SlideShare uma empresa Scribd logo
1 de 64
IV. ÜNİTEZAMAN İÇİNDE BİLİM 75. YIL İLKÖĞRETİM OKULU DERS NOTLARI 2008 M.OktayAytaşkın Sosyal Bilgiler Öğretmeni
		2 milyon 500 bin yıl önce uzmanların    Homo Habilisadını verdikleri canlı, insanların ilk atası olarak kabul edilmektedir.  Bu  canlının  en  önemli özelliği alet yapma olduğu için ona  Homo habilis, yani "becerili insan" adı verilmiştir. Doğada ham madde olarak bulunantaş, dal, kemik, ağaç gibi nesneleri yontarak onlara yeni bir şekil vermişlerdir. Bu basit aletler bugün yaşamımızı kolaylaştıran aletlerin temellerini oluşturmuştur.   Atalarımız  bu aletlerle;  toprağı    kazmışlar, topraktan bitki köklerini çıkarmışlar, ince dalları kesmişler ve hayvan    kemiklerini    parçalamışlardır. Günümüzden 2 milyon 500 bin yıl önce taşları yontarak   alet yapma tekniğinin  gelişmesi  Yontma   Taş Çağı'nı başlatmıştır. Homo Habilis
İlkel insanlara ait araç gereçler 		İlk insanlar olan atalarımız günümüzden milyonlarca yıl önce bizlerden çok farklı koşullar altında yaşamlarını sürdürmüşlerdir. İnsanlık yolunda attıkları adıma doğa ile mücadele ederek başlamışlardır. Karınlarını topladıkları bitkiler ve avladıkları hayvanlarla doyurmuşlardır.  Avlanarak yaşadıkları için yay ve oku icat etmişler, ağaç dallarından, kayalardan, büyük hayvanların derilerinden ve dişlerinden sığınaklar yaparak kendilerini soğuktan ve yağıştan korumayı öğrenmişlerdir. Daha sonraki aşamalarda ateşi keşfederek yemek yapmayı ve karanlığı aydınlatmayı başarmışlardır.  Ateş, ilk insanların ısınma, aydınlanma ve yemeklerini pişirme ihtiyacını karşılamıştır.
		Duvarlara günümüze kadar ulaşan ve yaşantıları hakkında  bilgi veren resimler çizmişlerdir.  İlerleyen yıllarda çevre koşulla- rının, ihtiyaçların ve zekânın  gelişmesi yeni değişimlere yol   açmıştır. gözlem ve deneyimlerinin artması onları doğaya bağlı yaşamaktan kurtarmış çevrelerindeki bitkileri ekmeye ve hayvanları evcilleştirerek teknolojiye ve kültürel birikime ulaşmayı başarmışlardır. Tarım toprakları daha çok ovalarda bulunduğundan mağara veya kaya sığı­naklarında yaşayıp uzak topraklarda çalışmanın zorluğunu fark eden insanoğlu yaşadığı coğrafi bölgenin özelliğine göre taş, toprak veya kerpiçten konutlar yapmaya başlamışlardır. Besin üretiminin artması ve ilk yerleşik köy toplumlarının oluşması insanlık tarihinde yeni bir çağın başlangıcını oluşturmuştur.
		İnsanlar bilgi ve tecrübeleri arttıkça doğaya daha fazla egemen olmaya başlamış, suyun kaldırma kuvvetini  bilmeden kayıklar yapmışlardır. Balta,  ok, yay, çanak, çömlek gibi aletleri, oyduğu ağaçlardan, yonttuğu taşlardan ve şekillendirdiği topraktan meydana getirmiştir. Yün ve keten lifleri eğrilerek iplik haline getirilmiş bunlarla deri ve posttan daha kullanışlı giyecekler yapmak üzere ilkel kumaşlar dokunmuştur.   Bütün  bu gelişmeler tarımı etkilemiş, zeytinlikler ve bağlar kurulmuştur. Besin ve el ürünlerinde yaşanan bu artış ticaretin ilk şekli olan değiş tokuşu beraberinde getirmiş, uzak köylerle yapılan ticaret insanlar arasındaki bilgi alışverişini ve kültürel etkileşimi hızlandırmıştır. Demir ve bakır işlemeyi öğrenen insan silahlarını ve tarım aletlerini bu  madenden yapmaya başlamış, yerleşmeler arası ticaret ilişkileri daha da hızlanmıştır. Uygarlığın temel taşlarından biri olan tekerleğin icadı ise yeni buluşları beraberinde getirmiştir. 		İnsanlar her dönemde yeni arayışlarına devam etmiştir. Yerleşik hayata geçişle başlayan uygarlıkların oluşumu bilimsel ve kültürel faaliyetlerin hızla artmasını sağlamıştır. Bu uygarlıkların kuruluş yerleri Anadolu, Akdeniz Havzası, Avrupa ve Afrika olmuştur. 		Bilim tarihinde ilk uygarlıklar ise Dicle - Fırat, Nil ve İndüs gibi büyük nehirlerin vadilerinden ortaya çıkmıştır. Saban, tekerlekli araba, gemi ve sulama kanalları bu vadilerde yaşayan insanların buluşlarıdır.
Mezopotamya'da astronomi ile ilgili kabartma Mezopotamya'da Bilim 		Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan Mezopotamya, Asya, Avrupa ve Afrika arasında bir köprü görevi gören sulak ve verimli topraklara sahip bir bölge olması nedeniyle birçok kavmin uğrak yeri olmuştur. Sümerler, Akadlar ve Babiller bu topraklarda uygarlıklarını kurarak bilimsel çalışmaların yapılmasına öncülük etmişlerdir. Sümerler, Mezopotamya medeniyetinin en önemli eserlerini ve çalışmalarını ortaya koymuşlar, Babiller ile birlikte matematiğin gerçek temellerini atmışlardır. Alan ölçümleri ve su kanalları açmak için geometriden yararlanmışlardır. Çemberi 360° dereceye ayırma düşüncesini ortaya koymuşlardır. Uzunluk, alan, hacim ve ağırlık ölçümlerini hesaplayan Sümerler çarpma ve bölme cetvelleri de hazırlamışlardır. Tales, Öklid ve Pisagor'un bildiği birçok geometri teoremleri, Mezopotamya'da yüzyıllar öncesinden kullanılmıştır.
		Mezopotamya uygarlığı astronomi alanında da oldukça ileri gitmiştir. Sümerler ay ve güneş tutulmalarını hesaplamışlar, bir yılı 360 gün, haftayı da 7 gün olarak belirlemişlerdir. Haftanın 7 gün kabul edilmesi önce Romalılara daha sonra da bütün Avrupa'ya geçmiştir. Sümerlerin mirasçısı olan Babiller de astronomide çok ileri gitmiş, gök cisimlerinin hareketlerini gözlemleyerek tarım için yararlı bir takvim geliştirmişlerdir. Mezopotamyalı bir başka medeniyet olan Asurlular bütün bu birikimleri ticaret yaptıkları Anadolu'ya taşımışlardır. Böylece Anadolu uygarlıklarının da kültürel gelişimine katkı sağlamışlardır. Mezopotamyalılar kendi zamanlarındakine ve kendilerinden sonra yaşamış olan toplumlara farklı alanlardaki bilgilerin ulaşmasını sağlamışlardır. Bu bilgiler Mısır, Çin, Hindistan ve Yunanistan'a kadar ulaşmıştır.
Mezopotamya'da sosyal sınıfları gösteren bir minyatür...
Bunları Biliyormusunuz? Zigguratlar 	Sümerlerde tapınaklara Ziggurat denilirdi. Sümerler gökte olduklarına inandıkları tanrılarına yaklaşmak için Zigguratlarınıçok yüksek yaparlardı. 7 katlı olan bu yapıların alt katları tahıl ambarı olarak kullanılır, orta katları ibadete ayrılırdı. Son katında ise rahipler gökyüzünü incelerdi. Bu incelemeler Sümerlerde astronomi biliminin gelişmesini sağlamıştır. En Eski Kütüphane 	Asur Devleti Hükümdarı Asurbanibal tarafından MÖ. 625 yılında kurulan Ninova Kütüphanesi bilinen en eski kütüphanedir. Bu kütüphanede bulunan çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerden 20 bin kadarı bugün İngiltere'deki British Museum koleksiyonları arasında yer almaktadır.
Eski Mısır'da Bilim 		Eski Mısır'da bilim MÖ. 3000 yıllarında oluşmaya başlamıştır. Mısırlılar, matematik, astronomi, kimya ve tıp bilimlerinde dünya medeniyetine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Dünyanın en büyük nehirlerinden biri olan Nil çevresinde yer alan Mısır, kuzeyde deniz, diğer sınırlarında ise çöl ile çevrelenmiştir. Nil Nehri yılda bir kez yatağından çıkarak taşkınlara neden olur, yağmurların dinmesiyle çekilir ve kıyılarda biriken alüvyonlarla verimli topraklara dönüşürdü. Bu nedenle nüfus Nil Nehri kıyısında toplanmıştır. Mısırlılar her yıl Nil Nehri'nintaşmasından sonra tarla sınırlarını tekrar düzenlemek için astronomi ve geometriye önem vermişlerdir. Aynı zamanda Nil deltasında durgun sularda yetişen bir tür kamış olan papirüsü yazı yazmak için kâğıt yerine kullanmışlardır. Bazı papirüsler üzerinde Mısır matematiği ile ilgili işaretler de bulunmuştur. Astronomi de Mısır'da oldukça ilerlemiştir.  Kullandıkları takvimde yılı 30'ar günlük 12 aya bölmüşlerdir. Güneş yılı esasına dayanan birtakvim yapmışlardır. Bugün dünyada kullanılan takvim, Mısır takviminin biraz daha geliştirilmiş halidir.
Nil Nehri
		Az kuvvetle çok yük kaldırmayı sağlayan kaldıraç, makara gibi mekanik araçları yapıp kullanmaları ve geometride ileri gitmeleri dünya harikaları arasında sayılan piramitlerin yapılmasını sağlamıştır. 		Mısırlıların mumyalama geleneği ise onların tıp, kimya ve anatomi alanlarında çok ileri gittiklerine kanıt oluşturmaktadır. Ölümden sonra yaşama inanan Mısırlılar cesedin bütün kısımlarını bozulmadan saklamayı başarmışlardır. Cenazeleri mumyalayan rahipler ise bu sayede insan anatomisi hakkında geniş bilgi sahibi olmuşlardır. Onların önderliğinde hastalıkların teşhis ve tedavisinde yeni yöntemler uygulanmış ve çeşitli ilaçlar geliştirilmiştir. Bazı göz hastalıkları tedavi edilmiş, ameliyatlarda dikiş yöntemleri kullanılmıştır.
Bunları Biliyormusunuz? KeopsPiramidi Gize'deantik Memfismezar kentinde bulunan üç piramitten biridir. Bugün Mısır'ın başkenti Kahire'nin bir parçasıdır. Dünyanın yedi harikasından biridir. Büyük piramidin içindeki Firavun odasının boyutları, iki temel Pisagor üçgenine eşittir. Oysa piramit Pisagor'dan binlerce yıl önce yapılmıştır. Piramidin çevresi ise bir yıl içindeki gün sayısını (365,24) göstermektedir. Piramidin çevresinin yüksekliği iki katına bölündüğünde ise (pi) sayısının yaklaşık değeri olan 3,14'ü vermektedir. Mumyalama Tekniği 	Eski Mısırlılar, önemli ölülerini mumyalamışlardır. Cesedin iç organları çıkarılır ve bedenin geri kalanı, doğal sodyum karbonat kristalleriyle sarılarak koruma altına alınırdı. Doğal şeklini kazandırmak için bedenin içi yaprak ya da talaşla doldurulurdu. Son olarak, mumyalanmış beden ketenle sarılırdı.
Anadolu’da Bilim 		Anadolu medeniyetleri kendilerinden önce gelen Mısır ve Mezopotamya medeniyetlerinden etkilenmişlerdir. Bu medeniyetlerden birisi olan İyonyalılar ticaret yoluyla elde ettikleri zenginlik ile birlikte bilimsel çalışmalara da önem vermişlerdir. Özellikle felsefe, matematik ve tıp alanlarında çok ileri gitmişlerdir. Tales ve Pisagor İyonya’dayaşamış matematik ve geometri ile ilgili çalışmalarıyla tanınan bilim insanlarıdır. Tales, MÖ. 585 yılında olan Güneş tutulmasını, önceden haber vermiş, eşit açılı üçgenlerin kenarlarının orantılı olduğunu ve ikizkenar üçgenlerin tabanlarının eşit olduğunu söylemiştir. Bu tespitinden yola çıkarak piramidin gölgesiyle yüksekliğinin ölçülebileceğini kanıtlamıştır. Diğer matematikçi Pisagor ise matematik ve geometriye ait bazı kurallar bulmuştur. Friglerise tarımda verimi artırmak için bilimsel metodlarkullanmışlar, sulama kanalları inşa etmişlerdir.
Biliyor musunuz? Anadolu medeniyetlerin- den  Hititler tarihte ilk kez iki tekerlekli savaş arabasını yapmışlardır. Arşimet Pisagor Arşimet 	Arşimet MÖ. 287 - 212 yıllarında yaşamış Yunanlı matematikçi, fizikçi, astronom ve filozoftur. Suyun kaldırma kuvvetini bulması bilime en çok bilinen katkısıdır. Kendi adıyla tanınan Sıvıların Dengesi Kanunu, doğada tesadüflere yer olmadığını her zaman aynı koşullarda aynı sonuçlara ulaşılacağını göstermiştir. Arşimet 23 yüz yıl önce modern bilimsel yönteme çok yakın bir anlayışla bu günde geçerli olan Statik ve Hidrostatik kanunlarını bulmuştur. Tales
Çin'de Bilim 	Bilim ve teknolojinin gelişmesi­ne katkısı olan diğer bir medeniyet Çin'dir. Komşuları olan Türkler ve Hintliler Çinlilerle etkileşim içine girmişlerdir. İnsanlık tarihine en önemli katkıları kâğıt, barut ve matbaa ile olmuştur. Kâğıt ve barut daha sonra Müslümanlar aracılığı ile Avrupa'ya geçmiştir. Çinliler barutu ateşli silahlarda değil, törenlerde havai fişek gösterileri için kullanmışlardır. Takvimi Türklerden almışlar, Hintlilerden ise matematik konusunda yararlanmışlardır. İşlem yapmayı kolaylaştıran abaküs ve çarpım cetveli gibi bazı basit aletleri de kullanmışlardır. Astronomi alanında da oldukça ilerleyen Çinliler, kuyruklu yıldızlar, kutup yıldızları ve sabit yıldızlar hakkında da ayrıntılı bilgiler elde etmişlerdir. Çinliler hastalıkların tedavisinde doğal yöntemler kullanmışlardır. Günümüzde de yaygın olarak kullanılan masaj ve akupunktur onlardan kalan bir mirastır. 				   Türk istilalarından korunmak için yaptıkları Çin Şeddi ise dünya harikaları arasında yerini   almaktadır.
