SlideShare a Scribd company logo
1 of 119
Alifatik Yapılı Organik
       Bileşikler
        (2 saat)

Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK
  ADÜTF Biyokimya AD
          2008
ORGANİK BİLEŞİKLER

Organik bileşiklerin tümü, alifatik bileşikler ve aromatik
bileşikler olarak iki ana sınıfa ayrılırlar.
Alifatik bileşikler, molekül yapılarında, çeşitli atomların
birbirlerine kovalent bağlanarak oluşmuş düz veya
dallanmış zincir şeklinde iskelet içeren organik bileşikler
ve bunların türevleridirler.
Aromatik bileşikler, özel bir doymamışlık gösteren
benzen (benzol) ve türevleriyle, kondense benzen
halkalarının oluşturduğu çeşitli bileşiklerdir.
Yalnızca karbon ( C ) ve hidrojen (H) atomlarından oluşan
organik bileşikler hidrokarbonlar olarak bilinirler.
Hidrokarbonların isimlendirilmesinde moleküldeki karbon
sayısı ve bağ türü önemlidir. Karbon sayısı ön ekte ifade
edilir.
Hidrokarbonların isimlendirilmesinde bağ türü son ekte
ifade edilir.
Alkanlar
Alkanlar, CnH2n+2 genel formülü ile gösterilebilen doymuş
hidrokarbonlardır.
Bir alkandan türeyen kök genel olarak alkil diye
tanımlanır.
4 karbonlu butan ve daha sonraki alkanlarda dallanma
izomerleri meydana gelir.
Alkanların normal şartlarda (25oC
sıcaklık ve 1 atmosfer basınç
şartları)
1-4 karbonluları gaz,
5-17 karbonluları sıvı,
18 ve daha fazla karbonluları katı
halde bulunurlar.
Alkanların gaz ve katı olanları kokusuz olduğu halde sıvı
olanlarında benzin kokusu belirgindir.
Alkanlar yeterli miktarda oksijen içinde tam
yandıklarında karbon dioksit (CO2) ve su (H2O)
meydana gelir ve ısı enerjisi açığa çıkar.
Alkanların yetersiz oksijen nedeniyle tam olmayan
yanmaları sonucunda karbon monoksit (CO), aldehitler,
ketonlar, karboksilik asitler ve is şeklinde karbon
meydana gelir; bunlar da önemli hava kirletici
maddelerdir.
Uzun zincirli alkanların katalitik kırılmasıyla çeşitli petrol
ürünleri oluşur.
Uzun zincirli alkanların termal kırılmasıyla serbest
radikaller oluşur.
Alkenler
Alkenler, CnH2n genel formülü ile gösterilebilen doymamış
hidrokarbonlardır.
Çift bağdaki karbona bağlı olan hidrojenlere vinil
hidrojenleri denir; vinil hidrojenleri kimyasal
reaksiyonları güçlükle verir.
Çift bağa komşu karbona bağlı olan hidrojenlere allil
hidrojenleri denir; allil hidrojenleri kimyasal
reaksiyonları kolaylıkla verir.
Alkenlerin katılma ve polimerizasyon reaksiyonları
önemlidir.
Alkenlere hidrojen katılması ile alkanlar meydana
gelir.
Çok ince dağılmış nikel olan Raney nikel ile yapılan
hidrojenleme reaksiyonu, margarin üretiminde sıvı
yağların hidrojenlenerek katı yağlara
dönüştürülmelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Markovnikov kuralı veya katılmalarda Markovnikov
yönlenmesi olarak bilinen kurala göre; çift bağ
çevresinde simetrik olmayan alkenlere hidrohalojen
asitleri katılmasında hidrojen, çift bağ çevresinde en çok
hidrojeni olan karbona katılır, halojen ise diğer karbona
katılır.
Alkenlere renkli olan brom (Br) ve iyot (I) gibi
halojenlerin katılması sonucunda alken halojenürler
(dihalojen alkanlar) meydana gelir ve halojenin rengi
kaybolur; bu da çift bağın varlığını göstermesi
bakımından önemlidir.
Asit katalizli bir reaksiyonla alkenlere su katılabilir ve
alkoller meydana gelir.
Alkenlere oksijenin allotropu ve etkin bir yükseltgen
olan ozon (O3) katılması ile ozonürler üzerinden aldehit
ve/veya ketonlar oluşur.
Alkenler perasitler ile etkileştiğinde epoksit ve
karboksilik asit meydana gelir.
Alkenlerin polimerizasyon reaksiyonları, değişik
mekanizmalarla gerçekleşir ve sonuçta endüstride
önemli ürünler oluşur.



                                       poly(propene)
Alkinler
Alkinler, karbonlar arasında üçlü bağ içeren
bileşiklerdir; genel formülleri CnH2n-2’dir.




