3. Apple bilgisayarların Hollywood sinemasında gerçek
hayattan çok daha sık kullanıldığını fark etmiş
miydiniz?
Ya da film nerede geçerse geçsin mutlaka Starbucks’ta
bir kahve içildiğini?
4. Rahat giysileri sevdiğimiz halde seçimlerimizde
bağımsızlığımızı nasıl kaybediyoruz?
Peki ya Harley Davidson’ın doğum günü kutlamaları
için her yıl yüz binlerce Harleycinin, Milwaukee’ye
gitme sebebi nedir?
5. Kişiselleştirici farklar vadeden reklamların
etkisiyle, farklı olduğumuzu dünyaya göstermek
istiyoruz. Çoğu zaman farklılaşmak adına
aynılaştığımızın farkına bile varmadan…
Herkesin farklılaşma peşinde olduğu günümüz
koşullarında artık markalar bu farklılığı, aidiyet ve
kimlik gibi sosyolojik oluşumları da ilgilendiren
duygusal bağlarla yaratmaya çalışıyorlar.
6. Farklı ambalaj tasarımlarına beynin verdiği tepkiler
nelerdir?
Yeni bir ürün piyasaya çıktığında seçilecek en doğru
renk hangisi olmalıdır?
Tüketici hangi kokuya ne tepki verir?
7. Müzik, verilen mesajlara ne katar, mesajdan ne
götürür?
Reklam araçları içinde en dikkat çeken/çekmeyen araç
hangisidir?
8. Geleneksel araştırma yöntemlerinin bu sorulara %100
doğru sonuçlar verdiğini söylemek pek de mümkün
değil.
İnsanlar genellikle düşünceleri sorulduğunda rasyonel
cevaplar vermekte zorlanıp duygusal içerikli cevaplar
verme, kendilerini olduklarından farklı
gösterme, beğenilerini ve tercihlerini farklı ifade etme
eğilimindedirler.
9. Pazarlama dünyası son iki yıldır
koku, ambalaj, reklam, müzik, ürün, logo gibi bir
uyarıcı karşısında tüketicilerin beyinlerinde oluşan
tepkilerin saniye saniye ölçülmesi
sonucunda, uyarıcının yarattığı hislerin analiz
edilebildiği yöntemler kullanan yeni bir stratejiye dört
elle sarılmış durumda.
10. Nöro Pazarlama (Neuromarketing)
Nedir?
Nöromarketing, pazarlamanın öznesi olan insanın,
beyninin nasıl çalıştığını ve nasıl karar verdiğini
bilimsel tekniklerle ölçen bilim-pazarlama alanıdır.
İlk olarak 1990’larda Amerika Birleşik Devletleri’nde
ortaya çıkan bir kavramdır.
11. Pazarlamanın bu yeni alanına adını, 2002 yılında
Patrick Renvoise tarafından temelleri atılan ve daha
sonra Christophe Morin’in de katılımıyla yayına
hazırlanan Nöromarketing adlı kitap vermiştir.
12. Beynin sırlarını çözmeyi amaçlayan Nöro Pazarlama,
pre-test ve post-testler ile dikkat (attention),
duygusal bağlılık (emotional engagement), akılda
tutma (memory retention) gibi üç önemli
parametreyi ölçümlüyor. Bu yolla tüketicinin
duygularını, heyecanlarını, arzularını, korkularını ve
müşterilerin tercihlerini neyin belirlediğini saptayarak
aynı anlamın nasıl tekrar inşa edileceğini ortaya
koyuyor.
13. Üç yıl boyunca MR teknikleriyle 7 milyon kişi üzerinde
yürüttüğü deney ve araştırmaların sonuçlarını 2008′de
“Buy-ology – Satın almaya dair bildiğimiz her şey
neden yanlış?”adlı kitabında yayınlayan Martin
Lindstrom’a göre bunun sebebi:
’’İnsan davranışının %15′lik bölümü bilinç, %85′lik
bölümü ise bilinçaltında şekillenir.’’