Hindistan'da Bilim 		Hindistan'da tıp, matematik ve astronomi alanlarında bilimsel çalışmalar yapılmıştır. On tabanlı sayı sistemini kullanarak aritmetikte önemli bir gelişme kat etmişlerdir. Cisimlerin atomlardan oluştuğunu ve atomun bölünemez en küçük parça olduğunu kabul etmişlerdir. Astronomi alanında da ay ve güneş tutulmaları hakkında bilgi vermişlerdir. Tıp alanında beden ve zihnin kontrol altında tutulmasını gerektiren yoga ile sağlıklı kalabilme yöntemini uygulamışlardır. Bilgi birikimleri daha sonra Yunan ve İslam dünyasındaki gelişmeleri de etkilemiştir.
YAZI İLE GELEN UYGARLIK 		Uygarlığın temelleri yazının bulunması ile atılmıştır. Yazının bulunması bilimsel ve teknolojik gelişmelere öncülük eden en önemli buluş olmuştur. Yazı, toplumlar arası kültürel alışverişi hızlandırmış, bilgi birikiminin kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamıştır.
çivi yazısı 		Yazıyı bulan ilk toplum Sümerlerdir. Sümerlerde rahipler tapınaklarda devlet için saklanan tahıl  	fazlasının ve diğer ürünlerin defterini tutmak  	zorundaydılar. Bu ürünler resim ve semboller  	kullanılarak belirtilmekteydi. Kil üzerine üçgen uçlu 	bir kamışla, sonraları maden uçlarla yazılmıştır. 	İşaretleri çiviye benzediğinden modern  araştırmacılar tarafından çivi yazısı denilen bu yazı  MÖ. 3200‘ lerde icat edildi. 		Bu yazıyı Mezopotamyalı tüccar bir uygarlık olan Asurlular ticaret yaptıkları Anadolu uygarlıklarına aktarmışlardır. Asur kralı Asurbanibaltarafından Ninova'daki saray kitaplığı bilim insanlarına Mezopotamya yazısının örneklerini ve Mezopotamya uygarlığı hakkında geniş bilgiler vermiştir. Asurbanibal hükümdarlığı sırasında her türlü çivi yazısı metinlerden büyük bir kütüphane oluşturmuştur. Bu kütüphanede Yaradılış Destanı ve GılgamışDestanı gibi önemli edebiyat yapıtları da bulunmaktadır. Hükümdar ailelerinin listesi ve tarihi öyküler o dönemin edebi yapıtları arasında yer almıştır. Zaferlerden ve savaşlardan bahseden destanlar uygarlığın geçmişi hakkında bir belge niteliği taşımaktadır.
Hiyeroglif yazısı 		İlk Çağda Mısırlılar da kendilerine  özgü hiyeroglif (resim) yazısını kullanmışlardır.  Fenikeliler bundan esinlenerek  harf yazısını oluşturmuşlar ve  günümüzde kullandığımız alfabenin temelini atmışlardır. Fenikelilerin ticari ilişkiler kurduğu Yunanlılar ve İyonlar bu alfabeyi geliştirerek sesli harfler eklemişler ve son hâli olan Latin Alfabesi'ni ise Romalılar meydana getirmiştir. Hiyeroglif Yazısı MÖ 450 yılından kalma Yunan Yazısı
	Alfabe Modern alfabe, MÖ. 1300 yıllarında Fenikeliler tarafından icat edildi. Fenike alfabesi kendi dillerindeki bütün  sesleri  temsil  eden  22 sessiz    harften    oluşuyordu.  MÖ. 800'lerde Yunanlılar, bazı sessizleri seslilerle değiştirerek ve noktalama   işaretleri ekleyerek   bu   alfabeyi   geliştirdiler.  Yunanlılar   harflerden oluşan bu diziye Yunanca'nın ilk   iki   harfi   olan   "alfa"   ve "beta" harflerinden esinlenerek alfabe adını verdiler. MÖ. 400 yıllarında Yunan alfabesinden esinlenen  Romalılar   ise   19 harfli bir alfabe icat ettiler. Bu alfabeye   daha   sonraları   yedi harf daha  eklendi.  Bu  alfabe '' bugün hala kullandığımız alfabedir. Biliyor musunuz?   Yunan alfabesinin ilk hali aynı zamanda  "topraktaki saban izleri" olarak da tanımlanırdı. Sağdan sola yazılırdı ve takip eden satır, soldan sağa devam ederdi. Her satır, bir öncekinin tersi yönde yazılarak devam ederdi.
İLK YAZIDAN GÜNÜMÜZE 	Tarih öncesinde toplumlarda az nüfuslu yerleşim birimleri vardı. Zamanla nüfusun artması ve kent devletlerinin ortaya çıkması ile bir arada yaşayan insanlar arasında sözlü kurallar yeterli olmamaya başladı. İnsanlar tapınak duvarlarına kentte uyulması gereken kuralları yazdılar. İhtiyaçlar arttıkça yazıya duyulan gereksinim de arttı. Ticari ilişkileri düzenlemek, devletler arası anlaşmaları imzalamak, devlet ile ilgili resmi kayıtları tutmak, toplumsal sözleşmeleri yapmak, tanrılar ve devlet ileri gelenleri hakkında hikâye, ilahi, şiirler yazarak edebi eserler oluşturmak gibi durumlarda yazıyı kullandılar. Bu şekilde harflerin ve yazının icadı insanlara fikirlerin ve bilginin daha rahat paylaşılabileceği bir ortam yarattı. Bu paylaşım 1450 yılında Johannes Guttenberg'inhareketli metal matbaa harfi bulunan matbaayı icat etmesiyle en yüksek seviyeye ulaştı. Daha önce elle yazıldığı için oldukça pahalı olan ve nadir bulunan kitaplar büyük bir hızla çoğaltıldı. Kitapların fiyatının düşüp farklı dillere çevrilmesi tüm insanların kitaba ulaşabilmesini sağladı.
Biliyor musunuz?  Tarih Yazıcılığı 	Anadolu uygarlıklarından olan Hititler tanrılarına hesap vermek için yıllıklar tutmuşlardı. Anal adı verilen bu yıllıklar sayesinde tarih yazıcılığını başlattılar. Bu anallara zaferleri, yenilgileri, devlet yönetimi gibi tüm yıl boyunca yaşadıkları her olayı kaydettiler. Matbaadan Önce 	Arşimet'in MÖ. 3. yüzyılda kaleme aldığı metinler, MS. 10. yüzyılda bir el yazı ustası tarafından yağlı parşömen kâğıtlarına temize geçirilmişti. Bu olaydan iki veya üç yüzyıl  sonra bir keşiş, el yazmalarını içeren orijinal kâğıtları yeniden kullanıma geçirdi. O dönemde yağlı keçi derisinden yapılan kâğıtların üretimi çok pahalı olduğundan, ölen bir kişinin ardından el yazmaları silinip, kâğıtlar yeniden kullanılıyordu.
Biliyor musunuz?  Tarihteki İlk Yazılı Antlaşma 	Konuşma dilini, yazı diline çevirmeyi başaran Sümerler, düşünceyi ve tarihi gelecek kuşaklara bırakma sırrını bulmuş oldular. Sümer, Babil ve Hitit gibi uygarlıklar, kil tablet üzerine yazarlardı. Harflerin biçimi, çiviye benzediği için, bu yazıya çivi yazısı adı verildi. Resimdeki gördüğünüz çivi yazısına yansıyan konu, tarihteki ilk yazılı antlaşmadır. Kades Antlaşması olarak bilinen bu antlaşma Mısırlılar ile Hititler arasında yapılmıştır.
Biliyor musunuz?  Osmanlı yurttaşı  	İbrahim Müteferrika ve Mehmet 	 Çelebi'nin oğlu Sait Efendi'ye, 	1726  yılında Türkçe baskı  	yapacak bir basımevi kurma 	 izni verildi. Bu izin, el  	yazmacıların ve bu işten çıkarı   	olanların protestolarına yol  	açtıysa da dönemin Sultanı III. Ahmet ile "Lâle Devri"nin 	 ünlü yenilikçi Sadrazamı Nevşe- hirli Damat İbrahim Paşa, bu  	kesimlerin yoğun direnişlerine  	karşı koydular ve basımevinin kurulmasını desteklediler. Böylece Osmanlı ülkesinde, Müslüman Osmanlı yurttaşlarının sahibi olduğu ilk basımevi, dinî yayınlar basmama koşuluyla 16 Aralık 1727 günü çalışmaya başladı. Bundan iki ay sonra da Vankulu Lügati adıyla ilk kitap basıldı.
Günlük Yaşamla Bağlantı 	Günümüzde yaygın olarak  kullanılan Latin Alfabesi,  Atatürk inkılâbının bir sonucu olarak ülkemize gelmiştir. Laik ve modern bir devlet haline  gelen Türkiye halen Arap  harflerini kullanmaktaydı.  Arap harflerinin okunması ve  anlaşılması çok güç olduğundan halk anlamakta güçlük çekiyordu ve bu nedenle okuma yazma oranı da oldukça düşüktü. Batılı ülkeler ile olan kültürel etkileşimi de hızlandırmak amacıyla  3 Kasım 1928'de Latin harfleri kabul edildi. Arap harflerinin kullanılmasını yasaklayan bir kanun çıkarıldı. Bu sayede Türkiye, halka yeni yazıyı okuyup yazmayı öğreten, kara tahta ve sehpalarla donatılmış bütün aydınlarıyla bir ders odasına döndü.
TÜRK VE İSLAM BİLGİNLERİ 		İslam dünyası bilimsel çalışmalarıyla özgün ve orjinal fikirler üreten bir çok insan yetiştirmiştir. Müslümanlar özellikle Abbasiler döneminde birçok eseri çevirerek bilim ve felsefe alanlarında ilerleme göstermişlerdir. Fetihler ve ticari ilişkilerin gelişmesi ile Müslümanlar, Yunan ve İran medeniyetleri ile de ilgilenmişlerdir. Yunanca, Farsça, Hintçe gibi dillerden Arapça'ya çevrilen çeşitli kitaplar İslam dünyasında farklı düşünce ve bilim anlayışının gelişmesini sağlamıştır.Müslüman bilim insanları Eski Yunanistan'ın matematik, fizik, tıp, kimya ve astronomi bilimlerini geliştirmişlerdir. Logaritma, cebir gibi bilim kollarının Avrupa'ya geçmesini sağlamışlardır. 		İslamiyet i kabul eden toplumlardan olan Türkler de bilim dünyasına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Tıp, astronomi, matematik ve felsefe gibi bilim dallarında önemli eserler vermişlerdir. Sultan Alparslan Döneminde Bağdat'ta vezir Nizam-ül Mülk tarafından açılan Nizamiye Medresesi İslam Dünyasına hizmet etmiş, ilim insanları yetiştirmiştir. 		Türk İslam devletlerinde yetişen ünlü bilim insanlarından bazılarını görelim…
FARABİ Ünlü Türk filozofu olan Farabi, Yunan filozofu Aristo'nun tüm fikirlerini çok iyi açıkladığı için "Muallimi Sâni" lakabı ile tanınmıştır. Felsefe, psikoloji, matematik, fizik, siyaset ve astronomi alanlarında yaklaşık 160 eser vermiştir. MERCEK ALTINDA 	Bilim Evi 	Bağdat, Abbasi Devleti'nin başkenti ve aynı zamanda bir kültür merkezi olmuştur. 850 yılında Abbasi Halifesi El -Me'mun burada bir bilim akademisi kurmuş, buraya Beytül-Hikme yani Bilim Evi adı verilmiştir. Bilim Evi'nde rasathane, genel kitaplık ve bir çeviri kurulu bulunmaktaydı. Bilim Evi'nin en önemli görevi, dönemin ünlü astronomlarını, matematikçilerini ve hekimlerini bir araya getirmek ve özellikle Eski Yunan filozoflarının önemli eserlerini Yunancadan Arapçaya çevirmekti.
BİLİYOR MUSUNUZ? 	Tıp'ta Kanun İbni Sina'nın Kanun adlı tıp kitabı XV. yüzyılın sonlarında, biri Arapça, on beşi Latince olmak üzere 16 baskı yapılmıştır. 17. ve 18. yüzyıllar boyunca kaynak kitap olarak kullanılmaya devam etmiş böylece tüm tıp kitaplarının en yaygın olma unvanını kazanmıştır. Günümüzde hâlâ tıp fakültelerinin tıp tarihi bölümlerinde okutulmaktadır. 	İBN-İ SİNA İbn-i Sina özellikle felsefe ve tıbbi düşünceleriyle tanınmıştır. Geometri, mantık, fıkıh, tıp, doğa bilim üzerine çalışmalar yapmıştır. Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının ve Anadolu doğacılarının yapıtlarını incelemiştir. Çeşitli alanlarda 270 eser vermiştir. Kanun-u Fi't Tıp Kitab'-üş Şifâ, Hikme-i Ala eserlerinden bazılarıdır. Tıp ile ilgili en tanınmış eseri Tıpta Kanun'dur.
BİRUNİ 		Matematik, fizik ve coğrafya alanındaki çalışmalarıyla tanınmıştır. En önemli eserleri Kanun-u Mes'udi, El - Asar - il Bakiye ve Hint Tarihi'dir. Yapıtları birçok Batı diline çevrilmiştir. Dünyanın durağan değil, dönen bir kütle olduğunu ileri sürmüş ve "Camahir fi Marifet'il Cevahir  (Cevherlerin Özellikleri Üstüne)" adlı yapıtında, 23 katı cismin ve 6 sıvının özgül ağırlıklarını bugünkü değerlerine çok yakın olarak saptamıştır. İBN-İ HALDUN lbn-i Haldun düşünce tarihinde önemli bir yeri olan bilgindir. En önemli eserlerinden biri olan “Mukaddime”'de bütün bilimlerin doğa bilimleri gibi bir bilim olduğunu savunmuştur. Tarih felsefesi, ekonomi, siyaset ve sosyoloji gibi bilim dallan onun sayesinde ayrı bilimler olarak gelişmeye başlamıştır. Bu konuda Batı'ya öncülük etmiştir. Eseri Paris'te ve Kahire'de bastırılmıştır. Düşünceleri ile Avrupa'da büyük etki yaratmıştır. Sosyolojinin babası kabul edilmektedir.
HAREZMİ Harezmi,  matematik, gökbilimi ve coğrafya alanlarında çalışmış ünlü Türk bilginidir. Matematik alanındaki çalışmaları cebirin temelini oluşturmuştur. Harezmi'nin bu konuda yazdığı kitabı Latince'ye çevrilmiştir ve bu sayede Batılı matematikçiler romen rakamları ve harf sistemi yerine on tabanlı  sistemi  öğrenmişlerdir.   Hesabül  Cebir, vel-Mukabele adlı kitabı matematik tarihinde birinci ve ikinci dereceden denklemlerin sistematik çözümlerinin yer aldığı ilk eserdir. Bu nedenle Harezmi "Cebirin Babası" olarak tanınmıştır. 	BATTANİ Battani, astronomi ve matematik alanlarında önemli çalışmalar yapmıştır. Güneş yılını en son bulgulara göre 365 gün, 5 saat, 46 dakika ve 24 saniye olarak doğru belirlemiştir. Hem astronomi hem de trigonometrideki özgün buluşları bu bilimlerin gelişmesine büyük yarar sağlamıştır.