Alkinlerin R−C≡C−H şeklinde olanlarına uç alkinler
denir.
Asetilen (Etin), önemli bir endüstriyel bileşiktir;
parlak bir alevle yanar ve büyük miktarda ısı açığa
çıkar.
Organik halojen bileşikleri

Organik halojen bileşikleri, karbon atomuna bağlı bir
veya daha çok halojen içeren organik bileşiklerdir.




         primer                        sekonder

                        tersiyer
Sentetik reçine, ilaç, boyarmadde gibi yararlandığımız
pek çok organik halojen bileşiği vardır.
Etil klorür (C2H5Cl), lokal enestezide, özellikle diş
sağaltımında önemli narkotiktir; püskürtme ile soğuk
anestezi için kullanılır.
Metilen klorür (CH2Cl2) de narkotik etkilidir; aynı
zamanda endüstride çok kullanılır.
Kloroform (CHCl3), çözücü olarak özellikle bazı
maddeleri ekstrakte etmek için kullanılır. Narkotik
olarak kloroform, solunumu, eterden daha az etkiler;
fakat toksik etkisi kalp ve karaciğer bozukluklarına
neden olabilmektedir.
Karbontetra klorür (CCl4), organik çözücü olarak
kullanılır. Karbontetra klorürün belirli bir narkotik etkisi
vardır; fakat kronik zehirlenme sonucu karaciğer
harabiyeti oluşturur.
Bromoform (CHBr3), eczacılıkta alkol ile karıştırılarak
kullanılır; sütle birlikte boğmaca öksürüğüne karşı
etkilidir.
İyodoform (CHI3), sarı pul şeklinde kristalleri ve
karakteristik kokusuyla tanınır, antiseptik etkilidir.
Halotan (F3C−CHClBr), bayıltıcı etkilidir; ameliyat
için narkoz olarak kullanılır.
Fransız bilgini V. Grignard tarafından 1912 de bulunan
ve organik sentezlerde önemi kanıtlanan organo-
magnezyum bileşikleri (RMgX), organik
halojenürlerden elde edilirler.




 RMgX bileşikleri, Grignard bileşikleri olarak bilinirler.
Alkoller
Alkoller, hidroksil (−OH) grubu içeren bileşiklerdir.
Alkoller, hidroksil grubunun bağlı olduğu karbon
atomunun primer (RCH2−), sekonder (R2CH−), tersiyer
(R3C−) olmasına göre

primer alkoller (RCH2−OH),

sekonder alkoller (R2CH−OH),

tersiyer alkoller (R3C−OH) olarak sınıflandırılırlar.
Alkoller, moleküldeki hidroksil grubunun sayısına göre
monoalkoller,
dialkoller (glikoller),
trialkoller,
polialkoller olarak sınıflanabilirler.
Glikoller ve daha fazla sayıda hidroksil grubu içeren
alkoller, yüksek değerli alkoller olarak adlandırılırlar.
Metanol, etanol ve propanoller suda her oranda çözünürler. Alkol
molekülü büyüdükçe çözünme hızla azalır ve C>12’den sonraki
alkoller pratik bakımdan suda çözünmezler.
Alkollerin molekülleri arasında hidrojen bağları
bulunduğundan kaynama noktaları alkanlarınkinden
yüksektir.
Alkoller, O−H bağı ile, suyun O−H bağı gibi asitlik
reaksiyonu verirler; oksijen üzerinden proton ayrılır ve
yerine başka bir atom veya grup girer.




Alkoller sudan yaklaşık 100 kat daha zayıf asittirler.
Alkollerin anyonlarına (R−O−) alkolat veya alkoksit denir.
Alkoller, karboksilik asitlerle karboksilat esterlerini
(R−COOR′) oluştururlar.
Primer ve sekonder alkollerin α-hidrojenlerinin C−H
bağının elektronları, uygun yükseltgenlerle alınırlar;
böylece primer alkollerden aldehitler, sekonder alkollerden
ketonlar meydana gelir.




Tersiyer alkoller, normal koşullarda yükseltgenlerden
etkilenmezler.
Alkollerin dehidrasyonu ile alkenler oluşur.
Metanol (CH3OH), ilk kez odunun damıtılma ürününden
yalıtılmıştır; endüstride, sentetik reçinelerin üretilmesinde
kullanılan formaldehidin sentezi için gereklidir.
Metanol, organik çözücülerle kolayca karışır.
Metanol, vücuttan çok yavaş atılır; özellikle göz
sinirlerine zarar vererek körlüğe neden olabilir.
Etanol (C2H5OH), endüstride çözücü olarak, sentezlerde,
hekimlikte ve eczacılıkta kullanılır.
Alkollü içkileri üretmek için gerekli olan etanol, daha çok
şekerli maddelerin veya nişastanın fermantasyonuyla elde
edilir; sulu fermantasyon karışımından, birkaç kez
damıtılarak ayrılır; bunun konsantrasyonu en çok %96’dır.
%100’lük etil alkole mutlak alkol veya absolü alkol denir.
Etanol, vücutta sedatif ve narkotik etkilidir; %70-80’lik
etil alkol, dıştan kullanıldığında dezenfekte edicidir.
Eterler
 Eterler, genel formülü R−O−R′ şeklinde olan
 bileşiklerdir.




