulunan Kimse Yok Mu Derneği,
Edirne’de yeni bir temsilcilik açtı. Edirneli gönüllülerin ve yardımseverlerin ihtiyaç sahiplerine ulaşmasın-
da köprü görevi üstlenecek olan Edirne Temsilciliği’ne temsilci olarak daha önce genel merkezde görev yapan
Ahmet Terzioğlu atandı.
8. iYi HABERLER // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 06
ANKARA’da
Dolu Dolu Tanıtım Programı
Kimse Yok Mu Derneği Ankara Şubesi, derneğin yurt içinde-
ki ve yurt dışındaki çalışmalarını kamuoyuna tanıtmak üzere
bir program düzenledi. Üst düzey bürokratların ve devlet yet-
kililerinin katıldığı programa Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf
da iştirak etti.
Geceye Ankaralı gönüllüler, yardımseverler ve iş adamlarının
yanı sıra derneğin yurt dışında yardım faaliyeti sürdürdüğü
ülkelerden yetkililer de katıldı. Pakistanlı ve Haitili yetkililer
konuşmalarında derneğin projelerinden duydukları memnu-
niyeti dile getirdi.
Üst düzey bürokratların ve devlet yetkililerinin katıldığı prog-
rama Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ve Ankara Belediye Baş-
kanı Melih Gökçek de iştirak etti.
LiBYALI Devlet Başkanı Muammer Kaddafi karşıtlarının isyanlarıy-
la iç karışıklıklar yaşayan Libya, insanlık dramlarına sahne
MÜLTECiLERiN
oldu. Yaşanan olayların ardından binlerce kişinin ülkelerini
terk etmek zorunda kaldığı Libya’dan kaçanlara Tunus kucak
YANINDA OLDUK
açtı. Tunus’a sığınan mültlecileri ise Kimse Yok Mu gönüllüle-
ri yalnız bırakmadı.
Acil insanî yardıma ihtiyaç duyan mültecilere gıda ve ilaç yar-
dımı ulaştıran dernek, bölgeye gönüllü doktorlar da gönderdi.
Kimse Yok Mu gönüllüsü doktorlar yüzlerce mülteciyi sağlık
taramasından geçirip ilaç desteğinde bulundu.
9. iYi HABERLER // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 07
GELENEKSEL FESHANE KERMESi GERÇEKLEŞTi
Kimse Yok Mu Derneği İstanbul Şubesi’nin gelenekselleşen Feshane kermeslerinin sonuncusu Mayıs ayında gerçekleşti.
19-20-21-22 Mayıs tarihlerinde düzenlenen kermeste binlerce ürün yardımseverlere sunuldu. Özellikle giyim firmaları-
nın bağışladığı ürünlerin uygun fiyatlarla yardımseverlere sunulduğu kermesi binlerce kişi ziyaret etti.
Kermesten elde edilen gelir yetim öğrenciler yararına kullanılacak.
YILIN ANNESi YASEMiN YUSUFOFF
Her yıl anneler gününde yılın annesini seçmeyi gele-
nek haline getiren Kimse Yok Mu Derneği, bu sene bu
anlamlı ödülü Yasemin Yusufoff Çelikkol’a verdi.
Türkiye’nin ilk bebek üniversitesinin kurucusu ve
Bebek İşaret Dili kitabının yazarı Yasemin Yusu-
foff Çelikkol, aynı zamanda pekçok gönüllülük ha-
reketinin de içinde bulunmuş bir anne... Yasemin
Yusufoff’un özellikle 0-3 yaş grubu çocukların eği-
timiyle ilgili akademik düzeyde yürüttüğü çalışma-
lar ve projeler bilim çevrelerince de kabul görmüş
durumda. Kimse Yok Mu Derneği’nin yürüttüğü ka-
tarakt kampanyasına da 150 katarakt ameliyatı ba-
ğış yapan Yusufoff, halen derneğin Sudan’da yürüt-
tüğü yetim projesine destek veriyor. Yusufoff, Kimse
Yok Mu Derneği ve Anafen Dersaneleri tarafından Yı-
lın Annesi seçildi.
10. iYi HABERLER // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 08
iKBAL GÜRPINAR SAĞLIK MERKEZi AÇILDI
Herşey, İkbal Gürpınar’ın da içinde bulunduğu heyetin lış, güvenlik problemleri nedeniyle Türkiye’den yoğun ka-
geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği Sudan gezisi ile başladı. tılımın sağlanamamasına rağmen coşku içinde gerçek-
Yoksulluğun başkenti Darfur’u gezen, derneğin buradaki leşti. Törene Nyala Valisi Abdulhamit Kaşe ve Sudanlı
çalışmalarını yerinde inceleyen ve halkla samimi sohbet- devlet yetkilileri de katıldı.
ler gerçekleştiren İkbal Gürpınar, yaşadıklarından çok et- Açılış konuşmasında iki ülke arasındaki tarihi dostluk
kilenmiş, harekete geçme kararı almıştı. Bölgede yapımı bağlarına dikkat çeken Vali Abdulhamit Kaşe “Sudan-
planlanan fakat henüz kaynağı oluşmamış olan bir sağ- Osmanlı arasındaki tarihi dostluk bağları bugün yapı-
lık merkezinden söz edildiğini duyan Gürpınar, bu mer- lan yeni eserlerle bir kez daha pekiştirildi. Benim dış ti-
kezin yapımına sponsor olmak istediğini belirtti ve pro- caret bakanlığım döneminde de en fazla ticaret Türkiye
jenin startını verdi. Böylece hayata geçen proje şuanda ile yapıldı. Çocuklarımı Türk kolejlerinde okuttum. İkbal
Darfur’da yeni bir hastaneye dönüştü. Gürpınar Hanım’a dünyada mutluluk, cennette de pey-
Darfur’a açılan İkbal Gürpınar Sağlık Merkezi KBB, ço- gamber efendimize komşuluk için hepimiz dua edelim.
cuk, kadın doğum, diş, göz ve dâhiliye branşları ile hiz- Türkiye-Sudan kardeşliğini kimse bozamaz“ dedi.
met verecek. İçerisinde laboratuvar, ameliyathane, acil
servis ve eczane de bulunan İkbal Gürpınar Sağlık Mer-
kezi, bir süre Kimse Yok Mu Derneği tarafından işletildik-
ten sonra Sudan Sağlık Bakanlığı’na devredilecek. Mer-
kez ayrıca Darfur halkı için de istihdam sahası olacak.
Türkiye’den gidecek uzman ekiplerin ve sağlık personeli-
nin eğitim vereceği Kimse Yok Mu Tıp Merkezi, Türkiye ile
Sudan arasında bir eğitim ve bilgi paylaşım merkezi ola-
rak da görev yapacak.
Açılış gerçekleşti
Sağlık merkezinin açılışı 1 Haziran 2011 günü yapıldı. Açı-
SUDAN’DA HASTANE
“HAYATTA KALABİLMEK” DEMEK
Sudan, yüzde altmış sekizlik bebek ölüm oranıyla dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri. Yani her on bebekten en
az altısı dünyaya merhaba diyemeden hayatını kaybediyor. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği yüzünden bu trajik man-
zarayla başbaşa kalan Sudan’da, hastanesizlik ve ilaçsızlık şimdiye kadar başka bedeller de ödetmiş. Bu vahim tablo-
nun daha da kötü bir hale gelmemesi için, özellikle Darfur bölgesine yapılacak sağlık yardımları büyük önem taşıyor.
11. iYi HABERLER // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 09
SUDANLI
ÇOCUKLARA MAAŞALLAH!
Sudan’ın Darfur bölgesindeki sağlık hizmetlerine devam giderek sünnet operasyonlarını gerçekleştiriyor. Bir çocu-
eden Kimse Yok Mu Derneği, yaz aylarının yaklaşmasıy- ğun sünnet edilmesinin 25 dolara mâl olduğu Sudan’da,
la bölgede sünnet kampanyası da başlattı. 3000 çocuğun sünnet olmayı bekleyen binlerce çocuk var. Projenin en
sünnet edilmesi için Türkiye’den Darfur’a giden gönüllü önemli ayaklarından birisi de yerel sağlık personeline
doktorlar hedeflerini aşarak 3150 erkek çocuğunu sünnet eğitim verilmesi. Türk doktorlar geri döndükten sonra da
etti. Doktorlar ayrıca bölgede bulunan yerel sağlık perso- sünnet operasyonlarının devam ettirilebilmesi için bü-
neline de eğitim verdi. yük önem taşıyan eğitimler, diğer branşlarda da sürdü-
Gönüllü doktorlar 20 günlük periyotlar halinde Sudan’a rülecek.
Sağlık Bakanı Ahmed Sâfî:
EN BÜYÜK DESTEĞİ TÜRKİYE’DEN ALIYORUZ
Geçtiğimiz günlerde Sudan’ın Darfur Bölgesi’nin baş- Konuk bakan Sâfî, valilik ziyaretinin ardından ga-
kenti Nyala Eyaleti’nin sağlık bakanı Ahmed Sâfî Türk- zetecilere yaptığı açıklamada Sudan’da sağlık ko-
Sudan dostluk gecesine katılmak üzere Türkiye’ye gel- nusunda ciddi sıkıntıların yaşandığını belirterek,
di. Denizli’deki geceye iştirak etmek için gelen bakan ‘’Bize sağlık alanında en çok yardım yapan ülke Tür-
Denizli Valisi Yavuz Erkmen ve Denizli Belediye Baş- kiye. Diğer ülkeler genelde gıda yardımı yapıyor” di-
kanı Osman Zolan’ı ziyaret etti. yerek Türkiye halkına şükranlarını sundu.
12. iYi HABERLER // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 10
Hakkârili Minikler için
BÜYÜK SEFERBERLiK
Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi pek çok ayrı kişiye pek çok farklı konuyu hatırlatabilir. Fakat Kimse Yok Mu gönüllüleri için
buranın en büyük anlamı; “eğitim”dir. Daha önce Şemdinli’nin Ağaçlı Köyü’ne bir okul yaparak Milli Eğitim Bakanlığı’na
devreden dernek, şimdi de aynı ilçenin Öntepe Köyü için kolları sıvadı.