	ÖMER HAYYAM 		Ömer Hayyam şair, filozof, matematikçi ve astronomdur. Şiirlerindeki eğlence düşkünlüğünün belirgin olması nedeniyle rubaileri ile ünlenmiştir. Matematikte binom açılımını ilk kullanan kişidir. Zamanında bir bilgin olarak ün kazanan Hayyam, Iran ve doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu sayılmıştır. 	ULUĞ BEY 		Ünlü Türk bilim insanı Uluğ Bey zamanında, 15. yüzyılda, İslam dünyasındaki matematik ve astronomi bilimleri büyük gelişme göstermiştir. Kendi başkanlığında Ali Kuşçu'nun da içinde bulunduğu matematik ve astronomi bilginleri ile bilimsel araştırmalar yapmak için bir kurul oluşturmuştur. Semerkant'da gözlem evi ve medrese yaptırmış, gözlem evinde yapılan gözlemleri ve sonuçları "Zici" adı verilen eserinde toplamıştır.
	Biliyor musunuz? 		Selçuklu devrinde bir rasathane kurularak araştırmalar yapılmış Ömer Hayyam, Ebu-I Muzaffer isfizari gibi bilginler “Takvim-i Melikşahi" denilen bir takvim düzenlemişlerdir. Bu takvim bugün kullanılan Gregorien takviminden daha doğru hesaplara dayanmaktadır. 		Sevgiyle... 		Sevgiyle  yoğrulmamışsa yüreğin 		Tekkede,  manastırda eremezsin 		Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada 		Cennetin   cehennemin   üstündesin 		Bir sır daha var, çözdüklerimden başka 		Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka 		Hiçbir yaptığınla  yetinme geç öteye! Birşey daha var, bütün bu yaptıklarından başka 			    Ömer Hayyam
4. DEĞİŞİM ve GELİŞİM ,[object Object]
İnsanoğlu var olduğundan beri evreni merak etmiştir. Merak insanları araştırma yapmaya yöneltmiştir.
Tarih içerisinde merak duygusuna sahip olan insanların düşüncelerini ifade etmeleri zaman zaman kısıtlanmıştır. Özgür düşünce ortamı olmasa da bilim adamları araştırmalarını yapmaya devam etmiştir.
Orta Çağ Avrupa’sında bilimin gelişmesi engellenmiş; ancak 11. yy.da Avrupalılar Haçlı Seferleri sırasında Müslümanlardan birçok buluşu öğrenmişlerdir.,[object Object]
[object Object]
Öğrendikleri buluşları geliştirmeleri sonucunda Avrupa, bilimsel ve teknolojik açıdan ileri seviyeye ulaşmıştı. Pusulanın, matbaanın, kâğıdın öğrenilmesi gibi.,[object Object]
Bu dönemde Osmanlı Devleti'nde de bilimsel gelişmeler desteklenmiştir.
Ülkemizde de bilimsel, sanatsal gelişmeler desteklenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda bu konuyla ilgili Bilim ve Sanat Hürriyeti hakkında madde yer almaktadır.,[object Object]
Bu alanda emeği geçenleri onurlandırmak,
Gençleri bilim ve araştırma alanına yöneltmek,
Türkiye'deki bilimcilerin ve araştırmacıların toplumsal statülerinin korunması, yükseltilmesini sağlamak,
Bilim araştırmalarının uluslararası düzeye çıkartılmasına yardım etmektir.,[object Object]
Toplumda bilimsel yaklaşım ve düşüncenin yayılmasını sağlamak
Hükümete, Türk bilimcileri hakkında yaşam düzeyleri, gelirleri, ayrıcalıklarına ilişkin mevzuat değişikliklerini önermek
Bilimin ülke kamuoyuna öneminin kabulünü sağlamak, bilim adamlığına özendirmek,[object Object]
	ÖRNEK 	Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi'nde, Fatih tarafından Sahn-ı Seman Medresesi inşa ettirilmiş; bu kurumda fıkıh, kelam, hadis gibi derslerin yanı sıra matematik, tıp, felsefe gibi bilimler ders olarak okutulmuştur. 	Buna göre; 	I. Medreselerin birer eğitim kurumu olduğu II. Pozitif ve dini bilimlerin birlikte okutulduğu III. Kuruluş Dönemi'ndeki eğitim seviyesinin yakalanmasına çalışıldığı yargılarından hangilerine ulaşılabilir? 	A) Yalnız I       B) I ve II      C) I ve III     D) II veIII 	ÇÖZÜM Yükselme Dönemi'ndeki eğitim sisteminde medreselerin önemli birer eğitim kurumu olduğunu; medreselerde dini bilimlerle, pozitif bilimlere ağırlık verildiğini söyleyebiliriz. Ancak verilen bilgilerden Yükselme Dönemi'nde, Kuruluş Dönemi'ndeki eğitim seviyesinin yakalanmasına çalışıldığına dair bir yargıya ulaşamıyoruz. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
	Rönesans 		15. yy. sonu ve 16. yy. başlarında Avrupa'da ede­biyat, güzel sanatlar (resim, heykel, mimarlık) ve bilim alanında görülen yeniliklere denir. Kelime anlamı *Yeniden Doğuş* tur. 	Rönesans'ın Nedenleri Kâğıt ve matbaanın etkisi ile okuma yazmanın gelişmesi, bilgi ve kültürün artması Coğrafi keşifler sonunda; güzel sanatlara merak saran zengin bir sınıfın oluşması İstanbul'un fethinden sonra İtalya'ya giden bilginlerin eski Yunancayı ve eserleri öğretmeleri Doğaya, güzel sanatlara, edebiyata, bilimsel gelişmelere ilginin artması
	Rönesans'ın İtalya'da Başlama Nedenleri İtalya'nın eski Yunan ve Roma medeniyetlerinin merkezi olması İtalya'nın islâm medeniyetlerine yakın olması İtalya'nın şehir devletleri şeklinde örgütlenmesi İtalya'da özgür düşünce ortamının var olması İtalyan  şehir devletlerinin  deniz ticaretiyle zenginleşmesi
	Rönesans'ın Sonuçları Skolastik görüş (Kilise'nin dar görüşü) yıkılmıştır. Yerine pozitif düşünce hakim olmuştur. Reform hareketlerine zemin hazırlanmıştır. Bilimsel ve teknik alandaki gelişmeler hızlanmıştır. Avrupa'da sanattan zevk alan aydın (mesen) sınıf ve halk sınıfı oluşmuştur. Hümanizm akımı ortaya çıkmıştır (insana ve insan aklına önem veren bir bilim alanıdır). Hümanistler, insan sevgisine öncelik veren yeni eserler oluşturdular.
7. Bramantve Mikelanjdönemin en ünlü mimarlarıdır. Ressamlar eserlerinde insan vücudunun gü­zelliğini ön plana çıkardılar. Leonardo daVinci ve Mikelanjölmez eserler bıraktılar. Donatellove Gibertdaha çok İsa, Meryem heykelleri yaptılar. 8. Rönesans hareketleri diğer Avrupa ülkelerini de etkilemiştir. 9. Fransa'da krallar Rönesans'a destek verdi. Mimari alanda PiyerLeskoönemli Rönesans sanatçılarıdır. 10.Almanya'da edebiyat ve resim alanında etkili oldu. Martin Luther ve Erasmus dinsel konuları incelediler. Albert Dürer dini tablolar yaptı. 11.İspanya'da yine edebiyat alanında Cervantes önemli eserler yaptı. 12.İngiltere'de edebiyat alanında Shakespeare ünlü eserler yapmışlardır.
DANTE Hümanizm’in kurucusu; Dante, Mayıs 1265'te Floransa'da doğmuştur.Babasının ölümünden bir yıl sonra Flo-ransa'nın önde gelen aşk şairlerinden biri olarak üne kavuşmuştur. Daha sonra yoğun felsefe çalışmalarına başlayan şair, felsefi konularda şiirler yazmıştır. 1308'de İlahi Komedya adlı eserini yazmaya başlamıştır.DanteÖzgün adı Comedia  (Komedya)  olan bu  yapıta "ilahi" adı Rönesans döneminde eklenmiştir. İlahi Komedya Dante'nin cennete, cehennem ve arafa yaptığı hayali bir seyahatin öyküsüdür. Burada verdiği bilgilere göre Yer evrenin merkezinde ve hareketsizdir. Yerin etrafında sırasıyla, Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn'ün küreleri bulunur. Küreler meleklerin yardımı ile hareket eder. Yazar 1321 yılında Rovenna'da ölmüştür. Machiavelli 		1513'te “Prens” adlı eserini yayınlayan Machiavelli hümanist bir hukukçudur. Devletin çıkarlarını herşeyden üstün gören ve devleti dinin etkisinden kurtarmayı ileri süren düşüncesi ile ilk laik düşüncenin temellerini atmıştır.
Hümanizm akımının etkisiyle edebiyat, resim, heykel ve mimari alanlarda önemli gelişmeler yaşandı. Çünkü insanlar hümanizm akımı ile Orta Çağın baskısından ve kısıtlayıcılığından kurtulmuş oldu. İnsana değer veren ve onu evrenin merkezine koyan bu anlayış dinden bağımsız bir kültür kurmayı insan ve dünya ile özgün bir düşünce yaratmayı hedefliyordu. Bu akımı takip eden edebiyatçılardan Petrork, Dante ve Bocacio İtalya' nın ilk hümanistleri olmuşlardır. BOCACİO
Mercek Altında   Türk Hümanistler Aydınlanmaya katkı sağlayan ve hümanizmi benimseyen Türk düşünürler arasında Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana önemli isimlerdir. Bu düşünürler eserlerinde insan sevgisini temel almış dil, din, ırk ayrımı gözetmeden tüm insanları sevme fikrini benimsemişlerdir. Yunus Emre
ÖRNEK 	Rönesans, 15. ve 16. yy.larda önce İtalya'da başlayan daha sonra Avrupa'ya yayılan edebiyat, sanat ve bilim alanındaki yenilik hareketleridir. 	Rönesans Hareketleri'nin İtalya'da başlamasının aşağıdaki nedenlerinden hangisinin, İtalya'nın çevre kültürlerden etkilenmesinde doğrudan rol oynadığı söylenemez? Coğrafi konumu Önemli ticaret yolları üzerinde olması Şehir devletleri biçiminde örgütlenmesi İslam medeniyetine komşu olması ÇÖZÜM 	İtalya, coğrafi konum itibari ile Akdeniz'in ortasında, önemli ticaret yolları üzerinde ve islam kültüründen etkilenecek bir konumdadır. Bu durum çevre kültürlerden etkilenmesinde başlıca etkendir. Ancak İtalya'nın şehir devletleri biçiminde örgütlenmesi, ülkenin siyasi yapısıyla ilgilidir. Doğru cevap "C" seçeneğidir.
	Reform 		16.y.y.da Avrupa'da Katolik Kilisesi'nde yapılan düzenlemelerdir. Almanya'da başlamış ve daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayılmıştır. 	Reformun Nedenleri 1.  Katolik Kilisesi'nin bozulması, din adam- larının  Kilise imkanlarını kendi  çıkarları 	için kullanmaları, 2.  Endülijans, afaroz sorunları (din adamla- rının  halkı ekonomik yönden sömürmesi) 	para karşılığında günahların  affedilmesi, 	cennetten toprak satılması 3.  Matbaanın yaygınlaşması, 4.  Rönesans'ın etkisi ile özgür düşünce ortamının oluşması, 5.  Kilise'nin mallarının artmasıyla halkın bu duruma tepki göstermesi, Bir Katolik Kilisesi
6.  Reform hareketleri, Almanya'da Martin Luther tarafından başlatıldı. Martin Luther, Katolik Kilisesi uygulamalarına karşı: "Tanrı ile kul arasına kimsenin giremeyeceğini, kişinin günahlarının ancak Tanrı tarafından affedileceği" şeklindeki görüşlerini bildirgesinde açıkladı. Bunun üzerine Papa, Luther'iafaroz etti. Luther'in düşünceleri geniş kitleler tarafından benimsendi. Alman imparatoru Şarlken, Luther ve taraftarlarını 1529'da protesto ettiği için Almanya'da yeni oluşan bu mezhebe Protestanlık adı verilir. 7.  Fransa'da Reform hareketlerini başlatan Calven'dir. 1598 yılında Calvenizmve diğer mezhepler Fransa'da serbest bırakılmıştır. 8.  İngiltere'de ise Reform hareketleri  	devlet  tarafından başlatılmıştır. Kral 8. 	Henry  Katolik  Kilisesi'nden ayrılarak  	Anglikanizm  mezhebini kurmuştur. Anglikanizm
Biliyor musunuz? İngiltere'de Kral 8. Henry' nin Katolik kilisesinden ayrılıp Anglikan kilisesini kurmasının nedeni eşinden boşanıp sevgilisi Anne Boleny ile evlenmekti. Katolik kilisesi boşanmayı yasakladığı için kral danışmanı Kardinal Wolsey'in önerisiyle Katolik kilisesinden ayrıldığını bildirdi. 	Kral 8. Henry
	MARTİN LUTHER 	Almanya'nın Eisleben kentinde doğan Martin Luther, Erfurt Üniversitesi'nde okudu. 21 yaşındayken manastıra girip ilahiyat eğitimine başladı ve aynı yıl rahip oldu. Ertesi yıl Wittenberg Üniversitesi'nde doktorasını tamamlayarak ders vermeye başladı. O günlerde Roma'nın  görevlendirdiği bir keşiş Wittenberg civarında endülijans satıyordu. Luther, manastırdaki günlerinden beri sorguladığı bu uygulamaya karşı bir eleştiri yazdı. Endüljans uygulaması hakkında bir tartışma başlatmak niyetiyle 31 Ekim 1517 günü, o dönemde üniversitenin bülten panosu sayılabilecek Wittenberg Kale Kilisesinin kapısına 95 maddelik tezini astı. Kilise tarafından aforoz edildi. Fakat endülijans satışlarının düşmesini sağladı.
	Reformun Sonuçları Katolik Kilisesi kendini yenilemek zorunda kaldı. Din adamlarına duyulan güven azaldı. Eğitim ve öğretim Kilise'nin elinden alınarak laik eğitim sistemi kuruldu. Mezhep savaşları çıkması nedeniyle Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki ilerleyişi kolaylaştı. Avrupa'da mezhep birliği bozuldu. Protestanlık, Calvenizm, Anglikanizm gibi yeni mezhepler ortaya çıktı. Katolik Kilisesi'nden ayrılan ülkelerde Kilise'nin mallarına el konuldu. Toprakları elinden alınan Kilise büyük güç kaybına uğradı.