Eter molekülünde oksijen üzerinde hidrojen
bulunmadığından moleküller arasında hidrojen bağları
meydana gelmez; bu nedenle eterlerin kaynama noktaları
düşüktür.
Dietil eter (C2H5−O−C2H5), kısaca eter olarak bilinir; pratikte
etil alkol+sülfürik asit karışımları ısıtılarak elde edilir; bu
nedenle bazen eter sülfürik diye de adlandırılır.
Eter, halk arasında lokman ruhu olarak bilinir; çok önceleri az
miktarda koklanmak veya suya damlatılıp içilmek suretiyle
ferahlatıcı ve rahatlatıcı olarak kullanılmıştır.
1 kısım eter+3kısım alkol karışımı, Hoffman damlası olarak
bilinir; kolik tarzında ağrıları dindirmek için kullanılmıştır.
Eter buharı çok miktarda solunduğunda bayıltıcı ve
anestetik etkilidir.
Eter, kimya laboratuvarlarında ekstraksiyon işleminde
çok kullanılan bir çözücüdür; önemli sakıncası, kolay
yanıcı olmasıdır.
Aldehit ve ketonlar
Aldehit ve ketonlar, karbonil bileşikleridirler.
Açil bileşikleri
Aldehitler, primer alkollerin oksitlenmesiyle elde
edilirler.
Ketonlar, sekonder alkollerin oksitlenmesiyle elde
edilirler.
Aldehitler ve ketonlar polar olmakla birlikte molekülleri
arasında hidrojen bağları meydana gelmez; bu nedenle
kaynama noktaları alkollerinkinden daha düşüktür.
Aldehitlerin ve ketonların küçük moleküllü olanları suda
çözünürler; çünkü su molekülleriyle hidrojen bağları
yapabilirler. Molekül büyüdükçe hidrofob etkiden dolayı
suda çözünürlükleri azalır.
Aldehitler ve ketonlar, reaksiyon yeteneği fazla olan
bileşiklerdir; katılma, yükseltgenme, indirgenme,
kondensasyon reaksiyonları verebilirler.
Triklorasetaldehite (kloral) su katılmasıyla uyku ilacı
(hipnotik) olarak kullanılan kloral hidrat [Cl3C−CH(OH)2]
oluşur.
Aldehitler ve ketonlara alkol katılmasıyla yarı-asetaller
oluşur.
Basit şekerlerin pek çoğu başlıca halkalı yarı-asetal
yapısında bulunur.
Aldehitler ve ketonlar tiyollerle tepkimeye girerek
tiyoasetalleri oluştururlar.
Aldehitler, güçlü yükseltgenlerle karboksilik asitlere
yükseltgenirler.




 Ketonlar, güçlü yükseltgenlerle normal koşullarda
 reaksiyon vermezler.
Aldehitler yükseltgenirken yükseltgen maddeyi
indirgerler.
Aldehitlere yükseltgenlerin etkisi, aldehitleri tanıma
reaksiyonları bakımından önemlidir. Tollens
belirteci, aldehitlerle sıcakta gümüş aynası verir.
Fehling belirteci, aldehitlerle sıcakta kiremit
kırmızısı Cu2O çökeltisi verir.
Farklı indirgenler, aldehitleri primer alkollere indirgerler.
Farklı indirgenler, ketonları sekonder alkollere indirgerler.
Aldehitlerin ve ketonların önemli bir reaksiyonu,
enolleşme reaksiyonudur.
Karbonil bileşiklerinin keto ve enol şekilleri, özel tipte
yapı izomerleridir.
Birbirine dönüşebilen keto ve enol hallerine
tautomerler denir ve onların birbirine dönüşümüne
tautomerleşme adı verilir.
Karbonil bileşiklerinin aldol kondensasyon reaksiyonu da
önemlidir.
Formaldehit (HCHO), normal şartlarda gaz halde,
karakteristik kokulu bir maddedir; endüstride metanolden
elde edilir.
Formaldehit, proteinleri denatüre eder; bu nedenle tahriş
edicidir; gaz ve çözelti halinde ellere, yüze ve göze
değmesinden sakınılmalıdır.
%40’lık formaldehit çözeltisi, formol veya formalin diye
bilinir. Formolde halâ %10-15 metanol bulunur. Formol,
kuvvetli bir dezenfeksiyon maddesidir; anatomik
dokuların, organların saklanmasında kullanılır.
Asetaldehit (CH3−CHO), renksiz, kaynama noktası 21oC
olan, bayıltıcı kokuda bir maddedir.
Asetaldehit, asetik aside yükseltgenebilir veya etanole
indirgenebilir.
Asetaldehit, sulu asitli ortamda kolaylıkla paraldehit
adında halkalı bir trimer verir.