Öntepe Köyü İlköğretim Okulu’nun mevcut binasının tamir edilmesi ve yeni bir bina eklenerek eğitime açılması için kam-
panya başlatan dernek, gönüllü Aysun Övün’ün çabalarıyla, iş ve sanat dünyasından katılımcıların yer aldığı bir gece dü-
zenleyerek kampanyayı tanıttı. Daha önce yapılan Ağaçlı Köyü İlköğretim Okulu projesinin anlatımıyla başlayan gece,
Öntepe Köyü İlköğretim Okulu projesinin tanıtımıyla devam etti. İstanbul ByOtel’de düzenlenen gecede, mevcut okul bi-
nasının durumunun ve yeni yapılacak binayla ilgili tasarılar katılımcılara aktarıldı. Öğrencilerin görüntülerinin yer aldı-
ğı vtr’lerle köydeki durum gözler önüne serildi.
Gecenin sürprizi sanatçı
Muazzez Ersoy’dan
Geceye katılan Muazzez Ersoy sahneye çıkıp duygularını aktardıktan sonra dernek başkanı Mehmet Özkara tarafından
kendisine bir armağan verildi. Kimse Yok Mu Derneği Meslek Edindirme Kursu’nda eğitim alan ihtiyaç sahibi hanımların
el emekleriyle yapılan yalı maketini açık arttırmaya çıkaran Muazzez Ersoy “Ben bu anlamlı hediyeyi imzalayıp açık art-
tırmaya çıkarmak istiyorum. Okul projesi için yapı-
lacak en büyük bağışı yapan katılımcımıza benim
armağanım olarak takdim edeceğim” dedi. 10 bin
TL’den satışa çıkarılan el emeği eser 20 bin TL’lik
bağışla iş adamı Mustafa Demirci tarafından sa-
tın alındı. Gecede iş adamlarının yaptığı bağışlar-
la okul projesi için gerekli bütçenin büyük bir kısmı
toplanırken, katılımcılar yeni projeler için düzenle-
necek aktivitelere de katılma sözü verdi.
Şimdi, Öntepeli çocuklar okullarına kavuşacakla-
rı günü bekliyor. Mevcut okul lojmana dönüştürül-
dü, yeni okulun inşaatı ise başlıyor. Kimse Yok Mu
gönüllülerinin katkılarıyla yapımı tamamlanacak
olan okul 100’e yakın çocuğa ışık olacak…
13. iYi HABERLER // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 11
21. KADIN ZiRVESi
iSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTiRiLDi
81 Ülkeden 1000 kadın 21. Kadın Zirvesi için ‹stanbul’da buluştu. Kimse Yok Mu Derneği’de
zirvenin katılımcıları arasındaydı. 21. Kadın Zirvesi’nin ana teması ise kadın sorunları üzerine
yoğunlaşarak tüm dünyadaki kadınların yaşamakta oldukları sorunların en aza indirgenmesi için
ulusal politikalar belirlenmesiydi. Pek çok konuda oturumların düzenlendiği zirve boyunca kadın,
erkek eşitliğinin sağlanması, kadının ekonomik anlamda güçlendirilmesi, küçük kadın girişimcilerinin
sayısının artırılması ve bu girişimcilerin de desteklenmesi ve işbirliklerin kurulması amaçlandı.
Zirve, 3 gün boyunca katılımcılara yaratıcılıklarını ge-
liştirme ve fikir alışverişi yapma fırsatı sundu. 6 kıtadan
kadınları temsil eden 50 uluslararası üye ve kuruluş bu
amaç için Mayıs ayında İstanbul’da bir araya gelerek bu
konuları tartışma fırsatı bulmuş oldular.
Zirve; liderlik gelişimi, girişimcilik, mikro girişimciliğin
gelişimi ve sorunları konularındaki oturumlarla devam
etti. Katılımcılara, her kıtadan alanında başarılı, ilham
verici rol modelleriyle tanışma ve yeni bağlantı kurma
şansı tanındı. 2011 Küresel Kadın Zirvesi, bölgede hem li-
der, hem de tüketici konumunda olan kadınlara ipuçla-
rı, iş dünyası-kamu sektörü arasında ortaklık örnekleri,
çevreci teşebbüslerin teşvik edilmesi için stratejiler ve li-
Her yıl farklı bir ülkede düzenlenen ve bu yıl Türkiye'de derlik yetilerinin geliştirilmesi için fırsatlar sundu.
gerçekleştirilen 21. Küresel Kadın Zirvesi (Globe Women Aynı anda birden fazla oturumun yapıldığı zirveye Kim-
Summit), 5-7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Grand se Yok Mu Derneği de katıldı. Kimse Yok Mu’ya diğer
Cevahir Hotel'de gerçekleştirildi. STK’larla iletişim imkânı sağlayan zirvede, yeni projele-
Konferansın Türkiye’de gerçekleştirilmesi, Türk kadınının rin ve birlikteliklerin kurulması için tohumlar atıldı.
sosyal yaşamdaki yeri ve konumu düşünüldüğünde eks-
tra önem arzetmiş oldu. (2009 yılı Dünya Bankası verileri-
ne göre Avrupa Birliği ülkelerindeki kadınların çalışma ora-
nı yüzde 64, Türkiye’de ise yüzde 23,5’tir. Türk parlamento-
sunda 550 milletvekilinden yalnızca 48’inin kadın olduğu-
nu, kırsaldaki kadın sorunlarını ve eğitimde kız çocukları-
na yapılan negatif ayrımcılıkları göz önünde bulundurur-
sak durumun vahameti ortaya çıkmaktadır.)
21. Kadın Zirvesi’nin ana teması ise kadın sorunları üzeri-
ne yoğunlaşarak tüm dünyadaki kadınların yaşamakta ol-
dukları sorunların en aza indirgenmesi için ulusal politika-
lar belirlenmesiydi. Pek çok konuda oturumların düzenlen-
diği zirve boyunca kadın erkek eşitliğinin sağlanması, kadı-
nın ekonomik anlamda güçlendirilmesi, küçük kadın giri-
şimcilerin sayısının artırılması ve bu girişimcilerin de des-
teklenmesi ve işbirliklerin kurulması amaçlandı.
14. RÖPORTAJ
TAHSiN TEKOĞLU Tedavisi süren eşi-
nin teşvikiyle Darfur’da
HALENUR ÇALIŞAN GÜRBÜZ okul yaptırıyor.
halenur.calisan@kimseyokmu.org.tr
Fotoğraflar: Sümeyra Üzer
1937 doğumlu, yani 74 yaşında. Öğrenciyken iplik alıp kumaş bir seri kitabının yanında, “İş Hayatında Başarmak” adlı
dokutarak başladığı mesleğini zirveye ulaştırmış; Tekmen bir başka eseri de bulunuyor. Çalışanlarıyla aile gibi ilişki-
Grup bünyesinde kurduğu şirketlerle dünya devi olmuş. Ha- ler kuruyor fakat herkesin üzerindeki mutlak otorite olma
yat enerjisi hiç bitmiyor; hem işlerine vakit ayırıyor hem de in- vazifesini de sürdürüyor. Tahsin Tekoğlu bunca meşguliye-
sanlığa faydalı olacağını düşündüğü projelerine... Üstelik iki tin arasında bir de yaptığı hayır işleriyle ön plana çıkıyor.
yıldır beyin tümörüyle yaşayan eşi Emine Tekoğlu’nun teda- Tahsin Tekoğlu önce Kimse Yok Mu Derneği’nin Darfur’da
visi için çırpınıyor; çalmadık kapı, denenmedik tedavi yönte- değerlendirmesi için 6 milyon dolar tutarında yün kumaş
mi bırakmıyor. Gecelerini ise yine onunla sohbet etmeye, onun bağışladı. Sonra da eşinin teşvikiyle bir okul yapımını baş-
sağlık durumunu takip etmeye ayırıyor. lattı. Tabii bunlar Tekoğlu’nun “kayıt altındaki” hayır işle-
Son derece dikkatli.. Muhatap olacağı kişilerin isimleri- ri. Bir de yalnızca Allah katında kayıtlı olanları var ki, on-
ni ve soyisimlerini bir kâğıda yazdırarak toplantıdan önce ları kimse bilmiyor…
masasına koyduruyor. İşiyle ilgili üniversitelerde okutulan
15. RÖPORTAJ // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 13
Darfur’da bir okul yaptırmaya nasıl karar verdiniz? Emine annemizin rahatsızlığı hayatınızda neler değiştirdi?
Bizim talebelerimiz var. Evlerimizde kalan öğrenci çocuk- Çok şey değişti. Artık bütün hayatımız tamamen ona
larımız… Onlar Anneler Günü’nde eşime hediye olarak göre şekilleniyor. Tek düşündüğümüz onun iyileşmesi.
destimal-i şerif getirdiler. Yanında bir de mektup yazmış- İyileşeceğine inanıyoruz. Bütün günlük işlerimizi ona
lar. Eşim Emine Hanım destimal-i şerifi alınca çok sevin- göre ayarlıyoruz.
di; duygulandı. Eğitim hizmetlerini sürdürmek istediğini
söyledi ve bana bir okul yaptırmayı tavsiye etti. Nasıl bir günlük yaşantınız var?
Bizim ev hastane gibi. Doktorlar geliyor; Emine
Neden Darfur’u seçtiniz? Hanım’ın gece ve gündüz hemşireleri var. Geceleri en
Kimse Yok Mu Derneği’ndeki arkadaşlarımızla irtibat az üç kere kalkarım. Emine Hanım’ı kontrol ederim.
Bizim ev hastane gibi.
Doktorlar geliyor; Emine
Hanım’ın gece ve gündüz
hemşireleri var. Geceleri en
az üç kere kalkarım. Emi-
ne Hanım’ı kontrol ederim.