14. Yani; bu zamana kadar aldığımız mesajlar biz farkında
olmadan beynimizin ‘bilinçaltı’ dediğimiz yerinde
depolanır, o marka, ürün ya da hizmet hakkında bir
yargı oluşturur. Satın alma sırasında karar
vermemize sebep olan faktör bilinçaltıdır.
Dolayısıyla bilinçaltımızın yaptığı seçimleri
bilincimizle açıklamakta zorlanıyoruz.
15. Nöromarketing’e göre aslında neyi istediğimizin bilinçli
olarak farkında değiliz ve satın alma kararlarımızı
mantığımızla değil, duygularımızla veriyoruz.
Bu açından baktığımızda, Nöromarketing ‘in; marka- müşteri
arasındaki ilişkinin özelliklerini ortaya çıkararak gerçek bir
analiz yaptığını ve bu yüzden de reklamcılar için çok önemli
olduğunu söyleyebiliriz.
Öyle ki; satın alma sürecinde beynimizi görüntülüyor ve
nelerden
etkilendiğimizi, etkilenebileceğimizi, motivasyonlarımızı – biz
istesek de istemesek de- gözler önüne seriyor.
16. Nöromarketing bu noktada beynin nasıl çalıştığını
inceliyor ve satın alma davranışlarımızın nasıl
geliştiğini yani bir şey satın alırken beynimizin nasıl
tepkiler verdiğini ölçümlüyor.
Peki beynimiz nasıl çalışır?
17. Beyin Nasıl Çalışır?
Nöro Pazarlama ile ilgilenen araştırmacılar insan
beyninin nasıl çalıştığını çözmeye çalışmışlardır.
Beynin Yapısı:
İnsan beyni; dil, mantık ve matematik gibi doğrusal
düşüncenin merkezi olan sol yarım küre;
sanat, müzik, yaratıcılık ve ilham gibi kavramsal
düşüncelerin merkezi olan sağ yarım küre olmak üzere
iki yarım küreden oluşmaktadır.
18. Beynin her bir yarısı fonksiyonları bakımından dört loba
ayrılmıştır.
Frontal bölge, özellikle rasyonel verinin işlenmesinde, karar alma
süreçlerinde, konuşma sırasında, motor fonksiyonlarında, cinsel
davranışların belirlenmesinde etkin rol oynar. Aynı zamanda
sosyalleşme, hafıza ve ani (satın alma gibi) davranışları kontrol
eder. Bir anlamda, davranışların planlanması ve hayata
geçirilmesi konusunda yardımcı olur.
Parietal bölge, vücudun çeşitli bölgelerindeki beş duyu
organından gelen bilgileri işleyen bölgedir. Aynı zamanda
rakamların ve algılanan objelerin anlamlandırılması konusunda
rol oynar.
19. Osipital bölgede görsel korteks bulunmaktadır. Bu
bölge görüntünün anlamlandırıldığı bölgedir.
Temporal bölge ise özellikle hafıza konusunda aktif rol
oynar. Baskın temporal lob özellikle kelimelerin
anlamlandırılması ve objelerin isimleri konusunda
etkin rol oynar. Baskın olmayan temporal bölgede ise
görsel hafıza bilgileri işlenir.
20.
21. Beyin aynı zamanda, farklı hücresel ve işlevsel özellikleri
olan üç farklı gruba ayrılır. Bunlar;
Yeni Beyin düşünür. Rasyonel verileri işler. Entelektüel
süreçlerden sorumludur.
Orta Beyin hisseder. Duyguları ve içten gelen hisleri işler.
Eski beyin asıl kararı verir. Diğer iki beyinden gelen verileri
hesaba katar.
22. Eski Beynin Özellikleri:
Eski beyin, sürüngen beyin olarak da adlandırılan, anne
karnında gelişmeye en önce başlayan beynimizdir.
Eski beyin organizmanın hayatta kalmayla ilişkilendirdiği
kararları vermektedir.
Eski beyin “Benmerkezcidir.” Kendine çabucak çıkar
sağlamayan ya da hayatta kalmasını sağlamayan uyaranlara
karşı sabrı ve empatisi yoktur.