Mais conteúdo relacionado

Destaque

5. Sınıf Sosyal Bilimler 5. Ünite Gerçekleşen Düşler
5. Sınıf Sosyal Bilimler 5. Ünite Gerçekleşen Düşler5. Sınıf Sosyal Bilimler 5. Ünite Gerçekleşen Düşler
5. Sınıf Sosyal Bilimler 5. Ünite Gerçekleşen Düşlerenesulusoy
 
Insanlığa hizmet etmiş insanlar 1
Insanlığa hizmet etmiş insanlar 1Insanlığa hizmet etmiş insanlar 1
Insanlığa hizmet etmiş insanlar 1Mutlu
 
Tesla Coil Design
Tesla Coil DesignTesla Coil Design
Tesla Coil Designbmelemen
 
Geçmişten Günümüze Buluşlar
Geçmişten Günümüze BuluşlarGeçmişten Günümüze Buluşlar
Geçmişten Günümüze BuluşlarProje Okulu
 
aydınlnma çağı
aydınlnma çağıaydınlnma çağı
aydınlnma çağısalih doğan
 
nikola tesla presentation
nikola tesla presentationnikola tesla presentation
nikola tesla presentationerikiia
 

Destaque (11)

5. Sınıf Sosyal Bilimler 5. Ünite Gerçekleşen Düşler
5. Sınıf Sosyal Bilimler 5. Ünite Gerçekleşen Düşler5. Sınıf Sosyal Bilimler 5. Ünite Gerçekleşen Düşler
5. Sınıf Sosyal Bilimler 5. Ünite Gerçekleşen Düşler
 
Nikola Tesla
Nikola TeslaNikola Tesla
Nikola Tesla
 
Nikola Tesla
Nikola TeslaNikola Tesla
Nikola Tesla
 
Osmanlida bilim adamlari
Osmanlida bilim adamlariOsmanlida bilim adamlari
Osmanlida bilim adamlari
 
Insanlığa hizmet etmiş insanlar 1
Insanlığa hizmet etmiş insanlar 1Insanlığa hizmet etmiş insanlar 1
Insanlığa hizmet etmiş insanlar 1
 
Tesla Coil Design
Tesla Coil DesignTesla Coil Design
Tesla Coil Design
 
Geçmişten Günümüze Buluşlar
Geçmişten Günümüze BuluşlarGeçmişten Günümüze Buluşlar
Geçmişten Günümüze Buluşlar
 
aydınlnma çağı
aydınlnma çağıaydınlnma çağı
aydınlnma çağı
 
Nikola Tesla
Nikola TeslaNikola Tesla
Nikola Tesla
 
nikola tesla presentation
nikola tesla presentationnikola tesla presentation
nikola tesla presentation
 
Bi̇polar sunum
Bi̇polar sunumBi̇polar sunum
Bi̇polar sunum
 

Semelhante a 1 BuluşLarıN SerüVeni Birinci BöL.

Tarih Öncesi Devirler
Tarih Öncesi DevirlerTarih Öncesi Devirler
Tarih Öncesi Devirlersemagur
 
Eğitimden Kültüre, Üretimden Gelişmişliğe Kimyanın Yeri
Eğitimden Kültüre, Üretimden Gelişmişliğe Kimyanın YeriEğitimden Kültüre, Üretimden Gelişmişliğe Kimyanın Yeri
Eğitimden Kültüre, Üretimden Gelişmişliğe Kimyanın Yeri Prof.Dr. İbrahim USLU
 
Anadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
Anadolu Uygarlıkları GöbeklitepeAnadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
Anadolu Uygarlıkları GöbeklitepeÖnder Alkan
 
Piramitlerrrrr
PiramitlerrrrrPiramitlerrrrr
Piramitlerrrrrsmatmgn
 
Ticaret ve perakendenin tarihi
Ticaret ve perakendenin tarihiTicaret ve perakendenin tarihi
Ticaret ve perakendenin tarihiFATİH ÇALI
 
ANADOLU DOĞA DÜŞÜNÜRLERİ
ANADOLU DOĞA DÜŞÜNÜRLERİANADOLU DOĞA DÜŞÜNÜRLERİ
ANADOLU DOĞA DÜŞÜNÜRLERİVural Yigit
 
Altin cag'da bilim katalog
Altin cag'da bilim katalogAltin cag'da bilim katalog
Altin cag'da bilim katalogaytesay
 
Kuşların Evrimi (Zahide Beyazıt)
Kuşların Evrimi (Zahide Beyazıt)Kuşların Evrimi (Zahide Beyazıt)
Kuşların Evrimi (Zahide Beyazıt)Evrim Ağacı, ODTÜ
 
Dünyayı bu buluşlar değiştirdi
Dünyayı bu buluşlar değiştirdiDünyayı bu buluşlar değiştirdi
Dünyayı bu buluşlar değiştirdiDogukan Dogu
 
Mezop.2013
Mezop.2013Mezop.2013
Mezop.2013semagur
 
ئارخېلوگىيە ئىلمىي ھەققىدە
ئارخېلوگىيە ئىلمىي ھەققىدەئارخېلوگىيە ئىلمىي ھەققىدە
ئارخېلوگىيە ئىلمىي ھەققىدەAbdulaziz Beştoğrak
 

Semelhante a 1 BuluşLarıN SerüVeni Birinci BöL. (20)

Tarih Öncesi Devirler
Tarih Öncesi DevirlerTarih Öncesi Devirler
Tarih Öncesi Devirler
 
Bilim ve teknoloji tarihi
Bilim ve teknoloji tarihiBilim ve teknoloji tarihi
Bilim ve teknoloji tarihi
 
Eğitimden Kültüre, Üretimden Gelişmişliğe Kimyanın Yeri
Eğitimden Kültüre, Üretimden Gelişmişliğe Kimyanın YeriEğitimden Kültüre, Üretimden Gelişmişliğe Kimyanın Yeri
Eğitimden Kültüre, Üretimden Gelişmişliğe Kimyanın Yeri
 
Anadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
Anadolu Uygarlıkları GöbeklitepeAnadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
Anadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
 
Piramitlerrrrr
PiramitlerrrrrPiramitlerrrrr
Piramitlerrrrr
 
Fen 5 (7 unite)
Fen 5 (7 unite)Fen 5 (7 unite)
Fen 5 (7 unite)
 
Mısır
MısırMısır
Mısır
 
Sunum
SunumSunum
Sunum
 
Istanbul tarihi
Istanbul tarihiIstanbul tarihi
Istanbul tarihi
 
Gastronomi̇ tari̇hi̇
Gastronomi̇ tari̇hi̇Gastronomi̇ tari̇hi̇
Gastronomi̇ tari̇hi̇
 
Wordpress
WordpressWordpress
Wordpress
 
Ticaret ve perakendenin tarihi
Ticaret ve perakendenin tarihiTicaret ve perakendenin tarihi
Ticaret ve perakendenin tarihi
 
Dünyanin çözemedi̇ği̇ gi̇zem göbekli̇ tepe
Dünyanin çözemedi̇ği̇ gi̇zem  göbekli̇ tepeDünyanin çözemedi̇ği̇ gi̇zem  göbekli̇ tepe
Dünyanin çözemedi̇ği̇ gi̇zem göbekli̇ tepe
 
ANADOLU DOĞA DÜŞÜNÜRLERİ
ANADOLU DOĞA DÜŞÜNÜRLERİANADOLU DOĞA DÜŞÜNÜRLERİ
ANADOLU DOĞA DÜŞÜNÜRLERİ
 
Altin cag'da bilim katalog
Altin cag'da bilim katalogAltin cag'da bilim katalog
Altin cag'da bilim katalog
 
Kuşların Evrimi (Zahide Beyazıt)
Kuşların Evrimi (Zahide Beyazıt)Kuşların Evrimi (Zahide Beyazıt)
Kuşların Evrimi (Zahide Beyazıt)
 
Dünyayı bu buluşlar değiştirdi
Dünyayı bu buluşlar değiştirdiDünyayı bu buluşlar değiştirdi
Dünyayı bu buluşlar değiştirdi
 
Mezop.2013
Mezop.2013Mezop.2013
Mezop.2013
 
BALIN TARİHİ
BALIN TARİHİBALIN TARİHİ
BALIN TARİHİ
 
ئارخېلوگىيە ئىلمىي ھەققىدە
ئارخېلوگىيە ئىلمىي ھەققىدەئارخېلوگىيە ئىلمىي ھەققىدە
ئارخېلوگىيە ئىلمىي ھەققىدە
 

Mais de derslopedi

AtatüRk KıSa
AtatüRk KıSaAtatüRk KıSa
AtatüRk KıSaderslopedi
 
AtatüRk KıSa
AtatüRk KıSaAtatüRk KıSa
AtatüRk KıSaderslopedi
 
EndüLüS’üN Siyasi Tarihi Sunu
EndüLüS’üN Siyasi Tarihi SunuEndüLüS’üN Siyasi Tarihi Sunu
EndüLüS’üN Siyasi Tarihi Sunuderslopedi
 
2 Birinci Dunya Savasinda Osmanli Devleti1
2    Birinci Dunya Savasinda Osmanli Devleti12    Birinci Dunya Savasinda Osmanli Devleti1
2 Birinci Dunya Savasinda Osmanli Devleti1derslopedi
 
Milli Muca Gazete Manthetleri
Milli Muca Gazete ManthetleriMilli Muca Gazete Manthetleri
Milli Muca Gazete Manthetleriderslopedi
 
Turkiye Cumhuriyetinin Dis Politikasi
Turkiye Cumhuriyetinin Dis PolitikasiTurkiye Cumhuriyetinin Dis Politikasi
Turkiye Cumhuriyetinin Dis Politikasiderslopedi
 