Terlemiş mi, hemşirelerin
unuttuğu herhangi bir şey
kalmışmı diye bakarım...
kurduk. Darfur’u tavsiye ettiler. Emine Hanım da yar- Terlemiş mi, hemşirelerin unuttuğu herhangi bir şey
dım edeceğimiz yerde müslümanların yaşamasını, yar- kalmış mı… Eğer onun doktor kontrolü varsa işyerinde-
dımın sadaka-i cariye olmasını tercih ediyordu. ki toplantılara katılmam, eve giderim. Mümkün olduğu
kadar yanında olmaya çalışırım. Son zamanlara kadar
Okulların ismini nasıl seçtiniz? bilinci biraz daha açıktı. Yanına oturup sohbet eder-
Emine Anne Okulları… Bu bizim eskiden beri iste- dim. Gün içerisinde olup bitenleri anlatırdım. Mesela
diğimiz bir şeydi. Düşündük, Peygamber Efendimiz sizin bu röportajınızı da anlatacağım ona.
(SAV)’in validelerinin ismi de Amine. Böylece Emine
Anne Okulları ismine karar verdik. Nasıl tepkiler veriyor?
Artık konuşmasını yitirdi. Fakat çok memnun oluyor,
Okulun temeli atıldı. Siz törene katılabildiniz mi? seviniyor.
Hayır. Ben Emine Hanım’ı bırakıp hiçbir yere gidemiyorum.
16. RÖPORTAJ // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 14
Emine annemizin moralini yüksek ni vakıf çatısı altında beraberce yapı-
tutmak için ciddi bir çaba verdiği- yoruz. Bütün üyeler kendi gelirlerin-
nizi biliyoruz. Bu çabanızın onun te- Üzerinde çalışmakta oldu- den vakfa bağışta bulunuyor, vakıf
davisindeki rolü hakkında doktor- ğum bir su projesi var. Bu da Kimse Yok Mu gibi yerlerle proto-
ların bir görüşü oldu mu? proje durgun sudan ener- kol imzalayarak okul yapımı gibi ha-
Doktorlara kalsa Emine Hanım’ın ji üretmeyi amaçlıyor. Çok yır işlerine imza atıyor.
şimdiye kadar vefat etmesi gereki- önemli bir proje; bana
göre ampülün bulunması Vakfınız ne zaman kuruldu?
yordu! Tedavi sürecinin başında ta-
nıştığımız doktorlar yakın zamanda gibi faydaları olacak. 1988 yılında.
“Emine Hanım ne zaman öldü?” diye
Hangi amaçlarla kurdunuz bu vakfı?
sordular bana.
Vakfımızın dört tane amacı var: Bi-
Yurtdışındaki doktorlar mı bunlar? limsel araştırma ve geliştirme faaliyetleri, eğitim faali-
Yurdun içi de dışı da… Hepsi aynı. Normal şartlar altın- yetleri, sağlık faaliyetleri, dinî yardımlar...
da tedavisi olmayan bir hastalık bu. Doktorlar hasta için
muayyen bir süre veriyor, “Şu kadar yaşar” diyor. Bize ve-
rilen süre doldu. Allah’a hamd olsun, biz inancımızı yi-
tirmedik. Her zaman olumlu yaklaşıyoruz yaşadıkları-
mıza. Doktorlarımız bizim bu tavrımızın tedavi süreci-
ne ciddi katkıları olduğunu söylüyor.
Genel olarak hayata hep böyle olumlu mu bakarsınız?
Bizim kaidemizdir, menfi hiçbir şey konuşmayız. Olum-
suzluklarla vakit kaybetmeyiz. Gerekli tedbirler alınır-
sa o menfiler tahakkuk etmez diye düşünürüz. Negatif
elektriği de negatif insanı da istemeyiz.
Allah’ın hazinesi sonsuz… Bize güzellikleri nasip etsin
onları yaşayalım. Niçin kötüleri yaşayalım ki?
Emine annemizin tedavisi için bundan sonra neler ya-
pılacak?
Almanya’daki profesörlerin geliştirdiği bir yöntem dene-
meye başladık. Hastanın vücudundan kan alıp kanserli
bölgeye aşı uyguluyorlar. Altı kere yapılacak bu aşı. Bir de
kanserli bölgeye sıcaklık tatbiki dediğimiz bir tedavi yön-
temi var. Şifa olabilecek her yola başvuruyoruz; her yön-
temi deniyoruz. Şifa Allah’tan…
Emine Anne inşaallah iyileşecek. Sizin ondan sonraki
planlarınız nedir?
Emine Hanım bu hastalıktan kurtulduğunda, Türkiye’de
artık bu hastalığa “ölümcül” denilemeyecek. Bütün has-
talara umut olacak. Ayrıca Emine Hanım iyileştikten
sonra bu hastalığa yakalananlara yönelik bir proje ger-
çekleştirip başkalarına da yardımcı olmak niyetindeyiz.
Eğer Emine Anne bunlardan şifa bulursa bu derde dü-
şenlere “Çaresizsin, öleceksin” denmemeli.
Bu projeyi hangi çatı altında gerçekleştireceksiniz?
Bizim bir vakfımız var. Tahsin Tekoğlu Vakfı. Kimse Yok
Mu Derneği’ne bağışta bulunan da aslında Tahsin Te-
koğlu değildir; Tahsin Tekoğlu Vakfı’dır. Vakfın sahibi
ben değilim. Tahsin Tekoğlu Vakfı’nın tabii üyeleri Tah-
sin Tekoğlu, Emine Tekoğlu, oğlum Ömer Tekoğlu ve di-
ğer oğlum Cem Tekoğlu’dur. Biz bütün hayır faaliyetleri-
17. RÖPORTAJ // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 15
DESTiMAL-i ŞERiF NEDiR?
Hilafet Osmanlı’ya geçtikten son-
ra sarayda bir gelenek oluşur. Topka-
pı Sarayı’nda ramazan ayının ortasın-
da Hırka-ı Şerif’i ziyaret merasimleri dü-
zenlenir. Kâinatın Efendisi’nin hırkası-
na bir tülbend üzerinden yüz sürülür.
Destimal adındaki bu tülbent, görevini
ifa ettikten sonra “Destimal-i Şerif” adı-
nı alır. Destimal-i Şerif, hırkayı öpen kişi-
ye padişah tarafından hediye edilir. Sa-
hibi bu mukaddes hediyeyi ömrü bo-
yunca saklar, vefatından sonra da tabu-
tuna yahut kefenine sarılmasını vasiyet
eder. Zaten bu yüzden günümüze ula-
şan Destimal-i Şerif sayısı pek azdır.
ÖMER TEKOĞLU
“Annem bizim canımızdan bir parça”
Ömer Tekoğlu Tahsin Tekoğlu’nun büyük
oğlu. Ayrıca hem şirketin hem de vakfın
kurucu üyesi. Tekoğlu Ailesi’nde her şey
ortaklaşa yürütülüyor. Şirketle ilgili karar-
lar Tahsin, Ömer ve Cem Tekoğlu ile birlik-
te alınıyor.
Annesinin rahatsızlığı hakkındaki soru-
muza cevaben “O bizim canımızdan bir
parça” diyen Ömer Tekoğlu, çocuklarıy-
la birlikte sürekli Emine Anne’nin yanın-
da olduklarını anlatıyor. Ailece anneleri-
nin moralini yüksek tutmaya çalıştıkla-
rından söz eden Tekoğlu, Tahsin Bey’in
olumlu tavrının bütün aileye güç verdiği-
ni söylüyor.
Bilim alanında neler yapıyorsunuz? Müthiş bir ritminiz var. Pek çok şeye aynı anda yetişiyor-
Üzerinde çalışmakta olduğum bir su projesi var. Bu pro- sunuz. Bu kadar çok işi bir arada nasıl yapıyorsunuz?
je durgun sudan enerji üretmeyi amaçlıyor. Çok önem- Ben bir şey yapmıyorum ki. Allah yaptırıyor. Herşeyi Al-
li bir proje; bana göre ampülün bulunması gibi faydala- lah yaptırır, biz aciz kullar kendimiz yaptık zannederiz.
rı olacak. Ben şunu yaptım deriz, Tahsin Tekoğlu şöyle yapmış de-
riz. Hâlbuki hepsini yaptıran Allah’tır. Allah’ın dediği
Nasıl bir proje bu? Sistemi nedir? olur. Allah her yerde hazır ve nazır; külli şeylere de ka-
Proje henüz bitmedi. Sonuçlanıp başarıya ulaşmadan dirdir. Allah isterse Emine Hanım’a şifa verir. Alman aşı
ayrıntılarını anlatmamız doğru olmaz. yapmış, Türk ilaç vermiş; bunların hepsi vesiledir.
18. ‹ktisatçılar yaptıkları işi “sınırsız
ihtiyaçları sınırlı kaynaklarla karşılamak”
olarak tanımlasa da, dünyanın
kaynakları bütün ihtiyaçlarımıza
yetecek kadar sınırsızdır aslında.
Peki, yaşlı küre neden yoksulluktan
kurtulamıyor? Hangi bölgeler fakir-
likle ve açlıkla mücadele ediyor, içinde
bulundukları durum nedir? Bu soru-
lara gerçek birer cevap olmasa da, en
azından düşünmeye vesile olması
umuduyla kaleme alınan işbu araştırma
meraklısını bekliyor.
19. KAPAK
DÜNYA
AÇLIKLA BOĞUŞUYOR
ESRA TUR & HALENUR ÇALIŞAN GÜRBÜZ
esra.tur@kimseyokmu.org.tr
20. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 18
Aslına bakılırsa yoksulluğun öyle net bir tanımı yok. Örneğin Bangladeşli bir çiftçiye
hayatının en büyük rüyasının ne olduğunu sorduğunuzda rahatlıkla şu cevabı alabilirsiniz:
“Topraklarımızın yeri hiç değişmese…” Sürekli su taşkınları olduğu için tarlaların yerlerinin
değiştiğinden söz etmektedir!