 Paraldehit özel kokulu bir sıvıdır; bir zamanlar uyku
 ilacı olarak kullanılmıştır; nefeste kötü bir koku
 oluşturur.
Aseton (CH3−CO−CH3), kaynama noktası 56oC ve
kendine has kokusu olan bir sıvıdır.
Asetonun organik bileşikleri çözme gücü yüksektir;
genellikle çözücü olarak kullanılır.
Aseton, su, etanol ve eterle kolayca karışır.
Aseton, diabetes mellituslu hastaların vücudunda patolojik
olarak fazla miktarda oluşur; idrarla ve solunumla atılır.
Karboksilik asitler
Karboksilik asitler, genel formülleri R−COOH şeklinde
olan organik bileşiklerdir.
Formik asit, asetik asit, propiyonik asit ve butirik
asitler suda çözünürler. Daha fazla karbonlu
karboksilik asitlerde R grubunun hidrofob etkisi
ortaya çıkar ve çözünürlük gittikçe azalır.
Karboksilik asitler, primer alkol ve aldehitlerin
yükseltgenmeleriyle, nitrillerin hidroliziyle elde
edilebilirler.
Karboksilik asitler zayıf asitler olmakla birlikte alkali ve
toprak alkali hidroksitleri, karbonatları ve
bikarbonatlarıyla tuz oluşturabilirler; amonyak ve
aminlerle de amonyum asetat (CH3−COONH4) ve metil
amonyum asetat (CH3−COOH3N−CH3) gibi tuzlar
oluşturabilirler.
Karboksilik asitler alkollere indirgenebilirler.
Karboksilik asitlerin dekarboksilasyonu ile alkanlar
oluşur.
Karboksilik asitlerin α-hidrojeninin (veya
hidrojenlerinin) yerine, fosforun katalitik etkisiyle,
halojen geçmesi sonucu α-Halojen karboksilik asitler
oluşur.
α-Halojen karboksilik asitlerin halojenleri yerine çeşitli
nükleofillerin girmesiyle karboksilik asitlerin çok
sayıda türevleri yapılabilir.
nükleofiller, üzerinde elektron çifti bulunan atom veya
atom gruplarıdır. Nükleofiller, yüksüz veya anyon
şeklinde olabilirler.
Karboksilik asitlerin katıldığı reaksiyonlarda,
karboksilik asidin karboksil (−COOH) grubundaki H
yerine metal veya alkil grupları geçebilir. Böylece
sodyum asetat (CH3−COONa) ve etil asetat
(CH3−COOC2H5) gibi maddeler meydana gelir.
Karboksilik asitlerin katıldığı reaksiyonlarda,
karboksilik asidin karboksil (−COOH) grubundaki -OH
yerine halojen, azot, kükürt gibi heteroatomlu gruplar
geçebilir. Böylece karboksilik asidin türevleri meydana
gelir.
Asit klorürleri (R−COCl), karboksilik asidin -OH
grubu yerine Cl geçmesiyle oluşurlar.
Asit klorürleri, genellikle uçucu sıvılardır ve su ile
kolay hidroliz olurlar; asit klorür şişesinin kapağı
açıldığında, hava nemiyle hidroliz nedeniyle duman
çıktığı gözlenir.
Asit klorürleri (R−COCl), karboksilik asitlerin diğer
türevlerini elde etmek için anahtar bileşiklerdir.
Asit klorürleri (R−COCl), bazı bileşiklerin sentezinde
ve alkollerin, aminlerin, türevlerini yaparak tanıma
reaksiyonlarında sık kullanılan bileşiklerdir.
Karboksilik asit anhidritleri (R−CO−O−OC−R),
karboksilik asitlerin ısıtılmasıyla oluşurlar.
Esterler, karboksilik asitler ile alkollerden oluşurlar.
Esterlerin değişik kullanım alanları vardır.
Etil asetat, metil asetat, etil format gibi küçük moleküllü
esterler, ekstraksiyon çözücüsü ve boya seyreltme
çözücüsü (tiner) olarak çok kullanılırlar.
Butirik asit, valerik asit gibi karboksilik asitlerin bazı
esterleri elma, armut, muz gibi meyve kokusunda
olduğundan yiyecek ve içeceklere yapay koku vermek
için kullanılırlar.
Aromatik esterler parfüm olarak kullanılırlar.
Gliserinin yağ asidi triesterleri, hayvansal ve bitkisel
yağları oluşturan trigliseridlerdir.
Trigliseridlerin baz (örneğin NaOH) katalizli
hidrolizleri, yağ asitlerinin sodyum tuzları karışımını
verir. Olay sabunlaşma (saponifikasyon) olarak
adlandırılır, oluşan madde sabun olarak adlandırılır.
Tioesterler, yüksek enerjili bileşiklerdir; organizmada
sentez reaksiyonlarında önemlidirler.
Amidler, monoaçil amonyak yapısındadırlar.




Amidlerin en belirgin
özellikleri, oldukça polar
bileşikler olmalarıdır.
Diaçil amonyak türevlerine imidler denir.

More Related Content

What's hot

1. karbonhidratlar 1
1. karbonhidratlar 11. karbonhidratlar 1
1. karbonhidratlar 1Farhan Alfin
 
2. karbonhidratlar 2
2. karbonhidratlar 22. karbonhidratlar 2
2. karbonhidratlar 2Farhan Alfin
 
Aromatik --x bileşikler ve benzen-xxx
Aromatik --x bileşikler ve benzen-xxxAromatik --x bileşikler ve benzen-xxx
Aromatik --x bileşikler ve benzen-xxxMuhammed Arvasi
 
Benzen
BenzenBenzen
Benzensenay
 
6. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 66. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 6Farhan Alfin
 

What's hot (10)

1. karbonhidratlar 1
1. karbonhidratlar 11. karbonhidratlar 1
1. karbonhidratlar 1
 
6. lipitler 5
6. lipitler 56. lipitler 5
6. lipitler 5
 
2. karbonhidratlar 2
2. karbonhidratlar 22. karbonhidratlar 2
2. karbonhidratlar 2
 
Aromatik --x bileşikler ve benzen-xxx
Aromatik --x bileşikler ve benzen-xxxAromatik --x bileşikler ve benzen-xxx
Aromatik --x bileşikler ve benzen-xxx
 
Benzen
BenzenBenzen
Benzen
 
lipids metabolisim
lipids metabolisimlipids metabolisim
lipids metabolisim
 
4. lipitler 3
4. lipitler 34. lipitler 3
4. lipitler 3
 
6. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 66. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 6
 
22. alkoller-2
22. alkoller-222. alkoller-2
22. alkoller-2
 
3. lipitler 2
3. lipitler 23. lipitler 2
3. lipitler 2
 

Similar to 0809 1-1-06 alifatikyapiliorganikbilesikler

Organik Bileşikler Prof. Dr. Arif Altıntaş
Organik Bileşikler Prof. Dr. Arif AltıntaşOrganik Bileşikler Prof. Dr. Arif Altıntaş
Organik Bileşikler Prof. Dr. Arif AltıntaşFurkan367999
 