7 Hayat Veren Zafer BüYüK Taarruz
7 Hayat Veren Zafer BüYüK Taarruz7 Hayat Veren Zafer BüYüK Taarruz
7 Hayat Veren Zafer BüYüK Taarruzderslopedi
 
1 Ilk Zaferimiz
1 Ilk Zaferimiz1 Ilk Zaferimiz
1 Ilk Zaferimizderslopedi
 
Sivas Kongresi
Sivas KongresiSivas Kongresi
Sivas Kongresiderslopedi
 
Kutruluş SavaşıNda Cepheler Ve Mud.Kurtuluş SavaşInda Cepheler Ve Mudanya Ant...
Kutruluş SavaşıNda Cepheler Ve Mud.Kurtuluş SavaşInda Cepheler Ve Mudanya Ant...Kutruluş SavaşıNda Cepheler Ve Mud.Kurtuluş SavaşInda Cepheler Ve Mudanya Ant...
Kutruluş SavaşıNda Cepheler Ve Mud.Kurtuluş SavaşInda Cepheler Ve Mudanya Ant...derslopedi
 
Sevr Ant,Dzenl Ordunun Kurulmasi
Sevr Ant,Dzenl Ordunun KurulmasiSevr Ant,Dzenl Ordunun Kurulmasi
Sevr Ant,Dzenl Ordunun Kurulmasiderslopedi
 
Mondrostan Sonra
Mondrostan SonraMondrostan Sonra
Mondrostan Sonraderslopedi
 
Istiklal Milletimindir
Istiklal MilletimindirIstiklal Milletimindir
Istiklal Milletimindirderslopedi
 
InkıLap Tarihi
InkıLap TarihiInkıLap Tarihi
InkıLap Tarihiderslopedi
 
Erzurum Kongresi
Erzurum KongresiErzurum Kongresi
Erzurum Kongresiderslopedi
 
DoğU Ve GüNey Cep
DoğU Ve GüNey CepDoğU Ve GüNey Cep
DoğU Ve GüNey Cepderslopedi
 
Amasya GöRüşMesi
Amasya GöRüşMesiAmasya GöRüşMesi
Amasya GöRüşMesiderslopedi
 
1.DüNya Savaşı,Cepheler
1.DüNya Savaşı,Cepheler1.DüNya Savaşı,Cepheler
1.DüNya Savaşı,Cephelerderslopedi
 
AtatüRkçüLüK Slayt
AtatüRkçüLüK SlaytAtatüRkçüLüK Slayt
AtatüRkçüLüK Slaytderslopedi
 

Mais de derslopedi (20)

AtatüRk KıSa
AtatüRk KıSaAtatüRk KıSa
AtatüRk KıSa
 
AtatüRk KıSa
AtatüRk KıSaAtatüRk KıSa
AtatüRk KıSa
 
EndüLüS’üN Siyasi Tarihi Sunu
EndüLüS’üN Siyasi Tarihi SunuEndüLüS’üN Siyasi Tarihi Sunu
EndüLüS’üN Siyasi Tarihi Sunu
 
2 Birinci Dunya Savasinda Osmanli Devleti1
2    Birinci Dunya Savasinda Osmanli Devleti12    Birinci Dunya Savasinda Osmanli Devleti1
2 Birinci Dunya Savasinda Osmanli Devleti1
 
Milli Muca Gazete Manthetleri
Milli Muca Gazete ManthetleriMilli Muca Gazete Manthetleri
Milli Muca Gazete Manthetleri
 
Turkiye Cumhuriyetinin Dis Politikasi
Turkiye Cumhuriyetinin Dis PolitikasiTurkiye Cumhuriyetinin Dis Politikasi
Turkiye Cumhuriyetinin Dis Politikasi
 
7 Hayat Veren Zafer BüYüK Taarruz
7 Hayat Veren Zafer BüYüK Taarruz7 Hayat Veren Zafer BüYüK Taarruz
7 Hayat Veren Zafer BüYüK Taarruz
 
1 Ilk Zaferimiz
1 Ilk Zaferimiz1 Ilk Zaferimiz
1 Ilk Zaferimiz
 
Sivas Kongresi
Sivas KongresiSivas Kongresi
Sivas Kongresi
 
Kutruluş SavaşıNda Cepheler Ve Mud.Kurtuluş SavaşInda Cepheler Ve Mudanya Ant...
Kutruluş SavaşıNda Cepheler Ve Mud.Kurtuluş SavaşInda Cepheler Ve Mudanya Ant...Kutruluş SavaşıNda Cepheler Ve Mud.Kurtuluş SavaşInda Cepheler Ve Mudanya Ant...
Kutruluş SavaşıNda Cepheler Ve Mud.Kurtuluş SavaşInda Cepheler Ve Mudanya Ant...
 
Sevr Ant,Dzenl Ordunun Kurulmasi
Sevr Ant,Dzenl Ordunun KurulmasiSevr Ant,Dzenl Ordunun Kurulmasi
Sevr Ant,Dzenl Ordunun Kurulmasi
 
Mondrostan Sonra
Mondrostan SonraMondrostan Sonra
Mondrostan Sonra
 
Istiklal Milletimindir
Istiklal MilletimindirIstiklal Milletimindir
Istiklal Milletimindir
 
InkıLap Tarihi
InkıLap TarihiInkıLap Tarihi
InkıLap Tarihi
 
Erzurum Kongresi
Erzurum KongresiErzurum Kongresi
Erzurum Kongresi
 
DoğU Ve GüNey Cep
DoğU Ve GüNey CepDoğU Ve GüNey Cep
DoğU Ve GüNey Cep
 
Bati Cephes
Bati CephesBati Cephes
Bati Cephes
 
Amasya GöRüşMesi
Amasya GöRüşMesiAmasya GöRüşMesi
Amasya GöRüşMesi
 
1.DüNya Savaşı,Cepheler
1.DüNya Savaşı,Cepheler1.DüNya Savaşı,Cepheler
1.DüNya Savaşı,Cepheler
 