1, 2, 3, 4, 5. Bir çocuk öldü… neğin Bangladeşli bir çiftçiye hayatının en büyük rüyası-
nın ne olduğunu sorduğunuzda rahatlıkla şu cevabı ala-
Dünyada her 5 saniyede bir çocuğun açlıktan bilirsiniz: “Topraklarımızın yeri hiç değişmese…” Sürek-
öldüğünü kaçımız biliyoruz? Soruyu biraz daha li su taşkınları olduğu için tarlaların yerlerinin değişti-
genişletmek lazım belki de. Dünyada “açlıktan ğinden söz etmektedir! Darfur’da yılmadan usanmadan
ölen” insanların olduğunun farkında mıyız? Aç- okula gidip gelen bir genç kıza sorsanız “En çok istediğin
lığın ölümcül yüzüyle hiç göz göze geldik mi? şey nedir?” diye, “Yeni, beyaz bir eşarp” der size; sahip
Gelmek istemeyiz, gelmeyelim elbette. Fakat sterilize olduğumuz her yeni eşya koca bir mahcubiyet yumrusu
edilmiş dünyalarımızı biraz acıtıp kanatacak, ruhumu- olup boğazımıza otursun diye!..
zu rahatsız edecek gerçekleri, “hakkel yakîn” olmasa bile Bu arada, Darfurlu genç kızın haline üzülen Türkiyeliler
“ilmel yakîn” derecesinde bilelim. olarak biz, belki de birilerinin yoksulluk kategorisine gi-
Aslına bakılırsa yoksulluğun öyle net bir tanımı yok. Ör- riyoruzdur, kim bilir?
21. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 19
KOMŞULARIMIZ
AÇKEN
BiZ TOK MUYUZ?
Yeryüzünde 925 milyon aç insan yaşıyor.
Komşuları, yani bizler tokken hem de.
Bakın nerelerde sürdürüyorlar hayatlarını.
İşte BM’nin verileri:
578 milyon Asya ve Pasifik
239 milyon Orta Afrika
53 milyon Latin Amerika ve Karayipler
37 milyon Yakın Doğu ve Kuzey Afrika
19 milyon Gelişmiş Ülkeler
Kronik yoksulluk
AFRiKA’da
Afrika’da neler olup bittiğine bir ör-
nekle yaklaşalım. Güney Afrika ül-
kelerinden Malavi’de 2002’de yüz-
lerce kişinin öldüğü kıtlıktan sonra,
geçen yıl da yağmurların yetersizli-
ği ve kuraklık nedeniyle 4,5 milyon
insan açlık tehlikesiyle karşı karşı-
ya kaldı. Siyasi iktidarsızlıkların ve
çekişmelerin ülkesi olan Malavi’de
hayat iyice zorlaştı. Malavi 12 mil-
yona yakın nüfusuyla Afrika’nın sı-
cak kalbi. 568 km. uzunluğundaki
Malavi Gölü’ne sahip olan bu küçük
ülke yılın 12 ayı yemyeşil. Gözünü-
zü çevirdiğiniz heryer mısır... Uçsuz
bucaksız çay, tütün ve kahve tarla-
ları var. Peki, böyle bir ülkede nasıl
aç ve yoksul kalınıyor?
İki sebebi var. Birincisi üretilenle-
rin Malavililer’in eline geçmeyişi ve
ürünlerin Avrupa’ya gitmesi. İkinci-
si ise Malavililer’in tarım konusun-
da yeterli donanıma sahip olmayışı.
22. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 20
Kim, neden yoksul? sayısı 1 mil
yardan
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (BM-FAO)’nün “aç” kom şularımızın ilyonu Asya
ve
Dünyadaki anın 642 m 3 milyonu
tahminlerine göre “halen 6,8 milyar olan dünya nüfusu- yar aç ins
fazla. 1 mil 5 milyonu Afrika’da, 5
nun 2050 yılında 9 milyara ulaşacağı ve bu nüfusun bes- u ve Kuzey
lenebilmesi için mevcut tarımsal üretimin %70 oranın- P asifik’te, 26 2 milyonu Yakın Doğ lerde
e, 4 lke
da artırılması gerektiği” gerçeği pek sevindirici bir geliş- Karayipler’d milyonu ise gelişmiş ü
5
me gibi gözükmüyor. FAO (Gıda ve Tarım Organizasyonu) Afrika’da; 1 elesi veriyor!
ise çok daha çarpıcı gerçekleri vuruyor yüzümüze: Dünya- yaşam mücad
daki “aç” komşularımızın sayısı 1 milyardan fazla. 1 mil-
yar aç insanın 642 milyonu Asya ve Pasifik’te, 265 milyo- la-
nu Afrika’da, 53 milyonu Karayipler’de, 42 milyonu Yakın rı arasında yoksul in-
Doğu ve Kuzey Afrika’da; 15 milyonu ise gelişmiş ülkelerde san sayısı ikiye katlanarak 200 milyondan 380 mil-
yaşam mücadelesi veriyor! yona çıkmış. Günlük yoksulluk sınırının 70 sent olduğu ifa-
Birleşmiş Milletler’in ilk kez 2010’da yayınladığı “Çok Bo- de ediliyor! Yani Afrika’da, “hâlâ” her iki kişiden biri yoksul.
yutlu Yoksulluk İndeksi” (Multidimentional Poverty Index) Güney Asya’da 455 milyonu Hindistan’da olmak üzere 595
yoksulluğu değerlendirme yollarından bir tanesi. Bu indeks milyon insanın yoksulluk içinde yaşadığı kaydedilse de,
sayesinde 104 ülkeyi içine alan kapsamlı bir istatistiksel ça- yoksulluk oranının yüzde 60’tan yüzde 40’a düştüğü ifade
lışma ortaya konmuş durumda. İndekse göre (İndeks, “ge- ediliyor (Galiba buna sevinmek lazım!). Çin’de ise durum
lişmişliği” 3 boyutta inceliyor: Sağlık, eğitim ve yaşam stan- biraz daha iç açıcı: 1981 yılında 835 milyon Çinli’nin yoksul
dardı. Sonra her 3 kategori için alt değişkenleri kaydediyor: olduğu belirtilirken bu rakam 2010’da 207 milyona düşmüş.
Sağlık; çocuk ölümü ve beslenme. Eğitim; okuyan çocuk
Hasılı kelam, BM’nin Çok Boyutlu Yoksulluk İndeksi’ne ba-
sayısı ve okuma yaşı. Yaşam standardı; mutfak, tuvalet, su,
kılırsa dünya nüfusunun yüzde otuz ikisi yoksul durumda.
elektrik, evin yapısı, evde varlık) durum şöyle:
Aynı araştırma çarpıcı bir gerçeğe daha işaret ediyor: Dün-
Afrika, yoksulluğu azaltmada dünyada en az başarılı bölge yada en yoksul her 10 insandan 9’u kadın.
olma ünvanına sahip. Dahası, kara kıtada 1980 ve 2005 yıl-
Yarım dolar ile
10 kişilik ailesini doyuran
KENYALI KADIN
Kenyalı Wilbroda Aoko Wandera, 48 yaşında, on çocuğu var ve 16
yıldır dul. Bakın nasıl geçiniyor:
“Hem donat satıyor hem de bir kilisede temizlikçilik yapıyor-
dum. Kendimi en şanslı hissetiğim zaman yerel bir yetkilinin yo-
lun kenarında bir baraka yapmama izin verdiği zaman oldu. Bu
barakanın ön kısmını bir çeşit kuaför salonu olarak işletip insan-
ların saçlarını boyarken arka kısmında da ben ve çocuklarım ya-
şıyorduk. Ancak baraka evim 2007 yılında Kibare Gelişim Prog-
ramı kapsamında yıkıldı. Şimdi de nehrin kenarında çamurdan
yapılmış olab bir kulübede kalıyorum.
Biz genellikle günde bir öğün yemekle idare ederiz. Fakat bu ger-
çekten çok zor… Özellikle de çocuklar için. Ben tüm alieme ye-
tecek kadar yemek yapmayı öğrendim. 40 şilinden (Yarım do-
lar) başka param olmadığı zamanlarda 20 şiline mısır unu, 5 şi-
line şeker 10 şiline de gazyağı alırım. 1 şiline limon ve 3 şiline de
su alırım. Bütün malzemelerden bir çeşit püre yaparım. Herkese
bir kap yatecek kadar…
Bu bizi ertesi güne kadar idare eder.”
23. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 21
Karanlık tablo
Karşımızdaki manzara bize şunu gösteriyor: Yoksulluk bir veba gibi
yeryüzüne yayılmış durumda. Pek çok sebebi, pek az çözümü var. Her
birimiz derhal kendimizi bu sorunun çözümüne dair bir yerlerde ko-
numlandırmazsak, yaşlı kürenin açlıktan ölümüne bile şahit olabiliriz.
Üstelik de bir yahut torunlarımız o kürenin üzerindeyken…
Fotoğraf: Mehmet Ali Poyraz
5 BAŞLIKTA
AÇLIĞIN NEDENLERi
BM “Dünya Gıda Programı” yapılanması çerçevesinde, dünyadaki fakirliğin sebeplerini 5 maddede özetlemiş:
DOĞA: Doğal afetler, felaketler, iklim değişiklikleri.
SAVAŞ: Ülkeler arası savaşlar, iç savaşlar ve bu savaşların mülteci durumuna getirdiği insanlar.
YOKSULLUK ÇIKMAZI: Yoksul bir ailenin maddi durumunda iyileşme olması halinde devletten aldığı yardımın
kesilmesi; yoksulluğun devam etmesi.
TARIMSAL ALTYAPI (SIZLIK): Tarıma başlarken sulama gibi temel gerekliliklerin bile usulünce yerine getirilmemesi.