Kh (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Kh (fazlası için www.tipfakultesi.org)Kh (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Kh (fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Sulu cozeltiler ve kimyasal denge
Sulu cozeltiler ve kimyasal dengeSulu cozeltiler ve kimyasal denge
Sulu cozeltiler ve kimyasal dengeŞahin Hürcan
 

Similar to 0809 1-1-06 alifatikyapiliorganikbilesikler (6)

Organik Bileşikler Prof. Dr. Arif Altıntaş
Organik Bileşikler Prof. Dr. Arif AltıntaşOrganik Bileşikler Prof. Dr. Arif Altıntaş
Organik Bileşikler Prof. Dr. Arif Altıntaş
 
21. alkoller
21. alkoller21. alkoller
21. alkoller
 
Kh (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Kh (fazlası için www.tipfakultesi.org)Kh (fazlası için www.tipfakultesi.org)
Kh (fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Organik biyokimya
Organik biyokimyaOrganik biyokimya
Organik biyokimya
 
L i̇ p i̇ d kimyası
L i̇ p i̇ d  kimyasıL i̇ p i̇ d  kimyası
L i̇ p i̇ d kimyası
 
Sulu cozeltiler ve kimyasal denge
Sulu cozeltiler ve kimyasal dengeSulu cozeltiler ve kimyasal denge
Sulu cozeltiler ve kimyasal denge
 