AtatüRkçüLüK Slayt
AtatüRkçüLüK SlaytAtatüRkçüLüK Slayt
AtatüRkçüLüK Slayt
 

1 BuluşLarıN SerüVeni Birinci BöL.

  • 1. IV. ÜNİTEZAMAN İÇİNDE BİLİM 75. YIL İLKÖĞRETİM OKULU DERS NOTLARI 2008 M.OktayAytaşkın Sosyal Bilgiler Öğretmeni
  • 2. 2 milyon 500 bin yıl önce uzmanların Homo Habilisadını verdikleri canlı, insanların ilk atası olarak kabul edilmektedir. Bu canlının en önemli özelliği alet yapma olduğu için ona Homo habilis, yani "becerili insan" adı verilmiştir. Doğada ham madde olarak bulunantaş, dal, kemik, ağaç gibi nesneleri yontarak onlara yeni bir şekil vermişlerdir. Bu basit aletler bugün yaşamımızı kolaylaştıran aletlerin temellerini oluşturmuştur. Atalarımız bu aletlerle; toprağı kazmışlar, topraktan bitki köklerini çıkarmışlar, ince dalları kesmişler ve hayvan kemiklerini parçalamışlardır. Günümüzden 2 milyon 500 bin yıl önce taşları yontarak alet yapma tekniğinin gelişmesi Yontma Taş Çağı'nı başlatmıştır. Homo Habilis
  • 3. İlkel insanlara ait araç gereçler İlk insanlar olan atalarımız günümüzden milyonlarca yıl önce bizlerden çok farklı koşullar altında yaşamlarını sürdürmüşlerdir. İnsanlık yolunda attıkları adıma doğa ile mücadele ederek başlamışlardır. Karınlarını topladıkları bitkiler ve avladıkları hayvanlarla doyurmuşlardır. Avlanarak yaşadıkları için yay ve oku icat etmişler, ağaç dallarından, kayalardan, büyük hayvanların derilerinden ve dişlerinden sığınaklar yaparak kendilerini soğuktan ve yağıştan korumayı öğrenmişlerdir. Daha sonraki aşamalarda ateşi keşfederek yemek yapmayı ve karanlığı aydınlatmayı başarmışlardır. Ateş, ilk insanların ısınma, aydınlanma ve yemeklerini pişirme ihtiyacını karşılamıştır.
  • 4. Duvarlara günümüze kadar ulaşan ve yaşantıları hakkında bilgi veren resimler çizmişlerdir. İlerleyen yıllarda çevre koşulla- rının, ihtiyaçların ve zekânın gelişmesi yeni değişimlere yol açmıştır. gözlem ve deneyimlerinin artması onları doğaya bağlı yaşamaktan kurtarmış çevrelerindeki bitkileri ekmeye ve hayvanları evcilleştirerek teknolojiye ve kültürel birikime ulaşmayı başarmışlardır. Tarım toprakları daha çok ovalarda bulunduğundan mağara veya kaya sığı­naklarında yaşayıp uzak topraklarda çalışmanın zorluğunu fark eden insanoğlu yaşadığı coğrafi bölgenin özelliğine göre taş, toprak veya kerpiçten konutlar yapmaya başlamışlardır. Besin üretiminin artması ve ilk yerleşik köy toplumlarının oluşması insanlık tarihinde yeni bir çağın başlangıcını oluşturmuştur.
  • 5. İnsanlar bilgi ve tecrübeleri arttıkça doğaya daha fazla egemen olmaya başlamış, suyun kaldırma kuvvetini bilmeden kayıklar yapmışlardır. Balta, ok, yay, çanak, çömlek gibi aletleri, oyduğu ağaçlardan, yonttuğu taşlardan ve şekillendirdiği topraktan meydana getirmiştir. Yün ve keten lifleri eğrilerek iplik haline getirilmiş bunlarla deri ve posttan daha kullanışlı giyecekler yapmak üzere ilkel kumaşlar dokunmuştur. Bütün bu gelişmeler tarımı etkilemiş, zeytinlikler ve bağlar kurulmuştur. Besin ve el ürünlerinde yaşanan bu artış ticaretin ilk şekli olan değiş tokuşu beraberinde getirmiş, uzak köylerle yapılan ticaret insanlar arasındaki bilgi alışverişini ve kültürel etkileşimi hızlandırmıştır. Demir ve bakır işlemeyi öğrenen insan silahlarını ve tarım aletlerini bu madenden yapmaya başlamış, yerleşmeler arası ticaret ilişkileri daha da hızlanmıştır. Uygarlığın temel taşlarından biri olan tekerleğin icadı ise yeni buluşları beraberinde getirmiştir. İnsanlar her dönemde yeni arayışlarına devam etmiştir. Yerleşik hayata geçişle başlayan uygarlıkların oluşumu bilimsel ve kültürel faaliyetlerin hızla artmasını sağlamıştır. Bu uygarlıkların kuruluş yerleri Anadolu, Akdeniz Havzası, Avrupa ve Afrika olmuştur. Bilim tarihinde ilk uygarlıklar ise Dicle - Fırat, Nil ve İndüs gibi büyük nehirlerin vadilerinden ortaya çıkmıştır. Saban, tekerlekli araba, gemi ve sulama kanalları bu vadilerde yaşayan insanların buluşlarıdır.
  • 6. Mezopotamya'da astronomi ile ilgili kabartma Mezopotamya'da Bilim Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan Mezopotamya, Asya, Avrupa ve Afrika arasında bir köprü görevi gören sulak ve verimli topraklara sahip bir bölge olması nedeniyle birçok kavmin uğrak yeri olmuştur. Sümerler, Akadlar ve Babiller bu topraklarda uygarlıklarını kurarak bilimsel çalışmaların yapılmasına öncülük etmişlerdir. Sümerler, Mezopotamya medeniyetinin en önemli eserlerini ve çalışmalarını ortaya koymuşlar, Babiller ile birlikte matematiğin gerçek temellerini atmışlardır. Alan ölçümleri ve su kanalları açmak için geometriden yararlanmışlardır. Çemberi 360° dereceye ayırma düşüncesini ortaya koymuşlardır. Uzunluk, alan, hacim ve ağırlık ölçümlerini hesaplayan Sümerler çarpma ve bölme cetvelleri de hazırlamışlardır. Tales, Öklid ve Pisagor'un bildiği birçok geometri teoremleri, Mezopotamya'da yüzyıllar öncesinden kullanılmıştır.
  • 7. Mezopotamya uygarlığı astronomi alanında da oldukça ileri gitmiştir. Sümerler ay ve güneş tutulmalarını hesaplamışlar, bir yılı 360 gün, haftayı da 7 gün olarak belirlemişlerdir. Haftanın 7 gün kabul edilmesi önce Romalılara daha sonra da bütün Avrupa'ya geçmiştir. Sümerlerin mirasçısı olan Babiller de astronomide çok ileri gitmiş, gök cisimlerinin hareketlerini gözlemleyerek tarım için yararlı bir takvim geliştirmişlerdir. Mezopotamyalı bir başka medeniyet olan Asurlular bütün bu birikimleri ticaret yaptıkları Anadolu'ya taşımışlardır. Böylece Anadolu uygarlıklarının da kültürel gelişimine katkı sağlamışlardır. Mezopotamyalılar kendi zamanlarındakine ve kendilerinden sonra yaşamış olan toplumlara farklı alanlardaki bilgilerin ulaşmasını sağlamışlardır. Bu bilgiler Mısır, Çin, Hindistan ve Yunanistan'a kadar ulaşmıştır.
  • 8. Mezopotamya'da sosyal sınıfları gösteren bir minyatür...
  • 9. Bunları Biliyormusunuz? Zigguratlar Sümerlerde tapınaklara Ziggurat denilirdi. Sümerler gökte olduklarına inandıkları tanrılarına yaklaşmak için Zigguratlarınıçok yüksek yaparlardı. 7 katlı olan bu yapıların alt katları tahıl ambarı olarak kullanılır, orta katları ibadete ayrılırdı. Son katında ise rahipler gökyüzünü incelerdi. Bu incelemeler Sümerlerde astronomi biliminin gelişmesini sağlamıştır. En Eski Kütüphane Asur Devleti Hükümdarı Asurbanibal tarafından MÖ. 625 yılında kurulan Ninova Kütüphanesi bilinen en eski kütüphanedir. Bu kütüphanede bulunan çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerden 20 bin kadarı bugün İngiltere'deki British Museum koleksiyonları arasında yer almaktadır.
  • 10. Eski Mısır'da Bilim Eski Mısır'da bilim MÖ. 3000 yıllarında oluşmaya başlamıştır. Mısırlılar, matematik, astronomi, kimya ve tıp bilimlerinde dünya medeniyetine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Dünyanın en büyük nehirlerinden biri olan Nil çevresinde yer alan Mısır, kuzeyde deniz, diğer sınırlarında ise çöl ile çevrelenmiştir. Nil Nehri yılda bir kez yatağından çıkarak taşkınlara neden olur, yağmurların dinmesiyle çekilir ve kıyılarda biriken alüvyonlarla verimli topraklara dönüşürdü. Bu nedenle nüfus Nil Nehri kıyısında toplanmıştır. Mısırlılar her yıl Nil Nehri'nintaşmasından sonra tarla sınırlarını tekrar düzenlemek için astronomi ve geometriye önem vermişlerdir. Aynı zamanda Nil deltasında durgun sularda yetişen bir tür kamış olan papirüsü yazı yazmak için kâğıt yerine kullanmışlardır. Bazı papirüsler üzerinde Mısır matematiği ile ilgili işaretler de bulunmuştur. Astronomi de Mısır'da oldukça ilerlemiştir. Kullandıkları takvimde yılı 30'ar günlük 12 aya bölmüşlerdir. Güneş yılı esasına dayanan birtakvim yapmışlardır. Bugün dünyada kullanılan takvim, Mısır takviminin biraz daha geliştirilmiş halidir.
  • 12. Az kuvvetle çok yük kaldırmayı sağlayan kaldıraç, makara gibi mekanik araçları yapıp kullanmaları ve geometride ileri gitmeleri dünya harikaları arasında sayılan piramitlerin yapılmasını sağlamıştır. Mısırlıların mumyalama geleneği ise onların tıp, kimya ve anatomi alanlarında çok ileri gittiklerine kanıt oluşturmaktadır. Ölümden sonra yaşama inanan Mısırlılar cesedin bütün kısımlarını bozulmadan saklamayı başarmışlardır. Cenazeleri mumyalayan rahipler ise bu sayede insan anatomisi hakkında geniş bilgi sahibi olmuşlardır. Onların önderliğinde hastalıkların teşhis ve tedavisinde yeni yöntemler uygulanmış ve çeşitli ilaçlar geliştirilmiştir. Bazı göz hastalıkları tedavi edilmiş, ameliyatlarda dikiş yöntemleri kullanılmıştır.
  • 13. Bunları Biliyormusunuz? KeopsPiramidi Gize'deantik Memfismezar kentinde bulunan üç piramitten biridir. Bugün Mısır'ın başkenti Kahire'nin bir parçasıdır. Dünyanın yedi harikasından biridir. Büyük piramidin içindeki Firavun odasının boyutları, iki temel Pisagor üçgenine eşittir. Oysa piramit Pisagor'dan binlerce yıl önce yapılmıştır. Piramidin çevresi ise bir yıl içindeki gün sayısını (365,24) göstermektedir. Piramidin çevresinin yüksekliği iki katına bölündüğünde ise (pi) sayısının yaklaşık değeri olan 3,14'ü vermektedir. Mumyalama Tekniği Eski Mısırlılar, önemli ölülerini mumyalamışlardır. Cesedin iç organları çıkarılır ve bedenin geri kalanı, doğal sodyum karbonat kristalleriyle sarılarak koruma altına alınırdı. Doğal şeklini kazandırmak için bedenin içi yaprak ya da talaşla doldurulurdu. Son olarak, mumyalanmış beden ketenle sarılırdı.
  • 14. Anadolu’da Bilim Anadolu medeniyetleri kendilerinden önce gelen Mısır ve Mezopotamya medeniyetlerinden etkilenmişlerdir. Bu medeniyetlerden birisi olan İyonyalılar ticaret yoluyla elde ettikleri zenginlik ile birlikte bilimsel çalışmalara da önem vermişlerdir. Özellikle felsefe, matematik ve tıp alanlarında çok ileri gitmişlerdir. Tales ve Pisagor İyonya’dayaşamış matematik ve geometri ile ilgili çalışmalarıyla tanınan bilim insanlarıdır. Tales, MÖ. 585 yılında olan Güneş tutulmasını, önceden haber vermiş, eşit açılı üçgenlerin kenarlarının orantılı olduğunu ve ikizkenar üçgenlerin tabanlarının eşit olduğunu söylemiştir. Bu tespitinden yola çıkarak piramidin gölgesiyle yüksekliğinin ölçülebileceğini kanıtlamıştır. Diğer matematikçi Pisagor ise matematik ve geometriye ait bazı kurallar bulmuştur. Friglerise tarımda verimi artırmak için bilimsel metodlarkullanmışlar, sulama kanalları inşa etmişlerdir.
  • 15. Biliyor musunuz? Anadolu medeniyetlerin- den Hititler tarihte ilk kez iki tekerlekli savaş arabasını yapmışlardır. Arşimet Pisagor Arşimet Arşimet MÖ. 287 - 212 yıllarında yaşamış Yunanlı matematikçi, fizikçi, astronom ve filozoftur. Suyun kaldırma kuvvetini bulması bilime en çok bilinen katkısıdır. Kendi adıyla tanınan Sıvıların Dengesi Kanunu, doğada tesadüflere yer olmadığını her zaman aynı koşullarda aynı sonuçlara ulaşılacağını göstermiştir. Arşimet 23 yüz yıl önce modern bilimsel yönteme çok yakın bir anlayışla bu günde geçerli olan Statik ve Hidrostatik kanunlarını bulmuştur. Tales
  • 16. Çin'de Bilim Bilim ve teknolojinin gelişmesi­ne katkısı olan diğer bir medeniyet Çin'dir. Komşuları olan Türkler ve Hintliler Çinlilerle etkileşim içine girmişlerdir. İnsanlık tarihine en önemli katkıları kâğıt, barut ve matbaa ile olmuştur. Kâğıt ve barut daha sonra Müslümanlar aracılığı ile Avrupa'ya geçmiştir. Çinliler barutu ateşli silahlarda değil, törenlerde havai fişek gösterileri için kullanmışlardır. Takvimi Türklerden almışlar, Hintlilerden ise matematik konusunda yararlanmışlardır. İşlem yapmayı kolaylaştıran abaküs ve çarpım cetveli gibi bazı basit aletleri de kullanmışlardır. Astronomi alanında da oldukça ilerleyen Çinliler, kuyruklu yıldızlar, kutup yıldızları ve sabit yıldızlar hakkında da ayrıntılı bilgiler elde etmişlerdir. Çinliler hastalıkların tedavisinde doğal yöntemler kullanmışlardır. Günümüzde de yaygın olarak kullanılan masaj ve akupunktur onlardan kalan bir mirastır. Türk istilalarından korunmak için yaptıkları Çin Şeddi ise dünya harikaları arasında yerini almaktadır.
  • 17. Hindistan'da Bilim Hindistan'da tıp, matematik ve astronomi alanlarında bilimsel çalışmalar yapılmıştır. On tabanlı sayı sistemini kullanarak aritmetikte önemli bir gelişme kat etmişlerdir. Cisimlerin atomlardan oluştuğunu ve atomun bölünemez en küçük parça olduğunu kabul etmişlerdir. Astronomi alanında da ay ve güneş tutulmaları hakkında bilgi vermişlerdir. Tıp alanında beden ve zihnin kontrol altında tutulmasını gerektiren yoga ile sağlıklı kalabilme yöntemini uygulamışlardır. Bilgi birikimleri daha sonra Yunan ve İslam dünyasındaki gelişmeleri de etkilemiştir.
  • 18. YAZI İLE GELEN UYGARLIK Uygarlığın temelleri yazının bulunması ile atılmıştır. Yazının bulunması bilimsel ve teknolojik gelişmelere öncülük eden en önemli buluş olmuştur. Yazı, toplumlar arası kültürel alışverişi hızlandırmış, bilgi birikiminin kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamıştır.