ÇEVREYi (TABiATI) SÖMÜRME: Yetersiz tecrübe, ağaçları yok etme ve sair müdahalelerle tabiatı tahrip etme.
(Açıklanan sebepler arasında en az gelişmiş sayılan fakir ülkelerin yüzyıllardan beri süregelen sömürülme öyküleri
yer almamaktadır!)
24. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 22
ÖTEKi DÜNYAYA
KISA BiR YOLCULUK
SOMALi
Nerede?
Doğu Afrika’nın “Afrika Boynuzu” bölgesindeki ülkeleri arasında yer alıyor.
Ne durumda?
8.600.000'lik nüfusunun % 25'i şehirlerde yaşarken, halkın yarıya yakını göçebe hayatı
sürüyor. 1,2 milyondan fazla insan gıda sıkıntısı çekiyor.
Neden yoksul?
20 yıl boyunca kuraklıklar ve çatışmalar ile mücadele etmiş olan Somali’de, gerçekleş-
tirilmesi gereken bir “mücadele” daha var: Uluslararası NGO’ların ülkeye girip yardım
programları gerçekleştirmesi. Somali, dünya üzerine insanî yardım faaliyetleri yapmak
için en zor kara parçası olma hüviyetini taşıyor.
SUDAN
Nerede?
Afrika’nın tam ortasındaki Sudan, aynı zamanda kıtanın en geniş ülkesi. Yüzölçümü ile
dünyanın en büyük onuncu ülkesi olma ünvanına sahip.
Ne durumda?
45 milyon nüfuslu ülkede 1,5 milyon kişi mülteci kamplarında yaşıyor. Yer altı kaynak-
ları açısından çok zengin olan bu müslüman ülkede maalesef özkaynaklar kullanılamı-
yor. 2003 yılında yaşanan iç savaş, özellikle Darfur bölgesinde yaklaşık 2 milyon insanın
yaşadıkları yerlerden çıkarılmasına sebep oldu. Yüz binlercesi de öldürüldü.
Neden yoksul?
İç savaşlar ve kuraklık yoksulluğun en büyük tetikleyicileri... Halkın güvenlik endişesi
taşıdığı Darfur’da “yeniden yapılanma” büyük cesaret istiyor.
MOZAMBiK
Nerede?
Mozambik Kuzey Afrika’da yer alan bir ülkedir.
Ne durumda?
Ülkenin başındaki en büyük belalardan biri yaygın bir şekilde rastlanan AIDS vakaları...
Ülke nüfusu 21,7 milyon ve bu nüfusun 1,6 milyonunu yetim çocuklar teşkil ediyor.
Neden yoksul?
En önemli etken kabileler arasında yaşanmakta olan kabile savaşları... Yakın zamana
kadar devam etmiş ve 1992’de son bulmuş olan sivil savaş, yoksulluğu körüklemiş. Ül-
kede etkileri ciddi bir şekilde görülen iklim değişiklikleri ise bir başka etken… Örneğin
2000, 2001, 2007 ve 2008’de sel felaketleri meydana gelmiş daha sonra da kendini tek-
rarlayan kuraklıklar baş göstermiş.
25. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 23
BURKiNA FASO
Nerede?
Afrika’nın en küçük ülkelerinden biri olan Burkina Faso, Batı Afrika’da yer alıyor.
Ne durumda?
9.261.000 kişilik nüfusu ile Burkina Faso Batı Afrika’da en fazla nüfus yoğunluğuna sa-
hip ülkelerden biri. Burkina Faso yeryüzündeki en fakir ülkelerinden biri olma özelliği-
ni taşırken, her 1000 bebekten 142’si ölüyor.
Neden yoksul?
Kuraklık ve iç çatışmaların yanında, askeri darbeler de k Mu
yoksulluğu tetikliyor. Kuraklık Burkina Faso toprak- se Yo ği
Kim erne a
D zand
rama psine
larının geneline yayılmış vaziyette. Yaşanan iklim
lıyla
kana lkelerin he sına
değişiklikleri de su ve toprakla ilgili sıkıntıları kö-
bu ü daha fazla
rüklüyor. Sonuç: Mahsülleri telef olan çiftçiler ve ve-
rimsiz tarım.
ve yardım niz!
ilirsi
gön dereb
ÇAD
Nerede?
Bir Orta Afrika ülkesi olan Çad’ın Nijer, Sudan ve Libya gibi stratejik önemi haiz komşu-
ları bulunuyor.
Ne durumda?
Kendisini çevreleyen ülkelerin politik durumları da Çad’ı etkiliyor. Bölgede yaşanan
siyasi istikrarsızlıklardan dolayı geçtiğimiz 6 yılda 255.000’i Sudan’dan, 77.000’i mer-
kez Afrika’dan olmak üzere pek çok mülteci bu ülkeye sığınmış durumda. Nüfusu
10.329.208 olan ülkede ortalama yaşam süresi sadece 47,5 yıl.
Neden yoksul?
Coğrafi uzaklığı, kuraklıklar, altyapı sisteminin yokluğu ve politik kargaşalar kara ile
çevrili olan Çad’ın ekonomik kalkınmasındaki en olumsuz etkenler.
ETiYOPYA
Nerede?
Denize sınırı olmayan Etiyopya Doğu Afrika’da bulunuyor.
Ne durumda?
Dünyanın en az gelişmiş ülkelerinden biri olmasına rağmen son dönemlerde okur- ya-
zar oranında ciddi bir artış meydana gelmiş ve gıda güvensizliği ile karşı karşıya olan
insan sayısı bir yıl içinde 5,2’den 3,2 milyona gerilemiştir. Yaşanmakta olan tüm geliş-
melere rağmen, maalesef, Etiyopya bugün hâlâ dünyanın en az gelişmiş ülkesi olma
özelliğini taşıyor. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik İndeksi’ne göre Etiyopya en az
gelişmiş 169 ülke sıralamasında 157. sırada yer alıyor. Yine de Etiyopya halkı geleceğe
umutla bakan ve gelenekleri ile gurur duyan bir millet olamaya devam ediyor.
Neden yoksul?
Kuraklığın yanısıra ülkedeki iç çatışmalardan dolayı milyonlarca insan açlık ile karşı
karşıya bulunuyor.
26. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 24
MYANMAR
Nerede?
Myanmar, 676.578 kilometrekarelik yüzölçümü ile Güneydoğu Asya’nın en büyük ülkesi.
Ne durumda?
Pek çok farklı dini ve etnik gruptan oluşan ülkenin tahmin edilen nüfusu 57,5 milyon.
Geniş insan kaynaklarına ve doğal kaynak sermayesine rağmen Myanmar en az geliş-
miş ülkeler listesinde 132. sıradaki yerini koruyor. 2006-2010 arasındaki gelişim rapor-
larına göre açlık sınırında yaşayan insan oranı yüzde 32’lerden yüzde 26’lara gerilemiş
olsa da, bu oran ülkenin yerel ve kırsal alanlarında değişiyor. Nüfusu 10.329.208 olan
ülkede ortalama yaşam süresi sadece 47,5 yıl.
Neden yoksul?
Myanmar’da ciddi boyutlarda kuraklık yaşanmakta; gıda yetersizliği bulunmaktadır.
Ülke aynı zamanda doğal afet hattı üzerinde bulunduğu için depremler ve heyelanlar
yoksulluğu körüklüyor. Askerî yönetimin afet anında ülkeye yardım kabul etmemesi
etkenini de unutmamak lazım.
KENYA
Nerede?
Kenya, Hint Okyanusu’na kıyısı bulunan bir Doğu Afrika ülkesi.
Ne durumda?
39 milyonu aşkın nüfusuyla Kenya, kurak Afrika ülkelerinden bir tanesi... 4 kilometre-
lik alanda yaklaşık 2 milyon kişinin teneke evlerde yaşadığı meşhur “Kibera Teneke Ma-
hallesi” Kenya’da bulunuyor. Kibera, günlük 1 doların altında yaşam mücadelesi verilen
bir yer. Burası, 30 kişinin bir tuvaleti ve banyoyu –para vererek- ortaklaşa kullandığı bir
mahalle. Üstelik 50 yıldır!
Neden yoksul?
Geçmişe nazaran daha az politik sorunu olmakla beraber ülkedeki ekonomik denge-
sizlik, yolsuzluklar ve kuraklık fakirliğin ana nedenleri olarak gösteriliyor.
HAiTi
Nerede?
Haiti Cumhuriyeti, Amerika’da Karayip Denizi’nde bir ada ülkesidir.
Ne durumda?
12 Ocak 2010’da Haiti’de meydana gelen deprem sonrasında 220.000 insan öldü, 300.000
insan yaralandı ve milyonlarca insan evsiz kaldı. Depremden önce de durumu pek iyi
olmayan Haiti’de şimdi işler her zamankinden daha zor. Ülkede halkın yüzde yetmiş
altısı gündeliği 2 doların altında bir gelirle yaşamaya çalışıyor. Her beş Haitiliden biri-
nin 40 yaşını göremeden salgın hastalıktan yahut gıdasızlıktan ölmesi durumun vaha-
metini açıklıyor.
Neden yoksul?
Güney Amerika’nın açlıktan en fazla etkilenen ülkesi Haiti’de halkın yüzde 58’i açlı-
ğı iliklerine kadar yaşıyor. Bunun en önemli nedeni yapılan ciddi yolsuzluklar ve doğal
afetler. Ülkenin makus tarihini de unutmamak lazım...
27. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 25
BANGLADEŞ
Nerede?
Güney Asya ülkelerinden Bangladeş, Hindistan’ın komşusu ve yakın akrabası.
Ne durumda?
156 milyonu aşkın nüfusuyla Bangladeş, dünyanın en fakir, en yüksek nüfuslu ve en az
gelişmiş ülkelerinden biri olma özelliğini taşıyor. 6 milyon insanın açlık sınırının altın-
da olduğu ülkede, 5 yaşın altındaki çocukların yarısında büyüme yetersizliği görülüyor.
