1. BİR BAKIŞTA
İRAN’IN ANA TİCARİ MEVZUATI
Av. Encyeh Sadr
Bayan Emrooz International Law Firm
Tahran, Iran
Çeviri ve katkı:
Av. Yaşar Öztürk
y.ozturk@ozturkozturk.av.tr
İran günümüzde dünyanın en önemli petrol ve doğal gaz üreten
ülkelerinden birisi olarak bilinmekte ve dünyadaki en büyük bakır kaynakları da
dahil olmak üzere çeşitli zengin maden kaynaklarına sahip bir ülke olarak
tanınmaktadır. İran’ın tarımdaki potansiyeli çok büyüktür. Farklı iklim koşulları
kuru ziraat ürünlerinin üretilmesine olanak sağlarken, küçük ve büyük baş
hayvancılık yapılmakta, İran Körfezinde ve Hazar Denizinde balık ve diğer deniz
ürünlerinin elde edilebilmektedir.
Ticaret ve Şirketler
Bugünkü İran ticaret hukukunun ana kaynağı esas olarak Fransız Ticaret
Kanununundan esinlenen 1933 tarihli Ticaret Kanunudur. Yirmi yıllık muhtelif
değişiklikler sonrası, nihayet Yeni Ticaret Kanunu 2014 yılı Nisan ayında İslami
İstişari Meclisi (parlamento) tarafından Kabul edilmiş olup yürürlüğe girebilmesi
için Muhafız Konseyinin tetkiki için beklemektedir. 1933 tarihli Ticaret Kanunu
ticari işlemler, tüccarlar, taşıma , ticari enstrümanlar, şirketler ve iflas hakkında
düzenlemeler içermekte iken, yeni kanun daha ziyade güncel ve modern
ekonomik ve ticari yapılanmalara önem vermektedir. Şirketler hukukunda,
tescilin ana kaynağını hükümet tarafından onaylanan yönetmelikler
oluşturmaktadır ve dış ticareti, yabancı yatırımı çekebilmek için yeni gelişmeler
ışığında, yabancı şirketlerin %100 yabancı ortaklığı ve sahipliğine ve İran’da
yabancı şirket ve kuruluşların şubeleri ile temsilcilik büroları açabilme ve tescil
ettirilmesine müsaade edilmektedir.
Sözleşmeler
İran hukukunun ana kaynağını oluşturan Şeriat kurallarında değişik
sözleşme türleri tanımlanmış ve düzenlenmiştir. Söylemek gerekir ki, İran
Medeni Kanununun ana kaynağı da Şeriat kurallarıdır. İran Medeni Kanunu ile
satış, kira ve avukatlık sözleşmeleri de dahil olmk üzere geniş kapsamlı
sözleşmeler ve sözleşmesel ilişkiler, aile hukuku ve miras hukuku
düzenlenmiştir.
2. Sözleşmelerle ilgili olarak, İran Medeni Kanununun 10. Maddesi ile,
kanunlara aykırı olmayan her tür sözleşme yapılabilmesi için sözleşme yapma
serbestliğini tanımaktadır. İran Medeni Kanununda tanımlanmış ve düzenlenmiş
olan sözleşmelerin büyük bir çoğunluğu konvansiyonel olması nedeniyle, bu
hüküm Şeriat’ta bulunmayan yeni ve modern sözleşme tipleri için sonu olmayan
bir yol açmıştır.
Yabancı Yatırım
Eski Ticaret kanununa ragmen, yabancı yatırımcıları cezbedebimek
amacıyla, “Yabancı Yatırımın Cezbedilmesi ve Korunması Kanunu” 2002 yılında
Kabul edildi. Bu kanunun ışığında yabancı yatırımcılar muhtelif konularda İran
vatandaşlarıyla eşit muamele görecekler, sermayenin ülkeye giriş ve çıkışında
korunacaktır. Mülkiyet sahipliği, istihdm ve ikamet de dahil olmak üzere
ticaretin diğer yönleriyle ilgili olarak, önemli derecede tercihli uygulama bu
kanunla garanti edilmektedir.
Fikri Mülkiyet
Fikri mülkiyet hukuku alanında İran güncel olabilme girişimlerini
sürdürmektedir. İran sınai mülkiyetle ilgili olarak Paris Konvansiyonu’nu
imzalayan akit ülkedir. Telif haklarının, yazar ve sanatçıların haklarının
korunması 1970 tarihli yasada öngörülmüştür. İran, 2002 yılında Dünya Fikri
Mülkiyet Örgütü’ne (WIPO), ticari markaların uluslararası tesciliyle ilgili olarak
Madrit Sözleşmesi ve Protokolüne de 2003 yılında katılmıştır. Patentlerin,
endüsriyel dizaynların ve ticari markaların tescili hakkında yeni kanun 2009
yılında kabul edilmiş olup, WIPO Örnek Kanun model alınmıştır.