  • 19. çivi yazısı Yazıyı bulan ilk toplum Sümerlerdir. Sümerlerde rahipler tapınaklarda devlet için saklanan tahıl fazlasının ve diğer ürünlerin defterini tutmak zorundaydılar. Bu ürünler resim ve semboller kullanılarak belirtilmekteydi. Kil üzerine üçgen uçlu bir kamışla, sonraları maden uçlarla yazılmıştır. İşaretleri çiviye benzediğinden modern araştırmacılar tarafından çivi yazısı denilen bu yazı MÖ. 3200‘ lerde icat edildi. Bu yazıyı Mezopotamyalı tüccar bir uygarlık olan Asurlular ticaret yaptıkları Anadolu uygarlıklarına aktarmışlardır. Asur kralı Asurbanibaltarafından Ninova'daki saray kitaplığı bilim insanlarına Mezopotamya yazısının örneklerini ve Mezopotamya uygarlığı hakkında geniş bilgiler vermiştir. Asurbanibal hükümdarlığı sırasında her türlü çivi yazısı metinlerden büyük bir kütüphane oluşturmuştur. Bu kütüphanede Yaradılış Destanı ve GılgamışDestanı gibi önemli edebiyat yapıtları da bulunmaktadır. Hükümdar ailelerinin listesi ve tarihi öyküler o dönemin edebi yapıtları arasında yer almıştır. Zaferlerden ve savaşlardan bahseden destanlar uygarlığın geçmişi hakkında bir belge niteliği taşımaktadır.
  • 20. Hiyeroglif yazısı İlk Çağda Mısırlılar da kendilerine özgü hiyeroglif (resim) yazısını kullanmışlardır. Fenikeliler bundan esinlenerek harf yazısını oluşturmuşlar ve günümüzde kullandığımız alfabenin temelini atmışlardır. Fenikelilerin ticari ilişkiler kurduğu Yunanlılar ve İyonlar bu alfabeyi geliştirerek sesli harfler eklemişler ve son hâli olan Latin Alfabesi'ni ise Romalılar meydana getirmiştir. Hiyeroglif Yazısı MÖ 450 yılından kalma Yunan Yazısı
  • 21. Alfabe Modern alfabe, MÖ. 1300 yıllarında Fenikeliler tarafından icat edildi. Fenike alfabesi kendi dillerindeki bütün sesleri temsil eden 22 sessiz harften oluşuyordu. MÖ. 800'lerde Yunanlılar, bazı sessizleri seslilerle değiştirerek ve noktalama işaretleri ekleyerek bu alfabeyi geliştirdiler. Yunanlılar harflerden oluşan bu diziye Yunanca'nın ilk iki harfi olan "alfa" ve "beta" harflerinden esinlenerek alfabe adını verdiler. MÖ. 400 yıllarında Yunan alfabesinden esinlenen Romalılar ise 19 harfli bir alfabe icat ettiler. Bu alfabeye daha sonraları yedi harf daha eklendi. Bu alfabe '' bugün hala kullandığımız alfabedir. Biliyor musunuz? Yunan alfabesinin ilk hali aynı zamanda "topraktaki saban izleri" olarak da tanımlanırdı. Sağdan sola yazılırdı ve takip eden satır, soldan sağa devam ederdi. Her satır, bir öncekinin tersi yönde yazılarak devam ederdi.
  • 22. İLK YAZIDAN GÜNÜMÜZE Tarih öncesinde toplumlarda az nüfuslu yerleşim birimleri vardı. Zamanla nüfusun artması ve kent devletlerinin ortaya çıkması ile bir arada yaşayan insanlar arasında sözlü kurallar yeterli olmamaya başladı. İnsanlar tapınak duvarlarına kentte uyulması gereken kuralları yazdılar. İhtiyaçlar arttıkça yazıya duyulan gereksinim de arttı. Ticari ilişkileri düzenlemek, devletler arası anlaşmaları imzalamak, devlet ile ilgili resmi kayıtları tutmak, toplumsal sözleşmeleri yapmak, tanrılar ve devlet ileri gelenleri hakkında hikâye, ilahi, şiirler yazarak edebi eserler oluşturmak gibi durumlarda yazıyı kullandılar. Bu şekilde harflerin ve yazının icadı insanlara fikirlerin ve bilginin daha rahat paylaşılabileceği bir ortam yarattı. Bu paylaşım 1450 yılında Johannes Guttenberg'inhareketli metal matbaa harfi bulunan matbaayı icat etmesiyle en yüksek seviyeye ulaştı. Daha önce elle yazıldığı için oldukça pahalı olan ve nadir bulunan kitaplar büyük bir hızla çoğaltıldı. Kitapların fiyatının düşüp farklı dillere çevrilmesi tüm insanların kitaba ulaşabilmesini sağladı.
  • 23. Biliyor musunuz? Tarih Yazıcılığı Anadolu uygarlıklarından olan Hititler tanrılarına hesap vermek için yıllıklar tutmuşlardı. Anal adı verilen bu yıllıklar sayesinde tarih yazıcılığını başlattılar. Bu anallara zaferleri, yenilgileri, devlet yönetimi gibi tüm yıl boyunca yaşadıkları her olayı kaydettiler. Matbaadan Önce Arşimet'in MÖ. 3. yüzyılda kaleme aldığı metinler, MS. 10. yüzyılda bir el yazı ustası tarafından yağlı parşömen kâğıtlarına temize geçirilmişti. Bu olaydan iki veya üç yüzyıl sonra bir keşiş, el yazmalarını içeren orijinal kâğıtları yeniden kullanıma geçirdi. O dönemde yağlı keçi derisinden yapılan kâğıtların üretimi çok pahalı olduğundan, ölen bir kişinin ardından el yazmaları silinip, kâğıtlar yeniden kullanılıyordu.
  • 24. Biliyor musunuz? Tarihteki İlk Yazılı Antlaşma Konuşma dilini, yazı diline çevirmeyi başaran Sümerler, düşünceyi ve tarihi gelecek kuşaklara bırakma sırrını bulmuş oldular. Sümer, Babil ve Hitit gibi uygarlıklar, kil tablet üzerine yazarlardı. Harflerin biçimi, çiviye benzediği için, bu yazıya çivi yazısı adı verildi. Resimdeki gördüğünüz çivi yazısına yansıyan konu, tarihteki ilk yazılı antlaşmadır. Kades Antlaşması olarak bilinen bu antlaşma Mısırlılar ile Hititler arasında yapılmıştır.
  • 25. Biliyor musunuz? Osmanlı yurttaşı İbrahim Müteferrika ve Mehmet Çelebi'nin oğlu Sait Efendi'ye, 1726 yılında Türkçe baskı yapacak bir basımevi kurma izni verildi. Bu izin, el yazmacıların ve bu işten çıkarı olanların protestolarına yol açtıysa da dönemin Sultanı III. Ahmet ile "Lâle Devri"nin ünlü yenilikçi Sadrazamı Nevşe- hirli Damat İbrahim Paşa, bu kesimlerin yoğun direnişlerine karşı koydular ve basımevinin kurulmasını desteklediler. Böylece Osmanlı ülkesinde, Müslüman Osmanlı yurttaşlarının sahibi olduğu ilk basımevi, dinî yayınlar basmama koşuluyla 16 Aralık 1727 günü çalışmaya başladı. Bundan iki ay sonra da Vankulu Lügati adıyla ilk kitap basıldı.
  • 26. Günlük Yaşamla Bağlantı Günümüzde yaygın olarak kullanılan Latin Alfabesi, Atatürk inkılâbının bir sonucu olarak ülkemize gelmiştir. Laik ve modern bir devlet haline gelen Türkiye halen Arap harflerini kullanmaktaydı. Arap harflerinin okunması ve anlaşılması çok güç olduğundan halk anlamakta güçlük çekiyordu ve bu nedenle okuma yazma oranı da oldukça düşüktü. Batılı ülkeler ile olan kültürel etkileşimi de hızlandırmak amacıyla 3 Kasım 1928'de Latin harfleri kabul edildi. Arap harflerinin kullanılmasını yasaklayan bir kanun çıkarıldı. Bu sayede Türkiye, halka yeni yazıyı okuyup yazmayı öğreten, kara tahta ve sehpalarla donatılmış bütün aydınlarıyla bir ders odasına döndü.
  • 27. TÜRK VE İSLAM BİLGİNLERİ İslam dünyası bilimsel çalışmalarıyla özgün ve orjinal fikirler üreten bir çok insan yetiştirmiştir. Müslümanlar özellikle Abbasiler döneminde birçok eseri çevirerek bilim ve felsefe alanlarında ilerleme göstermişlerdir. Fetihler ve ticari ilişkilerin gelişmesi ile Müslümanlar, Yunan ve İran medeniyetleri ile de ilgilenmişlerdir. Yunanca, Farsça, Hintçe gibi dillerden Arapça'ya çevrilen çeşitli kitaplar İslam dünyasında farklı düşünce ve bilim anlayışının gelişmesini sağlamıştır.Müslüman bilim insanları Eski Yunanistan'ın matematik, fizik, tıp, kimya ve astronomi bilimlerini geliştirmişlerdir. Logaritma, cebir gibi bilim kollarının Avrupa'ya geçmesini sağlamışlardır. İslamiyet i kabul eden toplumlardan olan Türkler de bilim dünyasına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Tıp, astronomi, matematik ve felsefe gibi bilim dallarında önemli eserler vermişlerdir. Sultan Alparslan Döneminde Bağdat'ta vezir Nizam-ül Mülk tarafından açılan Nizamiye Medresesi İslam Dünyasına hizmet etmiş, ilim insanları yetiştirmiştir. Türk İslam devletlerinde yetişen ünlü bilim insanlarından bazılarını görelim…
  • 28. FARABİ Ünlü Türk filozofu olan Farabi, Yunan filozofu Aristo'nun tüm fikirlerini çok iyi açıkladığı için "Muallimi Sâni" lakabı ile tanınmıştır. Felsefe, psikoloji, matematik, fizik, siyaset ve astronomi alanlarında yaklaşık 160 eser vermiştir. MERCEK ALTINDA Bilim Evi Bağdat, Abbasi Devleti'nin başkenti ve aynı zamanda bir kültür merkezi olmuştur. 850 yılında Abbasi Halifesi El -Me'mun burada bir bilim akademisi kurmuş, buraya Beytül-Hikme yani Bilim Evi adı verilmiştir. Bilim Evi'nde rasathane, genel kitaplık ve bir çeviri kurulu bulunmaktaydı. Bilim Evi'nin en önemli görevi, dönemin ünlü astronomlarını, matematikçilerini ve hekimlerini bir araya getirmek ve özellikle Eski Yunan filozoflarının önemli eserlerini Yunancadan Arapçaya çevirmekti.
  • 29. BİLİYOR MUSUNUZ? Tıp'ta Kanun İbni Sina'nın Kanun adlı tıp kitabı XV. yüzyılın sonlarında, biri Arapça, on beşi Latince olmak üzere 16 baskı yapılmıştır. 17. ve 18. yüzyıllar boyunca kaynak kitap olarak kullanılmaya devam etmiş böylece tüm tıp kitaplarının en yaygın olma unvanını kazanmıştır. Günümüzde hâlâ tıp fakültelerinin tıp tarihi bölümlerinde okutulmaktadır. İBN-İ SİNA İbn-i Sina özellikle felsefe ve tıbbi düşünceleriyle tanınmıştır. Geometri, mantık, fıkıh, tıp, doğa bilim üzerine çalışmalar yapmıştır. Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının ve Anadolu doğacılarının yapıtlarını incelemiştir. Çeşitli alanlarda 270 eser vermiştir. Kanun-u Fi't Tıp Kitab'-üş Şifâ, Hikme-i Ala eserlerinden bazılarıdır. Tıp ile ilgili en tanınmış eseri Tıpta Kanun'dur.
  • 30. BİRUNİ Matematik, fizik ve coğrafya alanındaki çalışmalarıyla tanınmıştır. En önemli eserleri Kanun-u Mes'udi, El - Asar - il Bakiye ve Hint Tarihi'dir. Yapıtları birçok Batı diline çevrilmiştir. Dünyanın durağan değil, dönen bir kütle olduğunu ileri sürmüş ve "Camahir fi Marifet'il Cevahir (Cevherlerin Özellikleri Üstüne)" adlı yapıtında, 23 katı cismin ve 6 sıvının özgül ağırlıklarını bugünkü değerlerine çok yakın olarak saptamıştır. İBN-İ HALDUN lbn-i Haldun düşünce tarihinde önemli bir yeri olan bilgindir. En önemli eserlerinden biri olan “Mukaddime”'de bütün bilimlerin doğa bilimleri gibi bir bilim olduğunu savunmuştur. Tarih felsefesi, ekonomi, siyaset ve sosyoloji gibi bilim dallan onun sayesinde ayrı bilimler olarak gelişmeye başlamıştır. Bu konuda Batı'ya öncülük etmiştir. Eseri Paris'te ve Kahire'de bastırılmıştır. Düşünceleri ile Avrupa'da büyük etki yaratmıştır. Sosyolojinin babası kabul edilmektedir.
  • 31. HAREZMİ Harezmi, matematik, gökbilimi ve coğrafya alanlarında çalışmış ünlü Türk bilginidir. Matematik alanındaki çalışmaları cebirin temelini oluşturmuştur. Harezmi'nin bu konuda yazdığı kitabı Latince'ye çevrilmiştir ve bu sayede Batılı matematikçiler romen rakamları ve harf sistemi yerine on tabanlı sistemi öğrenmişlerdir. Hesabül Cebir, vel-Mukabele adlı kitabı matematik tarihinde birinci ve ikinci dereceden denklemlerin sistematik çözümlerinin yer aldığı ilk eserdir. Bu nedenle Harezmi "Cebirin Babası" olarak tanınmıştır. BATTANİ Battani, astronomi ve matematik alanlarında önemli çalışmalar yapmıştır. Güneş yılını en son bulgulara göre 365 gün, 5 saat, 46 dakika ve 24 saniye olarak doğru belirlemiştir. Hem astronomi hem de trigonometrideki özgün buluşları bu bilimlerin gelişmesine büyük yarar sağlamıştır.
  • 32. ÖMER HAYYAM Ömer Hayyam şair, filozof, matematikçi ve astronomdur. Şiirlerindeki eğlence düşkünlüğünün belirgin olması nedeniyle rubaileri ile ünlenmiştir. Matematikte binom açılımını ilk kullanan kişidir. Zamanında bir bilgin olarak ün kazanan Hayyam, Iran ve doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu sayılmıştır. ULUĞ BEY Ünlü Türk bilim insanı Uluğ Bey zamanında, 15. yüzyılda, İslam dünyasındaki matematik ve astronomi bilimleri büyük gelişme göstermiştir. Kendi başkanlığında Ali Kuşçu'nun da içinde bulunduğu matematik ve astronomi bilginleri ile bilimsel araştırmalar yapmak için bir kurul oluşturmuştur. Semerkant'da gözlem evi ve medrese yaptırmış, gözlem evinde yapılan gözlemleri ve sonuçları "Zici" adı verilen eserinde toplamıştır.
  • 33. Biliyor musunuz? Selçuklu devrinde bir rasathane kurularak araştırmalar yapılmış Ömer Hayyam, Ebu-I Muzaffer isfizari gibi bilginler “Takvim-i Melikşahi" denilen bir takvim düzenlemişlerdir. Bu takvim bugün kullanılan Gregorien takviminden daha doğru hesaplara dayanmaktadır. Sevgiyle... Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin Tekkede, manastırda eremezsin Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada Cennetin cehennemin üstündesin Bir sır daha var, çözdüklerimden başka Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka Hiçbir yaptığınla yetinme geç öteye! Birşey daha var, bütün bu yaptıklarından başka Ömer Hayyam
  • 34.
  • 35.
  • 36. İnsanoğlu var olduğundan beri evreni merak etmiştir. Merak insanları araştırma yapmaya yöneltmiştir.
  • 37. Tarih içerisinde merak duygusuna sahip olan insanların düşüncelerini ifade etmeleri zaman zaman kısıtlanmıştır. Özgür düşünce ortamı olmasa da bilim adamları araştırmalarını yapmaya devam etmiştir.
  • 38.
  • 39.
  • 40.
  • 41. Bu dönemde Osmanlı Devleti'nde de bilimsel gelişmeler desteklenmiştir.
  • 42.
  • 43. Bu alanda emeği geçenleri onurlandırmak,
  • 44. Gençleri bilim ve araştırma alanına yöneltmek,