0809 1-1-06 alifatikyapiliorganikbilesikler

  • 1. Alifatik Yapılı Organik Bileşikler (2 saat) Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2008
  • 2. ORGANİK BİLEŞİKLER Organik bileşiklerin tümü, alifatik bileşikler ve aromatik bileşikler olarak iki ana sınıfa ayrılırlar.
  • 3.
  • 4. Alifatik bileşikler, molekül yapılarında, çeşitli atomların birbirlerine kovalent bağlanarak oluşmuş düz veya dallanmış zincir şeklinde iskelet içeren organik bileşikler ve bunların türevleridirler.
  • 5. Aromatik bileşikler, özel bir doymamışlık gösteren benzen (benzol) ve türevleriyle, kondense benzen halkalarının oluşturduğu çeşitli bileşiklerdir.
  • 6. Yalnızca karbon ( C ) ve hidrojen (H) atomlarından oluşan organik bileşikler hidrokarbonlar olarak bilinirler.
  • 7.
  • 8.
  • 9. Hidrokarbonların isimlendirilmesinde moleküldeki karbon sayısı ve bağ türü önemlidir. Karbon sayısı ön ekte ifade edilir.
  • 10. Hidrokarbonların isimlendirilmesinde bağ türü son ekte ifade edilir.
  • 11.
  • 12.
  • 13. Alkanlar Alkanlar, CnH2n+2 genel formülü ile gösterilebilen doymuş hidrokarbonlardır.
  • 14. Bir alkandan türeyen kök genel olarak alkil diye tanımlanır.
  • 15. 4 karbonlu butan ve daha sonraki alkanlarda dallanma izomerleri meydana gelir.
  • 16. Alkanların normal şartlarda (25oC sıcaklık ve 1 atmosfer basınç şartları) 1-4 karbonluları gaz, 5-17 karbonluları sıvı, 18 ve daha fazla karbonluları katı halde bulunurlar.
  • 17. Alkanların gaz ve katı olanları kokusuz olduğu halde sıvı olanlarında benzin kokusu belirgindir.
  • 18. Alkanlar yeterli miktarda oksijen içinde tam yandıklarında karbon dioksit (CO2) ve su (H2O) meydana gelir ve ısı enerjisi açığa çıkar.
  • 19. Alkanların yetersiz oksijen nedeniyle tam olmayan yanmaları sonucunda karbon monoksit (CO), aldehitler, ketonlar, karboksilik asitler ve is şeklinde karbon meydana gelir; bunlar da önemli hava kirletici maddelerdir.
  • 20. Uzun zincirli alkanların katalitik kırılmasıyla çeşitli petrol ürünleri oluşur.
  • 21. Uzun zincirli alkanların termal kırılmasıyla serbest radikaller oluşur.
  • 22. Alkenler Alkenler, CnH2n genel formülü ile gösterilebilen doymamış hidrokarbonlardır.
  • 23. Çift bağdaki karbona bağlı olan hidrojenlere vinil hidrojenleri denir; vinil hidrojenleri kimyasal reaksiyonları güçlükle verir.
  • 24. Çift bağa komşu karbona bağlı olan hidrojenlere allil hidrojenleri denir; allil hidrojenleri kimyasal reaksiyonları kolaylıkla verir.
  • 25. Alkenlerin katılma ve polimerizasyon reaksiyonları önemlidir.
  • 26. Alkenlere hidrojen katılması ile alkanlar meydana gelir.
  • 27. Çok ince dağılmış nikel olan Raney nikel ile yapılan hidrojenleme reaksiyonu, margarin üretiminde sıvı yağların hidrojenlenerek katı yağlara dönüştürülmelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
  • 28. Markovnikov kuralı veya katılmalarda Markovnikov yönlenmesi olarak bilinen kurala göre; çift bağ çevresinde simetrik olmayan alkenlere hidrohalojen asitleri katılmasında hidrojen, çift bağ çevresinde en çok hidrojeni olan karbona katılır, halojen ise diğer karbona katılır.
  • 29. Alkenlere renkli olan brom (Br) ve iyot (I) gibi halojenlerin katılması sonucunda alken halojenürler (dihalojen alkanlar) meydana gelir ve halojenin rengi kaybolur; bu da çift bağın varlığını göstermesi bakımından önemlidir.
  • 30. Asit katalizli bir reaksiyonla alkenlere su katılabilir ve alkoller meydana gelir.
  • 31. Alkenlere oksijenin allotropu ve etkin bir yükseltgen olan ozon (O3) katılması ile ozonürler üzerinden aldehit ve/veya ketonlar oluşur.
  • 32. Alkenler perasitler ile etkileştiğinde epoksit ve karboksilik asit meydana gelir.
  • 33. Alkenlerin polimerizasyon reaksiyonları, değişik mekanizmalarla gerçekleşir ve sonuçta endüstride önemli ürünler oluşur. poly(propene)
  • 34. Alkinler Alkinler, karbonlar arasında üçlü bağ içeren bileşiklerdir; genel formülleri CnH2n-2’dir. Alkinlerin R−C≡C−H şeklinde olanlarına uç alkinler denir.
  • 35.
  • 36.
  • 37. Asetilen (Etin), önemli bir endüstriyel bileşiktir; parlak bir alevle yanar ve büyük miktarda ısı açığa çıkar.
  • 38. Organik halojen bileşikleri Organik halojen bileşikleri, karbon atomuna bağlı bir veya daha çok halojen içeren organik bileşiklerdir. primer sekonder tersiyer
  • 39. Sentetik reçine, ilaç, boyarmadde gibi yararlandığımız pek çok organik halojen bileşiği vardır.
  • 40. Etil klorür (C2H5Cl), lokal enestezide, özellikle diş sağaltımında önemli narkotiktir; püskürtme ile soğuk anestezi için kullanılır.
  • 41. Metilen klorür (CH2Cl2) de narkotik etkilidir; aynı zamanda endüstride çok kullanılır.
  • 42. Kloroform (CHCl3), çözücü olarak özellikle bazı maddeleri ekstrakte etmek için kullanılır. Narkotik olarak kloroform, solunumu, eterden daha az etkiler; fakat toksik etkisi kalp ve karaciğer bozukluklarına neden olabilmektedir.
  • 43. Karbontetra klorür (CCl4), organik çözücü olarak kullanılır. Karbontetra klorürün belirli bir narkotik etkisi vardır; fakat kronik zehirlenme sonucu karaciğer harabiyeti oluşturur.
  • 44. Bromoform (CHBr3), eczacılıkta alkol ile karıştırılarak kullanılır; sütle birlikte boğmaca öksürüğüne karşı etkilidir.
  • 45. İyodoform (CHI3), sarı pul şeklinde kristalleri ve karakteristik kokusuyla tanınır, antiseptik etkilidir.