23. Eski beyin “Zıtlık”lara karşı duyarlıdır.
Eski beyin anlaşılması kolay, basit ve somut verileri
algılamaya yatkındır.
Eski beyin bir şeyin başlangıcın ve sonuna dikkat eder.
Bekleyiş eski beyinde yer alan ödül merkezini uyararak
bir nörotransmitter olan dopaminin salgılanmasını
sağlar.
24. Eski beyin görsel uyarıcılara tepki verir. (Optik
sinirler, duyma sinirlerinden daha hızlıdır.) (yüksek
beyinden daha çabuk algılar.) (Sözleri tanımaz.)
(görsel uyarıların duygusal yeterliliğiyle bağ
kurabildiğini gösteriyor.)
Ödül/ceza terazisiyle karar verir. Davranış ve
kararlarımız üzerindeki temel iki etmen, zevk arayışı
ve acıdan sakınmadır.
25. Beynimizin yapısı böyle çalışırken aynı zamanda
beynimizin çalışması sırasında, bu çalışmayı ve
verdiğimiz tepkileri ve satın alma davranışlarımızı
etkileyen bazı özel hormonlar ve nöronlar
bulunmaktadır.
26. AYNA NÖRONLAR
Ayna Nöronlar, motor öncesi beyin bölgesindeki nöronların bir
eylem gerçekleştirirken ve başka biri bir eylemi gerçekleştirirken
gördüğünde harekete geçen nöronlardır.
Hedef alınan hareketlere değil (dolaşmak, ellerini kavuşturup
oturmak vs.) belli bir nesneyi içeren hareketlere tepki verirler.
Sinemada kadın kahraman ağladığında neden sizin gözlerinizin
dolduğunu hiç düşündünüz mü ? Ya da dünya kalitesindeki bir
piyanisti dinlerken ruhunuzu zarif ve güzel duyguların sarması ?
İşte bunların tamamından ayna nöronlar sorumludur.
27. Beynimiz bu eylemleri sanki kendimiz yapıyormuşuz gibi bir tepki
gösterir.
Başkalarının davranışlarını farkında olmadan taklit etmemizin
sorumlusu da ayna nöronlardır.
Bu davranış eğilimi doğuştan gelir. Yeni doğmuş bebeklerde de
görüldüğü gibi.
Neşeli birini gördüğümüzde neden gülümsediğimizi ya da acı çeken
birini gördüğümüzde neden ürktüğümüzü ayna nöronlar açıklıyor.
Esneme eylemini ele alalım , karşınızda biri esnerken ya da bu satırları
okuduğunuzda sizin de aynı eylemi yaptığınızın farkında mısınız ?
28. Unilever yöneticileri kaşıma ve kaşıntı lafı geçtiğinde odak grubu
çalışmasındaki tüketicilerin kafalarını kaşımaya başladıklarını fark etmişler.
Kısaca, bir insanın yaptığını gözlediğimiz ve okuduğumuz sırada biz de
zihnimizden aynısını yapıyoruz.
Satın alma açısından ise , ayna nöronlar satın alma davranışını taklit etme
biçiminde ortaya çıkıyor.
Apple kulaklıkları , Gap’ in genç ve seksi görünümlü giysileri , kendimizi
vitrindeki mankenin yerine koymamızı sağlıyor ve onları satın alırsak bizim
de genç, havalı ve seksi görüneceğimizi düşündürüyor.
Burada aslında satın aldığımız şey bir tutum ya da imaj oluyor.
29. Gülümseme testine bakacak olursak bize pozitif yaklaşan
ve iyi davranan insanlar hafızamızda daha fazla yer eder ve
böyle bir ortam da satın almamız daha da kolaylaşır.
Bir ürünü çok itici bulurken sonradan fikrinizin değiştiği
oldu mu ? ‘’ne çirkin şey ‘’ fikrinden benden bunlardan
almalıyım görüşüne geçtiniz mi ? Bazen bir ürünü üst üste
her yerde görmek içimizde ona yönelik bir istek
oluşturabilir.