  • 45. Türkiye'deki bilimcilerin ve araştırmacıların toplumsal statülerinin korunması, yükseltilmesini sağlamak,
  • 46.
  • 47. Toplumda bilimsel yaklaşım ve düşüncenin yayılmasını sağlamak
  • 48. Hükümete, Türk bilimcileri hakkında yaşam düzeyleri, gelirleri, ayrıcalıklarına ilişkin mevzuat değişikliklerini önermek
  • 49.
  • 50. ÖRNEK Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi'nde, Fatih tarafından Sahn-ı Seman Medresesi inşa ettirilmiş; bu kurumda fıkıh, kelam, hadis gibi derslerin yanı sıra matematik, tıp, felsefe gibi bilimler ders olarak okutulmuştur. Buna göre; I. Medreselerin birer eğitim kurumu olduğu II. Pozitif ve dini bilimlerin birlikte okutulduğu III. Kuruluş Dönemi'ndeki eğitim seviyesinin yakalanmasına çalışıldığı yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II veIII ÇÖZÜM Yükselme Dönemi'ndeki eğitim sisteminde medreselerin önemli birer eğitim kurumu olduğunu; medreselerde dini bilimlerle, pozitif bilimlere ağırlık verildiğini söyleyebiliriz. Ancak verilen bilgilerden Yükselme Dönemi'nde, Kuruluş Dönemi'ndeki eğitim seviyesinin yakalanmasına çalışıldığına dair bir yargıya ulaşamıyoruz. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
  • 51. Rönesans 15. yy. sonu ve 16. yy. başlarında Avrupa'da ede­biyat, güzel sanatlar (resim, heykel, mimarlık) ve bilim alanında görülen yeniliklere denir. Kelime anlamı *Yeniden Doğuş* tur. Rönesans'ın Nedenleri Kâğıt ve matbaanın etkisi ile okuma yazmanın gelişmesi, bilgi ve kültürün artması Coğrafi keşifler sonunda; güzel sanatlara merak saran zengin bir sınıfın oluşması İstanbul'un fethinden sonra İtalya'ya giden bilginlerin eski Yunancayı ve eserleri öğretmeleri Doğaya, güzel sanatlara, edebiyata, bilimsel gelişmelere ilginin artması
  • 52. Rönesans'ın İtalya'da Başlama Nedenleri İtalya'nın eski Yunan ve Roma medeniyetlerinin merkezi olması İtalya'nın islâm medeniyetlerine yakın olması İtalya'nın şehir devletleri şeklinde örgütlenmesi İtalya'da özgür düşünce ortamının var olması İtalyan şehir devletlerinin deniz ticaretiyle zenginleşmesi
  • 53. Rönesans'ın Sonuçları Skolastik görüş (Kilise'nin dar görüşü) yıkılmıştır. Yerine pozitif düşünce hakim olmuştur. Reform hareketlerine zemin hazırlanmıştır. Bilimsel ve teknik alandaki gelişmeler hızlanmıştır. Avrupa'da sanattan zevk alan aydın (mesen) sınıf ve halk sınıfı oluşmuştur. Hümanizm akımı ortaya çıkmıştır (insana ve insan aklına önem veren bir bilim alanıdır). Hümanistler, insan sevgisine öncelik veren yeni eserler oluşturdular.
  • 54. 7. Bramantve Mikelanjdönemin en ünlü mimarlarıdır. Ressamlar eserlerinde insan vücudunun gü­zelliğini ön plana çıkardılar. Leonardo daVinci ve Mikelanjölmez eserler bıraktılar. Donatellove Gibertdaha çok İsa, Meryem heykelleri yaptılar. 8. Rönesans hareketleri diğer Avrupa ülkelerini de etkilemiştir. 9. Fransa'da krallar Rönesans'a destek verdi. Mimari alanda PiyerLeskoönemli Rönesans sanatçılarıdır. 10.Almanya'da edebiyat ve resim alanında etkili oldu. Martin Luther ve Erasmus dinsel konuları incelediler. Albert Dürer dini tablolar yaptı. 11.İspanya'da yine edebiyat alanında Cervantes önemli eserler yaptı. 12.İngiltere'de edebiyat alanında Shakespeare ünlü eserler yapmışlardır.
  • 55.
  • 56. DANTE Hümanizm’in kurucusu; Dante, Mayıs 1265'te Floransa'da doğmuştur.Babasının ölümünden bir yıl sonra Flo-ransa'nın önde gelen aşk şairlerinden biri olarak üne kavuşmuştur. Daha sonra yoğun felsefe çalışmalarına başlayan şair, felsefi konularda şiirler yazmıştır. 1308'de İlahi Komedya adlı eserini yazmaya başlamıştır.DanteÖzgün adı Comedia (Komedya) olan bu yapıta "ilahi" adı Rönesans döneminde eklenmiştir. İlahi Komedya Dante'nin cennete, cehennem ve arafa yaptığı hayali bir seyahatin öyküsüdür. Burada verdiği bilgilere göre Yer evrenin merkezinde ve hareketsizdir. Yerin etrafında sırasıyla, Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn'ün küreleri bulunur. Küreler meleklerin yardımı ile hareket eder. Yazar 1321 yılında Rovenna'da ölmüştür. Machiavelli 1513'te “Prens” adlı eserini yayınlayan Machiavelli hümanist bir hukukçudur. Devletin çıkarlarını herşeyden üstün gören ve devleti dinin etkisinden kurtarmayı ileri süren düşüncesi ile ilk laik düşüncenin temellerini atmıştır.
  • 57. Hümanizm akımının etkisiyle edebiyat, resim, heykel ve mimari alanlarda önemli gelişmeler yaşandı. Çünkü insanlar hümanizm akımı ile Orta Çağın baskısından ve kısıtlayıcılığından kurtulmuş oldu. İnsana değer veren ve onu evrenin merkezine koyan bu anlayış dinden bağımsız bir kültür kurmayı insan ve dünya ile özgün bir düşünce yaratmayı hedefliyordu. Bu akımı takip eden edebiyatçılardan Petrork, Dante ve Bocacio İtalya' nın ilk hümanistleri olmuşlardır. BOCACİO
  • 58. Mercek Altında Türk Hümanistler Aydınlanmaya katkı sağlayan ve hümanizmi benimseyen Türk düşünürler arasında Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana önemli isimlerdir. Bu düşünürler eserlerinde insan sevgisini temel almış dil, din, ırk ayrımı gözetmeden tüm insanları sevme fikrini benimsemişlerdir. Yunus Emre
  • 59. ÖRNEK Rönesans, 15. ve 16. yy.larda önce İtalya'da başlayan daha sonra Avrupa'ya yayılan edebiyat, sanat ve bilim alanındaki yenilik hareketleridir. Rönesans Hareketleri'nin İtalya'da başlamasının aşağıdaki nedenlerinden hangisinin, İtalya'nın çevre kültürlerden etkilenmesinde doğrudan rol oynadığı söylenemez? Coğrafi konumu Önemli ticaret yolları üzerinde olması Şehir devletleri biçiminde örgütlenmesi İslam medeniyetine komşu olması ÇÖZÜM İtalya, coğrafi konum itibari ile Akdeniz'in ortasında, önemli ticaret yolları üzerinde ve islam kültüründen etkilenecek bir konumdadır. Bu durum çevre kültürlerden etkilenmesinde başlıca etkendir. Ancak İtalya'nın şehir devletleri biçiminde örgütlenmesi, ülkenin siyasi yapısıyla ilgilidir. Doğru cevap "C" seçeneğidir.
  • 60. Reform 16.y.y.da Avrupa'da Katolik Kilisesi'nde yapılan düzenlemelerdir. Almanya'da başlamış ve daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Reformun Nedenleri 1. Katolik Kilisesi'nin bozulması, din adam- larının Kilise imkanlarını kendi çıkarları için kullanmaları, 2. Endülijans, afaroz sorunları (din adamla- rının halkı ekonomik yönden sömürmesi) para karşılığında günahların affedilmesi, cennetten toprak satılması 3. Matbaanın yaygınlaşması, 4. Rönesans'ın etkisi ile özgür düşünce ortamının oluşması, 5. Kilise'nin mallarının artmasıyla halkın bu duruma tepki göstermesi, Bir Katolik Kilisesi
  • 61. 6. Reform hareketleri, Almanya'da Martin Luther tarafından başlatıldı. Martin Luther, Katolik Kilisesi uygulamalarına karşı: "Tanrı ile kul arasına kimsenin giremeyeceğini, kişinin günahlarının ancak Tanrı tarafından affedileceği" şeklindeki görüşlerini bildirgesinde açıkladı. Bunun üzerine Papa, Luther'iafaroz etti. Luther'in düşünceleri geniş kitleler tarafından benimsendi. Alman imparatoru Şarlken, Luther ve taraftarlarını 1529'da protesto ettiği için Almanya'da yeni oluşan bu mezhebe Protestanlık adı verilir. 7. Fransa'da Reform hareketlerini başlatan Calven'dir. 1598 yılında Calvenizmve diğer mezhepler Fransa'da serbest bırakılmıştır. 8. İngiltere'de ise Reform hareketleri devlet tarafından başlatılmıştır. Kral 8. Henry Katolik Kilisesi'nden ayrılarak Anglikanizm mezhebini kurmuştur. Anglikanizm
  • 62. Biliyor musunuz? İngiltere'de Kral 8. Henry' nin Katolik kilisesinden ayrılıp Anglikan kilisesini kurmasının nedeni eşinden boşanıp sevgilisi Anne Boleny ile evlenmekti. Katolik kilisesi boşanmayı yasakladığı için kral danışmanı Kardinal Wolsey'in önerisiyle Katolik kilisesinden ayrıldığını bildirdi. Kral 8. Henry
  • 63. MARTİN LUTHER Almanya'nın Eisleben kentinde doğan Martin Luther, Erfurt Üniversitesi'nde okudu. 21 yaşındayken manastıra girip ilahiyat eğitimine başladı ve aynı yıl rahip oldu. Ertesi yıl Wittenberg Üniversitesi'nde doktorasını tamamlayarak ders vermeye başladı. O günlerde Roma'nın görevlendirdiği bir keşiş Wittenberg civarında endülijans satıyordu. Luther, manastırdaki günlerinden beri sorguladığı bu uygulamaya karşı bir eleştiri yazdı. Endüljans uygulaması hakkında bir tartışma başlatmak niyetiyle 31 Ekim 1517 günü, o dönemde üniversitenin bülten panosu sayılabilecek Wittenberg Kale Kilisesinin kapısına 95 maddelik tezini astı. Kilise tarafından aforoz edildi. Fakat endülijans satışlarının düşmesini sağladı.
  • 64. Reformun Sonuçları Katolik Kilisesi kendini yenilemek zorunda kaldı. Din adamlarına duyulan güven azaldı. Eğitim ve öğretim Kilise'nin elinden alınarak laik eğitim sistemi kuruldu. Mezhep savaşları çıkması nedeniyle Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki ilerleyişi kolaylaştı. Avrupa'da mezhep birliği bozuldu. Protestanlık, Calvenizm, Anglikanizm gibi yeni mezhepler ortaya çıktı. Katolik Kilisesi'nden ayrılan ülkelerde Kilise'nin mallarına el konuldu. Toprakları elinden alınan Kilise büyük güç kaybına uğradı.
  • 65.
  • 67.
  • 68. ÖRNEK Avrupa'da Rönesans ve Reform hareketleri sonuçlandıktan sonra görülen bazı değişiklikler şunlardır: I. Basılı kitap ve yayınların çoğalması II. Ressam, heykeltraş ve müzisyenlerin konu seçimlerinde serbest hareket etmesi III.Laik eğitim sistemine geçilmesi IV. Kilise'nin mallarına ve topraklarına el konması Yukarıda verilenlerden hangisi okuma-yazma oranında artış olduğunun göstergesidir? A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV ÇÖZÜM Rönesans ve Reform hareketleri sonucunda okuma-yazma oranının artmasında, basılı kitap ve yayınların çoğalması ve laik eğitim sistemine geçilmesi etkili olmuştur. Doğru cevap "B"seçeneğidir.
  • 69. AYDINLIĞA DOĞRU 16. yüzyıl sonu 17. yüzyılda Rönesans ve Reform hareketleri ile birlikte aklın ve bilimin egemenliği ön plana çıktı. Bu durum felsefe, bilim ve teknolojide çok büyük gelişmelere yol açtı. Özgür düşüncenin gelişmesi insanların yaratıcılığını ve üretme gücünü artırdı. Böylece çok sayıda yeni buluş ve eser ortaya çıktı. İnsanlar doğayı rahatlıkla gözlemleme olanağı buldu. Bir çok aracın özellikle teleskobun, mikroskobun, termometrenin ve barometrenin icat edilmesi önceki çağlarda yapılan gözlem ve deneylerin kesinlik kazanmasını sağladı.
  • 70. AYDINLIĞA DOĞRU Bu dönemde Kopernik bugünkü güneş merkezli gök sistemini buldu. "Göksel Kürelerin Dönüşü" adlı yapıtında evrenin merkezinin dünya değil, güneş olduğunu ve dünyanın güneş etrafında döndüğünü anlatmıştır. Kilisenin bu düşüncesinden dolayı onu yargılayacağından korkmuş ve kitabını bir süre yayınlamamıştır. Ölümünden bölümler değiştirilerek yayınlanmıştır. Bu kitap astronomide, doğa bilimlerinde ve insan düşüncesinde çok derin etkiler yaratmış ve kendisinden sonra gelen Kepler ve Galileo gibi astronomi bilginlerine de örnek oluşturmuştur. Kepler ileriki yıllarda Kopernik sisteminin doğruluğunu bilimsel olarak ispatlamıştır.
  • 71. Descartes Kopernik Galileo ise fizik ve astronomi alanlarında önemli çalışmalar yapmıştır. Çok güçlü teleskoplar yaparak gök cisimlerini incelemiştir. Yıldızlar ve gezegenlere ilişkin gözlemlerini "Yıldızların Habercisi" adlı kitabında toplamıştır. Aydınlanma Çağında Fransız filozof ve matematikçi Descartes (Dekart)’dafikirleri ile büyük etki yaratmıştır. Bütün evrenin matematiksel olarak açıklanabileceğini ileri sürmüş, analitik geometriyi geliştirmiştir. Diğer bir Fransız matematikçisi olan Pascal da bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu ispatlamıştır. Bu dönemde Newton ise yerçekimi yasasını bulmuştur.
  • 72. NEWTON (1642 - 1727) Ünlü bir İngiliz matematikçisi, astronomi ve fizik bilimcisidir. Evrensel çekim yasası ve ışığın yapısı ile ilgili kanunları ile tanınmıştır. Newton gezegenlerin güneş çevresindeki hareketinden yola çıkarak bu durumu çekim kuvvetiyle açıklamıştır. Newton'a göre Yer'in çevresinde dolaşan Ay'ı yörüngesinde tutan kuvvet ile, atılan bir taşın yere düşmesini sağlayan kuvvet, aynı kuvvettir. Yani, evrensel çekim kuvvetidir. Newton'unçekim yasası şöyle ifade edilmiştir. İki kütle birbirini kütlelerin çarpımı ile doğru, aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılı olarak çeker. Ne w ton ’ un Ağacı Biliyor musunuz? Newton'unbaşına elma düşmesiyle yerçekimini keşfettiği yer, Cambridge'deki botanik bahçesinde bulunmaktadır.
  • 73. Rasyonalizm 17. yüzyılda Orta Çağdaki yaklaşıma tamamen zıt bir düşünce akımı olan rasyonalizm (akılcılık) ön plana çıkmıştır. Rasyonalizm bilginin kaynağının akıl olduğunu, doğru bilginin ancak akıl ve düşünce ile elde edilebileceği tezini savunan felsefi yaklaşıma verilen isimdir. Dünya hakkındaki önemli olan bilginin sadece deney ötesi yöntemlerle elde edilebileceğini savunur. Bu görüşe göre kesin bilgi örneği matematiktir. Akılcı geleneğin batıdaki en önemli isimleri arasında Descartes, Spinoza ve Leibniz yer alır.