  • 46. Halotan (F3C−CHClBr), bayıltıcı etkilidir; ameliyat için narkoz olarak kullanılır.
  • 47. Fransız bilgini V. Grignard tarafından 1912 de bulunan ve organik sentezlerde önemi kanıtlanan organo- magnezyum bileşikleri (RMgX), organik halojenürlerden elde edilirler. RMgX bileşikleri, Grignard bileşikleri olarak bilinirler.
  • 48.
  • 50. Alkoller, hidroksil (−OH) grubu içeren bileşiklerdir.
  • 51. Alkoller, hidroksil grubunun bağlı olduğu karbon atomunun primer (RCH2−), sekonder (R2CH−), tersiyer (R3C−) olmasına göre primer alkoller (RCH2−OH), sekonder alkoller (R2CH−OH), tersiyer alkoller (R3C−OH) olarak sınıflandırılırlar.
  • 52.
  • 53. Alkoller, moleküldeki hidroksil grubunun sayısına göre monoalkoller, dialkoller (glikoller), trialkoller, polialkoller olarak sınıflanabilirler.
  • 54. Glikoller ve daha fazla sayıda hidroksil grubu içeren alkoller, yüksek değerli alkoller olarak adlandırılırlar.
  • 55. Metanol, etanol ve propanoller suda her oranda çözünürler. Alkol molekülü büyüdükçe çözünme hızla azalır ve C>12’den sonraki alkoller pratik bakımdan suda çözünmezler.
  • 56. Alkollerin molekülleri arasında hidrojen bağları bulunduğundan kaynama noktaları alkanlarınkinden yüksektir.
  • 57. Alkoller, O−H bağı ile, suyun O−H bağı gibi asitlik reaksiyonu verirler; oksijen üzerinden proton ayrılır ve yerine başka bir atom veya grup girer. Alkoller sudan yaklaşık 100 kat daha zayıf asittirler. Alkollerin anyonlarına (R−O−) alkolat veya alkoksit denir.
  • 58. Alkoller, karboksilik asitlerle karboksilat esterlerini (R−COOR′) oluştururlar.
  • 59. Primer ve sekonder alkollerin α-hidrojenlerinin C−H bağının elektronları, uygun yükseltgenlerle alınırlar; böylece primer alkollerden aldehitler, sekonder alkollerden ketonlar meydana gelir. Tersiyer alkoller, normal koşullarda yükseltgenlerden etkilenmezler.
  • 60. Alkollerin dehidrasyonu ile alkenler oluşur.
  • 61. Metanol (CH3OH), ilk kez odunun damıtılma ürününden yalıtılmıştır; endüstride, sentetik reçinelerin üretilmesinde kullanılan formaldehidin sentezi için gereklidir. Metanol, organik çözücülerle kolayca karışır. Metanol, vücuttan çok yavaş atılır; özellikle göz sinirlerine zarar vererek körlüğe neden olabilir.
  • 62. Etanol (C2H5OH), endüstride çözücü olarak, sentezlerde, hekimlikte ve eczacılıkta kullanılır. Alkollü içkileri üretmek için gerekli olan etanol, daha çok şekerli maddelerin veya nişastanın fermantasyonuyla elde edilir; sulu fermantasyon karışımından, birkaç kez damıtılarak ayrılır; bunun konsantrasyonu en çok %96’dır. %100’lük etil alkole mutlak alkol veya absolü alkol denir. Etanol, vücutta sedatif ve narkotik etkilidir; %70-80’lik etil alkol, dıştan kullanıldığında dezenfekte edicidir.
  • 63. Eterler Eterler, genel formülü R−O−R′ şeklinde olan bileşiklerdir. Eter molekülünde oksijen üzerinde hidrojen bulunmadığından moleküller arasında hidrojen bağları meydana gelmez; bu nedenle eterlerin kaynama noktaları düşüktür.
  • 64. Dietil eter (C2H5−O−C2H5), kısaca eter olarak bilinir; pratikte etil alkol+sülfürik asit karışımları ısıtılarak elde edilir; bu nedenle bazen eter sülfürik diye de adlandırılır. Eter, halk arasında lokman ruhu olarak bilinir; çok önceleri az miktarda koklanmak veya suya damlatılıp içilmek suretiyle ferahlatıcı ve rahatlatıcı olarak kullanılmıştır. 1 kısım eter+3kısım alkol karışımı, Hoffman damlası olarak bilinir; kolik tarzında ağrıları dindirmek için kullanılmıştır.
  • 65. Eter buharı çok miktarda solunduğunda bayıltıcı ve anestetik etkilidir.
  • 66. Eter, kimya laboratuvarlarında ekstraksiyon işleminde çok kullanılan bir çözücüdür; önemli sakıncası, kolay yanıcı olmasıdır.
  • 67. Aldehit ve ketonlar Aldehit ve ketonlar, karbonil bileşikleridirler.
  • 69. Aldehitler, primer alkollerin oksitlenmesiyle elde edilirler.
  • 70. Ketonlar, sekonder alkollerin oksitlenmesiyle elde edilirler.
  • 71. Aldehitler ve ketonlar polar olmakla birlikte molekülleri arasında hidrojen bağları meydana gelmez; bu nedenle kaynama noktaları alkollerinkinden daha düşüktür.
  • 72. Aldehitlerin ve ketonların küçük moleküllü olanları suda çözünürler; çünkü su molekülleriyle hidrojen bağları yapabilirler. Molekül büyüdükçe hidrofob etkiden dolayı suda çözünürlükleri azalır.
  • 73. Aldehitler ve ketonlar, reaksiyon yeteneği fazla olan bileşiklerdir; katılma, yükseltgenme, indirgenme, kondensasyon reaksiyonları verebilirler.
  • 74. Triklorasetaldehite (kloral) su katılmasıyla uyku ilacı (hipnotik) olarak kullanılan kloral hidrat [Cl3C−CH(OH)2] oluşur.
  • 75. Aldehitler ve ketonlara alkol katılmasıyla yarı-asetaller oluşur.
  • 76. Basit şekerlerin pek çoğu başlıca halkalı yarı-asetal yapısında bulunur.
  • 77. Aldehitler ve ketonlar tiyollerle tepkimeye girerek tiyoasetalleri oluştururlar.
  • 78. Aldehitler, güçlü yükseltgenlerle karboksilik asitlere yükseltgenirler. Ketonlar, güçlü yükseltgenlerle normal koşullarda reaksiyon vermezler.
  • 80. Aldehitlere yükseltgenlerin etkisi, aldehitleri tanıma reaksiyonları bakımından önemlidir. Tollens belirteci, aldehitlerle sıcakta gümüş aynası verir. Fehling belirteci, aldehitlerle sıcakta kiremit kırmızısı Cu2O çökeltisi verir.
  • 81. Farklı indirgenler, aldehitleri primer alkollere indirgerler.