Guitar hero 3, The Sims , Second Life gibi bilgisayar
oyunlarının tutulmasının sebebi ayna nöronlardır.
30. Guitar Hero da zor bir melodiyi çalmakta ustalaşınca , Second
Life da bir üst kademeye ulaşınca , ayna nöronlarımız sanal
gerçeklikle aramızda duygusal bir bağlantı oluşturur.
Bu araçlar sayesinde bu başarıları , düşleri gerçek hayatımızda
yaşayacak olsak hissedeceğimiz zevk akınının aynısını yaşatan
birer sanal araç olurlar.
Ayna nöronlar aynı zamanda birbirine uyumlu koku ve görüntü
ögelerinin beynin aynı bölgesini harekete geçirmesini
sağlayabiliyor. Gözlerinizi kapatıp yırtılan bir kağıt sesi
duyduğunuzu düşünün, bunun yırtılan bir kağıt sesi olduğunu
nasıl anlarsınız , tabi ki bu anı görüntüsüyle birlikte zihninizde
yaşayarak.
31. Karar vermede etkili hormonlar : Dopamin ve
oksitosin
Ayna nöronlar yalnız başına çalışmazlar. Dopamin
hormonuyla birlikte çalışırlar.
Oksitoksin hormonu salgılandığında insanlar daha
paylaşımcı ve maddi bağışa daha yakın oluyorlar.
Marka tercihine verilen tepki beynin ön
tarafında, düşünme ve yargılamayı yöneten bölge olarak
bilinen “pre-frontal kortex”tedir.
32. Buna göre, güçlü bir marka imajının beyin üzerindeki
belirleyici rolü, dilde bulunan tat duyusunun
gönderdiği mesajlara göre çok daha güçlüdür.
33. “Thalamus’un görevlerinden biri, duyusal bilgiyi
işleme ve bunu korteksin ilgili kısmına göndermek.
Mesela görsel bilgi retinadan gelir, tahalamus’a
gider, korteksin görsellikle ilgili olan kısmında işlenir.
Bütün duyuların yolu bu şekilde thalamus’tan
geçerken, sadece koku farklı bir yol izler.
34. Koku ve koklamayla ilgili olan sistemimizin
thalamus’la böyle bir ilişkisi yoktur. Kokladığımız şey
doğrudan amygdala’ya gider. Yani duygularımızın
merkezine.
Amygdala beynin hafıza merkezinin hemen yanında
yer aldığı için de kokular bizde derin izler bırakır.
35. Spor arabaların ödül duygularını tanımlayan beyin
bölgelerinin (ventral putamen) aktive olduğu
sonucuna ulaşılmış. Ventral putamen, beyinde sosyal
üstünlük ve seksüel hazzı da tanımlar.
Deneklerin Mini Cooper görüntüsü ile
karşılaştıklarında beyinlerinde aktive olan bölge ile
bebek yüzü görüntüsüyle karşılaştıklarında aktive olan
bölgenin aynı olduğu tespit edilmiştir.
36.
37. Sigara paketleri üzerindeki uyarıcı yazılar beyinde
‘nucleus accumbens’ denilen bölgeyi uyarıyor ve
burada salgılanan dopamin sigaraya
karşı daha fazla istek uyandırıyor.
38. Marka sadakati yüksek markalar tüketicinin beyninde
dinsel duyguların etkilediği bölgeyi etkiliyor.
Tüketiciler alışveriş sırasında baktıkları ürünlerin
sadece %18′ini alıyorlar.
Satın alma süreçleri kültürden kültüre farklılık
gösteriyor.
39. Nöro Pazarlama Nasıl Çalışır?
Nöro Pazarlama üzerine çalışanlar, tüketicileri çeşitli
uyaranlara maruz bırakırken, bu uyaranlar karşısında
fizyolojik tepkilerini ölçen çeşitli bilimsel yöntemler
kullanırlar.
Bu araştırmalar sırasında tüketicilerin uyaranlara karşı
verdiği sözel cevaplara değil, beyindeki değişimlerine
ve buna fizyolojik tepkilerine bakarlar.