Ülkede yetişen pirinç Bangladeşliler için şans çünkü halkın çoğunluğu pirinç yetiştiri-
ciliği ile geçiniyor.
Neden yoksul?
Ekonomik büyümenin en önemli engelleri arasında, sık görülen kasırga ve seller, devlete
ait girişimlerin yetersizliği, tarım sektörünün karşılayamadığı sürekli büyüyen iş gücü,
enerji kaynaklarını (doğalgaz) işlemedeki gecikmeler, yetersiz güç kaynakları ve ekono-
mik reformların yavaş yürütülmesi gösteriliyor.
NiJER
Nerede?
Nijer Batı Afrika’da yer alan geniş topraklara sahip bir ülkedir.
Ne durumda?
Nüfusu 13 milyon olmasına rağmen Nijer, dünyada en yüksek nüfus artış oranına sahip
ülke... Ne yazık ki bu ülkede insanların yüzde 60’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Eko-
nomisi tarıma dayanan Nijer’de her 100 kişiden 82’si tarımla geçiniyor. Haberlerin en kötü-
sü ise eğitimle ilgili: Nijer’de halkın sadece %29’u okuma yazma biliyor.
Nijer, Birleşmiş Milletler raporlarına göre dünyanın en fakir ülkelerinden biri... Toprakları-
nın %88’i çöl ve insanlar içme suyunu yağmur birikintilerinden karşılıyor. Her ailede bir ki-
şinin günlük görevi su getirmek... Bu kişinin her gün ortalama 20 km. yol kat edip bulanık,
sağlıksız gölet sularına ulaşarak 10 ila 20 litre su bularak geri dönmesi gerekiyor.
Neden yoksul?
Yoksulluğu oluşturan ana etkenler çevresel ve politik stratejilerin olmaması olarak sıra-
lanabilir. Diğer yandan ülkede yağmurların yağmaması da yoksulluk üzerinde önem-
k Mu li rol oynuyor.
se Yo ği
Kim erne a
D zand
lıyla rama psine
kana lkelerin he sına
bu ü daha fazla
ve yardım niz! Kimse Yok Mu Derneği tarafından kampanya düzenlenen ülke
ilirsi
gön dereb Kimse Yok Mu Derneği tarafından yılda iki kere gıda yardımı yapılan ülke
Kimse Yok Mu Derneği tarafından kalıcı proje yapılan ülke
Kimse Yok Mu Derneği tarafından sağlık yardımları yapılan ülke
Kimse Yok Mu Derneği tarafından eğitim yardımı yapılan ülke
28. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 26
En Az Gelişmiş Ülkeler Forumu’ndan ortak çağrı
SESiMiZi DUYUN VE
KARARLARI LEHiMiZE ÇEViRiN!
4. Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı Sivil Toplum Forumu 7-13 Mayıs 2011 tarihler-
inde istanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Forumun açılışını Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri
Ban Ki-Moon yaptı.
İlki ve ikincisi 1980 ve 1991 yıllarında Paris’te, üçüncü- temleri içeriyor. İstanbul eylem planına dayanarak kon-
sü 2001 yılında Brüksel’de toplanan BM En Az Geliş- ferans sonrasında belirlenen hedefleri kısaca şu şekilde
miş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı’nın dördüncüsü bu yıl özetlemek mümkün:
Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Konferans so- 1. Brüksel Eylem Planı’nda yaşanan başarısızlıkların ya-
nunda “İstanbul Eylem Planı” açıklandı. ratmış olduğu hayal kırıklığının tekrarlanmasından en-
En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) için 10 yıllık yol harita- dişe duyulmaktadır.
sı niteliğindeki İstanbul Eylem Planı’nda 2011-2020 dö- 2. Sorunun ele alındığı günden bu yana 30 yıl geçmesine
neminde yapılacaklara yer verilirken, iddialı bir hedefle rağmen 24 olan EAGÜ’lerin sayısı 48’e yükselmiştir. Bu
2020 yılına kadar 48 en az gelişmiş ülkeden yarısının bu da göstermektedir ki, EAGÜ’ler için belirlenmiş olan kal-
statüden mezun olması amaçlanıyor. Son 30 yılda me- kınma planları sürdürülebilir gelişimi sağlayamamak-
zun olabilen en az gelişmiş ülke sayısı ise sadece üç. tadır.
4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler konferansının sonun- 3. Kalkınma paradigması değiştirilmelidir.
da açıklanan İstanbul Eylem Planı, 2011-2020 dönemin-
4. En önemli sorunlardan biri olan yanlış tanımlama ve
de en az gelişmiş ülkeler için yapılacaklar, onların yapa-
önyargılar aşılmalıdır. EAGÜ’ler BM kriterlerine göre “fa-
cakları, amaçlar ve bu amaçlara ulaşmadaki ilke ve yön-
kir” kategorisinde olabilirler ancak şu da bir gerçektir ki
birçok yönden EAGÜ’ler en az değil, en çok gelişmiş ül-
kelerdir.
5. EAGÜ’ler ekonomik olarak dezavantajlıdır; sömürül-
mekte ve ötekileştirilmektedirler.
6. Konferans, bizim beklentilerimizi karşılamada ve BM
Genel Kurulu’nun verdiği görev ve yetkiyi yerine getir-
mede başarısız olmuştur. EAGÜ’lerde büyük zarara mal
olan gelişmiş ülkelerin, EAGÜ’lere daha fazla yardım
sağlama taahhüdünde bile bulunmamalarından dolayı
EAGÜ’ler hayal kırıklığı içindedir.
7. Yeni gelişim ve kalkınma hedefleri gelişmiş ülkeler tarafın-
dan baltalanmakta ve barışçıl çözümler üretilememektedir.
8. Kalkınma sürecine donörlerin ya da özel sektörün de-
ğil, hükümetlerin öncülük etmesi gerektiğinin kabul
edilmiş olmasını ve bir teknoloji bankasının kurulması-
nı da memnuniyetle karşılıyoruz.
9. EAGÜ’lerin EFSÜ – En Fazla Sömürülen Ülkeler – ola-
rak kalmaması gerektiğini hatırlatarak özel sektörün
yanı sıra hükümetlerde sürece dâhil edilmelidir.
10. Devlet hazinelerinin istimlâk edilmesi kabul edile-
mez bir durumdur.
11. Kaynakların geleneksel sahiplerinin ve kullanıcıları-
nın haklarını koruyarak, değer katarak ve adil fiyatlan-
29. KAPAK // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 27
dırmada ısrarcı olarak petrolümüzün, maden zenginli- 19. Hükümetleri ve donörleri 2020’ye kadar su ve sani-
ğimizin, arazilerimizin, ormanlarımızın, balıklarımızın tasyona yeni öncelikler vermeye ve bu konularda veri-
ve diğer doğal kaynaklarımızın sürdürülebilir kullanımı len ulusal taahhütlerin yerine getirilmesi için küresel bir
için iş ve olanak yaratmalıyız. Savunmasız ve ötekileşti- platform olan “Herkes İçin Sanitasyon ve Su Ortaklığı”na
rilmiş insanların hakları, daha güçlü şeffaflık, doğruluk davet ediyoruz.
ve hesap verebilirlik mekanizmalarıyla ekonomik karar 20. EAGÜ’lerin bütün borçlarının derhal ve koşulsuz ola-
alma sürecinin merkezine konmalıdır. rak silinmesini ve EAGÜ hükümetlerinin borçları siline-
12. EAGÜ’ler özellikle emek-yoğun, daha geniş bir kitle- ne kadarki borç ödemelerinin ertelenmesini istiyoruz.
ye makul iş olanakları sağlayan, çevresel olarak sürdü- 21. Hâkim olan yardımların etkinliği yaklaşımı yerine
rülebilir ve hakkaniyetli bir büyüme stratejisi belirlen- kalkınmanın etkinliğine yöneltilmesi gereken daha fazla
melidir. ve daha iyi ODA (Resmi Kalkınma Yardımı) istiyoruz.
13. EAGÜ’lerin, belli ihtiyaç ve olanaklarını yansıtan kal- 22. Sivil topluma bir kalkınma ortağı olarak daha güçlü
kınma stratejilerini benimseyebilmeleri için özel ve lehte bir rol verilmelidir. Ve hükümetler sivil toplumun bağım-
muamele ve EAGÜ’ler için politika esnekliği getirilmelidir. sız bir sesinin olması için alan yaratmalıdır.
14. Bizler, EAGÜ toplumlarının gıda bağımsızlığının 23. 4. BM EAGÜ Konferansı için etkin bir takip stratejisi-
güçlendirilmesi için ekonomik olarak kendi ayakları nin yaratılması, uygulanması ve izlenmesi gerekmekte-
üzerinde durabilen, sosyal açıdan kabul edilebilir ve eko- dir. Taahhütlerin yenilenmesine ve siyasi iradenin oluş-
lojik olarak sürdürülebilir tarım uygulamalarının des- turulmasına doğru ilerleyen sürecin düzenli olarak göz-
teklenmesi çağrısında bulunuyoruz. den geçirilmesini istiyoruz.
15. Kadınlar kalkınma sürecinin her aşamasına dâhil 24. Gelecek on yılda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
edilmelidir. EAGÜ’lerin karşı karşıya olduğu önemli güçlüklerle ve
16. Bütün ülkelerin göçmenlerin, göçmen işçilerin, onla- toplum merkezli bir kalkınma yaklaşımına olan ihtiyaçla
rın çocuklarının ve bakmakla yükümlü oldukları diğer ilgili eğitimler verecek ve farkındalık yaratacağız. Adalet-
kişilerin insani haklarına saygı duyması gerekmektedir. siz ve sürdürülebilir olmayan politikalar ve programla-
17. EAGÜ vatandaşlarının ekonomik, sosyal ve siyasi ha- ra meydan okumaları için yerel toplulukları ve diğer va-
yata tam olarak katılabilmeleri için eğitim çok önemlidir. tandaşları destekleyecek ve harekete geçireceğiz. Yoksul-
luk ve ıstırap adaletsizliğine son vermede üstümüze dü-
18. Hükümetlerin altyapı, maaş, insan kaynakları ve eği-
şeni yapacağız. Amaçlarımızı paylaşanlarla işbirliği için-
time; kamu sağlık harcamalarını arttırmaya yeterli kay-
de çalışmaya devam edeceğiz.
nağı ayırması gerekmektedir.