Elektronik Ticaret
İran’ın, UNCITRAL Model Kanun esas alınarak oluşturulan Elektronik
Ticaret Kanunu 2004 yılının Ocak ayında kabul edildi. Bu kanundan başka, online
ticari operasyonlarda düzenlenmiştir. Bugün yetkililerden izin ve lisans alınması
gereken işe başlamalar, online mağazalar ve e-ticaret holdingleri ve elektronik
güven sembolü (e-Namad)’ın , İran Elektronik Ticaretin Kalkınma Merkezinden
alınarak kullanılmasına, online ticari faaliyetlerin yapılması ve geliştirilmesine
müsaade olunmaktadır. Elektronik imza büyüyen başka bir ögedir ve her geçen
gün bir çok online işlemler ve vergi beyannamelerinin verilmesi ve mahkemelere
başvuruların yapılmasında uygulanmakta ve yetkili makamlarca talep
edilmektedir. E-Ticaretle ilgili olarak, İran mevzuatında bu tür işler için
koruyucu hukuki düzenlemeler her geçen gün büyüyerek artmakta ve İran
online ticarette profesyonel olan yabancı büyük şirketlerin varlığına tanık
olmaktadır.
Tahkim (Arbitration)
Tahkimle ilgili olarak İran, esas olarak UNCITRAL model kanunundan
esinlenerek 1998 yılında Uluslararası Ticari Tahkim Kanununu yaparak
yürürlüğe koymak suretiyle bu konudaki önemli ve esaslı adımları atmıştır.
3. Diğer önemli bir husus da, İran’ın Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve
Tenfizi Hakkında New York Konvansiyonu’nu 2002 yılında kabul etmesidir.
İran2ın New York Konvansiyonunu Kabul edip onaylayarak yürürlüğe koyması,
sözleşmesel ilişkilerinin kaderini devlet mahkemelerinin eline bırakma
konusunda isteksiz olan yabancı ytırımcılar için yeni bir kapı açmıştır. İran’ın
yerel açıdan tahkim hukuku, Hukuk Usulü Kanunundaki bir kaç maddeden
kaynağını almaktadır. Bir ihtilafın tarafları, anlaşmazlığı devlet mahkemesine
dava yoluyla götürmek yerine, tahkim konusunda önceden taraflar arasında
yapılmış bir anlaşmanın bulunması koşuluyla, tahkime götürebilirler. Tahkim
yargılaması sonucunda verilecek Hakem Kararı bağlayıcıdır ve yetkili mahkeme
tarafından icra edilebilir. Hakem kararının icrasının reddi sebepleri çok sınırlıdır
ve mahkemenin tahkim divanının verdiği kararda yer alan durumlar ve haklar
hakkında, onun yerine geçecek bir karar verme yetkisi yoktur.
İş Kanunu
İran’da ilk iş kanunu 1949 yılında Kabul edilmiştir ve daha sonra 1991
yılında kabul edilen yeni kanunla değiştirilmiştir. Bu kanun İran’da, işveren-işçi
ilişkileri yönünden iş hukuku düzenlemesinin köşe taşını oluşturur. Diğer iş
kanunları gibi bu kanun da işçilerin işverene karşı haklarını korumak amacıyla
hazırlanmış ve yürürlüğe koyulmuştur. İran, 1949 yılından bu yana Uluslararası
Çalışma Örgütü (ILO)nun üyesidir.
Serbest Bölgeler
İran’da (güneyde Kish, Queshin ve kuzeyde Anzali gibi) serbest bölgelerde
yapılan yatırım ve ticari faaliyetler; şirket tescili, vergi muafiyeti, ikamet ve giriş
müsaadesi ile ilgili olarak esaslı teşvikler getirmektedir. Güneydeki serbest
bölgeler, batı dünyasına bağlantı noktası olan Birleşik arap Emirlikleri’nin
uluslararası limanlarına olan yakınlıklıkları nedeniyle ayrı bir tercih nedeni
oluşturmaktadır.
Gelecekteki olasılıklar
Bugünkü durumda İran, ekonomik büyümeye doğru hareketini
sürdürmekte ve hükûmet özel sektördeki ulusal ve uluslararası yatırımları teşvik
etmektedir. Çok açıktır ki ekonomik güvenlik ve yatırım akışı, İran2a koyulan
uluslararası yasakların yarattığı ekonomik problemleri aşabilmek için ön
gerekliliktir. Uluslararası yasakların kaldırılmasını müteakiben, küresel
pazarlardan İran’a yatırımcı ve iş yapmak isteyenlerin akışı başlamıştır. İran’da
yatırım yapmak isteyenler veya İran’la iş yapmak isteyen iş adamları potansiyel
mahalli ortaklar bulabilmek ve yapılabilecek iş tür ve alanları ile ilgili her tür veri
tespit ve değerlendirmesi için girişimlere başlamış bulunmaktadır. Bu yatırımcı
ve iş adamı akışını yaklaşık 80 milyon nüfusu, enerji potansiyeli, 30 yaş altındaki
genç ve iyi eğitilmiş, teknik bilgi ve becerisi olan nüfusu ile Orta Doğu’da en
büyük pazar olabilme olasılığı çekmektedir.