40. Nöromarketing neden önemlidir ?
Washington Street Journal’da yayınlanan bir makaleye göre
Unilever, Kimberly Clark ve P&G gibi şirketler
nöromarketing yöntemlerini kullanarak tüketici
davranışlarının gerçek kaynağına, onları alışveriş sırasında
yerinde inceleyerek, ulaşıyorlar.
Beyin dalgalarının ölçümlendiği nöromarketing
araştırmaları, alışveriş deneyimi konusunda yeni döneme
işaret ediyor.
41. Çünkü akademik çalışmalar gösteriyor ki, tüketicilerin
odak gruplarında söyledikleri her zaman gerçeği
yansıtmayabiliyor. Bu, tüketicilerin yalan
söylediklerini değil, kendilerinin bile farkında
olmadıkları bilinçaltı tepkilerini bilinç seviyesinde
ifade edemediklerini gösteriyor.
Öte yandan, tüketicilerin ürünle ilk karşılaşmalarının
yani ürüne ilk bakışlarının bu denli etkili olduğunun
belirlenmesi; ambalaj tasarımındaki değişim
yönetiminin önemini de bir kez daha ortaya koyuyor.
43. EEG (Elektroensalogra)
fMRI (Fonksiyonel Manyetik Rezonans
Görüntüleme)
SST (Steady State Typography/Sabit Hal
Tipografisi)
Galvanic Skin Response(Galvanik Deri Tepkisi)
44. fMRI (Fonksiyonel Manyetik Rezonans
Görüntüleme): fMRI vücuda oksijen taşıyan
alyuvarlardaki hemoglabinin manyetik özelliklerini ölçer.
fMRI beyindeki bir milimetre küçüklüğündeki bir alanı bile
izleyip oldukça kapsamlı bir enformasyon sağlayabilir.
fMRI taraması sırasında beynin hangi kısmı
kullanılıyorsa, o bölge kıpkırmızı parıldar böylece
nörologlar bu hareketliliği izleyerek, herhangi bir anda
beyinde hangi alanların faaliyet halinde olduğunu
saptarlar.
45. SST (Steady State Typography/Sabit Hal
Tipografisi): Anlık tepki ölçme avantajına sahiptir.
Görsel uyaranlara karşı insan beyninde oluşan
faaliyetleri gerçek zamanlı kaydedebilir.
Diğer ölçümlerin yanı sıra deneklerin duygusal
tepkilerinin düzeyini (izledikleri şeye ne kadar ilgi
gösterdikleri), belleklerini (izledikleri görüntüleri
hangi parçaları uzun süreli belleklerinde yer ediyor)
ve yakınlaştıkları ve uzaklaştıkları anları da
belirleyebilir.
46. Eye Tracking: Göz bebeği hareketlerini hassas
biçimde ölçümleyerek, raporlayan bir araştırma
yöntemidir. . Kişilerin alışveriş sırasında ya da
herhangi bir görüntü izlerken tam olarak nereye
baktığını, göz bebeklerinin nereye odaklandığını ölçer.
Eye Tracking tekniği 1980′lerin başından beri
kullanılan bir araştırma yöntemidir.
47. Yeni oluşan teknik ise, Eye Tracking ve EEG analizlerinin
birlikte kullanılmasıdır. Bu iki sistemin birlikte kullanıldığı
araştırma modelinde, tüketicilerin gerek ekran karşısında
gerekse alışveriş sırasında ne gördüğünde ne hissettiğini
bilimsel olarak bulgulamak mümkündür.
Galvanic Skin Response(Galvanik Deri Tepkisi):
Cildin, avuç içlerinin uyarıcıya bir tepki olarak direncinin
değişmesidir. Bu durum, ter bezlerinin etkinliğine bağlıdır
ve coşku ve stres yaratıcı uyarıcılarla ortaya
çıkabilmektedir.
48. EEG : Beyin EEG verilerinin analizine dayanır. İnsanın hissettiği
her duygu parçacığı beyinde küçük elektrik akımlarının
oluşmasını sağlar.