Az gelişmiş ülkelerde yardım faa-
liyetleri gerçekleştiren Kimse Yok
Mu Derneği de konferansa; Sn. Ah-
met Davutoğlu ve pek çok yerli-
yabancı sivil toplum kuruluşu yö-
neticileri ve katılımcılarının ziyaret
ettiği, karşılıklı bilgi alışverişinde
bulunulan bir stant açarak katıldı.
30. KAMPANYA
REYYAN DENiZCi
Dünyanın dört bir yanı kız kardeşlerimizle,
ağabeylerimizle, ablalarımızla ve çocuklarımızla doluyken,
onları düşünmek, onların iyiliği için çalışmak, yediğimizi içtiğimizi
onlarla paylaşmak zorundayız. Ramazan geldi, rahmet
ayında kardeşlerimizi unutmayıp, sinelerimizi
açabildiğimiz kadar açmak zorundayız!
Fotoğraf: Kürşat Bayhan
31. KAMPANYA // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 29
Kız kardeşimiz gelmiş gibi
İnsanın elinde olup da kardeşiyle paylaşamayacağı bir şey yasını kardeşlik mesajlarıyla süslemesinin altında bu se-
var mıdır? Kalbi kırılıp küsse bile, insanın kardeşinden bep yatıyor. Derneğin yeni reklam kampanyası yardımse-
daha çabuk affedeceği kimse var mıdır? Kardeşlik, bağla- verlerden para, bağış veya kumanya gibi yardımlar talep
rın en kuvvetlisiyle birbirine bağlar tarafları. Belki de bu etmiyor. Bunun yerine “kardeş olmayı” öneriyor; sorgula-
yüzden Allah (cc) insanların birbirlerini nasıl konumlan- madan, yargılamadan...
dırmaları gerektiğini şu buyruğuyla ifade etmiştir: Sözgelimi, Nijer’deki bir aileyi kardeş edindiğinizi düşü-
“Müminler ancak kardeştir.” (Hucurat, 10) nelim. Yüzlerini görmediğiniz çocuklar, sesini hiç duy-
Kimse Yok Mu Derneği’nin bu seneki ramazan kampan- madığınız yoksul bir anne... Belki de yaşam alışkanlıkla-
KiMSE YOK MU DERNEĞi
2011 RAMAZAN KAMPANYASI
Yurt içinde
40.000 adet gıda paketiyle ihtiyaç sahiplerinin kapıları çalınacak,
onlarca iftar çadırı kurulacak, hergün binlerce kişiye iftar verile-
cek, iftariyelik paketleri dağıtılacak ve bayramlık giysi yardımla-
rı yapılacaktır.
Yurt dışında
Bu yıl Kimse Yok Mu gönüllülerinin rotası 49 ülkeye çevrilecek.
Gıda paketlerinin yanında Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde kuru-
lacak iftar çadırları ve sofralarla Türk misafirperverliği dünyaya
uzanacak.
32. KAMPANYA // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 30
rı size hiç benzemiyor. Ne yediklerini, ne içtiklerini, ih- den Yaradan kardeş ilan etmemiş mi bizi? Bütün önyargı-
tiyaçlarını nasıl giderdiklerini görseniz yadırgayabilirsi- ları, vezgeçilmezleri, olmazsa olmazları bir yana atıp, bir-
niz. Giyim kuşamları “otantik” yahut “etnik” olmak açı- birimizi olduğumuz gibi kabul etmemiz için. Hiçbirimi-
sından sevimli gözükmekle birlikte, sizin giyim zevkini- zin diğerinden üstün olmadığını hatırlatmak, varlığın da
zin yanından bile geçmez belki… Olsun! Zaten bu yüz- yokluğun da Allah’ın lütfu olduğunu unutmamamız için!
GEÇEN SENE BU ZAMANLAR
YURT iÇiNDE YURT DIŞINDA
• 11.750 kişiye, 16 farklı noktada kurulan iftar • 33 ülkede 20.000 adet gıda paketi ihtiyaç
çadırlarında iftar yemeği ikram edildi. sahiplerine ulaştırıldı.
• 16.527 adet gıda paketi dağıtıldı. • 4 ülkede kurulan iftar çadırlarında toplam 65.000
• 7.170 kişiye her gün sıcak yemek ulaştırıldı. kişiye iftar yemeği ikram edildi.
• 5.000 kişiye iftariyelik dağıtımı gerçekleştirildi.
SiZ iFTAR YAZDIĞINIZDA
ONLAR DA iFTAR YAPIYOR
12 SMS bir TURKCELL, AVEA ve VODEFONE faturalı ve
kontörlü hatlarınızdan 5777’ye SMS atarak 5
GIDA KOLiSi TL bağışlayabilirsiniz.
demek
Bilgi almak, gönüllü olmak
ve bağış yapmak için:
Siz de çevrenizi Kimse Yok Mu Derneği 2011 yılı
teşvik ederek bir Yurtiçi kumanya bedeli: 60 TL
GIDA KOLiSini Yurtdışı kumanya bedeli: 40 $/30 £
tamamlayabilirsiniz.
Kamu Yararına Çalışma Statüsü ve Gıda Bankacılığı çerçevesinde, yapılan aynî bağışlar gider olarak gösterilebilmekte,
vergiden düşürülebilmektedir.
33. KAMPANYA // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 31
Bir de başka açıdan okuyalım bu mesajı. Mesela, kız Eğer müminler ancak kardeşlerse, kardeşlerimizi düşün-
kardeşimizin eşinin işi dolayısıyla ailesiyle birlikte mek ve onlarla paylaşmak boynumuza asılı bir borç ola-
Mozambik’te yaşadığını varsayalım. Nasıl da özleriz de- rak durmaz mı? Durur.
ğil mi? Yediğimiz her güzel yemekte onu hatırlar, evimize Kardeşlik söz konusu olduğunda akan sular durur!
aldığımız lezzetli yiyeceklerden ona da göndermeye ça-
Kimse Yok Mu Derneği’nin bu seneki kampanya sloga-
lışırız. Onun çocukları olan yeğenlerimiz için kıyafetler
nı işte bu yüzden budur: “Ramazan kardeşliktir.” Yani,
alır, buluşup hediye edeceğimiz günü iple çekeriz. Görü-
yeryüzünü kocaman bir sofra haline getirip, çevresinde
şeceğimiz zamanın gelmesi için gün sayar, görüştüğü-
oturan yüz binlerce kardeşin buluşma zamanı...
müzde ise herşeyimizi onunla paylaşmaya çabalarız.
Rahmet ve mağfiret ayı.
İşte buna kardeşlik denir! Kardeşler için kucaklaşma ayı...
Ve Mozambik’te ailesiyle birlikte hayatta kalma mücade- Ramazan, dünyaya yayılmış Kimse Yok Mu gönüllüle-
lesi veren her kadın, aslında bizim kız kardeşimizdir! ri için yardımlaşma şöleni; yeryüzüne insanlığın şefkat
Dünyanın dört bir yanı kız kardeşlerimizle, erkek kar- elini uzatmak için bir vesile; iyilikseverliğin ete kemiğe
deşlerimizle, ağabeylerimizle, ablalarımızla ve çocuk- bürünüp gönüllülerin bedenlerinde hemdem olma ayı...
larımızla doluyken, onları düşünmek, onların iyiliği için İşte başlıyor.
çalışmak, yediğimizi içtiğimizi onlarla paylaşmak zo- Hoş geldin af zamanı... Mağfiret zamanı. Şeytanlardan kur-
runda değil miyiz? tulup Rahman’a sığınma zamanı... Hoş geldin kardeşlik ayı!
DA
MAZAN AYIN i
2011 RAGÖTÜRÜLMES
YARDIM AN ÜLKELER
PLANLAN
Afganistan, Ar-
jantin, Arnavutluk, Bangla-
deş, Bosna Hersek, Burma (Myan-
Fotoğraf: �sa Şimşek
mar), Endonezya, Etiyopya, Filistin, Fildi-
şi, Gana, Gine (Ekvator), G. Afrika (Durban),
Haiti, Hindistan, Japonya, Kamboçya, Kame-
run, Kırgızistan, Kolombiya, Kongo D., Liberya,
Lübnan, Madagaskar, Malawi, Mali, Mısır, Mo-
ğolistan, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya,
Kardeşlik, rahmet ayının en güzel meyvesidir. Bencillikler- Pakistan, Paraguay, Peru, Senegal, Sırbistan
den arınıp birbirimize kucak açtığımız ramazan ayı, bere- (Sancak Bölgesi), Somali, Sri Lanka, Su-
ketiyle gelir. Kimse Yok Mu gönüllüleri için ramazan, çalın- dan, Şili, Tacikistan, Tayland, Tunus,
mamış kapıları çalmak, gidilmemiş yerlere ulaşmak demek- Uganda, Venezuella, Vietnam,
tir. Sofralar kurulur, yeryüzü büyük bir sofraya dönüşür, birbi- Yemen, Zambia.
riyle kardeş olan milyonlarca insan bu sofranın etrafında buluşur.
34. ALLAH RÖPORTAJ
BÜTÜN NiMETLERi Halenur Çalışan Gürbüz
bize emanet vermiştir Ömrünü Kur’an-ı Kerim’i anlayıp
anlatmaya adamış olan kıymet-
li ilim adamı Suat Yıldırım, yardım-
PROF. DR. SUAT YILDIRIM laşma hususunda Kur’an’ın yolunu
ayetlerle gösteriyor. Yıldırım, Kim-
se Yok Mu Derneği’nin çalışmalarını
da tebrik ederek desteklenmesi
gerektiğini vurguluyor.