  • 82. Farklı indirgenler, ketonları sekonder alkollere indirgerler.
  • 83. Aldehitlerin ve ketonların önemli bir reaksiyonu, enolleşme reaksiyonudur.
  • 84. Karbonil bileşiklerinin keto ve enol şekilleri, özel tipte yapı izomerleridir.
  • 85. Birbirine dönüşebilen keto ve enol hallerine tautomerler denir ve onların birbirine dönüşümüne tautomerleşme adı verilir.
  • 86. Karbonil bileşiklerinin aldol kondensasyon reaksiyonu da önemlidir.
  • 87. Formaldehit (HCHO), normal şartlarda gaz halde, karakteristik kokulu bir maddedir; endüstride metanolden elde edilir.
  • 88. Formaldehit, proteinleri denatüre eder; bu nedenle tahriş edicidir; gaz ve çözelti halinde ellere, yüze ve göze değmesinden sakınılmalıdır.
  • 89. %40’lık formaldehit çözeltisi, formol veya formalin diye bilinir. Formolde halâ %10-15 metanol bulunur. Formol, kuvvetli bir dezenfeksiyon maddesidir; anatomik dokuların, organların saklanmasında kullanılır.
  • 90. Asetaldehit (CH3−CHO), renksiz, kaynama noktası 21oC olan, bayıltıcı kokuda bir maddedir.
  • 91. Asetaldehit, asetik aside yükseltgenebilir veya etanole indirgenebilir.
  • 92. Asetaldehit, sulu asitli ortamda kolaylıkla paraldehit adında halkalı bir trimer verir. Paraldehit özel kokulu bir sıvıdır; bir zamanlar uyku ilacı olarak kullanılmıştır; nefeste kötü bir koku oluşturur.
  • 93. Aseton (CH3−CO−CH3), kaynama noktası 56oC ve kendine has kokusu olan bir sıvıdır. Asetonun organik bileşikleri çözme gücü yüksektir; genellikle çözücü olarak kullanılır. Aseton, su, etanol ve eterle kolayca karışır.
  • 94. Aseton, diabetes mellituslu hastaların vücudunda patolojik olarak fazla miktarda oluşur; idrarla ve solunumla atılır.
  • 95. Karboksilik asitler Karboksilik asitler, genel formülleri R−COOH şeklinde olan organik bileşiklerdir.
  • 96.
  • 97. Formik asit, asetik asit, propiyonik asit ve butirik asitler suda çözünürler. Daha fazla karbonlu karboksilik asitlerde R grubunun hidrofob etkisi ortaya çıkar ve çözünürlük gittikçe azalır.
  • 98. Karboksilik asitler, primer alkol ve aldehitlerin yükseltgenmeleriyle, nitrillerin hidroliziyle elde edilebilirler.
  • 99. Karboksilik asitler zayıf asitler olmakla birlikte alkali ve toprak alkali hidroksitleri, karbonatları ve bikarbonatlarıyla tuz oluşturabilirler; amonyak ve aminlerle de amonyum asetat (CH3−COONH4) ve metil amonyum asetat (CH3−COOH3N−CH3) gibi tuzlar oluşturabilirler.
  • 100. Karboksilik asitler alkollere indirgenebilirler.
  • 101. Karboksilik asitlerin dekarboksilasyonu ile alkanlar oluşur.
  • 102. Karboksilik asitlerin α-hidrojeninin (veya hidrojenlerinin) yerine, fosforun katalitik etkisiyle, halojen geçmesi sonucu α-Halojen karboksilik asitler oluşur.
  • 103. α-Halojen karboksilik asitlerin halojenleri yerine çeşitli nükleofillerin girmesiyle karboksilik asitlerin çok sayıda türevleri yapılabilir. nükleofiller, üzerinde elektron çifti bulunan atom veya atom gruplarıdır. Nükleofiller, yüksüz veya anyon şeklinde olabilirler.
  • 104. Karboksilik asitlerin katıldığı reaksiyonlarda, karboksilik asidin karboksil (−COOH) grubundaki H yerine metal veya alkil grupları geçebilir. Böylece sodyum asetat (CH3−COONa) ve etil asetat (CH3−COOC2H5) gibi maddeler meydana gelir.
  • 105. Karboksilik asitlerin katıldığı reaksiyonlarda, karboksilik asidin karboksil (−COOH) grubundaki -OH yerine halojen, azot, kükürt gibi heteroatomlu gruplar geçebilir. Böylece karboksilik asidin türevleri meydana gelir.
  • 106. Asit klorürleri (R−COCl), karboksilik asidin -OH grubu yerine Cl geçmesiyle oluşurlar.
  • 107. Asit klorürleri, genellikle uçucu sıvılardır ve su ile kolay hidroliz olurlar; asit klorür şişesinin kapağı açıldığında, hava nemiyle hidroliz nedeniyle duman çıktığı gözlenir.
  • 108. Asit klorürleri (R−COCl), karboksilik asitlerin diğer türevlerini elde etmek için anahtar bileşiklerdir. Asit klorürleri (R−COCl), bazı bileşiklerin sentezinde ve alkollerin, aminlerin, türevlerini yaparak tanıma reaksiyonlarında sık kullanılan bileşiklerdir.
  • 109. Karboksilik asit anhidritleri (R−CO−O−OC−R), karboksilik asitlerin ısıtılmasıyla oluşurlar.
  • 110. Esterler, karboksilik asitler ile alkollerden oluşurlar.
  • 111.
  • 112. Esterlerin değişik kullanım alanları vardır. Etil asetat, metil asetat, etil format gibi küçük moleküllü esterler, ekstraksiyon çözücüsü ve boya seyreltme çözücüsü (tiner) olarak çok kullanılırlar.
  • 113. Butirik asit, valerik asit gibi karboksilik asitlerin bazı esterleri elma, armut, muz gibi meyve kokusunda olduğundan yiyecek ve içeceklere yapay koku vermek için kullanılırlar.
  • 114. Aromatik esterler parfüm olarak kullanılırlar.
  • 115. Gliserinin yağ asidi triesterleri, hayvansal ve bitkisel yağları oluşturan trigliseridlerdir.
  • 116. Trigliseridlerin baz (örneğin NaOH) katalizli hidrolizleri, yağ asitlerinin sodyum tuzları karışımını verir. Olay sabunlaşma (saponifikasyon) olarak adlandırılır, oluşan madde sabun olarak adlandırılır.
  • 117. Tioesterler, yüksek enerjili bileşiklerdir; organizmada sentez reaksiyonlarında önemlidirler.
  • 118. Amidler, monoaçil amonyak yapısındadırlar. Amidlerin en belirgin özellikleri, oldukça polar bileşikler olmalarıdır.
  • 119. Diaçil amonyak türevlerine imidler denir.