Nöronların harekete geçmesiyle oluşan aktivite deneklerin
başına yerleştirilen elektrotlarla ölçülür. Böylece elde edilen EEG
verisiyle, izlenilen görüntünün ya da alışveriş sırasında hissedilen
her duygunun beynin hangi bölümünü harekete geçirdiği
anlaşılır. Aynı duyguların beyinde harekete geçirdiği bölgeler de
hep aynıdır.
Örneğin dünyanın çok farklı bölgelerinde yaşayan insanların
bile heyecanlandığında beyinlerinde harekete geçen bölge
aynıdır.
49. WEB EEG :Web EEG araştırmalarında eye
tracking ve EEG cihazlarını senkronize kullanımıyla web
sayfasında kullanıcıların nereye baktığını, ne zaman
zorlandığını, neyin dikkatlerini çektiğini, nerelerde
duygusal bağın kurulduğunu ortaya çıkarmak mümkündür.
Web EEG; Reklamın sayfanın neresinde etkili olacağı,
ürünün, markanın ne şekilde sunulması gerektiği, kısaca
sayfa yerleşimi ve site tasarımının kullanıcıdaki duygusal
etkiyi artırarak satın almaya yönlendirici olmasını sağlama
konusunda markalara yardımcı olur.
50. Facial Decoding: Surat ifadelerini
yorumlayarak, biometrik etkilerin ölçümlerinin
yapılmasına olanak verir.
Voice Analysis : Tüketicilerin uyaranlar karşısında
seslerini analiz ederek verilere ulaşılır.
51. Artıları - Eksileri
Olumlu Yönleri:
Nöromarketing araştırmalarının önemli farklarından biri, küçük
örneklem yapısıyla geleneksel araştırmalara göre kat kat hızlı ve
güvenilir sonuç elde edilmesidir.
Bu zamana kadar en etkin araştırma yöntemi olduğu
düşünülen, fokus grup araştırmalarında bulunan sistematik ve
sistematik olmayan hata Nöromarketing yöntemiyle minimize
edilir.
Fokus gruplarda duygu ve düşünceleri sorulduğunda insanların
hemen hemen hiçbir zaman beyinlerinden geçeni söylemedikleri
düşünülürse Nöromarketinge olan talebin neden hızla arttığını
da anlamış oluruz.
52. Maliyetinin sanıldığı kadar yüksek olmaması, hatta bazı
projelerde konvansiyonel araştırmalardan daha düşük
maliyetli olmasıdır. Bu farkın en temel sebebi, insanların
aynı duyguları hissettiğinde beyinlerindeki aynı bölge
harekete geçtiğinden dolayı düşük denek sayısıyla yüksek
temsil oranlarına ulaşmanın mümkün olmasıdır.
Gelecekteki iletişim stratejilerine ve marka geliştirilmesine
açık ve öz bir şekilde yol gösterici bilgi sağlar.
Reklamlar, sinema filmleri, marka algısı, web
siteleri, mağaza dizaynı, hatta siyasi parti programları gibi
insanın beş duyusuna hitap eden çok sayıda alanda
kullanılabilir.
53. Nöromarketing soru sormaz.
Nöromarketing, reklamlarda ilgi kaybı yaratan ya da
rahatsızlık veren kısımları çıkarma, değiştirme imkanı
sunar.
Nöromarketing sayesinde şirketler reklamlarına hem
daha az para ödeyip hem etkinliğini artırabilirler.
54. Olumsuz Yönleri :
Manupülatif bir teknik olup olmadığı tartışılıyor.
Türkiye’de yeni kullanılmaya başlanmış bir uygulama
olduğu için kuşkuyla yaklaşılıyor.
55. Nöromarketing’in Geleceği
Şirketlerin ürünlerinin gelecekteki başarı ya da
başarısızlığını kestirebilmek için kullandıkları
geleneksel piyasa araştırmalarının (anket, odak grup
araştırmaları) yerini nöropazarlama alacak.
Nöropazarlamaya talep arttıkça nöropazarlamanın
ucuzlayıp kolaylaşması mümkün olacak,
Bu da nöropazarlamanın tanınıp yaygınlaşmasını
sağlayacak.