Fotoğraflar: Zaman Gazetesi
‹lgili ayet ve hadislerden biz-
de hâsıl olan kanaat ve anlayışa
göre, toplum içinde temel hak ve
ihtiyaçlarını temin edememiş in-
sanlar bulunduğu müddetçe, bu
ihtiyaçları gidermeyen kimseler,
ihtiyaç fazlası malları sebebiyle
sorumlu olacaklardır.
35. RÖPORTAJ // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 33
Yardımlaşma insan olmanın bir gereği midir? Hangi te-
mel üzerine bina edilebilir? Tabir yerinde ise yardımlaş-
manın felsefesi nedir?
Yardımlaşma, varlığın en kapsamlı kanunudur. Evrene
baktığımızda, toprak, su, hava, ışık gibi cansız denilen un-
surların, bitkilerin yardımına koştuğunu görürüz. Mesela
bir incir ağacı çamur yer, onu tatlı bir meyve haline getirir
ve canlılara ikram eder. Hayvanlar sütleri, etleri, yumur-
taları, yünleri ile canlıların imdadına koşarlar. Cansızı,
madenleri, bitkileri, hayvanları ile bütün kâinat da insan-
ların ihtiyaçlarını temin etmek için seferber olur. Kandaki
alyuvar hücreleri, canlı bedenin diğer hücrelerine yardım
götürmek uğrunda kendilerini telef ederler.
İnsanın, toplum hayatının sağlıklı bir şekilde devamı
neye bağıdır?
Küçük kâinat olan insanın ve insan toplumlarının da ak-
samadan, hastalanmadan devam etmesi için aynı yar-
dımlaşma nizamını Yüce Rabbimiz toplum hayatına da
koymuş, irademizle gerçekleştirmemizi bizim sorumlu-
luğumuza havale etmiştir. Evren gibi toplum hayatını da
bir sistem halinde kurup insanları birbiri ile ilişkilendir-
miş, toplum halinde yaşamaya mecbur etmiş, aralarında
iş bölümü yaptırmak suretiyle herkesin bir işlev yapması-
nı dilemiştir. Varlıklarını matlub olan bir biçimde sürdü-
rebilmeleri için yardımlaşmaya mahkûm etmiştir.
Bu görevin dinimizdeki adı nedir?
Kur’an-ı Hakim’de “teavün” kelimesi yer alıp “yardımlaş-
ma” demektir. Bundan çok daha fazla olarak elli kadar Hz. Ali, parayı eline alıp ona hitaben şöyle de-
ayette “infak” kavramı kullanılır. İnfak; gerçek ihtiyaçla- miştir: “Ey para! Sen öyle bir şeysin ki ancak el-
rı karşılayacak yardımı, muhtaç olana ulaştırmak demek- den çıkarıldığın zaman işe yararsın.”
tir. Bu yardım, imkân sahibinin yoksula bir lütfu değildir.
Kur’an’a göre, Allah Teâlâ’nın yoksullar için belirlediği bir
fazlası malları sebebiyle sorumlu olacaklardır.” (Diyanet,
haktır. “Onların mallarında yardım isteyenler ve ihtiyaç-
Kur’an Yolu, bu ayetin tefsirinde, 1/237)
larını dile getirmekten çekinenler için belirli bir hak var-
dır.” (Mearic 24-25) Kur’an-ı Kerim ilk inen ayetlerinden İnfakın, Allah’a kulluğumuzun ve yaratılışımızın bir ge-
itibaren bu yardımı vurgulamıştır. Daha sonra gelen bir reği olmasını açıklar mısınız?
ayet imandan ve namazı gereği gibi kılmadan sonra üçün-
cü görev olarak infakı bildirmiştir: “O müttakiler gayba Allah’tan başka yaratıcı olmadığından mülkün tek sahi-
iman eder, namazlarını gereği gibi kılar ve kendilerine ih- bi O’dur. O elimizin altındaki bütün nimetleri emanet ola-
san ettiğimiz nimetlerden infak ederler.” (Bakara 3) İnfak rak vermiştir. Hayatı ve ölümü, kimin iyi bir iş ortaya ko-
hakkındaki ayetlerden biri de şudur: “Sana neyi infak ede- yacağını göstermek, imtihan etmek üzere O yaratmıştır.
ceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaç fazlasını! İşte düşünesi- Maddi imkânlarımızın da ihtiyacımızdan fazla olan kıs-
niz diye Allah ayetlerini böyle açıklıyor.” (Bakara 219) mını, muhtaçlara dağıtma şerefi ile bizi şereflendirmek
istemektedir. “Yapılan yardım, yoksulun eline girmeden
Zekât miktarı belirlenmiş olarak farz kılınmadan (yani önce Rahman’ın eline ulaşır” hadis-i şerifi bu gerçeği be-
hicretin ikinci senesine kadar) kazanç sahipleri bu ayete lirtmektedir. Diğer taraftan infak, vereni gelişitrir, olgun-
göre kazançlarından kendilerine yetecek kadar alıp geri- laştırır. Şu ayet-i kerime bunu açıkça bildirir: “Müminle-
sini Allah yolunda infak ediyorlardı. Altın, gümüş gibi na- rin mallarından zekât al ki bununla onları temizleyesin
kit sahipleri de bir yıllık geçimlerini alıp gerisini Allah rı- ve arındırasın.” (Tevbe 103) İnfak, veren kişinin şahsiye-
zası için veriyorlardı. “İlgili ayet ve hadislerden, İslam’ın tini geliştirir. Yaratılışta eşimiz olan ihtiyaç sahibi bir kar-
getirdiği kardeşlik ve yardımlaşma kavramlarından biz- deşimizi sıkıntısından kurtarma hazzını tattırır. Din kar-
de hâsıl olan kanaat ve anlayışa göre, toplum içinde temel deşinin gönlünü kazanma, duasını alma sevincini yaşatır.
hak ve ihtiyaçlarını temin edememiş insanlar bulundu- Böylece karşılıklı bir etkileşimle toplumu da eğitir.
ğu müddetçe, bu ihtiyaçları gidermeyen kimseler, ihtiyaç
36. RÖPORTAJ // KiMSE YOK MU // TEMMUZ • AĞUSTOS • EYLÜL 2011 // 34
İnfak ile zekât vermekle ve diğer yardımlarla mal eksilir mi? sarf eder, o zaman fonksiyonel olur, işe yarar.
O şöyle teminat veriyor: “De ki Rabbim dilediği kimsenin İnfakın, başka hikmetleri de var mıdır?
nasibini bollaştırır, dilediğinin nasibini de kısar. Siz ha-
yır yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerini doldu- Elbette! Zengin ile yoksul arasında hüsn-ü zan, güven, sev-
rur. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe’ 39) Peygam- gi ve saygı köprüsü kurar, insanları kaynaştırır. Fakirleri
ber Efendimiz (SAV) “Mal, yardım sebebiyle noksanlaş- hasetten, kıskançlıktan kurtarır. İsraf gibi şeytanı sevin-
maz.” buyurmuştur: (Müslim, Birr 69; Tirmizi, Birr 83) Sa- diren tarafları giderir. Hayırsızlık, dilencilik gibi durum-
yısız tecrübelerle bu vaat yaşanmaktadır. ları azaltır. Toplum bozulur, fertleri birbirine ilgisiz, düş-
man hale gelirse, topyekün millet mahfolur. İnsanlık tari-
Zekât, “Artma, çoğalma, bereket, arındırma mânâlarına hini iyi okuyacak olursak şu sonuca varırız: Bütün kargaşa
gelir. Yoksul zümrelerin hakkı olan zekâtın onlara ulaş- ve savaşların sebebi şu iki düşüncedir: Birincisi: “Ben doy-
ması, her şeyden önce onların onurlarını korur, onların duktan sonra başkası ne olursa olsun.” İkincisi: “Sen ça-
Zekâtı, ramazan ayında verme âdeti ülkemizde yaygın.
Bilindiği üzere böyle yapılması için bir hüküm yoktur.
Fakat ramazanda amellerin sevabı kat kat fazla
olduğundan böyle yapılması yerinde bir iştir.
maneviyatlarını yükseltir. Ayrıca artan satın alma gücü lış, ben yiyeyim.” İslam zekât ve yardımlaşmayı farz kıla-
sayesinde yükselen genel talep hacmi, ekonomik hayatı rak birinci derdi ortadan kaldırır. Faizciliği yasaklamakla
da hareketlendirir. ( İ. Kâfi önmez, İslam’da İnanç, İbadet da ikinci derdi giderir. İnsanın insanı sömürmesini önler.
Ansiklopedisi, İFAV, İstanbul, 1997, 4/523) (Bediüzzaman S. Nursi, Sözler, İstanbul, Şahdamar Yay.,
2007, s.771)
Bu noktada Hz. Ali (r.a)’nin pek önemli bir tespiti hatırıma
geldi. İktisat felsefesi bakımından son derece mühimdir, İnfak, sadece maddi durumu iyi olanlara mı mahsustur?
izin verirseniz aktarayım.
İslam, infakı sadece zenginlere mahsus bir ayrıcalık ola-
Memnuniyetle! rak görmez, bütün insanları da, imkânları ölçüsünde
bu güzellikten hissedar etmek ister. Nitekim Peygamber
Hz. Ali, parayı eline alıp ona hitaben şöyle demiştir: “Ey Efendimiz (a.s.m) : “Yarım hurma ile dahi olsa infak edin
para! Sen öyle bir şeysin ki ancak elden çıkarıldığın zaman ki Allah da sizi ahirette kurtarsın!” (Buhari, Edeb 34; Müs-
işe yararsın.” Para, altın vs. külçe halinde insanın yanında lim, Zekât 66) buyurmuştur. Yüce Rabbimiz şu ayet-i ke-
dursa hiçbir işe yaramaz. Ne zaman ki insan onu yerinde rimede de eli dar olanları infaka teşvik eder: “O müttaki-